Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.16 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHÜRİYET/5
Sevim Burak'ın mektuplan
• KiiJtür Servisi — 1983'te yitirdiğimiz yazar Sevim
Burak'ın 1978-1983 yılları arasında oğlu Karaca Borar'a
yazdığı mektuplar kitap olarak yayımlandı. Logos
Yayıncıük'ın "Mach l'dan Mektuplar" adıyla yayımladığı
kitapta, yayınevinin yöneticisi Asaf Güven Aksel'in,
kitabı vayına haarlayan A. Karaca Borar'ın ve yazar
Selim Ileri'nin birer yazısı da yer alıyor. Aksel ve Borar,
kitabı yayımlamalannın gerekçelerini açıklarlarken Selim
1leri de kitabın başındaki yazısını Burak'ın tnektuplannı
okumadan yazdığını vurguluyor. Kitapta Sevim Burak'ın
yaşamının çeşitli dönemlerinden fotoğraflara yer veriliyor.
Atatürk filmleri belirlendi
• ANKARA (AA) — Kültiir Bakanlığı tarafından
hazırlatılacak Atatürk'ün yaşamı, savasımı ve
devrimlerini konu alan film için seçilen iki senaryo belli
oldu. Halit Refiğ'in "Gazi ile Latife" ve Refik Erduran'ın
"Metamorfoz" adh çalışmaları, ısmarlanan diğer 10
senaryo arasında filme çekilecek ilk yapımlar olarak
belirlendi. Kültiir Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Cevdet
Türkeroğlu'ndan alınan bilgiye göre seçici kurul, eserleri
çekim şartları, konunun işlenme biçimi ve toplumsal ilgi
uyandırma açısından değerlendirerek, "Gazi ile Latife" ve
"Metamorfoz"un filme alınmasına karar verdi. Cevdet
Türkeroğlu, çekimine 1990 yılında başlanacak 900 milyon
hazırlık bütçeli filmlerin 1991 yılı sonuna kadar
tamamlanmasının planlandığını kaydetti. Daha sonraki
yıllarda da Tarık Buğra'nın "Zafer Gaye Değildir" ve
Nezihe Araz'ın "Bir Kırmızı Gül" adlı yapımlarının filme
alınacağını belirten Türkeroğlu, önümüzdeki günlerde
filmlerin yapımcı ve yönetmenlerinin saptanarak sözleşme
yapılacağını sö>ledi.
Dört yeni film gösterimde
• Kültiir Servisi — Istanbul sinemalarında dört yeni
film bugün gösterime giriyor. Hubert Selby Jr!ın
yayımlandığı yıllarda buyük tartışmalara neden olan
kitabının uyarlaması "Brooklyn'e Son Çıkış" Beyoğlu
Lale ve Kadıköy Kadıköy sinemâlannda başlıyor.
Yönetmenliğini Uli Edel'in yaptığı film, fahişeler,
alkolikler, eşcinseller arasında büyüyen ve uzun yıllar
uyuşturucu ahşkanhğından kurtulamayan yazar Selby
Jriın yaşamının bir yansıması. Filmde Jennifer Jason
Leigh, Burt Young ve Stephen Lang başrolleri
paylaşıyorlar. Richard Gere ile Julia Roberts'ın
başrollerini paylaştıkları sevimli bir aşk komedisi
niteliğindeki "özel Bir Kadın" (fotoğrafta) Beyoğlu
Emek ve Kadıköy Reks sinemalarında gösterime giriyor.
Yönetmenliğini Renny Harlin'in yaptığı, Andrevv Dice
Clay ile Priscilla Presley'in başrollerini paylaştıkları
"Ford Fairlane" Şişli Site, Beyoğlu Beyoğlu, Kadıköy As
ve Beyoğlu Renk sinemalarında izlenebilecek. Filmin bir
özelliği, liste başı son parçalara geniş yer vermesi.
Gerilim sinemasının usta ismi Costa Gavras'ın yönettiği
"İhanet"te Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde ve
Beyoğlu Dünya sinemasında gösterime giriyor. Filmde
Tom Berenger ve Debra Winger başrolleri paylaşıyorlar.
Iskender'in sergisi
• Kültiir Servisi — Kemal Iskender'in resim sergisi
Levent Sanat Galerisi'nde 21 kasım günü açılıyor. 1949
doğumlu sanatçı Istanbul Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nden 1972'de mezun
oldu. 1973-74 yılları arasında Central School of Art and
Design'da vitray ve gravür üzerine çalıştı. 1974'te girdiği
Royal College of Art'ı 1977'de master derecesi ile bitirdi.
Kemal Iskender halen Mimar Sınan Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyesi.
SİNEMA/ATÎLLÂ DORSAY
Fehmi Yaşar'ın ilkfilmi 'Camdan Kalp', Ankara velstanbul sinemalarında
Kültür farklan öldürücüdür
POZİTIF VIBRATIONS ÇAĞDAŞ MUZIK i|KINLIKLERI
Michal *
:3
Urbaniak
Urszula
Dudziak
24 kasım 1990, 5:30 ve 8:30
CEMAL REŞIT REY KONSER SALONU
Salonu:T485392
Galtena. 5599560
Vakkorama
Taksım 1511571
Suadıye
360 90 90
Organzasyon
Pozıtıl 144 33 94
Kalp Yönetim,
Senaryo: Fehmi Yaşar /
Görüntü: Erdal Kahraman
/ Müzik: Okay Temiz /
Oyuncular: Genco Erkal,
Deniz Gökçer, Şerif Sezer,
Füsun Demirel, Macit
Sonkan, Cemal Şan,
Aytekin Özen, Erşan
Ersoy, Nurettin Şen,
Jülide Kural, Nuran
Oktar, Tuncer Sevi / Bir
Moda Filmcilik yapımı.
(Moda, Sinepop, Şafak,
Ankara Kızılırmak, vs.).
"Kirpi"nin serüvenlerinin
olağanüstülüğü konusunda
başlarda "şüphe uyandıneı"
bir şey pek yoktur. Son yıllar-
da, aydınlanmızın, özellikle de
yönetmenlerimiziri "bunalunla-
n"nı, yaratma güçlüklerini per-
deye aktaragelen birçok filmi
andınr biçimde başlar "Cam-
dan Kalp"... Göbekli ve "etek
düşkünü" bir yapımcıya senar-
yolannı bir türlü kabul ettireme-
yen ve "Son tmparator"u
("Son Padişah" ya da "Salta-
natın Sonu" gibi bir adla!) yer-
lileştirmeye çağrılan Kirpi, ka-
nsı, seslendirme sanatçısı ve
"Marilyn'in sesi" Naciye ile ne
cinsel ne de ruhsal iletişimini ge-
reği gibi kuramaz. Kadın, onun
giderek kendisinden ve evliliğin
sorumluluklarından kaçtığını
düşünmektedir. Gündelikçi ka-
dın Kiraz'ın gizemli tavırlany-
la başlayan "ilişki" ise kadının
üzerine "kuma" getirmek iste-
yen "maço" kocası Beşir'den
yakınmalarına dönüşen, kendi-
siyle aradaki "sınıf duvan"nı
aşıp içli-dışli olmayı denediğiniz
her "köyfü"den beklenebilecek,
sıradan, sıkıntı verici konuşma-
lardan öte bir şey değildir.
Ne var ki bu sıradanlık, git-
gide sıradışı ve olağanüstu nite-
liklere bürünmeye başlar. Kirpi,
yumuşak, kırılgan, ödüncü,
yardımsever, naif biçimde in-
sancıl kişiliğiyle Kiraz'ın dünya-
sına ve sorunlarına daldıkça,
kendisini "Harikalar ÜlkesT'n-
deki Alis gibi duyumsama yo-
lundadır... Bu kırsal yaşam bı-
çimi, bu feodal değerler, bu aşi-
ret mantığı, zavallı Kirpi'yi aş-
maya, aşmak da söz mü, ezme-
ye başlar. Zoraki edilen bir
"tehdit telefonu" ile başlayan
serüven, Kirpi'yi koca ile, kuma
ile daha sonra Kiraz'ın bir Kars
köyündeki "agalan" ile teserrüf
etmeye" iter. Her tanışma, her
mekân, her yolculuk, Kirpi için
de bizim için de olağanüstüdür:
Kentli, kentsoylu, aydın veya
yarıaydın ölçütlerimizle kavra-
yamayacağımız bir mekanizma-
dır bu... Kirpi kocadan dayak
yer, kumadan hakaret görür,
itilir kakıur. Ama yılmaz: Bir
kadının (hizmetçi mizmetçi de
olsa, bir kadının) yaşamını ve
onurunu savunmaya kararlı bir
"çagdaş şövalye"dir o!..
Ve "harikulade" serüven sü-
rer. "Kanları bozuk çıkan" Al-
manlar bu ırak, uzak Anadolu
köşesine gelip "el değmemiş
kız" bulma sevdasındadırlar!..
Kıskanç yavuklu, ortahğı kur-
şun yağmunına tutarak sevdice-
ğini kaçırır... Kiraz'ın babası
Hamo, misafirini kurşunlann
yağmur gibi yağdığı bir evde ka-
bul eder. Ve çılgınlığın tempo-
suna tumüyle kapılnuş gözüken
bir Kirpi, kasabanın tek otelinin
sahibine, girişe nasıl bir "Ame-
YEŞİLÇAM'DAN BİR SÜRPRİZ— Camdan Kalp', "Öldü ölüyor' denen Yeşilçam'dan gelen ya-
man bir siirpriz. Fehmi Yaşar, daha ilk filminde anlatım sorunlannı çözümlemiş. Filmde "Kirpi'-
yi Genco Erkal canlandırıyor.
rikan Bar" oturtacağını anlat-
maya koyulur!..
Fehmi Yaşar, şaşırtıcı ilk fil-
minde, Türkiye'de yaşanan kül-
tür ve ahlak karmaşasını, çeliş-
kilerin uçuruma varan korkunç
farkhlıklarını ustalıkla verir.
Kentle kırsal kesim, burjuva ah-
lakıyla feodal ahlak, Batı ile
Doğu, sanayileşme ile pre-
kapitalist tanm ekonomisi, hu-
kukla kaba güç, kentli kadınla
köylü kadın... Ve daha birçok
şey, birbirlerinden ne denli
uzak, ne denli farklıdır bu ülke-
de!.. Görünürdeki yalın ve do-
laysız gariplikler, bu temel ve
gerçeküstüne doğru kayan çeliş-
kilerin yanında hiç kahrlar. Dü-
şen bir asansörden sapasağlam
çıkan bir adam, Güney Afrika'-
ya gitmeyi düşleyen (ve de gi-
den) ve arada "Hepimiz faşist
defil miyiz?" türünden inciler
yumurtlayan ayakkabı boyacı-
sı Yetim, Frita Lang'ı ve "Met-
ropolis"i bilen asayiş sorumlu-
su astsubay çavuş, çarşıda satı-
lan ve üzerine John Wayne, El-
vis veya Marilyn dokulu kilim-
ler!.. Ve de fınalde, öyküyü
noktalamadan çok önce filmin
yapısına ustalıkla yedirilmiş ve
hayatımızı gitgide, umarsız bi-
çimde sarmakta olan şiddet. Ke-
silen elektrikle asansörde kalan
bir adamın "imdat" çığlıkları-
na aldırmaksızın geçip giden in-
sanlar, Kirpi'nin kendisini ısla-
tan ve sonra ıslak, karanhk yol-
larda peşine düşen arabadan
kaçması, bahçesine giren yaban-
cının üzerine av tüfeğini doğrul-
tuveren yaşlı adam!..
Kirpi, bu türlü çeşitli ve sıra-
danlıkla şöyle bir örtülüvermiş
harikuladelikleri film boyunca
yaşar. Değerlerini, yasalarını,
işaretlerini bilmediği bir dünya-
da, el yordamıyla yol alır. Oy-
sa bu dünya, yanıbaşımızdadır,
kenti çevreleyen gecekondu
semtlerinde, olduğu gibi köyden
kente tasınmış kahve ve aşevle-
rinde, evimizde çalışan günde-
likçi, hizmetçi veya kapıcı ve ai-
lelerinin gündelik yaşamların-
da... Bu, alabildiğine özgün,
farklı, yeni bir dünyadır, bilme-
yen için bir kültür cangılıdır. Bu
cangılda yol almak, tehlikeü, gi-
derek öliimcül bile olabüir.
Çünkü yalnızca kış soğuklan
veya (bir Fransız fılminin dedi-
ği gibi) "nisan aylan" değildir,
öldürücü olan... "Kiiltiir
farklan" da öldürücü olabilir.
"Camdan Kalp", sinemamız
içinde önemli bir çıkış oluştu-
ran, kimi temel ve yaşamsal so-
runlarımıza çok yeni ve farklı
biçimde eğilmeyi başaran, deği-
şik bir fihn, "öldü ölüyor" de-
nen Yeşilçam'dan gelen yaman
bir sürpriz. Bu fihni izledikten
sonra çevremize, toplumumuza
yeni bir gözle bakmaya sanırım
zorunlu olacağız. Fehmi Yaşar'ı
daha ilk filminde anlatım sorun-
lannı böylesine çözümlemiş bir
yönetmen olarak sinemamız
adına selamlamak gerekir.
"Camdan Kalp", camın soğuk-
luğunu aşıp kalplerimizi ısıtan
bir film oldu.
Kendisini Yeşilçam'a ait hissetmeyen Fehmi Yaşar
Gerçeğe giden bir yol yokFehmi Ya-
şar... Son dö-
nemde, filmini
gördükten son-
ra böylesine
konuşma isteği
duyduğum hiç-
bir yönetmen
o 1 m a m ı ş 11. Fehmi Yaşar
"Sürii", "Düşman" gibi film-
lerde reji asistanlığı yapan ve
küçük rollerle sinemaya giren;
"Faize Hücum ", " S e s " ,
"Pehtavan" gibi filmlerin senar-
yolarını yazan, Zeki Ökten'e
tüm bu filmlerde asistanlık ya-
pan, ayrıca Atıf Yılmaz ve Ali
Özgentürk'le de birer filmde ça-
lışan Fehmi Yaşar, bugün yö-
netmen olarak ilk filmini imza-
lamış bulunuyor. "Camdan
Kalp" adlı bu oldukça sürpriz
film ve genelde sinema üzerine
söyleştik.
— Filmini 'Babana ve L'stala-
nna' adayarak aslında Yeşil-
çam'daki ustaları mı ima
ediyorsun?
YAŞAR — Bundan kasıt, ha-
yatım bo>-unca beni etkileyen ve
bende iz bırakan her şey. "Us-
talanm", beni etkileyen herke-
si kapsayan genel bir şey. Beni
okumaya yönelten, ilk kitabı
hediye eden bir kadın, ilk aş-
kım, son aşkım, arkadaşlarım
veya hiç tanımadığım yazarlar
da var.
— Filmde 'Sürü'ye (tren,
trendeki fahişe tipi Vs.) gönder-
meler açık. Vagonda Kirpi'nin
okudugu, Ferit Edgü'nün 'O'
kitabıyla 'Hakkâri'de Bir Mev-
sim'e gönderme de var. Bir ko-
nuşmanda ise 'Umul'a da gön-
derme olduğunu söylüyorsnB.
Nedir bu?
YAŞAR — Kirpi'nin kara-
koldan çıktıktan sonra ytirüdü-
ğü ıssızhkta, bir tepenin üzerin-
de gördüğü çadır, ulu ağaç ve
kazılmış, ama genişletilmemiş
define çukuru, "Umuf'a yöne-
lik anıştırmalardı. Ustalarım
arasında "Umul" filmi de var.
— Filminde yer yer gerçeküs-
lücü dokunuşlar var: Asansör
olayı, Yetim'in belki tüm kişi-
liği, Fritz Lang bilen başçavuş
vs. Oysa ben filmin tümünün sı-
radışı, harikulade, giderek ger-
çeküstü nitelikler içerdiği gorii-
şündeyim. Bu görunurdeki ger-
çeküstiicü öğelerle filmin asıl
yapısının gerçeküstücülüğü ara-
sındaki bağ sence nedir?
YAŞAR — Bir yandan filmin
bütünü biraz masalsı ve tam an-
lamıyla gerçek olmayan bir ha-
vadadır. Diğer yandan filmde-
ki gerçek dışı, uç anlatımlar da
çok gerçek bir fılmmiş gibidir-
ler. Ben sadece gerçekle gerçe-
küstü arasındaki farkın bizim
bakış noktamızla ilgili olduğu-
na inanıyorum. Gerçeğin bir
yansıması olan görüntü, hepi-
mizde farklı bir renk, farklı bir
biçim ve farklı bir içerikle olu-
şur. Ayırdığım, yani gerçeküs-
tü yanını özellikle öne çıkardı-
ğım yerlerin, o sahnelerde anlat-
mak istedığim temalarla ilişkili
duyarlığımla bağlantılı olduğu-
nu söyleyebiliriz.
— Yaııi gerçeğe giden tek yo-
lun, gerçekçflik denen yöntem
olduğuna inanmıyor musun?
YAŞAR — Hayır. Zaten ger-
çeğe giden bir yol olduğuna da
inanmıyorum.
— Kirpi rolünde Genco Er-
kal, bir maskeye dönüsmüş yü-
ziiyle önce yadırganan bir oyun-
cu. Sıradan insan diyebilecegi-
miz bir tip değil. Ama film iler-
ledikçe bu seçimin ilginçliği or-
taya çıkıyor galiba?
YAŞAR — Bunda ciddi bir
doğru yatıyor. Şu ana dek sine-
mayı yapanlann onu algılayışıy-
la ilgili bir sorun vardı. Ben si-
nema yapan biri olarak sinema-
ya gerekli ölçüde yabancılaşa-
madığımıza inanıyorum. Sine-
mayla fazlasıyla özdeşleşiyoruz.
Genco ile ilgili sorun da oydu.
Genco sinemadan korkuyordu,
çünkü çok önemsiyordu. Bense
onu, hele bu kadar uzun süre
çok şey yapmış bir oyuncu ola-
rak artık "kötü" bir şey de yap-
maya hakkı olduğuna inandır-
maya çalışıyordum. Ve yapaca-
ğımız işi, hayatımızı etkileyecek
derecede ciddiye almamasını
söylüyordum. Bazen ödeşeme-
diğimiz veya yeterince yabancı-
laşamadığımız bir şey, bizim ha-
yatımızı etkiler. Genco'daki öy-
le bir şeydi. İlk çekilen sahneler-
de, Genco farklı bir oyunculuk
geliştirdi: Kendi eski tarzına ya-
kın... ilk kez Deniz'in Marilyn
parodisini çekerken ne yapmak
istediğimizi tam olarak hissetti.
Ve o sahneden aldığı keyiften
başlayarak düğümü çozdü, be-
nim istediğim tarzda bir oyun
vermeye başladı.
— Bu film, bence günümüz
Türkiyesi'ni, onun karmakan-
şık sosyal yapısııu ve bu tophmt-
daki kimi keskin çelişkileri ver-
mede, sayısız toplumbilim kita-
bından daha etkili olabiliyor.
Bir amacının da bu olduğu söy-
lenebilir mi?
YAŞAR — Evet. Önce ülke-
mizin çok karmaşık bir gerçek-
liğe oturduğunu ve bu gerçekli-
ğin tammlanabilir, elle tutulabi-
lir bir şey olmadığını anlatma-
ya çalıştım.
— Hikâyede dolaysız olarak
kişisel, özjaşamsal öğeler var
denebilir mi? Özellikle Kiraz tipi
açısından?..
YAŞAR — Ben Maraş do-
ğumluyum ve Mardin'de ilk 5
yılımı geçirdim. 16 yaşına kadar
da, okullar kapanır kapanmaz
Maraş'a giderdim. Akrabalık
ilişkilerim de bana Anadolu in-
sanını daha yakından tanıma
şansını verdi. Kiraz, belki de bü-
tün bunların bende bıraktığı iz-
lerin bir toplamı.
BBC ENGLISH
TÜRKİYE BÜROSU'NDAN DUYURU!
İngiltere'de halen 4OO.-Sterlin'e (yaklaşık 2.2 milyon lira)
satılmakta olan ve ülkemizde de bir süre önce 28O.-Sterlin'e satılan
F o l ! o w M e seti, BBC English Londra tarafından,
îngilizce'nin Türkiye'de yaygınlaşması amacıyla 12O.-Sterlin'e düşürülerek
17 Aralık 1990 'a kadar aşağıdaki koşullarla satışa sunulmaktadır.
8 ayn dilimden oluşan F o I I o w M e setinin
ister tamamını alın, isterseniz tek tek alın.
lENCLISHı
ODNVÖZB. EĞMMMZMETİERI AS
£DUCA7KDNAL SERVICES
VALİKONAĞICADDESİ Y.K.B. VAKIF BİNASI, KAT 10 ,DAİRE:2 NİŞANTAŞI-ISTANBUL
TEL: 132 03 00 FAX. 146 06 66 TELEX: 26388 ODVI TF)
AŞAĞIDAKİ FOLLOW ME DİLİMLERİNİ
BELİRTTİĞİM ŞEKİLDE ALMAK İSTİYORUM.
ODKMf.
ŞEKII
PE-ŞIV 1. DİLİM
PEŞtV 1. DİLİM
PEŞİN 3 DİLİM
PEŞİNAT
45.000.-
90.000.-
135.000.-
PEŞ^ 4. DİLİM , 180.000-
PEJfV 5 DİLİM
PE$IN «. DİLİM
PEŞIN 7 DILIM
PEŞİN » DİLİM
TAKSİTLF. 4.DİLİM
TAKSITLE 5.DİLİM
TAKSITLE «.DİLİM
TAKSITLE 7.DİI IM
TAKSİTLF S.DİI.İM
225.000.-
270.000.-
315.000.-
360.000.-
100.000.-
100.000.-
120.000.-
140.000.-
160.000-
TAKSİT
TLTAR1
70.000.-
100.000.-
120.000.-
140.000.-
160.000.-
T*KSIT
SAVISI
2
2
2
2
hDV VE PtlSTA
LCRETI.ERI DA1IİL
TOPI \M FtY^T
45.000.-
90.000.-
135.000.-
180.000.-
225.000.-
270.000.-
315.000.-
360.000.-
240.000.-
300.000.-
360.000.-
420.000.-
2 : 480.000.-
Aül, SOYADI
TESLİMAT
ADRESt
TELEFON
ALMAK İSTEDİĞİM
FOLLO» ME DtLtMLERt
KREDt KARTINIZ
(Sadece pe;ın alım için.)
D ı
!Mr»>KAser
1 KTTAP
D 2
]\2Xl>KASET
1 S£S KASET1
• 3
1 ^1D€OKA5£7
2 KITAP
KART NUMARASI
n •»
: SES KASCTI
POSTA KOD NO:
D 5
HDB)KASET
î KfTAP
D 6
O DINF.RS • El ROCARD f j VISA
Q AMER1CAN EXPRESS ^ASTERCARD
D 7
I VİD6OKASF1
n s
l VJDCOK.«ET
SON KIL.TARİHİ
BBC ENGLISH larafından düzenlenen FOLLOW ME kampanyasına kalılıyomm. Yukarıda
belirttığım bölümleri almaya karar verdım. Odemcyı takip eden 6 hafta içinde taahhütlu
olarak adresıme gönderiniz
• PEŞİN:'667330 nolu posta çeki hesabına TL. yatırdım.
Foıokopisi ektedır.
O Yukanda numarası ve geçerlilık süresı belirtıığim kredi kartım ile
TL.lık ödeme yaptım.
D TAKSITLE: 667330 no'lu posta çekı hesabına TL. peşınatı yatırdım.
Fotokopisi ektedir. Taksıtler için satış sözleşmesi ve ikı adet posta çekini gönderiniz.
IMZA: TARİH: Q VHS D BETAMAX
Dünyamızdan sessizce
geçip gidenler...
Yüzyılımızdan bir Kenan Erim bir Kerim
Korcan bir Ritsos bir Durrell geçip gittiler. Ne
mutlu o sanatçı denen kişiye ki yaptıklanyla,
yazdıklarıyla şu kapkara dünyamızı bir parça
aydınlatabiliyor.
Afrodisias'ı yıllar yıllar önce
ilk gördüğümde, o unlü tiyatro-
sunun dörtte üçü henüz topra-
ğın, daha doğrusu köyün altın-
daydı. Yalnız o tiyatroyu değil,
antikçağ heykeltıraşlığının en
güzel örneklerini yeniden günı-
şığına taşıyan, tüm bir kenti ina-
nılmaz bir bilgı, sabır ve tutkuy-
la ortaya çıkaran Kenan Erim'e
hep büyük saygı \e minnet duy-
dum. Ama onunla taruşmak fır-
satı hiç olmadı.
Geçen hafta Cumhuriyet-
Dergi'de çıkan Ergnn Çağatay'-
ın yazısından öğrenmiştim: Ke-
nan Erim aynı zamanda tam bir
sinema tutkunuymuş. Ve özel-
likle eski, klasik filmlerden olu-
şan çok zengin bir video kaset
arşivi varmış. Konu>aı geçen ak-
şam Vakko'nun 'Katia Gece-
si'nde, Kenan Erim'in dostları,
Afrodisias Derneği üyeleri mi-
mar Abdurrahman Hancı ve
modacı Vural Gökça>lı da ba-
na açtılar. "Bu koleksiyonu na-
sıl koruyabilir ve degerlendire-
bilirdik?" Bense, gözlerim dal-
mış, arkeoloji ve sinema gibi,
benim de gönülden bağlı oldu-
ğum iki alanda böylesine tutku-
lu bir insanla tanışmak, söyleş-
mek fırsatını nasıl olup da ka-
çırmış olduğumu düşunüyor-
dum. Kenan Erim'le belki "öte
yanda" tanışmak için, kimbilir,
daha yıllarca sabretmem gere-
kecekti!..
Ve böyle insanlar dünyamız-
da yaşıyor, çevrelerine biraz (ki-
mi zaman çok) mutluluk, neşe
saçıyor, Kahrolası dünyamızı
biraz yaşanır halegetiriyor... Ve
sonra da sessizce çekip gidiyor-
lar. Yazık ki onlann değerini ye-
terince bilmiyor, kişi ve toplum
olarak onlardan gerektiği gibi
yararlanamıyoruz. Her karşılaş-
mamızda -ne yazık ki çok sey-
rekti bunlar- gözlerinin içi ger-
çek bir ışıkla parlayan, içinde-
ki iyüik dışına vurmuş koca bir
çınar olan Kerim Korcan da öy-
le değil miydi? Bu görmüş-
geçirmiş, çok çekmiş- çektiril-
miş, feleğin akla gelebilecek her
sillesini yemiş koca insanın ya-
pıtlarına, onlann sinemalaştınl-
masına gösterdiğim (sınırlı) ilgi
dolayısıyla bana gönlünü öyle-
sine açması, benim için sanki bir
mahcup olma nedeniydi.
Evet, yüzyılımızdan bir Ke-
nan Erim geçti. Bir Kerim Kor-
can geçti. Hiç tanımadığımız,
ama şiirleri, yapıtlarıyla bize
belki fiziksel bir yakınlıktan da
yakın olan bir Ritsos, bir Law-
rence Durrell de geçip gittiler.
Ne mutlu o sanatçı denen kişi-
ye ki, yaptıklanyla, yazdıklarıy-
İa, şu kapkara dünyamızı bir
parça aydınlatabiliyor. Koca
Kerim Korcan'a biz toplumca
hiç lâyık olamadık. Bari Kenan
Erim'e layık olmaya çalışalım
ve onun eserini koruyalım.
Van Gogh'tan
desen rekoru
• NEW YORK (AFP) —
Vincent van Gogh'un
"Çiçek Bahçesi" adlı deseni
8.36 milyon dolara alıcı
buldu. Christie firmasının
Nevv York salonlannda
düzenlenen açıkarttırmada
"Çiçek Bahçesi"ne ödenen
fiyatın desen alanında bir
rekor olduğu belirtildi. öte
yandan Van Gogh'un
"Peygamber Çiçeği ve
Gelincik Vazosu" adlı resmi
beklenen fiyatı bulamadı.
12-16 milyon dolar arasında
bir fiyata satılması
beklenen tablo, 9.5 milyon
dolara kadar yükseldi,
ancak daha yüksek fiyata
erişemeyince satıştan
çekildi.
Renoir'ın
tablosu satıldı
• NEW YORK (AA) —
Ünlü Fransız ressama
Renoir'ın 'La Tasse de
Chocolat' adlı tablosu Nevv
York'ta yapılan yapılan bir
açıkarttırmada 18.15 milyon
dolara satıldı. Nevv York'un
Sotheby müzayede
salonunda yapılan
açıkarttırmanın, en önemli
parçası olan ve Renoir'ın
sıcak kakaosunu karıştıran
bir genç kızı resmettiği
tabloyu bir Japon
kolleksıyoncu satın aldı.
Constable'a
rekor fiyat
• LONDRA (AA) —
lsviçreli özel bir
koleksiyoncu, dün
Londra'da düzenlenen açık
artırmada tngiliz ressam
John Constable'ın bir
resmine 10.780.000 Sterlin
(21.128.800 dolar) ödedi.
Yaklaşık 57 milyar 51
milyon TL karşılığına geien
meblağ, şimdiye kadar bir
tngiliz ressamın eserine
ödenen en yüksek fiyat.
ABD'nin ünlü Sotheby's
firmasının Londra'daki
müzayede salonunda
düzenlenen açık arttırmada
Baron Heinrich Thyssen-
Bornemisza'mn satın aldığı
resim, 19. yüzyıl
ressamlarından
Constable'nın kır
görünümlerinden: Bir
a karsu üzerinde alavere
havuzu kapısındaki
mavnacı.
ArtemePin *»
resimleri - ^ ~
• Kültür Servisi — Tekin
Artemej'in resim sergisi
bugün Ümit Yaşar Sanat
Galerisi'nde açılıyor. 1942
doğumlu sanatçı tstanbul
Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Felsefe Bölümü'nü
bitirdi. Atölye çalışmalanna
1970'li yıllarda başladı.
Karma ve grup sergilerine
katıldı. Artemel şimdiye
dek 10 kişisel sergi açtı.
Sergi 5 aralığa dek sürecek.
'Barış' sergisi
• Kültür Servisi —
Karikatürcüler Derneği ile
Samsun'da yayımlanan yerel
gazete Barış'ın beraberce
düzenledikleri "Barış"
konulu karikatür
yanşmasının sergisi bugün
saat 17.00'de Karikatürcüler
Derneği'nin
Sultanahmet'teki, Yerebaıan
Sarayı çıkış kapısında
bulunan galerisinde açılıyor.
Kasım ayı sonuna dek
izlenebilecek serginin ödül
töreni, Samsun Akbank
Sanat Galerisi'nde
yapılmıştı. Büyük ödülü
Kamil Yavuz'un kazandığı
yarışmada, Erdil
Yaşaroğlu'na da
Karikatürcüler Derneği Özel
ödülü verilmişti.
UGUN
• Söyleşi Mimar Sinan
Üniversitesi oditoryumunda
saat 14.00'te Hıbır dergisi
çizerleri ile bir söyleşi
gercekleştirilecek.
BILSAK
1
TA
BUGÜN
16 Kasım Cuma:
19.00 21.tstanbul:
Aydın UĞUR
19.30 BilsakTiyatro
Atötyesi: "Iştc Baş Iştc
Gövdc Iştc Kanatlar"
Yazan: Sevim BURAK
Görsel Sanat Atölveleri
Mchmct GÜLERYÜZ '
yönctimindc (Pcr.-Cum.)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
RockCafe-Bar(5.Kat)
12.00-18.00 HcavyMctal
18.00-24.00 Rock
Murat Nct-Murat Pazar
BİLSAK, Sırasclvilcr
Cad., Soğancı Sok.7
CİHANGİR
143 28 79-99