Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ŞUBAT 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5
Karaca Tiyatrosu'nda
4
Perde!'
• Kiıltur Servisi — Karaca Tiyatrosu bugun Dostlar
Tiyatrosu'nun "Merhaba" adlı oyunuyla yeniden
tiyatroseverlere "merhaba" diyor. Işletmesi Guzel
îstanbul'a Hizmet Vakfı'ndan Kultür ve Sanat
Etkinlikleri A.Ş.'ye devredilen tiyatro binası üçüncü kez
açıhyor ve bu İcez 5 topluluk tarafından paylaşılıyor.
Dostlar Tiyatrosu, Nisa Serezli - Tolga Aşkıner
Tiyatrosu, Tiyatro Devran, Rustem Batum ve Salih
KaJyon Tiyatrosu dışında Karaca'da Türkiye Yazarlar
Sendikası da 15 gunde bir pazartesıleri toplantılar
gerçekleştirecek. 1955 yılında Muammer Karaca
tarafından yaptırılan bına 1972 yılında kapanmış ve sular
idaresi tarafından bir süre kuilanıidıktan sonra
boşaltılmıştı. Karaca Tiyatrosu geçen yıl uzun süren
restorasyon işlemlerinden sonra yeniden açılmış, mevsim
sonuna kadar etkinlik göstermış, ancak 1989-90 dönemi
başında Güzel îstanbul'a Hizmet Vakfı ile yeni belediye
yönetimi arasmdakı anlaşmazlık nedeniyle perdelerini
açamamıştı.
"Adam Sanat"ta bu ay
• Kiiltür Servisi — Anadolu Yayıncılık Anonim Şırketi
tarafından yayımlanmakta olan Adam Sanat Dergisi'nin
şubat sayısı, derginin genel yayın yonetmeni Memet
Fuat'ın "Dayanışma" başlıklı yazısının ardından Uğur
Kökden'ın "Pisagoras'ın lşıklı Gölgesı", Mehmet H.
Doğan'ın "Şıirin Kıyılarında", Gürhan Tümer'in
"Yunanistan'ın Ufak Tefek Kıyı Kentleri", Ayfer
Coşkun'un "Bir Vitray Sergisınin Anıştırdıklan", Hüseyin
Ferhad'ın "Aşiret Ayaklanmaları", Üstün Alsaç'ın
"Grafik Sanat" ve Mehmet Serdar'ın "Umut İçin
Senfoni" adlı yazılarına yer veriyor. Derginin, ünlü
ressam Pablo Picasso'nun 1953-1954 yılları arasındaki 9
haftalık bir donemde urettiği 180 natüralist resme yer
verdiği bölumunde ise Rebecca VVest'in yazısı buJunuyor.
Fox'a 5 bin tehdit mektubu
• Kiiltür Servisi — Şu sıralarda İstanbui sinemalannda
gösterilen "Geleceğe Dönüş IT'nin kahramanı Michael J.
Fox, Kalifornıya'nın Bel Air'indeki evini özel bir guvenlik
tesisatı ile donatarak bir kaleye dönuştürdu. 27 yaşındaid
Amerikalı aktörun böyle bir girişimde bulunmasına,
kendisini olumle tehdit eden bir hayranının yeniden
serbest bırakılması neden oldu.
Mizyal Karabiber'den desenler
• Kiiltür Servisi — Mizyal K. Nacaroğlu'nun resim
sergisi, 12 şubatta Türkiye İş Bankası Ankara
Bakanlıklar Galerisi'nde açılıyor. Sergi 2 mart tarihine
dek görülebilecek. Mizyal Karabiber Nacaroğlu
Gaziantep'te doğdu. Üsküdar Turk Kız Koleji'nden
mezun olduktan sonra Ingiltere'de Regate School of Art
and Desihn Akademisi'nde iki yıl resim eğitimi gördü.
Yurda döndükten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Gıda Muhendislrgi Bölumü'nu bitirdi. llk desen-yağlıboya
sergisini lise birinci smıftayken açan Nacaroğlu,
Gaziantep Devlet Güzel Sanatlar Galerisi (1986, 1987),
Dizayn Sanat Galerisi (1987), Brixton Recreation Centre
(1988, Ingiltere), Galeri Baraz (1989) ve Clapham
Common'da 1989, Ingiltere) kişisel sergiler açtı.
DUYURUVizon mecmuası hiçbir kuruluşa
satılmamıştır. Vizon kapanmıştır.
Vizon adı ve amblemi tescilli olup,
Türkiye'de hiçbir şekilde başkalarınca
kullanılmaz.
Gereği üzerine ilgililere duyurulur.
İlbos A.$.
Aylık bir derginin yazıişlerinde
çalışmak üzere iyi Türkçe ve iyi
İngilizce bilen deneyimsiz eleman
alınacaktır. Başyuruların 175 36
90/232'den Ayşe Üçok'a yapılması
rica olunur.
Aynı derginin idari bölümünde
sekreter olarak çalışmak üzere lise
mezunu, daktilo bilen, 20-25
yaşlarında sekreter alınacaktır.
Başvuruların 175 36 90/231'den
Nilgün Hanım'a yapılması rica
olunur.
SEVEMA
ÂTİLLA DORSAİ
Monty Python grubundan Terry Jones'un ilkfılmi 'Viking Erik'
Çizgi romandan beyazperdeyeViking Erik (Eric the
Viking) / Yönetmen:
Terry İones / Oyuncular:
Tim Robbins, Terry
Jones, John Cleese,
Mickey Rooney, Eartha
Kitt/ Bir İngiliz filmi
(Dunya, As)
Türk fılm ithalcilerinin genel-
de bilgisiz, eğitimsiz, yüreksiz ve
seyirciye saygısız tutumu, yıllar
yılı bizleri dünya sinemasının ki-
mi en ilginç yapımlarından, geli-
simlerinden ve pınltıfanndan yok-
sun kıldı. Sözgelimi ne VVoody
Allen'in birbiri üstüne yığılan baş-
yapıtlarını izlevebildık ne de İn-
giliz TV'sinden gelip kendilerine
özgü, alabildiğine Ozgun ve "yı-
kıcı" bir mizahı gerçekleştiren
Monty Python grubunun filmle-
rini... Senaryodan çekime, film-
lerini birlikte oluşturan 6 kişilik
bu ekip, (tam olarak Graham
Chapman, John Cleese, Terry Jo-
nes, Eric Idle, Michael Palin ve
iclerindeki tek Amerikalı olan
Terry GUIiam), tümüyle "ab-
surd"e, sözle eylemin ustaca den-
gelendigi "saygısız" ve isyancı bir
komi|e dayalı skeçleriyle,
1960'larda "BBC guldunı anlayı-
şı"na oldukça'ilginç bir seçenek
oluşturduktan sonra 1971 'den iti-
baren sinemaya geçtıler. "Mont>
Python ve Kutsai Kâse", "Brian -
ın Yaşamı", "Hayatın Anlamı"
gibi ortak filmJerden sonra ekip
dağıldı. Terry Gilliam ve Terry
Jones, bağımsız olarak çalışma-
ya başladılar. Güliam'ın "Jobber-
wock>", "Hayduüar, Haydnl-
lar" ve en son "Brazil" filmleri-
ne karşılık, Terry Jones da kendi
yönunden "Viking Erik"le yonet-
menliğe başlamıj oluyor.
Grubun tüm elemanlan gibi,
Terry Jones da çok yönlü bir ki-
MACERALI BİR
YOLCULUĞA
DOGRL — Çizgi
romandan
sinemaya geçen
"Viking Erik'te
Tim Robbins'in
canlandırdıgı Erik,
bir avuç
arkadasıyla
biriikte
maceralarla dolu
bir yolcuJuğa
çıkıyor. Filmde
Prenses Aud'u da
Imogen Stubbs
oyouyor. "Viking
Erik", özgiirı,
kalıplara meydan
oknyan, bağımsız
bir guldaru
anlayışı içeriyor.
şilik. Tanhleıi, kultürlen Batı'da
bize kıyasla çok daha iyi tanınan
Vikingler dönemi üzerine yarattığı
"Viking Erik" adlı çizgi-romanı
perdeye taşımış Jones... Viking-
İerin unlu saldin, yağma, kıyım
eylemlerı sırasında, gelenekler
uyarınca (!) önıine çıkan ilk yü-
züne bakılır kadına tecav üz etme-
yi deneyen (ve başaramayan) genç
Erik, birden tüm bu yapılanların
anlamı (anlamsızlığı) üzerine ka-
fa yormaya başlar: Niçin hep ka-
ranlık, korku, yağma, kıyım ve
ölüm? Danışmaya gittiği kâhin
kadın (şarkılanndaki benzersiz
tngilizcesiyle, benzersiz Eartha
Kitt), ona bu kötu döneraın sona
ermesi ve günesin yeniden Viking
semalannda parlaması için yapıl-
ması gereken işleri, "tannlan
uyandırmanın" gereğini anlatır.
Bunun üzerine genç Erik, bir avuç
arkadasıyla birlikte uzaklara doğ-
ru seruvenli bir yolculuğa çıka-
caktır.
Monty Python ekibinin kimi
filmlerini dışarda keyifle izlemiş,
Terry Gilliam'ın tek başına çevir-
diklerinden (özellikle de BrazU'-
den) nefret etmiş biri olarak bu
"Viking Erik"i ikisi arası bir duy-
guyla izledim.
Gruptan aynldıktan sonra ken-
dini bir tur Fellini veya Bergman
sanarak olçuyü iyice kaçıran Gil-
liam'a kıyasla, Terry Jones,
"Monty Python ruhu" denebile-
cek şeye daha bir yakın duruyor.
Vikingler üzerine bilinen her şeyi
(ve bu arada, Richard Fleischer'-
in Tony Curtis'li, Ernest Bergni-
ne'lı unlu "Vikingler" filmini)
alaya alan fılm, kendi koşullanyla
yasamakta olan bir tarihsel döne-
me, birden çağımızdan, günu-
muzden bir "btlinc" sokarak, as-
lında kolay gozüken, ama olduk-
ça zor olan bir gülduru yontemi-
ni başlatmış oluyor.
Bundan sonrası ise eşit başarı
duzeyinde değıl. Kimi sahneler ve
"gag"lar harika; guneş sanılan
deniz ejderiyle olan karşılasmayı,
insanı görunmez kılan pelerini ve-
ya bir Viking'in görevleri üzerine
buyukbabayla (unutulmaz Mic-
key Rooney) söyleşiyi duşunuyo-
rum... Ama kimi sahneler yeterin-
ce "olmamış", gereğince işlene-
memiş gibi duruyor: Çok komık
olduğu varsayılabilecek, ama in-
sanı nedense guldürmeyen tum
"savaşa gidenlerin uğurlanması"
bölumu gibi.
Yine de "Viking Erik". olduk-
ça ozgun, kalıplara meydan oku-
yan, bağımsız bir guldüru anlayı-
şından sinemalarımıza ulaşabil-
miş ilk ve tek örnek olarak ilgiye
değer. Kuşkusuz, grubun başka
bir elemanı olan (ve filmde "kö-
tiı kral" rolünde ızlediğimiz) John
Cleese'in, bu mevsimin bir diğer
ilginç (ve daha parlak) gulduru-
su "Wanda Adlı Bir Balık"adlı
öyküsü, senaryosu ve oyunuyla
bulunduğu katkıyı da unutma-
mak gerek.
'GeleceğeDönüş', bilimkurguya özenen düzeysizbir fantezi
Zamanda yolcuhık
Geleeeğe DÖIIÜŞ 2 (Back to the Future 2) / Yönetmen:
Robert Zemeckis / Oyuncular: Michael J. Fox, Christopher Lloyd,
Lea Thompson, Thomas F. Wilson, Elizabeth Shue / (Suadiye
Atlantik, Kadıköy As, Bakırköy 74, Beyoğlu Atlas, Aksaray
Kristal, Beşiktaş Yumurcak, Ankara Metropol, Adana Sun).
Amerikan filmlerinin son yıllarda tüm
dünyada daha da artan gişe başarısının,
ozellikle yeni yetmelere yönelik bır film ya-
pımı anlayışında yattığı yadsınamaz. An-
cak gençlere/küçüklere yönelik bu tür film-
lerden, biz yaşını başını almışların da ke-
yif alması, biraz "içimizde kalmış çocuk
yan"!a ilişkili olduğu gibi, biraz da yonet-
menin zekâ düzeyiyle (kendi zekâsı veya
amaçladığı zekâ düzeyi), filminın öykü-
sü/yapısı içine dahil etmeyi düşündüğü (ve-
ya düşunmediği) zekâ ve espri kıvılcımla-
rıyla ilgili. Bu açıdan, örneğin bu mevsi-
min "Masum Sanık" veya "Hayalet
Avcılan" gibi filmleri bize ne denli sevim-
li geldiyse, bu "Geleceğe Dönüş 2" de o
denli sevimsiz geldi.
Çunku bu film, tümüyle genç yaştaki-
ler için kotarılmıs. İlkini gOrememiştik.
(Ülkemize dek geldiği halde sinemanın o
talihsiz döneminde bu film, birçok seyirci
için olduğu gibi, bizim için de geçip gitmiş-
ti). Ama onun bittiği yerden başlayan ve
hemen tüm ekip aynı olduğuna göre kuş-
kusuz aynı navada sürüp giden ikinci bö-
lümü, öncelikle artık H. G. Wells'in ünlü
romanından v-e ondan esinlenmiş "Zaman
Makinesi" adlı TV dizisinden beri çok
"harcı-âlem" olmuş bir ana fikri (yeniden)
kullanıyor: Bir makine araalığıyla, zaman
içinde yolculuğa çıkmak.
Kahramanlarımız, önce 2015 yılına gidi-
yor ve bir "aile sorunu"nu çözuyorlar. An-
cak karışık bir mantıkla (daha doğrusu
mantıksızlıkla) açıklanmaya çaltsılmış bi-
çimde, geçmişte zaman çizgısinin bir
"sapması" nedeniyle oluşacak ve bugün-
lerini de korkunçlaştıran bir olayi önlemek
için bu kez de (ilk filmde olduğu gibi) 1955
yılına doğru "geri dönuyorlar."
2015 YILINA DOGRU — "Geleceğe Donus 2" filminde kabramanlanmız önce 2015
yılına gidiyorlar, sonra da ilk filmde olduğu gibi 1955 yılına dönüyorlar. Filmde Doc
Brown'ı Christopher Lloyd, Marty Mc Fly'ı ise Michael J. Fox canlandınyorlar.
Evet, her şeyin fazlası fazla! Robert Ze-
meckis, bu "zaman içinde yolculuk" fır-
satımn getirdiği hiçbir şeyi (hatta geleceğe
ilginç bir "fütüristik bakış"ı bile) yeterin-
ce işlemiyor, kullanmıyor. Perdenin en ye-
teneksiz oyunculanndan biri olan Micha-
el J. Fox'un temsil ettiği (geri) zekâ düze-
yiyle yetinen ve seyirciden de o düzeye
"düşmesini" ısteyen bir film bu... Doğru-
su filmin ve Zemeckis'in bu "olmazsa
olmaz" koşulunu yerine getiremediğimiz
için bu Amerikan usulu mizahtan hiç tat
alamadık.
Evet, sömestr tatili bitiyor. Yakında ku-
çükler okullarına, evli evine, köylu köyu-
ne, Yine birlikte, baş basa kalacağız. Ve
bunca "çocuk filmi"nden sonra biraz da
bizlere, yetişkinlere seslenen filmler getır-
meye ne dersiniz? Bildığimiz kadan, her
yerde (Amerıka'da bile) onlardan da bol
bol yapılıyor.
40. Uluslararası Berlin Film Şenliği bu akşam başlıyor
Duvarsız Berliırde ilk film festivali
Şenliğin hiçbir bölümünde Türk filmi yok. Yalnızca
Yılmaz Güney anısına "Sürü" gösterilecek. Festival
bu akşam Herbert Ross'un "Çelik Manolyalar"
fılmiyle açılıyor.
manya'dan 2, Sovyetler'den 2,
Çin Haik Cumhuriyeti, Polonya.
Macaristan ve Çekoslovakya'dan
birer filmin yer aldığı goruluyor.
Bu bolümde, Amerıka, ayrıca
Cosla-Gavras'ın son filmi "Mu-
sic Box", Danny de Vito'nun
"Güller Savaşı", Roland Joffe'un
"ShadoH Makers", Bruce Beres-
ford'un "Driving Miss Daisy" ve
Oliver Stone'un "Tetnmuz'un
Dördünde Doğanlar" filmleriyle
temsil edilecek.
Yarışmalı bölumde âynca Batı
Almanya, Wolker Schlondorff,
Michael Verhoeven ve "Yase-
min'in yonetmeni Hark Bohm"-
un son filmleriyle temsil edilecek.
ingiliz sınemasından iki film var:
Karel Reisz'in yakında sinemala-
rımızda gösterilecek olan son fıl-
40. Berlin Film Şenliği bu ak-
şam başlıyor. Ooğu ile Batı'yı sı-
nema arenasında karşı karşıva ge-
tıreri ve Cannes'la birlikte dunya-
nın en onemli sinema etkinliği sa-
yılan Beriin, bu yıl hem Doğu Av-
rupa'da olanlar ve "yıkılan du-
variar", hem de 40. yıldönumu-
nün yasanması nedenleriyle özel
bir onem taşıyor.
Bu akşam Herbert Ross'un son
filmi "Çelik Manolyalar'Ma
(oyuncularıi'Sally Field, Shirley
Mac Laine, Dolly Parton) açıla-
cak olan şenlikte ozellikle Doğu
Avrupa ülkelerindeki özgürleşme
eylemlenni yansıtan veya bu ey-
lemler sayesinde tozlu raflardan
indirılebilmiş filmlerin ağırlıkta
olacağı görulüyor. Yalnız yarış-
malı bölume bakarsak, Dogu Al-
mi, Debra Winger ve Nick Nol-
te'lu "Kaybeden Yok", yarışma
dışı olarak gösteriliyor. Ayrıca
David Hayman'ın "Silent Scre-
am"ı var. Ispanyollar, yetenekli
yonetmenleri Pedro Almodovar'-
ın son filmi "Atame"yi yollamış-
lar. Jacob Berger, bir fspanyol -
Isviçre ortak yapımıyla ekranla-
ra gelecek:"Melekler". Yeniden
bir canlanma donemine giren ttal-
yan sinemasından Francesco Ma-
selli'nin "Sır" adlı filmini izleye-
ceğiz. Fransa ise Jacques Doil-
lon'un "Bir Kadının fntikamı" ve
Eric Rohmer'in "Bahar Öyküsü"
adlı son filmleriyle yarışacak.
Şenliğin çeşitli yan bölumlerin-
de, dünyanm dört bir yanından
gelen filmler sunulacak. Fonım'-
da yine "genç sineraa" örnekle-
ri, Panorama'da Doğu ağırlıklı
filmler, Retrospeküf'te 1945 yüın-
da tum dunyada çekilmiş başlıca
filmlerden oluşan gösteriler yer
alacak. Bu arada, 40. yıl dolayı-
sıyla 40 yılda Berlin'de buyük
ödül almış filmlerden oluşan bir
gösteri, bizim için ozellikle ilginç
olacağa benzer. Yine bu bölum-
de "Absent Friends - Artık Ara-
mızda Olmayan Dostlar" bölü-
münde ise 1981 yılında şenlikte
buyuk ilgi uyandırmış ve 2 ödul
almış olan Yılmaz Güney / Zeki
Ökten'in "Sürü" filmi yer alacak.
40. Berlin şenliğinde, Türk si-
nemasının varlığı işte yalnız bu
kadar. Yalruzca "Sürii". Oysa
Utınii, on bınlerce Türkun yaşa-
dığı, Turklerin kendi filmlerini de
izlemek istedikleri bir senlik. Ni-
ye hiçbir bölümde Türk filmi
yok? Çünku bu konuda hep yan-
lış bır politika izlendi. Dış şenlik-
lere ya hiç ilgi duyulmadı, ya da
hükümet kanalıyla seçilmiş film-
ler gonderilmek istendi. Şenlikte
uzun yıllar Turk ve Yunan sine-
malarmdan sorumlu olan, Isviç-
re'de yaşayan Turk kökenli Beki
Probst, îstanbul'a fılm aramaya
geldiğinde, o zamanki yetkililere
(ozellikle Sinema Dairesi'nin o
dönemdeki başkanı Nejat Gök-
çe'ye) kişisel rica ve uyarılarımı-
za karşın hiçbir yetkili, Bayan
Probst'la ilgilenmek, ona yardım-
a olmak, ona en azından bir
"hoşgeldiniz" demek gereğini
duymadı. Şimdi Bayan Probst,
Turkiye'ye film bulmaya gelmi-
yor bile!.. Burada karşılaştığı guç-
lüklerden sonra bununla uğraş-
mak istemıyor ve biz, üstelik şım-
di şenliğin film pazarı bölümü yö-
neticisi olan bu eski Türk vatan-
daşını, Berlin için "kilit" bir mev-
kide olan bu eski tstanbulluyu,
Türk sinemasını Berlin'de tanıt-
mak yolunda kullanmayı bile be-
ceremedik.
Ve işte bu ve başka nedenler-
den, dünyanın gözünun Berlin'de
olduğu bu 40. şenlikte Turk sine-
ması yok. Ama, Oscarlariçın
yarışmak uzere Los Angeles'ta
var sinemamız...
SUBAT'TA HER YERDE ITIUZÎK VAR
AHMETKAYA gerçeklerini ilk kez Müzik Dergisi'ne anlattı: "Basın benimle
dalga geçiyor, ben de basınla..."
MÜZİK DERGİSİ JÛRİSİ SON 10 YILIN EN İYİLERİNİ SEÇTİ.
GRUP YORUM ."Ahmet Kaya polıtk bir ınsanken arabesk kuDanmış
değıfclır. Ahmet Kaya arabesk btr ınsandır ve polıtık söylemi
kullanmıslır.'
ALIKOCATEPE :"Ajda yorumcu değil, sadece çok iyi takJıt eden bir
ştar.' .
ILHAN IREU :'Hâlâ bazı çalısmatanmda mûzikal hatalar vardır ve
bu müzikal hatalar beni, llhan Irem sound'unu doçjurmuştur."
NILÜFER :"Dınteyici mütrriş gelıştı, ılerledı ama bızım mûzikçilerimız
o oranda .lerleyemedıler."
BOBDYLAN "Aslında tumeler hiç btmez
Irtsanlar dınlemeye geldikçe biz de tumelere
çıkacağiz Bavuüarımızı hazırlama kararını
veren dınleyıalerdir."
JOEZAMNUL, Akustik piyanonun
hûkümdarı, elektronik tuşluiann bûyûk
vırtüözû.Yavuz Baydar"a anlattı.
ROD STEVVARD RANDY CRAVVFORD GRAMMY
ADAYURI. ÇHRIS 0£ BURGri. CH£R, YABANCI
BASINOA MÛZIĞIN EN İYILERI
Yazılarıyta, Soner O*gun UğurÇakır.Orharı
Kâhyaoğhj, Yavuz Baydar. Ertıan GundeTi Müfıt Can
Saçıntı, Sına Koloğlu, çızgılenyle Kemal Urgenç
M û l
°* 5 t o
BUTUN BAYILERDE
K I T A P LA R CUMHURIYET KITAP KULUBU
'.KLI\ H.IMI
şn r.v\
(ri.MKSj
027 352
MERKEZ SERGİ SALONU
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Cağaloğlu-İSTANBUL
Lynne Segal
Gelecek Kadın mı
O7J.7O2
021.353
KADIKÖY TEMSİLCİU6İ.
Moda Sineması, Bahariye Cad.
İSTANBUL
077.707
07) 700
BAKIRKÖY TEMSİLCİLİ6İ :
Karya Kultür Merkezi, Istasyon Cad.
İSTANBUL
Picasso'nıın
4
dtinya
• PARİS (UBA) —
Picasso'nun dört yıllık
"dunya turunun" ürünleri
"Ben Defterim" adlı
sergiyle hayranlanna
sunuluyor. Paris Süsleme
Sanatları Muzesi'nde açılan
sergide Picasso'nun sayısız
taslak ve çalışma
defterinden örnekler
veriliyor. Sanatçı'nın
mirasçılanna bağışlanan 40
kadar defterden oluşan
serginin, Picasso'nun
Paris'ten çıkıp yine Paris'e
ulaşan dünya sanatları
seruvenini yansıtması
açısmdan önemli olduğu
vurgulanıyor.
Jimmy Van
Heusen öldü
• RANCHO MİRAGE
(AA) — Oscar ödüllü
Amerikalı film miiziği
bestecisi Jimmy Van
Heusen, ABD'nin
California eyaletinin
Rancho Mirage kentinde
zaturreeden öldü. Film
muziği dahnda 4 Oscar
kazanan Heusen, iik
Oscarını, ABD'de 40'h ve
50'li yıllann en sevilen
melodileri arasında bulunan
"Aşk ve Evlilik" ile aldı.
Yine aynı yıllarda sevilen
"Swinging on a Star"
(Yıldız Üzerinde Dans
Ederken) adlı bestesi de
Bing Crosby tarafından
"Going My Way" adlı
filmde seslendirilmiş ve
Emmy Ödülü'nü almıştı. 77
vaşında ölen Van Heusen,
Nevv York'ta dunyaya
gelmiş ve ilk başarısını Bing
Crosby için 1938'de
bestelediği "It's the
Dreamer in Me" ile elde
etmişti.
Caferağa
Medresesi
• Kiıltur Servisi — Turk
Kulturüne Hizmet Vakfı'nın
Sultanahmet'teki Caferağa
Medresesi Kültür
Merkezi'nde düzenlediği
Turk el sanatları
kurslarında tezhip, ebnı,
porselen süsleme, vitray,
seramik, Karagöz tasviri
sanatlarında başarılı
olanlara bugün saat
11.00'de sertifikaları
verilecek. Üç aylık
kurslarda başarılı olan
yaklaşjk 60 kursiyerin
çahşmaJarı 9-25 şubat
tarihleri arasında Caferağa
Medresesi Kültür
Merkezi'nde sergilenecek.
İkili resim
sergısı
• Kultür Servisi — Türkan
Arıkan ve tsmail F.
Soysai'ın ikili resim sergisi
19 şubat tarihinde Opera
Sanat Galerisi'nde açılıyor.
1979 yılında resim
çalışmalarına başlayan ve
Sabri Berkel, Orhan Taylan
gibi önemli ressamlarla
çalışmalarını sürdüren
Arıkan ile yine Orhan
Taylan Atölyesi'nde resim
çalışmalarına başlayan
Soysal'ın yapıtları 10 mart
tarihine kadar sergilenecek.
'Oyııncaklann
Şarkısı5
'
• Kültür Servisi —
Geçirdiği yangın nedeniyle
faaliyetlerine bir süre ara
veren Yapı Kredi Sermet
Çifter Salonu yarın
"Oyuncaklann Şarkısı" adlı
oyunla tekrar hizmete
açıhyor. Faik Ertener'in
yazıp yönettiği, Recep
Aktuğ'un müziğini ve Ülkü
AJcel'in danslarını
hazırladığı oyun her
cumartesi saat 11.00'de
Istanbul'da sahnelenirken,
Yapı Kredi Çocuk
Tiyatrosu'nun bir diğer
oyunu, "Guç Kimde"nin ise
Izmir'deki Turk - Amerikan
Kultür Derneği'nde yine her
cumartesi saat 11.00'de
temsil vermeye devam ettiği
bildirildi.
UGUN
• Çapan'ın konuşması
Cevat Çapan,
"Shakespeare" üzerine
konuşmasım saat 19.00'da
Bilsak'ta yapacak.
BİLSAK'TA
BUGÜN
9 Şubat Cuma:
19.00 TİYATRO: "Işle Ba?
tşte Gövde İşte Kanatlar"
Yazan: Sevım BURAK,
Oynayan: BILSAK
TİYATRO ATÖLYESİ
GÖRSEL SANAT
ATOLYELERI
Mehmet GÜLERYl^Z'le
Resim Çalışmalan
Perşembe-Cuma
10.00-01.00 arası. CAFE-
FOYER-BAR
BlLSAK Herkese Açıktır.
BILSAK Sıraselviler,
Soğancı Sk. No- 7
ClHANGtR
143 28 ^9-143 28 99