28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 NÎSAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Londra'dan Tıran'a öneri • LONDRA (AA) — İngiltere, yaklaşık on yıl önce yaptığı bir çağrıyı tekrarlayarak, Arnavutluk'a koşulsuz olarak diplomatik ilişki kurmayı önerdi. Arnavulluk lideri Ramiz Alia'nın, Şovyetler ve ABD'ye diplomatik ilişkileri yeniden kurma çağrısı yapmasından bir gün sonra, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arnavutluk'un uluslararası üişkilerde tamamen yeralmaya niyetli olduğunun anlaşıldığını açıkladı. Dayaıuşma'nın kongresi • GDANSK (AA) — Polonya'daki Bağımsız Dayanışma Sendikası'nın ikinci kongresinde konuşan sendika başkanı Lech Walesa, geçmişte izledikleri politikayı savundu ve Dayanışma'ya ihanetle suçladığı eski yöneticilerden bazılannın katılmaları durumunda, kongreyi terk etme tehdidinde bulundu. Kongrede (ekrar başkan seçilmesi beklenen Walesa, yaptıklarını kendi için değil, Polonya için yaptığını belirterek, "Bu bizim ortak zaferimizdi. Ben yalnızca sürücüydum" şeklinde konuştu. Çekoslovakya ad degiştirdi • PRAG (AA) — Çekoslovakya devletinin adı, "Federatif Çek ve Slovak Cumhuriyeti" olarak değiştirildi. Ad değişikliğini oybirliğiyle kabul eden federal meclis, bayrağın üzerindeki, komünizmi simgeleyen yıldız amblemini kaldırdı. Çekoslovakya, daha önce de, "Çekoslovakya Sosyalist Cumhuriyeti" olan adından "sosyalist" ibaresini çıkarmış ve devletin adının "Çeko-SIovakya" olarak da yazılabileceği yolunda bir karar almıştı. Ancak Slovaklar, bu karara tepki göstermişlerdi. De Klerk'ten eşitlik sözti • CAPE TOWN (AA) — Güney Afrika Devlet Başkanı F. W. De Klerk, ırkçı rejimin temeli olan yasalarda duzeltmelere gideceklerine veya bunlan tamamen kaldıracaklarına soz verdi. De Klerk, ırkçı rejimin köşe ta$ı olarak tanımlanan dört yasaya atıfta bulunarak günittk yaşamdaki ayrımcılığa son vermek amacıyla bunların kaldırılacağını veya iyileştirileceğini kaydetti. De Klerk, lideri olduğu yönetimdeki (Jlusal Parti'nin herkese oy hakkı tanınmasına taraftar olduğunu, ancak beyazların var olan haklannın sınırlandınlmasını da istemediklerini söyledi. Türkçe, Avrupa Konseyi'nde • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez, 7-11 mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Parlamenter Meclisi (AKPM) toplantılan sırasında Türk milletvekilleri görüş ve düşüncelerini Türkçe olarak dile getirecekler. Dimitrov çöztim arıyor • VÎYANA (AA) — Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boiko Dimitrov, Bulgaristan'da yaşayan Türkler ile ilgili sorunlann, uluslararası bir çerçevede çözümlenmesi gerektiğini savundu. Dimitrov, dün yaptığı açıklamada, bir Ulkede yaşayan azınlığın haklannın, bir başka fllke tarafından savunulmasının, "O ülkenin içişlerine karşımak olarak algılanabilecegini belirtti. Dimitrov, "Bu nedenle Bulgaristan'daki Türk azınlığın sorunlan, uluslararası bir çerçeve içinde çözümlenmelidir" dedi. Bulgaristan Dışişleri Bakanı, Bulgaristan'daki Türklere geçmişte bazı haksızlıklar yapıldığını da kabul ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimi için son sözlersöyleniyor KKTC'de ecandorııktaCumhurbaşkanlığı şeçimi adaylarmdan İsmail Bozkurt ve Alpay Durduran mitinglerini tamamladı. Denktaş ise son mitingini bugün Lefkoşa'da yapıyor. Son söz yarın sabah 08'de açılacak sandıklarda söylenecek. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — KKTCde cum- hurbaşkanlığı seçimi propaganda süresi, bugün saat 18.00'de sona eriyor. Seçmenler yann sabah sa- at 08.00'den itibaren sandık başı- na gidecek. Radyodan sonra geçen çarşam- ba gecesi televizyondaki propa- ganda konuşmalannı tamamlayan cumhurbaşkanı adaylarından Toplumcu Kurtuluş Partisi adayı Alpay Dnrduren, cumhurbaşkan- lığı seçimiyle ilgili propaganda topiantılarını da Lefkoşa'da lnö- nü Meydanı'ndaki son konuşma- sıyla önceki gün, bağımsız aday Umaû Bozkurt ise Gazimagosa ve Girne'deki mitingletinin sonrasın- da tüm muhalefetin gövde göste- risi nitdiğine dönüşen Lefkoşa mi- tingiyle, dün Atatürk Meydanı'n- da tamamladı. Cumhurbaşkanlığı seçim ya- saklan bugün saat 18.00'de baş- layacağı için Denktaş'ın son mitin- gini bu saatte bitirmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçim yasakla- n, pazar günü oy verroe işieminin biteceği saat 18.00'e kadar sürecek. Oy verme işleminde 101 bin 172 seçmen oy kullanabilecek. Lefko- DENKTAŞ'IN MTTİNGLERİ — KKTC'nin birinci cumhorbaşkanı ve pazar günkü seçimin bagımsız adayı Rauf Denktaş, miting meydanlannda dev boyullu TV ekranlanyla da halka hitap ediyor. Denk- taş, muhalefetin kendisiyle ilgili suçiamalanna da sert tepki gösterdigi konuşmalannda "davayı savun- mak için vekâletinin tazelenmesini" istiyor. (Fotograf: AA) şa bölgesinde 191 sandıkta 47 bin 112 seçmen, Magosa bölgesinde 170 sandıkta 37 bin 72, Girne böl- gesinde 82 sandıkta 16 bin 948 seçmen oy kullanacak. Toplam 443 sandıktaki seçim kuruHan bir başkan ve iki görevliden oluşacak. Seçimlerde 1500"e yakm kişi görev alacak. Bagımsız aday Rauf Denktaş, son üç gün içinde "nrahaltflertain kendisini Erenköy'den kaçmak, •ilesini adadan kaçırmakla suçladıklanna" işaret ederek "Eşi- ain sagiık nedenleri ile Ankara- y* gönderiMiğini, çocaklannı da yanına alma zorunluluğu bnİHBdogonu" söyledi. "Onlar bizim değil Vasiliu'nun cumhuriyetine inamyoriar" suçla- masında da bulunan Denktaş, "KKTC'nin cumboriyete iıuuuna- yanlara teslim edilemeyecegini" vurguladı. Gazimagosa mitinginden sonra önceki günkü Girne mitinginde de coşkun bir izleyici kitlesine sesle- nen tsmail Bozkurt ise "Kıbns so- nınunda Türkiyesiz bir Kıbns Türk halkı duşünülemeyecegini, Türkiye'nin onceden sınırtannı çizdigi ve fcderasyon olarak hedefi belirlediğl politikayı benimse- digini" açıkladı. Öte yandan partili tek aday Alpay Durduran, son konuşmala- nnda "Denktaş'm Kıbns sonınu- nu çözmeye bjç niyeti olmadıgım, batla Tiirkiye'nin büe Avrupa Toplulugu'na Uye olmasıaı istemediğini" vurguladı. Denk- taş'ın Kıbns Türkünü tslam Or- tak Pazarı'na, yani karanlık bir ortaçağ lüneline sokmak istediğıni" ileri süren Durduran, "Anavatan hiikümetinin seçimle- re var gücüyle miidahale ettiğini" kaydetti. TRT açıkoturumu Karmaşa denetime bağlandıKnlrur Servisi — KKTC'de ya- rın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Kıbns'taki son gelişmelerin ele alındığı "Açık- otnrura" programmın yaym ta- rihi konusunda çıkan karmaşa "denetim" konusuna bağlandı. Altemnr Kılıç'ın yönettiği, Prof. Momtaz Soysal, Prof. Erol Manlsalı ve Seyfi Taşcan^ ın katıldıkları, önceki gün TVl'de 21.50'de yayına giren "Açıkoturum"u, TRT geçen pa- zartesi günü çekmiş ve perşem- be günü yayına sokacağını açık- lamıştı. TRT Program Dergfei'n- de yer almayan bu değişiklik yü- rürlüğe sokulduktan sonra yine perşembe günü bir açıklama ya- pılarak "Açıkoturum"un yayını- nın cumartesi günü TVl'de saat 22.30'dan başlayarak gerçekleş- tirileceği bildirilmişti. TV Dai- re Başkanlıgı'nın Vayın Planla- ma Miidürlüğii'ne bildirdıği bu degişikliğe karşın, program tek- rar bir değişiklik yapılarak ön- ceki gün, daha önce bildirilen değişiklikte olduğu gibi yayına sokuldu. Programın yayuu konusunda- ki karmaşanın "denetim" kay- naklı olduğu bildirildi. Edinilen bilgiye göre önce TRT Genel Müdürlüğü'nce denetlenen program KKTC'deki seçimin bir gün öncesinde yayınlanmak uze- re teslim edildi. Ancak daha sonra bant kayıtları Dışişleri'n- den görevlere izlettirildi ve 'olur' alındıktan sonra tekrar yayına sokuldu. ZLENIMLER Muhalefet, 'Denktaş avantajh 9 diyor FATtH M. YILMAZ LEFKOŞA/MAGOSA — KKTCde ya- nn yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için üç aday arasındaki söz düdlosu sürerken, rakipleri Rauf Denktaş'ı daha avantajh bu- luyor. Seçimde Denktaş'ı tek zorlayacak aday olarak gösterilen İsmail Bozkurt, "DenJttes, karizması ve orta yaşın uzerin- dekiierin oylanyla benden daha avantajlı" dedi. Üçüncu aday Alpaj Durduran ise se- çimleri Denktaş'ın kazanacağını söyledi. KKTC cumhurbaşkanlığı seçiminde ar- tık tüm çekişmenin iki aday arasında ol- duğu herkesçe biliniyor. Seçime tek parti- li aday olarak katılan Yeni Kıbns Partisi Genel Başkan) Alpay Durduran, alacağı oy oranının en fazla yüzde 10 dolayında ola- cağmı soylüyor. Denktaş, 1985 seçimlerinde aldığı yüzde 71'lik oranın "flç asagı beş ynkansı'' tahmininde bulunurken, Bozkurt ' da "dez«vantajlanna" karşın yüzde 50'nin üzerine çıkabileceğini savunuyor. Cumhurbaşkanı adaylannın tümüyle ay- n ayn konuştuk. Konuşmalarda dikkati çe- ken bir nokta Denktaş ile Bozkurt'un dü- şünceleri arasuıda özellikle Kıbns sorunu- nun çözümüne ilişkin pek fazla bir ayrım olmadığı, Durduran'ın ise rakiplerinin ak- sine olarak Turkiye'ye çatması oldu. Denktaş partileriistü Rauf Denktaş'la önceki gun Magosa'da- ki seçim gezisi sırasında konuşma fırsatı bulduk. Denktaş, rakiplerinin kendisini "aslında bukumetlerin işi ounasına karşın" politik çekişmeye götürmek istediklerini, bu nedenle de "Kıbns.davası" sloganına sıkı sıkıya sanldığını söyledi. Denktaş, par- tilerüstü kalmaya özen gösterdiğini, ancak kendisini destekleyecek herhangi bir par- tiye de hayır diyemeyeceğini kaydetti. Cum- hurbaşkanı seçilmesi halinde, üç beş ay "işi sıkı" tutacağını belirten Denktaş, "dışa ön«n yerip, Içi ihmal etme" seklindeki suç- lamalara katılmadığını bildirdi. Denktaş, oy oranını sorduğumuzda da "Bu iş bitti. Ynzde 71'ln üç asağı beş yokarısında oy alınm" yanıtını verdi. Bozkurt'un dezavantajı Denktaş gibi seçime bagımsız olarak ka- tılan İsmail Bozkurt'la da Magosa'da gö- rüştük. Kıbns sorununun çözümünde Denktaş'ın savundukları ile kendisininki arasında pek fark olmadjğını söyleyen Boz- kurt, tek fark olarak "içteniiği" gösterdi. Denktaş'ınJCKTC toprakları üzerinde ya- şanan birçok sorunla ilgilenmediğini, ken- disinin bu konuyu sürekli olarak işlediği- ni anlatan Bozkurt, "tesadüf eseri" cum- hurbaşkanı adayı olduğunu belirtti. Denk- taş karşısındaki şansını sorduğumuzda Bozkurt, "Beoim Denktaş kadar kariz- mam yok. Bu nedenle Denktaş daha avan- tajlı. Bir de orta yaşın uzerindekilerin oy- lannın Denktaş'a gideceği hesaplanırsa da- ha avantajh oluyor. Ancak tum bunlara karşın, yüzde 50'nin üzerine çıkabileceği- mi sanıyorum" dedi. Durduran ümitsiz Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışının, adından en az söz edilen adayı Yeni Kıbns Partisi Genel Başkanı Alpay Durduran'ı ise Lefkoşa'daki seçim bürosunda yakaladık. Durduran, sözlerine "Seçimdeki şansım za- yıf. Yüzde 10 dolayında o> alabilirim. An- cak seçimi Denktaş'm kazanacağını söykyebilirim" diye başlayarak daha son- ra zayıf şansına karşın seçime katılma ne- deni olarak "fikirterini yaymayı" göster- di. Durduran, Türkiye'nin Kıbns konusun- daki politikasını eleştirerek Denktaş ve Bozkurt'tan aynlıyor. Türkiye'nin Kıbns L tan elini bir an önce çekmesini ve Kıbrıs- ta yaşayan iki toplumun 1993'e kadar fe- derasyon çatısı altında birleşerek Avrupa Toplulugu'na katılmasını ıstıyor. Durdu- ran'a göre Kıbns'ın AT kapısındaki en bu- yük engellerinden birisi Türkiye. KKTC cumhurbaşkanlığı seçimine ka- tılan üç aday ve seçim sonucu konusunda üç ayn tahmin. KKTC'de seçmenlerin ve adaylarla birlikte adları anılan partilerin tahmin yapmak istemedikleri gözleniyor. Adaylann Cumhuriyet için yaptığı tahmin- ler, gerçeği ne kadar yansıtacak, bunu ya- rın sandık başında göreceğiz. Cumhurbaş- kanlığı seçimini kazanan aday 23 Nisan- da çifte bayramı yaşayacak ve gözler 6 ma- yısta yapılacak genel seçimlerin kanı- panyalarına daha dikkatle çevrilecek. Yunanistan ve Türkiye'de iki TIR'da'top 3 parçası elegeçirildi 4 Stiper top'ıın parçası Kapıkule'deIrak'ın imal edeceği öne sürülen 'süper top'un parçalarını taşıyan iki TIR'dan birine Yunanistan'ın Patras limanında, Ötekine Kapıkule Gümrük Kapısı'nda el kondu. TIR'larda îngiltere'de ele geçen parçaların benzerleri bulundu. Bozer olayı doğruladı. Haber Merkezi — Bir süredir diplomatik sorunlara neden olan ve henüz netlik kazanmayan "Irak'ın süper topu" ilişkin iddi- aiarın ucu Turkiye'ye uzandı. fn- giltere'de imal edilerek Türkiye uzerinden Irak'a gönderilmek is- tenen 12 çelik borunun Kapıkule Gümrük Kapısı'nda bir TIR'da ele geçirildiği açiklandı. Dışişleri Bakanı Ali Bozer ola- yı doğruladı. Yunanistan resmi kaynakları da "siiper top"un ateşleyici parçasına Patras lima- nında el konulduğunu bildirdiler. tngiliz güvenlık birimierinin 11 nisanda Amerikan istihbarat kay- naklannın aktartığı bilgilerden yola çıkarak yaptığı operasyonda 40 metre uzunluğunda ve bir met- re çapında olan çelik borular ele geçirilmişti. lngiliz hükumeti bo- rularm 1.2 ton ağırhğında kimya- sal madde dolu mermıleri 1700 ki- lometre uzaklığa atabilecek nite- likte bir top nanılusu olduğunu ileri sürmüştü. Irak Devtet Başka- nı Saddam Hüseyin iddiaları tü- müyle yalanlayarak borulann pet- rol hattında kıfllanılacağım bdirt- mişti. Sonın iki hükümet arasın- da diplomatik krize neden olur- ken Ortadoğu'daki siyasi derige- yi değiştireceği gerekçesiyle tartışma konusu olmuştu. onuruna verdiği yemekte Cumhu- riyet muhabirinin sorusu üzerine olayı doğruladı. Bu arada lngiliz hükümetinin de Türkiye nezdinde konuyla il- gili olarak gûişimde bulunduğu ve boruları geri istediği öğrenildi. Ancak Dışişleri Bakanlığı kay- naklan uluslararası hukukun ka- çak teçhizatın iadesini öngörme- diğini bildiriyor. Bu gibi olaylar- daki genel uygulama gereğince söz konusu TIR'ın Turkiye'ye sokul- madan geri çevrileceği bdirtiliyor. Genelkurmay Başkaniığı Basın Bürosu yetkilileri dun olayı doğ- ruiamaktan kaçındılar. "Siiper top"un parçalannın çeşitli yollar- la Irak'a ulaştınlmak istendiği yo- lundaki iddiaları güçlendiren bir başka gelişme de Yunan gümrük yetkililerince "ateşleme parçası" olduğu öne surülen 29.5 ton ağır- lığındaki parçaya Yunanistan'ın Patras limanında el konulmasıy- la oldu. Yetkililer ele geçirilen parçanın bulunduğu TIR'm kâğıt- lanndaki bazı eksikliklerden şüp- helenmesi üzerine arama yapıldı- ğını ve Norveçli şoförün malze- meyi Irak'agötürdüğünü söyledi- ğini belirttiler. Yunanistan'da ele YUNANİSTAVDAKİ TOP — Atina'da güvenlik kuvvetleri larafından TIR'da ele geçirilen "süper top"un parçası dun gazetecilere gösterildi. (Fotoğraf Reuter) geçen parçalann Sheffield Forge- masters şirketinin ürünü olduğu belirlendi. Londra'daki gümrük yetkilileri Yunanistan ve Türkiye ile bu konuda işbirliği yaptıkları- nı ancak ayrıntılı açıklamayı he- nüz yapamayacaklarım bildirdiler. Irak yalanlıyor Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcü- sü dün lngiliz iddiaJarının gerçek- le hiçbir ilgisi bulunmadığını söy- ledi. Sözcü çelik boruları petro- kimya üretimi amacıyla kullana- cak ları yolundaki açıklamalarını yineledi ve ülkesinin füze uretimi konusunda üstun kapasitede ol- duğunu ifade etti. Öte yandan, İngiliz "Independent" gazetesi Irak'a gönderilmek üzereyken Îngiltere'- de el konan borunun silah olma- dığj, Musul yakınlannda bir fü- ze araştırma-geliştirme merkezin- de sabit bir rampa olduğunu ileri surdü. "Independent'in konuya ilişkin yorumunda "Bu girişioı, Irak'a Ortadoğu'daki askeri dengeyi alt- üst edecek bir teknoloji sağlaya- cakü. Saddam Huse>in'in öteden beri istediği şekilde kuçiik ve ba- sit bir uyduyu ucuz bir şekilde ve roketle değil, bir top namlusu kul- lanarak uzaya göndermesine yarayacaktı" denildi. 'Top" yolda Irak'ın imal ettiği öne sürülen "siiper top"un bir parçası önce- ki gün Kapıkule Gümrük Kapısı'- nda yapılan denetimler sırasında yabancı plakalı bir TIR'da ele ge- çirildi. BBC'nin de dün akşam verdiği habere göre Türkiye'deki TIR'da olayla ilgili ikinci lngiliz şirketi olan Watter-Somers yapı- mı 12 çelik boru var ve çelik bo- rular inceleniyor. Dışişleri Baka- nı Ali Bozer 23 Nisan nedeniyle dün gece Ankara Devlet Konuke- vi'nde yabancı parlamenterler Lübnan'da rehine bilmecesi sürüyor Dış Haberier Servisi— tran'ın desteklediği Hizbullah'a bağlı Su- riye yanlısı kanadının lideri Hü- seyin Musavi kendisiyle yapılan bir telefon göruşmesinde, AP ajansına "Rehineferi sahverme iş- ieminin ertelendigi kesin, anlaş- mazlıklar oldnğu da kesin, ama rehinelerin serbest bırakılacakla- n da kesin" şeklinde konuştu. Re- hineler olayında ağırlığı olduğu ileri sürülen Musavi, bir rehinenin serbest bırakılmasının ABD'nin "ukaJa ve kovboy tavnna" rağmen kesin olduğunu söyledi. AA'nm haberine göre ise ABD Başkanı George Bush, Lübnan'da rehineleri ellerinde tutanların is- teklerine boyun eğmeyeceklerini bildirdi. Bush, rehineleri ellerinde tutanla- nn daha önce kendilerini hayal kı- rıklığına uğrattıklannı ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı Orta- doğu ikinci sorumlusu John Kelly'nin Şam'a gitmemesi nede- niyle Filıstin'in Kurtuluşu tçin ts- lami Cihad Örgutü rehınelerden birini salıvermeyi dün süresiz er- telemişti. Başkan Bush, Kelly'nin neden Şam'a gitmediği yolundaki bir soru üzerine "Bizim Şam'da rehinelerin salıverilmesi için çalı- şan ve bu konuda tamamen uz- man bir diplomatımız var" dedi. ABD'nin Şam Büyükelçisi Ed- ward Cereciyan, Bonn'da Kelly 1 nin başkanlığında bir büyukelçi- ler toplantısına katıldıktan sonra dün Şam'a donmuştu. Bu arada Suriye Dışişleri Baka- nı Fartık El Şara, İran yanlısı grupların elinde bulunan bir Amerikalı rehinenin cumartesi ya da pazar günü serbest bıakılabi- leceğini söyledi. ABD'de yayımla- nan New York Times gazetesinin bugünkü haberinde, El Şara'nın '"Amerikalı rehinelerin serbest bı- rakılmalan için tran ile gönışme- er yaprnaktayız" seklindeki sozie- rine yer verildi. Haberde, El Şa- ra'nın söz konusu açıklamayı, ABD'nin Suriye Büyükelçisi Er- ward Cereciyan ile görüştükten sonra yaptığı kaydedildi. DUNYADA BUGÜN ALtSİRMEN Akıl Baştan Gidince Gazetelerimiz bir süredir, cerıde-ı handeıye veya Handena- me'ye dönüştü. Varsa Hande, yoksa Hande... Hande Hasân Gü- zel Ceial ilişkisinden kendıne göre sonuç çıkarıyor. Kimi, Hande, Hasan Celal ilışkısini ortaya atıp kendi neden olduğu sorunlan unutturduğu için keyifle ellerini ovuşturuyor. Kimi, kocasının ateşlediğı fitili keyifle izledikten sonra "Han- de'ye yazık oldu" buyuruyor. Hande olayı kendi doğal boyuttarını aştı. Çıklırmış, rayından cıkmış bir toplumun, totem etrafında dönerken attığı çığlığın na- karatını oluşturdu. O toplum ki kendi kendini yok edebilecek bir çılgınlık faryası- nın içine girmiş bulunuyor. Hani biraz daha çaba harcasa top- lumumuz denizi bile tutuşturacak bir sapıklığın doğrurtusunda gidiyor. Sovyet bilim adamı Ahmedov, Karadeniz'in dibinde hızla arf- makta olan ve gittikçe yüzeye yaklaşan hidrojensülfidin küçûk bir depremle yüzeye çıkabileceğini, denizin yanıp kıyıların çöl- leşebileceğini belirtiyor. Hamsiler çoktan kıyılarımızı bırakıp glastnostun, perestroyka- nın âlemine göçmüşler. Yıllarboyu uyarıldığı halde, "birşeycuk olmaz" diyen Karadenizlı vatandaş, balık duasına çıkmış. Ba- lık azalmasına neden olarak da yunusları gösteriyor. Oysa yunusların böylesıne yıkımı gerçekleştirmeleri olanak- sız. Karadeniz'i çöle çevirmekte insanımız yunuslardan çok da- ha ileride. Zekâ olarak ise insanımızın yunusların ilerısinde olduğunu söy- lemek o denli kolay görünmüyor. Örnegin basına diş bileyenler, bir nereden buldun yasası çı- karıyorlar. Buraya kadar her şey iyi görünüyor. Basında yalnız gazete sahipleri değil, köşe yazarlarının da servet beyanında bulunmaları istenıyor. Ama Sayın Özal'ın beyanının gizli kala- cağı öğreniliyor. Sayın ANAP'lılar hiç üzülmesinler, böyle bir açıklama için ya- saya bile gerek yoktu. Bir köşe yazarı olarak bendeniz, bütün mal varlığımı, babamdan kalanı. kendi edindığimi hemen açık- lamaya amadeyim. Üstelik onunla da yetinmeyip oğlumun, ka- rımın ve anamın mal varlığını da açıklayabilirim. Ama Sayın ANAP'lılar acaba, kendi fiili başkanlarının ve de biraderlerinin ve de saygıdeğer eşlerinin ve de mahdumlarının ve de kenme- lerinin ve de kerimelerınin eşlennin mal varlığını açıklayabılir- ler mi? Bütün vatandaşlar heyecanla bekliyoruz. Bütün vatandaşlar heyecanla hükümetin yeni otomobil firma- ları için getirdiği teşvikte ortaya attığı sloganın da gerçekleşme- sini heyecanla bekliyor. ANAP iktidarının yeni sloganı "herke- se bir araba". Herkese ekmek ve iş bulunmayan ülkede, her- kese araba dönemini bekliyoruz. Beklerken olayları ızliyoruz ve Kenan Evren'in Atatürk Banş ödülü'nü aldığını görüyoruz. Kendi kurdurduğu kurum ve he- yetin Kenan Evren'e ödül vermiş olmasını candan kutluyoruz. Çünkü bu sayede, sözü edilen ödülün, ciddi olmadığını daha kolay anlatma olanağına kavuşmuş bulunuyoruz. Ama yine de "keşke Atatürk'ün adını bu işe karıştırmasalardı" diyoruz. Bu arada tüm basın kuruluşlarına da bir öneri getirmek isti- yoruz: Yeni çıkan kararnamelerle artık yazılı basının işlevinin önemli bir bölümü fısıltı gazetesine geçeceğine göre 'fısıltı ga- zetecilik ödülü' kurulması yerinde olur. Fısıltı gazeteciliğinit, şeref ödülünün de ülkemizde dokuz yıl süreyle, tüm fısıltı gazetesi habeıierinin en ilginçlerini halka kür- sülerden duyurmakta büyük başan sağlamış olan Kenan Evren'e verjlmesini öneriyoruz. Bu arada Kenan Evren'e söz konusu ödül verilirken Sayın Mehmet Yazar'a da 'fahri hukuk doktorası' verilmelidir diyoruz. Çünkü Sayın Mehmet Yazar'dır Mussolini'nin faşist ceza ya- sasından alınmış 141-142. maddelerin komünizmi ve de faşiz- mi önlemek için getirıldiğinı söyleyen. Bu arada Yargıtay ıçti- hatlarının da bu yönde düzeltilmesini, 141-142. maddelerin fa- şizme uygulanmayacağını söyleyen içtihatların keenlemyekûn kabul edilmesinı öneriyoruz. Yönetıcilerimiz komünizm bütün dünyada çöktü derlerken, bü- yük bir tehlike olarak görülen Kutlu ve Sargın'ın tutukluluk hal- leri devam eder ve bu iki TBKP yönetıcisi ölüm çizgisine doğru yaklaşırlarken, bundan üç yıl önce 14 yaşındayken, öğretmeni- ne kızıp okulun kapısına suluboya Sovyet bayrağı çizdigi için hapse mahküm olan 17 yaşındaki küçük yurttaşımızın durumu- nun bütün dünyaya duyurularak, bu yıl ülkemiz iktidarının hem Nobel Barış Ödülü'nü hem de insan Hakları Ödülü'nü alması gerekir diyoruz. Akıl bir kez, bu diyarı bırakıp gitmiş, artık ne istersek yapabi- liriz, yeryüzünün en demokratik ülkesi olduğumuzu söyleyip, kö- şe yazarlarına "nereden buldun" diye sorup Faysal Finans ara- cılıgıyfa köşeyi dönmek de doğaldır artık, ekmeği olmayanlara araba vereceğini söylemek de... Mussolini'nin faşizmle müca- dele ettiğini ileri sürmek de diktatöre barış ödülü vermek de do- ğaldır. Bu durumda, Karadeniz ne zaman tutuşacak da felaket baş- layacak diye telaşlanmaya da gerek yok. Akıl baştan gidince her şey doğal oluyor, her şey, felaket bile... YUNANISTAN Bakan-besteci Theo Avrupa tıırnesînde STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan'da geçen pazar günü yapılan genel seçim- lerde sağ eğilinili Yeni Demokrasi Partisi (YDP)'den milletvekili se- çilen ünlü besteci Mikis Theodo- rakis kurulan yeni hükümette san- dalyesiz bakanlık görevine getiril- dikten sonra Avrupa turuna baş- hyor. 23 Nisan günü Doğu Almanya- nın "Kültürpalatz" Salonu'na git- me fırsatını elde edecek oianlar, ilk kez bir bakan-maestronun konscrini izleyebilecek. TTıeodora- kis'in "Uluslararası Af Örgitü- 'nün şemsiyesi altında bütün Av- rupa ülkelerinde vereceği konser- ler, 27 mayısa kadar sürecek. Ken- disine "ilk durak" olarak Doğu Almanya'yı seçen Theodorakis daha sonra Hollanda, Belçika, Fransa, Ispanya, Avusturya ve Is- viçre"ye geçecek ve bu ülkelerde Yunanistan'daki albaylar cuntası (1967-74) döneminde kendisinin bestelediği müziği sunacak. The- odorakis'e bu uzun turnesinde Yu- nanlı ünlü şarkıcılardan Yeorgos Dalaras ve Maria Dimitriadou- dan başka 20 uyelik korosu ve 10 üyelik orkestrası eşlik edecek. Theodorakis bu arada YDP hü- kümetinde dışişlerinden sorumlu sandalyesiz bakanlık görevini üst- lendiği için her gittiği ülkenin tem- silcileriyle resmi temaslarda bulu- nacağını belirtiyor. Thedorakis, "Bugn'ne kadar hangi iilkeye git- sem, o ülkenin devlet başkanı ya- da başbakanıyla gönışürdiim. An- cak bundan sonraki gonişmelerim resmi düzeyde oiacak" şeklinde konuşuyor. Siyasci ile idıiaı arasında bir bağlantı kurmaya çalışan Theodo- rakis, hükümet içinde yer aldığı halde "sandalyesiz" bakanlık gö- revinin müzik çalışmalannı etki- lemeyeceğinden, bunun aksi bu iki dal arasında "köprii" oluşturma- yı hedeflediğinden söz ediyor. Diplomat krizi F.Almanya: üişkileriıniz zarar görür DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN (Cumhuriyet) — Fede- rai Alman Dışişleri Bakanlığı, Ankara'nın sekiz Alman diplo- matını geri çekme talebini "sürpriz" olarak niteledi. Cum- huriyet'in F.Almanya Dışişleri'n- den edindiği bilgiye göre Türki- ye'nin Bonn Büyükleçisi Reşat Anm, dün Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'in emriyle Ba- kanlığa çağnldı. Genscher'in go- revlendirdiği F.Almanya Dışişle- ri Bakanlığı Müsteşarı Dr. Jurgen Sudhoff, Reşat Anm'a "Türk hö- kiimetinin bu karanndan iki ülke ilişkilerinin büyük zarar görecegi" bildirildi. Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği'nden sekiz diplomatın geri çekilmesiyle elçi- likteki işlerin tamamen duracağı belirtildi. Federal hükümet, "iki ülkenin ilişkilerindeki gerginligi tırmandırmakta hiçbir tarafın çı- kan olmadığını" vurguladı ve Ankara'dan "bu karan gözden geçirmesi" istendi. Cumhuriyet'e bilgi veren bakanlık sözcüsü, Türk hükümetine bir ültimatoır verilmediğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle