Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 ŞUBAT 1990
*Sivil Toplıım', Siyasal Toplum
Laiklik ve Demokrasi
lOObini aşkın kişıTCK'nın 141.,142., ve 163. maddelerine gore sanık san-
dalyesine oturtulmuş; 171 kişınin ışkence sonucu olduğu belgelerle kanıt-
lanmış; kuşkulu olumlerın sayısı ıse 300'u aşmıştır. Şu anda, 644 cezaevınde
52 b'"n tutuklu ve hukumlu bulunmaktadır. Bunların yaklaşık beş bininin
siyasal olduğu bildirilmektedir. 23 bin 667 dernek ıse faaliyetten alıkon-
muştur.
Prof. Dr. KEMÂLİ SAYBAŞILI
I. Yetkeci Si\asal Sistem
Son günlerde Turk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve
163 maddelerının kaldınlması >enıden ve cıddı ola-
rak gundeme gelmıştır Bu, Turk demokrasısırun ge
leceğı açısından son derece olumlu bır gınşım ola-
rak değerlendınlmesı gereken bır gelışmedır Çun-
ku sözkonusu maddeler valnızca sıvasal orgutlen-
me>ı yasaklamamakia, duşunce ozgurluğunu de sı
nırlandırmakta, >asaJ olarak kurulmuş dernek, sen-
dıka ve partılerın bıle vargılanmalarına yol açabıl
mektedır
Orneğın, basından oğrendımi7e gore 1980 vılın
dan 1987 >ılı sonuna kadar 141, 142 ve 163 mad
delerden açılan davalarda, sıvıl mahkemelerde 15
bın, askerı mahkemelerde ıse 55 bıne yakın sanık
yargılanmış, 163 madde>le ılgılı açılan davaların
°7o7O'ı aklanmayla (beraatla) sonuçlanırken, 141 ve
142 maddelerle ılgılı yargılanmalarda sanıkların
%70'ı cezalandınlmıştır Ozellıkle sıkıyonetım mah
kemelerınde açılan davaların ^80'e yakın bolumu
ıse 141,142 ve bunları ızleyen maddelere aykırı dav-
ranıldığı suçlamalarına dayanmıştır. (Cumhurıjet,
15.2.1989)
Yıne Cumhuriyet'tekı (12 12 1989) ınsan hakları
konulu bır başka habere göre son on yılda 650 bın
kışı gözaltına alınmış, bunların sonucunda 210 bın
dava açılmıştır Sözkonusu dönemde 388 bın kışı-
ye pasaport yasağı kopulmuş, 1402 sayılı Sıkıvone-
tıra Yasası uyarınca, resmı açıklamalara gore 4891
kamu personelının ışıne son verılmış, 4509 kışı sür-
gune göndenlrruştır Ancak ozel yasalardan kaynak-
lanan uygulamalarla, bu sayının 50 bıne ulastığı da
behmlmektedır 100 binı aşkın kışı TCK'nın 141,
142 \e 163 maddeterıne gore sanık sandalvesıne
oturtulmuş, 171 kışının ışkence sonucu olduğu bel-
gelerle kanıtlanmış, kuşkulu ölurnlenn sayısı ıse
300'u aşmıştır Şu anda, 644 cezaevınde 52 bın tu-
tuklu ve hukumlu bulunmaktadır Bunların vakla-
şjk beş bınının siyasal olduğu bildirilmektedir 23
bın 66"" dernek ıse faalıvetten alıkonmuştur
Sanırım yukarıda kısaca ozetlenen haberler, ul-
kemıan demokrası ve ınsan hakları konularında ba-
zı sorunları bulunduğunu yeterı kadar ' açık ve
seçık" bır şekıldegostermektedır Kend) vetkı alan-
larına gıren konularda yuksek yargı organlarının de-
mokrasıye sahıp çıkmış olduklarını gormuş olmak,
demokrası bağlamında kuşkusuz son derece olumlu
bır gelışmedır (Bu konudakı son ornekler şunlar
dır (ı)Danışta> tçtıhadı Bırleştırme Kurulu görev
lerıne son verılen ve sakıncaları henuz kaldırılma-
van 1402'lıklerın gore\Ierıne donmesı gerektığıne
karar vermıştır (ıı) Danıştay Idarı Dava Daıreler
Kurulu, Guvenlık Soruşturması Yönetmelığf nı hu-
kuka aykırı bulmuş ve ıptal etmıştır Umarım sıra,
vasama organının da avnı çızgıyı ızlemesı ve 141,
142 ve 163 maddelerdekı değışıklık gırışımlennın
verçevesını bıraz daha genış tutarak gerçek anlamıy-
la parlamenter bır demokrası kurmasına gelmıştır
II. "Sivil Toplum", Siyasal Toplum
ve Laiklik
Turkıye'de laiklik, "dın ve devlet ışlerının bırbı-
rınden ayrılması" olarak tanımlanmaktadır Bu ta-
nım ancak tanhsel anlamda doğrudur Çagdaş bir
laiklik lanıraı şo>le olabılir: Dın ıle siyasetın bır-
birlennden aynlmaları va da kutsal değerlerın sı
yasal tartışmalara, surtuşmelere, g'derek çekışme
lere ve sıvasal mucadelelere konu edılmemelerı
Modern devletlenn kurulduğu donem olan XV I
yuzyıldan oncekı donemde Avrupahlar kendılerı-
nı Hırıstıvanlardan oluşan "evrensel" bır toplumun
uyesı olarak goruyorlardı Iktıdar duzenının, do-
lavasıyla kanun kovma yetkısının "Tanrısal" oldu-
ğu uzennde genellıkle anlaşma vardı Bu toplum-
sal vapıda "Kılıse Hukuk'u kamusal alanı belırler
ken, "Feodal Hukuk" da "ozel' >a da "sıvıl" ala-
nı belırlıvordu
Vlodern devletlerın kralları kendı bölgelerınde
"Tanrısal" bır hukumdarlık hakları olduğunu sa-
vunmuşlar, ayrıca sozkonusu bu hakkın mutlak ol-
duğunu ılerı surmuşlerdır Lıberal sıvasal ve eko-
nomık duşuncenın savunduğu hak \e ozgurlukler
ıseXVI yuzyıldan başlavıpgehşerek, "mutlakıyetçı
devlet"m vetkılerıru sınırlandırmava vönelık bır mu
cadelenın ana oğesını oluşturmuştur Bu mucade-
lenın laık ve demokratık bır nıtelık alması, ancak,
daha once "Tanrısal" olduğu genellıkle kabul edı
len ıktıdarın kaynağının gıderek doğal haklarda
aranmasından, toplumsal bır sozlesme ıle açıklan
masından ve bunun çoğunlukça benımsenmesmden
sonra olmuştur Bu çerçevede gelışen ve yaygınlık
kazanan dogal haklar oğretisı ıle bırlıkte, kışısel nı-
telik.li, "Tanrısal" kaynaklı \e mutlak bır hukum
dar ıktıdannın yerını, halk egemenlıği ılkesı >e uj-
gulaması almıştır
Bovlehkle, ınsanların. salt ınsan olma nitelıkle-
rının kendilenne verdiğı duşunulen dogal haklara
davanarak sıyasal bir toplum oluşturduklan varsa-
jılmış. temel amacın da doğal hak ve ozgurlukle-
rın guvence altına alınması, gıderek gelıştırılmesı
ne olanak sağlanması olduğu kabul edılmıştır Do-
la>ısı>la, gundeme gelen amaç ıle bunun uvgulan
maya geçırılmesı, dın ve "devlet" ışlerının bırbırın-
den aynlmaları olmamıştır Temel amaç sıyaset su
recırun, halk egemenlıği ılkesının sağladığı demok-
ratık temelde ve yaJmzca doğal hak ve ozgurlukler
bağlamında oluşmasıdır "Tanrısal" ya da dınsel de-
ğerler, ınanç özgurluğunun sağladığı korumayla bır-
lıkte, ancak bu laık, siyasal ve demokratık çerçeve-
de ele alınmıştır
Sözkonusu bu anlayışta "sıvıl toplum" kavramı,
bıreysel duzeyde, kamusal alan'a karşı ozel alanı,
dogal kışı hak ve ozgürluklerını esas alan bır hu-
kuksal duzenle guvence altına almayı amaçlamak
tadır Dolavısıvla, "sıvıl" sozcuğu henuz toplum-
sal bır ıçerık taşımamaktadır "Sıvıl" ^ozcuğunun
toplumsal bır ıçerıkle ele alınması, XIX. yuzvılda,
once Hegel, sonraki donemde ıse Marx tarafından
gerçekleştınlecektir. Gundeme gelen bu modern sivil
toplum kavramı ıle bırlıkte, bire>, yıne hukuksal bır
duzen çerçevesınde, fakat toplumsal konumu ıçın-
de ıncelenmeye başlanacaktır Bundan sonraki do-
nemde ıse konuva gıderek toplumsal ve ekonomık
haklar <.e ozgurlukler egemen olacaktır
III. Demokrasi
Konuyu Turk sıvaset surecı açısından kısaca ele
aldığımız takdırde şo>le bır değerlendırme vapıla-
bılır Cumhurıyet vonetımı de Osmanlı Imparator-
luğu'nun "şeriat" kaynaklı ve "askerı" desteklı ık-
tıdar duzenı venne, halk egemenlıği ılkesı bağlamın-
da, parlamenter demokrası amacını getırerek, laık
ve demokratık bır hukuk devletını kurmayı amaç-
lamıştır Cumhurıyet donemının parlamenter de-
mokrası sınavında vok başarılı olduğunu sovlemek
zordur Ancak Turkıve Cumhunyetı'nın laık olma-
dığını iovlemek çok daha zordur, bılımsel temelı
olan bır ıddıa da değıldır
Ustelık, gunumuzdekı demokrası anlayışı, klasık
demokrası kuramının uzennde durduğu siyasal hak
ve ozgurluklerın yanında ve bunlara ek olarak, bır
de ınsanların ekonomık durumlarını ıvıleştırmevı
amaçlayan refah devleti ya da sosyal devlet anlavı-
şının ozellıkle vurguladığı bazı ekonomik ve top-
lumsal haklar kavramına, hattâ uygulamasına da-
yanmaktadır.
Kaldı kı demokratık hak ve ozgurlukler salt Cum-
hurbaşkanı'nın "uç temel hurrıyet" dıyerek surek-
lı uzennde durduğu "duşunce hurrıyetı", "evrensel
anlamda dın ve vıcdan hurruyetı" ve "teşebbüs hur-
nyetı"nden ıbaret değıldır Konu demokrası ıse bun-
ların bır de siyasal boyutu bulunacaktır Siyasal ve
toplumsal ıçenkli ozguriukler. Daha da onemlisı oz-
gurluk yalnızca bir amaçür ve ancak demokratık
bır siyasal sistem ıçınde gerceklestirilebılir Demok-
rasinın ne olduğu ve ne olmadığı ıse klasık demok-
rası anlayısının geiistırdiğı feisefede, ılkelerde ve ku-
rumlarda somutlaşmıştır. Amaç, inanç ozgurlugu
ise laik ve demokratık sıyaset araçtır. Avnı şekilde
amaç duşunce ozgurlugu ıse araç yine demokrasi-
dır. Demokrasi ise felsefesı, yasaları ve kurumları
itibanyla, halk egeınenligi ilkesının somutlas-
masıdır.
EVET/HAYIR
OK1AYAKBAL
Okurken. . .
SHP kurultayının duzensızlığıne bakınca ınsan 'böyle bır partı
ıktıdara gelse ne yapabılır kı
9
' dıye düşünuyon Daracık bır ka-
pıdan gıren çıkan bellı değıl itış kakış Polısler, nerdeyse üye-
ler kadar çok Kendımı zor dışarı artım oğle vaktı Sıkışıp kal-
dım gelen gıden ınsan sellen arasında Neyse kı Izmır buromuz-
dan sevgılı Tayyar yardıma koştu ve paltoyu sapkayı yıtırme-
den kendımı sokakta buldum
Ankara'da vakıt nasıl geçer? Ya sıgara bulutları arasında so-
luk alamadan, kurultay konusmalarını ızleyeceksın, Baykalcı hız-
bın çoşkulu yandaşlarının bağırmalannı dınleyeceksın, hazırla-
nan tezgâhın çırkınlığını göreceksın ya da kendını otel odasına
atıp huzur verıcı okuyanı mutlu kılıcı kıtaplar okuyacaksın
Ben onceden bılmışım gıbı yanıma ıkı yenı kıtap almıştım Bı-
rı Aydın Boysan'ın ' Yollarda"sı (Bas Yayınları) obüru de Can
Ozan'ın "Polıtıkabesk 'ı Kurultay patırtısından kendımı kurtar-
mak ıçın bu ıkı kıtabın evrenıne daldım Aydın Boysan yuksek
bır mımar-yazardır Yazı yazıp yayımlamaya oldukça geç yaşta
başlamş Ama-ktsa sürede kendm tanıtfı sevdırdt Bunda TV
ekranında tatlı konuşmalar yapmasının da etkısı var Ama Boy-
san'ın kalemı de guçlu Insan elıne aldığı yazısını okumadan
bırakamıyor Bu gazete yazartığının önde gelen bır nıtelığıdır
'Yollarda ', yazarın son ıkı yılda çıktığı yurtdışı gezılerın ızle-
nımlerını kapsıyor Doğrusu ıkı yılda az yer dolaşmamıs' Azor
adalanndan Madeıra adalarından tutun da Macanstan'a Çe-
koslovakya ya, Polonya'ya daha bırçok Avrupa ulkesıne yaptı-
ğı gezılere aıt anılar, gözlemler ızlenımler
Boysan lyı bır yol arkadaşı Okurken sız de onunla bırlıkte
o güzel yerlerı gormuş gıbı oluyorsunuzu "Ben neler bılıyorum,
bıldıklerımı de bakın ne guzel anlatıyorum' dıyen bır hava yok
yazdıklannda Bır dost gıbı sıze ne gormuş ne duymuş neler
öğrenmtş tatlı tatlı anlatıyor
Boysan yanardağ atesınde balık pışırmış Bunu soyledığın-
de kımse ınanmamış ya da bambaşka şeyler dûşünmuş, şöyle
yazıyor
"Bır mağara var Ağzına yaklaşır yaklaşmaz hemen uçurum
peydahlanıyor Dıbı gorunmuyor Gıaen olmamış, olduysa bıle
dönmemış Bu mağara ıçındek uçuruma bıraz yaklaşınca ın-
sanı sıcak rüzgârlar yalıyor Bu hıçbır şey değıl Ama gunun 24
saatı ıçerden, durmak dınlenmek bılmeyen sesler gelıyor kı ın-
sanın tuylerı dıken dıken oluyor Bu sesler tarıf edılmez notası
yazılamaz Gumburtu, zırıltı sıren, vızlama, ıslık dızı, patlama,
çıngıraklak, davullar, dudükler, homurtular
1
Yok yok benım dı-
lım bunları anlatmaya yetmıyor Insanın kanı donuyor Olıveı-
re'ya, soruyorum Bre bu nasıl ış
7
Bu sesler nereden gelıyor''
Gözlennı kısıp hınzır bır gulumsemeyle anlatıyor Elbet cehen-
nemden Yanı bıraz once yedığımız mezelerı hangı ateşte pı-
şırdık sanıyorsun
9
Cennette ates ne gezer' Elbet cehennem
atesınde Yapma yahu desene kı orada da ya hey "
Pofıtıkabesk'te ulkemızın onde gelen lıderlerıne aıt fıkralar var
Bunların çoğu yakıştırma elbet Ama ne derler, hepsı o kışılere
yakışıyor
1
Halkımız uretır boyle fıkraları Hakkında fıkra uretıl-
meyen siyasal lıder var mıdır dunyada?
Bızde ıse Ataturk dışın-
da hemen butun başbakanlar devlet başkanları, bakanlar, partı
lıderlerı ıçın turlu turlu gulunçlu fıkralar uydurulmus, daha doğ-
rusu yakıştırılmıstır Can Ozan da Bılgı Yayınları'nda çıkan 'Po-
lıtıkabesk te bunların bır bolumunü toplamış
Hangısını yeğlersınız bılmem Istersenız hepsınden bırer fık-
ra Once Sayın Kenan Evren den
'Evren'e cumhurbaşkanlığının son gunlerınde ne yapacağı-
nı sormuşlar 'Çılıngırlık yapacağım' demış 'Nereden ıcap et-
tı\ 'Vılayetlerımızı dolaşırken her yerde şehrın altın anahtarı ve-
rılmıştı ya 67 tane anahtarım var Onları satsam yeter'
Bu da Ozal ıçın
"Ozal a Doğru söyle, Ataturk'ü sevıyor musunuz9
dıyesor
muşlar 'Cok sevıyorum Hem Ataturk u kım sevmez kı
7
demış
ve eklemış Yalnız ışte Şu padışahlık meselesı var ya ' Eee
ne olmuş padışahlığa ' 'Şey, yanı dıyorum kı Bızden sonra kal-
dırsaydı olmcLZ mıydı7
'
Bır tane de Sayın Inonu'den
"Dıyarbakır'dan bır yurttasımız Inonu'ye kocaman bır karpuz
yollamış Inonu buyuk bır bıcakla karpuzu ortadan ıkıye bolmuş
Aaa, bır de bakmış karpuzun ıçınde cekırdek yok Hemen ha-
ber yollayarak Dıyarbakırlıyı çağırtmış Sayın Dıyarbakırlı
yurttaşım' demış Karpuz ıçın cok teşekkur ederım ama ıçın-
den hıç cekırdek cıkmadı Çekırdeksız karpuz olur mu'7
' Dıyar-
bakırlı hınzırca gulmuş 'Olur olur demış Partı ıcı demokrası-
sız demokrası olur da çekırdeksız karpuz neden olmasın '
Temrsenaryosunadikkat
UYANAUI
_ı işç% sınıfı ve sosyaitstferden başka
hertesm ve ozellıkle toplumu yenıöen
hizaya sokma hevesiıtennm tştne
gelen eylemter demokrasi ve sosyalizm
•.' rmjcsdefesfmn meşruiyettne götge
duşvruyor
j Prot Muammet Akscy un katılleri ianattk
fslamcilardan Horzum çevresine ve
devtetin ıçienne katiar uzanan genış tnr
yefpaze tçinde argnmaktadır Geçmişte
de boyie âegıt mıydf? Kımdt
Karafakioğtu nun Conrerim Tutenffifin
Kafaıtıa Takılanlar...
Şimdi, eski TDK zamanında yapılıp da benim kafama takılan
kimi sozcükler ve yazım kuralları üzerine burada
sıralayacağım değinmelere yeni TDK, mal bulmuş mağribi gibi
hiç sevinmesin. Onlar yeni sözcük türetmeyi değil,
Osmanlıcaya donmeyi yeğledikleri için sözcük turetme
konusunda bizim iç tartışmalarımıza burunlarını sokmazlarsa
iyi olur.
CEVDET KUDRET
Bızler, eskı Turk Dıl Kurumu üyelerı. emır
ve komuta zıncırı ıle bağlı olmadığımız ıçın
bırbırımızın dıl konusundakı davranışlarını ve
yaptıklarını, eğer ıçımıze sınmıjorsa, rahatlık-
la eleştınr, hatta yererız Eleştırılıp yenlmeye
ıçten ıçe kızsak bıle bunu önlemeyı duşunme-
vız Atamayla ış başına gelen veru TDK uye-
lerı, emır ve komuta dışında dtışunmeye alı-
şık olmadıkları ıçın bunu anlayamaz Şımdı,
eskı TDK zamanında yapılıp da benım kafa-
ma takılan kımı sözcukler ve yazım kuralları
uzenne burada siralayacağmı de|jnmelere yenı
TDk, mal bulmuş mağrıbı gıbı hıç sevınme-
sın Onlar yenı sözcük turetmeyı değıl, Osman-
lıcaya dönmeyı yeğledikleri ıçın sozcuk turet-
me konusunda bızım ıç tartışmalarımıza bu-
runlarını sokmazlarsa iyi olur
Bana aykın gelenler...
Bana aykırı geldıklerı ıçın kafama takılan
noktaları sıralayacağım
1- Duzyazı (nesır) Turetılen venı sözcukler
arasında kafama en çok takılan, bana en ay-
kırı gelen sözcük bu duzyazı sözcuğu "Nesır"
karşılığı olarak turetılen bu sozcuğu nıçın >a-
dırgadığımı anlatayım.
a Sovlev, halk hıkâvesı, Nasrettın Hoca fık-
rası vb gıbı sozlu edebıvat urünlen bu terı-
mın dışında kalrnaktadır
b Yazının bulunmasından once de her ulus-
ta "nesır" vardı Halk, nazımla değıl, nesırle
konuşurdu Ne var kı nesır, o dönemlerde sa-
nattan sayılmadığı, bır de bellekte tutulması
olanağı bulunmadığı ıçın ömekler bugüne kal-
mamıştır Yıne de nesırle söylenmış kımı ata-
sözlenmız, XI >uzyılda yazıya geçırıldığı ıçın,
gunumuze kadar gelebılmıştır Bugunku dıle
çevırerek bırkaç örnek aktarıyorum
Tembele bulut yuk olur / Evdekı buzağı
okuz olmaz- / tt ısırmaz, at tepmez deme /
Çıfte kı/ıç kına sığmaz. / Yılan kendı eğrısını
bümez, deve boynun eğrı der
Bana aykırı geldığı ıçın hâlâ kullanarnadı-
ğım duzvazı terımı ne yazık kı yaygınlaştı
Hem sozlu hem de vazılı urünlen Iripsayacak
başka bır terım bulunsa ıyı olur: Duzsoz vb.
gıbı Halk yazınında, "nesır" karşılığı ola-
rak saya sozcuğu yaşamaktadır, ne var kı sa-
ya, hem yaygın olmadığı hem de "ayakkabı-
nm ust yuzü" anlamına geldığı ıçın kullanı-
lamaz
2- Uvak (kafıye) "Kafıye" kavramını kar-
şılamak uzere, kurala uvgun olarak başanlı bır
turetme olan uyak sozcuğunu de benımseyıp
kullanamıyonım Ben, dıl konusunda, Zıya
Gökalp'çıvım Gokalp, ' Halk dılınde Turkçe
muterâdıfi (eşanlamlısı) bulunan yabançı söz-
cüklen atmak"tan söz eder ve "muterâdif soz-
lerden Turkçesini atmalı" der
"Kafi>e" terımının, Turk halk edebıyatın-
dakı karşılığı ayak'tır Turkçede zaten karşı
lığı buiunan bır sözcük ıçın yenıden sözcük
turetmeye kalkışmak, boşa harcanmış bır
emektır
3- Orneğin (meselâ) Arapça "meselâ" söz-
cuğunün de Türkçedekı karşılığı sozgelimi-
dır (ya da sozgelişi) O bakımdan, Nurullah
Aıaç'ın turettığı ornegin, başka \azarlann tu-
rettığı örnekin, ornekse gıbı sözcüklen de kul-
lanmak gereksızdır
4- Etkinlik (faalıyet) Eskı TDK'nm kapa-
tılmadan once çıkardığı, Turk Dil Kurumu-
nun Etkinlikleri adlı kıtapçıktan sonra yaygın-
laşan bu sözcük de bana aykırı gelıyor
Etki: "tesır", Etkin: "Muessır, tesırlı", El-
kinlik: "Muessınyet, tesırlılık" demektır Nı-
tekım, aşağıdakı ıkı haber yazısında, etkın söz-
cüğü, "muessır, tesırlı, etkılı" anlamında kul-
lanılmıştır
... Saharov'u, "tnsan Haklan'nın etkın
savunucusu" olarak niteledi.
... VVeismann, 1979 Camp Davıd anlasma-
sıyla sonuçlanan tanhı gonışmelerde etkın rol
oynamıştı.
Bu bakımdan, faaliyet kavramını da Turk-
çede, etkinlik sözcuğu yerıne başka bır söz-
cukle karşılamak gerekır Bu kavramı, çalış-
ma sözcuğü ıle rahatça karşılayabılınz Ara
lık ve ocak aylannda "Cumhurıyet" gazete-
sınde çıkan yazılardan aldığım aşağıdakı ör-
neklenn hepsınde etkinlik sözcuğü yerıne ça-
lışma sözcuğu kullanılabılır
TUBtTAK etkinliklerinin (çalışmaJannın)
bilinuel değerlendinlmesi.
... Ataturk Kitaplıgı'mn kultur etkinlikleri
(çahşmalan) kapsamında her perşembe so>-
leşiler duzenleniyor.
... tnsan Haklan Dernegi tstanbul şubesi et-
kinlikleri (çahşmalan) arasında yer alan...
Vorotnikov, Saharov'un "toplumsal etkin-
liklerinin (çalışmalannın) tum dunyada tak-
dir edildıginı" vurguladı.
tstanbul Fransız Kultur Merkezi'nde ocak
ayı kultur etkinliklen (çalışmalan) kapsamın-
da fiim gosterileri devam ediyor.
Alman Kultur'de ocak etkinlikleri (çalışraa-
ları)
Birkaç yazım sorunu
Kafama takılan uygulamaiar arasında bır-
kaç da yaam (ımlâ) sorunu var
1- Çogu zaman, çogu kez (ekserıya), kimı
zaman, kımı kez (bazen) Bu sözler Yeni Ya-
zım Kılmuzu'nda yok, Turkce Sozluk'te de ba-
ğımsız madde olarak değıl de çogu ve kımı
maddelerının ıçınde gösterümış ve ıkışer söz-
cuk halınde yazılmış Çogu kez, çogu zaman,
kimi zaman (Turkçe SozJuk, 1983, s 255, 714)
Böy lece, Arapçada tek sözcukle (eksenya, ba-
zen) gösterılen bu kavramlar, Türkçede ayn
a>rı yazılan ıkı sözcükie karşılanmı Ovsa
bunları bıleşık sözcük gıbı yazıp da tek söz
cuk halıne geunrsek (çoguzaman, çogukez, kı-
mizaman, kimikez), aslına uvgunluk sağlamış
oluruz Zaten, Yeni Yazım Kılavuzu'nda, bı-
leşık sözcukler şoyle tanımlanır
Bıleşik sözcukler, tek bir kavramı karşıla-
mak ıçın ıki ya da daha çok sozcukten oluş-
muş ogelerdir. Bunlar, tek bir sozcuk gibi kul-
lanılırlar. (s 31)
6- Kafama en çok takılan vazım (ımlâ) so-
runlarından bın de kımı sürelı vayınlarda ga-
zete ve dergı adlanrun vazılışında "buyuk harf-
ler"ın vanlış kullanılması
Yenı Yazım Kılavuzu'nda belırtılen kural
şoyledır
Yasa, yapıt, kitap, dergi, gazete... adlannın
her sozcuğu, buyuk harfle başlar Medeni Ka-
nun. Turk Dilı, Varlık, Hurrijet vb
Bu demektır kı bır dergı ya da gazetenın adı-
nı meydana getıren sozcuklerın ılk harflen bu-
yuk olacak "Milli Tetabbular Mecmuası,
Turkiyal Mecmuası, Veni Mecmua, Kuçuk
Mecmua, Milli Mecmua, Yenı Dergı, Cep Der-
gisı, Felsefe Dergısı, Mılliyet Sanat Dergisi,
Resmı Gazete, Resimli Gazete, Edebiyat Ga-
zetesı, Sanat ve Edebıvat Gazetesı vb
Mecmua, dergi ve gazete sözcuklerı surelı
vayının adını mevdana getıren bır sözcük de-
ğılse, o zaman bu sozcüklerın ılk harflen ku
çuk harf olur Varlık dergisi, Yeditepe dergi-
sı. Humvel gazetesı, Cumhuriyet gazetesi vb
Ben, bır dergıye verdığım bır yazıda, "Hur-
rivet gazetesinin", "Yaprak dergisınde" dıve
yazmışım, bılgıç bır duzeltmen, bunlan, "Hur-
rijet Gazetesinin", "Yaprak Dergisi'nde" dı-
ye düzeltmış, gazetesı ve dergisi sözcuklerının
eklerını de bırer kesme ışaretı ıle ayırmış Oy-
sa, ancak özel adlara bağlanan ekler bırer kes-
me ışaretı ıle ayrılır
Söz konusu yanlış kullanım, ne yaak kı yay-
gınlaştı Hatta Frenkçe gazetelenn adlanna ek-
lenen gazete sözcuğu dahı, sankı o gazetenın
adının bır parçası ımış gıbı, büyuk harfle ya-
zıhyor ve kesme ışaretı ıle ayrüıyor Aşağıda-
kı örneklen unlu bır gazeteden aldım
Guneş Gazetesi'nde okuduğum bir habere
gore...
9 Aralık 1989 tarihli Cumhuriyet Gazete-
si'nde...
... SaJonun Hurrijet Gazetesi'ne (flhsis edil-
rnesi nedemyle...
Le Monde Gazetesi...
tngıltere'de yavımlanan Guardıan Gazete-
si'nin Moskova muhabiri...
ABD'de vavımlanan VVashington Post Ga-
zetesi'nın dunku haberine gore...
... Gursel, bır suredır Dailv News Gazetesi'n-
de koşe vazılan vazmaktadır...
TEŞEKKUR
Tuncer Cucenoglu'nun >r
azdığı, Necla Nazır, Yaman Okav. Hulva
Aslan'ın oynadıklan ÇIKMAZ SOKAK adlı tıyatro ovunumuzun
gostenmınde vakın ve sıcak ılgılennı esırgeme>-
en Pendık Beledj>e
Başkanı Sayın Burhan Koseoglu ıle yardımcısı Sn. Kemal
Kuruoğlu'na, Sn. Nurten Dal'a, Sn. Ataol Behramoglu'na, Sn.
Husevın Işık'a ve Sn Hamıde Ayan ıle Beykoz Beledıye Başkanı
Sn. \v. Şevkel Arıkan ıle Sn. Ozkan Kaplan'a ve butun Beledıve
Personehne teşekkur edenz
IŞ1K TİVATROSU
Her turlu Rez.: 158 46 52
Maşuklar Sok. No: 15 Beşıktaş
AUSTRAL1AN ÜUSlNCSSCOLLhCıLS
SIONEY PERTfl CANBERR* MELBOURNE ADEIAIOE
AVUSTRALYA'DA İNGİLİZCE
GENEL INGILIZCE-TURIZM-BILGISAYAR-YÖNETİCİLİK KURSLARI
AVUSTRALYA AMERIKA INGILTERE UNIVERSITELERINE KESIN GlRIŞ
EGITiMlNIZ SURESINCE PART T/ME ÇALISMA OLANAĞI
TEK A$ (\, 362 39 59 IV X2 <0 96
BAÎDAT CAO NO 51O6 BOSTANCl ıS
^M/R IRTIBAT BUROSU li'j 3J 67 24
YOL KESENIRMAK
Hıfzı V. Velidedeoğlu
2 bası 2000 lıra (KDV ıçınde)
Çagdaf Yayınları Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Jslanbul
Odemelı gonderUmez.
ANMA
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'u
saygıyla anıyoruz. Insan hakları savunucusu,
çağdaş hukuk devletınm yılmaz savaşçısı, değerlı
bilım adamı, onurlu insan, Prof. Dr. MUAMMER
AKSOY, banş ve ozgurluk duşmanları tarafından
öldurüldu. Son zamanlarda, yıne demokrasıyı
sekteye uğratmak içın hazırlanan senaryolar
karşısmda, kamuoyunu duyarlı ve bırhk olmaya
davet ediyor, Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un
öldurulmesıni şiddetle kınıyor ve yetkilılerden
katillerın yakalanıp adalet önune çıkarılmasını
talep ediyoruz. Aılesıne ve tum yurtsever ılencilere
başsağlığı dilıyoruz.
DİYARBAKIR BAROSl. DhARB4KIR-MARDtlS-SÖRT
TABtPLER OD4SI, Dt\ARB\KIR tL BOLGE ECZACILAR
ODASI, CVŞA4T Ml HE.NDİSLERÎ ODAS1 DÎYARB\KIR
ŞUBESt. ZİRA4T HlHEM)tSLERt ODASI Dt>ARB4KIR
ŞUBESİ. ELEKTRtk >fUHE>DlSLERt ODASI DtYARBAKIR
BOLGE TEMStLCtLİCt. MAK^NE MlHENDtSLERt OD4SI
DtYARBAKIR BOLGE TEMSİLCİLİĞ1. MtMARHR OD4SI
DtYARBAKIR tL TEMStLCİLİCl, tlVSAN HAKLARI
DER\EĞI DtYARBAKIR ŞLBESt
CUMmJRİYET'TEN
OKURLARA...
OKAY GÖNENStS
Eşek Bile...
kşamın 730'u, tam eve gınyoruz kı telefon çalmaya
başlıyor, karşıda Yalçın Bayer, üç sözcük-
"Muammer Hoca'yı vurdular.. " "Uzaylılar Taksım'e ındı"
dese belkı daha az şaşmrdık Gazeteye dönuyoruz.
Gerçekten ınanması olanaksız bır durum Yaşamını
hukukun ve parlamenter demokrasının ustunlüğüne
adamış, kırk yıldır aralarında bızım de bulunduğumuz
bınlerce oğrencısıne bu ılkelen aşılamak ıçin soluğunu
tuketmekten çekınmemış olan Muammer Hoca'nın adı
da teror kurbanlan Iıstesıne yazılıyordu IPI heyetıyle
bırlıkte Varşova'da bulunan Hasan Cemal'ı
bulduğumuzda, o da ınanmakta gûçlük çektı. Ne
oluyoruz sorusu, herhalde o karanhk gecenın en çok
yınelenen sorusu oldu Turkıye yenıden 12 Eylül
sarmalına mı ıtılmek ıstenıyordu? Deneyımlı bır sıyaset
ve devlet adamımız lyımser bır anekdot aktanyordu:
"Eşek bıle eşeklığıyle aynı çamurda ıkı kez kayıp
duşmez..." Pekı aynı çamurda yenıden kayıp
düşmemenin yolu nedıf> 2 şubat tanhlı gazetemizin
Cumhuriyet ımzalı başyazısı çözumü çok açık seçık
koyuyordu:
"Rejımın temel kurallarında uzlaşmış, sağlıklı bir
dıyaloğa gırmış sorunları demokratık bır erken seçımın
sonuçlarıyla çozmeye kararlı parlamenter tabloda
olumsuzluk ve umutsuzluğa yer yoktur... 'Fıılı durum'
ne olursa olsun, sorumlu olan hükumettır Adresi
saşırmaktan sakınmalıyız. Bu ülkede teror, toplumu
ayağa kaldıran bır 'cüretle' tırmanışa geçmışse, çaresinı
ve çozümünü bulacak olan hükumettır Çare ıse elle
tutulacak kadar somut görunuyor Turkıye'de yapılacak
ılk ış, devlet yonetımını doğal kanallarına ve
dengelerıne oturtmaktır Bunun ıçın de ılk önlem, hiç
vakıt yıttrmeden bır erken seçıme gıtmektır "
Muammer Hoca'nın ve Muammer hocalann kanını
yerde bırakmayacak olan budur...
•
Cumhurıyet Kıtap Kulübü 1984 yılı başında
kurulduğunda, üyelenni bılgılendırmek ıçın düzenli bir
aylık katalog yayımlıyordu. Daha sonra bu katalog
başka bir düzene geçti ve "Cerçeve" Oergisı doğdu
1984 ağustosunda aylık olarak yayımlanmaya başlayan
ılk Cerçeve, daha çok bır bulten nıtelığındeydi 21 sayı
böyle gıttıkten sonra bıçımı bıraz değiştı ve yıne küçük
boy olarak 10 sayı daha surdü. Bu arada Kıtap Kulûbu
de gelıştı, yenı gereksınımler ortaya çıktı ve yenı, büyük
boy, guçlu bır kultur dergısı yoğunluğundakı Cerçeve
ortaya çıktı 35 sayı sürdürdük bu Cerçeve'yı de Geçen
yılın sonunda ıse bu bınkımı nasıl daha genış bır okur
kıtlesıne yaygınlaştırabileceğımızı duşunmeye başladık
ve sonunda karar çıktı Çerpeve Dergısı artık ışlevını
doldurmuştu ve uyumaya çekılebılırdı. Cumhunyet
Kıtap Kulübü uyelenne yenı bır bılgilenme düzenl » <-
kurmalıydı ve Cumhuriyet Gazetesı artık haftalık bir
kitap ekıne sahıp olmalıydı Cumhunyat Kıtap bu
cumadan başlayarak her hafta Cumhurıyet'le bırlıkte
okurlarımıza ulaşacak Cumhunyet Kıtap'ı, Çerçeve'y'
olduğu gıbı Kultur Servısı Şefımız Celal Uster ıle Mürşit
Balabanlılar yonetecekler. Bülent Erkmen'ın hazırladığı
yenı grafık duzenı Nazan Tacer uygulayacak Bu arada
Oktay Akbal, Samı Karaören, Alı Sırmen, CKK
yönetıcısı Mehmet llkorur ve bızlenn de katıldığı genış
bır danışma kurulu da tüm yayın ve duşunce
dünyamızın Cumhunyet Kıtap'ın sayfalarına yansıması
ıçın katkıda bulunacak 35 sayı yayımladığımız ve çok
sevdığımız Çerpeve'/?//? uykuya yatmasına bıraz
uzülduk, ama şımdılık başka çaremız yok. Cumhunyet
Kıtap'ın çok onemlı bır boşluğu dolduracağına ve
buyuk ılgı göreceğıne ınanıyoruz.
*
Izmır Büromuzda bir süredir haber şefi olarak görev
yapan Mustafa Balbay'ın Ankara'ya atanmasıyla
boşalan bu gorevı artık Barış Kudar arkadaşımız
yürutecek Banş Kudar, okurlanmızın çok ıyı bıldığı gibi
yıllardır Izmır Büromuzda her alanda habercılik yaptı,
son donemde ıse daha çok ekonomı ustüne
yoğunlaştı. Adana Büromuzda yenı göreve başlayan
Çetin Yığenoğlu arkadaşımıza da daha önce kendı
yürüttüğü haber şeflığı görevını Mehmet Aka üstlenerek
yardımcı olacak Banş Kudar ve Mehmet Aka
arkadaşlanmıza yenı gorevlerınde başarı dıliyoruz
Değerlı hukukçu, bilım adamı ve demokrası savaşçısı
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'un
halk duşmanı güçlerce katledilmesını şiddetle kınıyor,
demokrasıden yana guçlerı katıllenn açığa çıkartılrnası
ve cezalandırılması için harekete geçmeye çağınyoruz
TMMOB MADEN MITIENDİSLERİ ODASI ZOINGILDAK
Ş13ESJ TMMOB ELEKTRİK MVH. ODASI ZONGLLDAK tL
TEMStLCtUGt, TMMOB HARÎTA \E KADASTRO MLH. ODASI
ZONGULDAK İL TEMStLClLlĞI. TMMOB JEOLOJİ MIH.
ODASI ZONGLLDAK tL TEMSİLCtLlĞJ, TMMOB MAKİ3VE
MIH. ODASI ZONGLLDAK tL TEMSİLCÜJĞ1, TMMOB
ZtRAAT MUH. ODASI ZOINGILDAK tL TEMSİLCİLlGt
Yaşamını insan onurunu korumaya adamış değerli
hocamız
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'u
yitirmenin sonsuz üzüntusu içerisinde tum
Ataturkçülere başsağlıgı dilerız.
İŞT. YÜK. TİCARET VE MARMARA
ÜNtVERStTESİ Î.İ.B.F. MEZUNLARI
DERNEĞİ GENEL MERKEZt VE ŞUBELERİ
CİMİTLER
SERAMIK-HEYKEL
Sureklı sunu, ogretı
kodıye Cad 86 Kuzguncuk
Tel 342 ?6 32
Wl 02 52
Demokrası, hukuk ve laık duşuncenın yılmaz savunucusu
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'a
kurşuu sıkan karanlık guçlerı nefretle kınıyonız Anısı
sonsuza dek yaşatılacaktır
SERBEST MUHASEBECÎLER. SERBEST
MUHASEBECİ MALİ MÜŞAYİRLER ÎZMİR
ODASI