01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 5 ŞUBAT 1990 'Parlamento içi diyalog'da cumhurbaşkanlığı tartışması Temsilyetkisi Meclis'indir KTTAP/YifflN Prof. Dr. Bahri Sovcı'nm; gazetemizde 'Parlamento içi diyalog' başlığıyla yayımlanan ve üç parti grup başkan vekillerinin görüşlerini aklaran mini panele ilişkin yazısını yayımlamaya devam ediyonız. Prof. Dr. BAHRİ SAVcT — 2 - O zaman iki şıktan birini seçe- cektiniz: Ya, oligafşiyi antlayan darbe yönetimini sürdürecektiniz; (bu, bir cuntalar - karşı cuntalar kaosu olacaktı) ya da, seçime en yakm, bundan dolayı seçim gücü- nü içeren bir yöntemle, ülkede var olan sosyo-politik ve killtürel di- namikleri, gerçeklerine uygun olarak içeren bir "Kurucn Meclis" bulacaktınız. Kurucu Meclis, böylece bir genel seçime en yakın bir yöntemle ve de o za- man yapdabilse idi, seçimin vere- bileceği siyasal ögeleri yansıtıcı içerikli bir Meclis olmuştur. Bu- na ek olarak, Türkiye'nin o za- manki toplumsal yapısını ve kül- türel fızyonomisini yansıtan öge- lerle de kuvvetlendirilmişti. Böy- lece, anayasayı, bir "sosyal pakt" olarak yapmaya elverişliliği de ka- zanmıştı. (Böyle bir sosyal pakt bileşimine, varılabileceğini pek sanmıyorum bundan sonra..) Bu yüzdendir ki 61 mahkeme kara- rıyla örgûtünden yoksun kalmış bir kitlenin, "dirckt temsilcileriaden" yoksun; ama onlan, Kurucu Meclise giren mes- lek kunıluşlan-sosyo kültürel ku- ruluşlatyoluyla gene de içeren ve yansıtan bir Meclisçe yapılmıştır, bir yılı aşan tartışmalann sonun- da... Buradan da gelen gücünden dolayıdu ki 82 bile, onun tüm il- kelerini ve yapılarını, silip atama- nuştır. O, böyle bir kompozisyon- la, ülkenin lkinci Dünya Savaşı sonundan beri aradığım kurum- laştırdığı içindir ki 82'ye bile di- renebilmiştir. 1876'yı-1921 ve 24'leri-1961'i, birileri yazmış ve 82'de olduğu gi- bi yazdırmış olsa idi, Gencay Şay- lan'a, bu üç politikacı, görüşleri- ni böyle serbestçe, zor anlatabi- lirleTdi. — "Biz, üç parti aniaşır ve ana- yasa yapanz" teranesi de bir önemli yanılgıdır. Anayasa, bir sosyal pakt idi. öyleyse, onun yapımına, toplu- mun bütün ogelerinin ve dinamik- lerinin katüımını da sağlamak ge- rekir. Anayasayı, yalnızea üç par- tinin girişimine ve işçiliğine bırak- mak, gerıe bir tür tekel olur. Ana- yasayı, Kurucu Meclis niteliğini de kazanacak bir yeni parlamen- toda, partilerin konsensüsü ile ve fakat, bu konsensüsün, öteki bü- tün sosyo ekonomik ve kültürel maz. Sözde, yazıh bir mecelle ha- linde anayasası bile olraayan In- giltere'de, yazıh "statute'Merle örfsel-geleneksel uygulamalardan çıkan kurallan bir araya getirse- niz kısa anayasacıların dudakları uçuklaı. Teranelerin henı en komiği hem de en vahimi, cumhurbaşkanını, doğrudan halka seçtirme önerisi- dir. Siyasal, biliminin bir gerçeği de şudur: Halka dayalı her siyasal kurum, hele zaman içinde, bir otorite olur. tngilizlerin 1295 Model Parla- mentosu'nda, Avam Kamarası üçüncül durumda idi. Fakat o, halk seçiminden gden gücü ile ön- 1 ürkiye'nin yapısı Meclis'in 'tek siyasal temsilci' ölma kuramına dayanır. Onun bu gücü de halk seçiminden geür. Şimdi bu halk seçimi gücünü jig curahurbaşkanına da verirseniz, onu Meclisle egemenlik otoritesinde ortaklığa yükseltmiş olursunuz. O da siyasal gücün tek sahibi olma yolunda hızh mesafeler alır. dinamiklerin özlemlerini- beklentilerini de özümsemesini sağlayacak bir araştınna-irdeleme ile yapabiliriz ancak... Bir yanlış terane de anayasanın kısalığı konusundadır. Evet, bir sürü aynntıya duşme- meli. Ama şunu bilmeli ki: Bir modern toplumun anayasası kısa olamaz. Çünkü, böyle bir top- lurn, karmaşıktır-çok yönlüdür- çok sorunludur. Bunları kapsa- mak ve çözmek için tarihin pota- sında oluşmuş, sayısı çok demok- ratik ilkenin ışığına gerek vardır. Çok da kurumu bir arada islet- mek zorunluluğu vardır. Bunların hepsi, kısa anayasalar içine sığ- ce Taht'ın sonra da Lordlar Ka- marası'run önüne geçti. "Önüııe geçti" ne demek, onların üstün- de, devletin tek merceği oldu. Fransa'da, 1789'larla birlikte, halk tarafından seçilen temsüci- ler, Ulusal Meclis içinde, soylulann-rahiplerin temsilcileri- ni, geçti değil, antladı. Fakat, ge- ne halktan coşkun bir onay ala- rak tmparator olan Üçüncü Na- polyon, Meclisi gölgeledi. Güney Amerika'nın halk seçiminden ge- len başkanlarını ve onların de- mokratik olmayan otoritelerini, oraları zaten olgun demokrasi ol- madıklanndan, bir yana koyaJım, Amerika'nın Beyaz Saray sahibi, Stalin'in Kremlini'nden geri kal- maz "tek" otoriteciliğinde... Bizim politikacılann, bu konu- da tek kanıtları "Canım, birim- kisi, anayasa] açıdan zaten yetki- siz olacaktır. O zaman onun, halkça secilraesinden neden kor- kahm? Yok, o yetkili de olacak- sa, bu kez, onu, neden halk seç- mesin? O'nun seçiminden gelen bir güç ile de otorite olması, kay- gı verici olmaz." Hemen, şunu söyleyelim: Reji- mi, yetkili bir başkanhk sistemi- ne dönüştürmek istiyorsanız, bu ayn bir konudur, tartışalım. Ama öneriniz, parlanıentarizm içinde, gizli bir başkanlı sistemin deyimi- dir. Parlamenter sistem içine de halkça seçilen bir otorite (ki, o, mutlaka yetkisiz olmalıdır) mon- te edilmesinden korkulur. Onu, Türkiye'de durduracak sosyo- kültürel bir ortam ve yapılanrna yoktur. Evet Türkiye'de, Fransız Üçün- cü Cumhuriyeti'nde, iki cumhur- b^kanını istifa ettirici; De Gaul- le gibi bir "Sezar"ı bile, yerinden edip köyüne gönderici; Amerika'- da, daha bu yakınlarda, bir baş- kanı görevinden ayrılmaya mah- kûm edici böyle bir ortam yoktur. Türkiye'nin yapısı, Meclis'e daya- nır. Siyasal karar vermede, ken- disinin "fevkinde" bir başka "merci" bulunmayan; kendisine "rakip ve nazir" (benzer) bir baş- ka otorite tanımayan Meclis'in "tek siyasal temsilci" olma kura- mına dayanır. Onun bu gücü de halk seçiminden gelir. Şimdi, bu halk seçimi gücünü, cumhurbaşkanına da verirseniz, onu, Meclisle egemenlik otorite- sinde ortaklığa yükseltmiş olursu- nuz. O da, siyasal gücün tek sa- hibi olma yolunda, hızla mesafe- ler alır. Bu bir siyaset sosyolojisi gerçeğidir. (Halk seçiminden gel- mediği halde, ülkenin sahipligi ro- lü oynayanlan bile durduramayan yapıyı arumsatıp, sizi "dü" etmek istemiyorum. BtTTİ HABERLERÎN DEVAMI 1402'lik işçiler de geri dönecek Danıştay Içtihadı Birleştirme Kurulu, 1402'liklerle ilgili gerekçeli kararı yazdı. Kararda, sıkıyönetim komutanlarmın görevden alma konusunda sorumluluklarını aştığı vurgulanıyor. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Danıştay tçtihadı Birleştir- me Kurulu 1402'liklerle ilgili ge- rekçeli kararım yazdı. Bir iki gün içinde Resmi Gazete'de yayımla- narak yürürlüğe girecek olan bir- leştirme karanna göre işçiler da- hil tüm 1402'hklerin görevlerinden alındıkları yerlere iade edilmesi hükme bağlandı. Tazminat konu- suna tam bir açıklığın getirilme- diği kararda ileride görevden al- malara ilişkin hükümlere de yer veriliyor. Danıştay, sıkıyönetim komutanlarmın görevden alma konusunda yetki ve sorumluluk- larını aştığını da vurguladı. Geçen cuma günü son şekli ve- rilen karann sonuç bolümünde göreve dönme için yasa ve yönet- meliklerin öngördüğü niteliklere sahip olmanın yeterli olacağı be- lirtildi. Bu bölüm şöyle: 1402 sayılı sıkıyönetirn kanunu- nun 2. maddesinin 2766 sayılı ya- sa ile degişik fıkrasında yer alan ... bir daha kamu hizmetinde ça- lıştınlamazlar hükmünün ynkan- da belirlenen anlam ve kapsarn karşısında adı geçen madde uya- nnca sıknöneüm komutanlannın istemleri iızerine işlerine son ve- rilen memuriann, diğer kamu gö- revlilerinin ve kamu hizmetlerin- de görevli işçilerin ilk kez kamu görevine girdikleri tarihte bu go- rev için yasa ve yönelmeliklcrde öngörülen niteiikleri kaybctmemis olmalan koşuhıyla, işlerin son ve- rildigi bölgede sıkıyönetim kalk- tıktan sonra kummlannca eski görevlerine iade edflmeleri gereke- ceginden içtihadın birieştirilmesi- ne oy çokluğu ile karar verildi." Bu sonuç uyannca görevden alı- nan 1402'liklere, "tşine dön, ama burada kadro yok, başka bir yer- de göreve başla" denemeyecek. Bu kişüer sıkıyönetim döneminde ne- rede çalışıyorsa orada işine döne- cek. Sonuç bölümündeki "öngö- rülen niteiikleri kaybetmemiş olma" hükmünün yaş, mahkflmi- yet gibi konuları kapsadığı öğre- nildi. Danıştay'ın birleştirme kararı "tazminat" konusunda kesin bir açıklık getirmiyor. Ancak bunun mahkemelerin alacağı kararla şe- killeneceği beürtiliyor. Birleşürme kararının inceleme bolümünde u tşe son verme işlemi- nin buknki yapısı, niteiikleri ve doğurduğu sonuçlar" başlıklı kı- sunda sıkıyönetim komutanlanna "işe son verme" yetkisinin 19.9.1980 günlü 2381 sayılı yasa- nın birinci maddesinde yapılan değişiklikle gündeme geldiği anımsatılarak şöyle deniyor: "Böylece sıkıyönetim komutan- lan amacı aşan, asli görevleri ile ilgisi bulunmayan ve kendileri için >ük teşkil eden bir yetki ile dona- tılmıştır. Bunun sonucunda kişi- sel değerlendirmelerle, kolayca ve kısa sürede kamu personelinin ye- ri degiştirilmiş ya da işine son ve- riJmiştir. " Bu bölümde aynca 14.11.1980 günlü 2342 sayıh yasa ile değişik- liklerin yapıldığı ve sıkıyönetim komutanlanna tanınan bu yetki- lerin Vullanımjnda iptal davası açılamayacağı hukuki sorumluluk ileri sürülemeyeceği hükmünün getirüdiğine dikkat çekiliyor. Da- ha sonra şu yorum getiriliyor: "Burada hemen belirtmek gere- kir ki idari yar%\ yoluna başvur- ma yasagı anayasanın 'yargı yolu 1 nu duzenleyen ilkeleri ile çatışma halindedir. Anayasanın 125. mad- desi ile idarenin hukuka uygnn hareket etmesinin sağlanmasında en etkili yol olarak yargısal dene- tim benimsenmiştir. " Özellikle "hizmette yararlı olmamak" gerekçesiyle görevden almalann sıkıyönetim komutanla- rının "nzmanlık alanlan" dışında kalan kamu personelini "magdur ettiği" ve kamu yararına olmayan uygulamalann ortaya çıktığı vur-, gulanıyor. Sıkıyönetim komutanlannın yetkilerini kullanmalan için hiç- bir usulün öngöriilmedigine de işaret edilen kararda, "Bu dnram kamu personeli yönünden tiimiiy- le gnvencesiz bir ortam yaratmış- Or. Örnegin sıkıyönetim komutan- lannın gerçekliği. doğruluğu na- sıl denetlenecegi konusunda bir yasa hükmünün bulunmadığı gö- revden alma gerekçeleri hakkında savunma hakkı da tanınmamışar. Yetkinin bu derece kişisel deger- 'KIYAK EMEKLİLİK' 4 Veto doğru ama çelişkili' FARUK BtLDtRÎCİ ANKARA — Cumhurbaşka- nt'nın veto ettiği "kıyak emekHHk" yasasını öneren millet- vekilleri de Tnrgnt Özal'ın tavn- nı "dognı ama çelişkili" olarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanı özal'ın "kı- yak emekülik" yasasını yeniden incelenmek üzere TBMM'ye gön- dermesinden sonra yasa önerisi- ni imzalayan ANAP ve DYP'den 38 milletvekilinin girişimi de ba- şansızhğa uğrarmş oldu. Yasanın veto edilmesinden sonra öneriyi imzalayan milletvekillerinin de olayı sahiplenmemesi dikkat çek- ti. Cumhurbaskam'run tavnm dognı bulan bu milletvekillen, an- cak Turgut özal'ın Başbakanlığı sırasında benzer yasalann çıkma- sını engellemediğini ve Meclis'te bazı milletvekillerinin "çifte maaş" aldıklannı savundular. öneriye imza koyan bazı millet- vekillerinin yasanın geri çevrilmesi ve Turgut özal'ın tavnna ilişkin değerlendirmeleri şöyle: Bahri Kibar (ANAP-Ordu): Çok güzel oktu. öyle sevindim ki. Onergedeki imza da benim değil zaten. O imzayı benim adına ki- min attığitu araştınyorum. Çift maaş alınmasına da karşıyım. Belki birçok arkadaşımın hoşuna gitmeyecek ama eğer böyle birşey olacaksa milletvekilliğinin bitme- sinden sonra olmab. Mehmet Akarca (ANAP- Samsun): Emekli olduktan sonra milletvekilinin önceki işine devam etmesi söz konusu olamıyor. tş adamıysa işini tasfiye ediyor. ör- neğin ben TRT'de 16 yıl çahşıp geldim. Şimdi TRTye tekrar dön- raera söz konusu olmaz. Tarafsız bir kunıluşta tekrar çalışması mümkün olmaz. Peki ben nasıl geçineceğim? Bu ve buna benzer durumların çözumü için önerilmiş bir kanun idi o. Ama ters tarafı milletvekilliği yapılan dönemde de maaş alınmış olunmasıdır, Ben de bunun doğnı olmadığını düşünü- yonım. Sayın Cumhurbaşkanımız en güzelini yaptı. Toplumun böyle tepki duyduğu bir konuyu kabul etmesi zaten Cumhurbaşkanımız- dan da beklenmezdi. Halen Mec- lis'te emekli maaşı alan diğer mil- letvekillerinin de bu maaşlan al- mamalan gerek. Yasayı tekrar ge- çirmeyi düşünmem. Adnan Kah- veci'nin idari mahkemeye yaptı- gı başvurunun sonuçlanmasmdan sonra tekrar gözden geciriimeli. B v t a n Kara (ANAP-Giresun): öneıgede imzam olup olmadıgı konusunda tereddütlüyum. tmza attıysam da yanlışlıkla atmışım- dır. O yasayı ben savunmuyonım. Birçok kişi 20 senede emekli olur- ken milletvekillerinin farklı biçim- de hak kazanmasını haklı bulmu- yorum. 33 yaşında emekli olmak haksızlıktır. Cumhurbaşkanı'mn tavnnı yasayı destekleyen arka- daşlar dttşünsün. Ertatrnl Özdemir (ANAP- Ordu): Bence Cumhurbaşkam Ozerine düşen görevi yaptı. Ben öneriyi veretüerdenim ama Mec- liste oylama anında bulunmadım. Ben önceki alanlann adaletsizlik yapoğınj duşünüyorum. Bu kadar tartışmalardan sonra bu yasa bir daha Medis'ten geçmez. Ben, gel- diği zaman imzarru geri alacağım. Esasında köklU bir düzenleme ya- pılması lazım. 33 yaşında emekli olmak gülunç. 33 yaşında emekli olanlan bu millet bir daha seç- memeli. Olumlu karşıladı Öte yandan SHP Genel Başka- nı Erdal tnönü "kıyak emeklüik" olarak adlandınlan mılletvekille- rine erken emeklilik sağlayan ya- sanın Cumhurbaşkam Turgut Özal tarafından veto edilmesini olumlu karşıladı. lnönü bir soru üzerine konuya ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı: "Özal, veto ettiyse çok iyi et- miş. BLt zaten iptaü için çalışıyor- duk. Çıkar çıkmaz Anayasa Mab- kemesi'ne gölürecektik. Bu yasa gerçekleşntemetidir. Sayın Özal'ın bu yasa dognıltusunda fikirier söylediğini bUiyorum. Ancak şim- di veto etmekle iyi etmiş. Anaya- sa Mahkemesi'nin tekrar tekrar iptal ettiği bu yasayı çıkarmak hiçbir şekilde savunulamaz." lendirmeye rnüsail olması, iyi ni- yetle kullanılmış olması halinde dahi, uygulamada biiyiik yanılgı- lara neden olabilecektir. Nitekim görevine son verilen çok sayıda kamu görevlilerinin dunımu ince- lenmiş ve pekçoğunun sakıncalı olmadıgı anlaşılmıştır" deniliyor. Üniversite öğretim üyelerinûı görevlerinden alınması konusun- da sıkıyönetim komutanlanna ta- nınan yetkinin de tartışılması ge- rektiği belirtilen kararda bu konu- da şöyle deniliyor: "Anayasanın 130. maddesine göre öğretim elenıanlan üniversi- te dışında yetkili olan makamlar dışındaki makamlarca ne suretle olursa oisun görevden alınamaz. Bu açık düzenleme karsısında sı- kıyönetim komutanlarının yetki- sini onaylamak mümkün degil- dir." 1402 sayılı yasayla göre\'den al- manın, idari müracaat yolu ve ida- ri yargı yolu kapalı olduğu için iş meslek bakımından ayrım hakkın- daki 111 sayılı sözleşmenin 1 ve4. maddelerine aykırı olduğu da vur- , gulandı. Kriz nereye? (Baftamfı 1. Sayfada) re ve Selanik Başkonsoloslukların- dan birini ya da Atina Büyükel- çiliği maslahatgüzarı ve birin- ci müsteşan Deniz Bölükbaşı'nın "istenmeyen kişi" ilan etmesi du- rumunda Ankara'mn "eşit duzey- de bir karşüık vermesi" bekleni- yc-'. Atina'nın yeni ihraç karar- lan alması Ankara'yı Yunanis- tan'ın tzmir Başkonsolosu'nun ya da Ankara'daki Yunanistan Bü- yükelçüiği'nin bir yetkilisinin ül- keyi terk etmesini istemesine yol açabilecek. Bu durumda, 2 şubat- tan beri Türkiye'de bulunan Ati- na Büyükelçisi Göndüz Aktan'ın da "uzun bir süre geri dönmeyecegi" beürtiliyor. Ak- tan'ın Atina'daki görevinden uzak tutuhnası, diplomatik dılde, "Biz biiyukelçimizi gönderraiyo- rnz, siz de kendi büyükelçiniri merkeze çağınn"' diye anlaşılabi- lecek bir tutum. tlişkilerin kaderi açısından An- kara'nm belirleyici saydığı ikinci unsur, Batı Trakya'da dunımun sakinleşraesi sonrasmda, Türk azınlığa ait dükkân ve işyerlerine yapılan saldınlann neden olduğu maddi ve manevi hasar konusun- da Atina'mn yükümlülüğü kabul etmesi. Aynı çerçevede Doktor Sadık Ahmet ve Ibrahim Şerif hakkında verilen ceza karanrun bozulup bozulmayacaği da Anka- ra için büyük önem taşıyor. Ankara - Atina ilişkileri bugün Brilksel'de başlayacak AT Bakan- lar Konseyi toplantısından da et- kilenebilecek. trlanda Dışişleri Bakam Gerard Coüins başkanlı- ğmda yapüacak bu ilk toplantıda Türkiye'nin AT başvurusunun da ele alınacak olması dışişlerinin tüm dikkatıni Yunanlı bakana çe- virmesine yol açtı. Batı Trakya konusunda ise Türkiye'nin gerek Lozan Antlaş- ması gerekse AGİK sürecinin ken- disine verdiği hakları kullandığı- m vurgulayan yetküiler, " Azmhk- lar konusunda duyarlı olduklan- nı belirten AT bakanlannın, Ba- tı Trakya'daki olaylara gözlerini yummayacaklannı umuyoruz" diye görüş bildiriyorlar. Frances Benson STONAKER MEŞHUR MATEMATtKÇÎLER Olkemizde çok az yayın yapılan alanlardan birisi matemetik tarihidir.Ileri teknolejinin temelinde bulunan bilmin seyiı defterini aydınlatmak, gelecekteki bilimsel ve teknolojik ba^aıılara daiı oldukça gflvenilir biçimde kehanette bulunabillme imkanı sağlayacaktır.Burada tercümesi sunulan kitap, uygarhklara arsında bir seçme yapmayıp, Yunan'dan.islam dunyasmdan, Hindistan'dan ve modern çağ Avrupa'sından seçkin matemalikçilere yer verdiği için tercih edilmiştir. Kitap, yazannın da önsüzünde belirttiği gibi, profesyonel okuyucu için değil, henüz meslek seçimini yapmamış, taze dimağlar için, o r u öğreiim Öğvencileri için, büyük matematikçilerin kişilikleri, yasam tarzlan, dünya görüşleri esprili bir hikiyemsi üslupla anlatılarak özenti duygusu uyandırma amacıyla yazılrruşlır. 68 sf. Fiyatı: 3.000.- TL. Kazimierz ADJUKlEWtCZ FELSEFEYE GÎRİŞ TEMEL KAVRAMLAR VE KLRAMLAR Kitap yazarın görüşlerinin varlığını arka planda hissettirerek, bir dizi yanıtm savunuculuğunu yapmak yerine, okuyucu felsefede sorulan temel sorularla ve bu sorulara verilen yanıtlarla laruştırmayı amaçlamaktadır. Güçlü ve açık bir 'zihin kitabın her sayfasmda işbaşındadır. Kitap yalnızea anlaşılması oldukça kolay olan bir felsefeye giriş kitabı olmakla kalmayıp, okuyucuya bir kaç satır içinde bir arguman ya da öğretinin özüne nOfuz etme olanağı sağlayan olağandstü anlaşıhr bir eserdLr. 136 sf. 5250.-TL. PLATONUN FELSEFESt ÜZERtNE ARAŞTIRMALAR CtTI İDEALAR KURAMI Derleyen: Ahmel CEVİZCI Beş cilüik bir dizi halinde tasarlanan Platon'un Felsefesi Ozerine Arastırmalar'ın bu birinci cildi, hem platon felsefesi içinde ve hem de felsefe taıihinde büyük bir önemi olan, Platonik Idealar Kuramını çeşitli yönleriyle ele alıp incelemektedir. 160 sf. 5250.-TL PIATON PHAİDON Phaidon, hiç kuşkusuz, Platonik literatürün en büyük klâsiklerinden biridir. Bu, onun ele aldığı konular yanında, kurgusundan, trajik yapısında, Platon'un kullandığı yazım tekniğinden ve diyaloğun aynt zamanda bir sanat cseri oimasmdan kaynaklanmaktadır. Diyalog burada çoğunluk çileci, gözü dünya nimetlerine kapalı, ama olağanustü güzel ve şiirsel bir filozof resmi çizdikten başka, kendi idealar kuramını ilk kez olaıak sahneye çtkarmakta ve bununla ilgili olarak ontoloji ve bilgi kuramınuı kimi temel problemkrine el atmaktadu. 122 sf, 5250.-TL Dağıtım: İstanbul; Cumhuriyet Kitap Kulübü, Say, Arkadaş, Tiimda, Birleşik, İzrnir; tleri , Ankara; Dost, Adaş, tmge GÜNDOĞAN YAYINLARI Yön*tlm Y*rl: Baymdır'2 Sokak 61/2 - Kızılay/ANKARA Tel: 125 50 82 - 125 87 34 Yazışma Adr«sl: P.K. 271 YeTuşehir/ANKARA MUSTAFA KAMİL ZORTİ netekim"Rnyamda bir sincap gördnm. Kayserili oldağonn iddia etti... Lakin, Notekim, bir axa 'Zoıti findukye uşağnm' deyince, o vakit kendini de ele veımiş oldu. Rizeli veyahnt da Trabzonla oldnğn ortaya çıkb." (Ulaoıta Konuşması - 6^ B l f t f l O^ıtım: Istartul CEM MAT • 527 »1 53 W DM9IVI ArJıaıa UMŞ • 134 44 57 1990) KO>« ££>•*'n KAR AC AN AÇIKOCRETIM TESTLERIBU TESTIER ARA, FINftL <J£ BUTUNLEME SINAVLARINDON 100 TAM PUAN ALDI I 1. SINIF 1. KITAJ> • 1 SWF 2. KHAP 70b a n • Tmi Hukun ı » scn. ^ ıe Scsys Guv H « u ^ tSO Kn. * ngrtue ıM '50 sc 1 3. SMF 2. KITU> 3 5IMF 3 MTAP l 2. SIMIF 1 KİTAP hj kan« )M x n • KM t b a t 150 Scn 'tm r«n» D* I 150 xmt l 2- SINIF 2 KİTAP 'X • • 4, SMF2. KİTAP Q « SMF 3. KtTAP İSTEDİÖİNJZ KITABl B Ş£KÜNOE IŞAOETLEVEREK BELİRTİNİZ ADI SOYAD! . . .. ÖdtmtH teteme Adreâ SINIF-BÖLÜM : ADRES : NecatibeyCad.36/12-14 Kat. 6-7 S4hNye / ANKARA Tel: 231 03 31 - 231 44 51 NOT Hw KtOp 4.500 TU.'dir <KDV. OahM) Poauyia OdenMlı UvkJerde Aynca 2 000. TL. iık Poıta Pulu Gooöenlmrt*f TURKER ALKAN SÎYASAL BİLİNÇ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİM Siyasal bilincin gelişmesi nasü bir yol izler. Bu gclişmenin dinamikleri, etmenleri ve süreçleri nedir? Bu sorular, siyaset bilimi ile uğra^anların, felsefecilerin, toplumbilimcilerin, psikologlann ve nihayet pratik siyasete meraklı olanların lgisini çekmiştir, bu alanda bir çok görüş ileri sürulmüş. bir çok araştırma yapılmış, kuram geliştirilmişür. Bu kitapta, yapılmış çeşitli görgül araşürmalardan harekeüe genel bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmakta, aynca Türk gençliğinin siyasal bilincinin oluşmasında önemli bir rol oynamış olan Yurttaşlık Bilgisi ders kitaplannın içerik çözümlemesi yapılarak 1924-1969 arası dönemde verilmek stenen siyasal bilincin çeşitli boyutları irdelenmektedir. 400 sf. Fiyaü: 10.500.- TL. MATERYALİZMİN TARİHİ ve Günümüzdeki Anlamının Eleştirisi Cllt: I Başlangıçtan Kant'a kadar Friedrich Albert Lange Türkçesi Prof. Dr. Ahmet Arslan Demokritos, Empedokles, Aristippos, Protagoras, Sokrates, Platon, Arİstoteles, Epikuros, Lupretius, tbn • i Rüşt, Descartes, Gasserudi, Hobbes, Locke, Spinoza, De La Mettrie, D' Holbach, Leibniz 400 sf. Fiyatı: 16.800.- TL. GÜRSEL AYTAÇ EDEBİYAT YAZILARI I 472 sf. Fiyaü: 16.800.- TL. Dağıtım: tstanbul; Cumhuriyet Kitap Kulübü, Say, Arkadaş, Türnda, Birleşik, Izmir; tleri Ankara; Dost, Adaş, tmge GÜNDOĞAN YAYINLARI YSnatlm Y«rl: Bayındır 2 Sokak 61/2 - Kızılay/ANKARA Tel: 125 50 82 - 125 87 34 Yaaşma Adresl: P.K. 271 Yenişehir/ANKARA ŞUBAT1990SAV) 51 200CÜRAtKDVdaM) DAYAN1ŞMA / Memeı Fuaı PİSAGORAS1N IŞIKLI GÖLGESİ / Uğur Kökden ŞtİRtN K1YILARINDA I Mehmet H. Doğan YUNANİSTAN1N K1Y1 KENTLERİ / Cürhan Tümer BtR VtTRAY SERGİSİ' Ayfer Coşkun •İGVA": AŞİRET AYAKLANMALAR1 / Hüseyin Ferkad DOKUZ HAFTA PICASSO / Rebecca West AVUSTRALYA YERLİ ŞİİRİ / tpek-lzzet Göldeli GRAFtK SANAT / Üstün Akaç * UMUT İÇtN SENFONİ / Mehmet Serdar GÜNEŞİN EN ÜŞÜMEDİGİ YER / Aii Asker Barut Şiir: e.e. cummings, tskender Fikret Akdora, Ercüment Uçan. Nurer Uğurlu, Meıin Alnok, Ahmet Ada, Muslım Çelik, Mehmet Yafin, Oğuzhan Akay, Elif, Ali Asker Barut, Mete Özel, Mehmet Kök. Bu Sayıdaki Ressam: Pablo Picasso. Yanşma adresi: P.K. 158 80622 Levent-İstanbul "14 Ekim l9S8'de Eslinger kent'mde bir Bektaji gecesinde seyrelliğim se- mahı hâiâ untuamtyorum. llareketlerin armonisi, edası, semah dönenlerin renJdi ayuniarı, kaibe seslenen sazla deyişUri insanı ister istemez büyüie- mehedir." Anton Josepb Dieri tUıan Cem EKSEVEN ALEVILERDE SEMAHTüm kitapçılarda! EKİN Yaymları Isteme ve Dağıtım: Sümer Kftabevi, Tunalı Hilmi Cad 89/4 Tel. 167 23 18-127 48 53 Kavaklıdere-ANK. Ekin Kitabevi: Cumhuriyet Cad. 59/38 Tel: 170617 ADANA BABAM NURULLAH Meral ToUuoğlu 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. İÇİ SEVDA DOLU YOLCULUK Cahit Külebi 3000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağt Cad. 39-41 Cağaloğhı-Istanbul Ödemeii gönderilmez. TOPKAPI \ SARAYI'NDA J.B. Tavernier 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lsıanbul Ödemeli gönderilmez. G E L E N E Türkiye Solu: Karmaşık Bir Tabloyu Anlama Denemesi • Birlik Süreci İçin Durunı Saptaması • DevTİmci Durum ve Kivleler • Türkiye Kapiıalizminin Sorunlan • Krlz ve Devrim Dinamikleri • Türkiye'de Devrimci Demokrasi ve Radikalızm • Sosyalist Mücadele İnsanı ve Güncelliğin Dayattıkları 28, Sayı Çıktı s i y a s e t A V L I K 8 A Z E T E ݧçi sınıfı ve Türk-ݧ Genel Kurul Sonrası Gelişmeler Belgeler, Söyleşiler... Romanya'da Karjı Devrim ÖDlerin Yeniden İnşası Sosyalist Sistem Yok, Sosyalist Ülkeler Var ! Ccmal Nadir Sofc Hacı Faxb Oğlu Han
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle