22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 tsveç'te h.ükümet istifa etti • STOCKHOLM (AA) — İsveç'te, kemer sıkma politikalan parlamentoda reddedilen sosyal demokrat İngvar Carlsson hükümeti istifa etti. Parlamento Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Carlsson hükümetinin, ücretleri dondurma ve ücret politikalan konusundaki önerileri 5 muhalif partinin oylarıyla reddedildi. Carlsson hükümetinin önerileri, 153'e karşı 193 oyla kabul edilmedi. Başbakanın, oylamanın hemen ardından, Parlamento Başkanı Thage G.Peterson'a hükümetin isüfasmı sunduğu kaydedildi. Hükümet, ücret ve fiyatların 2 yıl için dondurulması ve grevlere kısıtlama getirilmesini önermişti. Hukumetin önerisine ret oyu veren 5 muhalif parti arasında, muhafazakârlar ve komunistlerin de bulunduğu belirtildi. Mandela'nın temaslan • SOVVETO (A.A.) — Guney Afrikalı zenci lider Nelson Mandela, dun eski ABD başkan adaylanndan *e insan hakları hareketi lideri Jesse Jackson ile gorüştü. Jackson, Mandela'nın Sovveto'daki evinde yapılan 45 dakiVahk görüşmede, Mandela ile ırkçı Guney Afrika beyaz yönetiminin Devlet Başkanı F.W. de Klerk arasındaki ilişkinin ülkenin geleceği için çok onemli olduğunu söyledi. Jackson, 'De Klerk ile Mandela anahtar öneme sahip olabilecek bir ilişki başlattılar' dedi. Arjantin ve îngiltere anlaştı • MADRtD (AP) — Arjantin ve İngiltere yeniden tarh diplomatık ilişki kuıma kararı aldıklarını açıkladılar. Karar İspanya'da iki gundur iki ülke yetkilileri arasında sürdurülen göruşmeler sonrasında açıklandı. İki ulke arasındaki diplomatik iüşkiler sekiz yıl onceki Falkland savaşından beri kesik bulunuyordu. 74 gun suren Falkland savaşında 1000 kişi ölmüştü. Etiyopya'da çatışmalar • NAİROBİ (A.A.) — Etiyop\a'da yönetime karşı mücadele eden iki gerilla örgütu, hükumet kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdiklerini bildirirken, çatışmaların, ülkenin kıtlık çekilen kuzey bölgelerine gıda yardımı gönderilmesini engellediği belirtildi. Eritre Halk Kurtuluş Cephesi (EPLF) yaptığ» açıklamada, geçen pazar günü Eritre bolgesinde hükümetin elinde olan Keren kasabasında meydana gelen çatışmalarda 600 asker oldurdüklerini bildirdi. SSCB'de suç istatistiği ~ • MOSKOVA (AA) — Scuvetler Birliği İçişleri Bakanhğı, 1989 yılında i^lenen suçların sayısında Dİr onceki yıla göre yaklaşık 600 bin artış meydana geldiğini ve suç oluşturan eylemlerin sayısmın 2 milyon 460 bini aştığını bildİFdi. İçişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamaya göre ölümle sonuçlanan ağır suçların üçte ikisinin, tecavüz • suçlarının da yarısından fazlasının aşırı alkolun , etkisiyle işlendiğini gosteren } istatistiklerde. işlenen her j yeni suçtan bırinin cinayet • ya da ağır yaralanmayla t sonuçlandığı belirlenmiş Pbulunuyor. rAngola'da açlık telılikesi • • LUANDA (A.A.) — JAngola hükümeti, ülkenin » Güne>' ve Orta kesimlerinde yaşayan yaklaşık 2.6 milyon ", yurttaşının kurakiık ve 15 ' yıldır süren iç savaş nedeniyle açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu açıkladı. Ülkenin, acil olarak 300 bin ton yiyecek yardımına ihtiyacı olduğu ka\dedildi. Türkiye'yeyeni koııum Uluslararası durumdaki gelişmeler Ortadoğu merkezli bir rol getiriyor . UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — Doğu-Batı ilişkilerindeki son gelişmelerden sonra Turkiye'nin ABD stratejisin- deki yeri, giderek daha fazla "Or- tadoğu merkezli" bir konum ka- zanma surecine girdi. Amerika'nın Türkiye'ye bakışında daima var olan bu açı, şimdi daha fazla te- laffuz ediliyor. Geçen günlerde VVashington'da yapılan Turkiye'nin Amerikalı Dostfan Demegi'nin yılbk toplan- tısı bu yönde önemlı açıklamala- ra sahne oldu. ABD Savunma Ba- kan Yardımcısı Donald Atwood, ABD'nin Ankara Büyükelcisi Morton Abramowilz ve ABD Ge- nelkurmayı Stratejik Planlama Dairesi'nin (J5) îki numarası Ge- neral John Sewall, bu toplantılar vesilesıyle bugune kadar Doğu- Batı dengesine odaklı Türk- Amerikan stratejik işbirliğinin ge- lecekte hangi yörungeye gireceği konusunda Amerikan görüşlerini açıkladılar. Konuşma metinleri, ABD Dışişleri ve Savunma Ba- kanhğı'nın ilgili dairelerinde her sözcük dikkatle seçilerek hazırlan- dığı ve politikayı yansıtan konuş- ma niteliği taşıdığı için ifade edi- len göruşler, değişen dünya siyasi ikliminde Türkiye'ye bakış açıla- rı konusunda zengin ipuçlan ve- riyor. Savunma Bakanlığı'nın iki nu- marası Atwood konuşmasında, "NATO'nun daha guvenli bir Av- nıpa aravıslannda Turkiye'nin merkezi bir rolü olacağını" vurgu- ladıktan sonra Turkiye'nin strate- jik konumunun "iki mnCtefikin ortak endişeleri" bakımından önemine dikkat çekti. Atwood. uluslararası terorizmle bağları ol- duğunu iddia euiği İran ve Suıi- ye'nin Türkiye"nin komşusu oldu- ğunu kaydederek "Tiırkiye ve rol alönda tutulması" ve "NATO" merceğinden bakıığını, ancak son gelışmelerin bu geleneksel bakış açısının ötesme geçilecek bir du- rum ortaya çıkardığını soyledi. Ama "henuz Nirvana'ya da erişilmediğini" ekleyen Abramo- wıtz bu, çerçevedekı bazı gözlem-. lerini şoyle ozetledi: "1- İster AKKl M >olu)la ister kendi iradesiyle olsun Sovyet as- keri gıicii Doğu Avrupa'dan silin- dikçe ABD'nin birçit vazifesi gö- menin tekaolojik ilerkme, siyasi demokrasi ve ulusal giıvenlik an- lamına geldiğinin bölgedeki vitri- nidir." 3- Turkiye'nin uluslararası -alan- da bugünkünden çok daha buyük bir rol oynama şansı yüksektir. Doğal kaynaklan, halkının dina- mizrni, yüzölçümü ve stralejik ko- namn bunu Türkiye için mukad- derat yapıyor. Ancak bunu yap- ması ekonomik, siyasi ve eğitim konulannda içerideki performan- Washington'da onceki hafta gerçekleştirilen Türkiye'nin Amerikalı Dostlan Derneği toplantısında konuşan uzmanlar, bugüne kadar daima var olan "Türkiye'ye Ortadoğu merkezli bir konum" şeklindeki bakış açısının daha fazla önem kazanacağı konusu üzerinde durdular. ABD'nin bu tehdide karşı savaş- mak içm birleştiğini" soyledi. Bol- gedeki "tstikrarsız rejimlerde ar- tan silahlanma yanşının bir baş- ka ortak endişe kavnagı" olduğu- nu kaydeden At*ood, buna böl- gede bazı ülkelerin balistik füze teknolojisi geliştirmiş olduğunu da ekledi. ABD'nin Ankara Büyükelcisi Abramowitz ise Washington'un Türkiye ile savunma ilişkilerine bugune kadar hep "tehdidin kont- recek şekilde Akdeniz'de biiyük bir hava ve deniz kuvveti bulundur- ması önem taşıyacaktır 2- Silahsızlanma ve tansiyonun düşmesi Avnıpa için doğnı olabi- lir, ama a>nı şey Ortadoğu için söylenemez. Türkiye'nin coğrafi konumu ve bölgedeki menfaatleri dolaytsıyla ABD. istikrann tabyası olan guçlu bir demokratik Türki- ye'nin variığını memnunivetle kar- şılamaya devam edecektir. Türki- ye. aynı zamanda Batı ile birleş- sına bağlı." ABD Buyükelçisi Abramowilz, sıcak bir Türk-Amerikan işbirliği- nin "neden Türkiye'nin de menfaatlerine" olacağını, ozetle şöyle anlattı: "Türkler hep kötii bir mahalle- de yaşadıklannı soyler ve bu dog- nıdur. Güneydeki komşulanyla ya terorizm ya su ya toprak konula- nnda gerginlikler var. Bu komşu- lar kimyasal silah ve balistik füze veteneğine ya kavuştular ya da ka- vuşma arayışı içindeler. Demok- rasi ile de yönetilmiyorlar. Türki- ye'de kamuoyunda sık tartışılan konulardan birisi: stratejik aske- ri önemin ittifakın ana dikkatlerin- den birisi olmaktan çıkması halin- de Türkiye'nin NATO ve Avnıpa- dan destek görmeye devam edip etmeyecegi. ABD, Türkiye'nin NATO'daki en iyi dostudur. Bu Türkiye'nin ABD ile güçtendi- rilmiş ikili savunma ilişkisi yaşat- ması için yeterti nedendir." ABD Genelkurmayı'nın strate- ji planlamadan sorumlu dairesı- nin (J5) iki numarası General John Sewall ise Turkiye'nin önû- muzdeki donemde Amerika için önemini koruyacağını anlatırken bu önemi sırasıyla; "bölge istik- ran". "istihbarat toplama". "Do- ğu Akdeniz'de denizlerin guvenliği bakımından ortak menfaatler bu- lunması" başlıklanyla saydı. Ya- ni listenin başına "bolge istikranm" koydu. Turkiye'nin NATO dışında, Ortadoğu güven- liğine donuk menfaatlerinin ken- di ulusal guvenliği bakımından "kritik" olduğunu soyleyen Se- wall, "Türkiye'nin Ortadoğu'yla ilgili güvenlik dujgulannın a\nı zamanda NATO'nun da duygulan olduğunu" kaydederek Batı'nın Turk ordusunun modernizasyonu- na ağırlık vermesini istedi. Ermeni tasansına karşı huzursuz bekleyiş Ankara'nın gözü ABD Senatosu'nda Genelkurmay Başkanlığı, Ermeni tasarısı ile ilgili göruşmeler Türkiye'nin istediği şekilde sonuçlanıncaya dek "ABD taleplerine olumlu yanıt verilmemesini" istiyor. EVREN DEĞER YASEMİN ÇONGAR • ANKARA — ABD Senatosu'nda önumüz- deki hafta içinde görüşülmesi bekienen Erme- ni karar tasarısı, diplomatik ve askeri çevre- lerde "ABD'yc karşı tavır" alınmasına yoi aç- tı. Tasarının ABD Senatosu Adalet Komisyo- nu'nda kabul edilmesinden sonra Türkiye'- nin yurürlüğe koyduğu 4 onlemi "yetersiz" bulan Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri ANKARA Batı Trakya'da seçim hazırlıgı Batı Trakya Türk azınlığı, Sadık Ahmet'in "safdışı edilmesine" yönelik oyunlara karşın, Gümülcine ve Iskeçe'de bağımsız adaylar göstermeye hazırlanıyor. AINKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Sadık Ahmet ve tbrafaim Şerif in 26 ocakta çarptırıldıkla- rı 18'er ay hapis ve 3'er yıl siyasi haklardan mahrumiyet cezasının temyizi için girişimler sürerken, Batı Trakya Türk azınlığının 8 ni- san seçimlerinde yeniden bağım- sız adaylar gostereceği öğrenildi. Gerek Gumülcine'deki Türk siya- si çevrelerinde. gerekse Ankara'- da Dışişleri'ne yakm kaynaklar- da egemen olan görüş, Batı Trak- ya'da yaşanan gerilimin Yunanis- tan'daki bazı siyasi partiler tara- fından "seçim planlan" nedeniyle "bilinçli" olarak tırmandırıldığı doğrultusunda. Batı Trakya Türk azınlığının 18 haziran 1989 genel seçimlerinde parlamentoya bağımsız Güven lis- tesinden milletvekili seçtiği Dr. Sadık Ahmet'in Yunanistan Par- lamentosu'nda seçim bolgeleri da- ha geniş olan bir komünist ve bir çevreci milletvekilinden sonra en çok oy alan pariamenter olduğu- nu hatırlatan ilgili çevrelere göre, Türk azınlık 8 nisan seçimlerinde Gümülcine'den ve tskeçe'den bi- rer bağımsız aday göstermeye ha- zırlanıyor. ' - • Bakanlığı'nın bazı çevreleri, "Tasan ile ilgili göruşmeler Turkiye'nin istediği biçimde so- nnçlanıncaya kadar ABD taleplerine olumlu yanıt verilmemesini" istediler. Genelkurmay Başkanhğı Plan ve Prensip- ler Dairesi'nin 0050-277-89 sayılı 12 Ekiın 1989 tarihinde kuvvet komutanlıklarına gön- derdiği yazısında, Ermeni karar tasarısı ko- nusunda hükümetçe alınan önlemlerin yanı sı- ra, Genelkurmay Başkanlığı'nın da Dışişleri Bakanhğı ile eşgüdum içinde onlemler aldığı duyuruldu. Genelkurmay Başkanlığı'nın kuv- vet komutanhklanna gönderdiği yazının ekin- de de, ABD Askeri Yardım Kurulu Başkan- lığına, konu ile ilgili rahatsızlığın dile getiril- diği bir mektup iletıldi. Öte yandan Dışişleri Bakanlığı'nın, başta AT ile ilişkilerden sorumlu yetkilileri olmak üzere belirli çevreleri de, Ermeni tasarısı gun- demdeki yerini korurken VVashington'un is- teklerine "mesafeli" yaklaşılması gerektiği- ni savunuyor. Cumhurbaşkaru Ozal'ın iste- ğiyle Türkiye'nin Washington Büyükelcisi Nüzhel Kandemir tarafından ABD Dışişleri Bakanı James Baker'a 1990 yılı başında ile- tilen "serbest pazar" önerisi de bu çevrele- rin buyuk tepkisini çekti. Gerek Ejmeni ta- sansı, gerekse AT'ye yönelik planlar nedeniyle Amerikan teknolojisinın "ikinci plana" itil- mesinın "d«ha gerçekçi ve elkili" bir tavır ola- cağını savunan bu çevrelerin savunduğu gö- rüşler ozetle şöyle: "Ermeni tasarısı, ABD Senatosu ve Tem- silciler Meclisi'nden geçerek Başkan Bush'un masasına gelirse, tasanntn jasalaşması çok güç olur. Bush tasanya karşı olduğunu ifade etse bile, ortak bir tasanyı reddederek Kong- re'yi karsısına almak isteme>ebilir. Bu nedenle 24 nisanı soyktnmı anma gunu ilan edecek su- landınlraış bir tasan metnine karşı Türkiye, ABD'nin çeşitli istemkri karşısında şimdiden kesin tavır alarak yaptığı kampanyanın etki- sini arttırmalıdır." ~ATINA Kabil'de bekleyiş Sovyetler Birliği'nin 1979 yılının aralık ayında gerçekleştirdiği ve bundan tam bir yıl önce, yani 1989 yılının 15 şubatında resmen kaldırdığı işgalin ardından Afganistan'da gelecek için bulanık bir bekleyiş hâlâ ^uruyor. 15 Şubat I989'da Sovyet birliklerinin çekilmesinden sonra "Necibullah yönetiminin birkaç hafta içinde düşeceğini" savunan mücahit gruplan, hâlâ sıyası ve askeri planda elle tutulur bir başarı elde edemedüer. Kurulan geçici Afgan hükümetinin gerek kendi içinde. gerekse rakip fraksiyonlarla aralarındakı anlaşmazlıklar ve uluslararası alanda ilgınin başka bölgelere kayması nedeniyle Kabil yönetiminin geleceği \e savaşın lamamen ne zaman son ereceği belireizliğini koruyor. Su sorunu: THplomatik kulısin arkasında Irak var9 SEMİH İDİZ ~ ANKARA — Fırat'ın sulannın paylaşımı konusunda Arap dün- yasında son aylarda Türkiye aley- hinde yürütülen "diplomatik kulis" faaliyetlerinin arkasında esas olarak Irak'ın bulunduğu be- lirtiliyor. Yetkili çevreler, bunun temelin- de Irak'ın Turkiye ile değil Suri- ye ile olan sorunlarımn yattığını kaydediyorlar. Irak'ın Suriye ile arasının açık olduğunu ammsatan bu çevreler, Bağdat'ın Şam'ı ortak suların paylaşımı konusunda "iiçlü müzakereler" çerçevesinde niasa- ya oturtmak istediğini ifade edı- yorlar. Bu arada Ankara'daki Arap diplomatik kaynaklan, Türkiye'- nin 1988 yılında önerdiği "Barış Suytı" projesinin Körfez ülkeleri tarafından "çok yüksek maliyet- li olduğu" gerekçesiyle askıya alındığını söylediler. Yetkili çevreler, Fırat sulannm paylaşımı konusunda Suriye ile Irak arasında da bir sorun oldu- ğunu belirtiyorlar. Turkiye'nin Suriye'ye kaışı belgelenmiş taalı- hutlerinin bulunmasına karşın, Şanı ile Bağdat arasında böyle bir duzenlemenin olmadığını belirten aynı çevreler, şu görüşlere yer ve- riyorlar: "Kaynağı Türkiye'de bulunan Fırat nehri 500 kilometre boyun- ca Suriye loprakiarında aktıktan sonra Irak'agirijor. \ani Türki- ye Suriye'ye ne kadar su verirse versin. Bu ülkenin Irak'la su pay- laşımı sorunu duruyor. Körfez sa- vaşı boyunca lran'a açık destek veren Suriye ile Irak'ın arası açık. Bağdat, Suriye ile yeni bir ibrila- fa ginnektense ortak sulanıı pa>- laşımı konusunda Türkiye üzerin- de baskı uygulama yöntemini be- nimsiyor. Kaynak ülke olan Türkiye'nin de katılacağı iiçlû müzakerelerde her ülkenin su ko- tasının belgelenmesini istiyor." Aynı çevreler, sular konusu- nun, "Türkiye'nin başını önii- muzdeki >ıllarda da ağntmaya de- vam edeceğini" bildiriyorlar. Bu çerçevede Suriye'nin GAP projesi içindeki sulama sistemle- rinin tamamlanacağı döneme yö- nelik endişeleri bulunduğunu be- lirtiyorlar. Teknik açıdan Suriye'nin duy- duğu bu endişeleıin bir temeli ol- duğunu kabul eden bu çevreler, buna rağmen geliştirilebilecek or- tak projelerle bu sorunların üste- sinden kolayca gelinebileceğini vurguluyorlar. Yîne seçim yine kampanya telaşı Yunanistan'da 1 yıl içinde 3. kez seçim heyecanı yaşanırken, partiler 8 nisan seçimi için kampanyalarını başlattılar. STELYO BERBERAKtS ATt.NA — Yunanistan, bir yıl içinde üçüncu kez yapılacak olan genel seçimlere hazırlanıyor. 8 ni- san pazar günü için saptanan ge- nel seçim tarihinden önce, Yuna- nistan'da bir de camhurbaşkanlı- ğı seçimlerı yapılacak. Cumhur- başkanlığı seçimleri için parla- mentoda yapılacak uç tur oylama- nın ilki 19 şubatta başlıyor. Bu arada geçen haziran ve ka- sım ayı seçimlerinde hiçbır parti- nin tek başına iktidara gelemeyi- şiyle ekonomi profesörü \enoton- das Zolotas başkanlığında kuru- lan ulusal birlik hukumetinden desteğini çeken uç büyuk partinin seçim kampanyaları dün başladı. Kasım ayında kurulan Zolotas hü- kümeti. kriz geçiren ülke ekono- misine bir "çekidüzen" vermeyi hedefliyordu. Zolotas hükümeti- nin ömrıi ancak 83 gun surebildi. Htıkumete destek veren uç bu- yuk partinin lıderı arasında çıkan anlaşmazlıkların yoğunlaşmasın- dan sonra "dağılan" hükümetin yerini, şimdi aydın kişilerden olu- şan yeni ve geçıcı bir hükümel al- dı. Bu geçici hukumet ulkcy; se- çimlere goturmekle gorevlendinl- di. Zolotas hükümeti içindeki ba kanlarını çeken partiler ise dun- den itıbaren seçim kampanyaları- na başladı. Yeni Demokrasi Par- tisi (YDP) lideri Konstantin Mit- çotakis ile PASOK lideri Andre- as Papandreu, \eniden birbirleri- ni suçlamaya başladılar. YDP, ka- muoyunda "tek >ol VDP" izleni- mıni yaratmaya calışırken, PA- SOK, Avrupa Topluluğu'nun bir- liğinden hareket ederek, ülkenin PASOK'tan başka "alternatifi" ol- madığını kanıtlamaya çalışıyor. Geçen her iki genel seçîmde de "kilit'" durumundaki komünistler- den oluşan SİNASPİSMOS'un ise, bu seçimlerde "sol eğilimli güçlerin birlik içinde bulunması" gerektiğine dikkati çekerek, bir bakıma PASOK ile "flort" etme- ye başladığı gözleniyor. Ote yandan şubat ayı sonlann- da başlayacak olan cumhurbaş- kanlığı seçimleri için, partiler he- . nüz kimi aday göstereceklerini açıklamadılar. Ote \andan pazarte«i günü Is- tanbul'da olen İskeçe'nin 40 yıl- lık muftusu Mustafa Hılmi (90) dun toprağa verildi. Cenaze töre- nınden hemen sonra, Vali Kostas Thanopulos, Iskeçe mütfülüğun- de boş kalan mevkiye Mustafa Hılmi'nin oğlu ve muftulük sek- reteri Mehmet Emin Ağa'nın ge tinldığini açıkladı. Mehmet Emin Ağa'nın ise muftüluk mevkiini belli olmadığı bildiriliyor. Ancak Mehmet Emin Ağa'nın ulema tarafından onerilmeyişi ve doğradan doğruya vali tarafından tayin edilmesi tskeçedeki Muslu- man Turk azınlığı arasında >eni bir huzursuzluk varattı. Mehmet Emin Ağa Gumülci- ne'de Sadık Ahmet'in başını çek- tiği bağımsız Güven lıstesınin bir eşı olan bağımsız "İkbal" listesi- nin Iskeçe'de başını çekiyordu. Son seçimlerde gerekli oyları top- layamadığı için parlamento dışın- da kalan Ağa hakkında, İskeçeli bir ifcfınlık uyesının şikâyeti uze- rine "seçim doneminde rüşvet vermek" iddiasıyla dava açılmış ve bu dava askıya alınmıştı. DUNY4DA BUGUN ALİSİRMEIV Gel Paşa Gel Kenan Evren, Marmaris'teKi yaşamından çabuk sıkılmışa ben- ziyor. Kışları pek fazla kimsenin uğramadığı bu şirin kıyı kasa- basında, düğünlere, sünnet düğünlerine, akşam çaylarına ve davetlere giderek geçirilen yasam, bir zamanlar iki dudağının arasından çıkan sözler kanun hükmü taşıyan adamı pek doyur- mamış. Kenan Paşa önce Hürriyet'te çıkan bir konuşmasında politikaya dönebileceğini açıkladı. Bu açıklamayı Ali Baransel'- in sözleri izledi. Bütün göstergeter artık Evren'in siyasete döcv mesinın güçlü bir olasılık olduğunu gösteriyor. Doğrusu Evren'in, her şeyden önce şu mahut 12 Eylûl ile il- gili anılannı kaleme almasını, bir dönemin perde arkasının bi- linmeyenlerini gün yüzüne çıkarmasını ve kimi otaylann tüm kah- ramanları ve tanıklan henüz buradayken, tartışmanın başlama- sını çok yararlı görüyoruz. Ama Kenan Paşa'nın politikaya atılmasının da hepimiz için çok keyifli olacağını da söylemek isterim. Belirtmeye gerek yok ki, söz konusu olan ardında üç ordu, bilmem kaç kolordu, tü- men. tugay ile alakenan btçemle politikaya atılmak değil. Kenan Evren istıyorsa, herhangi bir siyasal partinin çatısı al- tında veya herhangi bir göreve tek başına bağımsız aday ola- rak politikaya atılırsa çok yararlı olur. Kenan Paşa'nın 1990'larda atılacağı potitikada, 1980'de atıl- dığı politikada olduğu gibi elinde silahı olmayacak, görüşlerini silah gücüyle değil. varsa eğer kendi inandırma yeteneği ile ka- bul ettirecektır. Kenan Evren 1990'larda politikaya atılırsa, oyunun kuralları- nı kendi koymayacak, daha önce konmuş kurailara uygun ola- rak oynamak zorunda kalacaktır ve elinde beğenmediğini veto yetkisi olmayacaktır. Şimdi denebılir ki Kenan Paşa, zaten şu anda oynanan oyu- nun kurallannı kendi koymuştur. Evet 12.5 eylül döneminin ku- ralları, bırkaçı dışında hep 12 Eytül'de konmustur. Ne var ki Ke- nan Paşa politikaya atılana kadar ya da atıldıktan Kısa bir süre sonra 12.5 eylül de tarihte 12 Eylül'ün yanındaki yerini alacak ve daha evrensel ölçütlere uygun kurallar konacaktır. Böyle bir ortamda Kenan Evren'i sıyaset sahnesınde görmek hiç kuşkusuz çok, ama çok ilginç olacaktır. Bu kez Kenan Ev- ren tek başına aday olmayacak, başka adaylarla çekişerek bir yeriere gelmeye çalışacaktır. Seçimlerde, meydanlarda o tek ba- şına atıp tutarken, görüşlerinin tersıni söyleyenleri hapse tıktı- ramayacak, kıme ne söylerse anında yanıtını alacaktır. Böyle bir ortamda Kenan Evren alanlara çıktığında sözünün ardındaki silah gücüne dayanamayacak, her söyiediği lafın ya- nıtını alacak, kimin ensesi daha kalınsa değil, kimin zekâsı da- ha keskinse onun üstün geleceği tartışmalara dalacaktır. Böyle bir ortamda Kenan Evren, adı Rabıta ama kendısı ra- bttasız gtrışımlerınin hesabını vermekten kaçamayacak. sorum- luluktan anayasaya sorumsuzluk maddeleri koyarak sıyrılama- yacaktır. Böyle bir ortamda Kenan Paşa "düşman" paranoyasının ör- neklerini rahatlıkia veremeyecek, sozierini silah zoruyla kabul ettiremeyecektır. Böyle bir ortamda Kenan Paşa, insanları içeri tıktırıp, sonra kendisi üstüne ünıformasını çekerek alanlara fırlayıp, onları tek yanlı olarak suçlayıp, mahkemeleri etkileyemeyecek, böyle bir girişımde bulunmaya kalkarsa, anında ağzının payını ve boyu- nun ölçüsünü alacaktır. Böyle bir ortamda Kenan Paşa, görüşlerine uygun davran- mayan yargıçları fırcalayıp, öğretim üyelerini üniversitenin ka- pısına koyamayacaktır. Kenan Paşa'nın böyle bir ortamda politikaya atılması kendisi için yararlı olduğu kadar bizler için de yararlı ve eğlendirici ola- caktır. Hatta dilerız, Kenan Paşa öbür dört arkadaşım da alıp, yep- yeni bir Bremen Partisi kurarak politikaya atılır da o engin de- neyimı ile eşsiz görüşlerınden yararlanmamızı sağlar, elinde bas- tonûyla seçim gezilenne çıkıp, bütün yurttaşları bir kez daha ir- şat eder. Kenan Evren'in poHtikaya atıhna karannı sevincte karşılıyor ve kendisine; — Gel Paşa gel! Seni bekliyoruz. diyoruz. Hatta Kenan Paşa'nın karannı bir an önce yürürlüğe koyma- sı, artık hiç vakit yitirmemesi için de şarkılarla çağrıda bulunu- yoruz: "Sakın geç kalma erken gel, Aman geç kalma erken gel" Gel Paşa gel! Şu meydanı siyasetı ferasetınle şenlendir! Se- ni sabırsızlıkla bekliyoruz. KKTC Rauf Denktaş: Eşitlik önkoşulLEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ne* York'a iki eşit taraf olarak ortaklık kurmayı konuşmaya gi- deceklerini belirterek "Eşit şart- larda ortaklık ve Turkiye'nin gü- vencesi varsa. vanz. Yoksa boşunadır" dedi. Denktaş, Lefkoşa'da dün dü- zenlediği basın toplantısında Rum tarafının Nevv York görüş- meleri oncesinde öne surduğü çe- şitli iddıaları ve göriışleri cevap- landırdı. Rumların görüşmelerin başa- rısızlıkla sonuçlanması halinde Güvenlik Konseyi'ne başvurmak- tan söz ettiklerini hatırlatan Denktaş, "Rumlar Güvenlik Konseyi'ne gidecek diye halkımı- zın çıkanna olmayan teklifleri kabul edecek değiliz. Bu tür teh- ditlerde bulunacaklanna, kendi kendilerini tüm Kıbrıs'ın meşru hükümeti olarak gormekten vazgeçsinler" şeklinde konuştu. Denktaş, Rumlann eşit şartlar- da bir ortaklık isteyip istemedik- lerinin New York'ta anlaşılacağı- nı belirterek şunları kaydetti: "Rumlann gece gündüz Kıb- ns'ı bir Rum adası, bir Yunan adası, bizi asi bir azınlık olarak takdim etmelerinden artık bıktık, usandık. Bu valanlarla, silahlan- mayla, BM'yi kaadırmakla bir yere varamazlar." Rumlann Türk tarafının self- determinasyon hakkıyla ilgili en- dişelerinin de yersiz olduğunu vurgulayan Denktaş, bu hakkın kullanılmasıyla adanın taksimi- ne gidilemeyeceğini, çünkü ba- ğımsızhğın garanti anlaşmasıyla korunacağını belirtti. Denktaş, şunları söyledi: "Biz Türk halkının siyasi >el- kilileri olarak, bu hakkın federas- yon için kullanılacağını söyleye- rek yola çıktık ve garanti anlaş- masının devam edeceğini de söy- lemekle samimiyetimizi ispat et- tik. Bağımsızlık, garanti edilecek- tir. Rumun şüphesi varmış, Ru- mun zaten bizim yaşadığımız her gün için suphesi vardır. Benim is- tediğim, Türkiın şüphesi olma- sın." Denktaş, New York gorüşme- lerinde kabul edilemeyecek bas- kılar yapılacağı konusunda işa- retler bulunduğunu belirterek, boyle bir baskıyla getirilecek her- hangi bir metni, kabul etmeden once halkoyuna sunacağını tek- rarladı. GAP İÇİN İDDtA 'Proje, ekolojik dengeyi boz^bilir' KAHİKF tAA) — Merkezi SanFrancisco'dabulunan ulus- lararası bir çevre orgütü tarafın- dan yayımlanan raporda, Gü- neydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) bölgedeki ekolojik den- geyi bozabileceği öne surüldu. Kahire'de yayımlanan Al Ha- yat gazetesinin haberine gore •Uluslararası Nehirier Şebekesi" adlı örgüt tarafından yayımla- nan raporda, önemlı miktarda iş^ücune ihtiyaç duyan projenin, bölgede aşırı nüfus yığılmasına yol açacağı belirtildi. Raporda, yanlış zırai ve sınai politıkaiar izlenmes; durumun- da GAP bölgesindeki bitki ve canlı türlerinin yok olacağı kay- dedildi. Gazetenin görüşlerine başvur- duğu Michigan Üniversitesi öğ- retim üyelerinden profesör John Collars, Fırat ve Dicle üzerindeki baraj ve sulama projelennin su- ların kirlenmesine yol açacağı görüşünu savundu. Baraj larda kullanıldıktan sonra diğer ülke- lere akan sularda yüksek miktar- da tarım ilacı ve suni gubre ar- tığı bulunacağını iddia etti. Amerikalı profesör, Fırat üze- rindeki Türk projelerinin Suri- ye'ye akan yeraltı sulannın mik- tarı ve kalitesini de etkileyebile» ceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle