Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞUBAT 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Cheney'in
tahmini
• WASHINGTON (AA)
— ABD Savunma ftatram
Dick Cheney, SSCB'nin,
Doğu Avrupa'daki
askerlerini 5 yü sonra
çekebileceğini tahmin
ettigini belirterek ABD'nin
stratejisinde değişiklik
olmaması gerektiği
konusunda uyanda
bulundu. Cheney, senato
silahlı hizmetler
komitesinde bugün yaptığı
konuşmada, "Bu konuda
anlaşma imzalanıp
yürürlüğe girene kadar
tedbirli olmamız gerekir"
dedi.
Slovenya: KP
ayrıhyor
• LJUBLJANA (AA) —
Yugoslavya'da Slovenya
Komünist Partisi,
Yugoslavya Komünist
Partisi'nden aynlmaya
karar verdi. Slovenya
Komünist Parti lideri Ciril
Ribicic, dün Slovenya
KP'sinin olağanüstü
konferansında alınan
kararla ilgili olarak daha
sonra gazetecilere yaptığı
açıklamada, "Yugoslavya'da
komünist birlik, Slovenya
KP'sinin Yugoslavya
KP'sinden aynlmasıyla sona
enniştir" dedi. Ribicic,
Slovenya'nın Yugoslavya'dan
aynlmayı düşünmediğini,
ancak merkez otoritesinin
daha kısıtlı olduğu bir
konfederasyon
kunılmasından yana
olduklannı söyledi.
ABD'de kokain
operasyonu
• FULLERTON (AA) —
ABD'nin California
eyaletindeki bir depoda, 2.1
ton kokain ele geçirildi.
Resmi kaynaklar tarafından
yapılan açıklamada,
uyuşturucuyla ilgili olarak
kimsenin gözaltına
alınmadıgı belirtiMi. ö t e " •>•
yandan, İngütere'de de 40
kilogram kokain ele
geçirildi, oiayla ilgili 8
îngiliz tutuklandı. Yetkililer,
uyuşturucunun
Kolombiya'nın başkenti
Bogota'da lngiliz Hava
Yollan'na ait bir uçakla,
Londra'nın Heathrow
Havaalanı'na getirildiğini
açıkladılar.
Pekin, Prag'ı
protesto etti
• PEÖN (AA) — Çin,
Nobel Banş ödülü sahibi
Tibetli dini lider Dalai
Lama'nın Çekoslovakya'yı
ziyaret etmesini protesto
ederek Çekoslovak
Metalurji Bakam'nın
Pekin'e yapacagı ziyaretin
ertelendiğini bildirdi. Çin
haber ajansının bugün
verdiği habere göre Çin
Dışişleri Bakanlığı'na
çağnlan Çekoslovakya'nın
Pekin Büyükelçisi Eduard
Saul'a Dalai Lama'nın
ziyaretinin, "Çin'in iç
işlerine kanşmak olarak
yorumlandığı" iletildi.
İgrail-Polonya
ilişkileri
• TEL AVtV (ANKA) —
Israil ile Polonya arasında
diplomatik ilişkilerin şubat
ayı sonunda yeniden
başlayacağı duyuruldu.
tsrail Dışişleri Bakan
Yardımcısı Benjamin
Nesanijahu, Israil
Radyosu'ndan yaptığı
açıklamada, Polonya'dan
sonra Bulgaristan ve
Yugoslavya ile de
diplomatik ilişkilerin
yeniden kurulmasını ûmit
ettiklerini söyledi.
Türk-Fîn ticari
ilişkileri
• ANKARA/FtNLANDt-
YA (AA) — Dışişleri
Bakanı Mesut Yılmaz, üç
günlük resmi ziyaret
amacıyla, bugün
Finlandiya'nm başkenti
Helsinki'ye gidiyor.
Bu ziyaretin, Türkiye-
Finlandiya ilişkilerine yeni
bir canlılık kazandırması
bekleniyor.
Finlandiya Dışişleri Bakanı
Paasio'nun davetlisi olan
Yılmaz, bugün öğleden
sonra Finlandiya
Cumhurbaşkanı Koivisto,
çarşamba günü ise
Başbakan Halkeri
tarafından kabul edilecek.
Türk ve Fin heyetleri
arasındaki resmi görüşmeler
bugün Finlandiya Dışişleri
Bakanlığı'nda yapılacak.
Türkiye'nin misillemesi, Yunanistan'da tam bir kargaşayarattı
AtiııaVla diplomatik şokYunanistan'da, Türkiye'nin Gümülcine
Başkonsolosu Kemal Gür'den sonra sıranın
Selanik Konsolosu'na geldiği yolunda yorumlar
yapıhyor. Yunan hükümeti ve siyasi parti
liderleri, Türkiye'ye yönelik eleştirilerini
sürdürüyorlar.
Dıs Haberier Servisi — Türki-
ye ve Yunanistan arasında Gümül-
cine ve lstanbul konsoloslannın
karsüıkh olarak "persona non
grata" (istenmeyen kişi) ilan edil-
meayle gjderek yukselen diploma-
tik kjriz, yeni boyutlar kazanıyor.
Yunanistan'da, Türkiye'nin Gü-
mülcine Konsolosu Kemal Gür-
den sonra Selanik Konsolosu'nun
da istenmeyen kişi Uan edileceği
yolunda yorumlar yapıhyor. Yu-
nan hükümeti ve siyasi parti lider-
leri de Tttrkiye'ye yönelik eleştiri-
lerini sürdürüyorlar.
Yunanistan hükümeti, Dışişle-
ri Bakanlığı'na cevaben yaptığı
açıklamada "Turkiye'nin geç»"?-
te ve bugün işledigi suçlar ile ilgi-
li sonımluluklannı örtbas edebil-
mek için. başansız bir şekilde, ta-
hakküm edici hareketler ve keli-
me oyunlanna başvurduga" iddia
edildi.
Hükümet sözcüsu Prokopios
Pavlopulos tarafından yapılan
açıklamada Yunanistan'm bir hu-
kuk devleti olduğu, uluslararası
anlaşmalara saygı gösterdiği ve
hiçbir ayrıcalık yapmaksızın tüm
vatandaşlanna eşit haklar tanıdığı
öne surulürken, "Türkiye'nin,
azmlıklann tüm haklanna sahip
olmalan konusunda. Vunanis-
tan'ın gösterdiği hassasiyeti takip
edememesi de şaşırtıcı degildir"
denildi. Açıklamada Yunanistan'-
ın, Türkiye'yi uluslararası yü-
kümlülükleri ve özellikle Lozan
Anlaşması'ndan kaynaklanan so
rumluluklannı üstlenmesine davet
elliği bildirildi. Hükümet sözcu-
sü Pavlopulos, "Türkiye, Yuna-
nistan'ın uluslarurası vükümlu-
luklerini nasıl harfjyen >erine ge-
tirdiğini biliyorsa, egemenlik ve
diğer haklanna saygı gosterilme-
sinde kararlı olduğunu ve bunu
gerçeldeştirecek giicte bulunduğu-
nu da bilmelidir" dedi
Yunanistan Dışişleri Bakanı
Andonis Samaras da yaptığı açık-
lamada, Türkiye'nin tstanbul'da-
ki Yunan Başkonsolosu'nu isten-
meyen kişi ilan etmesinin, ulusla-
rarası hukuk kurallarıyla bağdaş-
madığuu iddia etti. AA'nın habe-
rine göre Samaras açıkiamasında,
1988'DEKİ YASAKTAN DİPLOMATÎK KRÎZE
ATtNA (AA) — Yunan poiitik lisanında,
Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türkler
için Türk ismini kullanmanın mahkeme ka-
rarıyla yasaklandığı tarih 1988'dir. O tarih-
ten bu yana Batı Trakya'da yaşayan, Türk
soyundan gelen, Türkçe konuşan ve Lozan
Antlaşması ile haklan Türkiye tarafından da
garanti edilmiş bu insanlara Türk denilme-
si sağasından solcusuna hatta komünistine
kadar bütün Yunan politikacılan için âdeta
tabudur, milli politikaya ihanettir.
Bir azınlığın ya da bir insanın hangi soy-
dan, ırktan olduğunu inkâr etmek anlamın-
da olan bu bağnaz tutumun şimdilerdeki ge-
rekçesi, azmlıklann karşıhkh haklannı ga-
ranti altına da alan Lozan Antlaşması'nm
38'den 48'e kadar olan maddeleridir.
Gerçekten de bu maddelerde Türk ifade-
si bulunmamaktadır. Ancak yine aynı Lo-
zan Antlaşması'nm bir başka bölümü var-
dır ki o da Türkiye ve Yunanistan'da hakla-
n korunacak azuihklann kim olduklannı ta-
rif eder. Lozan'm 6. bölümünü oluşturan bu
anlaşmamn başhğı aynen ve anlaşmanın ya-
pıldığı bütün lisanlarda 'Türk ve Rum nü-
fus mübadelesine ait sözleşme" şeklindedir.
Sözleşmede, Yunanistan'da mübadele dışı bı-
rakılacak Türk nüfusun, Batı Trakya Müs-
lümanları, Türkiye'deki Yunan nüfusun da
lstanbul belediye hudutlan içindeki Rumlar
olduğu ifade edilir.
Başkonsolos Kemal Gür'le ilgili kararda
son sözü söyleyen Dışişleri Bakanı Andonis
Samaras, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Kon-
seyi insan haklan sözleşmeleri ile Helsinki
Nihai Senedi'nin hükümlerinin uygulanma-
sını, bir başka ülkede yaşayan Yunan azın-
hk için "Yunan ve soydaş" kelimeierinin üze-
rine ısrarla basarak istemektediı. Buna karşı,
soyu sopu belli ve Batı Trakya'ya yerleştiri-
len Yunanlılardan asırlar öncesinden beri
orada yaşayan, ana dilleri Türkçe olan Türk-
lere, Türk denilmesi hem Samaras'ı hem de
çok sayıdaki Yunan politikacıyı rahatsız et-
mektedir.
Ve bu rahatsızlık, Gümülcine'deki planlı
olaylara, Türkiye - Yunanistan arasında da
alabüdiğine ciddi bir krize sebep olmuştur.
Beyrut'ta Hıristiyan güçler arasındaki çatışmalarsürüyor
Lübnaırda silahlar sıısmuyorGeneral Michel Aoun'a
bağlı birliklerle, Şamir
Caca'nın Lübnan Güçleri
arasındaki çatışmalar,
Beyrut'un batısını "ölü
kent" haline getirdi.
ABD'de Suriye'ye
Lübnan'daki askerlerini
çekilmesi yolunda baskı
yapılması isteniyor.
BEYRUT (AA) — Lübnan'da-
ki Hıristiyan hükümet lideri Ge-
neral Michel Aoun'a bağlı birlik-
lerle, Lübnan Güçleri adlı grup
üyesi militanlar arasında başkent
Beyrut'un Hıristiyan kesiminde
meydana gelen çatışmalar sürü-
yor.
Başkentin Hıristiyan kesiminde
dün gece de şiddetli çatışmalar ol-
duğu, karşıhİdı topçu ateşinin sus-
madığı belirtDdi. Lübnan polisi,
Batı Beyrut'un çatışmalar nede-
niyle "ölü kent" haline geldiğini
bildirdi.
öte yandan, ABD'de Cumhu-
riyetçı Parti'nin önde gelen lider-
lerinden Senatör Bob Dole, Suri-
ye'nin Lübnan'daki askerlerini
çekmesi için ABD'nin bu ülkeve
diplomatik baskı yapmasını ve Is-
rail de dahil olmak üzere bütün
yabancı güçlerin Lübnan'dan çe-
kilmesini istedi.
Bob Dole dün yaptığı açıkla-
mada, ABD'nin Lübnan konu-
sunda ciddi olduğunu açıkça or-
taya koyması için Lübnan soru-
nuyla ilgilenecek bir ABD temsil-
cisinin görevlendirümesi gerekti-
ğini söyledi.
Suriye askerlerinin Lübnan'dan
çekilmesi için Arap Birliği'nin bir
takvim belirlemesini isteyen Do-
le, Suriye birliklerinin Lübnan'-
dan çekilmesi konusunda ABD
diploraasinin devreye girmesi ge-
rektiğini kaydetti.
Senatör Dole, Lübnan sorunu-
nun çözümüne en büyük engelin
Suriye veya diğer yabancı güçler
olmadığını, söz konusu engelin,
Lübnan sorununun çözumlenme-
sine isteksiz olan Lübnan'daki
fraksiyonlar tarafından yaratıldı-
ğım söyledi.
Bob Dole, Lübnanh hderler-
den, kan dökümüne son vermde-
rini, Ulkedeki yabana güçlerin çe-
kilmesi için birlik içinde olmaJa-
ruu ve ülkenin siyasi geleceğini ta-
yin etmek için vatansever bir tu-
tum içinde, aralannda ciddi bir StLAHLARIN GÖLGEStNDE YAŞAM — Beyrut'un batı kesiminde Hıristiyan güçler arasında sören
diyalog başlatmalanm istedi. çabşmalara karşın, halk giinlük yaşamını sördürmeye çalışıyor. Su, elektrik, arbk lüks ihtiyaç.
ORTADOĞU BAR1Ş PLANI
Diyalog yolunda adımlar hızlanıyor
KAHtRE (AA) — ABD, tsrail ve Mısır Dı-
şişleri bakanlannın Israil ve Filistin arasında
ilk kez diyalog kunümasma hanrlık amacıy-
la 10 şubattan sonra Cenevre'de bir araya gel-
meleri bekleniyor.
Mısır Dışişleri Bakanhğı yetküileri, üçlü gö-
rüşmenin ABD Dışişleri Bakanı James Baker'-
ın Moskova ziyaretinin ardından 10-12 şubat
tarihleri arasında yapılabileceğini belirttiler.
Kahire'deki diplomatik kaynaklara göre üç-
lü görüşmeler öncesinde izlenecek ortak po-
litika konusunda, Mısır Devlet Başkanı Hüs-
DÜ Mübarek ve Filistin Devlet Başkanı Yaser
ERMENİ TASARISI
Arafat arasında anlaşmaya vanldı.
Filistinlilerin meşru haklannı ve FKÖ'nün,
rolünü vurgulayan bu anlaşma çerçevesinde
FKÖ'nün Mısır hükümetine banş görüşmele-
rine katılacak Filistin heyetini açıklama yetki-
si verdiği bildirüiyor.
Görüşmeler tsrail'in FKÖ yetkililerinin Fi-
listin heyetinde yer almasma karşı çıkması ne-
deniyle bugüne kadar gerçekleşememişti.
Mısır tarafından açıklanacak Filistin heye-
tinin kimlerden oluşacağı ve bu konudaki ke-
sin karann kimin tarafından verileceği ise he-
nüz açıkhk kazanmadı.
Türkiye'nin ABD'li lobicileri karamsar
VVASHINGTON (Cumhuriyet)
— Turkiye'nin ABD'deki lobici-
leri Ermeni karar tasansının ka-
bul edilmesinin Önlenebilecegi ko-
nusunda umutsuz.
Türkiye'nin Amerikalı Dostlan
Derneği ile Türk Amerikan Der-
nekleri Assamblesi'nce VVashing-
ton'da düzenlenen toplantıda Se-
nato gündemindeki sözde soykı-
rıma ilişkin karar tasarısına tari-
hi açıdan yaklaşılarak, tasarınm
durumu hakkuıda bilgi verildi.
Türkiye adına çalışan lobi şir-
ketlerinin yetküileri de tasan aley-
hinde neler yapılabileceği konu-
sunda bilgi verirlerken, karamsar
bir tablo çizdiler.
Toplantıya ANAP Denizli Mil-
letvekili ve Kuzey Atlantik As-
samblesi Türk Parlamento grubu
Başkanvekili tsmail Şengiin de
konuşmasında Kongre'deki Er-
meni karar tasarısına Türk hükü-
metinin, parlamentosunun ve hal-
kının gösterdiği hassasiyeti anlat-
tı. Tasannın geçmesi halinde iki-
li ilişkilerde büyük yaralar açıla-
cağını ve Türkiye'nin ikili ilişki-
ler açısından ek karşı tedbirler al-
maya yelteneceğine dikkati çeken
Şengün, tarihin söz konusu döne-
mi hakkında da bilgi verdi.
Türkiye'nin soykırım suçlama-
sını tamamen reddettiğini gerek-
çeleriyle anlatan Şengün, "Tasa-
n gecerse Türk kamuoyu ve Tür-
kiye Cumhuriyeti bunu egemen-
lik ve loprak bütıinlügüne yönel-
miş bir saldırı olarak
yorumlayacaktır" diye konuştu.
Richard Perle'nin danışmanlı-
ğını yaptığı International Advisers
şirketinin yöneticilerinden Doug-
las Feith, ABD yönetimi tam gîı-
cuyle devreye girse dahi, oylama
sonucunun "ortada" olduğunu
kaydetti. Feith, "ABD yönetimin-
den bir tek Ankara Buyukelçisi
Abramowiu, aktif olarak bu ko-
nuda çalışıvor, yönetim onun dı-
şında fazla girmedi" dedi.
Gümülcine'deki Türk Başkonso-
losu Kemal Gür'ün sınırdışı edil-
mesi kararını savundu.
"Tiirk hükiuneti. lstaobri'dmki
Yunan BagkonsolosH'au snvdışı
edttmesi karannın faicbir riuhn-
ras hnk«k kaided ile tMtdasma-
dttından, tahakköm edkrf bir tn-
tom içinde poiitik bir Uvır
talundı" diyen Samaras, "Törki-
ye"nin bu suçlu daruma ve kendi-
sioi Bau Trakya'daki Möstüman
azwl4u vehsi gibi göslermekte-
Id ısnuı, kendisini «lıulanussı
alanda zor dnrında
buaknaktadır" şeklinde konustu.
Türkiye'nin, Bab Trakya konu-
sunda Lozan Antlaşması'nı çiğne-
diğini ve Yunanistan'm iç işlerine
kanştığını da iddia eden Samaras,
sözlerini Türkiye'nin, YnnaııbUıı
hökümetİDİ yeni ledbirier almay*
mecbar etmeyecek şckitde davn-
uacagını ömit ediyoruz" diye sür-
dürdü.
Yunanistan'da, Yeni Demokra-
si Partisi'nin lideri
MHcotaUs, Türkiye'nin
mrnmunu sördnrdiigii gibiuhrik-
kâr davramşlaıuı da mrttınfctı«ır
*
iddia etti.
Girit Adası'nda bulunan Mitço-
takis, Türk-Yunan ilişkilerindeki
son durum ile ilgili görüşleri hak-
kında bir soruyu cevaplandınrken
şu iddialarda bulundu:
"YuaanisUn, ısrartı bir poüti-
k* izUyor. Kimseyi tahrik etmeyn
bir milli poliüka, bir banş poüti-
kaa izUyomz. Ancak HMd)^ de-
gişmez tutnmnnu sardnrttyor, «y-
nca tahrlkçiiitmi arttınyor. Seriıı-
kanlıhfınıızı kaybetmeden geüş-
meieri izUyoruz. Kimseyi Uüırik
etmeden milli çıkarlanmm konı-
maya kararüyız."
Aynı konuda bir açıklama ya-
pan PASOK lideri eski Başbakan
Andreas Pmpandreu ise Yunan
halkının, yönetiminin ve basınuun
bir kez daha Yunanistan'ın toprak
bütunlüğü, ulusal bağımsızlığı ve
Elenizmin devamhhğmın korun-
ması için birlik içinde olduklan-
nı söyledi.
Papandreu, Türkiye'nin "yıyıi-
macı politikasım" sürdürerek
azınlıklar konusunu ortaya at-
makla Lozan Antlaşması Ûe Da-
vos mutabakatını ihlal ettigini ve
iki ülke arasındaki ilişkileri "di-
namitlediğini" öne sürdü.
"Kritik saatler yaşıyoruz. Tüm
EleBİzmin birlik ve dayanışma
içinde olması gerekli" diyen Pa-
pandreu, durumun ciddiyeti nede-
niyle grev yapan işçi ve memurlar
ile bakanhk ve üniversiteleri işgal
akmda tutan talebeleri direnişle-
rini terk etmeye çağırdı.
KlBRIS
Rumlar,
ohuıısuz
hava
yayıyor
LEFKOŞA (AA) — Kıbns
Rumlan, 26 şubatta başlayacak
New York görüşmelerinin olum-
suz sonuçlanması halinde, faturayı
Turk tarafının üzerine yıkmak için
şimdiden bir "umutsuzluk ve
olumsuduk" havası yaratmaya ça-
lışıyorlar.
Genel Sekreter Perez de Cuel-
lar'ın yeni çağnsının ardından
başlayan demeçler ve yayınlar,
Güney Kıbns'ta hafta sonunda da
devam etti.
Bu yondeki kampanyanın ilk iki
günunde sessiz kalmayı tercih
eden DISI Genel Başkanı Glafkos
Klerides de kampanyaya katıldı ve
Agon Gazetesi'ne verdiği demeç-
te, Rum tarafınm, New York'a git-
meden önce Denktaş ve Cuellar
arasında teati edilen mektupların
içerigi hakkında mutlaka bilgi sa-
hibi olması gerektiğini öne sürdü.
Denktaş'ın, siyasi eşitlik, ayrı
self-determinasyon hakkı gibi
"kabul edilemeyecek" şartlar üze-
rinde ısrarlı olduğunu belirten
Klerides, "Denktaş'ın Cuellar'a
gönderdigi meklup ve Genel Sek-
reter'in cevabı bakkında aydınl»-
tılmalıyız" dedi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri Naif
Havatme, banş görüşmelerine katılacak Filis-
tin heyetinin Mısır tarafından açıklanmasına
karşı olduklannı bildirdi.
Havatme Tunus'ta düzenlediği basın toplan-
tısında, bu heyetin oluşturulması hakkının sa-
dece FKÖ'ye ait olması gerektiğini belirtti.
öte yandan Cenevre'deki üçlü görüşmele-
rin yapılmasının, Israil Başbakanı Izak Şa-
mir'in çarşamba gunü lideri bulunduğu Likud
Cephesi'nden güvenoyu almasma bağlı oldu-
ğu bildiriliyor.
MlSIR
Israil
otobüsüne
saldırı:
10 ölü
KUDÜS (AA) — Mısır'ın Is-
mailiye kenti yakınlannda bir yol-
cu otobusüne yönelik silahlı sal-
dında, en az 10 tsrailünin öldürül-
düğü bildirildi.
Kudüs Radyosu, silahlı kişilerin
saldınsında "çok sayıda" Israilli-
nin öldürüldüğünü duyurdu. Tel
Aviv'deki guvenilir kaynaklar ise,
en az 10 lsraillinin saldırıda öldü-
ğünü ifade ettiler.
Radyo, saldırıya uğrayan Mısır
otobüsünün Refah-Kahire seferi-
ni yaptığını belirtti.
Tel Aviv'deki Mısır Büyükelçi-
si Muhammed Bassiuni de, saldı-
rıyı doğruladı ve "Birkaç" tsrailli
turistın, otomatik silahlarla ger-
çekleştirilen saldırının "karbanı"
olduğunu ifade etti.
POLİTİKADA
SORUNLAR
ERGinSBALa
SSCB'de Merkez Komitesi
Toplantısı Başlarken
Sovyetler Birtiği Komünist Partisi Merkez Komttesi'nin bugün
başlayacak olan toplantısı diplomatik çevrelerde büyük bir rne-
rak ve heyecanla bekleniyor. Genel kanı; toplantının çok önemli
gelişmelere sahne olacağı, Mihail Gorbaçov'un toplumun daha
fazla demokratikleşmesine yönelik yeni öneriler yapacağı yolun-
da. Merkez Komitesı toplantısında Komünist Parti'nin öncü ro-
iûnden çoğulcu sisteme kadar bir dizi sorunun tartışılması bek-
leniyor. Gorbaçov'un KP Genel Sekreterliği'nden ayrılacağı yo-
lundaki iddıaların ortaya atıldığı bir döneme rastlaması, toplan-
tıyı büsbütün ilginç kılıyor.
Görünen o ki Gorbaçov yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Sov-
yet lideri şimdiye dek radikal reformcularla muhafazakârlar ara-
sında orta yolu izliyordu. Josef Stalin'ın Bolşevik Partisi'nde sol
muhalefetle, sağ kanat arasında 1928'e kadar merkezi tuttuğu
gibi. Stalin bu tarihte sola yönelmiş, tasfiye etmiş olduğu Troç-
ki'nin bir zamanlar yaptığı önerilerı, görülmemiş bir şıddet ve
baskı ile uygulamaya başlamıştı.
Gorbaçov'un da artık merkezden aynlması ve bir karar ver-
mesi zamanının geldiği anlaşılıyor.
Perestroyka umulan ekonomik sonuçlan vermemiş, etnik kay-
naşma ise ülkenin birliğıni tehlikeye düşürecek boyutlara ulaş-
mıştır. "Le Monde" Gazetesi geçen hafta Gorbaçov'un yakın da-
nışmanları tarafından kendisine sunulan bir raporu yayımlamıştır.
Raporda parti ve liderlik kadrosunun halkın güvenini hızla yrtir-
mekte olduğu, muhafazakârların ise hoşnutsuz kitlelerde des-
teginı giderek genişlettiği belirtiliyor. Belgede Gorbaçov'un mu-
hafazakârlaıia bir an önce köprüleri atıp, partiyi yeniden şekil-
lendirmesi ve reformları tam olarak uygulaması salık veriliyor.
Sovyet lideri bu yola yönelmediği takdırde ülkenin kanlı olayla-
nn çıkabileceği büyük bir kargasaya sürüklenecegi uyarısında
da bulunuluyor.
Durum neden bu noktaya geldi?
Sanırız Gorbaçov'un en büyük çelişkisi şu oldu; Sovyetler'de
reform hareketini başlatan partidir, ama parti aynı zamanda re-
formun önündeki en büyük engeldir. Ekonomik reformlar; piya-
saya açılma ve ademi merkezciliği öngörüyor. Yani lyı kotü ço-
ğulcu bir ekonomik altyapının kurulması gerekiyor. Çünkü piya-
sa çoğulcudur. Ne var ki çoğulcu ekonomik altyapı, tekelci siya-
sal üstyapı ile bağdaşmaz. Aralannda bir süre sonra çelişki ka-
çınılmaz olur.
Şöyle denebilir: "Neden bağdaşmasm? Komünist Parti stya-
sal öncü rolünü sürdürebilir. Buna karşılık, ekonomiye müdaha-
le etmez. Piyasa mekanizmasının bazj kurallarının işlemesine
izin verir." Ne var ki Komünist Parti'nin sivasal öncü rolünü sür- -
dürebtlmesı için ekonomiyi de denetlemesi zorunludur. Çünkü eko-
nomik özerkJik ve çoğulculuk, bir süre sonra siyasal özerklik ta-
leplerini de gündeme getirir. Ekonomik kararı kendileri veren ki-
şi ve kuruluşlar, bir süre sonra siyasal kararları da kendileri al-
mak isterler. Vani merkezi plan, sadece ekonomik bir kavram ol-
mayıp, aynı zamanda Komünist Parti'nin siyasal otoritesi ve te-
kelini saglayan bir araçtır. Nitekim Gorbaçov'un ısrarla savun-
duğu köylülere 50 yıllığına toprak kiralama yöntemi bu nedenle
şimdiye kadar yaygın biçimde uygulanamamıştır. Parti, bu yola
yöneldiği takdirde, kırsal alandaki kitleler üzerindeki siyasal nü-
fuzunu yitireceğinden korkmaktadır.
Gorbaçov, komünizmi reforme etmek, kurtarmak amacıyla yola
çıkmıştır. Ama bu yolda ilerlerken Doğu Awrupa'da komünizmin
çözüimesinin ortamını yaratmıştır Piyasaya yönelik ekonomik re-
formların bir noktada Komünist Parti ile çakışması kaçınılmaz-
dır. Reform yolunda mesafe almanın mantıksal sonucu, parti-
nin sahneden çekilmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Nitekim Polon-
ya ile Macarıstan'da bu olmuştur.
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Sovyetler Birliği'nin yetiştirdi-
ği tartışmasız en zekı lider olan Gorbaçov, yola çıktıktan bir sü-
re sonra bu gerçeği görmüş ve doğabilecek iktidar boşiuğunu
doldurmak için önlemlerini almıştır. Halk Temsılcilerı Kongresi
ve profesyonel Sovyet Parlamentosu aslında Komünist Parti'nin
karşısında denge unsurları, belki de ileride alternatıf olarak dü-
şünülen organlardtr. Ancak parlamentonun gücü, partininkinin
yanında henüz cılızdır. Gorbaçov'un partide tam olarak egemen-
liğini kuramadığı, bir dizireformunyarıda kalmış olmasından an-
laşılmaktadır. Söz gelişi çok gerekli olan fiyat reformu yapılama-
mıştır. Bir dizi maddeden devlet sübvansiyonu çekildiği takdir-
de fıyatların en az yüzde 40 oranında artması bekleniyor ki Krem-
lin, sosyal çalkantılara yol açabilecek bu tehlikeyi göze alarrvı-
yor.
Polonya bu bakımdan Sovyetler'den daha avantajlı. Çünkü ik-
tidarda ışçilerin temsilcisi olan Dayanışma hükümeti var. ikttdarda
bürokrasınin bulunduğu SSCB'de ise işçi sınıfının fiyat artışları
karşısında Polonya işçilerinin gösterdiği anlayışı göstereceği kus-
kuludur.
Alınan yarım önlemler, ekonomik durumu daha da kötüleştir-
mekten başka sonuç vermemiştir. Merkezi plan gevşemiş, ama
ekonomide ademi merkezcilik ve girişimcilik sağlanamamıştır.
Sonuç olarak Sovyet ekonomisi iki sistemin de en kotü yanları
ile baş başa kalmıştır: Gevşemiş, etkinliğini yitirmiş bir merkezi
plan ve uygulanamayan bir liberalleşme. Gorbaçov'un de-
vasa sorunlara karşın şimdiye dek ıktidarını sürdürmesi ise şa-
şırtıcı gelebilir, ama bu, önemli ölçüde KGB'nin desteğı saye-
sinde mümkün olmuştur. Gorbaçov, eski lider Yuri Andropov-
un gözdesi idi. Andropov da bilindtği gibi KGB'nin başkanıydı.
Alternatifı bulunamaması ve uluslararası sahnede büyük pres-
tije sahip olması Sovyet liderinin diğer bir kozudur.
Ancak ekonomiyi düzeltemediği ve dükkânlann raflarını dol-
duramadığı takdirde, bu kozlar yeterli olmayabilir.
Sovyet lideri, bir zamanlar Stalin gibi artık merkezde kalama-
yacağı noktaya gelmiştir. Karar vermek zorundadır. Bugûn baş-
layacak olan Merkez Komitesi toplantısında, Gorbaçov'un tavrı-
nı ortaya koyması bekJendtğinden dünyanın gözleri Moskova'-
ya çevrilmiştir.
GüNEYAFRİKA
Mandela: Reformlar
halkın başarısıdır
JOHANNESBURG (AA) —
Güney Afrika Cumhuriyeti Dev-
let Başkanı Frederik de Klerk,
kısa bir süre önce açıkladığı re-
formlann iilkesi için yeni bir dö-
nemin başlangıcı olmasmı ümit
ettigini söyledi.
Güney Afrika televizyonunda
önceki gün bir röportajı yayım-
lanan de Klerk, ABD Başkanı
George Basb ve tngiltere Başba-
kanı Margaret Thatther'ın da-
vetlerinin ülkeler arasmdaki an-
laşmazlıklan silip atacağını be-
lirtti.
Irkçı beyaz yönetime karşı
mücadele eden hapisteki siyah li-
der Nelson Mandela ise halkın,
Güney Afrika Devlet Başkanı de
Klerk'i, Afrika Ulusal Kongre-
si'ne konan yasağı kaldırmaya
zorladığım ve sonucun halkın
başansı olduğunu söyledi. Man-
dela, eşi \Vinnie tarafından Jo-
hannesburg kentinin Alexandra
kasabasmda okunan mesajında,
"De Klerk'i bn ödönleri verme-
ye halk ve kısmen de uluslararası
topraluklar /orladı" dedi.
Afrika Ulusal Kongresi Genel
Sekreteri Alfred Nzo, önceki
gün tsveç/te ırk aynmı karşıtı
gruplar tarafından düzenlenen
yurüyüş sırasında yaptığı konuş-
mada Isveç'in, Güney Afrika'ya
ekonomik ambargo uygulama-
ya devam etmesi gerektiğini söy-
ledi.
Nzo konuşmasında Afrika
Ulusal Kongresi'nin ırk aynmcı-
hğına son verilmesi amacıyla si-
lahh mücadeleye devam edeceği-
ni kaydederek "Güey Afrika
yöDetimlyle antmızda ateşkes
saglanması için görüşmeler ya-
pdmaİKİır" dedi.
Afrika Ulusal Kongresi lider-
leri, tngiltere Dışişleri Bakanı
Douglas Hurd'ün davetini red-
dettiler. Afrika Ulusal Kongre-
si yetkilisi Thabo Mkoei, önce-
ki gün lngiliz BBC yayın kuru-
muna yaptığı açıklamada,
"LoDdra ztynıtü yapıİKavacak-
nr. İBgfliz haiduıcttain Afrika
Ulusal Koagresi'ııe karsı takuı-
dıgı tannlaa ötüriL ba ztymretin
gerceUeşınesİBİH dogro ofanara-
c«gı göruşimJeyb:" dedi.
Mkoei, siyah lider Mandela-
nın hapisten çıktıktan sonra bu
ülkeyi ziyaret etmesinin beklenil-
mediğini söyledi.
tngiltere Başbakanı, Güney
Afrika'ya ekonomik yaptınm
uygulamayı reddetmiş ve bu ül-
kenin devlet başkamm ve siyah
lider Mandela'yı özgürlüğüne
kavuştuktan sonra lngütere*yi zi-
yaret etmesi için davet etmişti-