Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLEK 9 ARALIK 1990
Düşünen Kadın
Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU
Michel Angelo'dan sonra 16. yüzyıldan beri
en büyük yonutçulardan (heykeltıraşlardan) sa-
yılan Auguste Rodin'in (1840-1917) Paris'teki
müzesini, öğrencilik yıllanmda gezerken onun
"Düşiinen Adam" yonutu beni çok etkilemişti.
Yonutun orijinali bahçedeki ayn bir binanın için-
deki yüksek balkonda, öne doğnı eğilmiş ola-
rak, zemin katta dolaşanlara bakıp gerçekten dü-
şünüyor gibiydi; yonutun bir kopyası müzenin
bajjçesindeydi. Sonraki yıllarda Paris'e her gi-
dişimde bu müzeyi tekrar tekrar ziyaret ettim.
En son 1981'deki ziyaretimde Düşünen Adam
yonutunun orijinalinin, sanatçının öldüğü Me-
udon kasabasuun müzesine götürüldüğünü, Pa-
ris'teki müzedeyse kopyasının kaldığırn söyledi-
ler. Eğer ben de Rodin ayannda bir yonutçu ol-
saydım, oy oranı yüzde yirminin altına düşmüş
olan ANAP Meclis Grubu'nun, Cumhurbaşka-
nı Turgut özal karşısmdaki durumunu simge-
lemek üzere, bir "Uyuyan Adam" heykeli ya-
pardıın.
Rodin Müzesi'ni ilk ziyaretimden beri hep dü-
şünmüşümdür; bu büylik sanatçı niçin bir "Dii-
şûnen Adam" yonutu yaratmış da, "Düşünen
Kadın" yonutu yapmayı aklına getirmemiş! Aca-
ba filozoflar hep erkekler arasından çıkmış da
ondan mı? Oysa Rodin'in bu yonutunda hiç de
klasik filozof tipi, fızyonomisi yok. Başının bi-
çimi, geniş omuzlan, kol ve ayak kasları ile da-
ha çok bir madenciye benziyor. Maden işçisi dü-
şünmez mi? Elini çenesine koyup gözlerini bir
yere dikerek düşünceye dalmaz mı? Elbette da-
lar. O halde Rodin o ünlü "Düşünen Adam"ı-
m yaratırken ayrım yapmamış, bu yonutu dü-
şünen her erkeği simgelemek, canlandırmak için
yaratmış.
Pekiy, kadın düşünmez mi? Tehlikeli bir uçu-
şa çıkan pilotun ya da yerin yüzlerce metre de-
rinİiğindeki madene inen emekçinin kansı, an-
nesi elini çenesine koyup hiç düşünmez mi? El-
bette düşünür, hem de Türk Kadınını Tanıtma
ve Güçlendirme Vakfı Başkanı Semra Özal'dan
kat kat fazla olarak...
O halde bugüne değin "Düşünen Kadm"
adında bir yonutun yapılmamış olması iki ne-
dene bağlanabilir. Birincisi, bütün dünyada hâ-
lâ erkek egemenliğinin sürmesi ve bütün simge-
lerin erkeklere göre ayarlanması, ikincisi de, bir
düşünen kadın yonutunu yaratacak kadın yonut-
çunun henüz yetişmemiş olması.
Güzel sanatlann öteki bütün alanlannda, re-
simde, müzikte, özelükle yazmda (edebiyatta),
hele hele opera ve tiyatroda, şimdi de sinemada
erkeklerle boy ölçüşen, dahası, zaman zaman on-
lan aşan kadınlar yetiştiği halde, yonutta da ka-
dınların evrensel boyutta başanya erişememiş ol-
masını nasıl açıklayabiliriz? Sanıyorum ki bu-
nun nedeni, bütün uygar dünyada kadınların bu
alana çok geç el atmasıdır. Belki çok geçmeden
"Düşünen Adam" yonutu ayannda bir "Düşü-
nen Kadın" yonutunu yaratacak kadın yonut-
-çular yetişecektir.
• •*•
Isviçre'de 1928 yıiındaki öğrenciliğim sırasında
Türk kadınlanna belediye meclislerine seçme ve
seçilme haklan verilmek üzereydi. Evinin bir
odasında pansiyoner olarak kaJdığım Isviçreli
kadına bu durumu anlattığım zaman şaşırdı. Hiç
unutmam, bana şöyle dedi: "Biz kadınlar poli-
tikadan anlamayız, bu işleri erkekler düşünür ve
yürütür; kadınlar kanşırsa ortahk da kanşır. Biz
İsviçreli kadınlar durumumuzdan memnunuz".
Kendisine, "Ama" dedim, "erkekleri yetiştiren
kadın, yani an a değil mi? Kadınların toplumsal
yaşam ve yönetimde etkinliği olmazsa erkekler
ülkeyi barış içinde yönetemezler; kadınlar siya-
sal yaşama karışırlarsa savaş tehlikesi de gıttik-
çe azahr, onlar evlatlarının politik tutkular yü-
zünden saldırı savaşlannda ölmelerine raa ol-
mazlar". Bu pansiyoncu kadın vaktiyle Çarlık
Rusyası'nda GeneraJ Horvath'm çocuklanna yıl-
larca dadılık ve Fransızca öğretmenliği yapmış,
OKEffAKBAL
Oktay Akbal yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından
yazılarına bir hafta ara verecektir.
İSTANBUL BAROSU
İNSAN HAKURIHAFTASI
10-17 ARALIK 1990
PROGRAM
10.12.1990
Saat: 17.00
•42. YIL ve İNSAN HAKLARINDAKİ
DUVARLAR"
istanbul Büyükşehir Belediyesi
Meclis Salonu
Konuşmacılar:
Murat Belge
Müjdat Gezen
Okay Gönensin
Ertuğrul Kürkçü
İsmet Özel
Ali Turgan
Bülent Somay
Semra Somersan
GOSTERI
14.12.1990
Saat: 21.00
KONSER
17.12.1990
Saat 20.00
Yöneten: Yücel Sayman
ŞİİR ve DİA İLE İDAM CEZASI"
Dünya Sineması
Sunan: GÜLSEN TUNCER
"İNSAN HAKLARI İÇİN"
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
Mozaik • Yeni Türkü • Zuhal Olcay
Sunan: Ahmet Levendoğlu
Konser ve Gösterimin Davettyelerı, istanbul Barosu, Sultanahmet,
Kartal, Bakırköy, Kadıköy Adliyelennden ve Dünya Sineması
gişesinden temin edilebılir.
Dost ve iyi yürekli, demokrat insan,
eğitim emekçisi
Maçka Eski Belediye Başkanı
HARUN ÖNSEL'i
kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Hepimizin başı sağolsun.
Mustafa Knrnkafa, Kaya Alpaslan. Mcdet-E«in Özbck. Berat
Uıel, Şenol Ayuacı, Ertugrul-Levent Tonguç. Vehbi-Levent Hale
Yılmaz, Ounan Koıaroan. Cemil Mrlelt. Celalenin Turgnt,
Temel Kurnaz. Ö«er Kavserili. Ali Kemal Denizri, Faik
Kartoğln, Oeman Osmanagaogln. .41i 4çan. Aaım Be«ikçi,
Şakir-Şehnar Zırh. Mnstafa Atmaca. Ahmet Epli, M. Ali
Algancı, Ceyhan-Sttrnr Tokmak, Ömer Uzel. Vakın Uzel,
Necdet Karacan, SebaJıattin Karamanoğlo, Bavaad Yıldınm,
Tamer Avcı. Mmuafa-Nilgtln PehHvan. Mustafa-Sevinç Tok.
Güren-Eein Kuıeci. Arif Merdol, Hiltni Yttnctt, Selahattin
GOleç, Kıvanç-Şenay Özaydın, Otman Taşan, Şamer
İsmailogiu. Kadri Esenttirfc, Turgut Yılmaı. Melin Majda.
Yılmaz Bfltttn. Erbil Karacan, Serdar Uzel, l'tku Erdener, Ali
Aynacı. Haluk Avkutoglu. Moslafo Civelek, Andaç Ka>nak.
Aziz Arif Kondapoğln. Mıntafa Gursoy. Cengiz Özgfin. Bilgin
Aygttl, Selahattin Alioğlu, Avanos Belediyr Başkanı Seyhan M.
Duru, Şenol KurtUnlüoglu, Mustafa Tahiroglu, Davut-Feriha
Kovuncu, Dr. Gtarbttz Kayaalp.
Sevgili Peruşkamız
PERİHAN
ÇOLAK
METRtSTEN ARKADAŞLARES
CEMİLE, HATtCE, FATMA,
SABAHAT, MJKTEN
SEVDA BERBEROĞLU
ıte
SALİH OKTAY
evlendiier.
Kıbns Lefkoşa (Saray Otel) 8Arahk 1990
BERKE
Özlemin bu denii acı oiduğunu bilmezdim.
ENGİN
II
I
saraylardaki görkemli balolara katılmış, anadi-
li Fransızca'dan başka Almanca ve Rusça'yı da
çok iyi bilen yaşhca bir hanımefendiydi; ancak
kadının toplumsal yaşamdaki öneminin biünci-
ne varamamış, bu konuda düşünmeyi öğreneme-
mişti. Zaten o tarihte Isviçre Yurttaşlar Yasa-
sı'nda (Medeni Kanunu'nda) da kadını, mede-
ni haklar bakımından ikinci sınıf yurttaş duru-
muna koyan kurallar bulunmaktaydı. (Şimdi
bunlann hepsi kaldınldı) Ama bizim oradan al-
mış olduğumuz kurallardan bir kısmı yerinde
durduğu gibi, Yurttaşlar Yasası'nda yapüan son
değişikliklerle kadını ikinci sınıf yurttaş durumu-
na sokan yeni kurallar da konulmuştur. v
Az önce sözünü ettiğim îsviçreli kadının öy-
küsünü uzun yülar önce bu sütunlarda anlattık-
tan sonra şöyle bir görüş ileri sürmuştüm: "Keş-
ke bütün Anadolu kadınlarımn ortalama bilgi,
görgü ve kültür düzeyi tsviçre'dekilerin aynı ol-
saydı da varsın Türk kadının siyasal hakları ol-
masaydı".
Şimdi bu görüşte değilim; çünkü bu konuda
düşündükçe şu sonuca vardım: Kadınlara yasa-
lanmız tarafından tanınmış siyasal haklann lcul-
lanılması için savaşım vermek, hiç tanınmamış
olan haklann elde edilmesi için savaşım vermek-
ten daha kolaydır. Okumuş, aydın kadınlanmız
siyasal hakları, yüzyılunızın başmdaki İngiliz
süfrajetleri gibi pek çok çileye ve baskıya katla-
narak savaşım verip elde etmedikleri için bu hak-
lann sürüp gideceğini düşünmenin rahatlığı için-
de yaşadılar yaklaşık altmış yıldan beri. Şimdi-
lerde kadın hak ve özgürlüklerinin tümüyle teh-
likeye düştüğünü, laiklik ilkesinin yok olmasıy-
la birlikte bunlan da yitireceklerini anlayınca yer
yer örgütlenip harekete geçmeye başladılar. lle-
risi için büyük bir umut ışığıdır bu. Düşünen ka-
dınlanmız çoğaldıkça bu ışığın aydınlattığı top-
lumsal alanlar da genişleyecektir.
Düşünmek, Hoça Nasrettin'in hindisi gibi, bir
köşeye çekilip öylece durmak demek değildir.
Çok zor bir iştir düşünmek. Eğer düşünme, bir
fikir üretme, bir sonuca varma amacına yöne-
lik değilse, gerçek anlamda düşünme sayımıaz.
Neredeyse kırk yıi olacak, "L'art de Panser"
(Düşünme Sanatı) adlı bir kitap okumuştum; ya-
zar soruyordu: "Siz hiç tek başınıza bir köşeye
çekilip soyut, hatta somut bir konu üzerinde sü-
rekli olarak düşündünüz mü? Eğer bunu yaptı-
nızsa düşünmenin ne güç bir sanat oiduğunu an-
lamışsımzdır." Ben bu güçlüğü büiyordum, yi-
ne de bu kitaptan çok yararlandım.
Kimileyin bir düşünce, kişiyi tartaklar, sarsıp
kendine getirir. 1988 yaz aylarında yazılarımı
kestiğim ve artık büsbütün kesmek istediğim bir
dönemde îlhan Selçuk, "Velidedeoğlu hastay-
mış, sancılan varmış, bana ne; ben pazarlan ga-
zeteyi açtığımda onun yazısını okumak
istiyorum" diye yazdı. Melih Cevdet Anday da,
"Velidedeoğlu'nun eksikliğini kesilmiş bir kol
gibi duyuyorum omuz başımda" dedi. Bunlar,
düşünce üreten büyük yazarlardı. Yazılan beni
dostça tartakladı, bayılan kişinin yüzüne dökü-
len soğuk su etkisi yaptı. Düşündüm, evet yaz-
mabyım dedim ve okurlanmın karşısma yeniden
çıktım.
Eğer insan sağlıklı düşünmeyi yaşam boyu öğ-
renememişse günün birinde "flörtü fahişelik"
olarak niteleyebilir. Bir kez daha yazmıştım; ba-
bam bana "Bir sözü ağzından çıkarmadan ön-
ce kafanın içinde dokuz defa dolaştır" derdi.
Acaba beni düşündürmeye alıştırmak mı istiyor-
du? Düşünen baba gibi, düşünen ana da çocu-
ğunu düşünceli olarak yetiştirir.
Bilindiği gibi Türk kadınlan belediye ve ya-
sama meclislerine seçme ve seçilme haklarını
Atatürk sayesinde aldı. Neredeyse 60 yıl olacak,
bugünlerde 56. yılı kutlanıyor. Ama Parlamen-
toda kaç kadm milletvekilirniz var? Atatürk Dev-
rimi'nin düşmanlan karanük tarikat örgütleriyle,
yurdun en uç köşelerinde bile açtıklan Kuran
kurslanyla yalnız kadınlanmızın uyanışını değil,
erkek yurttaşlanmızın bilinçlenmesini de ta ço-
cukluk çağlanndan başlayarak engellemek yo-
lundadırlar.
Yazıyı bitirirken en içten dileğim, kadınlan-
mızın küflü odaklann etkisinden kurtulup çağ-
daş düzeye ulaşmasıdır. Bir yonutçu kadınımı-
zın da, Auguste Rodin'in Düşünen Adam hey-
keline koşut olarak, bir Düşünen Kadın yonutu
yaratması ve bunu uluslararası sanat alanında
kabul ettirmesidir.
PENCERE
^— #
Emlak Bankası'nın
eseri ve çağdaş şehirciliğin
gururu olan Ataköy'de, şimdi 1542 konut ve
42 işyeri sizleri bekliyor. Şehrin canlılığı içinde,
ancak gürültü ve kirliliğinden uzak, tertemiz,
huzur dolu, çağdaş bir yaşam için...
Ataköy'ü Ataköy yapan Emlak Bankası,
7.-8. Mahalle 2. Etap ve II. Mahalle'deki
son Ataköy Konutlarını Toplu Konut İdaresi
adına yarın satışa sunuyor.
"Solcu Köşe Yazarları"
Koşe yazarlığı tatlı bir beladır, çok tartışılır, dışardan kimi-
si siftinir:
— Canım, ööy/e şey olur mu?
— Vallarıi olmaz...
— Her Allahın günü çala kalem yazılır mı? Her konuda ah-
kâm kesilir mi?
— Kesilmez.
Derken aradan bir süre geçer. Aaa!.. O da ne? Bizimki bir
gazetenin köşesine kurulrnuş, yazıyor; profesör, emekli elçi,
işadamı, genel müdür, sanatçı, sinemacı, şair, müftü, politi-
kacı, herkes köşe yazarı...
Demek ki bu işte bir gizem var; ama her köşe yazarı da
işin tadını çıkaramıyor, kimisinin yazılan yavan oluyor, tuzu
mu eksik, biberi mi, salçası mı? Yoksa fikri, düşüncesi, fel-
sefesi mi sığ ve ufuksuz? Kimbilir?
Peki, pazar günü bunlan neden gündeme getiriyorum? Bir
sorun mu var?
Var...
Sorumsuz Cumhurbaşkanı Özal, yine "solcu köşe yazar-
ları"na veryansın etmiş.
•
Baykalcılardan bir politikacı, geçenlerde. bizim yazarlar-
dan -adı lazım değil- birine yakınmış:
— Bizi Cumhuriyet yazarları yıktı...
— Yapma!..
— Mahvettiniz bizi...
Köşe yazısını, bizimki, Alaaddin'in sihirli lambası sanıyor;
okşayınca, içinden bir dudağı yerde. bir dudağı gökte dev
çıkacak:
— Buyur!..
Oysa elinde ya da kaleminde sihir yok köşe yazarının; en
büyük gücü doğruyu yazmaktır. Doğrunun dile getirilmesi ve
gerçeğin altının çizılmesi bir güç değil, akıl fikir sorunudur.
Sayın Ecevit de bir ara "fırkacı fıkra yazarları" diye soldaki
köşe yazarlanna taş atmaya başlamıştı; ama, kendisi de bir
köşe yazarıdır.
•
"Solcu köşe yazarları" öteden beri Sayın Özal'ın rüyaları-
nı karabasana çeviriyor. Sorumsuz Cumhurbaşkanı, Tercü-
• man gazetesine verdiği uzun
• • • i demecinde yine "solcu köşe
yazarları"n\ tutturmuş, Körfez'e
ilişkin politikası fiyaskoya dönü-
şünce veryansın ediyor.
Özal'ın demecini gazetede
okurken altını çizdiğim satırla-
rı aktanyorum:
".. Bana karşı kin kusma
hastalığı ile malul olanlar vardır.
Bunlar bu yolda kitaplar yaz-
mışlardır. (...) Şimdi bu politika-
nın karsısında olanlara bakınız.
Bunlar eksehya Doğu Bloku
çöktükten sonra söyleyecek
sözleri, müdafaa edecek ideo-
lojileri kalmayan eski solcular-
dır; belli gazetelerdeki belll kö-
şe yazarlarıdır. Bunlar şimdi
Saddam'ın ve Irak'ın müdafileri
kesilip 'Türkiye yanlış politika iz-
ledı, Amerika'nın uydusu olduk"
gibi suçlamalar yapmaktadır.
Eskiden sol-sağ davasında,
kapitalizm-komünizm davasın-
da bizi nasıl Amerika'nın yanın-
da olmakla itham ettilerse, şim-
di de aynı ithamı Saddam'ın ya-
nında olmadığımız için çevire-
rek yapmaktadııiar. (...) bizkn
eski solcu Saddamcılar (ABD
ile hak arasında müzakere sû-
reci başlaması üzerine kontrpi-
yede kaldığımızı) iddia ediyoriar.
Bizim eski solcular, şimdi bizi
Saddam'ın kalması ile ürkütme-
ye çalışıyorlar. Açık söyleyeyim
Saddam'ın kalması bizim için
tehlike olmaz." (Tercüman, 8
Aralık 1990)
Vay, vay, vay!..
57 milyonluk ülkede 40 mil-
yon kişinin izlediği televizyona
günde beş vakit çıkıp istediği
gibi nutuk atan sorumsuz
Cumhurbaşkanı'na bakın!..
Ana muhalefeti es geçmiş, ba-
ba muhalefeti atlamış, kafasını
"solcu köşe yazarlan"na tak-
mış, benliğini kaptırmış.
Ozal iki elin on parmağından
eksik sayıdaki "solcu köşe ya-
zarlan"na neden bu kadar
önem veriyor? Vallahi, şu köşe
yazarlığında insanın aklını ka-
rıştıran bir gizem, belki de bi-
linmeyen bir güç var.
TANITIMI YAPACAK EMLAK BANKASI ŞUBELERI
İSTANBUL - ATAKÖY 4 KISIM 559 87 Ol - 559 87 02
İSTANBUL • ATAKÖY TURIZM MERKEZI 559 32 54
İSTANBUL - GOZTEPE 363 12 00 - 363 12 0I
ANKARA - YENIŞEHIR I33 58 12 - 13-4 46 07
IZMIR - EFES 25 43 60 (4 HAT)
ADANA - ZIYAPAŞA II 17 33 - II 14 42
ANTALYA - ANTALYA II 50 60
SATIŞI YAPILACAK EMLAK BANKASI ŞUBESI
İSTANBUL • ATAKÖY 4 KISIM 559 87 01 - 559 87 02
TOROS'TAN
BAKIRKÖY'DE
İst. Caddesi üzerinde
bankalara. şirketlere
satılık komple kat.
542 11 0 8 - 5 4 2 11 09
Evde çalışacak
yardımcı kadın
aranıyor
Tel.: 369 60 20
EMLAK BANKASI^
FATEKS GİYİM SAN. ve
TİC. LTD. ŞTl.'ye ait
21.04.1990 tarih ve 16308
sayılı G.Ç.B.'nin KDV
nüshasını kaybetmiş
bulunmaktayız.
Hükürasüzdür.
a yı öğrenmeky
ısterseniz...
PK.4SBcyo&ulST
TEŞEKKÜR
7 Aralık 199C günü dünyaya gelen oğlumuz ALİCAN'ın
doğumunu gerçekleştıren S.S.K. istanbul Hastanesı KADIN-
EX3ĞLT
M Servisi Şefi, Tıp camiasının seçkın mensuplarından
Sn. Dr. HULKİYE TURGAY
başta olmak üzere ameliyat ekibınden
Asis. Dr. Mustafa BALIK, Dr. Şule UYUMAZ,
Dr. Oktay TURGAY, Anestezı Uz. Dr. Şuie
AKYOL, Çocuk Müt. Dr. Seval AKSEL, sems
hemşireleri Sadiye Çerkez, Aynur Sezer, Aysel Eker, Anestezi
Hemşiresi Emine Çetin, Dilek Çimenler, Çocuk Hemşiresı
Gülser Yurtışığı ile tum servis ve ameliyat personeline
gösterdiklerı ilgıden dokyı sonsuz tejekkürierimızı sunırız.
PERÎHAN-ALİ EDEOĞLU
TEORİ VE PROGRAM
SORUNLARI
Küçükyalı'da yeni 115 m
2
kaloriferli köşe
daire. 90 milyon.
Tel: 384 08 95
EKSEN
YAYINCILIK
PK.381
34433. Sirkeci/İST.
TEORINİN YOKSULLUĞU H.FIRAT
THKP-C/ML-TKİH ELEŞTIRISI A AZAD
TKP-ML HAREKET) ELEŞTIRISI T.GÖKER
HALKÇI HAREKET VE DEMOKRASİ SORUNU T.GÖKER
ANTI-EMPERYAUZM/BAĞIMSIZLIKSORUNU A.AZAD
TİKP MUHASEBESI Ü2ERINE T.GÖKER
LEGAL PARTI VE LEGALİZM A.AZAD
ULUSAL SORUNUN EVRİMİ ÜZERİNE NOTUR .. F.KEMAL
"FATSA GERÇEĞf NE DAİR D.YALÇIN
Ç I K T I Butun Kıtapçılarda (Fıatı: 15000TL)
Posta pulu karşılığı kitap gönderılir