25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 26 HAZÎRAN 1990 KAZIM KARABE LATIYOK Kâzım Karabekir'in ordudan aynlması Mustafa KemaVe göre kritik anda orduyu başsız bırakmıştı Atatürk: Karabekir 'komplo' kurdu—17— "Ordu mufettişliğinden çekıi- meden önce kimi komutanlar ken- dileriyle birük olmaya kandırmak için çalıştüar. Bu bir yıl içinde cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kal- dınlması gibi işlerimiz, ortaklaşa düzen kuranlan birbirlerine daha çok yaklaştırdı ve birlikte çalışma- lara yol açtı. tşe sıyasadan başla- yacaklardı. Bunun için uygun za- man ve fırsatı bekliyorlardı. Siyasi alandaki ve ordudaki hazırlıkla- rııu yeterli görüyorlardı. Gerçek- ten Rauf Bey ve benzerleri parti içinde sürdürmeye başladıklan durumlanyla, Meclisin dirüenme dönemine rastlayan aylarda mil- letvekilleri üzerinde ve yeni seçim- de başan kazanamayan ikinci grup üyeleri aracüığj ile bütün yurtta, ulusu bize karşı kışkırtmak için çalışmak fırsatıru elde eltiler. Yurtiçinde birtakıra gizli örgütler kurmaya ve girişimler yapmaya da başladılarr (57) Kurtuluş Savaşı'na başiarken birbirlerine bu kadar güvenen, birbirlerine bu kadar inanan iki komutan arasında güven duygu- su kalmamıştı. Karabekir, kendisinin devre dı- şına çıkarıldığından ve hiç güve- nilmediğinden kuşkulanroaktadır. Bu kuşkusu kanıya dönüşür. M.Kema) de Karabekir'in ken- disine karşı komplo düzenlediğin- den kuşkulanmaktadır. Erzururn'da birleşen yollar An- kara'da ayrılmıştır. Karabekir'in anlattığı olayları bir de Söylev'den izleyelim. Atatürk diyor ki: "Hakkâri bölgesinde Nasturi ayaklanmasıru bastırmaya çalıştı- ğunız bir sırada Ingiltere hükume- ti de hüküraetinnze kesin bir no- ta verdi. Ingiltere'nin kesin notasına bil- diğiniz biçimde yarut verdik, sa- vaşı bile göze aldık. tşte söz ko- nusu ettiğimiz kişiler, bu çetin günlerde, bir yabancı devletin bi- ze saldırabileceği günlerde kendi- lerinin de bize saldırarak, erekle- rine kolaybkla ulajabilecekJeri ku- runtusuna kapıldılar. Savaşa ha- ar bir durumda bulundurmaya zonınlu oldukları ordulannı baş- sız bırakıp, daha önce sevmedik- lerini söyledikleri siyasa alanına koştular!' Atatürk, Söylev'de Karabekir- in ordudan ayrümasını böyle an- latır. Olay MJCemal Paşa'nın Söy- lev'deki tanılarına göre bir 'komplo' muydu? Yoksa Karabe- kir'in ileri sürdilğu gibi bir savaş tehlikesini önleyen hareket mi? Bu soruya yanıt verebilmek güç; güç değil olanaksız. Gelin o zaman olayların akışı- ru hem Söylev'den hem Karabe- kir'in anılanndan izleyelim: Karabekir, Fevzi Paşa'ya gide- rek ordudan aynldığını bildirmiş; Fevzi Paşa, Karabekir'i karann- dan caydırmaya çalışmıstır.. Karabekir, anüannda Fevzi Pa- şa'ya M.Kemal ve çevresi ile ilgili eleştirilerini yinelediğinı; Fevzi Pa- şa'nın da kendisine hak vererek "ordudan aynlma" dediğini yazı- yor. Evet, köprüler atılmış, güven duyguları yok olmuştur. Karabekir, Fevzi Paşa'dan bü- tün bu olaylara karşı tavır alma- sını ister. Olup bitenlerden acı aa yakınır. Sert eleştiriler yapar. Fevzi Paşa'ya "ordonun başı sı- fatıyla susuyor ve daha fenası bi- zi biçe sayıyorsunuz" diye sitem eder.. Kendi durumundan yakınır; "ordu müfettisligi emir zabitiigi vaziyetinde.." der. Fevzi Paşa'yı da "MHH Mnda- faa Vekâleti de sizin kalemi raah- susunuz halinde" diye eleştirir. Düşunce aynlıklan güven bu- naJımına, güven bunalımlan kuş- kuya; kuşku da duygusal tepkile- re dönüşrnüştür. Evet, savaş başlamıştır. Bu savaşta Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanj ile Doğu Cephesi Komutanı artık iyice karşı karşı- yadırlar. Komplo Atatürk, Söylev'de Karabekir, Ali Fuat Paşa ile Refet ve Cafer Tayyar Paşa'ların bir komplo dü- zenlediklerini kanısındadır. Bu olayları ve duyduğu kuşku- ları şöyle anlatır: Söylev'in bu bölümünu bugün- kü Türkçeye yapılan çevirisinden okuyalım: "Şimdi sayın baylar, isterseniz, size büyük bir 'komplo' üzerine bilgi vereyim. 1924 yılı ekiminin 26. günü geç saatlerde Birinci Ordu Müfettişi'- nin görevinden çekildiğini bana bildirdiler. Müfettiş Paşa'nın Ge- nelkurmay Başkanlığı'na verdiği çekilme dilekçesi çudur: Genelkurmay Başkanlığı'na, Bir yılhk ordu müfettişliğim sı- rasında gerek teftislerirn sonunda verdigim raporlann gerekse ordu- muzun yiikselmesi ve güçlendiril- mesi için sunduğum lasanlann dikkate alınmadığım görmekle özüntünı ve kaygım çok büyükrür. Üzerime dıişen görevi millerveki- li olarak daha çok gönul rahattı- ğı ile yapacağıma inandığım için ordu müfettisliğinden çekildigimi bügilerinize sunarım efendira. Milli Savunma Bakanlıgı'na da yazılmıştır. 26 Ekim 1924. Kâzım Karabekir. Bu çekilme yaasının altında renkli kalemle şunlar yazılıdır: "Çekilmesini uygun bulraadığı- •ı bildirdim. Duşiıncesinde diren di. Yann millervekilliği görevine döneceğini büdirdi" Bu satırlann altında imza yok- tur; ama Genelkurmay Başkanı- nın yazdığı anlaşılıyor. Daha aşa- ğıda da kırmızı mürekkeple vazıl- mış şu notlar vardır: (Geien rapor ve tasanlann bepsini göreyim. Bunlann hangi maddeler üzerinde neler yapılmış ve hangi maddeleri yapılmamış; onlan da dosyaJavm da göreyim). Bu notlann altmdaki tarih 28 ekımdir. Baylar, Kâzım Karabekir Paşa 1 nın raporlan ve tasarıları Genel- kurmay'da ilgili bölümlerde ince- lenmiş, bunlardan kabul edilip uy- gulanabilecek olanlar dikkate alınmış ve uygulanmış idi. Ancak ler yaptıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı'na gitmiş, bir süre Fev- zi Paşa ile görüşmüş, çıkarken de Fevzi Paşa'nın emir subayına şu kâgıdı bırakmış: 30.10.1924 Genelkurmay Başkanlıgı Yuk- sek Kabna Mifletvekffi görevime başlayaca- ğımdan 2. Ordn Müfettişliği gö- revimden bagtşlanmamı saygı ile dilerim efeodim. Ankara MiDervekili Ali FnaL Baylar, milletvekilliğinden çe- kildiğini Meclis Başkanlığı'na bil- dirmiş olan Refet Paşa'nın da çe- kilme yazısını Rauf Bey'in geri al- dırdığını öğrenmiştırn. Atatürk, bu gelişmelerden kus- Izzettin-Paşa, Ali Hikmet, Şük- ru Naili ve Fahrettin Paşalar, or- dum kalmak istediklerini bildirir- ler. Diyarbakır'da bulunan 3. Ordu Müfettişi Cevat Paşa'dan (58) ge- len yanıt oldukça serttir: — Yüksek kişiliğinize karşı olan güvenime ve sevgime inanmanızı saygı ile dilerim. Ancak, böyle bir yurt görevinden ivedilikle çekile- rek ulusa ve seçim bölgem hajkı- na karşı sorutnlu ve suçlu duru- ma düşmemekliğim için çekilme- mi gerektiren nedenlerin açıkian- masına yüksek buyruklannızı say- gıyla rica ederim. Aynı içerikteki bir telgraf da yi- ne Diyarbakır'daki Yedinci Kolor- du Komutanı Cafer Tayyar Paşa- olmalannın orduda ve komuta iş- lerinde beklenilen düzenbağı ile bağdaşmadığı kanısına varılmış- tır. 1. ve 2. Ordu müfettişlikleri- nin görevlerinden çekilip Meclis'e dönerek ordulan elverişsiz bir za- manda başsız bırakmış olmalan bu görüşü pekiştirmiştir. Seçim böigeniz halkı, ordu düzenbağının esenliğı için vereceğiniz karardan kuşkusuz kıyanç duyar. Daha ön- ce yazıldıği üzere karannızı bildir- menizi rica ederim" İkinci adım da başanyla sonuç- lanmış; sıra üçüncü adımı atma- ya gelrnişti. Cevat ve Cafer Tayyar Paşalar, görüşlerinde direnirler. Üçüncü adım atılır. Üçüncü adım, Cevat ve Cafer Milli Savunma Bakanhğı, Ka- rabekir ve Ali Fuat Paşa'dan gö- revlerini yeni komutanlara devir etmeleri buyruğunu verir. Ordudan ayrılan Karabekir ve Ali Fuat Paşa hemen Meclis'e gi- rerler. Meclis'te o gün kendilerini bir sürpriz beklemektedir: Meclis Başkanlığı'nca TBMM salonundan çıkarılırlar! Karabekir, durumdan yakınır. TBMM'deki görevim yeğledigini, bu nedenle yerine atanan komu- tanı beklemenin "uydurma bir neden" olacafını söyler. M.Kemal'in yamtı acı ve serttir: "Ordumuzun (yükselmesi ve güçlendirilmesi için) tasanlar sun- duğundan söz eden ve onlar dik- kate alınmadığı için 'üzüntüm ve gaşa örneği gösterdiğini anlamak istemiyor;' Karabekir, gereken devir- teslimden sonra TBMM'deki gö- revine başlar. Ve arkadaşlanyla birlikte "Terakkiperver Cnmhuri- yet Rrkası" adıyla bir parti kurar. Karabekir, anılannda bu oluşu- mu şöyle anlatır: "Az sonra biz Terakkiperver Cumhoriyet Fırkası adıyla Mec- lis'te faaliyet için resraen Dahili- ye Vekâleti'ne muracaat edince M.Kemal Paşa da Halk Fırkası^ oın başına Cumhurijet kelimesi- ni koydurarak Cumhuriyet Halk Flrkaa admı verdi. 21 kasımda ts- mel Paşa da başvekillikten basta- hgı bahanesiyle istifasını verdi Yt- rine Fetki Bey başvekillige geüril- Kurtuluş Savaşı'nın başında, hatta hemen sonrasında, birbirierine güvenen, inanan iki komutan arasında artık herhangi bir güven ilişkisi kalmamıştı.Musul sonınunun yarattığı gerginlik, Karabekir'in ordudan aynlarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurrması, Mustafa KemaJ'in 'komplo' düzenlendiği seklindeki açıklamalan iki eski arkadaştn yoüannı ayırmıştı. Yukandaki fotoğraf, Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir aynı yolun yolculan oldukları sırada alınmış. Mustafa Kemal, Karabekir'in kendisine karşı komplo düzenlediği kanısındadır. Karabekir Musul konusunun kızıştığı bir ortamda ordudan aynlmıştır. Mustafa Kemal Karabekir'in davranışında *iç siyasete* yönelik bir hedef olduğunu düşünmektedir. Söylev'de şöyle der: *Müfettiş Paşa, yurdun üçte birini kaplayan koskoca bir orduyu, gönlünün istediği anda beş satırlık bir yazıyla başsız bırakmanın, orduya ne kötü bir kargaşa örneği gösterdiğini anlamak istemiyorî Karabekir anılannda, ordudan çekilme karannı İngilizlere karşı Musul nedeniyle açüacak savaşa bağlar. Kendisinin ve bazı komutanlarm ordudan çekilmesinin bu savaş tehlikesini önlediğini yazar. Kurtuluş Savaşı'na başlarken birbirine inanan iki komutan arasında güven duygusu kalmamıştır. Karabekir, Rauf Bey, Adnan Bey ve Ali Fuat Paşa'yla birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurar. Mustafa Kemal siyasal savaşı da kumanda etmeye başlamıştır. uygulanması devletin gücü dışuı- da buiunan ya da bilimsel degeri olmayıp kendi kişisel ve düş gü- cune dayanan önerileri doğallık- la dikkate alınmamıştı. Kâzım Ka- rabekir Paşa'ya raporlar ve tasa- rılanndan dolayı bir beğence ve- rilmesi de gerekli görülmemişti. 30 ekim günü de 2. Ordu Mü- fettişi Ali Fuat Paşa'nın Konya 1 dan geldiği bildirildi. Kendisiııi akşam yemeğine Çankaya'ya ça- ğırdım. Geç vakte kadar bekle- dimse de Paşa gelmedi. Kendisi- ni aratırken öğrendim ki, Fuat Pa- şa'yı Ankara'ya gelişinde Rauf Bey karşılamış. Fuat Paşa Milli Savun- ma Bakanlıgı'na uğradıktan ve kı- mi arkadaşlarla da kısa görüşme- kulanmış ve olaylara şu tanıyı koymuştur: Komplo! Söylev'de "komplo" olarak ni- telenen bu olaylara karşı şu ön- lemler aiındığı anlatılır: tlk iş, Genelkurmay Başkariı Fevzi Paşa'run milletvekilliğinden aynldığım TBMM Başkanlığı'na telefonla bildirmesidir. M.Kemal Paşa, bundan sonra ikinci adımı- nı atar. İkinci adım, milletvekili de olan komutanlar Cevat Paşa, Iz- zettin Paşa, Ali Hikmet Paşa, Şukrü Naili Paşa, Fahrettin Paşa ve Cafer Tayyar Paşa'lara ivedi telgraflar çekerek bu komutanlar- dan ya milletvekilliğini ya komu- tanlığı seçmelerini istemek olur. dan gelmiştir. "1- Siz yüce Cumhurbaşkamna karşı beslediğim saygı ve sevgiye güvenilraesini rica ederim. 2— Bu dakikada seçim bölgem halkı ile göruşmeden yüksek öne- rinizi kabul etmekliğim beni ulus önünde sorumlu duruma dflşüre- bilir. 3— Yurdun ve ulusun çıkarlan milletvekilliğinden hemen çekil- memi gerektiyorsa, kesin karar ve- rebilmekliğim için durumun ay- dınlatılmasmı saygı ilericaede- rim:' M.Kemal Paşa ertesi gün Cevat ve Cafer Tayyar Paşalara şu telg- rafı gönderir: "Komutânların milletvekili de Tayyar Paşaların ordu ile ilişkile- rinin kesümeleriydi. Hemen bu iş- lemlere başvuıuldu. Karabekir, anılannda, ordudan çekilme kararım "ingilizlere kar- şı Musul nedeniyle açüacak savaş" nedenine bağlar. Ve komutanlann ordudan çekilmesinin bu savaş tehlikesini önlendiğini yazar. M.Kemal Paşa da olayı iç siya- sete dönük bir "komplo" olarak görür. Siyaset bir satranç oyunudur, M.Kemal, bu satranç oyununda Karabekir'in "komutanlann siya- setten aynlması" taktiğiru Karabe- kir ve arkadaşlarına karşı uygular! M.Kemal, siyasal savaşa da ku- manda eder. kaygım büyüktür' diyen eski mü- fettiş pasa, yurdun üçte birini kap- layan koskoca bir orduyu gönlü- nün istediği anda, beş satırlık bir yazı yazarak başsız bırakmanın ne denli yanlış ve ordunun yukselti- lip güçlendirilmesi bakımından te- mel olan düzenbağını ne kertede bozucu bir davranış olduğunu kavramış görünmüyor. Dikkate alınmadığım savladığı rapor ve ta- sarılanyla yapamadığı işi; devle- tin kesin süreli bir nota aldığı ve bundan dolayı olağanüstü toplan- tıya çağırdığı Meclis'te yapmaya kâlkıştığını ileri süren Müfettiş Paşa, kendisi gibi davranan arka- daşlarıyla birlikte, pek elverişsiz bir zamanda, orduya ne kötu kar- di. Beıı, fırkanm lideriigine, Rauf ve Adnan Bey ler ikind Uderiiğe, Ali Fua( Paşa da Umumi Kâtipli- ğe intihap olnnarak MecUs onün- de hârmet edilmesi lazım gelen bir fırka ile işe başladık." (59) Terakkiperver Cumhuriyet Fır- kası nasıl bir partiydi? tdeolojisi neydi? MJCemal, o etkili ve hunerli ko- nuşma biçemi (üslubu) ile bu so- rulan şöyle yanıthyor: "(Parti dinsel düşünce ve inaoc- lara saygılıdır) sozlerini ilke edi- nip bayrak gibi kullanan kişiler- den, uzdilek (iyiniyet) beklenebi- lir mi idi? Bu bayrak saplanmış . olanlan aldatmaya kalkışmış kim- selerin taşıdıklan bayrak değil mi idi? Türk ulusu yüzyıllardan beri sonu gelmeyen yıkımlara, içinden çıkabilmek için büyük özverüer is- • teyen pis bataklara, hep bu bay- rak gösterilerek sürüklenmemiş miydi? Cumhuriyetçi ve ilerici olduk- ları sanısını vermek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmala- rı; dinsel bağnazbğı coşturarak ulusu, cumhuriyete, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak de- ğil miydi? Yeni parti, dinsel dfl- şünce ve inançlara saygı perdesi al- tında 'Biz halifeligin yeniden ku- rulmasıoı isteriz. Biz yeni yasalar istemeyiz. Bize din yasalan yeter- lidir. MedreseJer, lekkeler, bügisiz softalar, şeyhler, möritler, biz si- zi korayacagız; bizimle birlik olu- nnz! Çönkü M. Kemal Paşa'nıa partisi halifeügi kaldırdı. Miisln- maniı|ı zedeliyor, siz gâvur yapa- eak, size şapka giydirecek' diye t bağırmıyor muydu? Yani partinin ! üke edindiği bu sözler, gerici hay- kırışlajla dolu değildir denebilir mi? (Parti dinsel dnşÜBCt ve inanç- lara saygıİKhr) ki, Terakkiperver Cumhuriyet Partisi izlencesi en hayın kafalaruun ürünüdür. Bu parti, yurtta can kıyıcıların, geri- cilerin sığınağı ve dayanağı oldu; dış düşmanlann yeni Türk devle- tini körpe Türk cumhuriyetini yık- I mayı öngören planlannın kolay- lıkla uygulanmasına yardım etme- ye çalıştı. Tarih; gizli amaçlarla düzenlenmiş genel ve gerici Doğu ayaklanmasının nedenlerini ince- . leyip araştırdığı zaman, onun \ önemli ve belirh' nedenleri arasın- ' da Terakkiperver Cumhuriyet Par- tisi'nin dinsel konularda verdiği sözleri ve Doğu'ya gönderdiği so- rumlu yazmanın kurduğu örgüt- leri ve vaptığı kışkırtmalan bula- caktırî' Karabekir, ordudan avnlmala- nyla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir savaşa girrnesinin önlendiği kanı- sındadır. Şöyle yazar: "Çok çetin mücadelelere ve if- firalara ugradık. (60) Yannımız mabvoldu. Fakat yılmadım. Ha- Idkat ve hürriyet uğrnna öhunii dc hiçe sayarak sonuna kadar didiş- tim. Gerçi ben ve arkadaşianm s a | kaianlar da çok çekti. 44 ya- şımda genç bir kumandan ve bd- tün niCbeiermi ates aiOada ve mil- let için feda etmis olan ben ve em- salim eski tekaut kanunu mud- bince tekaüde sevk olundak. Tev- kif olanarek tstiklal Mahkemesi^ ne verildik. On beş yıl bir düziye takip ve taciz olduk. Biitön bun- bu- çok aodır. (..) Sine-i mülete biz girmekle (..) çok daha mesnl ve babtiyar okluk." Karabekir, anılannı şöyle biti- rir: "Vatandaş, Milletin hürriyetini tehlikede görürsen karşındaki kim olursa olsun tek dağ başı mezar olunca- ya kadar mücadelene devam et- mek vazifendir. Çünkü insanlar- da hayat denen şeyin kıymeti an- cak hürriyet iledir. Hür ol, esir yaşama!" YJUIM: Karabekİr'ı^â (57) — Atatürk, Söylev, 2, TDK 650 vd. (58) — Cevat Çobanlı. 187O'te doğ- du, 1938 yıhnda öldü. Osmanlı lmpa- ratorluğu'nda Harp Akademisı Komu- tanlığı, Genelkurmay Ba^kanhğı ve Harbiye Nazırljğı yaptı. 1920'de Ingi- lizler tarafından Malta'ya sürüldü, yur- da dönünce Elcezire Cephesı Komutanı oldu. 1924'te 3. Oıdu Müfettışhğı'ni bı- rakarak TBMM uyeliğmı yeğledi, iki ay sonra TBMM üveliğinden aynlarak Askeri Şûra uyeliğine getırildi. Musul sorunu ile dgilı göruşmelerde askeri muşavir olarak görcv yapü. 1926'da Is- tanbul Genereler Mahkemesi Bajkan- lıgı'na atandı. 1935 yıhnda yaş dolu- mu nedeniyle emeklı oldu. (Türk ts- tiklal Harbi'ne kaulan tümen ve daha üst kademelerdeki komutanlann bi- yografllen - Geoelkurmay Bafkaahp, 1989, s: 21) (59) — TUnçay Mete, Türkiye Cum- huriyeti'nde Tek Parti Yönetiminin Ku- rulması (1923-1931) Yurt Yay . s: 99 vd; Goloğlu Mahmut, Devrimler ve Tep- küeri (1924-1930) s: 63 vd. (60) — Karabekir, anılannda {öyle yakının "Kürt isyanını tahrik etmişiz. Şeh- zade Selim Efendi ile muhabere etmi- şim. Bunlann yalan olduğu tespit edi- lince Izmir suikastı uesüesi ile istiklâl Mahkemesi'ne verildim. Buradan da temize çıkmakla kuçfllmedim. Millet ve tarih huzurunda manen büyüdüm. Gerçi maddi olarak uzun yıllar çok taz- yik olundum. Karabekir, 1938 yılına kadar sürek- li polis izlemesi altındaydı. Istanbul Va- lisi namına Rıza imzalı 3.7.1933 gün ve 9040 sayüı rapor şöyle: "Müstemiiren takip ve tarassut edi- len 7 şahsın 2.7.1933 sabahından 3.7.1933 sabahına kadar geçen 24 sa- at zarfuıdaki hakaretlerine dair alınan rapor hülasaları aşağıya yazılmıştır: 1— Kâzım Karabekir Paşa, gündüz ve gece dışarı çıkmamıstır. Saat 13'te yalnız refikası ve bir çocuğu ile bera- ber köşkten çıkmış ve tren ve vapurla lstanbu! cihetine gıderek paşanın bi- raden olup Fatıh'ıe Sinan Aga Mahal- lesi lbadethane Sokağı'nda 1/6 numa- ralı hanede oturan Hamdi Bey'in ha- nesıne gitmiştir. Burada üç saat kadar kalan mezbure 18.50'de aynı vesaitle köşke dönmüştür. Öğleden sonra Eren- köy'e gazeteci Feridun Bey gelmiş ise de Paşa'nın ikametgâhıoa uğramaksı- zın tekrar trenlc lstanbul'a dönmüş ve köşke hariçten başka bir kimse de gel- memiştir!' Aynı raporda Cafer Tayyar ve Refet Paşa ile ilgili izleme notlan da bulun- maktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle