22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbi: Cumhuriyet Malbaacıhk v« GaznecıLk Türk Anonım Şırketı adına Nadir NKİİ 0 Geod Yayın Müdunı Hısan Cemal, MüBWt Muduru EatfM Lpkkfil, Yuı lşlerı Müdaru Okı> Gonensin, # Haber Merkezı Müdurû Valçu Bocr, Sa>fa Duzfiu Yönetmem AS Acar 9 Temsılcler ANKARA. AknKl Tm, İZMİR HilnKl Çttnkaj*, ADANA: Ç«JD iıfeııoglıı k Polnıkı C<W B^lnpç. Dıs Haberter En— fckt Ekonomı: Cn«b Tataa. Iı-Sendıka Şttna Kekaci. Kultur OW Lttn. Uıanbul Habcrıcn Knul IUç.k. Egıtım G***) Snla. Yun Hıtaltn N«c«M Dofu, Spo> Duımunı \bdalkadir Yarclara. Da Yial»r I n ı Çıli|kn. Arajurml. ŞaMa Alpn, DteUme AUdl» Y«ntı f kooriınatOr U H Kontau % Malı U!«r En>l LrfcM £ Muhaseb* Bafcal W«er 0 Bmv e PUnkuıu St*jı OHWI«IN|«IIHI 0 Reklun Affe 1«nts 0 Et h) nlar Hnl» U>»l 9 Idjre Hnnla G«nr 0 isJmne: Öader Çcttt 0 Bıln-lıtaıı. U W t ftrsontl Seifi OkM» tktal. tttm B*rrr. Hnaa ( n u HUuart ÇMiılu». Otıy Şeiçafc. 4» >*n»eft. ifcaM Tı» Auon w Hıj-a#t Cumbunyd Malbaaolıfc w rrai-if^ TjVŞ. Tflft Oca|) Cad. 39/41 Ca|akthi' U334 Iıı PK : « - Istınbul Td 512 05 « (20 hat), 1Ue> 22246, ftı; (1) 52» « TC 0 Su/ster Aakan: Zı>« Gdtalp Blv InJulap s. No l»/<. Td 133 II 41-4-7. Tdesc 42344, Faı: <4) 133 05 65 Q ba*: H Zıym Blv 1352 S. 2/3, T«t 13 12 30, Tefc». 523», F>x (Sl) 19 S3 «0 rİMDDCad. 11» S Not 1 K* 1, Tö 19 37 53 <« baıfc Tdec C155, Fta. (71) 1» 25 Tt TAKVIM: 1 ARALIK 1990 Imsak: 5.30 Guneş: 7.01 öğle: 11.58 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.09 Bugün, DünyaAIDS Günü AD3S, genç kadıııı seviyor AIDS, Batı ülkelerinde, büyük kentlerde yaşayan 20-40 yaş arası kadınları daha hızla pençesine alıyor. Dünya Sağlık Teşkilatı, 1990'larda en az 3 milyon kadının bu . hastalıktan öleceğini hesapladı. madığı, EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Birleşmiş Mil- letler Dünya AIDS Günü'nde bilim adamlan ve siyasetcilerin önüne serilecek olan istatistik- ler, AIDS hastahğının'özellik- le genç kadınlar arasında gitgi- de yayıldığını gösteriyor... Ve- riler, AIDS'in Batı ülkelerinde büyük kentlerde yaşayan 20-40 yaş arası kadınları daha hızla pençesine almakta olduğunu gösteriyor. Dünya Sağhk Teş- kilatı, 1990'larda en az 3 mil- yon kadının AIDS'ten öleceği- ni hesapladı. AIDS'li kadınla- nn çocuk doğurmalan duru- munda, çocuklanna hastalığın geçmesi mutlaka şart olma- makla birlikte, olasılık olduk- ça yüksek. AIDS virüsü taşıyan annelerin, 1992 sonuna kadar 4 milyon çocuk doğuracağı, bunlardan en az bir milyon be- beğin AIDS'li olarak dünyaya geleceği hesaplanıyor. Dünya Sağhk TeşkUatı halen, AIDS'- in en etküi olduğu Afrika'da 20-40 yaş arası 2,5 milyon ka- dının AIDS virüsü taşıdığı, sa- yının Güney Amerika ve As- ya'da 200'er bin, Kuzey Ame- rika'da 100 bin, Avrupa'da 10 bin ve Sovyetler Birliği'nde 4 bin olduğunu hesaphyor. örne- ğin Ingiltere'de AIDS'li kadın sayısının geçen yıldan bu yana üç kat arttığı açıklandı. Türkiye ise gelenek, görenek ve dinsel nedenlerle AIDS'ten en az etkilenen ülkeler arasın- da. Sağhk Bakanhğı verilerine göre 1985'te Türkiye'de ilk kez görülmesinden bu yana 116 AIDS olayı saptandı. Bunlar 19'u öldü. 84'tt virüsü taşıyıa, 32'si de hastaydı. Türkiye'de henüz salgın olmadığı halde, AIDS'e karşı önlem amacıyla Ankara'da Hıfzıssıhha Enstitü- sü, lstanbul Çapa Tıp ve Ege Tıp Fakülteleri'nde AIDS tes- ti yapıhyor. AIDS, kendini Batı'da, en çok-eşcinsel ihşkinin yadırgan- ayrıca uyuşturucu madde kullanımının da önlene- mediği kesimlerde gösteriyor. Ancak AIDŞ'in, kadın-erkek arası cinsel ilişkide de görulme- si 1990'lann kâbusu. Buna ek olarak, hemofili adlı kan has- tahğı yuzünden kan naldi yapıl- mak zorundaki kişilere de de- netimsizhk nedeniyle AIDS'li kan verilmesi ve bu kişilerin bulaştırması da ayn bir huku- ki kannaşa. Cinsel ilişkide AIDS kapma olasıhğı kadınlarda daha yük- sek olduğu için Batı ülkelerin- deki erkekler, hükümetlerin resmi reklamlan ile prezervatif kuUanmaya "özendirilmeye" çalışıhyor. Reklam kampanyası şu iki amacı hedefliyor: Nor- maJ cinsel ilişkide de doğalhk- la rastlanmakla birlikte, eşcin- sel ilişkide daha çoğalan ana- tomik ve fizyolojik sorunlann önüne geçmek... Aynca enjek- tör ile uyuşturucu madde kul- lananlann tek kuUanımü enjek- tör yerine aynı iğneyi birden çok kullanmâlannı engellemek. Ancak, yapılan hükümet uya- nlan büyük ölçüde "boşa gidi- yor." Ingiltere'deki bir araştırma, "cinsel yaşanülan aktif olan" üniversite öğrencilerinin yüzde 24, uyuşturucu madde kulla- nanlann da yüzde 42 oranında, "AIDS bize dokunmaz" diye düşündüklerini ve hiçbir önlem ahnadıklannı gösterdi. AIDS'- in öldürücü niteliğinin, hükü- met eliyle hazırlanan reklam- larda inandırıcı biçimde vurgu- lanamadığı anlaşıhyor. Tıp da henüz AIDS'e çare bulabilmiş değil. Zidovudin (AZT) adlı ilaç AIDS'lilerde hayatı biraz daha uzatmak ve genel sağlığı biraz daha düzenlemek dışında gerçek bir tedavi sağlamıyor. DÜNYA AIDS GÜNÜ KONSERİ TV-1'DE 4. Sayfada Yırtıcı kuşlar av kurbanıDoğu Karadeniz'de her yıl öldürülen yırtıcı kuş sayısının 25 bine ulaştığı, bunun 10 binini atmacalann oluşturduğu belirtiliyor. HAKAN KARA İZMİR — Avrupa ülkelerin- de yırtıcı kuşlar üzerine yapılan araştırmalarda bu kuş türleri- nin sayısının hızla azaldığı sap- tanu-ken Türkiye'nin Doğu Ka- radeniz Bolgesi'nde her yıl av- cüık nedeniyle binlerce yırtıcı kuşun öldürulduğü bildirildi. Konuyia ilgili olarak bir araş- tırma yapan Uluslararası Kuş- lan Koruma Konseyi (ICBP) ve Doğal Hayatı Koruma Derne- ği (DHKD) uzmanlan, Doğu Karadeniz'de her yıl öldürülen yırtıcı kuş sayısının 25 bine ulaştığuu tahmin ediyorlar. Bu- nun 10 binini atmacalann oluş- turduğunu belirten uzmanlar, yırtıcı kuşlann vurulmasını en- gellemek için acil önlemler alın- ması gerektiğini vurguluyorlar. Anadolu'da 11 ve 12. yüzyıl- larda ortaya çıktığı beürtilen at- maca avlama geleneğinin Doğu Karadeniz Bolgesi'nde hâlâ sür- düğünü behrten uzmanlar bu geleneğin etkilerini şöyle açık- hyorlar: "Kuzeydoğn Türkiye'de bu amaçla ber yıl 15 bin atmaca yakalanmaktadır. Atmacalann yakalanması için kullandan lu- zılsırtlı örümcekkuşlannın sa- yısı 9 bin olarak tahmin edil- mektedir. Bn kuşlann besien- mesi için de çeşitli türterden yü- da ortalama 15 bin yırtıcı kuş öldiirülmektedir." Konuyia ilgili olarak ICBP ve DHKD tarafından hazırla- nan raporda, özellikle Arhavi ve çevresi için sağlanan sayısal veriler tüm bölge için çeşitli kuş uzmanlarıyla tartışılarak ve geçmişte yapılan araştırmalar değerlendirilerek genelleştirüdi. Rapor konusunda açıklama ya- pan DHKD Müdürü Nttga Yazgan, "Bir yandan atmacacı- lık töresinin sürdürnlmesini desteklerken bir yandan da tii- müyle gereksiz olan diğer yır- öcı kuşlann kıyımına son veril- mesini sağlamak amacıyla bu yörekrde bir egitim kampanya- sı başlatılması gerekir" dedi. Yazgan, Kuzeydoğu Anadolu L da yırtıcı kuşlann vurulmasını durdurmak amacıyla acil ön- lemler ahnmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Hazırlanan raporda, Kuzey- doğu Anadolu'da yakalanan yılda yaklafik 15 bin atmacanuı bir bölümünün hastalık sonu- cu, av dönemi sonrasında ser- best bırakılanlann da büyük bölümünün göç dönemi geçme- si nedeniyle bölgede kaldığı ve gerekli besini bulamadığı için öldüğü belirtildi. Gorbaçov 'güçlü başkanhk sistemi', Yeltsin yeni anayasa*peşinde KrenJiırde bilek güreşiKEREM ÇALIŞKAN MOSKOVA — Kremlin'in he- men karşı yakasmdaki Rossiya Oteli önünde ellerinde pankart- lar ve mavi-beyaz-kırmızı üç renkh' bayraklarla bir grup in- san. Çoğunluğu yaşh kadınlar. Aralarında gençler de var. Ne zaman Kremlin'deki Büyük Kongre Sarayı'nda parlamento toplansa, Rossiya Oteli önünde bu tür gösteriler yapılır. Çünkü delegelerin çoğu bu otelde kahr ve göstericiler sabah toplantı saatinden önce ve akşa- müstü oturumdan sonra burada toplanıp delegeleri, milletvekil- lerini etkilemeye çalışırlar. Şu sıralar başkanlığını Boris Yeltsin'in yapüğı Rusya Federas- yonu Yüksek Sovyeti toplantı halinde. Başlannda yün başlık- ları ve mantoları ile hafifçe çi- seleyen yağmur altında bekleşen yaşh kadınlardan biri, elinde çantası ile geçen bir milletveki- line, "Halk aç, balkı düşiinün, Polozkov'un peşinden gitmeyin" diye bağırıyor. (Polozkov, Rus- ya Federasyonu Komünist Par- tisi'nin yazın seçilen yeni lideri ve tutucu kanadın önde gelen isimlerinden). Pankartlarda "Rijkov (Başbakan) istifa!", "Merkezin egemenliğjne son", "Gorbaçov, Veltsini dinle" gibi yazılar var. Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti bu dönem oturumların- da iki önemli konuyu görüşe- cek. 1) Yeni anayasa taslağı, 2) Yeni birlik yasası taslağına kar- şı tavır. Her iki konu da Sovyetler Birliği'ndeki politik gelişmeleri derinden etkileyecek nitelikte Çünkü şu sıralar ülke yöneti- minde iktidar rolünü SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov, mu- halefet "görevini" ise Rusya Fe- derasyonu Başkanı Yeltsin üst- leniyor. Yeltsin'den anayasa Gorbaçov,' reform konusun- daki bütün radikal sözlerine rağ- men "sosyaüst seçim"den vaz- gecmiyor ve sonuçta, ülkede ha- len egemen olan parti ve bürok- rasinin en tepesinde oturuyor. GORBAÇOV-'Başkan benim.' Gorbaçov SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, hükümeti dağıtıp kendisine bağlı bir icra konseyi kurarak ülkeyi kararnameler ile yönetmek istiyor. Parlamentodan geçirmeye çabştığı bu düzenleme ile ekonomik reformların hızlanacağı inancında. Yeltsin Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, sosyaüst modeli tasfiye eden ve 'özel mülkiyet'i resmen tanıyan bir anayasa taslağı hazırladı. YELTStN -Rusya da benim.' Şimdi uygulamak istediği "giiclü başkanlık" sistemi ile ekonomik ve sosyal konularda tam yetkili olmak istiyor. Gorbaçov'un ye- ni önerdiği ve Sovyet kamuo- yunda hayli tartışmaya yol açan bu "başkanlık sistemT'ne göre hukumet de dağıtılıp başkana bağh bir icra konseyi oluşturu- lacak. Özetle Gorbaçov "mer- kez"i ve "merkezden diizenle- meyi" temsil ediyor. Buna karşılık Yeltsin yeni bir anayasa taslağı hazırladı. Tasla- ğın en önemli noktası "sosya- list" sözune hiçbir maddede yer vermemesi ve her alanda "özel mülkiyef'i bir hak olarak tanı- ması. Yani Yeltsin'in anayasası Sov- yetler'de sosyaüst toplumsal mo- deli bir "anayasa gereği" olarak tasfiye etmeyi öngörüyor. Eğer bu anayasa taslağı, Rusya Fede- rasyonu'nca kabul edilirse Gor- baçov ve SSCB Yüksek Sovyeti oldukça zor durumda kalacak. 17 arahkta SSCB Yüksek Sov- yeti'nde ele ahnması beklenen "Yeni Biriik Yasası", Yeltsin eki- bini uğraştıran diğer önemli ko- nu. Baltık cumhuriyetleri ile Gürcistan, yeni birlik yasasını imzalamayı peşinen reddetmiş bulunuyorlar. Eğer Yeltsin'in Rusya Federasyonu da taslağa karşı çıkarsa, Yeni Birlik Yasa- sı'nın onaylanması çok zor ola- cak. Şu anda Sovyetler'deki poli- tik yaşamı etkileyen iki belirgin süreç var: 1) Cumhuriyetlerin, merkez- den uzaklaşma ve "kopma" eği- limi. 2) Komünist tek parti iktida- nna karşı kent sovyetlerinin ba- şını çektiği 'demokratik muha- kfet: SSCB'yi oluşturan 15 cumhu- riyetten 4'ü birlikten aynhna ar- zusu ve eylemi içindeler. Baltık ülkeleri Lirvanya, Letonya ve Es- tonya ile seçimi bağımsızlık yan- hsı milliyetçi güçlerin kazandı- ğı Gürcistan, kendi paralannı bastıkları ve kendi silahh güçle- rini oluşturdukları 'bağımsız devlet yapısını' planlamak ve bunun takyimini hazırlamakla meşguller. Öteki Kafkas cumhu- riyetleri Azerbaycan ve Ennenis- tan daha *çekingen' olmakla bir- likte özellikle ekonomik bağım- sızlık yönunde adımlar atmaya çahşıyorlar. Moldavya da ba- ğımsızlıkçı akımlann guçlü ol- duğu bir cumhuriyet. Ukrayna, Moskova'ya karşı guçlu bir di- renç gösteriyor. Beyaz Rusya, daha ılımlı. Birlik yasasını destekleyen ve Moskova'ya bağımlılıklannı sür- dürmek isteyenler ise şu sıralar geneUikle 'Türk' kökenli Orta Asya cumhuriyetleri: Kazakis- tan, Özbekistan. Tacikistan, Türkmenistan, Kırgızistan. Geriye SSCB'nin belkemiğini oluşturan Rusya Federasyonu kalıyor. 285 milyonluk ulkenin yaklaşık 180 milyonunu bann- dıran ve ulke topraklarının üçte ikisini kaplayan Rusya Federas- yonu'nun başında ise Yeltsin var. Bu ülke kimin? îşte çelişkiler bu njktada ar- tıyor. Şimdi soru şu: Bu ülke ki- min? Cumhuriyetler 'egemenlik' yönünde hızla ilerlediğine göre ortada SSCB diye adlandmlabi- lecek ne kalacak? SSCB Yüksek Sovyeti'nin aldığı kararlar kimi bağlayacak? 15 cumhuriyetten 14'ü bu so- runu kendi topraklarında eko- nomik özerklikle çözebilirler. Ancak Rusya Federasyonu, ya- MOSKOVA'DA SKINTI — Moskova'da boş raflardan sıkılan halk, Batı'dan gelen gıda yardımının dağıtılmasını bekliyor. (Reuter) Gıda sıkıntısı içindeki SSCB'yeAlmanya'dan gelen ilkyardım'paketi'ulaştı Sovyetler'e Ahnan ekmeğiAlmanya sef erber oldu: Sovyetler'e yardım için Almanya'da büyük bir seferberlik gözleniyor. "Rusya'ya yardım" kampanyası açan Stern dergisi yöneticilerince "Demokratik reformların açlığa boğulmasına izin vermeyelim" denildi. Ilk gıda paketi uçakla Moskova'ya ulaştı. Bir yardım konvoyu yola çıktı. Banİcalardaki yardım hesabma milyonlarca mark yatırılması bekleniyor. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Sovyetler Birli- ği'ne yardım kampanyası Al- man halkım görühnemiş ölçüde seferber etti. Bankalarda açılan hesaplara önümüzdeki haftalar- da yüz milyonlarca marklık ba- ğış yapılması bekleniyor. Hükümetin tahsis ettiği özel telefon numaraları hemen her dakika "nasıl yardım yapılabi- lecefi"ni öğrenmek isteyen Al- manlann soru yağmuruna tutu- luyor. Aunanya yardımlannı ilk planda Hitler saldınsından en çok zarar görmüş olan kentlere sevk ediyor. 37 tonluk ilk Ahnan gıda yar- dımını taşıyan bir Sovyet uçağı da önceki gece Moskova'ya in- di. Bu arada "kaderin cilvesi" olarak nitelenebilecek bir kara- n dün Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl aldı. Batı Berhn'de, muhtemel bir Sovyet ablukası halinde halkı beslemek için de- polanmış 500 milyon mark de- ğerindeki gıda, giyecek, ilaç ve yakacak şimdi Sovyetler'e gön- deriliyor. Sovyetler Birliği 1948 yılında Batı Berlin'i Batı'ya bağlayan bütün yolları kapatarak kenti ablukaya almıştı. Amerikan Hava Kuvvetleri uçakları, At- lantiği geçerek oluşturulan bir "Hava Koridoru"ndan aylarca kente gıda ve kömür taşımıştı. Bu olaydan sonra Ahnanlar Ba- tı Berlin'de kenti bir yıl kadar idare edecek miktarda malzeme depolamıştı. Sovyetler'e karşı depolanan mallar şimdi Mosko- va'ya yollanacak. Başbakan Helmut Kohl ve SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov himayesinde açılan dev kam- panya kapsamında ilk nakliye uçağı önceki gün Moskova'ya indi. Uçakta tonlarca gıda, gi- yecek ve ilaç paketleri bulunu- yor. Dün Bonn'dan yola çıkan bir kamyon kafilesi de dört gün sonra Moskova'ya ulaşacak. Alman Kızıl Hac teşkilatımn düzenlediği yardun, un, şeker, pirinç, süt tozu, salam, sucuk gibi temel gıda maddelerinden oluşan 5 bin paket içeriyor. Pa- ketler Moskova'da Kızıl Hac hemşireleri tarafından yaşhlara, hastalara, kısacası alışveriş için uzun süre kuyrukta bekleyeme- yen kişilere dağıtılacak. Ahnan Dışişleri Bakanhğı'- nda "Sovyetler'e Yardım"ın koordinasyonundan sorumlu özel bir komisyon oluşturuldu. Ülkenin büyük yardım kuruluş- ları kam panyayı ve yardımın SSCB' de- ki dağıtımını görüşmek üzere dün Bonn'da bir araya geldiler. Kampanyanın en büyük ör- gütleyicileri Kızıl Hac'm yanı sı- ra haftalık "Slern" dergisi, ikinci kanal ZDF televizyonu ve "Care" adım taşıyan yardım kuruluşu, Stern'in son sayısın- da derginin ve ZDF'nin yayın yönetmenleri, halkı "Rusya'ya Yardım"a çağıran bir başyazı yayımladılar. Yazıda bu kış Sovyetler Bir- liği'nde 20 ila 50 milyon arası kişinin açhk tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı iddia edildi. Hastanelerde iğne ve sargı bezi gibi en basit araç gerecin dahi bulunmadığı; hastalann ameli- yata alınamadığı; ilaç ve tıbbi yardım yapılması gerektiği uze- rinde duruldu. İkinci Dünya Savaşı'nda 26 milyon kayıp veren Sovyetler Birliği'ne yardımın, Almanlar açısından taşıdığı "özel anlara" vurgulandı ve bunun bir "borç" olduğu belirtildi. Yaym yönetmenleri çağrıla- rında şöyle dediler: "Yardım aynı zamanda siyasi mantıgın da bir gereğidir. Hiç- birimiz, bu kadar çok şey borç- lu olduğumuz demokratik re- form hareketinin Sovyetler'de açlığa bogulup gitmesini iste- mez. Açlar ekmek istiyor diye Kremlin'de yeni bir Stalinin ik- tidara geçmesini önlemeliyiz. Şimdiden Moskovalılar, 'Stalin ve Brejnev zamanında gerçi öz- gür değildik ama hiç ohnazsa yi- yecek bir somun ekmeğimiz vardı' diyor: Özgürlük kann do- yurmuyor diye söyleniyorlar." Alman hukumeti, Sovyetier'i bu kış açhktan kurtaracak yar- dımı tek başlanna ustlenemeye- ceklerini bıldirıyor. ni SSCB'nin çekirdeğinde şu an- da kolay çözümlenemeyen bir çelişki yaşanıyor: Devlet meka- nizmasının belkemiği olan ba- kanlıklar ve bürokrasi yerinde dururken Yeltsin'e bağh Rusya Federasyonu bu bakanlıklara bağh fabrika, işletme ve kuru- luşların 'kendi egemenlik alamnda' olduğunu söylüyor. Moskova ve Leningrad gibi kentlerde bu "mülkiyet tartış- ması" çok ateşli geçiyor. Tek tek her büyük bina, her kuruluş için çetin müzakere ve kavgalar ya- şanıyor. Örneğin Leningrad Sovyeti Başkanı Anatoli Sob- çak, Leningrad Parti 1. Sekrete- ri'ne giderek "Oturduklan bina- nın kent sovyetine ait olduğu- nu" söylüyor ve "Komünist Par- ti'nin kira ödemesini" istiyor. Oldukça şaşıran tutucu sekreter sinirlenerek Sobçak'a "Sıkıysa gel al" türü bir yanıt veriyor. Alternatif parti yok Sovyetler'de "tek parti iktida- n" yasal oarak kaldırıldı. Ancak pratikte her şeye hâlâ Komünist Partisi ve çok güçlü bürokrasi egemen. Ve bu gücün karşısın- da, onunla boy ölçüşebilecek başka bir "parti" ve "göç" yok. Sovyetler Birliği'ne gidenler ilk bakışta bir "parti enflasyo- nu" ile karşılaştıidannı düşüne- bilirler. Gerçekten çeşitli ad ve kimliklerde 150'ye yakın parti, grup ya da politik dernek faali- yet halindedir. Ancak bunlann hiçbirisi ülkede bir "alternatif politik güç" oluşturacak çapta değildir. Üstelik 70 yıUık deneyime bir tepki olarak muhalefet saflann- da "parti hiyerarsisi ve parti disiplinine" karşı bir isteksizlik vardır. Örneğin Rusya Federas- yonu'nda en güçlü muhalefet olan Rusya Demokratik Partisi sonbaharda yaptığı son kongre- de "parrjye dönüşmeyip hareket olarak kalma" kararı aldı. Çün- ku partinin üyeleri, kendilerini bağlayan bürokratik bir meka- nizma kurmasını istemiyorlardı. Yeltsin de bilindigi gibi tem- muz ayında yapılan kongrede Komünist Parti'den istifa etti, ajıcak hiçbir partiye üye olma- dı. Erken seçim Ancak tam bu noktada Sov- yetler Birliği'nin içinde bulundu- ğu "politik tıkanıklık" gündeme geliyor. Halk, Komünist Parti yönetimi ve bürokrasiden kur- tulmak istiyor. Oysa bürokrasi- yi seçimle bile devirmek kolay değil. Çünkü bürokrasi, Kafka^ nın "Şato"su gibi hepsinin üze- rinde bir güç olarak yönetimi el- de tutuyor. Yeltsin, şimdi bu tıkaruklığı bir "erken seçim" ile aşma ça- basında. Önümüzdeki ilkbahar ya da sonbaharda seçime gide- rek Rusya Federasyonu parla- mentosunu yenilemek, aynca devlet başkanını doğrudan Rus- ya halkına sectirmek arzusunda. Kendisinin yeniden seçileceğin- den emin olan Yeltsin, böylece "halk tarafından secilmemiş bir başkan" olarak Kremlin'de otu- ran Gorbaçov'un karşısına çok daha güçlü olarak çıkabilecek ve bürokrasiyi gerçekten "etkisiz- leştirme" ve "pazar ekonomisi- ne geçiş" yönünde adımlar ata- bilecek. Sovyetler Birliği'nde bu yo- ğun politik çekişmeler içinde Sa- taün'in 500 günde piyasa ekono- misine geçiş planı da dahil bü- tün planlar geçerUliğini yitirmiş durumda. Ülkede şu anda tam bir ekonomik ve politik kaos ya- şanıyor. Gorbaçov bu kaostan "güçlü başkanlık" sistemini ka- bul ettirip ekonomik kararna- meler çıkararak kurtulabileceği inancında. Ancak ahnan karar- lar ya da ilan edilen talimatna- melerin bile uygulanmadığı bir ortamda bu oldukça zor. 1991'den itibaren ekonomik özerkliğine kavuşacak cumhuri- yetlerin, gıda ve konuttan baş- layarak Ulke içi düzenlemeleri is- tedikleri gibi yapmalan belki cumhuriyetlerde sorunu bir öl- çüde hafıfletecek. Ancak Rusya topraklarında halen süren maf- ya ekonomisini, normal bir pa- zar ekonomisine dönüştürmek kolay olacağa benzemiyor. Darbe olur mu? Peki ne olacak? Moskova'da önceki gün Genelkurmay Baş- kanı Yazov'un aynhkçı güçlere karşı yaptığı sert konuşma ve or- duya yönelik herhangi bir saldı- nda "ateş açılacagını" ilan etme- si Sovyetler'de "darbe" söylen- tilerini yine gündeme getirdi. Ancak bu ülkede "askeri bir darbe" yapmak o kadar kolay değil. Önce ordunun "darbe gelenegi" yok. Sonra fazlasıyla "politik" bir ordu. Komünist parti kongresinde "demokratik" yüzbaşı ve binbaşılar "tutucu" generalleri kürsüye çıkıp yerden yere vuruyordu. Çok milliyetli ve çok politik fraksiyonlu böy- le bir orduda, darbe örgütleye- cek generalin en az Gorbaçov kadar "politik yetenegi" olma- sı gerekiyor. ÖSSveAÖF kayıtlan • ANKARA (AA) — 1991 öğrenci Seçme Sınavı'na yurtdışmdan katılmak isteyen adaylann başvurulan sona erdi. Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti dışında bulunan bu adaylardan başvurulan kabul edüenlerin aday fişleri, öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından onaylanarak iade edilecek. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Iktisat ve îş Idaresi programlanna mazeretleri nedeniyle kayıt yaptıramayanlara tanınan üç günlük ek süre de sona erdi. Yerıi tııriznı liseleri • ANKARA (ANKA) — Milli Egitim Bakanhğı, Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde turizm sektöründeki ara eleman ihtiyaanı karşılamaya yönelik 7 adet daha otelcilik ve turizm meslek lisesi acmayı planlıylor. Milli Egitim Bakanhğı Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürü Cahit Özgiray, ANKA'ya yaptığı açıklamada, otelcilik ve turizm meslek liselerinin yeni binalannda, yeni olanaklarla hizmete gireceğini biidirdi. MEB'in açacağı yeni otelcilik ve turizm meslek liselerinden Çeşme, Kuşadası ve Mersin'dekilerin inşaatlan devam ediyor. Bodrum, Turgutreis, Manavgat ve Kemer'deki liselerin temelleri ise bu öğretün yıh içinde atılacak. Ek bina için yıkımkaran • ALANYA (Cumhuriyet) — İki yıl önce Alanya'da ANAP ilçe başkanı tarafından yaptınlan, kum üzerine inşa edildiği ve sağlıkh olmadığı gerekçesiyle de mahkemeye verilen Banana Oteli'nin ek binası hakkında yıkım kararı alındı. Yeşiller Panisi Başkanı Serdar Noyan, ek binanın yıkım kararını takdirle karşıladıklannı söylediler. Banana Otel yetkilileri, bu gibi olaylarda doğruluk ve yanhşhk değerlerinin tartışılamayacağını, ancak tapulannın ellerinden ahnması ile hukukun katledildiğini ifade ettiler. Hukuk ve Etik • tstanbul Haber Servisi — Türkiye Felsefe Kurumu tarafından düzenlenen, "Hukuk ve Etik" konulu sempozyum dün Taksim Atatürk Kitaplıgı'nda başladı. Sempozyumun ilk gününde konuşan t.Ü. Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Niyazi öktem hukuk felsefesinin geçmişi ve genel sorunlannı anlattı. Sempozyum bugün de devam edecek. İTÜVakfı Kocaeli'de • KOCAELt (AA) — lstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı, ilk şubesini Kocaeli'de açtı. Şube başkanlığına Seka Genel Müdürü Sabahattm yalınpala getirildi. Açılış töreninde konuşan İTÜ Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kafah, "tTÜ'lüler geç de olsa bir araya gelmiştir. Bu sevindirici bir gelişme olup dayamşmamızı güçlendirecektir" dedi. Açılışa, Vakıf Genel Sekreteri ve İTÜ Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof. Güven önal Ue çok sayıda İTÜ mezunu da katıldı. TÜBİTAK'ın hedefi • tstanbul Haber Serrisi — TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Merkezi Müdürlüğü'ne getirilen Prof. Dr. Nejat Ince, "tyi bilim yapan herkese kapımız açıktır. Yükselmenin yegâne kriteri olan bilimsel performansı oluşturabilmek için, temel bilimlerin önemini kavrayan araştırmacılar ohnalıyız" dedi. Yazılım mühendisliği, mikroelektronik, robotik, lazer, biyoteknoloji ve uzay çalışmalan gibi yeni teknik alanlara açılacaklannı bildiren Ince, kısa vadeli ihtiyaçlan karşılayacak. "Endüstriyel Projeler Grubu"nun oluşturulacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle