19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20MAYIS 1990 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE DE BUGUN Wleteoro(o|i Genei Mudurtugu nden alınan bıigtye gore yurdun kuzey ke sımlen parçaiı ve cok buluttu Marma ranın doğusu Karadenız ıle Iç Ana dolu nun kuzeyı yajmur yer yer sağa nak yağışl otekı yerler u bulutlu ge çecek HAVA »CAKLIĞI Değışmeye cek RUZGAR Yurdun kuzey kesım- lennde kuzey ve batı olekı yerierde gu ney ve batı yonterden hafıf ara sıra orta kuvvette esecek Denızlerde ruz gar gunbatısı ve todos zamanla Ka radenızde yıldız ve karayelden 3 5 bulutlu geçecek Ruzgar guney ve batı yonlerden tıatıt ara sıra kuvvetınde saatte 20-21 denız rmlı orta kuvvette esecek Göl kuçuk dalgalı olacak goruş uzaklığı fıızla esecek Denız mutedıl dalgalı 10 km dolaymda bulunacak olacak Van Gotunde nava Parçalı Adana Aflapazan Adıyaman Afyon Ağn Antara Anukya Antâlya Artvn A*dr Balıkesr Bıleak Bıngöl Bıllıs Bolu Bursa Canatkaie A 28° 1=° Dıyartıatoı A 21° 9°Edıme A 26°13°Eroncan B 23° 10° Efzurum A 22" 8°Estaset«r Y 24° O°Gazıantep A 27° 17° Gııesun A 29° 10 Marasa A 27° 11° K Maras A 22° 9°Meran A 20° 5°Mugia Y 25° 9°Muş A 27° 12° Nı$de Y 16° 13° Ordu A 26° 14° Gumuşhaie Y 18° 8 ° t a Deneiı Y 19° 9°Hakldn A 29° 15° Isparta A 27° 7°lstantut A 23° 9°lzmır A 26° 12° Kars A 22° 11° Kasamonu Y 21° 7°Kayser A 25° 8°Kıric]arei A 28°12°Konya Y 21° 10° KuBhya A 27° 14° Malatya 19° 14° Sıırt 19° 14° Snop 28° 15° Sıvas 19° 6°İBkınJaS 22° 7°tahzon 22° 10° iıncek 21° 11° Uşak 22° 8° van 24° 9°tagal 26° 12° Zonguldak A 28° 13° A 26° 15° A 25° 19° A 26° 12° A 25° 9° Y 20° 9° Y 17° 13° Y 16° 12° Y 17° 12° A 26° 13° Y 17° 13° Y 19° 8° A 26° 12° Y 16° 13° A 26° 11° B 23° 10° A 25° 9° Y 22° 10° Y 18° 14° •0. aç* yağmurlu (arl A açık B-butuOu G-«ur«şlı K kart S ssfc Y-yajmurlu DUNYA'DA BUGÛN Amsterdam A 1*" Amman A 37° Atna Ba§dat Barcetore Basel Beıgrad Beriın Boreı Bn*sa Buöapeşte Cenevre Cezayır CKMC Ouba Ffankfur; a™ Helsnkı Kahıre • Kalare Kopenhag Leflıo$a A 27° A 39° Y 25° Y 22° Y 24° A 16° A 19° A 16° A 21° Y 20° A 27° A 44° A 43° A 20° A 27° ı 14° A 35° A 15° A 19° A 27° Lenıngrad londra Madnd Uılano Monlreai Mosfcova Murah New Ybrk Oslo Pans Pfag Rıyac Ronu Sofya Sam lel Avıv Tunus 1/iyana B 11° A 14° Y 24° Y 24° A 27° Y 12° A 21° A 28° A 15° A 21° A 16° A 43° A 23° Y 25° A 31° A 29° A 30° A 15° A 18° A 20° VVashınglon A 25° Zunh Y 22° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Istanbul'un eskı adlanndan bırı 2/ Çev resı yollarla belır- lenmış olan arsa Endonezya'yı oluştu- ran adalardan bın 3/ Bır nota Eskıden Turk'e vabancı olan kımse ya da topluluk- lara verılen ad Na- zı partısının hucum kıtasını sımgeleyen harfler 4/ Goğus Yoneten kımse. 5/ Bır tıyatro oyuncusunun, sankı dığer oyuncular duymuyormuş gıbı ama seyırcılenn du- >acağı bıçımde duşunmesı ya da ko- nuşmas: Asya'da bır başkent 6/ Şoh ret Bır çeşıt tellı burumcuk 7/ Iran'ın plaka ışaretı Soğurma, emme Gu- muşun sımgesı 8/ Taban Derebey- lık Japonyası'nda en aşağı sınıfı oluş- turan halka verılen ad 9/ Ozellıkle ABD'de yaygın olan ve bırden çok ka dmla evlenmeyı gereklı goren bır dırun mensuplarına verılen ad YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Fı>at duşmesını onlemek amacıyla urûnlenn pıyasaya sürulme- yıp tahnp edılmesı 2/ Buyuk erkek kardeş Tahıtılı kadınlardan esınlenılmış bır plaj gıjsısı 3/ Eskı Mısır'da guneş tannsı . tskâm- bılde bır kâğıt Ingılızce 'ba>' sozcuğunun kısa yazıhşı 4/ Evde >a da odada savgıdeğer kışılerın oturduğu baş koşe. Arap abe«- sınde bır harf 5/ Kâğıtları bır arada tutmaya yarar madenı çen- gel Tıyatroda sahne 6/ Jlışkın, değgın Zulfu Livaneli'nın, pek çok ödul kazanmış filmı 7/ Bır Avrupa ulkesının para bınmını sım- geleyen harfler Ince kum ve çımentoyla yapılan duzgun döşeme sıvası Yabancı 8/ III jeolojık çağın, memelılerın oluştuğu do- nemı Cet 9/ 21 Ekım 18O5'te Amiral Ndson'un Fransız-îspanyol donanmasına karşı kazandığı denız savaşı 60 YIL ÖNCE Cumhurıyet 6 günde... 20 MAYIS 1930 Genç ve kıvmetlı tay^arecılerımızden Yüzbaşı Ferruh Osman Nun, bınncı mulazım Kemal, Enver Beyler, rakıp oldukları uç tayyare ıle altı gun zarfında, Turkıye turnesını ıkmal ve butun mılletı hududu dolaşmışlardır Tayyarecılerımız bınncı gun Eskışehır'den hareketle Istanbul, Kırklarelı, Edırne Çanakkale, Edremıt uzerınden lzmır'e ınmışlerdır 2 ına gunu tzmır, Aydın, Antalya, Sılıfke, Mersın üzennden Adana'va ınılmışlerdır Uçuncü gunü Adana'dan kalkan tayyarelerımız lslahıve, Urfa, Ayıntap, Mardın, Dıyarıbekır, yolunu takıp etmışler \e dörduncu gunu Dıyarıbekır, Sılvan, Bıtlıs, Van, Ercış Karakose, Karakose, Kars, Sankamış tarıkı ıle Erzurum'a ınmışlerdır Beşıncı gunu Erzurumdan hareket edılmış Bayburt, Gumuşane, Trabzon, Ordu üzennden Samsun'a gıdılmıştır Mtıncı gunu Samsun'dan hareket eden tayyareler Kastamonu, Bolu, Ereğlı, tstanbul tarıkı ıle Eskışehır'e gelmışler, şereflı, muveffakıvetlı seferlerını bıtırmışlerdır Tayyarecılerımız seyahatlerı esnasında Toros dağları üzerınde kuvvetlı fırtınalarla boğuşmuşlardır 30 YIL ÖNCE Cumhur.Y et Kalkan yasaklar 20 MAYIS 1960 Istanbul Orfı Idare Kumandanlığı'nın (32) numarah teblığı şudur Içtımaı hayatta bazı kola>lıkları temın ıçın 20 mayıs 1960 gununden ıtıbaren 1- Cenaze torenlerı hakkındakı tahdıt kaldırılmıştır ayrıca a 7467 sayılı kanun ıle bu kanunun tatbıkatını ızah eden talımatnamenm Fghrj Ozdilek ıcaplarına gore, ışçılerın ızın heyetı veya temsılcı seçımı ıçın toplantılanna, b Fabrıkalar ve emsalı çalışma yerlenndekı ışçı mumessıllerının seçım toplantılanna, c- Bankalar ve tıcarı maksatlarla kurulmuş resmı ve hususı teşekkullenn ıdare meclısı, ıdare heyetı ıle Emnıvet Mudurluğune bılgı vermek suretıvle 100 kışıyı geçmıyen umumı heyet toplantılanna, d Dort numarah teblığ ıle bır ay muddetle tatıl edılen Amerıkan Kolejı Yuksek kısmının ve 16 numarah teblığ ıle tedrısattan menedılen Çapa Eğıtım Enstıtusunun faalıyetlenne, e- Resmı ve hususı muesseselere tedrısatına ızın verılmış olan okulların tertıpleyeceklen defıle, kurs, musamere, gezı ve dıploma merasımlerıne, ' f- Alelûmum duğun, nışan ve konserlere, g- Dınlenme yerlerı ve kampları, h- Yas gunlenne, ı- Içkı ruhsatını almış bulunan turıstık, luks ve bınncı smıf tarıfe tatbık eden otel, lokanta, kapalı ve açık sazlı, canlı gazınolarla pavyonlarda saat 22 00'ye kadar ıçkı verılmesıne, j- Içkısız ve ıçkı musaadesı verılen hallerde yuz kışıyı geçmıyen zıyafetlere, musaade edılmıştır 2- Açık ve kapalı sınemalar gece seanslannı saat 22.30'da bıtecek tarzda ayarlıyabıleceklerdır Fahrı özdılek Orgeneral Istanbul Orfı tdare Kumandanı GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Çekirge alarmı 20 MAYIS 1989 Ege Bolgesı'nde kuraklıktan sonra şımdı de "çekirge" sıkıntısı yaşanıyor Muğla ve Aydın'da ozellıkle kı>ı yorelennde suruler halınde gorulen çekırgeler uretıcılerde panığe neden oldu Muğla Zıraat Odası'nın "çol çekırgesı", Tarım Orman ve Koyışlen ll Mudurluğu yetkıhlerınse Turkıye'de bulunan turde "yeşıl çekirge" olduğunu savunduğu çekırgelerın turu henuz belırlenemedı Çekırgelenn turunun belırlenmesı ıçın Ege Unıversıtesı'ne ornek gondenlırken mucadele ıçın 11 ton ılaç sıparışı verıldı Kış aylarında başta Antalya olmak uzere guney kıyılarında gorulen çekırgeler son ıkı hafta ıçınde Muğla, Marmans, Gökova yörelennde, Mılas'ın bazı köylerınde ortaya çıktı Aydın'ın Karacasu, Kuşadası, Kuyucak ılçelerıyle Manısa'nın Soma yoresınde gorulmesı uretıcıler arasında panığe yol açtı. TARTIŞMA ALEVILER Senıah Bir İbadet Şeklidir Tanrı'yla butunleşmek ve insan ilişkilerinin sağhkhlığını amaçlayan; muzikle, edebiyatla bu kadar iç içe olan semahlar, gerek bu kulturu yaşatan toplulukların kapablığı ve gerekse araştnrmacıların konuya eğilim eksikliği sebebiyle hemen hemen karanlıkta kalmış bir halk sanatıdır. Semahlar, Alevı-Bektaşı topluluklannın vazgeçılmez kultur urunlennden bındır Bu urun, gerek söz gerek muzık ve gerekse hare- ket bıçımıyle dınsel bır nıtelık taşır Seyırlık ve eğlenceye vönehk olmayan semahlar, Alevı- Bektası topluluklannda sosyal adaletı ve top- lumsallığı yaşatan Ayın-ı Cem'lenn temel taş- lanndandır Dolayısıyla Ayın-ı Cem olgusun- dan ayn ve bağımsız duşunülemez, Semahlar- da çalınan ezgı oyun havası, yapılan hareket- ler de mutlak suretle dans değıldır Bunun en somut örneğı "Semah donmek" deyımınde yatmaktadır Bu kulturu yaşatan topluluklarda "Semah oynandı" deyımı hıç kullanılmaz Çunku semah, tıpkı namaz kılmak gıbı bır ıbadettır Ancak yapısında ntmık hareketler ve ezgı bulundurur Bunlara söz unsuru da ek- lerunce semahlann mıstık canbesı oldukça art- maktadır Semahlarda gerek hareketlerın ve gerekse muzığın ınsanı dınsel bır coşkuya gö- turduğu değışmez bır gerçektır Mutasavvıf ozanların (Pirsultan, Teslim Ab- dal, Hatayi vd ) sözlerıyle soylenen semahlar, Tasavvufı düşunceyı konu alır Tasavvufı halk edebıyatı ıçınde özel bır yer tutarken, Alevı- Bektaşı ınancının bır unsuru olan cemlerde sorgu ve görguyle sağlanan, ınsanın kendı ve toplumla barışıklığı ve uyumu, semahlarda ış- lenen konulann esas çatısıdır Bır oyun nıtelığınden uzak olan semahlar, söylemp dönülurken, "eğleB", "dur", "sallan" vb sözler ıle hareket yönlendınlır Dolayısıy- la söz, muzık ve hareket ıç ıçedır Semahlar muzık yönunden en az ıkı bölum- den oluşur Her bölumde tonalıte, usul ve gı- der defışır kı bu da semahlann en önemlı özel- "lığıdır Ağır bır gıderle başlayan semahlar de- ğışen bolumlerle hızlanarak tekrar sona erer Usul bakımından, TH M usullennden 2, 3, 4 zamanlı ana usuller, 5, 7, 8, 9 zamanlı bır- leşık usuller ve 10 zamanlı karma usuller kul- lanılrmştır Bu usuller ıçınde 2, 4, 9 zamanlı usuller ağırlık kazanır Dızı olarak Yahyalı Ke- rem ve Duz Kerem dızılen çoğunlukla kulla- nılır Mıstık bır muzık yapısına sahıp olan se- mahlar, bağlama eşhğınde çalımp söylenır Şelpe (Pençe), yam parmaklarla çalınır Bu ıc- ra Şamanıst topluluklarda çalınan bır çalgı ve bağlamanın atası olan kopuzda görülur Semahlar kadınlı-erkeklı dönulebıldığı gı- bı ayn ayn gruplar halınde de dönulebılmek- tedır Semah dönülurken el ele tutuşulmaz Hareketler doğal ve abartısız olup, amaç Tan- n'ya varmak, onunla bütünleşmektır Tann'yla butunleşmek ve ınsan ılışkılennın sağhkhlığını amaçlayan, muzikle, edebiyatla bu kadar ıç ıçe olan semahlar, gerek bu kül- türu yaşatan topluluklann kapalılığı ve gerekse araştırmacılann konuya eğılım eksıklığı sebe- biyle hemen hemen karanlıkta kalmış bır halk sanatıdır Semahlar konusundakı araştırma eksıklığı bu konuda büyük aksaklığa yol aç- mıştır Bu aksaklıklar sadece kışılerın değıl, kurumların aksaklıkları olarak da ortaya çık- maktadır Bugun TRT repertuanna gırmış, ça- lımp soylenen kaç semah var'' Kı bunlar da repertuara alınırken sözlen değıştınlmekte, do- layısıyla anlamlan yok edılmektedır Bu sebep- le bazı derlemecıler, semahlardakı duşünce ve felsefeye duydukiarı saygı nedenıyle bunların değıştınlmesıne razı olmayıp denetıme yolla- mamaktadır Oysa kı bu dınsel muzık kavra- mı sadece Batı'da değıl, Turk Sanat Müzığı repertuarında bıle yerını almıştır Televızyon ve Radyoda Tasavvufi Türk Müzığı adı altın- da yayımlanan ezgıler bundan başka bır şey değıldır öbur taraftan halk kulturunün, do- layısıyla halk müzjğırun bır bölümü olan se- mahları, deyışlen \e tevhıdlerı ıçıne alan dın sel muzık anons edılırken bıle ya turku ya da semah havası adıyla ve "Turkuîer ve ovun ha- valan", "Türkukr geçjdi" gıbı programlar ıçın- de yayımlanmaktadır Bu konudakı bır başka aksaklık ıse bu kul- turun gerçek sahıbı Alevı-Bektaşılerce yapıl- maktadır Köyden şehre yerleşen ve kendı kül- turunden uzaklaşan Alevı-Bektaşıler, bu öz- lemın yarattığı duygusallıkla, bır araya geldı- ğı duğun ve eğlencelerde semah dönmektedır Oysa kı bu külturün yaşatıcısı olan bu ınsan- lar, semahlann dınsel bır nıtelık taşıdığını bıl- mekte, fakat ıçmde bulunduğu duygusal du- rurn onu ısrarla bu yanlışa sürüklemektedır Bu konuda söylenebılecek esas, dınsel niteli- gi ve bir ibadet şeklı olan semahlar, eğlence amaçlı yerierde sergilenmesin. Unutmamak gerekır kı kendı öz kulturune sahıp çıkmayan toplum ve uluslar yok olmaya mahkûmdur GANİ PEKŞEN tTUTM Devlet Konservatovan Ogretim Gorevlisi tnsana Sayjgı, Tann'Va Sa\ gıdır "Dede" ve "hoca" olup doğru söz söylemek ayrı şey, eylem içinde doğru yerde bulunmak çok ayrı şeydir. Bunu hiçbir zaman göz ardı etmemek gerek. _ Bâkâra suresınde dıyor kı Tann, "Bfa Âdem'ı baiçıktan varattık ve Âdem'e secde et- mesı ıçın meleklenmıze emrettık Âdem'e sec- de etmeyenı de ceitnetımızden kovdok." Yaygın bır ınanca göre "mekândan munezzeh" olan Tann, Kuran-ı Kerim'ın bu âyetınde olduğu gıbı Âdem'ı yaratmakla ken- dısme en guzel mekânı seçmış oluyor. O halde, Âdem'ı mekân tutmuş olan Tan- n'yı sevmek, ınsanı sevmekle başlar, goruşu- muzu peşınen söyleyebılır ve derız kı Dını, dıh, ırkı, mezhebı ne olursa olsun, ın- sanın hak \e hukukuna saygılı olmak, doğru- dan doğruya Tann'ya bır saygının ıfadesıdır Tann'yı tanımarun ve bılmerun kapısını açmak ıse ancak ınsanı ıncıtmemekle, onun hakları- na saygılı olmakla mumkun olabılır Bakın, Tann dıyor kı "Bana kul hakkıyla gelmeyı- nız, sızı bağışlayamam " Bu sozun anlamını ı\ı kavrayan Aleviler, "eline, diline, beline sahip, edepli" olmayı ıl ke kabul ederek Tanrı'nın buyruğuna sıkı sı- kıya sarılmışlardır "Yaratılanı sevenz ynradandan oturu" dı- yen Yunus gıbı duşunuyor, kul hakkını kendı haklarından ustun tutan Tann'ya gerçekten sa\gılı olmak ıstıyorsak, ınsan haklarını go- zetmelı, ınsanlan ınançlanna gore değeflendır- mekten uzak durmalı, hele ıktıdan elınde bu- lunduran çoğunluğun, kendısınden farklı du- şünuyor ve ınanıyor dıye azınlıkta bulunan dı- ğer ınsanlara tahakkum etmesı, onlan hor ve hakır görmesı gıbı gayrı ınsanı davranışlara kalkışması olmamahdır Zıra, ınsanı ıncıtme- nın, Tann'yı ınatmek olduğu asla akıldan çı- karılmamalıdır Mezhepçı düşuncelerden kendılennı anndır- mış, ınsanlara ınsanca yaklaşmavı erdem bıl- mış Hıfzı \eldet Velıdedeoglular, Nadır Na- diler, Ilhan Selçuklar, ^aşar Kemaller, Aziz INesınler gıbı daha nıce aydınlanmız Ale\ı du- şuncelenrun ılencüığı ve çağdaşlığı yanında yer alıyor, hatta değerlı yazanmız Vedat Gunyol gıbı "biraz" Alevıleşebılıyorlarsa, Turkiye'de Et. Her C aıtlıda Ettir Bugun yeteri kadar yararlanmadığımız tavşan eti gelecekte önemli bir protein kaynagı olacaktır. Tavşan etının, etını yedığımız ötekı hayvan- lann etlerınden ayn özellığı yoktur Etlerın oluşumunda esas olan protemlerdekı salt amı- noasıtlenn dızılışlerı ıle sayılannda değışıklık vardır Besın değen dığer etlerden «ksık de- ğıldır Doğanın sevımlı bır yaratığı olan tavşanın "kafasını kopeğe, kulaklanni eşeğe, avaklanni kedıye, burnunu fareye, kuyruğunu domuza" benzeten yazar, regl olmasını sakıncalı göre- rek ve duygusallığa kapılarak bu nedenle Ale- vılenn tavşan etını yememelenne gerekçe gos- termelerı yersızdır Canlılar hucrelerden oluşur Hücre hucre- ye benzer, hayvan hayvana benzer, ınsan ın- sana benzer, hayvan ınsana benzer Govde, baş, göz, kulak, burun ayak ust duzeyde ge- hşmış hayvanlann hepsınde vardır Her canlı besın alır, sındınr, gelışır, urer ve ölur Kuran'dakı Maide Surea'nın 3 âyetınde ya- zann da açıkladığı gıbı canlı hayvanlarda salt domuz etının yenmesı haram sayıhnıştır ötekı haram saydığı etler ölmuş, öldurulmuş hay- van etlennı kapsamaktadır Olü ve öldurulmuş Alevı sayısının 20 mılyonla sınırlanmadığını görmenın mutluluğunu yaşıyoruz demektır Çünku, Alevı duşuncesmın varhğı ve çok- luğu, Humeynıcılığe, yobazlığa, bağnazhğa ve ozellıkle Ataturk duşmanlığına karşı en bu- yuk engel ve alternatıftır Laık cumhunyet okullarında dın derslerı- m zorunlu hale getırerek, Tnrk DU ve Tarih Ynksek Kummlan ıle CHP'yı kapatarak Ata- turk'u ve devrımlerını, mırasını ve vasıyetını katlederek Turkıye"yı ortaçağ karanlıkçıları- nın elıne terk eden Kenan Evren ve arkadaş- larının yanında yer alanlar kendılennı Alevı dedesı saysalar bıle bağışlanamazlar Bu gıbı ınsanlar, Alevımn üencı ve devrımcı gucun- den yararlanmaya kalkışırlarsa, geçmışte ol- duğu gıbı gelecekte de umduklannı bula- mazlar "Dede" ve "hoca" olup doğru söz söylemek avrı şey, eylem ıçınde doğru yerde bulunmak çok ayn şeydir Bunu hıçbır zaman göz ardı etmemek gerek Bu bılınçle özu, sözü ve eylemı bır olan tum canlara selam ve saygılarımla. LUTFİ KALELİ Istanbul hayvanlann ne zaman ve neden ölduklen bı- lınemeyeceğınden, etlennm yenmesının yasak- lanması kadar yennde brr şey olamaz. Durum böyle olunca hiç de bağnaz olma- dıklanna, aklın, mantığın, bılımın venlerıne açık, ılerlemeye dönük olduklanna tanık ol- duğum Alevılenn tavşan etım yemedıklen sa- vına katılmıyomm. Bugun yeten kadar yarar- lanmadığımız tavşan etı gelecekte onemlı bır protein kaynağı olacaktır Herkes taşvan etı- nı yıyecek, hem de severek Tavşan etı yenmez dıyenler pışman olacak MUSA ALTIPARMAK Istanbul Alevfler İ\i Y urttaşlardır Tarihin her satırında Aleviler konusunda olumlu eleştiriler almaktayız. O halde bu yurttaşlarımızı karalamayahm. Tork toplumunda Alevilik konusu hassas bir konudur. Gerek bazı mezhepçı dın kışkır- tıcılanmız, gerekse bazı geçmiş hnkumetler- ce bu konu somurulmuştur. Asunda Alevi vatandaşlanmız "lyi Yurttaş" lardır Tarıhten aldığımız mesajlar bıze böyle söylemektedırler Kurtuluş Savaşımızda Ata'ya yardımcı ol- muşlardır Şöyle kı o zaman baştakı Osmanlı hukumetının halıfesı, O'nu zorba ve dınsız ta- mtmıştır Anadolu'dakı Alevı Turkler ıse Ata : nın arkasında yerlenm almışlardır Osmanh'nın kuruluşunda ıse yıne Aleviler, Osman Bey'e yardımcı olmuşlardır Tarıhın her satınnda Aleviler konusunda olumlu eleştiriler almaktayız. O halde bu yurt- taşlarımızı karalamayalım Onlara Ata'nm gosterdığı laık toplum olma hoşgorusu ıle yak- laşmalıyız Kahramanmaraş olaylannda kınma uğra- Alevilik Üzerine Demokrasiyi iyi bir yaşam biçimi olarak algılayıp hak arasınlar, kimliklerini kaybetmesinler. Ayrıca Alevi oldukları için kendilerini gizlemesinler. "Gunumuzde Alevilik" yazı dızısını hazır- layan Şenav Kalkan, Gencay Şaylan ve Ilhan Selçuk'a çok teşekkur edenm Her zaman de- mokrasıyı, ınsan haklannı, laıkJığı ve Ataturk- çuluğu savunan Cumhuriyet Gazetesı'nın tum mensuplanna da bu vesıleyle teşekkur edenm Amacım, salt Cumhurıyet'e ve yazarlanna teşekkur etmek değıl, bu vesıleyle bır ıkı nokta üzerınde goruş bıldırmektır Tarıh boyunca Sunnı ve aydın olmayan ke- sım, Alevılere baskı yapmıştır 12 Eylul, bu baskıyı yasalaştırmış, anayasa maddesı yap- mıştır Alevı çocuklanna zorla dın kulturunu vermek baskı değıl de nedır9 Bunu şıddetle kı- myorum1 Butun Alevılerın de kınamalannı ıs- tıyorum Çoğunlukla geçım zorluğu ıçınde olan Ale- viler, neler yapabılırler bu baskılara karşı9 Kımılerını korumak (bence korumalılar) ıs- tıyorlarsa ınsan haklan ve demokrası savunu- culuğu yapan ınsanların yanında yer almalı lar Demokrasiyi bır yaşam bıçımı olarak al- gılayıp hak arasınlar, kımılerını kaybetmesın- ler Ayrıca Alevı oldukları ıçın kendılennı gız- yan, bazı Sunni çevrelerce horlanan, aşağıla- nan bu ınsanlanmız, Turk toplumunca layık oldukları değere yukseltılmelıdırler Hoşgörunun canlı bır ıfadesı olan bu ınsan- lan sevgı ıle selamlıvonım Yıne bır gerçeğı de burada açıklamadan ge- çemeyeceğım Gazetemız Cumhuriyet, bazıla- rının dedığı gıbı Alevilik konusunda asla kış- kırtıcılık yapmıyor, gerçeklerı dıle getırıyor Alevilik konusunda bızlerı aydınlatmıştır Araştırmayı yapanlara burada teşekkuru borç bıhyorum Saygılarla SEROL OMERLER Buca lemesınler Alevı ve demokrat olduklarından oturu onur duysunlar Resmı ıdeolojı, Alevılerı Sunruleştırmek ıs- tıyor Eğer Aleviler Sunnıleşırlerse şerıatçılar ellenne kına yakacaklar Alevilik, şenatın onunde bır engel sayılmaktadır Sunnıleştırıl- meyı boşa çıkarmak lazım Aslında özunde hoşgöru olan Aleviler, Sunnıleşemezler Resmı ıdeolojı, okutmakta olduğum çocuk- larıma Yavuz Selim kulturu yerıne, e\rensel lığı, banşı, hoşgöruyu, Nelson Mandela'yı oğ rettığımı ve de başarıya ulaştığımı ıyı bellesın Bu satırlarımda, yaşadığım bunca haksız- lığa bır parça tepkı var Hoşgörule ve yayım- lana Saygılarımla MEHMET OZGURCE Kemalpaşa/tzmir ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Yazıklar Olsun! ûenç kız, orta hallı bır aıleden gelıyordu, Elazığ'dakı Fırat Ünı- versrtesı'nın son sınıfında okuyordu Basın-Yayın'a gırmeyı çok ıs- temıştı, puanı da tutuyordu, ancak aılesının maddı durumu, aılenın oturduğu kentte okumasına yetıyordu Ünıversrteye ne umutlarla gır- mıştı O, okuyan, düşünen, okuduğunu tartışan böylelıkle gerçek- lere ulaşabılen ınsanlarla dolu bır ortam bekiıyordu Tam tersıyle karşılaştı Derken bır şeylerın ters gıttığının de aynmına vardı Ha- nı, ınsan pek çok şey okur, dınler de o okudukları, dınledıklen ya- şadıklarınca etkılı olmaz ınsanın üzerınde Gerçekten de öyle oldu Sınıfta, doğruluğuna guvendığı bır konuyu tartışmak ıstese, hoca onu susturuyor sonra hakkında belge olarak kullanıyordu Bır Cum- huriyet gazetesıyle kafeteryaya gırse her zaman yam başında olan sıyası polısler, ona başJarını sallayarak bakıyorlardı gözdağı ven- yorlardı Ne de olsa ünıversrtelerı YOK yönetıyordu bırdeşımdıye değın ufak bır kıpırdanmanın, demokratık bır eylemın olmadığı bır yerdı Elazığ'dı burası1 Öğrencının önünde ıkı seçenek vardı, ya eğıtım dûzenıne uygun olarak tartışmayan, edılgen, her çeşıt soruna duyarsız kalan, tek tıp bır öğrencı olmak kı her şey buna uygundu ya da düşunen, oku- yan, tartışan, her turlû soruna karşı duyarlı olan, haksızlıklara karşı durmaya çalışan bır öğrencı olmak Kuşkusuz ıkıncısı çok daha zor- du, ınsan, haksız yere kımı karşılıklar ödemek zorunda kalıyordu Kız öğrencının başından geçen olay, asıl konu şuydu 16 Mart 1990 gunu 16 Mart 1978'de Istanbul Ünıversttesı'nde öldûrülen ög- rencılerı anmak ıçın okul bahçesınde toplanmışlardı Amaçları, sa- dece oldurulen oğrenctler ıçın saygı duruşunda bulunmaktı (16 Mart 1978'de perşembe günü Istanbul Ünıversıtesı nde öğrencıler ara- sına bomba atılmış, attı öğrencı ölmüş, bırçok öğrencı de yaralan- mıştı Saldırganlar, daha sonra oğrencılerı yaylım ateşıne tutmuşlardı) Fırat Ünıversıtesı ndekı kız öğrencı, bır öğrencı, bır ın- san olarak saygı duruşu toplantısına katıldı Çünkü ınsanların öl- dörulmesıne, katledılmesıne karşıydı Çünkü, Turkıye de ınsanlar çok kolay olduruluyortardı Daha dün ısçılenmız göz göre göre öl- dürulmemışler mıydı9 Bır aydınımız bır hocamız (Muamrner Aksoy), bır gazetecımız (Çetın Emeç) öldurülmedıler mO 1987 de Van'da bır öğrencı sırf oruç tutmuyor dıye öldürülmedı mı? Çok yakında, 25 nısanda Burdur'da (Halkevcı Anf Canyılmaz) öldürülmedı mı? Evet, öldürme olaylarına karşı olduğu ıçın saygı duruşuna katıtdı Ancak saygı duruşuna başlamadan önce, çevreten sıyası polısle çev- rıldı Polıs, "Oağılın" fılan da demedı Yaklaşık 300 kışıyı kordon artına aldı Orada kız-erkek ögrencılere coplarla, yumruklaria gırış- tı Sonra tümü bınncı şubeye götürulmek uzere arabalara bındınl- dıler Arabalarda da ınsanlık dışı bır uygulamayla tekme, yumruk, coplarla karşılastılar Bu durum, bınncı şubede hucrelere konulun- caya dek surdü Hıçbın, ne olduğunu, ne ıçın oraya getırıldığını an- layamamıştı Aynı gün savcılıga çıkantdılar Savcının tutumu, sonılan, polısınkınden ayrı değıldı — Eylem yapmışsınız1 dedı öğrencıler ortada eylem falan olmadığını, sadece saygı duruşun- da bulunulacağını, ancak buna fırsat kalmadığını söyledıler Ekle- dıler — insan olduğumuz ıçın, ınsan haklanna saygılı olduğumuz ıçın, tamamıyla demokratık bır anlayışla böyle bır toplantıya katılacak- tık! dedıler O gece öğrencılen karakollara dağrttılar, kız-erkek öğrencıler, be- ton hucrelerde ıkı gün boyunca katdılar Sonra adlıyeye götürüp mah- kemeye çıkardılar Orada anladılar kı 247 kışıden sadece 67 kışı kalmışlar Onlar da büyuk bır sevınçle çıkmayı özgurluğe kavuş- mayı düşluyorlardı Ellerı cebınden çıkmayan yargıç oğrencılenn sorgularını yapıp ıfadelennı alırken polıslere taş çıkartacak bıçım- de soylemedığı sözu bırakmadı Yargeın karşısına mahkemeye po- lıslerie gınp çıktılar Bu yuzden yaralı çüruk ıçindekı yerlerını sağına (doktora) gostermelerıne karşın sağlam' dıye okunan sağın ra- poruna bıle ıtıraz edemedıler 67 kışı polıs arabalanna bındınlıp ce- zaevıne götürüldüler 35 gun cezaevınde kaldılar 11 Nısan 1990'da "polıse karşı koymak" suçuyla mahkemeye çık- tılar 20 Nısan 1990'da salrvenldıler 22 mayısta, (ıkı gün sonra salı gunu) DGM'de duruşmaları var Öğrencıler çıktıklannda, sınavları başlamamıştı henüz llk vıze- lere gırdıler Ikıncısınde, bölûm başkanları, kendılerıne rektörlûk- tefı kâğıt geldığını, gozaltına alınmış, tutuklanıp salıverılmış öğrencıler, sınavlara, derslere almayacaklarını söyledıler 'Bıze ka- rarı bıldırın" dıye dekanlığa dılekçe verdıler Dılekçelere yanıt verıl- medı verıleceğı de bellı değıldı' öğrencı aılelerı, savunmanları, rektörle göruşmek ıçın rektörluğe gıttıler (öğrencıler gıdınce, rek- törlukte bekleyen polıslerce dovuluyorlardı) velılere de rektör sek- reterlerı, 'Rektörun olmadığını' söylüyorlardı Rektör, kımseyle görüşmüyordu Her gün bır yere grtmtş oluyordu Bılınen, bölum bas- kanlarının ögrencılere söyledığıydı — Aklanıncaya dek, derslere sınavlara alınmayacaksınız 1 Karar bu Ya, bu mahkeme ıkı yıl, dört yıl sürerse ne yapacaklardı? 67 kışı- nın çoğu son sınıftaydı, bttırmek ıçın yalnızca ıkı ayları vardı, 247 kışı ıçınden, önceden çıkanlar sınavlara alınıyorlardı Oysa tümü- nün duruşması sürmekteydı Rektörle konuşmaya gıdıyor, polıs da- yağıyla karşılaşıyorlardı Neydı bu çocuların suçu? Düşunmek mı? Mahkemelerde demok- rasiyi savunmak mı? Yoksa bu ığrenç duzende yaşama şanssızlı- ğına uğramak mı' Anlattım, hıçbırının maddı durumu ıyı değıldı Bunca öğrencının uğradığı zararı kım ödeyecek? "Asmayalım da besleyelım mı?" yok 'Atmayalım da besleyelım mı'" dıye düşü- nen darbecıler - umrecıler, hacılar, yarı hacılar mı? Fırat Ünıversı- tesı Rektörü, bu keyfi davranışlannın attından nasıl kalkacak 9 Hesap soruyorum, doğru mu olup bıtenler^ 1 Yanıt beklıyorum' Rektörün- den, polısınden, savcısmdan, yargıcından yanıt beklıyorum Dün de gençlık bayramıydı değıl mfi Yazıklar olsun 1 ÇALIŞAINLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZŞİPAL "1915 Doğumluyıııır SORU: 1915 (1331) doğumluyam. Çeşitli nedcolerie eroeklilik için gereken sureyi dolduramgdım. Babam kırk yıldan fazla memnriuktan sonra emekli olup, 1949 yılında oldu. Kendısınden emekli maaşı alan annem de babamın olumunden 9 yıl sonra oldu Biz uç kaıdeşız. Ablam oğretmenlıkten emekli, diğer kardeşim serbest çalışmakta. Babamın emeklı maaşuun bana baglanmasına olanak bolunduğunu sanıyonım. Emekli Sandığı'ndan gereken kftğıtlan aldım. Yapacagım başvurunun sonuçlanıp sonuçtannıayacağı yönunde bilgi bekliyorum. YJL YANIT: Emekli Sandığı Yasası'nda kız ve erkek çocukJann yam sıra ana ve baba da yetım olarak tanımlanmıştır. TC Emekli Sandığı'nca kız çocuklara evlı ve ıştuakçı olmama- lan koşuluyla yaşlan ne olursa olsun anne ya da babalanndan ye- tım aylığı bağlanmaktadır Erkek çocuklarla ana ve babalara yetim aylığı bağlanabılmesi ıçın aranan koşullar daha değışıktır Erkek çocuklara yetım aylığı bağlanabilmesı, öğrenım durumuyla bağımlıdır Öğrenım sürse bıle 25 yaşım doldurmuş erkek çocuk- lar yetım aylığı alma hakkını yıtırmektedır Ancak ana ya da babanın ölümünde, erkek çocuklardan "ölüm tarıhınde ıyıleştınlmesı olanaksız hastalıklannın veya sakatlıkla- nnın çalışmalarına engel olduğu sağlık kurulunca onaylanacak ra- porla tespıt edılenlere muhtaç olmalan şartıyla ölüm tarıhınde yaşlan ne olursa olsun ölüm tarıhını ızleyen ay başından, sonra- dan bu şekılde malul ve muhtaç duruma düştüklerı anlaşılardara, kendılerı veya velı veya vasılerı tarafından Sandığa müracaat tarı- hını takıp eden ay başından ıtıbaren aybk bağlanır" Görulüyor kı yasada 25 yaşım doldurmuş erkek çocuklara ye- tim aylığı ödenebılmesı, erkek çocuğun "malul ve muhtaç" duru- ma düşmesıne bağlanmıştır Malulluk, sağlık kurulunca verılen raporla somut olarak kanıt- lanabılmektedır Ancak muhtaçhğm somut kanıtı nedır ve ne ol- malıdır7 Bu sorunun yanıtı T.C Emekli Sandığı'nın 108. maddesı ıle verılmıştu- "Kendısını ve Turk Medenı Kanunu hukumlenne göre bakma- ya mecbur olduğu aılesı fertlennı geçındırmeye yetecek gelırı, ma- lı (Para veya o mahıyettekı kıymetler dahıl) veya kazancı bulunmayanlara, "Emekli Sandığı Yasası'nın uygulanması yönün- den "muhtaç" derulmektedır Muhtaçlık belgesı de ıl ya da ılçe ıdare heyetlennce venlen"mazbatalarla" belırlenmektedır Malul olduğunuza ılışkın sağlık kurulu raporu ıle ıl ya da ılçe ıdare heyetınce venlecek "muhtaçlık mazbatası" sıze babanızdan yetım aylığı bağlanmasını sağlayabılır Anayasa madde 61 gereğı, "Yaşlılar, devletçe korunur". Bu ko- ruma, muhtaç, guçsuz ve kımsesızlere bu gün ıçın ayda 15 bın 300 lıra aylık bağlanarak sağlanmaktadır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle