06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 ErbiTin yeni çalışmaları • Kiiltiir Servisi — Devrim Erbil'in resim sergisi, Benadam Sanat Galerisi'nde (Moda Cad. 220/226 Moda) açıldı. Sergi 18 mart tarihine dek görülebilecek. Halen Yıldız Üniversitesi Güzel Sanatlar Böliim Başkanhğı görevi ile MSÜ Sinema-TV Ana Sanat Dalı'nda öğretim üyeliği görevlerini sürdüren ressam Devrim Erbil, sergide 1976-1990 yılları aıasmda yaptığı resimlerini sergiliyor. Sergide daha çok 1989-1990 dönemi yapıtlan yer alıyor. Yurtiçi ve yurtdışında 50'yi aşkm kişisel sergi açan Devrim Erbil, 1955 yılında tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümu'nu bitirdi. 1959'da "Soyutçu 7'ler" grubuna katılan sanatçı, daha sonra akademinin Yuksek Resim Bölumu'nu de bitirdi. 1965'te Ispanya Hükumeti'nin bursuyla Madrid ve Barselona'da araştırmalar yapan sanatçı, 1985-1988 yılları arasında MSÜ Guzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümu Başkanlığı yaptı. Prof. Erbil'in 1966-1982 yıllarında kazandığı çok sayıda odiilü de bulunuyor. Haluk Tarcan Beyaz Köşk'te • Külıür Servisi — Piyanist Haluk Tarcan yarın Emirgan Beyaz Köşk'te bir resital verecek. Yaşamını Paris'te sürdüren sanatçı, 1\ıring Kış Konserleri kapsamında saat 15.00'te verecegi bu resitalde Beethoven, Liszt, Chopin ve Bülent Tarcan'ın yapıtlarını seslendirecek. Son olarak Avustûrya Kültür Ofısi'nde bir resital sunan Tarcan, piyano öğrenimini Istanbul Konservatuvan'nda tamamladıktan sonra Roma ve Paris'te de eğıtimini sürdurdü. Haluk Tarcan'ın piyano tekniği üzerine kuramsal çalışmaları da bulunuyor. Avusturya Kültür Ofısi'nde sunduğu resitalinde büyük ilgi toplayan ve yapıtını seslendirdiği Bülent Tarcan tarafından da kutlanan Haluk Tarcan, bu yıl üçüncü kez, Varşova'da konserler vermekuzere davet aldı. Sanatçı ülkemizdeki konserinden sonra da Kanada'ya geçecek. '1940 Kuşagı Günümüzde' • Küitür Servisi — Tem Sanat Galerisi 3-30 Mart 1990 tarihleri arasında "1940 Kuşağı Günümüzde" başlıklı bir sergiyi sanatseverlere sunuyor. 194O'lı yıllarda etkinlik gösteren sanatçıların yapıtlarının yer alacağı sergi, belgesel olma niteliğini taşıyor. Figüratif, soyut ve gerçekçi resim turünde ürünler veren sanatçılann 1040'larda ortaya koydukları resim anlayışlan, aynı dönemlerde Avrupa'da görülen sanat akımlannı yorumlamalarıyla büyük bir çeşitliliği içermekte. Nişantaşı Tem Sanat Galerisi'nde düzenlenen sergide, Fahir Aksoy, Avni Arbaş, Turgut Atalay, Ferruh Başağa, Cihat Burak, Nejad Melih Devrim, Şükriye Dikmen, Tiraje Dikmen, Abidin Dino, Leyla Gamsız, Neşet Günal, Nedim Günsur, Nuri lyem, Mehmet Pesen, Selim Turan, Adnan Vannca ve Mümtaz Yener'in yapıtlan sunuluyor. KJasik Türk müzigi Parig'te • PARİS (Cumhuriyet) — Paris'te, "Grand Palais"ta üç ay sürecek olan "Muhteşem Süleyman" (Soliman le Magnifique) sergisinin Francois Mitterrand ile Turgut özal tarafından resmen açılmasından sonra başlatılan bir dizi kültürel etkinlik arasında klasik Türk müziği konserleri de yer alıyor. Necdet Yaşar grubu tarafından "Osmanlı Devri Müziği" başlığıyla 14, 15 ve 16 şubat geceleri "Guimet" müzesinde sunulan üç konserde değişik makamlarda parçalar seslendirildi. UMUT SINEMA BeyOğlu DUNYA—149 93 61 • KadıkoyMODA—337 01 28 OrtakoyOKM—158 69 87 • Ankara TALIP—126 99 36 Ankara METROPOL—125 74 78 • İzmır KOŞK—311 628 Mersin KEMER—16723 • EFES FILMCILIK IMZA GUNU VE SOYLESI ERDAL ATABEK KUŞATILMIŞ GENÇLİK ve diğer kitaplarını imzalıyor. 24 Şubat 1990 Cumarfesi, 12.00-U.30 Cumhuriyet Kitap Kulübü Bakırköy Temsilciliği Karya Kültür Merkezi ö y I e ş i : Bakırköy Kadın Evi Kadın-Erkek Sorunları 15.00-17.00 Hem Söyleşi Hem Yemek Dr. ERDAL ATABEK anlatıyor. 24.2.1990 cumartesi günü saat 18.00'de Baromuzun Bakırköy Ceza Adliyesı karşısındakı Lokali'nde "1990 Türkiyesi'nde Hukukçu Olmak" konulu bir söyleşi yapılacaktır. Katılıp yemekte beraber olalım önerısiyle duyurulur. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ATILLA DORSAY 40. Uluslararası Berlin Film FestivalVnin ardından Ne duvar vardı ne de yasakŞenlik bu yıl ilk kez Doğu Berlin'e de taşmdı. Doğulular Batı'ya, Batıblar Doğu'ya gidip geldiler. Sinema, tarihin bu benzersiz dönüm noktasını yaşadı. Ama yine de "Doğu Batı'ya karşı" imajını yaratmaya çalışanlar yok değildi. ATtLLÂ DORSAY BER1İN — Bu yıl Berlin Şen- liği'ni izleyenler, gend ve çok kul- lanılan bir sözcükle, "tarihi yasa- dılar". Doğu - Batı arasındakı ilişkilerin ve savaş sonrasmda dünyaıun iki blok, iki ideolojı arasmda paylaşımının en somut göstergesi olan "dovaria bötan- müs keat", duvarlanndan -hem de tam şenlik öncesi- kurtuluyor, festival ilk kez aynı anda Doğu Berlin'e de taşınıyor. Doğu Al- raanlarla kaynayan kentte, Ber- lin'in geleneksd "bioklar arası çe- ki»me"si bambaşka bir görünum alıyor, Doğulular Batıya, Batılı- lar Doğuya gidip geiirken, sinema sanatı da, tanhin bu emsalsiz dö- nüm noktasına böylesine yakın- dan tanık olmaktan, onun gelişi- mi, kolay kestınlemeyen yeni açı- lımlan için sanatsal bir platform oluşturmaktan sanki onur duyu- yordu. Bu arada, gözler tarihin yaşa- nan gerçekleri kadar, beyazperde- den bize yansıyan gerçeğin sanat- sal yorumlanna da taküıyor, füm- ler tartışıhyor, kafalardk hep po- litika sanki sanatsal tartışmalara ayrılmaz ve kaçınılmaz bir fon oluşturuyordu. Bu heyecan içinde, yine "Do- g* Baü'ya karşı" imajı yaratüma- dan edilemedi. Amerikan sinema- sı, her zamanki gibi ağırlıkhydı. Ama bu sinema da blok halinde aynı kaygıları, yöntemleri, estetik ve poliük değerleri kullanan bir si- nema değildi ki! tşte şenlığin son günlerinin 2 DOGUYLA BATI BEYAZPERDEDE BtRLEŞTİ — Şenlikte Amerikan sinemasını temsU eden Oliver Stone'un Tom Cruise'lu "Doğum Tarihi 4 Temmuz" adlı yapıü Vietnam Savaşı'nı sorgulayan "yumruk" gibi bir filmdi. Polonyalı yonetmen Maciej Dejczer'in "Cennete 300 Mil" adü filmi (ustte) ise geçen yıl Genç Sinema dalında Avnıpa Oscar'ını almıştı. "ftaş" fılmi. OMver Stoae'un "DogMB Tarihi 4 Temmnz'u ve VVoody AUen'ın "Saçiar ve Ka- bmhader"i. Birbirlerinden ne denli uzak, ne denli farklı fümler bun- lar! Stone, gerçekten yaşanmış bir olaydan, tüm saflığı, "vataa sevgisi" ve yöneticilere inancı içinde Vietnam cehennemine gi- dip, orada ömür boyu sakat ka- lacak biçimde yaralanan ve ülke- sine döndüğünde, ne kadar kö\ü yönetilmiş, üstelik haksız, yanlış ve anlamsız bir savaşın kurbanı olduğunu acıyla kavrayan bir Amerikalının serüveninden yola çıkarak yaptığı filme tüm ustaiı- ğım koymuş. Bir tür smemanın (buna ticari sinema da denebilir), en usta bir örneği bu... Kamera, bir eldiven gibi öykünun eınrıne girmiş, sinemasal anlatımın yıl- lanmış tum numaralan, incelikle- ri, etki uyandırmaya yönelik yön- temleri, hikâyeyi olabildiğince vu- rucu kılmaya yöneltilmiş. "Yum- rak gibi" bir sinema Stone'unki, etkisine kapılmamak zor. Bu film tstanbol Fttm Şenlifi'nden hemen sonra bizde de gösterime girdiğin- de, üzerinde daha uzun boylu ko- nuşma fırsatınuz olacak. Woody ADen'ın dünyası ise ne denli farklı! Yonetmen, bizlere her tür gösterişten, abartmadan, yapaylıktan uzak biçimde kendi dünyasının kişilerini getiriyor bir kez daha... "Yaşama nevrozn"na kapılmış bu New York orta-sınıf insanlannın öyküsü, yine çok lez- zetli bir dizi kişilik sunmakla kal- mıyor, birbirinden ayrı, ama ko- şut biçimde gelişen (ve ancak so- nunda bir yerlerde buluşan) iki öyküden biri boyunca Allen san- ki Hitcbcock'a, öbürü boyunca ise Bergmaa'a (veya diğer bir de- yimle, ADen'a) göndermelerde de bulunuyor. Allea'ın öyküleri niye hep bize böylesine sıcak ve yakın, kişileri böylesine tanıdık geliyor? Olası- lıkla yonetmen, kendısinin de çok iyi tanıdığı kişileri (ve yalnız on- lan) anlattığı için... Istanbul Fdm Şenliği'nde izleyeceğimiz "Snçlar •e Kabahatler", yönetmenin gö- rülmesi gereken önemli bir fîlmi, kendi kendini astığı, çağdaş sine- mada bir doruk noktası. Hemen hepsinden söz ettiğûniz Amerikan filmleri yamnda, bu yıl ortalarda pek gözükmeyen, gö- zükse de bunu oldukça başarısız fılmlerle yapan Fransız, İsviçre Italyan, tngiliz sinemalarının ya- mnda, senlığin diğer ağırlığını sos- yalist blok sınemaları oluşturdu. Sovyetler, yanşmadaki iki filmle- Yılmaz Güney'in 'Umut'fılminin yirmiyıllıkserüveni 6 Umut'gençlere merhaba dediBaşına gelmedik kalmayan "Umut", şu sıralar Istanbul'da Dünya ve Moda sinemaları ile Ortaköy Kültür Merkezi'nde, Izmir Köşk, Ankara Metropol ve Talip, Mersin Kemer sinemalarındagösteriliyor. gibi büyümesiyle "Çirkin KnJ" mitosu yaratıldı. Seyirciyi uzun süre peşinden sürükleyen, bu, sı- rasında silahlı, kavgacı kisıliğin yerini, daha sonra "Ben Oldük- çe Yaşanm", "Hudutlann Kana- nu", "Kıalırmak - Karakoyu" gibi ileri düzeydeki iyi, farklı fümler aldı. "Umnt" Türkiye'de toplumsal çalkantılann yoğunlaşüğı 1970 yazında, Yılmaz Güney'in çok sevdiğı yöresi Adana'da, ailesinin, komşulannın, kendinden insan- lann, emekçi halkın arasında çe- kildi. "Umnt"un başkahramanı, Adana tren istasyonunda ihtiyar, yorgun bir atm çektiği külüstür faytonuyla yolcu tasıyarak ana- sı, kansı ve beş çocuğuna bakan yoksul arabacı Cabbar, bir bakı- ma Yılmaz Güney'in babasıydı. Birinci olduğu "Alun Koza"da dört ödül kazanan "Umut" fil- minin sansür kurulunca tüm ola- rak yasaklanması, geniş yankılar uyandırdı. Olayı basm toplantı- sında protesto eden filmin yapım- cısı, yönetmeni, senaryo yazarı, oyuncusu Yılmaz Güney, yasak karannın kaldmlması için Danıs- tay'a başvurdu. Sansüre karşı bi- linçli bir savaş açtığını belirten Yılmaz Güney şöyle diyordu: "Senaryo sansür karalnndan geçtigi balde, film Divnnet lşle- ri'nden liç hocaya gösterilıniş, sansnr knrulo da nocalann kan- nna dayanarak ölke çıkarlanna zararü gördagti kanısına kapılıp Umot'u yasaklama yoluna git- miştir. Anayasaya da aykın olan bn karan veren sansüıün, peşin yargılı, tntucu ve etki altında ol- dngaau göstennektedir. Daha önce 'Seyyit Han', 'Aç Kurtlar', 'Bir Çirkin Adam' filmlerimi de yasaklayan sansunın, buna bir ahşkankk haüae getirdigi aalaşıi- maktadır. Danıştay da sansüriin ret kanuinı onaylarsa sinemayı bırakınm." "Umnt" filmi daha sonra Da- TURHAN GÜRKAN Yılmaz Gdney "Umot" filmi için yülar önceki bir söyleşimiz- de şunları anlatmıştı: "BU Umot'ta, var olan gerçekleri or- taya koydnk. Faytoncu ailesinin ysşaansı ve din adanunın batıl UMnçlanııı gözler ononc serdik. Bu yasam, benim babanun ye ar- kadaşlanmn yaşamıdır. Öykn kendi aile bünyemizden çıkmadır. ÇekUen yer Adana'nıa kıyıcıgın- dald kendi yoksul evimizdir. Umat'U ynrt gerçeklerini yansıt- mak istedik. Sanatçı olarak top- lana hizmet ettik." Sinemamızda "gerçekçüigin" bir simgesi olan, Yümaz Güney'e de yönetmenlik yolunda önder- lik eden "UmuT fümi, acuar, ya- saklamalar, saldınlar, sonra ba- sanlar, övgüler, yengilerle dolu 20 yüı geride bıraktı. Çevrih'şindeıı, ilk gösterilişinden, sansürle bo- ğuşmasından, yurtdışına kaçırı- lışından ve bir dünya serüvenin- den 20 yıl sonra yeniden günde- me geldi. Değerinden, görkerpin- den hiçbir şey yıtirmemış, aym coşku, aynı tazelikte bir "Unmt", onu tammayan genç seyirci kuşa- ğına "merhaba" dedi. "Umut" doğmadan önce de Yılmaz Güney sinemanın içindey- di. "Star" sisteminin, yapmacık salon filmlerinin egemen olduğu dönemde kahır yüklü yılları omuzlannda taşıyarak sinemada tutunmaya çaüşıyordu. 1958'lerde Aöf YUmaz'la önce yonetmen ve senaryo yardımcısı, sonra oyun- cu olarak çalısan Yümaz Güney'i, o zamanın sinema koşulları 1963lerde "starTığa doğru itmis, küçük kurumlann yaptığı vurdu kırdılı "avaatür" fılmlerde oyna- yarak halkın içinden çıkma, na- muslu, yiğit, kabadayı tipiyle kendi yasamından kesitler vere- rek asama aşama ilerlemiş ve se- yirci ile yakın bir ilişki kurmuş- tu. Bu ilişlrinin yaygmlaşıp bir çığ ARABACI CABBAR'IN ÖYKÜSÜ —Yılmaz Güney, yönetip oy- nadıgı"Umut"ta Arabaa Cabbar'ın öyküsünu anlatıyordu. Cabbar bir bakıma Yılmaz Güney'in babası\dı."Umut", umudun umntsnz- luğa donuştuğu gerçekçi bir o)kuydü. ruştay'da aklanmıs, Yümaz Gü- ney de sinemayı bırakma düsün- cesinden caymıştı. Ancak "Umufun çileli serüveni sür- mekteydi. "Umafun "halka gös- terilmesi ve yurtdışına çıkanlma- sf'nın, Merkez Film Kontrol Ko- misyonu'nun (sansür) kararıyla yasaklanmasından sonra Güney- in başvurusu üzerine Danıştay, dava sonuna dek yürütmeyi dur- durma karan almıştı. Buna da- yanılarak "Umat" Cannes Film Şenliği'ne gönderilmek istendi. Fransızca altyazüı hazırlanan fil- min kopyası için çıkarılan çeşitli "biirokratik" engeüerle, çıkış bel- gesi alınamadığı için "Umnt" Fransa yolculuğuna çıkamadı. Gösterildiği her yerde buyük il- gıyle izlenen, iç ve dış basmda sü- rekli tartışılan ve övgü alan "Unmt", sonunda parça parça yurtdışına kaçuıldı. Bu olay, ya- samımn buyük bölümünü hapis- lerde geçiren Yümaz Güney'in "toplu kaçakçdık" suçundan da yargüanmasına neden oldu. Sıkı- yönetimdeki tutukluluğunun bi- rinci yılında Güney, "Umnt"u kaçırmak suçundan beraat etti. "Umnt" kaçınldıktan sonra ön- ce Paris'te aylarca, sonra dünya- mn çeşitli ülkelerinde sinemalar- da ve televizyonlarda gösterildi ve eşine rastlanmayan bir başarı el- de etti. Birçok festivale katıldı, ödüle değer görüldü. Kendi va- tanında gosterilip tanınması için de 20 yıl beklemesi gerekiyordu. riyle en ayından ilgi uyandırmayı bildi. Aleksander Rogoşlda'in "Nöbelçl"si, Sovyet yönetim ka- demelerine, tçişleri Bakanhğı'na bağlı askeri nöbet birliklerine ve onlann hiyerarşik düzen içindeki sorunlarına eğUen, aşın biçimci bir denemeydi. Kadın yonetmen Kira Maratova ise, ödül alan "Astenik Sendromn" fılmiyle Sovyet sinemasmdaki yeniükçi to- humları, bu sinemada Tarkovs- Id'nin peşinden gıdeceklerin az ol- madığım haberler gibiydi. Doğu sinemalarında var oldu- ğu sayüan kımi tabulan yürekli- ce yıkan "Çıkış" ve 25 yılük bir yasaklanmadan çıkıp gden "Ta$- İann tzi", Doğu Aiman sinema- sım, Jiri Menzei'in yine uzun yıl- lar yasaklanmış fılmi "Tefc Kon- mns Tariakuşian" ise Çek sine- masıru basanyla temsil ettiler. Po- lonya smemasından gelen ve ge- çen yıl "genç sinema" dalında Avnıpa Oscan'ru alan "Cenaete 300 Mil", Macar sinemasından Jaaos Zsomboryai'nin 1950'lerin baskıcı dönemlerine eğilen "öhî- me Mahkfim" fılmleri Avnıpa sosyalıst Ulkelerindeki sağlam si- nema geleneğini bir kez daha ammsatıyordu. Bu sinemalar üzerindeki baskı- lar bundan böyle azalacak gibi gözüktüğüne göre, sosyalist ülke sinemalanmn büyük bir atılım yapmalan ve geleceğin Avrupa (giderek dünya) kültür mozaiği içindeki önemli yerlerini almala- n beklenebilir. Bu perspektif içinde, sinemasal anlatımım gitgide geliştırmekte olan ve kuşkusuz anlatacak çok önemli şeyleri bulunan Kızıl Çin sinemasının yüdan yüa yaptığı ge- lişme de gözden kaçmıyor. Yanş- ma dışı gösterilen oldukça "gugır" Hong Kong fılmi "Top- rak Askerier"in yanı sıra ve bu yıl ortalarda olmayan Hint sinema- sının yokluğunda, Kızıl Çın sine- ması, gelecek yıllarda Uzakdoğu'- da genelde yapılmakta olan çok ticari bir sinemaya ciddi bir alter- natif oluşturacak sorumlu, ger- çekçi, yaşarndan fışkıran bir sine- manın sahibi olabilir. Şenliğe bitip tükenmek bilme- yen uzun bir savaş fılmiyle katı- lan Finlandiya, canlandırma sine- masımn daha çok Vüçüklere yo- nelik bir örneğiyle gelen Isveç, canlı ve hareketli sinemasını son yıllarda en çok Pedro Almodo- var'ın olağanüstü kişiliğine bağ- lamış gözüken Ispanya'nın yam sıra Batı Almanya, Kanada ve bir ölçüde Brezilya sınemalan Berlin 1990'a değişik renkler katabildi- ler. Poliük çağnşımlı, insancıl Ka- nada yapımı "Kagıt Uzeriade Ev- HHk"ten daha önce söz etmiştik. Bu filmin sonuçlarda hiçbir bi- çimde yer almaması bizce yazık oldu. Batı Alman sineması, Michad Verboeven ve Hark Bobm'un ya- nsan, aynca Genç Alman sinema- sı dizisinde yer alan genç yönet- menlenn diğer fümleriyle, belli bir canlıhk içinde olduğunu kanıtla- dı. Bu ülkede (kimi zaman bizim yönetmenlerimızin de yararlandı- ğı ve kuşkusuz daha da iyi yarar- lanabileceği) öylesine bir sinema- ya yardun mekanizması geüştiril- miş ki, bu canlıhk hiç de şaşııtıcı değü. Latin Amerika sinemasını ya- rışmada tek başına temsil eden Brezilya ise Carios Dfcgues'in yaslanmakta olan bir TV ve ses- lendinne sanatçjsının sorunlanm oldukça esprili ve sıcak bir dille anlattığı "Güzel Gnnler Gelecek': le ilgi topladı. Yarışmada değil- se bile yan bolümlerde izlediğimiz kimi Arjantin fihnleri ise, bu ül- kede demokrarjk rejüne dönüşten sonra birden canlanan ve "Res- mi Tarih" gibi örnekleri bize de ulaşan bir sinemanın varhğuıın yeni kanıtlanydı. Şenlikte gerek yanşmada, gerek Paaorama ve Fonnn bölumlerin- de daha birçok ilginç film izledik. Bu arada, sosyalist ulkelerin, özellikle de Doğu Almanya'nın yülar yüı yasaklanmış kimi fılm- İerini topiuca izlemek de, yahuz- ca kaliteli birkaç fdm görmenin getirdiği tatmin duygusu dışında, tüm yasaklann, yasaklamalann ve sanatın önüne konan engelle- rin ne denli yanlış olduğu ve bu- nun en çok o ülkenin sanatına, dolayısıyla kendi kendisine verdi- ği bir zarar olduğu konusundaki görüşlerimizi pekişürdi. Berlin 1990'daki bu "yasak ıîlmler"in toplu panoraması, kuşkusuz üze- rinde aynca durulması ve söz ko- nusu edilmesi gereken bir alan ohıştumyor. Sümeyra'nın yeni kaseti • Kültür Servisi — Şubat ayımn ilk haftasında surgünde yaşadığı Frankfurt'ta 44 yaşında ölen sanatçı Sümeyra Çakır'ın, "Kadınlanmızın Yüzleri" isimli yeni kaseti, Yeni Dünya Plakçılık tarafından yayımlandı. 'AKM'de konser' • Kiürttr Servisi — Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Korosu, bugün saat 18.00'de AUtürk Kültür Konser Salonu'nda bir konser veriyor. Ruhi Ayangil'in yöneteceği konserin solisti soprano Sevim Okay. İki bölümden oluşan konser, doğumunun 350. yılında Itri ve yine doğumunun 100. yılında Muhlis Sabahattin'in eserleri ile Sürelsan, Çağla, Arel ve Torurfun eserlerinden oluşuyor. Ertel'in logosu birinci • ANKARA (AA) — Ünlu grafık sanatçısı Mengu Ertel'in hazırladığı bir çahşma, Kültür Bakanlığı'nın logosu olarak seçildi. Kültür kavramınm çok boyutlu yapısını ortaya koymak, Kültür Bakanlığı'nın tüm teşkilatında tanıtıcı simge olarak kullanılmak üzere çeşitli sanatçüarın hazırladığı çalışmalar arasından Mengü Ertel'in çalışması birinci seçildi. BüGÜN • 'Göçerler' İFSAK üyesi sanatçıların "Göçerler" adb fotoğraf sergisi bugün saat 19.00'da lnsan Hakları Dernegi Istanbul Şubesi'nde açılıyor. Adresi: Jurnal Sok. 4/4 Tünel. • 'Kadın Kütüphanesl' Şirin Tekeli, Jale Baysal, Füsun Akatlı, Füsun Yaraş ve Aslı Mardin'in katılacaklan "Kadın Eserleri Kutüphanesi ve Bilgi Merkezi" konulu toplantı BlLSAK'ta saat 19.00'da yer alacak. • Karikatür sergisi Turkiye Felsefe Kurumu'nun düzenlediği "tnsan ve Geleceği" konulu yarışmanın sergisi Sultanahmet Karikaturcüler Derneği'nde açılıyor. • Belediye Mözeleri' Füsun Kılıç'm "Belediye Muzeleri" konulu konferansı saat 16.00'da Atatürk Kitaphğı'nda dinlenebilir. • Blues-rock konseri Serdar Çamiıca'mn blues- rock konseri saat 17.00'de Woodstock'ta BtLSAK'TA BUGÜN 23 Şubat Cuma: 19.00 Kadın Eseıieri Kutüphanesi ve Bilgi Merkeanin Açdısı Be Ugili Sohbet. Şirin TEKELİ, Jale BAYSAL, Fûsun AKATLI, Füsun YAR, Aslı MARDİN 19.00 TİYATRO: "tste Baş tşte Gövde lşte Kanaüar Yazan: Sevim BURAK, Oynayan: BİLSAK TİYATRO ATÖLYESt GORSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çalışmalan. 10.00-01 00 arası CAFE-FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK, Sıraselviler, Soğana Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79 - 143 28 99 TURSEM'İN LONDRA., ÜKKM>, CAMBRID6B B0URKEM0UTH,BÎUQHTOtT. HASTlNQS^XETE»GHESra Kısa Film Günleri'nde son gün2. Uluslararası Istanbul Kısa Film Günleri bugünkü gösterimlerle sona eriyor. Ulusal Kısa Film Yarışması'nın ödül töreni ise yarın Fransız kültür Merkezi'nde. Törenden sonra bir de "Kısa Film" paneli düzenlenecek. Knltür Servisi — 2. Uluslararası Istanbul Kısa Film Günleri bugun sona eriyor. Kısa Film Günleri- nin bir değerlendirmesini de kap- sayan "Kısa Film" paneli ise ya- rın gerçekleştirilecek. Fransız Kültür Merkezi'nde saat 17.00'de başlayan ve saat 21.00'e kadar sürecek olan Kısa Film Günleri'nde bugün ttalyan, Fran- sız, Alman ve Türk fılmlerine yer verilecek. 150 kişilik salonda yer alan ve her gün 200"e yakın seyir- cinin izlediği günlerde, bugun ilk olarak ltalyan yonetmen Frances- co Bsriiü'nin belgesel sinema dun- yasını konu alan "Ginecitta" adlı fihni gösterilecek. Aym yönetme- nin "L'ore di Arezzo" adlı belge- sel filminin ardından Yavnzer Çe- Önkaya'mn "4500 Efeadi", "Kö- pek Evi", "Asla Unatmavacagız" ve "Köpeklerin Sokaklan" adlı filmleri sunulacak. Belgesel nite- likteki bu fümler, Paris Uluslara- rası Köpek Gösterisi ve Paris so- kaklanndaki köpeklerden izle- nimleri içeriyor. Bugünkü gösterinin üçüncü bö- lumünde ise Alman ve Fransız filmleri yer alacak. Bir genç ada- mın kuzenine duyduğu garip ılgi- yi konu alan ve Georges Mouri- er'nin yönettiği "Beıwıice"nin ar- dından, Marc Serhan'ın "Le Client" adlı fılmi oynatılacak. M. Cbristine Perrodin'in 8 dakıkalık "I* Porte-Plume" adlı animasyo- nunu ise Alman yonetmen Ulricb Web'in yaşlı bir çıfti ve yalnızhk temasını ışleyen "Uu Lachsfı gös- terilecek. Günlerde yer alan son film ise Carolin Unk'ın 10 daki- kalık "Bunte Blumen" adlı fümi olacak. Kısa Film Günleri'nde yann 11. Ulusal Kısa Film Yanşması sonuç- ları da açıklanacak. Ahmet Kır- kavak'ın "Folograf", A. Murat Gnven'in "Pasif Direnis", K. Sal- ruk'un "Akan Zamaa tçude Dof- ru Anı Yakalamak", Fethi Aslaa^ ın "Yerimi Anyornm" ve M. Ali Esirgenç'in "Bibip" adlı filmleri- nin katıldığı yarışmanın ödül tö- reni, yann saat 16.00'da yapüacak. ödül töreninden sonra Yavuzer Çetinkaya'nın yöneteceği "Kısa Film" paneli yer alacak. Panele Fransa'dan Georges Mourier, Ital- ya'dan Francesco BariIU, tspanya- dan Peta Roca, Türkiye'den Meh- met Eryümaz ve Federal Alman- ya'dan Sinema-Türk'ün kurucusu Thomas Balkenhol katüacaklar. Bu yü Ahnan, Fransız, Hollan- da, lspanyol, ttalyan ve Türk film- lerinin yer aldığı 2. Uluslararası ts- tanbul Kısa Film Günleri'nin kap- samı gelecek yü genişletUecek. Fransız Kültür Merkezi ve tF- SAK'ın işbirliğiyle düzenlenen Film Günleri'ne önümüzdeki yü Yunanistan ve tran'ın da katüması bekleniyor. Önümüzdeki yü Ulusal Kısa Füm Yanşması'na vi- deo filmleri de kaülabUecek. İF- SAK yetkilileri, sinema fümini desteklemek amacıyla bu yüki ya- nşmaya video fümlerini kabul et- mediklerini büdirdi. DE SEÇKLN OIL OKUUAR1M0A YA2 VSi >ADA BUTÜN VILINûlUZCE 06RENIU 12TAKSİTTE ÖD KOLAYUG\ DEMAM EDİVOR/ •6ENavEHIZLANDfR)LMIJ KUBSLAR • TİCARİ İNG1L1ZCE • TUR.IZM İNGIÜZCESI • BANKACILIKINÛİLIZCESİ •5INAV ÜURSURI: Cambrıdge •Fırst Certrffcatc, Proficıencu , •TOEFL,AR.tL5(Soz\u) tıırsem İNGJLİZ LİSAN OKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhuriyet Cad '73/4-B Elmadağ 80230 Istanbul Hıltoo Otelı Karşısı Tel 148 39 77 148 7943 148 28 49 Fax 132 97 29 Tlx 27498 tusm Ir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle