Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 26 KASIM 1990
Modern saç, modern hayat
• tstanbul Haber Servisi — Hildon Convention ve
Exhibition Center'de dün akşam düzenlenen gösteride
1991 saç modelleri tanıtıldı. Salon şampuanı ile saç
kremini bir araya getiren ilk ürün olan Rejoice Wash ve
Go'nun Türk kuaförleriyle bir araya gelmek için
düzenlediği "Modern saç, modern hayat" özel
gösterisinde "yüz mimarı" olarak tanınan dünyaca ünlü
kuaför Jean-Louis David ekolünün temsilcileri 15
yabancı manken üzerinde klasik ve modern saç
modellerini uyguladılar. Davetiyelerin geliri Türk
kuaförlük sanatının gelişmesine katkıda bulunmak
amacıyla Artistik Kuaförler Kulübü'ne bırakıldı.
Toplantıda, "dimenthicone" saç kremi bileşiğinden
oluşan Rejoice şampuanıyla yıkannuş, yumuşak, parlak
ve kolay şekle giren saçlarda 1960'U yıllann gozde saç
modellerinin yanı sıra 1991 yıhnın modern saç tipleri
mankenler üzerinde sunuldu. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
34 kiçiye gözaltı
• tstanbul Haber Servisi — însan Hakları Derneği
ıstanbul şubesinde açlık grevine katılan 34 kişinin dün
akşam polis tarafından gözaltına alındığı öğrenildi. Dernek
tarafından yapılan açıklamada Devlet Bakanı Cemil Çiçek'i
önceki gün protesto eden kadınlardan 20 kişinin siyasi şube
ekiplerince gözaltına alınmaları da kınandı. Emniyet
yetkilileri ise dün akşam gözaltına alınanların durumuyla
Ügili olarak bilgi vermekten kaçındılar. Cezaevlerinde
devam eden açlık grevlerini desteklemek amacıyla önceki
gün başlatılan açlık greviyle ilgili olarak İHD tarafından
yapılan açıklamada, tutuklu yakını 50 kişilik grubun açlık
grevini sürdürdüğü, Bayrampaşa Cezaevi müdürü ile yarın
(ougün) bir görüşme yapılacağı, olumlu bir göruşme
sağlanırsa açlık grevine son verecekleri bildirildi.
Haftanın davalan
• ANKARA (AA) — Yargıda, bu hafta, Medeni
Kanun'un kadının çalışma iznine ilişkin maddesinin iptali
istemi Anayasa Mahkemesi'nde esastan görüşülürken,
Kutlu-Sargın ve yasadışı TKP-ML DHB davalarına
devam edilecek. Anayasa Mahkemesi, Izmir 4. Sulh Ceza
Mahkemesi'nin, Medeni Kanun'un kadının çalışma iznine
ilişkin 159. maddesinin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu
29 kasım perşembe günü esas yönünden inceleyecek. Söz
konusu madde, kadının, kocanın açık veya zımni izni ile
bir işte çalışabileceğini, kocanın izni olmadığı hallerde,
kadının çauşmasının aile birliği veya bütün ailenin
menfaati gereği olduğunu ispat ederek hâkim kararı
almasını öngöruyor. TBKP Genel Başkanı Nihat Sargın
ve Genel Sekreter Haydar Kutlu'nun (Nabi Yağcı)
yargılanmalanna da 27 kasım salı günu devam edilecek.
Ankara DGM'de görülen davada, dosyadaki deliller
okunacak. Yasadışı TKP-ML Devrimci Halkın Birliği
Orgütüne üye oldukları ve çeşitli eylemlere katıldıklan
iddiasıyla 5'i tutuklu 7 sanığın yargılanmasına da 29
kasım perşembe günü devam edilecek.
'Kontrgerilla Operasyonlan'
• tSTANBUL (ANKA) — ABD Kara Kuvvetleri'nin
1986 yılında FM 90-8 koduyla yayımladığı kitap
"Kontrgerilla Operasyonlan" adıyla Türkçe"ye çevrilerek
Haziran Yayınevi tarafından yayımlandı. Kitabın ABD
ordusundaki subaylann eğitimi amacıyla hazırlandığı ve
pek çok ülkede uygulanan operasyonlann bu kitapta
anlatıldığı biçimde gerçekleştirildiği dile getiriliyor.
Ayaklanma, karşı ayaklanma, tehdit, klasik savaşlarda
kontrgerilla faaliyetleri, yeraltı faaliyetleri ve çeşitli
silahlarla ilgili bilgilerin yer aldığı kitapta sivillere karşı
psikolojik operasyonlar, nüfus faaliyetleri ve kontrolü
anlatılıyor.
METAŞ dosyası Akbulut'ta
• tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Başbakan
Yıldırım Akbulut, bugüne dek çeşitli alanlarda "yeniden
yapılanma"yı gerçekleştirdiklerini belirterek "Bazı
partiler, daha yeni 'yenileşme' gereğini hissetti. Şimdi
yüzde 45 oy alacağız, diyorlar. İstanbul'da yüzde 8 oy
alan bir parti, bunu nasıl söylüyor bilemiyorum, her
babayiğidin harcı değildir" dedi. Akbulut, DYP büyük
kongresinde divan başkanı olan Hüsamettin
Cindoruk'un, "Sayın Özal, Başbakanlık koltuğunu da
Çankaya'ya götürdü. Başbakan, Özal'ın mektupçusu"
biçimindeki sözleri anımsatıldığında da "Ben
Cumhurbaşkanı ile kavga mı edeyim? lşi nereye getirmek
istiyorlar? Hayal mahsulü, yapay problemler çıkarıp o
problemler üzerine yapay fikirler üretiyorlar" karşılığını
verdi. Başbakan Yıldırım Akbulut, METAŞ dosyasının
Devlet Bakanı Güneş Taner'den alınıp Devlet Bakanı Işm
Çelebi'ye verilmesine ilişkin istekler konusunda da
"METAŞ olayıyla ben bizzat ilgileneceğim" dedi.
Ekmek zehirledi: 3 ölü
• AYDIN (AA) — Aydın'ın Umurlu bucağı Çarşı
Mahallesi'nde hamurotundan yaptıkları ekmekten
zehirlenen iki ailenin 8 ferdinden 3'ü öldü. Alınan bilgiye
göre Yüksel Kar'm (40) meradan topladığı hamurotundan
hazırladığı maya ile pişirdiği ekmekten yiyen Sabiha Kar
(65), Ümriye Yorgancı (43), Semiha Alk'an (35), Yüksel
Kar (40), Ahmet Kar (45), Saliha Kar (10), Zehra Kar (9)
ve Mesut Kar (8) zehirlenme belirtileri gösterince
komşulan tarafından Aydın SSK ve devlet hastanelerine
kaldırıldılar. Hastanede yapılan ilk müdahaleye rağmen
Ümriye Yorgancı, Sabiha Kar ve Semiha Alkan
kurtarılamayarak öldüler.
Açık kalp ameliyatı
• KAYSERİ (AA) — Kayseri'de ilk kez açık kalp
ameliyatı gerçekleştirilerek bir hastanın daralan kalp
kapakçığı genişletildi. Ameliyatı gerçekleştiren ekibin
başkanı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve
Damar Cerrahisi Bölümü'nde görev yapan Yrd. Doç. Dr.
Naci Emiroğulları, hastanelerinde gerçekleştirilen ilk açık
kalp ameliyatıyla emekli işçi Fikret Tezen'in (57) kalp
kapakçığjnın genişletildiğini söyledi. Tıp Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Semih Başkan da hastanelerinde bundan sonra
da açık kalp ameliyatı yapılacağını kaydetti. Fotoğrafta
hasta, ameliyattan sonra doktorlarla görülüyor.
(Fotoğraf: AA)
SHPIstanbul tlDanışma Kurultayı'ndaparti programına uyulması istendi
Orgüt-belediye çekişmesiSHP 11 Başkanı Karakaş, "yerel yönetimler"
konusunda tasarı hazırlanacağını vurgulayarak
yerel yönetimlerin birer sivil toplum
örgütlenmeleri olduğunu söyledi. Karakaş, 20
aylık dönemi eleştirirken, "sosyal demokrat
belediyeciliğin" yapılmadığım iddia etti.
lç Politika Servisi — SHP Is- dengesini çok iyi saglamalıyız"
tanbul ll Merkezi'nin düzenledi-
ği tl Danışma Kurultayı dün Be-
şiktaş GTIM salonlannda yapıl-
dı. "Yerel yönetimler" konusun-
da gerçekleştirilen kurultayın
açış konuşmasını yapan İl Baş-
kanı Ercan Karakaş, yerel yöne-
timlerin sosyal demokrat parti-
lerdeki öneminin altını çizerek
belediyelerde başkanından mec-
lis üyesine kadar herkesin
SHP'nin program ve tüzüğüne
uygun davranması gerektiğini
belirtti. SHP Genel Sekreteri
Hikmet Çetin de "Örgutlerie be-
lediyeler arasındaki ilişkinin
dedi.
SHP Istanbul İl Merkezi'nin
"yerel yönetimler" konusunda
hazırladığı karar tasarılarının
tartışılıp oylanarak genel merke-
ze iletileceği 11 Danışma Kurul-
tayı'nda Istanbul'daki parti ör-
gütlerinin belediye yönetimleri-
nin 20 aylık dönemine ilişkin gö-
rüşleri, eleştirileri dile getirildi.
tl Başkanı Ercan Karakaş ku-
rultayda yaptığı açış konuşma-
sına, yerel yönetimlerin birer
devlet dairesi olmayıp halkın
kendisiyle ilgili kararlara katıla-
cağı birer sivil toplum örgütlen-
meleri olduğunu belirterek baş-
ladı. Sosyardemokrat belediye-
ciliğin temelini saydamlık, acık-
lık ve katılımın oluşturduğunu
vurgulayan Karakaş, belediye-
lerle örgütlerin ilişkilerinde bu-
güne kadar gerçekleşen aksak-
lıkları, kimi belediyelerdeki
SHP programına uygun olma-
yan çalışmalan eleştirdi. Bazı
belediye başkanlannın tanzim
satışlan reddetmesini, bazı be-
lediye başkanlannın mahalle
muhtarlanyla göreve geldikleri
günden bu yana hiç görüşme-
diklerini, belediyelerin rutin iş-
leri dışında sosyal demokrat an-
layış doğrultusunda işler yapma-
dıklanm, imar komisyonlainnın
çalışmalannda aksamalar, ge-
cikmeler olduğunu örnekleyen
Karakaş, belediye-iktidar ilişki-
lerini de eleştirerek şunlan söy-
ledi:
'Bazı belediye başkanlannuz
ANAP iktidanna ve Özal'a kar-
şı genel başkanımızın, genel
tnerkez yönetkilerimizin tavıria-
nna aykın davraruslar icindedir-
ler. Bir belediyemiz Semra Özal'ı
havaalanında yerlere kırmızı ha-
lılar sererek karsılıyor, bir diğe-
rinin odasında Turgut Özal'ın
büyük boy fotografı asılı. Bun-
lan şiddeüe kınıyoruz. tstanbul
Anakent Belediye Başkanımız
da Özal'ın yetkileri ve konulan
dışında olan bir sorun nedeniy-
le kendisiyle görüşüyor. Bu gö-
rüşmenin Sayın Genel Başkanı-
mızın ve parti yoneticilerimizin
bilgisi dahilinde olduğunu bili-
yonım, ama bunn da protesto
ediyonım."
Karakaş alkışlarla destekle-
nen konuşmasında, Beykoz Be-
lediye Başkanı'm sözleşmeli iş-
çileri "tasarnıf nedeniyie" işten
çıkarması, Usküdar Belediye
Baskanı'nı da 7 caminin bulun-
duğu Esatpaşa Mahallesi'ndeki
kaçak mesciti yıktırmaması ne-
deniyle eleştirdi. Karakaş sözle-
rini şöyle tamamladı:
"Biz sosyal demokrat bir par-
tiyiz. Kişi, gnıp, zümre partisi
degil, program partisiyiz. Her-
kes bu programa uymalıdır. An-
cak belediyelerimizin 20 aylık
uygulamalan da göstermiştir ki
SHP'de bir yerel yönetim prog-
ramına acil olarak ibtiyac vardır.
Yerel yönetimler, gelecekteki
SHP iktidannın da göstergesi-
dir. Sonınlanmızın çözümünü
merkezi iktidara gelecegimiz
günlere bırakmayıp bugünden
çözmenin, kahhmcı, saydam be-
lediyeciliğin gerçekleşmesinin
yollannı aramalıyız."
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin de örgütlerle belediyeler
BELEDİYELERE ELEŞTtRİ — tstanbul'da yapılan toplantıda, belediyelerin sosyal demokrat anlayışa uymayan uygulamalar içinde olduğu savunuldu.
İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA ~
Özal'ın Kafasmdakiler
_ İZMİR — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın kafasındaki.anayasa değişikli-
ği sanırız netleşir. Özal'ın "başkanlık
sistemine" geçişin ilk adımı olan bu
düşüncesini dün bir kez daha kendisin-
den dinledik. Birinci aşama anayasa
değişikliği, ikinci aşama ise milletvekil-
liği genel seçimleriyle birlikte cumhur-
başkanının halk tarafından seçilmesi.
Cumhurbaşkanı ilk kez bu yöntemı
Paris'teaçıklamış, tartışmaya açmıştı.
İlk tepki DYP lideri Demirel'den gelmiş-
ti:
. — Biz böyle bir seçime varız, ancak
Özal önce cumhurbaşkanlığından istifa
etsin...
DYP'nin bu konudaki görüşü açıktı:
— Böyle bir sistemin anayasal ço-
ğulcu bir nitelik taşımayacağı bellidir.
Türkiye'de siyasi partilerde iç disiplin,
parti genel başkanının etrafında kenet-
lenmeyi kolayiaştırmaktadır. Türk siya-
setinin bu geleneği dikkate alındıkça
başkanlık rejiminin cumhurbaşkanına
diktacı sayılabilecek aşırı bir kudret ve-
receği meydandadır.
Cumhurbaşkanı Özal, dün gazete
yöneticileri ve köşe yazarlarıyla oto-
büste sohbet ederken bir ilginç tümce
kullandı:
— Meclis dışından aday olabilmek
için de belli sayıda milletvekilinin rıza-
sının alınması koşulu getirilmeli...
Sıddık Bilgin olayı
Jandarma
erleri de
binbaşıyı
suçladı
TURAN YILMAZ
ANKARA—Bingöl'ünGenç
ilçesi Doğanlı köyünde gözaltına
alınan öğretmen Sıddık BÎlgin'-
in öldürülmesine ilişkin dava gö-
revli jandarma erlerinden sonra
sanık Üsteğmen Ümit Eriş'in de
Binbaşı Ali Şahin'i suçlaması
üzerine karar aşamasına geldi.
Aralık ayında yapılacak duruş-
mada karar çıkabileceği belirti-
lirken Üsteğmen Eriş gibi olayın
tanığı jandarma erleri de öğret-
men Bilgin'in önce işkence sonu-
cu öldürüldüğünü, ardından da
kaçarken vuruldu süsü verilmek
için cesedine ateş edildiğini söy-
lediler.
Sıddık Bilgin'in öldürülmesi
olayından ötürü TCK'nın 448.
maddesi uyarınca' 'kasten adam
öidürmek"ten haklarında 24-30
yıl ağır hapis cezası istenen sanık
subay ve astsubaylann yargılan-
diklan dava halen bir başka suç-
tan hükümlü bulunan sanık Üs-
teğmen Eriş ve tanık jandarma
erlerinin anlatımlan üzerine yeni
bir boyut kazandı. Bilgin ailesi-
nin avukatlannın 19 aralıktaki
duruşmada ortaya koyacakları
esas hakkındaki iddialannda
tüm bu anlatımlardan, işkencey-
le öldürülmesine karşın kaçarken
vuruldu süsü vermek için Bilgin'-
in cesedinin kurşun yağmuruna
tutulduğunun anlaşıldığını belir-
terek TCK'nın 450. maddesi uya-
rınca sanık subay ve astsubayla-
rın idam cezasına çarptırılmala-
rını isteyecekleri kaydedildi.
Burada SHP ve DYP'nin "dışarıdan
aday göstermeleri" engelleniyordu
açıkça. ANAP grubu bir bütün içinde
"birlik ve beraberlik" türküleriyle na-
sıl olsa Özal'ı olası bir seçimde yeni-
den aday gösterecekti. SHP ve
DYP'nin birleşip "tek aday" gösterme-
leri hajinde Özal'ın eline bir koz geçe-
cekti. İşler bu noktada çatallaşıyordu
elbet. Geriye 90-100 milletvekıli kalma-
dığına göre SHP ve DYP zorunlu ola-
rak bir aday göstereceklerdi.
Bir meslektaşımız sordu bizim de ak-
lımıza takılanı Özal'a:
— Yani SHP ve DYP birleşip bir
aday çıkarırlarsa ne olur?
Özal gülerek yanıt verdi:
— Vallahi orasını bilmem. Ama bun-
dan sonra tarafsız cumhurbaşkanlığı
diye bir şey kalmıyor. Artık cumhurbaş-
kanlarını siyasi partiler çıkaracak...
Özal'ın kafasındaki de buydu zaten.
— SHP ve DYP'yi köşeye sıkıştır-
mak...
Özal bunu açık seçik anlattı dün ga-
zete yöneticileriyle köşe yazarlarına.
Şöyle dedi:
— Normal olarak bundan sonraki se-
çimde parti adaylan olacaktır. Bunu da
kabul etmek lazım. Yani seçilecek
cumhurbaşkanı partili olacak. Partiden
gelecektir, ama fiilen partinin icra or-
ganlarında yer almayacaktır. Partiler
belirleyecek. O zaman larafsrzlık mef-
humunun biraz daha farklı tarff edilme-
si lazım. Anayasadaki yemini okursa-
nız "görevimi tarafsızlıkla yapacağım"
diyor, yani ondan ıbarettir. Partisiyle
alakası kesilir diye bir ibare var, ben-
ce ona lüzum yok. icra organlarında
bulunamaz diye konulabilır belki.
Başta belirtmiştik. Cumhurbaşkanı
Özal'ın kafasında oluşturduğu anaya-
sa değışikliğınde kimı maddelerin tü-
müyle ortadan kaldırılması gerekiyor.
Örneğin sendikalar ve demeklerle ilgili
maddeler, TCK'nın 141, 142 ve 163.
maddesine ilişkin bölümler. Bunlann
tümünün kaldırılmasından yana Özal...
Dün birlikte olduğumuz Cumhurbaş-
kanı Özal, eskisi gibi, yani "Başbakan
Özal" gibi konuşuyor hep. Anlattıkla-
rının çoğu masal, Inönü'nün deyimiy-
le şöyle:
— Kandırmaca...
Türkiye çağı yakalamış, ekonomi tı-
kır tıkır yürüyor. İşçi, memur, esnaf,
üretici, dul, yetim geçim sıkıntısı çek-
miyor. İşte Mısır, işte Sovyetler Birliği.
Örnekler buralardan veriliyor. Memur
maaşlarının hangi düzeyde olduğu an-
latılıyor. Soru sorduğunuzda canı ister-
se ya da işine gelirse yanıt veriyor.
Sovyetler Birliği'nde bir Türk işçisi
850 dolar kazanıyor. işveren işçiye 50
dolar veriyor orada. İşçi 50 doların 20
dolarını rubleye çevinyor. Paşalar, bey-
ler gibi yaşıyor.
Dahajîitmedi...
Memura öyle olanaklar verildi ki hiç-
bir sıkıntısı yok. Hele öğretmen, subay,
doktor hiç ağlamasin "geçinemiyoruz"
diye. 1 milyon 300 bin memurdan 100
bini "belki" geçim sıkıntısı çekiyor. Mı-
sır'da 3 milyon 800 bin memur var.
Bütçesi Türkiye'nin yarısı kadar. Bu
bütçede memurlara yüzde 12 pay ay-
rılıyor. Sakın ola kı bizdeki memurlar
hiç yakınmasınlar. Hepsinin evinde TV,
buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın bu-
lunuyor. Bankaların verdikleri tüketıci
kredilerinden yararlanıp otomobil alı-
yor.
Biz bu masalları hep dinleyeceğiz
anlaşılan...
Her neyse!
Saat sabah 09.00'da başlayan ve
16.00'da biten otobüs yolculuğumuz-
da Başbakan Yıldırım Akbulut, Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ın yanındaki
koltukta oturdu hep. Özal konuştu, Ak-
bulut hep dinledi. Uslu bir çocuk gibiy-
di Başbakan. Hep sustu, hep diişün-
dü. Camdan mandalin bahçelerini, dc-
zerleri, denizı seyretti.
Sanki yapayalnızdı...
SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA
Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde
beta-iaktamaz inhibitörlü geniş spektrumlu antibiyotik
alfasidsultamisilin
Tablet • 375 mg
10Tabletlik blister ambalajlarda
Oral süspansiyon - 250 mg/5 ml
Sulandınlmaya hazır kuru toz -70 ml
PIYASAYA SUNULMUŞTUR.
ıS.BİOLOJİK ve SENTETİK İLAÇ HAMMADDELERİ SANAYİ ve TİCARET A.Ş.
4. Levent - İSTANBUL
(*) Sultamisilin ulkemizde FAKO İLACLARI A.S. hammadde tesislerinde uretilmektedir.
arasındaki ilişki dengesinin sağ-
lanmasının önemine değinerek
"Her türltt sonınu bu riir knnıl-
taylar aracılığıyla kendi içimiz-
de konuşmalı ve çözümJerini
üretmeliyiz" dedi. Hikmet Çe-
tin daha sonra konuşmasında,
Türkiye'nin içinde bulunduğu
durumu, ANAP iktidannın uy-
gulamalannı anlattı. Çetin, son
kurultayda göreve gelen SHP ye-
ni yönetiminin çahşmalannı da
özetleyerek son günlerde tartışı-
lan "görevden alma, disiplin ku-
ruluna verilme" gibi konularda
da genel merkezin tüzüğe uygun
davrandığını belirtti ve "Biz se-
çimle gelen, seçimk giden ilke-
mizden taviz vermedik, ama
parti tüzüğüne uymayanlar da
tüzükle gider" dedi.
Kunıltay, daha sonra yerel yö-
netimler karar taslağmın tartışıl-
ması ve oylanmasıyla sona erdi.
Üniversitede
siyaset
yasağı
kalksın
İç PoUtika ServHİ — DSP Ge-
nel Başkanı Bülent Ecevit, Üni-
versite öğretim üyeleri ve öğren-
ciler üzerindeki siyaset yasağının
kaldınlmasım istedi. Ecevit, üni-
versitelerin özerkliklerine kavuş-
turulmasını, YÖK'ün de ya kal-
dınlmasım ya da demokrasiye
uygun bir şekilde niteliğinin de-
ğiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Üniversite giriş sınavlarına da
karşı olduğunu ifade eden Ece-
vit, "Çünkü, üniversite öncesi
adaletsizlikler, üniversite kapıla-
nnda daha buyük adaletsizlige
yol açıyor" dedi.
"Üniversite Öğretim Üyeleri
Derneti"nin düzenlediği "Üni-
versite ve Sonınlan" konulu
sempozyumda DSP lideri Bü-
lent Ecevit, konuyla ilgili görüş-
lerini açıkladı. Ecevit, 1980 son-
rası üniversite özerkliğine vuru-
lan darbenin, kaldırılması ge-
rektiğini belirterek "Üniversitele-
rin özerkliklerini toplamla
dayanışarak" koruyabileceğini
söyledi. YÖK'ün kaldınlmasım
ya da niteliğinin değiştirilmesi-
ni isteyen DSP lideri Ecevit, bu
konuda, "Batı Avnıpa ülkelerin-
de öğrencilerin üniversite yöne-
timine katılması banşçı çözüm-
ler getirdi. Bizde ise öğrencile-
rin katılınundan umacı görmuş
gibi korkulmaktadır" dedi.
12 Mart döneminden beri üni-
versite öğretim üyeleri ve öğrefl-
cilerinin siyasetle ilişkisinin ke-
sildiğini ifade eden DSP lideri
Ecevit, bu döneme kadar, üni-
versite öğretim üyelerinin en
azından parti merkez organla-
nnda görev alabildiklerini hatır-
lattı. Ecevit, "Hem üniversite
öğretim üyeleri hem de ögrenci-
ler üzerindeki siyaset ve partile-
re üye olma yasağı kaldınlmalı-
dır. Üniversite öğretim üyeleri
partilere üye olmasalar bile par-
tilerin onlardan açıkca yararla-
nabilme olanağı sağlanmalıdır"
biçiminde konuştu.
Farklı eğitim
Türkiye'nin geri kalnuş bölge-
leri ile gelişmiş bölgelerinde li-
seyi bitiren öğrenciler arasında
farklılıklar olduğunu vurgula-
yan Ecevit, bu nedenle "yüksek
ögretimin seçkind" bir özellik
kazanmaya başladığım ifade et-
ti. Bunun hem demokrasiye ay-
kın olduğunu hem de gençlik
arasında ciddi huzursuzluklara
yol acabileceğini belirten DSP li-
deri daha sonra şöyle dedi:
"Ben üniversite giriş sınavla-
nnın kaldırılmasından yanayım.
Çünkü, üniversite öncesi adalet-
sizlikler, üniversite kapısında
daha büyük adaletsizlige yolacı-
yor. Üniversite kapısı berkese
açık olmalı. Deme veya yönlen-
dirme üniversitenin ilk sınıfın-
dan sonra yapümah. Aynca,
açık öğretim veya yaygın ögreti-
me ağıriık verilmeli."
TV eğitimi
TV'deki açık öğretim dersle-
rinin "ne derece" yararlı oldu-
ğunun araştırüdığından emin ol-
madığını da ifade eden Ecevit,
TV'deki eğitimin doğrudan doğ-
ruya halka yönelik olmasını,
"duvariar ötesindeki" üniversi-
te Öğretimi için de doyurucu ni-
telikte kitaplıklar ve "video-
tek"ler oluşturulmasının yarar-
lı olacağını bildirdi.
Ecevit, konuşmasınuı son bo-
lümünde de üniversitelerde ya-
bancı dille öğretim verilmesim
yadırgadığım söyledi. Ecevit,
dille düşünce arasında çok sıkı
bir bağ olduğunu belirterek şöy-
le dedi:
"Eğer insanlar bilimi ve öğre-
nimi kendi dillerinde yapmazlar-
sa, onlann düşünsel yaşammda
da bir eksiklik kalnuş olabilir.
Bilim diliyle toplumun dili ara-
sında ciddi bir kopukluk meyda-
na gelir. Bu nedenle öğretimin
Türkçe yapılmasından ama, bü-
tün üniversite ögrencflerine, çok
iyi bir yabancı dil ögretilmesin-
den yanayım."