Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 5 EKİM 1990
A f Y A ' N I N Y E N I Y U Z ÜD1LEK ZAPTÇIOGLl
II. Dünya Savaşı, Naziler, Yahudilerin yakılması, yeni kuşaklar için geçmişte kalmış bir kâbus gibi
Almaıılaı; Hitler'i umıtmak istiyor— 4 —
Birieşen Almanya'da aşın milliyetçiliğin
yeniden alevlenmesi; Ahnanya'nın AvrupaA
daki dotfknm unutup Doğu Avrupa'ya yo-
ndmeri, yayümaa emellere ve büyüklük
kompkksme kapuması, kısacaa tarihini ay-
nen olmasa bile benzer şekilde tekerrflr et-
rneri...
Bu senaryo, Avrupa ve Amerika'da bir-
çok kişinin uykusunu kaçınyor.
Batıh ve Doğuhı yabana gozkrocflcr, hep
aynı koouyu gündeme gctiriyor "Ahaaa-
h n m ? "
Hhtertn *&r nirası
Alman ordulan 8 Mayıs 1945'te mutte-
fiklcre " t a y < « grtaz **m ı H d H « « ı "
açıkladığında, Alman yazar BertaM Bncht
Kauforniya'da gönûllü sflrgündedir. Gfln-
şöyle bir not dûşer: N
istemJerini hassasiyetk izliyor-
du.
Ama gerçek şuydu ki savaş bittiğinde Hh-
lerfn Nasyonal Sosyalist tşçi Pırtisi'nin tam
12 milyon kayıth üyesi vardı. Amerikan ko-
mutanı Clay, elindeki kararnameyi Jöyle yo-
rumladı: Masumiyetini kanıtlayamayan her-
kese suçlu rnuamelesi yapılmalı; sorumlu-
luk derecesi belirknip cezalanrhnfanahydı.
Amerikan işgal kuvvetlerindeld hukuk-
çulaıdan bazüan buna karşı çıktüar. Bu teze
göre Hitler iktidara seçimlc, yani yasal yol-
lardan gelmişti. Yasal bir hûkümeti savun-
mak sonradan çıkanlan yasalara göre "•jç"
sayüırsa bu, demokrasinin temel ilkelerine
aykın olmaz mıydı?
Amerikah General Clay diger müttefik-
lerin temsilcfleriyle buluştuğunda onlann
daha da farlüı tezler savunduğunu gördü.
caktı. En üst kademelcrdeki Nazüerin ÇO-
ğU İŞgal haylamn/Han önce ya yıırtfiıyına kaç-
mıştı ya da yeraltında gizleniyordu. Dağı-
tılan formu dolduranlar yalan söylüyor;
herkes kendini temize çıkartmak için hikâ-
yder uyduruyordu. HaÜc birbüine kefil olu-
.111 ı "lıriı>Hıiı"jıı ılıı 11 1 1ı
yimiyle "Per* kâgKfa" çıkanyordu.
Suçlulann cczalandınlnıası işlemi, başta
dü$unuldu$ü ^»A»T katı uygulanmadı. Bel-
libaşlı Naziler dıçında orta ve alt kademe
Naziler sanayinin kilit noktalannda oturan
ve savaşian azami kâr çıkaran kesimler ço-
ğunlukla cezasız kaldı...
Thıman doktrini ve soğuk savaş, mütte-
fıklerin dikkatini "Bolşerlzm tekükesj"ne
yöndtti ve "NazOtfdca m*tom%" islemi
birkaç sansasyonel dava Apmfa fazla izlcn-
meden rafa kalktı.
ü. Bu tezler kısaca şoyleydi:
Federal Almanya Cumhuriyeti'nde Al-
man hallnnı bağlayıcı, olumlu bir "•hual
ktmttk" oluşmamıştı. Nasyonal sosyalizmin
tarihi, savaşı Vayanan taraf, yani muttefik-
ler tarafından yazümıştı. Bugünkü kuşak-
lar "Nazi" deyince Amerikan filmkrinde
kaz adrmlarla yürüyen ve her fırsatta "Ja-
wohl!" diye haykıran sanşın "OttoTan ve
"Haat"lan düşünüyordu. Kısacası Hitler
dönemi, halkm bilincinde "ohuuaz bir
mit" haline gelmişti.
O halde 12 yıllık Hitler iktidan Ahnan- bitinç, ulusal kinüik vermektL
lann genel tarihi içinde "dognı Ur yere" da otap htteateria bafka i H ı h ı i ı ât
oturtulmalı, Ahnan ulusuna bütün tarihin- görtiUittai" savunan tarihçüer, böylece
den kaynaklanan pozitif bir bilinç verflme- halkı "kolekttf taçMak dayfmâdM" bi-
liydi. raz olsun armdınnak istiyorlardı.
Bu tezi savunan tarihçüerin başmda ge- Genelleme yapıp bütün "11—lır"rlnn
len Emst Nolte, Hitler fasizmini Bolşevizm^ soz etmek olanaksız. Bugun Almanya'da fa-
bul etmis ve topiama kam
ya baslamıştı...
Hitler fajiTmini ve ırkçılığı baska ûlke-
lerk, drnegm Sovyeüer Hrhgi'yle veya Kam-
boçya'yla karsüajbrmak; Almanya'daki bu
karanhk dOnemin "nitn Alm—tra ha$
tibmmâtffm" ortaya çıkarmak ve böylece ta-
rihi bir revizyondan geçirmek...
Almanya'da 1980*lerde muhafazakâr
Kohl hakumetinin iktidara gelisinden son-
ra ortaya çıkan buu
revizjroBİZBn
in amacı,
Alman ulusuna yeniden pozitif bir ulusal
tepkiye yol açıyor. Kimisinde bu tepki tari-
hi gerçekleri inkâr etmeye kadar gidiyor. Ni-
tekim Ahnanya'daki Neonazüerin en sevdigi
konu, M
AMckwkz yOtmT. NeonazUer. top-
l l lnT
"^«İTinın ve fl-
fkl f
O n
Brecfat'in soğukkanh tavn yerindeydi. 8
Mayıs 1945te Almanya'nın kapitülasyonu
zaten formalite haline gelmişti. Almanya
trtryuk biı harabeden farksızdı ve müttefik-
ler filkenin büyttk bölümûnü çoktan i$gal
etmişlerdi.
Nazi iktidannın yülar süren "Abaaaya
mftmT nidalannın ardından Alman halkı
gr^t*f« uyanıyor ve kendini maddi ve ma-
nevi bir harabenin ortasında buluyordu.
40yıllık Federal
Almanya deneyi, Batı
kültürüne uyum, bugünün
Alman toplumunda şu
isteğe yol açtı: "Biz artık
sürekli Hitler'in hayaletiyle
yaşamak istemiyor, Nazi
döneminin ipoteğinden
kurtulmak istiyoruz. Yeni
kuşaklar suçluluk
duygusuyla değil, normal
yaşamak istiyorlar.
1945 yıknm temmuz ayında Potsdam'da bir
araya gelen Staün, Thıman ve ChurchilL Al-
manya için ünlü "4 D for«ili"nü karara
bathyortardı:
•' fi
Dea0lt>rlzu;oa" (silahsızlamna),
>f "<•••!>»MJIIM" (Nazilerden aruMbnna),
"it§tmUtMm}um" (ademi merkeziyetçilik)
ve "dcaokntfldeftinBe".
Berlin'de kurulan "MSrtefik Kontrol
KMMjrTnde Amerika'yı temsil eden Gene-
ral Clay, hiç beklemedigi bir durumla kar-
$ı karsıya kaldı. Amerikan ordulan o gûne
kadar kazandıklan her savaştan sonra ev-
lerine donmüşlerdi. Oysa simdi Almanya-
da kalmak veu
Ahuulan t#ta*k" gereki-
yordu. Alman halkı, bir daha boyle bir de-
neye kalkısmamak üzere yctistirilmeli ve
dflnyaya yeniden kazandınlmahydı...
"Nazilerden anndırma"
Bu dort hedeften en zorunun, Almanya'yı
Nazilerden temizlemek oldugu çok vakit
feçmeden ortaya çıktı. Mflttefik komutan-
tannm elinde bir karamame vanh. Buna go-
re "Nad p v t k M ı eylnricrtac loria katıi-
p l
nnlann isgalden sonra müttefıkler tarafın-
dan "AbMalan ınrir IçfcT yani sonradan
yerleştirildiğini; 6 milyon \ahudinin öldfl-
rufanediğini, kısacası Almanya'nın yegâne
"hattTsımn savaşı kaybetmek oldugunu fleri
sûrüyorlar.
Almanya'nın y y " ' y o kadar ağu* ki bu
konuda aynı fikri savunan, genellenebile-
cek bir "sokaktaki adu^dan söz etmek
olanaksız. Genelleyebilecegkniz bir sey var-
sa o da şu:
Birieşme, Ahnanya'da 45 yddır baskı al-
tmda kahnış duygularm su yûzûne çıkma-
sma yol açtı. Birlesmeyle beraber Alman-
ya'dan isgal kuvvetierinin geri çekilmesi ve
Batı Berün'in tsgal statusunden kurtulma-
sı, Almanya'da çogu kiside ^Mfipa ftadi
M i r hissini uyaiKÜrdı. Almanya "ta«
t h f kavustugu bu 1990yıhnda
bir de Dunya Futbol Şampiyonu ohınca, bu
birçok kiside "çifte fe^ıa^ sevinci yarat-
U.
Dunya şampiyonluğu kutlamalannda
meydana o kadar çok Alman bayragı çıktı
ki, insan " B ş h r matiem güUoı" diye sor-
maktan kendini alamadı. Bayrak imal eden
sirketler, cirolannda yuzdc yOze varan ar-
tıslar kaydcttikr. Yüruz bayraklar değü, Al-
man bsryragııun rengini tasıyan tisoıtkr,
bhıziar, saç tokalan, i""H»f ve atkılar yok
satryor.
A>Lİmanya'da çoğu kişi,
ülkenin ikıye bölünmesıni,
savaşta işlenen suçlann
cezası olarak algılıyordu.
Şimdi birleşmeyı 'cezanın
bitmesi' ve 'geçmişin
gerçekten geçmesi' olarak
gören çok kişi var. Bu
duygu özellikle
Demokratik Almanya'da
oldukça yaygın durumda.
UNUTULMAK tSTENEN SURAT — Birieşmenin coşkusunu yaşayan Almanlar, artık Hitler'in golgesinden kurtulmak istiyor. Spiegel Dergisi "Yuzjılın teroristi"ilan
ettiği Hitler'in Almanya'nın gelecegine hiçbir ağırlığı olmaması gerektiği goriişunü sa\unu\or. Alman yetkilileri, dünyaya "Barış mesajı" vermeye dikkat edi>orlar.
> aktif gorer aiaa MHİa partl irdcri;
d rt ^HtarizaİH afcttf
kaffi
ı MUia tf|cr UıBe
lı ı Imim, *erte«e Tt ««te att
1945*te Ahnanya'ya giren isgal kuvvetle-
rinin kurtardığı topiama kamplanmn deh-
setli görûntükri bütün dünyayı dolastı.
özellikle Amerikan kamuoyu bu insanhk
dışı cinayetleri işleyenlerin bir an önce ce-
zalandınlmasını istiyor, "NazUerden
tngUizler, "Nadkriea arwdnun
yı bash-
ca suçlulann bulunması ve mahkemeye çı-
kanJması şeklinde anlıyordu. tngilizler, bas
suçlulann dışındakikrle ilgilenmiyordu. Üç
kere Alman isgali görmuş olan Fransızlar
ise "iyi Alaua - U t i Alman" aynmı yap-
mıyordu; onlann gözûnde bütûn Alman
halkı suçluydu. Ruslann tavn iyice farldıy-
dı: En yflksek kademelerdeki Naziler dışın-
daki parti flyeleri ve halk, Sovyet isgal bol-
gesinde kurulan Sosyalist Birlik Partisi'ne
(Komûnist Parti'ye) kaydohıp sosyalizmin
inyflcın» yardnn etmeye soz verince cezalan-
dınlmayacaktı.
General Clay ise yflksek kademelerdeki
200 bin Nazinin (^^alflndınlmasıiKİnn ya-
naydı.
Kimin hangi düzeyde görev vaptıgını sap-
tamak için milyonlarca Alman'a 131 soru-
dan olusan bir form dağıtıldı. Eldeki 200
bin kisiUk listedcki adlardan yansı tutuk-
landı ve mal varhklanna el kondu. Ama
bunlardan çogu sonradan serbest bırakıla-
Faşizmin bırakUfa miras, bugun Alman-
ya'da neredeyse tekbir kelüneye sığdınhyor.
"AMsdnritz". Topiama kamplannda oldû-
rülen 6 milyon Yahudi ve milyonlarca siya-
si muhalif, Çingene, sakat ve savaş esiri. Al-
man fasizmini "essiz" kılıyor. İnsanlar üze-
rinde yapüan deneyler, ırkçıhğrn icat ettiği
"sauyilef^f" katliam yöntemleri, 12 yü-
lık Hitler iktidannı Almanya için "geçmek
bümeyen geçmiş" haline getiriyor.
1986 yüında Federal Almanya'da tarihçi-
ler arasmda bir tartısma patlak verdi. Ko-
nu, Alman tarihindeki bu 12 yıllık dönemin
genel tarih içinde hangi yere oturtulacagıy-
dı. Gazete sütunlannda yürütulen "tarih-
çüer kavgaa" kısa zamanda kamuoyunu da
sanfa. Böylece Almanya'da savasın bitimin-
den 40 yıl sonra "Hitler fafiz^İBİa tarih-
IcU TOİÜ" gernş olarak tartışümaya başlan-
dı.
Tartısma, ûnlü Alman "faşizm azBuuu"
Enut Nolte*nin ve bazı muhafazakâr tarih-
çilerir. savunduğu yeni tezler yflzunden çık-
le karsılaştınyor; "AMchwltz"i ve Yahudi-
lerin imhftgnı Stalin'in topiama kamplanyla
ve "Kafaddan" (koylulflğO) imhasıyla bir tu-
tuyor; Kamboçya'da Pol Pot rejiminin yön-
temleriyle Nazi yöntemleri arasındalri tek
farkın, Yahudi imhasının "saaajüesmis
Mçtode" yani gaz odalan ve fınnlarla ger-
çeklesmesi oldugunu söylflyordu.
Nolte daha da ileri giderek, Hitler'in Ya-
hudi imhflsırn baştan planlanıamış oldugu-
nu; Sovyetler Birliği'nde Stalin'in kampla-
nmn Alman kamplanndan önce kuruldu-
^unu ve Hitler'in bu imha kampanyasma
"BolşeTİzaı'e tepki" olarak başvurduğunu
iddia ediyordu.
Nolte, Hitler'in Yahudileri kamplara ka-
da soyle acıkhyordu: 1939 yüının
l S l k
p y y y
eylûl ayında lkinci Ehlnya Savaşı patlak ver-
diginde u
Jewista Ageocy" adlı kuruluş adı-
na Haim Weizmann, "Biraa «ayada Ya-
hudileru, Hitler'e karşı Isgihere'aia n t e -
da savasacatuu" acıklamıştı. Hitler bunun
üzerine Yahudileri "araş esü" olarak ka-
şist gecmişin "lecmenesiataı" doğru oldu-
gunu, Auschwitz'in asla unutulmaması ge-
rektigini soyleyen çok sayıda insan var.
Fakat siyasi iktidann sosyal demokratlar-
dan muhafazakflrlara geçmesinden sonra
başlayan "yeni mflttyetçfiik", Almanya'da
yaygın bir tâlebi karsıhyor. Savaş sırasında
çocuk yasta olanlar bugun artık torun sa-
hibi. Genç kuşaklar için Nazi dönemi, ya-
şamadıklan, kitaplardan okuduklan ve na-
sıl yayınHıgına hayret ettikleri bir dönem.
40 yılhk Federal Almanya tecrübesi, Ba-
tı kültürüne uyum bugünün Alman toplu-
munda çogunlukla şu isteğe yol açtı:
M
Bb artt liraUİ Hilicr^ hMktiyie ya-
şamak istemiyor, Nazi döneminin ipoteğin-
den kvtateak istryornz."
Yeni kuşaklar, "nono*!" yaşamak istiyor
ve bunda kuşkusuz hakhlar. Gecmişin unu-
tulmamasını söyleyenler ve neofaşist eğinm-
lere karşı çıkanlar nasıl hakhysa...
Hatta sürekli olarak bu "geçnif
n
le karşı
karşıya bırakılmak, çogu Alman'da ters bir
Almanya'da çogu kişi böJünmeyi'
laclann cezası'' olarak algüıyordu; birleş-
meyi ise "cezanın bitmesi" ya da "gecmİ-
fhı ğu%tkUm geçaed" olarak algüıyor.
Almanya birleşivor ve guçlfl bir devlet ha-
line geliyor. Doğu Avrupa'mn, Üçoncü
Dünya'mn yoksul devietleri Ainunt Markı1
na uzanıyor. Almanya, Sovyetler Birliği'ne
bile ekonomik yardım yapryor. Korfez kri-
zinde Amerika'nın btttçesine katbda buhı-
nuyor... Bu, ister istemez bir "Mytkük",
hatta kimisinde "iftialtk" duygusuna yol
açıyor.
Batı'daki Almanlann çoğu, savaş sonra-
sı "Atana ••d««i"nden bahsetmeyi çok
seviyor. Alman tophınntnun büyük çoğun-
luğu bu "••dje^yi Amerika'nın Marshall
Planı'mn bir sonucu olarak değil, Alman
disiplininin, çalışkanlığının, organizasyon
yeteneğinin sonucu olarak gorüyor ve bun-
dan gurur duyuyor. Türkiye'den, ttarya'dan,
Yunanistan'dan getirilen **Hifaflr ifcr^Verin
bu "Atauuı ıudzMİn
ne katkısı geneUikle
unutuluyor. Ekonomik kriz başgosterdiği
anda bunun "tm^mtm" buhmuyor, bu da ge-
nellikle "yh—nlar" oluyor...
Ahnan haiinmn çoğunluğu, bugun yinr
"Ahaan oteaktaa p r v 4*yayonx" de
mek, diyebUmek istiyor. Eski SS subayı
Fnmı Schöahaber'in partisine kablanlar,
özellikle bu motivasyona sahip: Gecmişin
üzerine sünger çekmek arzusu...
Iktidardaki muhafazakâr "Hvitttyuı
Deaokratlar" ve "Hnfatipu BMftM
par-
tileri de yukanda belirttiğîmiz gibi bu eği-
limi savunuyor.
Yaru:
Tttrklerl
Atauuya'dakİ
Almanya'da Islamcıparti kurma girişimi içinde olan Mısırlı doktor Muhiddin Louden görüşlerini Cumhuriyet'e anlattı
'Islamcı parti insan ruhunu
POKTRE/
Dr. MUHİDDİN
LOUDEN
Adını aslen "Mohy Hdin"
olarak yazan Dr. Louden,
Federal Ahnanya'daki Türkler
arasmda "Muhiddin Bey"
olarak tanınıyor. 56 yaşındaki
Louden, Kahire'de
elektroteknik eğitimi görmüş.
21 yaşında Federal
Almanya'ya gelerek
Braunschvveig Teknik
Üniverskesi'nde 1958-64
yülan arasmda "akustik"
dalında yüksek lisans yapmış.
"Doktor" unvanıyla döndüğü
Kahire'de, dini ilimler ağırlıklı
ünlü Al-Azhar
Üniversitesi'nde önce doçent,
sonra asistan profesör olarak
çalışmış. Kral Idris
döneminde Libya'da 7 yıl
kalarak öğretim üyeliği
yapmış. Lib>
r
a'da rejim
değişikliği üzerine tekrar
Almanya'ya dönen Dr.
Muhiddin Louden, şimdi Batı
Berlin'de Federal Çevre
Dairesi'nde çalışıyor. Görevi
gürültünün çevre sağlığına
etkilerini araştırmak. Dr.
Louden, Alman vatandaşı ve
bir Ahnan ile evli.
Louden: Alman toplumunun en önemli
sorunlarından biri gençlerin evlenmeden
beraber yaşaması. Bunun nedenlerinden biri
yasalann ağırlığı. Biz aile kurumunun değerini
yeniden yükselteceğiz.
şıyor ve çalışıyor. Bu ınsanJar ıç-
~~ **— lerinde kendi ideolojUerini taşı-
dıklan halde bu ideoloji Ahnan-
ya'da hiçbir etkiye sahip değil.
Her ideoloji gibi Islami ideolo-
ji de toplumdaki sorunlan çöz-
mek, çözüm önerileri getirmek
ister; bu da siyasi partinin göre-
vidir.
Her fikrin bir doğum anı var.
Ben bu fikri uzun süredir içim-
de taşıyordum. Iki buçuk-üç yıl
önce Ahnan televizyonunda bir
açıkoturum yayımlandı. Konu,
yabancılara seçme-seçilme hak-
kıydı. Berün'in ünlü politikacı-
lanndan biri tartışmada şöyle
dedL "Biz yabanalara oy hak-
kını vennesine veririz, ama on-
lar oylannı bize degil, kendi ku-
racaklan partilere atarlar." Işte
o anda ben "Neden olmasın?"
diye düşündüm. Sonuçta bir si-
yasi parti aynı düşünceleri savu-
nan, toplumun sorunlanna çö-
züm getirecek bu- ideolojiye sa-
hip olduklanm düşünen bir
grup insan demektir.
— Partinizin getirecegi çözüm
önerileri F. Almanya'da yaşayan
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Federal Alman-
ya'da "Islam partisi" kurma ça-
lışmalarının başını 56 yaşında-
ki Mısır asıllı Dr. Muhiddin Lo-
uden cekiyor. Ülkesini 25 yıl ön-
ce terk eden Louden, Alman va-
tandaşı oldugu için parti çalış-
malarında ön planda. Islam
partisinin, F. Aknanya'da Refah
Partisi yanhsı "Avrupa Mflli Gö-
rüş Teşkflatlan" tarafından des-
teklendiği iddia ediliyor. önü-
müzdeki aylarda resmen kurul-
ması beklenen lslam partisi, Al-
manya'da 2 Aralık 1990 günü
yapılacak genel seçimlere katıl-
ma amacmda. Louden, lslam
partisi hakkındaki sorulanmızı
şöyle yanıtladı:
— Almanya'da bir "tslam
partisi" kurma fikri nereden
dogdu? Parti karmakuki ama-
cınız nedir?
LOUDEN — F. Almanya'da
2 milyonu aşkın Muslüman ya-
Mifânmaa aznhga mı yöaelik,
yoksa biitün Alman toplumuna
mı?
LOUDEN — Almanya lslam
partisi (lslamische Partei Deuts-
chlands/lPD) burada yaşayan
herkese yöneliktir. Madem ki
Almanya'da bir Hıristiyan De-
mokrat Parti vardır, Hıristiyan
Birlik Partisi vardır, o zaman ni-
ye bir de lslam partisi olmasın?
— Alman toplumunun han-
gi sorunlanna ne tür "tslami çö-
züm önerileri" getirmek istiyor-
sunuz? Parti programnuz, ilke-
leriniz neler?
LOUDEN — lslam partisi
olarak en yüce ilkemiz, "usanı
koruma"dır. Çevre korumadan
söz eden bir sürü grup var. Biz-
ce insan, ruh ve bedenden olu-
şur. Diğer gnıplar sadece insa-
nm bedensel sağlığıyla, refahıyla
ilgileniyor ve insan ruhunu din
adamlarının ve uzmanlann eli-
ne bırakıyor.
Oysa ruhsal saghğı yerinde ol-
mayan; örneğin işyerinde şefiy-
le olan sorunlarından, evliliğin-
deki problemlerden, alkol veya
uyuşturucu maddeler yuzünden
çöküş yaşayan bir insan, toplum
için bir riziko faktörüdür. Bu ki-
şi bir atom santrahnda çahşabi-
ür ve bir kazaya sebebiyet vere-
bilir; direksiyon başmda kaza
yapıp başka insanları öldürebi-
lir veya yaralayabilir. Ruh sağh- lugun aklma tru öroegj geliyor.
gı yerinde olmayan kişi çevresi- Islami hareketlerin geürdigi
ni de konıyamaz. köktend öneriler Alman toplu-
— Diyelim ki tslam partisi munun bütün külturel, etik
kundda ve Ahnanya'da, örnegin normlanna aykın. tslam parti-
Kuzey Ren Vestfalya eyaJetinde » Ahnanya'da birleştirki degil,
kutuplaşmayı arrbncı rol oyna-
maz mı?
LOUDEN — Aynı soruyu
Hıristiyan Demokrat Parti'ye
yöneltebilirsiniz. Bu partinin ön-
de gelenlerinden biri bir zaman-
lar şöyle demişti: "Partimizin
adındaki C harfini (Hıristiyan
ibaresini) hiçbir zaman akhmız-
dan çıkartmayalun!' örneğin
yerel seçimlere katüıp eyalet
meciisine girrae>i başardı...
LOUDEN — Evet, bu bizce
de mümkün.
— Alman toplumunun han-
gi sorunlanna hangi somut çö-
zümler geürecekaniz?
LOUDEN — Son zamanlar-
da basının da üzerinde durduğu
gibi Ahnan toplumunun en
önemli sorunlarından biri, genç- Hıristiyanlıkta kaduun cemaat
lerin evhlik kurumuna karşı al- içinde alenen konuşması caiz
dığı tutumdur. Erkek ve kadın değildk. Eğer soracağı bir şey
evlenmden bü-likte yaşıyor. Ben, varsa evine dönene kadar bek-
'neden?' diye sonıyorum ve şu lemek, evde kocasma sonnak
sonuca vanyonım: F. Almanya1
zorundadu".
daki evülik ve boşanma yasala- Bu Incil'de, Havari Pauhıs'un
n o kadar ağır ve karmaşıktır ki kitabında yazar. Katolik Küise-
gençlerin gözünu korkutmakta- si'nde kadınlar hâlâ papaz ola-
dır. Bu yuzden kimse evlenmek nuyor. O zaman şunu sonnah-
sınız: "Bu uygulamalar, erkek-
le kadımn eşitligini garantileyen
Alman Anavasası'na aykın de-
ğil midir?" Cevap gayet basit:
ıstemiyor. Anayasamız aileyi baş
tacı etmiş, ailenin korunmasına
büyük önem verrriiş. Biz ailele-
rin kurubnasından, evlilik kuru-
munun eskı değerine kavuşma-
sından yanayız. Bu, evülik ve
boşanma yasalanmn reformu ile
mümkündür.
— Federal Almanya'da tslam
hakkında olumsuz yargılar söz
konusu. "lslam" deyince çogun-
Hıristiyanhk ve lslam, Ahnan
Anayasası'ndan çok daha eski-
dir.
— Almanya'da adında
"Hıristiyan" ibaresi taşıyan siya-
sal partiler, toplumun çogunlu-
gunun onayladıgı bir knltür an-
layışına dayanıyor. Tslam parti-
si Alman toplumunda, en hafif
deyişiyle yadUrganmayacak mı?
LOUDEN — Ahnan toplu-
munun Hıristiyan bir toplum ol-
duğu söylenemez. Ben kendini
Hıristiyan olarak hissetmeyen
çok Alman tanıyorum. Ama
kendini Hıristiyan olarak tanım-
layan epey Ahnan da var. Bun-
lar kendi ideallerini politikaya
taşımak istiyor ve bence hakh-
lar. Aynı hakkı Müslümanlara
da vermeleri gerek.
— Parti ne zaman kurulacak?
2 Aralık 1990 tariUi genel se-
çimlere katılacak mısmız?
LOUDEN — inşaUah.
— Almanya genelinde parla-
mentoya girmek için gereken
yüzde 5 barajuu ayn^gıniM ina-
nıyor musunuz?
LOUDEN — Bir gün aşaca-
ğımız umudundayız. Yoksa bü-
tün faaliyetimiz anlamstzlaşırdı.
— Partinin Kuruluş Komite-
si'nde kimler var?
LOUDEN — Islami âdetlere
göre bir cemiyette bulunmayan
kişiler hakkında ne iyi, ne de kö-
tü konuşmak caiz değildir. ön-
ce onlann onayını almak gere-
kir. Hem isimler burada önem-
siz.
— Partide Türldye'deıı Müs-
lümanlar var mı?
LOUDEN — Şahıslar hak-
kında konuşmayacağraı.
— Milhyeüeri hakkında ko-
nuşabilirsİBİz.
LOUDEN — Alman Müslü-
manlar da var, başkalan da.
Ama biliyorsunuz henüz yahıız
Ahnan vatandaşlan seçme ve se-
çilme hakkına sahip.
— Rsdikal tstemi örgiifler, Is-
lam'm Türidye CumhuriyetTnde
oldugu gibi bir din-deviet ayn-
nuna, yani laildige izin vennedi-
gini iddia ediyor ve "tslami
devlet" kurulmasını istiyorlar.
Bu göriişn paylaşıyor musuMnz?
LOUDEN — Ben teolog (din
bilimci) değilim, mühendisim.
tslam partisi olarak biz toplum-
daki insanlann sorunlannı çöz-
mek istiyoruz ve ruh-beden ay-
nmına karşı çıkıyoruz.
— Din ve devlet aynmı hak-
kında ne düşünüyorsanuz?
LOUDEN — Anayasayı ben
yapmadım. Bu mesele anayasa-
da halledilir. Almanya'da her
parti, mevcut Siyasal Partiler
Yasası'na uygun kuruhnak ve
programında anayasaya uygun
olmak zorundadır. lslam parti-
si olarak biz de gayet tabii Al-
man Siyasal Partiler Yasası ve
anayasası çerçevesinde hareket
edeceğiz.
SCIRECEK