Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 HAZİRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
UBP kazandı
DMP fireverdi
• LEFKOŞA (Cumhariyet)
— KKTC'de önceki gün
yapılan ve muhalefet
partileri tarafından boykot
edilen yerel seçimlerde, 22
belediye başkanlığından
14'ünü UBP, 8'ini de
bağımsız adaylar kazandı. 6
belediyede ise başka aday
çıkmadığı için otomatik
olarak UBP adaylan
kazandılar. Yerel seçimlere
ilgi beklenenin de altında
gerçekleşti. Bu arada
muhalefet panilerinin
oluşturduğu Demokratik
Mücadele Partisi'nden
milletvekili seçilen Ismet
Kotak ile Ergün Vehbi, dün
bu partiden istifa ettiler.
Milletvekilleri, "Bu ülkede
iktidar kimsenin tekelinde
değildir. Muhalefet yapmak
da, sakat politikalarla 15
yüdır UBP'ye hukümet
etme olanağı verenlerin
tekelinde değildir.
'Berlin başkent
ilanedilsiıv
• BONN (AA) — Doğu ve
Batı Berlin belediye
başkanlan Tino Schwerzina
ve Walter Momper, siyasi
birleşmeyle ilgili ikinci
anlaşmada, kentin resmen
Birleşik Almanya başkenti
ilan edilmesini istediler.
Bonn'da düzenledikleri
basın toplantısında iki
belediye başkanı, Federal
Almanya Başbakam
Helmut Kohl'ü Baü Berlin
bölge hükümeti ve Doğu
Berlin Belediye Konseyi
toplantılannda Berlin'in
birleşik Almanya'nın
başkenti olmasından yana
görüş bildirmeye çağırdılar.
AGIK'te
anlaşma
• KOPENHAG
(Cumhuriyet) —
Kopenhag'daki Avrupa
Güvenlik ve Işbirliği
Konferansı çerçevesindeki
Insan Haklan
Konferansı'na katılan 35
ülke, sonuç bildirgesinde
yer alacak ilkeler
konusunda görüş birliğine
vardılar.
FKÖ'den çagrı
• TUNUS (AA) — Filistin
Devlet Başkanı Yaser
Arafat'ın Danışmanı
Bassam Ebu Şerif, Israilli
yetkililerce Filistin halkına
karşı gırişilen katliama son
verümesi için BM ve
Avrupa'mn "derhal
harekete" geçmesini, ABD
Başkanı George Bush'un da
"müdahale" etmesini istedi.
Ebu Şerif, Bugün TUnus'ta
düzenlediği basın
toplantısında, FKÖ'nün
tsrail tarafından insan
haklarının çiğnenmesi
konusuna ABD Başkanı
Bush'un dikkatini çekmek
istediğini ve FKÖ'nün
Bush'un "tepkisini"
beklediğini söyledi.
Fang Lizhi
Çin'den aynldı
• PEKİN (AA) — Çin
Halk Cumhuriyeti
yönetiminin ülkeden
aynlmalarına izin verdiği,
rejim aleyhtan astrofizikçi
Fang Lizhi ve eşinin yurt-
dışına çıktıklan bildiriliyor.
Fang Lizhi ve eşi Li
Shuxian, 1989 yıhnın
haziran ayında düzenlenen
demokrasi yanlısı gösterileri
bastırmak için hükümetin
askeri birlikleri seferber
etmesi üzerine ABD'nin
Pekin BüyükelçiligTne
sığınmışlardı.
Türke şeref
ödtilti
• TEL AVtV (AA) —
tsrail, 2. Dunya Savaşı'nda
Rodos adasındaki
Yahudilerin kurtulmasım
sağladığı için Türk
vatandaşı Selahattin
Ülkülen'e (76), Yamıdi
olmayan yabancılara verilen
"erdemlilik" (righteous
gentile) unvanım verecek.
1944 yüında Rodos'ta
Türkiye Başkonsolosu
olarak görev yapan ve dün
ödülünü almak için Israil'e
giden Ülkülen, Ben Gurion
Havaalanı'na vanşında
gazetecilere yaptığı
açıklamada, "Türkiye için
Yahudiler bütün haklara
sahip vatandaşlardı. Biz
Hıristiyanlar, Müslümanlar
ve Yahudiler arasında hiçbir
aynm yapmadık" dedi.
Ankara, Yunanistan Başbakanı Mitsotakis'in 'öneri paketine'tepki gösterdi
Atina ile zirve pürüztiDışişleri Bakanlığı yetkilileri Mitsotakis-Akbulut
görüşmesinin "sadece bir tartışmâ" olarak
nitelendirildiğini, bu nedenle Londra'daki zirvede,
kapsamlı görüşmeler beklenemeyeceğini belirtti.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Londra'da yapılacak NA-
TO zirvesi sırasında Başbakan Yddırun Ak-
buhıt ile Yunanistan Başbakanı Konstantin
Mitsotakis arasında yapılacak goruşmeye,
Atina'run bir öneri paketi getireceği yolun-
daki haberler Ankara'nın tepkisini çekti.
Akbulut-Mitsotakis görüşmesinin bir mü-
zakere toplantısı değil bir tamştna fırsatı
olarak değerlendirilmesi yolunda iki baş-
kentin gö'rüşbirliği sağladığını anımsatan
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Yunan hükü-
metinin son anda farkh bir beklenti içine
girmesinin "temelsiz" olduğunu ifade edi-
yorlar. öte yandan Dublin'de bugün sona
erecek AT zirvesine Yunanistan'ın getirdi-
ği Kıbns konulu karar tasarısı taslağının,
Türkiye açısmdan "kabul edBemez" ifade-
ler içerdiğj bildirildi.
Akbulut-Mitsotakis görüşmesinin hazır-
lıklarını yoğun biçimde sürdüren Dışişleri
Bakanlığı'nın ilgili biıimleri, Londra bu-
luşmasının niteliği ve olası gundemi konu-
sunda şu görüşleri dile getiriyorlar:
"Bilindigi gibi, göriişme arzusu Yunanis-
tan'dan gelmiştir. Biz de ciddi diyalogdan
yana oldugumuzu kendilerine büdirdik. Bu
konudaki tavnmız nettir. Göriişme için ber
tiirlu hazırlığı yapıyoruz. Ancak Londra
buluşmasında, taraflar arasında kapsamlı
bir müzakere yapılması jolunda Atina'nın
Ankara'ya herhangi bir kanaldan iletügi
bir talep söz konusu değildir. NATO ar-
vesinin kenannda yapılan bir Uk görüşme-
nin, kapsamlı bir müzakere icennesi
bcklenemez."
Yunanistan Başbakam Mcsotakis'in
Başbakan Akbulut'a Kıbns konusunda ba-
zı öneriler getirebileceği yolundaki haber-
leri de değerlendiren yetkililer, Yunan
tarafının hazırhklanmn tam olarak biline-
meyeceğini, ancak Mitsotakis'in Maraş'ın
Rumlara verümesi ve Ada'dan asker çekil-
mesi konularmdaki isteklerini ifade etme-
sinin şaşırtıcı olmayacağım belirtiyorlar.
Aynı yetkililere göre "Atina, ancak ciddi bir
diyalogdan ve uzun siireli kapsamlı göriiş-
meierden yana, bunlara olanak sağlayacak
bir yapıcı tutum gösterirse Ankara'yı şa-
şırtmayı başarabilecek."
5-6 temmuz günlerinde yapılacak NA-
TO arvesinin heraen ardından gerçekleş-
mesi beklenen görüşme, Türk ve Yunan
başbakanlannı 1.5 yıl aradan sonra Uk kez
biraraya getirecek. İki ülke ilişkilerinde
"tüm sorunların ele alm«rs«» bir
diyalogun" devamı ise Ankara ve Atina-
da yapılacak görüşmelerle gerçekleşebile-
cek. Başbakan düzeyinUe ziyaret sırası ise
Yunanistan'da bulunuyor. Eski Başbakan
Turgut Özal'ın Atina ziyaretini iade etmek
için, Ankara'ya gelmesi beklenen, dönemin
Yunan Başbakanı Andreas Papandreu'nun
gerçekleştiremediği gezisini, Mitsotakis'in
1991 yılında yapması bekleniyor. Londra
buluşmasuun '1yi bir atmosfer" içinde geç-
mesi halinde, Başbakan Akbulut'un Mit-
sotakis'i yeniden Ankara'ya davet etmesi de
söz konusu olacak. Mitsotakis daha önceki
demeçlerinde Ankara'ya gehnek istediğini,
ancak bu ziyareti hazırlıklan çok iyi yapıl-
mış ve somut bir sonuç alacağıru önceden
bildiği bir zirveyi içermesi koşuluyla yapa-
cağını bildirmişti. Yunan Başbakanı'nın bu
sözleri halefi Andreas Papandreu ile Tur-
gut özal arasındaki Davos görüşmelerinin
"sonuçsuzlugu" konusunda da bir eleştiri
olarak değerlendirilmişti.
Iran, yaralanııı
sarmaya çalışıyor
Dq Haberier Serytsi — lran'ın kuzeydeki Hazar De-
nizi kıyısında bulunan Gilan bölgesi, yeni depremlerle
sarsılmaya devam ederken ülkeye gelen yabancı yardım
ekıplerinin katılımıyla kurtarma çalışmalan güç koşul-
larda sürüyor.
lran'ın BM temsilciliğinin verdiği son rakamlara gö-
re, depremde 50 bin kişi öldü, 110 bin kişi yaralandı, en
az 500 bin kişi de evsiz kaldı. Ancak, Tehran Times Ga-
zetesi, bir yetkilinin "50 bin olarak bildirilen ölü sayısı-
nın gerçek ölü sayının sadece resmen ölü olarak kayde-
dilenleri içerdiğini" söylediğini yazdı.
Bu arada, çeşitlı ülkeler, Iran'a yardım göndermeye
devam ediyor. Yapılan yardımlar, Tahran'ın Batı ile iliş-
kileri konusundaki farkh siyasi göruşleri de su yüzüne
çıkardı.
Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'ye yakın olan
ılımlı Tehran Times Gazetesi, hangi ülkeden gelirse gel-
sin yabancı yardımın kabul edilmesi gerektiği görüşünu
savundu. Gazetede çıkan yorumda, iran hükümetinin
yardım ve kurtarma çalışmalannın, depremin yol açtığı
zarar karşısında yetersiz kaldığına dikkat çekildi.
Radikal Cumhuri Islami Gazetesi ise, yayımladığı yo-
rumlarda Amerikan yardımımn reddedilmesi gerektiği
vurgulandı. Eğer ABD 25 yıl boyunca lran'ın petrolü-
nü sömürmüş olmasaydı, ülkede kentsel yerleşim pro-
jelerine ve ileri inşaat sistemlerine daha çok para ayn-
labileceği ve böylece depremde hasarın bu denli büyük
olmayacağı ifade edildi.
GERtYE KALAN — tran'da 50 bin kisinin hayatına mal olan depremden ge-
riye gözyaşı, acı ve yıkıntı kaldı.
Bush'tan Mandelaya
'Şiddetten
vazgeçin'
WASHINGTON (AA) —
ABD'de bulunan Güney Afrika-
lı zenci lider Nebon Mandela dün
Beyaz Saray'da ABD Başkanı Ge-
orge Bush tarafından kabul edil-
di. Goruşmede Bush, ırkçı yöne-
time karşı mücadele eden zenci li-
der Mandela'yı şiddetten vazgeç-
meye ve uzlaşma örneği gösterme-
ye cağınrken, Mandela, Washing-
ton'un Güney Afrika yönetimine
karşı uygulanan ekonomik müey-
yideleri kaldı rmadan önce kendi-
sine danışması gerektiğjni söyle-
di.
Güney Afrika'da ırkçı politika-
dan vazgeçilmesi yönünde olum-
lu gelişmeler olduğunu ve bundan
memnuniyet duyduğunu kayde-
den Bush, ancak bu gelişmelerin
devam etmesi için tüm taraftarla-
nn göriişmelere niyetli olması ge-
rektiğini vurguladı. Bush, "Tüm
Güney Afrika loplumunu şiddet-
len ve süahlı mucadeleden vazgeç-
meye çagınyonım" dedi.
Z İ R A A T « T A M H İ Z - M E T B A N K A C I L I Ğ I
Genç bankacı ve sigortacı adaylanna davet:
ZİRAATTE
YETİŞMEKZiraat'te yetişmiş olmak, günümüz bankacıhğında
ayn bir değer ölçüsüdür.
Şimdi, bankacıhğın yanısıra sigortacılık
sektöründe de etkin bir yer sahibi olmak isteyen
gençler için bu olanak var:
Ziraat Bankacıhk/Sigortacılık Okulu.
Ziraat Bankaalık/Sigortacüık Okulu, 2000'li
yıllann gözde meslekleri için master niteliğinde
eğitim veren bir kuruluş.
Eğitim ve konaklama giderlerinin tamamının
karşılandığı okulda, toplam 1 yıllık öğretim
programı çerçevesinde bilgisayar kullanımından
sermaye ve fon piyasası yönetimine, yöneticinin
sosyal etkinliklerinden bankacıhk veya
sigortacılığın inceliklerine uzanan geniş
yelpazeden yararlanmanız mümkün.
Ziraat Bankacıhk/Sigortaalık Okulu'na
katılmak için:
• 4 yıl eğitim sûreli herhangi bir ûniversiteden
mezun olmak,
• 25 yaşını geçmemiş ve herhangi bir kuruluşta
çalışmıyor olmak,
• Ingilizce yazılı ve sözlü sınavın ardından
yapılacak mûlakatta başanlı olmak yeterlidir.
Son başvuru tarihi 20 Temmuz 1990'dır.
Bankacüığa veya sigortacılığa "okullu" başlamak
için, herhangi bir Ziraat Şubesi'nden müracaat
formunuzu alabilirsiniz.
Aynntılı bilgi için, Ziraat Eğitim ve Organizasyon
Müdûrlüğü'ne başvurabilirsiniz.
TC ZlRAAT BANKASIZ İ R A A T S I Z B İ R T Ü R K İ Y E O U S U N U U M E Z
Ziraat Eğitim ve
Organizasyon
MüdüHûğû,
istanbul Cad., Trafo
Knrşısı, Varhk
Mah/Ankara.
Tel: Sant 3421050-56,
ÜMûdûr 3411792.
Müd. YanL 3418388
DUNYADA BUGUN
ALİSÎRMEIV
Olacağı Buydu...
İran'da elli binden fazla kişinin ölümüne yol açan depremin
boyutlan insanın kanını donduruyor. Bir yandan komşu ülkede
bir anda elli binden fazla insanın korkunç biçimde yaşamlarını
yitirmesine üzülürken, bir yandan da depremin şiddetınden in-
san dehşete düşüyor ve deprem kuşağı üzerinde bulunan Tür-
kiye'nin büyük kentlennde. özellikle fay çizgisi üzerindeki istan-
bul'da bu güçte bir yer sarsıntısı olması halinde kaç kişinin öle-
ceğini düşünmek bile tüylen diken diken ediyor.
lran'ın uğradığı felaketin ve kayıpların büyüklüğü, belki de dep-
remin kendisı kadar dehşet verici olan bir başka olayın gözden
kaçmasına neden oldu. Ölay, iran'daki bağnaz dinci çevrelerin,
gâvur kanı ve gâvur doktoru istememeleri ve bu türden yardım-
ları geri çevireceklerini söylemiş olmalanydı.
Doğrusu, gazetelerde bu haberi okuduğumda, depremin ken-
disı kadar büyük bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu ve böyle
bir felaketin de depremden de büyük kayıplara yol açabileceği-
ni, bu kerteye varmış bir bağnazlığın ilk olanakta, gözünü kırp-
madan yüzbinlerce, milyonlarca kişinin kanını dökebilecegini,
canını alabileceğini düşününce dondum kaldım.
Bir zamanlar bir ahmağın, ona buna siyasi anemi teşhisi koy-
duğu, kan konusunda ipe sapa gelmez budalalıkların bir döne-
min gevezesi tarafından pek sıkça yinelendiği bir ülkede yaşa-
mama rağmen, yine de İran'daki bağnazlığın boyutu karşısında
dehşete düşmekten kendimi alamadım.
Geçenlerde, değerli gazeteci ve yazar dostum Mehmet Ali Bi-
rand, Batı'nın iran'a da, Ermenistan'a gönderdiği oranda yoğun
bir yardım kampanyasına girişip girişmeyeceğini soruyor ve bu
olaydan yola çıkarak yeniden (Hizlenme eğilimi gösteren
Hıristiyan-Müslüman ayrımı tehlikesine dikkati çekiyordu.
Gerçekten böyiesi bir aynm tehlikesı karşısında hepımız uya-
nık olmalıyız. Ancak hiç de yabana atılmayacak bu tehlikeye doğ-
ru tanı koymak ve bunu yaparken de yansız, nesnel olmak zo-
rundayız. iran'dan gelen son haber, söz konusu tehlikenın da-
ha çok nereden kaynaklandığım, aynm tohumlarının nerelerde
atıldığını gösteriyor herhalde. Gâvur kanı diye kendınden olma-
yanın kanını istemeyen, Salman Rüşdü olayında da kanıtlandı-
ğı gibi kendi düşüncesine uymayanın kellesini isteyen bir toplu-
luğa Batı'nın pek sempatik yaklaşmamasını, onu kendisinden
ayırmasını anlamak o kadar güç olmasa gerek.
İran'daki son bağnazlık örneğinin uyandırdığı dehşet, Anka-
ra'nın Tahran karşısındaki edilgenliğini görünce bir kat daha
artıyor.
Gerçekten de "gâvur kanı ve doktoru istemeyiz" diyebilecek
kadar bağnaz öğeleri bağrında barındıran İran'daki mollalar re-
jimı, Türkiye üzerinde öylesine bir etkinliğe sahiptir ki ülkemi-
zin sinemalarında ne oynayıp ne oynamayacağına bile Tahran
1
daki mollalar karar verebilmektedirler.
Nitekim, "Çıplak Silah" filminin yasaklandığı dünkü gazete-
lerde açıklandı. Anılardadır, filmin yasaklanmasını, "Humeyni-
nin gülünçleştirildiği" gerekçesiyle İran istemişti. Gorbaçov'un,
Thatcher'ın da alaya alındığı filme tek tepkinin mollalar cena-
hından gelmesi, Salman Rüşdü'nün kellesini istemekte beis gör-
meyenlerın düşünce özgürlüğüne saygılarının derecesinı bir kez
daha gostermış olması bakımından ilginçtir. Ama daha ılginç ola-
nı ise bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyetı'nin, böyiesi bir mol-
la dileği karşısında zaten ağır olan sansürden geçmeyi başar-
mış bir filmi yasaklamaya kalkmasıdır. Tahran'ın Ali Bozer'in ge-
zisı için filmin yasaklanmasını istemesi nasıl tek sözcükle küs-
tahlık ise aynı şekilde Atatürk ve laiklik konusunda ozel yayınlar
yapan Tahran'a hoş görünmek için bu filmin yasaklanmasını
önermek de en hafif deyişiyle ya safdilliktir ya da kendi bağım-
sızlığını hiçe saymaktır
Yasaklanma isteğ' gündeme geldiğinde, bu sütunda konuya
değinmiştik. Aym gün, filmin yasaklanamayacağı haberi gaze-
tede çıktığında, arkadaşlar yazı üzerinde bir değişiklik yapmak
isteyip istemediğimi sormuşlardı. Molla hayranı Nakşibendi pat-
rbnlu ANAP iktidannı iyi tanıdığımızdan, açıklamaya kulak asıl-
maması, yasaklama haberinin beklenmesi gerektiğini söyle-
miştim.
Nitekim beklediğimiz gibi oldu ve "Çıplak Silah"ın Humeyni
He ilgili bölûmlerıne yasak geldi. Yasağın konmasında Nakşibendi
bir tontonun çok etkili olduğu söyleniyor. Nakşibendi tontonlar
egemenliğındeki Türkiye'de zaten olacağı buydu.
Neyse ki, iktidarın korumadığı ülkenin onurunu, şimdilik si-
nema sahipleri koruyor ve yasaya aykırı yasak ile ilgili yazılı emir
gelene kadar filmi kesmeden oynatacaklarını açıklıyorlardı.
Bu satırlar yazılırken, henüz yasak yazılı olarak tebliğ edilme-
mişti. Ama yasa tanımazlık ve şerıatçı hayranlığı ile molla yar-
dakçılığı o boyutlara varmıştır ki yazılı emir de gecikmeden ge-
lebilir
Yazik, yazık, çok yazık...
NEWYORK
Kıbns konusunda
BM gündemi yüklü
Genel Sekreter Perez de Cuellar, son ternaslannı
içeren raporunu bu hafta içinde Güvenlik
Konseyi'ne sunacak. Cuellar'm temsilcisi
Camillon BM'ye gehyor.
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — Kıbns sorunu,
uluslararası kulislerde yeniden ısı-
tılmaya başlandı. Türk ve Rum ta-
raflannın yeniden hareketlendiril-
mesi yolunda başlatılan yoğun
diplomatik çabalar, ekseai yeni-
den Türkiye've kaydırmayı hedef-
liyor.
Birleşmiş Milletler'de (BM) bu
hafta içinde Kıbns sorunu yoğun
olarak gündeme gelecek. BM Ge-
nel Sekreteri Perez de Cnellar,
adada iyi niyet görevlileri aracı-
lığıyla sürdürdüğü temaslanm
özetleyen raporunu cuma günü
Güvenlik Konseyi'ne sunmayı
planlıyor. Genel Sekreter'in Kıb-
ns Özel Temsilcisi Oscar Camil-
lon, bu nedenle bu hafta içinde
BM'ye gelecek.
ABD Başkanı George Bush'un
Kıbns özel koordinatörü Nelson
Ledsky de bölgede yaptığı temas-
lan içeren raporunu önümüzdeki
günlerde tamamlayarak Bush'a
sunacak. Başkan Bush tarafından
Kongre'ye sunulacak Kıbns rapo-
runun, Türkiye ve KKTC açısın-
dan neleri gündeme getireceğini
bilmek pek kehanet değil. Ledsky,
Türkiye'de yaptığı* temaslarda
"Self-determinasyon hakkını
tanımıyoruz" diyerek Rum tarafı-
na yakın bir görüşün altını çizmiş-
ti.
Diplomatik kaynaklar, Bash-
Gorbaçov zirvesinden beri Kıbns
konusunda diplomatik kulislerde
hareketlenme olduğuna dikkat ce-
kiyorlar. BM Genel Sekreterliği
görevlilerinîn temaslanna destek
venne yönündeki çabalar ve "ses-
siz diplomasi", Kıbns konusunun
uluslararası kulislerde yeniden ha-
reketlenmesine neden oldu. Yuna-
nistan Başbakanı Konstantin Mit-
sotakis'in ABD ziyareti de, Kıbns
görüşmelerinde tıkamklığın gide-
rilmesinde eksenin Türkiye've kay-
dınlması yönünde etken bir rol
oynadı.
Mitsotakis, 1988'de görüşmeler
başladığında, uluslararası toplulu-
ğun Türkiye'ye yönelik baskılan-
nın "olnmln" rol oynadığını öne
sürmüştü. Türkiye'nin o zaman-
lar "ban jestler" yapabileceği yö-
nünde sinyaller verdiğini yeniden
gündeme getiren Mitsotakis, gö-
rüşmelerdeki tıkamklığın gideril-
mesi için şimdi yeniden topu
TürkiyeS« atmak gerektiğini iddia
etmişti.
Mitsotakis'in bu açıklamalan-
na Türkiye'den tepki gösterilme-
sine rağmen Batüılar sessiz kalma-
yı yeğlediler. Hatta Mitsotakis,
Washington ve BM'deki temasla-
nndan sonra bu beklentilerine
olumlu tepkiler aldığı izlenimini
veren açıklamalarda bulunarak
Türkiye'ye karşı kampanyasını
sürdürmüştü.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
NESL-İ AHÎR
ı genıj bir
Büyuk romancımn Halid Ziy» UjjüüıgÜ'ın bugune kadar gaz«e $»hıfclennae kalmıy
rocnanı ılk kez kıtıpUpnk gûn ıftğına çıktı Bu büvuk romanı ıluyle okuyacaksıoız.
B d b romanı gunümuz dıliyle buıma hazırlayan Şenucttin Kudu'nun geni}
tanuma ve açıklunalannı tk bulıcaluıaız.
tNKILAP KtTABEVİ