06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NtSAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Avni Dilligil Ödtilleri • Kiiltür Servisi — 1989-1990 Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri belirlendi. Nuzhet Birsel, Dikmen Gürün Uçarer, Zehra İpşiroğlu, Seçkin Selvi Cılızoğlu, Hami Çağdaş, Haluk Şevket Ataseven, Yaşar İlksavaş, Kami Suveren, Hayati Asılyazıcı ve Sevgi Sanlı'dan oluşan seçici kurul, Memet Baydur'u 'Yangın Yerinde Orkideler' oyunuyla Başanlı Yerli Yazar, Talat Halman'ı "Sevgili Soytarı" çevirisiyle Başarılı Çevirmen, Işıl Kasapoğlu'nu da "Kral Lear" ile Başarılı Yönetmen seçti. Yılın Başarılı Yapımı da "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"a verildi. Tilbe Batum Başarılı Kadın Oyuncu (Kral Lear), Cihan Ünal Başarılı Erkek Oyuncu (Aktör Kean) olarak belirlenirken Göksel Kortay Yardımcı Kadın Oyuncu, Kâmuran Usluer ise Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'ne değer görüldü. En tyi Dekor Ödülü'nu Naz Erayda (Buruk Ezgi ve Daktilolar), En lyi Kostüm Odulu'nu Sevim Çavdar (Anılar), En lyi Ozgün Müzik Ödülü'nü Timur Selçuk (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz), Juri Özel Ödulü'nü Enis Fosforoğlu, Jüri Özendirme Ödulü'nü Bilsak (Işte Baş Işte Gövde İşte Kanallar) Jüri Onur Ödulü'nü ise Sevda Şener kazandı. *Şehir Tîyatrolan' açıklaması • Kiiltür Servisi — Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri jürisinde yer alan Zehra İpşiroğlu, Dikmen Gürün Uçarer, Sevgi Sanlı, Hayati Asılyazıcı, Yaşar Ilksavaş, Hami Çağdaş ve Nüzhet Birsel bir açıklamada buJunarak "İstanbul Büyükşehir Belediyesi yonetimini, Şehir Tiyatrolan'nın yeni yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılması konusunda göreve" çağırdılar. Açıklama şöyle: "75 yıllık Şehir Tiyatroları tarihinde görülmedik biçimde bir oldu-bittiye getirilerek temel ilkeleri değiştirilen Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'nin antidemokratik bir duruma sokulmasından öturü büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz... Tiyatro sanatının asıl yaratıcı ilkelerinin dışına taşırılarak yapılan değişikliklerle yönetmelik, gelecekte siyasal iktidarlara keyfi atamalar yolunu açmış olacaktır. Yonetmeliğin değişen maddeleri arasında Yönetim Kurulu'nun kuruluş biçimi, bürokratik müdahalelerle antidemokratik biçime sokulmakta, 'Repertuar Kurulu' ile kurumun sanatsal işleyişine büyük set çekilmektedir;' 4 Evet Isyan' aklandı • Küllür Servisi — Şair, yazar ve yayıncı Ismet özel'in, 'Evet İsyan' isimli ses kaseti hakkında Kültür Bakanhğı'nın geçen mart ayında aldığı "dağıtımının sakıncalı olduğu" yolundaki karar, İstanbul 3. ldare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ismet Özel'in açtığı dava sonucu, yürutmenin durdurulması istemini kabul eden mahkeme, bilirkişinin kasette suç ve suça teşvik unsuru bulunmadığı yönundeki görüşünü dikkate aldı. İsmet Özel'in aynı adlı şiir kitabındaki şiirlerden oluşan kaseti için "kamu düzeni", "genel asayiş" ve "milli güvenlik" bakımından bir sınır getirilmesinin mümkün olmadığı belinilen bilirkişi raporunda, "Şiirler bütünüyle göz önune alındığında, şairin fikirlerinin Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir ayaklanma yapılması gerektiği anlamına gelmediği anlaşılmıştır" deniyor. Cannes'ta yarışacak filmler • Kiiltür Servisi — Bu yıl 10-21 mayıs tarihleri arasında düzenlenen 43. Cannes Film Festivali'nde yarışacak filmler belli oldu. Japon yönetmen Akira Kurosavva'nm "Akira Kurosawa'nın Düşleri" adlı filmiyle açılacak olan festivalde 19 uzun metrajh film Altın Palmiye için yarışacak. Bu filmler: "Przesluchanie - The Interrogation" (Ryszard Bugajski - Polonya), "La Putain du Roi" (Axel Corti - Ingiltere, Fransa, Avusturya), "La Captive du Desert" (Raymond Depardon - Fransa), "VVhite Hunter, Black Heart" (Clint Eastwood - ABD), "Nouvelle Vague" (Jean-Luc Godard - lsviçre, Fransa), "Rodrigo No Fytiıro" (Victor Manuel Gaviria - Kolombiya), "Ucho - The Ear" (Karel Kachyna - Çekoslovakya), "Hidden Agenda" (Ken Loach - fngiltere), "Taxi Blues" (Pavel Lounguine - SSCB, Fransa), "Wild at Heart" (David Lynch - ABD), "Shi No Toge - The Sting of Death" (Kohei Oguri, Japonya), "Tilai" (Idrissa Oudraogo - Burkino Faso), "The Mother, Forbidden Peope" (Gleb Panfilov - SSCB), "Come See The Paradise" (Alan Parker - ABD), "Cyrano de Bergerac" (Jean-Paul Rappeneau-Fransa), "II Sole Anche di Notte" (Taviani Kardeşler - ttalya), "Daddy Nostalgie" (Bertrand Tavernier - Fransa), "Stanno Tutti Bene" (Guiseppe Tornatore - Italya), "Ju Dou" (Zhang Yimou, Yang Fengliang - Japonya). Oscarlı 'Miss Daisy' başhyor • Kültür Servisi — Dört Oscar ödüllü 'Miss Daisy'nin Şoförü' adh film bugün Beyoğlu Dünya, Kadıköy Kadıköy, Ankara Kızılırmak, Izmir Çmar sinemalannda gösterime giriyor. Film "En lyi Film", En iyi Kadın Oyuncu (Jessica Tendy), En lyi Uyarlama ve En lyi Makyaj ödullerini toplamıştı. Jessica Tendy, filmdeki rolüyle 80 yaşında En lyi Oyuncu Oscan'na ulaştı. Yönetmenliğini Bruce Beresford'un yaptığı film 2. Dünya Savaşı öncesinde, Güney'de Yahudiler ve siyahlar arasındaki ilişkileri ve ırk ayrımının çeşitli yönlerini konu alıyor. "Driving Miss Daisy" bu yıl dokuz Oscar'a aday gösterilmişti. Film, Oscar odüllerinin dışında, üç Altın Küre, iki Altın Ayı ve Amerika Yazarlar Birliği ödullerini de kazandı. SINEMA/ATİLL DORSAY ZAMAIMI Rena E^dem kendını tuvor Ettore Scoid fılmler ını eleşîr mıvor sınerna sıienrıavrrış sınerrasım edeDıyatı V S V S '. S j S \ S fılmmden sorumlu tu- çızıyor SüSan Sontag Fuat Onan a gore Ma-gL-erıte Duras ağma edere* kuruyor İLK SAYI ÇIKTI YÖNETMEN ŞERİF GÖREN KEMAL SUNAL ŞİVA GEREDE MURAT İLKER PERİN AYTAÇ BÜLENT KAYABAŞ KUTAY KÖKTÜRK TAYFTJN ÇORAĞAN PENTA FİLM 151 09 80-149 57 05 BEYOĞLU BEVOĞLU(151 32 40! 12 00 - 14 15 - 16 30 - 19 00 - 21 30 KADIKÖY MOOA 337 01 28) 11 00 - 13 00- 15.00- 17 00 • 19 00 - 21 30 Festivalde 'En lyi TürkFilmV ödülünü alan 'Karartma Geceleri' Bîlînç ve sevgi ürünüKarartma Geceleri / Eser: Rıfat Ilgaz / Senaryo, yönetim: Yusuf Kurçenli / Görüntü: Colin Mounier / Müzik: Cem Idiz / Oyuncular: Tarık Akan, Nurseli İdiz, Bülent Bilgiç, Deniz Kurtoğlu, Ömer Çolakoğlu, Menderes Samancılar, Erol Günaydın, Şükrü Türen, Gülsen Tuncer, Necati Bilgiç / Senar Film yapımı / 110 dakika (Çemberlitaş Şafak-3) Bahtsız Türk aydmının bitmek tükenmek bilmeyen çilesinden bir kesit. îkinci Dünya Savaşı'nın son yıllannda, ülkede sürdürulen "solcu an"ndan payını almış bir yazar olan Rıfat Ilgaz'ın özya- şamsal romanı "Karartma Gece- leri", bizlere aydın öğretmen \e yazar Mustafa Lfral'ı tanıtıyor. "Milli Şef" Inönü yönetiminde- ki Türkiye'de, savaşın "gidişat'ın- dan da esinlenen türlu çeşitli bas- kılar, gözaltına almalar, işkence ve dehşet salma gırla gitmektedir. "Sokn avı"ndan sonra, ufukta faşizmın yenilgisinin de görülme- sinin etkisiyle bu kez "ırkftlar" toplanmaktadır. Ancak solun çi- lesi henüz bitmiş değildir (hiçbir zaman da bitmeyecektir). Bir ki- tabı dolayısıyla aranmakta olan Ural, Sansaryan Hanı'nın ününü ve gözaltına alınanlann başına ge- leni bilmektedir. Onun için kaçar, saklanır. Ama eninde sonunda yakalandığında, o da o yılların TİTtZ BİR ÇALIŞMA — Tank Akan bu filmde kendini aşan çok i>i bir o>un veriyor. Diğer oyuncular ve görüntü çalışması da birinci sınıf. Sinemamızın yuzünü ağartacak düzeyde bir film. Türkiyesi'nde yaşamış ilerici, de- mokrat bir aydın olma serüvenin- den payına düşeni alacaktır. "Karartma Gecderi", önemli, başarılı, bilinç ve sevgi urıinü bir nim. Yusuf Kurcenli'nin Rıfat Il- gaz'ın kitabına okur okumaz go- nül verdiği, onu iyice özümsediği anlaşılıyor. Kurçenli, önce son de- rece ustahkla oluşturulmuş, eko- nomik, ama doyurucu bir senar- yo, sonra da klasik türde, ama as- İa akademizme düşmeyen, ken- dinden emin bir sinemasal anla- tımla yapıta gorsel değerler katı- yor, açılımlar getiriyor. Kurçen- li'nin sineması ne denli ilerlemiş! Onun ilk ve alçakgönüllu fılmle- rini izlemiş, "Gramofon AvraC'ı sinemasında bir aşama saymıştık. Ama "Karartma Geceleri", doğ- rusu hepsini aşıyor. Karşımızda artık sinemasını oluşturmuş, aıı- latımını sağlama yaslamış bir yö- netmen var. "Karartma Geceleri"nin gücü ve sağlamlığı, her türden kışkır- tıcılığı önleyen, sloganlann ardı- na sığınmayan, gözboyayıcılığı, çığırtkanlığı hen bir sinemayı yeğ- lemesinden kaynaklanıyor. Kur- çenli, sanki mesajını bağırarak değil, alçak sesle konuşarak ver- meyi yeğlemiş. Bir "dönem filmi" bu: 1940'ların İstanbulu, sınırlı olanaklarla, ama inandırı- cı biçimde verilmiş. Keşke kimi dış sahneler biraz daha "kalaba- lık" olabilseydi, sınemada göste- rilen belgeselin teknik düzeyi da- ha iyi olabilseydi, jenerikteki go- runtuler (ve onlann üzerine düşen adlar) daha aydınlık olabilseydi... Ama ne onemi var? Kurçenli, za- ten bir "dönem filmi" yapmanın sınırlannı rahatlıkla aşıyor. Çeşitli nedenlerle, iç ve dış etkilerle, belli goruşler ve fikirler üzerinde bas- kı oluşturmayı yeğlemiş, insana karşı işlenebilecek en buyuk "in- sanlık suçlan"ndan biri olan iş- kence yapmayı göze alabilmiş tum ülke, rejim ve sistemleri sergili- yor, eleştiri>or. Savaş, sıkıyöne- tim, ulke güvenliği gibi görünür- de geçerli nedenleri var bu işleri yapanların. Ama bu nedenler, ya- pılanları hiçbir zaman açıklamı- yor, bağışlatmıyor. "Insanlık suçu" niteliklerini ortadan kaldır- mıyor. "Karartma Geceleri"nin iç dengeleri çok iyi kurulmuş. Işkeu- ce bile filmde yeterince, gerektiği -veya gerçckte Ilgaz'ın başına geldiği- kadarıyla var. Yönetmen, işkenceyi, baskıyı bir etkileme, se- yirciyi tavlama öğesi olarak kul- lanmıyor, bu kolaylığı da elinin tersiyle itiyor. Ve içerdiği tüm ka- ramsarlığa, karabasan yaşayan bir ulke gorunumune karşın sev- gi ve umut, fılmin sonsal izleni- minden hiç de eksik değil. Hele ki Kurçenli, Mustafa Lral'ın (Tarık Akan) o aksak yürüyüşünü tak- iit eden çocukların göruntusunü yakalayıp filmine sokabildikten sonra!.. Tarık Akan, bu filmde kendi- ni aşan çok iyi bir oyun veriyor. Diğer oyuncular ve goruntü çalış- ması da birinci sınıf. "Karartma Geceleri", sinemamızın yüzunu ağartacak duzeyde bir film. Ne yapıp edip görün. İkili Oyunlar'yakın tarihianlatmayı deniyor Boşa gitmiş çabalartkili Oynnlar Eser ve senaryo: Bilgesu Erenus / Yönetmen: îrfan Tözüm / Görüntü: Ertunç Şenkay / Oyuncular: Tarık Akan, Zeliha Berksoy, Erol Dcmiröz, Hatice Boran, Behram E. Kolukısa, Mehmet Ulay, Tomris Çetinel / Muhteşem Film yapımı (AKM, Bakırköy Adile Naşit Kültür Merkezi) Sinemamızın, yakın tarihimizin ilginç anlanna eğilmesi, abuk- sabuk aşk, sevda ve serüven öyku- leri anlatmaktan biraz başını alıp toplumsal / siyasal yaşamımıza ışık tutmaya başlamasıne güzel!.. Bu hafta gösterime çıkan iki Türk filmi de bu tür nitelikler içeriyor- lar. 1940'lann Istanbul'unda "sol- CB avı" ve Sansaryan Hanı deko- runda polis-aydm ilişkilerini an- latan "Karartma Geceleri"nin ya- ru sıra "İkili Oyunlar"da aydın bir çiftin 1968'lerden 1988'lere dek sü- ren ilişkisi boyunca bu yıllarda Türkiye'yi sarsan olaylara, politik ve ilerici bir bilince sahip insan- lann, Türkiye'nin 20 yıllık yakın tarihi boyunca yaşadıkları dene- yime değiniyor. Daha doğrusu de- ğinmeyi amaçlıyor. Ege yöresinde bir Roma tapı- nağı çevresinde kamp kuran Erol ve Nur'u tanıyoruz. Yıl, 1978'dir. 1968-69'lardaki ilk öğ- renci hareketlerine karışmış, Amerikan Büyukelçisi Commer'- Başrolünde Tank Akan'ın yer al- dığı film bu haliyle sıkınü veriyor. in arabasını yakanlann arasında yer almışlardır (l%8-69 olayla- rı, yetersiz birkaç eski fotoğraf- la anımsatılır). Aradan geçen 10 yılda, evlilik, çocuk, düzene uy- ma çabaları, ikisinin de içlerin- de bir zamanlar yanan "devrimci" ateşi, düzene karşı çıkma dürtüsünü, aykınlık ve asiliği iyice törpülemiştir. Bir ge- ce boyunca yakınlaşmayı dener- ler. Ama boşuna... Bu arada film, 3 zamanlı biçimde gelişir. "Çadırdaki gece" boyunca, bi- zi sık sık 10 yıl sonrasında, 1988'in bir akşamına alıp götü- rur. 10 yıl sonra karı-koca boşan- mıştır, ama oğulları Ozan'ın da bulunduğu bir gecede bir araya gelirler. Erol, bir zamanlar eleş- tirdiği, düzene uyarak köşeyi donmuş birileriyle birlikte valış- maktadır. 1978'lerde kıyım ve baskılarla neredeyse aklını kaçı- racak hale gelmiş olan Nur ise ar- tık birçok şeyi, bu arada "şen dul'Muğu da benimsemiş, özgür ve rahat bir kadındır. "İkili Oyunlar", Bilgesu Ere- nus'un "tkili Oyun" adlı oyu- nundan çıkarak, işte tüm bunla- rı anlatmayı deniyor. Saygın bir girişim, sinemamız için değişik bir caba. Ne var ki başarılmış ol- duğunu söylemek mümkün de- ğil. Bir karı-koca ılişkisinin, bi- raz Hollyvvood'un parlak done- mini anımsatan 'sofistike' bir güldürü biçiminde gelişmesine, bize özgü nitelikler ve de açık bir politik bilinç fonunun eklenme- si, son derece ilginç ve değişik bir fflme ulaşabilirdi. Ama bunun için oya gibi örülmuş, kıvrak, da- kik bir anlatım, şampanya gibi bir senaryo ve çok incelikli bir oyun üslubu gerekiyordu. Oysa Bilgesu Erenus'un senar>'osu da Irfan Tözüm'Un tonlar çeken ağır sineması da bu kıvraklığa ulaşmayı engelliyor. Inanılmaya- cak kadar kölü, seslerin ağızla- ra bir türlu uymadığı bir seslen- dirme de oyuncuların pek iyi be- Iirlenememiş, kesin çizgilerle çi- zilememiş kişiliklerindeki son inandıncılığı da alıp götürüyor. "tkili O>iınlar", bu haliyle sıkın- tı veren, daha da ötesi, bunca ça- banın ve iyi niyetin boşa gitmiş olmasından dolayı insanı uzen bir film... 'BirRüzgâr Öyküsü've 'Rembetiko* Festivalde 'doruk'lar Costas Ferris'in "Rembetiko"su biraz da biz demek, Anadolu demek, Yunan müziğinin Doğu hüznü ve Anadolu sazlarıyla beslenmiş, biçimlenmiş hali demek. Festivalin doruk noktalanndan biri: Joris Ivens/Marceline Lori- dan ikilisinin "Bir Rüzgâr Öyküsii-Une Hisloire de Vent." 90'ına gelmiş yaşlı adam, 20. yüz- yıl tarihinin unutmaz tanığı ve si- nema aracılığıyla belleği olmuş Ivens, son bir kez kultürüne, hal- kına tutkun olduğu Çin'e donuyor ve eski Çin düşüncesi, Tao felse- fesi, yüzyüların ötesinden süzülüp gelmîş" îriançlar,' geknekler, mitos- lar aracılığıyla son bir kez Çin'i anlamaya ve kendi Çini'ni perde- de canlandırmaya çalışıyor. İlk fîlmlerinden beri gerçeğin yalnız görünen yüzune değil, onun için- de gizli şiire, sakladığı gizeme de düşkün olan yönetmen, "beJgesel" türün tüm oluşmuş kahplarını bir yana bırakıyor, "riizgân yakala- maya çalışan adam" öyküsünün simgeledigi biçimde, gerçeğin gi- zemini, şiirini yakalamaya çalışan sinemacı oluyor. Çin'in doğasın- dan, insanından, geleneklerindeıı, törenlerinden, geçmiş ve güncel sanat yapıtlanndan seçilmiş gö- rüntüler, gorsel mısralar, dizeler oluşturan başka görüntülerle, Ivens'in eski filmlerinden seçilmiş parçalarla, "çekim öyküsü"nü oluşturan ve günümuz Çin yöne- timinin katı bürokrasisini eleştiren karelerle birleşiyor, kendine özgü, kendi soluğunu alan bir film oluş- turuyor. Marceline Loridan, Ivens'in son 30 yılının yaşam ve si- nema yoldaşı, "Bu filmi anlamak için tüm önyargılannızdan sıyn- lın, aynca akılcı biçimde anlama- ya da çalışmajın" derken ne ka- dar haklı. Bir diğer doruk: "Reiıibetika" Costas Ferris'in filmi, tümüyle bir tur müziğe ve bu müziğin belirle- diği4 sarmaladığı insan yaşamla- rına adanmış: Anadolu kökenli Yunan müziği, "Rembetiko" de- nilen, bizim müziğimizden, sazla- rımızdan, dilimizden ve Anadolu 1 ya ozgu duyarlığımızdan izler ta- şıyan... Izmir doğumlu Maria, "kölii kaderii" anasının yolundan giderek tüm acılı yaşamını sesine, şarkılarına döküyor, özellikle Ege'den göç etmiş Yunanlıların unutamadığı ve canlı tuttuğu "Rembetiko"da bir yıldız oluyor. Ama tum yaşamını, layık olmayan bir adama harcayarak ve yanıba- şında, kendisini gerçekten seven kemancj Giorgiaki'nin aşkını bil- mezden gelerek... 1920 ve 30'ları katediyor "Rembetiko" müziği, Yunan makamlarının yasaklama- lanna, lokalleri kapatma girişim- lerine karşın... Ve 1950'lere ve kim- bilir, belki bu fllmin de katkısıy- la, günumüze dek gelip dayanıyor. "Rembetiko", kuşkusuz biraz da biz demek, Anadolu demek, Yu- nan müziğinin Doğu hüznü ve Anadolu sazlarıyla beslenmiş, bi- çimlenmiş hali demek. Umarım ki "Rembetiko" sinemalarımızda da gosterime çıkar ve hak ettiği da- ha geniş bir seyirci kitlesine ulaşır. 9. Uluslararası istanbul Film Festivali'ne son bir bakış Gerçek sinemaseverler keyif aldıElbette çeşitli aksaklıklardan, değişikliklerden, 'son dakika' filmlerinden veya simultane çevirilerden yakınanlar da oldu. İlginç bir nokta, eleştirilerin büyük bölümünün, şenliği pek izlemeyen 'dışarıdan gazel okuyan' kişilerden gelmesiydi. Bir İstanbul Sinema Festivali daha geride kaldı. Kendi adımı- za, izlediğimiz 40'a yakın fılmden yine unutulmaz izlenimler edin- dik, değişik ufuklara kanatlandık. Karşılaştığımız, filmlerde aralar- da veya çıkışlarda birlikte oldu- ğumuz sinemaseverlerin de genel- de mutlu, memnun olduklannı gözlemledik. Elbette çeşitli aksak- lıklardan, değişikliklerden, "son dakika" filmlerinden veya simul- tane çevirilerden yakınanlar da ol- du. ilginç bir nokta, eleştirilerin buyuk bölümunun şenliği pek iz- lemeyen, "dışarıdan gazel okuyan" kişilerden gelmesiydi. Bu kesimden kimileri, üstelik şen- liği surekli izleyenleri, yılda bir ya- şanan bu sinema şoleninden pay almaya çabalayanları, "sinema entelleri" gibi deyimlerle kuçüm- semeye, şenliğin film izlemekten çok "dostlarla, ahbaplarla bulu- şup göriişmek" veya "ben şu ka- dar film izledim" diyebilmeye dö- nük bir etkinliğe dönüştüğünü yazmaya kalktılar. Ama ben ger- çek sinemaseverierin keyfine bir çok kez tanık oldum. Bu konuda hiç kuşkum yok: Elbette surprizler oldu, acı ve tallı. "Dekalog"Iann geç gelme- sinin bu denli fırtına yaratacağı, Antonioni filmlerinin bu denli il- gi göreceği, "Aşçı, Hırsız, Kansı ve ÂşığVnın seyirciyi bu denii iki- ye böleceği (kimileri "başyapıt" derken, kimileri kendilerini sine- madan dişarı dar attılar), "Çin- geneler Zamanı"ııınÇingenedilin- de çıkması uzerine bunca speku- lasyon ve yalan haber oluşturula- cağı, Türk filmlerinin hep dolu sa- lona oynayacağı akla gelir miydi? Eczacıbaşı da, Alün Lale de so- nuç olarak ve filmler gorüldüğün- de kabul edilir ödüllerle bitti. "Son dakika" konuklanndan Zu- lawski, Petroviç ve Makavejev, bu dezavantajı aşıp seyirciyle bu- luşmayı başardılar. Yugoslav si- neması, benzersiz bir govde gös- terisi gerçeklestirdi. Fransız film- leri genelde buyük ilgi gördüler: "Senin İçin Fazla Guzel", "Bay Hire" veya "Aslolan Hayattır"ı sanınm uzun süre unutamayaca- ğız. Caz filmleri gençleri çekti, Üçuncü Dünya sineması, kimi duşkınklıklarının yanı sıra önemli filmler de sundu. "Cezayir Savaşı" politik bilinçleri, "Hiro- şima Sevgilim", "Erkek - Dişi", "Son Darbe" anıları tazeledi. "Arabistanlı Lawrence" ve "Gandhi", epik sinema duşkun- lerini salonlara çekti. "Baron Muchausen". "Gizem Treni", "Kahkaha Salgım", "Plaff", "Sabun Köpügü Hırsızlan" in- sanları neşeye boğdu. "Bir Riiz- gâr Öyküsü", "Splendor", "Ölü Ozanlar Dernegi", "Maestro", gözlerden yaşlar getirdi. "Yol I, ABD", "Kilometre Taşlan", "James Baldvvin", gücunü yeni- den anımsattı. Miklos Jansco us- tayı tanımak başlıbaşma bir keşif sayıldı vs, vs... Ve biz, şenliğin önemli sinema anlarını sizlere zaman zaman du- yurmaya çalıştık. Ama ya o An- tonioni şöleni? Şenliği taçlandıran Antonioni sinemasına ilk fırsatta dönmek umuduyla... G R A F İ K S A N A T Ç I L A R I /# SERGİ // YE HAZIR MISINIZ ? 10. Graf'tk Ürünler Sergisi 15 Mayıs 1990 günü, her yıl olduğu gibi Dolmabahçe Sarayı, Hareket Köşkü'nde açılıyor. Katılma formları adreslerinize postalandı. Bayram öncesinde postada meydana gelebilecek gecikmeleri göz önüne alarak, sergi takvimini bir kez daha hatırlatıyoruz. GMK Yönetim Kurulu 4 Mayıs: 1} leslimı için son gun 5,6 ve 8 Mayıs: Sergı Düzenlemesi 9,11,12,13 Mayıs: Seçici Kurul Degerlendirmesı 14 Moyıs: Oy Sayım Kurulu TopİGntrsı 15 Mayıs: Açılış ve Ödul Torem T.C GAZtANTEP 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ (KARAR ÖZETÎ) Esas No Karar No Hâkim Kâtip Sanık Suç Suç Tarihi Karar Tarihi 1990/20 1990/161 Mehmet Güneş 13489 Bekir tnci Memik Tasdoğan, Cuma ve Hatice oğ. 1936 D.lu, Kozanlı Mah!de nüfusa kayıtlı, halen Kozanlı Mah., lnönü Cad., No. 105'te oturur. Vergi Usul Kanunu'na muhalefet 1984 yıh içerisinde 14.3.1990 Sanığın suçu sabit görulerek fiil ve hareketine uyan 213 sayıh Ver- gi Usul Kanunu'nun 359/1'inci maddesi geregince (akdiren 3 ay rnüd- detle hapis ve 3 ay müddetle meslek, ticaret ve sanat icrasından mahrumiyetine, 647 sayılı kanunun 4/1'inci maddesi uyarınca 3 ay hapis cezasının 45000 TL ağır para cezasına tahviline. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/2*nci maddesi gereğince karar özetimn tirajı yüz binin üzerinde olan, Ankara, İstanbul ve tzmir'de yayımlanan bir gazete ile yine mahalli bir gazetede ilanına ve masra- fmın bilahare sanıktan alınmasına karar verildi. Cemal Süreya özel sayısı • Kiiltür Servisi — Dil Derneği'nin yayın organı Çağdaş Türk Dili dergİsi bir "Cemal Süreya" özel sayısı yayırnladı. Bu sayıda Şemsettin Ünlü, Gülten Akın, Emin Özdenıir, lalip Apaydın, Ayşe Kilinıci, Hüseyin Yurttaş, Feriduıı Andaç, Muzaffer Buyrukçu'nun Cenıal Süreya'yı çeşitli yönleriyle dile getiren yazıları, Mustafa Canpolat ve Özcan Yaüm'ın Cemal Süreya başlıklı şiirleri yer alıyor. Saran'ın seı^isi • Kültür Servisi — Mukaddes Saran'ın resim sergisi Parmakkapı fş Sanat Galerisi'nde 16 nisanda acıldı. 1923 yılında fstanbui'da doğan Saraıı, 1938'de Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Leopold Levi ve Bedri Rahmi Eyuboğlu atölyelerinden mezun olan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında birçok sergiye katıldı. 11. kişisel sergisini açan Mukaddes Saran'ın çeşitli koleksiyonlarda resimleri bulunuyor. ÇizeFin resimleri • Kttltiir Servisi — Ressam Salih Mustafa Çizel'in sergisi İstanbul Hüton'da açıldı. 1946'da Kıbrıs'ta doğan sanatçı yapıtlarmda Kıbns köylerini, denuini, gökyüzünü anlatıyor. Kıbns'ta kişisel sergiler açan ve karma sergilere katılan Salih Mustafa Çizel, tstanbul'da da üçüncU ke2 kişisel sergi açıyor. 'Devinim Noktası ? • Küllür Servisi — Erkan Özdilek'in "Devininı Noktası" adlı resim sergisi, Galeri BM'de açıldı. 1959 Yeşilhisar doğumlu olan ve 1982 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ni bitiren Eıkan • Özdilek, halen aynı kurumda görev yapıyor. Sergi ve uçurtma şenliği • Kültür Servisi — 23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, Halil Dikmen Galerisi'nde 6-12 yaş grubu küçüklerin resim sergisi açılacak. 21 nisan cumartesi günü açılacak olan sergide, küçükler grubunun 1989-90 döneminde yaptıkları resimler sergilenecek. Küçükler grubu aynca Beşiktaş Kaymak ımlığı önündeki parkta, kendi yaptıkları uçurtmaları uçuracaklar. Çocuk şenliği stirüyor • Kültür Servisi — Şehır Tiyatrolan'nın 6. Çocuk Şenliği sürüyor. Bugıin Harbiye Muhsin Ertu|rul'da saat H.OÜ'de Avusturya Çocuk Korosu'nun konseti, F'atih Reşat Nuri'de 11.00 ve 15.00'te Tiyatro Elele'nin "Kuş Cenneti" adlı oyunu. Üsküdar Musahipzade Celal'de 11.00'de SabaH Çocuk Tiyatrosu'nutı "Cinli Canlı Çok Heyecanh", 15.00'te Halk Bankasi Çocuk Tiyatrosu'nun "Aklın Geldi Başına" oyunları, Kadıköy Haldun Taner'de 11.00 ve 15.00'te Basamak Oyuncuları'nın "Rüyalar Ülkesine Bir Bilet" adh oyunu sergileniyor. Gösterilerin tümü ücretsiz. IBüĞüı • Müzik Kardelen Müzik Grubu'nun konseri saat 20.30'da Pendik Atatûrk Kültürevi'nde. • Berk'in imza günü lllıan Berk, saat 16.00-19.00 arası Nişantaşı Akademi Kitabevi'nde yapıtlarını imzalayacak. • Kitaplıkta söyleşl Nur Nirven, Doç. Zekai Ormancı ile saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda resim konulu bir söyleşi yapacak. BİLSAK'TA BUGÜN 20 Nisan Cuma: 19.00 KONFERANS: Eleştiri Üzerine. Ahmet OKTAY. GORSEL SANAT ATÖLYELER1 Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çalışmalar.1 . 10.00-01.00 arası CAFE-FOYER-BAR BİLSAK herkese açıktır. BİLSAK Sıraselviler. Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79-143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle