22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 31 ARALIK 1990 Gülöksüz: Yerel yönetimlerde koordinasyon • ANKARA (Cnmhuriyet Bürosa)— SHP Genel Sckreter Yardımcısı Yiğit Gülöksüz, yerel yönetimler arasmda koordinasyon birimi kurulması için çakşmalara başlandığını açıkladı. SHFli belediye başkanlarınm kentlerin daba sağlıklı bir görünüme kavuşması için çeşitli projeler ürettiğini söyleyen Gülöksüz, "Bunların çoğu kentleşmeyi bilen, uzman ekiplerin oluşturduğu projeler. lyi bir koordinasyonla bir belediyenin ürettiği proje diğer yerleşim yerleri için de yararlı olabilir. Bu amaçla genel merkez olarak koordinasyon görevini üstlenecek ve yerel yönetim hizmetlerinin tanıtımını yapacak bir birim ohışturacağız" dedi. Ozdemir: Seçime hazınz • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı ve ANAP Seçim lşleri Başkanı tbrahim özdemir, 1991 yıhnda seçim için hazırlıklı olduklarını bildirdi. özdemir, seçimlerin ne zaman yapılacağına TBMM'de çoğunluğa sahip olan ANAP grubunun karar vereceğini bildirdi. ANKA muhabirinin sorularını yanıtlayan tbrahim özdemir, 1990 yılını değerlendirdi ve yeni yıl için hazırbklannı anlattı. 1990 yılı içerisinde 93 yerleşim biriminde seçim yapıldığını ve bunlardan 60'mı ANAP'ın kazandığını anlatan özdemir, diğer partilerin oy toplamının ANAP kadar olmadığını iöne sürdü. tbrahim özdemir, "Muhalefet, Yenilen pehlivan güreşe doymaz' misali sürekli seçim istiyor" dedi. Cindoruk: . Sandık masaya gidecek • ANKARA (AA) — DYP'nin siyasi işlerden sonımlu Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk, ülkenin savaş bunalımını aşması halinde, 1991'in seçim yıh olacağını söyledi. Cindoruk, "Millet sandıgı söke söke masanın üzerine getirecek. Siyasi partiler artık sözcü ve organizatör durumunda" dedi. Hüsamettin Cindoruk, yeni yıla girerken yaptığı değerlendirmede, savaş olmaması durumunda, iktidarın mayıs sonuna kadar erken seçim ilan etmesini bekleyeceklerini belirterek bunun gerçekleşmemesi halinde de hazirandan itibaren sine-i millete dönmenin gündeme gelebileceğini söyledi. Cindoruk aynca iktidarın grevleri durdurup savaş bunalımını aşması halinde, nisan ayında bir seçim yapmasının mümkün olabileceğini kaydetti. 1991'deki muhtemel gelişmeleri anlatırken savaş olasüığına da değinen Cindoruk, "Eğer Türkiye bir oldubitti ile savaşa girerse, buna sebep olan kim olursa olsun vatana ihanet suçu işlemiş olur" görüşünü savundu. 1991'de seçim olacak • ANKARA (UBA) — Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, 1990 yıhm değerlendirirken bu yıl enflasyon ve hayat pahalılığınm vatandaşı canından bezdirdiğini, özellikle işçi, köylü, memur, esnaf, emekli, dul gibi dar ve sabit gelirlilerin hızla yoksulluk çizgisinin altına itildiğini öne sUrdü. Türkeş, iktidar partisi ANAP'ın da Türk siyasi hayatını bunalım noktasına getirdiğini iddia etti. 1991'in ise bir seçim yılı olmasının büyük bir ihtimal olduğunu belirten Türkeş, 1991 yılında aynca işçi hareketleri ve grev uygulamalanrun Türkiye'nin en büyük problemlerinden biri olacağını ifade etti. Ismail Cem, "Baykalcılara günaydın" diyen genelsekreteryardımcısını yanıtladı 'Günay, parti programını okusurf İSMAIL CEM'DEN Hayırlı olsıın Geldiğiniz görev mevkiinde kalabilmek için dün söylediğinizin tam aksini yapacaksınız, sosyal demokrasinin temel aynşımı olan sağ sol kavramlannı küçümseyeceksiniz... Böyle bir anlayış, sahiplerine hayırlı olsun. Sag sol ayrınıı Allah'a şükür Sayın Günay'ın yenileştiği gibi yenileşmedik. Sayın Günay gibi sosyal demokrasinin temel ölçülerini, hatta temelini oluşturansağ sol ayrışımını reddetmedik. lç Politika Servisi — SHP Parti Meclisi üyesi tstanbul Mil- letvekili Ismail Cem, Ertuğrul Günay'a başta parti programı olmak üzere sosyal demokrasi hakkında birkaç kitap okuma- sını önerdi. SHP Genel Sekreter Yardım- cılanndan Ertuğrul Günay'ın, kamuoyuna "yenileştirici sol" adıyla çıkacaklanm açıklayan Baykal ve arkadaşlarma ilişkin görüşlerini yanıtlayan tsmail Cem, şöyle dedi: "Sayın Günay, 'sağ sol kav- ramlan eskimiştir' diyor ve de- vam ediyor: 'Aslında sağ sol kavramlarının eskidiğini bu ar- kadaşlara hatırlatmak istiyo- rum. Eskiyen birtakım kalıpla- rın ardına sığınmakla aslında kafalarınm yenileşmediği orta- ya çıkryor.' Allah'a şükür Sayın Günay'ın 'yenileştiği' gibi yeni- leşmedik. Savın Günay gibi sos- yal demokrasinin temel ölçüle- rini hatta temelini oluşturan sağ sol aynştmını reddetmedik. Sağ sol aynşınunın, sağ sol kavramlarının eskimesi ve aşın- masının ANAP'ın iddiası oldu- ğunu, netleşememiş zihinleri büsbütün bulandırmak için "ye- ni sağ" akımlann dünya piya- salarına sürdüğü bir yanıltma- ca olduğunu belirten Cem, Gü- nay'a sosyal demokrasi üzerine birkaç kitap okumasını, "özel- likle de SHP programını yeni- den oknyarak bu yanlış düşün- celerini düzeltmesini" önerdi. Cem açıklamasını şöyle sürdür- dü: "SHP solcu olanların ve sol- cu olmaktan kıvanç duyanlann partisidir. Yani sosyal demok- rasinin partisidir. Sayın Günay gibi genel sekreter yardımcısı so- rumluluğu taşıyan bir yönetici- nin, sağ sol ayrışımını 'eskiyen birtakım kalıplar' diye niteieme- si, kamuoyunda ve genel olarak seçmende partimiz hakkında su- al işaretleri yaraüjr. Sayın Gü- nay'ın bu 'yenilikçi' anlayışının, sosyal demokrasinin özüne sa- hip çıkmış parti üyelerince dik- katle değerlendirümesini, ben- zer yanlışlardan partimizin sa- kınmasını öneririm." Ismail Cem, Günay'm Baykal ve arkadaşlan için "tçinde bu- lundukian ruh hali nedeniyle bir ölçüye kadar bu arayışları anla- yışla karşdıyonım" sözlerine de değinerek şunlan söyledi: "Ancak ben, Sayın Günay'- ın sadece sağ sol kavramlannı 'eskiyen birtakım kabplar' ola- rak görmesini değil, parti yöne- timindeki davranışlarını da an- la>ışla karşılamıyorum. Kurul- ta> zemininde 'seçimle gelmiş il- ilçe yönetimleri, ancak seçimle görevden gidecek' diye partili- lere söz vereceksiniz, demokra- si dersi vereceksiniz, sonra yö- netime girip türlfl çeşitli 'yenilikçi' yöntemlerle, il ilçe başkanlarını, yönetim kurulu üyelerini' 'disipüne sevk ederek' görevden alacaksınız... Geldiği- niz görev mevkiinde kalabilmek için dün söylediğinizin tam ak- sini yapacaksınız, sosyal de- mokrasinin temel aynşunı olan sağ sol kavramlannı küçümse- yeceksiniz, partinin düşünce üretimine katkı getirmeye çalı- şanlan ise suçlayacaksınız. Ben, sosyal demokrasinin özü olan kavramlann reddinde de yo- kum, dün verdiği sözün tam ak- sini yönetime gelince yapmakta da yokum. Böyle bir 'yenilikçi' anlayış, sahiplerine hayıriı ol- sun. Sayın Günay'm söderi çok şeyi gerçekten açıkladığı için fevkaiade yararlı olmuştur. Kendisine teşekkür ederim." Ercan Karakaş, BakiKqra*yı Adımı kullanarak aboneyapıyor* diyesuçladı 'Sosyal Demokratlar ıııalıkeıııelik"Sosyal Demokrat Dergisi"nin sahibi SHP Istanbul İl Başkanı Karakaş, "Sosyal Demokrat İstanbul Gazetesi"nin, adım kullandığını ve abone yaptığmı ileri sürdü. Karakaş parti örgütlerini bu nedenle uyardığını söyledi. tç Politika Servisi — SHP ts- tanbul İl Başkanı Ercan Kara- kaş, sahibi olduğu "Sosyal De- mokrat DergisT'nin adım kulla- narak abone kaydı yaptıklarını öne sürdüğü "Sosyal Demokrat İstanbul Gazetesi"nin sorumlu- lannı mahkemeye verdi. Kara- kaş, gazete yetkilileri için "Sos- yal demokrat sözcüğünü kendi- lerine çıkar sağlamak için kulla- nıyorlar" derken, Halkçı Parti Fatih eski İlçe Başkanı Mehmet Ali Özdemir'in sahibi olduğu Sosyal Demokrat İstanbul Ga- zetesi Genel Yayın Yönetmeni Baki Kara, "Evet, bir arkadaşı- nuz Ercan Bey'in adım kullana- rak abone yapnnş. Ama onun gazetemizle ilişkisini kestik. Er- can Bey kendisinden başkasına yaşama hakkı tanımak istemi- Wt" $W, konuştu. KARAKAŞ — Bu insanlar sosyal demokrasi sözcüğünden çıkar sağlıyoriar. KARA — Karakaş, başkasına yaşama hakkı tanımıyor. SHP İstanbul İl Başkanı Ka- rakaş, 1988 yılından bu yana ya- yımladığı Yeni Toplum Sosyal Demokrat Dergisi'nin adma Sosyal Demokrat İstanbul Ga- zetesi'nin tüm uyanlara karşın kendi adım kullanarak abone kaydını sürdürdüğünü savladı. Karakaş, ilk olarak Bursa'dan bir bayanın parti örgütüne "Ka- rakaş beni gönderdi" diyerek Sosyal Demokrat İstanbul Ga- zetesi'ne abone kaydettiğini be- lirtti. Bu konuda gazete yetkili- lerinı telefonla uyardığını ve kendisine, "Evet, bir bayan ar- kadaş böyle bir şey yapmış, ama biz kendisinin sözleşmesini fes- hettik. Tekrar etmeyecek böyle bir durum" dediklerini kayde- den Karakaş, mahkemeye baş- vuracağını açıkladı. Bu gelişme- lerden sonra Adana, Gaziantep, Ankara, Bursa, Mersin SHP ör- gütlerinde de benzeri durumla- nn yaşandığıru belirten Karakaş, "Parti örgütünü uyardım. Yal- nızca benim dergimin künyesin- de adı bulunan ya da bizim yet- kili kıldığımız kişiler dışında kimseye ödeme yapmayın diye uyardık" dedi. Söz konusu ga- zete yetkililerinin sosyal demok- ratlıkla bir ilgilerinin olamaya- cağını savlayan Karakaş, "Bu in- sanlar sosyal demokrasi sözcü- ğünden kendilerine çıkar sağla- mak için istifade etmekteler" di- ye konuştu. Sosyal Demokrat İstanbul Gazetesi Genel Yayın Yönetme- ni Baki Kara, kendi satış ele- manları olan bir kişinin Ercan Karakaş'ın adım kullanarak abone kaydı yaptığını doğrula- dı. Ancak Sevilay Aydır adlı bu kişinin sözleşmesinin feshedildi- ğini ve savcılığa suç duyurusun- da bulunulduğunu kaydeden Kara, "Her yerde anyoruz. Ka- dın bizim derginin abone mak- buzlanyla dolaşıyor. Ama ya- kında polis onu yakalar" dedi. Kara, gazetelerinin 5 bin basıl- dığını ve 1500 abonesinin bulun- duğuna dikkat çekerek, "Kara- kaş, bizim tirajımızın artmasın- dan rahatsız. Yoksa böyle sahte abone olayı bir daha tekrar et- medi. Adana'da da bizim arka- daşlar Sayın Karakaş'ın dergisi adına değil bizim gazetemiz adı- na abone kaydetmişler. SHP Adana tl Başkanı Tümer Mavi ile telefonda görüştnm, o da ay- nen böyle söyledi" diye konuş- tu. Kara, gazetesinin muhabirle- rinin Istanbul'daki ilçe belediye başkanlanyla "Yılbaşı demeci" diye röportaj yaptığı, daha sonra bunun ilan olarak gazetede ya- yımlandığı ve bu ilan karşılığın- da da para istendiği savları ko- nusunda da "Yani bizim nuıha- birler gitmişler, konuşmuşlar. Onlar da yayuüa>ın demiş. Ama sonradan fatura gidince 'Bu ne' diye bağınyorlar. Olur mu yani" yanıtını verdl SANATIAN POÜTİKAyA NUR SURER Bu adamlar beni ülser edecek tik kez Şenay (Yüzbaşıoğlu) CHP'nin 1977 Taksim mitinginde Ecevit'in yanında kürsüye çıkmış, o zamanlar CHP'nin şimdi de DSP'nin simgesi olan beyaz güvercinler uçurulurken "Sev Kardeşim" şarkısmı söylemişti. Ondan sonra arkası geldi. Özellikle 12 Eyliil sonrasında kurulan siyasi partiler sanatçılan kendi saflarına çekmek için birbirleriyle yarıştılar âdeta. Sinema sanatçılan, ses sanatçılan, tiyatro sanatçılan sadece partilerin seçim ya da propaganda mitinglerine katılıp parti görüşlerj doğrultusunda halka hitap etmekle de kalmayıp kimileri milletvekili adayı oldu, kimileri kunıculan arasmda yer aldı, kimileri partilerin danışmanları oldular. Sanatçıların ülkenin politik yaşamı, gündemiyle ilgisi sadece aktif olarak bir partide yer almalarıyla da smırlı dep.il. Kamuoyu yaratmaya yönelik her kurum, kuruluş yapacağı toplantıya, eyleme, gösteriye halkın yakından tanıdığı bir- iki sanatçıyı da dahil etmeye çalışıyor ya da kimi sanatçılar yakından izledikleri bir olaya kenditiklerinden katüıyor, destekliyor ve kamuoyu yaratmaya çalışıyorlar. Ömeğin insan haklarıyla ilgili toplantılarda, açlık grevlerinde ya da son günlerde Zonguldak'ta olduğu gibi isçilerin grevlerinde ön sıralarda görüyoruz onları... Peki sanatçılar ülkenin politik yaşamını, politikaalannı nasıl değerlendiriyor? Bu konudaki sö'yleşimizi Nur Sürer'le yapttk. Kültür politikaları yok — Nur Sttrer, ANAP'ın sinema yardımının göz boyama olduğunu söylüyor. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) ŞENAY KALKAN "Bu ülkede yaşıyor olmaktan onurum zedeleniyor. Anayasa- nın, yasalann bir tek vatandaş- lar tarafından ihlal edilmediği, başta insan haklan olmak üze- re hiç bir hakkın olrnadığı, ama hep varmış gibi demeçlerin ve- rildiği, millervekillerinin büyük çoğunluğunun oylamadan oyla- raaya parmak kaldıran 'parrhak milletvekilleri' olduğu bu ülke- de yaşamak, boylesi insanlar ta- rafından yönetilmek onunıma dokunuyor"... Bu sözler sinema sanatçısı Nur Sürer'e ait. "Sanatçüar Türkiye'deki politikayı ve poli- rjkacüan nasıl değerlendiriyor?" çerçevesinde söylemek için evi- ne gittiğimizde Nur Sürer daha kapıyı açar açmaz, "Bu adam- lar beni ülser edecek" diyerek söze başlıyor. Ardından da he- men açıklıyor: "Biraz önce haberleri izliyor- dum. Zaten bir tek haberlerde açıyorum televizyonu. O da ye- tiyor. Bu ülke hcp kötü politika- cılarla yönetildi ama bu kadar kötüsü oimamıştı. örneğin ANAP'lılann bir çoğunun oku- ma yazma bildiğinden bile kuş- kuluyum. Çünkü milletveküi ye- minini yedi defada zor okuyan- lar vardı aralarındar "Politikaa" deyince akhna ük olarak "kasap gibi bir şey" gel- diğirü söylüyor Nur Sürer, son- ra rahatsız oluyor: "Yani işi kasaplık olanlan kastetmiyonım. Lütfen onlar ahnmasın ama 12 Eylül'den son- ra, 12 EylüPii alkışlayan halkı- mız. daha sonra onlardan kur- tulmak için kim gelirse gelsin dedi. O dönemde ANAP san- kin sözler söylemiyor." Nur Sürer, *«çok dolu". He- men her konuya şöyle bir deği- niyor en azından. Orneğin Gü- neydoğu kararnameleri için "Kararnameler çıktığı zaman gazeteler bir gün yaymüanmasa- lardı, tepkilerini göstermiş olur- lardı. Ama obnadı" diyor, Ana- yasa için "Bir tek halk ihlal et- miyor. Yoksa bu ülkeyi yönetti- ğini söyleyen herkes ihlal darından kurtulma"yı savunan Nur Sürer'in var olan siyasi par- tilere ilişkin görüşleri de özetie şöyle: "Bütün partileri basmdan, yaptıkian kimi etkinliklerden iz- liyorum. Herhalde SHP daha olumlu. Daha insanca yaşam sa- vunuyor. Ama onların da örne- ğin doğru dürüst bir kültur po- litikaları yok. Belki de var ama Türkiye'nin hep kötü politikacılar tarafından yönetildiğini, ama hiç bu kadar kötüsünün gelmediğini söyleyen Nur Sürer, Erdal İnönü'yü bunlardan ayırıyor: "O, politikaya seviye getirdi. Kaba, kötü, çirkin politika yapmıyor. Önce SHP ve DSP arasında kişisel çatışmalar sona erdirilmelidir.HEP'çiler küskün çocuk gibiler. dalyeyi bile aday gösterseydi ka- zanırdı. Şimdi yaptıkian işler- den, demeçlerinden anlıyorum bunu. Sadece parmak kaldın- yorlar. Parmak milletvekilleri diyorum ben onlara. Bir Mesut Yılmaz kalktı aklı başında şey- ler söyledi ama o da hâlâ parti- de. Aklım almıyor bir türiü. Bir de Erdal İnönü'yü avınyorum. Politikaya bir seviye getirdi. Kavgacı değil ve kötü, kaba, çir- ediyor" diyor, dünyadaki geliş- meler için "Sosyallzm öldü di- ye zafer çığlıklan atılıyor ama böyle bir şey yok. Kapitalizmin kalesine ABD'ye bakın günde üç kişi ölüyor. milyonlarca insan açlık sefalet içinde. tşte Körfez krizi. O da kapitalizmin çıkma- zının sonucudur" değerlendir- mesini yapıyor. "Bir an önce genel seçim va- pılması ve Türkiye ANAP ikti- insanlara ulaşmıyor. Batı'da sos- yal demokraüarın halkla daha doğrudan ilişldleri vardır. Mey- danlarda, mitinglerde değil, doğrudan onların örgütleriyle. Örneğin sendikaiarla organik bağlar kurarak halkın nabzını tutarlar, politikalar üretirler. SHP'nin de bunu yapması, mu- halefetin toplumsallaşmasını sağlaması lazım. Demirel ve Ecevit bana göre 12 Eylül önce- si arkalannda olan milyonların oylannm üstüne yatmışOr. Ama SHP'nin de tek başına iktidara geleceği konusunda umutlu de- ğilim. Aynı programı savunan iki ayn parti olmasını hiç anla- mıyorum. Bence SHP ve DSP arasında kişisel çatışmalar sona erdirilmelidir. Kimin lider olaca- ğı değil, hangi partinin bu ülke- yi daha iyi yöneteceği öne çık- malıdır. Bunların dışında HEPi çiler küskün çocuk gibiler. Par- tide kalarak savaşmay ı tercih et- meliydiler. Sosyalist Birlik Par- tisi kuruluş calışmalan da ben- ce geç kalmış bir girişimdir. Sos- yalizmin bunca kötülendiği bir ortamda halkın, adı sosyalist olan bir partiye nasıl yaklaşaca- ğını bilemiyorum. Ama seçim- lere girerlerse oyumu onlara ve- ririm." "Peki bu hükümetin kültür politikası?" diyecek oluyoruz hemen başlıyor anlatmaya: "Var mı ki? MHP davasından yargılanmıs birini kalkıp Kültür Bakanı yaptılar. Böyle birinden ne beklenir? Sinemaya yardım yapıyor ya diyorlar. Bu göz bo- yamadan başka bir şey değil. Si- nemacılann ağzına bir kaşık bal çaldılar. Sinemaya >ardım yapa- caklarsa altyapıya yapsınlar, stüdyo kursunlar. Sübvansiyon yenilikçi sinemaya verilir Batı- da. Burada 37 senelik sinemacı- lara veriliyor. 37 senede bir şey yapamamış adamlar, 200 mil- yonla mı cevher olacak? Oysa bir sürii genç insan sinema okul- larından mezun oluyor ve kaybolup gidiyor." Işıklar Savaş için referandum, yapüsın Urfa, Ceylanpınar ve Viranşehir'de konuşan HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, "Bu topraklar üzerinde yapılacak her türlü haksızlığa karşı çıkacağız" diyerek Güneydoğu'da fışlenen insanlann hesabuıı soracaklannı söyledi. VİRANŞEHİR (UBA) — Halkın Emek Partisi (HEP) Genel Başkanı Fehmi Işıklar, Urfa, Ceylanpınar ve Viran- şehir'de konuşmalar yaptı. Körfez savaşı, Kürt sorunu ve toprak reformu konusunda görüşlerini açıklayan Işıklar, Türkiye'nin Körfez savaşına katılıp katılmaması konusun- da referandum yapılmasını is-, tedi. Işıklar, bölge sorunlan- na da değınirken "Biz Güney- doğu'ya gül ekiyonız. tktidar silah dikiyor" dedi. Atlas Sineması'nda düzen- lenen toplantıda konuşan Işıklar, "Savaşta Türk, Kürt ve Arap halklannın çıkari yok. Silah tekellerinin çıkar- lan var. Savaşa karar verile-, cekse, referandum yapılsın. Halkın savaş isteyip istemedi- ği halkoylamasıyla ortayaj cıksın" dedi. Ceylanpmar'da- ki tarım reformu yasasının uygulanması sırasmda ortaya' çıkan sorunları yerinde ince-' lemek üzere bölgeye iki gün- lük bir gezi düzenleyen HEP, Genel Başkanı Fehmi Işıklar, Ceylanpınar'm Işıklar köyün- de yaklaşık iki bin köylüy^ şunları söyledi: "Bu topraklar üzerinde ya- pılacak her türlü haksızlığa karşı çıkacağız. Okur yazat olmayana toprak vermiyor- lar. Kimin kabahatidir okur yazar olmamak. Fişlenenlere toprak vermiyorlar. Kim fış-, ledi, nasıl fişledi. niye fişledi. Bunun hesabım soracağız." Işıklar, Ceylanpınar'm İki çırçıp bölgesinde adaletsiz toprak dağıtımı sonucu üç bin ailenin topraklarından kopa- nlarak göçe zorlandıklarını söyledi ve sorunun bir araşür- ma önergesiyle Türkiye Bü- yük Millet Meclisi gündemi- ne getirilecegini belirtti. Fehmi Işıklar, Viranşehir'- de düzenlenen mitingde ise Kürt sorununa ilişkin görüş- lerini açıkladı. Işıklar, "De-î mokrasinin önündeki en bü-' yük engel Kürt sorunudur.- Kürt sorunu çözülmeden böl- gede insan haklan tanınma-! dan demokrasiden söz edile- mez. Biz bu bölgeye gül eki-' yoruz. tktidar ise silah ekiyor. ! Gül yetişir, ama silah yer ak' tında paslanır " dedi. ; Işıklar'ın iki günlük gezisi J ne Batman Milletvekili Ad-" nan Ekmen, HEP Genel Sek-' reter Yardıması Feridun Ya- zar, Şanlıurfa İl Başkanı tb- rahim Hahi Acar, Diyarbakır* İl Başkanı Mustafa Öszer ile; çevre ilçelerin başkanlan ka-- tıldı. 5 ÇAfiDAŞ YAYINLARI KEMAL ÜSTÜN DEVRİM ŞEHÎDİ ÖĞRETMEN KUBÎLAY 60. YIL 1930-1990 6.000 lira KDV içinde Ödemeli gönderilraez 4.BASI ÇAGDAŞ YAYINLARI Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle