23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26ŞUBAT1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 \azarkasa ııyansı • ANKARA (ANKA) — Geçen yılki satışları veya gayrisafi iş hasılatı toplamları 18 milyon lirayı aşan ve perakende ticareüe uğraşan birinci ve ikinci sınıf tüccarlann yazarkasa kullanma zorunlulukları 1 martta başlıyor. Soz konusu mükellefler 1 marttan itibaren, bedeli 300 bin liranın altında kalan ve fatura kullanmak zorunda olmadıkları perakende mal satışları veya hizmetleri yazarkasa yoluyla belgelendirmek zorunda olacaklar. Kısa vadeli borçta • ANKARA (AA) — Türkiye'nin, geçen yüın 11 ayında, kısa vadeli dış borç stokunda 871 milyon dolar azaJma kaydedildi. 1988 yılının aynı döneminde, kısa vadeli yükümlülüklerde 312 milyon dolar azalma olmuştu. Merkez Bankası verilerine göre kısa vadeli borçlanmalarda en hızlı azalma 873 milyon dolarla banker kredilerinde görüldü. Bir önceki yüın söz konusu döneminde de banker kredileri 384 milyon dolar azalmıştı. Krediler Yüksek Kurulu • ANKARA (AA) — Türkiye Halk Bankası Krediler Yüksek Kurulu'nun toplanmamasının, esnaf ve sanatkân zor duruma soktuğu öne süruldU. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Hüsamettin Tiyanşan, banka ana sözleşmesinin, krediler yüksek kurulunun her yıl aralık ayı içinde toplanmasını öngördüğünü anımsatarak "Yaklaşık iki ay gecmesine rağmen henüz toplanmadı. Esnaf ve sanatkâr ne alacağından habersiz" dedi. 'Krâtal Elma' • Ekonomi Servisi — Türkiye'de "Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Genelevde Piyanist Sanıyor" adlı kitabıyla tamnan, 1981'de François Mitterrand'ın, ardından da Jacques Chirac'ın seçim kampanyalannı düzenleyen ünlü Fransız reklamcı Jacques Seguela, Reklamcılar Derneği'nin "Kristal Elma" balosuna katılmak uzere Istanbul'a geliyor. Bu yıl ikincisi düzenlenen Kristal Elma Türkiye Reklam ödülleri Yarışması öncesinde seçici kurul geçen cumartesi toplanarak çalışma yöntemini saptadı. 3 martta Hilton Convention Center'da ödülleri dağıtılacak olan yanşmaya 48 ajans 353 çalışmayla katıldı. 'Kan bağışı' protestoeu • ANKARA (AA) — Reorganizasyon çalışmaları gerekçesiyle kapatılan Aselsan Fabrikası'nın işçileri, işverenin tutumunu protesto etmek amacıyla Kızılay Meydanı'nda kan bağışı yaptılar. tşçilerle birlikte Kızılay'a ait karavanda kan veren Otomobil-lş Şube Başkanı Süleyman Türker, Aselsan'da işverenin sendikab işçinin "kellesini" istediğini savunurken "Kellemizi vermeyeceğiz. Reorganizasyon adı atında ' yasal olan sendikalaşma hakkımız engellenmeye çalışdıyor." dedi. 90 bin ton tütün yakıbyor • MİLAS (Cumhuriyet) — Milas Vergi Dairesi'nin restorasyonu yapılan yeni binasım hizmete açmak için Milas'a gelen Maliye ve Gumrük Bakanı Ekrem Pakdemirli, her yıl yaklaşık 90 bin ton tütünün Izmir Çamaltı Tuzlası'nda yakıldığını, böylece yılda 800 milyar liranın boşa gittiğini söyledi. Egebank'ın sigorta şirketi • tZMİR (ANKA) — Özakat grubunun sahibi bulunduğu Egebank, Danimarkalılarla ortak bir sigorta şirketi kurdu. Ege Baltıca Sigortacılık A.Ş. adıyla kurulan şirkette Danimarka'nın uluslararası sigorta şirketi Baltıca yüzde 37.5 ile, Danimarka Yatınm Destekleme Fonu yüzde 25, Egebank ise yüzde 37.5 hisse ile katıldı. Ithalata vem olduYem Sanayıı Ihtiyaçtan fazla veyüksek fıyatla soya küspesi ithaledilinceyılların kârlı kuruluşu zarara geçti Yem fabrikalarının son durumu ABDURRAHMAN Y1LDIRIM Ihtiyaçtan fazla ve yüksek fiyatlarla yapılan soya küspesi ithalatı geçmiş yıl- larda milyarlarca kâr eden Yem Sana- yii'ni 1989 yıhnda milyarlarca lira zarara soktu. 1988'de 3.6 milyar lira kâr eden Yem Sanayü'nin 24 fabrikasının 1989 yıl sonu için bildirdigi net zararı 5.7 mil- yar lira oldu. Diğer iki fabrika ile genel müdürlük zararlarının eklenmesiyle bu rakanun daha da büyüyeceği belirtiliyor. Yem Sanayü'nin kârdan zarara geç- mesine, yem üretiminde hammadde ola- rak kullanılan ve yurtiçinde temin edi- lebilecekken, ihtiyacın çok üzerinde ve yüksek fiyattan soya küspesi ithalatının yol açtığı bildirildi. Yem fabrikalarının bu zararın ardından özelleştirilmek is- teğiyle Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı tdaresi'ne başvurduğu da öğrenildi. 15 Ağustos 1989'da yapılan başvuruda 12 fabrikanın özelleştirilmesi isteniyor ve bu fabrikalar hakkında bilgi veriliyor. Adının açıklanmasıru istemeyen, Yem Sanayii'ne bağlı fabrikalardan birinin genel rnüdürü, "Fabriluüann zarar eden kurulnşlar gibi göslerilip satışa çıkanl- masının planlandığını ve ilk etapta 12 fabrikanın satışa hazıriandıgını" söyle- di. Aynı genel müdür, Yem Sanayü'nin 1989 için bilançosunu 15 milyar lira za- rarla kapatacagını savundu ve kurulu- şun Al Baraka ile Faisal Finans Kuru- mu'na 40 milyar, üreticilere de 12 mil- yar lira borçlu olduğunu belirtti. Kuruluşun kârdan zarara gecmesine en büyük etken olarak gösterilen soya küspesi ithalatı ise şöyle gelişti: TMO'da kg'sı 600 lira, serbest piya- sada 630 lira olan soya küspesi Ağus- tos 1989'da Londra meı kezli European Grain Shipping Ltd. firmasından kg'sı 734 liradan 12 bin ton ithal edildi. TMO fiyatı ile ithal fiyatı arasında 1 milyar 600 milyon lira fark oluştu. Yem itha- latı için toplu kaynağı buhınmayan Yem Sanayii, Pamukbank ve Emlak Banka- sı'ndan kredi alarak 9 milyar lirayı so- ya küspesine bağladı. Diğer maddeler- de stok bulundurmayan Yem Sanayii it- hal ettiği bu soya küspesinin fabrikala- nn bir yıllık ihtiyacından fazla olduğu belirtiliyor. tthal bu küspenin uzak ya- kın farkı gözetilmeden bütün fabrika- lara kilosu 76 liradan nakliyesi yaptınl- dı. Bir kalemde 9 milyar liramn küspe it- halatına bağlanması ve alınan kredinin yüzde 60'tan 5.5 milyar lira faiz gideri olması 17 fabrikanın yıl sonunda 8 mil- yar lira zarara ulaşmasında etkili oldu. İhtiyacın çok üzerinde ithal edilen soya küspesinin bozulmasından endişe edile- rek tavuk yemi formülleri değiştirildi. 10 ve 28 Kasım 1989 tarihlerinde Teknoloji Daire Başkanı Dr. Hüseyin Büyükşahin ile Genel Müdür Yardımcısı Mümtaz Türkyılmaz imzası ile fabrikalara gön- derilen yazıda yemlerdeki soya kullanı- mı 3.5 kat arttınldı. Bunun sonucu ma- liyet kiloda 50 lira arttı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku- rulu raporlanna göre Yem Sanayii TAŞ 1984'te 989 milyon, 1985'te 603 milyon, 1986'da 1 milyar 44 milyon, 1987'de 1 milyar 713 milyon, 1988'de 3 milyar 679 milyon lira kâr etti. Yem Sanayii TAŞ'ın 5 yıllık kâr gra- fiği 89'da birdan zarara dönüştü ve 9 ay- lık bilançoda 3 milyar 138 milyon lira zarar gösterdi. Bu zararda Adıyaman, Diyarbakır, Muş, Van, Siirt, Erzurum, Çaycuma, Tunceli, Tatvan fabrikaları- nın 500 milyon lirayı aşan zararlan et- kili oldu. 24 fabrikanın 17'si zarar eder- ken bu zararların toplamı 8 milyar 88 milyon liraya vanyor. Geriye kalan 7 fabrikamn kâr toplamı ise 2 milyar 379 milyon lirada kalıyor. Kârlı fabrikalar arasında Ankara ile Bursa ve Adapaza- n fabrikalarının payının büyük olduğu görülüyor. AOAPAZARl ADIVAMAN AMCARA BURSA ÇAMtiR ÇAYCUMA DEyREKANİ DİYARBAKIR D0ĞU8AYA2T ELAZIĞ ERZURUM HİLVAN İSTAN8UL KIRKLAREU KIZÜ.TEPE KONYA KORKUTEU MffTl) 351.118.074 998.174.101 391.484.493 58.541.177 80.458 532 214.410.808 MUS 8AMSUN SİİRT TATVAN TUNCELİ VAN YATAĞAN TM» 284.910.213 2.37İ.M7J Zw(H| 517.798.879 561.578.530 158.253.971 734.700 826 467498.733 476.914.673 612.521645 322.034 212 48.273.863 610.255.964 218.845.054 660.933.054 732 658.705 629.281.654 517.015.986 628.447.759 191.961.842 MN.N7.41t Kâr-zarar rakamlan labnkalar tarafından genel müdür- Iü0e ulastınlan rakamlardır. Türkiye-Doğu Bloku ilişkilerindeyeni döneme doğru Destek için son iki yıl EStN SUNGUR Türk sanayicileri, son siyasi ge- lişmelerden sonra cazip bir pazar haline gelen Doğu Bloku ülkele- riyle daha güçlü ilişkiler kurmak ve diğer ülke pazarlannı zorlamak konusunda 1991'den sonra süb- vansiyondan yararlanamayacak- lar. Devlet Bakanı Işın Çelebi, ekonominin yapay korumadan arındınlmış olarak dış rekabeti yürütebileceği inancını taşıdıkla- rı için 1991 sonunda sübvansiyon politikalanna son verileceğini bil- dirdi. Doğu Bloku ülkeleriyle Türki- ye'nin ekonomik ilişkileri konu- sunda Cumhuriyet'e açıklama ya- pan Çelebi, Türkiye'nin genel ola- rak imalat sanayii ve hizmetler sektöründe Doğu Bloku ülkeleri- ne avantajı olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Ancak bu avantajlı alanlann birçogunda ciddi bir rekabetin kı- sa sürede başlamasuu bekkmeme- liyiz. Çünkii bu ülkeler merkezi planlamadan uzaklaşıp uretim bi- rimlerine inisiyatif verdikçe ve bu birimler piyasa koşullanna göre hareket ettikve, sanayi işçilerinin teknik egitim düzeyi ve kârlılık motifi nedeniyle rekabet etkinlik- leri artacakür. Ancak yine de ül- Türk sanayicileri son siyasi gelişmelerle cazip bir pazar haline gelen Doğu Bloku ülkeleriyle daha güçlü ilişkiler kurmak ve diğer ülke pazarlanru zorlamak konusunda 1991'den sonra sübvansiyondan yararlanamayacak. Devlet Bakanı Işm Çelebi, 1991 sonunda sübvansiyon politikalanna son verileceğini bildirerek "Teknoiojiye daha fazla kaynak ayırabildiğimiz sürece rekabet marjını koruyabiliriz" dedi. kemiz sanayinin Doğu Bloku sa- nayilerine olan avantajlı durumu, teknolojik düzey itibanyla devam edebilecektir." Devlet Bakanı Çelebi, Türki- ye'nin teknoloji açısından avan- tajının, yeni teknoloji üretme ka- pasitesinden çok yeni yatınmlar- da Batı'dan en son teknolojiyi transfer etmesinden kaynaklandı- ğmı savundu. Çelebi sözlerini şöy- le sürdürdü: "Ekonomimizin bir bütün ola- rak yapay korumadan anndırıl- mış bir biçimde dış rekabeti yü- riitebileceği inancı ile 1991 sonun- da sübvansiyon politikalanna son venneyi hedefliyoruz. Yeni yatı- nmlanmızda teknoloji secünindc bu büinçle aynı özeni göslerdigi- raiz ve teknoloji üretimine daha fazla kaynak ayırabildiğimiz sü- rece gerek bu ülkelerie ve gerek di- ğer ülkelerle olan ticari ilişkileri- mizde rekabet edebilme marjını koruyabilir ve gelişürebiliriz." Doğu Bloku ülkeleriyle olan ti- cari ve ekonomik ilişkilerin, bu ül- kelerin dövizle ödeme sıkıntısı çekşıesi yamnda Türkiye'nin uzun yıllar düşük kur politikası uygulayıp koruyucu tedbirler al- masından etkilenerek fazla geliş- mediğini anlatan Işm Çelebi, Do- ğu Bloku ülkelerindeki yeniden yapılamanın ve liberalleşmenin aradaki son engelleri kaldıracağı- nı savundu. Çelebi, SSCB'nin ABD ile sılahsızlanma yolunda at- tığı adımların savunmada kulla- nılan ekonomik potansiyeli daha üretkin alanlara daydırarak ilişki- leri karşüıklı olarak güçlendirece- ğini savundu. "Doğu Bloku iilke- lerinin ekonomileri açısından i/- leyecekleri yol henüz net olarak belirlenmediği için Türkiye'nin ikili ilişkileri gdjştirmek konusun- da yapabileceklerini saptaması için vakit nenüz çok erken" diyen Çelebi, ihracatı arttırmaya yöne- lik olarak bugüne kadar çizilen politikalaıın bu ülkelerle olan iliş- kileri arttırmakta yeterli olacağı- nı savundu. Çelebi, bu ülkelerle ilişkileri geliştirmek için özel ted- bire gerek olmadığını vurgulaya- rak Eximbank'ın vereceği ihracat kredi ve sigortası ile Türkiye Kal- kınma Bankası'nın sağlayacağı yatınm kredilerinin önenüi potan- siyel yaratacağını anlattı. Konvertibiliteye yeni adım Yurtdışına TL ve döviz transferinesınırlama kaldınldı Cumhuriyet Ankara Bürosu — Türk parasının kıymetini koruma hakkmdaki 32 sayılı kararda ya- pılan yeni düzenlemelerle Türk parasının konvertibilitesi yönün- de bir adım daha atıldı. Bakanlar Kurulu, yurtdışına Türk Lirası ve döviz transferine ilişkin sınırlama- ları kaldırdı. Yurtdışına çıkanla- rın yanlannda götürebilecekleri döviz tutarım arttırdı. Türkiye'de yerleşik kişilerin yurtdışmda bir ti- cari ortaklığa katılmak için trans- fer edecekleri sermayeye ilişkin iş- lemleri kolaylaştırdı ve yabancüa- ra, kamu kurum ve kuruluşlann- ca ihraç edilen raenkul kıymetle- ri alma olanağı tanıdı. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlü- ğe giren kararına göre yurtdışına çıkışlarındagötürülebilecek Türk Lirası'yla ilgili sınırlama kaldınl- dı. Daha önce, yurtdışına çıkan- lar beraberlerinde en fazla 3 bin Amerikan Dolari karşılığı Türk Lirası götürebiliyorlardı. Türkiye'de yerleşik kişilere, ban- kalar, yetkili müesseseler ve özel finans kurumlanndan alabilecek- leri dövizi bankalar ve özel finans kurumlan aracılığryla yurt içinde ve dışında serbestçe tasarruf etme olanağı getirildi. Yurtdışına çıkış- larda efektif olarak götürülebile- cek döviz tutan da 3 bin Ameri- kan Doları'ndan 5 bin dolara yük- seltildi. Türkiye'de yerleşik kişilerin yurtdışmda ya da Türkiye*deki serbest bölgelerde iş yapmak ve ti- 5 ile 50 milyon dolar arasındaki nakdi ve ayni sermaye ihracı Ba- kanlık, 50 milyon dolann üzerin- deki sermaye ihracı ise Bakanlar Kurulu'nca karara bağlanacak. Daha önceki uygulamada 25 milyon dolara kadarki sermaye transferleri için Bakanlık, bu tu- Yurtdışma Türk Lirasî ve döviz transferine ilişkin sınıriamalar kaldınldı. Yurtdışına çıkanların yanlarında götürebilecekleri döviz tutan 3 bin dolardan 5 bin dolara çıkarıldı. Yurtdışına sermaye transferi kolaylaştınldı. Yabancılara kamu kurum ve kuruluşlarınca ihraç edilen menkul kıymetleri alma olanağı tamndı. can bir orıaklığa katılmak için ge- reksinim duyacakları sermaye ih- racına ilişkin işlemler kolaylaştı- nldı. Buna göre 5 milyon dolar ve- ya eşiti dövize kadar nakdi serma- ye, bankalar ve özel finans ku- rumlan aracılığıyla, ayni serma- ye ise gümrük mevzuatı çerçeve- sinde serbestçe ihraç edilebilecek. tann üzerindeki transferler için ise Bakanlar Kurulu karan gerekiyor- du. Bakanlar Kurulu, yatınm or- taküklan ve yatınm fonlan da da- hil yurtdışmda yerleşik kişilere Türkiye'de kamu kurum ve kuru- luşları tarafından ihraç edilen menkul kıymetleri alma olanağı da tanıdı. Geçen yüın ağustos ayında yürürtüğe giren 32 sayılı kararla yabancılara Türkiye'de menkul kıymet alma olanağı ta- nınmış ve bu karar doğrultusun- da Istanbul Menkul Kıymetler Borsası'na giren yabancılar Türki- ye Fonu için Türk şirketlerinin hisse senedine yatınm yapmışlar- dı. Bu arada, Türkiye'de yerleşik kişilerin yurtdışmda alabilecekleri borsalara kote edilmiş menkul kıymetlere, yabancı ülkeler tara- fından Merkez Bankası'nca alım satımı yapılan dövizler üzerinden ihraç edilen Hazine bonolan ve devlet tahvilleri de eklendi. Eski- den olduğu gibi yurtdışında alına- cak menkul kıymetlerin bedelleri serbestçe transfer edilebilecek. Bakanlar Kurulu, yurtdışmdan sağlanacak krediler konusunda bir sınırlama getirdi. Buna göre Türkiye'de yerleşik kişiler, yurtdı- şından bankalar veya özel finans kurumlan aracılığıyla kullanma- lan kaydıyla serbestçe ayni, nak- di ve gayrinakdi kredi sağlayabi- lecekler. Eski uygulamada kredi- lerin bankalar ve özel finans ku- rumlan aracılığıyla kullanılması zorunlu tutulmuyordu. Trahzon'a serbest bölgeDPT Serbest Bölgeler Başkanı Yalçın Alaybeyoğlu, transit ticaretin arttınlması amacıyla Trabzon Limanı'nda bir serbest bölge oluşturulmasıyla ilgili çalışmalara başlandığmı söyledi. ANKARA (AA) — Antalya, Mersin, Ege ve Istanbul serbest bölgelerinden sonra tran- sit ticareti arttırmak için Trabzon Limanı'nın da serbest bölge haline getirilmesi kararlaştı- nldı. Devlet Planlama Teşkilatı Serbest Bölgeler Başkanı Yalçın AlaybeyoğJu'ndan edinilen bil- giye göre transit ticaretin arttınlması amacıyla, Trabzon Limanı'nda bir serbest bölge oluştu- rulmasıyla ilgili çalışmalara başlamldı. Türk- iye üzerinden yapılan transit ticaret hacminin geçen yıllarda artması nedeniyle bazı liman kapasitelerinin genişletildiğini, daha sonraki dönemde söz konusu ticaretin azalması uze- rine, limanların iş hacminin düştüğünü ifade eden Alaybeyoğlu şöyle dedi: "Trabzon Limanı'nda daha çok depolama ve ticarete yönelik bir bölge oluşturularak bu- radan ticarel yapacak \abana firmalardan ge- lir elde edilmesi amaçlanıyor. Böyle bir du- rumda, söz konusu bölgeye mallannı getire- cek ve buradan çevre ülkelere satacak firma- lara verilecek bankacılık, sigortacılık gibi hiz- metlerden gelir sağlanabilir. Aynca, uluslara- rası kurallar çerçevesinde bölgeden yapılacak gerek karayolu ve gerekse denizyolu taşıma- lannda Türkiye'deki araçlann kullanılması da transit ticaret hacminin artmasına katkıda bu- lunacakbr." Bölgenin gerekli altyapı hizmetlerinin yap- işlet-de\'let modeline göre ilgili firmalara ve- rileceğini de bildiren Alaybeyoğlu, görüşme- lerin sürdürüldüğünü söyledi. Devlet Planlama Teşkilatı Serbest Bölgeler Başkanı Alaybeyoğlu, İstanbul Yeşilköy'de ku- rulacak olan dünya ticaret merkezi projesi içinde yer aJacak serbest bölgenin gerçekleş- me süresinin 2 yıl kadar bir zaman aiacak ol- ması nedeniyle daha küçük çaplı bir bölgenin kısa bir sürede hizmete sunulacağım bildirdi. Gelecekte dünya ticaret merkezi projesine en- tegre olacak tstanbul serbest bölgesiyle ilgili çalışmalara başlanıldığını bildiren Aleybeyoğ- lu, Atatürk Havalimanı'nın dış hatlar termi- nali bölümünde oluşturulâcak bölgenin ser- best ticaret bölgesi niteliğini taşıyacağını ifa- de etti. Alaybeyoğlu, bu iş için daha çok mev- cut tesislerin revize edileceğini belirtti. Hazi- ran ayında devreye girecek İstanbul serbest bölgesinin düzenlemesi için gerekli olan fi- nansman da bütçeden karşılanacak. Bölgede, İstanbul ve çevresindeki işadamlarının ihra- catta kullanacaklan dış girdilerin teminini ko- laylaştırmak amaçlanıyor. Edinilen bilgiye göre, İzmir yakınlarmda ku- rulan Ege serbest bölgesiyle ilgili altyapı ça- lışmalan da de\'am ediyor. Bölgede yatınm yapmak için çok sayıda firma başvuruda bu- lunurken, bunlardan 25'i yatınm için izin al- dı. Dünya Bankası veriyor 1 milyar dolarlık sağlık kredisiWASHINGTON (ANKA) — Dünya Bankası ile Tttrkiye arasın- da yaklaşık iki yıldır sürdürülen sağlık kredisi pazarlığımn, Türki- ye'nin önerisi doğrultusunda so- nuçlandığı öğrenildi. Dünya Ban- kası, Türkiye'ye sağlık altyapısımn geliştirilmesi amaayla 20 yıl va- deli bir milyar dolarlık kredi ver- meyi kabul etti. Teknik konularda anlaşmazlık çıkmaması halinde ödeme koşul- lannm tüm hatlarını belirleyecek protokol, bir süre sonra Dünya Bankası ile Sağlık Bakanlığı ara- sında imzalanacak. Sağlık Baka- nı Halil Şıvgın, bir süre önce ABD'ye yaptığı gezi sırasında gö- rüştüğü Dünya Bankası yetkilile- rinin, Türkiye'nin projesine sıcak baktıklanru söyledL Bakan Şıvgm, kredinin verilmesine ilişkin kara- nn geçen hafta içinde kendilerine ulaştığını söyledi. Halil Şıvgın, Dünya Bankası- ndan alınacak krediyle başta An- kara, İstanbul ve tzmir olmak üze- re büyük kentlerin gecekondu böl- gelerinin sağlık altyapısımn geliş- tirileceğini bildirdi. Zorunlu tasarruf Geri ödeme nisanda ANKARA (ANKA) — Kamu- oyunda "zorunlu tasarruf" ola- rak bilinen çalışanların tasarrufa teşvik edilmesi kapsamında yapı- lan kesintilerin birikmiş neması- mn üçte biri, isteyenlere nisan aymdan itibaren ödenebilecek. "Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarruflann De- ğerlendirilmesine Dair Kanun" uyarınca en az iki yıl tasamıfta bulunanlara, kendilerinden ve devlet ya da işverenden yapılan kesintilerin toplaım üzerinden ta- hakkuk edecek nemanın üçte biri ödenecek. Söz konusu iki yıl ise kanun çıktığı günden bu yana ke- sinti yapılan kişiler için nisan ba- şında dolacak. Toplu Konut ve Kamu Ortak- hğj ldaresi yetkililerinden edinilen bilgiye göre geri ödeme için hak sahibinin herhangi bir Ziraat Ban- kası şubesine bir dilekçeyle baş- vurması yeterli olacak. Zorunlu tasarruf hesabında ocak ayı sonu itibanyla 2 trilyon 22.5 milyar lirası anapara, 158.1 milyar lirası da nema olmak üze- re 2 trilyon 180.6 milyar lira bi- rikti. 11.9 milyar lirası emekli olanlara ve ölenlerin mirasçılan- na ödendi. Koç-Unisys'i Abdülcanbaz' tanıtacak Ekonomi Servisi — Koç-Unisys Bilgisayar Sistemleri A.Ş. firma imajı ve ürün tanıtım reklamları- nı ünlü çizgi roman kahramanı Abdülcanbaz'la gerçekleştirme karan aldı. 1990 yıhnda yapılacak bütün reklam ve tanıtım çalışmalannda Abdülcanbaz simgesinden yarar- lanılması konusunda, yaratıcısı karikatürist Turhan Selçuk, Koç- Unisys ve reklam ajansı arasında anlaşmaya varıldı. Koç-Unisys yöneticileri, "Bilgi çağı teknolojisi sunan % 100 Türk sermayeli bir Türk şirketi olarak bizi, tarihimizden gelen, ama çağ- daş, bilimden yana, her soıunun üstesinden gelecek kadar yetenek- li, güçlü, nihayet olağanüstü po- pülariteye sahip Abdülcanbaz'ın simgeleyeceğine inanıyoruz" de- diler. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY parasal Program İyi de İhracatveYatınm N'olacak? TC Merkez Bankası, enflasyonla mücadeleyi sürdûrme, pa- rasal programının hedeflerini tutturma ve Türk Lirası'nın değe- rini savunma azmini koruyor. Rüşdü Saracoğlu, TC Merkez Ban- kası'nı örneğin bir Bundesbank konumuna getirmeye kararlı. Türkiye Bankalar Birliği'nce düzenlenen sempozyumu izlerken bunu bir kez daba anladım. Rüşdü Saracoğlu, sempozyuma katılanlara verdiği yemekte yaptığı kısa konuşmada 'sıfır'ın üzerindeki her enflasyonu za- rarlı gördüklerini belirtirken bu yıl bütçe harcamalarının bütçe hazırlantrken yapılan yüzde 54'lük enflasyon tahminine göre git- mesi; buna karşılık enflasyonun daha düşük gerçekleşmesi ha- linde bunun reel harcamalarda bir artış anlamma geleceğini ve gelecek yılın enflasyonunu olumsuz etkileyeceğini vurguladı; bu nedenle ödeneklerin serbest bırakılmasında dikkatli gidilmesi- ni istedi TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu ise enf- lasyona karşı mücadele için gerekli ortamın ve politik kararlılı- ğın sağlandığına inandıkları için parasal programı 1990 başın- da açıkladıklarını belirttikten sonra Merkez Bankası'nın işlevi ko- nusunda açıklamalar yaptı. Kumcu'ya göre Merkez Bankası'nın görevi ekonomik kalkın- manın motoru olmak ya da kalkınmaya finansal destek sağla- mak değildi. Merkez Bankası hiçbir teşvik politikasına alet ol- mamalıydı. Merkez Bankası'nın görevi piyasada bir likitide sıkı- şıklığına neden olmadan; piyasalarda bir "crash"e, yani çökün- tüye yol açmadan enflasyonu önlemek ve Türk parasının değe- rini korumaktı. Merkez Bankası bu işlevini yerine getirmek için kamu kesiminde yalnızca Hazine'ye, belirlenen limitler içinde avans vermeli; özel kesimde ise belirlenen hedeflere göre yal- nızca banka kesimine kredi açabilmeliydi. Merkez Bankası her- hangi bir sübvansiyon politikasının aracı haline getirilmemeli, hiçbir sektör lehine ya da aleyhine "diskriminasyon", yani ayrım yapmamalıydı. Sayın Saracoğlu'nun da daha önce çeşitli vesilelerle dile ge- tirdiği bu görüşleri dinlerken kafama takılan soruyu, sempozyu- mun oğleden sonraki oturumunu yöneten işadamı Feyyaz Ber- ker dile getirdi. Evet, sanayii ve ihracatı desteklemek Merkez Ban- kası'nın görevi değildi ve Merkez Bankası kendi işlevinin sınır- larını çizerek, kendi hedeflerini belirleyerek sağlıklı bir yaklaşı- mın içine girmişti, ama Türkiye'de sanayii ve ihracatı kim des- tekleyecekti? Yatınm atılımı nasıl özendirilecekti? İleri sanayileş- miş ülkelerde sağlanan destekleme ve teşviklere benzer, sonuç almayı kolaylaştıracak uygulamaları Türkiye'de hangi kuruluş ye- rine getirecekti? Kafalara takılan bir başka soruyu ise Prof. Erdoğan Alkin sor- du. Merkez Bankası'nın uygulamaya çalıştığı programın temel direği olan döviz bolluğunun kaynağı dış ticaret dengesindeki otumlu gelişme değil, çeşitli başlıklar altında ödemeler denge- sine yansıyan para ya da sermaye hareketleriydi. İhracatın iyice duraklaması, ithalatın tırmanışını sürdürmesı ve dış ticaret açı- ğının büyümeye devam etmesi halinde bunun kurları etkileme- si, Tl_'nın değer kaybını hızlandırması gündeme gelebilirdi. Oy- sa dış dengeyi ayakta tutan para ya da sermaye hareketleri bü- yük ölçüde TL'nin değerlenmesi sayesinde gerçekleşmişti. Acaba bu noktaya gelindiğinde ve para-sermaye hareketi tersine dön- düğünde, yani Türkiye'den dışarı doğru bir para-sermaye akımı gündeme geldiğinde ihracatı kısa sürede yeniden uyarlamak ve bu kez ihracat gelirır.: yeniden tırmandırarak döviz dengesini ko- rumak mümkün olabilecek miydi? Üretimi ve ihracatı uyarmak acaba kur ve faiz politikalarıyla para-sermaye hareketlerini uyar- mak kadar kolay mıydı? Bu önemli soruların doğrudan muhatabı belki Merkez Ban- kası yetkilileri değildi. Onlar, "Bizim görevimız enflasyonu önie- mek", diyorlardı ve kendi açılarından haklı olabilirierdi. Sayın Sa- racoğlu'nun vurguladığı gibi enflasyonun yüzde 5'lere indiriimesi, ekonomide istikrarın sağlanması, sanayi için önemli bir teşvik unsuru sayılabilirdi, ama acaba bu noktaya varılana dek reel eko- nomiyi unutmak, üretimi arttıracak ve yatırımı uyaracak önlem- leri düşünmemek mümkün müydü? İmalat sanayii yatırımlannı on yıldan beri ihmal eden Türkiye, bu ihmali birkaç yıl daha sür- dürdüğü takdirde sağlıklı ekonomik büyümeyi ve ihracatta yeni bir atılımı sağlayabilir miydi? Acaba Merkez Bankası'nın para- sal programı doğrultusunda atılan adımlarla kamu kesımi fınans- manı giderek daha büyük ölçüde iç borçlanmayla karşılanırken özel kesimin kaynaklarını gerekli olan imalat sanayii yatırımları- na yönlendirmesi beklenebilir miydi? Merkez Bankası'nın hedeflerine varmasını ve enflasyonla mü- cadelede özlenen noktaya gelinmesini sanırım çoğu kimse isti- yor. Bunun biraz sabır gerektirdiğini de biliyoruz. Ancak tam bu noktada iki önemli soru akla geliyor: Acaba toplum, tüm inandı- rıcılığını yitirmiş bir ANAP yönetimi altında bu sabrı daha ne ka- dar gösterir? Türkiye reel ekonomide gerekli önlemleri daha ne kadar erteleyebilir? Parasal önlemler iyi de artık birilerinin de reel ekonominin, yatınmın, üretimin, istihdamın geleceğini düşünmeye başlama- sı ve böyle düşünenlerin de cicJdiye alınması gerekiyor. Bu alanda sonuç almak kısa sürede kolay olmadığı için yarının üretım ve ihracat artışını sağlayacak önlemleri bugünden düşünmek şart. Bu konuda gecikirsek korkarım ki parasal program sayesinde enflasyonu aşağı çeksek bile bu kalıcı olamayacak ve fazla bir şey ifade etmeyecek. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolari 1 B.AIman Markı 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 isveç Kronu 1 İsviçre Frangt 100 italyan Lıretı 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinan 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz AJış 2398.19 1430.22 1832.22 202.94 68.71 372.39 608.21 422.62 1270.43 394.47 1627.88 193.56 16.31 8255.40 4095.63 639.47 Döviz Satış 2403.00 143309 183589 203.35 6884 373.14 609.43 423.47 127298 395.26 163114 193.95 16.35 8271.94 410384 640.75 26 ŞUBAT 1990 Efektif Ahş 2395.79 1428.79 1801.07 202.74 67.54 368.67 597.87 422.20 1269.16 390.53 1626.25 190.27 16.15 8115.06 4091.53 628.60 Efektif Satış 2410.21 1437.39 1841.40 203 96 69.05 374.26 611.26 424.74 1276.80 396.45 1636.03 194.53 16.40 8296.76 4116.15 642.67 DERBORSA HALKIN TASARRUFUNUN BÜYÜĞÖ KÜÇÜĞÜ YOKTUR. Tasarrufunuzun miktan ne olursa olsun Halkin borsacısı DEBMBSA 'ya gelin, hisse senedi alım satımında D E I N I U uzmanlığırtdan yarartanın. UERBOESA merkez ve şubeleriyle, sızlere en güvenli hizmeli sunmaya devam ediyor. OHmUI MKABMURÜâ A.Ş. Merkez SİRKECİ. Dervışoğltı Sok Dervış Han No: 14 Tel: 511 82 20-21 — 522 83 13 Şube ŞİŞLİ. Abıdeı Hürriye) Cad No 125 Tel 141 41 66 • 147 14 75 140 32 40 - 148 96 58 Şube KADIKOY Erenkoy Bağdat Cad Kantarct Durağı No t'5 Tel 363 23 04-07 - 363 18 03 - 355 31 82 Şube KIZILAY. Mıllı Mudalaa Cad Guvenpark Apt Kat 2 No 14/4 Tel 118 43 88 • 125 16 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle