06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 14MAYIS 1990 ^ : 2000'e kadar su için yeni bir savaş çıkabilir Ortadoğu'da su savaşı mı?İngiltere'de yayımlanan Independent on Sunday gazetesi Türkiye-Suriye-Irak, İsrail-Suriye-Ürdün-Lübnan ve Etiyopya- Mısır-Sudan arasmda karmaşık bir su sorunu olduğunu belirtti. LONDRA (Cumhuriyet) — Ortadoğu'- da su kaynaklanıun kullanımı nedeniyle ye- ni bir savaşın, yüzyıl bitmeden çıkabilece- ği iddia edildi. Independent on Sunday ga- zetesinde yayımlanan makalede, Türkiye- Suriye-Irak, Îsrail-Suriye-Ürdün-Lübnan ve Etiyopya-Mısır-Sudan arasında karmaşık bir su sorunu olduğu kaydedildi. Ürdün Kralı Hüseyin'ın, "Hiçbir konu İsrail'le tekrar savaşa girmeye bizi zorlayamaz... Su hariç" dediği aktarıldı. Suriye Devlet Baş- kanı Hafız Esad'ın, Suriyelnin Kuzey Lüb- nan'dan çekilmesi durumunda önemli nehri Orontes'in Lübnan kuvvetleri ya da "larafsız" kuvvetlerce korunması amacıyla Lübnan'la "gizli" bir anlaşma yaptığı öne sürüldü. Su kaynaklarının kullanımına ilişkin so- runların sadece İsrail-Arap çekişmesi olrna- dığı kaydedilen makalede, "Türkiye de Fı- rai sularını durdurarak, yıllardır diplomai- lann yapamadıgını yapti. Suriye ile Irak'- ın ittifakına yol açtı" dendi. Su kaynakla- n konusunda Arap ülkelerinin genelde duy- dukları kaygılar şoyle dile getirildi: "İsrail'in Türkiye ile ilişkileri düzgün ve is- likrarlıdır. Türkiye, Suriye ve Irak'ın su- larını denetim alunda tutuyor. Türkiye ile Arap komşuları arasındaki ilişkiler kötüle- şiyor. PKK, Suriye'de üslenmiştir. tsrail, Eliyopya'nın Nil uzerinde yapraayı tasar- ladığı baraj konusunda danışmanhk hizmeti sağlıyor. Sovyetler Birliği tarafından terke- dilen ve Marksizmi unutan Etiyopya, şim- di silah ve teknik bilgi için Israil'e yöneldi. Irak ve Suriye 10 yıl içinde su miktarında yüzde 60 düşiiş bekliyor. Suriye başkenti Şam'da şimdiden sular günde 12 saat kesi- liyor." BALTIK Gorbaçov'a 'dörtlü görüşme' önerisi VILNILS (AA) — Üç Sovyet Baltık cumhuriyeti, Litvanya, Estonya ve Leton- ya'nın devlet başkanlannın, düzenledikle- ri doruk toplantısından sonra, dün, Sovyet Başkanı Mihail Gorbaçov'a "4'lü görüşme" önerisinde bulundukları bildiril- di. Litvanya Devlet Başkanı Vitautas Lands- bergis, dün parlamentoda bazı gazetecileri kabulu sırasında konuşurken, üç cumhu- riyet- arasında kararlaştınlan ijbirtiğf çcr- çevesinde, Gorbaçov'a görüşme önererek "ilk adımı attıklannı" belirtti. Gorbaçov'a dün sabah bir telgraf gön- derdiklerini belirten Landsbergis, önerdik- leri dörtlü görüşmenin yer ve zamarunın se- çimini başkana bıraktıklarıru açıkladı. Landsbergis, önceki gün de Gorbaçov ve ABD Başkanı George Bush'a birer mektup göndermiş olduklannı anımsattı, ancak mektubun içeriği hakkmda bilgi vermeyi reddetti. Üç Baltık liderinin kökenlerinin farklı ol- masının, anlaşmazlık çıkmasına yol açma- dığını soru üzerine kaydeden Landsbergis, önceki günkü doruğun, üç cumhuriyetin iş- birliği olanaklarını arttıraca|ını belirtti. Ürdün ve Suriye'nin Yurmuk nehri uze- rinde baraj yapma planları olduğu hatırla- tılan makalede, bu nehrin fsrail'deki Gaii- le Denizi'ni beslediği, bu nedenle barajın lsrail tarafından tehdit unsuru olarak gö- rüleceği belirtildi. Seria nehri de Galile de- nizinden çıkarak Öiü-Deniz'e aktığı için göl- deki su azalması, bütün yöredeki tarım için gerekli su kullanımını olumsuz etkileyecek nitelikte görulüyor. Israil'e sadece bu yıl 150 bin yeni Yahudi göçmenin Sovyetler Birliği'nden gelecek olması, anan sanayi- leşme, suya dayalı tarım alanlarına duyu- lan ihtiyaç gibi nedenlerle İsrail'in su kul- lammı artıyor. lsrail yöresine 2000 yılına kadar y'ağacak yağmurda da yüzde 10 ora- nında azalma beklendiği açıklandı. Tabe- riye Gölü'ndeki su düzeyinin daha şimdi- den kritik bir noktaya geldiği, işgal altın- daki Batı Şeria'da yeni kuyular açılarak ta- rıma yeni arazi kazandınldığı, bu nedenle İsrail hükümetindeki "$ahinler"in, Batı Şe- ria'da işgali sürdürmek ve ABD'nin karşı çıkmasma rağmen yeni Yahudi yerleşim merkezleri kurmaktan yana oldukları ifa- de ediliyor. ITALYA Komünist Parti, krizini tartışıyorGeçen haftaki yerel seçimlerde aldığı ağır yenilgi İtalyan Komünist Parti'yi karıştırdı. Genel Sekreter Occhetto'ya karşı olan grup, partiyi sosyal demokrasi çizgisine getirmekle hezimete sürüklediğini öne sürüyor. ÇEKOSLOVAKYA Komünist Parti aleyhinde gösteriPRAG (AA) — Çekoslovakya'mn baş- kenti Prag'da, önceki gün gösteri yapan 20.000 dolayında kişi, Komünist Parti'nin yasaklanmasını ve mallannın kamulaştırıl- masını istedi. Ülkede ilk özgür seçimlere bir aydan da- ha az bir süre kala, Siyasi Tutuklular Kon- federasyonu, Militan Olmayanlar Kulübü ve sağcı partilerin, seçimler için oluşturduğu serbest blok tarafmdan Venceslas meydanın- da düzenlenen gösteride, siyasi partilerin ço- ğu ve demokratik örgütler kendi bayrak fla- malarıyla temsil edildiler ve KP'ye karşı ol- duklannı vurgulayan sloganlar attılar. "KP'ye oy venneyin", "KP benim oyuma güvenmesin" gibi ifadelerin yer aldığı pan- kartların taşındığı gösteride söz alan çoğun- luğu eski siyasi tutuklulardan oluşan konuş- macılar, KP'nin 40 yıllık dikta döneminde işlenen suçları kınadılar ve ülkenin, ekono- mik, ahlaki ve çevre konularında kriz içine düşmesinden KP'nin sorumlu olduğunu vurguladılar. Konuşmacıların sözleri sık sık, "KP ya- sadışı ilan ediisin", "Sokol haklı" slogan- larıyla kesildi. Prag Savcısı olan Sokol, 18 nisanda KP'ye gönderdiği açık mektupta, komünizmin fa- şizmle eşdeğer olduğunu bildirmişti. Göstericiler aynca KP'nin yasaklanması isteğiyle S günden bu yana Saint-Venceslas heykelinin dibinde açlık grevi yapan ve is- tekleri için 70.000 dolayında imza toplayan 17 Çekoslovak gencini destekleyen slogan- lar attılar. KP'nin yasaklanmasına karşı çıkan Dev- let Başkanı Vaclav Havel ise gösteriden ön- ce gençleri ziyaret etmiş, "aşın uçlara kay- mamaları ve sağlıklarını tehlikeye atmamalan" için onları uyarmıştı. Eski rejim karşıtlarından olan ve halen haber ajansı CTK'nm Genel Müdürlüğü ile Sivil Forum'un kollarından "Sol Alterna- tir'in yöneticiliğini yapan Petr Uhl da Ru- de Pravo gazetesine verdiği demeçte, KP'nin yasaklanmasına karşı çıktı ve ülkede önü- müzdeki aylarda "sag eğilimlerin hortlamasından" endişe duyduğunu belirtti. PRAG'DA PROTESTO — Başkentte yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı gösteride "Komiinist Parti'ye oy yok" -'oganı atıldı NİLGÜN CERRAHOĞLL ROMA — Uzun suredir "La Cosa" (Şey) olarak anılan İtalyan Komünist Partisi (İKP), yıl sonuna dek yeni adına kavuşa- cak. Geçen haftaki yerel seçimlerde ağır bir yenilgiye uğrayan İKP'nin acilen yaptığı yö- netim kurulu toplantısında aldığı karar bu. Fakat Batı'mn en büyük Komünist Partisi olan tKP'nin bu dönüşümü kolay olmaya- cak. Pani içinde Genel Sekreter Achille Occ- hetlo'ya karşı mücadele eden ve partinin yaklaşık 1/3'üne hâkim olan guçler buna kesinlikle karşı çıkıyorlar. Eski Genel Sekreter Alessandro Natta ve partinin entelektüellerinden Pietro Ingrao ile Aldo Tortorella'nın liderliğini yaptığı "değişime hayır" kanadı, mücadelelerini so- nuna dek götürmeye kararlı görünüyor. Kendi deyişleriyle, "İKP'yi kurtarmaya" ça- lışan "hayır"cılar> Occhetto'nun partiyi sos- yal demokratlaştırmakla hezimete sürükle- diğini soyluyorlar. "Hayır"cılara göre, parti genel sekreterinin tKP'yi sosyal demokrat dönüşüme hazırlamak için yaptığı mart kongresinden sonra karşılaşılan ilk sınavda parti, 6 puan gibi ağır bir oy kaybına uğra- mış bulunuyor. Doğudan gelen rüzgâra ka- pılmayı, "olayı basite indirgemek" olarak gören "hayır"cılar tKP'nin çekirdeğini oluş- turan komünistlerin, kongreden sonra ya- pılan ilk seçimlerde partiden uzaklaştıkla- nnı iddia ediyorlar. Gerçekten de komünistlerin yitirdiği oy- ların solda başka hiçbir partiye kaymadığı dikkati çekiyor. Sosyalist Bettino Craxi'yi yıllardır Hıristiyan Demokratlann "ortagı" olmak ve sola ihanetle suçlayan çekirdek- teki komunistler, Sosyalist Parti'ye oy ver- miyorlar. Nitekim geçen haftaki yerel seçirn- lerde komunistler 6 puan birden yitirirken, sosyalistlerin yalnız 1 puanlık bir ilerleme kaydettiği görulüyor. Yitirilen komünist oy- ların hemen hemen tümünün 2.5 milyon seçmenin attığı "boş" ya da "beyaz" oylar arasına katıldığı hesaplanıyor. Seçimlerde oy kullanm&yanlarm oranınm ise 4 puan- lık bir artışla ttalya için alışılmamış bir oran olan 114'e çıktığı görulüyor. Occhetto'nun yanıtı Bütün bu suçlamalan Achille Occhetto, "Uluslararası sistenıdeki olagelen büyük değişimlere" bağbyor. "Bu atmosfer içinde" diyor Occhetto, "Yalnız komunistler değil, sol tümüyle eikileniyor. Partinin yenilenme- si süreci içine girmeseydik de gene oy kay- bımız kaçınılmazdı. Daha uzun bir süre böyle iki arada bir deredeltalmamıza ola- nak yok. Bu belirsizlik havası içinde bir ikin- ci secim kampanyası daha yaşayamayız. (Bir yıl içinde yapılması beklenen) Genel seçim- lerden önce yeni kimliğimizi kesin çizgile- riyle ortaya koymamız lazım. Başka seçe- nek yok çıinkü." Bu sözlere rağmen yerel se- çim hezimetinden çok etkilendiği görülen ve TV kameralarının karşısına bitkin bir yüz ifadesiyle çıkan Occhetto, partinin bölün- mesini önleyemezse JKP'nin büyük bir uçu- ruma sürükleneceğinin farkında. Genel sek- reterliğini sürdürebilmesi de tamamen bu başarıya bağlı. Aslında tüm İtalyan solu genel bir sıkın- tı içinde. 80'li yıllann başmdan beri uğra- dıkları sürekli oy kanamasını durdurama- yan komünistlere karşın sosyalistler, her se- çimde ancak birer puanlık bir ilerleme kay- dediyorlar. Bu seçimlere bir yerel seçimden çok, birlikte oluşturabilecek bir "sol alternalif arayışı içinde giren ve kampan- ya sırasında birbirlerine saJdırmamak için özen gösteren komunistler ve sosyalistlerin sağlayabildikleri toplam oy oranı yüzde 39.5'te kalıyor. Bu oylar Yeşillerin de kat- kısıyla gene çoğunluğa ulaşmıyor ve ancak I44.5'i buluyor. Bu nedenle seçim sistemi değiştirilmedikçe İtalya'da iktidar değişik- liği pek olası görülmüyor. Batı'mn en "saf" nispi temsil sistemine sahip olan ftalya'da oylar küçük partiler arasında un ufak olu- yor ve mümkün kalan tek hükümet formü- lü on yıllardır ulkeye damgasını basan Hı- ristiyan Demokratlar başkanlığındaki beş partili koalisyonlar oluyor. FALMANYA Sosyal Demokratlann seçim zaferi HANNOVER (AA) — Federal Alman- ya'da dün iki eyalene yapılan seçimler, Sos- yal Demokratlann zaferiyle sonuçlandı. Aşağı Saksonya eyaletinde yapılan par- lamento seçimlerinde Hıristiyan Demokrat- lar büyük ölçüde oy kaybına uğradı. Eya- let başbakanı ve Hıristiyan Demokrat Parti Aşağı Saksonya lideri Hans Albrecht, se- çim sonuçları belli olduktan sonra yaptığı açıklamada, politikayı bıraktığını bildirdi. Eyalet başbakanının politikayı bırakma- sına neden olan sonuçlara göre, Hıristiyan Demokrat Parti yüzde 41.6 oy oranıyla par- lamentoda Hür Demokrat Parti ile birlik- te sağladığı çoğunluğu kaybetti. Hıristiyan Demokrat Parti'nin sandalye sayisı, 68'den 66'ya düşerken, Sosyal Demokratlann san- dalye sayısı ise 65'den 7I'e ytikseldi. Aşağı Saksonya'da Yeşillerin oy oranın- da da yüzde l'li azalma kaydedildi, sandal- ye sayılan ll'den 9'a düşmüş oldu. Hür Demokratlar ise bir önceki seçim- lerden aldıkları yüzde 6'lık oranıyla 9 san- dalyeyi korudular. Bu eyalette ilk kez seçi- me giren aşırı sağcı Cumhuriyetçiler ise yüz- de 1,5 oy aldı. Öte yandan, Sosyal Demokratların ka- lesi olarak bilinen Kuzey Ren Vestfalya eya- [etinde yapılan parlamento seçimlerinde, Sosyal Demokratlar yüzde 1,5 oranında oy kaybetmelerine rağmen, çoğunluğu konı- dular. Kuzey Ren-Vestfalya'da Sosyal Dernok- rat Parti lideri Johannes Rau, üçüncü kez başbakan olurken, Sosyal Demokratların sandalye sayısı resmi olmayan sonuçlara göre, 125'ten 119'a düştü. Aşağı Saksonya'da olduğu gibi, bu eya- lette de oy kaybeden Hıristiyan Demokrat Parti'nin meclisteki sandalye sayısı 88'den 85'e düştü. Kuzey Ren-Vestfalya'da Hür Demokrat- lar, binde 4 oranında oy kaybettiler. Hür Demokratlar, yüzde 5.6 oy oraruyla 13 mil- letvekili çıkardılar. Yeşiller ise, bu eyalette ilk kez yüzde 5 barajını geçerek eyalet parlamentosuna 12 milletvekili sokmayı başardüar. Aşırı sağ- cı Cumhuriyetçiler ise yüzde 2 oranında oy aldılar. HABERLERİN DEVAMİ Fîrmalar satışta ısrarh Baykal'ın işçiye vaadî GüzeFin ifade başvurusu ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Avusturya'nın, Türkiye'de- ki "insan haklanm" gerekçegös- tererek silah mühimmatı satmama yolunda aldığı karara, Avusturya firmaları da tepki gösterdiler ve silah mühimmatı satma yolundaki ihraç taleplerini yinelediler. Avus- turyalı firmalar tarafından Avus- turya İçişleri Bakanlığı'na gönde- rilen 10 Mayıs 1990 tarihli yazı- da, "Avusturya makamlarınca konulacak yasaklama, hem ikili özel ilişkileri zedeleyecek hem de diger NATO Pakb üyelerini ra- batsız edecektir" denildi. Dışişleri Bakanlığı çevreleri ise, Avustur- yalı firmalann bu girişimini de- ğerlendirirken Ankara'nın tutu- munda bir değişiklik olmadığını yinelediler. Jandarma Genel Komutanlığı'- na, 5,56 mm'lik tüfek mühimmatı ile 7,62 mm'lik Kalaşnikof mer- misi satacak olan Avusturya'nın Hirtenberger firnıası, Avusturya İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıda, ihraç izni taleplerini yine- TISK Baykal'a sıcak GAZİANTEP (ANKA) — Türkiye tşveren Sendikaları Kou- federasyonu (TİSK) Başkanvekili Ali Nizamoglu. SHP Genel Sek- reteri Deniz Baykal'ın, 1980 önce- sinden çok farklı olduğunu behr- terek "Söylediklerini gerçekleşti- rebilir. Türkiye, Gonzales modeli oluşturabiiirse Baykal lideriiğinde bir SHP iktidan Türkiye için bir şanstır. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde SHP ikcidanna ibtiyacı vardır" dedi. AU Mizamoğlu, GAP'taki ince- lemeleri sırasında gazetecilerin çe- şitli sorularım yanıtladı. Niza- moğlu, bir soru üzerine Deniz Baykal'ın politikasını ve tutumu- nu değerlendirdi ve "Baykal söy- lediklerinde ve göriişlerinde sami- mi ise Türkiye için aranan bir li- derdir. Baykal goriişlerini açıklar- ken, Batı anlamında sosyal de- mokratik bir parti istiyor" dedi. SHP'nin İstanbul'daki belediye hizmetlerini "tam bir fiyasko" olarak niteleyen Nizamoglu, ben- zeri uygulamaların iktidarda da sürdürülmesi durumunda SHP- nin başarılı olamayacağını savun- du. Nizamoglu, "SHP'nin başa- nlı olabiltnesi için aşırı nçlar ve aynlıkçılardan temizlenmesi gere- kir. Baykal sorumlulugu ele alır ve iktidara gelirse, SHP onumüzde- ki beş >ıl içinde başarılı bir ikti- dar aiternatifidir. Başarılı olursa bir beş yıl daha kalır" diye konuş- tu. Nizamoglu, SHP Genel Başka- nı Erdal Inönii'yü değerlendirir- ken, "tnönü'nün lider vasfı yok. Meseleyi götürecek yapıda degil" şeklinde konuşta. Türkiye'nin AT'ye girişinin SHP iktidan döneminde kolayla- şacağını söyleyen Nizamoglu, şöy- le devam etti: "tnsan baklan açısından Avru- pa Parlamentosu, sosyalist üyele- rin etkisi altındadır. SHP'nin bu konudaki ilişkileri daha iyidir. Di- ger koşullan yerine getirmiş obak bile insan haklan konusunda Ba- 0'yı tatmin etmeyecek konumday- sak sosyalist blok, girişimimizi en- geller. SHP iktidan ise Turkiye^ nin Ortak Pazar'a girmesinde et- kili olur. ATnin anahtan, Turki- ye'de sağ hükümetlerden çok sos- yal demokrat partilerin elindedir." Ali Nizamoglu, bir SHP iktida- n ile Özal'ın cumhurbaşkanhğmın beraber yüriiytip ytirüyemeyeceği- ne ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi: "Gitmemesi için hiçbir sebep göremiyorum. Çok iyi bir denge oluşabilir. Yani bir tarafta liberal göriışlü serbest piyasa ekonomi- sine inanmış, tecrübeli bir cum- hurbaşkanı, bir tarafta sosyal de- mokrat bir hükümet Türkiye'de çok saglıklı bir denge oluşturabi- lir." Nizamoglu, başka bir soru Üze- rine de Özal'a tarafsız bir cumhur- başkanı denemeyeceğini, ancak bir başkanlık sisteminin de söz konusu olmadığını söyledi. lediklerini bildirerek şu görüşlere yer verdi: "FJdeki bilgiler ve kesin bir ob- jektif doküman olrnadığı için Türkiye'deki insan haklan konu- sunda bir yorumda bulunmak is- temiyonız. Zaten bu karar ulus- lararası hukuk müesseselerinin verraesi gereken bir karardır. Teşkilatımız Türk Jandarma Genel Komutanlığı ve Savunma Bakanlığı ile uzun zamandır işbir- liği içindedir. Türkiye hem NATO Paktı hem de Birlesmiş Milietler üyesidir. Avusturya makamlann- ca konulacak bir yasaklama, hem uzun yıllarda ulaşılmış bulunan ikili özel ilişkileri zedeieyecegi gibi aynı zamanda diğer NATO üyesi ülkeleri de rahatsız edecektir. Bilindiği gibi Türkiye'ye hiçbir ülke yaptınm uygulamamaktadır. Bu nedenle ihraç müsaadesi talep- lerimizi geri çekmiyoruz ve yine- liyoruz." Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne 40 mm'lik antipersonel bomba atar mühimmatı satacak olan Avusturya'lı Arges firmasımn da aynı türde.bir girişimde bulundu- ğu öğrenildi. Avusturyalı firmaların girişimi üzerine görüşlerine başvurduğu- muz Dışişleri Bakanlığı çevreleri ise, Ankara'nın tutumunda bir değişiklik olmadığını söylediler. Aynı çevreler, "Tavrımız kesin- dir, hafta içınde sözcülükten ya- pılan açıklamada olduğu gibi Avusturya hukümetinin silah am- bargosuna yol açan tutumunun nedenini anlamakta güçlük çeki- yonız. Avusturya hüküraetinden resmi bir bildiri olmamasına kar- şın, çeşitli kanallardan makaır.la- nmıza tutumlan yansımıştır. Res- mi olarak aktanldığında da Avus- turya nezdinde uygun protesto gi- rişimleri yapılacaktır" dediler. Bu arada önümüzdeki hafta Avusturya'nın Ankara Büyükel- çisi Friedrich Christian Zanetti- nin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Tugay Özçeri tarafın- dan Dışişleri Bakanlığı'na çağrı- larak dikkatinin çekileceği de bil- dirildi. ADNAN BAŞTOPCU / İDRİS AKYÜZ BLRSA/ANKARA — SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal iş- çilerin milli gelirden yüzde 16 ora- nında pay aldığıru belirterek, "İk- tidara geldiğimizde bu oranı yüz- de 35'e çıkaracağız" dedi. Deniz Baykal dün 5 bin kişi ka- pasiteli Atatürk Spor Salonu'nda, Bursa örgütü tarafından düzenle- nen " 1 . Bursa İşçi Kurultayı"nda yaklaşık 3 bin işçiye hitap etti. Konuşmasından önce ve konuş- ması sırasında çok coşkulu alkış alan Baykal, SHP iktidarında iş- çi, memur, sözleşmeli persone! ve geçici işçi gibi aynmlara girmeden tüm çalışanlara grev ve toplusöz- leşme hakkı tanınacağını söyledi. "lşçiler hiç ahsamadı" ve "Halk- sız demokrasi güldürrneyin bizi" pankartlarının dikkati çektiği sa- londa Baykal'dan sonra en fazia alkışı görevden alınan Çanakka- le Belediye Başkanı İsmail Özay aldı. İşçi kurultayına çok sayıda milletvekili ve sendikacılar katıldı. Baykal 1980sonrası uygulanan ekonomik politikalarla milli gelir içinde işçilere düşen payın yüzde 33'lerden yüzde 16'lara indiğini belirterek, "Türkiye 2 binli yılla- ra girerken milli gelir içinde işçi- nin payı yüzde 16 olamaz. Bu art- malıdır, artacaktır. 16'yı 20'ye, 30'a hatta 35'e çıkaracağız" diye konuştu. İşçi mücadelesinin g'üçlü sendi- kalar tarafından yapılması gerek- tiğini de söyleyen Baykal şöyle de- vam etti: "Fraksiyonlaşmış, bölünmüş, parçalanmış bir sendikal >apının geçmişte zararlarını gördük. Mü- cadele de siyasal ve sendikal diye ikiye aynlıyor. Oysa mücadele de bir bütündür. Bugün loplusözleş- me yapıyorsunuz. 2 ay sonra bir işe yaramıvor. Sendikacılanmıza sesleniyorum. Sadece ücreti düşii- nerek masaya oturmayın. Gelecek yıl oluşacak enflasyon hesabını, vergi oranlannı da besaba kaün." SHP Genel Sekreteri Baykal, daha sonra Ankara'ya gelerek, Sincan ilçesinde bazı tesisleri hiz- mete açtı ve halka hitap etti. Bay- kal öğleden önce de, Bursa'da dü- zenlenen "işçi kurultayı"na katıl- dıktan sonra Ankara'ya dönerken gazetecilerin sorularım yanıtladı. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler'in, "Genel ve yerel seçimleri bir arada yapalım" sözlerini eleş- tiren Baykal, böyle bir önerinin ciddiyetten uzak olduğunu söyle- di. SHP Genel Sekreteri bu konu- da şöyle dedi: "Genel seçimlerle yerel seçim- lerin aynı anda sürekli olarak ya- pılması esası mı öneriliyor? Böy- le bir anlavış öneriliyorsa, bunun ciddi tartışılması lazım. Çok cid- di sakıncalan olabüir. Genel se- çimlerin yenilenmesini gerektiren, kendine özgü nedenler vardır. Bu nedenler, yerel yönetimier için ge- çerii değildir. ANAP'ın içindeki birtakım insanlar 'laf ola beri gele' bunlan soyluyorlar. Bu er- ken genel seçimin yapılmasını zo- runlu kılan şartları kamufle ede- bilmek için bir perdeleme girişi- midir. Türkiye'de siyasal iktidarla ilgili seçimlerin ne zaman yapıla- cağı kendi dinamiği ile belirlene- cektir. Onun zamanlamasını pa- zariığa labi tutma yetkisi de, ne Sayın Keçeciler'dedir ne de bir başka yetkilinin elinde değildir." Baykal, Ankara'nın Sincan il- çe belediyesi tarafından yaptınlan bir üst geçit, bir anıt ve bir kütüp- haneyi hizmete açtı, tapu dağıtı- mı yaptı ve bu arada coşkulu bir kalabalığa hitap etti. Baykal, Sin- can Pazar meydanında yaptığı ko- nuşmada, Cumhurbaşkanı Özal ve ANAP iktidarını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Özal'ın "ana- yasaya göre secildigini" halırlata- rak, Özal'ın aynı anayasaya göre Çankaya'dan indirileceğini söyle- yen SHP Genel Sekreteri Baykal, cumhurbaşkanımn "bugün halka rağmen Çankaya'da durdugunu" söyledi. ANAP iktidannın ülke- yi perişan ettiğini belirten Baykal, iktidara geldiklerinde gücunü halktan alan bir yönetim oluştu- racaklarını da vurgulayarak ANAP döneminde halkın sırtın- dan zengin olan kimselerden he- sap soracaklannı söyledi. (Baftaraft 1. Sayfada) daki "yasak aşk" iddiasınm bütü- nüyle aydınlanması ve davanın dü- ğümlenmemesi için Güzel'in do- kunulmazlığı kaldırılıncaya değin yargılamaya ara verilmesini iste- mesi bekleniyor. Güzel'in de do- kunulmazlığının kaldırılmasını beklemeksizjn ifadesinin alınma- sı için bugün DGM Savcılığı'na başvuracağı belirtiliyor. Özal-Bush görüşme tutanakla- rının, Güneş gazetesine, Güzel ile Mumcu arasındaki "yasak aşk"ın bir sonucu olarak ulaştığı iddia- ları nedeniyle kamuoyunda bir "bomba" etkisi yapan davanın ilk duruşması için gerekli hazırlıkla- nn tamamlandığı öğrenildi. Dava- nın bu ilk duruşmasına, Güzel'in dokunulmazlığının kaldınlmama- sı nedeniyle yalnız Gürkan ve Mumcu katılacaklar. Ankaıa DGM heyeti, Başkan Vehbi Benli ve üyeler Süleyman Erkan ile Ha- kim Albay Ünal Özpınar'dan olu- şacak. Duruşmaya cumhuriyet savcısı olarak iddıanameyi hazır- layan Binbaşı Ülkd Coşkun ile Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'in çıkmayacakları, DGM savcılanndan Kemai Ayhan ya da Osman Turban'ın katılacakları kaydedildi. Duruşmaya aynca Gü- neş gazetesi ve Gürkan'ın avukat- ları Prof. Dr. Çetin Özek ve Doç. Dr. Hasan Bıyıklı ile Hande Mumcu'nun avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan da katılacak- lar. Duruşmaya Hasan Celal Gü- zel'in avukatı Prof. Dr. Yahya Za- bunoglu dinleyici olarak katılacak ve gehşmeleri gözlevecek. Güzel dokunulmazlığının kaldı- rılması ve davada yargıianmasını istemesine karşın TBMM'de he- nüz bu konuda bir ilerleme sağla- namadı. Güzel'in dokunulmazlı- ğının kaldırılması için TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyo- nu Alt Komisyonu'nun Adalet Ba- kanhğı'nca gönderilen dosyayı ın- celeyerek dokunulmazlık konu- sunda bir rapor hazırlaması gere- kiyor. Adalet Komisyonu Başka- nı Alpaslan Pehlivanh, konunun alt komisyonda olduğunu ve do- kunulmazlığı kaldırılmayan Gü- zel'in duruşmaya katüamayacağım bildirdi. Alt komisyonda hazırla- nan raporu daha sonra komisyon görüşecek ve ardından son karan TBMM Genel Kurulu verecek. TBMM'rün önümüzdeki ay başia- rında tatile girmesi beklendiğin- den Güzel'in dokunulmazlığının kaldırılması konusundaki karann önümüzdeki yasama yılına kalma- sı bekleniyor. Ancak Güzel, iddialarm ortaya çıkması üzerine yaptığı açıklama- larda dokunulmaziığının bir an önce lcaldınlmasıru ve yargıianma- sını istemişti. Güzel ve yakınlan, davanın uzamasının aleyhlerine olacağınj, iddialann bir an önce açığa çıkması gerektiğini belirti- yorlar. Yarınkı ilk duruşmaya henüz geçilmeden gazete avukatları Özek ve Bıyıklı'nın, Basın Yasası uyannca bu tür davalann "gazc- temn neşir merkeri"nde görülmesi gerektiğini belirterek davada ken- dileri için dosyamn ayrılması ve halen İstanbul DGM'de aym ya- yın nedeniyle gazetenin eski Yazı- İşleri Müdürü Alev Er'in yargılan- dığı dava dosyası ile birleştirümesi isteminde bulunacaklan belirtildi. Bu istemin yerinde görülmesi ha- linde yargılama yalnız Hande Mumcu için yapılacak. Eğer istem yerinde görülmezse, duruşmaya Mumcu ve Gürkan'm kimlikleri- nin saptanıp ardından iddianame- nin okunması, daha sonra da sor- gulara geçilmesiyle devam edilecek. Bu arada yeni duruşmaya geçil- meden önce Mumcu'nun avukatı Alacakaptan'm da Güzel'in doku- nulmazlığının kaldınlmasına de- ğin yargılamaya ara verilmesi yö- nünde bir istemde bulunması bek- leniyor. Taraf avukatlanmn "Gö- zei'in dokunulmazlıgının kaldınl- maması halinde davanın düğüm- lenecegi, aydınlanamayacagı" yö- nündeki görüşlerden otürü bu ko- nunun gündeme geldiği, Alaca- kaptan'm da bu görüşe sıcak bak- tığı kaydedildi. Hukukçular, böyle bir istemin yerinde görülmemesi için Ceza Muhakemeleri Usul Ya- sası açısından herhangi bir enge- lin bulunmadığını, bunun bütü- nüyle mahkeme heyetinin takdiri- ne bağlı olduğunu söylediler. öte yandan yargılamanın "gizH" olup olmayacağı da tartış- ma konusu oldu. Taraf avukatla- nmn gizlilikten yana olmadıklan öğrenilirken DGM Savcılık yetki- lilerinin de buna pek sıcak bak- madıkları, bu konuda şu anda herhangi bir karara varmadıkla- nnı ifade ettikleri belirlendi. Yargılamanın ileriki aşamala- rında ise dava konusu tutanakla- nn "devlet sım" niteliği taşıyıp ta- şımadıklarıî'devlet güvenligini" il- gilendirip ilgilendirmediği konu- larının saptanabilmesi için bilirki- şi incelemesiııe gidilebileceği bil- dirildi. İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASI MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Orkestranın ihtiyacı bulunan; 1 Obua 1 Viyotonsel 1 Korno 1 Celesta-Piyano-Org-Cembalo Yukarıda belirtilen dallara sınavla eleman alınacak- tır. 23 Mayıs 1990 tarihinde saat 14.00'te Atatürk Kül- tür Merkezi konser salonunda yapılacak sınav için adayların 18 Mayıs 1990 cuma günü saat 17.00'ye ka- dar Orkestra Personel Şefliğine müracaat etmeleri ri- ca olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle