08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN Meteomtoji Senel Müdüriûjün den alınarı bıigıye gfre. yurdun kuzey- do$u Kesımlefi çok bulutlu. Doğu Ka- radeniz ile Doflu Anadclu'nun do$u- su yatyşlı, diJKr yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava acatdığı yurdun kuzey ve doğusunda bıraz daha aza- lacak. Rûzgar kuzey ve doju yönter- den hafîf. ara sıra orta Kuvvette. yur- dun Kuzeybatı kesimlerinde kuvwft- ce eseeek. DeniztefinHfle tûajir: Yıl- l 35 Bb Kd . ç,,k butuOu ve kar yağışiı geçecek. Rûzsjar kuzey d hfif a ra orta kuvvette eseeek 061 mu ce eseeek. DeniztefinHfle tûajir: Yıl- ^ ^ ^ ( ^ j . ç,,k butuOu ve kar yağışiı geçecek. Rûzsjar kuze dız ve poyraalan, 3-5. Bab Karadenız. w ,}„*„ yönierden hafif, ara ara orta kuvvette eseeek 061 mu Marmara ve Ege'de 6-7 kuvvetinde sa- M l l JgJ,,, g ^ ^ M E Bat Karadeniz 1 "^ Marmara ve Egede 67 kuvvetinde sa atte Marmara Ege ve Batı Karadeniz 1 de 28-33 deniz miü hızla eseeek. Tah- mini dalga yükseHıgi 05-1A Karade- niz ve Ege'de 2.5-4 metre olacak. Van Adara Artapazarı Mrçaman Afyim Afln Anka/a ABBJty» AnUya Artvitı A*hn Bsiıkesif Biiecik Bingöl Bctfcs Botu Bursa ÇaıuMole Çonjm Denz! A 20° POıyartMMr Ay 8»£din» B 5° 2°Erancjn A 14° -2° Erzurum K 3° -9° Estoşehir A 10° 2° Gaaantep 8 9° fâresun A 21° 9°Güroü^ıaneK K 6° O°HaMdn A 22° 9°lspartj g 1T° 3°isart>ul B 14° *"lnm B 9°-7» I 16° 0°Manisj 8° 3°K.M»raş 9° 3° Menan 8° -3° Muûla 10° -1» Muş 1«° 3°NiJıfc ff> 2°0rttı 8°-4° Ree 4°-3° Samsun 16° O°Siri <••«• Kasiamonu B B B K B T>-«° Kayseti B 16° 4°KJrtlarel B 16° 7-tonya B 11° -5° KüöJıya B 20° 20° 8°&vas 3° -7" TekirtaJ 7° -f Trabzon it° -8° Tunotk 14° 4°Uşak 9°-2» van 15° 12° A 20° B° A 19° 6° A 19" 10° A 19° 7° K *>-9» B 13» -3» B 7° 3° Y B» 4° B 6° 2° B 15° 3° B W 4° A 10»-5° B 14° 4° Y 7° 3" B 11» 4° A 16° 3° K *••&> A 8°-5° 8 10° 4° k yaCmurtu ^ s ı s t /*? *** A-açık BDuluilu G-flûnes* K-tart S-ssl Y-vagmuriu ; 'Q'; /•Sam Kahire • DUNYADA BUGUN Amsisrdam Amman Abna Basel Belg-ac Berlın Bonn B'jkse Buöaeeste Cenevre Cezayir Cıdde DuOat Frankfurt Bme HasiMo Katııre Kopmhag KNn Ldtoça 3 13° A 24° A 18° A 24° A 20° B 15° A 17° B 11° B 14° B 14° B 13° B 15° B 22° A 28° A 3 f B 14° A 22° K 3° A 2 * B 8° B 3° A 22° Londra MadrKt Milano Monueaı Mostora Mğnih New VDrk Osio Pans Prag Rıyad Roma Sofya Şam lelAvrv Tumıs varşo-a venedik Vıyana K 0° Y 13° A 22° A 21° B 1° K -2° B 14° K 4° B 16° B 12° A 31° A 20° A 14° A 23° B 8» B 7° B 8° A 19° B 2° Wâst»ngtonB 3° Zûnh B 15° Doklorlar. har tOrlü zafiyetı- şafi deva AIS^OFERATOS a Uurlv »• BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ 18 Eylül 1890'da Japonya'dan döner- ken batan ve 587 mü- rettebatı ölen Türk gemisi. 2/ Karışıkhk, kargaşa... Bir şeyin özünü oluşturan ana öğe. 3/ Kahraman- maraş ilinde bir dağ 4/ Suyun dibinde sü- rüklenerek çekilen ge- niş ağızlı balık ağı... Hicap. 5/ Gün... Kö- tü bir ışteki yardıma- lar. 6/ tlaç... Kumta- şı... Yabanıl hay\an bannağı. 7/ Bıtkılerde kök ve saplann gelişebilecek durumda olan uç bölüm- lerindeki doku türü. 8/ Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yıgını... So- luk, nefes. 9/ Renkli ve tnoüfli, kiliıpe benzer uzun yolluk... Resim ve yontu sanatlartnda varlıkların biçinu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: \l En uç. aşın. 2/ Eski Mısır'da gü- neş tannsı... Yurdumuzun bir bölümü- ne verilen ad. 3/ Çeşitli öğeleri örerek oluşturulan ve biı mekânı örten kemerli yapı... Yapmacıklı davra- nış. 4/ Alaturka müzikte tempo... Şaka yollu söylenen bir azarla- ma sözii. 5/ Üzerine yapı yapılmak için aynlmış yer. 6/ Vücutta görülen gevşeklik, tembellik. 7/ Özsu... BUyük erkek kardes. 8/ Bo- yacılıkta ve yaldızcılıkta astar olarak kullanılan bir tür zamk... lyi yaşamak için gerekli her jey. 9/ Giysi kolu... Bir nota 60 YIL ÖNCE CumhurİYet Vapurcular Birliği 16 MART 1930 Milli vapur idareleri arasında teşkil edilen yeni Vapurcular Birliği dahili nızamnamesi ikmal edilerek mesaiye başlanmıştır. Kırzade hanmda bir merkez vücude geürilmiş ve teşkilatını da ikmal etmıştir. Vapurcular Birliği, vapur idarelerinin ecnebi sigortalanndan kurtarılması için bir milli vapurcular sigortası teşkili hakkmda tetkikat yapmaktadır. Birlik idaresınce vapur mürettebat ve müstahdemıne yardım için bir sandık teşkili ve bir lokanta yapılması da duşünülmektedir. tktisat Vekaletinin, Milli Vapurcular ile Seyrisefain arasında her iki tarafı mutazarrır eden rekabeti tetkike karar vermesi şükranla karşılanmış ve bu işler için dün Türk Vapurcular Birliği Müdürü Şevket Bey Ankaraya gitmiştir. Bu arada Milli Vapurdılar son aylarda Akdeniz ve Karadenız hatlarında Lşsizlikten de şikayet etmektedirler. Milli vapurlardan 18-20 geminin muhtelif hatlarda yapttklan seferlerden zararla avdet ettikleri, bunlardan bazılanmn mua>7en hatlardan bir kısmını tatil etmek zorunda kaldıkları anla$ılmıştır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyei '2000 yılına kadar' 16 MART 1960 Antalyada bulunan Bayındırlık Bakaru Tevfîk 1leri, dün gece Belediye meTasim salonunda toplanan iki bin kişiye hitaben bir konuşma yapmıştır. Adeta teravih namazından sonra konuşan Tevfik 1leri, hazinınun ramazanını tebrik ile söze başlamış ve: "Böyle mübarek gecede daha Tevfik fleri mesut ramazanlar temenni ederim" diyerek: "Ben tnilletimize hitap edeceğim. Küfretmeden, hakaret etmeden konuşacağım" demiştir. Konuşması müddetince 200 defadan fazla Tanrı adını anan tleri, bu arada "Allahm, Türk milletinin başına Demokrat Parti iktidarını ihsan eylediğini" bildirmiş, Hirfanlı barajının yapılması ile Kızılırmak nehrinin başına gelenler C.H.P. nin de aynen başına geldi, demiş ve bir münasebetle Spor - Totodan da söz açarak dinleyicileri güldürmüştür. Sözlerinin çoğu "Âmin", "Allah razı olsun" sesleri ile tasvip edilen Bakan, Antalyada yapılan ve yapılacak işleri birer bireT sıraJamış ve bu arada Korkutelide bir.baraj inşa edileceğini bildirmiştir. 950 yılında Antalyada 27 doktor varken, şimdi bu miktann 83'e çıktığını söyliyen Bakan, hastalığın azaldıgmı, vatandaşlann ve doktorların çok para kazandıklarım bildirmiştir. Bu arada bir şahıs: "Doğru, doktorlar çok kazanıyorlar, hepsi birer ikişer apartman sahibi oldular" diye bağırmış ve samıini güldürmüştür. Memlekette yağ ve pirincin me% r cut olduğunu, bunu pilâv yapacak bir ustanın arandığını ve bütün meselenin bu yağ .ve pirinçten pilâv yapmak olduğunu, bunda D.P. iktidarının muvaffak olduğunu bildirirek Antalyada yapılan bayındırlık işlerini sıralıyan Bakarun verdiği rakamlar sırasında, "Bu mu lsmet Paşanın inkâr ettikleri?" dediği sırada ıshklar çalınması üzerine: "Islıkları iyi çalın, lsmet Paşa güzel duysun" diyen Bakan, "Cenabıhakkın bizimle bulunuşu bize yardım edişi sayesinde inşallah 1990, 2000 senesine kadar iktidardayız" demiştir. Amerika'nın notası Fidel Castro'nun bir Fransız gemisinin Havana limanında infılakinden Amerika'yı mes'ul tutması üzerine, Amerika'nın bu ithamları reddeden bir notası, dün Havana'daki Amerikan maslahatgüzarı tarafından Küba hükfimetine tevdi edilmiştir. GEÇEN YIL Erdem'in çıkışı 16 MART 1989 Eski Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, "ANAP Izmir milletvekili" sıfatıyla dün ani ve sürpriz bir açıklama yaptı. Erdem, türban konusundaki yazılı açıklamasmda, "Tartışılan, basit bir başörtünme olayı değıldir. Tartışılan, 'Atatürk'ün bize emanet ettiği cumhuriyetin temel ilkeleridir. Türban konusunun alelacele bir yasa maddesi haline _getirilmesi Bakanlar Kurulu'nda da tartışılmış, ben de hareketin yanlış olduğunu söylemışüm. Sayın Başbakan da 'bana hak vermişti. O gün önemsizmiş gibi gözüken yanlış 'tavır bugün Atatürk ilkelerine karşı tahrike ve ıstismara yol 'açmıştır" dedi. TARTTSMA DSP, Iider ve -Parti İçi Artık DSP'ye yönelik, "Neden ayn örgüt?" eleştirisinin geçerliliği ortadan kalkarken, bugünlerde DSP yonetimine yönelik hakh ve geçerli bir eleşüri sağanağı"parti içi demokrasi" ekseninde yoğunlaşmaktadır. DSP yönetimi artık haklı nedenlerle eleşti- riliyor. Kuruluş aşamasından başlayarak ba- sınm ve SHP sözcülerinin DSP'ye yönelttiği eleştiri "Bir sosyal demokrat parti varken ikin- cisine gerek olmadıgı" biçimindeydi. Oysa ki "demokratun" diyen herkesin, tüm siyasal dü- şüncelerin örgütlenme hakkına saygı duyma- sı gerekirdi. DSP'nin partileşme hakkına saygı duymayanlann bir kısmı, yaşanan süreç için- de SHP'den koparak "yeni bir oluşumu" sa- vunmaya başlamışlardır. Siyasal yaşam insan için her zaman öğreticidir. Artık DSP'ye yönelik, "Neden «yn örgüt?" eleştirisinin geçerliliği ortadan kalkarken, bu- günlerde DSP yonetimine yönelik haklı ve ge- çerli bir eleştiri sağanağı "parti içi demokrasi" ekseninde yoğunlaşmaktadır. Kanımızca, parti içi demokrasi yalnızca DSP'nin sorunu değildir. Tüm siyasal parti- lerimizde liderin ya da merkez yönetimlerinin antidemokratik tavır ve uygulamalan eleştiri konusu olmaktadır. Sorunun DSP içinde böy- lesine büyük ölçülerde eleştirilerle ortaya çık- masırun temel nedeni ise DSP'nin kuruluş aşa- masından başlayarak "tabanın söz sahibi olmasım" temel ilke olarak kabul etmesi ol- muştur. Hem p>arti tabamna saygıdan söz et- mek hem de yaygın biçimde görevden alma- lar ve atamalarla partiyi yönetmeye çalışmak çok hazin ve çarpıcı bir celişki olarak algılan- maktadır. DSP tabanının feryadını ve parti içi demok- rasi istemlerini ihraçlarla bastırmak olacak iş değildir. DSP Genel Merkezi'nin talimatları doğrultusunda atanmış il ve ilçe yöneticıleri, kendileri gibi atanmış disiplin kurullanna dur- madan usanmadan partilileri se\k ederek, DSP'nin insan kaynağım tüketmekle uğraşı- yorlar. DSP'de genel merkezi eleştirmek suç sayılmaktadır. Böylesine bir ortamda, parti içi demokrasiden söz etmek kara mizah örneği- dır. Eleştirinin suç sayüması affedilmez bir de- mokrasi suçu olarak siyasal tarihimizde yer alacaktır. Cumhuriyet'te bir süredir yayımlanan ve DSP örgütlerinin parti içi demokrasi özlemi- ni sergileyen açıklamalan, DSP'nin geleceği ve demokrasimiz açısından umut verici bir ge- lişme olarak görüyoruz. DSP'deki tartışma- lar yalmzca bu özlemin varhğını değil, DSP tabanında özverili, inançlı ve demokrasiyi özümsemiş, gerçekten demokrat bir kitlenin de oluştuğunu göstermektedir. DSP üst yöne- timinin ve demokrasiye inancını bildiğimiz Sa- yın Biilent Ecevit'in, DSP'deki bu gelişmeyi doğru değerlendirmelerini dileriz. DSP'nin kuruluş günlerinde savunulan, "ta- bandan örgütlenme, parti Ubanının söz hak- kı, seçkinciliğe karşı tavır" gibi haklı düşun- celerin, bugün de gerekli olduğunu, lidere gözü kapalı bağlıhk yerine, Ureten ve eleştiren üye- lerin demokratik sol harekete çok daha uygun olduğunu kabul etmek gerekir. Parti düşün- cesine bağlılık ile lidere sevgiyi dengeleyen üye- ler "sakıncalı" sayılmamalıdır. Son söz: DSP'lilerin demokrasiye olan inanç ve bağlılıklan, liderlerine olan saygı ve sevgilerinden az değildir. FERİDUN BALOCLU Avukat OKURLARDAN Yollarla 'kazı kazarv oynanıyor Ükemizde kent içi yollar kendüni bildim bileli habire kazılır. Yok efendim kanalizasyon künkleri döşenecekmiş, su borusu konacakmış, sonra hava gazı borusu, telefon kablosu, elektrik sebekesi, en sonunda başımıza doğalgaz olayı çıktı ve yollar, sokaklar, caddeler kazıldı da kazüdı. Kazı kazan oynanıyor sanki. Bakalım bundan sonra kazacak ne bulacaklar derken geçen gûn gazetede ne göreyim! PTT yakında kablolu televizyon yayınlarına başlayacakmış. Hoppala! Al başına belayı. Desene yollar, sokaklar, caddeler, patikalar ne var ne yoksa bir kez daha hafriyat olayma sahne olacak. Buyunın Gayya Kuyusu gibi çukurlara, arabalann üzerimize atacağı zifoslara, balçık tarlasına dönecek sokaklara ve bir kez kazıldıktan sonra hiçbir zaman eski haline dönüştürülmeyecek olan kent içi yollara. Plan ve program dahilinde yaşamasını ne zaman öğreneceğiz? AHMET METE 17 Mart 1990 Saat 15.00 "1992 Yıhna Doğru Finans Kesiminde Yeniden Yapılaşma" Sami Uslu " 24 Mart 1990 Saat 15.00 "Tiyatro Sanatı: Gör, Baktır ve İnsan İlişkileri Sanatıdır." Ayla Algan 31 Mart 1990 Saat 15.00 "1990'larda Türkiye Kadın Hareketinin Gündemi" Sibel Özbudun - Gülnur Savran Etkinükler ûcretsızdır İÜ İKTİSAT FAKÜLTESİ MEZUNLAR1 CEMİYETİ Cumhuriyet Cad. 27/6 Taksım Tel: 150 50 34, 150 16 42 CEYDA SERİMÖZÜ (TUFAN) ERAY SERİMÖZÜ evlendiler 15.3.1990 Hidiv Kasrı, Çubukfu OZEL BAKIRKOY ÖMÜR HASTANESİ Ömür hastanesi sağlığınıza vardımcıdır. • 24 saat, seçkin eğitilmiş personel ile genel sağlık hizmetleri » Profesör Doçent ve Uzmanlar Yönetiminde Poliklinik hizmetleri • Tüm ameliyatlar: * Genel Cerrahi • Kadın Hastalıkları ve Doğum * Dahiliye • Çocuk • K.B.B. • Göz • Ortepedi • Üroloji • Bılgısayarlı aletler ile laboratuvar hizmetleri • Röntgen • Ultrasonografi • Mamografi • Biokimya • Hormon Bakteriyoloji • Stopatoloji ve End.oşkopik tetkikler. Gençler cad No:24 Tren istasyonu. belediye şube müdürlüğu; ve evlendirme dairesi yanı Tel-. 5429920 - 21 - 22 - 26 SATILIK Suadiye'de Bağdat Caddesi üzerinde Satılık Daire. Tel: 151 99 04 MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞIGÎRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlığı Teftış Kurulu Başkanlığı'nca 9 Ni- san I990 Pazartesi günü saat 09.00'da Ankara ve Istanbul'da Mali- ye Müfettiş Yardımcıhğı Giriş Sınavı açılacaktır. SINAVA KATILABtLMEK İÇİN: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci tnaddesinde yazılı nite- lıklerı haiz olmak; b) 01.01.1990 tarihi itibariyle 30 yaşını doldurmamış bulunmak; c) Siyasal bilgıler, iktisat, işletme ve iktisadi ve idarı bilimler fa- kültelerinin (veya eşitleri olan yurtiçi ve yurtdışı fakülte veya yüksek okullardan) birinden mezun olmak; d) Erkeklerde askerliğini yapmıs veya erteletmiş olmak (halen as- kerlik görevini yapmakta bulunanlar, terhislerinden sonra atamala- rı yapılmak üzere sınava kabul edilebilirler); e) Her türlü iklim ve çalışma şartlannda görev yapabilecek saglık- ta olmak; f) Maliye müfettişliğinin gerektirdiği nitelikleri taşımak; g) Daha önce bir kereden fazla bu sınava girmemiş olmak gerekmektedir. Sınavlarda giriş şanlannı ve sınav konularını gösteren broşür ile müracat formu yukanda belirtilen ogretim kurumlarından, Anka- ra'da Tefiış Kurulu Başkanlığı'ndan, lstanbul ve lzmir'de de Mali- ye Müfettişliklerinden saglanabilic. Isıekliterin gerekli belgelerle birlikte en geç 23 Mart 1990 Cuma günü çalışma saaıi bitımine kadar Teftış Kurulu Başkanlıgı'na biz- zat veya po&ıa ile başvurmaları gerekmektedir. Postada vaki gecik- meler dikkate alınmayacaktır. llan olunur. Basın: 15677 İLAN CEYHAN 1. KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1983/264 Ceyhan'ın Kurtpınar köyü 432 parselin yapılan duruşmaiarı sıra- sında davalı Saime Şenses mirasçıları İsa Şenses ve Ahmet Şenses'e yapılan tüm aramalara rağmen duruşma günü tebliğ edilemediğin- den davalı mirasçları !sa Şenses ve Ahmet Şenses'e Ceyhan 1. Ka- dastro Mahkemesi'nde 13.4.19% günü saat 9'da yapılacak olan duruşmaya davalırairasçısısıfatı ile tüm savunma ve kanıtları ile bir- likte katılmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, ayTica miras bırakanlan Saime Şenses'in mahkememizde derdest bu dava- sının bulunduğu hususu 7201 sayıb yasa uyarınca ilanen tebliğ olunur. Basın: 19174 T.C. ADANA 1. ASLİYE MAHKEMESİ ESAS NO: 1989/319 KARAR NO. 1989/1047 C. SAV. HZ. NO: 1989/3485 HÂKİM: Mehmet Sürgit 16546 C. SAVCIS1: Tekin Özer 16088 KÂTİP: Yaşar Özdemir DAVACI: K.H. SANIK: MEHMET SAİT DEMİR: Mehmet ve Bege oğlu, 1952 D.'lu. Urfa ili merkez Maşuk Köyü R: 45 C: 045.02 S: 44'te nüfusa kayıth olup halen Adana'da Devrişli Mah.'si Yaşar Doğu Cad.'si No: 119'da ikâmet edeT, evli 1 çocuklu. okuryazar, sabıkasız Akbal Fınnı'nı iş- letir, T.C. İslam. SUÇ: 17.11.1989 KARAR TARİHİ: 21.11.1989 Noksan gramajlı ekmek imal etmek suçundan sanık Mehmet Sait Demir hakkında mahkememizde yapılan duruşması sonunda; G.D.: Sanığın hadise tarihinde işletmekte olduğu Akbal Fırım'nda noksan gramajlı ekmek imal edip satışa arz ettiği iddia, belediye za- bıtası tarafından tutulan tutanak ve sanığın tevilli ikrarı ile subuta erdiğinden hareketine uyan TCK 2891 sayılı kanunla değişik 363/1. Md.'si gereğince takdiren 6 ay hapis ve 3506 sayılı yasa ile 3 katına çıkarılarak 30.000 lira ağır para cezası ile mahkûmiyetine, Bugün işleniş tarzma göre sanığa verilen kısa süreli hapis cezası 647 sayılt yasanın 4-'l Md.'si gereğince lakdiren 5000 lira 1 gün he- sabı ile ağır para cezasına çevrilerek TCK 72. Md.'si gereğince sanı- ğın aynı neviden bulunan ağır para cezası topianarak neıiceden Dokoz yüz oluz bin lira ağır para cezası olarak infazına, 1593 sayılı yasayı değıştiren 2890 sayılı yasanın ek 3. Md.'si dela- leti, TCK 402/2. Md.'si gereğince karar özeti masrafı bilahare hü- kümlüden alınmak Uzere Ankara, lstanbul, lzmir'de yayımlanan ve tirajı 100.000'in üzerinde bulunan 1 veya 2 gazeiede ve ayrıca Ada- na'da yayımlanan mahallı gazetelerden bırinde derhal ilan edilmek üzere karar örneğinin C. Savcılığı'na tevdiine, Aşağıda dökümü yazılı (2000) lira yargılama giderinin sanıktan tah- siline, Sanığın yokluğunda C. Savcısı Tekin Özer huzuru Ue talep veçhile ve Yargıtay yolu açık olmak Dzere verilen karar usulen ve alenen tef- him olundu. 21.11.1989 ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Başkent Söyleşileri Murat Karayalçın'ın Kent-Koop döneminde başlattığı gelenek sürüyor. Başkent söyleşileri büyük ilgiyle izleniyor her zaman. Yerel yöneticiler konuşuyor, eski başkentliler konuşuyor, dinle- yenler hayli şaşırıyor, biraz da özlem duyuyorlar. Adeta bir nos- talji. Geçen hafta Büyükelçi Semih Günver, güzel bir espriyle belirtti bu nostaljiyi. Büyükelçi Fuat Bayramoğlu ile başkerrtte geçen uzun yılları özetledi. Kısa, ama çok renkli biçimde. Uzun yıllar bizi de çok degiştirdi, saçlarımız ağardı, göbek- lendik ama başkent kadar çirkinleşmedik galiba diyor Günver. Bu söze yürekten katılıyorum. Ben de 1940'ların başkentini öz- lemle düşünürüm her zaman. Tertemiz sokakları, çiçekli bah- çeleri, parkları, parklarda oynayan çocuklarıyla güzel bir baş- kent. Kaldırımlarda bir kâğıt parçası, çöp göremezdiniz o yıllar- da, saçı sakalı birbirine karışmış kişilere rastlayamazdınız. So- kaklar, taşıtlar, bahçeler, parklar gibi nerkes tertemiz, eski de olsa temiz giysilerle, ayakkabılan çamurlu, yüzü tıraşsız değil, başı örtülü değil... Güzel bir başkentte yaşamanın başka bir sevinci vardı galiba. Sonra ne oldu? Çiçekli bahçeler parsellendi, evler yıkıldı. gökdelenler yükseldi, gecekondular genişledi, tertemiz başkent dünyanın en kirli kentlerinden biri oldu. Gözlerimiz de ciğerlerimız de çarpık kentleşmenin faturasını ödüyor şimdi. Çi- çekli bahçeleri, dallannı kiraz basan ağaçlan masal türü dinli- yor çocuklar! Büyükelçi Fuat Bayramoğlu da başka bir masal anlattı o baş- kent söyleşisinde. Yetmiş yıl öncesi Ankara'dan söz etti. AJatürk1 ten önceki Ankara'yla, Atatürk'ten sonra başkent olan Ankara1 yı. Fuat Bayramoğlu'nun soyadı Hacıbayram'dan kaynaklanıyor. Hacıbayram mahallesınde bir şıh konağında doğuyor. Önde Ogust Tapınağı, kapıda iki Hitit aslanı, arkada cami ve mezar- lık, Ankara evteriyle kucaklaşır gibi... Elektriği seyretmeyejjider- miş çocuklar... Sonra Mustafa Kemal geliyor Ankara'ya. Uç bin Seymen karşılıyor onu. Önce İngilizlerin sonra Fransızların otur- duğu yerlerden geçiyorlar, Türkiye'nin kalbi Ankara'da almaya başlıyor birden... Kalpaklılar göze çarpıyor yollarda. Kurtuluş Sa- vaşı'nı. özgürlüğü, bağımsızlığı simgeliyor kalpaklılar. Her zaman yazarım, ben de cumhuriyet kızıyım, cumhuriyeti- mizle birlikte büyümüşüm, önce genç, sonra orta, şimdi de yaşlı kuşaktan bir kadın olarak yaşıyorum başkenti. Uzun yılların öy- küsünü yaşayarak biliyorum. Güzel başkentin çirkinleşmesi için verilen ödünlere, çarpık kentleşmeye seyirci kalanlara, ödün ve- ren politikalara yakından tanık oldum yıllar boyunca... Başkent yatay değil. dikey büyüdü, altyapısı yenılenmedi, yüzü degişti, soluğu kesildi giderek, kışısel çıkarlar, siyasal çıkarlarla büyük bir çıkmaza yöneldik. Bence sevgisiz, saygısız bir yonetımin ürü- nü bu. Halkını seven, yaşadığı kenti seven yöneticiler çirkinlik üretemez. Plansız, programsız. rastgele biçimlenmeye göz yu- mamaz. Tersine çirkinliğe, plansızlığa karşı var gücüyle savaşır. Bizim çocuklugumuzda lise, üniversıte yıllarımızda Kızılay'da ya da Atatürk Bulvan'nda yerde bir izmarit göremezdik. Şimdi her yer çöplük gibi. Nüfus patlamasından söz edilebilir, ama o patlayan nüfusa temizliği, yaşadığı kente sevgiyle bakmayı, yol- ları çöplük gibi düşünmemeyi öğretmemişiz demek! Günlük po- litikayla uğraşmaktan geleceğe dönük politikalara vakit kalmı- yor, başta başkent, tüm kentlerin temel sorunları dev boyutlara varıyor. Sokakta yürürken kirlendiğinizi, gözlerinizin örselendi- ğini hissediyor musunuz acaba? Ben çok hissediyorum, kimi za- man umudum da soluyor, ama yeşerten olaylar da az değil. Çün- kü çevremizde çirkinliğe karşı savaşanlar da var. Onlarla konu- şurken ben de umutlanıyorum yeniden. Oktay Anılanmert, ayaküstü yemek yiyenlerin çirkinliğini ser- giliyor. ama kimi kadınlar yemeği güzel bir sanat gibi düşünü- yor, galeri türü restoranlar açıyorlar. Sanat galerıleri açılıyor dur- madan. güzel sergiler, f'lm şenlikleri, gençlik konserleri, caz ge- celeri, konuşmalar, açıkoturumlar, güzel söyleşiler, toplumumuz- da boy veren kişiyi anma günleri... Bozkır çiçekleri gibi yeşeren olaylar bunlar. Toplumumuzdaki bir özlemi, güzel bir birikimi ka- nıtliyor, çirkinliğe karşı bir savaşı sergiliyorlar. * • • Okurlarım bilir, üzüntüyü, genlimi her zaman sanatçı dostla- rımla aşarım ben. Ölümü, hastalığı, hoyratlığı güzel bir sanat ola- yıyla geride bırakırım. Geçen hafta lsmet Akdeniz'in galerisin- de aldım soluğu. Orada yeni bir ressam tanıdım: Enis Aktaş. Ada- na'da resim öğretmeni, kuşları mı çok seviyor, insanlan mı ka- rar veremedim. Kuşları doğal, insanlan da doğasını yitirmiş gi- bi. Beiki de bir özlemi yansıtıyorlar. Resimleri seyrederken genç bir mimar geldi galeriye, yanında güzel bir kız, o da kompitür uzmanı. Uzun tartışmalar, yorumlardan sonra bir resim seçtiler. Genç mimar Ayhan Koloğlu yontuyla da uğraşıyor, galeride iki yapıtı var. Biri beyaz mermerden, adı 'Dalga.' öteki siyah mer- merden, adı 'Gece.' Yontular bir yana, genç bir mimarın coşku- sundan çok hoşland n ben. Binaları, alanları yontuyla birlikte düşünüyor. Mehmet Aksoy, Zühtü Müridoğlu, İlhan Koman'ın ser- gilerini başkentte mutlu bir olay diye nitelendiriyor. Murat Kara- yalçın'ın kulaklan çınladı mı acaba? Başkent alanları da güzel yontular bekliyor. Geleceğin başkentini çok güzel sözlerle çizen büyükşehir başkanının yontuyu unutmamasını diliyorum. lsmet Akdeniz'in galerisinde Çerkez Karadağ'ı da gördüm o akşam. Uzun uzun son kitabı "Nüans"ı konuştuk. O kitap fo- toğraf sanatının güzel bir ürünü. Hepsi birbirinden güzel çıplak kadınlar. Soylu birçıplaklık içindeler, foto sanatçısının güzel ba- kışını yansrtryorlar. Arkadaşım Erhan Karaesmen de önsözde be- lirtiyor, cinsel çağrışmlar yapmıyor bu çıplak kadınlar. Doğal bir çıplakhğı çok güzel yakalıyor Çerkez Karadağ, sayiaları çevirır- ken bir fotoğraf şöleni yaşıyor insan. Sokakta ya da taşıtta göz- lerime batan görüntüleri bu kitaba bakarak unutuyorum kimi gün- ler. Çerkez Karadağ ile bir söyleşı de o fotoğraflar kadar güzel geldi bana. Çirkinliklere karşı çıplak güzelliği sergileyen bir sa- natçı olarak selamladım onu. ÇALI^ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YIUVtAZ ŞİPAL "Ifeniden Memur Olup" SORU: Bir kamu bankasından 1979 yılında kadın iştirakçi ola- rak 4. derece 3. kademeden emekli oldum. Fiili hizmetim 22 yıl 7 aydır. Öğrenmek istedigim, özel bir işyerinde 10 ay yı da 1 yıl kadar calışıp yeniden memur olup bu hizmeti Emekli Sandığj'na aktararak derece )iıkselmesinden ya- rarlanıp 3. dereceye yüksdebilir miyim? Y.C YANIT: T.C. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 18'de (1425 sayılı Yasa Ek Madde 3) "Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi görevlerde bulunduktan sonra iştirakçi olanlann, emeklilik keseneklerine, per- sonel kanunları gereğince kazanılmış hak olarak aldıkları derece ve kademe ayhkları üzerine, sigorta primi ödemek sureüyle geçir- dikleri sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve tahsil durum- larına göre her "3 yüı" bir derece yükselmesine esas olacak şekilde eklenerek bulunacak derece ve kademe aylığı esas ahnacaktır" de- nilmektedir. Böylece, Sosyal Sigortalar Yasası kapsarnında geçen her yıl 1 kademe ilerlemesine ve her 3 yıl ise bir derece yükselme- sine neden olacak şekilde değerlendirilmektedir. T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve Sos- yal Sigortalar Yasası'nın geçici 20. maddesi uyannca kurubnuş özel emekli sandıklarından, malüllük ve emekli aylığı alanların, Sos- yal Sigortalar Yasası kapsamında ve özel kesim işyerlerinde çalış- maları durumunda, almakta olduklan malüllük, yaşlılık ve emekli ayhkları kesilmez. Bir yandan malüllük ya da emekli aylığı alırken, diğer yandan SSK kapsamında çalışmalarıru sürdürenler, %6'sı sigortalı ve %18'i işveren payi olmak üzere toplam *?§ 24 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödemek zorundadır. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenerek geçen çalışma süreleri, "sigortaülık süresinden sayılmaz." Bu süreler ayrıca Sosyal Sigor- talar Kurumu dışındaki diğer sosyal güvenlik kurumlarında prim ya da kesenek ödenerek geçen çalışma süreleri ile de birleştirilmez. T.C. Emekli Sandığı'ndan, emekli aylığı almakta iken, Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında ve Sosyal Güvenlik Destek Primi ode- yerek çalıştığınız süreler, Emekli Sandığı Yasası'nın ek 18. madde- sinde değerlendirilmesi gereken sürelerden de'ğildir. Yeniden memuriyete girdigınizde, Sosyal Güvenlik Destek Pri- mi ödeyerek geçen çalışma süreleriniz bu nedenle halen emekli aylığı almakta olduğunuz derece ve kademeyi etkilemeyecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle