Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MAYIS 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
İMKB 4 bin
sınıruıcia
• Ekonomi Servisi —
Istanbul Menkul Kıymetler
Borsası Endeksi 4 bin
puanlık "psikolojik sınırı"
aşamıyor. Geçen pazartesi
günü, bu yıl içinde üçüncü
defa olmak üzere 4 bin
barajını aşan İMKB endeksi
salı günü tekrar bu barajın
altına inerek 3 bin 977
puana yerleşmişti. Borsanın
dünkü işlemleri sonunda ise
tMKB endeksi yakjaşık 70
puan daha kaybetti. Dünkü
seans sonunda Erdemir 13
bin 250 liraya inerken
Metaş'ın yükselişi sürdü.
Dün, tavan fiyat olan 1.800
liradan koparan Metaş'ta
yoğun talebe rağmen
satışlann azlığı dikkat çekti.
Moskovich
Türkiye'de
• Ekonomi Servisi — hhal
oto kervanına Sovyetler
Birliği'nin dünyaca ünlü
otomobili Moskovich de
katıldı. Oldukça ekonomik
ve sade bir araba olarak
bilinen Moskovich'in
Türkiye mümessilliğini
Güntaş Güngörler
Otomotiv üstiendi. Şirketin
Dış Ticaret Müdürü Jak
Arditti yıl sonuna kadar 4
bin adet ithal etmeyi
düşündükleri Moskovich
otoların ülkemiz yol
koşullarına tam uyumlu,
geniş hacimli, kullanışh ve
sağlam bir otomobil
olmasının yanı sıra son
derece de ekonomik
olduğuni} belirtti.
Van Et
kurtarıldı
• ANKARA (ANKA) —
Işletmeye açıldığı ilk
günden itibaren işletme
sermayesini bulamadığı ve
borçlannı ödeyemediği için
güç duruma düşen Van-Et
Entegre Et Tesisleri
Anonim Şirketi kurtarıldı.
Sermaye arttırımı yoluyla
kurtarılan Van-Et'te
Türkiye Kalkınma Bankası
sermaye arttırımına
katılmayan özel banka ve
belediyelerin rüchan
hakkını kullanarak yüzde
10 olan payını yüzde 37'ye
yükseltti. Kamu Onaklığı
Idarasi'nin yanaşmadığı
kurtaıma operasyonunda,
TKB ve Ziraat Bankası
şirkete sermaye arttınmı
yoluyla 9 milyar lira aktardı.
Halkbank 52
yaşında
• tSTANBUL (AA) —
Halkbank Genel Müdürü
Mümtaz Pehlivanh,
bankacılık anlayışında hızb
değişiklikler yasandığmı
belirterek "Halkbank son
yıllarda fonksiyonel
görevini de ihmal etmeden
hizmetini geniş kesimlere
yaymış ve kitlesel
bankacılık anlayışıyla
çalışmaya başlamıştır" dedi.
Mumtaz Pehlivanb, Türkiye
Halk Bankası'nın 52'inci
kuruluş yıldönUmü
dolayısıyla dün akşam
basın mensuplarına bir
kokteyl verdi.
ASELSAN halka
açıhyor
• ANKARA (ANKA) —
Askeri Elektronik Sanayii
(ASELSAN) hisselerinin
yüzde 28.7'sini Iş
Bankası'nın elektronik
hizmet veren şubeleri
aracıhğıyla halka satacak.
ASELSAN yetkililerinden
edinilen bilgiye göre hisse
senetlerinin halka arz
işlemine 21 mayısta, tş
Bankası'nın elektronik
hizmet veren bütün
şubelerinde başlanılacak.
Satış işlemi 19 haziranda
tamamlanacak. Halka arz
süresince nomınaJ değer
üzerinden 31 milyar 600
milyon liralık hisse senedi
satılması planlanıyor.
Nominal değeri bin lira
olan hisse senetleri 4 bin
200 liradan satılacak. Buna
göre şirket toplam 132
milyar 720 milyon liralık
hisse senedi satmayı
hedefliyor.
Toyotasa'ya
büyük ilgi
• BURSA (AA) —
sabancı Holding'in Japon
Ibyota ve Mitsui ile
Drtaklaşa kuracağı Toyotasa
>irketinin otomotiv
fabrikası için Bursa,
Eskişehir ve Balıkesir'den
büyük ilgi var. Bursa'da
atomotiv yan sanayicileri,
Balıkesir'de Belediye
Başkanı, Eskişehir'de ise
Sanayi Odası Başkanı
Sabancı'ya teklif üstüne
teklif yağdırarak, kurulacak
fabrika için kendi
bölgelerinde arsa alması
çağrısında bulundular.
Fabrikanın "Izmit-
Adapazarı yakınında bir
yerde" kurulacağı Sabancı
tarafından daha önce
açıklanmıştı.
îthalat hızını koruyorŞubat ayı ihracatı geçen
yılın aynı dönemine göre
yüzde 4.3, ithalatı ise
yüzde 44.9 oranında arttı.
Şubat ayında ihracatın
ithalatı karşılama oranı
yüzde 65.2 olarak
hesaplandı. Bu oran
geçen yıl yüzde 90.6 idi.
Şubat ayı ihracatında
sanayi ürünlerinin
payı yüzde 80.1'e
yükseldi.
ANKARA (AA) — Şubat ayı
ihracatı geçen yılın aynı dönemi-
ne göre yüzde 4.3, ithalatı ise yüz-
de 44.9 oranında arttı.
DİE'nin açtklamasına göre ge-
çen yıl şubat ayında 946 milyon
923 bin dolar olan ihracat bu yıl
aynı döneminde 987 milyon 674
bin dolara yükseldi. Geçen yıl şu-
bat ayında 1 milyar 45 milyon 438
bin dolar olarak gerçekleşen itha-
lat tutarı da bu yıl şubat ayında
I milyar 514 milyon 987 bin do-
lara çıktı.
Bu arada şubat ayında ihraca-
Dış ticaretın aylara göre dağılımı (milyon dolar)
AYLAR
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylûl
Ekim
Kasım
Aralık
TOPLAM
İTI
1988
1.046
1.128
1.318
1.331
1.187
1.262
985
1.136
1.146
1.068
1.223
1.502
14.339
1 A L A
1989
1.063
1.044
1.209
1.275
1.178
1353
1.267
1.389
1339
1.547
1.542
1.555
15.783
r
1990
1.501
1.515
3.016
İ
1988
905
944
952
1.008
825
891
773
815
1.006
962
1.080
1.500
11.664
H R AC
1989
771
953
1.105
981
702
896
749
823
996
1.102
1.201
1.379
11.627
AT
1990
997
988
1.985
tın ithalatı karşılama oranı da
yüzde 65.2 olarak hesaplandı. Bu
oran geçen yıl aynı dönemde yüz-
de 90.6 idi. Hampetrol ithalatı dü-
şüldüğünde ise geçen yıl yüzde
II 2.6 olan karşılama oranı, bu yıl
şubat ayında yüzde 76.9 olarak
belirlendi.
DİE'nin açıklamasına göre şu-
bat ayı ihracatında sanayi ürün-
lerinin payı yüzde 80.1'e yükselir-
ken, tarım ürünlerinin payı yüz-
de 17.3, madencilik ürünlerinin
payı da yüzde 2.6'ya geriledi.
Geçen yıl şubat ayında bu oran-
lar sanayi ürünleri için yüzde 73.7,
tanm ürünleri için yüzde 22.9,
madencilik ürünleri için de yüz-
de 3.4 olarak belirlenmişti.
thracat artış rakamlan dikkate
alındığmda ise şubat ayında sana-
yi ürünleri ihracatı geçen yılın ay-
nı dönemine göre yüzde 13.4 ora-
mnda artarken, tarım ürünlerin-
de yüzde 21.1, madencilik ürünle-
rinde ise yüzde 20.8'lik azalma
kaydedildi.
Buna göre geçen yıl şubat ayın-
da 66 milyon 219 bin dolar olan
tüketim maddeleri ithalatı, bu yı-
lın aynı döneminde yüzde 120.4
oranında artarak toplam 145 mil-
yon 968 bin dolar olarak gerçek-
leşti.
öte yandan, ocak-şubat aylan
toplam dış ticaret rakamları dik-
kate alındığmda, ihracat yüzde
15.5, ithalat ise yüzde 43 oranın-
da arttı.
Geçen yılın ilk iki ayında 1 mil-
yar 718 milyon 481 bin dolar olan
ihracat tutan, bu yıhn aynı döne-
minde 1 milyar 985 milyon 479
bin dolara yükseldi. İki aylık it-
halat faturası da 2 milyar 108 mil-
yon 649 bin dolardan, 3 milyar 16
milyon 46 bin dolara çıktı.
Öte yandan AA'run haberine
göre Türk Sanayicileri ve tşadam-
ları Derneği (TÜSİAD) Başkanı
Cem Boyner, "İthalat politikala-
rında yapılan ve karşılıklı taviz il-
kesine uymayan düzenlemelerin,
Türkiye'yi bir ithalat cenneti ha-
line getirme yolunda" olduğunu
söyledi.
Cem Bo>-ner, şubat ayı dış ti-
caret verilerine ilişkin olarak yap-
tığı yazılı açıklamada, "İhracat
yerinde sayarken, ithalatta aşın
artışlar gödendiğini" ifade ede-
rek, şubal rakamiarımn da bu gö-
rüşü doğruladığını belirtti.
Radikal ölçülerde yapılan tek
taraflı gümriik indirimlerinin, Av-
nıpa Topluluğu'nu dahi şaşırttı-
ğını kaydeden Boyner, üretim ya-
parak katma değer ve istihdam
yaratan sanayicinin bile şimdi it-
halata kaymaya başladığını
savundu.
Boyner, açıklamasında daha
sonra şu görüşlere yer verdi:
"İthal etmek yerine, ihraç et-
mek, yeni iş alanlan yaralmak,
döviz kazandıncı faaüyeüerde bu-
lunmak ve sonucta Türk ekono-
misini dünyanın en güçlii ekono-
mileri arasına sokraak sanayicile-
rin ilk misyonu olmalıydı. Şimdi
çare ithalatta aranıyor. Çiinkii, it-
halat teşvikleri ve kolayuklan, ih-
racata nazaran ağır basmaya baş-
lamışAr. Dış ticaret rakamlan, bi-
linmeyen nedenlerle bir-iki ay geç
açıklanmaktadır. Doğru ve zama-
nında ekonomik anali/ yapılma-
sı için, bu gecikmeler önlenmcli-
dir."
KasaplarkararsızKasap dernekleriyöneticileri 21 mayısta toplanarak tavır belirleyecek
Ekonomi Servisi — Türkiye Es-
naf ve Sanatkârlar Konfederasyo-
nu'nun bugün yapılacak yönetim
kurulu toplantısında, kasap der-
neklerinin 15 gün sürecek et boy-
kotu konusunda alacağı tavır be-
lirleniyor. Kasap dernekleri, tüke-
ticilerin 21 mayısta başlatması
beklenen et boykotuna katılıp ka-
tılmama konusunda karar alabil-
mek için Esnaf ve Sanatkârlar
Konfederasyonu'na başvurdular.
Konfederasyon da konu hakkın-
da kasap dernekleri yöneticileri-
nin katılmasıyla bir toplantı dü-
zenleyerek konuyu bugün görüşü-
yor.
Kasap derneklerinden kimileri
boykota olumlu bakarken kimileri
"Eti çiftçiden, celepten alıyoruz,
fiyatlann diizensiz olraası normal
değil mi" göruşünü savunuyorlar.
tzmir Kasaplar Derneği ise önce-
ki gün yaptığı basın toplantısın-
da, etin fıyatının yüksek olması-
nın asıl sorumlusunun aracılar ol-
duğunu, boykotun da aracıları et-
kilemeyeceğini, bu nedenle boyko-
ta olumlu gözle bakmadıklarını
açıklamıştı.
Tüketicinin katılacağı et boyko-
tunun 21 mayıs pazartesi günü
başlaması ve on beş gün sürmesi
bekleniyor. Türk Kadınlar Birligi
de dün bir açıklama yaparak, bü-
tün kadınlan 21 mayıstan itibaren
et almamaya çağırdı. Türk Kadın-
lar Birliği Başkanı Ayseli Göksoy,
şunları söyledi:
"Reaksiyon göstermeyen sus-
kua bir toplum olduk. Artık bu
suskunluktan çıkmabyız. Başlata-
cagımız et boykotu ile kendimizi
savunacağız. Bu boykotumuz da-
ha sonra temel gıda maddelerine
de yansıyacak."
Gürsoy, et boykotunun başlaya-
cağı pazartesi günü Güvenpark
1
ta toplanarak, kadınları et yerine
yeşil yemeğe davet edeceklerini de
belirtti.
Öte yandan önceki gün bir
açıklama yapan Et Balık Kurumu
Genel Müdürü Recep Mızrak, et
boykotunun hedefinin kendileri
olmadığmı, her zaman ucuz et sat-
tıklanm ileri sürdü.
Mecliste KİT Komisyonu, Et
Balık kurumu'nun 1988 hesap fa-
aliyetlerini görüşerek ibra etti.
SHP Tokat Milletvekili Kenan Sü-
zer, Et Balık Kurumu'nun yüksek
zam yapacağı söylentileri karşısın-
da et boykotunun gündeme geldi-
ğini hatırlatarak Et Balık Kuru-
mu'nun fiyat arttıracağı yerde,
alacaklarım tahsil etmesi için ön-
lemler alması gerektiğini söyledi.
Bunun Uzerine Et Balık Kurumu
Genel Müdürü Recep Mızrak, şu
yanıtı verdi: "Et boykotunda he-
def alınan Et Balık Kurumu de-
ğildir. Kurum alacaklannı çok sıkı
takip etmektedir .Dönmüş bir ala-
cagımız yoktur. Ayda ortalama
24-25 milyar lirahk bir alacak
dograakta. ancak bu miktar tah-
sil edilirken, yeni ahmlar nedeniy-
le yeniden alacak nluşmaktadır.
Borçlanmız da bu düzeydedir."
Trilyonlıık bavııl ticareti
Türkiye ile KKTC arasında geçen yıl 500 milyar
lira düzeyinde olan bavul ticaretinin bu yıl 1
trilyon liralık hacme ulaşması bekleniyor.
Her gün KKTC'ye giden ortalama 1000 kişi,
yaklaşık 2 milyar liralık elektronik ve mutfak
eşyasını gemilerle Türkiye'ye taşıyor.
ÖMER YURTSEVEN
MAGOSA — Türkiye ile Ku-
zey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
(KKTC) arasındaki ekonomik
köprünün en belirgin özelliğini ta-
şıyan "bavul ticareti"nin sınırla-
n genişliyor. Geçen yıl 500 milyar-
lık gelir sağlayan KKTC'nin bu yıl
1 trilyonluk gelir beklediği kayde-
diliyor. Resmi rakamlara göre her
gün KKTC'ye giden ortalama
1000 kişi, yaklaşık 2 milyar lira-
lık elektronik ve mutfak eşyasını
gemilerle Türkiye'ye taşıyor.
1980'li yıllarda başlayan ve
Türkiye'nin doğusundaki kaçak-
çılık olaylannın azalmasına yol
açan bavul ticareti, KKTC için
önemli bir gelir kaynağı teşkü edi-
yor. Avrupa ve Uzakdoğu ülke-
lerinden gümrüksüz olarak giren
malları yine gümrüksüz olarak
Türkiye'ye taşıyaıı ayaklı esnaf ise
satışıru seyyar olarak gerçekleştir-
diği ticaretten iyi bir kazanç elde
ediyor.
KKTC Sanayi ve Ticaret Ba-
kanlığı yetküileri, ulkedeki ekono-
mik canlıhğı bavul ticaretinin sağ-
ladığını belinerek "Türldye'ye ay-
da 60 milyariık mal gidiyor. Tes
pitlerimize göre bu ticareti raes-
lek edinenlerin tamamına yakın
bölümu işsiz. Ticaretin gümrük-
süz olarak işlemosi, hem Türkiye
hem de KKTC'ye büyük yarariar
saglıyor" diye konuştu.
Bavul ticaretinde aslında 500
Alman Markı'na kadar alışveriş
serbest. Ancak gidenler 1000-1500
marktan aşağı düşmeyen alışveriş-
le geri dönüyor. Her biri, gümrük
ödemeden getirdikleri malları
Türkiye'de yüzde 50 ile 150 ara-
sında değişen kâr oranlarıyla sa-
tıyor. Bavul ticaretinin köprüsü-
nü oluşturan ayaklı esnaf, hafta-
da bir KKTC'ye sefer yapıyor ve
ayda 5-6 milyon lira gibi bir gelir
saglıyor. Sattıkları mallann bü-
yük bölümünü, mutfak eşyası, iç-
ki, sigara, ev aletleri ile her türlü
ilektronik eşya oluşturuyor. Son
zamanlarda bavul ticaretini, kâr-
hlığını cazip bulan memurlann da
yapmaya başladığı kaydediliyor.
Mersin Limam'ndan Türkiye
ile KKTC arasında günde tek se-
fer yapan feribotla Magosa'ya gi-
den ayaklı esnaf, ticaretteki sını-
nn serbest bırakılmasını istiyor.
Alışverişlerinin büyük bölümünü
Lefkoşa'da yapan bavul ticaret-
çileri, "Böylelikle gümrükte çek-
tiğimiz eziyetin de külfetine kat-
lanmış oluruz" diyor. Gümrükte
ve feribotlarda izdiham yaşamr-
ken, Türkiye'den giden satıcılar,
mallarının kontrolü sırasında sa-
atlerce kuyrukta bekliyor.
Lefkoşa'daki esnaflardan Ürnit
Yavuz, bavul ticareti için "Çok
kârlı bir iş" diyor, Tuncay Var-
lıktan ise "KKTC esnafınm gecim
kaynağı bu ticaretten" diye konu-
şuyor. Sipariş üzenne mal getiren
Çorumlu Hasan Ünsal, bavul ti-
caretinin daha da kolaylaştırılma-
sını istiyor. Nuray Cambaz adh
Mersinli bavul ticaretçisi ise ka-
dınlara öncelik verilmesi gerekti-
ğini savunuyor.
Gümrüksüz giren mallann,
Türkiye'de piyasa fıyatının çok
altında satıldığı için kolay alıcı
bulduğu vurgulanıyor.
Tarım Kredi
Kooperatifleri
7yıl
gecikmeü
genel
kurulİZMİR (Cumhnriyet Ege Bn-
rosu) — Tarım Kredi Koopera-
tifleri Izmir Bölge Birliği'nin ye-
di yıl aradan sonra yapılan 4.
Olağan Genel Kurulu olaylı geç-
ti. Genel kurulda söz alan dele-
geler, kooperatiflerin çiftçilere
değil, özel sermayeye hizmet et-
tiğini ileri sürerken kredi faizle-
rinin yüksekliğinden yakındılar.
Tanm Kredi Kooperatifleri Iz-
mir Bölge Birliği'nin 1983-1989
yülannı kapsayan 4. Olağan Ge-
nel Kurulu dün toplandı. Izmir,
Aydın, Denizli, Manisa ve Muğ-
la illerinden delegelerin katılı-
mıyla gercekleşen genel kurul,
olaylı başladı. İki liste önerilen
divan seçiminde başkanlığa Ta-
nm Kredi Kooperatifleri Birliği
Merkez Birliği Genel Müdür
Yardımcısı Kemal Güven'in seçil-
diğinin açıklanması protestola-
ra neden oldu. Karşı çıkan dele-
geler hükümet komiserine seçi-
min yinelenmesi için dilekçe ve-
rirken konuk olarak katılan
TZOB Başkan Vekili Reşit Kur-
şun, genel kurulun iptali için de-
legelerin mahkemeye gidecekle-
rini belirterek "Merkez yöneli-
cisiain divan başkanhğına seçil-
mesi genel kunıla baskıdır" de-
di.
Tarım Kredi Kooperatifleri
Birliği tzmir Bölge Müdürü Ha-
san Zeyrek, 371 tarım kredi ko-
operatifi ve 191 bin ortakla 16
bölge arasında birinci sırada yer
aldıklanm belirterek kâr amacı
gütmemelerine karşın 1 milyar
964 milyon lira kâr ettiklerini
söyledi. Birlik sermayesinin 1983
yılında 213 milyon 399 bin liray-
ken 1989 yılında 3 milyar 157
milyon lira düzeyine cıktığım an-
latan Zeyrek, kooperatiflerin
kullandırdıklan kredi miktanmn
da 26 milyar 624 milyon liradan
349 milyar 667 milyon liraya
yükseldiğini büdirdi.
Faaiıyet raporunun okunma-
sından sonra söz alan delegeler,
kredilere uygulanan faizlerin
yüksek oluşundan, elde edilen
kârdan pay verilmemesinden ya-
kındılar. Delegeler, özetle şu gö-
rüşleri dile getirdiler:
"Tanm Kredi Kooperatifleri-
nin verdiği kredinin faizleri ne-
redeyse banka faizlerini buluyor.
Kâr amacı gütmediği belirtilen
kooperaüfler Idmi tanm girdile-
rini pahalı saüyor. Gübre zama-
nında gelmiyor. Üriin ekildikten
sonra altına atılacak gübre geli-
yor. Bu dururn özel sermayeye
yansryor."
IŞÇININ EVRENCVDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Şimdi Ne Olacak?..
İş Bankası çalışanlarından, kendi sendikalarına yönelik ge-
!en protesto telefonlarından dün çalışamaz duruma geldik.
BASİSEN bankacılık işkolunun örgütlüluk ölçü alındığmda en
güçlü sendikası. İş Bankası da 21 bin işçisi ile sendikanın en
önemli işyeri. Eğitimin, kalifiye olmanın gerektiği bir işkolunda
bir zamanlar, diğer iş kolları işçileri ile karşılaştırıldığında en yük-
sek ücret ortalamalarında olan banka çalışanları, 1980'li yıllar-
da göreceli olarak daha da gerilemiş durumdalar. Ücretleri di-
ğer iş kollârı ortalamalan ile kıyaslandığında ve gerçek ücret akışı
içinde izlendiğinde çok gerilemiş olan kısacası daha ağır yok-
sullaşmış olan banka çalışanlarının, bu toplusözleşmeden. açı-
ğı tümü ile kapatacak olmasa da durumu biraz düzeltecek bir
sonuç beklentileri vardı. Beklentılerine uymayan bir sonuç ile
karşı karşıya kalınca. önceki gece imzalandığını öğrendikleri
sürprız sözleşmenin ardından dün çok büyük, duygusal birtepki
gösterdiler.
imzalanan sözleşmenin ardından tepki, düş kınklığı, öfkeye
ilk kez tanık olmuyoruz. Dozuna göre bir süre devam ediyor.
Sendika yönetimleri biraz zorlanıyor. Zaman öfkeyi küllendiri-
yor. Umutlar bir dahaki sözleşmeye, iki yıl sonrasına, düş kırık-
lıkları, tepkiler, bir sonraki sözleşmenin imza ertesine kayıyor.
Bu düzen böyle devam edip gidiyor.
Bankacılık işkolunda en yüksek ücret ortalamalı çalışanlar-
dan, genel işçi yoksullaşması içinde geriye kayışın elbette pek
çok ciddi açıklaması var. Öncelikle geçmişteki göreceli iyi du-
rumun, bankalar arası rekabette, kalifiye eleman arayış: için-
deki banka yönetimlerinin, genel kâıiılık içinde daha yüksek ücret
ödemeyi kârlı ve yararlı gördüklerinden kaynaklandığını bilmek
gerekiyor. Bankacılık işkolunda işçinin sendikal örgütlenme gücü
ile toplu pazarlık masasında öyle pek fazla ağırlığını koyması
olgusu yok. Öncelikle dünyada örneği olmayan bir biçimde 12
Eylül yasaları ile bankacılık işkolu çalışanları için hiçbir haklı ge-
rekçesi olmayan grev yasağı var. Bunun üstüne, her bankaya
bir sendika ve çalışanların bile kanına işlemiş, sendıkacılığa ise
egemen olmuş, "benim bankam iyidir" anlayışı, yapılanmasını
ekleyin. Zaman içinde bazı sendikacılar, bu yapılanma ve anla-
yışı kırmayı denediler. Grev haklannın olmamasına karşın, ka-
muoyuna yansıyan etkili pasif eylemlerle, toplusözleşme ma-,
salarında güç ve ağırlık kazanmayı gerçekleştirdiler. işverenle-
rinin çok şiddetli tepkileri ile karşı karşıya kaldılar. Banka işve-
renlerinin istemleri doğrultusunda, çalışanlar şöyle ya da böyle
etkilenerek başkaldırmış sendikacılar cezalandırıldı.
BASS'ta yaşanan ilk yönetim darbesini, BANKSİS izledi.
BANKS örneğinde sendika yönetiminin düşürülmesi ile de ye-
tinilmedi. İşçilere sendikaları feshettırilerek BASİSEN'e geçiş-
leri sağlandı. BASİSEN üye saytsı ile büyürken işKolunun diğer
sendikaları gibi toplu pazarlık masasındaki gücü anlamında bi-
ze göre daha da küçüldü. Sonuç olarak 12 Eylül öncesine göre
işyeri kimlikleri, ücretleri ile çalışma ve yaşam koşullannda, di-
ğer işçilerinden kendilerini daha şanslı gören banka çalışanla-
rı, 12 Eylül sonrası aralıksız geriye adımlar attılar. Sendika üyeliği
anlamında en örgütlü görülen işkolunun çalışanları, belki de fazla
mesai almadan, en uzun süreli çalışmaya mahkıim, eğitim ve
kültür düzeyi, kalifiye özelliği ile de en düşük ücretli çalışanlar
konumuna düştüler. Şimdi ne olacak? Banka işverenleri gönüllü
daha iyi bir ücret düzeyi, çalışma koşuiları vermediklerine göre
ya kaderlerine, düzenin böyle devam etmesine razı olacaklar
ya da bu düzenin böyle devam edememesinin yollarını bulacak-
lar.
Elbette bu tablo sadece bankacılık işkolu çalışanları için ge-
çerli değil. Sendikal gelişmeler elbette birbirine benzer koşul-
larda gelişiyor. İşçiler bütûn iş kolları ve iş yerleri için geçerli
olmak üzere, eskisi kadar kendileri ile ilgili kararlara seyirci de-
ğiller. Sürekli hak kaybetme, yoksullaşma, işçilerde olupbiten-
le ilgilenme bilincini geliştirdi. İşçiler büyük bir titizlikle sendi-
kal gelişmelerden haberdar olmak istiyorlar. Toplusözleşme ma-
salarındaki gelişmeleri yakından izleyip, tepkilerini daha etkili
gösteriyorlar. Bu gelişmeyi değerlendiren sendika yönetimleri
de var. Çok az da olsa bazı sendikalar işçi tabanındaki bu bi-
linçlenmeden güç alarak gerek toplu pazarlık masası, gerek pasif
eylemler ve grev hakları varsa da grevle biraz daha iyi haklar
elde edebiliyorlar.
Tabii bu noktada çok önemli bir ölçü, rakamlara ve görüntü-
ye aldanmamak. Bazen bir işkolunda işverenin işkolu, işletme,
işyeri verimliliği içinde vermeyi gerekli gördüğü rakam daha yük-
sek olabilir. İşçi sendikası gerçekte gerçek sendikal işlev veağır-
lığını koyarak alabileceği hakları almadan da iyi sözleşme gö-
rüntüsü yaratılabilir.. Ya da sendika yapılabilecek her şeyi yap-
mıştır, ancak işyeri, işkolu koşuiları daha iyi bir hak almaya el-
verişli değildir.
İşte bu gerçegi de gözardı etmeden, bu yılın toplusözleşme-
leri için genel sendikal başarının iyi olmayacağını söylemek bir
kehanet olmasa gerek. Bunda da başta Türk-lş yönetimi, sen-
dika liderlerinin dağınıklığı, özverili, zoru göze alarak yapılabi-
lecek her şeyi yapma arayışı içinde olmamalarının payı çok bü-
yük olacak. Sendika liderleri ne yazık ki geçen yılın bahar ey-
lemleri ile işçi tabanının kazandığı ivmeden korkmuş, gerçek bir
zordan kaçış içinde gorülüyorlar. Başlarını belaya sokmama, se-
lin altında kalmama adına, profesyonel sendikacılık yetenekle-
rinı ağırlıkla kolaya kaçışta kullanıyorlar.
Sendikal faaliyet anlamında boşa geçen bir 6 ayın gerekçesi
Türk-İş için toplusözleşmeleri koordine etma ve yasalar idi. Top-
lusözleşmelerde gördüğünüz gibi herkes, kaderi ile baş başa,
geçen yılın dınamizminden birlikte bir şeyler kotarmadan eser
yok. Yasalar konusunun ise tam bir oyalama, zaman kazanma
olduğu, dün arkadaşımız Işık Kansu'nun imzası ile yayımlanan
TİSK'in "ret"i ile bir kez daha sergilendi. Şimdi ne olacak? İş-
çiler, kamuoyu ne ile aldatılıp, zaman kazanmak üzere oyala-
nacak?
KISA KISA
• MİS SÜT, günlük-pastorize
ayran mamulünü piyasaya
sundu. Genel Müdür Yardımcısı
Tanju Alp, pazartesi gününden
itibaren şimdilik lstanbul'da
satışa sunulan bu ürünün
Türkiye'de karton kutu ile
satılan tek pastörize ayran
olduğunu söyledi.
• TEBA cihazlan bugün
Bursa'da Mühendüsler Odası ve
Nartur Organizasyon
tarafından düzenlenen Yapı-
Yaşam '90 fuannda yer alıyor.
Teba ürünlerini sergileyecek
olan Vural Mühendislik,
havalandırma ve klima
:ihazlanru tanıtıyor.
'Sebze oyunu'
için toplantı
ÜMİT OTAN
IZMtR — Yaş sebze ve meyve-
de üreticiden tüketiciye uzayan
zincirde ortaya çıkan "oyunlar"
ve "senaryolar" 8 haziranda An-
talya'da yapılacak toplantıda tar-
tışılacak. Toplantıya üretici, Zi-
raat Mühendisleri Odası, TZOB,
ihracatçılar ve bilim adamlan ka-
tılacak.
Tanm örgütlerinin söz konusu
"oyunlar "a karşı birlikte hareket
etmelerinin öncülüğünü Türkiye
Ziraat Mühendisleri Odası yapı-
yor. Oda Başkanı Mahir Gümüş.
Türkiye çapında örgütlü oldukla-
nnı, 15 bin üyelerirün bulunduğu-
nu, tanm kesiminde araştırmadan
uygulayıcıya, bilim adamından
bürokrata kadar her konuda hiz-
met vermeye çabaladıklannı be-
lirterek, "Bizim öncü görevimiz
var. Tüm örgütlerle sürekli Uişki
kunnak istiyoruz" dedi. Tarım
ürünleri açısından Türkiye'nin
Avrupa Topluluğu'nda seçenek
bir ülke olduğunu öne süren Ma-
hir Gümüş şunları söyledi:
"Türkiye, var olan ekolojik
olanaklan açısından seçenek bir
ülkedir. Kısa vadeli yarariar için
tanmın beline kazmayı vurursa-
nız sonuç işte yaşadığımu acı
olaylar gibi olur. Şimdi ucuz di-
ye pirinç ithal ediliyor. Ancak çd-
tik iireticisi devreden çıktığında,
şimdi ucuz olan pirinç o noktada
katabilir mi? "
Üreticiye götürülmesi gereken
altyapı hizmetlerinin yokluğunun
tüm suçunu Tarım Bakanlığı'na
yükleyen Mahir Gümüş sözlerini
şöyle bitirdi:
"Hizmetlerin yokluğu, en
önemli altyapı hizmetlerinin yok-
luğu, Tanm Bakanlığı'mn yoklu-
ğunu gösteriyor. Serbest piyasa-
cı yaklaşım böylesi acımasız ko-
şullar yarattı. Pazara üreticinin
egemen olması için tek yol koo-
peratifleşmek. Uzman biriikler tü-
riinden yanlış duşunceler var. Biz
önümüzdeki dönemde Köy - Ko-
op, Veteriner Hekimleri Birliği,
Ziraatçiler Derneği. TZOB, yani
tanma hizmet üreten meslek ku-
ruluşlannın ortak ilkeli bir tutum
içinde çiftçi örgütleriyle birlikte
çalışmalannı planlıyoruz. Antal-
ya'da yapılacak toplantı ilk adım
olacakür. Bu toplantıda sebze ve
meyvede yaşanan tüm oyunlar ve
ithalat olayı açık biçimde günde-
me gelirilip tartışüacaktır."
Daha düşük primle
daha yüksek
kasko teminatı!
Özei Otolarınız içm Alternatif
Muafıyetli Kasko Prım Tablosu:
Muafıyetsız Tanfeye
(•n az 15OC S muacM ı
2 A/açde4ef»»niı,ı0u
l«fi az 11X i mujdfc]
3 Aıaç de^ennın % 7 5u
{•o az 750 $ muadîfc}
4 Araç Oe^ennm % 2.5'u
(•» az 250 i muad*)
%65
%60
%50
%30
Şimdi Emek Sigorta, Ülkemizde ilk
defa uyguladığı "4 Alternatif Muafıyetli
Kasko'suyla, taşıt sahiplerini küçük
hasarlar için yüksek primler ödeme
külfetinden kurtarıyor Her türlü
aracınızın büyük hasarlarını tam ve
gerçek güvence altına alıyor. Küçük
hasarların gereksiz prim yükünü
ortadan kaldırarak %65'e ulaşan
indirimler saglıyor.
Küçük hasarlar için büyük primler
ödemeyın. Araçlarınızın kaskosunu
yaptırmadan acentelerimiz ve müşteri
temsilcilerimizle mutlaka görüşün.
Otoöus ve hamyoniaf ıç^ acenf«ter»m«z ve
şııfc«Mnıza başvunnanız y
BUyükdercCad 1« Esemepe 80504 Islanbu! Tel: 174 97 50(10 hal) Fax: 175 1S 66 Tk: W2\ EMSG TR
EMEK
SİGORTA
"rişk yönetimi"