Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ŞUBAT 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
Prof. Muammer Aksoy'un cenaze törenine siyasiparti temsilcileri ve binlerceyurttaş katıldı
Prof.Aksoy için demokrasi görevi(Baştarafı 1. Sayfada)
tarken Sıhhiye Köprüsü üzerinden
geçen bir banliyö treni yavaşlaya-
rak sirenlerini çaldı. Bu davranış
törene katılanlar tarafından al-
kışlandı.
Prof. Aksoy'un cenazesini ikin-
ci törenin yapıldığı TBMM'ye ta-
şıyan aracı yaklaşık 5 bin kişilik
bir kortej izledi. Kortejin önünde,
avukatlar, çeşidj kunıluş temsilci-
leri yer aldı. Aksoy'un fotoğrafı-
nı gazetemiz yazan Ugnr Mmncu
taşıdı.
Atatürk Bulvan'ndan ilerleye-
rek TBMM'ye ulaşan kortejin bu-
rada polis tarafından önü kesildi
ve Mecüsteki törene sadece millet-
vekilleri, Aksoy'un ailesi, avukat-
lar ve basın mensuplarının alına-
cağı duyuruldu. Bunun üzerine
kortejde bulunanlar "Hükümet is-
tifa", "Kahrolsun faşist diktatör-
lak", "Birlikte geldik birlikte
döneriı" seklinde sloganlar attı-
Gazeteciye copa
İnönü tepkisv
Tolis
aklını mı
kaçırmış?'
Haber Merkezi — Prof. Mu-
arnmer Aksoy'un cenaze törenin-
de gazetecüerin polisler tarafın-
dan coplanarak dövülraesi olayı,
basın kuruluşlan ve gazetecilerce
kınandı.
SHP Genel Başkanı Enüü tnö-
•ö, cenazedeki olayları ve gazete-
cilere saldırüarı Urla'da öğrendi.
Burada gazetecilerden bilgi alan
İnönü, "Polis aklını mı kaçırmış?
Içtşieri Bakanı orada degîl miy-
mis? Olayda yanüanan gazeteci-
lere 'geçmiş olsun' diyoram" sek-
linde konuştu. Herkesi serinkan-
h düşünmeye ve suçlulan bulma-
da işbirliğine çağnn İnönü şunlan
söyledi:
"Demokraside giivenlik güçle-
riyle basın, birbirlerine karşı güç-
ler degildir. Polislerin gazetecile-
rc hiicnm elmesi anlaşılmaz, de-
mokrasiye yakışmayan bir hare-
ket, bundan Idmseye yarar gei-
mez. Polis memurunu öldürenler
yakalanmadı, ama bandan basın
sorumlu tutulamaz. Basına luz-
mak, yanlıştır, saçmalıkür."
Polisin cenazede gazetecileri
coplaması Sosyalist Parti Genel
Başkanı Ferit tlsever, Çağdaş Ga-
zeteciler Derneği, Curnhurbaşkan-
lığı ve Başbakanlık Muhabirlerı
Derneği, Foto Muhabirleri Derne-
ği, Ankara'daki Yabancı Basın
Kulübü, lzmir Gazeteciler Cemi-
yetî, TGS Ankara Şubesi ve Çağ-
daş Hukukçular Yeniden örgüt-
lenme Komitesi tarafından da
kınandı.
Dayaga sonışturma
Ankara Cumhuriyet Savcıhğı,
gazetecilerin dövülmesi olayı ile il-
gili soruşturma başlattı. Ankara
Cumhuriyet Başsavcısı Akın Ön-
cöl tarafından görevlendirilen bir
savcı, hastanede tedavileri süren
gazetecilerin dün akşam ifadesini
aldı. Dövülen gazetecilerden Ka-
dir Ercan'ın kafasına sekiz dikiş
atılırken, Mehmet Özer'in sağ
gözünün tamamen kapandığı ve
burnunda da kınk olduğu bildi-
rildi. Nurettin Kurt da "Bir hafta
çalışamaz" seklinde rapor aldı.
DGM Başsavcısı Nusret Demi-
nü da Prof. Dr. Muammer Ak-
soy'un cenaze töreninde çıkan
olaylann ve gazetecilerin yaralan-
ması konusunun, yann değerlen-
dirileceğini söyiedi.
Ankara Valisi Saffet Ankan Be-
dük ise olaylar sırasında giivenlik
kuvvetlerinin "fevkalade tolerans-
lı" davrandıklarını belirterek
"Muhabiıierin fotograf çekmesi
engeUenmemelidir. Çünkü onlar
görevierini yapmaktadıriar. Polis-
le gazeleciler) karşı karşıya getir-
mek isteyenlere alet olanmamalı-
dır" diye konuştu.
ÇGD Genel Başkanvekili Rah-
mi Yüdınm, gazetecilerin polis ta-
rafından kıyasıya dövülraesini
protesto etti ve "Polis, tcröıü
kemti içinde arasın" dedi.
Prof. Aksoy'un cenaze töreni-
ni izlerken polisler tarafından dö-
vülerek makineleri parçalanan fo-
to muhabirleri ve gazeteciler, po-
lisin "iatikara" duygusuyla hare-
ket ettiğini, saldırırun önceden
planlandığınj öne sürdüler.
Saldınya uğrayan ve çeşitli yer-
lerinden yaralanan gazeteciler ola-
yı şöyle özetlediler:
Mehmet Özer (2000'e Doğru
Dergisi muhabiri): EUerinden gel-
w beni öktürecekfcrdi. Polisiıı sal-
dmhğı Uk gazeted ben oldum. Bir
grnp polis üzerime çullandı. tlk
darbede kaşım patladı.
Uğnr Şefkat (Hurriyet Gazete-
si muhabiri): Polis bizleri acıma-
sızca döverken bir yandan da 'lşte
polisi hedef göstermenip cezası
diye' bağınyordu.
Süreyya Sert (Güneş Gazetesi
muhabiri): Kargaşa içinde rasgele
degıl bizzat hedef seçüerek dövül-
dfim. Olayda polisin tmacı inti-
kam almak. gazeteci dövmekti.
Öte yandan İçişleri Bakanı Ab-
düikadir Aksu ile Devlet Bakanı
Mehmet Yazmr, olaydan sonra dö-
vülen gazetecileri telefonla araya-
rak geçmiş olsun dileğinde bulun-
dular. Aksu, olayın sorumluları
hakkında soruşturma açılacağını
ve suçuların cezalandırılacağını
söyiedi.
lar. Bir süre Meclis önünden ay-
nlmayan kalabalık daha sonra ce-
naze namazının küınacagı Malte-
pe Camisi'ne doğru yürüyüşe
geçti.
TBMM'de düzenlenen törene
Aksoy'un ailesi, TBMM Başkanı
Kaya Erdem, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ı temsilen Yaver Al-
bay Aslan Güner, TBMM Baş-
kanvekilleri, Devlet Bakanı Kemal
Akkaya, Dışişleri Bakanı Mesnt
Yılmaz, İçişleri Bakanı Abdülka-
dir Aksu, Milli Eğitim Bakanı Av-
ni Akyol, Turizm Bakanı tlhan
Aküzüm, SHP Genel Sekreteri
Deniz Baykal, siyasi parti lerin
gnıp başkanveküleri, YÖK Başka-
nı Prof. Ihsan Dogramaa, çok sa-
yıda milletvekili, Ankara Valisi
Saffet Ankan Bedük ile bazı be-
lediye başkanları, avukatlar, eski
parlamenterler Kasım Gülek ve
Osman Böliikbaşı katıldılar. Bu-
radaki tören sırasında Aksoy'un
kız kardesinin kocası Cemalettin
Pehlivanu, İçişleri Bakanı Abdnl-
kadir Aksu'ya katillerin bir an ev-
vel yakalanması isteğini Uetükten
sonra kalp spazmı geçirdi. Pehli-
vanlı Uk müdahaleden sonra çağ-
nlan bir ambülansla hastaneye
kaldınldı.
TBMM bahcesindeki törene ka-
tılan avukatlar ve diğer vatandaş-
lar burada Aksoy'un öldürülme-
sini alkışlarla protesto ettiler. Enı-
niyet yetkililerinin "zor kuDandır-
mayın, alkışlamayın" uyarısına
karşın alkışlarla protesto devam
etti.
TBMM'deki törenden sonra ce-
naze oluşturulan bir kortej eşligin-
de Maltepe Camisi'ne getirildi. Yol
boyunca çok sıkı giivenlik önlenı-
leri ahndığı görtildü.
Maltepe Camisi'nin önttne ge-
lindiğinde burada cenazeyi yakla-
şık 8 bin kişilik bir vatandaş top-
luluğu karşıladı. Cenaze namazı
küımrken dısandaki bazı grupla-
rm Dev-Genç marşı söyledikleri ve
devrim andı içtikleri gözlendi. Bu
sırada "Özal istifa", "Katil ikti-
dar", "Türkiye Iran olmayacak"
seklinde sloganlar atıldı, cami çev-
resinde uçan jandarma helikopter-
leri protesto edildi.
Camideki tören sırasında Ak-
soy'un eşi Ülke Aksoy rahatsızla-
narak hastaneye kaldınldı.
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu ile
SHP lstanbul Milletvekili Musta-
f a Sangül cenazenin başında Ak-
soy'un resmiyle nöbet tuttular.
Öglen namazının ardından kılınan
cenaze namazına Prof. Aksoy'un
ailesi ve yakınları, ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Halil Ozsoy,
SHP Genel Sekreteri Deniz Bay-
kal ile DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Golhan, DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, çok
sayıda eski ve yeni politikacılar,
milletvekilleri ile Genelkurmay 2.
Başkanvekili Korgeneral Dogan
Beyazıt, Ankara Garnizon Komu-
tanı Korgeneral Hikmet Bayar da
katıldılar.
Prof. Dr. Mıaınmer Aksoy'un
cenaze namazını eski Diyanet İş-
leri Başkanı ve pârlarnenter Lüt-
fü Dogan ile birlikte Maltepe Ca-
mrsi tmamı Sadık Ağaf kûdırdı.
Namazdan sonra bayTağa sanlı ta-
but eller üzerinde cami avlusun-
dan dışan çıkanbrken tabutun
uzerine çiçekler atıldı. Aksoy'un
tabutu daha sonra cenaze araba-
sına konuldu. Kortej, Anakent
Belediye Bandosu'nun çaldığı ce-
naze marşı eşliğinde Strasbourg
Caddesi yonünde yola çıktı.
Camiden Sıhhiye Köprüsü'ne
kadar süren ve yaklaşık 10 bin ki-
şinin katıldığı yiirüyüş sırasında,
"Katil iktidar", "Türkiye İran ol-
mayacak", "Aksoylar ölmez",
"Kabrolsun faşizm, yajasın
mücadelemiz" ve "Katil Ozal"
sloganları atıldı. Çevik kuvvete
mensup polislerin de yürüyenlerin
kenannda kordon oluşturdukları,
ancak sloganlara müdahale etme-
dikleri görüldü.
Yürüyüş sırasında bir binanın
balkonundan video kaydı yapan
polisler kortejdekiler tarafından
protesto edildi. Bir bölüm genç
MÇP binasının önünden geçerken
de, "tşte faşizm, işte kan'ller" di-
ye bağırdı ve binanın pencerelerin-
deki partilileri yuhaladı.
Kortejin önü Sıhhiye Köprüsü-
nün başlangıcında çevik kuvvet
tarafından kesildi. Çok sayıda po-
lisin kordon oluşturarak yürüyü-
şe izin vermemesi üzerine emniyet
amirleri ile yürüyüşe katılanlar
arasında tartışmalar başladı.
Tartışmalar sürerken Baykal ve
SHP yöneticileri araçlara binerek
uzaklaştılar. Polisin uyarılan üze-
rine yürüyüşe katılanların bir bö-
lumü otobüslere binerek polis kor-
donunu aştılar. Ancak SHP yöne-
ticilerinin bindiği otobüs ile bele-
diye otobusleri cenazeyi taşıyan
aracın da yürtiyüşçülerle birlikte
ınunun arasında kaldı-
SON GÖREV — Prof. Dr. Muammer Aksoy'un cenaze törenine çok sayıda yurttaş katıldı. Uzun kortejden oluşan kalabalık gnıp polis tarafından dikkatle
TBMM ÖNÜNDE TÖREN — Prof. Aksoy icin Meclis önünde yapılan törende oğlu Ann Aksoy ve eşi Ülke Aksoy oldukca bitkin gozüküyorlardı. Kalabalık grubun
mezara gitmesini engellemek için polisin gösterdiği çaba coplamaya donıişünce, basın mensuplanndan da yaralananlar oldu. Tercuman Gazetesi muhabiri Kadir Ercan
da basına yediği copla yaralananlar arasındaydı. (Folograflar Banş BU)
ğını anlayınca köprünun sonunda
beklemeye başladılar.
Kortejin organizasyonunu üst-
lendiğini söyleyen bir gnıp genç
avukatla Çevik Kuvvet Amiri
Mehmet Bilir arasında tartışma çı-
kınca, Ankara Emniyet Müdurii
Mehmet Ağar devreye girdi. Tar-
tışmalar sırasında bazı polis yet-
kilileri, kendileriyle tarüşan kişi-
lerin kimliğini almak istediler. Po-
lis yöneticileri, kendilerine, "Ömye
saygı gösterin. Mezarhga gitmeıııi-
ze izin verin. Biz sadece mezarb-
ga gjtmek istiyonız ve yeterli arac
yok. Mecburen yiirüyerek
gidecegiz" diyenlere, "Ölnye siz
saygı göslermiyorsunuz. Cenaze-
de sessiz yüriinür" karşılığını ver-
diler. Zaman zaman kordonu zor-
layarak geçmeye çalışma girişim-
leri başansız kaldı.
SHP mületveküleri Fnat Atalay,
Mostafa Sangül ile SHP Parti
Meclisi üyesi Halil Akyüz, bağım-
sız milletvekili Kamil Atesogulla-
n, Mehmet Ağar'ı yurüyüşe izin
vermesi için ikna etmcye çalıştılar.
Fuat Atalay, Ağar'a, "Ow*ttkle
cenaze arabası gecsin. Daha son-
ra yuniyuşçülere izin verirsiniz"
dedi. SHP'liler Ağar ile "Önce yü-
rüyüşe izin verilmesi, cenaze ara-
basımn kalabahğın arasından kur-
tulmasından sonra hızla yol alma-
sı ve gençlerin arkada bırakılma-
sı konusunda" anlaştılar.
Yürüyüşçüler polis kordonunu
yeniden yarmaya çalışırken cena-
ze arabasma binen bazı SHP'liler
de polisle birlikte aracın hızlan-
masmı sağladılar. Cenaze araba-
sının kaçınlmak ıstendiğini gören
bazı gençler, SHP'lilerle tartışarak
arabayı durdurmaya çalıştılar.
Araç daha da hızlanınca bu kez
SHP'liler ile gençler arasında
yumruklaşraalar oldu. Polisin
araç etrafında kordon oluşturması
üzerine yürüyüşçüler aracın uzak-
laşmasını önleyemediler. Cenaze
arabası az Ueride bekleyen otobüs-
lerin eşliğinde mezarlığa doğru
yola çıktı.
Önce gençlere
Cenaze arabasının arkasından
gitmek isteyenlerle polis arasında
itişmeler başladı. Polisler, kordo-
nu aşan yürüyüşçülere uzun tah-
ta coplarla vurmaya başladılar.
Polislerin çoğunluğu gençleri cop-
layarak kovalarken bazı komiser-
ler de polisleri durdurmaya çalış-
tılar. Bir çevik kuvvet komiseri,
polislere, "YapUgınm bcg«niyor
musunaz? Onlar başkası degJl ki,
utamnıyor musunuz? Ortaugı kan
gölüne çeviriyorsunuz" diye bağu-
dı. Ama polisler bu sözleri de diıı-
lemeden yürüyüşçüleri coplama-
ya ve tren yoluna doğru kovala-
maya devam ettiler. Bir emniyet
amiri, "Dunın tren gecsin" diye
bağırırken, Mehmet Ağar da
"Dnnın, sakin olun" talimaU
verdi.
Polislerin saldırısı sırasında çok
CUNEYT ARCAYÜREK yaz.yor
Terör Nasıl Durdurulacak...
ANKARA — Terörün yeniden ortaya çıkış ne-
denlerinı saptamak istiyorsanız, ANAP Genel Baş-
kan Yardımcılarından Metin Gürdere'nin söyledik-
lerine bakmanız gerekiyor.
Terörün Meclisten başladığını söyleyerek Gür-
dere, Guinness'in ünlü rekorlar kitabında yeni bir
sayfa açıyor.
İktidar partisi sözcüsünûn terörü hazıriayan ne-
denleri bir birsıralaması doğrusu heyecan verici
Gürdere'ye göre terörü kışkırtan, yeniden sila-
ha sanlmasına yol açan nedenler şunlar:
—Milletvekillerının maaşları üzerine gitmek, kı-
yak emekliliği eleştırmek.
—TÖ'yü aşağıya ındireceğiz demek, Meclis
kürsüsünde "TÖ'nün ve ANAP'ın yakasına
yapışacağız" diye konuşmak.
—Sürekli hükümet aleyhinde bulunmak.
—Haksızlık, yolsuzluk, hayali ihracat
"iddialannı" manşetlerden vererek terorizme or-
tam hazıdamak.
Muhaiefet ve iktidar "demokrasiden ödün ver-
meyerek, yeni terör hareketinı demokrasi içinde"
önlemekte anlaşttğına göre ANAP'ın yeni "uzlaş-
ma planını" Gürdere duyuruyor.
Yapılacak iş basit: Halkın tepkisini hiçe saya-
rak milletvBkili maaşlarıyla kıyak emeklilikten he-
men hıç söz etmemek. Hatta, milletvekillerinin al-
dığı sekiz milyon dolayındakt maaşın 18 mılyona
çıkarılmasını önermek. Halkın maddi ve manevi
desteginden yoksun olan TÖ'nün yukanya çıkışın-
daki demokratik aykırılıklarla artık uğrasmamak.
Yedi yıl yerine on dört yıl Çankaya'da kalmasına
yan tutmak.
"İlk fırsatta ANAP'la TÖ'nün yakasına
y^)işacağız" ilkesinden vazgeçerek, ANAP ile
TÖ'nün uzun süre sırtımızda yaşamasını sağla-
yacak önlemler almak. Bu isteği gerçekleştirmek
için Seçım Yasası'nda küçük bir değişiklik yapa-
rak yûzde 10 oy alan partinin yüzde 30 oy alana
karşı iktidara gelmesine olanak hazırlamak.
Var sayılsın.yok kabul edllsin, zinhar hükümet
aleyhinde bulunmamak. Haksızlık, yolsuzluk ya-
pılıyormuş, hayali ihracattan milyarlar ceplere gi-
riyormuş. Aman terör baştamasın, silah çekilme-
sin diyerek haksızlığa. yolsuzluğa değinmemek,
hayali ihracat rezaletlerinden hemen hiç söz et-
memek. Manşetlere geçırmemek.
Demokrasinin yaşamasında uzlaşan partiler,
Gürderj'nin öne sürdüğü ana nedenleri uygular-
larsa, terör kapı dışan. Ne karanlık güçler ne de
mihraklar kalacak! Dikensiz gül bahçesi dediğin
de zaten böyle olur. Bravo Gürdere!
Bu arada, polisin 1978de koyduğumuz yerde
kaldığını gösteren betirtileri kimı sıyasetçiler an-
latıyor. "ferör ne zaman geleceğini, kimi nerede vu-
racağını sanki kompüterize polısimize haber ve-
recekmiş gibi önlemler gevşemişti. Polisin istih-
barattan yoksunluğu 80'den önce tartışmaların
odak noktasıydı, bugün de öyle.
Deniz Baykal, "Muhtemel hedefleri polis, dün-
MECLtSE SOKLLMADILAR — TBMM önnndeki törene girmek isteyen kalabalık gnıbu, polis zor kullanarak engelledi. (Fotograf: Banş BU)
den ben kuşatıyor" diyordu. Aksoy'un vurulma-
sı, polisin aklını basına getirmiş olmalı ki ünlü si-
yasetçilerin çevresinde yeniden sıkı önlemlere
başvuruyor.
Yakın tarihi izleysnlerin yargısınagöre; Mende-
res, 1960 mayısında genel seçime gideceğini açık-
lasaydı, 27 Mayıs gelmeyecekti. 1971'lerde seçim
yapılabilseydi, 12 Mart muhtırası dosyalarda ka-
labilirdi. 12 Eylül'den önce genel seçim önerisini
muhaiefet partileri birleşerek "anayasaya aykırı
bulmasalardı", darbe belki olmayacaktı.
Türkiye, sıyasal ve ekonomik bunalımlar içine
düştüğünde, seçim adeta sihirli bir sözcük hali-
ne geliyor. Seçim, siyasal gerginlikleri, bunalım
dönemlerindeki sancıları yumuşatıyor. Halk irade-
sıyle çözüm yolu açılacagı umudu, tırmanan her
olguyu aşağı düzeylere çekiyor.
Fakat yazgımıza bakalım: TO, yukan çıkmış, ilk
seçımde yeni parlamentoyla aşağı indirilecek.
Meclisteki partiler halka, kamuoyuna bağlandılar.
TÖ'nün Meclise girerse öteki partilerin girişimle-
rine iltıfat etmeyeceğini sandığı DSP, iki gün ön-
ce resmi görüşünü açıkladı. DSP diyor ki: "Ken-
dini o mevkiye millet desteğine dayanmaksızın ge-
tirmiş olan partinin, yapılacak ilk seçimde oy ço-
ğunluğu sağlayamaması, yani yüzde 50'nin üze-
rinde oy alamaması durumunda görevinden ay-
rılacağını şimdiden taahhüt etmelidir."
DSP, TÖ'den böyle bir "taahhüt gelmeyeceğini"
bildiğinden SHP ile DYP koşutunda politika be-
lirliyor: "Eski partisi adil bir sisteme göre ister er-
ken ister zamanında yapılacak seçimlerie Mecliste
çoğunluğu elde edemezse, yeni Meclısin zaten
kendisini o mevkiden indinme yollarını arayıp bu-,
lacağı bellidir."
Başlıca sorun, bu noktada başlıyor. TÖ, indiri-
leceğini biliyor, bunalımlara, gerginliklere ve te-
rörün azmasına karşın, 1992'ye kadar iktidarda di-
reneceğini ilan ediyor.
Örneğin Akbulut da —olmaz ya— ANAP gru-
bunda sağduyu biraz kıpırdanıp 1991'de seçime
gidileceğini açıklasa, gerginlik azalacak. Bir ufuk
açılacak.
Olabilir mi? Görünmüyor. Bizimki de hayal iş-
te, sınır tanımıyor.
PROF. AKSOY'UN CENAZE TÖRENİNDEN NOTLAR
Kutlu-Saı^m'ın çelengi için tartışma çıktı
TURAN YILMAZ
ANKARA — Cenaze törenin-
deki olaylar sırasında Ankara Em-
niyet Müdüni Mehmet Agar ile
yardımcılan, yükselen tansiyonu
güçlükle yatıştırmaya çalışırken,
polisten cop yiyen bir gazetecinin
polis müdürlerine hitaben "Em-
rinizdeki polisler sizin de ernriai-
zi dinlemiyor. Aciz kaldınız, şlm-
di bizi coplayanlar yakında sizle-
ri de coplayacaktır" sözleri üzeri-
ne, Ankara Emniyet Müdür Yar-
dımcısı tbrahim Aksoy "Ben de
cop yedim" diye yakındı. Gazete-
cilere yönelik bu saldın, törene ka-
ulanlarca da tepkiyle karşılandı ve
protesto edildi.
Aksoy için önce Adliye Sarayı
önünde tören yapıldı. Ankara Ba-
rosu Yönetim Kurulu'nun kararı
uyannca avukatlar bu törene cü-
ppderi ile katıldılar. Tören sonun-
da ciıppelerin çıkanlması yönün-
deki uyarılara çok sayıda avuka-
tın uymadığı, cüppeleri ile
TBMM'ye doğru yola çıkan kor-
teje katıldıklan gözlendi. Avukat- 2.5 yıldır tutuklu bulunan
lann, poüs tarafından oluşturulan TBKP liderleri Haydar Kutlu ve
Nihat Sargın'ın, Aksoy'un cena-kordonun içinde el ele tutuşarak
ikili bir kordon oluşturdukları
görüldü.
Aksoy'un bayrağa sarılı tabutu
Adliye Sarayı önünden eller üs-
tünde cenaze arabasma götürülür-
ken Sıhhiye Köprusü'nden geçen
bir banliyö treninin yas sireni çal-
dığı duyuldu. Barüiyö treninin sü-
rücüsünün bu davranışı, törene
katılanlar tarafından uzun süre al-
kışlandı.
ze töreni için gönderdikleri bir çe-
lenk sorun yarattı. TBMM önü-
ne kadar herhangi bir sorun çık-
madan taşınan Çelenk, emniyet
görevlilerince TBMM'de düzenle-
necek törene alınmak istenmedi.
Bunun üzerine Kutlu ve Sargın'ın
avukatı Erşen Şansal ile görevli-
ler arasında uzun süre tartışma
çıktı. Çelengin üzerindeki "Nihat
Sargın-Haydar Kutlu" yazısı bu
tartışma sırasında yere düştü. Çe-
lenk bunun üzerine, üzerinde her-
hangi bir yazı olmaksızın
TBMM'ye sokulup tören alanına
konuldu. Kutlu ve Sargın'ın avu-
katları, yazıyı tören alanında çe-
lenge yeniden taktılar. Görevliler
buna yeniden müdahale ettiler.
Görevliler önce çelengin içeride
tutulamayacağını söylediler. Avu-
katların "Neden?" sorusu üzeri-
ne de, "Prolokol listesi gercgi" ya-
nıtını verdiler. Avukatlann, bu lis-
teyi görmek istediklerini soyleme-
leri üzerine uzayan tartışma, Ak-
soy'un kayınbiraderi Cemalettin
Pehlivanlı'nın TBMM'nin iki no-
lu giriş kapısı önünde fenalaşma-
sı üzerine son buldu. _ Kahra-
manmaraşü halk ozanı Âşık Kul
Hasan Gören de "Aksoy" başlık-
lı şiirinı törene katılanlara dağıt-
ü. Aşık Gören'in 8 dörtlükten olu-
şan şiirinin bir dörtlüğü şöyleydi:
"tlerici, aydın, gercek yazar-
dı/Hukuk, anayasa, kanun dizer-
di/Ölecegin bilse neler söyler-
di/Ani oleceğin bilmedi Aksoy."
sayıda yürüyüşçü yaralandı. Bazı
kişileri yerlerde süriikleyerek cop-
layan polisler, çok sayıda yürüyüş-
çüyü gözaltına aldılar.
Olaylar sırasında Çevik Kuvvet
Amiri Mehmet Bilir, polislere,
"Önce gazetecilere... Fotograf
çekmesinler" emrini verdi. Bu em-
ri öbür emniyet amirlerinin de
onaylaması üzerine, polisler, ga-
zetecilere saldırarak coplamaya
başladılar.
Coplanan 2000'e Doğru Dergi-
si muhabiri Mehmet Özer sağ göz-
ünden yaralandı. Özer'in gözünun
altının açıldığı ve şişerek, kanadığı
görüldü. Polislerin dağıttığı yürü-
yüşçüler köprünun altmdaki Ata-
türk Bulvan'na inerek gruplar ha-
linde slogan atarak uzaklaştılar.
Güvenlik kuvvetleri bulvar üzerin-
de ve Abdi Ipekçi Parkı'nda çok
sayıda kişiyi gözaltına aldılar.
Yürüyüşçülerin tamamen dağı-
tılmasından sonra köprünun üze-
rinde sadece gazeteciler ve polis-
ler kaldı. Özer'in yaralandığını gö-
ren bazı gazeteciler, etrafına top-
lanarak fotoğrafını çekmeye baş-
ladılar.
Polisler bu kez toplu halde du-
ran gazetecilere saldırdılar. Polis-
ler, saldın sırasında, "tstanbuTda-
ki arkadaşımızın intikamını alıyo-
ruz", "Ne jazıyorsunuz", "Bizi he-
def göstennek neymiş, göriin" di-
ye bağırdılar.
Kaçmaya çalışan Güneş Gaze-
tesi muhabiri Süreyya Sert, elek-
trik direğindeki çöp bidonuna ta-
kılarak yere düştü. Sert'i yakala-
yan çevik kuvvet mensubu polis-
ler üzerine çullanarak coplamaya
başladılar. Bu sırada bir polis de
Sert'in fotograf makinesini yere
atarak kırdı.
Köprünun parmakhklanyla po-
lis arasında kalan Tercuman Ga-
zetesi foto muhabiri Kadir Ercan
da coplandı. Ercan yediği darbe-
ler sonucunda köprüden arka ta-
raftaki demiryoluna düştü. Başı
yanlarak kanlar akmaya başlayan
Ercan, hastaneye kaldınldı. Tan
Gazetesi muhabiri Nurettin Kurt
ile Sabah Gazetesi muhabiri Ab-
bas Goralı da yedikleri cop dar-
beleriyle yaralandılar.
Polisler gazetecileri coplarken
tren istasyonuna kaçan bazı yürü-
yüşçüler de raylann arasından al-
dıklan taşları polislere doğru fır-
latmaya başladılar. Bunun üzeri-
ne gazeteciler, polislerin coplan ve
yürüyüşçülerin attıklan taşlar ara-
sında kaldılar. Polisler bir yandan
kovaladıklan gazetecilere, "Bizim
fotografımızı çekeceğinize tas
atanlannkini çekin" diye bağırdı-
lar. Bazı polisler de yürüyüşçüle-
rin attıklan taşları geri fırlattılar.
Gazetecileri copladıktan ve bir-
çok fotograf makinesini kırdıktan
sonra polisler bir ara duralaymca,
basın mensupları olay yerine ge-
len Emniyet Müdürü Mehmet
Ağar'ın etrafını sararak nasıl dö-
vüldüklerini anlatmaya başladılar.
Ağar, bu sırada, "Haklısıruz, ha-
talıyız. Eksikliklerimiz var. Bun-
dan sonra böyle bir olay
olmayacak" diye gazetecileri yatış-
tırmaya çalışırken de bazı polisler
gazetecileri tartaklamaya devam
ettiler. Köprü üzerindeki gazete-
cilerin tümünün bir yere toplan-
masından sonra çevik kuvvet ve
diğer polisleı geri çekildiler.
Aksoy'u taşıyan cenaze araba-
sı, belediye otobusleri ile SHP'nin
Güneş 1 otobüsü eşliğinde Cebe-
ci Asri Mezarlığı'na getirildi. Me-
zarlıktaki törene Aksoy'un yakın-
lan, SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal'uı da aralannda bulundu-
ğu yaklaşık bin kişi katıldı. Ak-
soy saat 13.30 sıralannda toprağa
verildi. Aksoy'un cenazesini oğul-
lan Ann ve Işık Aksoy, kabre ko-
yarak Uk toprağı attılar. Mezarlı-
ğa, Maltepe Camisi'nde fenalaşa-
rak hastaneye götürülen Aksoy'-
un eşi Ülke Aksoy da geldi.
Aksoy'un çiçeklerle bezenen
mezannın başında ilk olarak TUrk
Hukuk Kurumu adına avukat Ha-
üt Çelenk konuştu. Aksoy'u, "Öz-
verili, duygulu, esprili bir insan,
yılmaz bir insan haldan, laik dü-
şünce ve hukuk devleti savaşçısı"
olarak niteleyen Çelenk, şöyle
dedi:
"Yaşamı boyunca insan hakla-
n, demokrasi ve laik cumhuriyet
için mücadele veren kunımumu-
zun başkanı Prof. Dr. Muammer
Aksoy, hain bir kursuna hedef ol-
du. Bu saldınnın planlı, örgütlü
bir saldın olduğu açıkür ve saldı-
n, Muammer Aksoy'un kişiligin-
de laik, demokratik düşünceyi he-
def almıştır. Silahı kullanan hain
elin hangi odaklar tarafından gö-
revlendirildiği elbette ortaya çıka-
caktır ve çıkanlmahdır."
Atatürkçü Düşünce Derneği
adına konuşan, demek kurucula-
nndan emekli general Celil Gür-
kan da, "Prof Muammer Aksoy-
on fani dünyadan aynlmasına ne-
den olan menfur suikast, o suikas-
ti uygulayan ve uygulatanlara
utançtan başka bir şey kazandır-
may-acaktır. Prof. Aksoy, yıllar
Jboyu çevresine saçuğı bilim lavlan
iie Türk ilim ve irfan âlemini sı-
cak tutan bir volkan idi. Ömür
boyu onur ve inanç anıtı olarak
yaşayıp insanlan sevmiş, hemcin-
sine vermiş, vertnis, daima venniş,
almaya gerek duymadan vermiş
bir sevgi kaynagı idi. Meşum 31
ocak suikasti bu volkanı söndür-
mek, bu kaynagı kuratmak
istemiştir" dedi.
Bu arada Aksoy'un öldürülme-
siyle ilgüi olayın soruşturmasında
henüz cinayeti aydınlatacak ipuç-
lan elde edilemediği öğrenildi.
Olay1a ilgili görülerek gözaltına
alınan da bulunmadıgı kaydedil-
di.