Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 16 MAYIS 1990
P A R T I L E R D E N
İzmir kıymete bindi
seçimleri için siyasi partiler atağa kalktı. Başbakan Yıldınm
Akbulut'un çıkarmasından sonra SHP Genel Sekreteri
Deniz Baykal Izmir'e geliyor. Yarıştan
kopmak istemeyen DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit de Baykal'ın peşi sıra Izmir'de
olacak. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit,
18 mayıs akşaraı Izmir'e gelecek ve 19 mayıs
günü, 3 haziranda seçim yapılacak beldelerle
Aydın'daki mitinge katılacak. Ecevit'in SHP
Genel Sekreteri Deniz
Baykal'dan sonra aynı yerlere giderek konuşma yapacak
olması değışik yorumlara neden oldu. Baykal'ın birleşme
çağrısını sert bir dille eleştiren Ecevit'in yapacağı
konuşmalarda SHP ve Baykal'a çatması bekleniyor. Öte
yandan, Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bu hafta sonunda
temel atacak, tzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ni
hizmete açacak.
H o r z u m Komisyonud
E
otn
k
dI?rak
kası
'm
suçuyla yargılanarak mahkflm edilen Kemal Horzum'un bu
suç dolayısıyla siyasi ve ekonomik bağlantılarını araştırmak
Ozere oluşturulan TBMM Araştırraa Komisyonu, bugün
yeniden toplanacak. Önceki toplantıda Emlak Bankası'nın
eski Genel Müdürü Bülent Şemiler'in verdiği üç klasör
belgenin tngilizce ve Fransızca'dan Türkçe'ye çevirisine
başlandı. Yeminli çevirmenlerce yapılacak tercüme işlemi
tamamlandıktan sonra komisyon, belgelerde adı geçen
kişileri de çağırarak bilgisine başvuracak. (Ankara/ANKA)
Parlamentoda grubu bulunan siyasi
p a r l
jje r
jn
grup başkanvekilleri TBMM'nin
12 haziran saJı günunden itibaren tatile girmesı konusunda
aniaşmaya vardılar.
• Atatürk Orman Çiftliği Ue ilgili olarak SHP Ankara
Milletvekili Beser Baydar ve arkadaşlarınca verilen Meclis
araştırraa önergesi, dün genel kurulda ANAP'lı
milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
• Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, genel kurulda
SHP Artvin Milletvekili Ayhan Arif Ağaoğlu'nun konuşmasını
yanıtlarken, çay ihracatından bu yıl da 30 mılyar lira zarar
edileceğini Söyledi. Kahveci, çay Ureticisinin ekonomik gücünü
yükseltmek amacıyla Doğu Karadeniz'de küçük bahçelerde çay
yerine kivi üretimi için proje gelistirdiklerini anlattı.
Tuncer'in saglığı iyi
• ANKARA (AA) — Organ Nakli ve Yanık Tedavi
Vakfı Hastanesi'nde böbrek nakli yapüan Ulaştırma
Bakanı Cengiz Tuncer'in sağlık durumunun iyi olduğu
bildirildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre,
Ulaştırma Bakanı Tuncer, odasında yürüyüşlere başladı.
Bakan Tlıncer'in bir hafta kadar daha hastanede
kalacağını bildiren yetkililer, "Aslında hastanede
kalmasına gerek yok, ancak tedbir olarak biz bir süre
daha hastanede bakım altında tutulmasım istiyoruz"
dediler.
Şemdinli'de çatışma: 2 ölti
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Hakkâri'nin Şemdinli
ilçesine bağiı Üzümkıran Köyü'ne girmek isteyen PKK
militanlarıyla geçici köy konicuları arasında çıkan
çatışmada, bir korucu ve bir köylü öldü. OlağanUstü Hal
Bölge Valiliği yetkililerinden alınan bilgiye göre önceki
gece 23.00 sıralarında Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı
Üzümkıran Köyü'ne girmek isteyen PKK militanlanna
geçici köy konicuları karşı koymak isteyince çatışma
çıktı. Çatışmada köy korucusu Anter Fırat ile
köylülerden Abidin Fırat yaşamlarını yitirirken,
militanlar gece karanlığından yararlanarak kaçtılar. PKK
militanlarının yakalanabilmesi için güvenlik güçlerince
başlatılan operasyonların sürdürüldüğü bildirildi.
1 Mayısçılara dava
• İSTANBUL (AA) — ÎDGM savcılığı,
Zeytinburnu'nda 1 Mayıs'ta meydana gelen olaylarla ilgili
olarak 17 kişi hakkında dava açtı. İDGM Savcılığı,
tstanbul'da 1 Mayıs'taki olaylarla ilgili olarak yürüttüğü
soruşturmanın Zeytinburnu bölümünü tamamladı.
Savcılık, izinsiz gösteri yaptıklan, polise mukavemet
ettikleri ve pankart astıkları iddialanyla, 8'i tutuklu 17
sanık hakkında dava açtı, 5 kişi hakkında da takipsizlik
kararı verdi. Yetkililer, Harbiye, Kasımpaşa, Kâğıthane,
Güngören ve Tarlabaşı'ndaki olaylarla ilgili olarak 226
kişi hakkında açılan soruşturmanın da devaro ettiğini
kaydettiler.
Osman Sakalsız tutuklandı
• İSTANBUL (AA) — Türkiye'ye önceki gün dönen
TBKP Genel Sekreter Yardımcısı Osman Sakalsız,
tutuklanarak Sağmalcılar Cezaevi'ne götürüldü. Sakalsız
hakkmda 1981 yılında TİP davası nedeniyle Sıkıyönetim
Mahkemesi tarafından gıyabi tutuklama kararı verilmişti.
Sakalsız'ın gıyabi tutuklaması, bugün çıkarıldığı Istanbul
1. Sülh Ceza Mahkemesi'nde vicahiye çevrildi.
21 Mayısçı Harbiyeliler gecesi
• lstanbul Haber Servisi — 21 Mayısçı Harbiyeliler'in
geleneksel gecesi, 20 mayısta Ataköy'deki Bakırköyspor
Sosyal Tesisleri'nde yapılacak. Yemekli toplantıya 20-21
Mayıs 1963 tarihindeki harekât sırasında Kara Harp
Okulu öğrencisi olanlar ve aileleri katılacaklar. 20-21
Mayıs olaylarından sonra okuldan ayrılan Harbiyelilerin
arasmda bugün bilim adamlan, yüksek yargı üyeleri,
politikacılar, işadamlan, öğretmenler, gazeteciler, spor
adamlan ve ust düze>
r
yöneticiler bulunuyor.
Erdoğan'ın gözaltma tepki
• lstanbul Haber Servisi — Bir grup avukat tarafından
dün yapılan açıklamada, 7.5.1990 günü gecesi evinden
gözaltına alınıp ertesi gün Ankara'ya götürülen Avukat
Fuat Erdoğan'ın serbest bırakılması istendi. Avukat Fuat
Erdoğan'ın yasalara aykırı olarak gözaltında tutulduğu ve
soruşturmasının zabıtaca sürüldüğü belirtilen
açıklamada, Ankara DGM Savcılığı'na yapılan görüşme
başvurusunun da yasa ve genelgelere aykırı olarak
reddedildiği belirtildi. Olayla ilgili olarak Ankara DGM
Savcılığı ve polisi hakkında suç duyurusunda
bulunulacağı bildirildi.
Kola için korsan gösteri
• tstanbul Haber Servisi — Çağlayan'da yaklaşık 40
kişilik bir grup, dün gece korsan gösteri yaptı. Şişli
Çağlayan Kavşagı'nda saat 19.30 sıralarında kola
meşrubatına yapılan zamları protesto etmek için yola
benzin ve talaş döken ve trafiğin kısa bir süre
aksamasına neden olan grup, daha sonra slogan attılar.
Göstericiler yol kenarındaki parmaklıklara üzerinde
Devrimci Güçler imzalı pankart asarak olay yerinden
uzaklaştılar. Bu arada polis yetkilileri, olayla ilgili olarak
çe\
r
reden 7 kişinin gözaltına alındığını bildirdiler.
Meslek ögretmenlerine zanı
• ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığı,
çıraklık, örgün ve yaygm mesleki teknik eğitim
kurumlarında görev yapan atelye ve meslek dersi öğretim
elemanlannın ek ücretlerine zam yaptı. Bakanlığa bağlı
Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme Fonu'ndan yapılan
ödemelerin 6 ay olan periyodu da 4 aya indirildi.
KlSA KISA
• Ankara'da Turkiye thülalcı Komunıstler Bırliği adlı örgute mensup 9
kişiyle bölucu bir örgüt uyesi olduklan saptanan 19 kişi yakalandı.
• CumhuriMtşkaıu Turgut özal, Avrupa RekJam A.ianslan Birliği
yöneticiieri üe Demokratlar Kulübü heyetini Çankaya Köşkü'nde ayn ayn
kabul etti.
• 2000'e Doğru Dergisi'mn Diyarbakır muhabirlerinden Faysal Daglı ile
Baki Karadeniz'ın dun öğleden sonra buroya gelen bir polis ekibi
tarafından gözaltına alındığj bildirildi.
• Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Bıiyükdağl) hakkında Van'da
yaptığı bir konuşma nedeniyle Diyarbakır DGM'de 5 yıl hapis istemiyle
davaaçıldı.
Demirel: Bu radyo ve TVile ancak korsan radyo ve TVaracılığı ile başedilir
Mııhalefet TRT'ye ytiklendiBaykal TRT yönetimi, hiçbir hukuk ve anayasa kaygısı taşımadan
kendisini iktidarda bulunan ekibe teslim etti. Cumhurbaşkanının eşi, TV
ile Türkiye'nin önemli şahsiyeti oldu. Kendilerinden beklenen rolü tam
bir itaatkârlıkla yerine getirmeyi TRT yönetimi içine sindirebilmektedir.
Bilmelidirler ki bu devir geçer. Bu uygulamaların hesabı sorulur.
Demirel Libya TV'sinde bir kişi görünür, başka kimse görünmez.
Bizde Çankaya ile açılıp vakıf ile kapanıyor televizyon. Bir halkın gururu
ile bu kadar oynanmaz. Bu radyo ve TV ile ancak korsan radyo ye TV
aracılığı ile baş edilir. Ya da bu Magic Box tutarsa bir uydu da biz bulup
program basmaktan başka çare yoktur. Bir süredir bunu etüt ediyoruz.
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — TBMM, SHP ve DYP grup
toplantısında, TRT, sert bir dille
eleştirildi. SHP Genel Başkanve-
kili Deniz Baykal, TRT'nin son
giinlerde iyice belirginleşen taraflı
yayın yapuğını belirterek, "Bn-
nun bir rejim ve anayasa krizi
olduğunu" söyledi. DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel de
TRT'yi Libya TV'sine benzete-
rek, "Bu radyo ve TV Ue ancak
korsan radyo ve TV ile baş ede-
bilir. Bir süredir bunu ciddi etüt
ettirmekle meşgulüz" dedi.
SHP TBMM grup toplantısın-
da, Genel Başkan tnönii'nün
yurtdışında bulunması nedeniyle
Genel Başkanvekili Deniz Baykal
konuştu. Baykal konuşmasında,
"TRT yönetirainin hiçbir hukuk
ve anayasa kaygısı taşımadan
kendisini iktidarda bulunan eki-
be teslim ettiğini" soyledi. "Cum-
burbaşkanımn eşi, TV ile Türki-
ye'nin onemli şahsiyeti oldu" di-
yen Deniz Baykal, özel TV girişi-
mini de eleştirerek, "Honharca
kontrol edilen. vahşice kullanılan
TV ile Turkiye'de demokratik se-
çim olamayacagını" ifade etti..
Baykal, bu konuda şöyle dedi:
"Günlük kayırmaların. küçük
tertiplerin ötesinde TRT, göriinü-
şü kurtarraa gereğini dahi duyma-
dan, tam bir umursamazlık ve ka-
muoyu saygısızlığı içinde, kendi-
lerinden beklenen rolü, tam bir
itaatkârlıkla yerine getirmeyi içi-
ne sindirmektedir. Bu uygulama-
nın içinde olan insanlar bilmeli-
dirler ki bu devir geçer. Gün ge-
lir, bu uygulamalann hesabı soru-
lur. Bu yöneticilerden, bunun he-
sabını mutlaka soracagız."
Konuşmasında Magic Box'ı
eleştiren Baykal, bu kurumun da
anayasaya aykırı olarak etkinlik
gösterdiğini, devlet yetkililerinin
de bu işin içinde olduğunu öne
sürdü.
'TV sinir bozuyor'
DYP grubunda konuşan Genel
Başkan Süleyman Demirel ise
dört gündür TV'yi izleyenlerin si-
nirinin bozulduğunu ve TV'nin
Çankaya ile açılıp Türk Kadınını
Güçlendirme Vakfı ile kapandığı-
nı söyledi. Demirel, "Libya Ce-
mahiriyesi TV'sine dönüştü Tur-
kiye TV'si. Zaten rejimin de pek
fazla farkı yok" dedi. Milletin
bezmeyeceğini ve iktidardan hın-
cını alacağını ifade eden DYP Ge-
nel Başkanı Demirel, daha sonra
şunlan söyledi:
"Libya Cemahiriye TV'sinde
bir kişi görünür. Başka kimse gö-
rünmez. Bizde Çankaya ile açılıp
vakıf ile kapanıyor televizyon. Bir
halkın gururn ile bu kadar oynan-
maz. Bu radyo ve TV ile ancak
korsan radyo ve TV aracılığı ile
baş ediliyor. Ya da bu Magic Box
tutarsa, bir uydu da biz bulup bir
program basmaktan başka çare
yoktur. Bir süredir bunu ciddi
etüt ettirmekle meşgulüz. Silaha
karşı silah, başka çare yok."
Demirel, konuşmasında aynca
Türkiye'deki rejimle ilgili bir İn-
giliz'in hazırladığı rapordan bah-
setti. Demirel, söz konusu rapor-
da, "Turkiye Arnavutluk dışında
Avrupa'nıa en katı rejimine sa-
hiptir. Türkiye'de Marcos lipi bir
diktatöriuk meydana gelmesinden
endişe edilmektedir" dendiğini
söyledi. Demirel'in GAP kursu-
sünden açıkladığı bu raporun, es-
ki BBC Turkiye uzmanı Andrew
Mango tarafından derlenen ve İn-
giltere istihbarat birimlerinin ra-
porlarını içeren "Turkish Confi-
dential" olduğu öğrenildi.
Söz konusu raporun 200 pound
karşılığında abonelere dağıtıldığı
belirlendi.
Avrupa ülkeleri Anayasa Mah-
kemeleri Başkanlarının da Tur-
kiye'den "Sizin rejiminiz göster-
melik" diyerek ayrıldıklannı
anımsatan ve bu haftaki News-
week dergisinin kapağındaki çar-
şaflı kadın görüntüsune dikkati
çeken Demirel, "Bunlar Türkiye
için övünülecek, sevinilecek şey-
ler degil" diye konuştu.
Turkiye'de bugun darbenin do-
ğurduğu bir rejim olduğunu, va-
tandaşın ANAP milletvekillerine
"kimi (emsilen ve ne hakla Mec-
lis'te oJuroyorsunuz?" diye ses-
lendiğini anlatan Demirel, "Bu
Coca Cola kadar, et kadar önem-
lidir. Kola da et de buna baghdır"
dedi. Sözlerini "Gelin şu futbol
F.ALMANYA'DA BULUNAN İNÖNÜ'DEN ATTÜRKİYE İIİŞKİLERİ İÇİN UYARI
Ulusal sorunlar baskı aracı olamazSPD'nin davetlisi
olarak Bonn'da
bulunan İnönü, Devlet
Bakanı Schvvaetzer ile
Türkiye'nin AT
üyeliğini görüştü.
İnönü,
'Görüşmemizde ulusal
sorunlarımızın
Türkiye-AT
ilişkilerinde baskı
aracı olarak
kullanılmasını kabul
etmeyeceğimizi
söyledim' dedi.
SHP ile SPD arasında
Sosyalist
Enternasyonal
çerçevesinde iki
partinin işbirliği ve
Türk-Alman ilişkileri
üzerinde görüşmeler
yapan İnönü, SPD
Meclis Grubu'nda
yaptığı konuşmada
Güneydoğu, insan
hakları, sendikal
özgürlükler, ölüm
cezasının kaldırılması
konularında
görüşlerini anlattı.
BONN (Cumhuriyet) — Fede-
ral Alman Sosyal Demokrat Par-
tisi'nin (SPD) davetlisi olarak
Bonn'a gelen SHP Genel Başka-
nı Erdal İnönü, dün Devlet Baka-
nı Irmgard Adam-Schwaetzer ile
Türkiye'nin AT üyeliğini görüştü.
tnönü, "Göruşmede ulusal sonın-
lanımzın Türkiye-AT ilişkilerinde
baskı aracı olarak kullanılmasını
kabul etmeyeceğimizi bu konuda-
ki endişelerimizi Sayın Bakana
söyledim" dedi.
Devlet Bakanı Adam-
Schwaetzer ile görüşmesinden
sonra yaptığı açıklamada 1963
Ankara Aniaşması'nın Türkiye'ye
tam üyelik yolunu açmış olduğu-
nu söyleyen İnönü, 1987 yılında
tam üyelik başvurusu yapılması-
na karşın üyelik müzakerelerinin
ne zaman başlayacağının hâlâ or-
tada olduğunu belirterek. "Buna
anlayış gostermemiz beklenemez"
dedi. SHP olarak Türkiye'de de-
mokrasinin yerleşmesi için muca-
dele verdiklerini kaydeden İnönü,
"Ancak bunun gibi ulusal mese-
lelerimizin Türkiye-AT ilişkileri
ŞEREF VERDİ>ftZ — EAIman Sosyal Demokrat Partisi Meclis Gnı- karşıiandı. Vogel, konuşmasında 'Inönü'nün ziyareti bir şereftir.
bu toplantısına katılmak için F.AIman\a meclis binasına gelen Er- Kendisiyle göruşmemizde Türkiye'deki bazı gelişraelerden duyduğu-
dal tnönü, SPD Genel Başkanı Hans-Jochen Vogel tarafından muz endişeleri dile getirdik' dedi. (Fotoğraf: AP)
çerçevesinde baskı aracı olarak
kullanılmasını kabul edemeyiz.
Bu konudaki endişelerimizi Sayın
Scinvaetzer'e açıkladınV'dedi.
SHP Genei Başkanı Erdal İnö-
nü, Bonn'da Federal Almanya
Sosyal Demokrat Partisi (SPD)
temsilcileri ile temaslarını sürdü-
ruyor.
Önce SPD Genel Sekreteri An-
ke Fuchs ile görüşen İnönü, SHP
ile SPD arasındaki ilişkilerin ge-
liştirilmesi, Sosyalist Enternasyo-
nal çerçevesinde iki partinin işbir-
liği ve Türk-Alman ilişkileri konu-
ları üzerinde durdu.
Yaklaşık bir saat süren göruş-
mede, SHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Hikmet Çetin, SHP Mec-
lis Grup Başkanvekili Onur Kum-
baracıbaşı, Friedrich Ebert Vakfı
temsiicileri ve Türk asılh Avrupa
Parlamentosu Milletvekili Leyla
Onur hazır bulundu.
İnönü, SPD Meclis
Grubu'nda
Daha sonra SPD Meclis Grubu
toplantısında katılmak üzere Fe-
deral Almanya Meclis binasına ge-
len Erdal İnönü, burada SPD Ge-
nel Başkanı Hans-Jochen Vogel
tarafından karşıiandı.
'İnönü yakın dostum'
İnönü'yu, kendisinin iyi bir
dostu olarak SPD'li milletvekille-
rine takdim eden Vogel, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü'nün ziyareti bizim için bir
şereftir. Biz kendisine birçok gö-
riişmemiz sırasında Türkiye'deki
bazı gelişmelerden duyduğumuz
endişeyi dile getirdik.
Sayın İnönü'nün de bu konular-
da bizimle hemilkir olduğunu dü-
şünüyorum. Bu meseleler insan
haklan ve Türkiye'de demokrasi-
nin yerleşmesidir. A>nca azınlık
haklan da önemli bir meseledir."
SHP Genel Başkanı Erdal İnö-
nü ise, SPD Meclis Grubu'nda
yaptığı konuşmada özellikle Gü-
neydoğu sorunu üzerinde durdu.
SHP'nin amacının Türkiye'de de-
mökrasinin bütün kurallan ve ku-
rumları ile yerleşmesi olduğunu
söyleyen İnönü, şöyle devam etti:
" 1983 yılında partimiz bu amaç
ile ortava çıkmıştır. Biz Türkiye
1
de insan haklanna saygılı bir yö-
netimin oluşmasını istiyoruz.
Ölum cezasının kaldınlmasını, her
gönişün parti şeklinde orgütlene-
bilmesini istiyoruz. Kimsenin dil,
din, mezhep ve ırk farklılıklan ne-
deniyle ayn uygulamalara tabii
kalmamasını istiyoruz.'''
Sendikal özgürlüklerin garanti
altına alınması için mücadele ver-
diklerini belirten İnönü, şunlan
kaydetti:
"Güne>doğu"daki vatandaşlan-
mızın sıkıntıları var. Güneydoğu-
da bir silahlı örgüt Türkiye'yi bö-
lerek bagımsız bir Kürt devleti
oluşturmak istiyor. Ancak bura-
daki vatandaşlanmız bölücüJüğe
karşıdır. Biz Kiirt asıllı vatandaş-
lanmızın anadillerini serbestçe
kullanabilmelerini istiyoruz. Şar-
kılannı kendi dillerinde soy leyebil-
melidirler. Kultürel kimliklerini
öğrenmek için yurtdışına çıkmak
zorunda kalmamalıdırlar.
Biz Turkiye Cumhuriyeti'nin
parçalanmasını istemiyoruz.
Amacımız Turkiye Cumhuriyeti'-
nin biitünlügünü koruyarak insan
haklanna saygılı bir demokratik
rejimin yerleşmesini sağlamak. İlk
seçimlerden sonra iktidara gelerek
bu hedefi gerçekleştirecegiz."
Tarihsel bağlar
Turkiye ile Federal Almanya
arasındaki tarihi bağların önemi-
ni vurgulayan tnönü, "Türkiye'de
demokrasiyi yerleştirmek bizim
görevimizdir. Bizim sizden isteği-
miz, bize bu yolda destek olma-
nız. Türkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu ailesi arasındaki yerine kavuş-
ması için desteginizi bekliyoruz"
dedi.
Daha sonra söz alan SPD Ge-
nel Başkanı Hans Jochen VogeJ,
"SPD olarak size bu destegi vere-
ceğimizden şüpheniz olmasın"
şeklinde konuştu. Genel Sekreter
Yardımcısı Hikmet Çetin ve Mec-
lis Grup Başkanvekili Onur Kum-
baracıbaşı ile birlikte Bonn'da bu-
lunan İnönü yann temaslarını ta-
mamlayarak Türkiye'ye dönecek.
maçına verilen onemin onda birini
demokrasiye verelinı" diye sürdü-
ren Demirel, şöyle konuştu:
"Bugun hükümeti, Çankaya'-
yı gasp etmiş, arkasında halk ol-
mayan bir iktidar var. Bu adam-
lann 19S0'yi diline almaya hak-
lan yoktur. Bunlar hâkimiyeti
milliye gaspıdır. Darbe bunlan hi-
maye etmeseydi, bunlardan hiçbir
şey olmazdı. Turkiye ya darbeyi
seçecektir ya da demokrasiyi se-
çecektir. İkisi beraber yünımez.
Bizim iürazımız alelitlak darbeye-
dir. Halk 1950den 40 sene sonra
başına geleni yıkma bakkını kul-
lanacaktır."
3 hazirandaki yerel seçimlerde
karşılanndaki devlet olanaklanna
karşın ANAP'ı mağtup edecekle-
rini de bildiren Demirel, iktidara
hizmet eden devlet görevlilerini de
"Ayağınızı denk alın. Bunlann
zaten isi bitmistir" diye uyardı.
Miçotakis'ten
iyi niyet mesajı
Demirel
3ülkenin
elçîsiyle
gorüştu
ANKARA (AA) — DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel, Yuna-
nistan'ın Ankara Büyükelçisi Di-
milris Macris'in kendisine Yuna-
nistan Başbakanı Konstantin Mi-
çotakis'in iyi niyet mesajını getir-
diğini söyledi.
Demirel, dün TBMM'deki grup
odasında tspanya, Kanada ve Yu-
nanistan'ın Ankara'daki büyükel-
çilerini kabul ederek ayrı ayn gö-
riistü. Demirel, Yunanistan'ın An-
kara büyükelçisinin ziyaretinden
sonra gazetecilere kabulleriyle il-
gili açıklama yaptı.
DYP Genel Başkanı Demirel
açıklamasında, Yunanistan Baş-
bakanı Miçotakis'i 1965'li yıllar-
dan beri tanıdığını anlatarak, bü-
yükelçi ile Türk-Yunan ilişkilerinin
gelişmesi üzerinde konuştukları-
nı bildirdi. Miçotakis'ten gelen
mesajın iyi niyet mesajı olduğunu,
"dostane hisler" içerdiğini kayde-
den Demirel, mesajda Miçotakis-
in Türk-Yunan ilişkilerine verdiği
önemi belirttiğini söyledi. Demi-
rel mesajda Türk-Yunan ilişkileri-
nin iyi yönde gelişmesi isteğinin de
dile getirildiğini kaydetti.
Demirel, bir gazetecinin görüş-
me sırasında Batı Trakya sorunu-
nun ele alınıp alınmadığını sorma-
sı üzerine şunları söyledi:
"Şunu söyledim: Miçotakis'in
bir kaç gün önce verilmiş beyanat-
ları var. Buradaki durmun ıslah
edileceğini söylüyor. Bundan duy-
duğum memnuniyeti ifade ettim.
Batı Trakya konusunun iki ülke
arasındaki sorunu aşan insan hak-
lan sorunu olduğunu ve insan
haklan sorunu olmaktan çıkanl-
masının Türkiye'de memnuniyet
yaratacagını ifade ettim, aynca,
tabii ki Lozan Anlaşması şartla-
rının yerine getirilraesinin de
Türkiye'de büyük hoşnutluk mey-
dana getirecegini ifade ettim."
Kıbrıs
CUHEYT ABCAYUREK »azıyor
Madalyonun İki Yüzü
ANKARA — Dün Mecliste parti grup-
ları toplandı. Siyasetin nabzı yüksek atı-
yordu. Muhalefet, iktidara karçı haklı ge-
rekçelerle doluydu. Ya ANAP grubu? Biz
Meclisten ayrılırken Akbulut'un yapaca-
ğı ağır aksak konuşma bekleniyordu.
Sanki neler söyleyebileceğı biünmiyor-
du. Başbakan'ın sıralayacağı görüşleri bir
gün önce TÖ, önüne çıkan her fırsarta
söylüyor. Nurlu ve parlak ufukları TV'de
anlata anlata bitiremiyor. Muhalefete ça-
tıyor. Akbulut'a, TÖ'den esenleri bir gün
sonra kendi üslubu içinde grupta dile ge-
tirmekten başka yapacak iş kalmıyor.
Muhalefet, "fevkalade hızlı günler" ya-
şadığımızdan dem vuruyor. Doğru. Ne
var ki fevkalade hızlı ve yoğun günlerde
muhalefetimiz ne yapıyor? Günler gelip
gecerken, tribünde oturmuş, çene yarış-
tırarak seyirci kalıyor.
Demirel, 15 Mayıs 1990'da yayımlanan
gizli bir raporu ele alıyor. "Türkiye'nin,
Avrupa'da Arnavutluk'tan sonra on katı
sıkı rejime sahip" olduğunu irdeleyen sa-
tırlara değinıyor. Aynı raporda, "Türkiye'-
de Marcos stili bir diktatöriüğün meyda-
na gelmesinden korkulduğunu" vurgulu-
yor.
Çeşitlı ulkelerden anayasa mahkeme-
leri başkanları gelmiş, "Sizin rejiminiz
göstermelik" deyip gitmişler. ABD'nin
ünlü dergisi Newsweek, "Türkiye'nin olu-
şan yeni dünyada yerini aradığından"
söz etmiş. Bu kanılara, TÖ "hak verdi-
recek her türden uygulamayı. eylemi"
yapmaktan geri durmuyor.
Günün moda değerlendırmesi 14 Ma-
yıs 1950'de ulusal irade zafer kazanmış.
Demirel açıkça söylüyor, "1990'da ulu-
sal irade gaspedıldi" diyor. Yazmaktan
çekinenler olursa, "hükümetin ve Çan-
kaya'nın gasbedildiğini söylemekten do-
ğacak sorumluluğu" üstlendiğini bildiri-
yor.
Her iki gruptaki konuşma donüp dola-
şıp TRT'ye takılıyor. Şon üç gündür TV,
ailenin buyruğunda. Örnegin önceki ge-
ce tam 21 dakika TÖ ve Akbulut gösteri-
öneriyor. Yani direnmenin gereğini söy-
lüyor. Çare? Yanıtı kendi buluyor: "Hal-
kımız orada hangi hakla oturuyorsunuz
demedikçe çareyi nasıl bulalım" diyor
Çareye, bu yargıya karşı çıkan yok.
Ama Demirel halkın direnme gücünden
söz der, kola olayını örnek gösterirken bir
önemli noktayı unutmuş görünüyor. Ko-
la direnmesi bakkallardan başladı. Orga-
nize bir gücün önderliğinde gelişen dire-
nişe halkımız katıldı. Yeterli ya da değil,
Muhalefet tam iki üç aydır uyudu. Şimdi köye giden yolu keşfetmiş.
Zaten TRT "ailenin buyruğunda." Buna ek olarak Magic Box
tezgâhlanıyor. TÖ'nün benzetmesi neredeyse tutarlı hale gelecek.
"Bir yumruk, hafifçe sersemlerler. Ayılınca iş işten zaten geçmiştir"
diye muhalefeti tanımlamamış mıydı? Atı alan Üsküdar'ı çoktan
geçecek. Bizim muhalefet yediği yumruğun sersemliğinden
kurtulduğu sırada bir başkası patlayacak.
lıyor. Lıbya'da TV tek insanı gösterir, öyle
açılır öyle kapanır. Burada da öyle. De-
mirel ekranın "Çankaya beyi ile açılıp
Çankaya hanımı ile kapandığım" yineli-
yor
Muhalefetin buraya kadarki eleştihle-
rine hak vermemek olanaksız. Ne var ki
madalyonun bir de öteki yüzü var. Mu-
halefet ne yapıyor? Demirel sürüp giden
başkanlık sistemı uygulamalarına karşı
muhalefetin fazla direnemediği yolundaki
irdelemelere dolaylı yoldan yanıt veriyor.
Kola olayına sözü getiriyor. Yaratılan çar-
pık rejime "kola kadar önem vermemizi"
direniş sonuç aldı, fiyat indirimi sağlan-
dı.
Yaşadığımız rejim çarpıklığına halkın
karşı çıkması için halkı organize edecek,
demokratik direnişe geçırecek tek güç,
siyasal partiler. Şayet kola olayı direnı-
şin yararına bir örnekse, rejim sorununu
"halkla birlikte çözebilmek" için organi-
ze güç olan siyasal partılerin önderliği-
ne gereksınilmiyor mu? Halkımız, "ora-
da hangı hakla oturuyorsunuz" demedik-
çe çare bulunamayacağını söyleyen DYP
lideri, kola kadar demokrasiye önem ve-
rilmesinı istiyor. Fakat muhalefetin öncü
görevini, bakkallar kadar önderlik yapa-
madığını nedense görmezlikten geliyor.
SHP ve DYP gruplarında Magic Box
yayınlarına karşı dün birdenbire çok hid-
detli ve şiddetli eleştiriler yükseliyor. Mu-
halefet olaydaki tehlikeyı sonunda gör-
müş. Bu eleştirileri dinlerken Magic Box
konusunda da muhalefet acaba görevi-
ni yaptı mı diye insanın sorası geliyor. Ay-
larca önce Magic Box sahneye konulur-
ken bu yayınların günü geldığinde TÖ'-
nün buyruğunda propaganda aracına dö-
nüşeceğini sürekli yazmıştık. Çünkü Ma-
gic Box'ın içinde oğlumuz Ahmet Bey
vardı. Eski TRT Genel Müdürü Magic
Box'ın başına gecerken Köşk'te görüş-
meler yapmıştı.
Muhalefet tam iki, üç aydır uyudu. Şim-
di köye giden yolu keşfetmiş. Zaten TRT
"ailenin buyruğunda." Buna ek olarak
"özel" Magic Box tezgâhlanıyor. TÖ'nün
benzetmesi neredeyse tutarlı hale gele-
cek. "Bir yumruk, hafifçe sersemlerler,
ayılınca iş işten zaten geçmiştir" diye
muhalefeti tanımlamamış mıydı?
Köşk'ün çağrısına uyarak TÖ'yû meş-
rulaştırma becerisini gösteren muhalefet,
şimdi Magic Box tehlikesine karşı önlem-
ler arıyor. Atı alan Üsküdar'ı çoktan ge-
çecek. Bizim muhalefet yediği yumruğun
sersemliğinden kurtulacağı sırada bir
başkası patlayacak.
Halkımız, kola kadar demokratik rejim
konusunda da duyarlı olmalı, direniş gös-
termeli. Fakat önce yol gösterıci, önder
partiler görevlerini hakkıyla yapmalı.
Efendilerimiz nerede, biz nerede?
savunmaANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Avrupa Konseyi Türk Gru-
bu Başkanı ANAP'lı Mükerrem
Tasçıoğlu, Konsey'in son toplan-
tısında Kıbns Rum Kesimi Tem-
silcileri için çekince koymayı unu-.
tan arkadaşı ANAP Ankara Mil-
letvekiii Göksel Kalaycıoğlu'nu
TBMM'de savundu.
Tasçıoğlu, dün TBMM Genel
Kurulu'nda yaptığı gündera dışı
konuşmada, Kalaycıoğlu ile ilgili
gazete haberlerinin yanlış bilgilen-
meden kaynaklandığını savundu
ve olayı şöyle anlattı:
"Her yıl bu konu geldiginde
Kıbns Rum kesimi delegelerinin
Kıbns'ın tamaraım temsil edeme-
yeceği yolunda itiraz ederdik. Bu
defa bu konu biraz sıkıştınlarak
getirildi. Baitık ülkeleri temsilci-
lerinin de özel davetli olarak top-
landya kaülmalan Ue bu konu içi-
çe girdi. Açıkçası karambole ge-
tirildi, bizim vazifeli arkadaşımız
da bu hıza yefJşemedi, tabii üzül-
dü. Ama pire deve yapılmak is-
tendi."
Genel kurulda daha sonra söz
alan SHP Artvin Milletvekili Ay-
han Arifağaoğlu ise, çay uretici-
sinin durumunu gündeme getirdi.
Çay fiyatının maliyetin de altın-
da, 900 lira olarak belirlendiğini
anımsatan Ağaoğlu, bu paranın
50 lirasımn kesildiğini belirtti ve
"50 lirayı hangi yasa) a göre ke-
siyorsunuz?" diye sordu.
Arifağaoğlu'nun konuşmasını
yanıtlayan Maliye \e Gümrük Ba-
kanı Adnan Kaveci ise, Türkiye'-
nin zararına çay ihraç ettiğini ve
bu yıl yapacağı çay ihracatından
zararının 30 milyar lira olacağım
açıkladı.