03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 IButto, iddiaları reddetti • LAHOR (AA) — Eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto, iktidarını kötüye kullandığı yolundaki suçlamaları mahkemede reddetti. Butto önceki gün verdiği savunmasında başkent tsLamabad'da yaptınlacak bir otel ile ilgili projede yasadışı davrandığı yolundaki suçlamaların "asılsız ve kötü niyetli" olduğunu, politika sahnesinden uzaklaştırılmasmın amaçlandığım söyledi. Bosna-Hersek'te seçimler • SARAV BOSNA (AA) — Yugoslavya'nın Bosna- Hersek Cumhuriyeti'nde dün seçimlere gidildi. Seçim sonuçlannın ulkedeki 6 cumhuriyetin birlik çatısı altında kalıp kalamayacağı sorununda önemli bir belirleyiciliğe sahip olacağı bildiriliyor. Bosna-Hersek'in 4.2 milyon nüfusunu Sırplar, Hırvatlar ve Türklerin de içerisinde bulunduğu Müslüman topluluklar oluşturuyor. Çatışma içerisinde bulunan bu üç etnik grup, kendi partileri ile katıldıkları seçimlerde cumhuriyet yönetimindeki gttçlerini arttırmak için mücadele edecekler. Sırp milliyetçileri, seçimleri kaybetmeleri halinde yeni iktidan tanımayacaklarını şimdiden üan ettiler. Cumhuriyetteki son serbest seçimler 1938 yılında yapılmıştı. • • • Urdtin'e Islamcı Meclis Başkanı • AMMAN (AA) — 1967'den beri kapalı bulunan ve önceki gün Kral Hüseyin tarafından açüan Ürdün Parlamentosu'nun millet meclisi kanadı, başkanlığına radikal Islamcı "Müslüman Kardeşler Bloku"nun bir uyesini seçti. Seçimi kazanan Abdül Latif Arabiyat'm bu zaferi sürpriz olarak değerlendiriliyor. Papa. Moskova'ya gidecek • MOSKOVA (AA) — Papa tkinci Jean Paul'un SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un ülkesini ziyaret davetini kabul ettiği bildirildi. Gorbaçov, dün Papa ile bir yü içindeki ikinci görüşmesini tamamladıktan sonra TASS Ajansı'na yaptığı acıklamada "SSCB ile Vatikan liderleri arasmdaki bundan sonraki görüşmenin SSCB'de yapılacağını" açıkladı. \ang: Çin'de duruın sakin • PEKİN (AA) — Çin Devlet Başkanı Yang Shangkun, 1989 yıh haziran ayındaki karışıklık dönemine göre ülkede durumun şimdi daha iyi olduğunu söyledi. Yang, Tanzanyalı bir heyet ile yaptığı görüşme sırasında, anılan dönemde ülkede özellikle Tienanmen "Meydanı'nda yoğunlaşan ve kanlı bir şekilde bastırılan demokrasi yanlıy gösterilere atıfta bulunarak, "Çin, haziran 1989'dan sonra bazı güçlüklerin hakkından geldi" dedi. Romanya'da igçi gösterısi • BÜKREŞ (AA) — Romanya'nın başkenti Bükreş'te son günlerde etkili protesto gösterileri yapan işçiler, ülkeyi çıkmaza götürdüğü gerekçesiyle Devlet Başkanı Ion Iliescu'nun istifasını istediler. "15 Kasım Brasov Birliği" adlı işçi örgütü tarafından kaleme alınan bir açık mektupta, iktidardaki Ulusal Selamet Cephesi ve Devlet Başkanı Iliescu'ya' "geçmişte komünistlerin de kullandığı yöntemlerle işçileri, iktidann destekçileri imiş gibi göstermek isteyip halkı yanıltmaya çahştıklan" suçlaması getirildi. Bulgar Genelkurmay Başkanı, Trakya'daki Türk gücünden endişeli Sofya'da Türkîye kaygısıGeneral Randniu Mincev, Yunan Katimeri gazetesine verdiği demeçte, ufacık Trakya'da Türkiye'nin büyük bir askeri gücü ve özellikle hava İcuvvetlerinin önemli bölümünün bulunduğunu belirtti. Mincev, Yunanistan ile hiçbir sorunlarının bulunmadığını söyledi. ATtNA (AA) — Bulgaristan Genelkurmay Başkanı General Randniu Mincev, ülkesinin, Türkiye'nin Trakya'da askeri gü- cünden endişe ettiğini ileri sür- dü. Mincev, Yunanistan'da yayım- lanan Katimeri gazetesine verdi- ği demeçte, Bulgaristan'ın Yuna- nistan ile sınırlan için hiçbir kaygısı bulunmadığını belirterek "Buna karşı, Balkanlar'da bu- günkü dururou da goz önüne alarak Türkiye'nin Trakya'daki askeri gücünden endişe ediyo- ruz" dedi. Türkiye'nin Trakya'daki top- raklarının Anadolu'ya kıyasla çok küçük olmastna rağmen, bu bölgede büyük bir askeri gücün ve özellikle Türk Hava Kuvvet- leri'nin önemli bir bölümünün bulunduğunu belirten Mincev, Trakya'daki Türk Silahlı Kuvvet- leri birliklerinin sürekli moder- nize edilerek yeni tank, uçak, helikopter ve toplarla donatıl- dıklannı söyledi. Mincev, Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin Trakya'daki tatbikatlan incelendiğinde, Anadolu'dan takviye birliklerinin getirilmesi- nin "dikkat çekfci" bir nokta ol- duğunu iddia ederek Türkiye'nin Trakya'daki askeri altyapısını sürekli güçlendirmeye çalıştığı- nı öne sürdü. Bulgaristan Genelkurmay Başkanı, "DoJayısıyla, Türkiye ile karşıiıklı güveni arttıracak önlemierin alınması konusnnu görüşmemiz gerekiyor" diye konuştu. Bulgaristan Başbakanı And- rei Lukanoy'un, Cumhurbaşka- nı Turgut Özal ile yaptığı görüş- melerden sonra Türkiye ile Bul- garistan arasında askeri alanı da kapsayan bazı konularda temas- lar olması ortamırun yaratıldığı- m kaydeden Mincev, iki ülke ge- nelkurmay başkanlannın ilkba- hardan önce yapacaklan görüş- meden de olurnlu sonuçlar çık- masını ümit ettiğini beürtti. Mincev, "Türkiye ve Bulgaris- tan genelkurmay başkanlannın ülkelerindeki önemlerini göz önüride tutarak bu görüşmenin Ankara-Sofya ilişkilerinin du- zelmesine katkısı olacagına inanryorum" dedi. Bulgaristan Genelkurmay Başkanı demecinde, ülkesinin askeri doktrininin, tüm Balkan ülkelerinden herhangi bir talepte bulunmamaya ve hiçbir ülkeyi "rakip" olarak görmemeve da- yandığını da iddia etti. Yunan- Bulgar ilişki A ^ ^ L lerinin fevkalade iyi düzeyde bulundu- ğunu da vurgulayan Mincev, iki ülkenin sınırlarını "banş, dost- Ink, iyi komşuluk ve işbirligi sınırlan" olarak tanımladı. Mincev, Yunanistan ile Bulga- ristan arasında 1986 yılında im- zalanan "dostluk ve iyi komşulnk" anlaşmasının geniş- letilmesinden ve bir "savunma işbhiigi" anlaşması imzalanma- sından yana olduğunu ifade ede- rek "Böyle bir anlaşma Bulgar- Yunan dostlugu için büyük bir hizToet olacaktır" dedi. Mincev, Yunanistan ile Bulga- ristan arasındaki bu "savunma işbirligi" anlaşmasının, AGİK ve AKKUM ile bağlantısız ikili bir anlaşma olabileceğini söyledi. Doğan'ın demeci Bulgaristan'ın üçüncü büyük siyasi gücü konumundaki Hak ve özgürlükler Hareketi (HÖH) lideri Ahmet Doğan, Türkiye- nin, Sofya için siyasi ve ekono- mik açıdan büyük önem taşıdı- BULGARISTAN ğını belirterek "Bulgaristan için Avrupa yohı Türldye'den gecer" dedi. Ahmet Doğan AA'ya verdiği demeçte, Bulgaristan'ın NATO- ya girmek istediğini ifade ederek bu açıdan da Türkiye ile Bulga- ristan arasındaki siyasi dostlu- ğun büyük önemi olduğunu söy- ledi. Doğan, bu konuda, "Türkiye ile siyasi sorunlan olan bir Bul- garistan NATO'ya nasıl girer?" diye konuştu. Hak ve özgürlükler Hareke- ti lideri Doğan, Bulgaristan'da- ki Türk aanlığa asimüasyon po- litikası uygulayan Todor Jivkov hakkında şöyle konuştu: "Bizim için tek suçln Jivkov degfldir. Jivkov'un bir de yakın çalışma arkadaşlan vardır. Biz de yakın çalışma arkadaşlannın isledikleri suçiar hakkında delil toplamaya devam ediyonız. An- cak komönistler idare>i ellerin- de bulnndurduklan için Jivkov- an yakın bir gdecekte yargılana- bilecegini sanmıyonım." LlTVANYA EN BL \L k GÖSTbRİ — Sofya'da dün düzenlenen hükümet aleyhtan gösteriye yaklaşık 120 bin kişi katıldı. Dunku e>lem, 3 gündür süren gösterilerin en büyügünü oluşturdu. (Fotoğraf: Reuler) Gösterilefçığ gibi...„ * O oHükümeti istifaya zorlamak amacıyla 3 gündür düzenlenen gösterilerin en büyüğü dün Sofya'da yapıldı. Gösteriye yaklaşık 120 bin kişi katıldı. SOFYA (AA-Reuter) — Bul- biriigi iktidara" şeklinde slogan- garistan'da muhalefetin hükü- lar attılar. meti istifaya zorlamak amacı ile Gösteri sırasında konuşan üç gündür ülke çapında düzen- ana muhalefetteki Demokratik lediği gösterilerin en büyüğü Güçler Birliği'nin önde gelen isimlerinden Petko Simeonov, iktidardaki Sosyalist Parti'nin ülkenin içinde bulunduğu derin krize çare bulamayacağını belir- terek, hükümetin derhal istifa- dün Sofya'da yapıldı. Reuter'e göre Sofya'nın mer- kezinde Alexander Nevsky Mey- danı'ndaki gösteriye yaklaşık 120.000 kişi katıldı. Göstericiler sık sık "Lukanov sını istedi. hükümeti istifa", "Komünistler mafva", "Demokratik güçler Söz alan diğer konuşmacılar da, ülkede kısa vadede hızlı de- KlBRIS ğişikiikler istediler. Muhalefetin son üç gündür ülke çapında düzenlediği göste- rilerde de, sürekli olarak De- mokratik Güçler Birliği'nin ik- tidara gelmesinin an meselesi ol- duğu belirtildi. Bulgaristan Devlet Başkanı Jelyu Jelev, sosyalist başbakan Andrei Lukanov'un istifasını is- teyen gösterilerin yoğunlaşması ve etnik gerginliğin artması üze- rine işbirliği ve uzlaşma çağnsı yaptı. Jelev, televizyonda yaptığı ko- nuşmada, siyasal gerilimin an- masımn endişe verici olduğunu belirterek, "tüm siyasal güçlerin, vatandaş hareketlerinin, toplanü ve gösterilerin tüm Vatılımcıla- nnın, toplumsal ve kişisel so- rumluluklarını gözardı etmemeierini" istedi. Öte yandan, nüfusunun yüz- de 80'ini Türklerin oluşturduğu Kırcali'de yasayan Bulgarlardan, sayılan 2000 ile 5000 arasında değişen bir grup, Yunanistan sı- nınndaki Svilengrad bölgesinde toplanarak önceki gün yürüyüş düzenledi. Resmi BTA Ajansı'nın verdi- ği habere göre yürüyüşçüler, Yu- nanistan'dan sığınma hakkı is- teyen 2 bin Bulgar aileyi destek- lediklerini dile getirdiler. Rumlar BM'ye gitmiyor Rum yönetimi Kıbrıs sorununu BM Genel • Kurulu'na götürmekten vazgeçti. Karar, Ulusal Konsey'in toplantısında oy çoğunluğu ile alındı. LEFKOŞA (AA) — Rum yö- netimi fikrini değiştirerek Kıb- ns sorununu bu yıl BM Genel Kurulu'na götürmekten vazgeç- ti. Rum yönetimi daha önce, Kıbrıs sorununu genel kurüla götüreceğini bildirmişti. Kıbns sorununu BM Genel Kurulu'na götürmeme kararı Ulusal Konsey'in önceki gün yaptığı toplanüda oy çokluğu ile kabul edildi. Rum radyosuna göre Ulusal Konsey, Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'nun başkanlığın- da toplanarak BM Genel Kuru- lu'na başvuruda bulunup bulu- nulmaması konusunu yeniden görüştü. Toplantıda, komünist AKEL ve Demokratik Birlik Parti (Dl- St) temsilcileri BM Genel Kuru- lu'na başvurulmaması, Demok- ratik Parti (DİKO) ve Sosyalist Parti EDEK temsilcileri de baş- vurulması yönünde görüş be- lirttiler. Tartışma sonunda, Vasüiu, AKEL ve DlSl'nin oylanyla BM Genel Kurulu'na başvurul- maması kararlaştırıldı. Kararın alımasında, dünya ülkelerinin Körfez kriziyle ilgi- lenmesi ve bu dönemde Türki- ye'nin öneminin artması nede- niyle yapılacak bir başvurudan istenen sonucun elde edilemeye- ceği göriişünün etkili olduğu be- lirtihyor. Rum Ulusal Konseyi'nin BM Genel Kurulu'na başvurmaktan şimdilik vazgeçmesini kararlaş- HENÜZ VAKIT VARKEN Körfez bunalımının savaşa dönüşme olasılığı artıyor. Böyle bir savaş; kimyasal, biyolojik, hatta nükleer silahların kullanılmasına yol açacaktır. Ülkemizin duyarlı bir bölgede bulunuşu, yabancı üslerin istencimiz dışında her an kullanılması olasılığı, bizi tarafsız kalma hakkından bile yoksun bırakacaktır. Türkiye'nin böyle bir savaşa sürüklenmesine kesinlikle karşıyız. Henüz vakit varken ellerimizi barış için birleştirelim. Yarın çok geç olabijir! Tüm sağlıkçıları, bizimle ilişki kurmaya, demeğimize üye olmaya ve savaş tehlikesine karşı ortak tutum almaya çağırıyoruz. Adres: Mithatpaşa Cad. 54/18, Kızılay/Ankara Tel: 132 39 66 NÜKLEER SAVAŞIN ÖNLENMESİ İÇİN HEKİMLER DERNEĞİ (NÜSHED) tırması Rum siyasi liderlerince farklı yorumlarla değerlendirildi ve izlenen politikayla ilgili gö- rüş aynlıklannın bir kez daha sergilenmesine yol açtı. Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, Ulusal Konsey karan ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, dünyamn dikkatinin Körfez kri- zi üzerinde toplandığı bir sıra- da Birleşmiş Milletler'e yapıla- cak başvurunun beklenen sonu- cu venneyeceğini söyledi. BM'ye başvurudan vazgeçil- mesine rağmen Ulusal Konsey'- de, "yognn bir uluslararası kampanya" başlatılmasırun ka- rarlaşunldığını belirten VasUiu, bu çerçevede AGİK konferan- sından başlamak üzere uluslara- rası alandaki çabalara yeni bir hız ve şekil verileceğini bildirdi. Vasiliu, ilk olarak Paris'te Ge- orge Bush ve Mihail Gorbaçov'- la görüşeceğini, Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın da Kıbrıs özel temsilcisi Oscar Camillion aracılığıyla yeni girişimlerde bu- lunacağını, genel sekreterin bu- nu kendisine Tokyo'da bizzat söylediğini açıkladı. Baskı yapan iilkeler Ulusal Konsey'de "BM'ye başvurulmaması" yönünde oy kullanan Rum Demokratik Bir- lik Partisi (DİSİ) lideri Glafkos Kkrides de verdiği demeçte, bir- çok ülkenin Rum yönetimine "BM Genel Kurulu'na başvuru- dan kaçınılması" tavsiyesinde bulunduklarını, bunlar arasın- da bazı bağlantısızların da bu- lunduğunu bildirdi. Klerides, BM'ye gidilmemesi için "tavsi- yede" bulunan ülkelerin başın- da, ABD, lngiltere, Sovyetler Birliği, Italya, Fransa ve Al- manya'nın geldiğini de açıkladı. Kızılordu- gösterici çatışması Dış Haberler Servisi — SSCB'nin Litvanya Cumhuriye- ti'nin başkenti Vilnius'ta Kızıl- ordu'ya bağlı askerler Sovyetler Birliği aleyhtan gösteri yapan 200 kadar gence karşı ateş açtı. Vilnius Radyosu, Sovyet asker- lerinin göstericileri sokak arala- rına kadar kovaladığını ve en az beş kişinin yaralandığını duyur- du. Rusya Federasyonu'nda "Rnsya Cumhuriyetçi Partisi" ismi ile yeni bir parri kuruldu. Yeni parti, SSCB Devlet Başka- nı Mihail Gorbaçov ile Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yelt- sin arasında işbirliğine gidilme- sini savunuyor. Gorbaçov dün bazı işbirliği anlaşmaları imza- lamak üzere ttalya'ya hareket et- ti. Geçen mart ayında Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan eden Litvanya'da önceki gün göstericilerle Kızılordu arasında çatışmalar çıktı. AP'nin TASS Ajansı ile Vilnius Radyosu'na dayanarak verdiği haberlere göre yaklaşık 200 genç başkent Vil- nius'ta Katedral Meydanı'ndan askeri üsse doğru yürüdüler. Gençler burada askerlik belge- lerini yere attılar, "Sovyet ordu- su Litvanya'dan defol" şeklinde slogan attılar. Kızılordu'ya bağlı birlikler, göstericilere önce ateş açtı, da- ha sonra sokak aralarına kadar takip ederek dövmeye başladı. En az beş kişinin yaralandığı bil- dirildi. Polisin göstericileri da- ğıtmak için üzerlerine su sıktığı da kaydedildi. Sovyetler Birli^ aleyhtan gös- teriler Litvanya Özgürluk Birü- ği ve diğer bazı gruplar tarafın- dan düzenlendi. Birlik, Litvan- ya'nın bugün Paris'te başlayacak AGİK zirvesine katılamamasını eleştiriyor. INGJLTERET~ Heseltine önde gidîyor Muhafazakâr Parti'nin tarihi toplantısı yarın yapılacak. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — tktidardaki Muhafazakâr Parti için Başba- kan Margaret Thatcher ile eski Savunma Bakanı Michael He- seltine arasındaki çekişme yarın sonuçlanacak. 372 milletvekili gün boyunca oylannı kullana- rak 15 y,ıldır partiyi, 11 yıldır ül- keyi yöneten "Demir Lady"nin hâlâ pırıl pırıl ışıldadığına mı, yoksa artık paslandığına mı ka- rar verecek. "Sunday Tî»nes" gazetesi, "Başbakan Thatcher, 1987 haziran ayında seçimde 12.5 milyon oyla başbakan seçil- di. Salı günü ise kaderi 372 mil- letvekiline bağlı" diye yazdı. Basın, yann yapılacak ilk tur oylamanın sonucunu tahminden aciz. 25 yıldır uygulanan karma- şık seçim yöntemine göre Başba- kan'ın en az 187 oy alması ve Heseltine ile arasında da en az 56 ek oy fark bulunması gereki- yor. Heseltine ise 159 oy ahrsa ikinci tura geçecek. Ancak ta- raflardan biri 214 oy alması du- rumunda yarışı kazanmış ola- cak. Bir sonraki hafta 27 kasım- da yapılacak olan ikinci turda ise adaylardan birinin kazanma- sı için 187 oy alması şart. Kimi- si, Başbakan Thatcher'in, mil- letvekillerinin yüzde 57'inin oyunu ilk turda alamazsa istifa edeceğini öne-sürerken, Thatc- her, "Sunday Times"taki müla- katında, ikinci tura kalsa dahi "Savaşacağım! Savaşacağım!" diyor. POL1TIKADA SORUIVLAR ERGUNBALa Körfez krizi, bilindiği gibi Türkiye'yi ön planaçıkardı. Batı basınında yayımlanan savaş senaryolarında Türkiye muhak- kak yer alıyor. Bu arada Türk ordusunun durumu da sık sık ele alınıyor. Bizim Batı basınından izleyebildiğimiz kadarı ile bu konudaki görüşler şöyle: Türk askerinin cesareti ve da- yanıklılığı konusunda kimsenin kuşkusu bulunmuyor. Zaten olmasına da neden yok. Her ülkenin tarihinde oiduğu gibi bizim tarihimizde de partak zaferlerin yanı sıra yenilgiler de vardır, ama başında güvendiği bir komutan olduğunda as- ker gönellikle o yenilgilerde bile elinden geleni yapmış, gö- revini yerine getirmiştir. Balkan Savaşı'ndaki büyük bozgun- dan üç yıl sonra aynı asker Mustafa Kemal'in komutasında Çanakkale destanını yaratmıştı. Batılıların görüş birliği içinde olduklan diğer nokta da or- dumuzun silahlarının yetersizliği, eskiliği ve modern tekno- lojinin çok gerisinde kalması. Türk ordusunun eğitim düzeyi hakkında Batı basınında öne sürülen görüşler ise degişik. Kimi gözlemciler Türk ordusu- nun eğitim düzeyinin yüksek olduğunu belirtiyoriar. Ama aksi görüşü öne sürenler de var. Beş hafta kadar önceki News- week dergisinde, Scott Sullivan, Türk ordusunun gerek do- nanımının gerekse eğitiminin yetersiz olduğunu öne sürü- yordu. 16 kasım tarihli "International Herald Tribune" ga- zetesinde Clyde Haberman adlı muhabir de Türk ve yaban- cı askeri uzmanlara dayanarak verdiği haberde Türk ordu- sunun eğitim düzeyinin Batı'da sanıldığı kadar yüksek olma- dığını, özellikle savaş deneyimi olan Irak ordusuna karşı bu yetersizliğin kendisini gösterebileceğini bildiriyor. Körfez krizi bir gerçeği açık seçik ortaya çıkarmıştır: Bu- nalım ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, Türkiye çok iyi eğitilmiş ve modern silahla donanmış bir orduya sahip oi- mak zorundadır. Saddam Hüseyin, bunalımdan iktidarını ko- ruyarak çıkarsa, herhalde, Mısır ve Suriye'ye duyduğu öf- keyi duymasa bile bir süre Türkiye'ye de fazia dostça bak- mayacaktır. Kaldı ki kimyasal silahlarının yanı sıra yakında nükleer silahada sahip olacağı bildirilen Irak'a karşı, sade- ce Surlye ile Mısır değil, İran da tetikte bulunacaktır. Bölge- de dengeler ve ittifaklar her an değişebildiğinden, gerek eği- tim gerekse donanım bakımından güçlü orduya sahip bir Türkiye, barış ve istikrar unsuru olarak caydırıo rol oynaya- bilir. Aksi takdirde yörede çıkabilecek yeni krizlerden (soz- gelişi su anlaşmazlığı) olumsuz etkilenmekten kendini kur- taramaz. Bir savaş çıkar da Saddam rejimi ezilir, Irak'ın savaş ma- kinesi ımha olursa bu kez İran, Körfez'in en güçlü ülkesi ola- rak sahneye çıkar. Büyük petrol zenginliği ile kolayca silah- lanma olanağına sahip olan İran, Saddam rejiminin ezilme- sinden yararlanarak devrim ihracına yeniden ve enerjik bi- çimde başlayabilir. İlk hedefi de Irakh Şiiler olur. Etkilerini, Körfez'den Suriye, Lübnan'a kadar duyuracak olan bu olgu bölgede yeni çalkantılara, kanşıklıklara yol açar. Buna Irak'ın kuzeyindeki Kürtlerin ayaklanmasını ve Suriye'nin de par- çalanmış bir Irak'tan kendi payını alma arzusunu katarsa- nız, Irak'ın ezilmesinin bölgede yol açacağı depremin boyut- larını kolayca kestirebilirsiniz. Türkiye'nin, bu büyük çalkan- tının etkilerinden kendini koruyabilmek için çok iyi eğitilmiş ve donatılmış bir orduya sahip olması zorunludur. Bu bakımdan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tc- rumtay'ın, Türk ordusunun 2000'li yıllarının saptanmasına ilişkin bir çalışma yapılması için verdiği emir, yerindedir. Hedef, çok iyi eğitilmiş, modern donanımlı ve hareket ye- teneği yüksek bir ordudur. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için sadece Orgeneral To- rumtay'ın hazırtatmakta olduğu çalışma yeterli değildir. . Ülkeyi her türlü tehlikeye karşı savunabilecek güçlü bi dunun önkoşulu, güçlü ekonomidir. Bu kuralı hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekîr. - ABDKONGRESI Türkiye'ye Körfez notu: Pekiyi VVASHINGTON (Cumhuri- yet) — ABD Temsilciler Mec- lisi Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Les Aspin, Körfez krizi sırasında çeşitli ülkelerin per- formansı konusunda hazırladı- ğı karnede Mısır ile birlikte Türkiye'ye en yüksek puan olan "yıldızlı pekiyi" (a + ) verdi. Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Les Aspin, önceki gün açıkladığı karnesinde ülkeleri şöyle değerlendirdi: Fransa b (Yan yıl suıav kâğıdı kötü), lngiltere b+ (En doğru analiz- leri yapıyor), Almanya c (Kafası dağuıık, da- ha fazla katkıda bulunabilirdi), Avrupa c (Sınıfa devamı kötü), Türkiye a + (Teşvike gerek kal- madan fevkalede performans), SSCB b (Tam potansiyeüni kul- lanmıyor), Mısıra+ (Performansı potan- siyelinin ötesinde), Suriye b+ (Tekrar sınıta döndü), Ürdün b+ (Evde sorunlan çok. Gürültülü aile, uyumlu+ Yemen f Libya f (okuldan uzaklaştın- labilir), Sudan f Araplar c İran d (Egoist, başkalanyla bir arada oynayamıyor), İsrail) (Sınıfı denetliyor), Japonya c (Evde sorunlan var, ama katkısıru arttırabilir), ABD a) (İyi başlangıç yaptı, şimdi kararsız). Les Aspin'in raporunda ay- rıca Türk hükümetinin aldığı türden kararlardan birçok baş- ka ülke hükümetlerinin kaçın- dığını, çünkü, bu tür kararla- nn, siyasi muhaliflerin "Hükü- met kendi ülkesinin ayağına ateş etti" türiinden eleştirileri- ne yol açabileceğine dikkat çe- kildi. Aspin, "Türkiye a+ no- tunu fazlasıyla hak etti" dedi. FRANSA Rocard hükümeti için kader günü Başbakan Rocard'ın, sosyal sigortalar yasasında yapılmasını önerdiği değişiklik tasarısı, bugün parlamentodaoylanacak. SABETAY VAROL PARİS — Fransa Başbakanı Mictael Rocard başkanlığında- ki hükümetin kaderi bugün bel- li olacak. Sağ muhalefetin ver- diği güvensizlik oylamasına Fransız Komünist Partisi gru- bu da lehte oy vereceğini açık- ladı. Mayıs 1988'den beri azın- lık hükümeti olarak ayakta du- ran Michel Rocard kabinesi, kunılduğundan beri ilk kez cid- di olarak devrilme olasıhğıyla yüzyüze. Hem sağ partilerin hem de komünistlerin şimseklerini üze- rine çeken yasa, tüm sigorta ke- sintilerinin tek sandıkta birleş- tirilmesini ve tüm gelirlerden kesinti yapılmasını öngörüyor. Hükümet bu yasanın sosyal içe- rikli, gelirleri yeniden ve hak- ça dağıtma özelliği taşıyan bir yasa olduğunu ileri sürüyor. Ancak calıştığı süre içinde al- dığı ücret yüksek olduğu için yüksek miktarlarda işsizlik si- gortası yardımı alanlarla; yük- sek emeklilik maaşlarından da bundan sonra kesinti yapılma- sı yasada kabul ediliyor. Mecliste yasayı geçirecek ye- terli çoğunluğu sağlayamayan Michel Rocard, Fransız Anaya- sası'na göre "bloke" oy yönte- mine başvurdu. Yani yasa oy- lanmadan meclisten geçti. Bu yöntemle yasalaşmayı engelle- mek için muhalefetin 48 saat içinde güvensizlik önergesi ver- mesi gerekiyordu. FKP'nin ya- saya oy vermeyeceğinin ortaya çıkması üzerine sağ muhalefet güvensizlik önergesi verdi: Oy- lama bugün yapılacak. Muha- lefetin hükümeti devirmek için 289 oya, başka bir deyişle salt çoğunluğa ihtiyacı var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle