Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 27 ARALIK 1990
"Fanatik
dinciler zarar
veriyor"
• ANKARA (AA)—
Kültür Bakanı Nafiuk
Kemal Zeybek,
Almanya'daki fanatik
lslamcı örgütlerin en büyük
zaran İslami inanışa
verdiklerini belirterek
"Onlann yaptıkları en
büyük zarar, insanlanmızın
bir kısmını suni gettolara
hapsetmeleridir" diye
konuştu. Almanya Türk
Deraekleri Koordinasyon
Kurulu üyelerinden bir
grubu kabul eden Zeybek
şöyle konuştu:
"İnsanlanmızın gettolara
mahkûm edilmesi hem
onları mutsuz kılarken hem
de dinimiz açısından
olumsuz bir imaj
oluşturuyor. Bazılan,
Nazilik ruhuna
Müslümanlık kılıfı
giydiriyor. Müslümanhk
imajına da yazık oluyor,
dinimize de!'
Koç ve Sabancı
Demirel'le
görüştü
• tç Politika Servisi —
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel,
işadamlan Sakıp Sabancı
ve Rahmi Koç'la görüştü.
Sabancı ve Koç görüşmenin
ziyaret amacı taşıdığını
belirttiler. Demirel de "Üç
beş dakika içinde ne
konuşulur ki" dedi. DYP
Iideri Demirel, "Taksim
Toplantıları" kapsamında
dün akşam The Marmara
Oteli'nde düzenlenen "1990
Sonunda .Dünya ve
Türkiye" konulu yemekli
toplantıda
değerlendirmelerini anlattı.
Demirel, toplantıdan önce,
oteldeki özel dairesinde,
işadamlan Sakıp Sabancı
ve Rahmi Koç'u birlikte
kabul ederek yaklaşık 20
dakika görüştü. Görüşme
talebinin Sabancı ve
Koc'tan geldiği öğrenildi.
Semra Ozal'a
tazminat
• ANKARA (AA)—
Bugün gazetesi,
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın eşi Semra Özal'a,
kişilik haklarına yayın yolu
ile saldında bulunduğu
gerekçesi ile 4 milyon lira
tazminat ödemeye mahkûm
edildi. Ankara 8. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nde dün
sonuçlanan duruşmada,
mahkeme, "Semra Özal
Nereden Koşuyor" başhklı
yazı dizisi nedeniyle Bugün
gazetesini 4 milyon lira
tazminat cezasına çarptırdı.
Mahkeme, tazminatın, dava
açıldığı tarihten itibaren
yasal yüzde 30 faizi ile
birlikte ödenmesine de
hükmetti.
Başbakan'a
mektup
• tç Politika Servisi —
Türkiye Yazarlar Sendikası
Genel Başkanı Oktay
Akbal, Başbakan Yıldınm
Akbulut'a bir mektup
yollayarak sendikanın üyesi
ve eski Genel Sekreteri
Atilla Birkiye'ye pasaport
verilmemesinden duyduğu
üzüntüyü bildirdi. Akbal
mektubunda, "Çağdaş
uygarlık dünyasına ve
demokrasiye yakışan çeşitli
uluslararası antlaşmalara
bağlı olan ülkemizde
tanınmış edebiyatçılara,
aydınlara pasaport alma
güçlüklerinin çıkartılması,
bu konuda her defa size
başvurmak zorunda
bırakılmamız acl bir
durumdur" dedi.
Ükzıcı ve
Taştemur
• tSTANBUL (UBA) —
2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı
Kanunu'na muhalefette
bulundukları iddiasıyla
haklarında 7.5 yıla kadar
hapis cezası istenerek dava
açılan Fatma Yazıcı ve Ali
Irfan Taştemur'un
yargılanmalanna devam
edildi. Sanıklann avukatı
Emcet Olcaytuğ'un talebi
üzerine, Genelkurmay eski
Başkanı Necdet Üruğ'un
Başbakanlık aleyhine açtığı
dava dosyasının çekim ve
incelemesi için duruşma
ileri bir tarihe bırakıldı.
ANAP il ve ilçeyöneticileri Özal'afyağlılık'bildiriyor
Özal delege avındaANAP kulislerinde "Özal, Akbulut'un hükümet ve
partide kendi damgasını vuracak değişiklik isteğine karşı'
görüşü yaygınlaşıyor. Özal'a karşı direniş için kongreyi
bekleyen Akbulut'a karşı Hüsnü Doğan'ın genel başkan
adayı olarak çıkanlabüeceği öne sürülüyor.
CANAN GEDİK
ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, kongrelerde yeni seçilen ANAP'-
lı ilçe yöneticileri ve milletvekillerini ka-
bul ederek ANAP kongresi için devre-
ye girdi. Cumhurbaşkanı özal ile görü-
şen partililer, Özal'a bağlıhklannı bildi-
rirken Özal'ın, büyük kongrenin "ola-
bildiğince geç bir tarihte" yapılması eği-
liminde olduğu, buna karşılık Başbakan
Yıldınm Akbulnt'un "en geç nisan" ayı
içerisinde kongrenin toplanraası için ıs-
rarlı olduğu öğrenildi.
Özal'ın ANAP delegelerini ve kong-
resi biten ilçelerin yöneticilerini bölge-
nin milletvekilleri ile birlikte kabulü,
Özal-Akbulut gerginliğine yeni bir hal-
ka daha ekledi. Başbakan Akbulut'un
özal'uı ANAP kongrelerine kanşmasın-
dan rahatsızlık duyduğu ve bunu, yakın
çevresine zaman zaman ilettiği öğrenil-
di. özal, önceki gün de TBMM'deki
makamında ANAP Adana milletvekil-
leri Mehmet Ali Bilici, Mehmel Percin
ve İbrahim Oztürk ile 11 ilçenin parti yö-
neticilerinden oluşan heyeti kabul etti.
özal daha sonra Antalya Milletvekili
Hasan Çakır ile görüşerek Antalya'da-
ki delege seçimleri, itirazlar ve partili
müfettişlerin hazırladığı raporlar hak-
kında bilgi aldı.
özal, yakaları ile kravatlarında
ANAP amblemi bulunan partilileri ön-
ceki günkü kabulünde, SHP genel Baş-
kanı Erdal lnönü'yü eleştirirken Sad-
dam'ın güçünün fazla büyütüldüğünü
savundu. Özal'ın, "Körfez'de 2 bin
ABD uçağı var. Her biri dört sorti ya-
parsa 8 bin sorti eder, Irak yerle bir
olur" dediği öğrenildi.
özal, kongreyi kazanan ilçe başkan ve
yöneticilerini de tek tek kutladı, delege-
ler de "Allah sizi başımızdan eksik et-
mesin. Biz her zaman yanınızdayız" di-
yerek bağhlıklarını bildirdiler.
Delege seçimleri biten veya kongrele-
rini yapan ANAP örgütlerinin eğilimleri
ne olursa olsun, özal'a bağhhk bildir-
meleri Başbakan Akbulut'u kaygılandı-
ran konuların başında geliyor. Olağa-
nüstü kongre sonrası birçok kez hükü-
met ve parti üst yönetiminde "kendi
damgasını vuracak" değişiklik yapma-
S düşünen Akbulut'un. bu girişimleri
zal'ın karşı çıkması üzerine sonuçsuz
kaldı.
Akbulut'un hazırladığı iki hükümet
değişikliği önerisinin Özal tarafından
"şimdi sırası değil" gerekçesiyle geri
çevrildiği belirtiliyor. Akbulut'un büt-
çe sonrası hükümette ve parti yönetimin-
de yeniden değişiklik yapmak önerisine
Özal'ın, "Sen hazırlıgını yap, bütçe son-
rası bir bakalım" tavrım ortaya koydu-
ğu biliniyor. özal'ın bu tavn, bazı
ANAP'hlarda hükümet değişikliği bek-
lentisine yol açarken Akbulut ve kendi-
sine yakın ANAP'hlar, "Özal bu kez de
bir gerekçe bularak hükümet değişikli-
ğinin önünü kapatır" diyorlar.
Kendisine yakın ANAP yöneticileri ile
durumu değerlendiren Akbulut'un şu
görüşleri dile getirdiği öğrenildi:
— Bakanlar Kurulu ve parti yöneti-
minde köklü bir değişiklik yapmak için
geç kalındı. Ciddi ve dinamik*bir vitrin
yaratma ansımızı haziran ayı başında
kullanmalıydık. Şimdi yapılacak bir hü-
kümet değişikliği hiçbir şeyi çözmeyeceği
gibi, parti içerisinde yeni sorunlar ve kır-
gınlıklar yaratabilir.
— ANAP'ın daha dinamik bir yapı-
ya kavuşabilmesi için tek çıkış, Uçüncü
olağan kongrenin bir an önce toplanma-
sıdır. Kongrede herkes kozlarım payla-
şır, kongreyi kim kazanırsa, birlikte ça-
TİTRİTAK ndülleri 1990 buim hiz-
( e ş v i k ^ ^ d ü n d u .
zenlenen bir törenle dağıüldı. Tören sırasında bir konuşma ya-
pan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, TÜBİTAK'ın
1086 personeünin sadece yiizünün doktoralı olduğunu, buna kar-
şılık personelin yüzde 53'ünün lise ve dataa alt düzeyde egitim
görenlerden oluştuğuau soyledi. TÜBİTAK ödül dağıtım töre-
nine Cumhurbaşkanı Turgut Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem
ve Devlet Bakanı Mehmet Yazar katıldı. TÜBİTAK Başkanı
Prof. Dr. Kemal Gürüz, üniversitelerle daha sıkı işbiriigine gir-
mek istediklerini soyledi. Cumhurbaşkanı Özal da bilim ve tek-
nolojinin gelişmesi için üniversitelerle işbirliğinin şart olduğunu
dile getirdi. 1990 yılı bilim hizmet teşvik ödüllerini kazananlar
şunlar: Bilim ödülü alanlar: Doç. Dr. Harzemşah Hafızoğlu,
Prof. Dr. Fuat Pasin, Prof. Dr. Şefik Süzer. Hizmet ödülü alan-
lar: Prof. Adnan Çakıroğlu, Prof. Remzi Geldiay, Dr. Ayten
Güvener, Prof. Ahmet Hulusi Köker. Teşvik ödülü alanlar: Doç.
Dr. Tayfur Altıok, Doç. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Doç. Dr. tz-
zet Bahar, Doç. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Doç. Dr. tzzet Bahar,
Doç. Dr. Ali Nur Büyükaksoy, Doç. Dr. Oğuz Okay. (Bahş BU)
AÇLIK GREVtNDE 39. GÜN
ÖlümorucuMeclis'te
AnayasaMahkemesi
tay
tZMtR (Cumhuriyet Ege Bi-
rosu) — Buca Bölge Kapalı Ce-
za ve Tutukevi'ndeki olumsuz
yaşam koşullannı protesto ama-
ayla 20 hükümlü ve tutuklunun
açlık grevi sürüyor. ölüm oru-
cu SHP'li Ahmet Ersin tarafın-
dan Meclis gündemine getirildi.
Açlık grevinin ölüm orucuna
dönüştüğünü söyleyen İHD
Onur Kurulu üyesi Dr. Alpaslan
Berktay, soruna çözüm bulun-
masını istedi.
Dr. Berktay, TBMM Başkanı
Kaya Erdem'e çektiği telgrafta
soruna parlamentoda çözüm
bulunmasını istedi. Dr. Berktay
çektiği telgrafta, "16 gün önce
İnsan Haklan Gttnü resmen
kuüandı. Mediste tnsan Haklan
Komisyonu kurnldu. Şu anda
Buca Cezaevi'Ddeki ölüm yoku-
lan açlık grevinin 38. giiniinde-
dir. Dunımu yerinde görmek
için öliimkr beklenmeden mii-
dahale etmek insanlık görevi
olmalıdır" görüşünü dile getir-
di.
Eylemcilerden devlet hastane-
sinde bulunan Nevzat Kalaya ve
Afamet Zincirci'nin sağlık du-
rumlannın tehlikeli boyuta ula-
şırken Coşkun Keskin, Fethi
Kackın, Hasan Hüseyin Kaner,
Birol Akçay ve Şerafettin Can-
ın da sağlık durumlarındaki
olumsuzluğun sürdüğü öğrenil-
di.
19 kasımdan bugüne değin ey-
lemlerini sürdüren tutuklu ve
hukümluler, istemleri kabul edi-
linceye kadar açlık grevini sür-
dureceklerini, şekerli ve tuzlu su
kabul etmeyeceklerini avukatlan
aracıhğıyla yeniden duyurdular.
Soru önergesi
SHP İzmir MUletvekili Ah-
met Ersin, Buca Cezaevi'ndeki
açlık grevini bir soru önergesiy-
le TBMM gündemine getirdi.
Ersin, açlık grevinin ölüm oru-
cuna dönüştüğünü vurgulayarak
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu-
ya 38. günü dolan açhk grevinin
ölümle sonuçlanması halinde ki-
min sonımlu olacağını sordu.
BELEDİYE BAŞKANLAREVA GENELGE GÖNDERİLDİ
SHPden'Belediye Anayasası'
Genel Merkez, il, ilçe ve belediye başkanlanna
gönderdiği genelgeyle belediyelerde kadroların
şişirilmemesini, başkanlann halktan biri olarak
çahşmasını, bağış kabul edilmemesini, ihale
yolunun tercih edilmesini ve kentsel rantlara sahip
çıkılmasını istedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosıı) — SHP, il ve ilçe başkan-
hklarına ve bilgi için belediye
başkanlıklarına gönderdiği ge-
nelgeyle; belediyelerin kadro şiş-
kinliğinin önüne geçmesini, baş-
kanlann halktan biri olarak ça-
lışmalannı, belediye ile çıkar
ilişkisi olanlardan bağış kabul
edilmemesini, ihale yönteminin
kullanılmasını ve kentsel rantla-
ra sahip çıkılmasını istedi.
den geçirilmdidir.
— Büyükşehir belediye siste-
mi içinde yer alan belediyeler
arasında çatışma göriıntüsü ve-
rilmemeli, bunun için belediye-
ler arasında sürekli ve düzenli
toplantılarda sonınlara çözüm
aranmalıdır.
— Kaynaklar cari giderlerde
tasarrnf saglayacak şekilde kul-
lanılmalı, kadrolar gereksiz ye-
re şişirilmemeli ve araç secimin-
Genel Sekreter Yardımcısı Yi- d*, kullanımında titizlik göste-
ğit Gulöksüz tarafından hazır- rilmeli, ağıriama giderleride as-
lanan ve MYK'da kabul edildik- o f t r i
«•«"*• inHiriim-ıiHi,
ten sonra Genel Sekreter Hik-
met Çetin imzasıyla yayımlanan
genelgede, özetle şu noktalar
üzerinde duruldu:
'— Hizmet programlan hazır-
lanmalı ve bunun uygulanma-
sında parti örgütü, muhtariar,
meslek odaları ve derneklerin
önerilerine dikkat edilmelidir.
— Kadrolar hizmette etkinlik
ve basan ölçütlerine göre göz-
düzeye indirilmelidir.
— Partili belediye başkanlan
ve meclis iiyeleri, her türlü gös-
terişten uzak, sosyal demokrat
deferler üzerinde miitevazı ve
halktan biri olarak çalışmaya
özen göstermelidkier.
— Belediyelerle ilgili söylen-
tilerin Üzerine gidilmdi, gerekir-
se genel merkeze iletilerek araş-
tınlması ve düzeltilmesi isten-
melidir.
— Belediye başkanları, SHP
ilkelerine bağlı olmalı, fakat
farklı partilere eğilimli tum hal-
kın başkanı olduğunu unutma-
malıdır.
— Müteahhitlere yapılacak
ödemelerin ilke olarak hepsine
aynı oranda ödenmesi sağlan-
malıdır.
— İnşaat işleri Ike olarak iha-
le yöntemiyle yapılmalıdır. Pa-
zarlık yöntemi sınırlı ölçüde ve
dikkatle kullanılmalıdır.
— Mevzi imar planı değişik-
liği ilke olarak en az ada bazın-
da önerilmelidir. Değişiklik öne-
rileri için plan prensip kararlan
ohışturulmalıdır.
— İmar komisyonlanndaki
dosyalar en geç bir ay içinde ka-
rara bağlanmalıdır. Gerekli ise
planlaıtıa ve imar kadrolan bu
amaçla güçlendirilmelidir.
— tmar planı değişiklikleri
karşüığı ya da belediyenin ver-
diği bir karar sonucu, belediye
ile çıkar ilişkisi olanlardan be*
lediyelere bağış kabul edilme-
melidir.
— Kararlar, il ve ilçe örgütle-
rimizin çabalanyla tartışmaya
açılmalı, saydam ve kaülımcı bir
ortam yaratılmalıdu'."
esastan
inceleme
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — Anayasa Mahkemesi,
Sayıştay'a ANAP miUetvekille-
rinin oylan ile üye seçimine ola-
nak sağlayan Sayıştay Yasası de-
ğişikliğini esastan incelemeye
karar verdi. Anayasa Mahkeme-
si Başkanvekili Yekta Güngör
Özden, ANAP'ın "reddi
hâkim" girişimini değerlendirir-
ken, "ihsas-ı reyde bulunduğu-
mu ileri sürerek taraflı olduğu-
mu yaymak, yargının yıpratıl-
raasına ve benim karalanmama
yönelik çirkin bir çabadır" de-
di.
Anayasa Mahkemesi, Sayış-
tay Yasası'nda değişiklik yapa-
rak boş bulunan üyeliklere bir
defaya mahsus olmak üzere
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nca doğrudan üye seçimine
olanak tanıyan 3677 sayılı yasa-
nın iptalini içeren SHP'nin baş-
vurusunu dün ele aldı. Anaya-
sa Mahkemesi, bu yasa değişik-
liğinin ardından Sayıştay kon-
tenjanı ile asıl üyeliğe seçilen
Haşim Kılıç'ın "konuyla ilgili
olduğu" gerekçesiyle katılmadı-
ğı oturumunda yapılan başvuru-
yu oybirliğiyle esastan inceleme
kararı aldı.
Anayasa Mahkemesi Başkan-
vekili Yekta Güngör Özden,
ANAP grubunun kendisi için
"reddi hâkim" isteminde bulun-
ma girişimine tepki gösterdi.
Özden şöyle konuştu:
"Bülün açıklamalara, konuş-
mam sırasında orada bulunan
profesör \e gazetecilerin yazıla-
rına, oturumu yönetenlerin bil-
dirimlerine karşın benim ihsas-
ı reyde bulunduğumu ileri süre-
rek taraflı olduğumu yaymak,
yargının yıpratılmasına ve be-
nim karalanmama yönelik çir-
kin bir çabadır. Belli gazete ve
yazariann özel amaçlı kampan-
yalarını gözetip yansız yayınla-
n dikkate almayan bu tür giri-
şimler resmiyete geçtiğinde va-
nıtını verecek, takdirini mahke-
meye bırakacağım."
lışabileceği yeni bi- hükümet ve rtartî vö-
netimi oluşturur. O zaman kimsenin di-
yeceği bir şey olmaz.
Mart ya da nisanda kongre
Başbakan Akbulut'un yakınlanna
kongre için "Mart 1991" veya en geç ni-
san 1991 tarihini verdiği öğienildi. Ak-
bulut'un bu cabalanna rağmen Cum-
hurbaşkam özal'ın, ANAP Genel Baş-
kanlıği için kesin karannı vermediği,
kongre sonrası ANAP'ı bölünme ve par-
çalanma olasıhğından uzak bir formül
arayışında olduğu bildirildi. özal'a ya-
kın kaynaklar, "Akbulut'un Çankaya
direnişinin" sürmesi halinde Özal'ın
kongrede sürpriz bir isim ve liste önere-
bileceğini ifade ediyorlar.
ANAP kulisinde bir kriz dönemi ya-
şanırken özal'ın kendisine bütünüyle
bağlı bir yakınını tercih edebileceği ko-
nuşuluyor. Çankaya kulisi içerisinde de
bulunan ANAP'hlar, özal'ın zaman za-
man "Akbulut direnemez", "tşi biter"
dediğini anlatıyorlar.
Bu kaynaklara göre özal, yeğeni Hüs-
nü Dogan'ı genel başkanlığa hazırlıyor.
özal'a yakın kaynaklar, Körfez krizi ya-
şanırken, Hüsnü Doğan'ın Milli Savun-
ma gibi önemli bir bakanhğa getirilme-
sinde önemli bir etkenin "Kongre ve
Özal'ın ANAP'ı eUnde tutma planımn"
bir parçası olduğunu ifade ediyorlar.
ECEVtE
Akbulut'un
yorumu
yanlış
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, Başbakan Yıldı-
nm Akbulut'un bûtçe görüşme-
lerindeki Özel Harp Dairesi ile
ilgili sözlerine yanıt verdi. Ece-
vit, özel Harp Dairesi hakkın-
da 1974'te belirttiğı iddia edilen
sözlerle daha sonra söyledikleri
ve yaptıklan arasında çelişki bu-
lunmadığını açıkladı.
Ecevit, dün yaptığı yazılı açık-
lamada, konunun üzerine yürü-
düğü yıllar boyunca anılan Da-
ire'nin kapatıhnasım istemediği-
ni belirterek bu kuruluşun, de-
mokratik hukuk devleti kuralla-
rına bağlı bir yapıya, çalışma bi-
çimine kavuşturulması, yaban-
cılarla ve adı sanı bilinmeyen
gizli görevlilerle ilişiğinin kesil-
mesi, gizli silah depolannın kal-
dırılması ve iç olaylara, politika-
ya karıştırılmaması için müca-
dele verdiğini anlattı. DSP Iide-
ri, "Ben, adı sanı bilinmeyen
gizli vatanseverliğin değil,
CHP'nin 1976 programında da
belirtildiği gibi yurdun ber kö-
şesinde her yurttaşuı yurt savun-
masına her an hazıriıklı buluna-
ca£ı bir savunma düzeni gerek-
tigine inanıyorum" dedi.
Başbakan Akbulut'un son
bütçe görüşmelerinde kafasın-
dan bazı ilaveler yaparak bir ge-
neralin kendisi hakkındaki söz-
lerini kürsüden yanlış yorumla-
dığı görüşünü savunan Ecevit,
açıklamasında özetle şöyle dedi:
"Bana verilen bügiye teşekkür
etmek benim âdetimdir. Bunun,
verilen bilgiyi onaylamakla ve-
ya onaylamamakla ilgisi yoktur.
Özel Harp Dairesi'nin temel iş-
levini ve Genelkurmay'a bağlı
çekiıtkk birimini öziinde hiçbir
zaman yadırgamış değilim. Ya-
dırgadığım ve sakıncalı buldu-
ğum hususlar; ömür boyu gö-
revli vatanseverlerden oluşan
gizli sivil uzantılardır. Bunlar-
dan bazılannm, zamanla kendi-
lerine verilen olağanüstü görev
ve yetkileri siyasal amaçlaria kö-
tüye kullanabileceklerinden,
hatta kullanmış olabileceklerin-
den kaygı duymuşumdur."
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Bir Tutam Sevgi... ^
Başbakan Yıldınm Akbulut, kendine özgü biçemle 'tane '
tane' anlatıyor: j
— Zonguldak'ta sol örgütler, taşkömürü işçilerini tahrik
ediyor...
Ne demeli?
45 bin taşkömürü işçisi grevin yirmi sekizinci gününde.
ANAP iktidarı bu olayı görmemezlikten geliyor. Cumhurbaş-
kanı Özal, grev başlamadan önce MESS Başkanı gibi ko-
nuşmuş, "Gerekirse ocakları kapatırız" demişti. Şimdi ise
Başbakan, "Hayır, kapatmayız" diyor ve ekliyor:
— Bu işçilere makul bir ücret verebiliriz; ocakları kapat-
mayız, rahat olsunlar...
Kimi ANAP milletvekilleriyle konuşuyoruz. Liberalliği 'kal-
kan gibi' kullanan, kişi temel hak ve özgürlükleri konusun-
da, "Nereden nereye geldik, Türkiye'de komünistler kong-
re yapıyor, elini kolunu sallayarak dolaşıyor" diye konuşan
ANAP'hlar, Zonguldak grevi için de şöyle diyorlar:
— Canım, muhalefet bu denli tahrik ettikten sonra biz iş-
çiye ne verebiliriz ki?
Taşra cahilliği ve vurdumduymazlığı içinde olduklarından,
bir de kılıf uyduruyorlar bu savlarına:
— Sendika 5 milyon ücret istiyor. Bugün bir üniversrte me-
zunu olan kişi, diyelim doktor, mühendis bu parayı kazanı-.
yor mu?
ANAP'lılar işçiyle halkı karşı karşıya getirmek istediler. Te-
levizyonda bunu açık seçik işlediler. Ama oyun tutmadı. Zon-
guldak grevi dalga dalga yayıldı kamuoyuna.
Zonguldak, Tünçbilek, Soma, Yatağan...
On binierce işçi yerin altında ve üstünde yaşam savaşımı
içindeler. Tünçbilek, Soma ve Yatağan'daki linyft işçileri, Zon-
guldak'taki taşkömürü işçilerine omuz veriyoriar:
— Bizler o kadar uzakta değiliz, yüreğimiz sizlerle bera-
ber...
Kazmayı kavrayan
eller, soğuk bir saba- T l , n r K , 7 P | r Q n m a wa
hın sisli aydınlığında, lUnÇDIieK, OOma ve
umursamaz bir bekle- Yatağsrfda İŞÇİ
S£!^T tedirgin hüzVnlü İşçiS£!^T g
daklar özlemi yansıtı- Ahmet SLMgU,
nin resmini çiziyor. y
Çocuklar okula. ana- kokUSU, ÇÖZ
lar yalnızhğın rengını ı f a n a i e
ı L r
, n i
aramaya koyuluyor. KapaKiann
Tünçbilek, Soma ve yoröunluk
Yatağan'da işçi tedir- > w ^
gin, hüzünlü, işçi Ah- [
met Süngü, "En kıdemli işçi benim" diyor. Bizim Ümit Otan^
ın izlenimlerine göre havada kömür kokusu, göz kapakla-^
rında yorgunluk var. Onların dilınde, 'serseri vardiyası', saat •
yirmi dörtte ocağa inmekle başlıyor, sabah saat sekize dek
sürüyor.
Anlatıyorlar uzun uzun:
"En zor vardiyadır. İşçi, akşam uykusunu alamaz. Gün-*
düz uyur, serseme döner. Bu yüzden serseri vardiyası de-'
riz. Bir de "paşa vardiyası" var. Saat 16.00'da başlar bu var-'
diya. Gece on ikide evinde yatağındasın. Sabah erken kalk-
mak yok. Gündüz karınla, çocuklarınla berabersin..."
Türkiye Kömür İşletmeleri'ne bağlı 28 bin 500 işçi bulu-
nuyor Tünçbilek, Soma, Yatağan ve diğer üretim merkezle-
rinde. Termik santral bölgelerindeki 22 bin işçi grev yasağı
kapsamında. Grev yok, ama grev var', çünkü üretim yüzde
on düzeyine indi. En büyük çelişki ise kömürü çıkaranların
14 bin lira yevmiye almaları, santrallarda işleyenlerin ise
28-38 bin lira kazanmaları.
Bir tuhaf ülke Türkiye...
Diğer bir çelişki, TKI'nin ürettiği kömürü TEK'e satmasfo
Üstelik yarı yarıya bir değerle. TKI, 73 bin liraya ürettiği kö-,
mürü TEK'e 33 bin liradan satıyor. Oysa TKİ, piyasaya sattı-
ğı kömüre sürekli zam yapıyor. Bugün linyit kömürünü hal-
ka 168 bin liraya veriyor TKİ.
Linyit işçileri zaman zaman inmiyor ocaklara. Aynı buna-
lım özel ocaklarda da yaşanıyor. İşçiler, kasım ayı ücretleri-
ni ajamadıkları için direniyorlar. Ozel şirketlerin temsilcile-
ri, "İşçiler haklı, ama bizim de paramız yok" diyorlar. Sen-
dika başkanlan açıklama üstüne açıklama yapıyorlar:
— Bu işyerleriyle 1991 yılı içinde sözleşmelerimiz var. Şu
anda işçinin parası ödenmiyor, yeni sözleşmeyle işveren ne
yapacak bilemiyorum...
Sorunlar büyüyor gitgide. Anlatılan masallarla yürümü-'
yor işler. '
Yaşanan somut olayları görmemezlikten geliyor ANAP ik-
tidarı. Kandırmacalarla, pembe görüntülerle gerçekler sap-
tırılmak isteniyor.
O kadar!
VEEAT
Merhum Remzi ve merhume Naciye Aksun'un kızlan,
merhume Mefharet Kamman'ın kızkardeşi, merhum
lsmail Dalyancı'nın ve Yaşar Turhan'ın yeğeni, Dalyancı
ailesinin halalan, llksen ve Remzi Kamman'ın teyzeleri,
merhum Sadi Ünel'in eşi
MADELETÜNEL
24 Aralık 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi 27 Aralık
1990 Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde kılmacak öğle
namazından sonra Paşabahçe'deki aile kabristanında
toprağa verilecektir. Tann rahrnet eylesin.
Nofc Çdenk göndermek isteyenlerin Türk Egitim Vakfı'na
bagışta bulunmalan rica olunur.
VEFAT
Rahmetli Hamdi Kölükoğlu ve rahmetli Ayşe Kölukoğlu'nun kızlan; Hacce Mebrure Akışık,
Saim Kayahan ve rahmetli Sami Kayahan'ın anneleri; Vecihe Kayahan, Nurten Kayahan,
rahmetli Hacı Ishak Kemal Akışık'm kayınvalideleri; Nadire Aktürk'ün ablası,
Rıfat Aktürk'ün teyzesi, Dr. Vural Akışık'ın anneannesi, Sait Kayahan, Sema Süvarioğlu,
Nuran Yağlıcı, Ümran Kavuk, Ayşe Yüzbaşıoglu ve Sevil Sanca'nın babaanneleri, rahmetli
Sait Kayahan'ın eşi
HACCE FAHRİYE KAYAHAN
25 Aralık 1990 gunu hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi aynı gün Karacaahmet Camii'nde kılınan ikindi namazım müteakip
Karacaahmet Mezarlığı'nda ebedi istirahatgâhına tevdi edilmiştir.
AİLESİ
BAŞSAĞUĞI
Bankamız Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vural Akışık'ın
anneannesi
HACCE FAHRİYE KAYAHAN'ın
vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı'dan
rahmet ve yakınlanna sabır ve başsağlığı dileriz.
TÜRK MERCHANT BANK A.Ş.