25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/15 ÜNİVERSİTE VE SORUNLARIPAIVELİ 'YÖK'ü aşahm 9 Haber Merkezi — Istanbul Üniversiteleri Öğretim Üyeleri Derneği'nin düzenlediği "Üni- versite ve Sonınlan" konulu sempozyum, "ÜBiversitelerin DÜBB, Bugiinü ve Yannf'nın tartışıldığj bir panelle sona er- di. Prof. Dr. Kâmil Mutluer'in YÖK temsilcisi olarak katıldı- ğı panelde Prof. Dr. Kemal Ka- falı, Prof. Dr. Ayhan Çavdar, Prof. Dr. Erdoğan Şuhubi ve Prof. Dr. Üllcü Azrak, YÖK'u yerden yere vurdular. Özerk bir üniversitenin yeni- den kumlmasınj istedikierini ve politik amaçlarla altyapısı bu- İunmayan yeni üniversitelerin açümasma şiddetle karşı olduk- lannı belirten panelistler, YÖK düzeni içınde üniversitelerin büyük bir kalite kaybına uğra- dığını, üniversitelerde büimsel çalışma olanaklarının yok edil- diğini öne surdüJer. Terör ve anarşi kaynağının üniversitelerce beslendiğine ka- rar verildiğini ve bu "kuilanılarak" üniversitelerin özerkliğinin yok edildiğini be- lirten Prof. Dr. Kemal Kafalı, "Davnlcuya zurnacıya Prof. unvanı verirseniz, bu lilkede üniversitenin saygınlığı kalmaz" dedi. Prof. Dr. Ayhan Çavdar, üni- versitelerin birinci görevinin bi- lim öğretmek, yaymak ve bilim- sel araştırmalar yapmak oldu- ğunu, eğitimin ikinci sırada yer alması gerektiğini belirtti. YOK Yasası'na "Ben buna 'şok yasası' dlyorum" diye ekledi. Prof. Dr. Erdogan Şububi de Türkiye'de medrese eğitimi ge- leneğinın surdurulduğunü kay- dederek "YÖK'e en çok kızdı- ğtm sey, üzerimize tıpatıp otu- ran bir elbiseyi biçme becerisidir" dedi. Prof. Dr. Ül- kü Arzak, YÖK'e karşı oluştur- dukları yeni yasa taslağı konu- sunda bÜgi verdi. Eleştiriler ko- nusunda sıkıntıh olduğu gözle- nen YÖK temsilcisi Kâmil Mut- luer, kalitenin düşmesini üni- versite kapılannda yığılan öğ- renci sayısı ve ortaöğretimdeki kalite sorunu Ue açıklamaya ça- lıştı. "Esas problem ortaöğre- tiraden geliyor. Ortaögretim mesleğe yöneltmiyor. llköğre- tim ve ortaoğretimde deprem var. Yükseköğretim de deprem kuşagına girdi" diyen Mutluer, nüfus artışına karşı olabildiğin- ce az zararla yükseköğretimin sorunlarıru çözmeye çalıştıkla- rını söyledi. Panelde hedef tahtaşı olan YÖK'ün savunmasıru "Üniver- sitelerarasında bir koordinas- yon eksikligi söz konusuydu. Bunu saglayabilmek için YOK- ün getirilmesi düşiınüldü. Üni- versite yönetimlerinin atama ile seçilmcsi sistemi de daha kısa sürede karar aiabUmek İÇİB getirildi" diyerek yapan Prof. Dr. Mutluer sözlerini şöyle sür- dürdü: "Ben de idareci olmasaydım sizin gibi düşünür ve konuşur- dum. Ama idareci olunca biraz daha makro düşünmek gereki- yor. Bize milletvekillerindcn üniversite açmak için 70-80 tek- lif geldi. Demokrasi pariamen- to demekse, parlamenlonun yaptıgını uygulamaktan başka çare yoklur sanıyonım. 10 Üde üniversite açmak için 3 trilyon lira lazım. Eğer pariamento bu- na ragmen açar ise parlamen- ter bayata saygımız nedeniyle herhalde hayır dememiz miim- kün deŞil." Panel, öğretim Üyeleri Der- neği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir'in kapanış konuşma- sı ile sona erdi. özdemir, ko- nuşmasında, 1980'den sonra üniversitenin çok şeyler yitirdi- ğini vurguladı. özdemir, sözle- rini "Çoğalmak istiyonız. Ço- galalım ve YÖK bunalamjnı aşalım" diyerek noktaladı. TBMMbütçesi görüşmelerinde iktidar ve muhalefet milletvekilleri gazetecileri eleştirdi 4 Basın özel bekçimiz gîbi davranıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki TBMM büt- çesi görüşmeleri, milletvekilleri- nin basına yönelik eleştirilerine sahne oldu. SHP Nevşehir Mil- letvekili Cemal Seymen, "Bası- nın hangi miOetvekilinin köpe- gi ısırdığını arasürdığını" öne sürdü. TBMM bütçesinin önceki ge- ce tamamlanan görüşmeleri sı- rasında söz alan Seymen, en sağ çizgidekinden en sol çizgideki- ne değin tüm gazetelerin parla- mentonun görüntüsünü olum- suz şekilde vermek için yarış içinde olduklannı savundu. Sey- men, ü!k? '^rarına yapılan ko- nuşmaların satır araJanna sıkış- tığını, ama parlamentodaki ba- n olumsuzlukJar ile magazin de- ğeri olan konuların gazetelerin haber başlıklannda yer aldığını kaydetti. Parlamentonun ayak- ta tutulması gerektiğini dile ge- tiren Seymen, "Bu, sadece bası- nın ve seçmenin görevi değildir. pariamenterin de görevidir. Ba- sına dalkavukluk yapmayacagız. TBMM'nin onuruna indirilecek darbe, cumhurbaşkanından da gelse, basından da gelse hiç kun- seye ödiin vermeyecegiz" diye konuştu. Seymen, emniyet gö- revlilerinden parlamenterlere ciddi bir tepki olduğunu da söz- lerine ekledi. SHP Aydın Milletvekili HUmi Ziya Postacı, basın özgürlüğü- ne karşı olmadığını vurguladık- tan sonra Meclis ile ilgili olarak gazetelerde yer alan haberlerin "Mecliste > hiç dogru iş yapılmadığı" izlenimini verme- ye yönelik olduğunu öne sürdü. ANAP'lı Mustafa Dilek, millet- vekillerine gerekli bilgileri top- layacak birer danışman verilme- sini talep etti. Sün'in ANAP yanlısı Bağım- sız Milletvekili Zeki Çeliker de basıoın milletvekillerinin özel yaşamına bakışından yakındı. Bir milletvekilinin eğienmeye gittiğinde çekJlen fotografının altına "yalan yanlış şeyler" ya- zıldığını îddia eden Çeliker, "Basuı çaltşmalanmızı aktaraca- ğına özel bekçimiz gibi davranı- yor. Senin patroniann eğlenmek için bir yere gitmiyorlar mı? Ozel uçagıyla Paris'e gitmiyor mn?" dedi. Çeliker, muhabirle- rin haberleri doğru yazdığını, ama haberlerin >'azı işlerinde de- ğiştirildiğini öne sürdü. DYP Niğde MiUetvekili Mah- mut Öztürk de TBMM Baska- nı Kaya Erdem'i "Milletvekille- rinin özliik haklan konusunda bizi basının öniine atıp yem et- ti. Basın, Kaya Erdem, Çanka- ya pasJaşması, bizi son derece ya ralamıstır" dive eleştirdi. 2 MilliBasın Kurultayı Öztürk, basının pariamento çalışmalarını yeterince yansıt- madığını savunurken "Kravatlı kesim, riitbeli kesim, bizi biçi- yor. Bizi yeniden yeşerten o ca- hil kesim. Onlann da dognı ha- ber alması gcrek" dedi. SHP îstanbul Milletvekili Ali Topuz, milletvekillerinin seçilme kaygısıyla hareket etmemeleri gerektiğini vurgulayarak "Bu doruma gelmede bize düsen paylar yok mu? Başkalanm şi- kâyet etmeye hakkıımz var?" di- ye sordu. Topuz, kanun hük- münde kararnamelerin ivedilikle görüşülmesi gerektiğini, bunun sağlanması için içtüzük değişik- liğinin kısa sürede gerçekleştiril- mesi gerektiğini söyledi. DYP Kocaeli Milletvekili Aladdin Kurt, muhafız taburu- nun Meclis dışına çıkartılması- nı istedi. Eleştirileri yanıtlayan TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoğln, basındaki haksız, asılsız haber- lerin "kronik" bir hal aldığını savunarak bu konuda birçok açıklama yapıldığıru söyledi. Hocaoğlu, TBMM çalışmalan- nın televizyondan duyurulmas^ için çalışmaların sürdüğünü dq sözlerine ekledi. Görüsmelerden sonra TBMM bütçesi sabah saatlerinde oyla- narak kabul edildi. 4 Gazetelerirtica yaygarası koparıyor' İcmal ve Öğüt dergilerince düzenlenen kurultayda milli ve muhafazakâr basının 'kadrolaşmak ve müessese olmak' zorunda olduğu bildirildi. Haber Merkezi — "2. Milli Basın Kurultayı"nda konuşma- cılar basında "irtica yaygarası" koparıldığını, inanan Müslü- manlara "gerici" damgası vu- rulduğunu öne sürdüler. Bunla- ra karşı milli ve muhafazakâr basının "kadrolaşmak ve mües- sese olmak" zorunda bulundu- ğu bildirilen kurultayda, Mar- mara Üniversitesi öğretim üye- si Osman Sezgin de televizyo- nun milli kültüre ters düstUğü- nü savundu. tlki 1988 yılında gerçeklesti- rilen Milli Basın Kuruilayı'nın ikincisi İcmal ve Ögül dergile- rince hafta sonunda yapıldı. OTİM'de iki gün süren kurul- tay süresince "Tiirk Basınının Mescleleri", "Basın ve Özgür- lükler", "Kiiltür-Sanat" başbk- lan aitında çeşitli tartışmaJar ya- pıldı. İKİ GÜN SÜRDÜ — 2. Milli Basın Kurultayı OTİM'de yapıld lstiklal Marşı'yla açılan ku- rultayın ilk gününde açış konuş- masını yapan tcmal Dergisi Ya- zıişleri Mudürü Mustafa Kahra- man, "Bugünler tarih yapılan günlerdir. Sözden ziyade iş üre- ten günlerdir" dedi. Kurultayın başlangıcında söz alan Prof. Dr. Nevzat Yalçın- taş, "Basınımıza siiratle yetiş- ELEMA1N Yeterince "BirikinTli misiniz? Bizimle birlikte çalışacak, yeterince birikimli genç yeteneklere gereksinmemiz var. Senior Metin Yazarlan Tek ön koşul. yeterince meslek deneyimine sahip. kendini. kendisine ve çevresine karşı kanıtlamış oinıaktır İyi bir yabancı dil bilgisi ek bir ölçüt olarak ele alınacaktır. Junior Metin Yazarlan Hangi alanda olursa olsun (para hariç) birşeyler biriktirdiğinıze inanıyorsanız. metin yazarlığı denen sonu belirsü serü\ene atılmaya hazırsanız. sizinle tanışmak, çalışmak isteriz. Yalnız kesin iki koşulıınnız \ar 1. Çok iyi tngilizce bilgısı. 2. Yüksek öğrenim diploması. Medya Sorumlusu Kendi alanında deneyinıli, medyanın da yaratıcılık ıstediğinin bılincinde ve gereğince geniş çevreye sahip... Trafik Görevlİsi Birikinı'in iş akışını. becerisiyle yönlendirecek, sorumluluk almaya istekli bir iş arkadaşı... Asistan Sekreter Sözcuğun tam anlanııyla. asistanlık yapabilecek bilgi. beceri, deneyime sahip, kesinlikle çok iyi İngihzce bilen genç bir asistan sekreter... İlgilenenlerin, "SMY* "JMY! -M".T. "AS" rumuzlarıyla. yazılı olarak başvurmaİarını ricaederiz. (Ek bilgi: Erkek adaylann askerlikle ilişkileri olnıamalıdır.) BIRİKİMReklamcıhk, Danışmanlık vc Tıcaret AŞ Prof Dr Orhan Ersek Sok 46 A Teş\ıkı>e • îstanbul miş insan güctt takviyesi gere- kir" dedi. Türk toplumunun doğru ve durüst habere gerek- sinimi olduğunu vurgulayan Prof. Yalçıntaş, "Ticari gayeler bu prensibi alasağı etmemeli- dir" diye konuştu. Bugünkü basını idare edenle- rin ideolojik bakışını "ça|dışı" olarak nitelendiren Prof. YaJ- çıntaş, "Marksist ve liberal fi- kiıier; bunlann yanlışlığı ispat edilmiştir. Türkiye'de ise bâlâ çağdışı ideolojik anlayışlar hü- kiim suriiyor" dedi. Kurulacak özel TV istasyon- larında daha önce TRT ile ça- lışmamış birtakım insanların (Fotograf: AA) görev alacağını söyleyen Prof. Yalçıntaş, "Özel TV'lerde de belli sicili olan insanlar çalışma- lıdır. Yoksa o insanların belli hastalıklan nüksedehUir" diye konuştu. İcmal dergisi yazarlarından Ali Gedik ise konuşmasında inançsızlığm ve ahlaksızlığın moda halinde sergilendiği bir basın sektörü bulunduğunu öne sürerek "Herkes basının esiri durumundadır" dedi. Milli basının, millet ve mane- vi değerlerin savunucusu oldu- ğunu söyleyen Ali Gedik, kısa bir süre önce TBMM'de günde- me gelen cami, medrese, kubbe ve şifahane gibi yapılann ayrı- lacak bir fonla onanlması konu- suna değindi. Gedik şunlan söy- ledi: . "Kazı faaliyetlerinde bulanan çanak çömlek kınntılan mede- niyet hazinesi bulur gibi takdim edilerek müzelerde saklanıyor. Niçin yapılıyor demiyonu. An- cak bir hakikatin bilinmesi ge- rekir. Çok yakın tarihimize ait camüer, medreseier, kubbder ve şifahanelerimizin, yani inancı- mızın ve küitüriiıniiriin mimari şabeserlerinin onanmı TBMM'- de gundeme geldi. Bazı basın çevreleri bunu tepkiyle reddede- r%k meseleyi irtica politikasına çektiler. Birtakım tarib kalıntı- lannı çtkannaya evet de bu ntil- ÖzaPdan başkanlık için yeni formüller letin kendi inancının, (arihi v« kiiltfiriiniin eseri olan eserlere sahip çıkmaya niçin hayır?" Basında "irtica yaygarası" koparıldığını söyleyen Gedik, is- lam, Müslüman, ilün, irfan, ta- rih ve kültür bilincindeki insa- nın da mürteci olarak "vasıflan- dınldığını" söyledi. Gedik, "Nasü bir aniayış ya da Müslü- man modeli ortaya koyalım ki bu mürteci oimasın, davası da irtica olmasın" diye konuştu. Kurultayda "Tiirk basmında kadro meseiesi" konulu bir teb- liğ sunan Türkiye gazetesinden Görbiiz Azak, basının şu anda Marksistler, sosyal demokrat- lar, milliyetçi ve muhafazakâr- lar ve gazeteciliği ticaret olarak bilenler olmak üzere üç katego- riye ayrıldığını belirterek "Mil- li ve mubafazakâr basın kadro- laşmak ve müessese olmak mec- buriyetindedir" dedi. Kurultayın ikinci gününde yapılan açıkotununda konuşan sinema yönetmeni Yiicel Çak- maklı, özel TV tartışmalan için- de "MUletimizin beklediği mü- li TV yayıncıbğı konusunda bir kanal ortaya çıkacak mı" dedi. Çakmaklı bu alternatif kanalın kendileri tarafından hazırlan- ması gerektiğini savundu. Mar- mara Üniversitesi öğretim üye- si Osman Sezgin de televizyon yayınlannın milli kültüre ters düştüğünü sa\oındu. Açıkoturu- ma çağnlı olan Erzurum Millet- vekili Metamet Kahraman ve Prof. Dr. Ayhan Songar katıl- madılür HDM FULMAR Nevv Positions Important positions are offered by HDM-FULMAR ÎSTANBUL, part of Havas-Dentsu-Marsteller Worldwide embracing Amerıcas, Europe and Far East. Travel abroad for traıning, seminars, conferences and business meetings are part of these jobs, Account Executives Account Executıves with educational background of economıcs/business adminıstratıon or other appropriate college degrees (preferably Bosphorus Ortadoğu Universıty or equilavent graduates.) The incumbents must have a thorough marketing/advertising background, specially in consumer goods, preferably edibles, cleanıng products and toiletries. The experience for these positions must be either ın product management or agency account handling areas. Very ğood advancement opportunıties for serious and dedicated young vvorkaholics. Copy VVriters Hot advertising copy vvriters, English is reguired. An excel)ent command of Turkish in very creative dimensions is a must. The remuneratıon is up to industry standarts and high performance is the only criteria for steadıly grovvıng fınancıal benefits and advancements. Please call Doğan Gündüz, telephone 149 78 03, for confidential ıntervievvs or mail short resume to HDM- FULMAR, İnönü Cad. 96 Taksim îstanbul. TURSEM'İN LONDRA, CKF7M), CAMBR1DGE B0URNEWOUTH,BWGHT0N HASTlNGS^X£TEKGHESrî DE SEÇKİN DILOKULLAR1K0AYAZIÜİ rA DA BUTUN YIL IN&IUZCE Ö6RENIM 12TAKSİTTE Ö KOLAYUOI DEV\M EDİYOR/ R Ç KUBSLAR •TİCARİ İNGİLİZa • TUR.İZM İN&İÜZCESl .BANKACILIKINÛİLIZCESİ •5INAVIOJRSURI: Cambrıdge «nrst Certifıcate, Profcıcncy, •TOEFLARElS(Sd\) tursem İNGİUZLJSANOKUilARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhuriyet Cad 173/4-B Elmadag 80230 îstanbul Hılton Oieli Karsısı Tel 148 39 77 -148 79 43 -148 28 49 Fax 132 97 29. Tlx 27498 tusmtr (Baftarafı 1. Sayfada) partili olabilmeli, ancak parti- nin icra organlannda görev al- mamalı, görüşünü savundu. Cumhurbaşkanı "Belki baska formüller de konulabilir, ama iki dereceli seçim yapılması la- zım. Fransa'da ve bazı yerlerde yapıldığı gibi" diyerek 2 dere- celi seçimde ısrarlı olduğunu vurguladı. Izmir-Aydın otoyolunda in- delemeler yaparak gazetecilerle sohbet etti. Cumhurbaşkanı Körfez krizinde, yumuşak tav- rın sorunun çözümünü gecikti- receğini vurgulayarak, "Bu işi sulhla çözmeyi istiyonız, ama bir savaş olursa, buna da bayır- demeyiz manası var ortada" de- di. Özal, BMrun/'Mühletli müdahale karannı daha önce al- ması gerektigini"de söyledi. Cumhurbaşkanı Özal, anaya- sanın sadeleştirilmesinden, ba- sitleştirilmesinden yana olduğu- nu belirterek anayasalann sık sık değişmesinin mümkün ol- madığını yineledi. özal, şunla- n söyledi: "Anayasa teşkilatı gösterme- lidir. Anayasamıza girmiş bir- çok şeyler var. Benim kanaatim, bunlann bir kısmı kanunlarla yapılması gereken hususlardır. Kalkıyoruz, sosyal devlet diyo- ruz, sosyal devlet şunu konır, bunu konır diyoruz. bir siirii şeyler yazmışız. Bunlar degiş- meyecek şeyler değiidir. Aynı şekilde cemiyet kurmaya, sendi- ka kurmaya kadar birçok konu- lar, 141, 142 ve 163. maddeler- de düzenlenen suçlar anayasaya girmiş. Hiç oraya girecek hii- kümler değil. Bunlann hepsi çı- kabilir. Hatta kamu niıeliginde- ki kuruluşlarla ilgili bükümler de cıkanlabilir." Özal, cumhurbaşkanına, ana- yasada önemli yetkiler verildiği- ni hatırlatarak böyle bir gücün, halkın seçimiyle gelen bir cum- hurbaşkanı tarafından kullanıl- masının daha doğru olacağını söyledi. Özal, "Cumhurbaşkan- lığı seçiminin halk tarafından yapılması daba doğrudur" gö- rüşunü savunmayı sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı seçimine Meclis'te grubu bulunan parti- lerin aday gösterebileceklerini, Meclis dışından aday olabilmek için de belli sayıda milletvekili- nin rızasının alınması koşulu- nun getirilebileceğini anlatan Özal, şöyle konuştu: "Ne vakit seçim yapılacaksa beraber yapılsın. 'Hodri meydan' diyonım. Ben şimdi 6-7 seneyi garanti etmişim. Di- yorum ki en geç 92'dedir seçim. Hodri meydan... O kadar zor bir iş degil bu. Anayasanın bel- li maddeleri kaldınlmış dersiniz olur, biter. Aslında bizim ana- yasamız temel hak ve hürriyet- ler bakımından fena bir anaya- sa değil. Birkaç maddesinde de- gişiklik yapılır, biter, gider. Meclis üyeleri aday olabüiyor, ama halk seçecekse 100 millet- vekili mi, 90 milletvekili mi (fa- lanca adayımızdır) diyebilirler. Belki öyle bir formül de konu- labilir, ama iki dereceli yapılma- sı lazım. Fransa'da, birçok yer- de yapıldığı gibi. Nonnal olarak bundan son- raki seçimde parti adayları ola- caktır. Bunu da kabul etmek la- zım. Yani, seçüecek cumhurbaş- kanı, partili olacak. partiden ge- lecektir, ama fiilen partinin ic- ra organlannda yer almayacak- tır. Partiler belirleyecek. O za- man tarafsızhk mefhumıinun biraz daha farklı tarif edilmesi lazım. Anayasadaki yemini okursamz görevini tarafsızlıkla yapacağım diyor, yani ondan ibarettir. Partisiyle alakası ke- silir diye bir ibare var, bence ona lüzum yok. İcra organlann- da bulunamaz diye konulabilir belki." Özal, bir soru üzerine de es- ki Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren'in hatıralanmn bir bölümü- nü okuyabildiğini belirterek ha- tırat yazmanın doğru bir iş ol- duğunu, ancak kendisimn erken hatıra yayımlama niyetinde ol- madıeını bildirdi. Cumhurbaşkanı Özal, birga- zetecinin "Bundan sonra darbe olur mu" sorusu üzerine de İthal silah 'patbyor 9 (Baştarafi 1. Sayfada) mun Kınkkale tabancasının ye- rine bilinen iinlu silah markala- rının üretimine süratle geçeceğiz" dedi. Öncelikle Smith Wesson mar- kasının bir modelini üretecekle- rini, bu konudaki temaslannda olumlu sonuçlar aldıklannı da kaydeden Iğnebekçili bu mode- lin yanında diğer ünlü markala- nn da lisans üretiminin olabile- ceğini bildirdi. Iğnebekçüi, Em- niyet Genel Müdürlüğü'nün ve kendilerinin yaptıkları pazar araştırmalarının aynı sonuçları verdiğini ve Türk halkının han- gi marka ve model silahlan ter- cih ettiğinin ortaya çıktığım, bu- na göre marka olarak Smith VVesson, Browning, Baretta ve Kold'un, model olarak da 9 mi- limetre lö'lı şarjörlü ile 2.5 inç- lik 6'lı Revolver'in çok tutuldu- ğunun saptandığını kaydetti. Bu uygulamanın piyasada silah miktannı antıracağım bunun da karaborsayı kaldıracağını kayde- den lğnebekçili, "Bu uygulama ile Kınkkale tabanca devri (ü- müyle ortadan italfcfair tm" so- rusuna da "Bir süre daha devam eder. Çünkü daha ucuz bir silah. Ancak biz zaten bu modeli bı- rakmayı da düşünüyorduk. Bel- ki birkaç yıl daha devam eder ürefimi, ama nıbaı etapta mar- ka olarak piyasada (anınmış markalann lisanslı üretimini düşünüyonız" yanıtını verdi. Hükümet tarafından hazırla- narak Meclis'ten hafta içinde ge- çen yeni yasal düzenlemenin ruhsat edinme sisteminde getir- diği yeni kolaylıklar Ue Türkiye1 deki silah talebini önemli ölçü- de arttırdığını da kaydeden lğ- nebekçili mevcut üç yüz bin si- lahlık taiebin yeni düzenleme ile 1-1.5 milyona yükseleceğini söyledi. Bugüne kadarki mevcut uygu- lamada yalnızca taşıma ruhsatı olanlara ithal silah alma olana- ğ] sağlandığını anımsatan lğne- bekçili getirilen yeni düzenleme ile bulundurma ruhsatı olanla- ra da bu hakkın tanındığını, bu- nun da ithal silah uygulaması- na olan talebi arttıracağını "CNmaz, olmaz ama siz sıkı du- nırsanız..." şekiınde konuştu. Körfez Özal, Körfez krizi ve Irak'a karşı takımlan tavıra değindi. Cumhurbaşkanı özal, "Birleş- miş MUIetler'in alması bekienen Irak'a süreli müdahale karan- nın çok daha önceden alınması gerekirdi" dedi. Özal, süre uzadıkça Irak'ın geri çekilmesinin de zorlaştığı- nı belirterek aslında Gorbaçov ile Bush arasmdaki ilk görüsme- den itibaren çok daha sert tavır alınmasının yararlı olacağını söyledi. Özal, "Ancak daha sert tavır Irak'ın geri çekilmesini safclayabilirdi" dedi. Özal, Ingiltere BaşOakanı Margareth Thatcber'ın görev- den aynlmasının Körfez politi- kasında herhangi bir değişikü- ğe neden olmayacağını, Ingilte- re'nin gerek Amerika gerekse Batı ile ortak ve kararlı tutumu- nun devam edeceğini söyledi. Cumhurbaşkanı, sohbette DYP kongresine ilişkin bir so- ruya, "Ben o konularda hiç konuşmuyoram" cevabını ver- di. Cumhurbaşkam, DYP Kong- resi'nde kendisine ilişkin bazı sözler söylendiğinin hatırlatıl- ması üzerine de "Her yerde ko- nuşuyorlar. Biz, genel başkan seçUdikten sonra tebrik mesajı gönderdik" şeklinde cevap ver- diL Memur maaşlan özal, memur maaşian konu- sunda görüşlerini açıklarken de, 1991 bütçesinin, doların 3 bin 300 lira civannda olacağı tahmi- niyle 33 milyar dolar tuttuğunu belirterek, ödeneklerin yüzde 400ının memurlara verildiğini belirtti. özal, şunlan söyledi: "Memura verilen rakam birT çoklannın soylediğinin aksins 1980 bntçesirje göre dolar baan- da aşagı-yukan 6 misli artısa ulasmışür. Bütün komsu ülke- lerie mukayese ettim. Bizdeki genel ücretler, kamu sektörleri ve özel sektördeki ücretler on- laria mukayese ettiğinizde 15-20 mislidir. Tabii, bu nonnal kur- dan besap ettiginiz zaman. Bu- nun yani sıra anonnal kur fark- lüıklan da var." Cumhurbaşkanı özal.' SSCB'de çalışan Türk işçilerinüj yaklaşık 800 dolar ücret aldık' lannı ve bu miktann 50 dolan- nın orada kendilerine ödendiği- ni anlattı. özal, bu ülkedeki Türk işçilerinin 20 dolar ile ev geçindirdiklerini belirterek, Irak, Iran, Suriye ve Yunanis- tan'da da durumun böyle oldu- ğunu ve birçok kalemde süb- vansiyon uygulandığını bildirdi. Mısır ile karşılaştırma Özal, bu rakamlan son 10 yıl-. daki gelişmeyi sergileyebihnelc maksadıylar anlattığını da kay- dederek, öğretmen, poüs, su- bay, doktor ve mühendislerin ek ücretler aldıklannı, çıplak ücret alan düşük derecedeki memur- lann ise genel nüfus içinde 100 binin üzerinde olmadığmı anlat- tı. söyledi. Onümüzdeki yıl baslayacak- lan yerli üretim ile bu talebi tek başlarına karşılamalarının da mümkün olamayacağını, zaten bu konuda halkın marka talep- lerinin de buna olanak vermeye- ceğini kaydeden lğnebekçili, "Bu talep ne olursa olsun en az on markaya dagılacaktır. Bu in- sanlann marka lercihlerine bagh bir olaydır. Bunun için biz üre- tünde de marka sayısını fazla tutmaya çalısıyoruz. Ancak so- nuçta yine de bizim yapacagunu üretimde zannetmiyorum ki mevcut üçyüz binlik taiebin yüz- de 40'ını karsılayabilelim. Bu nedenle üretimin yanında diğer taleplerin karşılamaya yönelik silah itbaline de devam edecegiz" dedi. Hükümetin bu yıl içinde yaptığı bir yeni düzen- leme ile başlattığı ithal silah uy- gulaması ile ilk parti olarak Türkiye'ye getirilen bin silahın çok kısa sürede tükendiğini de anımsatan lğnebekçili, hemen 3 bin silahhk yeni bir siparişin ve- rildiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle