22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NlSAN 1990 HABERLER CUMHURİYET/15 BAŞKENTTEN S.S Kararnamesi AHMET TAN ANKARA — 413 sayılı kararname nihayet Gü- zel ile ilgili DGM iddianamesini sollayabildi. Dün Ankara'da ağırlıklı her kesimde sürgün-sansür ka- rarnamesi tartışıldı. DYP lideri Demirel, kararnamenin Türkiye'de- ki rejimle. insan haklan ile yakından ilgili oldu- ğunu, bu nedenle bir an önce Meclise gelmesi ge- rektiğini, bayram tatili demeden olayın peşinde ol- duklannı ilan ederken, SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı da iktidann anayasa suçu iş- lediğini soyledi. Anayasa Mahkenıesi Başkanı Necdet Dancıog- ln'nun önceki gün kuruluş yıidönumü töreninde yaptığı konuşma ise dün kulislerde yankılandı. Da- ncıoğlu'nun, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rejim ba- kımından önemini, bu ilkeyi temsil eden Curahur- başkanı ve TBMM Başkanı ile Başbakan'ın karşı- sında ifade etmesinin anlamı dile getirildi. Yuksek Mahkeme Başkam'run işaret ettiği ve DYP liderinin de altını çizdiği nokta açık: "lktidar kararnamelerie Meclisi devre dışı bıra- kırsa, yünılme. yasamanın yerini alır. kuvvetler ay- nlığı ilkesi yok olur. Cumhurbaşkanı ise hiıkume- ti direktiflerie yönlendirirse parlamenter sistem ra- yından çıkar." ANAP yönetimi sansıir-sürgün kararnamesini Meclise sunmaya niyetli görünmüyor. Oysaki ik- tidar çoğunluğu bunun gibi yüzlerce kararnameyi yasalaştırmamaya yetecek durumda. Gösterilen nedenler hiç inandırıcı değil. "tç tuzük müsail degil, kararname ancak gele- cek yıl gündeme gelebilir" diyen lçişleri Komisyo- nu Başkanı Galip Demirel'e, SHP Grup Başkan- vekili Onur Kumbaracıbaşrnın gösterdigi tepki İJ- ginç. Kumbaracıbaşı, Galip Demirel için "Bu ar- kadaşı Meclislen alıp bakan yapsınlar. Oraya layıktır" diyor. Nedenini sorduk: "Bu hukümet keyfilige, laubaliuge çok daha müsail" dedi. Meclisi keyfilikten korumak gerek. Görunen o ki, TBMM Başkanı Kaya Erdem bu- nu yapmaya çaJışıyor. Erdem'in parlamenco egemenliğini sağlamaktan geri durmayacağını söylemesi "Kanunameicric ülke yönetilmesine karşı çıkma" anlamına geliyor. Erdem bunu açikça söylemiyor. Bunu söyleme- ye bugünkü konumu da, kendi siyasal kişiliği de uygun değil. Erdem, bakanlık yaptığı uzun yıllar boyunca da demeç vermekten, gazetelerde boy göstermekten fazla hoşlanmayan bir siyasetçi olarak biliniyor. Son günlerde Cumhurbaşkanı ile zıtlaşma içinde olduğu yolundaki haber ve yorumlar da kendisini biraz rahatsız ediyor. Kişiliğini biçimlendiren devlet memuru anlayışı ve disiplini ile demokratik ilkelerin, anayasanın ve yasalann gereğini yapmaya çalışıyor. Bunun için ise yasa ve kuraJlardaki boşlukları kapatmak zorunda. Yıllardan beri kendi iç tüzüğünü yapmayı bece- remeyen Millet Meclisi için, yeni içtüzük yapma gi- rişiminin nedeni biraz da bu. Erdem göreve gelir gelmez, daha önceki yasa- ma yılında çıkartılamadığı için geçersiz hale gelen, içtüzük yerine yenisini yapmak üzere harekete geçti. Bu konuda Uç parti arasında toplantılar başlat- tı. Sessiz sedasız yürüyen bu çalışmalar "SS Ka- rarnamesi"nin çıkarılması ile birden güncel hale geldi. Yoksa tüzük çahşması önceden başlamıştı. Bayram tatilinden sonra 1 mayısta her partiden birer kişinin katıldığı üç kişilik bir komite iç tü- zükteki en can alıcı maddeyi konuşacak. Buna göre artık kanun hukmunde kararname- lerin 30 gün içinde komısyonda gorüşülmezse doğ- rudan TBMM Genel Kurulu'na getirilmesi kuralı getirilecek. Burada da bu kararnamelere öncelik tanınacak ve gündemin ilk sırasına oturtulacak. Bu üçlu komite de, ANAP'tan Raşit Ülker, SHP'den Güneş GiirseJer ve DYP'den Güneş Müf- tiioglu yer alıyor. Bunların uzlaşması ancak parti genel başkanla- rının Mecliste birlikte hareket etmelerı ile sonuç verecek. Eğer lçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demi- rel'in dediği gibi ANAP "SS Kararnamesi"ni ge- lecek yıla ertelemek istiyorsa, yeni ıçtuzüğun bu maddesine karşı çıkacak. Bu ise, ANAP grubunun anayasada öngörülen kuvvetler ayrılığı ilkesini kaldırması anlamına gelecek. Kararnameye yaylım ateşANKARA (Cumhuriyel Büro- sıı) — "Güneydoğu'dski Jerör olaylannı önlemek" amacıyla çı- karılan 413 sayılı kanun hükmün- deki kararnameye tepkiler dün de sürdü. Doğulu 11 ANAP millet- vekili "Giineydoio kararname- si"nin düzeltilmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldınm Akbulut ile görüştüler. Köşk'e çıkmadan ön- ce Başbakan Akbulut'a istifa teh- didinde bulunan milletvekilleri, Özal'ın "Ben kefilim, uygulama- larda siirgün ve sansür olmaya- cak" güvencesi üzerine, uygula- mayı beklemek üzere eylem karar- larını ertelediler. Diyarbakır mil- letvekili Nurettin Dilek, kararna- tneyle getirilen uygulamalann hal- ka yanlış aksettiğini belirterek cumhurbaşkanından yöre televiz- yonu GAP'ta bunun "sürgıin oimadığım" anlatmasını talep et- tiklerini söyledi. 413 sayılı karaınamenin bir an önce Meclise gelmesini isteyen DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, son yedi yıl içerisinde Meclise getirilen 216 kararname- den sadece 66 tanesinm t ^rüşül- düğünü arumsatarak, "Demek ki yılda dokuz kararname konuşu- İuyor. Bu durumda 413 nolu ka- rarnameye 15 sene sonra sıra ge- lir. Bu gülünçtıir" dedi. Demirel, kararnamenin Türkiye'deki insan baklarıyla, anayasayla ve Mecli- sin varlığıyla ilgisiz olduğunu sa- vundu. Kararnamenin bir an ön- ce TBMM'ye gelmesi için genel kurul salonunu önceki gece terk etmeyerek eylem yapan l'i SHP'li, 17'si bağımsız 18 millet- vekili dün eyiemlerine son verir- lerken, öğleden sonra da konuyu TBMM Genel Kurulu'nda bir kez daha gündeme getirdiler. SHP Grup Başkanvekili Onnr Knmbaracıbaşı, kararnameyi doğrudan Anayasa Mahkemesi'- ne götürmek için çaJışmalar yap- tıklanm açıklarken, çeşitli kişi ve kuruluşlar da 413 sayılı kararna- meyi kınayan açıklamalar yaptı- lar. Federal Alman Yeşiller Par- tisi de Cumhurbaşkanı Özal'a bir mektup yollayarak, "kararname- nin iptal edilmemesi balinde Türkiye'ye geniş çaplı bir lurizrn boykotu uygulaması çagnsında bulunacaklanm" bildirdi. Akbulut'la göriişme Doğulu milletvekillerinin ran- devu istemleri üzerine Başbakan Yıldınm Akbulut önceki akşam ANAP Mardin Milletvekili Nu- rettin Yılmaz'ı telefonla arayarak göniştü. Yılmaz'ın bir grup mil- letvekili olarak görüşmek istedik- lerini söylemesi üzerine Akbulut, kendisinin de görüşmek istediği- ni, ama programının çok yoğun olduğunu söyledi. Akbulut, prog- ramında boşluk olması halinde kendilerini cağıracağını da sözle- rine ekledi. Bu gelişmeler üzerine Doğulu milletvekilleri TBMM ANAP ku- lısinde öğleden sonra toplanma- yı kararlaştırdüar. Görüşmeye ka- tılmak isteyen milletvekili sayısı önce 23 olarak belirlendi. Ama kulise 10 dolayında milletvekili toplandı. Bu sırada Başbakanlık'- tan, Akbulut'un kendilerini Baş- bakanlık Konutu'nda görüşmeye beklediği haberi iletildi. Milletve- killeri saat 15.30'da Konut'a gi- derek Başbakan Akbulut'la yak- laşık bir saat süren bir görüşme yaptılar. Görüşmeye Hakkâri'nin ANAP'h Belediye Başkanı Şiik- rii Çallı da katıldı. Görüşmede hazır bulunan milletvekillerinin adları şöyle: NurettİD Vılmkz (Mardin), Ke- mal Birlik (Siirt), Muhlis Gören- taş (Van), thsan Bedirhanoğlu (Diyarbakır), Zeki Çeliker (Siirt, bağımsız), Mehdin Isık (Siirt), Naim Geylani (Hakkâri), Reşit Çelilt (Van). İstifa (ehdidi Edinilen bilgiye göre milletve- killeri görüşmede Akbulut'tan ka- rarnamenin özellikle "sansür ve siirgün" konusundaki hükümle- rinin düzeltilmesini istediler. Mil- letvekilleri görüşlerini belirtirkeıı, "Kararname düzeitilnıezse istifa da edebiliriz. Halkımızın çıkan için, halkımızın istekleri dogrul- tusunda bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Dogru, haklı istekler için böyle davranabiiiriz. Sırf kar- şı çıkmak için karşı çıkmıyoruz" dediler. Akbulut, milletvekilleri- nin bu sozleri üzerine susarak ya- nıt vermedi. Sürgün konusundaki hükümle- re karşı çıkış gerekçelerini anlatan milletvekilleri bölgede ihbarcılığın ve rüşvetin yaygınlaşacağını, bu- nun da tehlikeli sonuçlar doğura- cağını dile getirdiler. Bir süre ön- ce Siirt'ten 6 kişinin bölge dışına çıkanldığının anımsatıldığı görüş- mede, yargılamanın bölgede fark- Iı olmaması istendi. Başbakan Akbulut da bu soz- leri dinledikten sonra, "Biz, iyi- leşürdik sanıyorduk" dedi. Mil- İzlenimler Geceyarısı Meclisinde 3 birleşim ÜMİT ASLANBAY ANKARA — TBMM Genel Kurulu'nda oturum biterken, alı- şılmışm dışında, idare amirleri, guvenlik görevlileri, çaycılar ve ga- zeteciler ve hatta genel kurul ka- pılannda bekleyen kavaslar çıkış kapılanna ya da telefonlara yönel- miyorlardı. Biri SHP'li, 17'si bağımsız 18 milletvekili genel kurul salonun- dan dışan çıkmamıştı. "Geceyansı Medisi" böyle başlamıştı. SHP'li Mehmet Mogtıltay ile Scdat Dogan, kalanlara "başan" diliyor, "eylemci" Kenan Sönmez kırık kolunu gömleğinin içine da- ha bir sağlam yerleştiriyor, diğer "eylemci" Tevfik Kocak ise "Bu- gıin gazele de okumadı, esimiH haberi yok eurada kalacagımızdan" diyerek telefon kulubesine doğru koşar adımlar- la gidiyordu. Meclisin itfaiye gö- reviiieri aenel kurul salonunu "her ihlimale karşı" bir kontrol ediyor- du. Salondan çıkmayanlardan Ke- mal Anadol da gazetecilerin "her ihtimale karşı fotograf çekememeterini" gözönüne alarak arkadaşlarırun salondaki görüntü- - lerini belgeliyordu. SHP'li idare amiri, Kazım Özev ise, "bir ihti- yaçlan olup olmadıgıaı" so- ruyordu. Kimine göre ilk kez böyle bir eylem oluyordu. Kimine göre ikin- ci, kimilerine göre de üçüncü... 1965'lerin TİP'ini (Türkiye Isçi Partisi) 1990'lara uyarlamak iste- yen bu miUetvekillerinden bazılan "TİP'in bu eylem biçimiai denedigini" söylüyorlardı. Bazılan da 1975'te Meclis Başkanı seçile- memesi üzerine, 3 CHP'li millet- vekilinin -Etem Eken (Çorum), Hasan Çetinkaya (Erzincan), N«- rettia Karsu (Erzincan)- Meclisten çıkmadıklarını anlatıyordu. Ama bu 3 milletvekili hep kuliste otur- muşlar, şimdiki gibi genel kurul salonu açık kalmamıştı. Saat 20.00 sulanndaki sandviç, yoğun ya da çaydan oluşan "ilk atıştırmalardan" sonra, saat 21.00'i geçerken muhtelif acılı- acısız kebap, meyhane pilavı, sa- lata, kadayıf ve padişah tatlısın- dan oluşan "paket mönü", kulis- teki sehpalara serilen kâğıtların üzerinde afiyetle ama "nöbetkşe" >eniyordu. Çünkü genel kurul sa- lonunu da boş bırakmamak ge- rekliydi. Yapılan "şakaya göre", uğruna eyleme geçilen "Güneydo- ğu kararnamesi" belki ummadık bir anda genel kurula iniverirdi... Çaylar içildi. Sonra salona gi- rildi. Gazetecilere kapalı olan sa- londa, anlatılanlara göre, Cüneyt Canver, "tdlo ile öneri getirdi" Sa- lih Sümer, oturumu başlatan "gong"u titretti. Ardından kürsü- ye çıktı. (Iddiaya göre, milletvekili olduğundan bu yana ikinci kez). Bir Doğulu bakanın taklidini yap- tı. "Geceyansı Medisi"nde tam üç birleşim yapıldı. Her birleşimde de "yeni parti çalışmaları, yapılabilecekler" tartışıldı. Saat 03.00'te de (bunun ilk kez olduğu kesin), uykulu gözlerle, biraz da ağızdan yavaş çıkan sözlerle TBMM'de basm toplantısı yapıl- dı. SHP'li Rıza Ilıman, birkaç saat önce gelmiş, "desle^ni ifade edip" ayrılmıştı. Kazım Özev de son kez bir ihtiyaçları olup oimadığım sormuştu. Bu saatten sonra, "yasam" da- ha çok kuliste geçti. Milletvekil- leri uyumuyorlardı. Henry Mil- ler'in "uykusuzluğu" aşktan idi. Milletvekillerininki kitapyazacak kadar "kararnameden." geceyarısı basın topiantısı yapacak kadar. Üstelık gazetecilere "eylemi uyu- yarak gecirdiler" fotografı da ver- memek lazımdı. IZMIRTden HİKiıin ÇFTIIIKAYA Dönemeç İZMİR — I8milletvekilinin S-S karar- namesinin TBMM Genel Kurulu'nda gö- rüşülmesi için tarihi eylemi gerçekleştir- dikleri saatlerde Ankara'dan bize ulaşan bir başka haber de, açlık grevınde olan TBKP yönetıcileri Nihat Sargın ve Nabi Yağcı'nın sağlık duaımlarının giderek bo- zulduğu yolundaydı. Önceki gece saat 21.30'da başlayıp sa- at 01.30'a dek süren Bakanlar Kurulu top- lantısında da ana gündem, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinden oluşmuştu. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Bakanlar Kurulu'nda geniş açıklamalar yapmıştı. Sungurlu'nun "Ne gibi açıklamalar?" so- rusuna verdiği yanıt ise şöyleydi: — Anayasamız açısından, hukuk açı- sından, politik durum açısından hazırla- mış olduğum ölçüferde Bakanlar Kurulu 1 na izahat verdım. Tatmın olup olmadıkla- rını bilmıyorum, ama tatmin etmeye ça- lıştım. Bakan Sungurlu daha sonra, "Arkadaş- lanmm sorularından tatmin olduklarını sanıyorum" deyıp eklıyordu: — Biz hangi ölçülerde neler yapabili- riz, onları konuştuk. Eleştirilerden çok, meseleyi anlamak. ögrenmek, memleket gerçekleriyle hangi ölçülerde bağdaştıra- biliriz, hangi ölçülerde neler yapabiliriz, bunları konuştuk... TCK'nın 141,142 ve 163. maddelerine yeni düzenlemeler getirileceği, ancak bu- nun bir süre daha uzayacağı söyleniyor. Bir bakan bu konuda görüşlerini açık- larken şöyle konuşuyordu: — Türkiye'de demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi için daha önü- müzde bir hayli yol var. • TBKP yöneticileri Nihat Sargın ve Na- bi Yağcı'nın avukatlarından Güney Dinç, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 5. maddesini bılenler bılmeyenler için bir kez daha yineliyor: — Bu madde tutuklu sanıklara, makul süre içinde salıverilmelerini isteme hak- kını tanımıştır. TBKP yöneticileri Sargın ve Yağcı'nın tutukluluk sürelerı uç yıla yaklaşıyor. Avukat Güney Dinç, Sargın ve Yağcı- nın yargı alanı dışında bulunduklarını ve yurda gönderilmeleri söz konusu olma- dığı koşullarda kendiliklerınden dönüp geldıklerinı belirterek "davanın açılması- nı kendıleri ıstemişlerdir" diyor. Dinç, "si- yasal görüşlerini, amaçlarını, inançlarını, yasal zorunluk bulunmadığı halde soruş- turmanın her aşamasında uzun uzun anlatmışlardır" görüşunü yineleyerek bir de örnek verıyor: — Beş yıldır başta cumhurbaşkanları, başbakanlar, tüm siyasal parti başkanla- rı, bakanlar, milletvekilleri, çok sık kaldı- nlacağını açıkladıkları TCK'nın 141 ve 142. maddelerı nedeniyle cezaevinde bu- lunuyorlar. Mahkemeler aynı suçtan sa- nık yüzlerce kişinin tutuksuz yargılanma- larına karar verırken. Sargın ve Yağcı'nın içinde bulunduğu durum, anlaşılmaz bir çelişkidir. İşte en yakınımızdaki somut bir örnek: Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası'na göre tutukluluğun üst sü- resi üç aydır. Mahkemeler ya üç ay için- de davayı bitirip son kararı verirler ya da en ağır suçtan yargılansa bile üç ay so- nunda tutuklu serbest bırakılır. • S-S kararnamesine karşı eylem yapan 18 milletvekili, Türkiye'deki antidemokra- tik uygulamalara son verilmesini istiyor. Kimı ANAP, SHP ve DYP'li milletvekilte- ri, 18 milletvekilinin TBMM'deki rylemini destekliyor. Kaya Erdem'in, "Meclisin üstünlüğü" konusunu Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a iletmesiyle baslayan tartışma. ANAP'h ba- kan ve milletvekilleri arasında "Neler oiuyor" sorusunu gündeme getiriyor. İnönü ve Demirel, 26 Mart yerel seçim- lerinden sonra ANAP iktidarının çöktüğü- nü, halk desteğini yıtırdiğini anlata anla- ta bugünlere geldiler. Kurtuluş erken seçimde... Demokrasi dönemecinde kişisel ihti- raslar, "ben bilirim" kavgasına dönüşür- ken, S-S kararnamesıyle ayakta kalma çabaları, ülkeyi yeniden özgürlükleri kı- sıtlama noktasına sürüklüyor. Muhalefet bugünlerde konuşmayıp da ne zaman konuşacak? letvekilleri bölge halkının karar- nameye karşı çıktığını belirttiler. Bu arada Siirt Milletvekili Kemal Birlik de Şırnak'ın il yapılmasına teşekkür etti ve "Şırnak'ta il ol- ma karan duynlunca çalınmaya başlanan davul-zumalar sürgün ve sansür duyulunca sustu, halk- ta tedirginlik başladı" diye konuş- tu. Akbulut, kararnamenin yeni- den gozden geçirilecegini belirtir- ken, sürgün konusunda, "Biz, bölge dışına çıkartdanlara ekono- mik destek vermek istedik. Zaten, bolge dışına çıkartmak bölge va- lisinin \etkisindeydi" dedi. ÖzaJ ile göriişme Milietvekilleri Akbulut'la gö- rüşmeden sonra TBMM'ye döne- rek arkadaşlan Nurettin Dilek (Diyarbakır), Faik Tanmcıoğlu (Bitiis). Muhyettin Mutlu'yu (Bit- lis) alarak Cumhurbaşkanlığı Köşkiı'ne gittiler. Milletvekilleri- nin Özal ile görüşmesi dün saat 17.00'de başladı ve saat 18.45'e değin sürdü. Görüşmeden çıkarken miUetve- killerinden Naim Geylani ve Nu- . rettin Dilek, "ikna olduklanm" söylediler. Geylani, özal'ın böl- gedeki uygulamanın adil olacağıru ve keyfı davranışlara izin verilme- yeceğini söylediğini ifade etti. Nu- rettin Dilek ise "Sayın Cumhur- başkanı siirgün ve sansiiriin olma- yacagını söyledi" dedi. Öte yandan görüşmede Özal'- ın milletvekillerini tek tek dinle- diği ve daha sonra kendi görüşle- rini dile getirdiği öğrenildi. Mil- letvekilleri sürgün ve sansüre karşı çıkarak bölgede yaşayanların "Kiirtler" olduklarını ve kültür düzeyinin göz önünde tutulması- nı istediler. Ayrıca asker ve poli- sin halka baskı yaptığı, istihbara- tın sağlıklı olmadıgı vurgulandı. özal'ın sürgün ve sansür oima- dığım söylemesi üzerine milletve- killeri, " O zaman GAP TV'sine de bu konuda bir acıklama yapın, vatandaş farkb biliyor" onerisin- de bulundular. Bir milletvekili "özel tim" görevlilerinin kendi- lerini de "takmadıklannı" belir- terek, "bunlann halka sempatik davranması gerekH" dedi. özal da konuşmasında Türki- ye'de "Doğulu-Baolı, Turk-Kürt- Çerkez aynmı \aptknamasi gerek- tigini, eski yasanın bazı ek mad- di imkânlar getirilerek yeniden düzenlendigini" vurguladı. özal, "Ben bu işin kefiliyim. Yakın ta- kipcisi olacagıra. Geçmişte oldu- gu gibi sürgünler olmaytxak" de- di. "Hatıriarsınız, pişmanlık ka- nunu sırasında da çok gurültu çı- kardılar. Ama sonra bir şey olma- dı. Aunda da böyle olacak" diyen Özal, Milli Guvenlik Kurulu'nun tavsiyelerine uyulduğunu söyledi. özal, kararlann alınmasının "zorunlu" olduğunu ifade etti. Demirerin tepkisi Konuyla ilgili olarak gazeteci- Kalitevehesaplıfiyatçok yakımnızda! aos Gayrettepe açıldı!Iyigiyinmenin çok paraharcamaklailgisi olmadığınış s ytflardır kanıtladı;işte aps'tanba)îamlıklar, baharlıklar,yazhklar. Hepsiçok^k,çokkaütei HepsiAvrupavitrinleriiçinüretildi;amaapsfarkı,fiyatlannçokhesaplı olmasL Takımelbiseden blucine,gömleğe...tişörtteneşofmana, çocukgjysisLne...akhnızagelebilecekher şeyi aps'ta bulacaksınız; yeni İtalyanayakkabı veaksesuarlara dagözatmayısabn unutmayın. Alıneşinizi,çocugunuzu,gelinaps'a:akıla alışverişetmeninkeyfinisizdeyaşayıiL. lerin sorularını yanıtlayan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel son yedi yıl içerisinde Meclise ge- tirilen 216 kararnameden sadece 66 tanesinin görüşülduğünü anını- satarak, "Demek ki yılda dokaz kararname konuşuiayor, 413 nolu kararnameye bu durumda 15 se- ne sonra sıra gelir. Bu giilünctür" dedi. Kararnamenin Türkiye'de-; ki insan haklanyla, anayasayla ve • Meclisin varlığıyla ilgisiz olduğu-' nu belirten Demirel şunları söy- ledi: : "Eğer hiikümetler temel insan haklannda istedikleri gibi değişik-' ligi yapma yetkisini kendisinde gönirlerse o zaman hem anayasa- ya hem de TBMM'ye gerek yok- tur. Onun için bu KHK'nın acele Meclis gündemine gelmesi ve her şeyden once konuşulması lazım- dır. Esasen korkacak bir şeyleri de yok. Çogunluklan vardır. Karar- > nameyi 15 sene sonraya bırak- makla ellerine ne geçecek? Ken- ' dilerinin meşruiyetini lartışılır ha- le bir defa daha getirirler. Bu bu- susun üzerinde hassasiyetle duru- yonım ve Meclis Başkanı'nın gay- retlerini desleldiyorum. Anayasa mahkemesi başkanının konuşma- sında da kuvvetler aynlığı pren- sibinin işlemesine işaret vardır. Şimdi burada kuvvetler aynlıgı prensibi kalmamıştır. Tek kuvvet vardır. Onun da ne kadar kuvvet olduğu meçhuldür. Yani gucünün nispeti meçhuldür. Hükumeti de Çankaya'yı devralmıştır. Turkiye böyle bir çıkmaza siinikienme- mişdr." Demirel, Meclis'te eylem yapan 18 millet vekiliyle ilgiJi bir soruyu da, "Bu yalnız anlann infiali, de- gildir. Türkiye'deki pekçok kişi- nin hiddetidir" diye yanıtladı. Mecliste eylem Biri SHP'li, 17'si bağımsız mil- letvekilinin önceki gün baslayan TBMM Genel Kurulu'nu "terk etmeme" eylemi dün akşam TBMM'nin "fülen tatile girmesi" ile sona ererken bu milletvekille- ri adına gece 00.30'da bir basın toplantısı duzenleyerek hazırlanan bir bildiriyi okuyan bağımsız Bur- sa Milletvekili Fehrai Işıklar, "Türkiye'de sivil göriınumiu dar- be yapıldı ve demokrasi askıya alındı" dedi. Işıklar, "saglanan ezici çoğunluğa rağmen TBMM'nin dışlanmasını onayla- manın miimkün oimadığım" di- le getirirken, "Güneydogu Karar- namesi"nin "bir an önce'' TBMM Genel Kurulu'na indiril- mesi için çaba ve girişimlerini sür- düreceklerini açıkladı. Yurtdışında bulunduğu için ey- leme katıiamayan tstanbul Millet- vekili Abdullah Başhirk'un de ka- tıldığı belırtilen bıldiride, Türki- ye'de demokrasinin 10 yılda bir askıya alındığına, demokrasiyi koruma kollama adına hak ve öz- gürluklerin sınırlandığına dikkat çekildikten sonra şu göruşlere yer verildi: "Bağımsız milletvekilleri ola- rak b« olumsuz gelişmeleri pro- lesto etmek ve gücümiizün yetti- ği oranda engdleraek için 'müte- vazı bir uyarf olarak nitelediği- miz TBMM Genel Kurulu'nu terk etmemek eylemini başlattık. Bu eylemimizin halkımıza karşı duy- duğumuz sorumluluk geregi 70. kuruluş yıldonumünde TBMM'nin işlevine, onunına ve demokrasimizc katkıda bulunaca- ğı inancında)iz. Bu konuda so- rumluluk duyan herkesi bir kez daha göreve çağınyoınz." aps Gayrettepe •MıSaıniYenCad MeviiuPfehhvaSok.Na27 T<±1676735 AnkaraAsfcüo, Içerenkoy - BosüftıKavşağı YeşflVadJSok.No:6Ter.3840874/4 apsOsmanbey Samanjolu Sok.4Z3 Td:'l48 65 22 apsBeyaat MarmaraÇarşıaNo.lTei:51676 20 Tepkiler SHP Grup Başkan Vekili Onur Kumbaracıbaşı, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, 413 sayılı kanun hukmunde ka- rarnameyi doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne götürmek için ça- lışmalar yaptıklarını söyledi. Kumbaracıbaşı, lçişleri Komisyo- nu Başkanı Galip Demirel'in "Kararnameler bu yasama yılın- da göriişülemez" sözlerini hatır- latarak şunları söyledi: "Anayasada kararnamelerie il- gili iki madde bulunmakladır. 91. madde. kararnamelerin komis- > oniar ve genel kunılda oncelik ve ivedilikle göriişülmesini öngörii- yor. 121. maddesi ise 'Meclisin onayına sunulur' diyor. Bu 'ona- yına sunulur' ifadesi, 'doğrudan genel kurulda görüşiilür' demek- tir. Türkçe anlamayan kişilerin bu Mecliste bulunmamalan lazımdır. Eğer doğrudan genel kurula getir- memekte ısrarlılarsa o zaman 91. maddeyi uygulayıp öncelik ve ive- dilikle görüşsünler. Bu işin kaça- cak yeri yoktur." AA'nın haberine göre, Federal Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Karitas Hensel, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a bir mektup yolla- yarak, "Güneydoğu Kararname- si'nin iptal edilmemesi halinde Türkiye'ye geniş çaplı bir turizm boykotu uygulanması çagnsında bulunacaklanm" bildirdi. SHP Istanbul 11 Başkanı Ercan Karakaş dün yaptığı yazılı açık- lamada, 413 sayılı kararnamenin "ülkenin demokratikleşme çaba- lanna indirilen büyiik bir darbe olduğunu" belirtti. İnsan Haklan Derneği Istanbul Şubesı tstanbul'da bir basın top- lantısı duzenleyerek, Ankara Şu- besi de yazılı bir açıklamayla 413 sayılı kararnameyi kınadı. Aylık olarak yayımlanan 21 si- yasi derginin yöneticileri de dün 413 sayılı kararnameyi protesto etmek amacıyla Gazeteciler Cemi- yeti'ne yürüduler. Öte yandan aralarında Tarım- Iş, Petrol-Iş, Basın-tş ve Harp- İş'in de bulunduğu 11 sendikanın ortak açıklamasında da 413 sayı- lı kanun hükmundeki kararname sert bir dille kınandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle