Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Âtina'da
hava kirliligi
• ATtNA (AA) —
Âtina'da hava kirliliğinin
tehlikeli boyutlara ulaşması
ttzerine hUkümet, özel
araçlann 06.00-11.00
rasında şehir merkezine
^irişini yasakladı. Âtina'da
önceki gün havadaki
nitrojendioksit oramnın
metreküpte 611 mikrograma
ulaştığı bildirildi.
Uzmanlar, acil önlem
sınınnın metreküpte 500
mikrogram olduğunu
hatırlatarak gerekli
önlemlerin bir an önce
alınmaması halinde bu
rakamın daha da
artabilecegini belirttiler.
\ahucli göçüne
ABD yardımı
• NEW YORK (AA) —
ABD, Israil'in işgal
altındaki topraklarda
kullanmayacağı konusunda
garanti vermesi üzerine
SSCB'den göç eden
Yahudilerin konut
sorununun çözumü için
Israil'e 400 milyon dolar
kredi vermeyi kararlaşurdı.
Amerikan yönetimine yakın
kaynaklar, Israil'in,
Yahudilerin işgal altındaki
Batı Şeria ve Gazze
Şeridi'ne yerieşmeleri için
özel mali yardım
sağlamayacağını garanti
ettiğini söylediler. Israil ise
Sovyet Yahudi göçmenlerin
istedikleri yerde yerleşme
konusunda özgür
olduklanru kaydetti.
JJberya'da
çaüşmalar
• MONROVIA (AA) —
Liberya'da bulunan Batı
Afrika Banş Güçleri,
isyancı lider Charles
Taylor'a bağlı birliklere
karşı şiddetli bir saldınya
geçti. öldürülen Devlet
Başkanı Samuel Doe'ya
bağlı hükümet birliklerinin
de başkent Monrovia'da
Taylor'a karşı roket
saldırüan düzenlediği ve
hükümet binalannın
bulunduğu bölgeden yoğun
bir dumanın yükseldiğı
bildiriliyor.
Sudan'da
kuraklık
• BtRLEŞMİŞ
MİLLETLER (AA) — *
Sudan'da giderek daha da
artan kuraklığın, yakın bir
gelecekte bir milyon kişinin
ölümüne yol açabileceği,
yardım örgütterince dile
getirilen kurtarma
çağrılarına ise henüz
yeterince yanıt verilmediği
açıklandı. BM Çocuk Fonu
(UNICEF) Ortadoğu ve
Kuzey Afrika Bölge
Direktörü Richard Reid
yaptığı açıklamada,
"Dünyanın ilgisizliği
nedeniyle büyük bir
insanhk faciasım
hazırladığımız
kanısındayım" dedi.
Sudan'a yardım eden ülke
sayısında bu yıl hatırı
•ayıhr bir düşme olduğu
aydediliyor. UNICEF
geçen yıl Sudan'daki
kuraklık için 67 milyon
dolar toplarken bu rakarn
1990'da şimdiye dek toplam
olarak 5 milyon doların
altında kaldı.
Slovenya'nın
bagmisızlıgı
• BELGRAD (AA) —
Hırvatistan ve Slovenya'daki
etnik çatışmaları sona
erdinnenin yollarını aramak
üzere önceki gün
olağanüstü olarak toplanan
Yugoslavya Federal Devlet
Başkanlığı, Slovenya'mn
savunma alanında tek yanlı
olarak bağunsızlık ilan
etmesini hükümsüz kılan
bir karan benimsedi. Karar,
orduya Slovenya'mn
savunulmasını sürdürme
emri veriyor, Slovenya
tarafından geçen cuma
gOnü yapılan ilanı ise
"Yugoslavya'nm federal
sistemini yıpratmaya
yönelik bir hareket' olarak
niteliyor.
G.AfrikaYla
patlaına
• JOHANNESBURG
(AA) — ABD'nin Güney
Afrika Büyükelçisi William
Swing'in evinde dün sabah
el yapısı bir bomba patladı.
Evde hasara yol açan
patlamada ölen ya da
yaralanan olmadı. Polis
tarafından yapılan
açıklamada, Swing'in
-latlama sırasında evde
julunmadığı belirtildi.
Polis, olaya ilişkin
araştırmanın sürdüğünü,
henüz bir şüphelinin tespit
edilemediğini kaydetti.
Güney Afrika Devlet
Başkanı FW.de Klerk,
geçen hafta ABD'ye giderek
Başkan George Bush ile
görüşmüş ve çeşitli
temaslarda bulunmuştu.
Başbakan Yıldınm Akbulut'un gezisi her alanda başanlı bulundu
KKTC,6
bağımsızlaşma' yolundaİki ülke arasında imzalanan ortak deklarasvon B U İ
" f
** Awupa'daki bircok ül- ertiter. Günde 1 milyon doton si- kiye'nin KKTC'nin yer almadı-İki ülke arasında imzalanan ortak deklarasyon
ve mutabakat metni, KKTC'nin Rum
yönetiminden ayrı olarak varlığını güçlendirme
kararımn göstergesi olarak yorumlandı.
ANKARA (Curaburiyel Bü-
rosu) — Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un KKTC ziyareti sırasın-
da açıklanan ortak deklarasyon
ile mutabakat metni, KKTC'nin
"bagımsız variığını güçtcndir-
mesi yolunda atümıs adımlar"
olarak değerlendirildi. Dışişleri
Bakankğı yetkilileri, KKTC'nin
kendi para birimini oluşturma-
sı ve lslam Konferansı Orgütü1
ne tam üyelik girişiminde bulun-
ması gibi planlann, Kıbns Rum
yönetiminin Avrupa Topluluğu1
na (AT) yaptığı başvuru sonra-
sında gündeme gelmesinin "an-
lamlı" olduğuna dikkat çektiler.
Bakanlık Sözcü Vekıli Ferhat
Ataman, "Basbakan'm zryareti,
Rum kesimiııiıı Topluluga bas-
vunısu sonrasında ortaya çıkan
şartlar altında Tiirkiye-KKTC
dayanısmasıun giderek yogun-
lasacagınuı isaretidir" dedi.
Başbakan Akbulut'un KKTC
ziyareti sonrasmda ortaya çıkan
tablonun, bu ülkenin Türkiye1
-
ye daha bagjmlı hale gelmesine
yol açabileceği konusundaki
kaygılara ilişkin görüşlerini şöyle
açıkladılar:
"AçıUanan iki metnin içerigi-
oe bakılırsa, Türkiye'nin 1960
Garanti Düzeni çerçevesindeki
etkin ve fiili güvencesinin deva-
mı dışında, KKTC'nin bize ba-
gımlılıfmı çagnştırabilecek biç-
bir madde olmadıgı görülür.
Garantöriük yetkisini, bafunlı-
lık çerçevesinde algdunak zaten
dogru degil. Pasaport nygnia-
masıodan vazgeçUmesi gibi ko-
kenin birbirine karşı öngördügü
kolayuklar olarak tepki cekme-
melidir. Bizce, anlan adımlar,
KKTC'yi bagımlı kılmak degil
aksine bu ülkenin bagımsız var-
lıgını güçlendinnesi yolundadır.
Kendi para birimini oluştunna-
a, İKO'ya üyelige karar verme-
si bu kapsamda anlaşılmab.
Türkiye, tabii ki KKTC'nin ba-
gımsızlaşma gJrişimlerini des-
tekler. Kaldı ki bu girişimlerin
Rum yönetiminin AT başvuru-
»ne de dikkat
Başbakan Yıldınm Akbulut
da KKTC'den dönüşünde katıl-
dığj "Almanya'nın biriigini kut-
lama resepsiyonu "nda, gazeteci-
lerle bir süre Kıbns konusunda
sohbet etti. Akbulut, Rum kesi^
minin hızla silahlandığına dik-
kat çekerek, "Ben oradayken
Rumlar sahip oiduklan en mo-
dern süahlan tetevizyonda leşJıir
lahlanmaya harcıyorlannç" de-
di.
Ataman
Dışişleri Bakanhğı Sözcü Ve-
kili Ferhat Ataman da haftalık
basın toplantısında bir soruyu
yanıtlarken, Başbakan Akbu-
lut'un KKTC ziyareti konusun-
da kapsamlı bir değerlendirme
yaptı. Basbakan'm ziyaretini
"başanlı" diye nitelendiren Ata-
man, "Ziyaretin, Rumlann ba-
gımsiztık tarihi olarak kutladık-
lan 1 ekime rastlatılması, dün-
yaya ve Rumlara gereken mesa-
jı venniştir" diye konuştu.
Sözcü vekili Ferhat Ataman,
ziyaret sırasında açıklanan ortak
deklarasyon ile mutabakat met-
ninin "her halûkirda, Türkiye^
nin KKTCye etkin ve füU garan-
tisinin artarak beyan edeceginin
teyidi" olduğunu söyledi. Muta-
bakat metni çerçevesinde, Tur-
ğı uluslararası platformlarda bu
ülkenin çıkarlannı temsil edece-
ğini ve İKO'ya tam üyelik giri-
şimine katkıda bulunacağnu da
vurgulayan A'aman, iki ülke
arasında pasaport uygulaması-
nın kaldmlmasına ilişkin teknik
çalışmalar için modaİite saptan-
madığmı belirtti. Ataman, "Pa-
saportun kaldınlması için niyet
beyanı vardır, ancak uygulama
konusunda henüz bir hedef ta-
rih yok" dedi.
Ataman aynca daha önce ka-
muoyuna yansıyan altı maddeli
önlemler paketinin, "hiçbir za-
man kesinleşmediğini ve daha
çok basın tarafından gündemde
tutnldugunu" hatırlattı ve Kıb-
ns Rum yönetiminin AT başvu-
rusu sonrasmda Maraş bölgesi-
nin iskâna açılmasına yönelik
planlann Akbulut'un KKTC zi-
yareti sırasında ele alınmadığı-
nı kaydetti.
SöVYETLER BİRLİĞİ
PATATES TOPLUYORLAR — Moskova'da bir klinikte alkolizm tedavisi görenler, başkent yakınlanndaki çiftlikte patates topluyortar.
UkraynaVla kanh çatışma
AGİK
Kiev'de milliyetçi göstericilerle polisin
çatışmasında çok sayıda yaralı var. Sovyetler
Birliği'nde büyük bir patates sıkıntısı
yaşandığı bildirildi.
Dış Haberier Servisi — Uk-
rayna Cumhuriyeti'nin başkenti
Kiev'de, önceki gün milliyetçi
göstericiler ile polis arasında ça-
tışmalar olduğu ve çok sayıda
kişinin yaralandığı bildirildi.
AA'ya göre Sovyet resmi haber
ajansı TASS, dün verdiği haber-
de, gösteriler sırasında parla-
mentonun feshini, hükümetin
istifasım ve cumhuriyetin Sov-
yetler'den ayrılmasım isteyen
yüzlerce kişinin parlamento bi-
nasına yurüdüğünü ve kendile-
rini engellemeye çalışan polisle
çatıştığını belirtti.
Çatışmalar sırasında çok sa-
yıda kişinin yaralandığrnı belir-
ten TASS, olaylar hakkında ay-
nntılı açıklama yapmadı.
Patates alarmı
öte yandan Moskova'da bü-
yük bir patates sıkıntısı yaşan-
dığı büdiriliyor.
Tbe VVashington Post gazete-
sinin Moskova muhabiri Sovyet
yetkililere dayanarak gönderdiği
haberde, Sovyet başkentinin kışı
geçirebilmek için yanm milyon
ton patatese gereksinmesi oldu-
ğunu bildiriyor. Şimdiye kadar
ise sadece 38 bin ton patates
toplanmış durumda. Oysa geçen
yıi aym dönemde 279 bin ton
patates toplanmıştı. Yetkihlere
göre önümüzdeki 10 gün içinde
bir mucize obnazsa, bu yıl
önemli patates sıkıntısı çe-
kilecek.
The Washington Post, tüm
ülkede hasadı kurtarmak için
'kriz merkezleri' kurulduğunu
bildiriyor.
Gazetenin muhabirine göre
Sovyetler'de hâlâ yaşanmakta
olan büyük patates sıkıntısı,
merkezi planın enkazı Uzerinde
piyasa ekonomisini kurmanın
ne denli güç olduğunu gösteri-
yor. Eski dönemde bu tür bir
kriz baş gösterse idi hükümet
halkm derhal tarialarda patates
toplamasını emreder, yığnılan
seferber ederdi. Ancak halk ar-
tık, resmi makamlardan kork-
rauyor. Serbest piyasanın kâr
dürtüsü de henüz oluşmamış.
'Moskow News' dergisinde
çıkan bir yorumda, "Komüniz-
mi yıktık, ama henüz kapitaliz-
mi kuramadık" deniyor.
Patates krizi ortaya çıkar çık-
maz, Başbakan Nikoiay Rijkov,
geleneksel yönteme başvurarak
'olağanüstü durumu' ilan etti.
Rijkov televizyonda yapüğı ko-
nuşmada, 'halkm seferber
olmasuıı' ve ordunun tarialarda
patates toplamasını emretti.
Japonya Başbakanı Kaifu bugün Ankara'ya geliyor
Ankaralda4
Japon yardımı9
beklentîsi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Hokkaido, Honşu, Şikoku ve Kyuşu... Ja-
ponya bu dört büyük adanın çevresine ser-
piuriiş binlerce adacıktan oluşuyor. Toplam
yüzölçümü Türkiye'ninkinin yarısından az.
Nüfusu iki katından fazla... Türkiye toprak-
larında her kilometre kareye 66 kişi düşer-
ken Japonya'da 323 kişi düşüyor... Pasifık-
in bu kalabaJık adalar ülkesi ile Türkiye ara-
sında diplomatik ilişki kurulmasının yüzün-
cü yılındayız. Mustafa Kemal'in Selanik'te
ilkokula başladığı yû Prens Komatsu'nun
Osmanlı başkentine yaptığı ziyaretin
"iadesi" üç yıl sonra Amiral Osman Paşa
tarafından gerçekleştirilir. Yıl 1890'dır. Os-
man Paşa dönüşte gemisi Ertuğrul'un ka-
yalara çarpmasını engelleyemez. İki ülke
ilişkilerinin başlangıcında Ertuğrul faciası
vardır.
Türkiye-Japonya işbirliğinin bu "burnk"
başlangıçtan sonra katettiği yolu, 800 mil-
yon dolara varan ticaret hacmi, bircok ulaş-
tırma, enerji ve altyapı projesinin Japon
mali desteğiyle gerçekleştirilmesi ve Japon-
ya'nın 1978'den bu yana Türkiye'ye yaptığı
ekonomik yardımın 1 milyar doları aşması
yansıtıyor. Ancak vanlan noktada, ikili eko-
nomik ilişkilerin düzeni Türkiye tarafından
"son derece yetersiz" görülüyor. Dışişleri
Bakanhğı yetkilileri, Japonya Başbakanı
Toshiku Kaifu'nun bugün başlayacak An-
kara ziyaretini "tlişkilerde bir dönüm
nokfası" diye nitelerken, Kaifu ile yapıla-
cak görüşmelere üç açıdan büyük önem
yüklediklerini ifade ediyorlar:
1- Kaifu'ya Körfez krizi nedeniyle uğra-
dıkları ekonomik kayıplan karşılamak üze-
re üç ülkeye verilecek toplam 2 milyar do-
Iarlık yardımdan, Türkiye'nin, Ürdün ve
Mısır'a göre neden daha çok pay alması ge-
rektiği anlatılacak. Ayrıca Japonya'nın
Türkiye'nin kayıplarının karşılanmasma
yardımcı olmak amacıyla ikili ticaretin art-
tınlmasına yönelik olarak gündeme getire-
bileceği kolaylıklar ifade edilecek.
2- Ziyaret, ikili ekonomik ilişkilerin ge-
nel olarak geliştirilmesi, Türkiye'deki Japon
yatınmlarmın arttırılması yönünde görüş
alışverişine olanak sağlayacak,
3- Japonya'dan ilk kez başbakan düze-
yinde yapılacak bu resmi ziyaret, iki ülke
arasında siyasi istişare mekanizması geliş-
tirilmesinin yolunu açabilecek.
Diyaloğun çerçevesi
Ekonomik açıdan "bir süper güç" ola-
rak tanınmasına karşın, askeri ve siyasi et-
kisinin sınırlı olması nedeniyle bugüne dek
uluslararası ilişkilerde çok aktif bir rol oy-
namayan Japonya'nın bu alandaki konu-
munu da güçlendirmeye niyetli olduğu be-
lirtiliyor.
Ekonomik işbirliği
Japonya'nın "borç yardımı" adı altında
Türkiye'ye yaptığı ödemelerin başında ikinci
Boğaz Köprüsü, Altınkaya Barajı, Hasan
Uğurlu Barajı, Alaybey Tersanesi Genişlet-
me Projesi, Haliç Köprüsü, tstanbul Tele-
fon Şebekesi Genişletme Projesi gibi yatı-
rımların finansman kredileri yer alıyor.
Japon özel sektörünün Türkiye'deki doğ-
rudan yatırımlan ise "sınırlı". Bridgestone
1
-
un Lassa ile kurduğu Brisa ortak şirketinin
araç lastiği üretimi ile Toyota'mn Türkiye1
deki yeni yatırımında amaç, Ortadoğu ve
Kuzey Afrika pazarlanna ihracat için Tür-
kiye'nin "merkez ülke" olarak kullanılma-
sı diye belirleniyor.
Kriz desteği •
Kaifu'nun ziyareti sırasında tutan kesin-
leştirilecek olan "kriz yardımları"ndan
Türkiye'nin almayı beklediği pay, toplam
720 milyon dolar olarak belirtiliyor. Bu ra-
kamın 300 milyon dolarlık bolümü yüzde
1 faiz üzerinden on yılı geri ödemesiz otuz
yıl vadeli "acil yardım" niteliği taşırken ka-
İanının koşullan henüz belirlenmedi.
Iraka
kınamaAvrupa Güvenlik ve
îşbirliği Konferansı
(AGİK) zirvesinin 19-21
kasım tarihlerinde Paris'te
yapılması kesinleşti. AGİK
üyesi ülkelerin dışişleri
bakanlan, Körfez'deki
durumu değerlendirerek
Irak'ı tutumundan dolayı
kınadılar.
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — ABD'deki
ilk AGİK (Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Konferansı) önceki
gün yayımlanan ortak iki bil-
diri ile sonuclandı. Paris'te ya-
pılacak AGDC zirvesinin 19-21
kasım tarihleri arasında ger-
çekleşmesi karan alındı. Bu ta-
rihe dek konvansiyonel silah-
larla ilgili anlaşmanın hazır-
lanması öngörüldü.
AGİK dışişleri bakanlan or-
tak bildirilerinde Almanya'nın
birleşmesini selamladılar, bu
gelişmeyi Avrupa'da işbirüği ve
istikrar acısmdan önemli bir
adım olarak nitelendirdiler.
AGİK dışişleri bakanlan
aynca ortak bir açıklama ile
Körfez krizinde Irak'ı kınadı-
lar. Birleşmiş Milletler karar-
lan çerçevesinde sorunun çö-
zümü için ellerinden geleni ya-
pacaklannı ifade ettiler. Bildi-
ride "oradaki çeBşkilerin çözü-
mn için katkıda bulunntak"
ifadesinin kullanılması dikkat
çekti. İfade Irak- Kuveyt soru-
nunun yanı sıra Ortadoğu'da-
ki Filistin-lsrail gibi diğer so-
runları da kapsıyor. Yunanis-
tan bildiri metninde "orada"
kelûnesi yerine Kıbns'ı da kap-
sayacak olan "böJgede" sözcü-
ğünün kullanılmasını istedi.
Ancak Türk heyetinin girişim-
leriile "bölgede" sözcüğü bil-
diriye konulmadı.
AGİK toplantısı pazartesi
günü dışişleri bakanlan düze-
yinde iki+dört, Ingiltere, Fe-
deral Almanya, ABD, Sovyet-
ler Birliğı, Fransa ve Demok-
ratik Almanya'mn "dörtlü gü-
cün Berlin'de ve Almanya'mn
bütününde bütün haklarını
fesheden" deklarasyonu imza-
laması ile başladı. Daha son-
ra Paris zirvesinin gündemi
Uzerinde çalışmalar devam et-
ti.
YUGOSLAVYA
'Ayaklanmaya
son' çağrısı
BELGRAD (AA) —=" Yugos-
lavya Devlet Başkanhğı Konse-
yi, ülkenin iki ana etnik grubu
olan Sırplar ve Hırvatlara,
ayaklanmaya son verme çağnsı
yaptı ve catışmalarm sünnesinin
trajik sonuçlara yol açabileceği
uyansında bulundu.
Yedi üyeli başkanhk konseyi*
nin dün sona eren toplantısuun
ardmdan yayınlanan bildiride,
Hırvatistan Cumhuriyeti'ne,
tüm özel polis birliklerini olay
.bölgelerinden çekilmesi ve haf-
ta sonundaki etnik çatışmalar-
da tutuklanan Sırplann serbest
bırakılması yolunda talimat
verildi.
Bildiride, Sırphlann da bu
olaylar sırasında poiis gıiçlerin-
den ele geçirdikleri silahlan ge-
ri vermeleri ve yollara kurduk-
ları barikatlan kaldırmalan is-
tendi.
öte yandan, etnik çatışmala-
nn yoğun olduğu Hırvatistan'-
ın Knin kentinde yollara bari-
katlar kuran Sırplann önceki
gece kendilerine müdahale eden
güvenlik güçleri ile çatışmalan
sonucu iki polisin yaralandığı
bildirildi.
Diplomatlar ve Yugoslav si-
yasal gözlemciler, İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonraki en büyük
siyasal bunalımını yasayan ülke-
nin, iç savaşa kadar gidebilece-
gi yorumunu yapıyorlar.
Slovenya ve Hırvatistan
Cumhuriyetleri, kendi savun-
malarından sorumiu olmak ve
kendi ordulannı kurmak isti-
yorlar.
POUTIKADA
SORUINLAR
ERGUNBALQ
Newsweek'teki Yazı
ve Türkiye
Körfez krizi çıkalı beri rıepimizin bildiği gibi Türkiye Batı-
nın gözdesi oldu. Siyaset adamlarından basına kadar her-
kes Türkiye'ye övgü yağdırma yarışında. Türkiye'nin cesare-
ti, kararlılığı, fedakârlığı sık sık gündeme getiriliyor. Avrupa
ve Amerikan basınında iki üç günde bir Türkiye'ye ilişkin ha-
ber ya da yoruma rastlamak mümkün.
Newsweek dergisinin son sayısında da Türkiye'ye ilişkin
iki yazı vardı. Bunlardan biri, derginin New York'ta Cumhur-
başkanı Özal'la yaptığı söyleşi idi. Nevvsvveek'in "Körfez kri-
zindeki işbirliğiniz Türkiye'yi Batıya yaklaştıracak rrtı? Kriz
baslayalı beri Türkiye'nin Batı Avrupa ve VVashington'da et-
kiniiği dramatik biçimde artmadı mı" şeklindeki sorusunu Sa-
yın Özal şöyle yanıtlıyor: "Evet, öyle sanırım... Kuşkusuz, bu,
Türkiye'nin Batı'nın yanında olduğunu göstermiştir."
Sayın Özal'la söyleşinin yer aldığı Newsweek'in başka bir
sayfasında da Türkiye konusunda bir yazı var. Scott Sullivan
tarafından kaleme alınmış yazı bize ilginç geldi. Sullivan,
"Özal, Amerika'nın ondan talep ettiği her şeyi yerine getirdi.
Türkiye boru hattını kapattı; hükümet, Irak sınırına 40 bin as-
ker daha gönderdi. Türkler ayrıca sessiz biçimde Ameriktf
nın, İncirlik Üssü'ne ekstra F-16 ve F-111 bombardıman uçak-
ları yerleştirmesine de izin verdiler. Özal VVashington'un en
sadık dostu olarak parladı" diyor.
Scott Sullivan, bundan sonra kendi deyişi ile "ABD'nin ta-
lep ettiği her şeyi yapan" Sayın Özal'ın Türkiyesi'ni Batı'nın
çıkartarı açısından değerlendiriyor. Yazının asıl bu bö/ümü
ilginç; şöyle yazıyor Sullivan: "Türkiye'nin halen 55.5 milyon
olan nüfusunun 2030 yılında 100 milyonu asacağı tahmin edt-
liyor. Böylece Türkiye, Avrupa'da en kalabalık ülke olaçak."
Bundan sonra Türk ordusuna geçerek şu değerlendirme-
yi yapıyor: "530 bin askerden oluşan Türk ordusunun silah-
lan ve eğitimi kötüdür. Ama gelecekte Ortadoğu'da çıkacak
bir krizde Batı'nın çıkarlarının savunuculuğunu yapabilir."
Türk ordusunun gerek sılahlannı gerekse eğitimini beğen-
miyor, yetersiz buluyor Scott Sullivan, ama "Ortadoğu'da ge-
lecekte bir kriz çıkarsa, Batı'nın çıkarlannı savunmak için işe
yarayabilir" diyor.
Sullivan devam ediyor:
"Türkler, ABD ve Avrupa'nın, Müslüman ve geri bir ülke
olduğu için Türkiye'yi aşağı gördüklerinden, küçümsedikle-
rinden kuşkulanıyorlar. Türkiye gerçi Batı tarafından daha iyi
tanınmayı hak etti, ama iddia ettiği ölçüde de değil."
Yani.'Türkiye'yebiraz daha iyi muamele edebiliriz. Ama
fazla şımartmaya da gerek yok" demeye getiriyor. Hemen
sonra da bu görüşünü açarak Türkiye'yi uyarıyor: "Türk yet-
kıliler, başlangıçta ülkenin ambargodan uğradığı zararı 2.5
milyar dolar olarak hesap ediyorlardı. Şimdi ise bu iddiaları
7 milyar dolara kadar çıktı. Gerçi Türkiye'nin işbirliği olma-
saydı, Irak'a karşı dünya çapındaki abluka hiçbir zaman ger-
çekleştirilemezdi, ama Türkiye bir köz daha Batı'dan, alabi-
leceğinden daha fazla isteme riskine giriyor."
Türk ordusu, yetersiz olmasına rağmen Batı'nın çıkarları-
nı savunmada işe yarayabilir; Türkiye c.'masaydı Irak'a karşı
ambargo uygulanamazdı; iyi, güzel, ama Türkiye bir kez da-
ha haddini aşıyor, Batı'dan alamayacağı şeyleri istiyor.
Bitmedi. Scott Sullivan, Özal'ı da uyarıyor:
"Özal, şunu unutmamalı kj ülkesine saygınlık ve prestıj sağ-
lama kampanyasında, dayanıklılık ve sebat kısa bir sadakat
gösterisinden daha etkili olur."
* Evet, bizim Scott Sullivan'ın Türkiye'ye verdiği mesajlar
bunlar. Görevini yap. Görevin, Batı'nın çıkarını savunmak. Or-
dun silah ve eğitim bakımından yetersiz, ama Batı'nın çıka-
rını savunmada işe yarayabilir. Yalnız haddini bü. Öyle Batı
:
dan bu görevine karşı alabileceğinden fazla şey istemeye
kalkma. Yaptığın göreve karşılık, Batı ve ABD senin sorunla-
rına daha fazla anlayış gösterebilir. Ama sen de ölçüyü ka-
çırıp çok fazla şey bekleme.
Şimdi bu Scott Sullivan için, "kendini bilmez, küstahın teki,
uzerinde durmaya değmez" diyebilirsiniz.
Haklısınız. Ama adam kafasından geçenleri açıkça ortaya
koyuyor. Biz, haftalardır Türkiye'ye övgü yağdıran bir dizi Batılı
çevrenin de kafalarından üç aşağı beş yukarı aynı şeylerin
geçtiğinden kuşkulanıyoruz. Şu Scott Sullivan'ın Türkiye'ye
bakış açısının, ABD'de bir dizi çevrenin Türkiye'ye bakış açısı
konusunda ipucu verebileceğini düşünüyoruz.
Ve diyoruz ki Türkiye'nin gerçek saygınlık ve prestij sahibi
olmasına giden yol "ABD'nin tûm taleplerini yerine
getirmekten" ya da "krizde stratejik önemim arttı" diye şi-
şinmekten değil içeride sorunlarımızı çözmekten, güçlene-
rek iki ayağımız uzerinde sağlam biçimde durabilmekten ge-
çer.
YüNANlSTAN
Papandreu'nıın
durumuiyüeşiyor
Önceki gün erken saatlerde bir kalp rahatsızlığı geçirerek
hastaneye kaldınlan PÂSOK lideri ve eski Başbakan
Andreas Papandreu'nun tehlikeyi atlattığı bildiriliyor.
memur grevleri hakkında olduk-
ça sert ve hararetli tartışmalara
giren Papandreu, oturumdan
sonra yorgun düşmüş ve sabahın
erken saatlerinde fenalaşarak
acilen Atina Devlet Hastanesi'-
ne kaldınlrmştı. Bu arada geçen
hafta sonunda Atina yakınlann-
daki Lagonissi kıyısında 35 ya-
şındaki genç eşi Dimitra Ue bir-
likte denize giren Papandreu,
"soguk algınhğma" yakalanarak
aynı gün evine dönmüştü.
Doktorlar 71 yaşındaki Pa-
pandreu'ya "daha sakin" bir ya-
şam sürdünnesini salık veriyor
ve bunu "ctddij» atmaanı" öne-
riyor. Bu konuda eşi Dimitra ta-
rafından da "uyanlan" Papand-
reu, ancak ana muhalefet lideri
olarak ve özellikle şu aşamada
muhafazakâr hUkümet partisi
YDP'ye karşı "savaşımını
siirdürmekte" ısrar ediyor.
Başbakan Mitsotakis, hükü-
metinin tüm olanaklan kullana-
rak Papandreu'nun sağlığı için
harekete geçmeye hazır olduğu-
nu açıklarken Cumhurbaşkanı
Konstantin Karamanlis ve diğer
siyasi patiler birer mesaj ileterek
"iyi şifalar" dileğinde bulundu-
lar. Bu arada ABD'nin Atina Ei-
çisi Michael Sotirhos'un da Pa-
pandreu'yu hastanede ziyaret et-
mesi dikkatleri çekti.
öte yandan geçen hafta oy
birliğiyle yeniden PASOK lider-
liğine seçilen Papandreu'nun
sağlık durumunda kaydedilen
bu "aksaklıkltr". PASOK yöne-
ticilerini düşündürmeye başladı.
Bu konuda herhangi somut bir
düşünce olmamasına karşın PA-
SOK'a "toplu yönetim" biçimi-
nin getirilmesi görûşleri de Ur-
tışıljyor.
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan'ın es-
ki başbakanı ve ana muhalefet
sosyalist PASOK lideri Andre-
as Papandreu'nun, "Sağlık du-
rumunun iyiye dogru girtiji"
açıklandı. Papandreu nefes
darlığı, kalp aritmisi ve şiddetli
bronş spazmlannı oksijen çadı-
nnda gördüğü tedavi ile atlatnuş
bulunuyor. Ancak doktorlar,
Papandreu'nun söz konusu"
"kriıi" atlatmasına karşın "so^
nınua kalm" olmasından endişe
duyuyor. Buna neden olarak da
son krizin, Papandreu'nun sağ-
lığı ıçın son aerece tenıueiı OUK
bilecek akciğer ödemine dönüş-
mesi olasılığı gösteriliyor. Buna
karşın Papandreu'nun dün sa-
bah, bir önceki güne oranla mo-
ralinin çok daha iyi durumda ol-
duğu bildirildi. Papandreu uya-
nır uyanmaz "ne zaman
çıkacagıaı" sorduktan sonra
"Bu da geçecek" sözünü ettiği
öğrenildi. Papandreu'nun sağlık
durumunu izleyen Yunanh dok-
torlar, bu krizden sonra "Bir
hafta daha hastanede kalması-
nm şart" olduğuna inanıyor. Bu
arada sağbk durumunun 'iyiye
doğnı gittiği" kanaatine vanl-
masından sonra iki yıl önce
Londra'da Papandreu'ya üç ay-
rı by-pass ameliyatı gerçekleşti-
ren ünlü cerrah Magdi Yakup-
un Atina'ya çağnlmasından vaz-
geçildi.
Papandreu geçen yıl haziran
ayında da kriz geçirerek yoğun
bakıma aünmıştı.
Geçen pazartesi gecesi sona
eren parlamento çaJışmaJannda
Başbakan Konstantin Mitsota-
kis ile ülke ekonomisi ve işçi-