Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26ŞUBAT1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
\azarkasa
ııyansı
• ANKARA (ANKA) —
Geçen yılki satışları veya
gayrisafi iş hasılatı
toplamları 18 milyon lirayı
aşan ve perakende ticareüe
uğraşan birinci ve ikinci
sınıf tüccarlann yazarkasa
kullanma zorunlulukları 1
martta başlıyor. Soz konusu
mükellefler 1 marttan
itibaren, bedeli 300 bin
liranın altında kalan ve
fatura kullanmak zorunda
olmadıkları perakende mal
satışları veya hizmetleri
yazarkasa yoluyla
belgelendirmek zorunda
olacaklar.
Kısa vadeli
borçta
• ANKARA (AA) —
Türkiye'nin, geçen yüın 11
ayında, kısa vadeli dış borç
stokunda 871 milyon dolar
azaJma kaydedildi. 1988
yılının aynı döneminde,
kısa vadeli yükümlülüklerde
312 milyon dolar azalma
olmuştu. Merkez Bankası
verilerine göre kısa vadeli
borçlanmalarda en hızlı
azalma 873 milyon dolarla
banker kredilerinde
görüldü. Bir önceki yüın
söz konusu döneminde de
banker kredileri 384 milyon
dolar azalmıştı.
Krediler
Yüksek Kurulu
• ANKARA (AA) —
Türkiye Halk Bankası
Krediler Yüksek Kurulu'nun
toplanmamasının, esnaf ve
sanatkân zor duruma
soktuğu öne süruldU.
Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlar
Konfederasyonu (TESK)
Genel Başkanı Hüsamettin
Tiyanşan, banka ana
sözleşmesinin, krediler
yüksek kurulunun her yıl
aralık ayı içinde
toplanmasını öngördüğünü
anımsatarak "Yaklaşık iki
ay gecmesine rağmen henüz
toplanmadı. Esnaf ve
sanatkâr ne alacağından
habersiz" dedi.
'Krâtal
Elma'
• Ekonomi Servisi —
Türkiye'de "Anneme
Reklamcı Olduğumu
Söylemeyin, O Beni
Genelevde Piyanist
Sanıyor" adlı kitabıyla
tamnan, 1981'de François
Mitterrand'ın, ardından da
Jacques Chirac'ın seçim
kampanyalannı düzenleyen
ünlü Fransız reklamcı
Jacques Seguela,
Reklamcılar Derneği'nin
"Kristal Elma" balosuna
katılmak uzere Istanbul'a
geliyor. Bu yıl ikincisi
düzenlenen Kristal Elma
Türkiye Reklam ödülleri
Yarışması öncesinde seçici
kurul geçen cumartesi
toplanarak çalışma
yöntemini saptadı. 3 martta
Hilton Convention
Center'da ödülleri
dağıtılacak olan yanşmaya
48 ajans 353 çalışmayla
katıldı.
'Kan bağışı'
protestoeu
• ANKARA (AA) —
Reorganizasyon çalışmaları
gerekçesiyle kapatılan
Aselsan Fabrikası'nın
işçileri, işverenin tutumunu
protesto etmek amacıyla
Kızılay Meydanı'nda kan
bağışı yaptılar. tşçilerle
birlikte Kızılay'a ait
karavanda kan veren
Otomobil-lş Şube Başkanı
Süleyman Türker,
Aselsan'da işverenin
sendikab işçinin "kellesini"
istediğini savunurken
"Kellemizi vermeyeceğiz.
Reorganizasyon adı atında '
yasal olan sendikalaşma
hakkımız engellenmeye
çalışdıyor." dedi.
90 bin ton
tütün yakıbyor
• MİLAS (Cumhuriyet) —
Milas Vergi Dairesi'nin
restorasyonu yapılan yeni
binasım hizmete açmak için
Milas'a gelen Maliye ve
Gumrük Bakanı Ekrem
Pakdemirli, her yıl yaklaşık
90 bin ton tütünün Izmir
Çamaltı Tuzlası'nda
yakıldığını, böylece yılda
800 milyar liranın boşa
gittiğini söyledi.
Egebank'ın
sigorta şirketi
• tZMİR (ANKA) —
Özakat grubunun sahibi
bulunduğu Egebank,
Danimarkalılarla ortak bir
sigorta şirketi kurdu. Ege
Baltıca Sigortacılık A.Ş.
adıyla kurulan şirkette
Danimarka'nın uluslararası
sigorta şirketi Baltıca yüzde
37.5 ile, Danimarka Yatınm
Destekleme Fonu yüzde 25,
Egebank ise yüzde 37.5
hisse ile katıldı.
Ithalata vem olduYem
Sanayıı
Ihtiyaçtan fazla veyüksek fıyatla soya küspesi
ithaledilinceyılların kârlı kuruluşu zarara geçti
Yem fabrikalarının son durumu
ABDURRAHMAN Y1LDIRIM
Ihtiyaçtan fazla ve yüksek fiyatlarla
yapılan soya küspesi ithalatı geçmiş yıl-
larda milyarlarca kâr eden Yem Sana-
yii'ni 1989 yıhnda milyarlarca lira zarara
soktu. 1988'de 3.6 milyar lira kâr eden
Yem Sanayü'nin 24 fabrikasının 1989 yıl
sonu için bildirdigi net zararı 5.7 mil-
yar lira oldu. Diğer iki fabrika ile genel
müdürlük zararlarının eklenmesiyle bu
rakanun daha da büyüyeceği belirtiliyor.
Yem Sanayü'nin kârdan zarara geç-
mesine, yem üretiminde hammadde ola-
rak kullanılan ve yurtiçinde temin edi-
lebilecekken, ihtiyacın çok üzerinde ve
yüksek fiyattan soya küspesi ithalatının
yol açtığı bildirildi. Yem fabrikalarının
bu zararın ardından özelleştirilmek is-
teğiyle Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı
tdaresi'ne başvurduğu da öğrenildi. 15
Ağustos 1989'da yapılan başvuruda 12
fabrikanın özelleştirilmesi isteniyor ve
bu fabrikalar hakkında bilgi veriliyor.
Adının açıklanmasıru istemeyen, Yem
Sanayii'ne bağlı fabrikalardan birinin
genel rnüdürü, "Fabriluüann zarar eden
kurulnşlar gibi göslerilip satışa çıkanl-
masının planlandığını ve ilk etapta 12
fabrikanın satışa hazıriandıgını" söyle-
di. Aynı genel müdür, Yem Sanayü'nin
1989 için bilançosunu 15 milyar lira za-
rarla kapatacagını savundu ve kurulu-
şun Al Baraka ile Faisal Finans Kuru-
mu'na 40 milyar, üreticilere de 12 mil-
yar lira borçlu olduğunu belirtti.
Kuruluşun kârdan zarara gecmesine
en büyük etken olarak gösterilen soya
küspesi ithalatı ise şöyle gelişti:
TMO'da kg'sı 600 lira, serbest piya-
sada 630 lira olan soya küspesi Ağus-
tos 1989'da Londra meı kezli European
Grain Shipping Ltd. firmasından kg'sı
734 liradan 12 bin ton ithal edildi. TMO
fiyatı ile ithal fiyatı arasında 1 milyar
600 milyon lira fark oluştu. Yem itha-
latı için toplu kaynağı buhınmayan Yem
Sanayii, Pamukbank ve Emlak Banka-
sı'ndan kredi alarak 9 milyar lirayı so-
ya küspesine bağladı. Diğer maddeler-
de stok bulundurmayan Yem Sanayii it-
hal ettiği bu soya küspesinin fabrikala-
nn bir yıllık ihtiyacından fazla olduğu
belirtiliyor. tthal bu küspenin uzak ya-
kın farkı gözetilmeden bütün fabrika-
lara kilosu 76 liradan nakliyesi yaptınl-
dı.
Bir kalemde 9 milyar liramn küspe it-
halatına bağlanması ve alınan kredinin
yüzde 60'tan 5.5 milyar lira faiz gideri
olması 17 fabrikanın yıl sonunda 8 mil-
yar lira zarara ulaşmasında etkili oldu.
İhtiyacın çok üzerinde ithal edilen soya
küspesinin bozulmasından endişe edile-
rek tavuk yemi formülleri değiştirildi. 10
ve 28 Kasım 1989 tarihlerinde Teknoloji
Daire Başkanı Dr. Hüseyin Büyükşahin
ile Genel Müdür Yardımcısı Mümtaz
Türkyılmaz imzası ile fabrikalara gön-
derilen yazıda yemlerdeki soya kullanı-
mı 3.5 kat arttınldı. Bunun sonucu ma-
liyet kiloda 50 lira arttı.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku-
rulu raporlanna göre Yem Sanayii TAŞ
1984'te 989 milyon, 1985'te 603 milyon,
1986'da 1 milyar 44 milyon, 1987'de 1
milyar 713 milyon, 1988'de 3 milyar 679
milyon lira kâr etti.
Yem Sanayii TAŞ'ın 5 yıllık kâr gra-
fiği 89'da birdan zarara dönüştü ve 9 ay-
lık bilançoda 3 milyar 138 milyon lira
zarar gösterdi. Bu zararda Adıyaman,
Diyarbakır, Muş, Van, Siirt, Erzurum,
Çaycuma, Tunceli, Tatvan fabrikaları-
nın 500 milyon lirayı aşan zararlan et-
kili oldu. 24 fabrikanın 17'si zarar eder-
ken bu zararların toplamı 8 milyar 88
milyon liraya vanyor. Geriye kalan 7
fabrikamn kâr toplamı ise 2 milyar 379
milyon lirada kalıyor. Kârlı fabrikalar
arasında Ankara ile Bursa ve Adapaza-
n fabrikalarının payının büyük olduğu
görülüyor.
AOAPAZARl
ADIVAMAN
AMCARA
BURSA
ÇAMtiR
ÇAYCUMA
DEyREKANİ
DİYARBAKIR
D0ĞU8AYA2T
ELAZIĞ
ERZURUM
HİLVAN
İSTAN8UL
KIRKLAREU
KIZÜ.TEPE
KONYA
KORKUTEU
MffTl)
351.118.074
998.174.101
391.484.493
58.541.177
80.458 532
214.410.808
MUS
8AMSUN
SİİRT
TATVAN
TUNCELİ
VAN
YATAĞAN
TM»
284.910.213
2.37İ.M7J
Zw(H|
517.798.879
561.578.530
158.253.971
734.700 826
467498.733
476.914.673
612.521645
322.034 212
48.273.863
610.255.964
218.845.054
660.933.054
732 658.705
629.281.654
517.015.986
628.447.759
191.961.842
MN.N7.41t
Kâr-zarar rakamlan labnkalar tarafından genel müdür-
Iü0e ulastınlan rakamlardır.
Türkiye-Doğu Bloku ilişkilerindeyeni döneme doğru
Destek için son iki yıl
EStN SUNGUR
Türk sanayicileri, son siyasi ge-
lişmelerden sonra cazip bir pazar
haline gelen Doğu Bloku ülkele-
riyle daha güçlü ilişkiler kurmak
ve diğer ülke pazarlannı zorlamak
konusunda 1991'den sonra süb-
vansiyondan yararlanamayacak-
lar.
Devlet Bakanı Işın Çelebi,
ekonominin yapay korumadan
arındınlmış olarak dış rekabeti
yürütebileceği inancını taşıdıkla-
rı için 1991 sonunda sübvansiyon
politikalanna son verileceğini bil-
dirdi.
Doğu Bloku ülkeleriyle Türki-
ye'nin ekonomik ilişkileri konu-
sunda Cumhuriyet'e açıklama ya-
pan Çelebi, Türkiye'nin genel ola-
rak imalat sanayii ve hizmetler
sektöründe Doğu Bloku ülkeleri-
ne avantajı olduğunu belirterek
şunlan söyledi:
"Ancak bu avantajlı alanlann
birçogunda ciddi bir rekabetin kı-
sa sürede başlamasuu bekkmeme-
liyiz. Çünkii bu ülkeler merkezi
planlamadan uzaklaşıp uretim bi-
rimlerine inisiyatif verdikçe ve bu
birimler piyasa koşullanna göre
hareket ettikve, sanayi işçilerinin
teknik egitim düzeyi ve kârlılık
motifi nedeniyle rekabet etkinlik-
leri artacakür. Ancak yine de ül-
Türk sanayicileri son siyasi gelişmelerle cazip bir
pazar haline gelen Doğu Bloku ülkeleriyle daha
güçlü ilişkiler kurmak ve diğer ülke pazarlanru
zorlamak konusunda 1991'den sonra
sübvansiyondan yararlanamayacak.
Devlet Bakanı Işm Çelebi, 1991 sonunda
sübvansiyon politikalanna son verileceğini
bildirerek "Teknoiojiye daha fazla kaynak
ayırabildiğimiz sürece rekabet marjını
koruyabiliriz" dedi.
kemiz sanayinin Doğu Bloku sa-
nayilerine olan avantajlı durumu,
teknolojik düzey itibanyla devam
edebilecektir."
Devlet Bakanı Çelebi, Türki-
ye'nin teknoloji açısından avan-
tajının, yeni teknoloji üretme ka-
pasitesinden çok yeni yatınmlar-
da Batı'dan en son teknolojiyi
transfer etmesinden kaynaklandı-
ğmı savundu. Çelebi sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Ekonomimizin bir bütün ola-
rak yapay korumadan anndırıl-
mış bir biçimde dış rekabeti yü-
riitebileceği inancı ile 1991 sonun-
da sübvansiyon politikalanna son
venneyi hedefliyoruz. Yeni yatı-
nmlanmızda teknoloji secünindc
bu büinçle aynı özeni göslerdigi-
raiz ve teknoloji üretimine daha
fazla kaynak ayırabildiğimiz sü-
rece gerek bu ülkelerie ve gerek di-
ğer ülkelerle olan ticari ilişkileri-
mizde rekabet edebilme marjını
koruyabilir ve gelişürebiliriz."
Doğu Bloku ülkeleriyle olan ti-
cari ve ekonomik ilişkilerin, bu ül-
kelerin dövizle ödeme sıkıntısı
çekşıesi yamnda Türkiye'nin
uzun yıllar düşük kur politikası
uygulayıp koruyucu tedbirler al-
masından etkilenerek fazla geliş-
mediğini anlatan Işm Çelebi, Do-
ğu Bloku ülkelerindeki yeniden
yapılamanın ve liberalleşmenin
aradaki son engelleri kaldıracağı-
nı savundu. Çelebi, SSCB'nin
ABD ile sılahsızlanma yolunda at-
tığı adımların savunmada kulla-
nılan ekonomik potansiyeli daha
üretkin alanlara daydırarak ilişki-
leri karşüıklı olarak güçlendirece-
ğini savundu. "Doğu Bloku iilke-
lerinin ekonomileri açısından i/-
leyecekleri yol henüz net olarak
belirlenmediği için Türkiye'nin
ikili ilişkileri gdjştirmek konusun-
da yapabileceklerini saptaması
için vakit nenüz çok erken" diyen
Çelebi, ihracatı arttırmaya yöne-
lik olarak bugüne kadar çizilen
politikalaıın bu ülkelerle olan iliş-
kileri arttırmakta yeterli olacağı-
nı savundu. Çelebi, bu ülkelerle
ilişkileri geliştirmek için özel ted-
bire gerek olmadığını vurgulaya-
rak Eximbank'ın vereceği ihracat
kredi ve sigortası ile Türkiye Kal-
kınma Bankası'nın sağlayacağı
yatınm kredilerinin önenüi potan-
siyel yaratacağını anlattı.
Konvertibiliteye yeni adım
Yurtdışına TL ve döviz transferinesınırlama kaldınldı
Cumhuriyet Ankara Bürosu —
Türk parasının kıymetini koruma
hakkmdaki 32 sayılı kararda ya-
pılan yeni düzenlemelerle Türk
parasının konvertibilitesi yönün-
de bir adım daha atıldı. Bakanlar
Kurulu, yurtdışına Türk Lirası ve
döviz transferine ilişkin sınırlama-
ları kaldırdı. Yurtdışına çıkanla-
rın yanlannda götürebilecekleri
döviz tutarım arttırdı. Türkiye'de
yerleşik kişilerin yurtdışmda bir ti-
cari ortaklığa katılmak için trans-
fer edecekleri sermayeye ilişkin iş-
lemleri kolaylaştırdı ve yabancüa-
ra, kamu kurum ve kuruluşlann-
ca ihraç edilen raenkul kıymetle-
ri alma olanağı tanıdı.
Bakanlar Kurulu'nun Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlü-
ğe giren kararına göre yurtdışına
çıkışlarındagötürülebilecek Türk
Lirası'yla ilgili sınırlama kaldınl-
dı. Daha önce, yurtdışına çıkan-
lar beraberlerinde en fazla 3 bin
Amerikan Dolari karşılığı Türk
Lirası götürebiliyorlardı.
Türkiye'de yerleşik kişilere, ban-
kalar, yetkili müesseseler ve özel
finans kurumlanndan alabilecek-
leri dövizi bankalar ve özel finans
kurumlan aracılığryla yurt içinde
ve dışında serbestçe tasarruf etme
olanağı getirildi. Yurtdışına çıkış-
larda efektif olarak götürülebile-
cek döviz tutan da 3 bin Ameri-
kan Doları'ndan 5 bin dolara yük-
seltildi.
Türkiye'de yerleşik kişilerin
yurtdışmda ya da Türkiye*deki
serbest bölgelerde iş yapmak ve ti-
5 ile 50 milyon dolar arasındaki
nakdi ve ayni sermaye ihracı Ba-
kanlık, 50 milyon dolann üzerin-
deki sermaye ihracı ise Bakanlar
Kurulu'nca karara bağlanacak.
Daha önceki uygulamada 25
milyon dolara kadarki sermaye
transferleri için Bakanlık, bu tu-
Yurtdışma Türk Lirasî ve döviz transferine
ilişkin sınıriamalar kaldınldı.
Yurtdışına çıkanların yanlarında
götürebilecekleri döviz tutan 3 bin dolardan
5 bin dolara çıkarıldı.
Yurtdışına sermaye transferi kolaylaştınldı.
Yabancılara kamu kurum ve kuruluşlarınca
ihraç edilen menkul kıymetleri alma olanağı
tamndı.
can bir orıaklığa katılmak için ge-
reksinim duyacakları sermaye ih-
racına ilişkin işlemler kolaylaştı-
nldı. Buna göre 5 milyon dolar ve-
ya eşiti dövize kadar nakdi serma-
ye, bankalar ve özel finans ku-
rumlan aracılığıyla, ayni serma-
ye ise gümrük mevzuatı çerçeve-
sinde serbestçe ihraç edilebilecek.
tann üzerindeki transferler için ise
Bakanlar Kurulu karan gerekiyor-
du.
Bakanlar Kurulu, yatınm or-
taküklan ve yatınm fonlan da da-
hil yurtdışmda yerleşik kişilere
Türkiye'de kamu kurum ve kuru-
luşları tarafından ihraç edilen
menkul kıymetleri alma olanağı
da tanıdı. Geçen yüın ağustos
ayında yürürtüğe giren 32 sayılı
kararla yabancılara Türkiye'de
menkul kıymet alma olanağı ta-
nınmış ve bu karar doğrultusun-
da Istanbul Menkul Kıymetler
Borsası'na giren yabancılar Türki-
ye Fonu için Türk şirketlerinin
hisse senedine yatınm yapmışlar-
dı.
Bu arada, Türkiye'de yerleşik
kişilerin yurtdışmda alabilecekleri
borsalara kote edilmiş menkul
kıymetlere, yabancı ülkeler tara-
fından Merkez Bankası'nca alım
satımı yapılan dövizler üzerinden
ihraç edilen Hazine bonolan ve
devlet tahvilleri de eklendi. Eski-
den olduğu gibi yurtdışında alına-
cak menkul kıymetlerin bedelleri
serbestçe transfer edilebilecek.
Bakanlar Kurulu, yurtdışmdan
sağlanacak krediler konusunda
bir sınırlama getirdi. Buna göre
Türkiye'de yerleşik kişiler, yurtdı-
şından bankalar veya özel finans
kurumlan aracılığıyla kullanma-
lan kaydıyla serbestçe ayni, nak-
di ve gayrinakdi kredi sağlayabi-
lecekler. Eski uygulamada kredi-
lerin bankalar ve özel finans ku-
rumlan aracılığıyla kullanılması
zorunlu tutulmuyordu.
Trahzon'a serbest bölgeDPT Serbest Bölgeler Başkanı
Yalçın Alaybeyoğlu, transit
ticaretin arttınlması amacıyla
Trabzon Limanı'nda bir
serbest bölge oluşturulmasıyla
ilgili çalışmalara başlandığmı
söyledi.
ANKARA (AA) — Antalya, Mersin, Ege
ve Istanbul serbest bölgelerinden sonra tran-
sit ticareti arttırmak için Trabzon Limanı'nın
da serbest bölge haline getirilmesi kararlaştı-
nldı.
Devlet Planlama Teşkilatı Serbest Bölgeler
Başkanı Yalçın AlaybeyoğJu'ndan edinilen bil-
giye göre transit ticaretin arttınlması amacıyla,
Trabzon Limanı'nda bir serbest bölge oluştu-
rulmasıyla ilgili çalışmalara başlamldı. Türk-
iye üzerinden yapılan transit ticaret hacminin
geçen yıllarda artması nedeniyle bazı liman
kapasitelerinin genişletildiğini, daha sonraki
dönemde söz konusu ticaretin azalması uze-
rine, limanların iş hacminin düştüğünü ifade
eden Alaybeyoğlu şöyle dedi:
"Trabzon Limanı'nda daha çok depolama
ve ticarete yönelik bir bölge oluşturularak bu-
radan ticarel yapacak \abana firmalardan ge-
lir elde edilmesi amaçlanıyor. Böyle bir du-
rumda, söz konusu bölgeye mallannı getire-
cek ve buradan çevre ülkelere satacak firma-
lara verilecek bankacılık, sigortacılık gibi hiz-
metlerden gelir sağlanabilir. Aynca, uluslara-
rası kurallar çerçevesinde bölgeden yapılacak
gerek karayolu ve gerekse denizyolu taşıma-
lannda Türkiye'deki araçlann kullanılması da
transit ticaret hacminin artmasına katkıda bu-
lunacakbr."
Bölgenin gerekli altyapı hizmetlerinin yap-
işlet-de\'let modeline göre ilgili firmalara ve-
rileceğini de bildiren Alaybeyoğlu, görüşme-
lerin sürdürüldüğünü söyledi.
Devlet Planlama Teşkilatı Serbest Bölgeler
Başkanı Alaybeyoğlu, İstanbul Yeşilköy'de ku-
rulacak olan dünya ticaret merkezi projesi
içinde yer aJacak serbest bölgenin gerçekleş-
me süresinin 2 yıl kadar bir zaman aiacak ol-
ması nedeniyle daha küçük çaplı bir bölgenin
kısa bir sürede hizmete sunulacağım bildirdi.
Gelecekte dünya ticaret merkezi projesine en-
tegre olacak tstanbul serbest bölgesiyle ilgili
çalışmalara başlanıldığını bildiren Aleybeyoğ-
lu, Atatürk Havalimanı'nın dış hatlar termi-
nali bölümünde oluşturulâcak bölgenin ser-
best ticaret bölgesi niteliğini taşıyacağını ifa-
de etti. Alaybeyoğlu, bu iş için daha çok mev-
cut tesislerin revize edileceğini belirtti. Hazi-
ran ayında devreye girecek İstanbul serbest
bölgesinin düzenlemesi için gerekli olan fi-
nansman da bütçeden karşılanacak. Bölgede,
İstanbul ve çevresindeki işadamlarının ihra-
catta kullanacaklan dış girdilerin teminini ko-
laylaştırmak amaçlanıyor.
Edinilen bilgiye göre, İzmir yakınlarmda ku-
rulan Ege serbest bölgesiyle ilgili altyapı ça-
lışmalan da de\'am ediyor. Bölgede yatınm
yapmak için çok sayıda firma başvuruda bu-
lunurken, bunlardan 25'i yatınm için izin al-
dı.
Dünya Bankası veriyor
1 milyar
dolarlık
sağlık
kredisiWASHINGTON (ANKA) —
Dünya Bankası ile Tttrkiye arasın-
da yaklaşık iki yıldır sürdürülen
sağlık kredisi pazarlığımn, Türki-
ye'nin önerisi doğrultusunda so-
nuçlandığı öğrenildi. Dünya Ban-
kası, Türkiye'ye sağlık altyapısımn
geliştirilmesi amaayla 20 yıl va-
deli bir milyar dolarlık kredi ver-
meyi kabul etti.
Teknik konularda anlaşmazlık
çıkmaması halinde ödeme koşul-
lannm tüm hatlarını belirleyecek
protokol, bir süre sonra Dünya
Bankası ile Sağlık Bakanlığı ara-
sında imzalanacak. Sağlık Baka-
nı Halil Şıvgın, bir süre önce
ABD'ye yaptığı gezi sırasında gö-
rüştüğü Dünya Bankası yetkilile-
rinin, Türkiye'nin projesine sıcak
baktıklanru söyledL Bakan Şıvgm,
kredinin verilmesine ilişkin kara-
nn geçen hafta içinde kendilerine
ulaştığını söyledi.
Halil Şıvgın, Dünya Bankası-
ndan alınacak krediyle başta An-
kara, İstanbul ve tzmir olmak üze-
re büyük kentlerin gecekondu böl-
gelerinin sağlık altyapısımn geliş-
tirileceğini bildirdi.
Zorunlu tasarruf
Geri ödeme
nisanda
ANKARA (ANKA) — Kamu-
oyunda "zorunlu tasarruf" ola-
rak bilinen çalışanların tasarrufa
teşvik edilmesi kapsamında yapı-
lan kesintilerin birikmiş neması-
mn üçte biri, isteyenlere nisan
aymdan itibaren ödenebilecek.
"Çalışanların Tasarrufa Teşvik
Edilmesi ve Bu Tasarruflann De-
ğerlendirilmesine Dair Kanun"
uyarınca en az iki yıl tasamıfta
bulunanlara, kendilerinden ve
devlet ya da işverenden yapılan
kesintilerin toplaım üzerinden ta-
hakkuk edecek nemanın üçte biri
ödenecek. Söz konusu iki yıl ise
kanun çıktığı günden bu yana ke-
sinti yapılan kişiler için nisan ba-
şında dolacak.
Toplu Konut ve Kamu Ortak-
hğj ldaresi yetkililerinden edinilen
bilgiye göre geri ödeme için hak
sahibinin herhangi bir Ziraat Ban-
kası şubesine bir dilekçeyle baş-
vurması yeterli olacak.
Zorunlu tasarruf hesabında
ocak ayı sonu itibanyla 2 trilyon
22.5 milyar lirası anapara, 158.1
milyar lirası da nema olmak üze-
re 2 trilyon 180.6 milyar lira bi-
rikti. 11.9 milyar lirası emekli
olanlara ve ölenlerin mirasçılan-
na ödendi.
Koç-Unisys'i
Abdülcanbaz'
tanıtacak
Ekonomi Servisi — Koç-Unisys
Bilgisayar Sistemleri A.Ş. firma
imajı ve ürün tanıtım reklamları-
nı ünlü çizgi roman kahramanı
Abdülcanbaz'la gerçekleştirme
karan aldı.
1990 yıhnda yapılacak bütün
reklam ve tanıtım çalışmalannda
Abdülcanbaz simgesinden yarar-
lanılması konusunda, yaratıcısı
karikatürist Turhan Selçuk, Koç-
Unisys ve reklam ajansı arasında
anlaşmaya varıldı.
Koç-Unisys yöneticileri, "Bilgi
çağı teknolojisi sunan % 100 Türk
sermayeli bir Türk şirketi olarak
bizi, tarihimizden gelen, ama çağ-
daş, bilimden yana, her soıunun
üstesinden gelecek kadar yetenek-
li, güçlü, nihayet olağanüstü po-
pülariteye sahip Abdülcanbaz'ın
simgeleyeceğine inanıyoruz" de-
diler.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAY
parasal Program İyi de
İhracatveYatınm N'olacak?
TC Merkez Bankası, enflasyonla mücadeleyi sürdûrme, pa-
rasal programının hedeflerini tutturma ve Türk Lirası'nın değe-
rini savunma azmini koruyor. Rüşdü Saracoğlu, TC Merkez Ban-
kası'nı örneğin bir Bundesbank konumuna getirmeye kararlı.
Türkiye Bankalar Birliği'nce düzenlenen sempozyumu izlerken
bunu bir kez daba anladım.
Rüşdü Saracoğlu, sempozyuma katılanlara verdiği yemekte
yaptığı kısa konuşmada 'sıfır'ın üzerindeki her enflasyonu za-
rarlı gördüklerini belirtirken bu yıl bütçe harcamalarının bütçe
hazırlantrken yapılan yüzde 54'lük enflasyon tahminine göre git-
mesi; buna karşılık enflasyonun daha düşük gerçekleşmesi ha-
linde bunun reel harcamalarda bir artış anlamma geleceğini ve
gelecek yılın enflasyonunu olumsuz etkileyeceğini vurguladı; bu
nedenle ödeneklerin serbest bırakılmasında dikkatli gidilmesi-
ni istedi
TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu ise enf-
lasyona karşı mücadele için gerekli ortamın ve politik kararlılı-
ğın sağlandığına inandıkları için parasal programı 1990 başın-
da açıkladıklarını belirttikten sonra Merkez Bankası'nın işlevi ko-
nusunda açıklamalar yaptı.
Kumcu'ya göre Merkez Bankası'nın görevi ekonomik kalkın-
manın motoru olmak ya da kalkınmaya finansal destek sağla-
mak değildi. Merkez Bankası hiçbir teşvik politikasına alet ol-
mamalıydı. Merkez Bankası'nın görevi piyasada bir likitide sıkı-
şıklığına neden olmadan; piyasalarda bir "crash"e, yani çökün-
tüye yol açmadan enflasyonu önlemek ve Türk parasının değe-
rini korumaktı. Merkez Bankası bu işlevini yerine getirmek için
kamu kesiminde yalnızca Hazine'ye, belirlenen limitler içinde
avans vermeli; özel kesimde ise belirlenen hedeflere göre yal-
nızca banka kesimine kredi açabilmeliydi. Merkez Bankası her-
hangi bir sübvansiyon politikasının aracı haline getirilmemeli,
hiçbir sektör lehine ya da aleyhine "diskriminasyon", yani ayrım
yapmamalıydı.
Sayın Saracoğlu'nun da daha önce çeşitli vesilelerle dile ge-
tirdiği bu görüşleri dinlerken kafama takılan soruyu, sempozyu-
mun oğleden sonraki oturumunu yöneten işadamı Feyyaz Ber-
ker dile getirdi. Evet, sanayii ve ihracatı desteklemek Merkez Ban-
kası'nın görevi değildi ve Merkez Bankası kendi işlevinin sınır-
larını çizerek, kendi hedeflerini belirleyerek sağlıklı bir yaklaşı-
mın içine girmişti, ama Türkiye'de sanayii ve ihracatı kim des-
tekleyecekti? Yatınm atılımı nasıl özendirilecekti? İleri sanayileş-
miş ülkelerde sağlanan destekleme ve teşviklere benzer, sonuç
almayı kolaylaştıracak uygulamaları Türkiye'de hangi kuruluş ye-
rine getirecekti?
Kafalara takılan bir başka soruyu ise Prof. Erdoğan Alkin sor-
du. Merkez Bankası'nın uygulamaya çalıştığı programın temel
direği olan döviz bolluğunun kaynağı dış ticaret dengesindeki
otumlu gelişme değil, çeşitli başlıklar altında ödemeler denge-
sine yansıyan para ya da sermaye hareketleriydi. İhracatın iyice
duraklaması, ithalatın tırmanışını sürdürmesı ve dış ticaret açı-
ğının büyümeye devam etmesi halinde bunun kurları etkileme-
si, Tl_'nın değer kaybını hızlandırması gündeme gelebilirdi. Oy-
sa dış dengeyi ayakta tutan para ya da sermaye hareketleri bü-
yük ölçüde TL'nin değerlenmesi sayesinde gerçekleşmişti. Acaba
bu noktaya gelindiğinde ve para-sermaye hareketi tersine dön-
düğünde, yani Türkiye'den dışarı doğru bir para-sermaye akımı
gündeme geldiğinde ihracatı kısa sürede yeniden uyarlamak ve
bu kez ihracat gelirır.: yeniden tırmandırarak döviz dengesini ko-
rumak mümkün olabilecek miydi? Üretimi ve ihracatı uyarmak
acaba kur ve faiz politikalarıyla para-sermaye hareketlerini uyar-
mak kadar kolay mıydı?
Bu önemli soruların doğrudan muhatabı belki Merkez Ban-
kası yetkilileri değildi. Onlar, "Bizim görevimız enflasyonu önie-
mek", diyorlardı ve kendi açılarından haklı olabilirierdi. Sayın Sa-
racoğlu'nun vurguladığı gibi enflasyonun yüzde 5'lere indiriimesi,
ekonomide istikrarın sağlanması, sanayi için önemli bir teşvik
unsuru sayılabilirdi, ama acaba bu noktaya varılana dek reel eko-
nomiyi unutmak, üretimi arttıracak ve yatırımı uyaracak önlem-
leri düşünmemek mümkün müydü? İmalat sanayii yatırımlannı
on yıldan beri ihmal eden Türkiye, bu ihmali birkaç yıl daha sür-
dürdüğü takdirde sağlıklı ekonomik büyümeyi ve ihracatta yeni
bir atılımı sağlayabilir miydi? Acaba Merkez Bankası'nın para-
sal programı doğrultusunda atılan adımlarla kamu kesımi fınans-
manı giderek daha büyük ölçüde iç borçlanmayla karşılanırken
özel kesimin kaynaklarını gerekli olan imalat sanayii yatırımları-
na yönlendirmesi beklenebilir miydi?
Merkez Bankası'nın hedeflerine varmasını ve enflasyonla mü-
cadelede özlenen noktaya gelinmesini sanırım çoğu kimse isti-
yor. Bunun biraz sabır gerektirdiğini de biliyoruz. Ancak tam bu
noktada iki önemli soru akla geliyor: Acaba toplum, tüm inandı-
rıcılığını yitirmiş bir ANAP yönetimi altında bu sabrı daha ne ka-
dar gösterir? Türkiye reel ekonomide gerekli önlemleri daha ne
kadar erteleyebilir?
Parasal önlemler iyi de artık birilerinin de reel ekonominin,
yatınmın, üretimin, istihdamın geleceğini düşünmeye başlama-
sı ve böyle düşünenlerin de cicJdiye alınması gerekiyor. Bu alanda
sonuç almak kısa sürede kolay olmadığı için yarının üretım ve
ihracat artışını sağlayacak önlemleri bugünden düşünmek şart.
Bu konuda gecikirsek korkarım ki parasal program sayesinde
enflasyonu aşağı çeksek bile bu kalıcı olamayacak ve fazla bir
şey ifade etmeyecek.
DÖVİZ KURLARI
Dövizin
Cinsi
1 ABD Dolari
1 B.AIman Markı
1 Avustralya Dolan
1 Avusturya Şilini
1 Belçika Frangı
1 Danimarka Kronu
1 Fin Markkası
1 Fransız Frangı
1 Hollanda Florini
1 isveç Kronu
1 İsviçre Frangt
100 italyan Lıretı
1 Japon Yeni
1 Kuveyt Dinan
1 Sterlin
1 S.Arabistan Riyali
Döviz
AJış
2398.19
1430.22
1832.22
202.94
68.71
372.39
608.21
422.62
1270.43
394.47
1627.88
193.56
16.31
8255.40
4095.63
639.47
Döviz
Satış
2403.00
143309
183589
203.35
6884
373.14
609.43
423.47
127298
395.26
163114
193.95
16.35
8271.94
410384
640.75
26 ŞUBAT 1990
Efektif
Ahş
2395.79
1428.79
1801.07
202.74
67.54
368.67
597.87
422.20
1269.16
390.53
1626.25
190.27
16.15
8115.06
4091.53
628.60
Efektif
Satış
2410.21
1437.39
1841.40
203 96
69.05
374.26
611.26
424.74
1276.80
396.45
1636.03
194.53
16.40
8296.76
4116.15
642.67
DERBORSA
HALKIN TASARRUFUNUN
BÜYÜĞÖ KÜÇÜĞÜ YOKTUR.
Tasarrufunuzun miktan ne olursa olsun Halkin borsacısı
DEBMBSA 'ya gelin, hisse senedi alım satımında
D E I N I U uzmanlığırtdan yarartanın.
UERBOESA merkez ve şubeleriyle, sızlere en güvenli
hizmeli sunmaya devam ediyor.
OHmUI MKABMURÜâ A.Ş.
Merkez SİRKECİ. Dervışoğltı Sok Dervış Han No: 14
Tel: 511 82 20-21 — 522 83 13
Şube ŞİŞLİ. Abıdeı Hürriye) Cad No 125
Tel 141 41 66 • 147 14 75
140 32 40 - 148 96 58
Şube KADIKOY Erenkoy Bağdat Cad Kantarct Durağı No t'5
Tel 363 23 04-07 - 363 18 03 - 355 31 82
Şube KIZILAY. Mıllı Mudalaa Cad Guvenpark Apt Kat 2
No 14/4
Tel 118 43 88 • 125 16 00