Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 NÎSAN 1990 HABERLER CUMHURİYET/U
Özal TOBB'de ekonomi anlattı
• ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
dünyanın bugünkü koşullarında "milli sanayi"den söz
edilemeyeceğini savunarak "Herkes birbirine bağımlı hale
gelmiştir. Bu dünya böyle, başka imkânı yok" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldınm
AkbuJut, Türkiye OdaJar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Başkanı Ali Coşkun'un Dedeman Oteli'nde verdiği iftar
yemeğine katıldılar. Yemekte konuşan Özal, Akbulut'u
göstererek "Sayın Başbakan konuşursa siyasi konuşur.
Ben siyasi konuşamam. Ancak teknik konuşabilirim"
dedi. Özal, dünya ekonomisinde gelişmelere değindiği
konuşmasında, "Hiçbir ekonomi bugün tek başına, kendi
aldığı kararlarla bir yere gidemez. Milli ekonomilerin
üzerinde milletlerarası ekonomi, onun üzerinde de dünya
ekonomisi var. Bugünkü koşullarda sanayinin milliyeti
kalmamıştır. Herkes birbirine bağımlı hale gelmiştir"
dedi. Yemeğe devlet bakanları Mustafa Taşar, Vehbi
Dinçerler, Kemal Akkaya, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu
ve Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek de katıldılar.
Anzaklar yola çıktı
• Haber Merkezi — Kırkaltı kişilik 90 yaşın üzerinde
bir Anzak gazileri grubu, Osmanlı askerleriyle kıyasıya
savaştıkları Gelibolu yarımadası ve Çanakkale'yi 75 yıl
sonra yeniden görmek ve acı tatlı anılannı yaşamak
üzere yola çıktı. "Anzak Ruhu" adını taşıyan ve hastane
donanımları olan Boeing 747 tipi özel bir jetle
Avustralya'nın Sydney kentinden hareket eden Anzak
gazileri, Çanakkale yöresini dünya gözüyle son bir kez
görmekten çok mutlu olacaklannı söylediler. 300'den
fazla Anzak gazisinin başvurduğu, ancak en güçlü
kuvvetli 46'sının seçildiği yolculuğun sonunda lstanbul'a
varacak olan Avustralya ve Yeni Zelandalı eski askerler
oradan Çanakkale'ye geçecek ve Anzak koyu
yakınlarında 25 nisanda düzenlenecek törenlerde hazır
bulunacaklar. (Fotoğraf: AP)
2000'e Doğru'nungünü
• ANKARA (AA) — Dergiyi basacak matbaa
bulunamadığı için yayımlanamayan 2000'e Doğru Dergisi,
okurlanyla dayanışma günü düzenledi. Ankara, lstanbul
ve Diyarbakır bürolarında dayanışma günü düzenlenen
2000'e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı
Hasan Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Güneydoğu ile
ilgili çıkan KHK'nın ilk uygulamasının dergilerinin
çıkamaması olduğunu savunarak, şu görüşleri ileri sürdü:
"2000'e Doğru'ya yapılan basit bir matbaasız bırakma işi
değil. 28 Mart müdahalesi Türkiye'yi yeni bir döneme
soktu. Yıllardır, derinleşen bir kriz yaşayan Türkiye'nin
artık eskisi gibi yönetilemeyeceğine karar verildi. Yeni
yöntemin aracı ise şiddettir!'
Akdoğuş dergisine toplatma
• İSTANBUL (AA) — Akdoğuş dergisinin 5 Mart 1990
tarihli sayısının, Atatürk'e hakaret edildiği gerekçesiyle
toplatılması kararlaştırıldı. lstanbul 3. Sulh Ceza
Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, mahkeme,
derginin 5. sayısında yer alan bir yazıda Atatürk'e
hakaret edildiğine karar verdi. Mahkeme, savcının
istemine uyarak derginin toplaülmasını kararlaştırdı.
"Ufukta Bir İnsan* toplatıldı
• tstanbul Haber Servisi — Metin Çiyayı'nin "Ufukta
Bir Insan" adlı öykü kitabı ile Devrimci Gençlik
Dergisi'nin nisan sayısı lstanbul DGM'ce toplatıldı.
Tbplatma kararlannın, söz konusu yayınlarında "milli
duygulan zayıflatmak için propaganda yapıldığı"
gerekçesiyle alındığı bildirildi. Daha önce yayımladığı Dr.
lsmail Beşikçi'nin "Bir Aydın, Bir örgüt ve Kürt
Sorunu" adlı kitabı da aynı gerekçelerle toplatılan Melsa
Yayınevi'nden yapılan açıklamada, "Toplatma kararını
protesto ediyor, bütün duyarlı kalemlerin ve demokratik
kuruluşların bu gelişmelere karşı sessiz kalmayacaklannı
temenni ediyoruz" denildi.
Loto'da Ağbag'a ortak yok
• ANKARA (AA) — Spor-Loto'nun 30. hafta kesin
değerlendirmeleri tamamlandı. 8 beraberliği bilen
Gaziantepli iştirakçi Mustafa Ağbağ, Spor-Loto tarihinin
en büyük ikramiyesi olan 6 milyar 514 milyon 719 bin
329 liranın sahibi oldu. Spor-Toto Teşkilat
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre dün
tamamlanan kesin değerlendirme sonunda, 8 beraberliği
1 kişinin bildiği kesinleşti. 7 beraberliği bilen 244 kişi ise
15 milyon 2 bin 124 lira ikramiye alacak.
Kutlu-Sargın için "destek açlık grevleri" "organbağışr
SHP'den ölüm orucuna dörtlü önerîÖlürrr orucu dün 15. gününü doldurdu. SHP ikinci kez
hükümet nezdinde Sungurlu'ya dörtlü öneri götürürken
Aziz Nesin, "Bu olay tarihte bir siyasi cinayet olabilir"
dedi. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim
Tibuk ise Kutlu ve Sargın'ın tutuklu bulunmasının
Türk turizmini oiumsuz etkilediğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
sn) — SHP, ölüm orucunda bu-
lunan Turkiye Birleşik Komünist
Partisi (TBKP) liderleri Haydar
Kutlu ile Nihat Sargın için ikinci
kez hükümet nezdinde girişimde
bulundu. SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Hikmct Çetin, Merkez
Yürütme Kurulu'nun (MYK) ver-
diği görev üzerine dün Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu ile göriıştü,
Başbakan YıMınm Akbulut'tan
randevu talebinde bulundu.
Kutlu-Sargın'ın serbest bırakılma-
sı için hazırlanan "4'lü öneri
paketini" hükümete götürdü.
Aziz Nesin, Prof. Cahit Talas ve
1HD Genei Şekreteri Akın Bir-
dal'dan kurulu bir heyet de Ada-
let Bakanı Oltan Sungurlu'nun iz-
niyle Kutlu-Sargın'la görüştü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı
Akın Önciil de, Kutlu-Sargın'a
Adalet BakanüğVmn 141, 142 ve
163 ile ilgili çalışmasını anımsat-
tı. Bu arada, 141, 142 ve 163'le
ilgili Bakanlar Kurulu çalışmala-
rının da hızlandığı bildirildi. Sun-
gurlu'nun sözkonusu yasa mad-
delerinin değişıkligi ile ilgili tas-
laklan, daha sonra görüşlerini al-
mak üzere tüm bakanlara dağıt-
tığı öğrenildi. DMP kurucu lide-
ri Bedrettin Dalan da Kutlu ve
Sargın'ın tutuksuz yargılanması-
nı istedi. Kutlu ve Sargın'la daya-
nışma yurdun çeşitli yerlerinde
"açlık grevleri" ve "organ
bağışı" eylemleriyle dün de sürdü.
Alınan bilgilere göre, SHP'li
Çetin, hükümet duzeyindeki giri-
şimlerinde, şu noktalar üzerinde
duruyor:
— Bayram öncesinde mahke-
menin toplanıp, Kutlu ve Sargın'-
ın tahliye edilmelerini sağlaması.
Çünkü, bu tutuklular kendi istek-
leri ile ülkelerine dönmüşler, bu-
na rağmen hükürn giymeden 2.5
yıldır tutuklu olarak cezaevinde
kalmaktadırlar. Kaldı ki, ölüm
orucu süren Kutlu ve Sargın'ın
sağlık durumlan bozuktur. Bu
durum nedeniyle tahliyelerine ka-
rar verilebilir.
— Hükümetin, daha önce yap-
tığı açıklamalara dayanılarak,
141, 142 ve 163. maddeler üzerin-
de çalışmalar yapıldığı biliniyor.
Hükümet, "Parlamenter rejim
içinde mücadcte edecek, sınıf dik-
tatoriügü öngörmeyen, şiddet ön-
görme\en her türiu siyasi partinin
legal sayılacağı" yoiunda bir açık-
lama yapabilir. Bu kısa vadede
"şiddet ve sınıf diktatoryası
öngörmediklerini" açıklayan ve
ölüm orucunda bulunan Kutlu-
Sargın sorununa çözum getı-
rebilir.
— 141, 142 ve 163. maddelerin
kaldırılmasına temelinde kimse-
nin karşı olmadığı kamuoyunda
genel bir eğilim olarak ortaya çı-
kıyor. "Şiddete başvurulmadığı
sürece" hükümlü ve tutuklular
için bir "af" çıkarılabilir.
— Daha uzun vadede TCK'nın
söz konusu bu maddeleri tümüy-
le ortadan kaldırıbr. Ancak, so-
runun aciliyeti gözönüne alınarak
ilk iki öneri hemen uygulanabilir.
Aziz Nesjn, Adalet Bakanı Ol-
tan Sungurlu'yla dün tnsan Hak-
ları Genel Merkezi 'nde Kutlu ve
Sargm'la Dayanışma Komitesi
adına sözcü olarak telefonla ko-
nuştu. Nesin, telefonda Kutlu ve
Sargın'ın açlık grevlerini ertele-
melerini istediklerini belirterek,
"Vazgeçmelerini istemiyoruz.
Ancak zamanlan nygun değil. 10
günlük tatil sırasında birsey
yapılmayacak" dedi.
Olayla ilgili bir basın toplantı-
sı düzenleyen Nesin, Kutlu ve Sar-
gın'ın tutuklu kalmaları için ge-
rekli olan üç nedenlen hiçbirinin
bulunmadığını ifade ederek "On-
lann haklılığı tartışılmaz. Onlar
15 giinden beri aç olduklanna gö-
re ortada çok trajik bir sonuç
çıkabilir" dedi. Açlık grevlerin-
den vazgeçmelerini istemedikleri-
ni de vurgulayan Nesin, "Sonra
daha toplumsal bir eylene geçme-
lerini önereceğiz. Biz daha geniş
ve büyük bir eylem olması için
bunun ertelenmesini istiyoruz.
Bunnn süresini bilmiyorum. Biı
ay, iki ay olabilir. Süresini daha
sonra saptayacağız" diye
konuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcı-
sı Akın Önciil dün saat 15.15 sı-
ralannda, açlık grevinde bulunan
Kutlu-Sargın için Ankara ve tstanbul'da organ bağışı yapıldı.
Haydar Kuthı'yla Nihat Sargın'ı
kararlarını erteletmek üzere ikna
etmeye gelen yazar Aziz Nesin,
Prof. Cahit Talas ve İHD Genel
Şekreteri Akın Birdal'a "Adalet
Bakanlığı 141,142 ve 163'le ilgili
degişiklik tasansını tüm bakanlık-
lara gönderdi. Bunu lutfen Hay-
dar Kutluyla, Nihat Sargın'a
bildirin" dedi. Bunun üzerine
Başsavcıya, "Buyurun, bunu siz
kendiniz söyleyin, daha etkili
olur" önerisinde bulununca, Baş-
savcı Akın Öncül, durumu Hay-
dar Kutlu'yla, Nihat Sargın'a
söyledi.
Aziz Nesin, Prof. Cahit Talas
/e İHD Genel Şekreteri Akm Bir-
lal, saat 15.15'te Ankara Merkez
Cezaevi Müdurü'nün odasmda
Haydar Kutlu ve Nihat Sargın'la
jörüşmeye başladılar. Görüşme
1.5 saat sürdü. Görüşmede Aziz
Mesin, Kutlu ile Sargın'a daha ön-
:e yaptığı basın toplantısında
açıkladığı görüşleri yineledi. Uzun
süren görüşme sonunda Kutlu ile
Sargın, "Dtınunu degeriendirerek
bir karar vereceklerini" bildirdi.
Görüşmeden sonra Aziz Nesin,
gazetecilere, "tki ay daha daya-
nırlar. Durumlan çok iyi. Yainız
cezaevi müdühi biraz zayıf" di-
ye espri yaptı. Aziz Nesin, gaze-
tecilerle konuşmaktan kaçınarak,
"Öneride bulunmadık. Konuş-
tuk. Biriyle 6-7 eylülde birlikle
yatımşız, anılanmızı tazeledik"
diye konuştu. Aziz Nesin daha
sonra "Haberleri onlardan bek-
leyeceğiz. Karar verecekler ve n<
yapacaklarını açıklayacaklar.
Hiçbir şey bilmiyoruz" demekle
yetindi.
Aziz Nesin ve arkadaşlarınırı
Kutlu ve Sargın'la görüşmelerin -
den sonra edinilen izlenim Kutlu
ve Sargın'ın bir karar arifesinde
oldukları yönündeydi. Kutlu ile
Sargın önümüzdeki bir-iki gün
içinde kamuoyuna kararlarını
açıklayacaklar.
Net Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Besim Tibuk, birçok
oiumsuz hareketin turizmin geliş-
mesini engellediğini savunarak
"lflas etmiş bir ideolojinin lem-
silcileri olan Kutlu ve Sargın'ın tn-
tuklu bulunması. insan haklan
açısından sakıncalıdır. Bunu mal-
zeme yapan dış basın, Türkiye'-
ye gelecek turistleri caydırmaku-
dır" dedi.
Yunanistan'm Türkiye ile iliş-
kilerden sorumlu Devlet Bakanı,
ünlü müzısyen Tbeodorakis, 23
nisandan başlayarak Hollanda,
Federal Almanya, Demokratik
Almanya, Belçika, Fransa, Isviçre
ve tspanya'da Uluslararası Af Or-
gütü'nün katkısıyla vereceği 23
konserin ilk konusu olarak Kut-
lu ve Sargın'la dayanışmayı ala-
cağını açıkladı.
Yunanistan'm başkenti Atina
ile Selanik'te Kutlu ve Sargın'ın
serbest bırakılmalan için yürüyuş
yapıldı. Atina'da Komünist Par-
ti üyesi bir grup Türkiye'nin Ati-
na Büyükelçiliği'ne yüruyerek slo-
gan attilar.
Merkezyönetimi, mayısın ilk haftasında İçişleriBakanlığı'na başvuruyor
'Birlik'te yasal TBKP tartışmasıAybar: Partisi olan sola yeni parti gerekmez. Şimdi onlar da 'Hem o kuruluşun
içinde oluruz hem de kendi partimizi legale çıkartınz' diyorlar. Bu bir çelişki.
Anadol: 'Böyle bir birlik sürecinde bunu yapmak yanlış' gibi haklı gerekçelerle
karşı çıkanlar var. Birlik sürecinin bu problemine anlayış göstermeli. Ben de destek
olacağım.
Gürsoy: Yeni partinin kuruluş girişimiyle arka arkaya gelmesini, iki girişim
arasında maddi ortaklık izienimi doğurabileceği için zamanlama olarak doğru
bulmuyorum.
Dieleli: Sosyalistlerin Birlik Partisi'nin oluşmasına hiçbir zarar vermeyecektir.
Tersine Birlik Partisi'nin güvencelerini arttıracaktır.
İç Poiitika Servisi — "Sosyalistlerin birlik partisi"
için Kuruçeşme'deki Mülkiyeliler Birliği saionun-
da TBKP, TSİP, SDP, TEP gibi partilerle Sosya-
list Birlik çevresi, SHP kökenli bağımsız milletve-
killerinin katılımıyla başlatılan süreç TBKP'nin
"mayıs ayının ilk haftasında kuruluş bildirgesioi
tçişleri Bakanlığı'na verme" kararıyla yeni bir aşa-
maya geldi.
TBKP Merkez Yönetimi'nin aldığı "yasal parti"
kararı, sosyalistlerin birlik partisi toplantısına ka-
tılan çevrelerde farklı yorumlara yol açtı. Mehmet
Ali Ajbar. TBKP'nin kararını "Hem birlik toplan-
tısının içinde olup hem de kendi partilerini legale
çıkartmayı bir çelişki olarak görüyorum" diye de-
ğerlendirdi. "Sos>alistlerin birlik partisi" için "gl-
rişimci kurul" üyesi olarak ımza verenierden L'ğur
Cankocak, "Birliği zedele>ici işlerden kaçınmah"
derken "yürütme kurulu" uyesi Çağatay Anadol,
"Birligin bu problemine anlayış gösterilmelidir" gö-
rüşünü savundu. Aynı kurulun üyesi Gencay Gür-
soy da "İki girişim arasında bir maddi ortaklık iz-
ienimi doğurabileceği için en azından zamanlama
açısından dofnı bulmuyorum" dedi.
TBKP Merkez Yöneticisi Zülfü Dkleli de, giri-
şimlerinin doğurabileceği sonuçları, "Sosyalistlerin
birlik partisinin oluşmasına hiçbir zarar vermeye-
cektir. Tersine 141, 142'nin Marksistler üzerinde bir
Damokles kılıcı olmasına son verilmesi, birlik par-
tisinin guvencelerini arttıracaktır" diye açıkladı.
Aybar ve Cankocak
Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan Mehmet Ali
Aybar, Uğur Cankocak, Çağata) Anadol, Gencay
Gürsoy ve Zülfü Dicleli'nin görüşleri şöyle:
Mehmet Ali Aybar Pazar günkü toplantı için ko-
münistlere de çağrı vardır. Benim görüşüm komü-
nist partisi var, liderleri de hapiste. Partisi olana çağ-
rı yapmak o partiden bu tarafa üye aktarmak gibi
bir şey. Kaldı ki partisi olan sola yeni parti gerek-
mez. Onun dışında olan solu birleştirme adımıdır
diye düşünüyorum. Dünyamn her tarafında komü-
nist partiler var. Bir de sosyalist partiler var. Biz
de Türkiye'de bu yola gitmek durumundayız. Türki-
ye Komünist Partisi, Türkiye'nin en eski partisi. En
eskisi olması itibarıyla tarihi bir değer. Biz parti-
mizi feshederiz, yakışıksız bir şey. Bizim yapmak
istediğimiz bunun dışında birleşmek. Üzerinde dur-
duğum, komünistlere çağrı yapılmamasıydı. Başın-
dan beri bu çelişkiyi ifade etmek istedim. Bizim ya-
pacağımız çağrı bir çelişkidir. Şimdi onlar da hem
o kuruluşun içinde oluruz hem de kendi partimizi
legale çıkartınz diyorlar. Bu da bir çelişki.
Uğur Cankocak: Birlik :
çin yapılan genel bir çağ-
rıydı. TBKP'li arkadaşlar da katıldılar. Toplantıda
da dile geldi, iki parti olmaz diye. Bunlar çok fazla
sevimli işler değil. Birlik sağlamak isteyen herkes
kendi başına yoğurt yememeli. Herkesin iradesinin
olduğu, birlikte kotanlmış işler yapılmalı. Birliği
zedeleyici işlerden kaçınmalı. Ortak irademiz olan
işler yapmalıyız.
Anadol-Gürsoy
Çağatay Anadol: Eskiden 141, 142 Marksistlerin
birliğinin, parti kurmalarının önünde bir engel ola-
rak görulüyordu. TBKP'IiIerin 15 nisanda başlayan
sürecin içinde yer almalan, kendi varlıklarına da
bunun sonuca ulaşmasıyla son vermeyi kabul et-
meleri, birlikte böyle bir partiyi var etmek taahhüt-
leri gundemde. 141, 142'nin aşüması, böyle bir par-
tinin kurulmasjnı engelleyen yanlarmın ortadan
kalkması önemli. Diğer Marksistlerin de desteği söz
konusu. Böyle bir birlik sürecinde bunu yapmak
yanlış gibi haklı gerekçelerle karşı çıkanlar var. Ama
birligin bu problemine anlayış göstcrmelidir. Ben
de destek olacağım.
Gencay Gürsoy: Geçen günlerde Kuruçeşme'de
yapılan toplantıda TBKP yöneticileri 141 ve 142.
maddelerin kaldınlması mücadelesini hızlandırmak
amacıyla böyle bir başvuruda bulunabileceklerini,
ancak yeni yasal sosyalist partinin kuruluş aşama-
sında kendilerini lağvedeceklerini açıkça ifade et-
mişlerdi. Dolayısıyla bu karar sürpriz değil.
TBKP'yi geçmişiyle ve bugünüyle paylaşabileceğim
pek az ortak nokta olmasına karşın, 141 ve 142.
maddelerin kaldınlması yolundaki çabalarını say-
gıyla karşılıyorum. Ancak bu başvurunun yeni ya-
sal sosyalist partinin kuruluş girişimiyle arka ar-
kaya gelmesinin iki girişim arasında bir maddi or-
taklık izienimi doğurabileceği için en azından za-
manlama açısından doğru bulmuyorum. Böyle bir
izlenim yanlıştır ve umarım ki TBKP'liler de bu iz-
lenimin doğmasını istemezler.
Dieleli ~
Ziilfu Dieleli: Anayasa Mahkemesi, Sosyalist Par-
ti'nin kapatılması talebini reddederken 141-142'ye
getirdiği yorum ile TBKP gibi çoğulcu rejim içinde
iktidara gelmeyi ve sosyalizmi kurarken çoğulcu-
luğu korumayı amaçlayan bir partinin meşru ve ya-
sal olduğunu karara bağlamıştır. Böylece 141 ve
142'nin Komünist Partisi'ni yasaklaması hukuken
aşılmıştır. Sargın ve Kutlu'nun ülkeye dönüşünden
bu yana geçen sürede TBKP, geniş bir toplumsal
meşruiyet kazanmıştır. Komünist Parti'nin siyasi ha-
yatın vazgeçilmez unsuru olduğu görüşü bugün ge-
nel kabul görmektedir. Bu durumda Siyasi Parti-
ler Yasası'nın "Komünist adı ile parti kurulamaz"
şeklindeki hükmü hukuken ve toplumsal olarak aşıl-
mış, biçimsel bir sorun haline gelmiştir. Biz, yasal
kuruluş dilekçemizi vererek bu sorunun da çözül-
mesini ve kazanılan meşruiyeti yasal sonuca ulaş-
tırmak istiyoruz. Bunu, demokrasi mücadelesinin
vazgeçilmez bir görevi kabul ediyoruz. Komünist
partisi yasağının aşıldığı koşullarda öteki demok-
ratik haklann kazanılması yolu açılacaktır. Ülke-
miz Marksistleri, çağdaş ve demokratik bir parti-
yi, 141-142'yi ve öteki yasaklan kaldırma mücade-
lesinde elbirliği ve dayanışma içinde kurma yoluna
girerek birleşeceklerdir.
CUNEYT ARCAYUREK
S-S Trafiği...
ANKARA — S-S kararnamele-
rinin Mecliste görüşülmesi, he-
men her konuda ANAP'ın izledi-
ği yöntemlerle arapsaçına dönü-
şüyor. Üstü ne kadar örtülmek is-
tenirse istensin, günübırlik sür-
dürülen ılişkiler, yukarı noktalar-
da yapılan görüşmeler, S-S'lerin
Türkiye'nin bir numaralı konusu
olduğunu kanıtlıyor
Muhalefet bastırıyor. SHP'nin
girişimlerini dün DYP izliyor. DYP
Medis yöneticileri dün sabah
Medis Başkanı Erdem'le buluşu-
yorlar. Erdem, elindeki olanakla-
rın bir yerde tıkandığını öne sü-
rüyor Tüzüğe göre S-S'lerin ön-
celık ve ivedilikle genel kurula
inebilmesi için ilk başta İçişleri
Kbmisyonu'ndan geçmesinin ge-
rektiğini anlatıyor.
İçişleri Komisyonu Başkanı,
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Gaiip Demirel'de dün sabah yu-
muşama izleri sezilmıyor. Orta-
dan bir sözle yanıtlıyor soruları,
"komisyonun gündemine ege-
men" olduğunu söylüyor.
Bir açıdan gelecek günlerin
önünü kapamadığı izienimi ve-
ren bir ırdeleme. Şayet komisyon
gündemine egemen ise ANAP
:
lı üyelerin muhalefetten gelecek
öncelik ve ivedilik istemlerine
olumlu oy kullanmalanyla sorun
bir anda çözülebilir. Komisyon
görüşür, Meclis Başkanı hemen
genel kurula gönderir.
Demirel, dün genel merkezde
basın toplanttsı yapmaya ydnelir-
ken başka görüşmelerden edini-
len bilgiler, ANAP'ın önemsedi-
ği asıl gerçeği aydınlığa çıkanyor.
Bir yerde anahtar bilgi niteli-
ğindeki yansımalar, ANAP'lı Do-
ğulu milletvekillerinin Başbakan
ve Köşk'le yaptıklan görüşmeler-
le başlıyor. Köşk'e 27 Doğulu mıl-
letvekili çıkacaktı, ancak on biri
bir araya gelebildi ve önceki gün
bir saat kırk beş dakika TÖ ile
S-S kararnameleri üzerinde ko-
nuştuiar.
izlenimler, daha önceki varsa-
yımları yanıltmadı. Başbakan,
"grup içindeki kimi direnmeleri
yumuşatmak" amacıyla kararna-
mede "yeni düzeltmeler
yapılabileceğini" duyuruyor. Öy-
le, ama hemen ardından Köşk-
te yapılan görüşmelerde Dogu-
lu milletvekilleri böyle bir izlenim
alamıyorlar. Tersine, sansür ve
sürgün yargılarını reddeden bir
davranış, verdikleri örneklere
karşın milletvekillerine yineleni-
yor ve "önlemlerin MGK'nın is-
tekleri doğrultusunda" gerçek-
leştiği duyumsatılıyor
Ne var ki S-S'leri Meclis'e ge-
tirecek karann, ANAP grubunda-
ki çalkantılı hava ile eş orantılı ol-
duğu ortaya çıkıyor. Özellikle
Köşk, açık seçik söylemiyor, an-
cak "birlik ve beraberlik içinde"
olmanın erdemine değiniyor
Bundan çıkan anlam şu oiuyor:
ANAP grubu, kararnamelerin
Mecliste görüşülmesi ve çıkma-
sında fire vermeyecek düzende,
birlik ve beraberlik havasıyla yoğ-
rularak muhaiefete karşı durursa
iktidann guncel konuya karşı çık-
mayacağı anlaşılıyor.
İktidarı tepeden yönetenlerin
böyle bir havanın ANAP grubu-
na egemen olduğunu anlayacak
olurlarsa, S-S'leri Meclis'e getir-
rnekten kaçınmayacakları görü-
lüyor. Doğal olarak bir yerde ka-
rarnamenin Meclis'e gelebilme-
si, ANAP grubunun "toplu
direnişine" bağlanıyor.
Galip Demirel'in, yukarıdan
esintılerle sorunu sürüncemeye
bıraktığına siyasal kulis inanıyor.
Önümüzdeki günlerde ANAP yö-
neticileri, daha önemlısi Köşk,
ANAP grubundan duyduğu kuş-
kuları gıderecek olursa, bir düğ-
meye basılacak ve içişleri Komis-
yonu bayramdan sonra "günde-
mine egemen" olarak kararna-
meleri ele alabilecek.
Bu arada Doğulu milletvekilleri
'örneğin Nurettin Yılmaz' TÖ'ye
"Sürgün ve sansür yargıları ger-
çek değilse, kararnamenin getir-
di hükümlerin adı nedir?" diye
soruyoıiar. Hatta karsı bir öneri-
de bulunuyorlar. Madem ki sür-
gün ve sansür irdelemeleri ger-
çek dışı, öyleyse neden TV'ye çı-
kılıp bunlar adı ile sanı ile ve de
ayrıntılanyla halka duyurulmu-
yor? ANAP tepe yönetimi sansür
ve sürgün yerine yeni bir isım
bulmakta elbette güçlük çekiyor,
ama TV'den yararlanılması fikri-
ne hemen sarılıyor.
Milletvekillerinin öne sürdüğü
gibi bu konulardaki görüşleri ters
yüz edecek, "halkı tatmin eden
bir konuşma" nasıl yapılacak ve
neleri içerecek? Doğulu milletve-
killeri, nereden bakılırsa bakılsın
soruya olumlu yanıt bulamıyorfar.
Başbakan Akbulut'un, "Karar-
nameleri yeniden görüşeceğiz"
sözûne bir anlam veremiyorlar.
Köşk görüşmesini şöyte özetli-
yorlar:Gittik,gördük vedöndük!'
LAY
MADE IN U.S.A.