21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 ŞUBAT 1990 *Sivil Toplıım', Siyasal Toplum Laiklik ve Demokrasi lOObini aşkın kişıTCK'nın 141.,142., ve 163. maddelerine gore sanık san- dalyesine oturtulmuş; 171 kişınin ışkence sonucu olduğu belgelerle kanıt- lanmış; kuşkulu olumlerın sayısı ıse 300'u aşmıştır. Şu anda, 644 cezaevınde 52 b'"n tutuklu ve hukumlu bulunmaktadır. Bunların yaklaşık beş bininin siyasal olduğu bildirilmektedir. 23 bin 667 dernek ıse faaliyetten alıkon- muştur. Prof. Dr. KEMÂLİ SAYBAŞILI I. Yetkeci Si\asal Sistem Son günlerde Turk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163 maddelerının kaldınlması >enıden ve cıddı ola- rak gundeme gelmıştır Bu, Turk demokrasısırun ge leceğı açısından son derece olumlu bır gınşım ola- rak değerlendınlmesı gereken bır gelışmedır Çun- ku sözkonusu maddeler valnızca sıvasal orgutlen- me>ı yasaklamamakia, duşunce ozgurluğunu de sı nırlandırmakta, >asaJ olarak kurulmuş dernek, sen- dıka ve partılerın bıle vargılanmalarına yol açabıl mektedır Orneğın, basından oğrendımi7e gore 1980 vılın dan 1987 >ılı sonuna kadar 141, 142 ve 163 mad delerden açılan davalarda, sıvıl mahkemelerde 15 bın, askerı mahkemelerde ıse 55 bıne yakın sanık yargılanmış, 163 madde>le ılgılı açılan davaların °7o7O'ı aklanmayla (beraatla) sonuçlanırken, 141 ve 142 maddelerle ılgılı yargılanmalarda sanıkların %70'ı cezalandınlmıştır Ozellıkle sıkıyonetım mah kemelerınde açılan davaların ^80'e yakın bolumu ıse 141,142 ve bunları ızleyen maddelere aykırı dav- ranıldığı suçlamalarına dayanmıştır. (Cumhurıjet, 15.2.1989) Yıne Cumhuriyet'tekı (12 12 1989) ınsan hakları konulu bır başka habere göre son on yılda 650 bın kışı gözaltına alınmış, bunların sonucunda 210 bın dava açılmıştır Sözkonusu dönemde 388 bın kışı- ye pasaport yasağı kopulmuş, 1402 sayılı Sıkıvone- tıra Yasası uyarınca, resmı açıklamalara gore 4891 kamu personelının ışıne son verılmış, 4509 kışı sür- gune göndenlrruştır Ancak ozel yasalardan kaynak- lanan uygulamalarla, bu sayının 50 bıne ulastığı da behmlmektedır 100 binı aşkın kışı TCK'nın 141, 142 \e 163 maddeterıne gore sanık sandalvesıne oturtulmuş, 171 kışının ışkence sonucu olduğu bel- gelerle kanıtlanmış, kuşkulu ölurnlenn sayısı ıse 300'u aşmıştır Şu anda, 644 cezaevınde 52 bın tu- tuklu ve hukumlu bulunmaktadır Bunların vakla- şjk beş bınının siyasal olduğu bildirilmektedir 23 bın 66"" dernek ıse faalıvetten alıkonmuştur Sanırım yukarıda kısaca ozetlenen haberler, ul- kemıan demokrası ve ınsan hakları konularında ba- zı sorunları bulunduğunu yeterı kadar ' açık ve seçık" bır şekıldegostermektedır Kend) vetkı alan- larına gıren konularda yuksek yargı organlarının de- mokrasıye sahıp çıkmış olduklarını gormuş olmak, demokrası bağlamında kuşkusuz son derece olumlu bır gelışmedır (Bu konudakı son ornekler şunlar dır (ı)Danışta> tçtıhadı Bırleştırme Kurulu görev lerıne son verılen ve sakıncaları henuz kaldırılma- van 1402'lıklerın gore\Ierıne donmesı gerektığıne karar vermıştır (ıı) Danıştay Idarı Dava Daıreler Kurulu, Guvenlık Soruşturması Yönetmelığf nı hu- kuka aykırı bulmuş ve ıptal etmıştır Umarım sıra, vasama organının da avnı çızgıyı ızlemesı ve 141, 142 ve 163 maddelerdekı değışıklık gırışımlennın verçevesını bıraz daha genış tutarak gerçek anlamıy- la parlamenter bır demokrası kurmasına gelmıştır II. "Sivil Toplum", Siyasal Toplum ve Laiklik Turkıye'de laiklik, "dın ve devlet ışlerının bırbı- rınden ayrılması" olarak tanımlanmaktadır Bu ta- nım ancak tanhsel anlamda doğrudur Çagdaş bir laiklik lanıraı şo>le olabılir: Dın ıle siyasetın bır- birlennden aynlmaları va da kutsal değerlerın sı yasal tartışmalara, surtuşmelere, g'derek çekışme lere ve sıvasal mucadelelere konu edılmemelerı Modern devletlenn kurulduğu donem olan XV I yuzyıldan oncekı donemde Avrupahlar kendılerı- nı Hırıstıvanlardan oluşan "evrensel" bır toplumun uyesı olarak goruyorlardı Iktıdar duzenının, do- lavasıyla kanun kovma yetkısının "Tanrısal" oldu- ğu uzennde genellıkle anlaşma vardı Bu toplum- sal vapıda "Kılıse Hukuk'u kamusal alanı belırler ken, "Feodal Hukuk" da "ozel' >a da "sıvıl" ala- nı belırlıvordu Vlodern devletlerın kralları kendı bölgelerınde "Tanrısal" bır hukumdarlık hakları olduğunu sa- vunmuşlar, ayrıca sozkonusu bu hakkın mutlak ol- duğunu ılerı surmuşlerdır Lıberal sıvasal ve eko- nomık duşuncenın savunduğu hak \e ozgurlukler ıseXVI yuzyıldan başlavıpgehşerek, "mutlakıyetçı devlet"m vetkılerıru sınırlandırmava vönelık bır mu cadelenın ana oğesını oluşturmuştur Bu mucade- lenın laık ve demokratık bır nıtelık alması, ancak, daha once "Tanrısal" olduğu genellıkle kabul edı len ıktıdarın kaynağının gıderek doğal haklarda aranmasından, toplumsal bır sozlesme ıle açıklan masından ve bunun çoğunlukça benımsenmesmden sonra olmuştur Bu çerçevede gelışen ve yaygınlık kazanan dogal haklar oğretisı ıle bırlıkte, kışısel nı- telik.li, "Tanrısal" kaynaklı \e mutlak bır hukum dar ıktıdannın yerını, halk egemenlıği ılkesı >e uj- gulaması almıştır Bovlehkle, ınsanların. salt ınsan olma nitelıkle- rının kendilenne verdiğı duşunulen dogal haklara davanarak sıyasal bir toplum oluşturduklan varsa- jılmış. temel amacın da doğal hak ve ozgurlukle- rın guvence altına alınması, gıderek gelıştırılmesı ne olanak sağlanması olduğu kabul edılmıştır Do- la>ısı>la, gundeme gelen amaç ıle bunun uvgulan maya geçırılmesı, dın ve "devlet" ışlerının bırbırın- den aynlmaları olmamıştır Temel amaç sıyaset su recırun, halk egemenlıği ılkesının sağladığı demok- ratık temelde ve yaJmzca doğal hak ve ozgurlukler bağlamında oluşmasıdır "Tanrısal" ya da dınsel de- ğerler, ınanç özgurluğunun sağladığı korumayla bır- lıkte, ancak bu laık, siyasal ve demokratık çerçeve- de ele alınmıştır Sözkonusu bu anlayışta "sıvıl toplum" kavramı, bıreysel duzeyde, kamusal alan'a karşı ozel alanı, dogal kışı hak ve ozgürluklerını esas alan bır hu- kuksal duzenle guvence altına almayı amaçlamak tadır Dolavısıvla, "sıvıl" sozcuğu henuz toplum- sal bır ıçerık taşımamaktadır "Sıvıl" ^ozcuğunun toplumsal bır ıçerıkle ele alınması, XIX. yuzvılda, once Hegel, sonraki donemde ıse Marx tarafından gerçekleştınlecektir. Gundeme gelen bu modern sivil toplum kavramı ıle bırlıkte, bire>, yıne hukuksal bır duzen çerçevesınde, fakat toplumsal konumu ıçın- de ıncelenmeye başlanacaktır Bundan sonraki do- nemde ıse konuva gıderek toplumsal ve ekonomık haklar <.e ozgurlukler egemen olacaktır III. Demokrasi Konuyu Turk sıvaset surecı açısından kısaca ele aldığımız takdırde şo>le bır değerlendırme vapıla- bılır Cumhurıyet vonetımı de Osmanlı Imparator- luğu'nun "şeriat" kaynaklı ve "askerı" desteklı ık- tıdar duzenı venne, halk egemenlıği ılkesı bağlamın- da, parlamenter demokrası amacını getırerek, laık ve demokratık bır hukuk devletını kurmayı amaç- lamıştır Cumhurıyet donemının parlamenter de- mokrası sınavında vok başarılı olduğunu sovlemek zordur Ancak Turkıve Cumhunyetı'nın laık olma- dığını iovlemek çok daha zordur, bılımsel temelı olan bır ıddıa da değıldır Ustelık, gunumuzdekı demokrası anlayışı, klasık demokrası kuramının uzennde durduğu siyasal hak ve ozgurluklerın yanında ve bunlara ek olarak, bır de ınsanların ekonomık durumlarını ıvıleştırmevı amaçlayan refah devleti ya da sosyal devlet anlavı- şının ozellıkle vurguladığı bazı ekonomik ve top- lumsal haklar kavramına, hattâ uygulamasına da- yanmaktadır. Kaldı kı demokratık hak ve ozgurlukler salt Cum- hurbaşkanı'nın "uç temel hurrıyet" dıyerek surek- lı uzennde durduğu "duşunce hurrıyetı", "evrensel anlamda dın ve vıcdan hurruyetı" ve "teşebbüs hur- nyetı"nden ıbaret değıldır Konu demokrası ıse bun- ların bır de siyasal boyutu bulunacaktır Siyasal ve toplumsal ıçenkli ozguriukler. Daha da onemlisı oz- gurluk yalnızca bir amaçür ve ancak demokratık bır siyasal sistem ıçınde gerceklestirilebılir Demok- rasinın ne olduğu ve ne olmadığı ıse klasık demok- rası anlayısının geiistırdiğı feisefede, ılkelerde ve ku- rumlarda somutlaşmıştır. Amaç, inanç ozgurlugu ise laik ve demokratık sıyaset araçtır. Avnı şekilde amaç duşunce ozgurlugu ıse araç yine demokrasi- dır. Demokrasi ise felsefesı, yasaları ve kurumları itibanyla, halk egeınenligi ilkesının somutlas- masıdır. EVET/HAYIR OK1AYAKBAL Okurken. . . SHP kurultayının duzensızlığıne bakınca ınsan 'böyle bır partı ıktıdara gelse ne yapabılır kı 9 ' dıye düşünuyon Daracık bır ka- pıdan gıren çıkan bellı değıl itış kakış Polısler, nerdeyse üye- ler kadar çok Kendımı zor dışarı artım oğle vaktı Sıkışıp kal- dım gelen gıden ınsan sellen arasında Neyse kı Izmır buromuz- dan sevgılı Tayyar yardıma koştu ve paltoyu sapkayı yıtırme- den kendımı sokakta buldum Ankara'da vakıt nasıl geçer? Ya sıgara bulutları arasında so- luk alamadan, kurultay konusmalarını ızleyeceksın, Baykalcı hız- bın çoşkulu yandaşlarının bağırmalannı dınleyeceksın, hazırla- nan tezgâhın çırkınlığını göreceksın ya da kendını otel odasına atıp huzur verıcı okuyanı mutlu kılıcı kıtaplar okuyacaksın Ben onceden bılmışım gıbı yanıma ıkı yenı kıtap almıştım Bı- rı Aydın Boysan'ın ' Yollarda"sı (Bas Yayınları) obüru de Can Ozan'ın "Polıtıkabesk 'ı Kurultay patırtısından kendımı kurtar- mak ıçın bu ıkı kıtabın evrenıne daldım Aydın Boysan yuksek bır mımar-yazardır Yazı yazıp yayımlamaya oldukça geç yaşta başlamş Ama-ktsa sürede kendm tanıtfı sevdırdt Bunda TV ekranında tatlı konuşmalar yapmasının da etkısı var Ama Boy- san'ın kalemı de guçlu Insan elıne aldığı yazısını okumadan bırakamıyor Bu gazete yazartığının önde gelen bır nıtelığıdır 'Yollarda ', yazarın son ıkı yılda çıktığı yurtdışı gezılerın ızle- nımlerını kapsıyor Doğrusu ıkı yılda az yer dolaşmamıs' Azor adalanndan Madeıra adalarından tutun da Macanstan'a Çe- koslovakya ya, Polonya'ya daha bırçok Avrupa ulkesıne yaptı- ğı gezılere aıt anılar, gözlemler ızlenımler Boysan lyı bır yol arkadaşı Okurken sız de onunla bırlıkte o güzel yerlerı gormuş gıbı oluyorsunuzu "Ben neler bılıyorum, bıldıklerımı de bakın ne guzel anlatıyorum' dıyen bır hava yok yazdıklannda Bır dost gıbı sıze ne gormuş ne duymuş neler öğrenmtş tatlı tatlı anlatıyor Boysan yanardağ atesınde balık pışırmış Bunu soyledığın- de kımse ınanmamış ya da bambaşka şeyler dûşünmuş, şöyle yazıyor "Bır mağara var Ağzına yaklaşır yaklaşmaz hemen uçurum peydahlanıyor Dıbı gorunmuyor Gıaen olmamış, olduysa bıle dönmemış Bu mağara ıçındek uçuruma bıraz yaklaşınca ın- sanı sıcak rüzgârlar yalıyor Bu hıçbır şey değıl Ama gunun 24 saatı ıçerden, durmak dınlenmek bılmeyen sesler gelıyor kı ın- sanın tuylerı dıken dıken oluyor Bu sesler tarıf edılmez notası yazılamaz Gumburtu, zırıltı sıren, vızlama, ıslık dızı, patlama, çıngıraklak, davullar, dudükler, homurtular 1 Yok yok benım dı- lım bunları anlatmaya yetmıyor Insanın kanı donuyor Olıveı- re'ya, soruyorum Bre bu nasıl ış 7 Bu sesler nereden gelıyor'' Gözlennı kısıp hınzır bır gulumsemeyle anlatıyor Elbet cehen- nemden Yanı bıraz once yedığımız mezelerı hangı ateşte pı- şırdık sanıyorsun 9 Cennette ates ne gezer' Elbet cehennem atesınde Yapma yahu desene kı orada da ya hey " Pofıtıkabesk'te ulkemızın onde gelen lıderlerıne aıt fıkralar var Bunların çoğu yakıştırma elbet Ama ne derler, hepsı o kışılere yakışıyor 1 Halkımız uretır boyle fıkraları Hakkında fıkra uretıl- meyen siyasal lıder var mıdır dunyada? Bızde ıse Ataturk dışın- da hemen butun başbakanlar devlet başkanları, bakanlar, partı lıderlerı ıçın turlu turlu gulunçlu fıkralar uydurulmus, daha doğ- rusu yakıştırılmıstır Can Ozan da Bılgı Yayınları'nda çıkan 'Po- lıtıkabesk te bunların bır bolumunü toplamış Hangısını yeğlersınız bılmem Istersenız hepsınden bırer fık- ra Once Sayın Kenan Evren den 'Evren'e cumhurbaşkanlığının son gunlerınde ne yapacağı- nı sormuşlar 'Çılıngırlık yapacağım' demış 'Nereden ıcap et- tı\ 'Vılayetlerımızı dolaşırken her yerde şehrın altın anahtarı ve- rılmıştı ya 67 tane anahtarım var Onları satsam yeter' Bu da Ozal ıçın "Ozal a Doğru söyle, Ataturk'ü sevıyor musunuz9 dıyesor muşlar 'Cok sevıyorum Hem Ataturk u kım sevmez kı 7 demış ve eklemış Yalnız ışte Şu padışahlık meselesı var ya ' Eee ne olmuş padışahlığa ' 'Şey, yanı dıyorum kı Bızden sonra kal- dırsaydı olmcLZ mıydı7 ' Bır tane de Sayın Inonu'den "Dıyarbakır'dan bır yurttasımız Inonu'ye kocaman bır karpuz yollamış Inonu buyuk bır bıcakla karpuzu ortadan ıkıye bolmuş Aaa, bır de bakmış karpuzun ıçınde cekırdek yok Hemen ha- ber yollayarak Dıyarbakırlıyı çağırtmış Sayın Dıyarbakırlı yurttaşım' demış Karpuz ıçın cok teşekkur ederım ama ıçın- den hıç cekırdek cıkmadı Çekırdeksız karpuz olur mu'7 ' Dıyar- bakırlı hınzırca gulmuş 'Olur olur demış Partı ıcı demokrası- sız demokrası olur da çekırdeksız karpuz neden olmasın ' Temrsenaryosunadikkat UYANAUI _ı işç% sınıfı ve sosyaitstferden başka hertesm ve ozellıkle toplumu yenıöen hizaya sokma hevesiıtennm tştne gelen eylemter demokrasi ve sosyalizm •.' rmjcsdefesfmn meşruiyettne götge duşvruyor j Prot Muammet Akscy un katılleri ianattk fslamcilardan Horzum çevresine ve devtetin ıçienne katiar uzanan genış tnr yefpaze tçinde argnmaktadır Geçmişte de boyie âegıt mıydf? Kımdt Karafakioğtu nun Conrerim Tutenffifin Kafaıtıa Takılanlar... Şimdi, eski TDK zamanında yapılıp da benim kafama takılan kimi sozcükler ve yazım kuralları üzerine burada sıralayacağım değinmelere yeni TDK, mal bulmuş mağribi gibi hiç sevinmesin. Onlar yeni sözcük türetmeyi değil, Osmanlıcaya donmeyi yeğledikleri için sözcük turetme konusunda bizim iç tartışmalarımıza burunlarını sokmazlarsa iyi olur. CEVDET KUDRET Bızler, eskı Turk Dıl Kurumu üyelerı. emır ve komuta zıncırı ıle bağlı olmadığımız ıçın bırbırımızın dıl konusundakı davranışlarını ve yaptıklarını, eğer ıçımıze sınmıjorsa, rahatlık- la eleştınr, hatta yererız Eleştırılıp yenlmeye ıçten ıçe kızsak bıle bunu önlemeyı duşunme- vız Atamayla ış başına gelen veru TDK uye- lerı, emır ve komuta dışında dtışunmeye alı- şık olmadıkları ıçın bunu anlayamaz Şımdı, eskı TDK zamanında yapılıp da benım kafa- ma takılan kımı sözcukler ve yazım kuralları uzenne burada siralayacağmı de|jnmelere yenı TDk, mal bulmuş mağrıbı gıbı hıç sevınme- sın Onlar yenı sözcük turetmeyı değıl, Osman- lıcaya dönmeyı yeğledikleri ıçın sozcuk turet- me konusunda bızım ıç tartışmalarımıza bu- runlarını sokmazlarsa iyi olur Bana aykın gelenler... Bana aykırı geldıklerı ıçın kafama takılan noktaları sıralayacağım 1- Duzyazı (nesır) Turetılen venı sözcukler arasında kafama en çok takılan, bana en ay- kırı gelen sözcük bu duzyazı sözcuğu "Nesır" karşılığı olarak turetılen bu sozcuğu nıçın >a- dırgadığımı anlatayım. a Sovlev, halk hıkâvesı, Nasrettın Hoca fık- rası vb gıbı sozlu edebıvat urünlen bu terı- mın dışında kalrnaktadır b Yazının bulunmasından once de her ulus- ta "nesır" vardı Halk, nazımla değıl, nesırle konuşurdu Ne var kı nesır, o dönemlerde sa- nattan sayılmadığı, bır de bellekte tutulması olanağı bulunmadığı ıçın ömekler bugüne kal- mamıştır Yıne de nesırle söylenmış kımı ata- sözlenmız, XI >uzyılda yazıya geçırıldığı ıçın, gunumuze kadar gelebılmıştır Bugunku dıle çevırerek bırkaç örnek aktarıyorum Tembele bulut yuk olur / Evdekı buzağı okuz olmaz- / tt ısırmaz, at tepmez deme / Çıfte kı/ıç kına sığmaz. / Yılan kendı eğrısını bümez, deve boynun eğrı der Bana aykırı geldığı ıçın hâlâ kullanarnadı- ğım duzvazı terımı ne yazık kı yaygınlaştı Hem sozlu hem de vazılı urünlen Iripsayacak başka bır terım bulunsa ıyı olur: Duzsoz vb. gıbı Halk yazınında, "nesır" karşılığı ola- rak saya sozcuğu yaşamaktadır, ne var kı sa- ya, hem yaygın olmadığı hem de "ayakkabı- nm ust yuzü" anlamına geldığı ıçın kullanı- lamaz 2- Uvak (kafıye) "Kafıye" kavramını kar- şılamak uzere, kurala uvgun olarak başanlı bır turetme olan uyak sozcuğunu de benımseyıp kullanamıyonım Ben, dıl konusunda, Zıya Gökalp'çıvım Gokalp, ' Halk dılınde Turkçe muterâdıfi (eşanlamlısı) bulunan yabançı söz- cüklen atmak"tan söz eder ve "muterâdif soz- lerden Turkçesini atmalı" der "Kafi>e" terımının, Turk halk edebıyatın- dakı karşılığı ayak'tır Turkçede zaten karşı lığı buiunan bır sözcük ıçın yenıden sözcük turetmeye kalkışmak, boşa harcanmış bır emektır 3- Orneğin (meselâ) Arapça "meselâ" söz- cuğunün de Türkçedekı karşılığı sozgelimi- dır (ya da sozgelişi) O bakımdan, Nurullah Aıaç'ın turettığı ornegin, başka \azarlann tu- rettığı örnekin, ornekse gıbı sözcüklen de kul- lanmak gereksızdır 4- Etkinlik (faalıyet) Eskı TDK'nm kapa- tılmadan once çıkardığı, Turk Dil Kurumu- nun Etkinlikleri adlı kıtapçıktan sonra yaygın- laşan bu sözcük de bana aykırı gelıyor Etki: "tesır", Etkin: "Muessır, tesırlı", El- kinlik: "Muessınyet, tesırlılık" demektır Nı- tekım, aşağıdakı ıkı haber yazısında, etkın söz- cüğü, "muessır, tesırlı, etkılı" anlamında kul- lanılmıştır ... Saharov'u, "tnsan Haklan'nın etkın savunucusu" olarak niteledi. ... VVeismann, 1979 Camp Davıd anlasma- sıyla sonuçlanan tanhı gonışmelerde etkın rol oynamıştı. Bu bakımdan, faaliyet kavramını da Turk- çede, etkinlik sözcuğu yerıne başka bır söz- cukle karşılamak gerekır Bu kavramı, çalış- ma sözcuğü ıle rahatça karşılayabılınz Ara lık ve ocak aylannda "Cumhurıyet" gazete- sınde çıkan yazılardan aldığım aşağıdakı ör- neklenn hepsınde etkinlik sözcuğü yerıne ça- lışma sözcuğu kullanılabılır TUBtTAK etkinliklerinin (çalışmaJannın) bilinuel değerlendinlmesi. ... Ataturk Kitaplıgı'mn kultur etkinlikleri (çahşmalan) kapsamında her perşembe so>- leşiler duzenleniyor. ... tnsan Haklan Dernegi tstanbul şubesi et- kinlikleri (çahşmalan) arasında yer alan... Vorotnikov, Saharov'un "toplumsal etkin- liklerinin (çalışmalannın) tum dunyada tak- dir edildıginı" vurguladı. tstanbul Fransız Kultur Merkezi'nde ocak ayı kultur etkinliklen (çalışmalan) kapsamın- da fiim gosterileri devam ediyor. Alman Kultur'de ocak etkinlikleri (çalışraa- ları) Birkaç yazım sorunu Kafama takılan uygulamaiar arasında bır- kaç da yaam (ımlâ) sorunu var 1- Çogu zaman, çogu kez (ekserıya), kimı zaman, kımı kez (bazen) Bu sözler Yeni Ya- zım Kılmuzu'nda yok, Turkce Sozluk'te de ba- ğımsız madde olarak değıl de çogu ve kımı maddelerının ıçınde gösterümış ve ıkışer söz- cuk halınde yazılmış Çogu kez, çogu zaman, kimi zaman (Turkçe SozJuk, 1983, s 255, 714) Böy lece, Arapçada tek sözcukle (eksenya, ba- zen) gösterılen bu kavramlar, Türkçede ayn a>rı yazılan ıkı sözcükie karşılanmı Ovsa bunları bıleşık sözcük gıbı yazıp da tek söz cuk halıne geunrsek (çoguzaman, çogukez, kı- mizaman, kimikez), aslına uvgunluk sağlamış oluruz Zaten, Yeni Yazım Kılavuzu'nda, bı- leşık sözcukler şoyle tanımlanır Bıleşik sözcukler, tek bir kavramı karşıla- mak ıçın ıki ya da daha çok sozcukten oluş- muş ogelerdir. Bunlar, tek bir sozcuk gibi kul- lanılırlar. (s 31) 6- Kafama en çok takılan vazım (ımlâ) so- runlarından bın de kımı sürelı vayınlarda ga- zete ve dergı adlanrun vazılışında "buyuk harf- ler"ın vanlış kullanılması Yenı Yazım Kılavuzu'nda belırtılen kural şoyledır Yasa, yapıt, kitap, dergi, gazete... adlannın her sozcuğu, buyuk harfle başlar Medeni Ka- nun. Turk Dilı, Varlık, Hurrijet vb Bu demektır kı bır dergı ya da gazetenın adı- nı meydana getıren sozcuklerın ılk harflen bu- yuk olacak "Milli Tetabbular Mecmuası, Turkiyal Mecmuası, Veni Mecmua, Kuçuk Mecmua, Milli Mecmua, Yenı Dergı, Cep Der- gisı, Felsefe Dergısı, Mılliyet Sanat Dergisi, Resmı Gazete, Resimli Gazete, Edebiyat Ga- zetesı, Sanat ve Edebıvat Gazetesı vb Mecmua, dergi ve gazete sözcuklerı surelı vayının adını mevdana getıren bır sözcük de- ğılse, o zaman bu sozcüklerın ılk harflen ku çuk harf olur Varlık dergisi, Yeditepe dergi- sı. Humvel gazetesı, Cumhuriyet gazetesi vb Ben, bır dergıye verdığım bır yazıda, "Hur- rivet gazetesinin", "Yaprak dergisınde" dıve yazmışım, bılgıç bır duzeltmen, bunlan, "Hur- rijet Gazetesinin", "Yaprak Dergisi'nde" dı- ye düzeltmış, gazetesı ve dergisi sözcuklerının eklerını de bırer kesme ışaretı ıle ayırmış Oy- sa, ancak özel adlara bağlanan ekler bırer kes- me ışaretı ıle ayrılır Söz konusu yanlış kullanım, ne yaak kı yay- gınlaştı Hatta Frenkçe gazetelenn adlanna ek- lenen gazete sözcuğu dahı, sankı o gazetenın adının bır parçası ımış gıbı, büyuk harfle ya- zıhyor ve kesme ışaretı ıle ayrüıyor Aşağıda- kı örneklen unlu bır gazeteden aldım Guneş Gazetesi'nde okuduğum bir habere gore... 9 Aralık 1989 tarihli Cumhuriyet Gazete- si'nde... ... SaJonun Hurrijet Gazetesi'ne (flhsis edil- rnesi nedemyle... Le Monde Gazetesi... tngıltere'de yavımlanan Guardıan Gazete- si'nin Moskova muhabiri... ABD'de vavımlanan VVashington Post Ga- zetesi'nın dunku haberine gore... ... Gursel, bır suredır Dailv News Gazetesi'n- de koşe vazılan vazmaktadır... TEŞEKKUR Tuncer Cucenoglu'nun >r azdığı, Necla Nazır, Yaman Okav. Hulva Aslan'ın oynadıklan ÇIKMAZ SOKAK adlı tıyatro ovunumuzun gostenmınde vakın ve sıcak ılgılennı esırgeme>- en Pendık Beledj>e Başkanı Sayın Burhan Koseoglu ıle yardımcısı Sn. Kemal Kuruoğlu'na, Sn. Nurten Dal'a, Sn. Ataol Behramoglu'na, Sn. Husevın Işık'a ve Sn Hamıde Ayan ıle Beykoz Beledıye Başkanı Sn. \v. Şevkel Arıkan ıle Sn. Ozkan Kaplan'a ve butun Beledıve Personehne teşekkur edenz IŞ1K TİVATROSU Her turlu Rez.: 158 46 52 Maşuklar Sok. No: 15 Beşıktaş AUSTRAL1AN ÜUSlNCSSCOLLhCıLS SIONEY PERTfl CANBERR* MELBOURNE ADEIAIOE AVUSTRALYA'DA İNGİLİZCE GENEL INGILIZCE-TURIZM-BILGISAYAR-YÖNETİCİLİK KURSLARI AVUSTRALYA AMERIKA INGILTERE UNIVERSITELERINE KESIN GlRIŞ EGITiMlNIZ SURESINCE PART T/ME ÇALISMA OLANAĞI TEK A$ (\, 362 39 59 IV X2 <0 96 BAÎDAT CAO NO 51O6 BOSTANCl ıS ^M/R IRTIBAT BUROSU li'j 3J 67 24 YOL KESENIRMAK Hıfzı V. Velidedeoğlu 2 bası 2000 lıra (KDV ıçınde) Çagdaf Yayınları Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Jslanbul Odemelı gonderUmez. ANMA Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'u saygıyla anıyoruz. Insan hakları savunucusu, çağdaş hukuk devletınm yılmaz savaşçısı, değerlı bilım adamı, onurlu insan, Prof. Dr. MUAMMER AKSOY, banş ve ozgurluk duşmanları tarafından öldurüldu. Son zamanlarda, yıne demokrasıyı sekteye uğratmak içın hazırlanan senaryolar karşısmda, kamuoyunu duyarlı ve bırhk olmaya davet ediyor, Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un öldurulmesıni şiddetle kınıyor ve yetkilılerden katillerın yakalanıp adalet önune çıkarılmasını talep ediyoruz. Aılesıne ve tum yurtsever ılencilere başsağlığı dilıyoruz. DİYARBAKIR BAROSl. DhARB4KIR-MARDtlS-SÖRT TABtPLER OD4SI, Dt\ARB\KIR tL BOLGE ECZACILAR ODASI, CVŞA4T Ml HE.NDİSLERÎ ODAS1 DÎYARB\KIR ŞUBESt. ZİRA4T HlHEM)tSLERt ODASI Dt>ARB4KIR ŞUBESİ. ELEKTRtk >fUHE>DlSLERt ODASI DtYARBAKIR BOLGE TEMStLCtLİCt. MAK^NE MlHENDtSLERt OD4SI DtYARBAKIR BOLGE TEMSİLCİLİĞ1. MtMARHR OD4SI DtYARBAKIR tL TEMStLCİLİCl, tlVSAN HAKLARI DER\EĞI DtYARBAKIR ŞLBESt CUMmJRİYET'TEN OKURLARA... OKAY GÖNENStS Eşek Bile... kşamın 730'u, tam eve gınyoruz kı telefon çalmaya başlıyor, karşıda Yalçın Bayer, üç sözcük- "Muammer Hoca'yı vurdular.. " "Uzaylılar Taksım'e ındı" dese belkı daha az şaşmrdık Gazeteye dönuyoruz. Gerçekten ınanması olanaksız bır durum Yaşamını hukukun ve parlamenter demokrasının ustunlüğüne adamış, kırk yıldır aralarında bızım de bulunduğumuz bınlerce oğrencısıne bu ılkelen aşılamak ıçin soluğunu tuketmekten çekınmemış olan Muammer Hoca'nın adı da teror kurbanlan Iıstesıne yazılıyordu IPI heyetıyle bırlıkte Varşova'da bulunan Hasan Cemal'ı bulduğumuzda, o da ınanmakta gûçlük çektı. Ne oluyoruz sorusu, herhalde o karanhk gecenın en çok yınelenen sorusu oldu Turkıye yenıden 12 Eylül sarmalına mı ıtılmek ıstenıyordu? Deneyımlı bır sıyaset ve devlet adamımız lyımser bır anekdot aktanyordu: "Eşek bıle eşeklığıyle aynı çamurda ıkı kez kayıp duşmez..." Pekı aynı çamurda yenıden kayıp düşmemenin yolu nedıf> 2 şubat tanhlı gazetemizin Cumhuriyet ımzalı başyazısı çözumü çok açık seçık koyuyordu: "Rejımın temel kurallarında uzlaşmış, sağlıklı bir dıyaloğa gırmış sorunları demokratık bır erken seçımın sonuçlarıyla çozmeye kararlı parlamenter tabloda olumsuzluk ve umutsuzluğa yer yoktur... 'Fıılı durum' ne olursa olsun, sorumlu olan hükumettır Adresi saşırmaktan sakınmalıyız. Bu ülkede teror, toplumu ayağa kaldıran bır 'cüretle' tırmanışa geçmışse, çaresinı ve çozümünü bulacak olan hükumettır Çare ıse elle tutulacak kadar somut görunuyor Turkıye'de yapılacak ılk ış, devlet yonetımını doğal kanallarına ve dengelerıne oturtmaktır Bunun ıçın de ılk önlem, hiç vakıt yıttrmeden bır erken seçıme gıtmektır " Muammer Hoca'nın ve Muammer hocalann kanını yerde bırakmayacak olan budur... • Cumhurıyet Kıtap Kulübü 1984 yılı başında kurulduğunda, üyelenni bılgılendırmek ıçın düzenli bir aylık katalog yayımlıyordu. Daha sonra bu katalog başka bir düzene geçti ve "Cerçeve" Oergisı doğdu 1984 ağustosunda aylık olarak yayımlanmaya başlayan ılk Cerçeve, daha çok bır bulten nıtelığındeydi 21 sayı böyle gıttıkten sonra bıçımı bıraz değiştı ve yıne küçük boy olarak 10 sayı daha surdü. Bu arada Kıtap Kulûbu de gelıştı, yenı gereksınımler ortaya çıktı ve yenı, büyük boy, guçlu bır kultur dergısı yoğunluğundakı Cerçeve ortaya çıktı 35 sayı sürdürdük bu Cerçeve'yı de Geçen yılın sonunda ıse bu bınkımı nasıl daha genış bır okur kıtlesıne yaygınlaştırabileceğımızı duşunmeye başladık ve sonunda karar çıktı Çerpeve Dergısı artık ışlevını doldurmuştu ve uyumaya çekılebılırdı. Cumhunyet Kıtap Kulübü uyelenne yenı bır bılgilenme düzenl » <- kurmalıydı ve Cumhuriyet Gazetesı artık haftalık bir kitap ekıne sahıp olmalıydı Cumhunyat Kıtap bu cumadan başlayarak her hafta Cumhurıyet'le bırlıkte okurlarımıza ulaşacak Cumhunyet Kıtap'ı, Çerçeve'y' olduğu gıbı Kultur Servısı Şefımız Celal Uster ıle Mürşit Balabanlılar yonetecekler. Bülent Erkmen'ın hazırladığı yenı grafık duzenı Nazan Tacer uygulayacak Bu arada Oktay Akbal, Samı Karaören, Alı Sırmen, CKK yönetıcısı Mehmet llkorur ve bızlenn de katıldığı genış bır danışma kurulu da tüm yayın ve duşunce dünyamızın Cumhunyet Kıtap'ın sayfalarına yansıması ıçın katkıda bulunacak 35 sayı yayımladığımız ve çok sevdığımız Çerpeve'/?//? uykuya yatmasına bıraz uzülduk, ama şımdılık başka çaremız yok. Cumhunyet Kıtap'ın çok onemlı bır boşluğu dolduracağına ve buyuk ılgı göreceğıne ınanıyoruz. * Izmır Büromuzda bir süredir haber şefi olarak görev yapan Mustafa Balbay'ın Ankara'ya atanmasıyla boşalan bu gorevı artık Barış Kudar arkadaşımız yürutecek Banş Kudar, okurlanmızın çok ıyı bıldığı gibi yıllardır Izmır Büromuzda her alanda habercılik yaptı, son donemde ıse daha çok ekonomı ustüne yoğunlaştı. Adana Büromuzda yenı göreve başlayan Çetin Yığenoğlu arkadaşımıza da daha önce kendı yürüttüğü haber şeflığı görevını Mehmet Aka üstlenerek yardımcı olacak Banş Kudar ve Mehmet Aka arkadaşlanmıza yenı gorevlerınde başarı dıliyoruz Değerlı hukukçu, bilım adamı ve demokrası savaşçısı Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un halk duşmanı güçlerce katledilmesını şiddetle kınıyor, demokrasıden yana guçlerı katıllenn açığa çıkartılrnası ve cezalandırılması için harekete geçmeye çağınyoruz TMMOB MADEN MITIENDİSLERİ ODASI ZOINGILDAK Ş13ESJ TMMOB ELEKTRİK MVH. ODASI ZONGLLDAK tL TEMStLCtUGt, TMMOB HARÎTA \E KADASTRO MLH. ODASI ZONGULDAK İL TEMStLClLlĞI. TMMOB JEOLOJİ MIH. ODASI ZONGLLDAK tL TEMSİLCtLlĞJ, TMMOB MAKİ3VE MIH. ODASI ZONGLLDAK tL TEMSİLCÜJĞ1, TMMOB ZtRAAT MUH. ODASI ZOINGILDAK tL TEMSİLCİLlGt Yaşamını insan onurunu korumaya adamış değerli hocamız Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'u yitirmenin sonsuz üzüntusu içerisinde tum Ataturkçülere başsağlıgı dilerız. İŞT. YÜK. TİCARET VE MARMARA ÜNtVERStTESİ Î.İ.B.F. MEZUNLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZt VE ŞUBELERİ CİMİTLER SERAMIK-HEYKEL Sureklı sunu, ogretı kodıye Cad 86 Kuzguncuk Tel 342 ?6 32 Wl 02 52 Demokrası, hukuk ve laık duşuncenın yılmaz savunucusu Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'a kurşuu sıkan karanlık guçlerı nefretle kınıyonız Anısı sonsuza dek yaşatılacaktır SERBEST MUHASEBECÎLER. SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAYİRLER ÎZMİR ODASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle