Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EKİM 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdürtüğü'n-
den alınan bilgiye göre. yurtun ku-
zey kesimleri parçalı bulutlu, ötekı
yerter açık ve az bulutlu geçecek
HAYA SICAKLIĞI: Biraz artacak
RÜZGÂR: Yurdun kuzey kesimlenn-
de kuzey, güney kesimlennde güney
•e bat yönlerden rıafıf, ara sıra or-
a kuvvette esecek Denizierimızde
Akdeniz'de günbatıst ve lodos öte-
kı denızlenmizde yddız ve poyraaJan
3ıle5kuwetMe>saane10ile21
denız mifitozlaesecek Dakjayük-
sekligı 0.5 ıle 1.5 m. dclayınöa ola-
cak Van Gölû'nde hava u bulutlu
Adana
Adapaan
Mıyaman
Afyon
AJrı
Ankara
Antakya
Antalya
Artvın
Ayd.n
A 31° 16° Dıyarttatar
A 24» 12" Bırne
A 30° 13° Eroncan
A 26° 4°Erzumm
A 20° 2° Eskışetıır
A 25° 6°Ga2BnlM
A 28°21°Giresun
A 28° 15° Gûmûshar» A
geçecek. Rûzgâr batı ve gûneybatı yönlerden hafıf, ara sıra
orîa kuvvette esecek, göl hafif ça/karrtriı olaca*
Bılecık
Bıngöl
Bıtts
Bokı
Buısa
Çanaköie
Çorum
Ocmzf
A 21° 10° Hakttn
A 34° 15" Isparta
A 29° 11° Istanbul
A 26° 7°tonif
A 26° 8°Kars
A 23° 7°KasUmonu A
A 24° 5°Kaysen
A 27° 11° Kırtare*
A 2S°12°Kb(«a
A 24° 6°Kütafıya
A 32° 13° Maiatya
20° 10» Mansa
25° 13° K Maraş
24° 6°WefSin
20°-2°MuJla
26° 6°Muş
30° 14° Nı«0e
23°13»0rdu
22° 8° « a
23° 10° Samsun
29° 6°Sur1
23°15°Sınop
33°15°S»as
20° 1°Wort»0
22° 5°Mson
24° 6°luncel
22°t2°Uşak
25° 7°van
26° 6°\tegat
26° 9°ZoiguldaJ(
A 32° 15°
A 30° 13°
A 27° 18°
A 30° 12°
A 26° T>
A 23° 7°
A 25° 7°
A 23° 13»
A 23° 12°
A 28° 14°
A 23° 12°
A 22° 5°
A 23° 14°
A 24° 12°
A 25» 8°
A 29° 10°
A 20° 6°
A 23» 6°
A 20° 11°
ı ûulutkı kart A-jçık B-buiuOu G-güne$l K-lort S-ast V-*aûmgriu
J}
l f \ Heısınkı ^
»Leningrad
Moskova
Kahıre»-
BULMACA
DÛNYA'DA BUGÜN
Amstertam Y 12°
Amman A 25°
Atna
Bajda:
Ba-ceona
Basel
Bertn
Bonn
Briifcsel
BudapestB
Cenmre
Cenyır
Dubaı
Franldun
Srne
KaNre
Kopanhag
KUı
Lefkoşa
A 26°
A 25°
A 24°
B 17°
Y 18°
Y 14°
Y 15°
B 12°
Y 17°
B 17°
A 26°
A 30°
A 33°
Y 14°
A 27°
Y 7°
A 27°
Y 12°
Y 15°
A 27°
Lemngrad
Londra
Madnd
Mıiano
Montral
Mostora
Mürih
Oslo
Paris
Prao
Rnad
Roma
**»
Sam
Tel Awv
Tunus
Uarçoa
Vtaia»
Vıyana
Zjrih
Y 10°
8 10°
A 24°
Y 22°
A 24°
B S°
Y 13°
A 28°
Y 8°
B 14°
Y W
A 3S°
Y 24°
B 17°
A 21°
A 36°
Y27»
Y 13°
Y 21°
Y 17°
25°
B 16°
SOLDAN SAGA:
1/ Derinliği olma-
yan, basit. 2/ Ücret-
le çalışan kimse...
Dürüst, iyi ahlaklı.
3/ Alçak, aşağı...
Tuzağa düşürülen
şey... Bir nota. 4/
Uyuşturucu bir
madde... Evrensel
alıcı olan kan grubu.
5/ Ziyaretçiler, ko-
nuklar anlamında
eski sözcük. 6/ Ela-
zağ yöresine özgü bir
halk oyunu. 7/
Uluslararası Radyo
Yayın Birliği'nin simgesi... Eski Mı-
sır'da güneş tanrısı... Bir kürk hay-
vanı. 8/ tki kulplu ve dibi sivri an-
tik testi. 9/ Yön göstermek için belli
yerlere konulan işaret... Saz ozanla-
rının şiirle tartışmaları.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Türkü söyleyene eşlik eden kim-
se. 2/ Iri bir hıyar türü... Aritmetik
hesap yapmakca kullanılan, birçok
devingen parça dizisiyle donatılmış
düzenek. 3/ Yer döşemesi olarak kullanılan muşamba. 4/ Şar-
kı, türkü... Bir nota. 5/ Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç
ve bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. 6/ Yerip çe-
kiştirme... Ele avuca sığmaz. 7/ İki tarla arasındaki sınır... Bir
lyvan... Yemek. 8/ Türk halk müziğinde kullanılan cura, bul-
gari, çöğür, bağlama gibi telli çalgıların genel adı. 9/ Boru se-
si... Kundak çoeuklannın beline sarılan geniş sargı.
60 YIL ONCE Cumhuriyel
Beyanname
5 EKİM 1930
Aziz ve sevgili hemşeri,
"Büyük inkılâbın, binlerce şehit kanı ile sulanan yurdun
samimî hâdimi olan Cumhuriyet Halk Fırkası, İstanbul
Belediye intihabatmda, sana
şu candan tavsiyede
bulunuyor:
Yurdunu seven vatandaş!
karanlık günlerin hicranını,
dünkü mazinin seni esir eden sefaletini düşün ve sana
ancak büyük Gazi'nin izinde yürüyen öz fırkanın yâr
olacağını unutma.
Onun mücerrep ve temiz namzetlerini tereddütsüz intihap
et. Çünkü senin için, yurdun için, inkılâbın selâmeti için
doğru yol bu yoldur" C.H. Fırkası
LüKS OTOMOB1Lİ,
'ı"" ltra\a arrW satılıktır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Nadir Nadi
Yine Metod Meselesi
5 EKİM 1960
Düşük iktidar hür basından hiç mi
hiç hoşlanmıyordu. Onu yola
getirebilmek için on yıl boyunca
denemediği metod kalmadı.
Dostluklar kurmak, ihsanlar
dağıtmak istedi. Şeref ve
haysiyetleri korumak bahanesiyle
ağır kanunlar çıkarttı. Kâğıt satış
işini kontrolü altına aldı. Resmî
ilânlan kendi görüşüne uygun bir şekilde dağıtıma
bağladı. Banka, fabrika, şirket, hattâ "Kimlik cüzdanımı
kaybettim, yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü
yoktur" gibi özel ilânlan bile resmi ilân saydı. Nihayet
basının tüm gelir kaynaklarını kendi eline almaya
kalkıştı.
,unu yaparken düşük iktidar birbirini tutmaz gerekçeler
ileri sürüyordu. Kimi zaman az satışlı fıkir (!)
gazetelerini korumak lüzumundan söz ediyor, kimi
zaman eşitlik tezini savunuyor, kimi zaman da fıkir
ahlâkmdan, faziletten dem vuruyordu. Asıl maksat
şüphesiz basının dizginlerine hâkim olmak,
yurdumuzdaki haberleşme hürriyetini yok etmekti.
Düşük iktidann gayretleri >1izünden, itiraf edelim, Türk
basın ahlâkı büyük sarsıntılara uğradı. İktidann suyuna
gitmekte çıkannı bulanlar takım takırn ona yanaştılar.
Kapanmaktan, aç kalmaktan, hapse girmekten korkanlar
ya rota değiştirerek zoraki birer Menderes öğücüsü
oldular ya da birer birer köşeye çekilip sindiler.
27 Mayıstan sonra basın rejimimize artık normal bir
şekiJ verilmesmi beklemek hakkımızdır sanınm.
Aradan geçen dört ay içinde henüz ileriye doğru bir
adım atılamamasını nasıl mânalandıracağımızı
düşünürken, şimdi sağdan soldan işitilen bir takım çatlak
sesleri anlamak doğrusu güçtür. Basına yeni bir şekil
verilecekmiş. îlân işlerini ve yurt içinde gazete dağıtımını
doğmdan doğruya hükümet idare edecekmiş. Kâğıt
fiatlannj da hep hükümet düzenliyecekmiş. Fâlan filân...
Şimdi bu projeleri basında kimler destekliyor biliyor
musunuz? 26 Mayıs akşamına kadar düşük iktidann
önünde secdeye varan, basına ve muhalefete karşı daha
şiddeüi davranması için Adnan Menderesi kaşkırtan
dünkü sömürgenler ve dünkü yobazlar. Sadece şu gözlem
(müşahade) bile dedikodusu yapılan projelerin sakatlığını
ispat etmeğe yeter de artar, diyebiliriz.
Bu memlekette eşitlik, fikir hürriyeti, sosyal adalet gibi
parlak formüllere sığınarak dolambaçlı yollardan basına
kilit vurmak çıkar yol değildir. Dünkü yazımda da
belirttiğim gibi eşitliğe, fikir hürriyetine ve sosyal adalete
biz ancak Batılı metodlarla varabiliriz. Bunun dışmda
deneyeceğimiz her yol bizi yeni çıkmazlara
sürüküyecektir. Bunu iyi bilmeliyiz.
Düşük iktidar zamanında Server Somuncuoğlunun
hazırladığı baskı projesini de geride bırakan yukarıki
tedbirlere Milli Birlik yönetimi tarafından
başvurulacağına ben şahsen inanmıyorum. Bunlar, ya
asılsız dedikodular ya da basın-yayın kadrolarında nasılsa
unutulup kalmış düşük iktidar kuyruklannın ortalığı
bulandırma gayretleri olmalıdır.
Bu gayretleri önlemenin başlıca çaresi de basın
rejimimizin niteliğini (mahiyetini) bir an önce ve açıkça
ortaya koymaktır. NADİR NADİ
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Hayalide dev lokma
5 EKİM 1989
Kemal Horzum'un şirketleriyle ilgili olarak başlatılan
hayali ihracat soruşturması tamamlandı. Horzum'un
kurduğu ACA Anadolu Kargo Havayolları AŞ firmasırun
yaklaşık 52 milyon dolarlık hayali ihracat yolsuzluğu
yaptığı belirtiliyor.
IARTISMA
Eğitiııı Çağında Çalnşan Çocuklar
Devletin bu konumdaki çocuklara ve gençliğe yönelik doğru-
dürüst bir politikası olmaması, gerçekten üzülünecek bir
durumdur.
Bugün, ülkemizde gerek kırsal ve gerek-
se kentsel yerleşim birimlerinde yüz binlerce
eğitim çağındaki çocuk, yoksulluklannın ve
ekonomik durumlannın kurbanları olmak-
tadırlar. En temel ve doğal hakları olan öğ-
renim gorme ve insanca yaşama olanakla-
nndan yoksundurlar. Bu durumda olan ço-
cuklardan kırsal kesimdekiler, oldukça kü-
çük yaşlarda yaşama mucadelesine etkin bir
şekilde katılmaktadılar. Bunlar, bulunduk-
İan bölgelerin coğrafi koşullanna göre çe-
şitli tarımsal ve hayvancılıkla ilgili işlerde
ailelerinin yanında çalışmaya başlamakta-
dırlar.
Kentsel yerleşim birimlerindeki çocukla-
nn durumu daha da kötüdür. Eğitim ve öğ-
retim olanaklarından yoksun binlerce ço-
cuk, yaşamlannın en güzel çağını, simit ve
diğer yiyecek maddelerini satarak, ayakka-
bı boyayarak, otomobil silerek, gazete sa-
tarak, restoranlarda bulaşıkçılık, otellerde
temizlik ve hizmetçilik yaparak ve olduk-
ça ağır işlerde çahşarak hayat mücadelesi
vermektedirler. Bu işlerde çalışan çocukla-
rın çok az bir bölümü, okullarda öğreni-
mini sürdürmektedir. Gerçekten, İstanbul,
Ankara ve Izmir gibi büyük kentlere bir göz
atacak olursak, bu koşullarda çalışmak zo-
runda kalan çocuklan her sokakta görme-
miz olanaklıdır.
Büyük bir kısmı aileleriyle tamamen iliş-
kilerini kesmiş, sağda-solda, orada-burada,
köprü altında, evlerin önünde, tren istas-
yonlannda, garajlarda, sokaklarda barın-
maktadırlar. Bunlar arasında, uyuşturucu
abşkaniığı giderek yaygınlaşmaktadır. Dev-
letin bu konumdaki çocuklara ve gençliğe
yönelik doğru-dürüst bir politikası olma-
ması, gerçekten üzülünecek bir durumdur.
Kaldı ki konunun çözümüne ilişkin sağlık-
lı bir yapılanmanın oluşmasının sağlanması
devletin en başta gelen görevleri arasında-
dır.
Sorunun çözümüne ilişkin olarak yapıl-
ması gereken ilk etkinlik, herkese eşit şans
tanınması için toplumsal adaletin de eksik-
siz sağlanması gerekmektedir. Kuşkusuz,
nüfus dengesinin sağlanamadığı bir durum-
da, ne ekonomik üretkenlik ve ne de top-
lumsal adalet gerçekleştirilebilinir.
Diğer bir etkinlik de efitim ve öğretim-
de şans ve fırsat eşitliğinin herkese eşit ola-
rak sağlanmasıdır. Devlet, yardıma muh-
taç yoksul aile çoeuklannın -en temel hak-
lan olan- eğitimlerini sürdürebilmeleri için
gerekli her türlü desteği sağlamalıdır.
Bunlann gerçekleşmesi, insanlar arasın-
daki aynmı kaldıran ve herkese eşit haklar
tanıyan, çağdaş ve demokratik bir ekono-
mi ve eğitim politikalanyla olanaklıdır.
ALİ ARAYICI
Verçi İadesiııde Yanlış Uygnlama
İlk yıl uygulamasında özendirici olan vergi iadesi, şimdi ücretliye
zarar verdiğinden caydırıcı olacak ve devletin KDV ile elde
etmeye çalıştığı gelir vergisi birtakım insanların cebinde
kalacaktır.
Cumhuriyet'in 29 Eylul 1990 tarihli sa-
yısında Sayın Meral Tamer, "Ekonomide
Kulis" köşesinde "15 ekimden sonra baş-
layacak olan yeni düzenlemeyle KDV'nin
ticari yaşamda daha çok zorianacagını ve
çok daha fazla vergi kaçagına yol açacagı-
m" vurguluyor. Biz de konuya ücretliler
açısından bakmak istiyoruz:
KDV bir zincirleme olaydır; üreticiden
araaya, aracıdan tüketiciye yansır. Aracı,
üreticiden aldığı mala ödediği KDV'yi tü-
keticiden geri alır. Ticaret erbabının bu iş-
te bir kaybı olmaz. Ancak tüketici kesime
geçtiğimizde, özellikle vergi iadesinden ya-
rarlananlar bölümünde büyük bir kayba
uğrama görülür. örneklemek gerekirse:
1986 yılında 41400 TL alan bir asgari üc-
reüi, topladığı fışlere 4140 TL KDV ödü-
yor, vergi iadesinden 7710 TL alarak 3570
TL maaşına katkı sağlıyordu. Yine aynı yıl
90690 TL alan tavan ücretli birisi topladı-
ğı fişlere 9069 TL KDV ödüyor, vergi ia-
desinden 13569 TL alarak 4500 TL ek ge-
lir elde ediyordu. Görüldüğü gibi vergi ia-
delerinden herhangi bir kayıp olmadığı gi-
bi tavan ile taban arasında fazla bir farklı-
lık da göze çarpmıyor ve asgari ücretli, ma-
aşının % 11,6'sı oranında, tavan ücretli ise
°7o2O oranında ek bir gelir sağlıyordu.
1990 yılırun 9. ayı itibariyle 414000 TL
alan asgari Ücretli topladığı fişler için 41400
TL KDV ödüyor, vergi iadesinden 30200
TL alarak 11200 TL kayba uğruyor.
2048000 TL tavandan ücretli birisi -bu üc-
retin tamamına fiş toplayabilirse- 204800
TL KDV ödüyor, buna karşıhk 111900 TL
vergi iadesi alarak 92900 TL kayba uğru-
yor.
Ekim ayınm yansından sonra uygulana-
cak yeni düzenlemeye göre 414000 TL alan
asgari ücretli topladığı fışlere 49480 TL
kayba uğrayacak. 2048000 TL alan tavan
ücretü ise topladığı fışlere 245760 TL KDV
ödeyecek, 111900 TL vergi iadesi alarak
133860 TL kayba uğrayacaktır. Böylece as-
gari ücretli maaşının <Vo21,3 oranında, ta-
van ücretli ise °7«15,3 oranında bir kayba
uğrayacaklardır. Beş yıl önce çalışanlann
lehine olan bu durum, beş yıl so'ira tersine
dönüştürülmektedir.
KDV emekli ve çalışanlar lehine iyileşti-
rilmeUdir. Örneğin; ilk 200000 TL'ye <7o20,
ikinci 200000 TL'ye %\5, üçüncü 200000
TL'ye %10 ve 600000 TL'den sonrası için
yine %5 uygulansın. Bu uygulamaya göre
414000 TL için için 49680 TL ödeyecek bir
asgari ücretli 71400 TL vergi iadesi alarak
maaşına 21720 TL katkı sağlayacaktır.
ilk yıl uygulamasında özendirici olan ver-
gi iadesi, şimdi ücretliye zarar verdiğinden
caydıncı olacak ve devletin KDV ile elde et-
meye çalıştığı gelir vergisi birtakım insan-
ların cebinde kalacaktır. llgililerin dikka-
tine önemle sunulur.
LÜTFİ KALELİ
'Experier.ee Speaks,
İNGİLİZCE
GÖKDİLDE ÖĞRENİLİR
Dıl öğretimınde en son uygulanan Amerika ve Avrupa EFL Best Selüng
Books Lıstelecının zırvesınde bulunan EAST-WEST serisı ıle,
Amerikadan, Ingiltereden getirilen video programları, slayt, bant vb. ders
araçlarıyla,
Audio-Visual yönternın uygulamasına olanak sağlayan tümü laboratuar
düzenıne getirılmış derslikterle,
Türk ve yabancılardan oluşan uzman öğretmen kadrosuyla
hizmetinızdeyiz.
Elemantary, intermediate, advanced seviyelerde GENEL İNGİLİZCE
KURSLARI
Geliştirmek isteyenlere PRATİK KONUŞMA SINIFLARI
Bankacılara, Turizmcılere, Otelcilere ÖZEL AMAÇLI KURSLAR
Öğrencilere Cumartesı-Pazar
Çahşanlara Akşam-Gece
Gündüz zamanı olanlara Yoğun ve yan yoğun kurslar
KAYITLAR BAŞLAMIŞTIR
En yakın Şubemıze gelerek, size uygun gün ve saatlen belırleyip
kaydınızı yaptınn.
Almanca Kurslarımız için şubelerimizden
ayrıntılı bılgı alınız.
' Deneytm konuşur..."
FOREIGN LANGİAGE CESTRE
TAKSİM ŞUBESh Taksım Cad No 71 Tel 150 47 47-150 34 49
LALEÜ ŞUBESİ: Kurultay Sok No 10 BEYAZIT Tel 520 11 41- 520 11 42-527 62 14 - 511 48 83
BAKIRKOY ŞUBESİ: İstanbul Cad Danlelacı Sok No 7 Tel 571 27 83-583 68 40
KADIKÖY ŞUBESh Kuşdılı Cad Dılek Han No 67 Tel 338 03 47-345 1896
AJNKARA...ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Kurultay Sonrası Umutlu
BeklentilerSHP kurultayının sonuçlannı umutla karşıladım ben. Bek-
lentiler gerçekleşti, catıdaki çatlağı demokratik biçimde onar-
dı partililer. Sağduyunun ağırlığını kanıtladılar. Ayrıca bir ka-
rarlılığı. Sosyal demokratlar iktidara giden yolun açılmasını
istiyor artık. Içe dönük savaşlarla partinin güç yitirmesinden
kuşku duyuyorlar. Erdal İnönü'nün Genel Başkanhğı'na da-
ha çok güveniyorlar. Erdal inönü de özü ve sözü ile bu gü-
veni hak ediyor doğrusu. Kaç gündür parti dışı çevrelerde
de olumlu yorumlar var. Kurultay sonucu umutlu karşılanı-
yor. Nedenleri Erdal Bey'in çağdaş kişiliğinden kaynaklanı-
yor. Demokratik yapısından, hoşgörüsünden, açık politikaya
öncelik vermesinden. Cumhuriyetimizin temel ilkelerindeki
duyarlığından ve de ulusal çıkarlarımızdan ödün vermeme-
sinden. Konuşurken coşku vermediğini elestiriyorlar, ama gü-
ven vermek daha önemli değil mi acaba? Onu dinlerken doğ-
rultusunu şaşırmayan bir politikacı görüyoruz. Karanlığı da-
ğıtmak için parlak sözler kullanmıyor, belki de kullanmama-
ya özen gösteriyor. Yine de alacakaranlığı dağıtıyor. Bence
bu daha önemli, toplumdaki beklentileri, özlemleri yanıtla-
yan bir davranış. Coşkuyu değil güveni, kavgayı değil barışı,
karanlığı değil aydınlığı özlüyoruz. Alacalık yeter artık. Sa-
vaş rüzgârları eserken ulusal politikamızın çizgilerinı açık se-
çik, alacasız görmek istiyoruz. Ülkede ve dünyada banşın
koşullannda, yöntemlerinde kararlı bir polttika özlüyoruz. Çağ-
daş uygarlik düzeyine ulaşmak için somut çabalar özlüyoruz.
Belirtmekten üzüntü duyuyorum. Kurultayda yenik düşen
grubun kimi üyeleri çok ters konuşmalar yaptılar, bir hırçınlı-
ğı aşamadılar. Sosyal demokratlara ters bir davranış bu. Belki
de durumu yeniden değerledirirler. Özellikle İnönü listesini
delenler yeni yönetimle uyum içinde çalışırlarsa partiye de,
demokrasiye de iyi bir katkıda bulunabilirier. Uyum içinde ol-
mak "bir sesli olmak" değil elbet. Notaları şaşırmadan, de-
ğişik seslerle uzlaşabilmek belki.
Yeni yöneticilere kolay gelsin! Gündemde çok önemli so-
runlar var. Partinin gündeminde de ülkenin gündeminde de.
İktidara adaylığını koyan bir partinin toplumda değişik kesim-
lerle iyi bir diyalog kurması gerekir her şeyden önce. Ayrıca
toplumdaki birikimi iyi değerlendirmesi gerekir. Bilimin ışı-
ğında yöntemlerle sorunlara eğilmesi gerekir. Kaç kez yaz-
dım her dalda çok yetenekli kişiler, uzmanlar var ülkemizde.
Güzel birikimleri değerlenmiyor! Siyasal kuruluşlar onların
danışmanlığı ile yeni boyutlar kazanabilir. Danışmanlığın iyi
tanımlanması gerekir elbet. Partiden şiyasal ödül bekleyen-
ler çok yararlı olur mu bilmem? Erdal İnönü'nün kurmayı ta-
sarladığı gölge kabine için parti dışı uzmanların katkısı kaçı-
nılmaz bence. Partinin kapılarını her dalda uzmanlara, de-
neyli kişilere açmak gerekir artık. Geçmişe dönük eleştiri-
den hoşlanmıyorum ama şimdiye kadar kapılar aralanmadı
bile! Belki de dar kadronun, bir takımın egemenliğini koru-
mak için taze kana bile gereksinim duyulmadı.
Şu günlerde ülkemizin gündeminde kadın sorunu da ağıriık
kazanıyor. Kadına öngörülen statü daralacağa benzer. Küçük
kızları türbanlayarak imam-hatip okullarına yollayan, el işle-
riyle eve kapanmayı planlayan dinci politika rnakyajlanıyor!
Ancak gerçek yüzünü saklamak kolay değil, her yerden sın-
tıyor. SHP de olaya bakışını, politikasını bir an önce belirt-
meli bence. Bu konuda parti dışı kadınlardan da büyük des-
tek görür. Çağdaş bir toplumda kadın dar bir statüye itilemez.
Tersine kadmların ufkunu genişletmek gerekir. Kadını siya-
sal yaşamda da gerçek statüsüne kavuşturacak yöntemler
gerekir. Demokratik savaşta kadmlar da soluğunu duyurma-
lı. Demokrasi de yüçlenir, toplum da çağdaş düzeye yönelir
o zaman. * • •
"Her Çocuk Bir Can" programını izlediniz mi TV'de? UNI-
•*CEF temsilcisi ve Türk uzmanlar çok acı gerçekleri sergile-
diler. Ana-çocuk Sağlığı Genel Müdürü Prof. Dr. Tomris Tür-
men sevindirici çabaları da belirtti, ama kara tabloyu değiş-
tirmek kolay değil. O konuşmada vurguladığı kara tablo çağ-
daş yöntemle değişiyor ancak. Çocuğa sevgi, sıcak bir
bakışla...
Her çocuk bir can sözü hayli kapsamh, uyarıcı bir söz. Çün-
kü durmadan soluyor canlar. Gözlerini çabuk kapıyorlar, aç-
madan solan çiçekler gibi yaşamadan ölüyorlar. Pekiyi ya-
şasalar, hangi koşullarda? Güzel bir dünya veriyor muyuz ço-
cuklara? Savaş ateşine, kan ve gözyaşına uyanıyor çocukla-
rımız. Açlığı, soğuğu, karanlığı yaşıyorlar, ışığı görmüyorlar.
Onlara ışık yerine, silahlanma yarışına gidiyor milyarlar! ABD
1
de UNICEF toplantısıyla Körfez krizi görüşmelerinin aynı gün-
lere rastlaması çok anlamlı değil mi? Duyarsızlığa bir uyan.
Haberlerini okurken büyük eziklik duydum doğrusu.
Her çocuk bir can sözü politikacılara da bir uyan kuşku-
suz. O canı kim yaşatacak? Önce hangi anneler? Okuma-
mış, aydınlanmamış bir anne mi, açıkçası imam-hatip oku-
lunda, Kuran kursunda eğitilen, bu dünyadan çoköteki dün-
yaya yöneltilen kadmlar, sağlıklı bir kuşak yetiştirebilir mi?
Oysa aydın kadmlar politikanın da itici gücü olabilir. Her ço-
cuk bir can^sözünün bilinciyle o canı yaşatmak koşullannı
gerçekleştirmek savaşına katılabilirler
Güzel ürünler ortak çabayla oluşur diye yazarım her za-
man. Yeni dönemde SHP'de de güzel ürünler umut ediyo-
rum ben. Barışçı ve açık bir politikadan somut ürünler bek-
lenir ancak.
SATILIK ARSA
Güneşliköy'de 280 m2
Tel: 550 17 16
ÇOK ACELE SATILIK DAİRE
Şirinevler'de sahibinden satılık telefonlu,
bahçeli daire 30 milyona.
Müracaat Tel.: 557 65 91
MALATYA
1. SULH CEZA MAHKEMESt
KARAR ÖZETİ
Esas No: 1989/12
Karar No: 1990/348
Davacı: K.H.
Sanık: HALİL TUNCAY: Battal ve Dilfuruze Nazife'den olma 1953
D.lu Malatya Battalgazi ilçesi Karahan Mahallesi nüfusunda kayıtlı
olup Adana Emek Mah. 214 Sk. No: 20 Karahan Apt. K: 4, D: 4'de
ikamet eder, evli, üç çocuklu, okur yazar, sabıkasız, T.C. Islam.
Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet.
Suç tarihi: 20.1.1986
Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında açılan kamu davası-
nın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
HÜKÜM: Sanığın sabit olan suç tarihinde Malatya Şehir Merke-
zi'nde sahibi bulunduğu fınnda kuru gluten ve kuru maddedeki küJ
oranı gıda maddeleri tüzüğüne uygun olmayan taklit ve tagşiş edil-
miş ekmek imal edip satmaktan eylemine uyan TCK 398,402, 72,647
sayılı yasanın 4 ve 6. maddeleri uyannca otuz iki bin lira ağır para
cezası, üç ay süre iJe curme vasıta kıldıği fınncıbk meslek ve sanatı-
nın ve ticaretinin tatiline, cezalann ertelenmesine, 11.500 lira yargıla-
ma giderinin sanıktan aJınraasına,
TCK 402/2. maddesi uyannca geregi yapümak üzere karann C. Sav-
cılığı'na gönderilmesine karar verilmiştir. 14.9.1990
Basın: 34610
İLAN
T.C.
GÖLYAKA
SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 990/6
Karar No: 990/8
Bolu ili Gölyaka ilçesi Hamamüstü köyü nüfusunda kayıtlı olup
aynı yerde oturur, Ismail ve Hatice oğlu, 1943 D.lu HASAN BAY-
RAK'ın gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet ederek sucuk imal etmek
suçundan dolayı TCKînun 398, 647 Sk.nun 4/1, TCKÎnun 402. mad-
deleri geregince 470.000 TL. ağır para cezası,
3 ay müddetle sanığın cürme vasıta kıldıği meslek, sanat ve ticare-
tinin tatiline, ayrıca 7 gun işyerinin kapatılmasına Gölyaka Sulh Ce-
za Mahkemesi'mn 15.3.1990 tarih ve 990/6-990/8 sayılı kararı ile ka-
rar verilerek kesinleştiği, masrafı bilahare sanıktan alınraak üzere ilan
olunur. 10.9.1990