Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 26 KASIM 1990
NEW YORK
GüvenlikKonseyiIrak için toplanıyorBM Güvenlik Konseyi'nin perşembe günü toplanacağı ve
Irak'ın Kuveyt'ten çekilmeyi reddetmesi halinde güç
kullanılmasını içeren karar tasarısını görüşeceği bildirildi.
Dış Haberler Servisi — BM Güvenlik
Konseyi'nin perşembe günü toplanacağı
bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı James
Baker, Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı
askeri yaptırımı görüşmek için perşem-
be günü toplanması çağrısında bulun-
muştu. AA'nın Amerikalı diplomatlara
dayanarak bildirdiğine göre toplantıda
Bağdat'ın askerlerini Kuveyt'ten çekmeyi
reddetmesi halinde güç kullanılmasını
içeren karar tasarısı ele alınabilecek.
BM'deki ABD heyeti ise toplantı ve
W ashington Post gazetesinde dün yayım-
lanan ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'-
nin beş daimi üyesine bir karar tasarısı
sunduğu yolundaki haber konusunda yo-
rum yapmayı reddetti.
Gözlemciler, ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın BM Güvenlik Konseyi'nin
Küba hariç diğer ülkelerini kapsayan ge-
zisini yeni tamamladığını ve bu gezi sı-
rasında Baker'ın bu ay sonuna kadar guç
kullanımına izin veren karar tasarısının
onaylanması için destek aradığını anırrr-
satıyorlar.
Amerikan CBS televizyonu da ABD
Savunma Bakanı Dick Cheney'in, BM
Güvenlik Konseyi'nin karar tasansını in-
celemek üzere bu hafta toplanacağı yo-
lundaki haberleri doğruladığını duyurdu.
Cheney. "Bu hafta Birleşmiş Millet-
ler'de bir oturum olacak. Körfez krizi ko-
nusunda yeni bir karar tasansı olursa şa-
şırmam. Önceden bir şey soylemek iste-
mi\orum" dedi.
Gözlemciler, ABD'nin bu ay sonunda
BM Güvenlik Konseyi BaşkanlığYnı dev-
retmek zorunda olması nedeniyle boyle
bir karar tasarısının çıkması için olağa-
nüstü caba harcadıfeını belirtiyorlar.
Gozlemciler, konsey başkanlığını BM
Güvenlik Konseyi'nin tek Arap ülkesi
olan ve Irak'a yakınlığı ile tanınan Ye-
men'in devralacak olması nedeniyle
ABD'nin böyle bir karar tasarısının oy-
lanmaması ya da geciktirilmesi ihtimalin-
den dolayı korktuğunu kaydediyorlar.
Irak'ın Kuveyt'i işgal ettiği 2 ağustos-
tan bu yana BM Güvenlik Konseyi'nden
çıkan 10 karann beşi oybirliği ile alındı.
Bu arada Beyaz Saray'ın Ulusal Gü-
venlik Danışmanı Brent Scowcroft,
ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nden bu
hafta içinde güç kullanılmasına ilişkin bir
karar çıkması için çabalannı arttırdığını
söyledi.
Scowcroft, tasarının Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin'in şu ana kadar
uygulamayı reddettiği BM kararlarının
uygulanması için almacak gerekli onlem-
leri kapsayacağını belirtti.
'Bu, gerektigi anda güce başvurulması
anlamına mı geliyor" şeklindeki bir so-
ruya da Scovvcroft, "Evet, tam öyle'i
şeklinde karşılık verdi.
Kanada çaba gösterecek
Öte yandan Kanada Dışişleri Bakanı
Joe Clark ise BM Güvenlik Konseyi'nden
böyle bir karar çıkması için ülkesinin ça-
ba göstereceğini söyledi.
Türkiye ile birlikte bazı Ortadoğu ül-
kelerindeki turunu sürduren ve Urdün'-
den Mısır'a geçen Clark, dün Kahire'de
düzenlediğj basın toplantısında "Güven-
lik Konseyi'nden bu karann çıkacagı ko-
nusunda oldukça iyimserim" dedi.
Mısır Haber Ajansı MENA'nın bildir-
diğine göre Clark, böyle bir kararın Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in as-
kerlerini çekmesini sağlayabileceğini be-
lirtti.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Ba-
ker'ın, Güvenlik Konseyi üyelerini güç
kullanımı konusunda ikna etmek için Ko-
lombiya ve Malezya Dışişleri Bakanlany-
la önceki gün yaptığı görüşmelerde, is-
tediği sonucu elde edemediği bildiriliyor.
DIŞ BASIN TT7İ
Neden Basra Körfezi'ndeyiz?
SADDAM'A DESTEK — Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in en büyük des-
teklevicileri işgal aitındaki topraklarda yaşayan Filistinliler. Batı Şeria'da Filistinli-
lerin duzenledikleri gösteride Saddam'ın resmi. Arafat'ın resmi ile birlikte taşınıyor.
GEORGE BUSH
Irak tanklannın Kuveyt sınırını geçme-
lerinin üzerinden 15 haftadan fazla bir sü-
re geçti. Üç gün içinde, 100 bin Irak as-
keri, Kuveyt City'nin sokaklarını dene-
timleri altına aldı ve Kuveyt'in komşusu
Suudi Arabistan'ın sımrına yığıldı. lkin-
ci bir işgal veya en azından askeri bir göz-
dağı, kapıda gibi gözüktü.
Irak'ın Kuveyt'i işgali bir kâbus olmuş-
tur. Yüzbinlerce Kuveytli erkek, kadın ve
çocuk ülkelerinden sürülmüş, Saddam
onbinlerce Iraklı ve başka yabancıyı Ku-
veyt'e getirerek onlann yerlerine yerleştir-
miştir. Evler, binalar ve fabrikalar yağ-
malanmış, yeni doğmuş bebekler özel ba-
kım odalarından çıkartılmış, çocuklar
ebeveynlerinin önunde vurulmuştur. Or-
tadan kaybolmalar ve işkence çok yaygın-
dır.
Irak lideri Saddam Hüseyin, Kuveytli-
lere karşı sürdürülen şiddetle yetinmedi.
Uygar davranışın en temel normlanndan
biri ihlal edilerek binlerce yabancmın Ku-
veyt'ten ayrılma özgürlükleri yok sayıldı.
Elçilikler ve diplomatik rezidanslara karşı
şiddet uygulandı, diplomatik personel aç-
lığa mahkûm edildi.
Uluslararası topluluğun bu gaddarlı-
ğa/zulme tepkisi derhal ve kararlı olmuş-
tur. BM Güvenlik Konseyi, Irak'ın Ku-
veyt'i işgalini kınayan, bu ülkeyi ilhakını
reddeden ve Kuveyt'ten aynlmayı, herke-
sin serbest bırakılmasını isteyen 10 karar
kabul etmiştir. Bu çağrıyı desteklemek
için uluslararası toplum, Irak'ı saldırgan-
Iığından geri çevirmek ve bu saldırganlı-
ğın nimetlerini görmesini engellemek için
zorunlu ve kapsamlı yaptınmlar uygula-
maya koymuştur. ABD'nin, bu tepkiyi
geliştiren uluslar koalisyonunun oluşma-
sında anahtar bir rol oynadığını söyle-
mekten gurur duyuyorum. Amerikan li-
derüği, bu değişen dünyada olumlu ve ya-
pıcı bir guç olarak kalagelmiştir.
Şimdi ben bu satırları yazarken, 200
binden fazla kadın ve erkek, Arap yan-
madasının sahillerinde ve çöllerinde,
ABD Silahlı Kuvvetleri'nin üniforması ile
bekliyorlar. Önümüzdeki birkaç ay için-
de bunlara binlerce yeni foirlik katılacak.
Niçin oradayız?
Fakat biz niçin oradayız? Neden ora-
da olmahyız?
Ilk olarak dünya saldırganı ödüllendir-
memelidir. Irak'ın Kuveyt'i istila ve işgal
etmesi, önemsiz, tali bir saldırganlık du-
rumu değildir. Biz şimdi tarihi bir aşama-
dayız. Uygar dünya, şimdi soğuk savaş
sonrası beliren yeni dünya düzenini yö-
netecek kurallara şekil verme sürecinde-
dir. Bu yüzyılın tarihi açıkça göstermek-
tedir ki saldırganlığı ödüllendirmek yeni
saldırganlıkların yolunu açar. Eğer dün-
ya, soğuk savaş sonrası dönemin bu ilk
krizinde başını başka tarafa çevirirse, yeni
Saddamlar çıkacak ve saldırganlık yan-
larına kâr kalacaktır. Biz ya şimdi karşı-
lık vermeye hanrlanmalıyız ya da önümü-
ze çıkacak daha büyük tehditlerle yüz yü-
ze kalınz.
İkinci olarak bizim ulusal güvenliğimiz
tehlikededir. Dünya, Saddam Hüseyin-
"Dünya, saldırganı
ödüllendirmemelidir. Irak'ın
Kuveyt'i işgali, önemsiz bir
saldırganlık değildir. Uygar
dünya, şimdi soğuk savaş
sonrası beliren yeni dünya
düzenini yönetecek kurallara
şekil verme sürecindedir"
in yeryüzünün ekonomik candamanna
hâkim olmasına izin verebilir mi? Bu,
tam anlamıyla eğer başarısız olursak kar-
şılaşacağımız dunımdur. Binlerce tank ve
uçakla silahlanmış olarak kimyasal, bi-
yolojik ve hatta nükleer silahlarla Sad-
dam Körfez'e ve dünya petrol rezervleri-
nin önemli bir bölümüne egemen olacak-
tır. Şimdi bile gerçek bir petrol açığı ile
karşı karşıya bulunmadığımız halde, Sad-
dam'ın saldırganhğı petrol fiyatlannı iki-
ye katlamıştır. Yeni yeşermekte olan de-
mokrasiler özellikle tehlikededir. Yoksul
ülkeler en büyük zararı görmüştür. Da-
ha büyük ısüraplarla karşılaşma olasılı-
ğı çok yakındır. Hiçbir despotun ekono-
mik şantaj yapmasına izin veremeyiz.
Enerji güvenliği "ulusal" güvenliktir ve
buna uygun davranmaya hazırlıkh olma-
hyız.
Son olarak masum insanların yaşam-
lan tehlikededir. Amerikalılann ve diğer-
lerinin korkudan uzak yasadıklan bir
dünya görmek istiyorum. Masum siville-
rin, bir pazarlık aracı veya bir saldırıya
karşı rehine olarak ahlaksızca kullanılma-
ları, uygar davranışa bir hakarettir. Bu
şantaj başanya ulaşamayacaktır. Vatan-
daşlanmız ve diplomatlanmız serbest bı-
rakılmalıdır. Anlaşılabilir bir şekilde, pek
çokları sabırh olmayı dnermektedir. Fa-
kat şu gerçektir ki her geçen gün, Sad-
dam'ın saldırganlığının sonuçları buyü-
mektedir. Saddam'ın, en korkunç silah-
lannı sadece savaş zamanı değil, kendi
halkına karşı da kullanmakta hiç tered-
düt etmediğini anımsayın.
Amaçlanmız
Amaçlarımız, bunları geçen ağustos
ayında Amerikan halkına açıkladığımdan
bu yana değişmedi. Ilk olarak Irak'ın Ku-
veyt'ten derhal ve koşulsuz olarak çekil-
mesi geliyor. tkinci olarak Kuveyt'in meş-
ru yönetiminin kurulmasını istiyoruz.
Üçüncü amacımız, Harry Truman'ın za-
mamndan bu yana ABD'nin önemli bir
ulusal çıkarı olan, Körfez'de güvenlik ve
istikrann sağlanmasıdır. Bölgede halen
yeteri kadar şiddet, acı ve fedakârlık ol-
muştur.
Daimi ve anlamlı bir banş, ilkeler uze-
rinde kurulmalıdır. Irak, saldırganhğın-
dan ötürü ödüllendirilemez. Rehineler
serbest bırakılmalıdır. Irak bir daha as-
la, komşulannm varhğını veya bizim ya-
şamsal çıkarlarımızı tehdit edecek du-
rumda olmamalıdır.
Birlik ve kararlılıkla ve evet sabırla emi-
nim ki bu amaçlara ulaşıtabilir. Başardı-
ğımız zaman, bir ülkeyi halkına geri ver-
miş olacağız. Saldırganlığa hoşgörü gös-
terilmeyeceğini göstermiş olacağız. Kuru-
cularının düşlerini gerçekleştiren bir
BM'yi canlandırmış olacağız. Kabul gö-
rür uluslararası davranışların ve bunlan
zorlayıcı araçların ilkelerini kurmuş ola-
cağız. Kısacası, banş konusunda ortak ta-
ahhütlerle bağlanmış bir uluslar toplulu-
ğu olusturmada büyük bir adım atmış
olacağız. Bu, Amerikahlann ve barışse-
ver halklann uzun süredir peşinde olduk-
ları bir şeydir. Bu zor sınav zamanında,
bu düşü gerçekleştirmenin olağandışı fır-
satlarına sahibiz. (26 Kasım)
HABERLERIN DEVAMI
Polly Peck için zor dönemeç Süper NATO' için iddia:
(Bajtarafı 1. Sayfada)
Başkanı AsU Nadir, Yüksek
Mahkeme'nin kendine tanıdığı
surenin sonu olan 3 aralık tari-
hine kadar kişisel borçlannı
ödeyecek mali kaynak bulabile-
cek mi? Kayyımlar, Polly Peck
alacaklılarına nereden ve nasıl
ödeme yapabüecek? Kayyımlar,
öteden beri 'şeffaf olmadıgı'
söylenen Polly Peck işletmeleri-
nin gerçekte nasıl çalıştığını an-
layabilecek mi? Bunu anlama-
yı önleyecek 'yasal' engeller
kayyımlann önüne çıkartılmaya
devam edecek mi?
Türkiye dışında başka hükü-
metin tanımadığı KKTC ile In-
giliz makamları arasında yapı-
lacak hukuki görüşmeler,
KKTC'nin zımnen tanınması
anlamına gelmeyecek mi?
KKTC'de yeni kabul edilen
Off-Shore Bankacılık Yasası'
acaba Polly Peck yatırımlannın
üzerine 'koruyucu bir şerasiye'
açmaya mı yönelik?
Polly Peck kreditörlerinin
kayyımlara tanıdıkları süre 25
ocakta sona ereceğine göre o ta-
rihe kadar şirketin tümünün ya
da bir bölümünün kurtarıhna-
sına yönelik gerekli mali düzen-
leme yapılabilecek mi? Alacak-
h banka ve mali kuruluşlar pa-
ralannı geri alsa bile.^ayılan 20
bin civannda olduğu öne sürü-
len 'sıradan' hissedarlann duru-
mu ne olacak?
Her satırı sorumluluk ve cid-
diyetle yanlan bazı saygın gaze-
telerin sayfalarca yer ayırdıkla-
n, isim, yer, tarih ve nitelik be-
lirterek ortaya attıkları iddiala-
rın üzerindeki esrar perdesi na-
sıl kalkacak? Bu işi soruşturma
yöntemi eleştirilen Ağır Dolan-
dıncüık Bürosu acıklama yapa-
cak mı?
Iş ve banka çevreleri, bu ve
bunun gibi düzinelerle sorunun
hâlâ yanıtının verilemediğıni bil-
diriyorlar.
'City'de Polly Peck ve Asil
Nadir'e yönetilen eleştiriler
özetle şöyle:
(1) Para yönetimi — Polly
Peck muhasebesinde takınılan,
tümüyle yasal, ancak göreneğe
uymayan tutum, bilançolan ya-
kindan izleyenlerde ilk güvensiz-
liğe neden oldu. Ancak şirket
'kftr ettikçe' ve yüksek temettü
dağıttıkça 'sorun çıkmadı.'
Bankalar, yaltuzca şirketin ismi-
ne, garanti bile aramadan kre-
di verdi.
Oysa Türkiye'de deklare edi-
len büyük kârlar, sterline çevri-
lirken ortaya çıkan kayıp, bilan-
çoda kârdan değil, ihtiyat akçe-
sinden düşülüyordu. Küçük
kambiyo farklan için uygulana-
bilecek bu yaklaşım, TL ile ster-
lin arasındaki farkın sürekli bü-
yttdüğü bir ortamda kullanıldı.
TL cinsinden kârı ne kadar çok
olursa olsun, çığ gibi artan öde-
meler karşılanacak gibi değildi.
(2) Iş yönetimi — Halka açık
bir şirket olması gereken Polly
Peck'i, yönetim kurulu başka-
nı ve en büyük hissedarı olarak
Asil Nadir'in, 'kişisel bir beyüV
gibi yönettiği öteden beri iddia
ediliyordu. Nitekim, Asil Nadir,
BBC'ye verdiği demecte, "Polly
Peck gibi benimle özdeşleştiril-
miş bir şirket" ifadesini kulla-
nıyordu.
(3) Aleyhte iddialar — Bu iki
genel başlık altında özetlenen
yaklaşunlara bir de ciddi bazı
gazetelerin 1983'ten beri aralıklı
olarak el attıkları 'hisse senedi
atraksiyonlan' iddialan eklendi.
Bunun üzerine Observer, Ti-
mes, Independent, Guardian,
Telegraph gibi belli başlı ciddi
gazetelerin araştırma ekipleri,
Isviçre'de paravan şirketler,
usulsüz hisse işlemleri gibi yön-
leri inceleyerek konuyu değişik
yönleri ile didiklediler. Nitekim
Asil Nadir, 7 yıl önce de şirket-
teki yöntemler konusunda
'knşku' belirten ve hakkında
dava açtığı Observer gazetesi ile
hisse usulsüzlüklerinin nasıl ya-
pıldığını aynntılı biçimde yer,
isim, tarıh ve nitelik belirterek
öne süren Sunday Times aley-
hinde yeni tazminat davası aç-
tığını açıkladı.
Bu iddialar, îngiliz Vergi ve
Gümrük İdareleri'nin Polly
Peck hakkında soraşturma aç-
tıklannın anlaşılmasıyla ortaya
dökülmeye başladı. Aynı sırada
Asil Nadir'in, Polly Peck'in tü-
münü satın almaya karar verip
sonra vazgeçmesinin 'City'de
yarattığı şok yaşandı. Borsa,
kendi soruşturmasını açtı. Ağır
Dolandırıcıhk Bürosu'nun, şir-
ketteki hisse işlemlerini soraş-
turduğu anlaşıldı.
(4) Kayyım sonrası engeller
— Polly Peck'in alacaklıiarına
borçlarını ödeyemeyeceğinin
anlaşılması üzerine kayyım yö-
netımine gecilmesi, 'City'ye gü-
ven vermedi. Tersine, ümitsiz-
lik yarattı. Polly yatırımlannın
büyük bölümünün Türkiye ve
KKTC'de olması nedeniyle kay-
yımlar gereken soruşturmayı
buralarda yapmak zorunda k al-
dı. 'Vestel'de kayyımlara anla-
yış gösterilmesine karşın, 'Mey-
na'da bir ölçüde güçlükle kar-
şılaşıldığı, 'Sunzest'te ise bilği
verilmesinin mahkeme kararıy-
la önlendiği görüldü. Polly Peck
yatınmlanrun profili çıkanlma-
dan, kreditörlere ödeme yapıl-
ması mümkün değil. Kayyımla-
rın, 25 ocak tarihine kadar bir
ödeme planını ortaya çıkartması
gerekiyor. Ancak, bütün bu en-
geller, 'Polly Peck'te saklanıp
gizlenecek şeyler mi var" şeklin-
de 'City'de sorular sorulmasına
yol açıyor. Bunlara ek olarak
Asil Nadir hakkında icra dava-
sı da açılmış olması, durumu,
daha da güçleştiriyor.
Denktaş'tan çağrı
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Asil Nadir'in başkanı
ve ortağı olduğu Polly Peck
PLC'nin KKTC'deki faaliyetle-
rinin surdürulmesi için yardıma
kararlı olduklarını bildirdi.
Denktaş, Reuter haber ajansına
verdiği demecinde, "Polly Peck-
in, KKTC'deki faaliyetlerini dur-
durmaya kalkışması halinde,
hükümet olarak Polly Peck'in
faaliyetlerinin surdürulmesi için
gerekli her onlemi alacağımızı
ifade ettik" dedi. Denktaş, Polly
Peck ya da Asil Nadir ve ailesi-
nin KKTC'deki faaliyetlerine
son vermeleri halinde, bunun ül-
ke ekonomisini, olumsuz yönde
etkileyeceğini belirterek, "Polly
Peck KKTC'den çekilirse, eko-
nomimiz büyük bir şok geçirir,
ancak çökmez" diye konuştu.
' Almanyada
ik k t
y
iç politikaya karıştı
Almanya'da "Stay Behind" (Geri Duruş) adı
altında kurulan gizli NATO örgütünün iç
politikaya müdahale ettiği ve aşırı sağ
gruplarla ilişki kurduğu öne sürülüyor.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
d a b U g İ e d İ n m e k a m a c m d a
'
BONN — NATO örgütünün
Almanya'da "Stay Behind" adı
altında çalıştığı bildirildi. Al-
man hükümeti "Stay Behind"
örgütünü ilkbaharda dağıtaca-
ğını açıkladı.
Alman Parlamentosu'nda,
gizli istihbarat işlerini denetle-
mekten sorumlu özel bir komis-
yon var. Bu komisyon, meclis-
te grubu bulunan partilerin mil-
letvekillerinden oluşuyor. Al-
man Parlamenter Kontrol Ko-
misyonu, "Gladio" olarak ta-
nınan NATO gizli örgütünün
Almanya'da da faaliyet göster-
diğinin belirlenmesi üzerine ko-
nuyu incelemeye aldı. Komis-
yon, Almanya'da "Stay
Behind" (Geri Dur) adı altında
çahşan NATO teşkilaü hakkın-
Asil Nadir'in unıudu yeni kararda aristan
(Baftarafı 1. Sayfada)
bu yeni karara bağlı.
"Observer" gazetesi, Asil Na-
dir'in, yasağın kaldırılması ama-
cıyla başvuru yaptığını öne sür-
dü. Yasak karan kaldırılırsa,
Asil Nadir ile birlikte halen
KKTC'de bulunan Polly Peck^
in iki numaralı kayyımı Richard
Stone, hesaplan incelemeye ala-
büecek.
Mahkeme kararda ısrar eder-
se Polly Peck'teki gelişmeleri
beklemeyi yeğleyen banka ve
mali kuruluşların hem şirket
hem de Yönetim Kurulu Başka-
nı Asil Nadir'e veni icra davala-
n açmaya başlayacakları bildi-
rılıyor.
Polly Peck'in kurtanlması
amacıyla çabalar sürerken şirke-
te ilişkin gizli bilgiyi, şirket his-
selerinin alım saümında usulsüz
olarak kullanarak yapay piyasa
yarattıkları iddia edilen ve İsviç-
re'de olduklan tahmin edilen es-
ki borsa simsan Jason Davies ile
Asil Nadir'in eski yönetici sek-
reterlerinden ve ailesine ait "So-
uth Audley Management" vak-
fı yöneticisi FJizabeth Forsyth,
yaklaşık 4 aylık bir suskunluk-
tan sonra ilk kez "Sunday
Telegraph" gazetesine Cenevre1
de 6 saat süren bir acıklama va-
Walesa fark attı
(Baftarafı 1. Sayfada)
dan dün gece yayımlanan ilk res-
mi sonuçlara göre adaylardan
işadamı Stanislaw lyminski, bü-
yük bir sürpriz yaparak Başba-
kan Tadeusz Mazowiecki'yi ge-
ride bıraktı ve oyların ^o 24'ünü
aldı. Başbakan Mazovviecki'nin
oy oranının ise °?o 19.9 olduğu
belirtildi. Diğer üç adaydan es-
ki komünist Wlodzimierz Ci-
moszewicz °7o 7, Köylü Partisi'-
nin adayı Roman Bartoszcze %
7, milliyetçi Leszec Moszulski ise
% 2 oranında oy aldılar.
Lech Walesa'nın seçimde ön-
de gittiğinin açıklanması üzeri-
ne, Gdansk kentinde halkm se-
vinç çığlıkları atarak sokaklara
döküldüğü belirtildi.
INFAS'ın tahminlerine göre
VValesa, en fazla oyu işçilerden
ve çiftçilerden aldı. Başbakan
Mazovviecki'ye ise en fazla oyu
memurlar verdi.
Seçimden önce yapılan kamu-
oyu yoklamalannda VValesa'nın
ilk turda oyların % 35-40'ını
alacağı tahmin ediliyordu.
9 arahkta yapılacak seçimde
°Io 50 barajı olmayacak ve en
fazla oyu alan aday cumhurbaş-
parak "Suçsuz" olduklarını söy-
ledüer.
Jason Davies, Polly Peck ko-
nusundaki açıklamasını, şirket
yöneticilerinin olaydaki kişisel
sorumluluklarını araştırmakla
görevli olan ve şirketin iflasını
ilk isteyen "Kanada Ulusal Ban-
kası'nın önerisiyle üçüncü kay-
>ım atanan "Touche Ross" mali
danışmanhk firmasının. temsil-
cisine îsviçre'de yaptı. Londra-
da "Agır Doiandınalık Bürosu "-
nun da ifadesini almak istediği
Davies, gerekli işlemler tamam-
landıktan sonra büroyla da ko-
nuşacak.
kanı seçilecek. Beş yıl için seçi-
lecek cumhurbaşkanı, bir kez
daha aynı görevi üstlenebilecek.
Seçimin ilk tunında Dayanış-
ma lideri Lech Walesa'nın ken-
disinden fazla oy aldığının orta-
ya çıkması üzerine TV'ye açık-
lamada bulunan Başbakan Ma-
zovviecki, "Alınan ilk sonuçlar
Polonya toplumu içinde bir kriz
yaşandığını ortaya koyuyor. So-
nuçlar, hükümet tarafından ger-
çekleştirilen çok büyuk işlere
karşı bir süreden beri sürdürü-
len yıkıcı kampanyalann bir
sonucudur" dedi.
(Bastarafı 1. Sayfada)
demokrasimizi yaralar."
AA'nın Sofya kaynakb habe-
rinde, Bulgaristan'da siyasal
krizin yanı sıra ekonomik buna-
lımın da sürekli ağırlaştığı bil-
diriliyor.
Sofyalılar temel gıda madde-
lerinin ötesinde ekmek için bile
saatlerce kuyrukta bekliyorlar.
Gıda maddeleri satan dük-
kânlann önünde sabahm erken
saatlerinde başlayan uzun kuy-
Ne var ki komisyon toplantı-
sında, konuyla ilgili 1977 yılı
öncesinden hiçbir belge bulun-
madığı öğrenildi. Gladio'nun
her ülkede, o ülkenin NATO'-
ya girişiyle eşzamanlı kuruldu-
ğu saptandı. Almanya 1955'te
NATO üyesi olduğuna göre
1955-1977 yılları arasını kapsa-
yan 22 yıllık dönem hakkında
hiçbir belge bulunmadığı iddia
ediliyor.
Almanya'da "Stay Behind"
adı altında kurulan gizli NATO
örgütünün iç politikaya müda-
hale ettiği ve aşırı sağ gruplarla
ilişki kurduğu iddia ediliyor. ld-
dialara göre örgüt, aşın sağ te-
röristlerin hazırladığı ve arala-
nnda sosyal demokratların es-
ki önde gelenlerinden Herbert
Wehner olmak üzere bazı kişi-
leri kapsayan "ölüm listeleri"n
den haberdardı ve buna göz
yumdu. Bonn'da gizli servisleri
koordine etmekten sorumlu
Devlet Bakanı Lutz Stavemhe-
gan yaptığı açıklamada "Stay
Behind örgütünün hiçbir zaman
iç politikaya kansmadığını" id-
dia etti ve örgütun aldığı komu-
talan şimdiye kadar hep yasal
çerçevede yerine getirdiğini söy-
ledi.
Sosyalist
(Bastarafı 1. Sayfada)
dı. Daha sonra 7 ad tek tek oy-
landı. Sosyalist Birlik Partisi
adı, 277 oyla kabul edildi. Par-
tinin kurucuları arasında dört
de milletvekih' yer aldı.
Divan başkanlığını Nedim
Tarhan'ın yaptığı, Maltepe Şa-
to Yazar Düğün Salonu'ndaki
kurultayın öğleden önceki bölü-
münde konuşan Aziz Nesin,
program ve tüzük taslaklanm
okuduktan sonra, bu konuda
konuşmayı tarihi bir sorumlu-
luk olarak duyduğunu belirte-
rek "Eleştiriler gecikmeye yöne-
lik olmamalı, önce vığınsal ol-
malı, Marksizmden ödün veril-
memeli, önceki örgütierin deva-
mı olmamalı, Marksizm günü-
müze uyarlanmalı" dedi.
Kurulacak partinin her yön-
den yenilik getirmesi gerektiği-
ni belirterek "Bu biçim ve bi-
çem olarak zorunludur" diyen
Nesin, şöyle konuştu:
"Glasnostla gelen geçmişe
yönelik eleştiri ve özeleştirilerin
programa ginnesi bizim ayıbı-
nuzdır. Eleştiri, özeleştiri yapıl-
malıdır, ancak bunun programa
ginnesi gereksizdir. Özetle prog-
ramda neyi niçin yapacağımız
ifade edilmelidir. Diger tespitler
bir not olarak yer almalıdır."
Türkiye'de sosyal demokrasi-
nin fıilen uygulanma olanağının
bulunmadığını, sosyal adaletin
uygulanamaması nedeniyle, ku-
rulacak bu partinin de sosyal
demokrasiden aynlacağını savu-
nan Nesin, "Bu parti Marksiz-
min mirasçısı değildir. Burada
miras sözcüğü yanlış kullanılı-
yor. Miras ölen birinin bıraktı-
gıdır. Marksizm ölmemiştir. Bu
Irak Türkiye'yi suçladı
(Baftarafı 1. Sayfada) faaliyet gösteren bir muhalif
ruklar, artık Sofya'nın
görüntüsü" olarak kabul
edih'yor.
Benzin, elektrik ve ısınma ise
beslenmenin hemen ardında ge-
olafian 8 ü
v e n l i l c
tedbirleri ahnmış Baş- grubunun yaklaşık 4 bin 500 ta-
kanlık Sarayı'na kabul etti.
Dünyaca ünlü eski boksör ile
Saddam arasındaki görüşme
hakkında bilgi verilmedi.
Muhammed Ali'nin dahalen sorunlar olarak dikkat çeki- " " " " » " " ~ « " «"" ««na
sonra Mansour Meha Otelı nde
_" . . , . . , ... tutulan bazı Amerikalılarla da
Sanayınındeknzdenetkılen-
üretım
görüldüğü Bulgaristan'da ham-
ö r ü t u ğ u b i l d i r i l d i .
B u a r a d a î t a J
k a n l l ğ ] ılrak
madde yokluğu nedeniyle çok v e K u v e y t
- l e t u t
ulan 70 ltalya-
sayıda fabnka çalışmıyor. m s e r b e s t b l r a k m k a b u l e {t i .
duşuşİhracatta gorülen düşüş de
zaten yeterince sorunlu olan
Bulgar ekonomisi için ek sıkın-
tı yaratıyor. Önemli sorunlann-
dan birisinin de tarım sektörü
olduğu belirtilerek bu alanda da
üretimin ciddi oranda azaldığı-
na dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, tarım sektöründe
bu düşüş devam ettikçe temel gı-
da maddelerine duyulan ihtiya-
cının daha da artacağını söylü-
yorlar.
ğini bildirdi.
Irak ve Kuveyt'te rehin tutu-
lan 100 Alman ise dün ülkeleri-
ne döndü.
Bağdat'taki Almanya Büyü-
kelçiliği kaynakları, Almanlan
taşıyan Irak havayollarına ait
uçağın Frankfurt'a gitmek üze-
re TSİ 12.10'da havalandığını
kaydettiler.
Irak'ta Devlet Başkanı Sad-
dam Hüseyin'in rejimine karşı
raftannın tutuklandığı bildiril-
di.
İslam Devrim Yüksek Konse-
yi adlı muhalif grup tarafından
dün Beynıt'ta dağıtılan bildiri-
de, Körfez'e askeri güçlerin gel-
mesine bahane oluşturan karar-
ları alan yöneticilerin kınandı-
ğı, bazı el ilanlarının Bağdat ve
bazı şehirlerde okullarda dağı-
tıldığı belirtildi.
Velayeti'nin açıklaması
tran Dışişleri Bakanı Ali Ek-
ber Velayeti, Körfez krizinin
bölge ülkeleri tarafından çö-
zümlenmesi gerektiğini söyledi.
Tahran Radyosu, Velayeti'-
nin bu açıklamayı Körfez krizi
konusunda temaslarda bulun-
mak üzere önceki gün Tahran'a
giden Umman'ın dışişlerinden
sorumlu Devlet Bakanı Yusuf
Bin Alawi Bin AbduUah ile gö-
parti, Marksizmin Türkiye ve
dünya koşullanna göre yeniden
yonımlanarak, geçmiş denevim-
lerinin sürdürücüsüdür" dedi.
Avukat Halit Çelenk de prog-
ramın gerekçe ve giriş bölümü-
ne karşı olduğu için program
komisyonundan çekildiğini
anımsatarak "Biz bu partiyi
Türkiye'de kunıyoruz. Türkiye
agııiıklı bir bölüm olmahdır.
Dünyadan ve sosyalizmden de
söz edilecektir tabü. Burada sa-
dece deneyimler yer almalıydı.
Devlet sosyaüzminin şöyle iflas
ettiği, böyle iflas ettiği program-
da yer almamalıdır" dedi.
Programda sınıf mücadelesi
gereksizdir gibi bir esprinin hâ-
kim olduğunu da anımsatan Çe-
lenk, "Bu nedenle kumcular
kunılu adaylıgından çekildim"
dedi.
Kurultayda açıklanan prog-
ram taslağına farklı tepkiler de
ortaya konuldu.
Yapılan tartışmalardan sonra
taslak program, delegelerin
oyuna sunuldu ve "Kurucular
kurulunun eleştirilen yanlannı
en kısa sürede değiştirmesi
koşuluyla" partinin programı
kabul edildi. Programın kabul
edilmesi karan delegeler tarafın-
dan ayakta alkışlanarak, "Ya-
şasın Sosyalist Birlik Partisi"
sloganı atıldı.
Kurucular Kurulu
Partinin kuruculan arasında
yer almak üzere 136 kişi aday
olunca 100 kişi olması gereken
kurucular kurulunun açık oyla-
mayla ve tüm adayların katılı-
mıyla oluşturulması benimsen-
di.
rüştükten sonra yaptığını bildir-
di.
Kuveyt Valisi
öldiiriildü
Sürgündeki Kuveyt huküme-
tinin Suudi Arabistan'daki Dah-
ran Enformasyon Bürosu, Irak-
ın işgal sonrasında "19. ili" ola-
rak ilhak ettiğini açıkladığı Ku-
ve>i'e vali tayin ettiği Ali Hasan
Macit'in öldüruldüğünü açıkla-
dı. Kuveyt'in Dahran'daki Enfor-
masyon Bürosu'nun, sürgünde-
ki hükümetin sözcüsü Abdül
Rezzak Saker'e dayanarak verdi-
ği habere göre, işgal sonrasında
Irak tarafından Kuveyt'teki kuk-
la hükümetin yönetimine atanan
ve kısa bir süreyle valilik yapan
Hasan Macit, Kuveyt kentinde
bir grup direnişçi tarafından pu-
suya düşürüldü.
Bahre>-n ve Katar'da dün ya-
yımlanan gazeteler de valinin öl-
durülmesine yer verdiler.