Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ARALIK 1990
ÜDZİK
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
Şenay, mtiziğe dönüyor
• Kültür Servisi — 13 yıl önce orkestrasını dağıtan
önder Bali, yeniden orkestrasını kurarken 10 yıldır
müzikten uzak kalan Şenay Yüzbaşıoğlu da tekrar
sahneye döneceğini açıkladı. önder Bali Trio ve Şenay
Yüzbaşıoğlu, yılbaşından itibaren Florya'daki Yeni Hasır
Restaurant'ta birlikte sahneye çıkmaya başlayacaklar.
Bugüne dek 17 45'lik ve ikd de LP'ye imzasını atan
Şenay Yttzbaşıoğlu, Yeni Hasır Restaurant'ta düzenlediği
basın toplantısında müziğe yeniden dönmesinin nedenini
özlem ve "güven duygusu' olduğunu açıklayarak "Burası
bir gazino olsa çahşmazdım. Artık kimin kime silab
çekeceği belli değil. Sanatçılara da çirkin hareketler
yapüabiliyor. Ama burası çok farklı. Aynca uzun
yıllardır tanıştığım dostum önder Bali ile birlikte
çahşacak olmam bana güven duygusu veriyor" dedi.
Dinleyici olarak müzikten hiçbir zaman uzak kalmadığını
söyleyen şarkıcı, müzikten kopmasının bir nedeni olarak
da müzik dünyasında yaygınlaşan "çıkar ilişkileri"ni
gösterdi. Büyük bir özlem içinde müziğe döndüğünü
belirten Yüzbaşıoğlu, "Beni seven insanların da bana
karşı özlemleri olduğunu hissediyorum" dedi.
Şehir Tıyatrolan büetleri
• tSTANBUL (AA) — Kadıköy yakasında oturan
tiyatroseverlerin, Şehir Tiyatrolan'nın Istanbul yakasında
sergilenen oyunlarının biletlerini 2 ocaktan itibaren
Kadıköy'de yeni açılan "merkez gişe"den alabilecekleri
bildirildi. Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'ndan
yapılan yazıh açıklamada, Taksim'deki Sanat Galerisi'nin
restore edilmek üzere boşaltılması nedeniyle, buradaki
merkez gişesini kapatan Şehir Tiyatrolan'nın, bunun
yerine Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu'nun içinde yeni
bir merkez gişe açtığı kaydedildi. Kadıköy'dekî merkez
gişe, 2 Ocak 1991 çarşamba gününden itibaren Harbiye
Muhsin Ertuğrul, Üsküdar Musahipzade Celal ve Fatih
Reşat Nuri tiyatrolarmda sahnelenen oyunlann biletlerini
satmaya başlayacak. Taksim'de kapanan merkez gişenin
görevini de halen bilet satışını sürdüren Taksim
Vakkorama'dan yapılacağı bildirildi.
RESİM
TTOK'dan ekonomik kriz
• İSTANBUL (UHA) — Türkiye Turing ve Otomobü
Kurumu'nun (TTOK) koleksiyonunda bulunan tarihi
yağlı boya tablolan satışa çıkaracağı öğrerüldi. Yetkililer
karann, TTOK'nun son günlerde içine düştüğü ekonomik
bunalım nedeniyle alındığını belirttiler. Triptik alındısının
kaldmlması üzerine TTOK'un büyük bir ekonomik kriz
içine girdiğini belirten yetkililer değeri 7 milyar 500
milyon olan Bolu Koru Hotel'ini, 3 milyar 500 milyon
liraya elden çıkarmak zorunda kaldıklannı açıkladılar.
Yetkililer aynca giderleri kısmak amacıyla bazı birimleri
kapatmak zorunda kaldıklannı ve personel çıkarmaya
başladıklannı söylediler. TTOK'un içinde bulunduğu
ekonomik kriz nedeniyle tarihi yağh boya tablolannı 3
Ocak 1991'de yapacağı bir muzayede ile satışa sunacagı
bildirildi.
SINEMA
'Hayalet'in dtinya hasılatı
• İSTANBUL (AA) — Türk sinemalannda 21 arahkta
gösterime giren "Hayalet-Ghost" fılminin dünya
hasüatının, 1 trilyon 31 milyar lirayı aştığı bildirildi.
United International Pictures Filmcilik ve Ticaret
Şirketi'nden verilen bilgiye göre "Hayalet" filminin
gösterimde bulunduğu ABD, Kanada ve Ingiltere'deki
hasüat toplamı 235 milyon dolan, yani 681 milyar lirayı
geride bıraktı. Türkiye sinemalannda ise flimi, gösterime
başlandığı üç gün içinde 46 bin 383 kişi, 288 milyon 894
bin 500 lira ödeyerek izledi. "Hayalet" filminin bir
özeüiği de izleyicilerden birinin Reebok firması
tarafindan Amerika'ya gönderilmesi. Reebok firması,
fümi izleyenlere bir anket formu dağıtıyor. Bu formu
dolduran izleyiciler arasında çekilecek kurayla, bir
sinemasever, Reebok'ın davetlisi olarak Amerika'ya
gönderilecek.
Videoda "satılık kaset" çağı
• ANKARA (AA) — Kaçırümayacak sinema filmleri,
bazı şov programlan, ünlü konseTİerin kasetleri artık
kiralanmak yerine satın alınabilecek. Raks firması
tarafmdan "Raksotek" adıyla yayımlanan dizi, bazı
önemli sanat ve magazin olaylannı kişisel arşiv yapma
olanağı sağlıyor. Boş kaset fiyatına satılan ve
beğenilmediğinde silinebilen kasetlerde, buz dansı
gösterileri, Benny Hill Show, Tannlann Arabalan,
dünyamn en büyük golleri gibi çeşitli belgeseller, Prenses
Stephanie, Pavarotti, Def Leppard gibi ünlü isimlerin ve
topluluklann konserleri yer ahyor.
'Minyeü AbduUah 2'
• Kültür Servisi — Geçen sezon sinemalarda ilk bölümü
gösterilen "Minyeli Abdullah" filminin ikinci bölümü
yann Istanbul'da Beyoğlu Lale, Kadıköy Ocak, Bakırköy
Renk, Fmdıkzade Nilgül, Karagümrük Stad, Ankara'da
Cebeci Kültür ve Sanat Merkezi, Izmir'de Çuıar,
Adapazan'nda Sun ve Konya'da Kent sinemalannda
«gösterime giriyor. Hekimoğlu tsmail'in aynı adlı
romanından sinemaya uyarlanan filmin yönetmenliğini
Yücel Çakmakh üstlenmiş, filmde başlıca rolleri Perihan
Savaş Berhan Şimşek ve Nazan Saatçi üstleniyor.
Pendik'te kültür ve sanat
• Kültür Servisi — Pendik Belediyesi Atatürk
Kültürevi'nin ocak ayı etkinlikleri belirlendi.
Kültürevi'nin sinema gösterileri kapsamında "Kanlar
Koğuşu", "ölümsüz Z", "Beyaz Gül" ve "örümcek
Kadının öpücüfu" adh fılmler gösterilecek. Kültürevinde
çeşitli günlerde Istanbul Sahnesi "Şarkımız Güneye
Dair", Nokta Tiyatrosu "En Büyük Megolaman Başka
Büyük Yok" ve Kartal Sanat Işliği Tiyatrosu da "Vur Bir
Mastika" adlı oyunları sahneleyecekler. Ocak ayı
etkinlikleri kapsamında yazar Yaşar Kemal 5 ocakta bir
söyleşiye katılacak. Bilgesu Erenus da 18 ocakta bir
dinleti sunacak.
Istanbul Şehir Tiyatroları, Coşkun BükteVin yazdığı 'Theope'yisahneliyor
Zayıf biryonımla demokrasiT h e « p e Yazan: Coşkun Büktel / Yöneten: Ali Taygun
/ Dekor: Atü Yalkut / Kostüm: Canan Göknil /
Müzik: Selim Atakan / Işık: Cahit Kök - Murat tşçi /
Oynayanlar: Avni Yalçın, Hüseyin Köroğlu, Berna
Laçin, îsmet Ay, Hikmet Körmükçü, Metin Çekmez.
cek ayıklamalarla daha yoğun
ve vurucıı bir bütün haline ge-
lebUirdi. Yazar, yönetmen ve
dramaturgun birlikte sözcükler
arasına girmeleri şarttı. Yönet-
menin kısaltmalan dışında bu
denli bir çahşma yapıldığıru san-
mıyorum.
Ali Taygun özellikle yazann
özveri vetiemokrasitartışmala-
nndan yola çıkarak yakın tari-
himizle bir hesaplaşma üstüne
oturtuyor yonımunu. Bu, Me-
•oikens'un inandtğı şey uğruna
mücadele etmesi paralelinde ya-
pılırken aynı düzeyde yürütülen
demokrasi sorgulaması da öne
çıkıyor. Birbirine sıkıca bağh te-
malar. Bu nedenle de Ali Tay-
gun'un yaklaşımı yorumda il-
ginç bir boyut olarak dikkat çe-
kebilirdi. Ne var ki Taygun bu
tartışmalardaki ince dengeyi ya-
kalamak yerine resimler üzerin-
de durmuş, ama burada da ge-
rekli carpıcılık elde edilememiş.
Menoikeus'un vebalı Tebai hal-
kı arasında dolaştığı sahne, in-
sanın inançları için kendini fe-
da etmesi ya da etmemesi tartış-
mastnın başlangıç noktası. Olay
orada düğümleniyor. Ama o
sahne o kadar uzuyor, o denli
tecriibesiz sesler karmaşasına
dönüyor ki sonuçta işlevini yi-
tiriyor. Aynı şekilde, Sidon'un
saraya geüşi Menoikeus - Tire-
sias çatışmasına, giderek Meno-
ikeus'un Tbeope tutkusunun
adeta çılgınca tırmaınşına bir ön
hazırlık. Neden adını koymak-
ta zorlanacağunız gerip bir yo-
DtKMEN GÜRÜN UÇARER
Tiyatromuza yeni bir yazar
kazandırmasırun yanı sıra işle-
diği konu açısından da merak-
la bekleniyordu "Theope."
Oyun başladı ve beklentiler düş
kırıklığına dönüştü.
Coşkun Böktd geniş anla-
mıyla insanı ele ahyor "Ttaeo-
pe"de. Değişik tiplerden oluş-
turduğu mozaikte tutkuyu tar-
tışryor, sevdayı tartışıyor, kadı-
nı, kıskançhğı, otoriteyi, özve-
riyi tartışıyor. Laytmotif olarak
da demokrasiyi tartışıyor. Yaza-
nn insan çelişkilerinin, insan
gerçeğinin derinliklerini düşsel
bir dünyada irdelemesi işlediği
temanın evrenselliğini vurgula-
ması yönünden ilginç bir yakla-
şun. "Tbeope", tiradlar üzeri-
ne oturtulmuş bir oyun. Bu ne-
denle de çok güçlü bir kadroy-
la ele alınması gerekirdi düşün-
cesindeyim (Hikmet Körmiikçü
ve Avni Yalçın'ı bu genelleme-
nin dışında tutuyorum). Yaza-
nn şürsel bir dili var, ama tirad-
lann uzayıp gitmesinin nedenle-
rini sadece yorumun ve oyuncu-
ların zayıflığında değil, yazann
tartışmalarını çok geniş bir
alanda çeşitli kollardan sürdür-
mesinde de aramak gerek. Tut-
kulann doğurganlığı, ilişkilerin
uzunluğu "Tneope"yi eldeki
malzemenin bir araya yığıldığı,
titizlikle incelenmesi gereken bir
metin haline sokuyor. Sağlam
bir hareket noktasmdan yola çı-
kan yapıt ciddi bir dramaturji
çalışmasıyla, öze zarar vermeye-
DUYGULU AMA UZAK — Tbeope, duygulu, ama olgylara bep
belli bir nzaklığı olan bir kadın. Oyunda Theope'yi Berna Laçin,
Menoikeus'u Hüseyin Köroglu oynuyor.
rumla izledik Sidon'u? O sah-
nede ne maç anlatjyor gibi ol-
malı ne de komikliğe yeltenme-
liydi. O koskocaman Theope
heykeli ise (tek başına güzel bir
çalışma olabilir) sanatçının ca-
nı istedikçe tırmanıp indiği bir
yükselti olmaktan öteye geçe-
medi oyun boyunca. Çevresine
buharlar saçan uzaysal aletin
fonksiyonunu da olaylarla bağ-
daştırmak zor. Kostümlerde
kullanılan siyah-beyaz aynmı
da hoş bir resim olabilirdi ama
olmamış. Siyahlar içindeki Kre-
on, beyazlar içindeki demokra-
si savunucusu Eteokles'in (Av-
ni Yalçın) karşıtı, fakat onun
kadar güçlü bir kişilik. Eteok-
les ne denli zekiyse o da o denli
zeki ve akülı. Tuttuğunu kopar-
tan bir tip. Metin Çekmez'in
Kreon'u kıvrak ve güçlü bir yö-
netici kalıbına hiç mi hiç bürü-
nememişti. Böyle olunca da
"demokrasi" tartışmasırun an-
lamı yitiyordu, tek yönlü tartış-
ma yürütülemeyeceğine göre...
Tiresias da bir güç simgesi, oto-
rite. Ne denli modern bir yorum
amaçlanırsa amaçlansın bir bi-
çimde vurgulanması gerekirdi
Tiresias'ın bu yönünün. tsmet
Ay'ın yorumu da bu çizginin ta-
mamen dışındaydı. Theope ise
duygulu ama olaylara hep belli
bir uzaklığı olan bir kadın. Hem
dişi hem değil, hem coşkulu
hem soğuk, hem yumuşak hem
sert. Inişleri çıkışları olan bir
rol. Duygulann kavga edercesi-
ne, atışırcasına ya da bağırarak
oynanmaması gereken bir rol.
Berna Laçin'in yorumunda
bunlan yakalamak mümkün ol-
madı. Aynı şey Menoikeus için
de geçerli. Hüseyin Köroğlu yer
yer duyguları yaşıyordu belki,
amao tutkulu, sevdalı, dirençli
sanatçı değildi. İç dünyasında-
ki patlamalan, çelişkileri, sevdi-
ği kadın karşısında alev alev ya-
nan vücudunun ateşini heyke-
linde söndürmeye çahşan kişi
değildi.
Bicimler, sunuşlar birbirinin
içine girebilir, girmeli de "yo-
nwnc«"luğun geniş yelpazesin-
de. Böylesi bir çalışmayı belli bir
üslup bütünlüğüyle gerçekleşti-
rerek olayı her yönden sağlam
temeller üstüne oturtmak gerek.
Ne yazık ki "Tbeope'Me bu ya-
pılmamış, yapılamamış.
€
En büyük Megaloman Başka Büyük Yok'adlı oyunun yazan Haluk Şahirv
Aslındahepimiz varız bu oyundaNokta Tiyatrosu'nun
sahnelediği müzikli kabarede
rafine, sinsi, kof, çamur atan,
hiçe sayan ve zehirleyici
megalomanlar canlandırıbyor.
ASLI KAYABAL
"Onun sUabı camnr atmak. Attığı ca-
murlaria raldplerini yok etmekte üslü-
ne yok. GencOlkle başkalarmı hiçe sayan
bir tavırla ortaya koynyor kendini. Bir
kartopu gibi giderek büyüyor, sonunda
felakete dönüşen bir çığ oluyor" diyor
"En büyük Megaloman Başka Büyük
Yok" adlı kitabın vazan, gazeteci- yazar
Haluk Şahin. Şahin'in, "Niçin Türkiye^
de bu kadar çok megaloman var" düşün-
cesiyle kaleme aldığı kitapta, ilk iki de-
nemenin an a fikri Abdullah Şahin Nok-
ta Tiyatrosu'nun 24 kasımdan bu yana
sahnelediği müzikli kabareye dayanak ol-
muş. Kitapla aynı adı taşıyan oyunu Ab-
met Golhan yönetmiş. Kabarenm müzik-
Ierini Altan trel, çevre düzenini Salih
Memecan, giysileri Pelin Telli ve koreg-
rafîyi Alev Akan hazırlamış.
2 saat 15 dakikalık oyunun ilk yarısı
ana bir megaloman tipini doğumundan
itibaren okul, sokak ve çevre içindeki ge-
lişimi çerçevesinde sunuyor. İkinci yan-
da yetişkin megaloman bu kez toplum-
sal yasamın çeşitli alanlannda çıkıyor
karşımıza: Spor kulübü başkanı, gazete
patronu, polrtikacı... Gittikçe yükseliyor.
Haluk Şahin, "Güncelin hicvini yapan
oynn, 1990 Türkiyesi'nin panoramasını
veriyor. Megalomani, aydınlar arasında
nezle kadar yaygın bir hastalık. Ekono-
mik ve politik vaşamda da sıkca görii-
yornz onu. Oyundaki megaloman ko-
mpozit (bfleşik) bir tip. Asunda hepimiz
vanz bu oyunun içinde" diyor.
Oyunda ana megalomani canlandıran
Abdullah Şahin'e göıe megaloman, gö-
ründüğü gibi olmayan, hep "büyük" ol-
duğunu iddia eden, içi boş ve kpf bir
insan.
Oyunun yazan Haluk Şahin'e mega-
lomani kaleme alırken gözlediği temel
özelliklerin neler olduğunu ve oyunda-
ki megaloman tiplerin evrcnsel karakter-
ler taşıyıp-taşımadıklannı soruyoruz. Ya-
zar, megalomaninin kendini bir tavırla
GENÇ TtYATROCULAR — Nokta Tiyatrosn konservatuvar mezunu tiyatroculardan oluşnyor. Şahin (solda), Nokta
Tiyauosunun artık sadece güldürmeyi amaç edinen oyunlar sahnelemeyeceğine dikkat çekiyor.(Fotoğraf:Ugnr Saner)
dışa vurduğunu aktanyor ve "Ba de-
mokrasi karşıtı bir tavırdır. O yok sayı-
lan tavırlar içinde ben de vanm, siz de
varsımz. O oldnğundan büyük görüne-
rek kendini korumaya çauşıyor" diyor.
Ancak Şahin'e göre Türk toplumunda
megalomana puan veren bir taraf da var.
Çünkü bir süre sonra o, büyüklüğünün
gerçek olduğunu düşünmeye başlıyor.
Asıl tehlike o zaman beliriyor. O artık
bir şey olmadığı halde bir şeydir. Bunu
iddia eder. Toplum bu iddiayı kabul eder
ve onu alkışlar, sonuçta felakete dönü-
şebilecek bir çığ şekillenmiştir. Yazar
şöyle devam ediyor: "Megalomani bize
özgü bir hastalık değil. Ama bu hasta-
hk bizde daha yaygın". Şahin, oyundaki
megalomanın evrensel nitelikler taşısa
da, yerli bir tip olduğunu vurguluyor:
Ayağında mes, belinde bel sargısı, sırtm-
da smokin, başında fötr sapka, belki ağ-
zmda purosu ile kanşık ama yerli bir
tip...
Oyunun başlangıcmda megaloman
10.000 ışık yıh uzakhkta bir gezegende.
Süperman, Batman ve Hi-Men'i sindiren
kahraman yaşam öyküsünü anlatmaya
bashyor. 1980 ve 1990'lar Türkiyesi'nin
çeşitli kurumlannda bu giderek büyuyen
kartopunun nasıl beslendiği dans ve mü-
zikle aktanhyor.
Haluk Şahin, biri sıkıcı öteki tehüke-
li iki tür megaloman gözlemiş. Sıkıcı me-
galomanlar siz onlardan uzaktayken si-
zi yok etmek için ellerinden geleni yapar-
lar. Tehlikeli megalomanları, özellikle
entelektüel çevrelerde karşımıza çıkan
grup oluşturulor. Şahin, "Son dönem
Orhan Pamuk'un romanı ile ilgili tartış-
ma Türkiye'de insanlan yok etmek için
ne gibi yöntemler kuUanüdıgııun işareti
bence. Bn da bir tür megalomani
sendromu" diyor.
Abdullah Şahin, Nokta Tiyatrosu'nun
artık yalnızca güldürmeyi amaç edinen
oyunlar değil, sözü, içeriği, mesajı olan
oyunlar sahneleyeceğine dikkat çekiyor.
Oyunun yönetmeni Abmet Gülhan'a
göre ise megaloman, olmadan olduğu-
nu sanan kof bir çuval. Yönetmen "Ki-
şi yan eğitimli ise kendini akıllı hisseder.
Aslında bir hastalık bu. Egitim düzeni-
nin bozuklufu ve yetersizliği, hayattaki
ilişkilerin tutarsızlığı, ilkeieri dogrn ko-
nulmamış olması geri kalmış ya da ge-
lîşmekte olan ülkelerde megalomaninin
daha fazla artmasma neden oluyor. Her
konuda Amerika yeniden keşfediliyor.
Ben bunu buldum diyor, halbuki o bu-
lunmuş, düşündüm diyor oysa o çoktan
düşünülmüş. Bence megalomani bir ge-
ri kalmış ülke hastalıgı" diyor.
Martin Scorsese'njn 'GoodFellas'fılmi yarın gösterime giriyor
Mafya dünyasının üç farklı ytizüKültür Servisi — Martin
Scorsese'nin "Good Fellas - Sdcı
Dostlar" adh filmi yann Fitaş-
Cep, Nova Baran, Kadıköy Yü-
dvz sinemalannda gösterime
giriyor.
Film, "Life", "New York"
gibi dergilere muhabirlik yaptık-
tan sonra televizyon için "Maf-
ya Üzerine Deneme" adlı prog-
ramı hazırlayan Nicolas Holas
PigelJi'nin "best seüer" kitabı
"Wise Guys"tan sinemaya uyar-
lanmış. Pigelli'nin kitabı bir
gangsterin "yaşam bdgeselir"
niteliğinde. FUmde mafya dün-
yası içindeki ilişkiler, dostluklar,
duygular ve "iş" ilişkileri üzeri-
ne kurulu. "Sdu Dostlar" adı ise
mafya içinde kendilerine gang-
ster denmesinden hoşlanmayan-
lann birbirlerini "nyanık" ya da
"sıkı dost" gibi isimlerle çağır-
malanndan ileri geliyor.
"Sıkı Dostlar" daha sonrala-
rı "ttirafçı" olarak adı cıkacak
Henry Hül'in yaşamı üzerine
kurulu.
Filmin başrolünde, "Doku-
nulmazlar", "Angel Heart",
"1900", "Bir Zamanlar Ame-
rika", "Avcı", "Jack Knife",
"Geceyansı Avı" ve kısa bir sü-
re önce sinemalanmızda göste-
rilen "Stanley ve Iris" fılmlerin-
de izlediğimiz iki Oscar ödüllü
Robert de Niro var. Görünüşe
bakılırsa, yönetmen Scorsese ve
Robert de Niro bir ikili oluştur-
ma yolundalar. "Sıkı Dostlar",
ikilinin altına yapımı.
1942'de îtalya'dan Amerika'-
ya göç eden bir ailenin çocuğu
olan Scorsese, sinemaya 1969
yılında *'Wbo's That Knocking
at My Door" fılmiyle girdi.
1971'de "Boxcar Bertha",
1973'te "Mean Streets",
1975'te, ilk buyuk başansını ge-
PIGELLI'NtN KtTABINDAN— "Good Fellas-Sıkı Dostlar' adlı füm, Nicolas Holas
PigelU'nin best seller kitabı "Wise Guys"tan sinemaya uyarlandı. Filmde Robert de Niro, Ray
Liotta ve Joe Pesci başrollerde.
tiren "Alice Doesn't Live Here
Anymore"u yönetti. Yönet-
men, "Taksi Şoförü" fılmiyle 4
dalda Oscar'a aday gösterildi,
aynca Cannes'da Altın Palmi-
ye ödülünü aldı. Kısa bir süre
belgesel film de çeken yönet-
men, bu yıl Venedik Film Şen-
liği'nde en iyi yönetmen ödülü-
nü aldı.
Filmin diğer rollerinde "Düş-
ler Tariası", "Vahşi Bir Şey"
gibi fılmlerle dikkat çeken Mar-
cello Ray Liotta'Dick Tracy'fil-
minde Lıps Manlis rolünde iz-
lediğimiz Paul Sorvino yer
ahyor.
Yapımcjlığını 11 kez Oscar
ödülü kazanan Invin Winkler'-
in yaptığı filmde görüntü yönet-
menliğini Mkhael Ballhaus üst-
leniyor.
"Sıkı Dostlar" filmi için
Newsweek dergisi şöyle demiş-
ti: "Kendinden onceki bütün
mafya öykülerini sildi... Bun-
dan sonra yapılacak mafya
fibnlerinin şansuu şimdiden yok
etti."
Ozan-Der'den
konser
• ISTANBUL (AA> —
Kültür Bakanhğı'nm
katkısıyla Halk Ozanlan
Kültür Derneği'nce (Ozan-
Der) düzenlenen "Hacı
Bektaş'tan Yunus'a
Türkülerimiz" konseri,
cumartesi akşamı Lütfi
Kırdar Spor Salonu'nda
yapılacak. Dernek Genel
Başkanı Mustafa Yalçın,
konuyla ilgili yaptığı
açıklamada TRT'yi
eleştirerek televizyonun halk
ozanlarına kapılannı
kapadığını bildirdi. Yalçın,
"Bizler bu ülkenin kültür
elçileriyiz. Arabesk dahi
yılda birkaç kez televizyon
ekranlanndan
yayımlamrken, gecenin en
can alıcı saatinde bir halk
ozanını görmek mümkün
olmamaktadır. Yetkililerden
bunun bir an önce
duzeltilmesini istiyoruz"
dedi!
Alptekin'in
sergisi
• Kültür Servisi — The
Marmara Brasserie'de çeşitli
sergiler düzenleneceği
belirtildi. Bu sergi
zincirlerinin ilki Ibrahim
Alptekin'in sergisi Ibrahim
Alptekin 1958 yılında
Ankara'da doğdu. tlk, orta
ve lise tahsilini Ankara'da
tamamladı. 1980 yıhnda
Istanbul Tatbiki Güzel
Sanatlar Tekstil
Bölümü'nden mezun oldu.
1981 - 1983 yıllan arasında
VVashington DC Corcoran
School of Art'da Bül
Newman, Steve Kruvant,
Swaroff ve Epstein ile
çalıştı. Bu sergisinden önce
1978'den itibaren yurtiçi ve
yurtdışında toplam 7 sergi
açtı. Alptekin'in sergisi 20
ocağa dek görülebilir.
Çocuk balosu
• Kültür Servisi — Kartal
Belediyesi yetim ve kimsesiz
çocuklara kucak açarak
onlann yalnızhğını
gidermek, yeni yıla daha
mutlu olarak girmelerini
sağlamak amacıyla Kartal
Belediyesi Hasan Âü Yücel
Kültür Merkezi'nde 30
aralık pazar günü saat
10.30'da Yakacık ve
Küçükyah Yetiştirme
Yurdu'ndaki çocuklar için
bir yeni yıl balosu
düzenleyecek. Çeşitli çocuk
yarışmaları, müzik, tiyatro» ,
palyaço ve dans
gösterilerinden oluşan
program, Noel Baba'nın
sunacagı hediyeler ve
yiyeceklerle devam edecek.
Modalda
karnıa sergi
• Kültür Servisi —
Kadıköy Moda'da Romans
Sanat Galerisi yeni yıla
karma sergi ile giriyor. 29
arahkta açılacak sergiye,
Mustafa ayaz, Ramis
Aydın, Şakir Akşehir, Erol
Bilgin, Ekrem Kahraman,
Cihat özegemen, Veli
Sapaz'dan oluşan 7 sanatçı
katıhyor. Sergi 20 Ocak
1991'e kadar açık kalacak.
BUGÜN
• Müzecilik Arkeolog
Erdem Yücel'in Türkiye'de
Müzecilik konulu
konferansı saat 17.00-18.30
arası Yapı Endüstri
Merkezi Konferans
Salonu'nda.
• Söyleşi Atatürk
Kitaphğı Toplantı
Salonu'nda Cem
Karaca'nın söyleşisi saat
16.00'da.
• Türk Temaşası Metin
Erksan'ın Türk Temasası
üzerine konulu konferansı
saat 16.00'da Yüdız
Üniversitesi
Oditoryumu'nda.
BİLSAK
1
TA
BUGÜN
27 Aralık Perşembe:
19.00 Darbeler ve
Türkiye 4: "12EylÜl"
Turgut KAZAN,
Doğu PERİNÇEK,
Çetin ÖZEK,
ÇetinUYGUR
Görsel Sanat Atölveleri
MehmetGÜLERYÜZ
yönetiminde (Pcr.-Cum.)
Yoga
Zerrin AKGÜN
(P.tcsi-Per. 18.30-19.30)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (S.Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
Kramp'tan Nezih-Doğan
BtLSAK, Sıraselviler
Cad, Soğancı Sok.7
CtHANGtR
143 28 79-99