01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Cheney'in tahmini • WASHINGTON (AA) — ABD Savunma ftatram Dick Cheney, SSCB'nin, Doğu Avrupa'daki askerlerini 5 yü sonra çekebileceğini tahmin ettigini belirterek ABD'nin stratejisinde değişiklik olmaması gerektiği konusunda uyanda bulundu. Cheney, senato silahlı hizmetler komitesinde bugün yaptığı konuşmada, "Bu konuda anlaşma imzalanıp yürürlüğe girene kadar tedbirli olmamız gerekir" dedi. Slovenya: KP ayrıhyor • LJUBLJANA (AA) — Yugoslavya'da Slovenya Komünist Partisi, Yugoslavya Komünist Partisi'nden aynlmaya karar verdi. Slovenya Komünist Parti lideri Ciril Ribicic, dün Slovenya KP'sinin olağanüstü konferansında alınan kararla ilgili olarak daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, "Yugoslavya'da komünist birlik, Slovenya KP'sinin Yugoslavya KP'sinden aynlmasıyla sona enniştir" dedi. Ribicic, Slovenya'nın Yugoslavya'dan aynlmayı düşünmediğini, ancak merkez otoritesinin daha kısıtlı olduğu bir konfederasyon kunılmasından yana olduklannı söyledi. ABD'de kokain operasyonu • FULLERTON (AA) — ABD'nin California eyaletindeki bir depoda, 2.1 ton kokain ele geçirildi. Resmi kaynaklar tarafından yapılan açıklamada, uyuşturucuyla ilgili olarak kimsenin gözaltına alınmadıgı belirtiMi. ö t e " •>• yandan, İngütere'de de 40 kilogram kokain ele geçirildi, oiayla ilgili 8 îngiliz tutuklandı. Yetkililer, uyuşturucunun Kolombiya'nın başkenti Bogota'da lngiliz Hava Yollan'na ait bir uçakla, Londra'nın Heathrow Havaalanı'na getirildiğini açıkladılar. Pekin, Prag'ı protesto etti • PEÖN (AA) — Çin, Nobel Banş ödülü sahibi Tibetli dini lider Dalai Lama'nın Çekoslovakya'yı ziyaret etmesini protesto ederek Çekoslovak Metalurji Bakam'nın Pekin'e yapacagı ziyaretin ertelendiğini bildirdi. Çin haber ajansının bugün verdiği habere göre Çin Dışişleri Bakanlığı'na çağnlan Çekoslovakya'nın Pekin Büyükelçisi Eduard Saul'a Dalai Lama'nın ziyaretinin, "Çin'in iç işlerine kanşmak olarak yorumlandığı" iletildi. İgrail-Polonya ilişkileri • TEL AVtV (ANKA) — Israil ile Polonya arasında diplomatik ilişkilerin şubat ayı sonunda yeniden başlayacağı duyuruldu. tsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Benjamin Nesanijahu, Israil Radyosu'ndan yaptığı açıklamada, Polonya'dan sonra Bulgaristan ve Yugoslavya ile de diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ûmit ettiklerini söyledi. Türk-Fîn ticari ilişkileri • ANKARA/FtNLANDt- YA (AA) — Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, üç günlük resmi ziyaret amacıyla, bugün Finlandiya'nm başkenti Helsinki'ye gidiyor. Bu ziyaretin, Türkiye- Finlandiya ilişkilerine yeni bir canlılık kazandırması bekleniyor. Finlandiya Dışişleri Bakanı Paasio'nun davetlisi olan Yılmaz, bugün öğleden sonra Finlandiya Cumhurbaşkanı Koivisto, çarşamba günü ise Başbakan Halkeri tarafından kabul edilecek. Türk ve Fin heyetleri arasındaki resmi görüşmeler bugün Finlandiya Dışişleri Bakanlığı'nda yapılacak. Türkiye'nin misillemesi, Yunanistan'da tam bir kargaşayarattı AtiııaVla diplomatik şokYunanistan'da, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Kemal Gür'den sonra sıranın Selanik Konsolosu'na geldiği yolunda yorumlar yapıhyor. Yunan hükümeti ve siyasi parti liderleri, Türkiye'ye yönelik eleştirilerini sürdürüyorlar. Dıs Haberier Servisi — Türki- ye ve Yunanistan arasında Gümül- cine ve lstanbul konsoloslannın karsüıkh olarak "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edil- meayle gjderek yukselen diploma- tik kjriz, yeni boyutlar kazanıyor. Yunanistan'da, Türkiye'nin Gü- mülcine Konsolosu Kemal Gür- den sonra Selanik Konsolosu'nun da istenmeyen kişi Uan edileceği yolunda yorumlar yapıhyor. Yu- nan hükümeti ve siyasi parti lider- leri de Tttrkiye'ye yönelik eleştiri- lerini sürdürüyorlar. Yunanistan hükümeti, Dışişle- ri Bakanlığı'na cevaben yaptığı açıklamada "Turkiye'nin geç»"?- te ve bugün işledigi suçlar ile ilgi- li sonımluluklannı örtbas edebil- mek için. başansız bir şekilde, ta- hakküm edici hareketler ve keli- me oyunlanna başvurduga" iddia edildi. Hükümet sözcüsu Prokopios Pavlopulos tarafından yapılan açıklamada Yunanistan'm bir hu- kuk devleti olduğu, uluslararası anlaşmalara saygı gösterdiği ve hiçbir ayrıcalık yapmaksızın tüm vatandaşlanna eşit haklar tanıdığı öne surulürken, "Türkiye'nin, azmlıklann tüm haklanna sahip olmalan konusunda. Vunanis- tan'ın gösterdiği hassasiyeti takip edememesi de şaşırtıcı degildir" denildi. Açıklamada Yunanistan'- ın, Türkiye'yi uluslararası yü- kümlülükleri ve özellikle Lozan Anlaşması'ndan kaynaklanan so rumluluklannı üstlenmesine davet elliği bildirildi. Hükümet sözcu- sü Pavlopulos, "Türkiye, Yuna- nistan'ın uluslarurası vükümlu- luklerini nasıl harfjyen >erine ge- tirdiğini biliyorsa, egemenlik ve diğer haklanna saygı gosterilme- sinde kararlı olduğunu ve bunu gerçeldeştirecek giicte bulunduğu- nu da bilmelidir" dedi Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras da yaptığı açık- lamada, Türkiye'nin tstanbul'da- ki Yunan Başkonsolosu'nu isten- meyen kişi ilan etmesinin, ulusla- rarası hukuk kurallarıyla bağdaş- madığuu iddia etti. AA'nın habe- rine göre Samaras açıkiamasında, 1988'DEKİ YASAKTAN DİPLOMATÎK KRÎZE ATtNA (AA) — Yunan poiitik lisanında, Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türkler için Türk ismini kullanmanın mahkeme ka- rarıyla yasaklandığı tarih 1988'dir. O tarih- ten bu yana Batı Trakya'da yaşayan, Türk soyundan gelen, Türkçe konuşan ve Lozan Antlaşması ile haklan Türkiye tarafından da garanti edilmiş bu insanlara Türk denilme- si sağasından solcusuna hatta komünistine kadar bütün Yunan politikacılan için âdeta tabudur, milli politikaya ihanettir. Bir azınlığın ya da bir insanın hangi soy- dan, ırktan olduğunu inkâr etmek anlamın- da olan bu bağnaz tutumun şimdilerdeki ge- rekçesi, azmlıklann karşıhkh haklannı ga- ranti altına da alan Lozan Antlaşması'nm 38'den 48'e kadar olan maddeleridir. Gerçekten de bu maddelerde Türk ifade- si bulunmamaktadır. Ancak yine aynı Lo- zan Antlaşması'nm bir başka bölümü var- dır ki o da Türkiye ve Yunanistan'da hakla- n korunacak azuihklann kim olduklannı ta- rif eder. Lozan'm 6. bölümünü oluşturan bu anlaşmamn başhğı aynen ve anlaşmanın ya- pıldığı bütün lisanlarda 'Türk ve Rum nü- fus mübadelesine ait sözleşme" şeklindedir. Sözleşmede, Yunanistan'da mübadele dışı bı- rakılacak Türk nüfusun, Batı Trakya Müs- lümanları, Türkiye'deki Yunan nüfusun da lstanbul belediye hudutlan içindeki Rumlar olduğu ifade edilir. Başkonsolos Kemal Gür'le ilgili kararda son sözü söyleyen Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Kon- seyi insan haklan sözleşmeleri ile Helsinki Nihai Senedi'nin hükümlerinin uygulanma- sını, bir başka ülkede yaşayan Yunan azın- hk için "Yunan ve soydaş" kelimeierinin üze- rine ısrarla basarak istemektediı. Buna karşı, soyu sopu belli ve Batı Trakya'ya yerleştiri- len Yunanlılardan asırlar öncesinden beri orada yaşayan, ana dilleri Türkçe olan Türk- lere, Türk denilmesi hem Samaras'ı hem de çok sayıdaki Yunan politikacıyı rahatsız et- mektedir. Ve bu rahatsızlık, Gümülcine'deki planlı olaylara, Türkiye - Yunanistan arasında da alabüdiğine ciddi bir krize sebep olmuştur. Beyrut'ta Hıristiyan güçler arasındaki çatışmalarsürüyor Lübnaırda silahlar sıısmuyorGeneral Michel Aoun'a bağlı birliklerle, Şamir Caca'nın Lübnan Güçleri arasındaki çatışmalar, Beyrut'un batısını "ölü kent" haline getirdi. ABD'de Suriye'ye Lübnan'daki askerlerini çekilmesi yolunda baskı yapılması isteniyor. BEYRUT (AA) — Lübnan'da- ki Hıristiyan hükümet lideri Ge- neral Michel Aoun'a bağlı birlik- lerle, Lübnan Güçleri adlı grup üyesi militanlar arasında başkent Beyrut'un Hıristiyan kesiminde meydana gelen çatışmalar sürü- yor. Başkentin Hıristiyan kesiminde dün gece de şiddetli çatışmalar ol- duğu, karşıhİdı topçu ateşinin sus- madığı belirtDdi. Lübnan polisi, Batı Beyrut'un çatışmalar nede- niyle "ölü kent" haline geldiğini bildirdi. öte yandan, ABD'de Cumhu- riyetçı Parti'nin önde gelen lider- lerinden Senatör Bob Dole, Suri- ye'nin Lübnan'daki askerlerini çekmesi için ABD'nin bu ülkeve diplomatik baskı yapmasını ve Is- rail de dahil olmak üzere bütün yabancı güçlerin Lübnan'dan çe- kilmesini istedi. Bob Dole dün yaptığı açıkla- mada, ABD'nin Lübnan konu- sunda ciddi olduğunu açıkça or- taya koyması için Lübnan soru- nuyla ilgilenecek bir ABD temsil- cisinin görevlendirümesi gerekti- ğini söyledi. Suriye askerlerinin Lübnan'dan çekilmesi için Arap Birliği'nin bir takvim belirlemesini isteyen Do- le, Suriye birliklerinin Lübnan'- dan çekilmesi konusunda ABD diploraasinin devreye girmesi ge- rektiğini kaydetti. Senatör Dole, Lübnan sorunu- nun çözümüne en büyük engelin Suriye veya diğer yabancı güçler olmadığını, söz konusu engelin, Lübnan sorununun çözumlenme- sine isteksiz olan Lübnan'daki fraksiyonlar tarafından yaratıldı- ğım söyledi. Bob Dole, Lübnanh hderler- den, kan dökümüne son vermde- rini, Ulkedeki yabana güçlerin çe- kilmesi için birlik içinde olmaJa- ruu ve ülkenin siyasi geleceğini ta- yin etmek için vatansever bir tu- tum içinde, aralannda ciddi bir StLAHLARIN GÖLGEStNDE YAŞAM — Beyrut'un batı kesiminde Hıristiyan güçler arasında sören diyalog başlatmalanm istedi. çabşmalara karşın, halk giinlük yaşamını sördürmeye çalışıyor. Su, elektrik, arbk lüks ihtiyaç. ORTADOĞU BAR1Ş PLANI Diyalog yolunda adımlar hızlanıyor KAHtRE (AA) — ABD, tsrail ve Mısır Dı- şişleri bakanlannın Israil ve Filistin arasında ilk kez diyalog kunümasma hanrlık amacıy- la 10 şubattan sonra Cenevre'de bir araya gel- meleri bekleniyor. Mısır Dışişleri Bakanhğı yetküileri, üçlü gö- rüşmenin ABD Dışişleri Bakanı James Baker'- ın Moskova ziyaretinin ardından 10-12 şubat tarihleri arasında yapılabileceğini belirttiler. Kahire'deki diplomatik kaynaklara göre üç- lü görüşmeler öncesinde izlenecek ortak po- litika konusunda, Mısır Devlet Başkanı Hüs- DÜ Mübarek ve Filistin Devlet Başkanı Yaser ERMENİ TASARISI Arafat arasında anlaşmaya vanldı. Filistinlilerin meşru haklannı ve FKÖ'nün, rolünü vurgulayan bu anlaşma çerçevesinde FKÖ'nün Mısır hükümetine banş görüşmele- rine katılacak Filistin heyetini açıklama yetki- si verdiği bildirüiyor. Görüşmeler tsrail'in FKÖ yetkililerinin Fi- listin heyetinde yer almasma karşı çıkması ne- deniyle bugüne kadar gerçekleşememişti. Mısır tarafından açıklanacak Filistin heye- tinin kimlerden oluşacağı ve bu konudaki ke- sin karann kimin tarafından verileceği ise he- nüz açıkhk kazanmadı. Türkiye'nin ABD'li lobicileri karamsar VVASHINGTON (Cumhuriyet) — Turkiye'nin ABD'deki lobici- leri Ermeni karar tasansının ka- bul edilmesinin Önlenebilecegi ko- nusunda umutsuz. Türkiye'nin Amerikalı Dostlan Derneği ile Türk Amerikan Der- nekleri Assamblesi'nce VVashing- ton'da düzenlenen toplantıda Se- nato gündemindeki sözde soykı- rıma ilişkin karar tasarısına tari- hi açıdan yaklaşılarak, tasarınm durumu hakkuıda bilgi verildi. Türkiye adına çalışan lobi şir- ketlerinin yetküileri de tasan aley- hinde neler yapılabileceği konu- sunda bilgi verirlerken, karamsar bir tablo çizdiler. Toplantıya ANAP Denizli Mil- letvekili ve Kuzey Atlantik As- samblesi Türk Parlamento grubu Başkanvekili tsmail Şengiin de konuşmasında Kongre'deki Er- meni karar tasarısına Türk hükü- metinin, parlamentosunun ve hal- kının gösterdiği hassasiyeti anlat- tı. Tasannın geçmesi halinde iki- li ilişkilerde büyük yaralar açıla- cağını ve Türkiye'nin ikili ilişki- ler açısından ek karşı tedbirler al- maya yelteneceğine dikkati çeken Şengün, tarihin söz konusu döne- mi hakkında da bilgi verdi. Türkiye'nin soykırım suçlama- sını tamamen reddettiğini gerek- çeleriyle anlatan Şengün, "Tasa- n gecerse Türk kamuoyu ve Tür- kiye Cumhuriyeti bunu egemen- lik ve loprak bütıinlügüne yönel- miş bir saldırı olarak yorumlayacaktır" diye konuştu. Richard Perle'nin danışmanlı- ğını yaptığı International Advisers şirketinin yöneticilerinden Doug- las Feith, ABD yönetimi tam gîı- cuyle devreye girse dahi, oylama sonucunun "ortada" olduğunu kaydetti. Feith, "ABD yönetimin- den bir tek Ankara Buyukelçisi Abramowiu, aktif olarak bu ko- nuda çalışıvor, yönetim onun dı- şında fazla girmedi" dedi. Gümülcine'deki Türk Başkonso- losu Kemal Gür'ün sınırdışı edil- mesi kararını savundu. "Tiirk hükiuneti. lstaobri'dmki Yunan BagkonsolosH'au snvdışı edttmesi karannın faicbir riuhn- ras hnk«k kaided ile tMtdasma- dttından, tahakköm edkrf bir tn- tom içinde poiitik bir Uvır talundı" diyen Samaras, "Törki- ye"nin bu suçlu daruma ve kendi- sioi Bau Trakya'daki Möstüman azwl4u vehsi gibi göslermekte- Id ısnuı, kendisini «lıulanussı alanda zor dnrında buaknaktadır" şeklinde konustu. Türkiye'nin, Bab Trakya konu- sunda Lozan Antlaşması'nı çiğne- diğini ve Yunanistan'm iç işlerine kanştığını da iddia eden Samaras, sözlerini Türkiye'nin, YnnaııbUıı hökümetİDİ yeni ledbirier almay* mecbar etmeyecek şckitde davn- uacagını ömit ediyoruz" diye sür- dürdü. Yunanistan'da, Yeni Demokra- si Partisi'nin lideri MHcotaUs, Türkiye'nin mrnmunu sördnrdiigii gibiuhrik- kâr davramşlaıuı da mrttınfctı«ır * iddia etti. Girit Adası'nda bulunan Mitço- takis, Türk-Yunan ilişkilerindeki son durum ile ilgili görüşleri hak- kında bir soruyu cevaplandınrken şu iddialarda bulundu: "YuaanisUn, ısrartı bir poüti- k* izUyor. Kimseyi tahrik etmeyn bir milli poliüka, bir banş poüti- kaa izUyomz. Ancak HMd)^ de- gişmez tutnmnnu sardnrttyor, «y- nca tahrlkçiiitmi arttınyor. Seriıı- kanlıhfınıızı kaybetmeden geüş- meieri izUyoruz. Kimseyi Uüırik etmeden milli çıkarlanmm konı- maya kararüyız." Aynı konuda bir açıklama ya- pan PASOK lideri eski Başbakan Andreas Pmpandreu ise Yunan halkının, yönetiminin ve basınuun bir kez daha Yunanistan'ın toprak bütunlüğü, ulusal bağımsızlığı ve Elenizmin devamhhğmın korun- ması için birlik içinde olduklan- nı söyledi. Papandreu, Türkiye'nin "yıyıi- macı politikasım" sürdürerek azınlıklar konusunu ortaya at- makla Lozan Antlaşması Ûe Da- vos mutabakatını ihlal ettigini ve iki ülke arasındaki ilişkileri "di- namitlediğini" öne sürdü. "Kritik saatler yaşıyoruz. Tüm EleBİzmin birlik ve dayanışma içinde olması gerekli" diyen Pa- pandreu, durumun ciddiyeti nede- niyle grev yapan işçi ve memurlar ile bakanhk ve üniversiteleri işgal akmda tutan talebeleri direnişle- rini terk etmeye çağırdı. KlBRIS Rumlar, ohuıısuz hava yayıyor LEFKOŞA (AA) — Kıbns Rumlan, 26 şubatta başlayacak New York görüşmelerinin olum- suz sonuçlanması halinde, faturayı Turk tarafının üzerine yıkmak için şimdiden bir "umutsuzluk ve olumsuduk" havası yaratmaya ça- lışıyorlar. Genel Sekreter Perez de Cuel- lar'ın yeni çağnsının ardından başlayan demeçler ve yayınlar, Güney Kıbns'ta hafta sonunda da devam etti. Bu yondeki kampanyanın ilk iki günunde sessiz kalmayı tercih eden DISI Genel Başkanı Glafkos Klerides de kampanyaya katıldı ve Agon Gazetesi'ne verdiği demeç- te, Rum tarafınm, New York'a git- meden önce Denktaş ve Cuellar arasında teati edilen mektupların içerigi hakkında mutlaka bilgi sa- hibi olması gerektiğini öne sürdü. Denktaş'ın, siyasi eşitlik, ayrı self-determinasyon hakkı gibi "kabul edilemeyecek" şartlar üze- rinde ısrarlı olduğunu belirten Klerides, "Denktaş'ın Cuellar'a gönderdigi meklup ve Genel Sek- reter'in cevabı bakkında aydınl»- tılmalıyız" dedi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri Naif Havatme, banş görüşmelerine katılacak Filis- tin heyetinin Mısır tarafından açıklanmasına karşı olduklannı bildirdi. Havatme Tunus'ta düzenlediği basın toplan- tısında, bu heyetin oluşturulması hakkının sa- dece FKÖ'ye ait olması gerektiğini belirtti. öte yandan Cenevre'deki üçlü görüşmele- rin yapılmasının, Israil Başbakanı Izak Şa- mir'in çarşamba gunü lideri bulunduğu Likud Cephesi'nden güvenoyu almasma bağlı oldu- ğu bildiriliyor. MlSIR Israil otobüsüne saldırı: 10 ölü KUDÜS (AA) — Mısır'ın Is- mailiye kenti yakınlannda bir yol- cu otobusüne yönelik silahlı sal- dında, en az 10 tsrailünin öldürül- düğü bildirildi. Kudüs Radyosu, silahlı kişilerin saldınsında "çok sayıda" Israilli- nin öldürüldüğünü duyurdu. Tel Aviv'deki guvenilir kaynaklar ise, en az 10 lsraillinin saldırıda öldü- ğünü ifade ettiler. Radyo, saldırıya uğrayan Mısır otobüsünün Refah-Kahire seferi- ni yaptığını belirtti. Tel Aviv'deki Mısır Büyükelçi- si Muhammed Bassiuni de, saldı- rıyı doğruladı ve "Birkaç" tsrailli turistın, otomatik silahlarla ger- çekleştirilen saldırının "karbanı" olduğunu ifade etti. POLİTİKADA SORUNLAR ERGinSBALa SSCB'de Merkez Komitesi Toplantısı Başlarken Sovyetler Birtiği Komünist Partisi Merkez Komttesi'nin bugün başlayacak olan toplantısı diplomatik çevrelerde büyük bir rne- rak ve heyecanla bekleniyor. Genel kanı; toplantının çok önemli gelişmelere sahne olacağı, Mihail Gorbaçov'un toplumun daha fazla demokratikleşmesine yönelik yeni öneriler yapacağı yolun- da. Merkez Komitesı toplantısında Komünist Parti'nin öncü ro- iûnden çoğulcu sisteme kadar bir dizi sorunun tartışılması bek- leniyor. Gorbaçov'un KP Genel Sekreterliği'nden ayrılacağı yo- lundaki iddıaların ortaya atıldığı bir döneme rastlaması, toplan- tıyı büsbütün ilginç kılıyor. Görünen o ki Gorbaçov yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Sov- yet lideri şimdiye dek radikal reformcularla muhafazakârlar ara- sında orta yolu izliyordu. Josef Stalin'ın Bolşevik Partisi'nde sol muhalefetle, sağ kanat arasında 1928'e kadar merkezi tuttuğu gibi. Stalin bu tarihte sola yönelmiş, tasfiye etmiş olduğu Troç- ki'nin bir zamanlar yaptığı önerilerı, görülmemiş bir şıddet ve baskı ile uygulamaya başlamıştı. Gorbaçov'un da artık merkezden aynlması ve bir karar ver- mesi zamanının geldiği anlaşılıyor. Perestroyka umulan ekonomik sonuçlan vermemiş, etnik kay- naşma ise ülkenin birliğıni tehlikeye düşürecek boyutlara ulaş- mıştır. "Le Monde" Gazetesi geçen hafta Gorbaçov'un yakın da- nışmanları tarafından kendisine sunulan bir raporu yayımlamıştır. Raporda parti ve liderlik kadrosunun halkın güvenini hızla yrtir- mekte olduğu, muhafazakârların ise hoşnutsuz kitlelerde des- teginı giderek genişlettiği belirtiliyor. Belgede Gorbaçov'un mu- hafazakârlaıia bir an önce köprüleri atıp, partiyi yeniden şekil- lendirmesi ve reformları tam olarak uygulaması salık veriliyor. Sovyet lideri bu yola yönelmediği takdırde ülkenin kanlı olayla- nn çıkabileceği büyük bir kargasaya sürüklenecegi uyarısında da bulunuluyor. Durum neden bu noktaya geldi? Sanırız Gorbaçov'un en büyük çelişkisi şu oldu; Sovyetler'de reform hareketini başlatan partidir, ama parti aynı zamanda re- formun önündeki en büyük engeldir. Ekonomik reformlar; piya- saya açılma ve ademi merkezciliği öngörüyor. Yani lyı kotü ço- ğulcu bir ekonomik altyapının kurulması gerekiyor. Çünkü piya- sa çoğulcudur. Ne var ki çoğulcu ekonomik altyapı, tekelci siya- sal üstyapı ile bağdaşmaz. Aralannda bir süre sonra çelişki ka- çınılmaz olur. Şöyle denebilir: "Neden bağdaşmasm? Komünist Parti stya- sal öncü rolünü sürdürebilir. Buna karşılık, ekonomiye müdaha- le etmez. Piyasa mekanizmasının bazj kurallarının işlemesine izin verir." Ne var ki Komünist Parti'nin sivasal öncü rolünü sür- - dürebtlmesı için ekonomiyi de denetlemesi zorunludur. Çünkü eko- nomik özerkJik ve çoğulculuk, bir süre sonra siyasal özerklik ta- leplerini de gündeme getirir. Ekonomik kararı kendileri veren ki- şi ve kuruluşlar, bir süre sonra siyasal kararları da kendileri al- mak isterler. Vani merkezi plan, sadece ekonomik bir kavram ol- mayıp, aynı zamanda Komünist Parti'nin siyasal otoritesi ve te- kelini saglayan bir araçtır. Nitekim Gorbaçov'un ısrarla savun- duğu köylülere 50 yıllığına toprak kiralama yöntemi bu nedenle şimdiye kadar yaygın biçimde uygulanamamıştır. Parti, bu yola yöneldiği takdirde, kırsal alandaki kitleler üzerindeki siyasal nü- fuzunu yitireceğinden korkmaktadır. Gorbaçov, komünizmi reforme etmek, kurtarmak amacıyla yola çıkmıştır. Ama bu yolda ilerlerken Doğu Awrupa'da komünizmin çözüimesinin ortamını yaratmıştır Piyasaya yönelik ekonomik re- formların bir noktada Komünist Parti ile çakışması kaçınılmaz- dır. Reform yolunda mesafe almanın mantıksal sonucu, parti- nin sahneden çekilmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Nitekim Polon- ya ile Macarıstan'da bu olmuştur. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Sovyetler Birliği'nin yetiştirdi- ği tartışmasız en zekı lider olan Gorbaçov, yola çıktıktan bir sü- re sonra bu gerçeği görmüş ve doğabilecek iktidar boşiuğunu doldurmak için önlemlerini almıştır. Halk Temsılcilerı Kongresi ve profesyonel Sovyet Parlamentosu aslında Komünist Parti'nin karşısında denge unsurları, belki de ileride alternatıf olarak dü- şünülen organlardtr. Ancak parlamentonun gücü, partininkinin yanında henüz cılızdır. Gorbaçov'un partide tam olarak egemen- liğini kuramadığı, bir dizireformunyarıda kalmış olmasından an- laşılmaktadır. Söz gelişi çok gerekli olan fiyat reformu yapılama- mıştır. Bir dizi maddeden devlet sübvansiyonu çekildiği takdir- de fıyatların en az yüzde 40 oranında artması bekleniyor ki Krem- lin, sosyal çalkantılara yol açabilecek bu tehlikeyi göze alarrvı- yor. Polonya bu bakımdan Sovyetler'den daha avantajlı. Çünkü ik- tidarda ışçilerin temsilcisi olan Dayanışma hükümeti var. ikttdarda bürokrasınin bulunduğu SSCB'de ise işçi sınıfının fiyat artışları karşısında Polonya işçilerinin gösterdiği anlayışı göstereceği kus- kuludur. Alınan yarım önlemler, ekonomik durumu daha da kötüleştir- mekten başka sonuç vermemiştir. Merkezi plan gevşemiş, ama ekonomide ademi merkezcilik ve girişimcilik sağlanamamıştır. Sonuç olarak Sovyet ekonomisi iki sistemin de en kotü yanları ile baş başa kalmıştır: Gevşemiş, etkinliğini yitirmiş bir merkezi plan ve uygulanamayan bir liberalleşme. Gorbaçov'un de- vasa sorunlara karşın şimdiye dek ıktidarını sürdürmesi ise şa- şırtıcı gelebilir, ama bu, önemli ölçüde KGB'nin desteğı saye- sinde mümkün olmuştur. Gorbaçov, eski lider Yuri Andropov- un gözdesi idi. Andropov da bilindtği gibi KGB'nin başkanıydı. Alternatifı bulunamaması ve uluslararası sahnede büyük pres- tije sahip olması Sovyet liderinin diğer bir kozudur. Ancak ekonomiyi düzeltemediği ve dükkânlann raflarını dol- duramadığı takdirde, bu kozlar yeterli olmayabilir. Sovyet lideri, bir zamanlar Stalin gibi artık merkezde kalama- yacağı noktaya gelmiştir. Karar vermek zorundadır. Bugûn baş- layacak olan Merkez Komitesi toplantısında, Gorbaçov'un tavrı- nı ortaya koyması bekJendtğinden dünyanın gözleri Moskova'- ya çevrilmiştir. GüNEYAFRİKA Mandela: Reformlar halkın başarısıdır JOHANNESBURG (AA) — Güney Afrika Cumhuriyeti Dev- let Başkanı Frederik de Klerk, kısa bir süre önce açıkladığı re- formlann iilkesi için yeni bir dö- nemin başlangıcı olmasmı ümit ettigini söyledi. Güney Afrika televizyonunda önceki gün bir röportajı yayım- lanan de Klerk, ABD Başkanı George Basb ve tngiltere Başba- kanı Margaret Thatther'ın da- vetlerinin ülkeler arasmdaki an- laşmazlıklan silip atacağını be- lirtti. Irkçı beyaz yönetime karşı mücadele eden hapisteki siyah li- der Nelson Mandela ise halkın, Güney Afrika Devlet Başkanı de Klerk'i, Afrika Ulusal Kongre- si'ne konan yasağı kaldırmaya zorladığım ve sonucun halkın başansı olduğunu söyledi. Man- dela, eşi \Vinnie tarafından Jo- hannesburg kentinin Alexandra kasabasmda okunan mesajında, "De Klerk'i bn ödönleri verme- ye halk ve kısmen de uluslararası topraluklar /orladı" dedi. Afrika Ulusal Kongresi Genel Sekreteri Alfred Nzo, önceki gün tsveç/te ırk aynmı karşıtı gruplar tarafından düzenlenen yurüyüş sırasında yaptığı konuş- mada Isveç'in, Güney Afrika'ya ekonomik ambargo uygulama- ya devam etmesi gerektiğini söy- ledi. Nzo konuşmasında Afrika Ulusal Kongresi'nin ırk aynmcı- hğına son verilmesi amacıyla si- lahh mücadeleye devam edeceği- ni kaydederek "Güey Afrika yöDetimlyle antmızda ateşkes saglanması için görüşmeler ya- pdmaİKİır" dedi. Afrika Ulusal Kongresi lider- leri, tngiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd'ün davetini red- dettiler. Afrika Ulusal Kongre- si yetkilisi Thabo Mkoei, önce- ki gün lngiliz BBC yayın kuru- muna yaptığı açıklamada, "LoDdra ztynıtü yapıİKavacak- nr. İBgfliz haiduıcttain Afrika Ulusal Koagresi'ııe karsı takuı- dıgı tannlaa ötüriL ba ztymretin gerceUeşınesİBİH dogro ofanara- c«gı göruşimJeyb:" dedi. Mkoei, siyah lider Mandela- nın hapisten çıktıktan sonra bu ülkeyi ziyaret etmesinin beklenil- mediğini söyledi. tngiltere Başbakanı, Güney Afrika'ya ekonomik yaptınm uygulamayı reddetmiş ve bu ül- kenin devlet başkamm ve siyah lider Mandela'yı özgürlüğüne kavuştuktan sonra lngütere*yi zi- yaret etmesi için davet etmişti-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle