02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGÜN Devtet Meteoroloji İşleri Ge- nel Mûdûrlûğü'nden alınan bilgiye göre Bat buluttu, Mar- mara ile Kuzey Ege yer yer yağmuıiu. öteki yerler açık, iç kesimler sabah saatferinde sisli geçecek. Hava sıcaklığı kuzeybat kesimlerinde biraz azalacak. Diğef yerierde deği- şiklik olmayacak. Denizleri- mizde rüzgâr: Kıble ve lodos- tan 3-5 kuvvetinde, Batı Ka- radeniz, Marmara ve Kuzey A 25° 10° Dtyartatar y 14° 11° Edıme A 21° 6°£rancan Y 16° 8°Eraıruıtı S 9°-6°Esb(*ır B V ^Gaaanfcp A2S°13°Gn»n A 24° 7"G«JmûshaneA Ege'de 7-8 kuvvetinde saatte 33-40 deniz mili hızla esecek. Van Gölü açık, hafif çaJkantıir olacak. Bofa Bursa ÇanaMale Corum OHKZII A 12° 8°Hal*ân B 21° 11° teparta A Y 15° 9°lslar*u' Y A V 9°torw Y A 15° 1°Kare S A 13° -2° KasOmoDu B B 17° 4°Ka»sen A Y 15° 9°Kırtöare* Y Y 16° M° torrft A A 15° O°Kütatı»a Y B 19° 8°Malatya A 19° 0°Manı» VI» 8°KMara« 12° -5° Mersn 0°-16°Mujla 14° 3°Muş 21° 4°Nı*te 17» 11° Ortu 11° -1* Rce 15° 2°Samsun 20° rSnrt 16° WSnop M°12°S«as 2° 10° 17°-1° 14° 10° Uşak 18° -1° Vdn 15» 5°>tegat 13°-1° Zongutdafc Y 20° 10° A 20° 6° A 24° 13° 8 19° 5° A 13°-1° A 20° 2° A 17» 10° A 18° 10° A 17° 9° A 16° 3° B 17° 11° B 17° 2° Y 15° 13° A 18° 10° A 12°-1° Y 16° 6° A t2°-2° B 17° 2° 8 16° U° "yagmurkı fkarlı A-acık B-DukıDu G-güneşlı K-kam S-snf Y-yaOmuriu Kafııre;*^ BÜLMACA 6 8 SOLDAN SAGA: 1/ Ortodoks kilise- sinde, büyük perhiz- den önce gelen ve et yemekten kaçınılan döneme verilen ad. 2/ Içine antlaşma ve padişah mektupian- nın konulduğu metaj kutu... Bir tartı biri- mi. 3/ Haysiyet... Çin w Japonya'da oynanan bir çeşit satranç. 4/ tskambil- dc birli.... Kabuğu düğme ve süs eşyası yapımında kullanı- lan bir deniz kabukiusu. SSCB'nin para birirni... Bir çeşit In- giliz birası. 6/ Eskrimde bir karşılaş- ma türû... Kaygı. 7/ Şehzadelerin özel eğitmenleri... Köpek. 8/ Osman- hlar ile Memlükler arasında 1517'de yapılan savaş. 9/ TUzlanıp kurutul- muş yiyecek... Giysi kesimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Suluboya resim. 2/ ttalya'da bir ova... Osmaniı devletinde okul kitap- lannın genel adı. 3/ Yunan rakısı... Saç örgüsü. 4/ Insan eliyle açılmış geniş su yolu... Her yanı suyla çevrili kara parçası. 5/ Çok çirkin ve sakil.. Yiyecek bulamayan, yoksul kimse.6/ Rad- yumun simgesi... Fransa'da bir ırmak. 7/ Hayır anlamında kul- lanılan söz... Bir tür esnek örgü. 8/ Afrika'da bir ülke... Yugos- lavya'nın pfaka işareti. 9/ On dört dizeden oluşan Batı şiiri tü- rü... Sipersiz şapka. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Sporcular birleşin «c»«ll#t CRCME SIMON 19 KASIM 1930 tstanbul kulüplerini ikiye ayıran hâdise malûmdur. Bu ikilik futbol mevsiminde, futbol hayatımızı felce uğrattı. Bu ikiliği ve ondan mütevellit anarşiyi, ataleti izale edecek olan yegâne kuvvet, umumî kongre idi. L'rnumî kongre de 26 teşrinisaniden 1 kânunusaniye kaldı. Demek ki bir buçuk, iki ay daha bu ikilik ve atalet devam edecektir. Bundan en çok zarar görecek ise spor kulüpleri ve sporcu gençlerdir. Federasyonlarla İstanbul mıntıkası ve bu iki teşekkülün rüesası arasındaki ihtilâftan kulüplerimizin ve sporculanmıan daha iki ay müddetle mutazarnr olması gunahtır. Spora ve sporcu gençliğe her zaman hizmet etmeyi millî bir vazife addeden gazetemiz, kongre halledinceye kadar, İstanbul kuluplerinin bir araya toplanmalarını ve maçlara başlamalarını teklif ediyor. Gayemiz, spor siyaseti yapmak değil; sporculann spor yapmasını temin etmektir. İki ayın daha beyhude geçip gitmesi giinah değil mi? Bu içtimadan maksat; kulüpleri, İstanbul mıntakasını ve federasyonu ikiye ayıran ihtilâfı müzakere ile halletmek değil; fakat kongre toplanıncaya ve kararlarını verinceye kadar Istanbul'da futbol faaliyetinin devamını temine uğraşmaktır. O ihtilâfı haliedecek yegâne merci kongredir. İstanbul kulüpleri ise, o tarihe kadar muvakkat bir lig heyeti teşkiî edip maçlara devam edebilirler. Tekrar ediyoruz: Maksat, miinhasıran futbol müsabakalarına başlamak ve kardeşce devam etmektir. Sırf idarî bir mahiyette olan ve kulüplerden, sporculardan ziyade teşkilâta, teşkilât rüesasına taallûk eden ihtilâf, kat'iyyen mevzuu bahsolacak değildir. Sırf spora hizmet maksadile yaptığımız Uu teklifin Istanbul'un bütün federe kulüpleri tarafından kabul edileceğini ümit ediyoruz ve cuma günıi reislerini bekliyoruz. 30 YÜ/ONCE Cumhuriyet Kurucu Meclis19 KASIM 1960 Milli Birlik Komitesi Üyesi Kurmay Albay Muzaffer Yurdakuler, bugün tertiplenen basın toplannsında gazetecilerin çeşitli sorularına cevaben ezcümle şunları söylemiştir: "Kurucu Meclis yakında teşkil edilecek ve çalışmaları açık Muzaffer Yurdakuler dacaktır. Kurucu Meclis Anayasası zannedersem pazar günü Cemal Gürsel'e verilecektir. Geçici Anayasanm bazı maddelerinin tâdili için de bir komisyon kunılmuş olup çalışmalara devam edilmektedir. Af Kanunu konusunda da kat'î birşey söyleyemiyeceğim. Sadece bu konuda çalışmalar vardır. Zamanı gelince ikinci Af Kanunu elbette ki çıkacaktır. Cemâl Madanoğlunun Genel Kurmay Başkanı olacağı hususundaki haberler doğru değildir. Biz Genel Kurmay Başkanımızdan memnunuz ve hiç bir zaman boyle bir zaruret de duymuyoruz. Meclisteki İhtisas Komisyonları lâğvedilmemiştir. Sadece çalışmaları bir müddet için tehir edilmiştir. Tasarı ve teklifler ise yeniden ele alınmıştır." GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyel ABD'ye 4 Önlem 19 KASIM 1989 Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, dün gece TBMM Bütçe ve Plan Komisyonu'nda bakanlık bütçesi görüşülürken yaptığı konuşmada, ABD Kongresi'nde bulunan Ermeni karar tasansını engellemek için eldeki bütün imkânJann seferber edileceğini bildirdi. Yılmaz, ABD'de iki partinin tamamen iç politika kaygılarıyla Ermenilere prim vermek için yarış halinde olduklarını kaydetti. Askeri alandaki işbirliği toplantılannı ipta] ettiklerini, ikili savunma tesislerindeki bütün modernizasyon projelerini askıya aldıklannı, ABD savaş gemilerinin limanlannuzı ziyaretlerinin durdurulduğunu, savaş uçaklarının egitimine de kısıtlamalar getirdiklerini açıklayan Yılmaz, tasarının öldürulmesi halinde bu önlemlerin kaldırılacağını, kabul edilmesi halinde ise bu önlemlere çok daha ileriye dönük yeni önlemlerin ekleneceğini söyledi. DÛNYA'DA BUGÜN Amman Aüu BaJOat Barcaoıu Basd Mgrad Bcrfm Bonn Bn*s#l Sodapeste Cenevre Ceoyır Odde Oubaı FranMurt an» Hetantu KaMre Leftoşa Y 12° A 2«° A 24° A 31° A 22° A 15° A 9° Y 11° Y 16° Y 13° Y 13° A 15° A 21° A 32° A 32° Y 13° A 24° Y 5° A 22° Y 10° Y 16° A 23° Lenıngrad Londıa Madnd Milano Moıtbtdi MostaM MOrrt New Vbrk Oslo Pans Prag Rryad Sotya Şam H A M V Vnşoa Zürih Y 7° Y 15° A 20° A 16° Y 13° Y 5° Y 16° Y 12° Y 5° Y 16° Y 13° A 32° A 17° Y 9° A 28° A 29° A 31° Y 10° A 15° Y 12° Y 11° A 15° TARTKMA Doğru Tanı Sağduyu ile bakıldığında, bir "facia" ile değil toplumsal bir değişmeyle karşı karşıya olduğumuzu görmek zor değildir. "Dağılan" ya da "bozulan" aile değil ama "belirli tipte bir aile"dir. Bu son derece doğaidır. "AUeden Sorumlu Devlet Bakanı" Sa- yın Çîçek'in görüşleri oldukça düşündürü- cü ve bilimsellikten uzak görünmektedir. Her toplumsal değişme, özellikle hızlı bir değişmeyse, toplumda panik yaratır. Bu pa- niğe yöneticilerin de kapıldığına görmek üzücüdür. Temelde evlilik ve "aile iliskileri"nin hızlı değışmesi karşısında ka- pılınan telaş ve karamsarlık insanları ister istemez yanhş fikirlere ve çözümlere götü- rebilmektedir. Sağduyu ile bakıldığında, bir "facia" ile değil toplumsal bir değişmeyle karşı karşı- ya olduğumuzu görmek zor değildir. "Dağrian" ya da "bozulan" aile değil, ama "belirü tipte bir aile"dir. Bu son derece do- ğaidır. Çünkü toplumsal ih'şkiler yapılan gereği sürekli olan ve değişen ilişkilerdir. Söz konusu değişmenin toplumbüimi ilgi- lendiren bir dizi nedeninden söz edilebilir. Buniardan en önemlileri kuşkusuz Sa>m Çi- çek'in de belirttiği gibi "başka kültiirlerie tanışma, kenüesme" gibi olgulardır. Ancak bu olgulardan geriye dönüş söz konusu ola- mayacağına göre yapilması gereken, bu ol- guları ve dolayısıyla değişmeyi yönlendir- mektir. Yönlendirmek demek örneğin aile konusunda, geleneksel ve ataerkil ailenin ve ilijkilerin kiınj çürüyen ve geçerliü'ğini yi- tiren değerleri yerine, değişmenin istediği yeni değerlerle üişkiler kurulmasına olanak \ \ hazırlamak demektir. Bu da devletin göre- vidir. Devletin görevi belirli bir modeli "Türk Ailesi Modeli"ni savunmak değil- dir. Toplumsal değişmeye söz geçirebilmek, Red Kit'e karşı Dede Korkutfilmleriure- terek ya da "Yuva" kasetleri doldurarak veya belgesel fîlmlerle olmaz. Aslında böyle hareket etmek, değişime ileriye doğru bir yön vermek değil, değişimi tersine çevirme istemlerinin bir şekilde açığa vurulması ve tarihsel olarak yıpranmış ve can çekişmek- te olan belirU bir formu korumak demek- tir. Ama bu, günümüzde bazı gerçekJere sırt çevirerek yapılabilir. Ancak sonuç itibanyla başansız kalmaya mahkûrndur. Örneğin, günümüzde kadının statüsün- de olan değişme bir gerçektir. Dolayısıyla bu gerçek gözardı edilerek yeni bir birlikte oluş fikri geLLştirilemez. Yeni oluşumlar kla- sik evlilik ve aile kavramlarını sarsmakta- dır. örneğin, "Erkek otoritesi"ni sarsmak- tadır. Bu örnekten hareketle şu sorulabiür: "Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı" bu otoriteyi koruyucu, besleyici yönde mi iş- ler yapacaktır? Yoksa olgulann ışığında ba- zı yeni ilişkilere yol açabilecek yeni fikirle- rin mi oluşturulması düşünülmektedir? Sayın Bakan'm görüşleri maalesef ikin- ci sorumuz yönünde umut vermiyor. Flör- tü fahişelikle eş tutan bir görüş iierisi için nasıl ümit verebilir? Devletin toplumsal Uişkiler konusunda- ki politikası bazı temel gerçeklere (bilimsel ve felsefı bilgilere) dayanmak zorundadır. Bu gerçeklerden birisi aileyi ilgilendirmesi bakımından şudur: Toplumsal bir ilişki olan aile ihşkileri de değişir. Ama değişme- yen, iki insanın birlikte oluşlandır. Söz ko- nusu birlikte oluşa iki insanın kendi değer- leriyle bir biçim vermesi. Bunu istemeleri o insanların hakkıdır günümüz dünyasın- da. Devlet bu hakka saygılı olmalı ve bu hakkı korumalıdır. Devletin varlık nedeni budur. Bu gibi konularda devletin bir "res- mi göriiş"ü ya da "raodel"i olması, çağ- daş uygarhğa katılmak isteyen bir toplu- mun önünde engel olarak görülmelidir. tSMAİl H. DEMİRDÖVEN Bahçelievler/Ankara Dıır Demenin Zamanı GelmistirKörfez krizi patlak verdiğinden beri Özal'ın "başkanlık sistemi" yolunda oldu- ğu bir kez daha ortaya çıktı. Önce Bush'la konuştu; başbaşa. Ardından Arap sultan- larını ziyaret etti. Şimdi temaslarını Japon- ya'da sürdürüyor. Neler konuştuğunu, negibi vaatlerde bu- lunduğunu kimse bilmiyor. Oysa kritik günler yaşıyoruz. Amerikan yetkilileri sa- vaşın kaçınılmaz olduğunu vurguluyorlar. Ve sadık müttefikleri Türkiye'ye, Körfez- krizindeki "ciddi" tutumundan ötürü öv- güler yağdınyorlar. Özal da, Saddam'ı uya- rıyor; savaşın Ocak'ta patlayacağmı söylüyor. Oysa savaş konusunda' hiç bir yetkisi yok. Savaş konusunda tek yetkili mercı Mil- let Medisi. Bu yetkisini Meclis kimseye dev- redemez. Anayasa suçu işlediği vurgulanarak, Özal'a "Dur!" demenin zamanı gelmiştir. MEHMET ALİ AYBAR fstanbul Ekilebilir Alanlann lokolıışu Fabrikalanmızı ve yerleşim birimlerini tarımsal topraklar üzerine kurmakla yol açtığımız üretim kayıpları GSMH'ye kattığından fazladır. Bir tanm ülkesi olan yurdumuz, yetki- Iilerimizin söykdikleri ne olursa olsun bu kimliğini daha uzun süre devam ettirecek- tir. Tarunsal üretimin ilk koşulu olan eki- lebilir topraklarımız günden güne azal- makta ve yok olmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır. En önemlileri; toprak üzerindeki floramn bozulması ve tahrip edilmesi, yanlış kullamm ve amaç dı$ı kul- lanımdır. Burada üzerinde durmak istedi- ğim amaç dışı kullanımdır. Fabrikalanmızı ve yerleşim birimlerini tanmsaJ topraklar üzerine kurmakla yol açtığımız üretim kayıplan GSMH'ye kat- tığından fazladır. Belki ilk bakışta sana- yileşmenin karşısındaymış gibi bir düşün- ceye yol acarsa da kanımızca, ürettiğinden fazlasını tüketen, gelişmişliğin göstergele- rinden biri sayılan nüfus artışı yüzde*2.5 gibi korkunç bir rakam olan Türkiye gıda ithal eden (şimdi de ediyor) bir ülke dunı- muna gelecektir. Bunu GAP da engelleye- mez'. Toprağın oluşumu ana materyal, iklim ve vegetasyon durumu ile ilgilidir. Bu ne- denle 4.5 cm. kalınlığında bir toprak taba- kasımn meydana gelebilmesi için 100 ile 1000 yıl gerefcmektedir. Bunun üzerine fab- rika ve yerleşim yerleri kurmakla Bursa, Adana, Izmit, Bornova gibi ovalar elden çıkmıştır ve geri dönülemez bir durumda- dn. Toprak sınıflandırmasının uygulanma- ması, çıkaralık ve çirkin politik hesaplar sonucu bu duruma gelinmiştir. Sanayicile- rimiz fabrikalannı kurarlarken hepimizin olan bu topraklan yok ettiklerini hiç dü- şündüler mi? Bu durumun tüm sorumlulannı, ekilebi- lir topraklanmıza sahip çıkmaya çağı- nyorum. NUSRET DİRENÇ/lnnir Galeri • Atölye PERA • M« 97 38 • 132 64 26 Sanat AEDFA ^BTekstilbank Sa Galerisi SALİH ZEKİ Resim Sergısi 7 Kasım - 26 Kasım HDsrev Gvrad* C*d. 12S 136 12 79 MEHMEJGULER RESİM SERGlSI 8KASIM-5ARAUK1990 3awme ftatU^aortn hoıç ' BENADAM SANAr/ mOALERISl TEM SANAT 6ALERİSİ HAKKJANLJ Resim Sergisi HÜSEYIN BİLISIK21.11.1990/312.1990 RAMKO SANAT MERKEZİ A t i - e S o k Y m > a A P r 8 / 2 feşvikiye 136 15 38 AdnanYalım Resim Seıgisi 5-26Kasml99C,9W-l8j00 jPazargünkridışındai Vatikonağı Caddesi No. 117/2 Nişanlaşı Istanbul tönca ModemSanat G l Necla Erk Yıldız Alacakaptan resim sergisi 6-30 kasım 1990 REASÜRANS Sanat Galerisi Tel 131 7» 32-.V> \% günleri- 11.00 - 18.30 TAYFUR SANLIMAN Grafobüer Sergisi 19 Kasım - 5 Aralık Devlet Güzel Sanatlar Galerisi istıklAl Cad 209 49 Beyoglu (Allas Smeması Uslu) M. ALİ MERİQ Resim Sergisi 21 Kasım - 9 Aralık Nltpeliye Cad. 44/2 Etller 165 19 35-165 32 91 N E L L İ Takı Sergisi 19 Kasım -1 Aralık mT A K I C A L E R İ S I Vapur lılMİesi Sok. No: 5 OıtakSy 1591911 ç t sanat gaJensı KEMAL İSKENDER Resim Sergisi 21 Kasım - 1 Aralık I.Levent Sülün Sok. A-14 170 03 62 - 168 74 84 / - Ck; O GIZFL ai St\1TL4* SAHATLA CİDDİ OUNLABt SÜ- ZEL SANATLAR LİSELEHİME. FAKÜLTELERİNE KONSERVA- TUARLARA HAZIRLANANUR! ONEMSENEN YETENEKLİ Ç0- CUKUR! Her türlü olanak/Araç/Ge- reç/Malzeme/RefıberSanat- çı ve Uzman/Ortam/Mekân/ bızden çalışması sızden IBRAHİM Ç Ç SELİM KARAOANA CANAN BETKAL EKREM KAHRAMAN ile Resim (Sanat Tarıh, Sanat Felsefesi, Estetık. Gûnümüz Sanatı. Temel Sanat Tasarımı, Resim teknoloj(S(. Nû çalışması vö.) SERHAT AKYOL il« müzik çalifmalırı (Org. piyano, pop, rock, cazz. klasık gıtar, Keman. Solfej. Şan, vb.) (0K ÇOK 02L H BIÜMSEL HER YK$A. HER İLGİYE. HER OOZEYE UYSUM ÇALIŞMA ERUPURI KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR. Cihangır Cad No 42/3 Beyoğlu/IST Tel: 144 53 10 MEFHARET ERTUĞ Resim Sergisi 15 Kasım - 30 Kasım Zimt Bsnkısı Galarisl Kantarcı Şube» Efenkoy GİDERAY4K YAŞARKEN Vedal Giinyol 6000 hra(KDViçınde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaioğlu-İstanbul Ödemcli gönderilmez. x 1 ı AuFarAcetttas ^L j? fngiltere-Amenka \ 1 ^ _ A » Fransa ' « K * 9.1-15* 53 42-16143 B7 E-5 Karayolu üzerinde kız öğrencilere kiralık oda 593 58 19 POLİTİKA VE OTESI MEHlHRn KEMAL Hâzınfın Kadınlan Nâzım Hikmet yurtdışına çıktıktan sonra rahat soluk aldı. Romanya'dan Moskova'ya geçti. Şaire, Mcskova'da Pravda gazetesinin karşısında konuk evi olarak ayrılan yapıda bir yer verdiler. Orada oturuyor, dostlarını ağırlıyordu. Irya Ehren- burg'a der ki, "Ev beylik, ben de burada konuğum. Bir oto- mobilim, bir de şoförüm var. Şoför her sabah bana, 'şef ne- reye gideceğiz?' diye sorar." Nâzım, ilk kez 1921 yılında Moskova'ya gelmişti. Daha yir- misinde bile değildi. Devrim de dört yaşındaydı. Son gelişinde ise büyük bir ünü vardı. Her yerde hayranlıkla karşılıyorlar- dı. Büyük şair, on üç yılhapishanede yatmış bir kahramandı. Kbnuşuyor, soruları yanıtJıyor, doğrulan söylüyor, gençleri hay- ran bırakıyordu. Kimi zaman saflığı bilge olmasına yardım edi- yordu. Nâzım, Moskova'ya yerleştikten sonra her yerde özgürdü. Roma'da, Varşova'da, Paris'te. Bütün özlemi İstanbul'du. Türkiye'ye çağrılı olarak gelen son eşi \fera, "İstanbul hep Nâzım'ın düşlerindeydi" diyor. Nâzım, bir paşa torunuydu, kökeniyle İstanbul'a bağlıydı. Gözlerinde hep İstanbul özle- mi vardı. Şairin herkese benzemeyen tuhaf huyu her hayran oldu- ğu kadınla evlenmesiydi. Kimi erkekler var (kadınlar da var) birine yasal olarak bağlanmazlarsa aşkı da duymazlar. Nâ- zım, her aşka bir nikâh kıymış dolu dizgin bir 'şarklı'ydı. Vera'yı kitap fuarında uzaktan gordüm, 'saçları saman sa- rısı / kirpiklerj mavi' bir Rus dilberi değil, anaç, şişman, iri yarı bir Rus kadınıydı. Moskova'da olsun, Leningrad'da ol- sun, caddeye çıktığınızda dolusuna rastlarsınız. Uzun hapis yıflannın aç kalmış şairi nedense birdenbire tutuluvermiş. Biz şairi biliyoruz, ama son eşi vera nasıl anlıyor, ona ba- kalım: "Büyük bir şairin ölümünden sonra sessizlik olur. Nâzım ölünce de böyle oldu. Yedi yıl sonra kapımızı Türkler çalma- ya başladılar. Boğaz'ın kuşattığı İstanbul hep Nâzım'ın anı- larındaydı. Her sabah istanbul'la ilgili bir anıyla güne baş- lardı. Ölünceye değin de böyle kaldı. İstanbul'dan geldikten sonra ilk istediği şey Istanbul'u seslendiren bir radyoydu. Rad- yo fabrikasının işçiieri Nâzım için özei bir alıcı yaptılar. Türkiye'ye dönük alıcıyla 12 yıl ülkesini izledi. Nâzım Hik- met, hep aynlıkların ve özlemlerin şairidir. Oenebilir ki yaşa- mı boyunca hep aynlık çekmiş, hep özlem duymustur. Ha- pislik bir Özlem, gurbet öteki özlem. Ölüsü Moskova'da bir mezarlıktadır, özlem dolu yatıyor. Elbette bir gün kemikleri gelecektir." Nâzım'ın ölüm haberinden sonra yakın dostlarından Şerif Hulusi eski eşlerinden birine başsağlığına gidiyor. Eski eş, "Nâzım, benim için şimdi değil, çoktan öldü. Ama şair Nâ- zım yaşıyor" diyor. Şerif Hulusi yüz geri dönüyor. Şair, Stalm döneminde olabıldiğınce açık oldu. Söyleye- bildiği kadar söyledi. Stalin'den sonra kaç dönem gekji, geçti. acaba bugünkü perestroyka dönemini yaşasa ne yapar, ne söylerdi? Doğu ve Orta Avrupa'da sosyafizm çalkalanryor. Bir Çek düşünürü diyor ki, "Diktayı yıkmak, sosyalizmi kurmaktan da- ha kolaymış." Evet, sosyalizm... Sosyalizm... Ama nasıl ku- rulacak? Proletarya diktatörlüğü ile kurulamıyor. Sermaye dik- tatörlüğü ile de kurulamayacaktır Denemeler arttıkça sos- yalizmin demokrasisine ulaşılacaktır. Her türlü diktayı yıkma- sını bilen insan kalabalıkları bir duvarı çökertip bir sınırdan ötekine geçerken deneyimler edinirler. Nâzım'ın çok eşi oldu. Sayılarını bilmiyorum. Oturup say- maya da üşeniyorum. Nâzım, her kadında bir şiir mi yaşa- dı? Ya da her kadın bir şiiri mi getirdi? İyi ölümdür yürek dur- ması, acısız. Yaşasa daha nice şiirler yazardı, hep birlikte okurduk. Nâ- zım şairdi, ama resmi çok severdi. Resmin güç anlasılan bir sanat olduğunu bilirdi. Her kadın bir resimdi şiirlerinde... Mü- ze olacak evinde, iki Picasso boşuna durmuyor. iki güzel ka- dın gibi iki resim... T.C. MALATYA 2. ASLÎYE CEZA MAHKEMESİ KARAR Sayı Esas No: 1990/339 Karar No: 1990/517 C.S.ENo: 1990/911 Hâkira: Ali Erkılınç 20228 C. Savcısı: Selahattin Edik 18498 Kâtibe: Fatma Yucel Davacı: K.H. Sanık: Hüseyin Uluta?. Hüseyin ve Eraine oğlu 1960 D.lu Malat- ya merkez Çöşnük Mah. nüfusuna kayıtli olup halen Çöşnük Mah. I. Cad. No: 2'de oturur. Fınncılık yapar, evli, 2 çocuklu, okur-yazaı sabıkasız TC. Islam. Suç: Eksik gramajlı ekmek imal edip satmak. Suç larihi: 5.4.1990 - Yukanda açık kimliği yaalı bulunan sanık hakkında mahkeme- mize açılan kamu davasının yapılan açık yargılamasında verilen ni- hai karan sonunda: Gereği düşünüldü: Sanıgın Çöşnük caddesi üzerindeki pide fınnı- nın müsleciri olduğu olay günü fınncılık yapan sanığin işyerinde be- lediye görevlilerince yapılan denetim sonunda çıkanlan ekmeklerin eksik gramajlı olduklan lespit edilerek sanık hakkındaki tutanak dü- zenlenerek bu dava açılmıştır. Yapılan yargılama ve dinlenen konunun uzma.ru bilirktşijer, dene- timin kurallara uygun olduğunu, sanığın savunmasınj haklı göstere- cek delil bulunmadığını, mevcut şartlara ve dosya kapsamma göre sanık üzerine aulı suçun oluştuğunu bildirmişler ve bu nedenle sanı- ğın cezalandınlmasına karar verilmesi gerekmiştir. Hüküm: Sanığın üzerine atılı eksik gramajlı ekmek yaparak satısa sunma suçunu işlediği anlaşıldığından, 1- Eylemine uyan TCK'nun 363/1 maddesine göre 6 ay hapis ve 40 bin lira ağır para cezasına çarptınlmasına, 2- Sanığın duruşmadaki iyi hai lehine takdiri indirim nedeni sayı- larak cezasının TCK'nun 59. maddesine göre 1/6 oramnda indirile- rek 5 ay hapis ve 33.333 lira ağır para cezasına çarptırılmasına, 3- Cezasından başkaca kanuni takdiri arttırma ve eksiltmeye tak- diren yer olmadığına, 4- Hakkındaki hapis cezasının 647 sayılı yasanın 4/1 maddesine göre 1 günü 5000 liradan 750.000 lira ağır para cezasına çarptırılma- sına, 5- TCK'nun 72. maddesine göre hakkındaki aynı turden para ce- zaları toplanarak sonuçta 733.333 lira ağır para cezasına çarptınl- masına, 6- TCK'nun 402/2 maddesine göre sanık hakkındaki karar kesin- leştiğinde karar ozetinin masrafı sonradan sanıktan alınmak üzere Ankara, İstanbul veya Izmir'de yayunlanan ve tirajı 100 binin üze- rinde bulunan bir gazetede ve Malatya'da yayımlanan bir gazete ile ayn ayrı yayımlanmasına, 7- Hükmedilen ceza miktan gözönünde bulundunılarak sanık hak- kındaki cezanın 647 sayılı yasasımn 5. maddesine göre takdiren l'er ay ara ile 20 eşit taksitle alınmastna, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde cezanın tamamının aJınacağı konusunda uya- rılmasına (uyarıldı). 8- Asağıda dökümü yapılan 13.000 TL. yargılama giderinin sanı- ğa yükletilmesine ilişkin karar, sanığın yüzunde C. Savcısı huzuru ile talebe uygun ve yasal yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlaiıldı. 13.9.1990. Basın: 37949 tLAN BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo : 1989/29 Karar No : 1990/300 Hâkim • : Hamit Dündar 21835 Kâtip : Cuma Kahrıman Davacı : Mahmul Çakır Vekili : Av. Naci Kavi Davalı : Gülsüm Çakır (Yanmıs) Dava : Ş.G.N. Boşanma Davaa Mahmut Çakır Vekili Av. Naci Kavi tarafından davalı Gül- süm Çakır (Yanmış) aleyhine açılan boşanma davasının açık yargı- laması sonunda: Davanın kabulüne dair verilen karar Davalı Gülsüm Çakır (Yan- mış) a Papilot köyü Pazar/Rize adresinde tebliğ edilemediğı 7201 sayılı tebligat yasasımn 29. maddesi gereğince ilanen tebliğine Kararın tebliğinden 15 gün sonra kararın kesinlejeceği tebligat ye- rine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 48587
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle