Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 16KASIM 1990.
Türk takımı satranç olimpiyatlanna en güçlü oyuncusundan yoksun olarak gidiyor
AtalıkrOynananoyun satranç değilGÜRSEL GÖNCÜ
Suat Atalık. 25 yaşında, Boğaziçi Üni-
versitesi Psikoloji Bölumü son sınıf öğren-
cisi. Ülkemiz satrancında gelmiş geçmiş en
kuvvetli oyuncu. Uluslararası Satranç Fe-
derasyonu'nun belirlediği, yine uluslararası
bir klasman olan 'ELO' sıralamasına göre
2415 puana sahip. Atalık, iki sene önce de
Selanik'te düzenlenen 28. Satranç Olimpi-
yatı'nda Türk takımının 1. masasında oy-
namış vebu kategoride olimpiyat üçüncü-
sü olarak bronz madalya kazanmıştı. Ulus-
lararası usta unvanına sahip Atalık'ın,
Türkiye'nin ilk 'büyükusta'sı olması için
bir baraj daha geçmesi, uluslararası bir tur-
nuvada olimpiyat benzeri bir başarı daha
kazanması gerekiyordu. Ancak Suat Ata-
lık yarın Yugoslavya'nın Novi Sad kentin-
de başlayacak 29. Satranç Olimpiyatı'na gi-
demedi. Kendi ifadesiyle 'götürülmedi'.
Satrançta en büyük uluslararası organi-
zasyon olan ve iki yılda bir tekrarlanan
olimpiyatlara, Türkiye Birinciliği'nde ilk
dört sırayı alan oyuncular ve Türkiye Sat-
ranç Federasyonu'nun kontenjandan belir-
lediği iki oyuncu katılıyor. Türkiye Birin-
ciliği'nde yer almayan Atalık için federas-
yon da tercih hakkını kullanmayınca, Türk
Milli Takımı olimpiyatlara en guçlu oyun-
cusundan yoksun olarak gitmek zorunda
kaldı.
Suat Atalık'la hem olimpiyatlan hem de
olimpiyatla eş zamanlı olarak devam ede-
cek olan Dünya Satranç Şampiyonası'nı
konuştuk:
— 29. Satranç Olimpiyatı'nda Türk ta-
kımiDda yoksun. Bu durutn nasıl oldu?
ATALIK — Meselenin altında bütünüyle
kişisel nedenler yatıyor. Federasyon seçim-
lerinde, şu andaki yönetime değil de Hayri
Özbilen grubuna oy vermiş olmam, yöne-
ticileri bir hayli kızdırdı anlaşılan. Ancak
bu düzeyde bir farklılığı, olimpiyat gibi ulu-
sal düzeyde katıldığımız bir düzenlemeye
taşımak, bunu kişisel bir zıtlaşma haline ge-
tirmek... tşte bunu anlamak mümkun de-
8ü.
— Olimpiyatlara katılacak Türk takımı
nasıJ belirleniyor, neye göre belirleniyor?
ATALIK — Olimpiyatlara son Türkiye
Birinciliği'nde ilk dört sırayı alan oyuncu-
lar katılır. Federasyon ayrıca çeşitli neden-
lerden dolayı Türkiye Birinciliği'nde yer al-
mayan satrancçılar arasından, en yüksek
ELO derecesine sahip iki oyuncuyu da kon-
tenjandan takıma alır. Bu durumdaki iki
oyuncu ben (2415) ve Can Arduman'dı
(2375). Ama federasyon Arduman'ı ve Fe-
ridun Öney'i (2320) tercih etti. Tabii bura-
da acık bir haksızlık söz konusu. Arduman
için söyleyecek bir şey yok. Kendisi benden
sonra Türkiye'nin ikinci en kuvvetli oyun-
cusu durumunda. Ama benim yerime
öney'in takıma seçilmesi tamamıyla anla-
şılmaz bir tutum.
— 88'deki olimpiyattan sonra Türkiye
Birinciliği'nde ve geçen e>lul Forli kentin-
de yapüan turnuva nariç uluslararası tur-
nuvalarda yer almadın. Özellikle Türkiye
Yarın Yugoslavya'nın
Novi Sad kentinde
başlayacak 29. Satranç
Olimpiyatı'nda
Türkiye'nin en kuvvetli
oyuncusu Suat Atalık
yok. Geçen
olimpiyatların üçüncüsü
Atalık, Türk takımında
yer almayışını, Türkiye
Satranç Federasyonu'nun
tutumuna bağlıyor.
Suat Atalık
olimpiyatlara katılıp
bireysel olarak iyi bir
derece elde etseydi, Türk
satrancı, tarihindeki ilk
'büyükusta'ya sahip
olacaktı. 25 vaşındaki satranç ustası Suat Atalık (solda), TSFnin kendisine engeller çıkardığını söyliiyor. (Fotofraf: Vedat Yenerer)
TSF NE DIYOR?
Atalık 'uyumsuz
9
Konuyla ilgili olarak konuştuğumuz Sat-
ranç Federasyonu Başkanı Celil Layıktez
ise 'uynmln' bir takım yarattıklarını, Ata-
ük'ın ise 'uyumsuz' bir oyuncu olduğunu
söyledi. Layıktez, Atalık'ın takımda olup
olmamasmın sonucu fazla etkilemeyeceği-
ni, erkek takımımızın bu durumda örneğin
33. olacağına 35. sırada yer alabileceğini be-
lirtti. Federasyon Başkanı, Atalık'ın önce
takımda oynamak istemediğini, sonradan
'uyandıgım' iddia etti. Layıktez, "Neden
federasyon kontenjan hakkını Atalık lehi-
ne kullanmadı" şeklindeki sorumuzu da
"Karar ittifakla aunmışür, Atalık zaten son
iki yıldır hiçbir resmi turnuvaya katılma-
dı, form durumunu büemeyiz" şeklindeya-
nıtladı. Layıktez, Suat Atalık'ın geçen oli-
mpiyatta elde ettiği başanrun da 'önemli bir
başarı olmadığını, izafi bir başarı
olduğunu' sözlerine ekledi.
Birinciliği'nde ilk dörde girmek senin için
pek zor olmasa gerek.
ATALIK — Türkiye Birinciliği'ne ve di-
ğer turnuvalara katılmayışımın esas nede-
ni tabii ki okul durumu ve dersler. Aynca
Türkiye Birinciliği için başka bir durum da-
ha söz konusu. Bu duzenlemede uluslara-
rası kuvvet derecesi oldukça düşük oluyor.
Yani oyunculann kuvvet ortalaması 2200
civarında oluyor. Burada ilk sıralarda yer
almak tabii ki benim için çok zor bir şey
değil. Ancak böyle bir turnuvada 2415'lik
bir kuvvete sahip oyuncunun bu puanını
arttırması da mümkün değil. Bu puanın art-
ması için oyuncunun kendi düzeyinden da-
ha yukarda oyuncularla karşılaşması ve iyi
bir skor tutturması gerekiyor. Ben 1987 ve
88'de Türkiye Birincisi olduğumda kuvvet
dereceme bir puan dahi eklenmedi. Bir de
madalyonun öbür yüzü var. Türkiye Birin-
ciliği'nde alınacak bir mağlubiyet, hatta bir
beraberlik bile bu dereceyi düşürüyor.
— Yani riskli mi demek istiyorsun?
— Satranççı belirli bir düzeye geldikten
sonra iki şey için riske girer. Bu, ya para-
dır ya da puandır. Bu iki şıktan en az biri-
nin olması gerekir ki oyuncu riske girsin.
Türkiye Birinciliği her ikisini de barındır-
mıyor.
— Olimpiyatlann bu kuvvet derecesi ba-
kımından senin için özel bir önemi var mıy-
dı?
ATALIK — Evet, olimpiyatlar özellikle
önemliydi. Üstelik sadece puan açısından
değil. Aynı zamanda 'unvan' açısından da
önemliydi. Bir önceki olimpiyatlarda yüz-
de 75'lik bir başan elde ettim, 642 satranççı
içerisinde en iyi performans gösteren ilk yir-
mi oyuncu arasındaydım. Bu sonuç bana
sadece olimpiyat üçüncülüğü kazandirmak-
la kalmadı, aynı zamanda 'uluslararası
büyükusta' unvamnın ilk ayağım da ta-
mamlamış oldum. Bu unvanı kazanmak
için bunun gibi bir 'nonn' daha kazanmak
gerekiyor. Işte bu olimpiyat, eğer gidebil-
seydim buna olanak sağlayabilirdi. Aynca
oümpiyatlarda diğer turnuvalarla kıyaslan-
dığuıda daha avantajlı bir durum var. Bi-
reysel olarak katıldığınız bir turnuvada kar-
şınıza çıkan bütün rakiplerle oynamak zo-
rundasınız. Ama olimpiyat bir takım tur-
nuvası olduğundan, eğer bir oyuncu turlar
daha sona ermeden, 'norm' için gerekli pu-
an skorunu sağlamışsa, kalan turlarda oy-
namayabiliyor. Onun yerinebir alt sıradr-
ki oyuncu karşılaşmaya çıkıyor.
— Türkiye'nin satrançtaki ilk boyükus-
tası olabilirdin...
ATALIK — Olimpiyatlara katılıp bir
'norm' daha alsaydım bu gerçekleşecekti.
Federasyon tutumu bunu engelledi. Dün-
Türk satrancı olimpiyat
rın başlaycak 29. Satranç Olimpiyatı için dün sabah Yugoslavya'nın Novi Sad kenti-
ne hareket etti. Türk erkek takımında masa sırasına göre Turhan Yılmaz. Can
Arduman, Cem Karadağ, Suat Soylu ve yedek olarak Feridun Öney, Ali İpek >er
alıyor. Bayan takımımız ise Nilıifer İpek, Gülümser Vılmaz, Fatmanur Öney ve Giil-
sevil Yılmaz'dan oluşuyor. Başkanlığını Vedat Koçak'ın, takım kaptanlıgını İlhan
Onat'ın yaptıgı kafilede, basın sözcüsu Neşe Layıktez.
yanın her yerinde satranç federasyonlan
kendi ülke oyunculannın uluslararası dü-
zeyde yükselmesi için, büyükusta unvam al-
maları için, bu oyunculannın sayısını art-
tırmak için uğraş verirken, TSF'nin bırâ-
kın destek olmak, buna engel olması ina-
mlmaz bir olay. Federasyon böylelikle sa-
dece bana değil, Türk satrancının gelişimine
de engel olmuş oluyor. Bunun satranç da-
hilinde hiçbir açıklaması yok. Ancak sat-
ranç dışı oyunlar ve belki de benim bilme-
diğim kurallar söz konusu.
TSF'deki yöneticiler de durumun man-
tıksızlığını biraz anlamış olacaklar ki bana
son olarak takımın 4. masasmda oynama-
mı teklif ettiler. Ancak bunun hiçbir anla-
mı olmadığını onlar da benim kadar bili-
yorlardı.
Bu bir satranç turnuvası, futbol turnu-
vası değil. O yüzden, 'al sana 4 numaralı
formayı veriyoruz, çık oyna' gibi bir du-
rum yok ortada. Her takımın oyunculan
kuvvet sıralamalarına ve unvanlanna göre
1. masadan başlayarak 4. masaya kadar yer
alırlar. Her takımın en güçlü oyuncusu 1.
masadadır. Dolayısıyla 4. masada karşıla-
şılacak rakip, satrançta çok güçlü ülkeler,
örneğin SSCB, lngiltere, Macaristan gibi
ülkeler dışında, kuvvet derecesi yüksek
oyuncular olmayacak. Sonuçta, bu rakip-
lere karşı alınacak galibiyetler ne puan ba-
kımından ne de unvan bakımından 2415'lik
bir oyuncuya hiçbir şey katmaz.
— Son iki yıldır turnuvalara katılmaman
form grafiğini olumsuz etkilemiş olabilir
mi?
ATALIK — Bunun en,iyi yanıtı bu yıhn
eylül ayında katıldığım Forli Tumuvası'n-
daki derecemdir. Bu turnuvaya altı büyü-
kusta, bes uluslararası usta, on uç FIDE us-
tası olmak üzere 43 oyuncu katıldı. Ben se-
kizinci, Can Arduman dokuzuncu, Suat
Soylu otuzuncu oldu. Bu dönem, gerçek-
ten çok formda olduğum bir dönemdi.
— Türk takımı senin yokluğunda olimpi-
yatta nasıl bir derece yapabiür?
ATALIK — Takım eğer iyi oynarsa ilk
30 ülke arasına girer. Bu, Türkiye için iyi
bir derecedir. Ayrıca Can Arduman'ın da
iyi bir bireysel skor elde edeceğini umuyo-
rum. Kasparov ve Karpov yok, ama
SSCB'nin birinci olamaması cok zor.
— Evet, Kasparov ve Karpov karşı
kamplardaki mücadelelerine Lyon'da de-
vam ediyor olacaklar. Senin bu konudaki
görüşün nedir, kim kazanacak?
ATALIK — tkisi de eşit düzeyde oyun-
cular. Kasparov bildiğiniz gibi dünya sat-
ranç tarihinde gelmiş geçmiş en yüksek kuv-
vet derecesine sahip: 2800. Karpov'unki ise
2750. Elli puanlık bir fark ashnda çok bü-
yük bir fark. Ama arada bu rakamlann
gösterdiği fark yok. Ben şahsen Kasparov'-
un kazanmasuıı istiyorum. Çok üretken, gi-
rişimci bir insan. Satranç adına daha çok
şey yapabilir.
Büyükusta* kimdir?
Satrançta, uluslararası kurallara göre
belirli koşulları yerine getiren oyuncular
büyükusta unvanını kazanıyor. Satranç
oyunculan sırasıyla Ulusal Usta, FIDE
ustası, Uluslararası Usta aşamalarından
geçip, son unvan olan 'Uluslararası
Büyükusta'lık derecesine ulaşabiliyor.
Her türlü unvana sahip olmak için
Uluslararası Satranç Federasyonu'nun
(FIDE) koyduğu bazı barajları geçmek
gerekiyor. Kazanılması en zor unvan
tabii ki büyükustalık. Unvanların
kazanılması, oyuncunun veri durumdaki
derecesinden daha yukarıda bulunan
oyuncularla karşılaşıp 'iyi' bir skor
almasıyla mümkun. FIDE kurallarına
göre bu şekilde iki 'norm' kazanan
oyuncu, 'unvan'a hak kazanıyor.
HABERLERİN DEVAMI
İtirafçı Akbulut ve Aksu'yu
(Baftarafı 1. Sayfada)
HEP Adana Mıl-
letvekili Cüneyl Canver tarafın-
dan soru önergeleriyle birçok
kez TBMM gündemine getirilen
Sıddık Bilgin'in öldürülmesi
olayında Akbulut ile Aksu
"işkence" iddialannı reddetmiş-
ler ve Öğretmen Bilgin'i işken-
ce ile öldürdüğü iddia edilen
Yüzbaşı Ali Şahin'i savunmuş-
lardı.
Bu arada Muğla'da ırza geç-
me davası nedeniyle 6 ay hapis
cezasına çarptırıldığı belirtilen
Ali Şahin'in, Sıddık Bilgin'in
ölümünden sonra binbaşıhğa
terfi ettiği ve Ankara'da Güver-
cinlik'teki Astsubay Okulu'nda
öğretmen olarak görevlendiril-
diği öğrenildi.
Öğretmen Sıddık Bilgin'in,
1985 yılında Bingöl'ün Genç il-
çesinde bir operasyon sonucu
öldürüldüğü açıklanmış, ailesi
ise Öğretmen Bilgin'in işkence
ile öldürüldüğü iddiasında bu-
lunmuştu. Olay daha sonra so-
ru önergeleri ile birçok kez
TBMM gündemine getirilmişti.
HEP Adana Milletvekıli Cü-
neyt Canver, 1986 yıhnda, döne-
min tçişleri Bakanı Yıldınm Ak-
bulut'un yanıtlaması istemiyle
verdiği soru önergesinde, Sıddık
Bilgin'in örgüt üyesi olduğunun
nasıl belirlendiğini, operasyonu
yöneten yüzbaşının kim olduğu-
nu, bu kişinin Muğla'da da bir
ırza geçme davasmın sanığı olup
olmadığını sormuştu.
Dönemin İçişleri Bakanı Yıl-
dınm Akbulut da Canver'in so-
ru önergesine verdiği yanıtlarda,
Öğretmen Bilgin'in örgüt üyesi
olduğuna ilişkin açık duyumla-
rı olduğunu, ancak suç isnat
edebilecek delilleri olmadığın-
dan Bilgin'in yakalanamadığını,
daha sonra düzenlenen bir ope-
rasyonda ele geçirilen bazı örgüt
üyelerinin ifadeleri üzerine ya-
kalandığını söylemişti.
Akbulut'un 11 Mart 1986 ta-
rihli TBMM tutanaklarına ge-
çen yanıtında şu görüşlere yer
verilmişti:
"Operasyon emri Sıkıyönetim
Komutanlıgı'nca verilmiş. J. Kd.
Yzb. Ali Şahin komutasında 2
subay, 80 erbaş ve er ile Genç il-
çesi saglık ocağı tabibinden olu-
şan bir kuvvetle yapılmıştır. J.
Kd. Yzb. Aü Şahin, halen tl
Merkez Jandarraa Bölük Ko-
mutanı olarak görevlidir.
Muğla'dakj ırza geçme olayı
ile ilgili davanın sanıgı Ali Şa-
hin olmayıp, J. Onb. Enver Kes-
kinoğlu'dur. Muğla'daki olayla
ilgiii dava adli makamlarca yü-
rütülmektedir. Sıddık Bilgin'in
öldürülmesi olayıyla ilgili tahki-
kat, Sıkıyönetim Askeri Savcılı-
ğı'nca yapılmış ve kovuşturma-
ya yer olmadığı karan verilmiş-
tir. Sıddık Bilgin'in cesedi, am-
cası Gıyasettin Bilgin'in teslim
almak istememesi üzerine ma-
hallinde heyetçe bir rapor tan-
zim edilerek karakolun bahçesi
dışında uygun bir yere açılan
mezara defnedilmiştir. Cesette
biri başta, dördü sırtta. biri ba-
cakta olmak üzere 6 adet kur-
şun )nrası saptanmıştır. tçişleri
Bakanlığı ve 8. Kolordu ve Sıkı-
yönetim Komutanlıgı'nın olay-
la ilgili açıklamalan arasında
farklılık bulunmamaktadır."
HEP Adana Milletvekili Cu-
neyt Canver, 5 Ekim 1989 tari-
hinde bu kez İçişleri Bakanı Ab-
dülkadir Aksu'ya yönelttiği so-
ru önergesi ile Sıddık Bilgin'in
öldürülmesi olayını yeniden
TBMM gündemine getirdi.
Aksu, TBMM tutanakları-
na geçen yazılı yanıtında Sıddık
Bilgin'in Genç ilçesi Suveren
Jandarma Karakolu'nun taran-
ması olayına iştirak ettiğinin te-
spit edildiğini belirterek, Öğret-
men Bilgin'in normal bir vatan-
daş değil, PKK militanı olduğu-
nu söyledi. Aksu'nun yanıtları
şöyle:
"Sıddık Bilgin normal bir va-
tandaş olmayıp PKK militanı-
dır. Örgütün çeşitli >-a>ın organ-
lannda, PKK'nın Bingöl üst dü-
zey sorumlulanndan biri oldu-
gu yazılmıştır. Sıddık Bilgin'in,
yapılan sorgulaması sırasında
itiraflarında. örgüte ait bir sığı-
nagın yerini göstereceğini belirt-
mesi üzerine 31 Temmuz 1985
günü, ifadesinde belirttiği ara-
ziye gidildiginde bir fırsaıını bu-
larak kaçmaya çalışmış, gorevli
güvenlik kuvvetlerinin sözle ve
daha sonra da ateşle yaptıgı dur
ihtanna uymaması üzerine, baş-
ka türlü de yakalanması müm-
kün olmadıgından kendisini ya-
ralı olarak ele geçirmek amacıy-
la açılan ateş sonucu olay yerin-
de ölmüştür.
Bu olayla ilgili olarak 8. Ko-
lordu Komutanlığı Askeri Sav-
cılıgı'nca yapılan otopsi ve tah-
kikat sonucunda Jandarma Bin-
bası Ali Şahin hakkında takip-
sizlik karan verilmiştir. Ancak
daha sonra Sıddık BUgin'in avu-
katı tarafından Genç Cumhuri-
yet Savcılığı'na müracaat edile-
rek Sıddık Bilgin'in kaçarken
değil, işkence ik öldürüldüğü id-
diası ile yeniden otopsi yapılma-
sı istegi üzerine Genç Sulh Ce-
za Hâkimligi'nce ynpılan otop-
side ve müteakiben Adli Tıp ra-
porunda Sıddık Bilgin'in mermi
yarası ile oldüğü tespit edilme-
sine ragmen bazı görgu tanıkla-
nnın işkence iddiasında bulun-
ması sonucu da\a açılmış olup,
yargılanmasına şu anda Anka-
ra 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
devam edilmektedir.
Mugla ilindeki ırza geçme id-
diası ile açılan davada iddia Jan-
darma Binbaşı Ali Şahin ile il-
gili olmayıp, karakolda gorevli
bir onbaşı ile ilgilidir. Ancak bu
onbaşı da bu iddiadan beraat et-
miştir.
Jandarma Binbaşı Aii Şahin,
teşkilatta memleketseveriigi, dü-
rüstlügü ve çalışkanlığı ile iyi
isim yapmış, Jandarma Genel
Komutanlığı teşkilatındaki her
türlü görevde liyakatle istihdam
edilebilecek bir subaydır."
Canver: Bakanlar yalan
söyliiyor
HEP Adana Milletvekili Cü-
neyt Canver, Sıddık Bilgin'in öl-
dürülmesi olayının sanıkların-
dan Üsteğmen Ümit Eriş'in
mahkemede verdiği ifadesinde,
Sıddık Bilgin'in sorgulama sıra-
sında öldüğünü itiraf ettiğini ha-
tırlatarak, "Eriş'in ifadesi bize
önemli bir gercegi hatırlatıyor;
milletvekillerinin sordukları so-
rulara bakanlann verdikleri ya-
nıtların yalan oldugu" dedi.
Canver, Eriş'in itiraflarının
hem Başbakan Akbulut hem de
içişleri Bakanı Aksu'nun 'yalan'
söylediğini ortaya çıkardığını be-
lirterek şunları söyledi:
"ttirafta, 'Maktul, Yüzbaşı
Ali Şahin tarafından Suveren
Karakolu'na 40 metre kadar ya-
kında, o tarihte bir dozerin ça-
lışmakta olduğu kısımda elbise-
leri ile gömüldü. Hatta sanıyo-
rum üzerinde para da vardı' de-
niyor. Yine Ali Şahin'in, Muğ-
la'daki ırza geçme davası sanığı
olup olmadığı yolundaki bir
başka soruma da Aksu, Ali Şa-
hin'in sanık olmadığı yanıtını
vermiştir. Oysa Muğla'daki ırza
geçme davasından bu şahıs 6 ay
ceza aldı ve bu ceza da Yargı-
tay'ca onaylandı.
Bu adam şu anda jandarma
astsubayı yetiştiren Güvercinlik
Astsubay Okulu'nda öğretmen.
Üstelik binbaşı olmuş, terfi et-
miş. Bakanlar ya bilerek bu ya-
nıtları verdiler ya da bu işkence
suçuna ortaktııiar ya da bürok-
ratiarca aldatıldılar. Ikinci ihti-
mal daha kuvvetli sanıyorum.
Bu da, sayın bakanlann görev-
lerini nasıl savsakladıklannı, bir
insan yaşamını nasıl hiçe saydık-
larını gosteriyor. Bu beylere in-
sanlanmızın canı ve ınalı teslim.
Allah bizi bunlardan korusun."
Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu, Öğretmen Sıddık Bilgin'i iş-
kence ile öldurmekten sanık ola-
rak yargılanan Üsteğmen Ümit
Eriş'in anlatımları anımsatılın-
ca, "Mahkemeler, suçu sabit
olursa cezasını verir. Türkiye'de
bu işleri kimse örtbas etmiyor
ki" dedi.
AksıTdan savunma
İçişleri Bakanı AbdUlkadir
Aksu, Sıddık Bilgin davasında-
ki gelişmelere ilişkin gazetecile-
rin yönelttikleri sorulara,
"Benden önceki bakanlar döne-
minde, zannediyorum Mustafa
Kalemli'nin bakanlığı dönemin-
de araştınyormuş. Şu anda ko-
nuşursam yanlış olur, talimat
verdim, geçmişini araştınyor-
lar" yarutını verdi.
Eski içişleri bakanlanndan
Mustafa Kalemli de olayın Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'un ba-
kanlığı döneminde olduğunu
öne sürdü. Kalemli ile konuş-
tuktan sonra TBMM kulisinde
tekrar Aksu'nun yanına giden
gazeteciler, olayın kendisinin
döneminde meydana geldiğini,
Milletvekili Cüneyt Canver'e
yanlı yanıtlar verdiğini ammsa:-
tılar. Bunun üzerine Aksu, "So-
nıldu. Cevap verdik. Şimdi
araştınyornz" karşılığını verdi
ve "Üsteğmenin her şeyini çı-
karttınyorum. Tabii mahkûm
Öltim orucu 38. gtinünde
(Baftarafı 1. Sayfada)
Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu konuyla ilgili olarak yaptıgı
açıklamada, açhk grevinin sona
ermesi için herhangi bir girişim-
de bulunmadıklarını belirterek
"Cezaevlerindeki grevler, kamu-
oyunun ilgisi devam ettiği süre
devam eder. ilgi sona erince de
biter. Kamuoyunun ilgisi azalın-
ca, bu açhk grevi de bitmiştir.
Diğer cezaevlerindeki açhk grev-
leri de Diyarbakır'daki olüm
onıcuna dönüştüriilen açhk gre-
vine destek vermek için başlatıl-
mıştı. Ümit ediyorum onlar da
sona erer" dedi.
Oltan Sungurlu, halen 9 ceza-
evinde 559 tutuklu ve hükumlü-
nün açhk grevinde bulunduğu-
nu söyledi. Oltan Sungurlu'nun
verdiği bilgiye göre cezaevlerin-
de açhk grevinde bulunanların
dökümü şöyle: Amasya (56),
Ankara (73), Aydın (83), Bar-
tın (18), Bursa (9), Çankın (60),
Erzincan (19), Gaziantep (175),
Nazilli (64).
Diyarbakır Cumhuriyet Baş-
savcı Vekili Vedat Farmaka, ön-
ceki gece saat 23.30 sıralannda
tutukluların ısteklerı uzerıne Di-
yarbakır Bolge Barosu Başkanı
Av. Fethi Gümüş, tnsan Hakla-
rı Derneği Şube Sekreteri Av. Se-
bahattin Acar, Av. Fevzi Vezne-
daroglu, SP Başkanlık Kurulu
üyesi Yusuf Çaçım ile tutuklu ve
hukümlü yakınlarından Kibar
Takır. Hüsejin Ebem ve Ali Na-
rin'i cezaevine çağırdı. Tutuklu
ve hükümlü temsilcisi A. Hâkim
olunca bir şey söyleyecek
adam" diye ekledi.
Gazetecilerin itiraflarda bulu-
nan Üsteğmen Ümit Eriş'in
mahkûm olmadığını söylemele-
rine rağmen Aksu, "Olmuş, ol-
muş, ona baktırıyorum"
şeklinde ısrar etti. Aksu, "Peki
nasıl oldu da o dönemde araş-
tırmadan yazılı yanıt verdiniz"
sorusunu, "Ona bakacağım
işte" diye yamtladı. Aksu, ken-
disine yanlış bilgi verilmiş ola-
mayacağını savundu. Cüneyt
Canver'in Akbulut ve Aksu'-
nun tutumu konusundaki de-
ğerlendirmelerini de Aksu,
"inceleyeceğiın" diyerek yanıt-
sız bıraktı.
Güven'in de katıldığı görüşme
yaklaşık iki saat sürdü. Tutuk-
lu ve hükümlülerle cezaevi yö-
netimi arasında bir haftadır sür-
dürülen ve "koğuşlararası
görüşme" maddesiyle tıkananan
görüşmeler, önceki gece yapılan
görüşme toplantısında çözüme
kavuşturularak bu istemin ceza-
evlerinde yürütülen sportif faa-
liyetler sırasında yapılması ka-
rarlaştınldı. Bunun üzerine tu-
tuklu ve hükümlüler, saat
00.01'de açhk grevine son verdik-
lerini açıkladılar.
Diyarbakır Cumhuriyet Baş-
sava Vekili Vedat Farmaka, gö-
rüşmede, herhangi bir pazarhğm
söz konusu olmadığını 7 ekim
öncesi durumun zaten yürürlük-
te olduğunu söyledi.
BROŞÜR
İSTEYİNİZi
BROŞÜR
İSTEYİNİZ
eler Konuşuyor
i.\
Bugün Türkiye'de ve dûnyaoa Sa»d Nursî konuşuluyor Amerika
Birleşik Devtetlen, Almanya, Hotlanda, Mısır, PaKıstan gıtx ntce dünya
ülketennin üniversitelennde Said Nursî ve eserlen hakkında tez
çalışmalan yapılıyor, esertef yayınlanıyor Bütün bu çalışmalara kay-
nakiık eden eserler arasında, htç değışmeyen guvenılır bir ısım var:
Necmeddtn Şahlner'in Bilinmeyen Taraflanyla
Bedlüzzaman Sald Nursl adli eseri
Şahıner, otuz sene boyunca Türkrye'yi koy köy taradı Belgeleri
bulup çıkardı Said Nursi'yi tanıyanlarla tektekkonuştu Ve,
Said Nur»î, Rlsale-i Nur ve Nurculuk ile ilgili olarak sağlıklı
bıtgı edınmek ısteyenlenn ilk olarak yonetdtgı bu kaynak esen
ortaya çıkardı.
Said Nursî ve Risale-i Nur ile ilgili diğer eserlerimiz:
• Çağımızda Bir Asr-ı Saâdet Müslümanı. Bedtüzzaman Said Narsî
• Bedüzzanan Sao Nursi Hayatı, Tefekkûrü Mûcadel«sı* Bedıûzzaman Said Nursî ve Devtel Fa{-
sefesı »Sıyasî Düşûnce Tanhı Işığında Bedıûzzaman Said Nursî • Islam. Bat ve Rısale-ı Nur • Said
Nursîve Nurculuk Hakkında Aydınlar Konuşuyor • Son Şahıder Bedlüzzaman Said Nursfyı Anlatıyor
(4 cıti) • Söz Bedlüzzaman Said NursFmn Anarşı, Sebep ve Çarelerı • Türkiye'de Nurculuk Davası 1
Yeilİ A . Ş . / NuruMmar»ye Cad. No 1O
•Caflaloğlu: 520 70 72 - 513 70 88 • Yembosna 552 57 29 • 551 30 49
•Ankara: 125 53 31- 125 55 32
•Izmır: 148 712
torite KonuşuyorKendi içimizden çıkmış, eserleri bir dûzineden
lazla dile çevrilmiş, hakkında dünya
üntversitelerinde tez çalışmaları yapılmış bir isirndir
Sald Nursî. Onun hayatını ve eserterini, değerli
tarihçi Cemal Kutay, derinlemesine ele aldı.
Bediüzzaman Said Nursî'nin tarihî mevkiini,
çağdaşlanmız arasındaki
yerini ve fikirlerinin dünya sistemleri arasındaki
konumunu inceledi. Said Nursî ve fikirleri
hakkında gerçekten birşeyler öğrenmek isteyen-
lerin okumadan geçemeyeceği bu değerli eseri,
günümüz aydınlarına iftiharia sunuyoruz.
Said Nursi ve Risale-i Nur ile ilgili diğer eserlerimiz:
• Bılmmeyen Taraflarıyla Bedıûzzaman Said Nursl
• Bedıûzzaman Said Njrsi' Hayatı. Tefekkûrü. Mücade<esı« Bedıûzzaman Sad Nursî ve Devtet Fe<-
sefesı •Sıyasî Düşünce Tanhı Işığında BedıCzzaman Saıd Nursi • Islam, Batı ve Rısale-ı Nur • Sad
Nursîve Nurculuk Hakkında Aydınlar Konuşuyor • Son Şahıder Bedıûzzaman Saıd Nursryı Anlatıyor
(4 cılt) • Söz Bedıûzzaman Saıd Nursî'nin Anarşı. Sebep ve Çarelen • Tûrkıyede Nurculuk Davası
A . Ş . / Nuruosmaniye Cad. No:10 Cağalo^u/IST
•Caûatofllu:520 70 72 -513 70 88 •Yerabosna. 552 57 29 - 551 30 49
•Ankara;125 53 31 -125 55 32
•Izmır 148 712