08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 16 MAYIS 1990 P A R T I L E R D E N İzmir kıymete bindi seçimleri için siyasi partiler atağa kalktı. Başbakan Yıldınm Akbulut'un çıkarmasından sonra SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal Izmir'e geliyor. Yarıştan kopmak istemeyen DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de Baykal'ın peşi sıra Izmir'de olacak. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, 18 mayıs akşaraı Izmir'e gelecek ve 19 mayıs günü, 3 haziranda seçim yapılacak beldelerle Aydın'daki mitinge katılacak. Ecevit'in SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'dan sonra aynı yerlere giderek konuşma yapacak olması değışik yorumlara neden oldu. Baykal'ın birleşme çağrısını sert bir dille eleştiren Ecevit'in yapacağı konuşmalarda SHP ve Baykal'a çatması bekleniyor. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bu hafta sonunda temel atacak, tzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ni hizmete açacak. H o r z u m Komisyonud E otn k dI?rak kası 'm suçuyla yargılanarak mahkflm edilen Kemal Horzum'un bu suç dolayısıyla siyasi ve ekonomik bağlantılarını araştırmak Ozere oluşturulan TBMM Araştırraa Komisyonu, bugün yeniden toplanacak. Önceki toplantıda Emlak Bankası'nın eski Genel Müdürü Bülent Şemiler'in verdiği üç klasör belgenin tngilizce ve Fransızca'dan Türkçe'ye çevirisine başlandı. Yeminli çevirmenlerce yapılacak tercüme işlemi tamamlandıktan sonra komisyon, belgelerde adı geçen kişileri de çağırarak bilgisine başvuracak. (Ankara/ANKA) Parlamentoda grubu bulunan siyasi p a r l jje r jn grup başkanvekilleri TBMM'nin 12 haziran saJı günunden itibaren tatile girmesı konusunda aniaşmaya vardılar. • Atatürk Orman Çiftliği Ue ilgili olarak SHP Ankara Milletvekili Beser Baydar ve arkadaşlarınca verilen Meclis araştırraa önergesi, dün genel kurulda ANAP'lı milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. • Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, genel kurulda SHP Artvin Milletvekili Ayhan Arif Ağaoğlu'nun konuşmasını yanıtlarken, çay ihracatından bu yıl da 30 mılyar lira zarar edileceğini Söyledi. Kahveci, çay Ureticisinin ekonomik gücünü yükseltmek amacıyla Doğu Karadeniz'de küçük bahçelerde çay yerine kivi üretimi için proje gelistirdiklerini anlattı. Tuncer'in saglığı iyi • ANKARA (AA) — Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Hastanesi'nde böbrek nakli yapüan Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer'in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ulaştırma Bakanı Tuncer, odasında yürüyüşlere başladı. Bakan Tlıncer'in bir hafta kadar daha hastanede kalacağını bildiren yetkililer, "Aslında hastanede kalmasına gerek yok, ancak tedbir olarak biz bir süre daha hastanede bakım altında tutulmasım istiyoruz" dediler. Şemdinli'de çatışma: 2 ölti • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağiı Üzümkıran Köyü'ne girmek isteyen PKK militanlarıyla geçici köy konicuları arasında çıkan çatışmada, bir korucu ve bir köylü öldü. OlağanUstü Hal Bölge Valiliği yetkililerinden alınan bilgiye göre önceki gece 23.00 sıralarında Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Üzümkıran Köyü'ne girmek isteyen PKK militanlanna geçici köy konicuları karşı koymak isteyince çatışma çıktı. Çatışmada köy korucusu Anter Fırat ile köylülerden Abidin Fırat yaşamlarını yitirirken, militanlar gece karanlığından yararlanarak kaçtılar. PKK militanlarının yakalanabilmesi için güvenlik güçlerince başlatılan operasyonların sürdürüldüğü bildirildi. 1 Mayısçılara dava • İSTANBUL (AA) — ÎDGM savcılığı, Zeytinburnu'nda 1 Mayıs'ta meydana gelen olaylarla ilgili olarak 17 kişi hakkında dava açtı. İDGM Savcılığı, tstanbul'da 1 Mayıs'taki olaylarla ilgili olarak yürüttüğü soruşturmanın Zeytinburnu bölümünü tamamladı. Savcılık, izinsiz gösteri yaptıklan, polise mukavemet ettikleri ve pankart astıkları iddialanyla, 8'i tutuklu 17 sanık hakkında dava açtı, 5 kişi hakkında da takipsizlik kararı verdi. Yetkililer, Harbiye, Kasımpaşa, Kâğıthane, Güngören ve Tarlabaşı'ndaki olaylarla ilgili olarak 226 kişi hakkında açılan soruşturmanın da devaro ettiğini kaydettiler. Osman Sakalsız tutuklandı • İSTANBUL (AA) — Türkiye'ye önceki gün dönen TBKP Genel Sekreter Yardımcısı Osman Sakalsız, tutuklanarak Sağmalcılar Cezaevi'ne götürüldü. Sakalsız hakkmda 1981 yılında TİP davası nedeniyle Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından gıyabi tutuklama kararı verilmişti. Sakalsız'ın gıyabi tutuklaması, bugün çıkarıldığı Istanbul 1. Sülh Ceza Mahkemesi'nde vicahiye çevrildi. 21 Mayısçı Harbiyeliler gecesi • lstanbul Haber Servisi — 21 Mayısçı Harbiyeliler'in geleneksel gecesi, 20 mayısta Ataköy'deki Bakırköyspor Sosyal Tesisleri'nde yapılacak. Yemekli toplantıya 20-21 Mayıs 1963 tarihindeki harekât sırasında Kara Harp Okulu öğrencisi olanlar ve aileleri katılacaklar. 20-21 Mayıs olaylarından sonra okuldan ayrılan Harbiyelilerin arasmda bugün bilim adamlan, yüksek yargı üyeleri, politikacılar, işadamlan, öğretmenler, gazeteciler, spor adamlan ve ust düze> r yöneticiler bulunuyor. Erdoğan'ın gözaltma tepki • lstanbul Haber Servisi — Bir grup avukat tarafından dün yapılan açıklamada, 7.5.1990 günü gecesi evinden gözaltına alınıp ertesi gün Ankara'ya götürülen Avukat Fuat Erdoğan'ın serbest bırakılması istendi. Avukat Fuat Erdoğan'ın yasalara aykırı olarak gözaltında tutulduğu ve soruşturmasının zabıtaca sürüldüğü belirtilen açıklamada, Ankara DGM Savcılığı'na yapılan görüşme başvurusunun da yasa ve genelgelere aykırı olarak reddedildiği belirtildi. Olayla ilgili olarak Ankara DGM Savcılığı ve polisi hakkında suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi. Kola için korsan gösteri • tstanbul Haber Servisi — Çağlayan'da yaklaşık 40 kişilik bir grup, dün gece korsan gösteri yaptı. Şişli Çağlayan Kavşagı'nda saat 19.30 sıralarında kola meşrubatına yapılan zamları protesto etmek için yola benzin ve talaş döken ve trafiğin kısa bir süre aksamasına neden olan grup, daha sonra slogan attılar. Göstericiler yol kenarındaki parmaklıklara üzerinde Devrimci Güçler imzalı pankart asarak olay yerinden uzaklaştılar. Bu arada polis yetkilileri, olayla ilgili olarak çe\ r reden 7 kişinin gözaltına alındığını bildirdiler. Meslek ögretmenlerine zanı • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığı, çıraklık, örgün ve yaygm mesleki teknik eğitim kurumlarında görev yapan atelye ve meslek dersi öğretim elemanlannın ek ücretlerine zam yaptı. Bakanlığa bağlı Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme Fonu'ndan yapılan ödemelerin 6 ay olan periyodu da 4 aya indirildi. KlSA KISA • Ankara'da Turkiye thülalcı Komunıstler Bırliği adlı örgute mensup 9 kişiyle bölucu bir örgüt uyesi olduklan saptanan 19 kişi yakalandı. • CumhuriMtşkaıu Turgut özal, Avrupa RekJam A.ianslan Birliği yöneticiieri üe Demokratlar Kulübü heyetini Çankaya Köşkü'nde ayn ayn kabul etti. • 2000'e Doğru Dergisi'mn Diyarbakır muhabirlerinden Faysal Daglı ile Baki Karadeniz'ın dun öğleden sonra buroya gelen bir polis ekibi tarafından gözaltına alındığj bildirildi. • Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Bıiyükdağl) hakkında Van'da yaptığı bir konuşma nedeniyle Diyarbakır DGM'de 5 yıl hapis istemiyle davaaçıldı. Demirel: Bu radyo ve TVile ancak korsan radyo ve TVaracılığı ile başedilir Mııhalefet TRT'ye ytiklendiBaykal TRT yönetimi, hiçbir hukuk ve anayasa kaygısı taşımadan kendisini iktidarda bulunan ekibe teslim etti. Cumhurbaşkanının eşi, TV ile Türkiye'nin önemli şahsiyeti oldu. Kendilerinden beklenen rolü tam bir itaatkârlıkla yerine getirmeyi TRT yönetimi içine sindirebilmektedir. Bilmelidirler ki bu devir geçer. Bu uygulamaların hesabı sorulur. Demirel Libya TV'sinde bir kişi görünür, başka kimse görünmez. Bizde Çankaya ile açılıp vakıf ile kapanıyor televizyon. Bir halkın gururu ile bu kadar oynanmaz. Bu radyo ve TV ile ancak korsan radyo ye TV aracılığı ile baş edilir. Ya da bu Magic Box tutarsa bir uydu da biz bulup program basmaktan başka çare yoktur. Bir süredir bunu etüt ediyoruz. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — TBMM, SHP ve DYP grup toplantısında, TRT, sert bir dille eleştirildi. SHP Genel Başkanve- kili Deniz Baykal, TRT'nin son giinlerde iyice belirginleşen taraflı yayın yapuğını belirterek, "Bn- nun bir rejim ve anayasa krizi olduğunu" söyledi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de TRT'yi Libya TV'sine benzete- rek, "Bu radyo ve TV Ue ancak korsan radyo ve TV ile baş ede- bilir. Bir süredir bunu ciddi etüt ettirmekle meşgulüz" dedi. SHP TBMM grup toplantısın- da, Genel Başkan tnönii'nün yurtdışında bulunması nedeniyle Genel Başkanvekili Deniz Baykal konuştu. Baykal konuşmasında, "TRT yönetirainin hiçbir hukuk ve anayasa kaygısı taşımadan kendisini iktidarda bulunan eki- be teslim ettiğini" soyledi. "Cum- burbaşkanımn eşi, TV ile Türki- ye'nin onemli şahsiyeti oldu" di- yen Deniz Baykal, özel TV girişi- mini de eleştirerek, "Honharca kontrol edilen. vahşice kullanılan TV ile Turkiye'de demokratik se- çim olamayacagını" ifade etti.. Baykal, bu konuda şöyle dedi: "Günlük kayırmaların. küçük tertiplerin ötesinde TRT, göriinü- şü kurtarraa gereğini dahi duyma- dan, tam bir umursamazlık ve ka- muoyu saygısızlığı içinde, kendi- lerinden beklenen rolü, tam bir itaatkârlıkla yerine getirmeyi içi- ne sindirmektedir. Bu uygulama- nın içinde olan insanlar bilmeli- dirler ki bu devir geçer. Gün ge- lir, bu uygulamalann hesabı soru- lur. Bu yöneticilerden, bunun he- sabını mutlaka soracagız." Konuşmasında Magic Box'ı eleştiren Baykal, bu kurumun da anayasaya aykırı olarak etkinlik gösterdiğini, devlet yetkililerinin de bu işin içinde olduğunu öne sürdü. 'TV sinir bozuyor' DYP grubunda konuşan Genel Başkan Süleyman Demirel ise dört gündür TV'yi izleyenlerin si- nirinin bozulduğunu ve TV'nin Çankaya ile açılıp Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı ile kapandığı- nı söyledi. Demirel, "Libya Ce- mahiriyesi TV'sine dönüştü Tur- kiye TV'si. Zaten rejimin de pek fazla farkı yok" dedi. Milletin bezmeyeceğini ve iktidardan hın- cını alacağını ifade eden DYP Ge- nel Başkanı Demirel, daha sonra şunlan söyledi: "Libya Cemahiriye TV'sinde bir kişi görünür. Başka kimse gö- rünmez. Bizde Çankaya ile açılıp vakıf ile kapanıyor televizyon. Bir halkın gururn ile bu kadar oynan- maz. Bu radyo ve TV ile ancak korsan radyo ve TV aracılığı ile baş ediliyor. Ya da bu Magic Box tutarsa, bir uydu da biz bulup bir program basmaktan başka çare yoktur. Bir süredir bunu ciddi etüt ettirmekle meşgulüz. Silaha karşı silah, başka çare yok." Demirel, konuşmasında aynca Türkiye'deki rejimle ilgili bir İn- giliz'in hazırladığı rapordan bah- setti. Demirel, söz konusu rapor- da, "Turkiye Arnavutluk dışında Avrupa'nıa en katı rejimine sa- hiptir. Türkiye'de Marcos lipi bir diktatöriuk meydana gelmesinden endişe edilmektedir" dendiğini söyledi. Demirel'in GAP kursu- sünden açıkladığı bu raporun, es- ki BBC Turkiye uzmanı Andrew Mango tarafından derlenen ve İn- giltere istihbarat birimlerinin ra- porlarını içeren "Turkish Confi- dential" olduğu öğrenildi. Söz konusu raporun 200 pound karşılığında abonelere dağıtıldığı belirlendi. Avrupa ülkeleri Anayasa Mah- kemeleri Başkanlarının da Tur- kiye'den "Sizin rejiminiz göster- melik" diyerek ayrıldıklannı anımsatan ve bu haftaki News- week dergisinin kapağındaki çar- şaflı kadın görüntüsune dikkati çeken Demirel, "Bunlar Türkiye için övünülecek, sevinilecek şey- ler degil" diye konuştu. Turkiye'de bugun darbenin do- ğurduğu bir rejim olduğunu, va- tandaşın ANAP milletvekillerine "kimi (emsilen ve ne hakla Mec- lis'te oJuroyorsunuz?" diye ses- lendiğini anlatan Demirel, "Bu Coca Cola kadar, et kadar önem- lidir. Kola da et de buna baghdır" dedi. Sözlerini "Gelin şu futbol F.ALMANYA'DA BULUNAN İNÖNÜ'DEN ATTÜRKİYE İIİŞKİLERİ İÇİN UYARI Ulusal sorunlar baskı aracı olamazSPD'nin davetlisi olarak Bonn'da bulunan İnönü, Devlet Bakanı Schvvaetzer ile Türkiye'nin AT üyeliğini görüştü. İnönü, 'Görüşmemizde ulusal sorunlarımızın Türkiye-AT ilişkilerinde baskı aracı olarak kullanılmasını kabul etmeyeceğimizi söyledim' dedi. SHP ile SPD arasında Sosyalist Enternasyonal çerçevesinde iki partinin işbirliği ve Türk-Alman ilişkileri üzerinde görüşmeler yapan İnönü, SPD Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada Güneydoğu, insan hakları, sendikal özgürlükler, ölüm cezasının kaldırılması konularında görüşlerini anlattı. BONN (Cumhuriyet) — Fede- ral Alman Sosyal Demokrat Par- tisi'nin (SPD) davetlisi olarak Bonn'a gelen SHP Genel Başka- nı Erdal İnönü, dün Devlet Baka- nı Irmgard Adam-Schwaetzer ile Türkiye'nin AT üyeliğini görüştü. tnönü, "Göruşmede ulusal sonın- lanımzın Türkiye-AT ilişkilerinde baskı aracı olarak kullanılmasını kabul etmeyeceğimizi bu konuda- ki endişelerimizi Sayın Bakana söyledim" dedi. Devlet Bakanı Adam- Schwaetzer ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada 1963 Ankara Aniaşması'nın Türkiye'ye tam üyelik yolunu açmış olduğu- nu söyleyen İnönü, 1987 yılında tam üyelik başvurusu yapılması- na karşın üyelik müzakerelerinin ne zaman başlayacağının hâlâ or- tada olduğunu belirterek. "Buna anlayış gostermemiz beklenemez" dedi. SHP olarak Türkiye'de de- mokrasinin yerleşmesi için muca- dele verdiklerini kaydeden İnönü, "Ancak bunun gibi ulusal mese- lelerimizin Türkiye-AT ilişkileri ŞEREF VERDİ>ftZ — EAIman Sosyal Demokrat Partisi Meclis Gnı- karşıiandı. Vogel, konuşmasında 'Inönü'nün ziyareti bir şereftir. bu toplantısına katılmak için F.AIman\a meclis binasına gelen Er- Kendisiyle göruşmemizde Türkiye'deki bazı gelişraelerden duyduğu- dal tnönü, SPD Genel Başkanı Hans-Jochen Vogel tarafından muz endişeleri dile getirdik' dedi. (Fotoğraf: AP) çerçevesinde baskı aracı olarak kullanılmasını kabul edemeyiz. Bu konudaki endişelerimizi Sayın Scinvaetzer'e açıkladınV'dedi. SHP Genei Başkanı Erdal İnö- nü, Bonn'da Federal Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) temsilcileri ile temaslarını sürdü- ruyor. Önce SPD Genel Sekreteri An- ke Fuchs ile görüşen İnönü, SHP ile SPD arasındaki ilişkilerin ge- liştirilmesi, Sosyalist Enternasyo- nal çerçevesinde iki partinin işbir- liği ve Türk-Alman ilişkileri konu- ları üzerinde durdu. Yaklaşık bir saat süren göruş- mede, SHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Hikmet Çetin, SHP Mec- lis Grup Başkanvekili Onur Kum- baracıbaşı, Friedrich Ebert Vakfı temsiicileri ve Türk asılh Avrupa Parlamentosu Milletvekili Leyla Onur hazır bulundu. İnönü, SPD Meclis Grubu'nda Daha sonra SPD Meclis Grubu toplantısında katılmak üzere Fe- deral Almanya Meclis binasına ge- len Erdal İnönü, burada SPD Ge- nel Başkanı Hans-Jochen Vogel tarafından karşıiandı. 'İnönü yakın dostum' İnönü'yu, kendisinin iyi bir dostu olarak SPD'li milletvekille- rine takdim eden Vogel, sözlerini şöyle sürdürdü: "SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün ziyareti bizim için bir şereftir. Biz kendisine birçok gö- riişmemiz sırasında Türkiye'deki bazı gelişmelerden duyduğumuz endişeyi dile getirdik. Sayın İnönü'nün de bu konular- da bizimle hemilkir olduğunu dü- şünüyorum. Bu meseleler insan haklan ve Türkiye'de demokrasi- nin yerleşmesidir. A>nca azınlık haklan da önemli bir meseledir." SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü ise, SPD Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada özellikle Gü- neydoğu sorunu üzerinde durdu. SHP'nin amacının Türkiye'de de- mökrasinin bütün kurallan ve ku- rumları ile yerleşmesi olduğunu söyleyen İnönü, şöyle devam etti: " 1983 yılında partimiz bu amaç ile ortava çıkmıştır. Biz Türkiye 1 de insan haklanna saygılı bir yö- netimin oluşmasını istiyoruz. Ölum cezasının kaldınlmasını, her gönişün parti şeklinde orgütlene- bilmesini istiyoruz. Kimsenin dil, din, mezhep ve ırk farklılıklan ne- deniyle ayn uygulamalara tabii kalmamasını istiyoruz.''' Sendikal özgürlüklerin garanti altına alınması için mücadele ver- diklerini belirten İnönü, şunlan kaydetti: "Güne>doğu"daki vatandaşlan- mızın sıkıntıları var. Güneydoğu- da bir silahlı örgüt Türkiye'yi bö- lerek bagımsız bir Kürt devleti oluşturmak istiyor. Ancak bura- daki vatandaşlanmız bölücüJüğe karşıdır. Biz Kiirt asıllı vatandaş- lanmızın anadillerini serbestçe kullanabilmelerini istiyoruz. Şar- kılannı kendi dillerinde soy leyebil- melidirler. Kultürel kimliklerini öğrenmek için yurtdışına çıkmak zorunda kalmamalıdırlar. Biz Turkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasını istemiyoruz. Amacımız Turkiye Cumhuriyeti'- nin biitünlügünü koruyarak insan haklanna saygılı bir demokratik rejimin yerleşmesini sağlamak. İlk seçimlerden sonra iktidara gelerek bu hedefi gerçekleştirecegiz." Tarihsel bağlar Turkiye ile Federal Almanya arasındaki tarihi bağların önemi- ni vurgulayan tnönü, "Türkiye'de demokrasiyi yerleştirmek bizim görevimizdir. Bizim sizden isteği- miz, bize bu yolda destek olma- nız. Türkiye'nin Avrupa Toplulu- ğu ailesi arasındaki yerine kavuş- ması için desteginizi bekliyoruz" dedi. Daha sonra söz alan SPD Ge- nel Başkanı Hans Jochen VogeJ, "SPD olarak size bu destegi vere- ceğimizden şüpheniz olmasın" şeklinde konuştu. Genel Sekreter Yardımcısı Hikmet Çetin ve Mec- lis Grup Başkanvekili Onur Kum- baracıbaşı ile birlikte Bonn'da bu- lunan İnönü yann temaslarını ta- mamlayarak Türkiye'ye dönecek. maçına verilen onemin onda birini demokrasiye verelinı" diye sürdü- ren Demirel, şöyle konuştu: "Bugun hükümeti, Çankaya'- yı gasp etmiş, arkasında halk ol- mayan bir iktidar var. Bu adam- lann 19S0'yi diline almaya hak- lan yoktur. Bunlar hâkimiyeti milliye gaspıdır. Darbe bunlan hi- maye etmeseydi, bunlardan hiçbir şey olmazdı. Turkiye ya darbeyi seçecektir ya da demokrasiyi se- çecektir. İkisi beraber yünımez. Bizim iürazımız alelitlak darbeye- dir. Halk 1950den 40 sene sonra başına geleni yıkma bakkını kul- lanacaktır." 3 hazirandaki yerel seçimlerde karşılanndaki devlet olanaklanna karşın ANAP'ı mağtup edecekle- rini de bildiren Demirel, iktidara hizmet eden devlet görevlilerini de "Ayağınızı denk alın. Bunlann zaten isi bitmistir" diye uyardı. Miçotakis'ten iyi niyet mesajı Demirel 3ülkenin elçîsiyle gorüştu ANKARA (AA) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Yuna- nistan'ın Ankara Büyükelçisi Di- milris Macris'in kendisine Yuna- nistan Başbakanı Konstantin Mi- çotakis'in iyi niyet mesajını getir- diğini söyledi. Demirel, dün TBMM'deki grup odasında tspanya, Kanada ve Yu- nanistan'ın Ankara'daki büyükel- çilerini kabul ederek ayrı ayn gö- riistü. Demirel, Yunanistan'ın An- kara büyükelçisinin ziyaretinden sonra gazetecilere kabulleriyle il- gili açıklama yaptı. DYP Genel Başkanı Demirel açıklamasında, Yunanistan Baş- bakanı Miçotakis'i 1965'li yıllar- dan beri tanıdığını anlatarak, bü- yükelçi ile Türk-Yunan ilişkilerinin gelişmesi üzerinde konuştukları- nı bildirdi. Miçotakis'ten gelen mesajın iyi niyet mesajı olduğunu, "dostane hisler" içerdiğini kayde- den Demirel, mesajda Miçotakis- in Türk-Yunan ilişkilerine verdiği önemi belirttiğini söyledi. Demi- rel mesajda Türk-Yunan ilişkileri- nin iyi yönde gelişmesi isteğinin de dile getirildiğini kaydetti. Demirel, bir gazetecinin görüş- me sırasında Batı Trakya sorunu- nun ele alınıp alınmadığını sorma- sı üzerine şunları söyledi: "Şunu söyledim: Miçotakis'in bir kaç gün önce verilmiş beyanat- ları var. Buradaki durmun ıslah edileceğini söylüyor. Bundan duy- duğum memnuniyeti ifade ettim. Batı Trakya konusunun iki ülke arasındaki sorunu aşan insan hak- lan sorunu olduğunu ve insan haklan sorunu olmaktan çıkanl- masının Türkiye'de memnuniyet yaratacagını ifade ettim, aynca, tabii ki Lozan Anlaşması şartla- rının yerine getirilraesinin de Türkiye'de büyük hoşnutluk mey- dana getirecegini ifade ettim." Kıbrıs CUHEYT ABCAYUREK »azıyor Madalyonun İki Yüzü ANKARA — Dün Mecliste parti grup- ları toplandı. Siyasetin nabzı yüksek atı- yordu. Muhalefet, iktidara karçı haklı ge- rekçelerle doluydu. Ya ANAP grubu? Biz Meclisten ayrılırken Akbulut'un yapaca- ğı ağır aksak konuşma bekleniyordu. Sanki neler söyleyebileceğı biünmiyor- du. Başbakan'ın sıralayacağı görüşleri bir gün önce TÖ, önüne çıkan her fırsarta söylüyor. Nurlu ve parlak ufukları TV'de anlata anlata bitiremiyor. Muhalefete ça- tıyor. Akbulut'a, TÖ'den esenleri bir gün sonra kendi üslubu içinde grupta dile ge- tirmekten başka yapacak iş kalmıyor. Muhalefet, "fevkalade hızlı günler" ya- şadığımızdan dem vuruyor. Doğru. Ne var ki fevkalade hızlı ve yoğun günlerde muhalefetimiz ne yapıyor? Günler gelip gecerken, tribünde oturmuş, çene yarış- tırarak seyirci kalıyor. Demirel, 15 Mayıs 1990'da yayımlanan gizli bir raporu ele alıyor. "Türkiye'nin, Avrupa'da Arnavutluk'tan sonra on katı sıkı rejime sahip" olduğunu irdeleyen sa- tırlara değinıyor. Aynı raporda, "Türkiye'- de Marcos stili bir diktatöriüğün meyda- na gelmesinden korkulduğunu" vurgulu- yor. Çeşitlı ulkelerden anayasa mahkeme- leri başkanları gelmiş, "Sizin rejiminiz göstermelik" deyip gitmişler. ABD'nin ünlü dergisi Newsweek, "Türkiye'nin olu- şan yeni dünyada yerini aradığından" söz etmiş. Bu kanılara, TÖ "hak verdi- recek her türden uygulamayı. eylemi" yapmaktan geri durmuyor. Günün moda değerlendırmesi 14 Ma- yıs 1950'de ulusal irade zafer kazanmış. Demirel açıkça söylüyor, "1990'da ulu- sal irade gaspedıldi" diyor. Yazmaktan çekinenler olursa, "hükümetin ve Çan- kaya'nın gasbedildiğini söylemekten do- ğacak sorumluluğu" üstlendiğini bildiri- yor. Her iki gruptaki konuşma donüp dola- şıp TRT'ye takılıyor. Şon üç gündür TV, ailenin buyruğunda. Örnegin önceki ge- ce tam 21 dakika TÖ ve Akbulut gösteri- öneriyor. Yani direnmenin gereğini söy- lüyor. Çare? Yanıtı kendi buluyor: "Hal- kımız orada hangi hakla oturuyorsunuz demedikçe çareyi nasıl bulalım" diyor Çareye, bu yargıya karşı çıkan yok. Ama Demirel halkın direnme gücünden söz der, kola olayını örnek gösterirken bir önemli noktayı unutmuş görünüyor. Ko- la direnmesi bakkallardan başladı. Orga- nize bir gücün önderliğinde gelişen dire- nişe halkımız katıldı. Yeterli ya da değil, Muhalefet tam iki üç aydır uyudu. Şimdi köye giden yolu keşfetmiş. Zaten TRT "ailenin buyruğunda." Buna ek olarak Magic Box tezgâhlanıyor. TÖ'nün benzetmesi neredeyse tutarlı hale gelecek. "Bir yumruk, hafifçe sersemlerler. Ayılınca iş işten zaten geçmiştir" diye muhalefeti tanımlamamış mıydı? Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçecek. Bizim muhalefet yediği yumruğun sersemliğinden kurtulduğu sırada bir başkası patlayacak. lıyor. Lıbya'da TV tek insanı gösterir, öyle açılır öyle kapanır. Burada da öyle. De- mirel ekranın "Çankaya beyi ile açılıp Çankaya hanımı ile kapandığım" yineli- yor Muhalefetin buraya kadarki eleştihle- rine hak vermemek olanaksız. Ne var ki madalyonun bir de öteki yüzü var. Mu- halefet ne yapıyor? Demirel sürüp giden başkanlık sistemı uygulamalarına karşı muhalefetin fazla direnemediği yolundaki irdelemelere dolaylı yoldan yanıt veriyor. Kola olayına sözü getiriyor. Yaratılan çar- pık rejime "kola kadar önem vermemizi" direniş sonuç aldı, fiyat indirimi sağlan- dı. Yaşadığımız rejim çarpıklığına halkın karşı çıkması için halkı organize edecek, demokratik direnişe geçırecek tek güç, siyasal partiler. Şayet kola olayı direnı- şin yararına bir örnekse, rejim sorununu "halkla birlikte çözebilmek" için organi- ze güç olan siyasal partılerin önderliği- ne gereksınilmiyor mu? Halkımız, "ora- da hangı hakla oturuyorsunuz" demedik- çe çare bulunamayacağını söyleyen DYP lideri, kola kadar demokrasiye önem ve- rilmesinı istiyor. Fakat muhalefetin öncü görevini, bakkallar kadar önderlik yapa- madığını nedense görmezlikten geliyor. SHP ve DYP gruplarında Magic Box yayınlarına karşı dün birdenbire çok hid- detli ve şiddetli eleştiriler yükseliyor. Mu- halefet olaydaki tehlikeyı sonunda gör- müş. Bu eleştirileri dinlerken Magic Box konusunda da muhalefet acaba görevi- ni yaptı mı diye insanın sorası geliyor. Ay- larca önce Magic Box sahneye konulur- ken bu yayınların günü geldığinde TÖ'- nün buyruğunda propaganda aracına dö- nüşeceğini sürekli yazmıştık. Çünkü Ma- gic Box'ın içinde oğlumuz Ahmet Bey vardı. Eski TRT Genel Müdürü Magic Box'ın başına gecerken Köşk'te görüş- meler yapmıştı. Muhalefet tam iki, üç aydır uyudu. Şim- di köye giden yolu keşfetmiş. Zaten TRT "ailenin buyruğunda." Buna ek olarak "özel" Magic Box tezgâhlanıyor. TÖ'nün benzetmesi neredeyse tutarlı hale gele- cek. "Bir yumruk, hafifçe sersemlerler, ayılınca iş işten zaten geçmiştir" diye muhalefeti tanımlamamış mıydı? Köşk'ün çağrısına uyarak TÖ'yû meş- rulaştırma becerisini gösteren muhalefet, şimdi Magic Box tehlikesine karşı önlem- ler arıyor. Atı alan Üsküdar'ı çoktan ge- çecek. Bizim muhalefet yediği yumruğun sersemliğinden kurtulacağı sırada bir başkası patlayacak. Halkımız, kola kadar demokratik rejim konusunda da duyarlı olmalı, direniş gös- termeli. Fakat önce yol gösterıci, önder partiler görevlerini hakkıyla yapmalı. Efendilerimiz nerede, biz nerede? savunmaANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Avrupa Konseyi Türk Gru- bu Başkanı ANAP'lı Mükerrem Tasçıoğlu, Konsey'in son toplan- tısında Kıbns Rum Kesimi Tem- silcileri için çekince koymayı unu-. tan arkadaşı ANAP Ankara Mil- letvekiii Göksel Kalaycıoğlu'nu TBMM'de savundu. Tasçıoğlu, dün TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı gündera dışı konuşmada, Kalaycıoğlu ile ilgili gazete haberlerinin yanlış bilgilen- meden kaynaklandığını savundu ve olayı şöyle anlattı: "Her yıl bu konu geldiginde Kıbns Rum kesimi delegelerinin Kıbns'ın tamaraım temsil edeme- yeceği yolunda itiraz ederdik. Bu defa bu konu biraz sıkıştınlarak getirildi. Baitık ülkeleri temsilci- lerinin de özel davetli olarak top- landya kaülmalan Ue bu konu içi- çe girdi. Açıkçası karambole ge- tirildi, bizim vazifeli arkadaşımız da bu hıza yefJşemedi, tabii üzül- dü. Ama pire deve yapılmak is- tendi." Genel kurulda daha sonra söz alan SHP Artvin Milletvekili Ay- han Arifağaoğlu ise, çay uretici- sinin durumunu gündeme getirdi. Çay fiyatının maliyetin de altın- da, 900 lira olarak belirlendiğini anımsatan Ağaoğlu, bu paranın 50 lirasımn kesildiğini belirtti ve "50 lirayı hangi yasa) a göre ke- siyorsunuz?" diye sordu. Arifağaoğlu'nun konuşmasını yanıtlayan Maliye \e Gümrük Ba- kanı Adnan Kaveci ise, Türkiye'- nin zararına çay ihraç ettiğini ve bu yıl yapacağı çay ihracatından zararının 30 milyar lira olacağım açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle