25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 16 KASIM 1990 ZİRVE ÇAĞRISI Arap dünyasında yeni dengelef oluştuFas Krah Hasan'ın Arap zirvesinin toplanmasına ilişkin * yaptığı çağrı, Arap dünyasındaki bölünmeyi ve oluşan yeni dengeleri ortaya çıkardı. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Arap dünyası içinde prestij kaybına uğrarken çağrının, Irak'a karşı girişilecek bir askeri harekât öncesinde Arap dünyasının nabzının yoklanması için yapılmış olabileceği de belirtiliyor. FATİH M. YILMAZ Fas Krah Hasan'ın "Körfez kriziniıı ba- nşçı yollarla çöztilmesi için beiki de son şans" diye nitelendirerek Arap zirvesinin toplanmasına ilişkin olarak yaptığı çağ- rı, Arap dünyasının içindeki bölünmeyi bir kez daha gündeme getirdi. Arap ül- keleri arasındaki dengeler de 10 ağustos- ta Kahire'de yapılan Arap zirvesinden bu- güne kadar geçen süre içinde yeni bir bo- yut kazandı. Fas'ın Arap zirvesinin bir hafta içinde toplanması yolunda yaptığı çağrıya şim- diye kadar FKÖ, Yemen, Sudan, Moritan- ya, gerçekleştirilmesi "olanaksız" olarak nitelendirilen şartlar ileri süren Irak, sı- cak yaklaştı. Körfez İşbirliği Konseyi Su- udi Arabistan, BAE, Katar ve Bahreyn ise Arap zirvesi çağrısının "çok geç" yapıl- dığını bildirerek soğuk bir yaklaşım ser- gilediler. Suriye ve Mısır da dün Hüsnü Mübarek ile Hafız Esad'ın Şam'da yap- tıklan görüşmeden sonra, Arap zirvesi- ne katılmayacaklarını bikürdiler. Arap zirvesi çağrısı, son birkaç gün içinde krizin barış rotasına doğru yön de- ğiştirmesinde önemli bir rol oynadı. An- cak işin belki de en ilginç tarafını 10 ağus- tosta yapılan Arap zirvesinde Irak yanlı- sı bir tutum izleyen Libya ve Ürdün'ün, çağnya ilişkin olarak net bir tutum orta- ya koymamalan oluşturdu. Bunda da Irak'a karşı sürdürülen ittifakın lideri ABD'nin, "Arap zirvesinin yarariı olaca- gı söylenemez" şeklindeki açıklamasınm etken olduğu bildiriliyor. Kral Hasan'ın çağnsı, bu gelişmelerin ışığında Arap dünyasındaki bölünmeyi net çizgilerle ortaya çıkardı. Bir yanda ABD'ye göz kırpan Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Mısır ve Suriye, diğer yanda da Irak ve hâlâ bu ülkeyi açık açı- ğa olmasa da destekleyen birkaç zayıf Arap ülkesi. Bir ay öncesine kadar, Irak'ı desteklemekle "suçlanan" Ürdün'ün çağ- rıya sessiz kalması da, Saddam yanlısı it- tifakın kaybı olarak değerlendiriliyor. Diplomatik gözlemciler, Ürdün'ün bu tu- tumunda A.BD'nin baskılarının ve Kral Hüseyin'e AT, Suudi Arabistan ve Japon- ya tarafından yapılacak ekonomik yar- dımların etkili olduğunu belirtiyorlar. Kahire'de 10 ağustosta izlediğim Arap zirvesi, Arap dünyasındaki dengelerin üç başlı bir özelliğe sahip olduğunu ortaya koymuştu. Irak'a karşı çokuluslu Arap gücü oluşturulması yolunda alınan karar için yapılan oylama, Irak'ın Arap dünyası içinde önemli bir yere sahip olduğunu da göstermişti. Irak, Kahire zirvesinde Lib- ya, FKÖ, Ürdün tarafından desteklenmiş. Yemen ve Cezayir, oylamada çekimser kalmayı yeğleyerek Irak'ı karşılanna al- mamaya özen göstermişlerdi. Tunus'un katılmadığı zirvede, Arap Birliğj'nin 20 üyesinden 12'si Irak aleyhine oy kullan- mışlardı. Üçüncü ayını gerıde bırakan Körfez krizi, gösterdiği grafikle bu den- geleri de alı üst etti. Fas Kralı Hasan'ın çağnsının ortaya koyduğu yeni gelişme- ler, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'in Arap dünyasının içindeki gücünü giderek yitirmekte olduğunu da ortaya çı- kardı. Diplomatik gözlemciler, Kral Ha- san'm çağrısına Irak'ın çeşitli şartlar öne sürerek kabul etmesini, Saddam'm etkin- liğini giderek yitirmesine bağhyorlar. Irak, önceki gün Arap zirvesinin top- lanması için aceleci davranılmasını ve 10 ağustosta Kahire'de aleyhinde alınan ka- rarların geçersiz sayılmasını istemişti. Irak'ın bu çıkışı, Kral Hasan'ın çağrısı- na Arap dünyasından gelen tepkileri tart- tıktan sonra "işi yokuşa siirmek" ama- ayla yaptığı da Arap diplomatlarmca be- lirtiliyor. Kahire zirvesinde alınan karar uyann- ca, Suudi Arabistan'a asker gönderen üç Arap ülkesinden biri olan Fas'ın, Arap zirvesine ilişkin yaptığı çağnnın Irak'a karşı girişilecek bir askeri harekât önce- sinde bir nabız yoklaması özelliği taşıdı- ğı ve bu çağnnın ABD tarafından yeni dengelerin son kez gözden geçirilmesi amacıyla kullanıldığı da çeşitli çevreler- de olasılık dışı tutulmuyor. Fas Krah Hasan'ın Arap zirvesinin top- lanmasma ilişkin olarak yaptığı çağnnın, sonuçlan ne olursa olsun Irak Devlet Baş- kanı Saddam Hüseyin'in giderek köşeye sıkıştığı, artık krizle ilişkili her çevrede açıkça dile getirUiyor. Krizin başlangıcın- dan bugüne kadar geçen süre içinde yap- tığı cihat çağnlan, sürdürdüğü sertlik yanlısı tutumu, Saddam'm Arap dünya- sı içindeki prestijinin yükselmesine yol aç- mamışa benziyor. ABD BAŞKANI BUSH: Savaşa henüz karar vermedimSSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un Körfez krizinin banşçı yollardan çözümü için 'bütüncül bir öneriler paketi' hazırlamakta olduğu bildirildi. Cumhurbaşkam Özal, savaşın ocak ayında çıkmayacağını söyledi. Dış Haberter Servisi — ABD Başkanı George Bush, Irak'a karşı askeri bir ha- rekâta girişilmesi konusunda henüz ka- rar vermediğini söyledi. SSCB Başkam Mihail Gorbaçov'un Körfez krizinin ba- nşçı yollardan çözümü için "bütüncül bir öneriler paketi" hazırladığı bildirildi. Çin, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'e Güvenlik Konseyi'nde askeri güç kullanılması yolunda alınacak bir kara- n veto etmeyeceklerinin söylendiği yolun- daki haberleri yalanladı. Irak'ta patates tüketiminin sınırlandınlacağı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Gü- venlik Konseyi üyesi ülkelerde temaslar- da bulunmak üzere dün Washington'dan aynldı. Reuter'in haberine göre önceki gün Demokrat Partili Kongre liderleriyle gö- rtlşen ABD Başkanı Bush, "Irak'a karşı savaşmak konusunda henüz karar verme- dim" dedi. Bush, Körfez'deki Amerikan kuvvetlerinin hep savunma amaçlı olaca- ğını, yeni birhk gönderme karannın, ge- rekli olması halinde, ABD'ye saldın ye- teneği vermeyi amaçladığını söyledi. AP'nin haberine göre ABD Kongresi'nin Demokrat Partili liderleri, görüşmeden sonra Başkan Bush'un, Körfez'deki ye- 'SÜPER NATO' Torumtay açıklama yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, ttalya'da ordu içinde ve NA- TO'ya bağlı bir örgütün ortaya çıkmasın- dan sonra başlayan ve Türkiye'de de ben- zeri bir örgüt olduğu yolundaki tartışma- lara ilişkin olarak bugün resmi bir açık- lama yapılacağmı bildirdi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel kendi iktidar- ları döneminde böyle bir örgütün olma- dığını belirterek, hükümetin bu konuda açıklama yapmasını istedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral To- rumtay, Devlet Konukevi'nde KKTC'nin 7. kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen kokteylde konuyla ilgili sorulan yanıtla- dı. Torumtay, bir gazetecinin, "Italya'da NATO'nun kurduğu bir örgütten söz edi- liyor ve bu tartışılıyor. Bu konunun Tür- kiye'deki durumu nedir?" şeklindeki so- rusuna, "Eğer 10 saat beklerseniz ceva- bını alırsınız. Yann (bugün) öğleye doğ- ru bir açıklama yapılacak" dedi. Torum- tay, "Şimdi yapsanız olmaz mı?" sorusu- nu yanıtlarken de "Açıklayamam, çünkü son rötuşlannı yapıyonım" diye konuş- tu. Demirel açıklama istedi DYP Genel Başkanı Süleyman Demi- rel, NATO içinde gizli bir örgüt olduğu ve üye ülkelerde çeşitli faaliyetlerde bu- lunduğu iddialarına hükümetin açıklık getirmesini istedi. Demirel, dün parlamentoda yaptığı açıklamada, "süper NATO" diye adlan- dınlan örgütün ftalya dışındaki ülkeler- de de çeşitli cinayetlerin arkasında yer alıp almadığının bilinmesi gerektiğini söy- ledi. Demirel şöyle konuştu: "Bizûn iktidar olduğumuz 10 sene zar- fında böyle bir teşkiiat olduguna dair en ufak bir bilgim yok. Böyle bir teşkiiat ol- rnaması lazım. Devlet arşivleri şimdi on- lann elinde. Hükümeti göreve çağırıyo- nım. Türkiye'de böyle bir teşkilatın olup olmadıgı konusunda açıklama yapılsın." Türkeş'in sözleri MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş Türk ordusunun içinde ttalya'dakine ben- zer bir örgütün olamayacağını söyledi. HEP'ten önerge HEP, "kontgerilla" ile ilgili Meclis araştırma önergesi hazırhyor. önergenin bugün TBMM Başkanlığı'na sunuhnası bekleniyor. Alınan bilgiye göre, önerge- de, son günlerde yeniden gündeme gelen "kontrgerilla" olayının, Türkiye'de de varlığının inkar edilemeyeceği kaydedile- rek, faili meçhul çok sayıda cinayetin bu örgüt tarafından işlenmis olabileceği öne sürülüyor. ni Amerikan birliklerinin mutlaka savaş anlamına gelmeyeceği yolunda kendile- rini ikna ettiğini söylediler. Demokrat li- derler, bu nedenle, Körfez krizi konusun- da Kongre'yi özel bir toplantıya çağır- mak gibi bir planlan olmadığmı beliıtti- ler. Gorbaçov'un paketi ltalya Komünist Partisi Genel Sekre- teri Achille Occhetto, dün Başkan Gor- baçov'la goriiştükten sonra yaptığı basın toplantısında Gorbaçov'un Körfez krizi- nin banşçı şekilde çözühnesi için hâlâ bir- çok olanak bulunduğuna inandığını açık- ladıgmı bildirdi. Italyan komünist lider, SSCB Başka- nı Mihail Gorbaçov'un Körfez krizinin çözümü için "bütüncül bir öneriler paketi" hazırlamakta olduğunu ve bu öneriler paketinin yakında ilgili ulusla- rarası forumlara sunulacağını sandığını bildirdi. Çin'den yalanlama Çin Irak'a saldın konusunda BM Gü- venlik Konseyi'nde ne yönde oy kullana- caklannı Saddam'a bildirdikleri yolun- da çıkan haberleri yalanladı. Çin Dışişleri Bakanlıgı sözcüsü Li Jin- hua dün bir basın toplantısı düzenleye- rek Bakan Kian Kişen'in Bağdat ziyare- ti konusunda "Bildiğim kadanyla Kian, Irak Devlet Başkam Saddam Hüseyin ile yaptığı görüşmede bu soruna deginnıe- miştir" dedi. Irak'ta cipslerin yakında piyasadan kalkacağı ve patates tüketiminin sınırlan- dınhnası için Irak Ticatet Bakanhğı'run, cips üreten kuruluşlan kapatma karan al- dığı bildirildi. Hükümetin yayın organı El Cumhuri- ye Gazetesi, bu karar ile Irak halkının te- mel ihtiyaç maddelerinden patatesin sa- tışının kontrol altına ahndığını belirtti. Baker'ın yeni gezisi Bu arada ABD Dışişleri Bakanı James Baker, BM Güvenlik Konseyi'nden Irak'a karşı çıkartüması planlanan askeri müdahale karan Ue ilgili temaslarda bu- lunmak üzere yeni bir geziye çıktı. Özal'ın demeci Cumhurbaşkam Turgut Özal, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmemesi halinde savaş çı- kabileceğini, ancak askeri bir çatışmanın ocaktan önce meydana gelmeyeceğini söy- ledi. Özal, Japon İmparatoru Akihito 1 nun taç giyme törenine katılmak için bu- lunduğu Tokyo'da Japon haber ajansı Ji- ji'ye verdiği demeçte, Körfez sorununa banşçı çözümün BM yaptınm kararların- dan geçtiğini, ancak yaptırımların, şim- diye kadar Irak'ın tutumunda değişiklik meydana gelmesini sağlayamadığmı be- linti. ABD'li askerler boş vakitlerinde savaş uçaklannın iniş yaptığı havaalanında futbol oynayarak vakit geçiriyoriar. (Fotoğraf: AP) CORRIERE DELLA SEBA 'Süper-NATO Türkiye'de de var' Gazete, NATO'nun gizli istihbarat örgütünün, İsveç, Avusturya, İsviçre gibi ülkelerde de faaliye't gösterdiğini bildirdi. Almanya'da, 'Süper-NATO'nun 1950'lerin sonlarından itibaren var olduğu da hükümetçe açıklandı. Dış Haberier Servisi — Italya'nın yak- laşık 1 milyon tirajlı ünlü "Corriere della Sera" gazetesi, NATO'nun gizli istihba- rat örgütü "Süper NATO"nun Türkiye'- de de faaliyette bulunduğunu iddia etti. Almanya'da da, "Süper NATO"nun bu ülkedeki faahyetleri hükümetçe doğnı- landı. Roma'dan Nilgün Cerrahoglu'nun ha- berine göre, Corriere della Sera gazetesi, Batılı ülkelerde komünist ve söl partile- re karşı faahyet gösteren C1A denetimin- deki gizh NATO örgütü "Süper NATO" nun Türkiye'de de var olduğunu bildir- di. Gazete, "ttalya, Avrupa'nın zincir- leme tepkilerine yol açtı. fsveç'ten Tiir- kiye'ye, Süper NATO'nun dallan orta- ya çüayor" diyor. Gazete, haberine "Ar- tık şüpheye ver yok" diye devam ediyor ve ekliyor: "Gladio, tüm Batı Avrupa ül- kelerinde faaliyet göstermiştir. Hatta İs- veç, İsviçre ve Avusturya gibi nötralize- yi seçen ülkelerde de kurulmuştur." Bu arada, Italyan gazeteleri, Belçika Savunma Bakanı Guy Coeme'nin, Avru- pa'nın yeni siyasi ortamında örgütün fa- aliyetlerine artık gerek görülmediğine iliş- kin sözlerine yer veriyorlar. Coeme'nin, bugün Kopenhag'da yapılacak NATO toplantısında tüm müttefiklerin savunma bakanlanna, Süper NATO'nun ortadan kaldırılmasını önereceği belirtiliyor. Dıiek Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine gö- re Alman hükümeti, NATO içinde gizli faaliyet gösteren "Gladio"nun Alman- ya'daki varhğını doğruladı. Hükümet sözcüsü Hans Klein önceki gün Bonn'- da yaptığı açıklamada "Gladio'nun 1950'lerin sonlanndan itibaren Alman- ya'da da faal olduğunu ve askeri bir iş- gal halinde istihbaratı ayakta tutma gö- revi taşıdıgım" bildirdi. Haber ajansı AP'ye demeç veren ve adlannın açıklanmasını istemeyen üst dü- zeyli Alman NATO görevlileri ise "Gladio" adamlarmın düşman silahla- rıyla teçhiz edildiğini bildirdiler. "Gla- dio"nun düşman silahı kullanması, bu kişilerin "düşman bölgesinde ayaklanma hazırlıgı içinde olduklan" şeklinde yo- rumlandı. Bu ise NATO'nun tüzüğüyle çelişiyor. Öte yandan Alman haber ajansı DPA'nın edindiği bilgiye göre "Gladio" teşkilatı başından beri Alman haberalma servisi BND'nin yetkisine giriyor. Mer- kezi Munih yakınlarındaki Pullach kasa- basında olan BND, başından itibaren "Gladio" eylemlerini yönlendirdi. Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SPD), hükümetin sadece Meclis komis- yonuna gizli bilgileri, saklanması koşu- luyla vermesine karşı çıktı. NATO/TÜRKİYE Ankara,çokuluslugüce yanıt arıyorNATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutam General Galvin, Ortadoğu'ya yönelik görevler için Türkiye'de 5 bin kişilik çokuluslu bir güç bulundurulması talebini yineleyen soru formlarını Ankara'ya iletti. Türkiye, Brüksel'de çokuluslu güç konusunda "net" tutumunu henüz belirtmedi. Ancak alan dışı müdahalelere karşı kesin bir tavır alınacağı bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türkiye'de çoğunluğu ABD'li askerlerden oluşacak ve Ortadoğu'ya yönelik görev- ler üstlenecek 5 bin kişilik çokuluslu bir gücün kurulması önerisi yeniden günde- me geldi. Bu öneriyi içeren soru forrnla- n NATO tarafından Ankara'ya iletildi. Askeri ve siyasi birimlerin soru formlan uzerindeki teknik cahşmalan devam eder- ken Türkiye'nin bu konudaki "net" gö- rüşünü henüz Brüksel'e iletmemekle bir- likte alan dışı (out of area) müdahaleler konusunda ittifakın mevcut planlanna karşı çıktığı öğrenildi. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Baş- komutam (SACEUR) General John Gal- vin, geçen ay içerisinde "Kararlılık-90" tatbikatını izlemek üzere Türkiye'ye gel- miş ve çokuluslu güç önerisini ilk kez gündeme getirmişti. General Galvin'in bu önerisi ekim ayı ortasında Ankara'da NA- TO Genel Sekreteri Manfred vVoerner ile Cumhurbaskaru Turgut Özal arasında ya- pılan görüşmede de ele alınmıştı. Ankara'nın daha önce "Irak'ı tahrik edecegi'' gerekçesiyle Güneydoğu Anado- lu'ya gönderilmesine karşı çıkuğı yönün- de bilgiler ahnan çokuluslu güç konusun- da NATO'daki Türk yetkililerinin kesin bir yanıtı henüz iletmedikleri öğrenildi. Milli Savunma Bakanhğı kaynaklanndan edinilen bılgilere göre General Galvin ço- kuluslu güçle ilgili bir soru formunu NA- TO'daki yetkililer aracılığıyla Ankara'ya iletti. Söz konusu soru formlan Milli Sa- vunma, Dışişleri ve Genelkurmay yetki- lile'ri tarafından incelemeye alındı. NATO içinde yeni bir kavram ohnayıp halen Avrupa Müttefik Komutanlığı böl- gesinde (ACE) çeşitli örnekleri bulunan çokuluslu güçlerin daha yaygın kullanı- mı 6-7 Temmuz 1990'da Londra'da dev- let ve hükümet başkanlan düzeyinde ya- pılan NATO zirvesinde gündeme gelmişti. Ancak bu çokuluslu gücün 5 bin kişi- lik bir birliğinin Türkiye'nin Güneydoğu- su'nda konuşlandırüması Körfez krizinin patlak vermesi sonrasında güncellik ka- zandı. Ankara'nın bu gelişmeden kaygı duyduğu ve böyle bir gücün NATO'nun alan dışı (out of area) müdahalelerinde kullanılmasına destek vermeyeceğini Brüksel'e bildirdiği öğrenildi. Ankara'nın bu görüşü, "Eğer alan dışı müdahaleye girişilirse bu, bölgede büyük bir tepki dogurur. Biz böyie bir müdahalenin par- çası olmayız. Alan dışı etkinlik konusu- nun ittifak içinde göriiş alışverişinin öte- sinde ele alınmasında aramızdaki daya- mşmayı zedelemesi riski mevcuttur" şek- linde ifade ettiği belirtildi. Ankara'nın kaygılan Türkiye'nin NATO'nun komutasında- ki bir çokuluslu gücün topraklarında bu- lundurulması konusundaki kaygılan Kör- fez krizi, Ortadoğu'daki genel durum ve Kürt sorunu ohnak üzere başlıca üç ne- dene dayandırılıyor. Yetkili çevrelerden edinilen bilgilere göre bu nedenler şöyle: Körfez krizi: Güneydoğu'da konuşlan- dırüacak 5 bin kişilik bir çokuluslu güç Irak için büyük bir tahrik unsuru anla- mına gelecek. Yetkililer böyle bir gücün sadece varlığının bile Bağdat yönetimine "Türkiye bize her an saldırabilk" dogrul- tusunda propaganda yapma olanağı ta- nıyacağını belirtiyorlar. Ortadoğu'daki genel durumu: Türkiye 1970-80'li yıllarda NATO'nun Ortadoğu- ya yönelik askeri müdahale girişimlerine sürekli karşı çıktı. Türk dış politikasının temel bileşenlerinden biri haline gelen bu tutum son dönemde Cumhurbaşkam Özal'ın bazı temas ve demeçlerinde yan- sıttığı görüşlerle çelişiyor. Bu çelişki Dı- şişleri ve askeri çevreleri ise rahatsız edi- yor. Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemo- çin'in bakanlığının bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken yaptığı sunuş konuşmasında alan dışı mü- dahaleler konusuna kesin bir dille karşı çıkması bu rahatsızlığın bir yansıması olarak değerlendirildi. Alptemoçin, Tür- kiye topraklannda bir çokuluslu NATO gücünün bulundurulmasının Körfez kri- zi sonrasında başta Iran, Irak, Suriye ve Libya olmak üzere birçok ülke ile olan ilişkilerimizi zedeleyeceğine inanıyor. Kürt sorunu: Askeri çevreler çokulus- lu gücün Türkiye'de konuşlandınhnasına bazı açılardan ılımlı yaklaşırken Güney- doğu Anadolu'daki hassas durum nede- niyle yabancı askerlerin bölgeye girmesi- ni istemiyorlar. Kürt sorununa ABD baş- ta olmak üzere bazı Batı ülkelerinin ya- kın ilgi gösterdiğini hatırlatan yetkililer söz konusu çokuluslu gücün bu bölgede görev yapması halinde Güneydoğu Ana- dolu olaylarının da ister istemez askeri boyutu ile uluslararası tartışma gündemi- ne gelebileceğj konusundaki kaygılarını dile getiriyorlar. ANKARA Türkiye'nin AGÎK kaygısı Paris'teki zirvede * Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın başkanlık edeceği kapalı oturumda, Kürt sorununun kapsamlı biçimde gündeme getirilmesi hazırlıgı Ankara'yı huzursuz ediyor. YASEMİN ÇONGAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yüzyılın en önemli toplantılarından biri olarak nitelendirilen Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı (AGlK) zirvesine Türkiye, iç politika tartışmaları ve dış si- yasi kaygılann tedirginliğiyle gidiyor. Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın "dış po- litika gelenekJerine aykın biçimde" Türki- ye"yi Başbakan Yıldınm Akbulut'la bir- likte temsil edeceği zirvede, Kürt ve Kıb- rıs sorunlannın gündeme getirilmesine yönelik girişimler Ankara'da huzursuz bir bekleyişe neden oldu. Paris'te 19-21 kasım günlerinde yapı- lacak AGlK'e katılacak 37 devlet ve hü- kümet başkanı arasında Kıbrıs Rum yö- netimi lideri Yorgo Vasiliu da bulunuyor. AGlK üyesi 32 ülke ile gözlemci statüsün- deki Arnavutluk'un birer, Türkiye ve Ro- manya'nın ise hem cumhurbaşkanı hem başbakan göndererek ikişer temsilciyle katılacağı zirvede, Vasiliu'nun yapacağı konuşma, Ankara'yı "şimdiden" tedirgin ediyor. Türkiye'nin kaygıyla izlediği bir diğer girişim ise Avrupa'daki azınlıklar sorununun AGlK bünyesinde çözülmesi- ne yönelik planlar çerçevesinde Kürt un- surunun da Paris'te gündeme getirilmesi doğrultusunda. Hükümete yakın kaynaklardan edindi- ğimiz bilgiye göre Kıbns ve Kürt sorun- larının AGİK zirvesinde Cumhurbaşka- nı Özal tarafından yönetilecek açık ve ka- palı oturumda ele alınması, "tatsız" bir hav'a yaratabilecek. Türkiye'nin Kıbns ko- nusunun tartışmaya açılmaması ve Kürt sorununun Türkiye ile bağlantılı olarak telaffuz edilmemesi için "ilişkilerinin iyi olduğu bazı Batı başkentlerine" mesajlar ilettiği kaydediliyor. İmzayı Özal atacak AGlK zirvesinde imzalanacak Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Antlaşması (AK- KA), GüvenHk ve Güven Arttıncı önlem- ler Antlaşması ve AGİK sonuç belgesine Türkiye adına Cumhurbaşkam Özal'm imza atacağı öğrenildi. WASHINGTON TIME& Irak'm elinde SS-12füzesivar Gazete, 900 kilometre menzillı füzelere ilişkin istihbaratm Washington'a Ankara tarafından aktarıldığını yazdı. VVASHINGTON (AA) — VVashington Times Gazetesi, Irak'ta SS-12 tipi Sov- yet füzeleri olduğunu bildirerek "Bu ko- nuda Ankara tarafından VVashington'a bilgi iletildiğini" öne sürdü. ABD yetki- lilerine dayanan gazeteye göre Bağdat'- taki bir Sovyet askeri ataşesi, bir Türk diplomata Irak'a çok gelişmiş SS-12 fü- zesi verdiklerini bildirdi. Birkaç yıl önce gerçekleşen satışta, 12 adet füzenin ve- rildiği kaydedildi. Türkiye tarafından ABD'ye aktanlan bu bilgiler, Irak'ın füze gücü konusun- daki ABD değerlendirmelerini tümüyle değiştirdi. Yaklaşık 900 km. menziüi olan SS-12'ler, hedeften yahıızca 600 metre sa- pıyor ve nükleer başlık taşıyabiliyor. ABD, Kuveyt konusunda harekâtı düşü- nürken, Irak'ın elinde kısa menzilli ve isabet gücü çok az olan SCUD-B füzele- ri olduğunu varsayıyordu. Irak, Sovyet yapımı bu füzelerde değişiklik yaparak güçlerini arttırmaya çalışmıştı. Şimdi ise SS-12'lerin teknolojisinin Irak tarafından SCUD'lara uygulanması hahnde, Irak'- ın ateş gücünün çok daha tehlikeli hale geleceği bildirildi. Bir ABD uydusu, Irak'ta hem SS-12 hem de SCUD fırlatan füze rampası gö- rüntüledi. Bazı Amerikan yetkilileri, füze habe- rini "alann verici" saydılar. ABD Kong- resi'nde Irak silah sistemleri uzmanı ola- rak nitelenen Anthony Cordesman, "Irak'ta SS-12 bulunması, Amerikan is- tihbaratçılannda büyük şok yaratır" de- di. Eski bir Pentagon uzmanı sayılan Frank Gaffney de "Irak'ta SS-12 bulnn- ması, Saddam'm elinde, sandı^ımızdan çok daha büyük güç olduğunu gösıerir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle