Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 26 HAZÎRAN 1990
KAZIM KARABE LATIYOK
Kâzım Karabekir'in ordudan aynlması Mustafa KemaVe göre kritik anda orduyu başsız bırakmıştı
Atatürk: Karabekir 'komplo' kurdu—17—
"Ordu mufettişliğinden çekıi-
meden önce kimi komutanlar ken-
dileriyle birük olmaya kandırmak
için çalıştüar. Bu bir yıl içinde
cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kal-
dınlması gibi işlerimiz, ortaklaşa
düzen kuranlan birbirlerine daha
çok yaklaştırdı ve birlikte çalışma-
lara yol açtı. tşe sıyasadan başla-
yacaklardı. Bunun için uygun za-
man ve fırsatı bekliyorlardı. Siyasi
alandaki ve ordudaki hazırlıkla-
rııu yeterli görüyorlardı. Gerçek-
ten Rauf Bey ve benzerleri parti
içinde sürdürmeye başladıklan
durumlanyla, Meclisin dirüenme
dönemine rastlayan aylarda mil-
letvekilleri üzerinde ve yeni seçim-
de başan kazanamayan ikinci
grup üyeleri aracüığj ile bütün
yurtta, ulusu bize karşı kışkırtmak
için çalışmak fırsatıru elde eltiler.
Yurtiçinde birtakıra gizli örgütler
kurmaya ve girişimler yapmaya da
başladılarr (57)
Kurtuluş Savaşı'na başiarken
birbirlerine bu kadar güvenen,
birbirlerine bu kadar inanan iki
komutan arasında güven duygu-
su kalmamıştı.
Karabekir, kendisinin devre dı-
şına çıkarıldığından ve hiç güve-
nilmediğinden kuşkulanroaktadır.
Bu kuşkusu kanıya dönüşür.
M.Kema) de Karabekir'in ken-
disine karşı komplo düzenlediğin-
den kuşkulanmaktadır.
Erzururn'da birleşen yollar An-
kara'da ayrılmıştır.
Karabekir'in anlattığı olayları
bir de Söylev'den izleyelim.
Atatürk diyor ki:
"Hakkâri bölgesinde Nasturi
ayaklanmasıru bastırmaya çalıştı-
ğunız bir sırada Ingiltere hükume-
ti de hüküraetinnze kesin bir no-
ta verdi.
Ingiltere'nin kesin notasına bil-
diğiniz biçimde yarut verdik, sa-
vaşı bile göze aldık. tşte söz ko-
nusu ettiğimiz kişiler, bu çetin
günlerde, bir yabancı devletin bi-
ze saldırabileceği günlerde kendi-
lerinin de bize saldırarak, erekle-
rine kolaybkla ulajabilecekJeri ku-
runtusuna kapıldılar. Savaşa ha-
ar bir durumda bulundurmaya
zonınlu oldukları ordulannı baş-
sız bırakıp, daha önce sevmedik-
lerini söyledikleri siyasa alanına
koştular!'
Atatürk, Söylev'de Karabekir-
in ordudan ayrümasını böyle an-
latır. Olay MJCemal Paşa'nın Söy-
lev'deki tanılarına göre bir
'komplo' muydu? Yoksa Karabe-
kir'in ileri sürdilğu gibi bir savaş
tehlikesini önleyen hareket mi?
Bu soruya yanıt verebilmek güç;
güç değil olanaksız.
Gelin o zaman olayların akışı-
ru hem Söylev'den hem Karabe-
kir'in anılanndan izleyelim:
Karabekir, Fevzi Paşa'ya gide-
rek ordudan aynldığını bildirmiş;
Fevzi Paşa, Karabekir'i karann-
dan caydırmaya çalışmıstır..
Karabekir, anüannda Fevzi Pa-
şa'ya M.Kemal ve çevresi ile ilgili
eleştirilerini yinelediğinı; Fevzi Pa-
şa'nın da kendisine hak vererek
"ordudan aynlma" dediğini yazı-
yor.
Evet, köprüler atılmış, güven
duyguları yok olmuştur.
Karabekir, Fevzi Paşa'dan bü-
tün bu olaylara karşı tavır alma-
sını ister. Olup bitenlerden acı aa
yakınır. Sert eleştiriler yapar.
Fevzi Paşa'ya "ordonun başı sı-
fatıyla susuyor ve daha fenası bi-
zi biçe sayıyorsunuz" diye sitem
eder.. Kendi durumundan yakınır;
"ordu müfettisligi emir zabitiigi
vaziyetinde.." der.
Fevzi Paşa'yı da "MHH Mnda-
faa Vekâleti de sizin kalemi raah-
susunuz halinde" diye eleştirir.
Düşunce aynlıklan güven bu-
naJımına, güven bunalımlan kuş-
kuya; kuşku da duygusal tepkile-
re dönüşrnüştür.
Evet, savaş başlamıştır.
Bu savaşta Kurtuluş Savaşı'nın
Başkomutanj ile Doğu Cephesi
Komutanı artık iyice karşı karşı-
yadırlar.
Komplo
Atatürk, Söylev'de Karabekir,
Ali Fuat Paşa ile Refet ve Cafer
Tayyar Paşa'ların bir komplo dü-
zenlediklerini kanısındadır.
Bu olayları ve duyduğu kuşku-
ları şöyle anlatır:
Söylev'in bu bölümünu bugün-
kü Türkçeye yapılan çevirisinden
okuyalım:
"Şimdi sayın baylar, isterseniz,
size büyük bir 'komplo' üzerine
bilgi vereyim.
1924 yılı ekiminin 26. günü geç
saatlerde Birinci Ordu Müfettişi'-
nin görevinden çekildiğini bana
bildirdiler. Müfettiş Paşa'nın Ge-
nelkurmay Başkanlığı'na verdiği
çekilme dilekçesi çudur:
Genelkurmay Başkanlığı'na,
Bir yılhk ordu müfettişliğim sı-
rasında gerek teftislerirn sonunda
verdigim raporlann gerekse ordu-
muzun yiikselmesi ve güçlendiril-
mesi için sunduğum lasanlann
dikkate alınmadığım görmekle
özüntünı ve kaygım çok büyükrür.
Üzerime dıişen görevi millerveki-
li olarak daha çok gönul rahattı-
ğı ile yapacağıma inandığım için
ordu müfettisliğinden çekildigimi
bügilerinize sunarım efendira.
Milli Savunma Bakanlıgı'na da
yazılmıştır. 26 Ekim 1924.
Kâzım Karabekir.
Bu çekilme yaasının altında
renkli kalemle şunlar yazılıdır:
"Çekilmesini uygun bulraadığı-
•ı bildirdim. Duşiıncesinde diren
di. Yann millervekilliği görevine
döneceğini büdirdi"
Bu satırlann altında imza yok-
tur; ama Genelkurmay Başkanı-
nın yazdığı anlaşılıyor. Daha aşa-
ğıda da kırmızı mürekkeple vazıl-
mış şu notlar vardır:
(Geien rapor ve tasanlann
bepsini göreyim. Bunlann hangi
maddeler üzerinde neler yapılmış
ve hangi maddeleri yapılmamış;
onlan da dosyaJavm da göreyim).
Bu notlann altmdaki tarih 28
ekımdir.
Baylar, Kâzım Karabekir Paşa
1
nın raporlan ve tasarıları Genel-
kurmay'da ilgili bölümlerde ince-
lenmiş, bunlardan kabul edilip uy-
gulanabilecek olanlar dikkate
alınmış ve uygulanmış idi. Ancak
ler yaptıktan sonra Genelkurmay
Başkanlığı'na gitmiş, bir süre Fev-
zi Paşa ile görüşmüş, çıkarken de
Fevzi Paşa'nın emir subayına şu
kâgıdı bırakmış:
30.10.1924
Genelkurmay Başkanlıgı Yuk-
sek Kabna
Mifletvekffi görevime başlayaca-
ğımdan 2. Ordn Müfettişliği gö-
revimden bagtşlanmamı saygı ile
dilerim efeodim.
Ankara MiDervekili
Ali FnaL
Baylar, milletvekilliğinden çe-
kildiğini Meclis Başkanlığı'na bil-
dirmiş olan Refet Paşa'nın da çe-
kilme yazısını Rauf Bey'in geri al-
dırdığını öğrenmiştırn.
Atatürk, bu gelişmelerden kus-
Izzettin-Paşa, Ali Hikmet, Şük-
ru Naili ve Fahrettin Paşalar, or-
dum kalmak istediklerini bildirir-
ler.
Diyarbakır'da bulunan 3. Ordu
Müfettişi Cevat Paşa'dan (58) ge-
len yanıt oldukça serttir:
— Yüksek kişiliğinize karşı olan
güvenime ve sevgime inanmanızı
saygı ile dilerim. Ancak, böyle bir
yurt görevinden ivedilikle çekile-
rek ulusa ve seçim bölgem hajkı-
na karşı sorutnlu ve suçlu duru-
ma düşmemekliğim için çekilme-
mi gerektiren nedenlerin açıkian-
masına yüksek buyruklannızı say-
gıyla rica ederim.
Aynı içerikteki bir telgraf da yi-
ne Diyarbakır'daki Yedinci Kolor-
du Komutanı Cafer Tayyar Paşa-
olmalannın orduda ve komuta iş-
lerinde beklenilen düzenbağı ile
bağdaşmadığı kanısına varılmış-
tır. 1. ve 2. Ordu müfettişlikleri-
nin görevlerinden çekilip Meclis'e
dönerek ordulan elverişsiz bir za-
manda başsız bırakmış olmalan
bu görüşü pekiştirmiştir. Seçim
böigeniz halkı, ordu düzenbağının
esenliğı için vereceğiniz karardan
kuşkusuz kıyanç duyar. Daha ön-
ce yazıldıği üzere karannızı bildir-
menizi rica ederim"
İkinci adım da başanyla sonuç-
lanmış; sıra üçüncü adımı atma-
ya gelrnişti.
Cevat ve Cafer Tayyar Paşalar,
görüşlerinde direnirler.
Üçüncü adım atılır.
Üçüncü adım, Cevat ve Cafer
Milli Savunma Bakanhğı, Ka-
rabekir ve Ali Fuat Paşa'dan gö-
revlerini yeni komutanlara devir
etmeleri buyruğunu verir.
Ordudan ayrılan Karabekir ve
Ali Fuat Paşa hemen Meclis'e gi-
rerler. Meclis'te o gün kendilerini
bir sürpriz beklemektedir:
Meclis Başkanlığı'nca TBMM
salonundan çıkarılırlar!
Karabekir, durumdan yakınır.
TBMM'deki görevim yeğledigini,
bu nedenle yerine atanan komu-
tanı beklemenin "uydurma bir
neden" olacafını söyler.
M.Kemal'in yamtı acı ve serttir:
"Ordumuzun (yükselmesi ve
güçlendirilmesi için) tasanlar sun-
duğundan söz eden ve onlar dik-
kate alınmadığı için 'üzüntüm ve
gaşa örneği gösterdiğini anlamak
istemiyor;'
Karabekir, gereken devir-
teslimden sonra TBMM'deki gö-
revine başlar. Ve arkadaşlanyla
birlikte "Terakkiperver Cnmhuri-
yet Rrkası" adıyla bir parti kurar.
Karabekir, anılannda bu oluşu-
mu şöyle anlatır:
"Az sonra biz Terakkiperver
Cumhoriyet Fırkası adıyla Mec-
lis'te faaliyet için resraen Dahili-
ye Vekâleti'ne muracaat edince
M.Kemal Paşa da Halk Fırkası^
oın başına Cumhurijet kelimesi-
ni koydurarak Cumhuriyet Halk
Flrkaa admı verdi. 21 kasımda ts-
mel Paşa da başvekillikten basta-
hgı bahanesiyle istifasını verdi Yt-
rine Fetki Bey başvekillige geüril-
Kurtuluş Savaşı'nın başında, hatta hemen sonrasında, birbirierine güvenen, inanan iki komutan arasında artık herhangi bir güven ilişkisi kalmamıştı.Musul sonınunun yarattığı
gerginlik, Karabekir'in ordudan aynlarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurrması, Mustafa KemaJ'in 'komplo' düzenlendiği seklindeki açıklamalan iki eski arkadaştn
yoüannı ayırmıştı. Yukandaki fotoğraf, Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir aynı yolun yolculan oldukları sırada alınmış.
Mustafa Kemal, Karabekir'in kendisine karşı
komplo düzenlediği kanısındadır.
Karabekir Musul konusunun kızıştığı bir
ortamda ordudan aynlmıştır. Mustafa Kemal
Karabekir'in davranışında *iç siyasete* yönelik bir hedef
olduğunu düşünmektedir. Söylev'de şöyle der: *Müfettiş
Paşa, yurdun üçte birini kaplayan koskoca bir orduyu,
gönlünün istediği anda beş satırlık bir yazıyla başsız
bırakmanın, orduya ne kötü bir kargaşa örneği
gösterdiğini anlamak istemiyorî
Karabekir anılannda, ordudan çekilme
karannı İngilizlere karşı Musul nedeniyle
açüacak savaşa bağlar. Kendisinin ve bazı
komutanlarm ordudan çekilmesinin bu savaş tehlikesini
önlediğini yazar. Kurtuluş Savaşı'na başlarken birbirine
inanan iki komutan arasında güven duygusu
kalmamıştır. Karabekir, Rauf Bey, Adnan Bey ve Ali
Fuat Paşa'yla birlikte Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası'nı kurar. Mustafa Kemal siyasal savaşı da
kumanda etmeye başlamıştır.
uygulanması devletin gücü dışuı-
da buiunan ya da bilimsel degeri
olmayıp kendi kişisel ve düş gü-
cune dayanan önerileri doğallık-
la dikkate alınmamıştı. Kâzım Ka-
rabekir Paşa'ya raporlar ve tasa-
rılanndan dolayı bir beğence ve-
rilmesi de gerekli görülmemişti.
30 ekim günü de 2. Ordu Mü-
fettişi Ali Fuat Paşa'nın Konya
1
dan geldiği bildirildi. Kendisiııi
akşam yemeğine Çankaya'ya ça-
ğırdım. Geç vakte kadar bekle-
dimse de Paşa gelmedi. Kendisi-
ni aratırken öğrendim ki, Fuat Pa-
şa'yı Ankara'ya gelişinde Rauf Bey
karşılamış. Fuat Paşa Milli Savun-
ma Bakanlıgı'na uğradıktan ve kı-
mi arkadaşlarla da kısa görüşme-
kulanmış ve olaylara şu tanıyı
koymuştur:
Komplo!
Söylev'de "komplo" olarak ni-
telenen bu olaylara karşı şu ön-
lemler aiındığı anlatılır:
tlk iş, Genelkurmay Başkariı
Fevzi Paşa'run milletvekilliğinden
aynldığım TBMM Başkanlığı'na
telefonla bildirmesidir. M.Kemal
Paşa, bundan sonra ikinci adımı-
nı atar. İkinci adım, milletvekili de
olan komutanlar Cevat Paşa, Iz-
zettin Paşa, Ali Hikmet Paşa,
Şukrü Naili Paşa, Fahrettin Paşa
ve Cafer Tayyar Paşa'lara ivedi
telgraflar çekerek bu komutanlar-
dan ya milletvekilliğini ya komu-
tanlığı seçmelerini istemek olur.
dan gelmiştir.
"1- Siz yüce Cumhurbaşkamna
karşı beslediğim saygı ve sevgiye
güvenilraesini rica ederim.
2— Bu dakikada seçim bölgem
halkı ile göruşmeden yüksek öne-
rinizi kabul etmekliğim beni ulus
önünde sorumlu duruma dflşüre-
bilir.
3— Yurdun ve ulusun çıkarlan
milletvekilliğinden hemen çekil-
memi gerektiyorsa, kesin karar ve-
rebilmekliğim için durumun ay-
dınlatılmasmı saygı ilericaede-
rim:'
M.Kemal Paşa ertesi gün Cevat
ve Cafer Tayyar Paşalara şu telg-
rafı gönderir:
"Komutânların milletvekili de
Tayyar Paşaların ordu ile ilişkile-
rinin kesümeleriydi. Hemen bu iş-
lemlere başvuıuldu.
Karabekir, anılannda, ordudan
çekilme kararım "ingilizlere kar-
şı Musul nedeniyle açüacak savaş"
nedenine bağlar. Ve komutanlann
ordudan çekilmesinin bu savaş
tehlikesini önlendiğini yazar.
M.Kemal Paşa da olayı iç siya-
sete dönük bir "komplo" olarak
görür.
Siyaset bir satranç oyunudur,
M.Kemal, bu satranç oyununda
Karabekir'in "komutanlann siya-
setten aynlması" taktiğiru Karabe-
kir ve arkadaşlarına karşı uygular!
M.Kemal, siyasal savaşa da ku-
manda eder.
kaygım büyüktür' diyen eski mü-
fettiş pasa, yurdun üçte birini kap-
layan koskoca bir orduyu gönlü-
nün istediği anda, beş satırlık bir
yazı yazarak başsız bırakmanın ne
denli yanlış ve ordunun yukselti-
lip güçlendirilmesi bakımından te-
mel olan düzenbağını ne kertede
bozucu bir davranış olduğunu
kavramış görünmüyor. Dikkate
alınmadığım savladığı rapor ve ta-
sarılanyla yapamadığı işi; devle-
tin kesin süreli bir nota aldığı ve
bundan dolayı olağanüstü toplan-
tıya çağırdığı Meclis'te yapmaya
kâlkıştığını ileri süren Müfettiş
Paşa, kendisi gibi davranan arka-
daşlarıyla birlikte, pek elverişsiz
bir zamanda, orduya ne kötu kar-
di.
Beıı, fırkanm lideriigine, Rauf
ve Adnan Bey ler ikind Uderiiğe,
Ali Fua( Paşa da Umumi Kâtipli-
ğe intihap olnnarak MecUs onün-
de hârmet edilmesi lazım gelen bir
fırka ile işe başladık." (59)
Terakkiperver Cumhuriyet Fır-
kası nasıl bir partiydi? tdeolojisi
neydi?
MJCemal, o etkili ve hunerli ko-
nuşma biçemi (üslubu) ile bu so-
rulan şöyle yanıthyor:
"(Parti dinsel düşünce ve inaoc-
lara saygılıdır) sozlerini ilke edi-
nip bayrak gibi kullanan kişiler-
den, uzdilek (iyiniyet) beklenebi-
lir mi idi? Bu bayrak saplanmış
. olanlan aldatmaya kalkışmış kim-
selerin taşıdıklan bayrak değil mi
idi? Türk ulusu yüzyıllardan beri
sonu gelmeyen yıkımlara, içinden
çıkabilmek için büyük özverüer is- •
teyen pis bataklara, hep bu bay-
rak gösterilerek sürüklenmemiş
miydi?
Cumhuriyetçi ve ilerici olduk-
ları sanısını vermek isteyenlerin,
yine bu bayrakla ortaya atılmala-
rı; dinsel bağnazbğı coşturarak
ulusu, cumhuriyete, ilerlemeye ve
yenileşmeye karşı kışkırtmak de-
ğil miydi? Yeni parti, dinsel dfl-
şünce ve inançlara saygı perdesi al-
tında 'Biz halifeligin yeniden ku-
rulmasıoı isteriz. Biz yeni yasalar
istemeyiz. Bize din yasalan yeter-
lidir. MedreseJer, lekkeler, bügisiz
softalar, şeyhler, möritler, biz si-
zi korayacagız; bizimle birlik olu-
nnz! Çönkü M. Kemal Paşa'nıa
partisi halifeügi kaldırdı. Miisln-
maniı|ı zedeliyor, siz gâvur yapa-
eak, size şapka giydirecek' diye t
bağırmıyor muydu? Yani partinin !
üke edindiği bu sözler, gerici hay-
kırışlajla dolu değildir denebilir
mi?
(Parti dinsel dnşÜBCt ve inanç-
lara saygıİKhr) ki, Terakkiperver
Cumhuriyet Partisi izlencesi en
hayın kafalaruun ürünüdür. Bu
parti, yurtta can kıyıcıların, geri-
cilerin sığınağı ve dayanağı oldu;
dış düşmanlann yeni Türk devle-
tini körpe Türk cumhuriyetini yık- I
mayı öngören planlannın kolay-
lıkla uygulanmasına yardım etme-
ye çalıştı. Tarih; gizli amaçlarla
düzenlenmiş genel ve gerici Doğu
ayaklanmasının nedenlerini ince- .
leyip araştırdığı zaman, onun \
önemli ve belirh' nedenleri arasın- '
da Terakkiperver Cumhuriyet Par-
tisi'nin dinsel konularda verdiği
sözleri ve Doğu'ya gönderdiği so-
rumlu yazmanın kurduğu örgüt-
leri ve vaptığı kışkırtmalan bula-
caktırî'
Karabekir, ordudan avnlmala-
nyla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir
savaşa girrnesinin önlendiği kanı-
sındadır.
Şöyle yazar:
"Çok çetin mücadelelere ve if-
firalara ugradık. (60) Yannımız
mabvoldu. Fakat yılmadım. Ha-
Idkat ve hürriyet uğrnna öhunii dc
hiçe sayarak sonuna kadar didiş-
tim. Gerçi ben ve arkadaşianm
s a | kaianlar da çok çekti. 44 ya-
şımda genç bir kumandan ve bd-
tün niCbeiermi ates aiOada ve mil-
let için feda etmis olan ben ve em-
salim eski tekaut kanunu mud-
bince tekaüde sevk olundak. Tev-
kif olanarek tstiklal Mahkemesi^
ne verildik. On beş yıl bir düziye
takip ve taciz olduk. Biitön bun-
bu- çok aodır. (..) Sine-i mülete biz
girmekle (..) çok daha mesnl ve
babtiyar okluk."
Karabekir, anılannı şöyle biti-
rir:
"Vatandaş,
Milletin hürriyetini tehlikede
görürsen karşındaki kim olursa
olsun tek dağ başı mezar olunca-
ya kadar mücadelene devam et-
mek vazifendir. Çünkü insanlar-
da hayat denen şeyin kıymeti an-
cak hürriyet iledir.
Hür ol, esir yaşama!"
YJUIM: Karabekİr'ı^â
(57) — Atatürk, Söylev, 2, TDK 650
vd.
(58) — Cevat Çobanlı. 187O'te doğ-
du, 1938 yıhnda öldü. Osmanlı lmpa-
ratorluğu'nda Harp Akademisı Komu-
tanlığı, Genelkurmay Ba^kanhğı ve
Harbiye Nazırljğı yaptı. 1920'de Ingi-
lizler tarafından Malta'ya sürüldü, yur-
da dönünce Elcezire Cephesı Komutanı
oldu. 1924'te 3. Oıdu Müfettışhğı'ni bı-
rakarak TBMM uyeliğmı yeğledi, iki
ay sonra TBMM üveliğinden aynlarak
Askeri Şûra uyeliğine getırildi. Musul
sorunu ile dgilı göruşmelerde askeri
muşavir olarak görcv yapü. 1926'da Is-
tanbul Genereler Mahkemesi Bajkan-
lıgı'na atandı. 1935 yıhnda yaş dolu-
mu nedeniyle emeklı oldu. (Türk ts-
tiklal Harbi'ne kaulan tümen ve daha
üst kademelerdeki komutanlann bi-
yografllen - Geoelkurmay Bafkaahp,
1989, s: 21)
(59) — TUnçay Mete, Türkiye Cum-
huriyeti'nde Tek Parti Yönetiminin Ku-
rulması (1923-1931) Yurt Yay
. s: 99 vd;
Goloğlu Mahmut, Devrimler ve Tep-
küeri (1924-1930) s: 63 vd.
(60) — Karabekir, anılannda {öyle
yakının
"Kürt isyanını tahrik etmişiz. Şeh-
zade Selim Efendi ile muhabere etmi-
şim. Bunlann yalan olduğu tespit edi-
lince Izmir suikastı uesüesi ile istiklâl
Mahkemesi'ne verildim. Buradan da
temize çıkmakla kuçfllmedim. Millet
ve tarih huzurunda manen büyüdüm.
Gerçi maddi olarak uzun yıllar çok taz-
yik olundum.
Karabekir, 1938 yılına kadar sürek-
li polis izlemesi altındaydı. Istanbul Va-
lisi namına Rıza imzalı 3.7.1933 gün
ve 9040 sayüı rapor şöyle:
"Müstemiiren takip ve tarassut edi-
len 7 şahsın 2.7.1933 sabahından
3.7.1933 sabahına kadar geçen 24 sa-
at zarfuıdaki hakaretlerine dair alınan
rapor hülasaları aşağıya yazılmıştır:
1— Kâzım Karabekir Paşa, gündüz
ve gece dışarı çıkmamıstır. Saat 13'te
yalnız refikası ve bir çocuğu ile bera-
ber köşkten çıkmış ve tren ve vapurla
lstanbu! cihetine gıderek paşanın bi-
raden olup Fatıh'ıe Sinan Aga Mahal-
lesi lbadethane Sokağı'nda 1/6 numa-
ralı hanede oturan Hamdi Bey'in ha-
nesıne gitmiştir. Burada üç saat kadar
kalan mezbure 18.50'de aynı vesaitle
köşke dönmüştür. Öğleden sonra Eren-
köy'e gazeteci Feridun Bey gelmiş ise
de Paşa'nın ikametgâhıoa uğramaksı-
zın tekrar trenlc lstanbul'a dönmüş ve
köşke hariçten başka bir kimse de gel-
memiştir!'
Aynı raporda Cafer Tayyar ve Refet
Paşa ile ilgili izleme notlan da bulun-
maktadır.