23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 NtSAN 1990 HABERLER CUMHURİYET/U Trafik kazası: 6 ölü • KONYA (AA) — Konya-Çumra karayolunda içeri Çumra Kasabası'nda meydana gelen trafik kazasında 6 kişi öldü, 3 kişi de ağır yaralandı. Hasan Çapar yönetimindeki 50 EN 4 % plakalı kamyonla içeri Çumra Kasabası'nda Bozkır yol kavşağında bir kişiye çarpmamak için otobiis bekleyen kalabalık bir gruba çarptı. Direksiyona hâkim olamayan sıirucü, daha sonra da bir eve bindirerek içeriye girdi. Kazada Hüseyin Gündoğdu (53), Dürdane Duymaz (82), Özlem Subucuova (14), Nurcan Bozoğlu (14) ve Murat Arpacı (14) hayatlannı kaybederken, yaralanan 3 kişi de Çumra Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alıncTılar. 'Kazamlmış hak iddla edemez' • ANKARA (ANKA) ~ Danıştay Birinci Dairesi, haklannda bir suç nedeniyle soruşturma veya kovuşturma açılan belediye başkanlannın yerine atanan 'geçici belediye başkanlan'nın kazanılmış hak iddiasında bulunamayacaklarını hükme bağladı. Danıştay Birinci Dairesi'nin oybirligiyle aldığı kararda belediye başkanlannın ancak haklanndaki bir soruşturma ya da kovuşturma nedeniyle Içişleri Bakanı'nınca geçici olarak görevlerinden alınabileceği belirtildi. Kararda aynı durumun belediye meclis üyeleri ve belediyelerin difer organlan için de geçerli olduğu kaydedildi. Kararda, hakkındaki soruşturmadan aklanarak göreve iade edilen belediye başkanının gelmesiyle geçici başkanın görev süresinin ve haklannın sona ereceği bildirildi. Baba olayında yeni gelişme • ANKARA (ANKA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'a çektiği telgrafta, 'Cumhurbaşkanlığınıza alışamadım' diyen ve bu nedenle psikiyatri kiliniğine kapatıldıktan sonra 22 yaşında res'en emekli edilen Teğmen Murat Şeref Baba ojayında yeni bir gelişme ortaya çıkti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, bu olaya karışan askeri doktorlar hakkında disiplin soruşturması açılmasını istedi. ANKA'nın edindiği bilgiye göre emekli Teğmen Murat Şeref Baba, Ankara Tabip Odası'na dilekçeyle başvuruda bulunarak, lstanbul'daki Haydarpaşa Eğitim Hastanesi ve Ankara'daki GATA Hastanesi'nde kendisine uygulanan ilaçlann araştırılmasını ve kesin raporlanrun verilmesini talep etti. Murat Şeref Baba dilekçesinde, "Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde yatırıldığım sırada, bana günde iki kez Norodol isimli bir ilaç verildi. Ayrıca adını bilmediğim bazı ilaçlar da uygulandı. Benimle ilgilenen askeri doktorun adı Hürriyet Kaya idi. Rızarn dışı bana uygulanan tedavilerin araştırılmasını rica ederim" dedi. Ankara Tabip Odası ATO Yönetim Kurulu da sorumluluk alanına giren Ankara GATA'yla ilgili yazışmaları başlatırken, lstanbul'daki tıbbi sürecin araşırılması için de Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'ne durumu bildiren bir yazı yazdı. Yıkıcı faaliyetler uzmanı • ANKARA (UBA) — Artan terör olayları "yıkıcı faaliyetler uzmanlığı" adıyla yeni bir uzmanlık alanı yarattı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, gazetelere verdiği ilanda, Ankara ve diğer birliklerde görevlendirilmek üzere "yıkıcı faaliyetler uzmanı" aradığını duyurdu. ilanda, bu uzmanların siyasal bilgiler fakültesi ya da hukuk fakültesi mezunu olmaları ve iki-üç yıllık iş tecrübesine sahip olmaları şartınm aranacağı bildirildi. Kara Kuvvetleri KomutanlıgYmn Ankara'daki karargâh ile bağlı birliklerde görevlendirilmek üzere aradığı iki yıkıcı faaliyetler uzmanının ikinci dereceden göreve başlatılacağı belirtilen ilanda adaylardan dilekçe, sabıka kaydı, fotoğraf ve diploma örneği arandığı kaydedildi. Kara Kuvvetleri KomutanlığYnda yıkıcı faaliyetler uzmanı olarak görev yapmak isteyenler, başvurularını 31 mayıs akşamına kadar şahsen ya da postayla yapabilecekler. Gözaltmdaki Yeşiller serbest • isUnbul Haber Servisi — 22 Nisan'da, Dünya Günü'nü kutlamak amacıyla Istiklal Caddesi Mis Sokak'ta toplandıkları için gözaltına alınan 9 kişi, dün mahkemeye çıkartıldıktan sonra serbest bırakıldılar. Dünya Günü'nü, önceki gün Kadıköy'de kutlamak isteyen Yeşiller Partisi'nin bir grup üyesi güvenlik görevlilerinin izin vermemesi üzerine Mis Sokağa gelmişlerdi. Ellerinde dövizlerle çevre kirliliğini kınayan kalabahktan Yeşiller Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydın Ayas ve öteki parti yöneticileri Özlem Gürel, Şeyma Gümüşlü, Osman Gümüşlü, Suat P*nar, lnci Aslıer, Handan Dedeoğlu, Serpil Anar ve Canan Zır görev lilerce gözaltına alınmıştı. Çakıcı'nın adamlan çatıştı • İstanbul Haber Servisi — Yeraltı dünyasından ülkücü kabadayı Alaattin Çakıcı'nın adamlan olduğu belirtilen 2 kişi, yaralama ve ruhsatsız silah bulundurma suçundan gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, .Alaattin Çakıcı'nın yanında bulunan ve kendisine her konuda "yardımcı" olan Ahmet Yılmaz ile Mithat Kaya, aralanndaki bir sürtüşmeden dolayı Çakıcı'nın Etiler Çamlık sokaktaki bürosunda tartışmaya başladılar. Tartışmanın büyümesi üzerine, Ahmet Yılmaz, tabancasını çekerek Mithat Kaya'yı ayağından yaraiadı. Mithat Kaya, önceki gece meydana gelen olaydan sonra Şişli Etfal Hastanesi'nde tedavi edilerek gözaltına alındı. Kaya'yı yaraladıktan sonra yine Alaattin Çakıcı'ya ait Taksim'deki işyerine gelip, tabancayı arkadaşı ömer Odabaşı'na veren Yılmaz saklandığı evde polis tarafından yakalandı. \azı İşleri Müdürü gözaltında • tstanbul Haber Servisi — Hedef Dergisi Yazıişleri Müdürü Mehmet Toruş ve sahibi Ali Aslan'ın pazar günü Büyükada'da gözaltına alındığı belirtildi. Büyükada'ya giden Toruş ve Aslan'ın gerekçe gösterilmeden önce Büyükada Polis Karakolu'na oradan da siyasi şube müdürlüğüne götürüldüğü öğrenildi. Hedef Dergisi'nden yapılan yazılı açıklamada, olay kınanarak, Mehmet Toruş, hakkında 100-150 yıla yakın hapis cezası istemiyle çok sayıda dava açıldığı, ancak herhangi bir mahkeme tarafından tutuklama kararının bulunmadığı kaydedildi. Sınırda bîr ölü • GAZİANTEP (AA) — Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinde önceki gece Suriye'den Türkiye*ye izinsiz girmeye çalışan bir kişi ölü olarak ele gecirildi. Vali Vekili Abdülkadir San'dan alınan bilgiye göre ilçeye bağlı Dağ Karakolu mıntıkasında görev yapan devriyeler, sınırı izinsiz olarak geçmeye çalışan bir kişiyi gördüler. 'Dur' ihtarına uymayan mütecaviz, açılan ateş sonucu ölü olarak ele gecirildi. Son 40yılda 4 bin 945yayın yasaklanırken 80sonrası 2 bin dava açıldı, 3 bin kişiyargılandı Yazılı basına rekor ceza12 Eylül 1980 sonrası 32 yazı işleri müdürü 750 yıla varan cezalara mahkûm edildi. 850 yazıyı yayın yasaklandı. 1033 yayın toplatıldı, gazete dergi ve matbaalara el konuldu, bazı haberlerin yayımlanmasına izin verilmedi. En çok cezayı Halkın Kurtuluşu dergisi Yazı İşleri Müdürü Veli Yılmaz 748 yılla aldı. ALİ TEVFİK BERBER Türk basın, yayın ve iletişim alanında son 40 yılda 4 bin 945 yazılı yayın yasaklanırken 12 Ey- lül 1980 sonrası yargJİama, yasak- lama, engelleme, toplatma, kapat- ma, yok etme ve tutuklamalar açı- sından rekor rakamlara ulaşıldı. 1980-89 tarihleri arasında 2 bin- den fazla basın davası açıldı, 3 bin gazeteci, yazar, sanatçı ve yayıncı sanık olarak yargılandı. Kapatılan bazı gazete ve dergüerdeki yazılan nedeniyle yazı işleri müdürlerıne toplam 5 bin yıldan fazla hapis ce- zası verildi. Halen cezaevinde bu- lunan 32 yazı işleri muduru 750 yı- la varan cezalara mahkûm edildi. Kimi yazı işleri müdürleri cezala- n paraya çevrilemediği için kaçak durumuna duştü, yundışına çık- tı. Basın Kanunu'nda yapılan de- ğişikliklerle de gazete ve dergiler- den oluşan 850 yazılı yayın yasak- landı, bin 33 yayın toplatıldı ya da dava konusu oldu. Gazete ve der- gilere matbaalarda el konuldu, da- ğıtımlar engellendi, bazı haberle- rin yayımlanmasına izin verilme- di. Ülkemizde yasaklar ve basın ya- yın dünyası üzerindeki entJleme- ler listesi 90'h yıllarda eskiye oıaıı- la önemli artışlar gösteriyor. Ba- kanlar Kurulu kararlan, Resmi Gazete ve mahkeme kalemlerin- den edinilen bilgilere göre 1949 yı- lından bu yana toplam 4 bin 945 yazılı yayın yasaklandı. Bu yasak- lamalann 1746'sı Bakanlar Kuru- lu'nca, diğerleri mahkemelerce alındı. Bu 40 yıllık dönem içinde 12 Eylül 1980 sonrası 10 yıllık sü- recin onemli bir yer tuttuğu sap- tandı. Yüzde elbye varan bu oran- lamada 1980 sonrası göriılen top- lam 850 yayın yasağından 440'ını, Bakanlar Kurulu'nun Basın Kanu- nu'nun 31. maddesine dayanarak aldığı kararlar oluşturdu. Eylül 1980'den ocak 1988'e kadar 106 dergi, 22 gazete, 195 kitap, 40 bro- şur, 6 kitapçık, 32 bildiri, 3 kart- postal, 1 poster, 5 takvim, 2 ha- rita, 6 albüm, 1 program, 8 şiir, 2 kaset, 2 turizm rehberi kitapçı- ğı, 1 makale ve turü belirleneme- yen 13 yayının dağıtımı ve yurda sokulması yasaklandı. Aynı dö- nemde mahkemelercje toplatılan ve dava konusu olan yayınlann sa- yısı bin 33 olarak geçti tespit edi- lebilen kayıtlara. Bunlardan en az 600 tanesi zoralım ya da yok et- me uygulamasıyla karşılaştı. Bunundışında 1927 tarihli 1117 sayılı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu'nda 1986 yılın- da yapılan değişiklikle gazete, der- gi ve yazılı yayınlarda rekor düzey- de para cezalan verildi. 12 Eylül 1980'den sonraki sıkı- yönetim döneminde komutanlık- lara tanınan yetkilerle kovuştur- malarda artışlar oldu. Sivil mah- kemelerde açılan dava sayısı azal- dı. 1981 yılında tstanbul Toplu Ba- sın Mahkemesi'nde açılan 128 da- vada 156 gazeteci, 1982'de 115 da- vada 145 gazeteci, 1983'te 66 da- vada 94 gazeteci sanık sandalye- sine oturmak zorunda kaldı. 1983 '\ekâlet'ibolvilayet: ŞırnakYoklar beldesi Şırnak'ın il yapılmasını "devletin lütfu" olarak gören yöre halkı,"1940'tanbu yana il olmayı beklediklerini"de vurguluyor. ÇETİN YİĞENOĞLU ŞIRNAK — Söylenceye göre Nuh'un gemisi Şırnak'ın etekle- rine oturduğu Cudi dağındaydı. Bu yüzden yöre halkı Şehr-i Nuh diyor "vilayet" olacağına kesin gözüyle bakılan "msırlık ilçe Şır- nak"a. Unutulmuşluğun, geri kalmışhğın, her türlü uygar ola- naktan yoksunluğun sarmalında ezik Şırnaklıları 'II olma" habe- ri sevince boğmuştu. "Altyapı yok, üsryapı yok, dok- tor yok, veteriner yok, hayvan sağlık memuru bile yok. Spor sa- IODU, futbol alanı (stadyum de- ğil), sinema, tiyatro yok..." diye sıralıyordu Şırnak'ın ANAP'lı Belediye Başkanı Ahmet Hamdi Yıldırım. "Eksikleriniz nelerdir" sorusunu, "Var olan bir şey söyleyemem" diye yanıtlıyordu sonra "artık büyük umutlann varhgY'ndan söz ederken. Tüm resmi daire müdürlerinin "vekilel" ile yurutüldüğü, nere- deyse kişi başına bir askerin düş- tüğü, bugüne değin tapu kadast- ronun bile gırmediği Şırnak'ta belediye de çaresizdi. Başkan Yıl- dırım'ın anlattığına göre işçileri- nin biri dışında tümü geçici kad- roda çalışan ve toplam otuz iki kişi olan kadroya iki yıldır ikra- miyeleri bile ödenemiyordu. "He- saplan sıfırlaraak için acil yardım" bekleyen Yıldırım, Şır- nak'ın il yapılmasını "devletin lütfu" olarak görüyor. "Biz bu olayı polisiye-askeriye bir olay olarak görmüyomı. 1940'tan bu yana il olmayı bek- liyorduk. Şırnak kunıldugınıdan bu yana çevresinde etkin olmuş, önderiik etmiş bir ilçedir. Pek çok sornnnmuz var. Doktornn, savcının bile sanlık olduga Uçe- raizdeki salgın bastalıldarla ba- şedebilmemiz için öncelikle alt- yapı olraak üzere beklenen hiz- metleri artık vennek istiyornz. Bunao için de bir an önce yardım göoderilmesini bekliyoruz." DYP îlçe Başkanı Orhan Uy- sal ile SHP tlçe Başkanı Yusuf Ugur, Şırnak'ın il yapılmasından KIMLIKKARTI ŞIRNAK — İl olmanın heyecanı ve motlulugu berkesi sardı, (Folograf: Ergun Aksoy) Adı: Şırnak Niifus: 25000 (lahmini) Yazölçümö: 5230 km' Rakım: 1400 Kö> sayısı: 39 Maiıalle sayısı: 6 Hastane: 50 yataklı (doktorsuzluktan hizmet verilemiyor) Saaayi kuruluşu: Yok tşsizlik: Yüzde 80 Okur-yazar oranı: Yüzde 40 tlkojiul: 4 Ortaokul: 1 Lise: 1 Ükoknl ögrencisi: 2500 Ortaöğrenim öğrencisi: 600 dolayı sevinçlerınin sonsuz oldu- ğunu belirtiyorlar, ancak Beledi- ye Başkanı Yıldırım gibi düşün- müyorlar. "Stratejik önemi" do- layısıyla Şırnak'ın il yapıldığına inanıyorlar. "Giivenlikte koordi- nasyonu saglamak için" Şıınak- ın il yapıldığını sandıklarını söy- lüyorlar. Uysal ve Uğur'un bir başka ortak görüşü de şu: "Şırnak'ın fl olmasını kimse politika malzemesi yapmasın. ANAP sahiplenmesin. Çıinkö Şırnak'ın il olması zorunluydu. Bu işin ANAP'la ilgisi yok. Çok çok vesile olmuştur, ama Şırnak MGK'nın tavsiyesi üzerine il ya- pılmışür." Hakkâri'nin Uludere, Be>1üş- şebap, Mardin'in Cizre, Silopi ve Sürt'in de Enıh ilçesinin Fındık bucağının bağlanması düşünülen Şırnak'ta ekonomik yaşamın şu andaki görünümü kelimenin tam anlamıyla felç. Aslında altında müteahhitler arası çıkar çatışma- sının yattığı Şırnak kömür ocak- lannın "PKK'ya yardım gidiyor" gerekçesiyle yaklaşık on ay üre- tim dışı bırakılması son ekono- mik darbe olmuş Şırnak'a. Jeoloji Mühendisi ve Nakliye- ciler Kooperaün Başkaru Abdul- lah Yarka yirmi yedi ilin kömür gereksinraesıni karşılayan kömür ocaklannın Şırnak'ta ekonomi- nin lokomotifi olacağı karusında. "Diizenli çaltştınlması halinde günde 500 milyon liradan yılda 120 milyar girer Şırnak'a. Bu da Şunak'ı cennel yapmaya ytter" diyor Yarka. Abdullah Ykrka da pek çok Şırnaklı gibi kömür ocaklarının yanlış politikalar sonucu jyi işle- tilmediğine inanıyor. Kömür ocaklannın adaletsiz dağıtılma- sı, ihalelerde adam kayırılması, bazı ocaklann kaçak çalıştınlma- sı gibi yanlışlıklann yönetimin Şırnak'a gecmesi halinde yinden- memesini diliyor. Yüzde 98'i dağük, yüzde 2'si ise dalgalı araziden oluşan Şır- nak'ta tanm yok denecek durum- da. Güneydoğu olaylannın yol açtığı göç nedeniyle hayvancılık da Ermeni, Süryani ve Gildani kökenli yurttaşlann yaptığı do- kumacüık da neredeyse kalmanuş gibi. Eskiden elliyi aşkın doku- ma tezgâhının bulunduğu Şır- nak'ta şimdi Unlü Şırnak şalı ve erkeklerin giydiği "şal-şapik" de- nen bol paçaiı pantolon dikilen tiftik kumaşı da çok az dokuna- biliyor. Yoksulluğun içler acısı" bo- yutlarda olduğu Şırnak'ta il ol- manın coşkusunu yaşayan herkes bir sey bekliyor. Kömür iscisi Ab- dülmenaf Olca "Çok menfaati dokunur, belki iş bulunar", on bir çocuklu işsiz Hasan Tekin, "Herbal bana da bir çöpçülük düşer", Uludereli kömür müteah- hidi Sadık Encü, "En knçük bü- rokratik işimiz için gidiş-geliş 400 kilometre >ol katederek Hakkâ- ri'ye gitmekten kurtulduk" diyor. 50 bin tutııkluya bayram görüşü Haber Merkezi — 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay- ramı ile Şeker Bayramı'nın ardar- da gelmesiyle başlayan uzun tatil- den liderler de paylarını aldılar. Başbakan Yıldınm Akbulut'un karnu kunım ve kuruluşlan için bir genelge yayunlayarak 23 Nisan ve Ramazan Bayramı arasında ka- lan 1.5 işgününu de tatil etmesiy- le üst düzey bürokratlar da ken- dilerini Ankara'nın dışına attılar. Bakanlar ve üst düzey bürokrat- lar genellikle Akdeniz ve Ege kı- yılannda tatillerini geçirmeyi ter- cih ettiler. Kamu bankâlannda ca- lışanlar tatillerini geçirmek üzere güneye yönelirken özel banka ça- lışanları Ankara'da kalmanın bu- rukluğunu yaşadılar. Yann Çanakkale'de Anzak Bir- likleri'nin çekilişinin 75. yıldönü- mü törenlerine katılacak olan Cumhurbaşkanı Tnrgat Özal, bayram tatilini Antalya Kemer Si- mena Tatil Sitesi'nde geçirecek. Başbakan Yıldırım Akbulut, bayramda Didim'de olacak. SHP Genel Başkanı Erdal tnö- nii 22-25 nisan tarihlerinde Brük- sel'de Avrupa Topluluğu Sosyalist Partiler Toplantısı'na gözlemci olarak katılacak, daha sonra Is- tanbul'a dönecek. DYP Genel Başkanı Siileyman Demirel, DSP Genel Başkanı Bii- lent Ecevit ve RP Genel Başkanı Necmettin Erbakaa'ın ise bayra- mı Ankara'da geçirmeleri bek- leniyor. Açık görtiş Geçen cuma günü başlayan 9 günlük tatil günleri bayram öncesi hareketlendi. Turistik beldelerde- ki konaklama yerlerinde doluluk oranlarımn yüzde yüzlere ulaştı- ğı kaydediliyor. Bu arada, Diya- net İşleri Başkanlığı'nca bayram namazı saatlerı ile fitre ve zekat miktarları açıklandı. Ceza ve Tu- tukevleri Genel Mudürlüğü yetki- lilerinden edinilen bilgiye göre de bayram süresince 644 cezaevinde açık gönişe izin verilecek. Mete- oroloji yetkih'leri bayramda özel- likle Ege ve Akdeniz"in sıcak ve güneşli geçmesinin beklendiğini açıkladılar. Haftasonu, 23 Nisan ve bayram tatilinin birleşmesi ile oluşan 9 günlük büyük tatil günleri bayram öncesi hareketlendi. Turistik yöre- lerdeki konaklama tesislerinde do- luluk oranlarımn yüzde yüzlere ulaşüğı kaydediliyor. Pansiyoncu- lar, uzun tatilin, turizm sezonuna girilmiş olmasıyla birlikte piyasayı hareketlendirdiğini belirtiyorlar. Tatil için büyük kentlerden sahil- lere yönelen göç, daha çok Akde- niz ve Ege'de yoğunlaştı. Bu arada, Diyanet İşleri Baş- kanlığı'ndan yapılan açıklamada, bayram namazı saatleri ile fitre ve zekât miktarlanna esas olacak oranlar bildirildi. Bayram nama- zı Kars'ta saat 5.56'da, Erzurum 1 da 6.04'te, Samsun'da 6.22'de, Adana'da 6.32'de, Ankara'da 6.38'de, Istanbul'da 6.52'de, Iz- mir'de de 7.02'de kıhnacak. Yapılan açıklamaya göre rama- zan süresince verilrnesi gereken fıtre miktannın 80.18 gram altın veya 561.3 gram gümüş fiyatma denk gelmesi gerekiyor. Şeker Bayramı dolayısıyla bu yıl 644 ceza ve tutukevinde açık göriiş yapılacağı bildirildi. AN- KA'mn haberine göre, Adalet Ba- kanlığı Ceza ve Tutukevleri Genel Mudürlüğü yetkilileri, bayrarada açık görüşten 50 bin tutuklu ve hükumlünün yararlanacağını kay- dettiler. Açık göruşün bayramın hangi günleri yapılacağına ceza- evlerinin yöneticileri karar vere- cekler. Tatilin beşinci günunde hava sıcakhğında önemli bir de- ğişme beklenmiyor. IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA 70. Yıl fZMİR — Az gittik, uz gittik, 70 yılda ne- reye geldik? Biz 70. yılda hâlâ "ulusal egemenliği". "Meclisin üstünlüğünü", yasa hükmündeki S.S. kararnamelerini tartışırken, evrensel de- mokrasinin acaba neresindeyiz? Bunlan düşündük uzun uzun... 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay- ramı'nı kutladık dün. Çocuklar en yeni giy- sileriyle sabah okulun yolunu tuttular; şiir- ler, şarkılar söylediler. Kiml çocuklar annelerinı, babalarını ara- dılar Onlara bir demet kır çiçeği götürmek istediler. Yıllardır doya doya sarılmadıkları, birlikte el ele tırtuşup gezemedikleri anne- lerini, babalarını aradılar. Dün cezaevlerinde açık görüş yoktu... Vfe dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Ço- cuk Bayramı'ydı... Halk desteğınden yoksun bir siyasal ikti- dar, S.S. kararnamesıyle demokrasiyi geri- ye çekmiş, TCK'nın 141-142. maddelerini "Kaldırdık, kaldırıyoruz" kandırmacasıyla bu- günlere gelmışti. TBMM özel gündemle toplanmıştı. Cum- hurbaşkanı Özal, Avustralya Başbakanı'nı ve gazetecıleri kabul etmişti Yabancı gazete- ciler bir gün önce Başbakan Yıldırım Akbu- lut ve TBMM Başkanı Kaya Erdem'i ziyaret etmişlerdi. Yabancı gazetecilerin soruları "S.S. kararnamesi"ne ilişkındi. İçeriye Türk gazeteciler alınmadı. TBMM özel gündemınde konuşan Demi- rel ve Baykal "erken seçım" konusunu bir kez daha yinelediler. Özellikle Baykal'ın ko- nuşması iki ana noktada toplanıyordu. Birin- cisi Meclisin itibarını korumak kçin ulusal ira- deye başvurmak, ikincisı de ulusal bağım- sızlıkta askerin değil Meclisin desteğıni al- maktı. • Türkiye'de dinci akımlar hoşgörüyle kar- şılanıyor. Kara çarşaf bugün moda oldu. İl- kokul çocukları Milli Eğitim Müdürlerinin buy- ruğuyla 23 Nisan törenlerine siyah çorap gi- yerek katılmaya zorianıyor. Cumhurbaşkanı Özal'ın, yabancı gazete- cilerin "Türkiye'de dini akımların etkinliği" konusundaki sorulara canı sıkılıyor. Özal, "Is- lam aşırı bir din değildir" diyor. Ancak islam içinde fanatizm olduğunu da belirtmeden geçmiyor. Özal devam ediyor: —Türkiye'de büyük bir fundamentalizm yoktur, belki eskiye nazaran insanlar dini ög- renmeye daha fazla ilgi duyuyorlar, ama bu- na kendi kendilerine karar veriyorlar. Türkiye'de dinci akımlara olan "yumuşak bakış", ANAP iktidarının politikaya İslami mo- tifi işlemesinden kaynaklanıyor. Kimı bakan- hklardaki örgütlenmeler bu yüzden gerçek- leşiyor. Sargın ve Kutlu cezaevinde açlık grevinin 18. gününü doldururken siyasal iktidarın so- rumluları görmezlikten geliyor. Sargın ve Kut- lu için imza toplayan insanlar ise pdisçe göz- altına alınıyor. Bir de Ayasofya'nın camiye dönüştürülme- si, türban tartışması için yapılan imza kam- panyalarını düşünün. Resmi elbiseli polis memurları, öğretmenler, memurlar katıldı. Yürüyüşler, gösteriler yapıldı. Ne gözaltına alındılar ne de sorgulandılar. Şimdi bir resmi elbiseli polis memuru, Ni- hat Sargın ve Havdar Kutlu için imza kam- panyasına katılsa, onlara destek verse ba- şına neler gelir, düşünebiliyor musunuz? TBMM kuruluşunun temel ilkesinin 70. yı- lında ülkede evrensel demokrasinin görünü- mü hiç de içaçıcı değildir. İnsan hakları ve temel hak, özgürlükler hiçe sayılmaktadır. ANAP iktidarı bugün Çankaya'dan yöne- tilmektedir. Yasa gücündeki kararnameler Meclisin onayından geçirilmeden uygulan- maktadır. Ulusal egemenlik demokrasisinin, laik, çağdaş, demokratik ve bağımsız cum- huriyetin temel kurumu ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Halkın özgür iradesidir bu- rası. Her şey Meclis'te tartışılır, karar verilir. O nedenle dün başta Kaya Erdem, Süleyman Demirel ve Deniz Baykal'ın konuşmaları de- mokrasi açısından önem taşımaktadır. Ulusal egemenliğin yaşayan ilkeler olma- sı, bağımsızlığın bu ilkelerden geçeceğinin bir kez daha anımsatılması bakımından önemlidir. İki binli yılların eşiginde olan Türkiye'de ev- rensel demokrasinin gerçekleşmesi açısın- dan önemlidir. Ekmek, su kadar önemlidir... yıhnda ANAP iktidarı Toplu Ba- sın Mahkemeleri'ni kaldırdı. Ya- sa değişikliğiyle asliye ve ağır ce- za mahkemeleri yetkili kılındı. 1984 yılında 11 dava açıldı, 11 ga- zeteci yargılandı. 1986 yılında bü- yük bir artış görülerek dava sayı- sı 282'ye, sanık gazeteci sayısı 420'ye ulaştı. 1987 tarihinde basın davası sayısı 317'ye, sanık sayısı da 509'a cıktı. 1984 yıhndan sonra "Devletin güvenliğini zeddeyki yayın yapanlar"la ilgili davalar DGM'lerde görülmeye başlandı. Kurulduklan günden bu yana 300 yayın için toplatma kararı veren DGM'lerde, bu kararlann çoğu si- yasi içerikli dergiler için çıktı. Bö- lücülük ve komünizm propagan- dası yapıldığı gerekçesiyle 30 ayrı derginin 225 sayısı toplatıldı. Da- valarda dergi sonımlularına 2 bin yüı aşkın hapis cezalan istendi. Şu ana kadar sonuçlanan davalarda, dergilerdeki yazar ve sorumiulara toplam 224 yıl 5 ay ağır hapis ce- zası verildi. Bu cezaların çoğun- luğu paraya çevrilirken bu imkâ- nı bulamayan 2000'e Doğru ile Ye- ni Çözüm dergilerinin eski yazı iş- leri müdürleri savlara göre yurt- dışına kaçtılar. Toplama baktığımızda 1980 ey- lülü ile 1989 ocak ayları arasında açılan 2 binden fazla basın dava- sında 3 bin gazeteci, yazar, sanatçı ve yayıncı sanık durumuna düştü. 1989 ocak ayından sonra verilere baktığımızda ise günlük gazetelere açılan dava sayısı 194 oldu. Bu da- valardan çoğunu tazminat istem- li hukuk davaları oluşturdu. 109 tane de ceza istemli dava açıldı. Tan, Günaydın, Güneş, Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, LJIus, Milli Gazete, Gazete gazetesi ve Tercü- man'a hukuk, ceza ve tazminat davalan açıldı. Erkek dergileri ile magazin gazeteleri hakkında ocak 1989 verilerine göre 100'den fazla dava açıldı. Bu davalar genellikle tazminat ve muzır yayın nedeniy- le oldu. Nisan 1988 ve sonrasın- daki veriler incelendiğinde, 12 Ey- lül 1980'den sonra kapatılan bazı dergi ve gazetelerdeki yazılan ve diğer yanlar nedeniyle yazı işleri müdürlerine toplam 5 bin yıldan fazla hapis cezası verildi. Halen cezaevinde bulunan 24 yazı işleri müdürüne 100 yıllara varan ceza- lar uygulandı. Bunlardan en yük- sek cezayı Halkın Kurtuluşu ga- zetesi yazı işleri müdürü Veli Yıl- maz 748 yılla aldı. Cezaevinde bu- lunan yazı işleri rnüdürlerinden saptayabildiklerimiz şunlar: Veli Yılmaz: Halkın Kurtuluşu, 748 yıl, Kazım Ariı: öncü gaze- tesi, 22.5 yıl, Abdullah Erdogan: Kitle gazetesi, 36 yıl, trfan Aşık: Partizan, 111 yıl, Hüseyin Ülgen: Genç Sosyalistler, 12 Yıl 3 ay, Er- han Tuşkan: İlerici Yurtsever Gençlik, 123 yıl, Candemlr Öıitr. Şavaş Yolu, 23 yıl 10 ay, Mebroet Özgen: B. Türkiye ve Devrimci Militan, 41 yıl, Alaattin Şahin: Halkın Yolu, 130 yıl, Osman Taş: Halkın Kurtuluşu, 661 yıl 2 ay, Fikrrt Uhısoydan: Halkın Sesi, 66 yıl, tlker Derair Kitle gazetesi, 30 yıl, Hacı Ali Özer: Emeğin Birli- ği -cezası belli değiK Remzi Knçük ertan: Devrimci Proletarya, 17.5 yıl, Ertagrul Mavioğlu: Yeni Çö- züm, 3 yıl, Süreyya L'ri: Durum - cezası belirlenemedi-, Mehmet Re- şal Güvenilin Emeğin Birliği, 29 yıl 9 ay, Gnzel Aslanen Halkın Birliği, 146 yıl, Abuzer Kılıç: Emek dergisi, tutuklu hakkında 100 yıldan fazla ceza isteniyor. Bunların dışında Halkın Sesi yazı işleri rnüdürlerinden Mosta- fa Tütüncöbaşı 42 yıllık cezasıy- la, Aydınlık Yazı İşleri Müdürü Dogan Yurdakul 18 yıllık cezasıy- la, yine Aydınlık yazı işleri müdür- leri nden Aydoğan Bü>üközden 136 yıllık cezalanyla gıyabi tutuk- lular. Halkın Kurtuluşu yazı işle- ri rnüdürlerinden 155 yıJ ağır ha- pis cezası bulunan Mustafa Yıldı- nmtürk, Metris Cezaevi'nden fi- rar edenler arasında bulunuyor. Yazı işleri müdürleri Mustafa Ço- lak, Galip Demircan, Neyzat Acan, Ali Rabuş, Feyzullah Özer, Ersan Sankay ve Muhittin Gök- taş'ın ise cezalanm çektikten son- ra serbest bırakıldıkları belirlen- di. Halen yakalanamayan 2000'e Doğru dergisi eski Yazı İşleri Mü- durü Fatma Yazm'nın hakkında açılmış 56 ayn dava bulunuyor. Yazıcı'nın bu davalardan 4'ünde kesinleşmiş toplam 11 yıl 5 ay ce- zası var. Yine firarda olan ve hak- kında açılan davalarda 100 yılı aş- kın hapsi istenen Yeni Çözüm der- gisi eski Yazı İşleri Mudürü Çelik Maikoc'un ise kesinleşmiş 7.5 yıl- lık hapis cezası bulunuyor. Basın Kanunu'nda 1980 sonra- sı yapılan değişikliklerle yayınla- nn dağıtımının önlenebilmesine olanak tanıyan yeni düzenlemeler getirildi. Bu uygulamayla piyasa- ya sürülmeden önce birçok gaze- te, dergi ve yazılı yayın matbaada kontrolden gecirilerek dağıtımının devlet güçlerince engellenmesi sağlandı. Milliyet gazetesinde ya- yımlanan "Apo" ile ilgili röportaj, Güneş gazetesi ve Sokak dergile- rinde yayımlanan "askeriikle" il- gili röportaj ve haberler, 2000'e Doğru dergisi "Dogu sorunu" ko- nulu haberler nedeniyle kanunda yapılan değişikliklerden nasibini aldılar. Söz konusu gazete ve der- gilerde bu haber ve röportajların yayımlandığı sayılann dağıtımı engellendi. llginç bir uygulamada da gazetelerin yörelere girmesine izin verilmemesiyle yaşandı. Hür- riyet gazetesinin "Gölcük'teki savcı" haberi nedeniyle Kocaeli'- ne, Cumhuriyet gazetesinin de ka- panan THA mahreçli "poliük" bir haber nedeniyle 5 ile girmesi- ne izin verilmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle