26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 UBP kazandı DMP fireverdi • LEFKOŞA (Cumhariyet) — KKTC'de önceki gün yapılan ve muhalefet partileri tarafından boykot edilen yerel seçimlerde, 22 belediye başkanlığından 14'ünü UBP, 8'ini de bağımsız adaylar kazandı. 6 belediyede ise başka aday çıkmadığı için otomatik olarak UBP adaylan kazandılar. Yerel seçimlere ilgi beklenenin de altında gerçekleşti. Bu arada muhalefet panilerinin oluşturduğu Demokratik Mücadele Partisi'nden milletvekili seçilen Ismet Kotak ile Ergün Vehbi, dün bu partiden istifa ettiler. Milletvekilleri, "Bu ülkede iktidar kimsenin tekelinde değildir. Muhalefet yapmak da, sakat politikalarla 15 yüdır UBP'ye hukümet etme olanağı verenlerin tekelinde değildir. 'Berlin başkent ilanedilsiıv • BONN (AA) — Doğu ve Batı Berlin belediye başkanlan Tino Schwerzina ve Walter Momper, siyasi birleşmeyle ilgili ikinci anlaşmada, kentin resmen Birleşik Almanya başkenti ilan edilmesini istediler. Bonn'da düzenledikleri basın toplantısında iki belediye başkanı, Federal Almanya Başbakam Helmut Kohl'ü Baü Berlin bölge hükümeti ve Doğu Berlin Belediye Konseyi toplantılannda Berlin'in birleşik Almanya'nın başkenti olmasından yana görüş bildirmeye çağırdılar. AGIK'te anlaşma • KOPENHAG (Cumhuriyet) — Kopenhag'daki Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferansı çerçevesindeki Insan Haklan Konferansı'na katılan 35 ülke, sonuç bildirgesinde yer alacak ilkeler konusunda görüş birliğine vardılar. FKÖ'den çagrı • TUNUS (AA) — Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın Danışmanı Bassam Ebu Şerif, Israilli yetkililerce Filistin halkına karşı gırişilen katliama son verümesi için BM ve Avrupa'mn "derhal harekete" geçmesini, ABD Başkanı George Bush'un da "müdahale" etmesini istedi. Ebu Şerif, Bugün TUnus'ta düzenlediği basın toplantısında, FKÖ'nün tsrail tarafından insan haklarının çiğnenmesi konusuna ABD Başkanı Bush'un dikkatini çekmek istediğini ve FKÖ'nün Bush'un "tepkisini" beklediğini söyledi. Fang Lizhi Çin'den aynldı • PEKİN (AA) — Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin ülkeden aynlmalarına izin verdiği, rejim aleyhtan astrofizikçi Fang Lizhi ve eşinin yurt- dışına çıktıklan bildiriliyor. Fang Lizhi ve eşi Li Shuxian, 1989 yıhnın haziran ayında düzenlenen demokrasi yanlısı gösterileri bastırmak için hükümetin askeri birlikleri seferber etmesi üzerine ABD'nin Pekin BüyükelçiligTne sığınmışlardı. Türke şeref ödtilti • TEL AVtV (AA) — tsrail, 2. Dunya Savaşı'nda Rodos adasındaki Yahudilerin kurtulmasım sağladığı için Türk vatandaşı Selahattin Ülkülen'e (76), Yamıdi olmayan yabancılara verilen "erdemlilik" (righteous gentile) unvanım verecek. 1944 yüında Rodos'ta Türkiye Başkonsolosu olarak görev yapan ve dün ödülünü almak için Israil'e giden Ülkülen, Ben Gurion Havaalanı'na vanşında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Türkiye için Yahudiler bütün haklara sahip vatandaşlardı. Biz Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler arasında hiçbir aynm yapmadık" dedi. Ankara, Yunanistan Başbakanı Mitsotakis'in 'öneri paketine'tepki gösterdi Atina ile zirve pürüztiDışişleri Bakanlığı yetkilileri Mitsotakis-Akbulut görüşmesinin "sadece bir tartışmâ" olarak nitelendirildiğini, bu nedenle Londra'daki zirvede, kapsamlı görüşmeler beklenemeyeceğini belirtti. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Londra'da yapılacak NA- TO zirvesi sırasında Başbakan Yddırun Ak- buhıt ile Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis arasında yapılacak goruşmeye, Atina'run bir öneri paketi getireceği yolun- daki haberler Ankara'nın tepkisini çekti. Akbulut-Mitsotakis görüşmesinin bir mü- zakere toplantısı değil bir tamştna fırsatı olarak değerlendirilmesi yolunda iki baş- kentin gö'rüşbirliği sağladığını anımsatan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Yunan hükü- metinin son anda farkh bir beklenti içine girmesinin "temelsiz" olduğunu ifade edi- yorlar. öte yandan Dublin'de bugün sona erecek AT zirvesine Yunanistan'ın getirdi- ği Kıbns konulu karar tasarısı taslağının, Türkiye açısmdan "kabul edBemez" ifade- ler içerdiğj bildirildi. Akbulut-Mitsotakis görüşmesinin hazır- lıklarını yoğun biçimde sürdüren Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili biıimleri, Londra bu- luşmasının niteliği ve olası gundemi konu- sunda şu görüşleri dile getiriyorlar: "Bilindigi gibi, göriişme arzusu Yunanis- tan'dan gelmiştir. Biz de ciddi diyalogdan yana oldugumuzu kendilerine büdirdik. Bu konudaki tavnmız nettir. Göriişme için ber tiirlu hazırlığı yapıyoruz. Ancak Londra buluşmasında, taraflar arasında kapsamlı bir müzakere yapılması jolunda Atina'nın Ankara'ya herhangi bir kanaldan iletügi bir talep söz konusu değildir. NATO ar- vesinin kenannda yapılan bir Uk görüşme- nin, kapsamlı bir müzakere icennesi bcklenemez." Yunanistan Başbakam Mcsotakis'in Başbakan Akbulut'a Kıbns konusunda ba- zı öneriler getirebileceği yolundaki haber- leri de değerlendiren yetkililer, Yunan tarafının hazırhklanmn tam olarak biline- meyeceğini, ancak Mitsotakis'in Maraş'ın Rumlara verümesi ve Ada'dan asker çekil- mesi konularmdaki isteklerini ifade etme- sinin şaşırtıcı olmayacağım belirtiyorlar. Aynı yetkililere göre "Atina, ancak ciddi bir diyalogdan ve uzun siireli kapsamlı göriiş- meierden yana, bunlara olanak sağlayacak bir yapıcı tutum gösterirse Ankara'yı şa- şırtmayı başarabilecek." 5-6 temmuz günlerinde yapılacak NA- TO arvesinin heraen ardından gerçekleş- mesi beklenen görüşme, Türk ve Yunan başbakanlannı 1.5 yıl aradan sonra Uk kez biraraya getirecek. İki ülke ilişkilerinde "tüm sorunların ele alm«rs«» bir diyalogun" devamı ise Ankara ve Atina- da yapılacak görüşmelerle gerçekleşebile- cek. Başbakan düzeyinUe ziyaret sırası ise Yunanistan'da bulunuyor. Eski Başbakan Turgut Özal'ın Atina ziyaretini iade etmek için, Ankara'ya gelmesi beklenen, dönemin Yunan Başbakanı Andreas Papandreu'nun gerçekleştiremediği gezisini, Mitsotakis'in 1991 yılında yapması bekleniyor. Londra buluşmasuun '1yi bir atmosfer" içinde geç- mesi halinde, Başbakan Akbulut'un Mit- sotakis'i yeniden Ankara'ya davet etmesi de söz konusu olacak. Mitsotakis daha önceki demeçlerinde Ankara'ya gehnek istediğini, ancak bu ziyareti hazırlıklan çok iyi yapıl- mış ve somut bir sonuç alacağıru önceden bildiği bir zirveyi içermesi koşuluyla yapa- cağını bildirmişti. Yunan Başbakanı'nın bu sözleri halefi Andreas Papandreu ile Tur- gut özal arasındaki Davos görüşmelerinin "sonuçsuzlugu" konusunda da bir eleştiri olarak değerlendirilmişti. Iran, yaralanııı sarmaya çalışıyor Dq Haberier Serytsi — lran'ın kuzeydeki Hazar De- nizi kıyısında bulunan Gilan bölgesi, yeni depremlerle sarsılmaya devam ederken ülkeye gelen yabancı yardım ekıplerinin katılımıyla kurtarma çalışmalan güç koşul- larda sürüyor. lran'ın BM temsilciliğinin verdiği son rakamlara gö- re, depremde 50 bin kişi öldü, 110 bin kişi yaralandı, en az 500 bin kişi de evsiz kaldı. Ancak, Tehran Times Ga- zetesi, bir yetkilinin "50 bin olarak bildirilen ölü sayısı- nın gerçek ölü sayının sadece resmen ölü olarak kayde- dilenleri içerdiğini" söylediğini yazdı. Bu arada, çeşitlı ülkeler, Iran'a yardım göndermeye devam ediyor. Yapılan yardımlar, Tahran'ın Batı ile iliş- kileri konusundaki farkh siyasi göruşleri de su yüzüne çıkardı. Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'ye yakın olan ılımlı Tehran Times Gazetesi, hangi ülkeden gelirse gel- sin yabancı yardımın kabul edilmesi gerektiği görüşünu savundu. Gazetede çıkan yorumda, iran hükümetinin yardım ve kurtarma çalışmalannın, depremin yol açtığı zarar karşısında yetersiz kaldığına dikkat çekildi. Radikal Cumhuri Islami Gazetesi ise, yayımladığı yo- rumlarda Amerikan yardımımn reddedilmesi gerektiği vurgulandı. Eğer ABD 25 yıl boyunca lran'ın petrolü- nü sömürmüş olmasaydı, ülkede kentsel yerleşim pro- jelerine ve ileri inşaat sistemlerine daha çok para ayn- labileceği ve böylece depremde hasarın bu denli büyük olmayacağı ifade edildi. GERtYE KALAN — tran'da 50 bin kisinin hayatına mal olan depremden ge- riye gözyaşı, acı ve yıkıntı kaldı. Bush'tan Mandelaya 'Şiddetten vazgeçin' WASHINGTON (AA) — ABD'de bulunan Güney Afrika- lı zenci lider Nebon Mandela dün Beyaz Saray'da ABD Başkanı Ge- orge Bush tarafından kabul edil- di. Goruşmede Bush, ırkçı yöne- time karşı mücadele eden zenci li- der Mandela'yı şiddetten vazgeç- meye ve uzlaşma örneği gösterme- ye cağınrken, Mandela, Washing- ton'un Güney Afrika yönetimine karşı uygulanan ekonomik müey- yideleri kaldı rmadan önce kendi- sine danışması gerektiğjni söyle- di. Güney Afrika'da ırkçı politika- dan vazgeçilmesi yönünde olum- lu gelişmeler olduğunu ve bundan memnuniyet duyduğunu kayde- den Bush, ancak bu gelişmelerin devam etmesi için tüm taraftarla- nn göriişmelere niyetli olması ge- rektiğini vurguladı. Bush, "Tüm Güney Afrika loplumunu şiddet- len ve süahlı mucadeleden vazgeç- meye çagınyonım" dedi. Z İ R A A T « T A M H İ Z - M E T B A N K A C I L I Ğ I Genç bankacı ve sigortacı adaylanna davet: ZİRAATTE YETİŞMEKZiraat'te yetişmiş olmak, günümüz bankacıhğında ayn bir değer ölçüsüdür. Şimdi, bankacıhğın yanısıra sigortacılık sektöründe de etkin bir yer sahibi olmak isteyen gençler için bu olanak var: Ziraat Bankacıhk/Sigortacılık Okulu. Ziraat Bankaalık/Sigortacüık Okulu, 2000'li yıllann gözde meslekleri için master niteliğinde eğitim veren bir kuruluş. Eğitim ve konaklama giderlerinin tamamının karşılandığı okulda, toplam 1 yıllık öğretim programı çerçevesinde bilgisayar kullanımından sermaye ve fon piyasası yönetimine, yöneticinin sosyal etkinliklerinden bankacıhk veya sigortacılığın inceliklerine uzanan geniş yelpazeden yararlanmanız mümkün. Ziraat Bankacıhk/Sigortaalık Okulu'na katılmak için: • 4 yıl eğitim sûreli herhangi bir ûniversiteden mezun olmak, • 25 yaşını geçmemiş ve herhangi bir kuruluşta çalışmıyor olmak, • Ingilizce yazılı ve sözlü sınavın ardından yapılacak mûlakatta başanlı olmak yeterlidir. Son başvuru tarihi 20 Temmuz 1990'dır. Bankacüığa veya sigortacılığa "okullu" başlamak için, herhangi bir Ziraat Şubesi'nden müracaat formunuzu alabilirsiniz. Aynntılı bilgi için, Ziraat Eğitim ve Organizasyon Müdûrlüğü'ne başvurabilirsiniz. TC ZlRAAT BANKASIZ İ R A A T S I Z B İ R T Ü R K İ Y E O U S U N U U M E Z Ziraat Eğitim ve Organizasyon MüdüHûğû, istanbul Cad., Trafo Knrşısı, Varhk Mah/Ankara. Tel: Sant 3421050-56, ÜMûdûr 3411792. Müd. YanL 3418388 DUNYADA BUGUN ALİSÎRMEIV Olacağı Buydu... İran'da elli binden fazla kişinin ölümüne yol açan depremin boyutlan insanın kanını donduruyor. Bir yandan komşu ülkede bir anda elli binden fazla insanın korkunç biçimde yaşamlarını yitirmesine üzülürken, bir yandan da depremin şiddetınden in- san dehşete düşüyor ve deprem kuşağı üzerinde bulunan Tür- kiye'nin büyük kentlennde. özellikle fay çizgisi üzerindeki istan- bul'da bu güçte bir yer sarsıntısı olması halinde kaç kişinin öle- ceğini düşünmek bile tüylen diken diken ediyor. lran'ın uğradığı felaketin ve kayıpların büyüklüğü, belki de dep- remin kendisı kadar dehşet verici olan bir başka olayın gözden kaçmasına neden oldu. Ölay, iran'daki bağnaz dinci çevrelerin, gâvur kanı ve gâvur doktoru istememeleri ve bu türden yardım- ları geri çevireceklerini söylemiş olmalanydı. Doğrusu, gazetelerde bu haberi okuduğumda, depremin ken- disı kadar büyük bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu ve böyle bir felaketin de depremden de büyük kayıplara yol açabileceği- ni, bu kerteye varmış bir bağnazlığın ilk olanakta, gözünü kırp- madan yüzbinlerce, milyonlarca kişinin kanını dökebilecegini, canını alabileceğini düşününce dondum kaldım. Bir zamanlar bir ahmağın, ona buna siyasi anemi teşhisi koy- duğu, kan konusunda ipe sapa gelmez budalalıkların bir döne- min gevezesi tarafından pek sıkça yinelendiği bir ülkede yaşa- mama rağmen, yine de İran'daki bağnazlığın boyutu karşısında dehşete düşmekten kendimi alamadım. Geçenlerde, değerli gazeteci ve yazar dostum Mehmet Ali Bi- rand, Batı'nın iran'a da, Ermenistan'a gönderdiği oranda yoğun bir yardım kampanyasına girişip girişmeyeceğini soruyor ve bu olaydan yola çıkarak yeniden (Hizlenme eğilimi gösteren Hıristiyan-Müslüman ayrımı tehlikesine dikkati çekiyordu. Gerçekten böyiesi bir aynm tehlikesı karşısında hepımız uya- nık olmalıyız. Ancak hiç de yabana atılmayacak bu tehlikeye doğ- ru tanı koymak ve bunu yaparken de yansız, nesnel olmak zo- rundayız. iran'dan gelen son haber, söz konusu tehlikenın da- ha çok nereden kaynaklandığım, aynm tohumlarının nerelerde atıldığını gösteriyor herhalde. Gâvur kanı diye kendınden olma- yanın kanını istemeyen, Salman Rüşdü olayında da kanıtlandı- ğı gibi kendi düşüncesine uymayanın kellesini isteyen bir toplu- luğa Batı'nın pek sempatik yaklaşmamasını, onu kendisinden ayırmasını anlamak o kadar güç olmasa gerek. İran'daki son bağnazlık örneğinin uyandırdığı dehşet, Anka- ra'nın Tahran karşısındaki edilgenliğini görünce bir kat daha artıyor. Gerçekten de "gâvur kanı ve doktoru istemeyiz" diyebilecek kadar bağnaz öğeleri bağrında barındıran İran'daki mollalar re- jimı, Türkiye üzerinde öylesine bir etkinliğe sahiptir ki ülkemi- zin sinemalarında ne oynayıp ne oynamayacağına bile Tahran 1 daki mollalar karar verebilmektedirler. Nitekim, "Çıplak Silah" filminin yasaklandığı dünkü gazete- lerde açıklandı. Anılardadır, filmin yasaklanmasını, "Humeyni- nin gülünçleştirildiği" gerekçesiyle İran istemişti. Gorbaçov'un, Thatcher'ın da alaya alındığı filme tek tepkinin mollalar cena- hından gelmesi, Salman Rüşdü'nün kellesini istemekte beis gör- meyenlerın düşünce özgürlüğüne saygılarının derecesinı bir kez daha gostermış olması bakımından ilginçtir. Ama daha ılginç ola- nı ise bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyetı'nin, böyiesi bir mol- la dileği karşısında zaten ağır olan sansürden geçmeyi başar- mış bir filmi yasaklamaya kalkmasıdır. Tahran'ın Ali Bozer'in ge- zisı için filmin yasaklanmasını istemesi nasıl tek sözcükle küs- tahlık ise aynı şekilde Atatürk ve laiklik konusunda ozel yayınlar yapan Tahran'a hoş görünmek için bu filmin yasaklanmasını önermek de en hafif deyişiyle ya safdilliktir ya da kendi bağım- sızlığını hiçe saymaktır Yasaklanma isteğ' gündeme geldiğinde, bu sütunda konuya değinmiştik. Aym gün, filmin yasaklanamayacağı haberi gaze- tede çıktığında, arkadaşlar yazı üzerinde bir değişiklik yapmak isteyip istemediğimi sormuşlardı. Molla hayranı Nakşibendi pat- rbnlu ANAP iktidannı iyi tanıdığımızdan, açıklamaya kulak asıl- maması, yasaklama haberinin beklenmesi gerektiğini söyle- miştim. Nitekim beklediğimiz gibi oldu ve "Çıplak Silah"ın Humeyni He ilgili bölûmlerıne yasak geldi. Yasağın konmasında Nakşibendi bir tontonun çok etkili olduğu söyleniyor. Nakşibendi tontonlar egemenliğındeki Türkiye'de zaten olacağı buydu. Neyse ki, iktidarın korumadığı ülkenin onurunu, şimdilik si- nema sahipleri koruyor ve yasaya aykırı yasak ile ilgili yazılı emir gelene kadar filmi kesmeden oynatacaklarını açıklıyorlardı. Bu satırlar yazılırken, henüz yasak yazılı olarak tebliğ edilme- mişti. Ama yasa tanımazlık ve şerıatçı hayranlığı ile molla yar- dakçılığı o boyutlara varmıştır ki yazılı emir de gecikmeden ge- lebilir Yazik, yazık, çok yazık... NEWYORK Kıbns konusunda BM gündemi yüklü Genel Sekreter Perez de Cuellar, son ternaslannı içeren raporunu bu hafta içinde Güvenlik Konseyi'ne sunacak. Cuellar'm temsilcisi Camillon BM'ye gehyor. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — Kıbns sorunu, uluslararası kulislerde yeniden ısı- tılmaya başlandı. Türk ve Rum ta- raflannın yeniden hareketlendiril- mesi yolunda başlatılan yoğun diplomatik çabalar, ekseai yeni- den Türkiye've kaydırmayı hedef- liyor. Birleşmiş Milletler'de (BM) bu hafta içinde Kıbns sorunu yoğun olarak gündeme gelecek. BM Ge- nel Sekreteri Perez de Cnellar, adada iyi niyet görevlileri aracı- lığıyla sürdürdüğü temaslanm özetleyen raporunu cuma günü Güvenlik Konseyi'ne sunmayı planlıyor. Genel Sekreter'in Kıb- ns Özel Temsilcisi Oscar Camil- lon, bu nedenle bu hafta içinde BM'ye gelecek. ABD Başkanı George Bush'un Kıbns özel koordinatörü Nelson Ledsky de bölgede yaptığı temas- lan içeren raporunu önümüzdeki günlerde tamamlayarak Bush'a sunacak. Başkan Bush tarafından Kongre'ye sunulacak Kıbns rapo- runun, Türkiye ve KKTC açısın- dan neleri gündeme getireceğini bilmek pek kehanet değil. Ledsky, Türkiye'de yaptığı* temaslarda "Self-determinasyon hakkını tanımıyoruz" diyerek Rum tarafı- na yakın bir görüşün altını çizmiş- ti. Diplomatik kaynaklar, Bash- Gorbaçov zirvesinden beri Kıbns konusunda diplomatik kulislerde hareketlenme olduğuna dikkat ce- kiyorlar. BM Genel Sekreterliği görevlilerinîn temaslanna destek venne yönündeki çabalar ve "ses- siz diplomasi", Kıbns konusunun uluslararası kulislerde yeniden ha- reketlenmesine neden oldu. Yuna- nistan Başbakanı Konstantin Mit- sotakis'in ABD ziyareti de, Kıbns görüşmelerinde tıkamklığın gide- rilmesinde eksenin Türkiye've kay- dınlması yönünde etken bir rol oynadı. Mitsotakis, 1988'de görüşmeler başladığında, uluslararası toplulu- ğun Türkiye'ye yönelik baskılan- nın "olnmln" rol oynadığını öne sürmüştü. Türkiye'nin o zaman- lar "ban jestler" yapabileceği yö- nünde sinyaller verdiğini yeniden gündeme getiren Mitsotakis, gö- rüşmelerdeki tıkamklığın gideril- mesi için şimdi yeniden topu TürkiyeS« atmak gerektiğini iddia etmişti. Mitsotakis'in bu açıklamalan- na Türkiye'den tepki gösterilme- sine rağmen Batüılar sessiz kalma- yı yeğlediler. Hatta Mitsotakis, Washington ve BM'deki temasla- nndan sonra bu beklentilerine olumlu tepkiler aldığı izlenimini veren açıklamalarda bulunarak Türkiye'ye karşı kampanyasını sürdürmüştü. HALİD ZİYA UŞAKLIGİL NESL-İ AHÎR ı genıj bir Büyuk romancımn Halid Ziy» UjjüüıgÜ'ın bugune kadar gaz«e $»hıfclennae kalmıy rocnanı ılk kez kıtıpUpnk gûn ıftğına çıktı Bu büvuk romanı ıluyle okuyacaksıoız. B d b romanı gunümuz dıliyle buıma hazırlayan Şenucttin Kudu'nun geni} tanuma ve açıklunalannı tk bulıcaluıaız. tNKILAP KtTABEVİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle