06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 26 KASIM 1990 NEW YORK GüvenlikKonseyiIrak için toplanıyorBM Güvenlik Konseyi'nin perşembe günü toplanacağı ve Irak'ın Kuveyt'ten çekilmeyi reddetmesi halinde güç kullanılmasını içeren karar tasarısını görüşeceği bildirildi. Dış Haberler Servisi — BM Güvenlik Konseyi'nin perşembe günü toplanacağı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı askeri yaptırımı görüşmek için perşem- be günü toplanması çağrısında bulun- muştu. AA'nın Amerikalı diplomatlara dayanarak bildirdiğine göre toplantıda Bağdat'ın askerlerini Kuveyt'ten çekmeyi reddetmesi halinde güç kullanılmasını içeren karar tasarısı ele alınabilecek. BM'deki ABD heyeti ise toplantı ve W ashington Post gazetesinde dün yayım- lanan ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'- nin beş daimi üyesine bir karar tasarısı sunduğu yolundaki haber konusunda yo- rum yapmayı reddetti. Gözlemciler, ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın BM Güvenlik Konseyi'nin Küba hariç diğer ülkelerini kapsayan ge- zisini yeni tamamladığını ve bu gezi sı- rasında Baker'ın bu ay sonuna kadar guç kullanımına izin veren karar tasarısının onaylanması için destek aradığını anırrr- satıyorlar. Amerikan CBS televizyonu da ABD Savunma Bakanı Dick Cheney'in, BM Güvenlik Konseyi'nin karar tasansını in- celemek üzere bu hafta toplanacağı yo- lundaki haberleri doğruladığını duyurdu. Cheney. "Bu hafta Birleşmiş Millet- ler'de bir oturum olacak. Körfez krizi ko- nusunda yeni bir karar tasansı olursa şa- şırmam. Önceden bir şey soylemek iste- mi\orum" dedi. Gözlemciler, ABD'nin bu ay sonunda BM Güvenlik Konseyi BaşkanlığYnı dev- retmek zorunda olması nedeniyle boyle bir karar tasarısının çıkması için olağa- nüstü caba harcadıfeını belirtiyorlar. Gozlemciler, konsey başkanlığını BM Güvenlik Konseyi'nin tek Arap ülkesi olan ve Irak'a yakınlığı ile tanınan Ye- men'in devralacak olması nedeniyle ABD'nin böyle bir karar tasarısının oy- lanmaması ya da geciktirilmesi ihtimalin- den dolayı korktuğunu kaydediyorlar. Irak'ın Kuveyt'i işgal ettiği 2 ağustos- tan bu yana BM Güvenlik Konseyi'nden çıkan 10 karann beşi oybirliği ile alındı. Bu arada Beyaz Saray'ın Ulusal Gü- venlik Danışmanı Brent Scowcroft, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nden bu hafta içinde güç kullanılmasına ilişkin bir karar çıkması için çabalannı arttırdığını söyledi. Scowcroft, tasarının Irak Devlet Baş- kanı Saddam Hüseyin'in şu ana kadar uygulamayı reddettiği BM kararlarının uygulanması için almacak gerekli onlem- leri kapsayacağını belirtti. 'Bu, gerektigi anda güce başvurulması anlamına mı geliyor" şeklindeki bir so- ruya da Scovvcroft, "Evet, tam öyle'i şeklinde karşılık verdi. Kanada çaba gösterecek Öte yandan Kanada Dışişleri Bakanı Joe Clark ise BM Güvenlik Konseyi'nden böyle bir karar çıkması için ülkesinin ça- ba göstereceğini söyledi. Türkiye ile birlikte bazı Ortadoğu ül- kelerindeki turunu sürduren ve Urdün'- den Mısır'a geçen Clark, dün Kahire'de düzenlediğj basın toplantısında "Güven- lik Konseyi'nden bu karann çıkacagı ko- nusunda oldukça iyimserim" dedi. Mısır Haber Ajansı MENA'nın bildir- diğine göre Clark, böyle bir kararın Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in as- kerlerini çekmesini sağlayabileceğini be- lirtti. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Ba- ker'ın, Güvenlik Konseyi üyelerini güç kullanımı konusunda ikna etmek için Ko- lombiya ve Malezya Dışişleri Bakanlany- la önceki gün yaptığı görüşmelerde, is- tediği sonucu elde edemediği bildiriliyor. DIŞ BASIN TT7İ Neden Basra Körfezi'ndeyiz? SADDAM'A DESTEK — Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in en büyük des- teklevicileri işgal aitındaki topraklarda yaşayan Filistinliler. Batı Şeria'da Filistinli- lerin duzenledikleri gösteride Saddam'ın resmi. Arafat'ın resmi ile birlikte taşınıyor. GEORGE BUSH Irak tanklannın Kuveyt sınırını geçme- lerinin üzerinden 15 haftadan fazla bir sü- re geçti. Üç gün içinde, 100 bin Irak as- keri, Kuveyt City'nin sokaklarını dene- timleri altına aldı ve Kuveyt'in komşusu Suudi Arabistan'ın sımrına yığıldı. lkin- ci bir işgal veya en azından askeri bir göz- dağı, kapıda gibi gözüktü. Irak'ın Kuveyt'i işgali bir kâbus olmuş- tur. Yüzbinlerce Kuveytli erkek, kadın ve çocuk ülkelerinden sürülmüş, Saddam onbinlerce Iraklı ve başka yabancıyı Ku- veyt'e getirerek onlann yerlerine yerleştir- miştir. Evler, binalar ve fabrikalar yağ- malanmış, yeni doğmuş bebekler özel ba- kım odalarından çıkartılmış, çocuklar ebeveynlerinin önunde vurulmuştur. Or- tadan kaybolmalar ve işkence çok yaygın- dır. Irak lideri Saddam Hüseyin, Kuveytli- lere karşı sürdürülen şiddetle yetinmedi. Uygar davranışın en temel normlanndan biri ihlal edilerek binlerce yabancmın Ku- veyt'ten ayrılma özgürlükleri yok sayıldı. Elçilikler ve diplomatik rezidanslara karşı şiddet uygulandı, diplomatik personel aç- lığa mahkûm edildi. Uluslararası topluluğun bu gaddarlı- ğa/zulme tepkisi derhal ve kararlı olmuş- tur. BM Güvenlik Konseyi, Irak'ın Ku- veyt'i işgalini kınayan, bu ülkeyi ilhakını reddeden ve Kuveyt'ten aynlmayı, herke- sin serbest bırakılmasını isteyen 10 karar kabul etmiştir. Bu çağrıyı desteklemek için uluslararası toplum, Irak'ı saldırgan- Iığından geri çevirmek ve bu saldırganlı- ğın nimetlerini görmesini engellemek için zorunlu ve kapsamlı yaptınmlar uygula- maya koymuştur. ABD'nin, bu tepkiyi geliştiren uluslar koalisyonunun oluşma- sında anahtar bir rol oynadığını söyle- mekten gurur duyuyorum. Amerikan li- derüği, bu değişen dünyada olumlu ve ya- pıcı bir guç olarak kalagelmiştir. Şimdi ben bu satırları yazarken, 200 binden fazla kadın ve erkek, Arap yan- madasının sahillerinde ve çöllerinde, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin üniforması ile bekliyorlar. Önümüzdeki birkaç ay için- de bunlara binlerce yeni foirlik katılacak. Niçin oradayız? Fakat biz niçin oradayız? Neden ora- da olmahyız? Ilk olarak dünya saldırganı ödüllendir- memelidir. Irak'ın Kuveyt'i istila ve işgal etmesi, önemsiz, tali bir saldırganlık du- rumu değildir. Biz şimdi tarihi bir aşama- dayız. Uygar dünya, şimdi soğuk savaş sonrası beliren yeni dünya düzenini yö- netecek kurallara şekil verme sürecinde- dir. Bu yüzyılın tarihi açıkça göstermek- tedir ki saldırganlığı ödüllendirmek yeni saldırganlıkların yolunu açar. Eğer dün- ya, soğuk savaş sonrası dönemin bu ilk krizinde başını başka tarafa çevirirse, yeni Saddamlar çıkacak ve saldırganlık yan- larına kâr kalacaktır. Biz ya şimdi karşı- lık vermeye hanrlanmalıyız ya da önümü- ze çıkacak daha büyük tehditlerle yüz yü- ze kalınz. İkinci olarak bizim ulusal güvenliğimiz tehlikededir. Dünya, Saddam Hüseyin- "Dünya, saldırganı ödüllendirmemelidir. Irak'ın Kuveyt'i işgali, önemsiz bir saldırganlık değildir. Uygar dünya, şimdi soğuk savaş sonrası beliren yeni dünya düzenini yönetecek kurallara şekil verme sürecindedir" in yeryüzünün ekonomik candamanna hâkim olmasına izin verebilir mi? Bu, tam anlamıyla eğer başarısız olursak kar- şılaşacağımız dunımdur. Binlerce tank ve uçakla silahlanmış olarak kimyasal, bi- yolojik ve hatta nükleer silahlarla Sad- dam Körfez'e ve dünya petrol rezervleri- nin önemli bir bölümüne egemen olacak- tır. Şimdi bile gerçek bir petrol açığı ile karşı karşıya bulunmadığımız halde, Sad- dam'ın saldırganhğı petrol fiyatlannı iki- ye katlamıştır. Yeni yeşermekte olan de- mokrasiler özellikle tehlikededir. Yoksul ülkeler en büyük zararı görmüştür. Da- ha büyük ısüraplarla karşılaşma olasılı- ğı çok yakındır. Hiçbir despotun ekono- mik şantaj yapmasına izin veremeyiz. Enerji güvenliği "ulusal" güvenliktir ve buna uygun davranmaya hazırlıkh olma- hyız. Son olarak masum insanların yaşam- lan tehlikededir. Amerikalılann ve diğer- lerinin korkudan uzak yasadıklan bir dünya görmek istiyorum. Masum siville- rin, bir pazarlık aracı veya bir saldırıya karşı rehine olarak ahlaksızca kullanılma- ları, uygar davranışa bir hakarettir. Bu şantaj başanya ulaşamayacaktır. Vatan- daşlanmız ve diplomatlanmız serbest bı- rakılmalıdır. Anlaşılabilir bir şekilde, pek çokları sabırh olmayı dnermektedir. Fa- kat şu gerçektir ki her geçen gün, Sad- dam'ın saldırganlığının sonuçları buyü- mektedir. Saddam'ın, en korkunç silah- lannı sadece savaş zamanı değil, kendi halkına karşı da kullanmakta hiç tered- düt etmediğini anımsayın. Amaçlanmız Amaçlarımız, bunları geçen ağustos ayında Amerikan halkına açıkladığımdan bu yana değişmedi. Ilk olarak Irak'ın Ku- veyt'ten derhal ve koşulsuz olarak çekil- mesi geliyor. tkinci olarak Kuveyt'in meş- ru yönetiminin kurulmasını istiyoruz. Üçüncü amacımız, Harry Truman'ın za- mamndan bu yana ABD'nin önemli bir ulusal çıkarı olan, Körfez'de güvenlik ve istikrann sağlanmasıdır. Bölgede halen yeteri kadar şiddet, acı ve fedakârlık ol- muştur. Daimi ve anlamlı bir banş, ilkeler uze- rinde kurulmalıdır. Irak, saldırganhğın- dan ötürü ödüllendirilemez. Rehineler serbest bırakılmalıdır. Irak bir daha as- la, komşulannm varhğını veya bizim ya- şamsal çıkarlarımızı tehdit edecek du- rumda olmamalıdır. Birlik ve kararlılıkla ve evet sabırla emi- nim ki bu amaçlara ulaşıtabilir. Başardı- ğımız zaman, bir ülkeyi halkına geri ver- miş olacağız. Saldırganlığa hoşgörü gös- terilmeyeceğini göstermiş olacağız. Kuru- cularının düşlerini gerçekleştiren bir BM'yi canlandırmış olacağız. Kabul gö- rür uluslararası davranışların ve bunlan zorlayıcı araçların ilkelerini kurmuş ola- cağız. Kısacası, banş konusunda ortak ta- ahhütlerle bağlanmış bir uluslar toplulu- ğu olusturmada büyük bir adım atmış olacağız. Bu, Amerikahlann ve barışse- ver halklann uzun süredir peşinde olduk- ları bir şeydir. Bu zor sınav zamanında, bu düşü gerçekleştirmenin olağandışı fır- satlarına sahibiz. (26 Kasım) HABERLERIN DEVAMI Polly Peck için zor dönemeç Süper NATO' için iddia: (Bajtarafı 1. Sayfada) Başkanı AsU Nadir, Yüksek Mahkeme'nin kendine tanıdığı surenin sonu olan 3 aralık tari- hine kadar kişisel borçlannı ödeyecek mali kaynak bulabile- cek mi? Kayyımlar, Polly Peck alacaklılarına nereden ve nasıl ödeme yapabüecek? Kayyımlar, öteden beri 'şeffaf olmadıgı' söylenen Polly Peck işletmeleri- nin gerçekte nasıl çalıştığını an- layabilecek mi? Bunu anlama- yı önleyecek 'yasal' engeller kayyımlann önüne çıkartılmaya devam edecek mi? Türkiye dışında başka hükü- metin tanımadığı KKTC ile In- giliz makamları arasında yapı- lacak hukuki görüşmeler, KKTC'nin zımnen tanınması anlamına gelmeyecek mi? KKTC'de yeni kabul edilen Off-Shore Bankacılık Yasası' acaba Polly Peck yatırımlannın üzerine 'koruyucu bir şerasiye' açmaya mı yönelik? Polly Peck kreditörlerinin kayyımlara tanıdıkları süre 25 ocakta sona ereceğine göre o ta- rihe kadar şirketin tümünün ya da bir bölümünün kurtarıhna- sına yönelik gerekli mali düzen- leme yapılabilecek mi? Alacak- h banka ve mali kuruluşlar pa- ralannı geri alsa bile.^ayılan 20 bin civannda olduğu öne sürü- len 'sıradan' hissedarlann duru- mu ne olacak? Her satırı sorumluluk ve cid- diyetle yanlan bazı saygın gaze- telerin sayfalarca yer ayırdıkla- n, isim, yer, tarih ve nitelik be- lirterek ortaya attıkları iddiala- rın üzerindeki esrar perdesi na- sıl kalkacak? Bu işi soruşturma yöntemi eleştirilen Ağır Dolan- dıncüık Bürosu acıklama yapa- cak mı? Iş ve banka çevreleri, bu ve bunun gibi düzinelerle sorunun hâlâ yanıtının verilemediğıni bil- diriyorlar. 'City'de Polly Peck ve Asil Nadir'e yönetilen eleştiriler özetle şöyle: (1) Para yönetimi — Polly Peck muhasebesinde takınılan, tümüyle yasal, ancak göreneğe uymayan tutum, bilançolan ya- kindan izleyenlerde ilk güvensiz- liğe neden oldu. Ancak şirket 'kftr ettikçe' ve yüksek temettü dağıttıkça 'sorun çıkmadı.' Bankalar, yaltuzca şirketin ismi- ne, garanti bile aramadan kre- di verdi. Oysa Türkiye'de deklare edi- len büyük kârlar, sterline çevri- lirken ortaya çıkan kayıp, bilan- çoda kârdan değil, ihtiyat akçe- sinden düşülüyordu. Küçük kambiyo farklan için uygulana- bilecek bu yaklaşım, TL ile ster- lin arasındaki farkın sürekli bü- yttdüğü bir ortamda kullanıldı. TL cinsinden kârı ne kadar çok olursa olsun, çığ gibi artan öde- meler karşılanacak gibi değildi. (2) Iş yönetimi — Halka açık bir şirket olması gereken Polly Peck'i, yönetim kurulu başka- nı ve en büyük hissedarı olarak Asil Nadir'in, 'kişisel bir beyüV gibi yönettiği öteden beri iddia ediliyordu. Nitekim, Asil Nadir, BBC'ye verdiği demecte, "Polly Peck gibi benimle özdeşleştiril- miş bir şirket" ifadesini kulla- nıyordu. (3) Aleyhte iddialar — Bu iki genel başlık altında özetlenen yaklaşunlara bir de ciddi bazı gazetelerin 1983'ten beri aralıklı olarak el attıkları 'hisse senedi atraksiyonlan' iddialan eklendi. Bunun üzerine Observer, Ti- mes, Independent, Guardian, Telegraph gibi belli başlı ciddi gazetelerin araştırma ekipleri, Isviçre'de paravan şirketler, usulsüz hisse işlemleri gibi yön- leri inceleyerek konuyu değişik yönleri ile didiklediler. Nitekim Asil Nadir, 7 yıl önce de şirket- teki yöntemler konusunda 'knşku' belirten ve hakkında dava açtığı Observer gazetesi ile hisse usulsüzlüklerinin nasıl ya- pıldığını aynntılı biçimde yer, isim, tarıh ve nitelik belirterek öne süren Sunday Times aley- hinde yeni tazminat davası aç- tığını açıkladı. Bu iddialar, îngiliz Vergi ve Gümrük İdareleri'nin Polly Peck hakkında soraşturma aç- tıklannın anlaşılmasıyla ortaya dökülmeye başladı. Aynı sırada Asil Nadir'in, Polly Peck'in tü- münü satın almaya karar verip sonra vazgeçmesinin 'City'de yarattığı şok yaşandı. Borsa, kendi soruşturmasını açtı. Ağır Dolandırıcıhk Bürosu'nun, şir- ketteki hisse işlemlerini soraş- turduğu anlaşıldı. (4) Kayyım sonrası engeller — Polly Peck'in alacaklıiarına borçlarını ödeyemeyeceğinin anlaşılması üzerine kayyım yö- netımine gecilmesi, 'City'ye gü- ven vermedi. Tersine, ümitsiz- lik yarattı. Polly yatırımlannın büyük bölümünün Türkiye ve KKTC'de olması nedeniyle kay- yımlar gereken soruşturmayı buralarda yapmak zorunda k al- dı. 'Vestel'de kayyımlara anla- yış gösterilmesine karşın, 'Mey- na'da bir ölçüde güçlükle kar- şılaşıldığı, 'Sunzest'te ise bilği verilmesinin mahkeme kararıy- la önlendiği görüldü. Polly Peck yatınmlanrun profili çıkanlma- dan, kreditörlere ödeme yapıl- ması mümkün değil. Kayyımla- rın, 25 ocak tarihine kadar bir ödeme planını ortaya çıkartması gerekiyor. Ancak, bütün bu en- geller, 'Polly Peck'te saklanıp gizlenecek şeyler mi var" şeklin- de 'City'de sorular sorulmasına yol açıyor. Bunlara ek olarak Asil Nadir hakkında icra dava- sı da açılmış olması, durumu, daha da güçleştiriyor. Denktaş'tan çağrı KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Asil Nadir'in başkanı ve ortağı olduğu Polly Peck PLC'nin KKTC'deki faaliyetle- rinin surdürulmesi için yardıma kararlı olduklarını bildirdi. Denktaş, Reuter haber ajansına verdiği demecinde, "Polly Peck- in, KKTC'deki faaliyetlerini dur- durmaya kalkışması halinde, hükümet olarak Polly Peck'in faaliyetlerinin surdürulmesi için gerekli her onlemi alacağımızı ifade ettik" dedi. Denktaş, Polly Peck ya da Asil Nadir ve ailesi- nin KKTC'deki faaliyetlerine son vermeleri halinde, bunun ül- ke ekonomisini, olumsuz yönde etkileyeceğini belirterek, "Polly Peck KKTC'den çekilirse, eko- nomimiz büyük bir şok geçirir, ancak çökmez" diye konuştu. ' Almanyada ik k t y iç politikaya karıştı Almanya'da "Stay Behind" (Geri Duruş) adı altında kurulan gizli NATO örgütünün iç politikaya müdahale ettiği ve aşırı sağ gruplarla ilişki kurduğu öne sürülüyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU d a b U g İ e d İ n m e k a m a c m d a ' BONN — NATO örgütünün Almanya'da "Stay Behind" adı altında çalıştığı bildirildi. Al- man hükümeti "Stay Behind" örgütünü ilkbaharda dağıtaca- ğını açıkladı. Alman Parlamentosu'nda, gizli istihbarat işlerini denetle- mekten sorumlu özel bir komis- yon var. Bu komisyon, meclis- te grubu bulunan partilerin mil- letvekillerinden oluşuyor. Al- man Parlamenter Kontrol Ko- misyonu, "Gladio" olarak ta- nınan NATO gizli örgütünün Almanya'da da faaliyet göster- diğinin belirlenmesi üzerine ko- nuyu incelemeye aldı. Komis- yon, Almanya'da "Stay Behind" (Geri Dur) adı altında çahşan NATO teşkilaü hakkın- Asil Nadir'in unıudu yeni kararda aristan (Baftarafı 1. Sayfada) bu yeni karara bağlı. "Observer" gazetesi, Asil Na- dir'in, yasağın kaldırılması ama- cıyla başvuru yaptığını öne sür- dü. Yasak karan kaldırılırsa, Asil Nadir ile birlikte halen KKTC'de bulunan Polly Peck^ in iki numaralı kayyımı Richard Stone, hesaplan incelemeye ala- büecek. Mahkeme kararda ısrar eder- se Polly Peck'teki gelişmeleri beklemeyi yeğleyen banka ve mali kuruluşların hem şirket hem de Yönetim Kurulu Başka- nı Asil Nadir'e veni icra davala- n açmaya başlayacakları bildi- rılıyor. Polly Peck'in kurtanlması amacıyla çabalar sürerken şirke- te ilişkin gizli bilgiyi, şirket his- selerinin alım saümında usulsüz olarak kullanarak yapay piyasa yarattıkları iddia edilen ve İsviç- re'de olduklan tahmin edilen es- ki borsa simsan Jason Davies ile Asil Nadir'in eski yönetici sek- reterlerinden ve ailesine ait "So- uth Audley Management" vak- fı yöneticisi FJizabeth Forsyth, yaklaşık 4 aylık bir suskunluk- tan sonra ilk kez "Sunday Telegraph" gazetesine Cenevre1 de 6 saat süren bir acıklama va- Walesa fark attı (Baftarafı 1. Sayfada) dan dün gece yayımlanan ilk res- mi sonuçlara göre adaylardan işadamı Stanislaw lyminski, bü- yük bir sürpriz yaparak Başba- kan Tadeusz Mazowiecki'yi ge- ride bıraktı ve oyların ^o 24'ünü aldı. Başbakan Mazovviecki'nin oy oranının ise °?o 19.9 olduğu belirtildi. Diğer üç adaydan es- ki komünist Wlodzimierz Ci- moszewicz °7o 7, Köylü Partisi'- nin adayı Roman Bartoszcze % 7, milliyetçi Leszec Moszulski ise % 2 oranında oy aldılar. Lech Walesa'nın seçimde ön- de gittiğinin açıklanması üzeri- ne, Gdansk kentinde halkm se- vinç çığlıkları atarak sokaklara döküldüğü belirtildi. INFAS'ın tahminlerine göre VValesa, en fazla oyu işçilerden ve çiftçilerden aldı. Başbakan Mazovviecki'ye ise en fazla oyu memurlar verdi. Seçimden önce yapılan kamu- oyu yoklamalannda VValesa'nın ilk turda oyların % 35-40'ını alacağı tahmin ediliyordu. 9 arahkta yapılacak seçimde °Io 50 barajı olmayacak ve en fazla oyu alan aday cumhurbaş- parak "Suçsuz" olduklarını söy- ledüer. Jason Davies, Polly Peck ko- nusundaki açıklamasını, şirket yöneticilerinin olaydaki kişisel sorumluluklarını araştırmakla görevli olan ve şirketin iflasını ilk isteyen "Kanada Ulusal Ban- kası'nın önerisiyle üçüncü kay- >ım atanan "Touche Ross" mali danışmanhk firmasının. temsil- cisine îsviçre'de yaptı. Londra- da "Agır Doiandınalık Bürosu "- nun da ifadesini almak istediği Davies, gerekli işlemler tamam- landıktan sonra büroyla da ko- nuşacak. kanı seçilecek. Beş yıl için seçi- lecek cumhurbaşkanı, bir kez daha aynı görevi üstlenebilecek. Seçimin ilk tunında Dayanış- ma lideri Lech Walesa'nın ken- disinden fazla oy aldığının orta- ya çıkması üzerine TV'ye açık- lamada bulunan Başbakan Ma- zovviecki, "Alınan ilk sonuçlar Polonya toplumu içinde bir kriz yaşandığını ortaya koyuyor. So- nuçlar, hükümet tarafından ger- çekleştirilen çok büyuk işlere karşı bir süreden beri sürdürü- len yıkıcı kampanyalann bir sonucudur" dedi. (Bastarafı 1. Sayfada) demokrasimizi yaralar." AA'nın Sofya kaynakb habe- rinde, Bulgaristan'da siyasal krizin yanı sıra ekonomik buna- lımın da sürekli ağırlaştığı bil- diriliyor. Sofyalılar temel gıda madde- lerinin ötesinde ekmek için bile saatlerce kuyrukta bekliyorlar. Gıda maddeleri satan dük- kânlann önünde sabahm erken saatlerinde başlayan uzun kuy- Ne var ki komisyon toplantı- sında, konuyla ilgili 1977 yılı öncesinden hiçbir belge bulun- madığı öğrenildi. Gladio'nun her ülkede, o ülkenin NATO'- ya girişiyle eşzamanlı kuruldu- ğu saptandı. Almanya 1955'te NATO üyesi olduğuna göre 1955-1977 yılları arasını kapsa- yan 22 yıllık dönem hakkında hiçbir belge bulunmadığı iddia ediliyor. Almanya'da "Stay Behind" adı altında kurulan gizli NATO örgütünün iç politikaya müda- hale ettiği ve aşırı sağ gruplarla ilişki kurduğu iddia ediliyor. ld- dialara göre örgüt, aşın sağ te- röristlerin hazırladığı ve arala- nnda sosyal demokratların es- ki önde gelenlerinden Herbert Wehner olmak üzere bazı kişi- leri kapsayan "ölüm listeleri"n den haberdardı ve buna göz yumdu. Bonn'da gizli servisleri koordine etmekten sorumlu Devlet Bakanı Lutz Stavemhe- gan yaptığı açıklamada "Stay Behind örgütünün hiçbir zaman iç politikaya kansmadığını" id- dia etti ve örgütun aldığı komu- talan şimdiye kadar hep yasal çerçevede yerine getirdiğini söy- ledi. Sosyalist (Bastarafı 1. Sayfada) dı. Daha sonra 7 ad tek tek oy- landı. Sosyalist Birlik Partisi adı, 277 oyla kabul edildi. Par- tinin kurucuları arasında dört de milletvekih' yer aldı. Divan başkanlığını Nedim Tarhan'ın yaptığı, Maltepe Şa- to Yazar Düğün Salonu'ndaki kurultayın öğleden önceki bölü- münde konuşan Aziz Nesin, program ve tüzük taslaklanm okuduktan sonra, bu konuda konuşmayı tarihi bir sorumlu- luk olarak duyduğunu belirte- rek "Eleştiriler gecikmeye yöne- lik olmamalı, önce vığınsal ol- malı, Marksizmden ödün veril- memeli, önceki örgütierin deva- mı olmamalı, Marksizm günü- müze uyarlanmalı" dedi. Kurulacak partinin her yön- den yenilik getirmesi gerektiği- ni belirterek "Bu biçim ve bi- çem olarak zorunludur" diyen Nesin, şöyle konuştu: "Glasnostla gelen geçmişe yönelik eleştiri ve özeleştirilerin programa ginnesi bizim ayıbı- nuzdır. Eleştiri, özeleştiri yapıl- malıdır, ancak bunun programa ginnesi gereksizdir. Özetle prog- ramda neyi niçin yapacağımız ifade edilmelidir. Diger tespitler bir not olarak yer almalıdır." Türkiye'de sosyal demokrasi- nin fıilen uygulanma olanağının bulunmadığını, sosyal adaletin uygulanamaması nedeniyle, ku- rulacak bu partinin de sosyal demokrasiden aynlacağını savu- nan Nesin, "Bu parti Marksiz- min mirasçısı değildir. Burada miras sözcüğü yanlış kullanılı- yor. Miras ölen birinin bıraktı- gıdır. Marksizm ölmemiştir. Bu Irak Türkiye'yi suçladı (Baftarafı 1. Sayfada) faaliyet gösteren bir muhalif ruklar, artık Sofya'nın görüntüsü" olarak kabul edih'yor. Benzin, elektrik ve ısınma ise beslenmenin hemen ardında ge- olafian 8 ü v e n l i l c tedbirleri ahnmış Baş- grubunun yaklaşık 4 bin 500 ta- kanlık Sarayı'na kabul etti. Dünyaca ünlü eski boksör ile Saddam arasındaki görüşme hakkında bilgi verilmedi. Muhammed Ali'nin dahalen sorunlar olarak dikkat çeki- " " " " » " " ~ « " «"" ««na sonra Mansour Meha Otelı nde _" . . , . . , ... tutulan bazı Amerikalılarla da Sanayınındeknzdenetkılen- üretım görüldüğü Bulgaristan'da ham- ö r ü t u ğ u b i l d i r i l d i . B u a r a d a î t a J k a n l l ğ ] ılrak madde yokluğu nedeniyle çok v e K u v e y t - l e t u t ulan 70 ltalya- sayıda fabnka çalışmıyor. m s e r b e s t b l r a k m k a b u l e {t i . duşuşİhracatta gorülen düşüş de zaten yeterince sorunlu olan Bulgar ekonomisi için ek sıkın- tı yaratıyor. Önemli sorunlann- dan birisinin de tarım sektörü olduğu belirtilerek bu alanda da üretimin ciddi oranda azaldığı- na dikkat çekiliyor. Uzmanlar, tarım sektöründe bu düşüş devam ettikçe temel gı- da maddelerine duyulan ihtiya- cının daha da artacağını söylü- yorlar. ğini bildirdi. Irak ve Kuveyt'te rehin tutu- lan 100 Alman ise dün ülkeleri- ne döndü. Bağdat'taki Almanya Büyü- kelçiliği kaynakları, Almanlan taşıyan Irak havayollarına ait uçağın Frankfurt'a gitmek üze- re TSİ 12.10'da havalandığını kaydettiler. Irak'ta Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in rejimine karşı raftannın tutuklandığı bildiril- di. İslam Devrim Yüksek Konse- yi adlı muhalif grup tarafından dün Beynıt'ta dağıtılan bildiri- de, Körfez'e askeri güçlerin gel- mesine bahane oluşturan karar- ları alan yöneticilerin kınandı- ğı, bazı el ilanlarının Bağdat ve bazı şehirlerde okullarda dağı- tıldığı belirtildi. Velayeti'nin açıklaması tran Dışişleri Bakanı Ali Ek- ber Velayeti, Körfez krizinin bölge ülkeleri tarafından çö- zümlenmesi gerektiğini söyledi. Tahran Radyosu, Velayeti'- nin bu açıklamayı Körfez krizi konusunda temaslarda bulun- mak üzere önceki gün Tahran'a giden Umman'ın dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Yusuf Bin Alawi Bin AbduUah ile gö- parti, Marksizmin Türkiye ve dünya koşullanna göre yeniden yonımlanarak, geçmiş denevim- lerinin sürdürücüsüdür" dedi. Avukat Halit Çelenk de prog- ramın gerekçe ve giriş bölümü- ne karşı olduğu için program komisyonundan çekildiğini anımsatarak "Biz bu partiyi Türkiye'de kunıyoruz. Türkiye agııiıklı bir bölüm olmahdır. Dünyadan ve sosyalizmden de söz edilecektir tabü. Burada sa- dece deneyimler yer almalıydı. Devlet sosyaüzminin şöyle iflas ettiği, böyle iflas ettiği program- da yer almamalıdır" dedi. Programda sınıf mücadelesi gereksizdir gibi bir esprinin hâ- kim olduğunu da anımsatan Çe- lenk, "Bu nedenle kumcular kunılu adaylıgından çekildim" dedi. Kurultayda açıklanan prog- ram taslağına farklı tepkiler de ortaya konuldu. Yapılan tartışmalardan sonra taslak program, delegelerin oyuna sunuldu ve "Kurucular kurulunun eleştirilen yanlannı en kısa sürede değiştirmesi koşuluyla" partinin programı kabul edildi. Programın kabul edilmesi karan delegeler tarafın- dan ayakta alkışlanarak, "Ya- şasın Sosyalist Birlik Partisi" sloganı atıldı. Kurucular Kurulu Partinin kuruculan arasında yer almak üzere 136 kişi aday olunca 100 kişi olması gereken kurucular kurulunun açık oyla- mayla ve tüm adayların katılı- mıyla oluşturulması benimsen- di. rüştükten sonra yaptığını bildir- di. Kuveyt Valisi öldiiriildü Sürgündeki Kuveyt huküme- tinin Suudi Arabistan'daki Dah- ran Enformasyon Bürosu, Irak- ın işgal sonrasında "19. ili" ola- rak ilhak ettiğini açıkladığı Ku- ve>i'e vali tayin ettiği Ali Hasan Macit'in öldüruldüğünü açıkla- dı. Kuveyt'in Dahran'daki Enfor- masyon Bürosu'nun, sürgünde- ki hükümetin sözcüsü Abdül Rezzak Saker'e dayanarak verdi- ği habere göre, işgal sonrasında Irak tarafından Kuveyt'teki kuk- la hükümetin yönetimine atanan ve kısa bir süreyle valilik yapan Hasan Macit, Kuveyt kentinde bir grup direnişçi tarafından pu- suya düşürüldü. Bahre>-n ve Katar'da dün ya- yımlanan gazeteler de valinin öl- durülmesine yer verdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle