02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 4 EKİM 1990 KÖRFEZ KRİZÎ...KÖRFEZ Kft tZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZt*.. KÖI ABD DIŞÎŞLERİBAKANIBAKER AÇIKLADI: AskeriçözümolasılığıartıyorÜrdün Kralı Hüseyin, Körfez'deki yabancı asKeri varlığın sürmesi durumunda Irak'm görüşme masasına oturmayacağını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, ülkenin BM sahası altında askeri harekâta eskiden daha sıcak baktıklarını belirtti. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, Bağdât'a özel temsilci gönderdi. Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand, Körfez'e gitti. Dış Haberler Servisi — Ürdun Kralı Hüseyin, yabancı guçler Körfez'de kaldığı sürece Irak'ın banş konusunu gorüşme- ye niyetli olmadığını söyledi. ABD Dışiş- leri Bakanı James Baker, ülkeler arasın- da Irak'ı Kuveyt'ten atmak için askeri bir harekâta gerek olduğu düşüncesinin gi- derek artmakta olduğunu ifade etti. SSCB Genelkurmay Başkanı General Mi- hail Moiseyev, BM tarafından onaylan- madıkça, Irak'a karşı askeri güç kullanıl- maması gerektiğini belirtti. Suudi Arabis- tan Irak'a, "Dikkatlerin Filistin'e yönel- mesi için Kuveyt'ten çekil" çağrısı yaptı. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un özel temsilcisi Bağdat'ta. Fransa Cumhurbaş- kanı François Mitterrand, Körfez'e gidi- yor. AT ile Arap Birliği arasında yapıla- cak Körfez krizinin tartışılacağı toplantı ertelendi. Körfez'deki ABD'li asker sayı- sı 170 bine ytlkseldi. Ürdün Kralı Hüseyin, ABD önderliğin- deki yabana askeri güçler Körfez'de kal- dığı sürece Irak'ın banş konusunu görüş- meye niyetli olmadığım söyledi. Japon Başbakam Toshiki Kaifu'nun Ürdün'ü zi- yareti öncesinde Japon gazetecilere açık- lamalar yapan Kral Hüseyin, "Anladıgım kadanyla Irak, Körfez sorunu ve Arap- ların diger sonınlarını bir Arap çözümii çercevesinde konuşmaya nivetli ve hazır, ancak açıkça gorüluyor ki bunu kendisi- ne ve gdecegine yönelik askeri bir lehditle yüz yüzeyken yapmaya niyetli değil" de- di. AA'nın haberine göre Kral Hüseyin, bölgeye yabancı askerlerin gönderilmesi ve BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a kar- şı aldığı kararlann, soruna Araplar tara- fından bir çözüm bulunması çabalarının başan şansını olumsuz biçimde etkiledi- ğini belirtti. Baker'ın iddiası ABD Dışişleri Bakanı James Baker, önceki gece düzenlediği bir basın toplan- tısında, ülkeler arasında Irak'ı Kuveyt'- ten atmak için BM yetkisi altında askeri bir harekâta gerek olduğu düşüncesinin giderek artmakta olduğunu söyledi. Re- uter'ın verdiği habere göre Baker, ihtiyath bir dille, "Eğer gerekli olursa, uygun bir zamanda buna benzer bir yaklaşımı dik- kate alma eğilimi daha fazla, bir hafta once BM toplantısına gelen birinin bek- leyebileceğinden daha fazla bu yönde dü- şunme eğilimi gorunuyor" dedi. Ancak Baker, düşüncelerin her gün değişmekte olduğunu da belinerek Başkan Bush'un diplomatik ve siyasi çözümden yana ol- duğunu söyledi. SSCB Genelkurmay Başkanı ABD'yi ziyaret etmekte olan ŞSCB Ge- nelkurmay Başkanı General Mihail Mo- iseyev, Irak'a karşı uygulanan ambargo- nun işlemekte olduğunu belirterek BM ta- rafından onaylanmadıkça Irak'a karşı as- keri güç kullanılmaması gerektiğini söy- ledi. AA'nın bildirdiğine göre New York Times'ta önceki gün yayımlanan deme- cinde, "Bu tür bir krizin silah kullanarak çozümlenebileceğini düşunmüyoruz" di- yen Moiseyev, Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in "Ekonomik ve politik yönden tecrit edilmişlik icinde olduğunu, bu duruma uzun süre dayanamayacağınr kaydetti. Irak ordusundan firarların Saddam'ı güçsüz bıraktığını ve bu nedenle Irak li- derinin Körfez krizine diplomatik bir çö- züm aramak zorunda kalacağını belinen SSCB Genelkurmay Başkanı, "Saddam'a karşı suikast yapmak isteyen kişiler oldu- ğu yolundaki söylentilerin çoğalmasının da Saddam'ı krizden kurtulma çareleri aramaya zortadığını" belirtti. Suudi Arabistan'ın çağnsı Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal, Irak'tan, dünyanın dik- katinin Filistin sorununa yoğunlaşabil- mesine olanak sağlamak amacıyla Ku- veyt'ten çekilmesini istedi. El Faysal, BM Genel Kurulu'nda önceki gün yaptığı ko- nuşmada, "Irak, uluslararası dikkati Fi- listin halkına kanalize edebilmemize ola- nak sağlamak için Kuveyt'ten çekilme- lidir" dedi. El Faysal, "Irak rejiminin maceracılığının" Filistin halkı tarafından işgal altındaki topraklarda sürdürülen in- tifadaya olan dikkatlerin dağılmasına yol açtığını söyledi. Gorbi'nin temsilcisi Bağdat'ta SSCB Başkanlık Konseyi üyesi ve Sov- yet yönetiminin Ortadoğu eski danışma- nı Vevgeni Primakov, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un özel temsilcisi olarak Irak'ı da kapsayan Ortadoğu gezisine başladı. AA'nın haberine göre Sovyet Resmi Ajan- sı TASS, Primakov'un dün Bağdat'ta te- maslarda bulunduktan sonra Ürdun'Un baskenti Amman'a geçerek Kral Hüseyin ve FKÖ lideri Yaser Arafat'la da görüşe- ceğini bildirdi. Mitterrand Körfez'e gitti Fransa Cumhurbaşkanı François Mit- terrand, dün Körfez'e gitmek üzere Pa- ris'ten aynldı. Reuter'm verdiği habere gö- re Mitterrand, 36 saatlik Körfez ziyareti sırasında Suudi Arabistan Kralı Fahd ve BAE Devlet Başkanı Şeyh Zaid Bin Sul- tan El-Nahayan ile görüşmelerde buluna- cak ve bölgedeki Fransız birliklerini de- netleyecek. Fransa'nın bölgede 4 bin as- kerlik bir birliği bulunuyor. Körfez bölgesindeki ABD askeri yığı- nağının 170 bin askere çıktığı bildirildi. İngiliz Reuter'in bildirdiğine göre ABD'- nin asker sayısı son hafta içinde 20 bin artarak 170 bine ulaştı. Kuveyt ve yakı- nındaki Irak birliklerinin sayısı ise 430 bin olarak tahmin ediliyor. İtalya Başbakan Yardımcısı Claudio Marteİli, Fransa Cumhurbaşkanı Franço- is Mitterrand'ın Körfez krizinin çözümü- ne ilişkin olarak geliştirdiği önerileri des- teklediklerini açıkladı. Bu arada, ABD'nin BM temsilcisi Bü- yükelçi Thomas Pickering, BM Güven- Iik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in ken- dilerini bölme girişimlerine rağmen Irak'ı cezalandırma konusunda kararlı olduk- larını söyledi. İngiltere basınında savaş çığırtkanuğı Ingiltere'de basın yayın organları hep birlikte kamuoyunu Körfez'de sava- şa hazırhyor. Ciddi basın, başyazılan, uzun değerlendirmeleri ve makaleleri ile; magazin basını, röportajlan ve tam say- fa fotoğraflan ile; resmi ve özel radyo is- tasyonları, televizyon kanalları ve hafta- lık dergi ve gazeteler artık Körfez soru- nunun barışçı yollardan çözülemeyeceği görüşünde fikir birliği içinde. Bu yayın- lara bir de televizyon haber bültenlerin- de, Körfez'e yola çıkmakta olan askeri birliklerin hazırhklanna ilişkin görüntü- ler ekleniyor. lngiltere*nin Körfez'de görevlendirdiği 7. Zırhh Alay'a "sessiz sedasu" 2 bin per- sonel daha katılıyor. Böylece lngiltereî- nin Körfez'deki askeri kuvveti, toplam 15 bine yükselecek. TORUMTAY Körfez, Kore'den farklıGenelkurmay Başkanı OrgeneraJ Necip Torumtay, Körfez'deki gelişmelerin artık siyasi bir boyutu olduğunu belirterek, "Durum şu anda askeri değil" dedi. ANKARA (ANKA) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Kör- fez olayının, Türkiye'nin Birleşmiş Mil- letler kararına uyarak asker gönderdiği Kore Savaşı'ndan "farklı olduğunu" söy- ledi. Torumtay, aradan geçen 3 ay içinde Körfez'deki gelişmeleri nasıl değerlendir- diğini soran gazetecilere, "Bu siyasi bir konu. Olay artık tamamen siyasi oldu. Şu anda askeri safhada değil. İş bize diiştü- gü vakit konuşuruz" diye karşılık verdi. Genelkurmay Başkanı Torumtay, iki Almanya'nın birleşmesi dolayısıyla, An- kara'daki Alman Büyükelçiliği'nde veri- len resepsiyonda, gazetecilerin Körfez kri- zi ve sıcak savaş olasılığına ilişkin soru- larını yanıtladı. Torumtay'la, gazeteciler arasındaki diyalog şöyle: — Körfez'deki kriz 3'üncü ayda. Bu asamada krizi nasıl değerlendiriyorsu- nuz? TORUMTAY — Bu artık, tamamen si- yasi bir olay oldu. Yeni bir değerlendir- me yapamam. Tahminde bulunmam da zor. Şu anda iş askeri safhada değil, tah- minde bulunamam. — Turkiye, bir sıcak savaşa hazır mı? TORUMTAY — (Gülerek): Bu, sıcak savaşın durumuna bağlı; — Daha önce, 'Körfezin karnı şiş' di- yerek bir sıcak savaş olasılığına işaret et- miştiniz, şimdi nasıl görüyorsunuz? TORUMTAY — O sözümü biraz abarttılar. O söylediklerim tamamen bir sorunun cevabı idi. — Hava ablukası, Türkiye'yi savaşa so- kabilir mi? TORUMTAY — Hava ablukasının, sa- vaşa girme açısından tehlike yaratacağı- nı sanmıyorum. Askeri uçaklar angajman kurallarına göre hareket ederler. — Füzeler havada imha edilebiliyor mu? TORUMTAY — Dünyada böyle tekno- lojiler vardır. — Turkiye savaşa hazır mı? TORUMTAY — Türk Silahlı Kuvvet- leri, her zaman, her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olmak durumundadır. Bu TSK'nın vazifesidir. Bunu üzelleştirmeye gerek yok. — Şimdi biz, Kore'de olduğu gibi Kör- fez'e asker gönderecek miyiz? TORUMTAY — Durum, Kore'den farklı. (Bu sırada yamna gelen Başbakan Akbulut'a dönerek) Öyle değil mi efen- dim? — SSCB'nin Körfez konusundaki son görüşünü nasıl degerlendiriyorsunuz? TORUMTAY — Bu siyasi bir konu. Akbulut <yanm tamamlayarak): Şim- di ihtimaller üzerinde duruluyor. Birta- kım senaryolar üretiliyor. Biz her senar- yoya doğru ya da yanlış diyemeyiz. ERBAKAN Banş için hakemoldum İç Politika Servisi — Körfez krizine ilişkin olarak Irak ve Suudi Arabistan'a yaptığı gezide liderler arasında banş için hakemlik görevini üstlendiğini savlayan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "Biz alternatif tekliflerimizi ile- lerek banş için gerekli tohumları ektik. Her iki ülkeain en yüksek kurullarında Urtışılıyor. Hayırlısıyla savaş çıkmaya- cak" dedi. Erbakan, konuşmasını 5 nokıada özetledi. Bunlan Körfez barış harekâtı meyanında yaptığımız çalışmalar, Irak- ta durum, taraflann olayla ilgili görüşle- ri, Türkiye'deki yönetimin hatalı tavır ve kararları ile Körfez'de barış nasıl sağla- nabilir, olarak sıralad). Wk A A l i r*-'* I r a J t Devkt Başkanı Saddam Hüseyin, işgtldnı ba Ancmk toplantınıa içeriği hakkında bilgi alınamadı. Irak tarafından 19. il olarak ka- o a a a a i T l J V U V e y i I C y a n a dün Uk kez Kuveyt'e gitti. Kuveyt'te incde- bul edilen Kuveyt'te yaklaşık 430 bin Irak askeri bulunduğu tahmin ediHyor. Saddam'm melerde bulunan Hüseyin, burada bulunan kuvvet komutanlanyla da bir toplantı yaptı. ziyareti Irak televizyonn tarafından yayımlandı. (Fotoğraf: Reuter) TIME Saddam'a suikast tartışmasıABD Başkanı George Bush'un Irak liderinin öldürülmesi emrini verme yetkisi yok. ABD Başkanı'nın yasalardaki bazı boşluklardan yararlanarak 'ölüm fermanı'nı verip vermeyeceği Amerikalı uzmanlar tarafından tartışılıyor. Dış Haberler Servisi — ABD, Kuveyt topraklanndan çekilmeye yanaşmayan ve Batı'ya karşı cihat çağnsında bulunarak "Körfez'de barışı yokuşa süren" Sad- dam'a suikast düzenleyebilir mi? Görü- nüşe göre Amerikan yasalan böyle bir gi- rişimi engelliyor. ABD Başkanı Bush'un, Saddam Hüseyin'in öldürülmesi emrini verme yetkisi yok. Ancak bu konuda ya- salarda bazı boşluklar bulunuyor. ABD Başkanı'nın bu boşluklardan yararlana- rak "ölüm fermam"nı verip vermeyeceği Amerikalı uzmanlar tarafından tartışılı- yor. ABD yasalannda, "Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından istihdara edilen veya onun adına çalışan hiç kimse bir suikast eyleminde yer alamaz, bu ko- nuda hiçbir şekilde işbirligine giremez" biçiminde ifade edilen yasaklama, ABD Başkanı'nı da kapsıyor. Time dergisine göre bazı Amerikalı hukukçular, yasalar ihlal edilmeden Saddam'a suikast düzen- lenebHeceği göruşünü savunuyorlar. Bu- nun için yasalarda açık bırakılmış olan "suikast" terimini yeniden ve açıkça ta- nımlamak gerekiyor. Genel kabul gören bir tanıma göre "Suikast, özel olarak he- def alınmış bir kişinin, siyasal amaçlar doğrultusunda, önceden tasarlanarak öl- dürülmesidir." Birinci olasılık, Irak'a karşı açıkça sa- vaş ilan edilmesi. Bir savaş durumunda, Irak ordusunun sorumluluğunu alan ki- şi, doğal olarak Amerikan askeri gücü için hedef durumuna gelecektir. Açıkça savaş ilan edilmemesi duru- munda ise Birleşmiş Milletler Anayasa- sı'nın 51. maddesine dayanılabilir. Söz ko- nusu madde, bir saldmya uğrayan ve onun yardımına koşan ülkelerin kendi ni savunma hakkını tanıyor. Irak'ın işga- line uğrayan Kuveyt'in, diğer ülkeleri, 51. madde uyarınca yardıma çağırdığı düşü- nülürse, ABD'nin Irak'ı vurması ve Irak ordusunun lideri olan Saddam'ı öldürme- si de yasallık kazanır. Ancak yabancı bir lidere suikast düzen- lenmesi, kimilerine göre ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor. ABD hüküme- tinden bir yetkili, "Suikast, iki tarafı kes- kin bir kıhçtır" diyor; "yabancı bir lide- rin öldürülmesine önayak olmanız duru- munda, misillemeyle karşılaşma tehlike- si her zaman vardır." Adolf Hitler'in 2. Dunya Savaşı'ndan önce öldürülmesinin, on milyonlarca kişinin ölmesini engelle- yebileceği, çok kez tartışılmıştır. Aynı şey, Uganda'da 300.000 kişinin ölümüne ne- den olan tdi Amin ve pekçok lider için geçerli olabilir. Peki bu dununda, yabana bir devlet adamının öldürülmesini haklı çıkaracak koşullann gerçekten oluştuğu- na kim karar verecek? Bu konuda kara- ra varma yetkisi kimseye verilemez ve bu konuda herkesi tatmin edecek bir sonu- ca ulaşmak da olanaksızdır. DIŞBASIN HcralöKSribunc Körfez'de savaşın ağır faturasıCHRISTOPHER FLAVIN * WASHINGTON — Amerikalı politi- kaaların Irak ile girişilecek bir savaşın içerdiği riskin boyutlannı tamamen kav- radıkları *üpheli. Bir savaş durumunda tehlikeye girecek olan yalmz binlerce ya- şam değil, aynı zamanda dünya ekono- misi. Çatışmanın ilk sonuçlanndan biri, tüm dünyada petrol sıkıntısı yaşanması ve benzinin karneye bağlanması olacaktır. Krizin daha ileri aşamalarında, zarar ha- nesine, gelişmekte olan ülkelerin mali çö- küşü, Doğu Avnıpa'de ekonomik re- formların başansızlığı ve dünya banka- cılık sisteminin yasayacağı büylik şok da eklenecektir. Saddam Hüseyin'in birkaç tehdidinin, petrol rıyatlarını 40 dolara çıkarabildiği- ne bakılarak Suudi petrol alanlanna yer- leştirilecek birkaç füzenin nasıl bir etki yaratacağını tahmin etmek güç değil. Bir savaş durumunda, petrol Fıyatlannın va- ril başına 60 ile 80 dolar arasında yerleş- mesi işten değil. Şu anda 38 dolar civannda olan pet- rol fiyatları, bundan üç ay önceki fiyat- ların iki katına çıkmış durumda. 1979'daki Iran İslam Devrimi sırasında, fiyatlann ikiye katlanması, 14 ay sürmüş- tü. Asıl sorun, Suudi Arabistan'daki pet- rol kuyularının günde 7 milyon varilden fazla petrol -ki bu miktar, düoya piya- salarında satılan miktarın 1/3'üne eşit- pompalaması. Bu petrol kuyuları, çatış- manın kalbindeki bir bölgede bulunuyor. Irak'ın tepeden tırnağa silahlanmış en seçkin askeri birlikleri ile bir dizi kısa ve orta menzilli füzesi, bu petrol kuyulan- nın birkaç yüz kilometre ötesinde yerleş- tirilmiş bulunuyor. Petrol kuyusu gibi tesisleri savunmak güçtür. Herhangi bir saldın durumunda -özellikle de kimyasal silahla saldırılırsa- bu kuyularda çalışan 30.000 Suudi işçi- sinin bir kısmı korkarak kaçacak ve ure- tim büyük ölçüde düşecektir. Dünyadaki stratejik petrol rezervleri- nin tamamının devıeye sokulması bile Suudi Arabistan'daki kuyularm üretimi- nin düşmesinden doğacak zararı karşıla- maya yetmeyecektir. Üstelik, bu rezerv- ler sınırlıdır ve 6 ayda sonuna gelinebi- lir. Gelişmekte olan ülkeler ve Doğu Av- nıpa ulusları, en ciddi mali riskle karşı- laşanlar olacaktır. Bu Ülkelerin hiçbiri, ikiye katlanan petrol giderlerini karşıla- yacak durumda değil. Bu ülkelerin, pet- rol borçlarını ödeyememesi, dünya ban- kacılık sistemini krize uğratacaktır. Belirgin bir ABD zaferiyle sonuçlana- cak kısa bir savaş, bu tehlikeyi bertaraf edebilir. Ancak Amerikalı askeri planla- macılar, bu tür bir sonucu yeğler görii- nürken Başkan Bush, böylesi bir çözü- me güvenmeyecek kadar akılh ounalı. Irak'ın askeri liderleri, kanlı yıpratma savaşlarmda deneyim sahibi ve Irak or- dusu, kendi topraklannda ve kendi top- rakları için savaşıyor olmanın mutlak avantajına sahip. ABD ise ele geçirme uğrunda savaştığı petrol kuyularının, sa- vaşın ilk kurbanlan olacağını bilmenin rahatsızlığını yaşıyor. Bizi bölgeye çeken, yalruzca acımasız bir diktatör değildi elbette. Batının ba- şansızlığa uğramış bir enerji politikası, Ortadoğu'da söz sahibi olmak için ileri- yi düşünmeden atılmış adımlar ve ardı ar- dına yapılan diplomatik gaflann da bun- da rolü oldu. Bu hatalar, askeri bir girişimle örtüle- mez. Karşılaşılabilecek tehlikeler, geri dönülmez askeri adımlar atmadan önce tüm diplomatik seçenekleri denememizi zorunlu kılıyor. (28 Eylül) * Yazar, bir siyasi araştırma kurumu olan VVorldvvatch Enstitüsü'nün başkan yar- dımcısıdır. Ankara'da birleşme kutlamasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — İki Almanya'nın kırkbir yıl süren ayn ta- rihlerinin dün sabahtan başlayarak yeni- den birleşmesi, dünyanın birçok başken- tinde olduğu gibi Ankara'da da kutlan- dı. Federal Almanya'nın Ankara'daki büyükelçiliğinin bahçesinde yapılan ve yedi yüz kadar davetliyi bir araya geti- ren resepsiyonda kadehler dolusu şa- mpanya içildi, kilolarca Ahnan sosisi yendi. Aralannda Cumhurbaşkanı Tur- gul Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Yıldınm Akbulut, Genelkur- may Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, DYP lideri Süleyman DemireTin yanı sıra çok sayıda hükümet Uyesi, siyasi parti temsilcisi, Türk ve yabana diplomatlar- la gazetecilerin bulunduğu konukların başlıca konuşma konusu ise Almanya de- ğil, Körfez kriziydi. Dev ağaçlar ve sonbahann sarartama- dığı çimler üstünde yapılan kutlama tö- reni, Türk ve Federal Alman ulusal marş- lannın çalınmasıyla başladı. Alman mar- şının 'Deutschland Deutschland über alles" şeklindeki ünlü dizeleri, "Büyük Almanya, dünya lideri Almanya" plan- lannı çağrıştınrken iki Almanya'nın bir- leşmesinin 'banşcı' mesajını Büyükelçi Ekkehard Eickhoff verdi. Eickhoff kısa konuşmasında, birleşmenin yolunu "bü- yük bir cesaretle ve kan dökülmesine ge- rek kalmadan ilk açanlann Demokratik Ahnan Cumhuriyeti'nde yaşayan Alman- lar okhığunu" söyledi. Ankara'daki hemen hemen bütün dip- lomatik misyon şeflerinin eşleri ile birlik- te gelerek renkli bir ortam oluşturduklan kutlamanm son dakikalanna yetişen Cumhurbaşkanı Özal, Erdem, Akbulut, Torumtay, Büyükelçi Eickhoff ve eski Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu ile ayrı bir köşede oturarak sohbet etti. Sohbet- te Halefoğlu'nun Almanya'nm birleşmesi konusundaki izlenimlerini geniş biçimde anlattığı, Başbakan Akbulut'un ise ses- siz kaldığı dikkat çekti. Başbakan Akbulut, bir ara Genelkur- may Başkanı Torumtay ile birlikte gaze- tecilerle sohbet etti. Akbulut, Körfez ko- nusunda çeşitli senaryolar üretildiğini be- lirterek, "Eğer sıcak savaş olacaksa, bu- na Birleşmiş Milletler'in karar vermesi- ni tercih ederiz. Yapdması gereken odur" dedi. Genelkurmay Başkanı Torumtay da ABD'nin yönetiminde bir BM komu- tanlığı kunıünasının beklenebileceğinden söz etti. Torumtay, Türkiye'nin böyle bir harekâta ne düzeyde katılacağı sorusu- na ise Başbakan'a bakarak, "BM komn- tanlığındaki bir orduya hangi büiiklerle kablacağımız konusunda verilecek karar tümüyle siyasidir. Siyasi yetkililer, bu ka- rarı verirse biz de uyanz" yanıtını verdi. Akbulut'un daha 'konuşkan' olduğu ortamlarda tran Büyükelçisi Bagheri ile Suudi Arabistan Büyükelçisi Mukyeddin Hoca vardı. TBMM'de birleşik Almanya kutlandı TBMM Genel Kurulu'nda yapılan gündem dışı konuşmalarla iki Almanya'-. nın birleşmesi kutlandı. Devlet Bakanı Kâmran Inan, "Komünizm, maglubiye- tini kabul etmiştir. Birleşik Almanya dev- letinin doğuşunu sdamlamak istiyorum" dedi. ANAP Kayseri Milletvekili Recep Er- gun, iki Almanya'nın birleşmesinin 2. Dünya Savaşı sonrası barışın pekişmesi anlamına geldiğini bildirdi. Ergun, Bir- leşik Almanya'nın demokrasi ve hürriye- tin zaferi olduğunu söyledi. Artık yeni Almanya'yı Ankara'da temsil edecek olan büyükelçüiğin bahçe- sinde ve salonlannda geceye kadar süren kutlamalarda da en çok seslendirilendi- lek 'dünya barışı'ydı. İstanbul Öte yandan dün akşam Istanbul'daki Alman Konsolosluğu'nda da bir kutla- ma gecesi düzenlendi. Konsolos Dr. Mül- ler Chorus'un yanı sıra Istanbul'daki işa- damları, Türk, Alman ve yabancı ülke- lerin diplomat çevrelerinin katıldığı ge- cede konuklar konsolosluk bahçesine ku- rulan dev çadırın içinde orkestra eşliğin- de Almanca şarkılar söyleyip dans etti- ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle