02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 27 ARALIK 1990 "Fanatik dinciler zarar veriyor" • ANKARA (AA)— Kültür Bakanı Nafiuk Kemal Zeybek, Almanya'daki fanatik lslamcı örgütlerin en büyük zaran İslami inanışa verdiklerini belirterek "Onlann yaptıkları en büyük zarar, insanlanmızın bir kısmını suni gettolara hapsetmeleridir" diye konuştu. Almanya Türk Deraekleri Koordinasyon Kurulu üyelerinden bir grubu kabul eden Zeybek şöyle konuştu: "İnsanlanmızın gettolara mahkûm edilmesi hem onları mutsuz kılarken hem de dinimiz açısından olumsuz bir imaj oluşturuyor. Bazılan, Nazilik ruhuna Müslümanlık kılıfı giydiriyor. Müslümanhk imajına da yazık oluyor, dinimize de!' Koç ve Sabancı Demirel'le görüştü • tç Politika Servisi — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, işadamlan Sakıp Sabancı ve Rahmi Koç'la görüştü. Sabancı ve Koç görüşmenin ziyaret amacı taşıdığını belirttiler. Demirel de "Üç beş dakika içinde ne konuşulur ki" dedi. DYP Iideri Demirel, "Taksim Toplantıları" kapsamında dün akşam The Marmara Oteli'nde düzenlenen "1990 Sonunda .Dünya ve Türkiye" konulu yemekli toplantıda değerlendirmelerini anlattı. Demirel, toplantıdan önce, oteldeki özel dairesinde, işadamlan Sakıp Sabancı ve Rahmi Koç'u birlikte kabul ederek yaklaşık 20 dakika görüştü. Görüşme talebinin Sabancı ve Koc'tan geldiği öğrenildi. Semra Ozal'a tazminat • ANKARA (AA)— Bugün gazetesi, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın eşi Semra Özal'a, kişilik haklarına yayın yolu ile saldında bulunduğu gerekçesi ile 4 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün sonuçlanan duruşmada, mahkeme, "Semra Özal Nereden Koşuyor" başhklı yazı dizisi nedeniyle Bugün gazetesini 4 milyon lira tazminat cezasına çarptırdı. Mahkeme, tazminatın, dava açıldığı tarihten itibaren yasal yüzde 30 faizi ile birlikte ödenmesine de hükmetti. Başbakan'a mektup • tç Politika Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Oktay Akbal, Başbakan Yıldınm Akbulut'a bir mektup yollayarak sendikanın üyesi ve eski Genel Sekreteri Atilla Birkiye'ye pasaport verilmemesinden duyduğu üzüntüyü bildirdi. Akbal mektubunda, "Çağdaş uygarlık dünyasına ve demokrasiye yakışan çeşitli uluslararası antlaşmalara bağlı olan ülkemizde tanınmış edebiyatçılara, aydınlara pasaport alma güçlüklerinin çıkartılması, bu konuda her defa size başvurmak zorunda bırakılmamız acl bir durumdur" dedi. Ükzıcı ve Taştemur • tSTANBUL (UBA) — 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'na muhalefette bulundukları iddiasıyla haklarında 7.5 yıla kadar hapis cezası istenerek dava açılan Fatma Yazıcı ve Ali Irfan Taştemur'un yargılanmalanna devam edildi. Sanıklann avukatı Emcet Olcaytuğ'un talebi üzerine, Genelkurmay eski Başkanı Necdet Üruğ'un Başbakanlık aleyhine açtığı dava dosyasının çekim ve incelemesi için duruşma ileri bir tarihe bırakıldı. ANAP il ve ilçeyöneticileri Özal'afyağlılık'bildiriyor Özal delege avındaANAP kulislerinde "Özal, Akbulut'un hükümet ve partide kendi damgasını vuracak değişiklik isteğine karşı' görüşü yaygınlaşıyor. Özal'a karşı direniş için kongreyi bekleyen Akbulut'a karşı Hüsnü Doğan'ın genel başkan adayı olarak çıkanlabüeceği öne sürülüyor. CANAN GEDİK ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kongrelerde yeni seçilen ANAP'- lı ilçe yöneticileri ve milletvekillerini ka- bul ederek ANAP kongresi için devre- ye girdi. Cumhurbaşkanı özal ile görü- şen partililer, Özal'a bağlıhklannı bildi- rirken Özal'ın, büyük kongrenin "ola- bildiğince geç bir tarihte" yapılması eği- liminde olduğu, buna karşılık Başbakan Yıldınm Akbulnt'un "en geç nisan" ayı içerisinde kongrenin toplanraası için ıs- rarlı olduğu öğrenildi. Özal'ın ANAP delegelerini ve kong- resi biten ilçelerin yöneticilerini bölge- nin milletvekilleri ile birlikte kabulü, Özal-Akbulut gerginliğine yeni bir hal- ka daha ekledi. Başbakan Akbulut'un özal'uı ANAP kongrelerine kanşmasın- dan rahatsızlık duyduğu ve bunu, yakın çevresine zaman zaman ilettiği öğrenil- di. özal, önceki gün de TBMM'deki makamında ANAP Adana milletvekil- leri Mehmet Ali Bilici, Mehmel Percin ve İbrahim Oztürk ile 11 ilçenin parti yö- neticilerinden oluşan heyeti kabul etti. özal daha sonra Antalya Milletvekili Hasan Çakır ile görüşerek Antalya'da- ki delege seçimleri, itirazlar ve partili müfettişlerin hazırladığı raporlar hak- kında bilgi aldı. özal, yakaları ile kravatlarında ANAP amblemi bulunan partilileri ön- ceki günkü kabulünde, SHP genel Baş- kanı Erdal lnönü'yü eleştirirken Sad- dam'ın güçünün fazla büyütüldüğünü savundu. Özal'ın, "Körfez'de 2 bin ABD uçağı var. Her biri dört sorti ya- parsa 8 bin sorti eder, Irak yerle bir olur" dediği öğrenildi. özal, kongreyi kazanan ilçe başkan ve yöneticilerini de tek tek kutladı, delege- ler de "Allah sizi başımızdan eksik et- mesin. Biz her zaman yanınızdayız" di- yerek bağhlıklarını bildirdiler. Delege seçimleri biten veya kongrele- rini yapan ANAP örgütlerinin eğilimleri ne olursa olsun, özal'a bağhhk bildir- meleri Başbakan Akbulut'u kaygılandı- ran konuların başında geliyor. Olağa- nüstü kongre sonrası birçok kez hükü- met ve parti üst yönetiminde "kendi damgasını vuracak" değişiklik yapma- S düşünen Akbulut'un. bu girişimleri zal'ın karşı çıkması üzerine sonuçsuz kaldı. Akbulut'un hazırladığı iki hükümet değişikliği önerisinin Özal tarafından "şimdi sırası değil" gerekçesiyle geri çevrildiği belirtiliyor. Akbulut'un büt- çe sonrası hükümette ve parti yönetimin- de yeniden değişiklik yapmak önerisine Özal'ın, "Sen hazırlıgını yap, bütçe son- rası bir bakalım" tavrım ortaya koydu- ğu biliniyor. özal'ın bu tavn, bazı ANAP'hlarda hükümet değişikliği bek- lentisine yol açarken Akbulut ve kendi- sine yakın ANAP'hlar, "Özal bu kez de bir gerekçe bularak hükümet değişikli- ğinin önünü kapatır" diyorlar. Kendisine yakın ANAP yöneticileri ile durumu değerlendiren Akbulut'un şu görüşleri dile getirdiği öğrenildi: — Bakanlar Kurulu ve parti yöneti- minde köklü bir değişiklik yapmak için geç kalındı. Ciddi ve dinamik*bir vitrin yaratma ansımızı haziran ayı başında kullanmalıydık. Şimdi yapılacak bir hü- kümet değişikliği hiçbir şeyi çözmeyeceği gibi, parti içerisinde yeni sorunlar ve kır- gınlıklar yaratabilir. — ANAP'ın daha dinamik bir yapı- ya kavuşabilmesi için tek çıkış, Uçüncü olağan kongrenin bir an önce toplanma- sıdır. Kongrede herkes kozlarım payla- şır, kongreyi kim kazanırsa, birlikte ça- TİTRİTAK ndülleri 1990 buim hiz- ( e ş v i k ^ ^ d ü n d u . zenlenen bir törenle dağıüldı. Tören sırasında bir konuşma ya- pan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, TÜBİTAK'ın 1086 personeünin sadece yiizünün doktoralı olduğunu, buna kar- şılık personelin yüzde 53'ünün lise ve dataa alt düzeyde egitim görenlerden oluştuğuau soyledi. TÜBİTAK ödül dağıtım töre- nine Cumhurbaşkanı Turgut Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem ve Devlet Bakanı Mehmet Yazar katıldı. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, üniversitelerle daha sıkı işbiriigine gir- mek istediklerini soyledi. Cumhurbaşkanı Özal da bilim ve tek- nolojinin gelişmesi için üniversitelerle işbirliğinin şart olduğunu dile getirdi. 1990 yılı bilim hizmet teşvik ödüllerini kazananlar şunlar: Bilim ödülü alanlar: Doç. Dr. Harzemşah Hafızoğlu, Prof. Dr. Fuat Pasin, Prof. Dr. Şefik Süzer. Hizmet ödülü alan- lar: Prof. Adnan Çakıroğlu, Prof. Remzi Geldiay, Dr. Ayten Güvener, Prof. Ahmet Hulusi Köker. Teşvik ödülü alanlar: Doç. Dr. Tayfur Altıok, Doç. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Doç. Dr. tz- zet Bahar, Doç. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Doç. Dr. tzzet Bahar, Doç. Dr. Ali Nur Büyükaksoy, Doç. Dr. Oğuz Okay. (Bahş BU) AÇLIK GREVtNDE 39. GÜN ÖlümorucuMeclis'te AnayasaMahkemesi tay tZMtR (Cumhuriyet Ege Bi- rosu) — Buca Bölge Kapalı Ce- za ve Tutukevi'ndeki olumsuz yaşam koşullannı protesto ama- ayla 20 hükümlü ve tutuklunun açlık grevi sürüyor. ölüm oru- cu SHP'li Ahmet Ersin tarafın- dan Meclis gündemine getirildi. Açlık grevinin ölüm orucuna dönüştüğünü söyleyen İHD Onur Kurulu üyesi Dr. Alpaslan Berktay, soruna çözüm bulun- masını istedi. Dr. Berktay, TBMM Başkanı Kaya Erdem'e çektiği telgrafta soruna parlamentoda çözüm bulunmasını istedi. Dr. Berktay çektiği telgrafta, "16 gün önce İnsan Haklan Gttnü resmen kuüandı. Mediste tnsan Haklan Komisyonu kurnldu. Şu anda Buca Cezaevi'Ddeki ölüm yoku- lan açlık grevinin 38. giiniinde- dir. Dunımu yerinde görmek için öliimkr beklenmeden mii- dahale etmek insanlık görevi olmalıdır" görüşünü dile getir- di. Eylemcilerden devlet hastane- sinde bulunan Nevzat Kalaya ve Afamet Zincirci'nin sağlık du- rumlannın tehlikeli boyuta ula- şırken Coşkun Keskin, Fethi Kackın, Hasan Hüseyin Kaner, Birol Akçay ve Şerafettin Can- ın da sağlık durumlarındaki olumsuzluğun sürdüğü öğrenil- di. 19 kasımdan bugüne değin ey- lemlerini sürdüren tutuklu ve hukümluler, istemleri kabul edi- linceye kadar açlık grevini sür- dureceklerini, şekerli ve tuzlu su kabul etmeyeceklerini avukatlan aracıhğıyla yeniden duyurdular. Soru önergesi SHP İzmir MUletvekili Ah- met Ersin, Buca Cezaevi'ndeki açlık grevini bir soru önergesiy- le TBMM gündemine getirdi. Ersin, açlık grevinin ölüm oru- cuna dönüştüğünü vurgulayarak Adalet Bakanı Oltan Sungurlu- ya 38. günü dolan açhk grevinin ölümle sonuçlanması halinde ki- min sonımlu olacağını sordu. BELEDİYE BAŞKANLAREVA GENELGE GÖNDERİLDİ SHPden'Belediye Anayasası' Genel Merkez, il, ilçe ve belediye başkanlanna gönderdiği genelgeyle belediyelerde kadroların şişirilmemesini, başkanlann halktan biri olarak çahşmasını, bağış kabul edilmemesini, ihale yolunun tercih edilmesini ve kentsel rantlara sahip çıkılmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosıı) — SHP, il ve ilçe başkan- hklarına ve bilgi için belediye başkanlıklarına gönderdiği ge- nelgeyle; belediyelerin kadro şiş- kinliğinin önüne geçmesini, baş- kanlann halktan biri olarak ça- lışmalannı, belediye ile çıkar ilişkisi olanlardan bağış kabul edilmemesini, ihale yönteminin kullanılmasını ve kentsel rantla- ra sahip çıkılmasını istedi. den geçirilmdidir. — Büyükşehir belediye siste- mi içinde yer alan belediyeler arasında çatışma göriıntüsü ve- rilmemeli, bunun için belediye- ler arasında sürekli ve düzenli toplantılarda sonınlara çözüm aranmalıdır. — Kaynaklar cari giderlerde tasarrnf saglayacak şekilde kul- lanılmalı, kadrolar gereksiz ye- re şişirilmemeli ve araç secimin- Genel Sekreter Yardımcısı Yi- d*, kullanımında titizlik göste- ğit Gulöksüz tarafından hazır- rilmeli, ağıriama giderleride as- lanan ve MYK'da kabul edildik- o f t r i «•«"*• inHiriim-ıiHi, ten sonra Genel Sekreter Hik- met Çetin imzasıyla yayımlanan genelgede, özetle şu noktalar üzerinde duruldu: '— Hizmet programlan hazır- lanmalı ve bunun uygulanma- sında parti örgütü, muhtariar, meslek odaları ve derneklerin önerilerine dikkat edilmelidir. — Kadrolar hizmette etkinlik ve basan ölçütlerine göre göz- düzeye indirilmelidir. — Partili belediye başkanlan ve meclis iiyeleri, her türlü gös- terişten uzak, sosyal demokrat deferler üzerinde miitevazı ve halktan biri olarak çalışmaya özen göstermelidkier. — Belediyelerle ilgili söylen- tilerin Üzerine gidilmdi, gerekir- se genel merkeze iletilerek araş- tınlması ve düzeltilmesi isten- melidir. — Belediye başkanları, SHP ilkelerine bağlı olmalı, fakat farklı partilere eğilimli tum hal- kın başkanı olduğunu unutma- malıdır. — Müteahhitlere yapılacak ödemelerin ilke olarak hepsine aynı oranda ödenmesi sağlan- malıdır. — İnşaat işleri Ike olarak iha- le yöntemiyle yapılmalıdır. Pa- zarlık yöntemi sınırlı ölçüde ve dikkatle kullanılmalıdır. — Mevzi imar planı değişik- liği ilke olarak en az ada bazın- da önerilmelidir. Değişiklik öne- rileri için plan prensip kararlan ohışturulmalıdır. — İmar komisyonlanndaki dosyalar en geç bir ay içinde ka- rara bağlanmalıdır. Gerekli ise planlaıtıa ve imar kadrolan bu amaçla güçlendirilmelidir. — tmar planı değişiklikleri karşüığı ya da belediyenin ver- diği bir karar sonucu, belediye ile çıkar ilişkisi olanlardan be* lediyelere bağış kabul edilme- melidir. — Kararlar, il ve ilçe örgütle- rimizin çabalanyla tartışmaya açılmalı, saydam ve kaülımcı bir ortam yaratılmalıdu'." esastan inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — Anayasa Mahkemesi, Sayıştay'a ANAP miUetvekille- rinin oylan ile üye seçimine ola- nak sağlayan Sayıştay Yasası de- ğişikliğini esastan incelemeye karar verdi. Anayasa Mahkeme- si Başkanvekili Yekta Güngör Özden, ANAP'ın "reddi hâkim" girişimini değerlendirir- ken, "ihsas-ı reyde bulunduğu- mu ileri sürerek taraflı olduğu- mu yaymak, yargının yıpratıl- raasına ve benim karalanmama yönelik çirkin bir çabadır" de- di. Anayasa Mahkemesi, Sayış- tay Yasası'nda değişiklik yapa- rak boş bulunan üyeliklere bir defaya mahsus olmak üzere TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nca doğrudan üye seçimine olanak tanıyan 3677 sayılı yasa- nın iptalini içeren SHP'nin baş- vurusunu dün ele aldı. Anaya- sa Mahkemesi, bu yasa değişik- liğinin ardından Sayıştay kon- tenjanı ile asıl üyeliğe seçilen Haşim Kılıç'ın "konuyla ilgili olduğu" gerekçesiyle katılmadı- ğı oturumunda yapılan başvuru- yu oybirliğiyle esastan inceleme kararı aldı. Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Yekta Güngör Özden, ANAP grubunun kendisi için "reddi hâkim" isteminde bulun- ma girişimine tepki gösterdi. Özden şöyle konuştu: "Bülün açıklamalara, konuş- mam sırasında orada bulunan profesör \e gazetecilerin yazıla- rına, oturumu yönetenlerin bil- dirimlerine karşın benim ihsas- ı reyde bulunduğumu ileri süre- rek taraflı olduğumu yaymak, yargının yıpratılmasına ve be- nim karalanmama yönelik çir- kin bir çabadır. Belli gazete ve yazariann özel amaçlı kampan- yalarını gözetip yansız yayınla- n dikkate almayan bu tür giri- şimler resmiyete geçtiğinde va- nıtını verecek, takdirini mahke- meye bırakacağım." lışabileceği yeni bi- hükümet ve rtartî vö- netimi oluşturur. O zaman kimsenin di- yeceği bir şey olmaz. Mart ya da nisanda kongre Başbakan Akbulut'un yakınlanna kongre için "Mart 1991" veya en geç ni- san 1991 tarihini verdiği öğienildi. Ak- bulut'un bu cabalanna rağmen Cum- hurbaşkam özal'ın, ANAP Genel Baş- kanlıği için kesin karannı vermediği, kongre sonrası ANAP'ı bölünme ve par- çalanma olasıhğından uzak bir formül arayışında olduğu bildirildi. özal'a ya- kın kaynaklar, "Akbulut'un Çankaya direnişinin" sürmesi halinde Özal'ın kongrede sürpriz bir isim ve liste önere- bileceğini ifade ediyorlar. ANAP kulisinde bir kriz dönemi ya- şanırken özal'ın kendisine bütünüyle bağlı bir yakınını tercih edebileceği ko- nuşuluyor. Çankaya kulisi içerisinde de bulunan ANAP'hlar, özal'ın zaman za- man "Akbulut direnemez", "tşi biter" dediğini anlatıyorlar. Bu kaynaklara göre özal, yeğeni Hüs- nü Dogan'ı genel başkanlığa hazırlıyor. özal'a yakın kaynaklar, Körfez krizi ya- şanırken, Hüsnü Doğan'ın Milli Savun- ma gibi önemli bir bakanhğa getirilme- sinde önemli bir etkenin "Kongre ve Özal'ın ANAP'ı eUnde tutma planımn" bir parçası olduğunu ifade ediyorlar. ECEVtE Akbulut'un yorumu yanlış ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Başbakan Yıldı- nm Akbulut'un bûtçe görüşme- lerindeki Özel Harp Dairesi ile ilgili sözlerine yanıt verdi. Ece- vit, özel Harp Dairesi hakkın- da 1974'te belirttiğı iddia edilen sözlerle daha sonra söyledikleri ve yaptıklan arasında çelişki bu- lunmadığını açıkladı. Ecevit, dün yaptığı yazılı açık- lamada, konunun üzerine yürü- düğü yıllar boyunca anılan Da- ire'nin kapatıhnasım istemediği- ni belirterek bu kuruluşun, de- mokratik hukuk devleti kuralla- rına bağlı bir yapıya, çalışma bi- çimine kavuşturulması, yaban- cılarla ve adı sanı bilinmeyen gizli görevlilerle ilişiğinin kesil- mesi, gizli silah depolannın kal- dırılması ve iç olaylara, politika- ya karıştırılmaması için müca- dele verdiğini anlattı. DSP Iide- ri, "Ben, adı sanı bilinmeyen gizli vatanseverliğin değil, CHP'nin 1976 programında da belirtildiği gibi yurdun ber kö- şesinde her yurttaşuı yurt savun- masına her an hazıriıklı buluna- ca£ı bir savunma düzeni gerek- tigine inanıyorum" dedi. Başbakan Akbulut'un son bütçe görüşmelerinde kafasın- dan bazı ilaveler yaparak bir ge- neralin kendisi hakkındaki söz- lerini kürsüden yanlış yorumla- dığı görüşünü savunan Ecevit, açıklamasında özetle şöyle dedi: "Bana verilen bügiye teşekkür etmek benim âdetimdir. Bunun, verilen bilgiyi onaylamakla ve- ya onaylamamakla ilgisi yoktur. Özel Harp Dairesi'nin temel iş- levini ve Genelkurmay'a bağlı çekiıtkk birimini öziinde hiçbir zaman yadırgamış değilim. Ya- dırgadığım ve sakıncalı buldu- ğum hususlar; ömür boyu gö- revli vatanseverlerden oluşan gizli sivil uzantılardır. Bunlar- dan bazılannm, zamanla kendi- lerine verilen olağanüstü görev ve yetkileri siyasal amaçlaria kö- tüye kullanabileceklerinden, hatta kullanmış olabileceklerin- den kaygı duymuşumdur." POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Tutam Sevgi... ^ Başbakan Yıldınm Akbulut, kendine özgü biçemle 'tane ' tane' anlatıyor: j — Zonguldak'ta sol örgütler, taşkömürü işçilerini tahrik ediyor... Ne demeli? 45 bin taşkömürü işçisi grevin yirmi sekizinci gününde. ANAP iktidarı bu olayı görmemezlikten geliyor. Cumhurbaş- kanı Özal, grev başlamadan önce MESS Başkanı gibi ko- nuşmuş, "Gerekirse ocakları kapatırız" demişti. Şimdi ise Başbakan, "Hayır, kapatmayız" diyor ve ekliyor: — Bu işçilere makul bir ücret verebiliriz; ocakları kapat- mayız, rahat olsunlar... Kimi ANAP milletvekilleriyle konuşuyoruz. Liberalliği 'kal- kan gibi' kullanan, kişi temel hak ve özgürlükleri konusun- da, "Nereden nereye geldik, Türkiye'de komünistler kong- re yapıyor, elini kolunu sallayarak dolaşıyor" diye konuşan ANAP'hlar, Zonguldak grevi için de şöyle diyorlar: — Canım, muhalefet bu denli tahrik ettikten sonra biz iş- çiye ne verebiliriz ki? Taşra cahilliği ve vurdumduymazlığı içinde olduklarından, bir de kılıf uyduruyorlar bu savlarına: — Sendika 5 milyon ücret istiyor. Bugün bir üniversrte me- zunu olan kişi, diyelim doktor, mühendis bu parayı kazanı-. yor mu? ANAP'lılar işçiyle halkı karşı karşıya getirmek istediler. Te- levizyonda bunu açık seçik işlediler. Ama oyun tutmadı. Zon- guldak grevi dalga dalga yayıldı kamuoyuna. Zonguldak, Tünçbilek, Soma, Yatağan... On binierce işçi yerin altında ve üstünde yaşam savaşımı içindeler. Tünçbilek, Soma ve Yatağan'daki linyft işçileri, Zon- guldak'taki taşkömürü işçilerine omuz veriyoriar: — Bizler o kadar uzakta değiliz, yüreğimiz sizlerle bera- ber... Kazmayı kavrayan eller, soğuk bir saba- T l , n r K , 7 P | r Q n m a wa hın sisli aydınlığında, lUnÇDIieK, OOma ve umursamaz bir bekle- Yatağsrfda İŞÇİ S£!^T tedirgin hüzVnlü İşçiS£!^T g daklar özlemi yansıtı- Ahmet SLMgU, nin resmini çiziyor. y Çocuklar okula. ana- kokUSU, ÇÖZ lar yalnızhğın rengını ı f a n a i e ı L r , n i aramaya koyuluyor. KapaKiann Tünçbilek, Soma ve yoröunluk Yatağan'da işçi tedir- > w ^ gin, hüzünlü, işçi Ah- [ met Süngü, "En kıdemli işçi benim" diyor. Bizim Ümit Otan^ ın izlenimlerine göre havada kömür kokusu, göz kapakla-^ rında yorgunluk var. Onların dilınde, 'serseri vardiyası', saat • yirmi dörtte ocağa inmekle başlıyor, sabah saat sekize dek sürüyor. Anlatıyorlar uzun uzun: "En zor vardiyadır. İşçi, akşam uykusunu alamaz. Gün-* düz uyur, serseme döner. Bu yüzden serseri vardiyası de-' riz. Bir de "paşa vardiyası" var. Saat 16.00'da başlar bu var-' diya. Gece on ikide evinde yatağındasın. Sabah erken kalk- mak yok. Gündüz karınla, çocuklarınla berabersin..." Türkiye Kömür İşletmeleri'ne bağlı 28 bin 500 işçi bulu- nuyor Tünçbilek, Soma, Yatağan ve diğer üretim merkezle- rinde. Termik santral bölgelerindeki 22 bin işçi grev yasağı kapsamında. Grev yok, ama grev var', çünkü üretim yüzde on düzeyine indi. En büyük çelişki ise kömürü çıkaranların 14 bin lira yevmiye almaları, santrallarda işleyenlerin ise 28-38 bin lira kazanmaları. Bir tuhaf ülke Türkiye... Diğer bir çelişki, TKI'nin ürettiği kömürü TEK'e satmasfo Üstelik yarı yarıya bir değerle. TKI, 73 bin liraya ürettiği kö-, mürü TEK'e 33 bin liradan satıyor. Oysa TKİ, piyasaya sattı- ğı kömüre sürekli zam yapıyor. Bugün linyit kömürünü hal- ka 168 bin liraya veriyor TKİ. Linyit işçileri zaman zaman inmiyor ocaklara. Aynı buna- lım özel ocaklarda da yaşanıyor. İşçiler, kasım ayı ücretleri- ni ajamadıkları için direniyorlar. Ozel şirketlerin temsilcile- ri, "İşçiler haklı, ama bizim de paramız yok" diyorlar. Sen- dika başkanlan açıklama üstüne açıklama yapıyorlar: — Bu işyerleriyle 1991 yılı içinde sözleşmelerimiz var. Şu anda işçinin parası ödenmiyor, yeni sözleşmeyle işveren ne yapacak bilemiyorum... Sorunlar büyüyor gitgide. Anlatılan masallarla yürümü-' yor işler. ' Yaşanan somut olayları görmemezlikten geliyor ANAP ik- tidarı. Kandırmacalarla, pembe görüntülerle gerçekler sap- tırılmak isteniyor. O kadar! VEEAT Merhum Remzi ve merhume Naciye Aksun'un kızlan, merhume Mefharet Kamman'ın kızkardeşi, merhum lsmail Dalyancı'nın ve Yaşar Turhan'ın yeğeni, Dalyancı ailesinin halalan, llksen ve Remzi Kamman'ın teyzeleri, merhum Sadi Ünel'in eşi MADELETÜNEL 24 Aralık 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi 27 Aralık 1990 Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde kılmacak öğle namazından sonra Paşabahçe'deki aile kabristanında toprağa verilecektir. Tann rahrnet eylesin. Nofc Çdenk göndermek isteyenlerin Türk Egitim Vakfı'na bagışta bulunmalan rica olunur. VEFAT Rahmetli Hamdi Kölükoğlu ve rahmetli Ayşe Kölukoğlu'nun kızlan; Hacce Mebrure Akışık, Saim Kayahan ve rahmetli Sami Kayahan'ın anneleri; Vecihe Kayahan, Nurten Kayahan, rahmetli Hacı Ishak Kemal Akışık'm kayınvalideleri; Nadire Aktürk'ün ablası, Rıfat Aktürk'ün teyzesi, Dr. Vural Akışık'ın anneannesi, Sait Kayahan, Sema Süvarioğlu, Nuran Yağlıcı, Ümran Kavuk, Ayşe Yüzbaşıoglu ve Sevil Sanca'nın babaanneleri, rahmetli Sait Kayahan'ın eşi HACCE FAHRİYE KAYAHAN 25 Aralık 1990 gunu hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi aynı gün Karacaahmet Camii'nde kılınan ikindi namazım müteakip Karacaahmet Mezarlığı'nda ebedi istirahatgâhına tevdi edilmiştir. AİLESİ BAŞSAĞUĞI Bankamız Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vural Akışık'ın anneannesi HACCE FAHRİYE KAYAHAN'ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı'dan rahmet ve yakınlanna sabır ve başsağlığı dileriz. TÜRK MERCHANT BANK A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle