02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 19 KASIM 1990 î n » r l ı F r a B S I 2 Haber Ajansı AFP, ülke şarthınna göre Bginç olan bir j l ı l a U l junmıu ortaya çıkardı. Maria Gouwy isimli 74 yaşındaki bir kadıtun, susuz ve elektriksiz bir evde yaşadıgını keşfetti. 22 yıldır altyapıdan yoksun olan bir evde oluran Gouwy, Euro kentinde bulundu. Maria Gouwy "70'lik inadı" ile tiim dikkatleri üzerine çekti. (Fot'oğraf: AFP) Resmi Gazete, bayilerde ANKARA (AA) — Resmi Gazete'nin, Ankara'daki bazı gazete bayilerinde günlük satı- şına bugünden itibaren başlana- cak. Resmi Gazeıe'nin peraken- de satış fîyatı da KDV dahil 1000 lira olarak belirlendi. Baş- bakanlık'tan dün yapüan açık- lamada, gelişen iş ve ticaret ha- yatı dolayısıyla abone olmayan- ların da ihtiyacı olabileceği dü- şüncesiyle Resmi Gazete'nin, şimdilik Ankara'da Atatürk Bulvan üzerindeki birkaç bayi- de satışa suntılacağı bildirildi. Başbakanlık'ın açıklamasın- da, bu uygulamanın, yerinde ol- duğunu saptanması halinde, ta- lepler de dikkate alınarak An- kara dışındaki biiyiik iller ile di- ğer illerin beürli yerlerinde de Resmi Gazete satışına olanak taıunacağı kaydedildi. Mitterrand'ın şoförü evlendi rin arkası kesilmez. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitlerrand, 1974'ten beri şoförü olan Pierre Tonrlier'nin nikâhına çağniıydı. 17 kasım giinü gerçekleşen nikâhta şoförü Mitterrand'- dan şahiti olmasını istemişti. Cumhurbaşkanı, eşi Danielle Mitlerrand ile birlikte Creteil'deki törene katıldı. (Fotoğraf: AFP) Trafik kazaları: 4 ölü Haber Merkezi — Yurdun çe- şitli yerlerinde dün meydana ge- len kazalarda 4 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Adana'mn Ceyhan ilçesinde trenin çarptığı otomobilde bu- lunan Sıdıka Karan (51) ile Se- vim Karan (35) olay yerinde öl- düler. Yaralanan Ali Karan ise Balcalı Hastanesi'nde tedavi al- tına alındı. Dün Yozgat'ın Boz- lar Köyü yakıniannda Cengiz Akdemir yönetimindeki otomo- bil aşırı hız yüzünden devrildi. Otomobil sürücüsü olay yerin- de öldü. Yaralanan Avni Akde- mir ile Durmuş Hanuırcu ise Yozgat Devlet Hastanesi'ne kal- dırıldılar. Trabzon'un Akçaa- bat ilçesinde de bir kamyonet ile kamyonun çarpışması sonucu kamyonette bulunan Muhittin tskender öldü. Kamyonet sürü- cüsü tedavi altına alındı. HABERLERIN DEVAMI 'Ecevit sussun'(Baftarafi 1. Sayfada) bilgi verme zorunluluğu olmadığım" savundu. Eski Milli Savunma Bakanı Safa Giray'a yönelttigirruz soru- lar ve yanıtları şöyle: "— ltalya'da 'Gladio' olayının ortaya çdonasuıdan sonra Türki- ye'de de Özel Harp Dairesi'nin işlevi yeniden tartışılıvor. Bu ko- nuda bakanlığınız sırasında... GİRAY — Genelkurmay'ın yaptığı açıklamadan daha fazla bir şey ekleyemem. Bildiğim bu kadar. — Bakanlığınız sırasında bu dairenin çalışmaları dikkatinizi çekmedi mi? GtRAY — Hayır. Tabii özel Harp Dairesi diye bir daire ol- duğûnu biliyorum. — Bu dairenin çahşmalan ko- nusunda size bilgi verilmesini, brifıng düzenknmesini istediği- niz oidu mu? GtRAY — Yoo, ben isteme- dim. Bazı şeyler anlattılar ama. daha fazla bir şey istemedim. — Bu dairenin iç güvenlikle ilgili konulara kanşmadığına emin olduğunuz için mi daha fazla bilgi istemediniz? GtRAY — Hayır. Aklıma böyle bir şey gelmedi. Bakın bunlar Genelkurmay Başkanı'- nın konusudur. O da Başba- kan'a bağlıdır. — Yani iç güvenlik konusuna kansmadıkianna emin misiniz? GIRAY — Genelkurmay'ın bu konuda kendi açıklamaları var. — Bülent Ecevit, 'Benim şu ana kadar bildiklerim, ABD'nin özel Harp Dairesi ile doğrudan ilgilendiği yolundaydı' diyor. Daha sonra da bu dairenin ma- li gereksinimlerinin bir dönem ABD tarafından karşılandığını betirtiyor. Sizce bu gonışler dog- nı mudur? GtRAY — Genelkurmay, Başbakan'a bağlıdır. Ecevit, o kanalla belki daha fazla bilgi sa- hibidir. Benim bütçede görebil- diğim böyle bir şey söz konusu değil — Bütçedeki kaynaklan açık nudır? Ecevit, bu dairenin gider- lerinin bütçede yer almadığını ifade ediyor. GtRAY — Cari giderler ara- sında geçer. — Ecevit. Bir dönem bu dai- renin, Türkiye'nin çeşitli yerle- rinde silah depoları oldugunu ögrendigini, bunlann dağıulma- sını döoemin Genelkurmay Baş- kanı Evren'den istediğini açıklıyor. GİRAY — Bu silahlar ne amaçla konmuş? Işgal halinde güvenliği sağlamak veya dışla gereken mücadeleyi yapmak için. Bunlar da yapıhr. Bunu şu anda, bilmiyorum, böyle silah- lar var mıdır? Ama böyle bir iş- gal senaryosunda direnişleri ya- pabilmek için böyle. şeylere ih- tiyaç oldugunu da düşünmek la- zım. Bilmiyorum, ama aynca ol- ması da lazım diyorum. Yani iş- gali planla, bir gücün Türki- ye'nin bir kısmını işgal etmesi- ni planla, ne yapacaksın? Burayı bırakacak mısınız? Direniş na- sıl örgütlenecek? Oradaki halk da direnecek, normal Silahlı Kuvvetler de direnecek. — Ama bu çalışmanın nor- mal bir dönemde yapılmasını nasd değerlendiriyorsunuz? GtRAY — Zaten normal dö- nemlerde yapıhnası lazım. Son- ra yapamazsm ki, kaldı ki, bun- lar gayet sınırlı şeylerdir. — Bu dairenin parasal ola- naklan, personel sayısı ve çahş- malan hakkında bilgi verebilir misiniz? GtRAY — Bunlan Başba- kan'dan sorun kardeşim. Yahut Genelkurmay Başkanı'ndan so- run. Bu gibi konulann tamamen açık olması beklenmemeli. Bir kere gerçekten doğnı bir şekil- de yapılıyor olduğuna inanma- ıruz lazım, yapılmalı ve açıklan- mamalı. Oyle şey olur mu? Açıklanır mı? Varsa, yapılmış- sa şöyle şöyle denir mi? — Evet ama, insanlar da yıl- lardır bu calışmalann doğnı ya- pümadıgı yolunda kuşkular ta- jıyorlar. Yıllardır bu tartışma sürüyor. GIRAY — Ama bu izah et- mez. Açıklatmak için baskı yap- mayı bu dedığin laf izah etmez. — Başka nasıl izab olabilir? GtRAY — Sorumluların 'Dognı yapıyor' olduklarını beklemek gereklidir. Öyle bir şey lazım mıdır, değil midir, Ia- zımdır ve onun gerçekten iyi ya- pılıyor olduğuna inanmak isterim. — Bu dairenin çahşmalan hakkında Hasan Esat Işık, Miüi Savunma Bakanı olduğu dö- nemde brifing almış ve aldığı bilgUer kendisini 'dehşete dü- şürmüş! GtRAY — Brifing verirler. Belli bir saygı düzeni içinde ol- duklan için verirler. Ama belli bir sınırda vermiş olabilirler. — Yani brifingde her şeyi an- latmamışlar mı demek isti- yorsunuz? GİRAY — Tamam. Şuna da inanıyorum ki herkesin her şeyi bilmesine gerek yok. — Bu Daire'nin mali kaynak- lannın ABD tarafından karşı- landığı görüşünü yanıtla- madınız. Tbrumtay: Açıklamayı yaptım Kuran kursları ANKARA (Cumhuriyel Bü- rosu — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, "Özel Harp Dairesi" konusun- da "gayet kısa ve gayet kesin" açıklama yaptığını söyleyerek yi- ne aynntıya girmedi. Torumtay, "2. Ordunun biriikkrinin zaten güneyde bulunduğunu" belirte- rek "Orada smırlar boş değil, kaydınna yok" dedi. Genelkurmay Başkanı, dün Paris'e giden Cumhurbaşkanı Özal'ı uğurlama töreninde bu- lundu. Ozal'dan yarım saat ön- ce giden Başbakan Akbulot'u uğurlama töreninde bulunma- yan Torumtay, Esenboğa'dan ay- rıhrken Cmnhuriyet muhabiri- nin "Neden Başbakan'ı uğurla- maya geimediniz? Protokol ku- ralı mı böyle? Yoksa özel bir ne- deni mi var?" sorusuna, "Pro- tokol böyle" yanıtını verdi. Torumtay, Genelkurmay Baş- kanı'nın Başbakanhğa bağlı ol- duğunun anımsatıhnası uzerine de "Bilmiyorum. Ama yıllardan beri uygulama böyle" dedi. Torumtay, şeref salonundan çıkarken geri dönerek gazeteci- lerin yanına geldi ve "Olayın önemli ve yeni bir uygulama olmadığım" anlattı. Protokol kuralının değişmesi halinde de başka bir anlam çıkarılabilece- ğini kaydeden Torumtay, "Ev- velki uygulamalara bakın. Bu sorunun cevabını siz bulun" di- ye konuştu. Genelkurmay Baş- kanı'nın çalışmalannın aksama- ması için böyle bir kural kon- muş olabileceğini savunan To- rumtay, görüşlerini "Siz niye her gün üç defa yemek yiyorsunnz? Bu uygulama da yıllardan beri böyle. Nedenini ben de bilmiyorum" diye açıkladı. Birlik kaydırması Torumtay'a protokol konusu dışında yöneltilen sorular ve ya- nıtları da şöyle: — Özel Harp Dairesi'nin hâ- lâ gündemde olmasını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? TORUMTAY — Bu konunun tamamen dışındayım. Ben gayet kısa ve gayet kesin açıklamayı yaptım. ç.ku? lAY ~ Buiddianereden Kontrgerillaya tepki büyük — Bülent Ecevil'ten.. GtRAY — O zaman iddiası- nın doğruluğunu açıklasın. Yan- Iış işler. Böyle bir konuda zan- nediyorum demekle iş olmaz, yanlıştır. Eğer kesin bilmiyorsa böyle demek yanlıştır. Bu mem- leket için de hatadır. Hele bu konularda ortalıkta dedikodu şeklinde, doğru olduğu belli ol- mayan, büinmeyen laflar dolaş- tırmak memlekete hizmet etmek değildir. — Özel Harp Dairesi'nin MtT ile ilişkisi var mı? GtRAY — Bümiyorum kar- deşim. Ne MtT MSB'ye bağhdır ne de Özel Harp Dairesi. Onun için bu söylediklerinin cevabı bende yok. Bu konular gerçek- ten gizli kalması gereken konu- lardır. Eğer Ecevit, kesin bilme- den sadece 'Zannettim, böyle hissettim' tarzında laflarla bu konular üzerinde tartışma çıkar- tıyorsa yanlışlık yapıyor. — Ama Ecevit o dönemde başbakandı... GİRAY — Kardeşim, o za- man ya doğnı bilsin ya bilmi- yorsa sussun, kapatsın ağzını. Belki biliyorsa da susması gere- kiyor." (Baştarafı 1. Sayfada) Dairesi'nin kullanılmasını istedi" sözlerini yalanladı. Kıhç, "Evren, bunlan uyduruyor" dedi. HEP Sözcüsü Kars Milletve- küi Mahmut Alınak, kontrgeril- lanın Türkiye'deki varhğının or- taya çıktığıru savunarak "Bu örgüt, dağıtılmadığı sürece, 12 Eylül öncesi ve sonrası işlenen dnayetler karanlıkta kalacaknr. Ne kadar faali meçhul cinayet varsa arkasında kontrgerilla vardır" dedi. Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu'yu konuyu soruşturmak üze- re savalara emir vermeye çağı- ran Alınak, bugün HEP millet- vekilleri olarak bu konuda TBMM Başkanı Kaya Erdem'e başvuracaklannı söyledi. UBA'nın haberine göre eski MİT ajanı Mahir Kaynak da açıklamasında kontrgerilla adı verilen 'gizH NATO örgütü'nün bir uzantısının Türkiye'de bu- lunduğunu söyledi. Bu örgütün sağı temsil ettiğini öne süren Kaynak, "Çünkü Türkiye'de solu örgütleyen başka ülkeler vardı. Bu örgütün antikomünist faaliyet gösterdiğine inanıyo- rum" dedi. Kontrgerillanm 1980 öncesi birçok olaya karış- tığını öne süren Kaynak, örgü- tün açığa çıkanlmasının çok zor oldugunu, 'itiraf gerektiğini be- lirtti. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Selahattin Kıhç, gazetecile- rin kontrgerilla ile ilgili sorula- noı yanıtlarken Evren'in Demi- rel'le ilgili sözleri 'uydurduğu- nu' söyledj. Kıhç, 7. Cumhurbaşkanı Ke- nan Evren'in Özel Harp Daire- si'ne ilişkin açıklamasındaki, "Demirel başbakanlığı döne- minde, 1971'de teröıie mücade- lede kullanılan bu örgütün yine kullamlması yönündeki önerisi- ni reddettiğini" açıklamasıoın anımsatılması üzerine şunları söyledi: "Demirel böyle şey istemedi. Sadece 'Ne istersenizvereceğün, yeter ki yangını söndürün' de- di. Kenan Paşa ihtilali meşru göstermek için bunlan uyduru- yor. Bu, özenti ve demokrasi inançsızlığıdır. Anarşiyi önle- mek için değil. iktidan devirmek için planlar yaptılar" dedi. RP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk, dün bir gazetede yer alan ve partisinin Genel Başka- nı Necmettin Erbakan'a atfedi- len 'Gizli ordu, Ecevit dönemin- de kuruldu' haberine ilişkin ya- zılı bir açıklama yaptı. Asiltürk, Erbakan'ın örgütün varlığından haberi olan Ecevit'in Bakanlar Kurulu'na bilgi vermemesini eleştirdiğini, Ecevit'in savunma- sının 'ciddi' olmadığım kaydet- 'Asiltürk, finansmanı dışar- dan kaynaklanan, NATO şem- siyesi altındaki CIA bağlantıh gizli örgütün yıliardır Türkiye'- de faliyet gösterdiğini savundu. "Bu gizli örgütten haberi olan- lann topluma tatmin edici bilgi vermeleri gerekir" dedi. İHD Ankara Şube Başkanı Muzaffer İlban Erdost da, Türkiye'de demokrasinin soluk alabümesinin, 'kontrgerilla' ör- gütünün tümüyle açığa çıkarıl- masına bağlı oldugunu savun- du. Bu örgütü açığa çıkarmanın, darbe yapmaktan on kat zor ol- dugunu belirten Erdost, açıkla- masında, 'Kontrgerilla tartışma- lannı 1978'de başlatan zamanın başbakanına meydan okuyanla- nn, aynı tutumlannı bugün de sürdürmeleri duşündunıcüdür" görüşününe yer verdi. — Acıklamaya ragmen tartış- ma süriiyor? TORUMTAY — Sürdüğü ka- dar sürsün, ben açıklamayı yap- tım. "Alakası yok" dedim. — 2. Ordu birtiklerinin sını- ra kaydınldıgı dognı mu? TORUMTAY — Hayır. Böy- le bir şey yok. Zaten 2. Ordu bir- likleri orada. Sınırlar boş değil. Yeni bir şey yok. Kaydırma yok. — Ordunun 2000'li yıUara ha- zırlanması, modernizasyon ça- hşmalan yapılıyor mu? TORUMTAY — Başladı. De- vam eden birşey. TV'de 32. Gün programında açıklama yapmış- tım, bunlar profesyonel ordu anlamına geliyor. tleride belki olabilir. Ordunun miktarını azaltıp vurucu gücü yüksek bir ordu kurma çalışmaları ya- pıhyor. — Tezkere almış askerlerin orduda yeniden kullaıulması uy- gulaması nasıl gelişiyor? TORL'MTAY — Yeni süahlan daha etkin kullanabilmek için terhis personelinden bir kısmı- nı uzman çavuş olarak alıp kul- lanmak istiyoruz. Genelkurmay Başkanı, Kör- fez'deki ABD birliklerinin "sal- dın düzenine geçmeleri" konu- sundaki bir soruyu ise yanıtsız bıraktı. Torumtay, gazetecilerin yanından ayrıldıktan sonra bu kez Dışişleri Protokol Genel Müdürü Üstün Dinçmen'e gide- rek durumu anlattı. Dinçmen, Torumtay'ı uğurladıktan sonra gazetecilere gelerek "Sayın To- nımtay'a bir soru sormuşsunuz. Kendisi size açıkiamamı istedi" diyerek konuyu anlatmaya baş- ladı. Dinçmen de Torumtay'm Akbulut'u uğurlamaya gelme- mesinin protokol kurallanndan kaynaklandığını uzun uzun an- lattı. Bir gazetecinin, "Ama Ge- nelkurmay Başkanı Başbakan'a bağlı, Cumhurbaşkanı'na değil" anımsatmasına Dinçmen, "Pro- tokolde fazla mantık aradınız mı ben fazla cevap veremem" karşıüğını verdi. Yönetmelik incelemede PASOLIM'MN 16 YIL ONCEKI MEKTLBL 4 Darbecileri biliyorum' Rehineler bırakılıyor ROMA — "tktidar sistemi- nin devamı için yapılan o dar- be dizilerinin sorumlulannın Idm oldugunu ben biliyonım-ki buna isterseniz 'darbe' de diye- bilirsiniz. 12 Aralık 1969 Milano katli- amımn soramlularuı büiyonım. 1974 başındaki Brescia ve Bo- logna facialannın sonımlulan- nı biliyorum. Darbeci eski faşistleri, bu kat- liamlara damgasını basan neo- faşistleri ve facialann tanınma- yan sorumlulann 'zirve'deki hangi insanlann elinde oyuncak oldugunu da biliyorum. Gerilim stratejisinin birbirine karşıt göriinen ilk anti-komönist aşamasıyla (Milano 1969), ikinci antifaşist aşamasının (1974 Brescia ve Bologna) kimler ta- rafından denetlendiğini bi- liyorum. Ben CIA'nın yardımıyla ko- münistlere karşı bir haçlı seferi başlatan ve 1968i tamponlama- ya çalışan güçlerin hangi gnıp- lardan oluştuğunu büiyorum. Cumhuriyet kurumlanna sal- dıranlann kimler oldugunu, te- rör katliamlannın altında kim- lerin imzası bulunduğunu; tüm isimleri ve olaylan biliyorum. Hepsini biliyorum. Ama elirade kanıt yok. Ama ben bir aydın ve bir ya- zar oldugum için biliyorum. Tüm olaylan izledigim için ya- zılıp çizilen her şeyi anlamaya çalıştığım için tüm bilinmeyen- lerin ya da söylenmeyenlerin ne oldugunu çıkartmaya çahştığım için geruerde kalan olaylarla bu- günkü olaylar arasında bir bağ- lantı kurabildiğim için; dağınık ve birbiriyle ilgisi yokmuş gibi göriinen parçalan, tutariı bir si- yasi kadro içine yerleştirebildi- ğim için ve yanlız keyfiyet, çıl- gınlık ve esrar perdesiyle örtü- lü gibi görünen olaylann ardın- da bir mantık bulduğum için bi- liyorum. Ama kamtlayamıyo- rum.." Geçen hafta 'Manifesto' ga- zetesinin birinci sayfasında, tam sayfa olarak yayımlanan bu mektup, İtalyan entelektüelle- rinden Pier Paolo Pasolini'nin imzasını taşıyor. Yazıldığı tarih ise 14 Kasım 1974. Bundan 16 yıl önce dönemin en saygın gazetesi 'Corriere del- la Sera'da yayımlanan mektup; ülkenin 45 yıldır hâkimi sayılan Hıristiyan Demokratlar'ın tep- kisini çekmiş, en şiddetli terör olaylarımn içinde yaşayan ltal- ya'da aylarca tartışılmıştı. Kısa süre önce ölen Moravia'dan, Bertolucci'ye dek tüm günümüz aydınlannın 'peygamberi' sayı- lan Pasolini, bu sözleri yazışın- dan tam bir yıl sonra öldü. Da- ha doğrusu Roma yakınlannda- ki bir plajda fena halde dövül- müş olarak ölü bulundu. 6 bin kişinin katıldığı cenazesinde tö- reni ünlü yazar Alberto Mora- via yönetti. Şairliğinin yani sıra yazar, ta- rihçi ve mükemmel bir yönet- men olan Pasolini'nin sözleri, ölümünden 15 yıl sonra gene ga- zetelerin birinci sayfasını işgal ediyor. CIA denetimindeki 'Süper-NATO' skandahnın pat- lak vermesiyle İtalyan gazetele- ri ve televizyon, ltalya'da '70'li yıllarda üzerinde çok tartışılan ve yukarıdan yönetilen 'gerilim stratejisi' tezine yeniden yer ve- riyor. 300'e yakın insanın yaşa- mına mal olan Milano, Brescia, Bologna istasyonu katliamları- nın dehşet saçan imajları, tek- rar tekrar TV ekranına geliyor. Eski bir 'Renault-4' içine bıra- kılmış Aldo Moro'nun sakalla- rı uzamış, iki büklüm cesetinin ilk planları bir hortlak gibi ye- niden karşımıza çıkıyr. Gözlem- ciler, ltalya'da 'Gladio Operasyonu' olarak anılan 'Sü- per NATO'nun ttalya'da istik- rarsızlık yaratmak amacıyla tüm bu büyük terör olaylarını desteklediğini ileri sürüyor. Giderek yalnız aydınlar ara- sında değil, kamuoyu içinde de geniş yankı gören bu teze göre gizli NATO örgütü ile işbirliği içinde çalışan İtalyan gizli ser- vislerinin bir bölümü, masum ttalyanlann yaşamını bir iktidar aracı olarak kullanmış. 'Süper NATO'nun ltalya'da başdüş- man olarak mimlediği Komü- nist Parti'nin kaydettiği her iler- leyiş karşısında bombalar patla- mış, terör ortaya çrfcmış. Bunun için gizli servisler aşırı sağ terö- ristleri kullandıklan gibi sol te- röristleri ve hatta mafyayı da kullanmışlar. Hıristiyan De- mokratlar, CIA'den akan do- Iarlar ve 'gerilim stratejisi' sa- yesinde 45 yıl iktidara yapışıp komünistleri muhalefet getto- sundan çıkarmamışlar. 'Gerilim stratejisi'nin ardın- da 'Süper NATO'nun olduğu muhtemelen hiçbir zaman ka- nıtlanmayacak. 'Süper NATO'- nun varlığını itiraf eden başba- kan Giulio Andreotti' bunu asla kabul etmiyor. Ve CIA desteğiyle gerilla organizasyonu olarak örgütün yalnız dışarıdan gelecek bir komünist saldırıya ya da içeride komünistlerin ik- tidara gelmesi durumuna karşı çalıştığını söylüyor. Fakat 'Süper NATO'nun te- rör olaylannm ardındaki beyin oldugunu ileri sürenler, ttalya'- nın esrarlan diye büinen bu bü- yük katliamlann hiçbirinin so- rumlusunun bulunmadığına dikkati çekiyorlar. Bazı haller- de dört, beş kez yapılan yargı- lamalara rağmen, suçlular bulu- namıyor. İtalya'nın en iyi yar- gıçları hep deül yetersizhği ile karşılaşırken, her esrarın ucu gizli servislere dayanıyor. Birta- kun kirli oyunlara kanşmış ol- maları şüphesi ile baştan aşağı üç kez yeniden yapılanan İtal- yan gizli servis başkanlarının adı, bugün CIA hesabına çalış- tığı kanıtlanan P-2 Mason loca- sının lideri Lkio Geüf'nin ortak- larının adını taşıyan listelerde bulunuyor. Söz konusu katli- amlarda kullanılan bomba ve si- lahların kaynağı ise hâlâ bilin- miyor. Pasolini'nin 16 yıl önce yaz- dığı mektup, işte bu nedenle hâ- lâ güncellik taşıyor. (Baftarafi 1. Sayfada) direrek, tüm rehinelerin "derhal" serbest bırakılmasını istedi. Irak resmi haber ajansı INA 1 nın bildirdiğine göre, Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in li- derliğinde dün toplanan Irak Devrim Komuta Konseyi, Irak topraklannda bulunan tüm ya- bancı rehinelerin "bir iyiniyet jesti" olarak, Noel gününden iti- baren üç ayhk bir süre içinde serbest bıraİalmalannı kararlaş- tırdı. Devrim Komuta Konseyi tarafından yapılan açıklamada, "Bu karar, yabancı konuklann, Irak'a gelmesi engellenen ailele- rinin Noel ve yeni yıl kutlama- lannın iyi geçmesi amacıyla iyi niyetli kişilerin isteklerine kar- şdık olarak alınmıştır" denile- rek, böylelikle "kötü niyetli ki- şilerin savaş çıkarma yolundaki kötü niyetli girişimlerinin de bo- şa çıkarılacağı" savunuldu. Açıklamada, "banş havasım bo- zacak bir olay" olmaması duru- munda, rehinelerin tamamının, 25 mart tarihine kadar serbest bırakılmış olacağı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Irak'ın rehıneleri aşamaü olarak serbest bırakacağı habe- ri üzerine dün Paris'te yaptığı açıklamada, Irak'ın kararını, "masum insanlann hayatlan üzerinde oynanan ahlaksızca bir oyun" olarak nitelendirdi. Irak yönetimini, rehine ailelerinin umutlarını sömürmekle suçla- yan Baker, rehinelerin tümünün derhal bırakılmalanm istedi. Be- yaz Saray Sözcüsü Marlin Fitz- water ise Irak'ın rehineleri "pro- paganda amacıyla" kullandığı- nı ve kendisine karşı oluşturulan uluslararası ittifakı bölmeye ça- lıştığını söyledi. Gözlemciler, Irak'ın rehineleri aşamalı olarak serbest bırakma karanrun, bölgedeki uluslararası askeri birliklerin harekete geç- mesini önleyebileceğini belirti- yorlar. AP ajansının haberine göre, bölgedeki askeri birliklerin rehinelerin serbest bırakılması Nufus cüzdanımı kaybettim, hukümsuzdur. ALTAN VAROL sırasında Irak'a saldm düzenle- mesi beklenemez. Gözlemciler, serbest bırakma işleminin sona ereceği mart ayının da Rama- zan'a denk geldiğine dikkat çe- kerek, Irak karşıtı askeri ittifak- ta yer alan Arap birliklerinin bu dönemde saldırmak istemeyece- ğini kaydediyorlar. De Cuellar: Arap zirvesi toplansın Öte yandan Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreteri Perez De Cuellar, Körfez krizinin barışçı yoldan çözülmesi için tek şan- sın, Arap Birliği'nin toplanma- sı oldugunu söyleyerek, acilen bir zirve düzenlenmesi çağnsın- da bulundu. Ürdün Kralı Hüse- yin ise, Arap zirvesi düzenlen- mesine karşı çıkarak, şu şırada düzenlenecek bir zirve, Arap ül- keleri arasındaki aynhklan de- rinleştirerek, Körfez'deki ya- bancı askeri güçlerin saldınsına olanak hazırlayacağını savun- du. Ürdün Kralı Hüseyin, Fas ta- rafından yapılan Arap zirvesi çağrısına karşılık olarak dün yaptığı açıklamada, Arap ülke- îerinin kendi aralannda çözüme ulaşmalarından yana ohnasına karşın, Arap Birliği'nnı toplan- masının, 'Arap düşmanı yaban- cı devletlerin' işe kanşmalanna olanak sağlayacağmı söyiedi. ABD Başkanı George Bush, Avrupa turunun ikinci durağı olan Almanya'da dün Başba- kan Helmut Kohl ile yaptığı gö- rüşmede, 'Almanya'mn, Irak'a karşı oluşturulan cephede daha etkin rol almasını' istedi. Bush, görüşmeden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, "Körfez krizinin çözümlenmesi için her türlü imkâna başvurulmalıdır" dedi. Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl ise çözüm için görüş- melerin sürmesini isteyerek, "Körfez'de savaş olasılığının arttığını, ancak savaşın hiçbir şeyi çözmeyeceğini" söyledi. Bu arada SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'un özel temsilcisi Alexander Belagonov, önceki gece beklenmedik bir biçimde Mısır'ın başkenti Kahire'ye ge- ri döndü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Diyanet Işleri Başkan- lığı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'nı devre dışı bırakan "Kuran Kurs- lan Yönetmeüği"nin Başbakan- lıkça da yeterince incelenmedi- ği saptandı. Başbakanlık'a yakın kaynaklar, yönetmeliği hazırla- yan Diyanet Işleri Başkanlığı'na güvenildiğini ve üzerinde fazla bir inceleme yapılmadığmı ifa- de ettiler. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Başbakanlık Müs- teşan Sabahattin Çakmakoglu- nun konuyu hayretle karşıladı- ğını beüiterek Başbakartlık'uı da yönetmeliği incelemeye aldığmı kaydetti. Diyanet îşleri Başkanhğı'nca hazırlanan ve 16 kasım tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kuran Kursla- n Yönetmeligi"nin, kursların denetiminde Milh" Eğitim Ba- kanlığı'nı devre dışı bırakması, başkanhğın bağlı bulunduğu Başbakanlık'ta da "şaşkınlık" yarattı. Başbakanlık'a yakın kay- naklar konudan gazetemizde çı- kan haberler ve Milli Eğitim Ba- kanı Akyol'un kendilerini uyar- ması üzerine bilgi sahibi olduk- lgjını ifade ettiler. Aynı kaynak- lar, Diyanet Işleri Başkanhğı'nca hazırlanan yönetmeliği incele- diklerini, ancak eski yönetme- likle karşılaştırma yapfnadıkla- rı için getirilen değişikliği fark edemediklerini ifade ettiler. Yönetmeliği hazuiayan Diya- net Işleri Başkanlığı yetkilileri- ne de güvenildiğini kaydeden kaynaklar, yönetmeliğin incelen- mesi tamamlandıktan sonra ge- rekli düzeltmelerin yapılacağıru söylediler. Konuya ilişkin olarak Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Akyol da yönetmeliğin Öğretün Birbği Ya- sası'na aykın olarak bakanlığı Kuran kurslannın denetiminde devre dışı bırakması üzerine Başbakanlık Müsteşan Sababat- tin Çakmakoğlu ile temasa geç- tiğini söyledi. Çakmakoğlu'nun da yönetmeliği hayretle karşıla- dığını belirten Akyol, Başba- kanlıkça da inceleme başlatıldı- ğmı kaydetti. Akyol, "Dofal olarak şaşırdılar, inceleme de başlatıldı. Her yönetmelik yapu- dığı zaman bakan, başbakan in- celemeyez ki madde madde oku- namaz ki. Hazırlayanlara güvenüir" diye konuştu. Akyol, "Kuruluşlannda ba- kanlığın denetiminde olan, 1971de ise Diyanet Işleri Baş- kanlıgı ile işbirliği içinde denet- lenmesi öngorülen Kuran kurs- lannın denetlenmesinde şimdi de bakanlık devre dışı bırakılı- yor. Bu sistemli bir gelişme midir" şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: "Samimiyetsizlik ounayabiür. Meslek taassubundan kaynak- lanmış olabilir. Hani hepimiz işimize kanşılmamasını isteriz. İyi niyetli olduklanna güvenmek istiyorum. Mesela binalann se- çiminde işbiriiği yapıyonız. Bu yeni yönetmelikte konınmuş, orada biz vanz. Onu da çıkart- saydüar bari." Akyol, yönetmelik değişikliğı- ni "mevsimsiz" ve "gereksiz" bulduğunu belirtti. 'Silahsız' (Baştarafı 1. Sayfada) rüşme yapacağı kesinleşti. Kör- fez konusunun, ikili temaslann can alıa noktasını teşkil edece- ği ve konferansla doğrudan iliş- kili olmamakla beraber AGİK zirvesine damgasım vuracağı haber veriliyor. AGlK'e taraf olmayan tek Avrupa ülkesi Arnavutluk, bu toplantıya gözlemci sıfatıyla ka- tılacak. Akdeniz'e kıyısı bulu- nan ülkeler de AGlK'te gözlem- ci olarak yer alıyor. Le Monde gazetesi, Turgut özal, Margaret Thatcher ve Fe- lipe Gonzalez'in Fransız poüsin- ce en fazla korunan liderler ara- sında bulunduğunu yazdı. Çe- şitli ülke delegasyonlannm kâ- lacağı 22 büyük Paris oteli cu- martesi gününden itibaren didik didik arandı. Konferansın yapı- lacağı Kleber Caddesi'ndeki dı- şişleri bakanlığına bağlı konfe- rans salonu çevresi zirve vesile- siyle yolcu trafiğine kapatıldı. Çevredeki metro istasyonlan da çahşmayacak. Evlat edinmede imam (Baftarafi 1. Sayfada) kâr kanadında yer alan Devlet Bakanı Cemil Çiçek, onayladı- ğı yönerge ve buna bağh olarak hazırlattığı evlat edinme formu ile bu konudaki uygulamayı tü- müyle değiştirdi. Bugüne değin Medeni Kanun hükümlerine gö- re gerçekleştirilen evlat edinme yönteminde, SHÇEK Genel Müdürlüğü'ne başvuran ailele- rin çocuk için tutarlı, dengeli ve sevgi dolu bir aile ortamına, ay- rıca eğitim ve yetiştirümesini sağlayacak asgari gelir durumu- na sahip olup olmadıkları araş- tırılıyordu. Kurum, "evlat edinebilir" görüşüne varırsa bu görüşle birlikte son karan yargı organlarına bırakmak üzere dosyayı tamamlıyordu. Ancak yeni yönergeyle başvuran ailenin evlat edinme istemi konusunda önce oluşturulacak bir komisyo- nun karar vermesi, ardından da bu karann genel müdürlük ona- yına sunuhnası koşulu getirildi. Yönerge, aynca bugüne kadar uygulamada örneğine rastlan- rnayan, evlat edinmek isteyen ai- le ile çocuk arasında "din, dil ve tabtyet biriiği" koşulunun aran- ması zorunluluğunu da getütli. Yönerge ile birlikte uygula- maya sokulan ve evlat edinmek isteyen ailelerin doldurmalan zorunlu kıhnan fonnlarda yer alan sorular da dikkat çekti. Ya- pılacak "güvenlik soruştunnası" için evlat edinmek isteyen kadın ve erkeğin 5'er adet yakın akra- ba ve iş arkadaşlannın adlanmn istendiği formda, aile için çalış- tıkları işyerleri amirlerinin kişi- sel kanaati de yer alıyor. Evlat edinmek isteyen kişi eğer esnaf- sa bu kanaatin bağh bulunduğu dernekten alınacağı kaydedilen formda, aynı şekilde mahalle imamı ve muhtannın görüşünün alınmasının yani sıra "daire soruşturması" başlığı altında mahallede aileye en yakın okul müdürünün, aileyi tanıyan en az beş esnafın ve yine aileyi tanıyan üç komşunun görüşlerinin aİın- ması zorunluluğu da getirildi. Eşler için ayrı ayrı güvenlik soruşturması yapıhnası, bu açı- dan "savcılıktan adli sicil rapo- ru ve en büyük mülki amirlikçe gizli polis soruşturması tutana- ğı" alınması zorunluluğu da ge- tirilirken, "Normal doğumlan- nızın dışında müdahaleler var mı" sorusuyla da eşlerin bir kür- taj yaptırıp yaptırmadıkları öğ- renilmeye çahşıhyor. Siyasi (Baftarafi 1. Sayfada) Güneş Müftüoğlu, ANAP Zon- guldalc Mületveküi Pertev Aşçı- oğlu, HEP Genel Başkanı Feh- mi Işıklar ve HEP milletvekilleri Kenan Sönmez, Arif Sag, DSP MKYK üyesi Mehmet Çiftçi, Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Büyükdağlı ile Zongul- dak Belediye Başkanı Yüksel Aytaç'ın da imzaladığı ortak açıklamada şu değerlendirme yapıldı: "Tüm Zonguldak halkının duygu ve isteklerini ortaya koy- mak amacıyla sorumluluk taşı- ması gereken ilgili ve yetkili ma- kamlan uyarmak üzere, bizler de Zonguldak'ın geleceği açısm- dan sakıncalı bulduğumuz bu gidişe dur demenin zamanının geldiğine inanıyor ve diyonız ki: Maden iscisi, insan onunına yaraşır düzeyde ve emeğinin ger- çek karşılığını almalıdır. TTK'nm zararianndan işçiler sorumlu tutulmamalıdır. Greve hiç gerek kalmadan ve ülke ekonomisini kayba ugrat- madan toplu iş sözleşmesi en kı- sa zamanda olumhı sonuçlandı- nlmalıdır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle