28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 NÎSAN 1990 HABERLER CUMHURİYET/U Özal TOBB'de ekonomi anlattı • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dünyanın bugünkü koşullarında "milli sanayi"den söz edilemeyeceğini savunarak "Herkes birbirine bağımlı hale gelmiştir. Bu dünya böyle, başka imkânı yok" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldınm AkbuJut, Türkiye OdaJar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Ali Coşkun'un Dedeman Oteli'nde verdiği iftar yemeğine katıldılar. Yemekte konuşan Özal, Akbulut'u göstererek "Sayın Başbakan konuşursa siyasi konuşur. Ben siyasi konuşamam. Ancak teknik konuşabilirim" dedi. Özal, dünya ekonomisinde gelişmelere değindiği konuşmasında, "Hiçbir ekonomi bugün tek başına, kendi aldığı kararlarla bir yere gidemez. Milli ekonomilerin üzerinde milletlerarası ekonomi, onun üzerinde de dünya ekonomisi var. Bugünkü koşullarda sanayinin milliyeti kalmamıştır. Herkes birbirine bağımlı hale gelmiştir" dedi. Yemeğe devlet bakanları Mustafa Taşar, Vehbi Dinçerler, Kemal Akkaya, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ve Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek de katıldılar. Anzaklar yola çıktı • Haber Merkezi — Kırkaltı kişilik 90 yaşın üzerinde bir Anzak gazileri grubu, Osmanlı askerleriyle kıyasıya savaştıkları Gelibolu yarımadası ve Çanakkale'yi 75 yıl sonra yeniden görmek ve acı tatlı anılannı yaşamak üzere yola çıktı. "Anzak Ruhu" adını taşıyan ve hastane donanımları olan Boeing 747 tipi özel bir jetle Avustralya'nın Sydney kentinden hareket eden Anzak gazileri, Çanakkale yöresini dünya gözüyle son bir kez görmekten çok mutlu olacaklannı söylediler. 300'den fazla Anzak gazisinin başvurduğu, ancak en güçlü kuvvetli 46'sının seçildiği yolculuğun sonunda lstanbul'a varacak olan Avustralya ve Yeni Zelandalı eski askerler oradan Çanakkale'ye geçecek ve Anzak koyu yakınlarında 25 nisanda düzenlenecek törenlerde hazır bulunacaklar. (Fotoğraf: AP) 2000'e Doğru'nungünü • ANKARA (AA) — Dergiyi basacak matbaa bulunamadığı için yayımlanamayan 2000'e Doğru Dergisi, okurlanyla dayanışma günü düzenledi. Ankara, lstanbul ve Diyarbakır bürolarında dayanışma günü düzenlenen 2000'e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Hasan Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Güneydoğu ile ilgili çıkan KHK'nın ilk uygulamasının dergilerinin çıkamaması olduğunu savunarak, şu görüşleri ileri sürdü: "2000'e Doğru'ya yapılan basit bir matbaasız bırakma işi değil. 28 Mart müdahalesi Türkiye'yi yeni bir döneme soktu. Yıllardır, derinleşen bir kriz yaşayan Türkiye'nin artık eskisi gibi yönetilemeyeceğine karar verildi. Yeni yöntemin aracı ise şiddettir!' Akdoğuş dergisine toplatma • İSTANBUL (AA) — Akdoğuş dergisinin 5 Mart 1990 tarihli sayısının, Atatürk'e hakaret edildiği gerekçesiyle toplatılması kararlaştırıldı. lstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, mahkeme, derginin 5. sayısında yer alan bir yazıda Atatürk'e hakaret edildiğine karar verdi. Mahkeme, savcının istemine uyarak derginin toplaülmasını kararlaştırdı. "Ufukta Bir İnsan* toplatıldı • tstanbul Haber Servisi — Metin Çiyayı'nin "Ufukta Bir Insan" adlı öykü kitabı ile Devrimci Gençlik Dergisi'nin nisan sayısı lstanbul DGM'ce toplatıldı. Tbplatma kararlannın, söz konusu yayınlarında "milli duygulan zayıflatmak için propaganda yapıldığı" gerekçesiyle alındığı bildirildi. Daha önce yayımladığı Dr. lsmail Beşikçi'nin "Bir Aydın, Bir örgüt ve Kürt Sorunu" adlı kitabı da aynı gerekçelerle toplatılan Melsa Yayınevi'nden yapılan açıklamada, "Toplatma kararını protesto ediyor, bütün duyarlı kalemlerin ve demokratik kuruluşların bu gelişmelere karşı sessiz kalmayacaklannı temenni ediyoruz" denildi. Loto'da Ağbag'a ortak yok • ANKARA (AA) — Spor-Loto'nun 30. hafta kesin değerlendirmeleri tamamlandı. 8 beraberliği bilen Gaziantepli iştirakçi Mustafa Ağbağ, Spor-Loto tarihinin en büyük ikramiyesi olan 6 milyar 514 milyon 719 bin 329 liranın sahibi oldu. Spor-Toto Teşkilat Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre dün tamamlanan kesin değerlendirme sonunda, 8 beraberliği 1 kişinin bildiği kesinleşti. 7 beraberliği bilen 244 kişi ise 15 milyon 2 bin 124 lira ikramiye alacak. Kutlu-Sargın için "destek açlık grevleri" "organbağışr SHP'den ölüm orucuna dörtlü önerîÖlürrr orucu dün 15. gününü doldurdu. SHP ikinci kez hükümet nezdinde Sungurlu'ya dörtlü öneri götürürken Aziz Nesin, "Bu olay tarihte bir siyasi cinayet olabilir" dedi. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk ise Kutlu ve Sargın'ın tutuklu bulunmasının Türk turizmini oiumsuz etkilediğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) — SHP, ölüm orucunda bu- lunan Turkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) liderleri Haydar Kutlu ile Nihat Sargın için ikinci kez hükümet nezdinde girişimde bulundu. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Hikmct Çetin, Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) ver- diği görev üzerine dün Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu ile göriıştü, Başbakan YıMınm Akbulut'tan randevu talebinde bulundu. Kutlu-Sargın'ın serbest bırakılma- sı için hazırlanan "4'lü öneri paketini" hükümete götürdü. Aziz Nesin, Prof. Cahit Talas ve 1HD Genei Şekreteri Akın Bir- dal'dan kurulu bir heyet de Ada- let Bakanı Oltan Sungurlu'nun iz- niyle Kutlu-Sargın'la görüştü. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Akın Önciil de, Kutlu-Sargın'a Adalet BakanüğVmn 141, 142 ve 163 ile ilgili çalışmasını anımsat- tı. Bu arada, 141, 142 ve 163'le ilgili Bakanlar Kurulu çalışmala- rının da hızlandığı bildirildi. Sun- gurlu'nun sözkonusu yasa mad- delerinin değişıkligi ile ilgili tas- laklan, daha sonra görüşlerini al- mak üzere tüm bakanlara dağıt- tığı öğrenildi. DMP kurucu lide- ri Bedrettin Dalan da Kutlu ve Sargın'ın tutuksuz yargılanması- nı istedi. Kutlu ve Sargın'la daya- nışma yurdun çeşitli yerlerinde "açlık grevleri" ve "organ bağışı" eylemleriyle dün de sürdü. Alınan bilgilere göre, SHP'li Çetin, hükümet duzeyindeki giri- şimlerinde, şu noktalar üzerinde duruyor: — Bayram öncesinde mahke- menin toplanıp, Kutlu ve Sargın'- ın tahliye edilmelerini sağlaması. Çünkü, bu tutuklular kendi istek- leri ile ülkelerine dönmüşler, bu- na rağmen hükürn giymeden 2.5 yıldır tutuklu olarak cezaevinde kalmaktadırlar. Kaldı ki, ölüm orucu süren Kutlu ve Sargın'ın sağlık durumlan bozuktur. Bu durum nedeniyle tahliyelerine ka- rar verilebilir. — Hükümetin, daha önce yap- tığı açıklamalara dayanılarak, 141, 142 ve 163. maddeler üzerin- de çalışmalar yapıldığı biliniyor. Hükümet, "Parlamenter rejim içinde mücadcte edecek, sınıf dik- tatoriügü öngörmeyen, şiddet ön- görme\en her türiu siyasi partinin legal sayılacağı" yoiunda bir açık- lama yapabilir. Bu kısa vadede "şiddet ve sınıf diktatoryası öngörmediklerini" açıklayan ve ölüm orucunda bulunan Kutlu- Sargın sorununa çözum getı- rebilir. — 141, 142 ve 163. maddelerin kaldırılmasına temelinde kimse- nin karşı olmadığı kamuoyunda genel bir eğilim olarak ortaya çı- kıyor. "Şiddete başvurulmadığı sürece" hükümlü ve tutuklular için bir "af" çıkarılabilir. — Daha uzun vadede TCK'nın söz konusu bu maddeleri tümüy- le ortadan kaldırıbr. Ancak, so- runun aciliyeti gözönüne alınarak ilk iki öneri hemen uygulanabilir. Aziz Nesjn, Adalet Bakanı Ol- tan Sungurlu'yla dün tnsan Hak- ları Genel Merkezi 'nde Kutlu ve Sargm'la Dayanışma Komitesi adına sözcü olarak telefonla ko- nuştu. Nesin, telefonda Kutlu ve Sargın'ın açlık grevlerini ertele- melerini istediklerini belirterek, "Vazgeçmelerini istemiyoruz. Ancak zamanlan nygun değil. 10 günlük tatil sırasında birsey yapılmayacak" dedi. Olayla ilgili bir basın toplantı- sı düzenleyen Nesin, Kutlu ve Sar- gın'ın tutuklu kalmaları için ge- rekli olan üç nedenlen hiçbirinin bulunmadığını ifade ederek "On- lann haklılığı tartışılmaz. Onlar 15 giinden beri aç olduklanna gö- re ortada çok trajik bir sonuç çıkabilir" dedi. Açlık grevlerin- den vazgeçmelerini istemedikleri- ni de vurgulayan Nesin, "Sonra daha toplumsal bir eylene geçme- lerini önereceğiz. Biz daha geniş ve büyük bir eylem olması için bunun ertelenmesini istiyoruz. Bunnn süresini bilmiyorum. Biı ay, iki ay olabilir. Süresini daha sonra saptayacağız" diye konuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcı- sı Akın Önciil dün saat 15.15 sı- ralannda, açlık grevinde bulunan Kutlu-Sargın için Ankara ve tstanbul'da organ bağışı yapıldı. Haydar Kuthı'yla Nihat Sargın'ı kararlarını erteletmek üzere ikna etmeye gelen yazar Aziz Nesin, Prof. Cahit Talas ve İHD Genel Şekreteri Akın Birdal'a "Adalet Bakanlığı 141,142 ve 163'le ilgili degişiklik tasansını tüm bakanlık- lara gönderdi. Bunu lutfen Hay- dar Kutluyla, Nihat Sargın'a bildirin" dedi. Bunun üzerine Başsavcıya, "Buyurun, bunu siz kendiniz söyleyin, daha etkili olur" önerisinde bulununca, Baş- savcı Akın Öncül, durumu Hay- dar Kutlu'yla, Nihat Sargın'a söyledi. Aziz Nesin, Prof. Cahit Talas /e İHD Genel Şekreteri Akm Bir- lal, saat 15.15'te Ankara Merkez Cezaevi Müdurü'nün odasmda Haydar Kutlu ve Nihat Sargın'la jörüşmeye başladılar. Görüşme 1.5 saat sürdü. Görüşmede Aziz Mesin, Kutlu ile Sargın'a daha ön- :e yaptığı basın toplantısında açıkladığı görüşleri yineledi. Uzun süren görüşme sonunda Kutlu ile Sargın, "Dtınunu degeriendirerek bir karar vereceklerini" bildirdi. Görüşmeden sonra Aziz Nesin, gazetecilere, "tki ay daha daya- nırlar. Durumlan çok iyi. Yainız cezaevi müdühi biraz zayıf" di- ye espri yaptı. Aziz Nesin, gaze- tecilerle konuşmaktan kaçınarak, "Öneride bulunmadık. Konuş- tuk. Biriyle 6-7 eylülde birlikle yatımşız, anılanmızı tazeledik" diye konuştu. Aziz Nesin daha sonra "Haberleri onlardan bek- leyeceğiz. Karar verecekler ve n< yapacaklarını açıklayacaklar. Hiçbir şey bilmiyoruz" demekle yetindi. Aziz Nesin ve arkadaşlarınırı Kutlu ve Sargın'la görüşmelerin - den sonra edinilen izlenim Kutlu ve Sargın'ın bir karar arifesinde oldukları yönündeydi. Kutlu ile Sargın önümüzdeki bir-iki gün içinde kamuoyuna kararlarını açıklayacaklar. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk, birçok oiumsuz hareketin turizmin geliş- mesini engellediğini savunarak "lflas etmiş bir ideolojinin lem- silcileri olan Kutlu ve Sargın'ın tn- tuklu bulunması. insan haklan açısından sakıncalıdır. Bunu mal- zeme yapan dış basın, Türkiye'- ye gelecek turistleri caydırmaku- dır" dedi. Yunanistan'm Türkiye ile iliş- kilerden sorumlu Devlet Bakanı, ünlü müzısyen Tbeodorakis, 23 nisandan başlayarak Hollanda, Federal Almanya, Demokratik Almanya, Belçika, Fransa, Isviçre ve tspanya'da Uluslararası Af Or- gütü'nün katkısıyla vereceği 23 konserin ilk konusu olarak Kut- lu ve Sargın'la dayanışmayı ala- cağını açıkladı. Yunanistan'm başkenti Atina ile Selanik'te Kutlu ve Sargın'ın serbest bırakılmalan için yürüyuş yapıldı. Atina'da Komünist Par- ti üyesi bir grup Türkiye'nin Ati- na Büyükelçiliği'ne yüruyerek slo- gan attilar. Merkezyönetimi, mayısın ilk haftasında İçişleriBakanlığı'na başvuruyor 'Birlik'te yasal TBKP tartışmasıAybar: Partisi olan sola yeni parti gerekmez. Şimdi onlar da 'Hem o kuruluşun içinde oluruz hem de kendi partimizi legale çıkartınz' diyorlar. Bu bir çelişki. Anadol: 'Böyle bir birlik sürecinde bunu yapmak yanlış' gibi haklı gerekçelerle karşı çıkanlar var. Birlik sürecinin bu problemine anlayış göstermeli. Ben de destek olacağım. Gürsoy: Yeni partinin kuruluş girişimiyle arka arkaya gelmesini, iki girişim arasında maddi ortaklık izienimi doğurabileceği için zamanlama olarak doğru bulmuyorum. Dieleli: Sosyalistlerin Birlik Partisi'nin oluşmasına hiçbir zarar vermeyecektir. Tersine Birlik Partisi'nin güvencelerini arttıracaktır. İç Poiitika Servisi — "Sosyalistlerin birlik partisi" için Kuruçeşme'deki Mülkiyeliler Birliği saionun- da TBKP, TSİP, SDP, TEP gibi partilerle Sosya- list Birlik çevresi, SHP kökenli bağımsız milletve- killerinin katılımıyla başlatılan süreç TBKP'nin "mayıs ayının ilk haftasında kuruluş bildirgesioi tçişleri Bakanlığı'na verme" kararıyla yeni bir aşa- maya geldi. TBKP Merkez Yönetimi'nin aldığı "yasal parti" kararı, sosyalistlerin birlik partisi toplantısına ka- tılan çevrelerde farklı yorumlara yol açtı. Mehmet Ali Ajbar. TBKP'nin kararını "Hem birlik toplan- tısının içinde olup hem de kendi partilerini legale çıkartmayı bir çelişki olarak görüyorum" diye de- ğerlendirdi. "Sos>alistlerin birlik partisi" için "gl- rişimci kurul" üyesi olarak ımza verenierden L'ğur Cankocak, "Birliği zedele>ici işlerden kaçınmah" derken "yürütme kurulu" uyesi Çağatay Anadol, "Birligin bu problemine anlayış gösterilmelidir" gö- rüşünü savundu. Aynı kurulun üyesi Gencay Gür- soy da "İki girişim arasında bir maddi ortaklık iz- ienimi doğurabileceği için en azından zamanlama açısından dofnı bulmuyorum" dedi. TBKP Merkez Yöneticisi Zülfü Dkleli de, giri- şimlerinin doğurabileceği sonuçları, "Sosyalistlerin birlik partisinin oluşmasına hiçbir zarar vermeye- cektir. Tersine 141, 142'nin Marksistler üzerinde bir Damokles kılıcı olmasına son verilmesi, birlik par- tisinin guvencelerini arttıracaktır" diye açıkladı. Aybar ve Cankocak Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan Mehmet Ali Aybar, Uğur Cankocak, Çağata) Anadol, Gencay Gürsoy ve Zülfü Dicleli'nin görüşleri şöyle: Mehmet Ali Aybar Pazar günkü toplantı için ko- münistlere de çağrı vardır. Benim görüşüm komü- nist partisi var, liderleri de hapiste. Partisi olana çağ- rı yapmak o partiden bu tarafa üye aktarmak gibi bir şey. Kaldı ki partisi olan sola yeni parti gerek- mez. Onun dışında olan solu birleştirme adımıdır diye düşünüyorum. Dünyamn her tarafında komü- nist partiler var. Bir de sosyalist partiler var. Biz de Türkiye'de bu yola gitmek durumundayız. Türki- ye Komünist Partisi, Türkiye'nin en eski partisi. En eskisi olması itibarıyla tarihi bir değer. Biz parti- mizi feshederiz, yakışıksız bir şey. Bizim yapmak istediğimiz bunun dışında birleşmek. Üzerinde dur- duğum, komünistlere çağrı yapılmamasıydı. Başın- dan beri bu çelişkiyi ifade etmek istedim. Bizim ya- pacağımız çağrı bir çelişkidir. Şimdi onlar da hem o kuruluşun içinde oluruz hem de kendi partimizi legale çıkartınz diyorlar. Bu da bir çelişki. Uğur Cankocak: Birlik : çin yapılan genel bir çağ- rıydı. TBKP'li arkadaşlar da katıldılar. Toplantıda da dile geldi, iki parti olmaz diye. Bunlar çok fazla sevimli işler değil. Birlik sağlamak isteyen herkes kendi başına yoğurt yememeli. Herkesin iradesinin olduğu, birlikte kotanlmış işler yapılmalı. Birliği zedeleyici işlerden kaçınmalı. Ortak irademiz olan işler yapmalıyız. Anadol-Gürsoy Çağatay Anadol: Eskiden 141, 142 Marksistlerin birliğinin, parti kurmalarının önünde bir engel ola- rak görulüyordu. TBKP'IiIerin 15 nisanda başlayan sürecin içinde yer almalan, kendi varlıklarına da bunun sonuca ulaşmasıyla son vermeyi kabul et- meleri, birlikte böyle bir partiyi var etmek taahhüt- leri gundemde. 141, 142'nin aşüması, böyle bir par- tinin kurulmasjnı engelleyen yanlarmın ortadan kalkması önemli. Diğer Marksistlerin de desteği söz konusu. Böyle bir birlik sürecinde bunu yapmak yanlış gibi haklı gerekçelerle karşı çıkanlar var. Ama birligin bu problemine anlayış göstcrmelidir. Ben de destek olacağım. Gencay Gürsoy: Geçen günlerde Kuruçeşme'de yapılan toplantıda TBKP yöneticileri 141 ve 142. maddelerin kaldınlması mücadelesini hızlandırmak amacıyla böyle bir başvuruda bulunabileceklerini, ancak yeni yasal sosyalist partinin kuruluş aşama- sında kendilerini lağvedeceklerini açıkça ifade et- mişlerdi. Dolayısıyla bu karar sürpriz değil. TBKP'yi geçmişiyle ve bugünüyle paylaşabileceğim pek az ortak nokta olmasına karşın, 141 ve 142. maddelerin kaldınlması yolundaki çabalarını say- gıyla karşılıyorum. Ancak bu başvurunun yeni ya- sal sosyalist partinin kuruluş girişimiyle arka ar- kaya gelmesinin iki girişim arasında bir maddi or- taklık izienimi doğurabileceği için en azından za- manlama açısından doğru bulmuyorum. Böyle bir izlenim yanlıştır ve umarım ki TBKP'liler de bu iz- lenimin doğmasını istemezler. Dieleli ~ Ziilfu Dieleli: Anayasa Mahkemesi, Sosyalist Par- ti'nin kapatılması talebini reddederken 141-142'ye getirdiği yorum ile TBKP gibi çoğulcu rejim içinde iktidara gelmeyi ve sosyalizmi kurarken çoğulcu- luğu korumayı amaçlayan bir partinin meşru ve ya- sal olduğunu karara bağlamıştır. Böylece 141 ve 142'nin Komünist Partisi'ni yasaklaması hukuken aşılmıştır. Sargın ve Kutlu'nun ülkeye dönüşünden bu yana geçen sürede TBKP, geniş bir toplumsal meşruiyet kazanmıştır. Komünist Parti'nin siyasi ha- yatın vazgeçilmez unsuru olduğu görüşü bugün ge- nel kabul görmektedir. Bu durumda Siyasi Parti- ler Yasası'nın "Komünist adı ile parti kurulamaz" şeklindeki hükmü hukuken ve toplumsal olarak aşıl- mış, biçimsel bir sorun haline gelmiştir. Biz, yasal kuruluş dilekçemizi vererek bu sorunun da çözül- mesini ve kazanılan meşruiyeti yasal sonuca ulaş- tırmak istiyoruz. Bunu, demokrasi mücadelesinin vazgeçilmez bir görevi kabul ediyoruz. Komünist partisi yasağının aşıldığı koşullarda öteki demok- ratik haklann kazanılması yolu açılacaktır. Ülke- miz Marksistleri, çağdaş ve demokratik bir parti- yi, 141-142'yi ve öteki yasaklan kaldırma mücade- lesinde elbirliği ve dayanışma içinde kurma yoluna girerek birleşeceklerdir. CUNEYT ARCAYUREK S-S Trafiği... ANKARA — S-S kararnamele- rinin Mecliste görüşülmesi, he- men her konuda ANAP'ın izledi- ği yöntemlerle arapsaçına dönü- şüyor. Üstü ne kadar örtülmek is- tenirse istensin, günübırlik sür- dürülen ılişkiler, yukarı noktalar- da yapılan görüşmeler, S-S'lerin Türkiye'nin bir numaralı konusu olduğunu kanıtlıyor Muhalefet bastırıyor. SHP'nin girişimlerini dün DYP izliyor. DYP Medis yöneticileri dün sabah Medis Başkanı Erdem'le buluşu- yorlar. Erdem, elindeki olanakla- rın bir yerde tıkandığını öne sü- rüyor Tüzüğe göre S-S'lerin ön- celık ve ivedilikle genel kurula inebilmesi için ilk başta İçişleri Kbmisyonu'ndan geçmesinin ge- rektiğini anlatıyor. İçişleri Komisyonu Başkanı, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Gaiip Demirel'de dün sabah yu- muşama izleri sezilmıyor. Orta- dan bir sözle yanıtlıyor soruları, "komisyonun gündemine ege- men" olduğunu söylüyor. Bir açıdan gelecek günlerin önünü kapamadığı izienimi ve- ren bir ırdeleme. Şayet komisyon gündemine egemen ise ANAP : lı üyelerin muhalefetten gelecek öncelik ve ivedilik istemlerine olumlu oy kullanmalanyla sorun bir anda çözülebilir. Komisyon görüşür, Meclis Başkanı hemen genel kurula gönderir. Demirel, dün genel merkezde basın toplanttsı yapmaya ydnelir- ken başka görüşmelerden edini- len bilgiler, ANAP'ın önemsedi- ği asıl gerçeği aydınlığa çıkanyor. Bir yerde anahtar bilgi niteli- ğindeki yansımalar, ANAP'lı Do- ğulu milletvekillerinin Başbakan ve Köşk'le yaptıklan görüşmeler- le başlıyor. Köşk'e 27 Doğulu mıl- letvekili çıkacaktı, ancak on biri bir araya gelebildi ve önceki gün bir saat kırk beş dakika TÖ ile S-S kararnameleri üzerinde ko- nuştuiar. izlenimler, daha önceki varsa- yımları yanıltmadı. Başbakan, "grup içindeki kimi direnmeleri yumuşatmak" amacıyla kararna- mede "yeni düzeltmeler yapılabileceğini" duyuruyor. Öy- le, ama hemen ardından Köşk- te yapılan görüşmelerde Dogu- lu milletvekilleri böyle bir izlenim alamıyorlar. Tersine, sansür ve sürgün yargılarını reddeden bir davranış, verdikleri örneklere karşın milletvekillerine yineleni- yor ve "önlemlerin MGK'nın is- tekleri doğrultusunda" gerçek- leştiği duyumsatılıyor Ne var ki S-S'leri Meclis'e ge- tirecek karann, ANAP grubunda- ki çalkantılı hava ile eş orantılı ol- duğu ortaya çıkıyor. Özellikle Köşk, açık seçik söylemiyor, an- cak "birlik ve beraberlik içinde" olmanın erdemine değiniyor Bundan çıkan anlam şu oiuyor: ANAP grubu, kararnamelerin Mecliste görüşülmesi ve çıkma- sında fire vermeyecek düzende, birlik ve beraberlik havasıyla yoğ- rularak muhaiefete karşı durursa iktidann guncel konuya karşı çık- mayacağı anlaşılıyor. İktidarı tepeden yönetenlerin böyle bir havanın ANAP grubu- na egemen olduğunu anlayacak olurlarsa, S-S'leri Meclis'e getir- rnekten kaçınmayacakları görü- lüyor. Doğal olarak bir yerde ka- rarnamenin Meclis'e gelebilme- si, ANAP grubunun "toplu direnişine" bağlanıyor. Galip Demirel'in, yukarıdan esintılerle sorunu sürüncemeye bıraktığına siyasal kulis inanıyor. Önümüzdeki günlerde ANAP yö- neticileri, daha önemlısi Köşk, ANAP grubundan duyduğu kuş- kuları gıderecek olursa, bir düğ- meye basılacak ve içişleri Komis- yonu bayramdan sonra "günde- mine egemen" olarak kararna- meleri ele alabilecek. Bu arada Doğulu milletvekilleri 'örneğin Nurettin Yılmaz' TÖ'ye "Sürgün ve sansür yargıları ger- çek değilse, kararnamenin getir- di hükümlerin adı nedir?" diye soruyoıiar. Hatta karsı bir öneri- de bulunuyorlar. Madem ki sür- gün ve sansür irdelemeleri ger- çek dışı, öyleyse neden TV'ye çı- kılıp bunlar adı ile sanı ile ve de ayrıntılanyla halka duyurulmu- yor? ANAP tepe yönetimi sansür ve sürgün yerine yeni bir isım bulmakta elbette güçlük çekiyor, ama TV'den yararlanılması fikri- ne hemen sarılıyor. Milletvekillerinin öne sürdüğü gibi bu konulardaki görüşleri ters yüz edecek, "halkı tatmin eden bir konuşma" nasıl yapılacak ve neleri içerecek? Doğulu milletve- killeri, nereden bakılırsa bakılsın soruya olumlu yanıt bulamıyorfar. Başbakan Akbulut'un, "Karar- nameleri yeniden görüşeceğiz" sözûne bir anlam veremiyorlar. Köşk görüşmesini şöyte özetli- yorlar:Gittik,gördük vedöndük!' LAY MADE IN U.S.A.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle