22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGUN DUNYADA BUGUN Wleteorotojı Geneı Mûdurljğu i- den alınan btlgıye göre, yurdun ba- tı kesmlen parca* buluöu Güney ve Iç Ege ile Batı Akdenız yer yer sa- ğanak yağıslı otekı yerier az bulut- lugececek HAVA SICAKLIĞI Bıraz daha artacak RÛZGÂR Kıızey ve batı ycnlerden hafif ara sıra orta kuyvette esecek DENIZLERIMİZDE RÜZGÂR GûneyEgedegûnbats.ve d a olacak Van Gölû'nde hava-Parçalı bulutfu gececek Rûz- karayelden Akdemzde günbatısı ve g â r g ü n e y ^ bat, yönieröen hafii ara sıra orta kuvvette ese- SS&SföESi&Z cek^kû^kd.gal, olacak görOşuzakHgMOkm doiavın- atte 10-21 denız mılı tiızla esecek Demz mutedıl dalgaiı dalga yûteek- lığı 05-1 yer yer 1 5 m dolayın- .£>.m £%, ^ ^ -^- yaömunu ^.sısk /£»»«. Mana Acapazarı Adıyaman Afyon *6> Ankara Amakya Antatya Artvın Aydıi Balıkesr Bfcc* Bmgöi Bıtts Bolu Bursa A 28° 12° Dıyarbamr A 26° 12° EArne A 27° 12° Erzıncan Y 22° 6°Era/rum 6 17° O°Estaşetw B 24° 7°Gazanlep A 26°i5°Gıreswı V 28° 15° Gumushane B B 17° 10° Haaân V 27°'4° Isoana A 25° 7°lstanbul A 21° 9°lzmır B 18° 6°Kars B 18° 6° Kastamonu B Ç Çorum OenızJı E 23° 7°Kayse-ı A 26° 12° KırtJarelı A 24°13°Konya B 17° 4°Kûolrya Y 26° 11° Maötya 25° 11 Manısa 27° 14° k Maraş 20° 4°Mersın 15° -2° Muğia 24° 6°Muş 25° 10° Nıjde 17° 11" Ordu 17° 8°Fta 18° 7°Samsun 24° 9°Sıırt 24° 13° Sıoop • 28° 16° Sıvas 17° 2°TBtardaj 21 yirabzon 15° 6"*mcelı 26°12°Usak 22° 7°van 21» 4°tagat 20° 8°Zonsuldak A aç* B OuluOu G guoe»» K karlı S-sst V-yaOmuriu BULMACA SOLDAN SACA: 1/ Lehçe. 2/ Kazan- ma, iktisap... Yuze su- rulen pembe duzgun. 3/ Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma... İtal- ya'da bir yanardağ. 4/ Sivri taşların toprak zemine dikine çakıla- rak, uzerine beton do- kulmesiyle yapılan dolgu. 5/ Oylumlu... Sergen. 6/ Koyun sü- tünden yapılan içi küflü peynir... Bir so- ru sozü. 7/ Mangane- zin simgesi... Bir kirasenin kız karde- şinin ya da kadın akrabalarından birı- ni kocası. 8/ Arılann ayağında topla- nan sarı renkteki mum... Tuy, kıl. 9/ Yolcu evi... Tropikal Arnerika'da yasa- yan siyah tuylü kuş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı kapıkulu ocaklarına asker ve saraya hizmetli yetiştirilmek uzere Hıristiyan gençlerin toplanması usulü. 2/ Balıkesir ılindeki Kaz Dağı'nın mi- tolojik donemlerdeki adı... Ana motifin tekranndan oluşan canlı ve hareketli bestelere verilen ad. 3/ Sara hastalıfına verilen bir başka ad... Köpek. 4/ Yılhk... Adana'nın bir ilçesi. 5/ Lityum elementi- nin simgesi... Molekulü uç oksijen atomundan oluşan gaz halinde yalın cisim. 6/ üzun ve yorucu çalışma... Eskiden Roma kentine verilen ad. 7/ Halk müziğine ozgu telli bir çaigı... Işın. 8/ Bir şeye yalnız bir noktada değen, fakat onu kesmeyen çizgi, eğri ya da yü- zey. 9/ Bir nota... Buyuye, olağanustu guçlere. perilere dayanan ti- yatro piyesi. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Vapur seferleri 14 MAYIS 1930 Seyrisefain idaresince önümuzdeki haziranda lirnanunız ile Iskenderiye arasmda muntazam vapur seferleri yapılması takarrür etmıştir. Bu hat doğrudan doğruya "tstanbul - lzrnir - tskenderiye" hattı olarak açılacak ve her hafta posta yapılacaktır. tdarece Istanbul ile Mısır arasında en kısa olarak bu hat muvafık gorulmüştür. Seyrisefain işletme müdüru Bürhanettin B. yeni hat hakkında tetkikatta bulunmak uzere Iskenderiye'ye gitmiştir. Bürhanettin B. Iskenderiye'den Kahire'ye de gidecektir. Seyrisefain idaresince bu hatta ait hazırlıklar hazirana kadar ikmal edilecek ve tskenderiye'de bir umumi Mısır acantası teşkil edilecektir. tstanbul - Izmir - Iskenderiye hattına idarenin Gülcemal ve Karadeniz sistemindeki vapurlan tahsis edilecektir. • METtKtT U>m» fURİMSIi Bu hatta evvelce Hıdiviye vapurlan posta yapmakta iken ahiren bu seferleri tatil etmişlerdir. Limanımız ile Iskenderiye arasmda nakliyat şimdilik bazı ecnebi vapurlan tarafından yapılmaktadır. Yeni hattın Seyrisefain idaresine oldukça hasılat temin edeceği tahmin edilmektedir. Iskenderiye postalannın İskenderiye'de iki gün kalacağı yazılmış ise de bu hususta henuz bir karar verilmerniştir. Vapurlann hareketleri Bürhanettin Beyin yapacaği tetkikata göre tesbit edilecektir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Adnan Menderes 14 MAYIS 1960 Başbakan Adnan Menderes bugün saat 16 da Ordu vapuru ile Izmir'e hareket edecektir. Başbakanın, D.P. nin 10 uncu iktidara geliş yıldönumünde yapacağı bu geziye buyük önem verilrnektedir. Izmir'de bir konuşma yapması beklenen Menderes'e bu gezisinde Başbakan Yardımcısı Medeni Berk, İçişleri Bakanı Namık Gedik, bazı DP. milletvekilleri, D.P. İl İdare Kurulu uyeleri de refakat edeceklerdir. Bu gezi dolayısiyle özel bir sefer yapmakta olan Ordu vapurunda 200 kişilik yer aynlmıştır. Dün geceki tebliğ Örfi İdare Kumandanlığının 29 numaralı tebliği: 1— Tedrisatmı bitirmek uzere olan ilkokulların, a) İdare Heyetlerince tertip edilecek müsamerelerine, b) Ve buna öğrenci velilerinin iştiraklerine, c) Bu okullaıda diploma tevzi merasimlerine 2— Sandal Bedesteninde müzayede suretiyle yapılmakta olan satışlara, jzin verilmiştir. Fahri Özdilek Orgeneral İstanbul Örfı İdare Kumandanı En pahalı futbolcu Türkiye ile haziran ayı içinde Ankarada yapacaklan milli karşılaşma için ve Avrupada yapacaklan turne için İskoç milli takımı çalışmalannı hızlandırmıştır. Bu arada milli takımda Türk seyircileri Ingilterenin en pahalı oyuncusu Denis Law'ı da görmek imkârunı bulabileceklerdir. Bilindiği gibi Law anrıe ve babasının da hayret ettiği milyonlaıa yaklaşan bir transfer ile kulup değiştirmiş, Manchesterli olmuştu. 1.7S boyunda hârika klâsı olan bu sanşın genci Türk seyircilerinin seveceği tahmin edilmektedir. Şimdi Law'a sert ^utlarından dolayı Ingılterede "koca tabancalı Kowboy" diyorlar. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Çin'de açlık grevi 14 MAYIS 1989 Çin-Sovyet ilişkilerınde 30 yıllık gerginlik ve çatışmadan sonra iki ülke arasmda ilk kez gerçekleşecek olan doruk toplantısı öncesinde, bir süreden beri daha fazla özgürlük için gösteri duzenleyen öğrenciler açlık grevi başlattılar. AP'nin haberine göre dün başkent Pekin'deki ünlu Tienanmen Meydanı'nda toplanan binlerce öğrenci "Özgurluk için açlık grevi" yazılı pankartlarla bir gösteri daha düzenledi. Öğrencilerden bazılannın, isteklerinin kabulu yonünde yönetımle "samimi ve eşit" goruşmeler igerçekleşene kadar açlık grevini surdürecekleri bildirildi. Ö|renciler, hükümet göruşme talebini kabul edene kadar Tienanmen Meydanı'nda kalacaklannı açıkladılar. Lerangrad Londra Madrd Mılzn Monlreai Moskova Vlurah Seo Voık Ose Parıs Prag Rıyad Roma Sofya Şam %!Avıv üınus T4RTISMA ALEVILER Alevı Külturunu Gimumuze Dede'ler Oet irdî 196O'lı yıllardan sonra sosyalist düşüncenin Alevi gençler arasında yay- gınlaşmasıyla Alevi dedelerin toplumu sömürdüğü, geriye götürdüğü ve birer asalak olduklan yanlışı, gerçekmiş gibi ortaya atılmıştır. Alevilerin caima ve söyleme geleneğinin, Türklerin Müslüman olmadan evvelki dini olan kam dinındeki bir şaman geleneği oldu- ğu bilinmektedir. Aleviler, duygu ve duşun- celerini yazıh metinlerden ziyade saz ve soz şairlerinin aracılığıyla dilden dile, kulaktan kulağa aktarmayı yeğlemişlerdir. Birinci ola- sılık, Selçuklu ve Osmanlı baskısı sonucunda düşüncenin yazılı metne aktarılmasının bel- gesel nitelik taşıyacağından doğru bulunma- mış olması, ikinci bir olasılık da Alevilik ko- nar göçer Turkmenleri arasında daha çok yay- gırdaştığı için kalem ehli şairlerin az oluşu ola- bilir. Düşüncenin kurumlaşmasıyla Cem ayin- lerinde soylenen deyişlerin unutulmaması için gunumuze değin gelen Cönkler bulunmuştur. Alevi şaırlennın şiirleri konu olarak ınsan sev- gisi, insanın var oluşu, insan ilişkileri ve tari- kat erkânı uzerine kurulmuştur. Tabii ki in- san sevgisi derken kadın erkek ilişkisini insan sevgisinden soyutlamamış, sevgi ve aşk tema- larına da geniş yer verilmiştir. Örneğin Pir Sultan Abdal, buyuk bir mucadele şairi oldu- ğu halde yaşamın gerçeklerine uygun aşk te- masını da işlemiştir: "Beni gönıp yıizıin öte dönderme Yine benim gunlum sendedir sende Yıkıp hilâl kaşını >ere indirme Hata sende değil bendedir bende." İnsan sevgisi Alevi düşüncesinin temel il- kesi haline gelmiştir. Her şeyin insanda olduğu vurgulanmıştır. Bazı kaynakların Hacı Bek- taş'a ait olduğunu söylediği, bazılannın da Kaygusuz Abdal'a malettiği şu dörtlukte bu duşünce en guzel şekliyle ifade edılmiştir: "Hararet nardadır sacda değildir Keramet başta sacda değildir Her ne ararsan kendinde ara Mekke'de Kudüs'le Hac'da değildir." İnsanın var oluşunu anlatan \e insanı Tan- n'dan ayn görmeyen Hallacı Mansur'un "En- el Hak" (Ben Allah'ım) duşuncesi Alevılikte temel ilke haline gelmıştir. Burada HacfBek- taş Çelebısi Hamdulillah Efendi'nin Şır'i mah- lasıyla yazdığı şiirini sunmadan geçeme- yeceğim: "Bu fena mulküne çok gelip gittim Yağraur olup vağdim, ol olup bitliro Unıra diyarını ben irsad ettim Horasan'dan gelen Bektaş idim ben • • • Hamdulillah şimdi Şir'i dediler Geldim giltim zalım hiç bilmediler Bu sırrı müphemi anlaraadılar Her gelen mahluka kardaş idim ben Canlıya cansıza kardaş idim ben." Sanınm ki doğanın diyalektiğini bu kadar güzel anlatan bir düşunce, çağın toplumbilim- cılerine bile ışık tutmuştur. Peki buraya ka- dar çok güzel. Acaba bu kültur gunumuze de- ğin nasıl gelmiştir? Kim getirmiştir? Alevi in- sanları ilericiliğini, demokratlığını kime borçludur? 196O'lı yıllardan sonra sosyalist düşüncenin Alevi gençleT arasında yaygınlaşmasıyla Ale- vi dedelerinin toplumu somurduğu, geriye gö- turduğu ve birer asalak olduklan yanlışı, ger- çekmiş gibi ortaya atılmıştır. Şapkamızı önü- muze koyarsak ve gerçekleri daha objektif bir biçımde incelersek Ale\i külturunun gunumu- ze kadar gelmesini "bir lokma, bir hırka" du- şuncesiyle elinde sazı, ya>a olarak kar-kış de- meden, koy köy gezen, taüplerini irşad eden <\levı dedelerine borçlu olduğumuzu görürüz. Gerçek şu kı bir Alevi dedesi A>in-ı Cem'de akşamın >edısinden sabahın beşıne kadar ça- lar soyler, kuskunleri barıştırır, gerek dinsel gore\ını gerekse kulturel gorevini yerine ge- tirir. Bunun karşılığında da ya yanm teneke buğday veya yarım teneke un verilir. Yine de gozumuz dedeye verdiğimiz yarım teneke buğ- dayda kalır. Dedeler bizi sömurdü deriz. Bı- rakınız dinsel gorevini, uzun bir kış gecesin- de en az altı yedi saat bizi dinlendırmiş, mü- zik ziyafeti vermiştir. Ote yandan bakıyoruz, sahneye çıkıp 15 dakıka ne olduğu belirsiz mü- zikler yaparak milyonlarca lira kazanan sa- natçılara bir şey denmiyor. Sonuçta şunu söy- leyebilirim ki ilericilik, devrimcilik, Alevile- rin genlerinde, kromozomlarında değil, kul- turlerindedir. Bu külturu de günümüze değin getiren dedelerdir. Alevi toplumu her yonden kendilerine borçlu ve minnettardır. Bu nedenle bu kulturu devam ettirmek, nefesleri, duaz- ları çalmak söylemek, kultünımüzün asimile olmasını onlemek, çağın sanatçılarının ve dü- şünce adamlannın gorevi olması gerekir. Iş- te bu külturden dolayıdır ki Aleviler Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklığin, ve Ataturk ilkele- rınin sigortasıdır. Bir başka değinmek istediğim nokta da Ehli Beyt sevgisidir. tlericilik, devrimcilik, hoşgörü ve ınsan sevgisi gibi kavramlar Aleviliğin te- mel öğesidir. Bu niteliklerin birini kum, biri- ni kireç, birini tuğla, birini demir kabul eder- sek burada yapıştıncı bir malzeme olması ge- rekir. Bu da çimentodur. Işte yukarıda say- dığım nitelikleri bir araya bağlayan ve günü- muze kadar getiren yapıştıncı madde de Ehli Beyt sevgisidir. Alevilerin Ayin-i Cem'lenn- de vazgeçemediği duazların çalınmasındaki ana neden budur. Yavuz Top / İstanbul EUne-diline-beline sahipolmak Aleviliğin temel esaslannda*n biri olan "FJi- ne, diline, beline sahip olmak" duşuncesi in- sanca yaşamanın felsefesıdir. Tüm ınsanlığın esaslarından biridir ve bir yaşam felsefesıdir. Tarih, kultur, hukuk, sanat, ekonomi vb kı- sacası yaşamımızın bırçok alanı bu duşunce uzerine kurulmuştur. "Eline, diline, beline sahip olmak" duşun- cesi her insanın kendı ozunu görmesinı, tanı- masını, eleştirmesini, kendisinı teraziye koyup tartmasını sağl.ar. Bu üç öğenin merkezi olan beyin de insanlık tarihini belirlemiştir. Bir kapıyı açıyorsunuz, karşımza işkence- ciler, kumarbazlar, somürücüler, savaş yan- lıları, diktatörler, yalancılar, ruşvetçiler, sah- tekârlar, gericiler, kaçakçılar, katıller, cinsel sapıklar, benciller, çıkarcüar, dayakçılar, do- ğayı katledenler, insanhğı açlığa, yoksulluğa, intiharlara, olüme terk ettirenler, baskıcılar, sadistler, alkolikler, ırkçılar kısacası eline, di- line ve beline bunlara bağlı olarak beynine sa- hip olamayan kokuşmuş, yozlaşmış, çürü- müş, aşağılık gorüntüler gözlemleyebiliyorsu- nuz. Yaşamın bütün olumsuzluklarını belir- leyen beynin ürettiği hastalıklı düşünceler ve bu duşünceleri eyleme geçiren el, dil ve bel. İkinci kapıyı açıyorsunuz, karşısına değerli sanat eserlerini üreten, sevginin, saygının, ST- caklığın, dürüstlüğun, ilencıliğin olumluluk- larını taşıyan, somürusuz, barıştan, doğanın korunmasından. insanın insanca yaşamasin- dan yana olan, özgurlukten yana olan, sağ- lıklı cinsel yaşamdan yana olan, insana değer veren yani kısacası eline, diline, beline sahip olan bilimsel düşünceler üreten beyne sahip olan aydınlığın, mutluluğun, huzurun gorun- tulerini gözlemleyebilıyorsunuz. Yaşamın bü- tun olumluluklannı belirleyen beynin üretti- ği sağlıklı düşünceler ve bu düşunceleri eyle- me geçiren el, dil ve bel. Goruluyor ki bir insan eline, diline ve beli- ne sahip olduğu zaman bıreysel, toplumsal ya- şam değişecektir. Eli, dili, beli yoneten beyin sağlıklı, bilimsel, insanca yaşamdan yana ça- lıştığı andan itibaren tum olumsuzlukların so- nu gelecektir. İletişim aracı olan el ve dil in- sanların bir araya gelmesini, örgutlenmesıni sağlayacaktır. insanın, doğanın özgürce ge- lişeceği bir yaşam oluşacaktır. Aleviliğin, Bektaşiliğin temel esaslan olan, yaşam felsefesinin köklerini oluşturan "eH- ne, diline ve beline sahip olmak" duşuncesi önemle uzerinde durulması gereken bir konu- dur. Elinı, dilini ve belini insanlığın geleceğine yönelik olumlu kullananları, kullanmayı sür- durenleri, kullanacakları saygıyla, sevgiylese- lamlıyoruz. Hasan İyi DÜZELTME ~ • Yavuz Top söyleşisinde "Ebumuslim Horasani adlı Turk komutan" cumlesi "Ebusuud Horasani adlı bir korsan" olarak "Baba tlyas Horasani'nin iki mıiridi" de "iki oglu" olarak yayımlanmıştır, düzeltir özür dileriz. POLITIKA VE OTESI MEHMEDLKMAL Neler Gelmiş... Adına rastladığım yıllarda Refik Halıt, Ulunay (Ref'i Cevat), Hü- seyın Cahıt Yalçın gıbı Atatürk muhalıfı yazarlardan sayılırdı Ne yapmıştı da 150'lıkler lıslesıne gırmıştı, bılmezdım. Zaten Ata- türk'ün sağlık yillarında ağza alınan yazarlardan değildı. Mem- leket Hikâyeleri. elıme, çıktığı yıllarda değil çok sonra geçmışti Yakup Kadrı'nın anılarında adı geçerdı. Fecr-ı Âti doneminın ba- şında varmış, sonra ayrılmış. Memleket Hıkâyelerı'nde Anado- lu'ya açıhr gazete yazılarında ise Anadolu hareketıne karşı çı- kar Bir ımparatorluk batarken herkes uzağı goremez kı! . Yıllar sonra bir yazısında kendını anlatırken, "Ben hayatta her şeye muhalifinn" der. "Ama benım bu davranış biçimim her za- man yanlış anlaşılmıştır. Ben Atatürk'e hıçbır zaman karşı olma- dım. Daha doğrusu her ıkımiz de bırbirımızı yanlış anladık. Ben Ittihat ve Terakkı Fırkası'na muhaliftim Atatürk'e muhalefetım ora- dan gelır Ittihat ve Terakkı'yle beraber çalıştığı ıçın uzak kaldım O da bir sure sonra onlardan uzaklaşınca, onun yanına geldim. Bir ımparatorluğu mahvetmiş bir partının yanında olamazdım. Sonradan anladım ki o da onları temızlemeye karar vermış." Atatürk bir sure Ittıhatçtlarla bırlikte olmuş, sonra aynlmıştır. Ama bunlar yıllar ötesinde kalır Refik Halıt'ın Anadolu hareketi aleyhınde yazılar yazması Ittihatçılığından çok sonradır Yazı ha- yatına bakarsak donemler şöyle sıralanır: ikinci Meşrutiyet'ten sonra gazetecılığe başlamış, Tercüman- ı Hakıkat'te yazmıştır. Kalem. Cem gıbı dergılerde Kırpı takma adıyla görunmuştur. Çok genc yaşta sıyasete gırmıştır Hurrıyel ve Itılaf Fırkası'na üye olmuş, Beyoğlu kâtiplığı etmıştir İttıhat- çılar iktidara geçtiğinde de sürgüne gönderilmıştır. Sınop, Ço- rum, Ankara, Bılecık ıllerinde beş yıla yakın surgün kalmıştır. Şımdiki hükümetin surgün kararnamest vardır ya, bunu ılk ta- dan yazarlardan bırı Refik Halıt'tir. Ustat, Ankara surgunu ıken kentı hıç beğenmez Buyuk bir yangın olmuş, ıçeçek su bulunmaz, yaşamak zorlaşmış. Her yanda tıfo ve grıp salgını varmış Ustat. tutmuş İçişleri Bakanı Talat Paşa'ya surgünün Bılecık'e aktarılmast ıçın bir telgraf çek- mış Valı Reşıt Bey'mış. Istese telgrafı çektırmezmış Valılerın bı- zım şımdı eyalet valılerı gıbı geniş yetkilerı varmış. Izın çıkmış. Reşıt Bey şoyle dıyesı ımış: "Sızı Bılecık'e değil dosdoğru Istanbul'a yollamak isterdım." Trenler odunla tşledığinden Ankara'dan Bılecık'e bır buçuk gün- de gelebilmış Ittıhatçılar devrıldıkten sonra partısı onu Posta Telgraf Genel Müdürü yapmış Bir yandan memurluk, bir yandan yazarlık eder- mış Işte bu sırada Anadolu hareketi ve Atatürk aleyhine yazmış. Partisi yenik düşünce de yurtdışına kaçmış. Ankara hukumeti de onu 150'liklerın arasına katmış. Ben ustadın çok sonra Tanın gazetesınde anılannı okudum. Siyasetın cılvesı, Hüseyin Cahıt, Tanin'de bu kez Halk Partısı'ni savunuyor, Refik Halit de gazete tıraj alsın dıye anılannı orada yazıyordu. Hüseyin Cahıt de keskin bir Halk Partisi duşmanı ıdi. Nedense 1946 demokrasısine geçerken Huseyın Cahıt önce Ta- nin'de, sonra Ulus gazetesınde CHP'yı savunmuştur. Tanin'de yazdığı bir yazı ile gençlerı kışkırtmış, sonucu Tan basımevı ve başka yayın organlarının yönetım yerlerı yağma edilmıştir Bu da demokrasimizin garip cılvelerınden bırıdır. İsmet Paşa'nın, "Biz Hüseyin Cahıt Bey'e çok çekdırdık" de- dıği ve korumasına aldığı söylenır kı doğrudur. Refik Hajit'in ilk okuduğum kıtabı Mınelbab llelmihrap'tır. Son- ra bu 'Bir Ömur Boyunca' dıye çıkmıştır Bu kıtap kronolojık bır sıra ızlemeyen siyaset anılarıdır. Rastgele yazılmıştır. Ama bır dö- nemın ıçyüzünü anlatır (İletişim yayınları). Neler gelmiş, neler geçmiş, ne ıncir çekirdeğıni doldurmayan olaylar buyutulmuş, marifet sayılmıştır. CAL1SANLARIN /L..Tadı ve görünümü için harcanan emeklere yazık olmuş... Çünkü bu yemekte ağır bir yağ kokusu var. 0 Y S A . . . SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Asgari Ücretten Maaş Bağlandı" SORL: 1964 yılında sigortah olarak ise basladım. 1980 yılına kadar hep tavandan prim ödeyerek 5.000 is gunıinu doldu- rup kendi istegimle işten aynldım. 1981 yılında eski işyerim beni geçici olarak işe aldı. Ani bir rahatsızhk sonucu ancak 3 gun çalışabildim ve 3 ay su- ren bir ledavi sonunda yeniden tşime dondum ve 3 aj ca- hştıktan sonra 1984 yılında emekliligimi isledim. Bana asgari ücretten emekli aylığı bağlanacagını soylediklerinde şok ge- cirdim. Çıinku başlangıçtan beri primlerim hep tavandan odenmişli. Ancak son calıştıgım 3 aj 3 gün eklenertk 5 )i- lın ortalaması bulundu. Yaşımın dı 38 olması buna ekle- nince asgari ücretten maaş baglandı.a 1988 yılında yeniden emekli olarak işe basladım. Halen çauşıyorum. Sormak istediğim: 1) Şu anda emekliligimi durdurabilir raiyim? 2) DurdurabUirsem, benden aldıgım aylıklan geri isler- lermi? 3) Emekli olarak çalışlıgım hazi- ran 1988den bugune kadar tum iş- '*î çi ve işvertn hisselerini odersem ve - -'•-5 )Tİ sonra rmeldiligimi istersem, bu- gun akJıgım 299 bin 950 lira eraekli % aylıgı ile arasında ne fark olnr? N.C. . Y\NIT: 1) Sosyal Sigortalar Kuru- . mu'ndan yaşlılık (emekli) aylığı al- "•i makta olarüar, dılediklerinde emekli aylıklan kesilmeksizin Sosyal Gu- ; venlik Destek Primi ödemek koşu- % luyla çalışabilmektedir. Yaşlılık aylığı almakta olan sigortalılar için bir ikinci seeenek de aylıklarını kestire- rek çalışmalandır. Her iki secenek de aylık alan sigortalıların isteğine bırakılmıştır. Emekli aylığınızı kestirerek çalıs- manızda yasal engel yoktur. 2) Aylığınızı kestirerek çalışmanız dururnunda, size ödenen aylıklann geri istenmesi de söz konusu de- ğildir. 3) Emekli aylığı almakta ıken Sos- yal Güvenlik Destek Primi ödeyerek geçen çahşma surelen, sigonahhk süresinden sayılmadığı gibi, bu sü- relere ilişkin malullûk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi sıgortalı ve iş- veren hisselerini ödeyerek borçlan- mak da olanaksızdır. Ancak, yazılı isteğiniz uzerine, aylığınızın kesildiğı tarihten ileriye dönük çalışmalarıruz ikinci kez yaşlılık aylığı bağlandığın- da göz önüne alınır. Bugün için 433 bin 500 lira (1.700 üst gösterge tablosunun ait göster- gesi x 255 katsayı = 433.500 TL.) ile 1 milyon 632 bin (6.400 ust gös- terge tablosunun ust göstergesi + 255 katyası = 1.632.000 TL.) lira brüt ucret alanlar ust gösterge tab- losundan prim ödemektedir. 5 yıl sonra 1995'te ust gösterge tablosundan bağlanacak yaşlılık ay- lıklan 9 Temmuz 1987 ile 31 Alarık 1994 tarihlen arasında, 7 yıl 5 ay 22 gunluk malullûk, yaşlılık ve olum sı- gortaları primi ödenmiş sürelerin or- talamasına göre hesaplanacaktır. Bunu da bugünden saplamak ola- naksızdır. Almakta olduğunuz 299 bin 950 lira yaşlılık aylığı, bugun SSK'ca ödenen en duşuk emekli ay- lığıdır. 5 yıl sonra sıze bağlanacak yaşlılık ayhğının bugünkü aylığını- zın ustünde olacağından kuşkunuz olmasın. (90r4/87) î/ İNSAN SICAĞI Erdal Atabek 4. bası 5000 lira (KDV içinde)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle