Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbi: Cumhuriyet Malbaacıhk v« GaznecıLk Türk Anonım Şırketı adına
Nadir NKİİ 0 Geod Yayın Müdunı Hısan Cemal, MüBWt Muduru
EatfM Lpkkfil, Yuı lşlerı Müdaru Okı> Gonensin, # Haber Merkezı
Müdurû Valçu Bocr, Sa>fa Duzfiu Yönetmem AS Acar 9 Temsılcler
ANKARA. AknKl Tm, İZMİR HilnKl Çttnkaj*, ADANA: Ç«JD iıfeııoglıı
k Polnıkı C<W B^lnpç. Dıs Haberter En— fckt Ekonomı: Cn«b Tataa. Iı-Sendıka Şttna Kekaci. Kultur OW Lttn.
Uıanbul Habcrıcn Knul IUç.k. Egıtım G***) Snla. Yun Hıtaltn N«c«M Dofu, Spo> Duımunı \bdalkadir Yarclara.
Da Yial»r I n ı Çıli|kn. Arajurml. ŞaMa Alpn, DteUme AUdl» Y«ntı f kooriınatOr U H Kontau % Malı
U!«r En>l LrfcM £ Muhaseb* Bafcal W«er 0 Bmv
e PUnkuıu St*jı OHWI«IN|«IIHI 0 Reklun Affe 1«nts 0 Et h) nlar
Hnl» U>»l 9 Idjre Hnnla G«nr 0 isJmne: Öader Çcttt 0 Bıln-lıtaıı. U W t ftrsontl Seifi
OkM» tktal. tttm B*rrr. Hnaa
( n u HUuart ÇMiılu». Otıy
Şeiçafc. 4» >*n»eft. ifcaM Tı»
Auon w Hıj-a#t Cumbunyd Malbaaolıfc w rrai-if^ TjVŞ. Tflft Oca|) Cad. 39/41 Ca|akthi'
U334 Iıı PK : « - Istınbul Td 512 05 « (20 hat), 1Ue> 22246, ftı; (1) 52» « TC 0
Su/ster Aakan: Zı>« Gdtalp Blv InJulap s. No l»/<. Td 133 II 41-4-7. Tdesc 42344, Faı: <4) 133
05 65 Q ba*: H Zıym Blv 1352 S. 2/3, T«t 13 12 30, Tefc». 523», F>x (Sl) 19 S3 «0
rİMDDCad. 11» S Not 1 K* 1, Tö 19 37 53 <« baıfc Tdec C155, Fta. (71) 1» 25 Tt
TAKVIM: 1 ARALIK 1990 Imsak: 5.30 Guneş: 7.01 öğle: 11.58 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.09
Bugün, DünyaAIDS Günü
AD3S, genç
kadıııı seviyor
AIDS, Batı ülkelerinde, büyük kentlerde
yaşayan 20-40 yaş arası kadınları daha hızla
pençesine alıyor. Dünya Sağlık Teşkilatı,
1990'larda en az 3 milyon kadının bu .
hastalıktan öleceğini hesapladı.
madığı,
EDtP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Birleşmiş Mil-
letler Dünya AIDS Günü'nde
bilim adamlan ve siyasetcilerin
önüne serilecek olan istatistik-
ler, AIDS hastahğının'özellik-
le genç kadınlar arasında gitgi-
de yayıldığını gösteriyor... Ve-
riler, AIDS'in Batı ülkelerinde
büyük kentlerde yaşayan 20-40
yaş arası kadınları daha hızla
pençesine almakta olduğunu
gösteriyor. Dünya Sağhk Teş-
kilatı, 1990'larda en az 3 mil-
yon kadının AIDS'ten öleceği-
ni hesapladı. AIDS'li kadınla-
nn çocuk doğurmalan duru-
munda, çocuklanna hastalığın
geçmesi mutlaka şart olma-
makla birlikte, olasılık olduk-
ça yüksek. AIDS virüsü taşıyan
annelerin, 1992 sonuna kadar
4 milyon çocuk doğuracağı,
bunlardan en az bir milyon be-
beğin AIDS'li olarak dünyaya
geleceği hesaplanıyor. Dünya
Sağhk TeşkUatı halen, AIDS'-
in en etküi olduğu Afrika'da
20-40 yaş arası 2,5 milyon ka-
dının AIDS virüsü taşıdığı, sa-
yının Güney Amerika ve As-
ya'da 200'er bin, Kuzey Ame-
rika'da 100 bin, Avrupa'da 10
bin ve Sovyetler Birliği'nde 4
bin olduğunu hesaphyor. örne-
ğin Ingiltere'de AIDS'li kadın
sayısının geçen yıldan bu yana
üç kat arttığı açıklandı.
Türkiye ise gelenek, görenek
ve dinsel nedenlerle AIDS'ten
en az etkilenen ülkeler arasın-
da. Sağhk Bakanhğı verilerine
göre 1985'te Türkiye'de ilk kez
görülmesinden bu yana 116
AIDS olayı saptandı. Bunlar
19'u öldü. 84'tt virüsü taşıyıa,
32'si de hastaydı. Türkiye'de
henüz salgın olmadığı halde,
AIDS'e karşı önlem amacıyla
Ankara'da Hıfzıssıhha Enstitü-
sü, lstanbul Çapa Tıp ve Ege
Tıp Fakülteleri'nde AIDS tes-
ti yapıhyor.
AIDS, kendini Batı'da, en
çok-eşcinsel ihşkinin yadırgan-
ayrıca uyuşturucu
madde kullanımının da önlene-
mediği kesimlerde gösteriyor.
Ancak AIDŞ'in, kadın-erkek
arası cinsel ilişkide de görulme-
si 1990'lann kâbusu. Buna ek
olarak, hemofili adlı kan has-
tahğı yuzünden kan naldi yapıl-
mak zorundaki kişilere de de-
netimsizhk nedeniyle AIDS'li
kan verilmesi ve bu kişilerin
bulaştırması da ayn bir huku-
ki kannaşa.
Cinsel ilişkide AIDS kapma
olasıhğı kadınlarda daha yük-
sek olduğu için Batı ülkelerin-
deki erkekler, hükümetlerin
resmi reklamlan ile prezervatif
kuUanmaya "özendirilmeye"
çalışıhyor. Reklam kampanyası
şu iki amacı hedefliyor: Nor-
maJ cinsel ilişkide de doğalhk-
la rastlanmakla birlikte, eşcin-
sel ilişkide daha çoğalan ana-
tomik ve fizyolojik sorunlann
önüne geçmek... Aynca enjek-
tör ile uyuşturucu madde kul-
lananlann tek kuUanımü enjek-
tör yerine aynı iğneyi birden
çok kullanmâlannı engellemek.
Ancak, yapılan hükümet uya-
nlan büyük ölçüde "boşa gidi-
yor."
Ingiltere'deki bir araştırma,
"cinsel yaşanülan aktif olan"
üniversite öğrencilerinin yüzde
24, uyuşturucu madde kulla-
nanlann da yüzde 42 oranında,
"AIDS bize dokunmaz" diye
düşündüklerini ve hiçbir önlem
ahnadıklannı gösterdi. AIDS'-
in öldürücü niteliğinin, hükü-
met eliyle hazırlanan reklam-
larda inandırıcı biçimde vurgu-
lanamadığı anlaşıhyor. Tıp da
henüz AIDS'e çare bulabilmiş
değil. Zidovudin (AZT) adlı
ilaç AIDS'lilerde hayatı biraz
daha uzatmak ve genel sağlığı
biraz daha düzenlemek dışında
gerçek bir tedavi sağlamıyor.
DÜNYA AIDS GÜNÜ
KONSERİ TV-1'DE
4. Sayfada
Yırtıcı kuşlar
av kurbanıDoğu Karadeniz'de her yıl öldürülen yırtıcı kuş
sayısının 25 bine ulaştığı, bunun 10 binini
atmacalann oluşturduğu belirtiliyor.
HAKAN KARA
İZMİR — Avrupa ülkelerin-
de yırtıcı kuşlar üzerine yapılan
araştırmalarda bu kuş türleri-
nin sayısının hızla azaldığı sap-
tanu-ken Türkiye'nin Doğu Ka-
radeniz Bolgesi'nde her yıl av-
cüık nedeniyle binlerce yırtıcı
kuşun öldürulduğü bildirildi.
Konuyia ilgili olarak bir araş-
tırma yapan Uluslararası Kuş-
lan Koruma Konseyi (ICBP) ve
Doğal Hayatı Koruma Derne-
ği (DHKD) uzmanlan, Doğu
Karadeniz'de her yıl öldürülen
yırtıcı kuş sayısının 25 bine
ulaştığuu tahmin ediyorlar. Bu-
nun 10 binini atmacalann oluş-
turduğunu belirten uzmanlar,
yırtıcı kuşlann vurulmasını en-
gellemek için acil önlemler alın-
ması gerektiğini vurguluyorlar.
Anadolu'da 11 ve 12. yüzyıl-
larda ortaya çıktığı beürtilen at-
maca avlama geleneğinin Doğu
Karadeniz Bolgesi'nde hâlâ sür-
düğünü behrten uzmanlar bu
geleneğin etkilerini şöyle açık-
hyorlar:
"Kuzeydoğn Türkiye'de bu
amaçla ber yıl 15 bin atmaca
yakalanmaktadır. Atmacalann
yakalanması için kullandan lu-
zılsırtlı örümcekkuşlannın sa-
yısı 9 bin olarak tahmin edil-
mektedir. Bn kuşlann besien-
mesi için de çeşitli türterden yü-
da ortalama 15 bin yırtıcı kuş
öldiirülmektedir."
Konuyia ilgili olarak ICBP
ve DHKD tarafından hazırla-
nan raporda, özellikle Arhavi
ve çevresi için sağlanan sayısal
veriler tüm bölge için çeşitli kuş
uzmanlarıyla tartışılarak ve
geçmişte yapılan araştırmalar
değerlendirilerek genelleştirüdi.
Rapor konusunda açıklama ya-
pan DHKD Müdürü Nttga
Yazgan, "Bir yandan atmacacı-
lık töresinin sürdürnlmesini
desteklerken bir yandan da tii-
müyle gereksiz olan diğer yır-
öcı kuşlann kıyımına son veril-
mesini sağlamak amacıyla bu
yörekrde bir egitim kampanya-
sı başlatılması gerekir" dedi.
Yazgan, Kuzeydoğu Anadolu
L
da yırtıcı kuşlann vurulmasını
durdurmak amacıyla acil ön-
lemler ahnmasının kaçınılmaz
olduğunu dile getirdi.
Hazırlanan raporda, Kuzey-
doğu Anadolu'da yakalanan
yılda yaklafik 15 bin atmacanuı
bir bölümünün hastalık sonu-
cu, av dönemi sonrasında ser-
best bırakılanlann da büyük
bölümünün göç dönemi geçme-
si nedeniyle bölgede kaldığı ve
gerekli besini bulamadığı için
öldüğü belirtildi.
Gorbaçov 'güçlü başkanhk sistemi', Yeltsin yeni anayasa*peşinde
KrenJiırde bilek güreşiKEREM ÇALIŞKAN
MOSKOVA — Kremlin'in he-
men karşı yakasmdaki Rossiya
Oteli önünde ellerinde pankart-
lar ve mavi-beyaz-kırmızı üç
renkh' bayraklarla bir grup in-
san. Çoğunluğu yaşh kadınlar.
Aralarında gençler de var. Ne
zaman Kremlin'deki Büyük
Kongre Sarayı'nda parlamento
toplansa, Rossiya Oteli önünde
bu tür gösteriler yapılır.
Çünkü delegelerin çoğu bu
otelde kahr ve göstericiler sabah
toplantı saatinden önce ve akşa-
müstü oturumdan sonra burada
toplanıp delegeleri, milletvekil-
lerini etkilemeye çalışırlar.
Şu sıralar başkanlığını Boris
Yeltsin'in yapüğı Rusya Federas-
yonu Yüksek Sovyeti toplantı
halinde. Başlannda yün başlık-
ları ve mantoları ile hafifçe çi-
seleyen yağmur altında bekleşen
yaşh kadınlardan biri, elinde
çantası ile geçen bir milletveki-
line, "Halk aç, balkı düşiinün,
Polozkov'un peşinden gitmeyin"
diye bağırıyor. (Polozkov, Rus-
ya Federasyonu Komünist Par-
tisi'nin yazın seçilen yeni lideri
ve tutucu kanadın önde gelen
isimlerinden). Pankartlarda
"Rijkov (Başbakan) istifa!",
"Merkezin egemenliğjne son",
"Gorbaçov, Veltsini dinle" gibi
yazılar var.
Rusya Federasyonu Yüksek
Sovyeti bu dönem oturumların-
da iki önemli konuyu görüşe-
cek. 1) Yeni anayasa taslağı, 2)
Yeni birlik yasası taslağına kar-
şı tavır.
Her iki konu da Sovyetler
Birliği'ndeki politik gelişmeleri
derinden etkileyecek nitelikte
Çünkü şu sıralar ülke yöneti-
minde iktidar rolünü SSCB
Devlet Başkanı Gorbaçov, mu-
halefet "görevini" ise Rusya Fe-
derasyonu Başkanı Yeltsin üst-
leniyor.
Yeltsin'den anayasa
Gorbaçov,' reform konusun-
daki bütün radikal sözlerine rağ-
men "sosyaüst seçim"den vaz-
gecmiyor ve sonuçta, ülkede ha-
len egemen olan parti ve bürok-
rasinin en tepesinde oturuyor.
GORBAÇOV-'Başkan benim.'
Gorbaçov SSCB
Devlet Başkanı Mihail
Gorbaçov, hükümeti
dağıtıp kendisine bağlı
bir icra konseyi
kurarak ülkeyi
kararnameler ile
yönetmek istiyor.
Parlamentodan
geçirmeye çabştığı bu
düzenleme ile
ekonomik reformların
hızlanacağı inancında.
Yeltsin Rusya
Federasyonu Devlet
Başkanı Boris Yeltsin,
sosyaüst modeli
tasfiye eden ve 'özel
mülkiyet'i resmen
tanıyan bir anayasa
taslağı hazırladı. YELTStN -Rusya da benim.'
Şimdi uygulamak istediği "giiclü
başkanlık" sistemi ile ekonomik
ve sosyal konularda tam yetkili
olmak istiyor. Gorbaçov'un ye-
ni önerdiği ve Sovyet kamuo-
yunda hayli tartışmaya yol açan
bu "başkanlık sistemT'ne göre
hukumet de dağıtılıp başkana
bağh bir icra konseyi oluşturu-
lacak. Özetle Gorbaçov "mer-
kez"i ve "merkezden diizenle-
meyi" temsil ediyor.
Buna karşılık Yeltsin yeni bir
anayasa taslağı hazırladı. Tasla-
ğın en önemli noktası "sosya-
list" sözune hiçbir maddede yer
vermemesi ve her alanda "özel
mülkiyef'i bir hak olarak tanı-
ması.
Yani Yeltsin'in anayasası Sov-
yetler'de sosyaüst toplumsal mo-
deli bir "anayasa gereği" olarak
tasfiye etmeyi öngörüyor. Eğer
bu anayasa taslağı, Rusya Fede-
rasyonu'nca kabul edilirse Gor-
baçov ve SSCB Yüksek Sovyeti
oldukça zor durumda kalacak.
17 arahkta SSCB Yüksek Sov-
yeti'nde ele ahnması beklenen
"Yeni Biriik Yasası", Yeltsin eki-
bini uğraştıran diğer önemli ko-
nu. Baltık cumhuriyetleri ile
Gürcistan, yeni birlik yasasını
imzalamayı peşinen reddetmiş
bulunuyorlar. Eğer Yeltsin'in
Rusya Federasyonu da taslağa
karşı çıkarsa, Yeni Birlik Yasa-
sı'nın onaylanması çok zor ola-
cak.
Şu anda Sovyetler'deki poli-
tik yaşamı etkileyen iki belirgin
süreç var:
1) Cumhuriyetlerin, merkez-
den uzaklaşma ve "kopma" eği-
limi.
2) Komünist tek parti iktida-
nna karşı kent sovyetlerinin ba-
şını çektiği 'demokratik muha-
kfet:
SSCB'yi oluşturan 15 cumhu-
riyetten 4'ü birlikten aynhna ar-
zusu ve eylemi içindeler. Baltık
ülkeleri Lirvanya, Letonya ve Es-
tonya ile seçimi bağımsızlık yan-
hsı milliyetçi güçlerin kazandı-
ğı Gürcistan, kendi paralannı
bastıkları ve kendi silahh güçle-
rini oluşturdukları 'bağımsız
devlet yapısını' planlamak ve
bunun takyimini hazırlamakla
meşguller. Öteki Kafkas cumhu-
riyetleri Azerbaycan ve Ennenis-
tan daha *çekingen' olmakla bir-
likte özellikle ekonomik bağım-
sızlık yönunde adımlar atmaya
çahşıyorlar. Moldavya da ba-
ğımsızlıkçı akımlann guçlü ol-
duğu bir cumhuriyet. Ukrayna,
Moskova'ya karşı guçlu bir di-
renç gösteriyor. Beyaz Rusya,
daha ılımlı.
Birlik yasasını destekleyen ve
Moskova'ya bağımlılıklannı sür-
dürmek isteyenler ise şu sıralar
geneUikle 'Türk' kökenli Orta
Asya cumhuriyetleri: Kazakis-
tan, Özbekistan. Tacikistan,
Türkmenistan, Kırgızistan.
Geriye SSCB'nin belkemiğini
oluşturan Rusya Federasyonu
kalıyor. 285 milyonluk ulkenin
yaklaşık 180 milyonunu bann-
dıran ve ulke topraklarının üçte
ikisini kaplayan Rusya Federas-
yonu'nun başında ise Yeltsin var.
Bu ülke kimin?
îşte çelişkiler bu njktada ar-
tıyor. Şimdi soru şu: Bu ülke ki-
min? Cumhuriyetler 'egemenlik'
yönünde hızla ilerlediğine göre
ortada SSCB diye adlandmlabi-
lecek ne kalacak? SSCB Yüksek
Sovyeti'nin aldığı kararlar kimi
bağlayacak?
15 cumhuriyetten 14'ü bu so-
runu kendi topraklarında eko-
nomik özerklikle çözebilirler.
Ancak Rusya Federasyonu, ya-
MOSKOVA'DA SKINTI — Moskova'da boş raflardan sıkılan halk, Batı'dan gelen gıda yardımının dağıtılmasını bekliyor. (Reuter)
Gıda sıkıntısı içindeki SSCB'yeAlmanya'dan gelen ilkyardım'paketi'ulaştı
Sovyetler'e Ahnan ekmeğiAlmanya sef erber oldu: Sovyetler'e
yardım için Almanya'da büyük bir seferberlik
gözleniyor. "Rusya'ya yardım" kampanyası açan
Stern dergisi yöneticilerince "Demokratik
reformların açlığa boğulmasına izin
vermeyelim" denildi. Ilk gıda paketi uçakla
Moskova'ya ulaştı. Bir yardım konvoyu yola
çıktı. Banİcalardaki yardım hesabma
milyonlarca mark yatırılması bekleniyor.
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Sovyetler Birli-
ği'ne yardım kampanyası Al-
man halkım görühnemiş ölçüde
seferber etti. Bankalarda açılan
hesaplara önümüzdeki haftalar-
da yüz milyonlarca marklık ba-
ğış yapılması bekleniyor.
Hükümetin tahsis ettiği özel
telefon numaraları hemen her
dakika "nasıl yardım yapılabi-
lecefi"ni öğrenmek isteyen Al-
manlann soru yağmuruna tutu-
luyor. Aunanya yardımlannı ilk
planda Hitler saldınsından en
çok zarar görmüş olan kentlere
sevk ediyor.
37 tonluk ilk Ahnan gıda yar-
dımını taşıyan bir Sovyet uçağı
da önceki gece Moskova'ya in-
di.
Bu arada "kaderin cilvesi"
olarak nitelenebilecek bir kara-
n dün Almanya Başbakanı Hel-
mut Kohl aldı. Batı Berhn'de,
muhtemel bir Sovyet ablukası
halinde halkı beslemek için de-
polanmış 500 milyon mark de-
ğerindeki gıda, giyecek, ilaç ve
yakacak şimdi Sovyetler'e gön-
deriliyor.
Sovyetler Birliği 1948 yılında
Batı Berlin'i Batı'ya bağlayan
bütün yolları kapatarak kenti
ablukaya almıştı. Amerikan
Hava Kuvvetleri uçakları, At-
lantiği geçerek oluşturulan bir
"Hava Koridoru"ndan aylarca
kente gıda ve kömür taşımıştı.
Bu olaydan sonra Ahnanlar Ba-
tı Berlin'de kenti bir yıl kadar
idare edecek miktarda malzeme
depolamıştı. Sovyetler'e karşı
depolanan mallar şimdi Mosko-
va'ya yollanacak.
Başbakan Helmut Kohl ve
SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov
himayesinde açılan dev kam-
panya kapsamında ilk nakliye
uçağı önceki gün Moskova'ya
indi. Uçakta tonlarca gıda, gi-
yecek ve ilaç paketleri bulunu-
yor.
Dün Bonn'dan yola çıkan bir
kamyon kafilesi de dört gün
sonra Moskova'ya ulaşacak.
Alman Kızıl Hac teşkilatımn
düzenlediği yardun, un, şeker,
pirinç, süt tozu, salam, sucuk
gibi temel gıda maddelerinden
oluşan 5 bin paket içeriyor. Pa-
ketler Moskova'da Kızıl Hac
hemşireleri tarafından yaşhlara,
hastalara, kısacası alışveriş için
uzun süre kuyrukta bekleyeme-
yen kişilere dağıtılacak.
Ahnan Dışişleri Bakanhğı'-
nda "Sovyetler'e Yardım"ın
koordinasyonundan sorumlu
özel bir komisyon oluşturuldu.
Ülkenin büyük yardım kuruluş-
ları kam
panyayı ve yardımın SSCB' de-
ki dağıtımını görüşmek üzere
dün Bonn'da bir araya geldiler.
Kampanyanın en büyük ör-
gütleyicileri Kızıl Hac'm yanı sı-
ra haftalık "Slern" dergisi,
ikinci kanal ZDF televizyonu ve
"Care" adım taşıyan yardım
kuruluşu, Stern'in son sayısın-
da derginin ve ZDF'nin yayın
yönetmenleri, halkı "Rusya'ya
Yardım"a çağıran bir başyazı
yayımladılar.
Yazıda bu kış Sovyetler Bir-
liği'nde 20 ila 50 milyon arası
kişinin açhk tehlikesiyle karşı
karşıya kalacağı iddia edildi.
Hastanelerde iğne ve sargı bezi
gibi en basit araç gerecin dahi
bulunmadığı; hastalann ameli-
yata alınamadığı; ilaç ve tıbbi
yardım yapılması gerektiği uze-
rinde duruldu.
İkinci Dünya Savaşı'nda 26
milyon kayıp veren Sovyetler
Birliği'ne yardımın, Almanlar
açısından taşıdığı "özel anlara"
vurgulandı ve bunun bir "borç"
olduğu belirtildi.
Yaym yönetmenleri çağrıla-
rında şöyle dediler:
"Yardım aynı zamanda siyasi
mantıgın da bir gereğidir. Hiç-
birimiz, bu kadar çok şey borç-
lu olduğumuz demokratik re-
form hareketinin Sovyetler'de
açlığa bogulup gitmesini iste-
mez. Açlar ekmek istiyor diye
Kremlin'de yeni bir Stalinin ik-
tidara geçmesini önlemeliyiz.
Şimdiden Moskovalılar, 'Stalin
ve Brejnev zamanında gerçi öz-
gür değildik ama hiç ohnazsa yi-
yecek bir somun ekmeğimiz
vardı' diyor: Özgürlük kann do-
yurmuyor diye söyleniyorlar."
Alman hukumeti, Sovyetier'i
bu kış açhktan kurtaracak yar-
dımı tek başlanna ustlenemeye-
ceklerini bıldirıyor.
ni SSCB'nin çekirdeğinde şu an-
da kolay çözümlenemeyen bir
çelişki yaşanıyor: Devlet meka-
nizmasının belkemiği olan ba-
kanlıklar ve bürokrasi yerinde
dururken Yeltsin'e bağh Rusya
Federasyonu bu bakanlıklara
bağh fabrika, işletme ve kuru-
luşların 'kendi egemenlik
alamnda' olduğunu söylüyor.
Moskova ve Leningrad gibi
kentlerde bu "mülkiyet tartış-
ması" çok ateşli geçiyor. Tek tek
her büyük bina, her kuruluş için
çetin müzakere ve kavgalar ya-
şanıyor. Örneğin Leningrad
Sovyeti Başkanı Anatoli Sob-
çak, Leningrad Parti 1. Sekrete-
ri'ne giderek "Oturduklan bina-
nın kent sovyetine ait olduğu-
nu" söylüyor ve "Komünist Par-
ti'nin kira ödemesini" istiyor.
Oldukça şaşıran tutucu sekreter
sinirlenerek Sobçak'a "Sıkıysa
gel al" türü bir yanıt veriyor.
Alternatif parti yok
Sovyetler'de "tek parti iktida-
n" yasal oarak kaldırıldı. Ancak
pratikte her şeye hâlâ Komünist
Partisi ve çok güçlü bürokrasi
egemen. Ve bu gücün karşısın-
da, onunla boy ölçüşebilecek
başka bir "parti" ve "göç" yok.
Sovyetler Birliği'ne gidenler
ilk bakışta bir "parti enflasyo-
nu" ile karşılaştıidannı düşüne-
bilirler. Gerçekten çeşitli ad ve
kimliklerde 150'ye yakın parti,
grup ya da politik dernek faali-
yet halindedir. Ancak bunlann
hiçbirisi ülkede bir "alternatif
politik güç" oluşturacak çapta
değildir.
Üstelik 70 yıUık deneyime bir
tepki olarak muhalefet saflann-
da "parti hiyerarsisi ve parti
disiplinine" karşı bir isteksizlik
vardır. Örneğin Rusya Federas-
yonu'nda en güçlü muhalefet
olan Rusya Demokratik Partisi
sonbaharda yaptığı son kongre-
de "parrjye dönüşmeyip hareket
olarak kalma" kararı aldı. Çün-
ku partinin üyeleri, kendilerini
bağlayan bürokratik bir meka-
nizma kurmasını istemiyorlardı.
Yeltsin de bilindigi gibi tem-
muz ayında yapılan kongrede
Komünist Parti'den istifa etti,
ajıcak hiçbir partiye üye olma-
dı.
Erken seçim
Ancak tam bu noktada Sov-
yetler Birliği'nin içinde bulundu-
ğu "politik tıkanıklık" gündeme
geliyor. Halk, Komünist Parti
yönetimi ve bürokrasiden kur-
tulmak istiyor. Oysa bürokrasi-
yi seçimle bile devirmek kolay
değil. Çünkü bürokrasi, Kafka^
nın "Şato"su gibi hepsinin üze-
rinde bir güç olarak yönetimi el-
de tutuyor.
Yeltsin, şimdi bu tıkaruklığı
bir "erken seçim" ile aşma ça-
basında. Önümüzdeki ilkbahar
ya da sonbaharda seçime gide-
rek Rusya Federasyonu parla-
mentosunu yenilemek, aynca
devlet başkanını doğrudan Rus-
ya halkına sectirmek arzusunda.
Kendisinin yeniden seçileceğin-
den emin olan Yeltsin, böylece
"halk tarafından secilmemiş bir
başkan" olarak Kremlin'de otu-
ran Gorbaçov'un karşısına çok
daha güçlü olarak çıkabilecek ve
bürokrasiyi gerçekten "etkisiz-
leştirme" ve "pazar ekonomisi-
ne geçiş" yönünde adımlar ata-
bilecek.
Sovyetler Birliği'nde bu yo-
ğun politik çekişmeler içinde Sa-
taün'in 500 günde piyasa ekono-
misine geçiş planı da dahil bü-
tün planlar geçerUliğini yitirmiş
durumda. Ülkede şu anda tam
bir ekonomik ve politik kaos ya-
şanıyor. Gorbaçov bu kaostan
"güçlü başkanlık" sistemini ka-
bul ettirip ekonomik kararna-
meler çıkararak kurtulabileceği
inancında. Ancak ahnan karar-
lar ya da ilan edilen talimatna-
melerin bile uygulanmadığı bir
ortamda bu oldukça zor.
1991'den itibaren ekonomik
özerkliğine kavuşacak cumhuri-
yetlerin, gıda ve konuttan baş-
layarak Ulke içi düzenlemeleri is-
tedikleri gibi yapmalan belki
cumhuriyetlerde sorunu bir öl-
çüde hafıfletecek. Ancak Rusya
topraklarında halen süren maf-
ya ekonomisini, normal bir pa-
zar ekonomisine dönüştürmek
kolay olacağa benzemiyor.
Darbe olur mu?
Peki ne olacak? Moskova'da
önceki gün Genelkurmay Baş-
kanı Yazov'un aynhkçı güçlere
karşı yaptığı sert konuşma ve or-
duya yönelik herhangi bir saldı-
nda "ateş açılacagını" ilan etme-
si Sovyetler'de "darbe" söylen-
tilerini yine gündeme getirdi.
Ancak bu ülkede "askeri bir
darbe" yapmak o kadar kolay
değil. Önce ordunun "darbe
gelenegi" yok. Sonra fazlasıyla
"politik" bir ordu. Komünist
parti kongresinde "demokratik"
yüzbaşı ve binbaşılar "tutucu"
generalleri kürsüye çıkıp yerden
yere vuruyordu. Çok milliyetli
ve çok politik fraksiyonlu böy-
le bir orduda, darbe örgütleye-
cek generalin en az Gorbaçov
kadar "politik yetenegi" olma-
sı gerekiyor.
ÖSSveAÖF
kayıtlan
• ANKARA (AA) — 1991
öğrenci Seçme Sınavı'na
yurtdışmdan katılmak
isteyen adaylann
başvurulan sona erdi.
Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti dışında
bulunan bu adaylardan
başvurulan kabul
edüenlerin aday fişleri,
öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM) tarafından
onaylanarak iade edilecek.
Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi
Iktisat ve îş Idaresi
programlanna mazeretleri
nedeniyle kayıt
yaptıramayanlara tanınan
üç günlük ek süre de sona
erdi.
Yerıi tııriznı
liseleri
• ANKARA (ANKA) —
Milli Egitim Bakanhğı, Ege
ve Akdeniz kıyı şeridinde
turizm sektöründeki ara
eleman ihtiyaanı
karşılamaya yönelik 7 adet
daha otelcilik ve turizm
meslek lisesi acmayı
planlıylor. Milli Egitim
Bakanhğı Ticaret ve Turizm
Öğretimi Genel Müdürü
Cahit Özgiray, ANKA'ya
yaptığı açıklamada, otelcilik
ve turizm meslek liselerinin
yeni binalannda, yeni
olanaklarla hizmete
gireceğini biidirdi. MEB'in
açacağı yeni otelcilik ve
turizm meslek liselerinden
Çeşme, Kuşadası ve
Mersin'dekilerin inşaatlan
devam ediyor. Bodrum,
Turgutreis, Manavgat ve
Kemer'deki liselerin
temelleri ise bu öğretün yıh
içinde atılacak.
Ek bina için
yıkımkaran
• ALANYA (Cumhuriyet)
— İki yıl önce Alanya'da
ANAP ilçe başkanı
tarafından yaptınlan, kum
üzerine inşa edildiği ve
sağlıkh olmadığı
gerekçesiyle de mahkemeye
verilen Banana Oteli'nin ek
binası hakkında yıkım
kararı alındı. Yeşiller Panisi
Başkanı Serdar Noyan, ek
binanın yıkım kararını
takdirle karşıladıklannı
söylediler. Banana Otel
yetkilileri, bu gibi olaylarda
doğruluk ve yanhşhk
değerlerinin
tartışılamayacağını, ancak
tapulannın ellerinden
ahnması ile hukukun
katledildiğini ifade ettiler.
Hukuk ve Etik
• tstanbul Haber Servisi
— Türkiye Felsefe Kurumu
tarafından düzenlenen,
"Hukuk ve Etik" konulu
sempozyum dün Taksim
Atatürk Kitaplıgı'nda
başladı. Sempozyumun ilk
gününde konuşan t.Ü.
Hukuk Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr.
Niyazi öktem hukuk
felsefesinin geçmişi ve
genel sorunlannı anlattı.
Sempozyum bugün de
devam edecek.
İTÜVakfı
Kocaeli'de
• KOCAELt (AA) —
lstanbul Teknik Üniversitesi
Vakfı, ilk şubesini
Kocaeli'de açtı. Şube
başkanlığına Seka Genel
Müdürü Sabahattm
yalınpala getirildi. Açılış
töreninde konuşan İTÜ
Vakfı Genel Başkanı Prof.
Dr. Kemal Kafah,
"tTÜ'lüler geç de olsa bir
araya gelmiştir. Bu
sevindirici bir gelişme olup
dayamşmamızı
güçlendirecektir" dedi.
Açılışa, Vakıf Genel
Sekreteri ve İTÜ Maden
Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Güven önal Ue çok
sayıda İTÜ mezunu da
katıldı.
TÜBİTAK'ın
hedefi
• tstanbul Haber Serrisi
— TÜBİTAK Marmara
Bilimsel ve Endüstriyel
Araştırma Merkezi
Müdürlüğü'ne getirilen
Prof. Dr. Nejat Ince, "tyi
bilim yapan herkese
kapımız açıktır.
Yükselmenin yegâne kriteri
olan bilimsel performansı
oluşturabilmek için, temel
bilimlerin önemini
kavrayan araştırmacılar
ohnalıyız" dedi. Yazılım
mühendisliği,
mikroelektronik, robotik,
lazer, biyoteknoloji ve uzay
çalışmalan gibi yeni teknik
alanlara açılacaklannı
bildiren Ince, kısa vadeli
ihtiyaçlan karşılayacak.
"Endüstriyel Projeler
Grubu"nun
oluşturulacağını açıkladı.