Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 28 MAYIS 1990
7 bin liraya ekmek
"ANTALVA
<
AA
> — Federal
Almanya'dan
ithal edilen saf
çavdar unundan
yapılan ekmek,
Antalya'da
marketlerde 7 bin
liradan satılmaya
başlandı. Sönmez
Süper Market
sahibi Celal
Sönmez,
"Roggenbrot"
adıyla sattıklan
ekme|in içinde
ayçekirdeği, kabak çekirdeği, keten tohumu, antep fıstığı,
susam ve yulaf ezmesi bulunduğunu beürterek şunlan
söyledi: "Antalya'da bir fınnda yapılan bu ekmek, F.
Almanya'da imal edilen ekmek Ûe aynı, fiyatı da öyle.
Bu çavdar ekmeğinin kilosu 7 bin liradan satılıyor.
"Sechskornbrot" adlı ekmek ise kilosu 6 bin liradan
tüketime sunuluyor. Günde 10-15 arası bu tip ekmek
satıyoruz. Turistler çok sevinerek Türkler ise meraktan
alıyor. Unun F. Almanya'dan ithal edilmesinin sesebi ise
yüzde yüz çavdar ununun Türkiye'de
ürctilmemesindendir. Türkiye"deki çavdar ekmeklerinin
unu, yan yarıya buğday katılarak elde ediliyor. Biz
turiste ulkesinde alışık olduğu besleyici ve kilo
aldırmayan siyah ekrneği satmış oluyoruz."
Eğitim-İş için başvuru bugün
• ANKARA (Comhuriyet Burosu) — Eğitün tşkolu
Çalışanlan Sendikası'nın (Eğitim-lş) kuruluş başvurusu
bugün saat 10.00'da Ankara Valiliği'ne yapılacak. Eğitim-
lş kuruculan adına açıklama yapan Niyazi Altunya,
sendikanın işkolunda çaüşan öğretmen yöneticisi,
teknisyen, memur ve hizmetli herkesi, hiçbir ayırım
yapmadan bugünkü nitelikleriyle üyeüğe kabul edeceğini
bildirdi. Altunya, sendikanın hiçbir parti ve siyasal
kumluşla organik ilişkisi olmayacağını, onlann hiçbir
müdahalesini kabul etmeyeceğini, ancak herkesin siyasal,
felsefi ve dinsel inancına saygılı kalacağını belirtti.
Eğitim-lş'in, insan hak ve özgürlüklerinin, ulusal ve
evrensel barışın savunucusu olacağını da söyleyen
Altunya, şu bilgileri verdi: "Sendikarruz, evrensel sendika
tanımına uygun olarak, üyelerinin 'daha yeterli ücret,
daha yeterli çahşma koşuÜarı ve daha yeterli mesleki
saygınük' kazanmaları uğrunda çalışacaktır.
750 milyar 'hayali' ödeme
• ANKARA (AA) — Türkiye Muhtarlar Derneği Genel
Kurulu Ankara'da toplandı. Genel kurulda konusan
Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, vergide
büyük kaçakların üzerine gideceklerini söyledi. Kahveci,
kamuoyunda hayali ihracat olarak bilinen konuyla ilgili
olarak şirketler bazında araştırma yaptırdıklarını
belirterek, "Hayali ihracat olayında büyük tepki var, bu
adamlara niye para kaptırdınız, devletin parasını
kaptırdınız diye. Bu konuyla ilgili çalışmalarımızın bir
kısmı bitti. Vergi Usul Kanunu isim verme konusunda
beni engelliyor, ama yaptığımız çalışmalar sonucunda,
bir şirketin 3 çeyrek trilyon fazla tahsilat yapmış
olduğunu tespit ettik. Bunun da vergisi 1 trilyonun üçte
l'i. Bu vergiyi karşılayacak butün gayri menkulüne de
haciz koyduk. Bu kadar vergiyi karşılayacak gayri
menkulü de var" dedi.
"Ifrpranma primi geniglemelT'
• İSKENDERUN (AA) — Devlet Bakanı Husamettin
örüç, yıpranma primi verilen iş kolları kapsamının daha
da genişletilmesi ve buna petro-kimya, demir-çelik, kâğıt
sanayii ile kömür ocaklarmın dahil edilmesi gerektiğini
bildirdi. îskenderun Demir-Çelik fabrikalannda
incelemelerde bulunan Devlet Bakanı Örüç, Demir-Çelik
işçilerinin çok güç sartlarda çalışmalanna rağmen ağır
saoayi işçisi sayılamadığım bildirdi. örüç, şeker sanayii
için bu konuda çıkarılmış bir kanun bulunduğunu, diğer
ağır sanayi iş kollarında çalısanlann ise bu kapsamın
dışında kaldığmı belirterek şunlan söyledi: "Kanun, şeker
sanayi işçisine göre çok daha ağır şartlarda çalışan
kömür isçilerini kapsamıyor. Yani Zonguldak'taki kömür
ocaklarında çalışan işçi bu kanuna göre ağır sanayi işçisi
sayılmıyor. Aynı zamanda, petro-kimya, demir-çelik ve
kâğıt sanayiinde çalısanlann da bu kanunun kapsamı
dışında olduğu ortada. Oysa bu sektörler, ağır sanayiye
tekabül ediyor. Demir-çelik sanayiinde çahşanların bu
kapsama alınması için Çahşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'na görüşümüzü yazıh olarak ilettik.
İşten çıkanlan sendikalılar
• lş-Sendika Servfei — Türk Kanser Derneği'nde,
Sağlık-lş Sendikası'nın toplusözleşme yetkisi aJmasının
ardından hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkanlan 7
sendika üyesine yeniden işbaşı yaptırılması için işverene
noter aracdığıyla bildirim yapıldı. Aralannda 3 doktonın
da bulunduğu 7 sendika uyesi adına Sağlık-lş Sendikası
avukatlannca yapılan bildirimlerde, işten çıkarmaların
"sendikalaşmayı önlemeye yönelik" olduğu kaydedilerek
işten çıkarüanlara 3 gün içinde işbaşı yaptınlması istendi.
Ankara'dan önceki gün yapılan bildirimlerde şöyle
denildi: "İşbaşı yaptmlmadığı takdirde müvekkillerimizin
işine son veriliş nedeninin sendikal faaliyet olduğunun
tarafınızdan kabul ediimiş sayılacağının bilinmesini,
haksız fesih ve diğer yasal haklarımızın kullanüacağının
büinmesini derneğinize ihtaren bildiririz."
TMMOB Genel Kurul Büdirgesi
• ANKARA (AA) — Türk Mühendis ve Mimar Odalan
Birliği'nin geçen cuma günü toplanan 31. Olağan Genel
Kurul Bildirgesi yayımlandı. Bildirgede hızla gelişen ve
degisen dünyaya karşm, Türkiye'de çağdışı bir rejim
bulunduğu ileri sürülerek, "Ülke cezaevlerindeki büim
adamlan, basın mensuplan, 12 Eylül mantığmın
idamlıkları ve mahkûmlan ile emeğe, insan hakianna ve
bu konularda uluslararası anlaşmalara saygısızüğın ve
demokrasinin ayıbı ile dünya kamuoyunda küçük
duruma düşürülmüştür" denildi. Uygulanan piyasa
ekonomisi ile ülke kaynaklanmn insanı, doğası, kurum
ve kuruluşlan ile iç ve dış yağmaya açüdığı iddia edilen
bildirgede, siyasi iktidarın bu modeli zorla kabul
ettirerek, ülkeyi sermaye sınıfımn boyunduruğu altına
sokmak istediği ileri sürüldü.
Bir özel çay fabrikası daha
• KALKANDERE (AA) — Rize'nin Kalkandere üçesinde
yapımı tamamlanan özel sektöre ait bir çay fabrikası, dün
üretime geçti. Kukuluoğlu Çay Sanayii AŞ tarafından ilçenin
Bağdibi Mahallesi'nde 820 milyon lira harcamayla yapılan
fabrikada, günde 20 ton yaş çay yaprağı işlenebilecek.
Ibplusözleşmesiz sendikalılar
Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi
Vakfı'nın Ankara Hastanesi'ne uyguJanan
toplusözleşme, bakanlığın uygun görüşüne
rağmen, İstanbul'daki hastaneye
uygulanmıyor.
YAVUZ ŞİMŞEK
Türkiye Organ Nakli ve Yanık
Tedavi Vakfı'nın tstanbul Hasta-
nesi'nde çalışan Sağhk-lş Sendi-
kası üyelerinin "yasaltaakfamol-
masına karşın" toplusözleşmeden
yararlandırılmadıklan bildirildi.
Yaklaşık 1 yıl süren "zorlu bir
mücadeleden sonra" sendikalaşa-
bildiklerini belirten hastanenin 25
çalışanı, "Ydan kflcayesİK döaen
yazışnıalarlJ yasal hakkımız gasp
edİHyor" dediler. Sağhk-tş üyeleri
aynı vakfın Ankara'daki hastane-
sinde uygulanan toplusözleşrae-
den kendilerinin de yararlandınl-
ması gerektiğini bildiren Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın
yazısına karşın işverenin "lulını
biie kıpfltiatmadıgııu" öne sürdü-
ler. Toplusözleşmenin uygulan-
ması için başvurduklarında
Sağlık-tş Sendikası yöneticilerin-
den, "Biz eiimizden geleni
yapük" işverenden de "Sendlka-
laştimz da ne oldo. Gelsin Saglık-
tş sizi kurtarsın bakalun" yanıtı-
nı aldıklarını bjelirten hastane ça-
lışanlan, "Bu sonurouzluk ve ya-
sa tanımazlık karşısında ne yapa-
cağımızı şaşırdık" diye yakındı-
lar. Türkiye Organ Nakli ve Ya-
nık Tedavi Vakfı Istanbul Hasta-
nesi Müdürü Mustafa Birben.
"Bcn sorunu Ankara'daki Vakıf
Genei Merkezi'ne üettim. Hukuk-
çulanmız durumu inceleyecekler.
EJbetle ki karar, vakıf yönetim
kurulunun. Önnmüzdeki hafta
içiade valaf yönetim kurulu lstan-
bul'da toplanacak. Sanınm bu
konuda da bir karar süınır" dedi.
Sağlık-lş Sendikası sık sık ka-
muoyuna da yansıyan gelişmeler
sonunda Prof. Dr. Mehmet Ha-
beral'ın yönetim kurulu başkan-
lığını yaptığı Türkiye Organ Nakli
ve Yanık Tedavi Vakfı 'nın Anka-
ra ve istanbul'daki hastanelerin-
de örgütlenerek toplusözleşme
yetkisi aldı. Taraflar arasında sür-
dürülen görüşmelerde anlaşma
sağlanamayınca, toplusözleşme
Yüksek Hakem Kurulu'na gitti.
Yüksek Hakem Kurulu'nca
1.5.1989 tarihinden itibaren iki yıl
geçerli olmak üzere bağıtlanan
ILO için Türk-Iş genelgesiANKARA (Cumhuriyet Bürosa) — Türk- tireceği vurgulanarak gerekli bütün hazırhk-
lş, 6 haziranda başlayacak olan 77. Uluslara- ların tamamlandığı dile getirildi. Türk-lş ge-
rası Çalışma Örgütü (ILO) konferansı önce- nelgesinde, yetkili çevrelerde yapılan temaslar
si, bağlı sendikalara göndeıdiği genelgede, yal- sonucu, ILO konferansı öncesi şöyle bir tab-
ruzca ILO'nun gundeminde kalmak ve Cenev- lonun ortaya çıktığı belirtildi:
"Bu yıl diğer uluslararası kuruluşlar gibire'de konuşulmak gibi ara sonuçlarla yetinil-
memesi gerektiğini bildirdi.
1980 sonrası kısıtlanan işçi hakları ve sen-
dikal özgürlükler konusunda Türk-lş'in yürüt-
tüğü tutarlı ve ilkeli mücadele stratejisi için-
de ILO'nun çok özel bir yeri olduğuna deği-
nilen genelgede, Türk işçileri ve demokrasisi
için çok yararlı olan bu mücadelenın, siyasal
iktidarlar ve diğer yetkililer tarafından anla-
şılmamasının, Türİciye'nin uluslararası itiba-
rına zarar verdiğinden söz edildi.
Genelgede, Türk-lş'in bu yılki ILO konfe-
ransında da üstüne düşen sırufsal ve ulusal gö-
revlerini her zamanki gibi gereğince yerine ge-
ILO Koaferansı'nın gundeminin de Dogu Av-
rupa'daki olaganiistö geüsmeter nedeniyk çok
yflklü olacafı tahmin edilmekledir. Bu yoğun-
hıga rafmeD 1980'den beri sürekli olarak gün-
demde olan Türkiye'nin, bu yıl da (en azın-
dan 111 sayılı ILO Sözleşmesi itibariyle) yine
gündemde kalacagı anlaşılmaktadır. Ancak
gündemde kalmanın ve hatta özel paragraf
(yaygın deyimiyle kara listeye) alınmanın ul-
kedeki pralik sonuçlar baknnından yeterli ol-
madığı da son yıllarda yaşanarak göriilmüş-
tür. Sadece ILO'nun gundeminde kalmak ve
Cenevre'de konuşulmak gibi a n sonoctarla yt-
tinmcmek; buolann yanı a n daha etküi ve itl-
BiR MESLEK' ÇEVREMÜHENDİSLtĞF
ke içinde sonuç alıcı yöntemler yaratıp ILO-
nun ve diger uluslararası kuruluşlann olum-
lu etkilerinin Türkiye'de somut olarak havata
geçmesini temin edici calışmalara yönehnek
gerekmektedir.
Son bir yıhn uluslararası geiişmelerinin ışı-
ğında, ILO'nun motatelif organ ve kademele-
rini. öniimiizdeki görnlebilir yakın gelecekte
en ziyade etkileyecek ve ILO'nun teknik deyi-
miyle priyorite (öncelik) kazanabilecek olan
konulann. esas olarak 87 sayılı Örguüenme
Ozgttrliiğu Sozkşmesi kapsamındaki husus-
lar oldu£u anlaşılmaktadır.
Türkiye henüz 87 sayılı örgütlenme Özgör-
lügiı Sözleşmesi'ni imzaJaınaııuş nadir Bab
ulkelerinden olduğu için bu alanda uluslarara-
sı denetim mekanizmalannın işlemesi ancak
indirekt yoUarla ve zsunama yaygıa surekli bir
çabayla mömküııdür."
toplusözleşme ile ücretlere birin-
ci yıl yüzde 110, ikinci yıl yüzde
50 oramnda zam yapıldı ve sos-
yal yardımlar arttınldı. Sağhk-lş
Sendikası, vakfın Ankara Hasta-
nesi'nde uygulanan bu toplusöz-
leşmenin tstanbul Hastanesi'nde
de uygulanmasını istedi, ancak
olumlu yanıt alamayınca bakan-
lığa başvurdu. Sağbk-lş'in toplu-
sözleşmeden İstanbul'daki üyele-
rinin yararlanıp yararlanamaya-
caklanm soran, eğer yararlana-
mayacaklarsa, bu işyerinde top-
lusözleşme yetkisi isteyen yazısı,
bakanhkça 22.2.1990 tarihli bir
yaa ile yanıtlandı. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bir ör-
neğini de vakıf genel merkezine
gönderdigi yazıda, Yargıtay'ın
emsal kararlannı da dikkate ala-
rak, "lstanbul'da kurulu işyeri
için sendikaya ayn işyeri yetkisi
verflmesi mamkün olamayacagın-
dan Ankara'da kurulu işyerinde
uyguJanan (opJu iş sözieşmesinin
lstanbul'da kurulu işyerinde de
uygulanması gerektiğini" bildir-
di. Ancak işveren her iki işyerinin
ayrı tüzel kişiliği bulunduğu ge-
rekçesiyle itirazını sürdürdü. Ba-
kanlık, bu itirazları yerinde bul-
mayarak konuya ilişkin son de-
ğerlendinnesinde eski karannı yi-
neledi. Ancak bakanlığın 29 Mart
1990 tarih ve 11437 sayılı yaasıyla
taraflara iletilen bu karanna kar-
şın, toplusözleşme tstanbul Has-
tanesi çalışanlanna uygulanmadı.
Sağlık-lş Sendikası'nın vakıf ge-
nel koordinatörlüğüne yaptığı ba-
kanlığın görüşü doğrultusunda
uygulama yapılimasım isteyen baş-
vurusundan da henüz sonuç alın-
madı.
Doğanın yok olmasını önlemek
Çevre mühendislerinin
görevi arasında hava, su ve
toprağın kirlilik derecesini
tespit etmek, kirliliği
gidermek için yöntem
geliştirmek, atıkları bertaraf
etmek ya da geri
kazanılmasını saptamak,
gürültü kaynaklarım
sınırlamak ya da yok etmek
gibi uğraşlar bulunuyor.
ESER ATtLLA
"İnsan dogayı öldüremez. Belki bayıl-
tir, komaya sokar, ama asla öldüremez.
Komaya giren doğa sonra insanlardan öyle
bir intikım alır ki kendini yeniden düzel-
tir, ama insanlara zarar verir."
Kirlenen beyazlar, delinen ozon tabaka-
lan, nefes aldırmayan hava, gitgide kunı-
yan kentler bugünün çevresini oluşturur-
ken, çevre konularının ünlü isimlerinden
Prof. Dr. Kriton Curi'yle daha iyi bir çevre
için çalışan çevre mühendislerini konuşu-
yoruz. Yeni yeni yeşermeye başlayan çev-
re bilinciyle beraber önem kazanan bu
mesleği Kriton Curi, "Müheodislik pren-
siplerini doganın imha edilmesini önlemek
ve insanlar için daha saglıklı ve mutlu bir
yaşam saglamak amaayla kullanan bir
meslek" olarak tanımhyor.
Prof. Dr. Kriton Curi, 1942 tstanbul do-
ğumlu. Zamarun Robert Koleji, şimdinin
ise Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendis-
liğinden mezun. Aynı üniversitede çevre
mühendisliği konusunda yüksek lisans
yaptıktan sonra İTÜ'de doktorasım ver-
miş. Türkiye'de çevre konusunda, Türki-
CURİ — "Kirleticiyi ortaya çıkarmamak için gayret sarf etmeli, bu olmuyorsa ant-
maya başvurmalı."
ye'nin ilk yüksek lisansını yapan Curi'nin
şu anki çalışma alanlan oldukça çeşitli:
Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Fakültesi ve
tstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Bö-
lümü'nde öğretim üyehği, Katı Atık Kir-
lenmesi Araştu-ma ve Denetimi Turk Mil-
li Komitesi Baskanlığı, Istanbul ve tzmir
büyükşehir belediyelerinde çevre konula-
nnda danışmanhk ve Dünya Günü Türki
ye Koordinatorlüğü Green Peace'in ilk
Türk şeref üyesi de olan Curi'nin 100'den
çok makalesi ve 7 kitabı var.
"Dinazorlann bâlâ yaşamasını islemez
miydiniz?"
Eğer yanıtınız "isterdik" ise Kriton ho-
caya kulak verin: "Çevrenin bilinçsiz kul-
budmasındafl dolayı sonuçta çevre çok bü-
yük zararlar gördii. Örnegin dinazorlar
yok arük. BaUaalar da yok olma tenlike-
siyle karşı karşıya. tşte çevre mühendisle-
ri ile bu ve buna benzer geri dönulmez za-
rarlan asgariye indirmek ve hatta bazıla-
nnı telafi etmek mümkün." Havadan top-
rağa, sudan gürültüye kadar her konuda
çevre mühendislerine günümüzde çok iş
düşüyor. Çevre mühendislerinin görevle-
ri arasında hava, su ve toprağın kirlilik de-
recesini tespit etmek, kirtiliği gidermek için
yöntemler geliştirmek, atıkları bertaraf et-
mek ya da geri kazanılmasını saglamak, gü-
rültulü kaynaklarıru sınırlamak ya da kö-
künden yok etmek gibi uğraşlar bulunuyor.
Daha saglıklı ve güzel bir çevre için çevre
mühendislerinin önemi giderek artıyor.
Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için
ise bunun çok daha hızlı arttığının altını
çizen Kriton hocaya göre günümüzde ge-
lişmiş ülkeler geüşroekte olan ülkelerin çev-
resini istismar ediyorlar. Gelişmekte olan
ülkeler çevre mühendisliğine önem verir-
lerse bu istismar önlenebilir.
Meslek dünyada önemh konumlara gel-
mişken Türkiye'de henüz yapılanlar ve ya-
pılamayanlar var. Örneğin Türkiye'de su
antma ve atık su arıtma tesisleri tamamen
yapılabilirken hava kirliliğini önlemek ya
da gürültüyü engellemek gibi hizmetler ba-
zı eksikliklerden dolayı yapılamıyor. Kri-
ton hocaya göre "Türk çevre münendis-
leri bunlann hepsini yapabiür. yapacak da,
yeterki halk baskısı oluşsun ve yetkili or-
ganlar, devlet kendilerioe destek versin,
yardımcı olsun, mesJejin önemini kavm-
sın."
Kriton Curi, mesleğin en büyük sonınu
olarak bir neslek odasının olmamasını
gösteriyor.
Şu anda Türkiye'de gerek lisans gerek-
se lisans üstü seviyede birçok üniversitede
çevre mühendisliği eğitimi veriliyor. Eği-
timde en büyük sorun ise iyi öğretim üye-
lerinin eksikliğinden kaynaklanıyor. Bir
çevre mühendisi olabilmek için de Kriton
hocaya göre şu özelliklere sahip olunması
gerekiyor:
"Tüm münendisUk dallannda aranan
belli bir zekâ seviyesi, iyi bir egitim ve iyi
bir ortamda staj yapmak. Bunlar gercek-
leştiği takdirde içinde çevre sevgisi de olan
kişinin iyi bir çevre mühendisi olmaması-
na imkân yoktur. Aynca iyi bir çevre mü-
hendisi kendisinin dofaya hâkim olduğu-
na inanmayıp doganın içinde ufak bir par-
ça olduğuna ûıanmalı."
Türkiye'nin ilk yüksek çevre mühendi-
si Kriton Curi, geleceği parlak olan yeni
bir dalın öncüsü olmaktan büyük bir tat
aldığım belirtiyor ve çevre mühendisliği-
nin asıl görevinin kirleticiyi ortaya çıkarma-
mak için gayret sarfetmek, ancak bu
mümkün olmadığı zaman antmaya baş-
vurmak olduğunu sözlerine ekh'yor.
DÖVİZ KURLARI
Dûvizin
Cinsi
1 ABD Doları
1 B.A/man Maria
1 Avustralya Doları
1 Avusturya Şilini
1 Belçika Frangı
1 Danımarka Kronu
1 Fin Markkası
1 Fransız Frangı
1 Hollanda Florini
1 İsveç Kronu
1 isviçre Frangı
100 Italyan Lireti
1 Japon Yeni
1 Kuveyt Dinan
1 Sterlln
1 S.Arabistan Riyali
Oöviz
2580.83
1534.02
1983.88
218.14
74.63
403.09
654.70
455.78
1364.37
423.54
1812.38
209.10
17.26
8862 73
4362 89
688.18
Döviz
Satış
2586.00
1537.09
1987.86
218.58
74.78
403.90
656.01
456.69
1367.10
424.39
1816.01
209.52
17.30
8880.49
4371 63
689 56
Efektif
Alış
2578.25
1532.49
1950.15
217.92
73.36
399.06
643.57
455.32
1363.01
419.30
1810.57
205.55
17.09
8712.06
4358 53
676 48
2IMAYB
Efektif
Satış
2593.76
1541.70
1993 82
219.24
75.01
405.11
657.98
458.06
1371.20
425.66
1821.46
210.15
17.35
8907.13
4384.74
691.63
Ö ÜEMİNÖNÜ SUBEMİZ
yeni binasında.
ESBANK
"Tedbirli ve Kararlı"
Tahtakale Caddesi, No:46-48 Eminönü 34460 Istanbul
Tlf: (1) 513 42 80 (6 Hat), 512 57 32 Müdür Tlf: (1) 520 80 10
Fax: (1) 522 29 78 Tlx: 23358 esbı tr, 31328 esi tr
KOZLU — Destek bekliyor
THY,
borsaya
göz dıkti
Genel Müdür Cem Kozlu:
"THY gibi bir havayolu
kuruluşunun borsada çok
rahat para toplayacağına
inanıyorum."
ANKARA (UBA) — Türk Ha-
vayolları Genel Müdürü Cem
Kozlu, bütün dünyada hızla geli-
şen havayolu taşımacıhğı içinde
Türk HavayoUan'run da üzerine
düşeni yaptığuıı ve daha da geli-
şebilmek için borsaya çıkabilece-
ğini söyledi. Cem Kozlu, "Yıllık
klr potansiyeti 50 milyon doiann
üzerinde buhınan bir havayolu lnt-
ruluşu rabatlıkla borsaya girer ve
para toplayabilir" dedi. Türk Ha-
va Yolları'nın, artık Türkiye*deki
tek Türk havayolu kuruluşu olma-
dığını hatırlatan Cem Kozlu,
"Yurtdışındaki işçUerimiz, Tür-
klye'ye yönedk tnrizm faaliyttle-
ri ve iç hatiarda giderek artan yoi-
cu talebi, bizlm için gelecek
garaotisidir" dedi.
Diğer havayollannın başvurdu-
ğu yenileme, gelişme ve güçlenme
çalışmalanna THVnin de başvur-
duğunu açıklayan Cem Kozlu,
THY-Lufthansa arasında kurulan
ortakhğın bunun somut göstergesi
olduğunu söyledi. Kozlu, "THY'
nin geleceği parlak mı"sorusunu
ise şöyle yanıtladı:
"Öneeiiklc bir noktaya dikkat
çekmek istiyorum. Türkrye'ye yö-
nelik çok ciddi bir turizm faaliyeti
var. Yabancı turist akını var. Bu-
nun yanı sıra Avrupa'nın degişik
ülltelerindeki işçUerimizin istikrar-
lı yolculugu bizim önemli bir gü-
vencemizdlr. Üçüncü bir önemli
nokta ise Türkiye ekonomismin de
giderek büyümesi sonncn artan iç
hat yofcu potansryettdir. Bütin bu
nedealere bakarak THY'nin istik-
bah pariaktir diyebUirim."
Cem Kozlu, "OzdUklc almayı
dnşündügiinnz önlen nedir, noc-
den gerekli kaynağı bulacaksuuz"
sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Tabü yurtdışına açılma, ortak
bulma kaynak konusunda yar-
dımcı olabüir, ama bu yeterli de-
ğil, pek tabU olarak gcHsmenin ber
aşamasında devletin katkıana bel
baglamamak lazım. Ben karar ve
icraat mekanizmasını elinde bu-
lunduran THY gibi bir havayoJ»
kurmloşunun borsada çok ranat
para toplayabilecegine inamyo-
rum. Çaakü yılhk 50 milyon do-
lann üzerinde kArnMt avaatajı var.
Tabü b u n u için yönedmden ken-
di bünyemize kadar berkesin böyje
bir gelişmeye inanması ve destek
vcrmesj şaıtnr. Bütün bunlann ya-
nı sıra sayısı 9 bine yaklaşan per-
sonelimizin fedakarca çalışması-
nın da bizim için büyük bir kay-
nak olduğunu habriatmak istiyo-
rum."
Sümerbank
Vakfı, et
fi yatını indirdi
Ekonomi Servisi — Sümerbank
Vakfı, mağazalannda sattığı et ve
et ürünlerinin fıyatlarında yüzde
13'Ie 20 arasında değişen oranlar-
da indirim yaptı.
Anadolu Ajansı'nın haberine
göre indirim konusunda bilgi ve-
ren Sümerbank Vakfı Genel Mü-
dürü Sezer Tnncer, et alış fıyatla-
nnda hiçbir değişiklik olmadığı
halde, halkın isteğine uymak için
indirim yaptıklannı belirterek
şunlan söyledi:
"Şu anda sattşlanmızdan hiçbir
kflnmız yoktur. Üriinlerimizin ta-
mamı kontrolden geçmiş ve sag-
hkbdır. Kârsız sabsa ne kadar da-
yanabilirsek o kadar süre devam
edecegiz."
Vakfın et ve et ürünleri satışla-
rının indirimden sonra arttığıru
kaydeden yetkililer, fiyatlarda da-
ha önce yüzde 20 olan kâr oranı-
nı yüzde 6'ya düşürerek piyasaya
göre yüzde 30 oramnda ucuzlama
sağladıklarını bildirdiler. Vakıf,
sut Ürünlerinin satış fîyatında da
yüzde 10 oramnda indirim yaptı.
Sümerbank Vakfı, indirim kara-
nndan sonra dana kıymayı 10 bin
400 lira yerine 8 bin 900 liraya,
kuşbaşı eti 11 bin 900 lira yerine
9 bin 500 liraya satmaya başladı.
Vakfın dana rosto ve biftek satış-
lannda da yüzde 15 oramnda
ucuzluk oldu.
Bu arada Et ve Balık Kunımu
1
nun geçen hafta içinde yüzde
40lara kadar düşen et satışlannın
yeniden normale döndüğü bildi-
rildi. Et ve Balık Kurumu Genel
Müdürü Recep Mızrak, UBA
Ajansı'na yaptığı açıklamada et
boykotunun geçen hafta içinde et-
kili olduğunu belirtti.
öte yandan et boykotunun çe-
şitli illerde farklı etkilerle sürdü-
ğü bildirildi. Erzincan Kasaplar
Demeği, kendi illerinde boykota
ilginin az olduğunu bildirirken
Trabzon ve Malatya'da ete zam
geldi. Et tüketiminin yüzde 50
oramnda gerilediği Konya'da ise
canlı hayvanın satış fîyatında in-
dirim yapıldı.