Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 1990
Isnıet Inönü
Sanat Merkezi
İZMİR (AA) — Izmir Fuan
alanındaki Mehtap Bahçesi'nin
yeniden dUzenlenmesiyle oluştu-
rulan kültür ve sanat merkezi-
nin adı, "İZFAŞ Ismel İnönü
Sanat Merkezi" olarak belirlen-
»i.
İZFAŞ Genel Müdürü Setami
Gürgüç, dün düzenlediği basın
toplantısında, Izmir'de nitelikli,
cağdaş kültürel ve sanatsal et-
kinlikler gerçekleştirilmesi he-
deflenerek oluşturuJan kültür ve
sanat merkezine ad konulması
amaayla yapüan anketin sonuç-
landığını bildirdi.
Gürgüç, Izmir'deki çeşitli
meslek gruplanndan vatandaş-
lann önerilerinin değerlendiril-
diği ankette, isteklerin, merke-
zin adının İZFAŞ tsmet İnönü
Sanat Merkezi" olması uzerin-
de yoğunlaştığmı belirtti.
DISA«JD
VVASHINGTON'DA KADINLAR İÇİN PROTESTO — Kadınlara daha çok sosyal güvence
verilmesini isteyen bir grup. önceki gıin Washington'da geniş çaplı bir gosteri düzenledi. Gnıp
militanlan AIDS'li kadınlara hastalık sigortası bağlanmasını iste>erek hâlâ bu hastalıga ya-
kalanan kadınlara hiçbir sosyal sigorta yardımı yapılmamasını kınadılar. (Fotoğraf: Retıter)
Soydaşlann
psükolojisi
ERZURUM (AA) — 1989 yı-
lında Bulgaristan'dan zorunlu
göçe tabi tutulan soydaşlanmı-
zın psikolojik durumlan araştı-
nldı. fstanbul Universitesi Ede-
biyat Fakültcsi Psikoloji Bölü-
mü Başkanı Prof. Dr. Begton
Togrol, yapüan araştırmada,
soydaşlann «n çok, kendilerine
"Bulgar" denmesine içerledik-
lerinin belirlendiğini söyledi.
Prof. Dr. Toğroi, soydaşlann
Türkiye'de hoşlanna en çok gi-
den unsurlann başında Tûrkçe
konuşmak, özgürlük, bolluk,
mağaza ve mal çokluğu, ışıklı
şehirler, aydınlık yollar, tarihi
eserler ve zengin müzelerin gel-
diğini bildirdi. Soydaşlann en az
hoşuna giden şeyler ise pahalı-
lık, Istanbul'un kalabalığı ve
şehrin pisliği.
CUMHURİYET/15
VİETNAM'DA MANDA DÖVÜŞÜ — Vietnam'da gHeneksd olan, ama 44 yıldır hiç yaprl-
mayan bir eglence geçen günlerde gerçekleştirildi. Bir gnıp çiftçi ve balıkçı bir araya gelerek
1946'dan bu yana ilk kez manda dövüştürdü. Sadece orta yaşlı ve yaşlı kuşak Vietnamhlann
bildikleri bu manda dövüşii gençlerin de çok hoşuna gitti. (Fotoğraf: Reuter)
H ABERLERİN DEVAMI
Özal Asil Nadir için devrede mî? Inönü: Her SHPnin yeni yönetimi
(Baftanfi 1. Sayfada)
ran, Reuters'e yaptığı açıklama-
da, özal'ın konuyu kişisel ola-
rak izlediğini belirtirken, Cum-
hurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya To-
peri ise, "Sayın Cumhurbaşka-
nıımjın bn konuyla olan ilgisi
herhangi bir olayla UgUendigi
kadanfar" dedi. öte yandan Asil
Nadir'in Kuzey Kıbns'ta yayım-
lanan gazetelerinden 85 çaiışa-
nı işten çıkardığı bildirildi.
AsU Nadir ve Türkiye ilişkisi
hakkında "Financial Times"da
yayımlanan bir haberde, Cum-
hurbaşkanı TAırgut özal'ın,
PoUy Peck konusunu geçen haf-
ta sonunda New York'ta tngil-
tere Başbakam Margaret Thatc-
"-er Ue görüştüğü beürtUdi.
Türkiye Cumhurbaşkam, PoUy
Peck olayına müdahale ediyor"
başlıklı haberde, özal'ın Thatc-
her'a, AsU Nadir hakkındaki id-
dialann kanıtlanıp kanıtlanma-
dığını sorduğu, Thatcher'ın ise,
konunun tngiltere hükümetini
Ugilendirmediğini ve halen "Agır
Dolandıncüık Bürosu" tarafın-
dan soruşturulduğunu söyle-
mekle yetindiği kaydedildi. Fi-
nancial Times'ın haberinde ay-
nca, "Türkiye Cumhurbaşkanı-
nın, olayın Ankara Ue Londra
arasındaki ilişkileri de etkUeye-
bUecegi uyansında bulunduğa
bildiriliyor" dendi. Gazete,
Cumhurbaşkanı özal'ın girişi-
minden, "merkezi tngiltere'de
olan ve meyve, elektronik eşya
ticareti yapan bir şirket konu-
sunda Ozal'm bu müdabalesi
ahşılmadık bir davranış ve PoUy
Peck'in geleceği hakkında ne
denM güçlü duygularla dokı oJ-
dufunu gösteriyor" şeklinde soz
etti. Gazete, "Nadir, Özal'ın
dostu ve yakın siyasal müttefigi-
dir" dedi.
Financial Times'ın birinci
sayfasından verdiği habere ek
olarak, ikinci sayfası da tümüyle
PoUy Peck'e aynldı. "Türk lo-
kumu, Nadirin sıkıntısını gide-
rebilir" başhklı değerlendirme-
de, AsU Nadir-özal Uişkisi ele
alınarak şu görüşlere yer verU-
di:
"AsU Nadir'in en yakın müt-
tefiği Turgut Özal'dır. Kendinin
ve şirketinin geleceği bu ittifa-
lun nereye kadar gktecegine bag-
h. Türkiye Cumhurbaşkanı acı*
sından da AsU Nadir önemli bir
müttefik. Basının Özal ve ikti-
<lar partisine karşı durdugu bir
jrtamda, iki önemli gazete Ue
ülkenin en tanınnuş dergisini sa-
tm alarak bunian hükumeti des-
tekleyen kurnluşlar haline getir-
di. Nadir aynı zamanda Türki-
ye'nin en hızh gelişen iş adamı.
Diger bolding gnıplan ise Özal-
ın muhalifi."
Uzun değerlendirmede,
özal'ın Polly Peck için bir kur-
tarma operasyonu düzenleme
olasüığı da ele alındı. "Perde ar-
kasından Nadir için bir kurtar-
ma operasyonu düzenlemek
özal için siyasal bakımdan çok
lehlikeli olur. Hükümette bUe
Asil Nadir
5
! elestirenler var.
Bunlar ANAP'ın daha çok kök-
tenci, dinci kesiminden geliyor.
Serbest piyasa savunucusu Özal
daha önce de kenara çekilerek
özel girişimcilerin batmasına se-
yirci kalabüdL AsU Nadir'i kur-
tarma operasyonu bir eleştiri
korosunu harekete geçirir. Hem
de sadece muhalifieri arasında
degü. Secimini boykot eden mu-
halefet partileri tarafından dev-
let başkanı olarak tanınmayan
Özal için siyasal tercih yapma
suçlamalan özelükle tehlikeii
olur. Bir çözüm, Türkiye'deki
Vestel ve Meyna'nın desteklen-
mesi ve hükumetin AsU Nadir
Ue arasına bir mesafe koyması
olabilir."
Enflasyon
(Baftanfi 1. Sayfada)
yüzde 7 gibi bir tırmanma içine
sokması önümuzdeki aylarda
akaryakıta yapılacak zamlann
yılhk hedefi büyük ölçüde etki-
leyeceği tahminini yaptırtıyor.
1990 yüında enflasyonun Körfez
krizine rağmen yüzde 41.5 dola-
yında olacağını savunan Devlet
3akanı Güneş Taner'e göre
akaryakıt zamlarının endeksler
üzerindeki etkisi yüzde lO'da ka-
lacak.
DİE'nin toptan ve tüketici fi-
yatlanna göre hesapladığı enf-
lasyon rakamlanna ilişkin kaba
bilgilerin dün Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a sunulduğu öğre-
nildi. Kesin rakamlar ise bugün
kamuoyuna açıklanacak.
Financial Times, Polly Peck-
in Türkiye ve Kıbns dışındaki,
dünya çapında faaliyetleri için
neden Türk bankalannın Ingi-
liz bankalanna garanti vermesi
gerektiğini Türk yetkililerinin
anlayamadıklanru da ekliyor.
"Independent" ise, Asil Na-
dir'in New York'ta 3 büyük
Türk bankasırun başkanları Ue
göruştügünü yazdı. Ancak Türk
Hazinesi ile TC Ziraat Bankası-
nnı, PoUy Peck için herhangi bir
"kurtanna operasyoan" plan-
lanmış olmadığını açıkladıklan-
nı kaydetti.
ABD'de Polly Peck
Polly Peck'in kısa vadede çö-
zülmesi gereken nakit sorunu,
şirkete kredi açrruş olan mali ku-
ruluşlann, gelişmelerden olum-
suz etkilenmelerine neden oldu.
lngiliz bankalannın kısa vadeli
kredi vermeye yanaşmayacaklan
haberlerine, Amerika'dan da
olumsuz haberler eklendi. Ame-
rika'da hisse fiyatlannın normal
piyasa fıyatlarına oranla daha
yüksek olduğu ve "Grey
Market" diye bilinen piyasada,
Polly Peck hisse değerinde düş-
me gözlendi. PoUy Peck hisse-
leri 110 peniden 85 peniye indi.
Uluslararası kredi değerlendir-
me kurumu "Moody Investor
Services" de PoUy Peck'in kısa
ve orta vadeli borçlannın değe-
rini düşürdü. "Moody"nin açık-
lamasında, bu karann nedeni
olarak, "Agır Dolandıncılık Bü-
rosu'nnn soruşturması, Lond-
ra'da hisselerin saüşına hâlâ bas-
buunaması ve şirketin kısa vade-
li borçlannın yüksekligi" göste-
rildi.
Kısa vadeli borçlar
PoUy Peck'in kısa vadede ih-
tiyaç duyduğu miktar, çeşitli
kaynaklar tarafından farkh şe-
kilde, 100 Ua 250 milyon sterün
(500 milyar Ua 1 trilyon 250 mU-
yar lira) arasında hesaplamyor.
Bu kadar büyük bir miktann ne
kadannın Türkiye'den sağlana-
bileceği konusunda finans çev-
releri kuşku belirtiyorlar.
"Financial Times" ve "Daily
Telegrapb" gazetelerine göre,
Polly Peck'in 550 milyon sterlin
tutarındakı borçlannın konsor-
siyumun yöneticisi "Credit Su-
isse First Boston" Bankası,
Polly Peck'e dahil olan "Del
Monte Fresh Produce BV" adı-
na bankalara yaptığı 15 milyon
dolarlık ödemenin, PoUy Peck
tarafından "karsuanmadıgr ge-
rekçesiyle, bu miktan şirketten
geri istedi. ,
PoUy Peck'e açtığı 50 milyon
sterlinlik kredi Ue şirketin iş yap-
tığı en beUibaşlı banka sayılan
"Standard Chartered Bank", ya-
nn şirketin nakit sorununu gö-
rüşmek üzere diğer 50 kadar il-
gili bankayı toplantıya çağırdı.
Asil Nadir'in, bu arada Türki-
ye'de nakit sorununu çözmeye
çalışacağı ve bankerler toplan-
tısına Türkiye"deki temaslan
hakkında bügj vermesi bekleni-
yor. PoUy Peck'in tek bir ban-
ka ile büyük ölçüde iş yapma-
ması sorunu ağırlaştınnakta.
Şirket Ue kısa vadeli iş yapan
bankalann, yeni yüklenime gir-
mekten kaçınacaklan görüşü
egemen. Kolektif sorumluluğu
dağüan bankalar arasında, bü-
yük ingUiz bankaJarı olmaması
da PoUy Peck'in lngiliz mah' pi-
yasasından yardım bekleme şan-
sını azaltıyor. Nitekim Financi-
al Times gazetesi, Asil Nadir'in
Amerikan "Kidder Peabody"
yatınm bankasını ikna etmeye
çalıştığım, bankanın da cuma
günü Londra'daki toplantıya
temsilci göndereceğini yazdı.
PoUy Peck'in borsada yeniden
işleme geçebilmesi için, şirkete
dışandan mali danışman olarak
atanan muhasebe fırması "Co-
opers and Lybrand Deloitte"in
3 hafta içinde bir mali rapor ha-
zırlaması bekleniyor. Raponın
sonucuna göre şirket hakkında
borsa yeniden karar verecek.
lngiliz "Channd 4 ve ITV"
Televizyonu ise, hisse usulsüz-
lükleri iddialarmda sürekli adı
geçen Jason Davies'in lsviçre*de
peşine düştü. Televizyonun saat
19 ve 22 haber bülteninde ya-
yunlanan haberde, Davies'in evi,
"Kocam bnrada degiT diyen
kucağında çocuğu ile kansı, evin
dışındaki özel "koruma"lar, Da-
vies'in yöneticisi olduğu "Nadir
Investments"in ofıs olarak kul-
landığı çiftlik evi ve televizyon-
culardan kaçan bayan avukatı
gösterildi. Haberde aynca, ge-
çen hafta ortaya çıkan "Behçet
Ali" olayında adı geçen "Rho-
ne Finance SA" adlı şirketin ka-
pısında televizyon ekibinin bir
güvenlik görevlisi tarafından
tartaklanması da görüntü ola-
rak yer afdı.
öte yandan, PoUy Peck'in
Türkiye'deki yatırımlanndan
elektronik cflıazlar ureticisi Ves-
tel'in Yönetün Kurulu Başkanı
Tahsin Karan, Reuter Ajansı'na
yaptığı açıklamada, Polly Peck
Grubu'nun acil ihtiyaçlannı kar-
şılamak için 100 milyon dolara
ihtiyacı olduğunu ve Türk hükü-
metinin yardım için çaba sarf et-
tiğini belirtti. Muhtemel bir mali
yardım konusunda konuşmak-
tan kaçınan Karan, Reuter mu-
habirine, "Cumhurbaşkanı Tnr-
gut Özal, konayu kişisel olarak
takip ediyor" dedi. Karan,
Londra'ya Vestel'den bir nakit
transferi olmayacağını da sözle-
rine ekledi. Ancak Reuters, Kıb-
ns'taki bazı kaynaklara dayana-
rak, grubun Londra'ya fon kay-
dırmaya başladığını Ueri sürdü.
Kıbns'ta işten çıkarma
Kıbns temsilcimiz Izzet Rıza
Yalın'ın haberine göre, AsU Na-
dir'in Kuzey Kıbns'ta yayımla-
nan gazetelerinden 85 çalışan iş-
ten çıkanldı. Bu arada Asil Na-
dir'e bağlı kuruluşlarda "tasar-
ruf gendgesi" yayımlandı.
Lefkoşa'da AsU Nadir'in ük
olarak iki yıl önce yayına sok-
tuğu "Kıbns" gazetesinden, ilk
ağızda 47 kişinin işine son veri-
Urken, Gazi Magosa, Güzelyurt
ve Girne'deki büroları da kapa-
tüdı. Bıiro şeflerine "parça başı''
çalışma önerildi. Asil Nadir'in
diğer gazetesi "Bozknrt"ta da 38
kişinin çıkarıldığı öğrenildi.
"%nigüıı" gazetesinde ise henüz
bir çıkış işlemi yapılmadı. Ga-
zete Dergi Dağıtım Şirketi'nde
(GADEDA) bazı calısanlann iş-
ten çıkanlacağı öğrenildi.
Nadir Şirketler Grubu'ndan
ayn, özerk olarak çalışan ve bLt-
çeleri ayn olan gazetelerden çı-
kanlanlann genellikle teknik ve
büro elemanlanyla muhabir dü-
zeyindeki gazetecilerden oluştu-
ğu gönildü. Bu kişilerin sendi-
kasız ve sözleşmesiz olduğu da
öğrenildi.
"Kıbns" 10 bin, "Bozknrt" 7
bin ve "Yenigün" de 2 bin dola-
yında satıyor. Bu gazetelerin ya-
yınının sürüp sürmeyeceği ya da
bazılarının birleştiriîmesi konu-
sunda, "grubun" bir karar vere-
ceği de söyleniyor. Nadir Şirket-
ler Grubu'ndan bir yetkiü, "iş-
ten çıkannalan" doğrularken,
"Nadir Şirketler Grubu'na bağb
kuruluşlardan işten çıkarma ol-
madngım" bildirdi.
Cumhurbaşkanı'nın
ilgisi
PoUy Peck Ue Ugili gelişmele-
rin Türkiye'de en üst düzey yet-
Tûketici fiyatlarıyla aylık enflasyort
J
!
A
...
\,».1
\
\ /
/
/
•2.5
MAHT NISAN MAYB HAZJRAN|TE»«lÛz AĞÜSTOS EYLÜL
1 9
«> ŞU8AT
OCAK
•Kescı rakam buoûn DIE tarafından acıkianacak •*•'
kililerce de yakından Ugilenildiği
haberleri konusunda Cumhur-
başkanlığı yetkilileri herhangi
bir yorum yapmaktan kacındı-
lar. Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü
Kaya Toperi, Cumhuriyet mu-
habirinin konuyla ilgili sorusu
üzerine şu açıklamayı yaptı:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın
bn konuyla olan ilgisi herhangi
bir olayla Ugilendigi kadardır.
PoUy Peck açıklamasuda bah-
sedilen üst düze> Türk yetkililer
denilince neden aklınıza Sayın
Cumhurbaşkanı geliyor? O ko-
nuyla UgUi birçok ekonomiden
sorumlu bakan var, aynca Sayın
Başbakan var, konu IngUtere'yi
UgÛendirmektedir. Bu konnda
herhangi bir degerlendirmemiz
yok."
Adı geçen bankalar
Francial Times tarafmdan ön-
ceki haberlerinde Asil Nadir'e
kredi verecek bankalar arasında
adı geçen Vakıflar Bankası Ge-
nel Müdürü lsmet Alver, Cum-
huriyet'in sorusu üzerine, "Asil
Nadir gnıbuyla ilgili bankamı-
zın herhangi bir girişimi
olmadı" dedi. Alver, Vakıflar
Bankası'nın Asil Nadir grubu Ue
kredi ve bankacılık hizmet iliş-
kisi bulunmadığını bildirerek,
"şimdiye kadar, bankamıza soz
konosu şirketler grubandan ya
da hükümet kanadından konuy-
la ilgili yazıh ya da sözlü hiçbir
girişim olmamıştır" diye konuş-
tu. Alver, gelişmeleri basından
izlediğini belirterek, "bu konu-
da Vakıflar Bankası'na herhan-
gi bir talep geleceğini de
Mtnmadıgını" sözlerine ekledi.
Aynı haberde adı geçen Yapı
ve Kredi Bankası'nın Genel Mü-
dürü Burhan Karaçam da Asil
Nadir'le herhangi bir temasları-
nın olmadığını söyledi. Yalnız-
ca Vestel Ue iş ilişkisi içinde ol-
duklannı anlatan Karaçam,
"Geçen hafta çarşamba günü
Divan Oteli'nde Vestel Yönetim
KuruİD Başkanı Tahsin Karan
baa banka temsUcilerini yeme-
ge davet etti. Bize bilgi verdi,
alacaklı olanbrdan ek teminat
istoenlere vermeye hanr olduk-
lannı belirterek, kâr zarar be-
saplannı verdi. Vestel'in mali
durumu gayet iyi. Bunun dışın-
da bizim Asil Nadir grubuyla
bir temasunız olmadı" dedi. Ka-
raçam kredi verme şartlanmn
belli olduğunu, risk karşılığmda
yeterli teminat verecek herkese
kredi vermeye açık olduklannı
da sözlerine ekledi.
Haberde adı geçen Ziraat
Bankası ve Emlak Bankası ge-
nel müdürleri ise özal'ın ziyareti
ve IMF-Dünya Bankası toplan-
tılan dolayısıyla bulundukları
ABD'den Türkiye'ye dönme-
mişlerdi.
(Baştamfı 1. Sayfada)
partide bir araya geimesi TirU-
ye'de sosyal demokrasiain ikti-
dara gdmesini hıztaadıracak,
kolaylaştıracakbr.
Iktidar olduğu zaraaı yapa-
cagı bizmeti de daba etldn bir
hale getirecektir. Bu yüzden aziz
bir özlem olarak yaşıyor. Dün
(önceki gün) bir arkadaşımızın
bana sert bir olumsuz cevap ver-
digini gördünüz. Ama bu cevap
durumu degiştirmiyor. Biz niçin
siyaset yapıyoruz. Kendi kişisel
özlemlerimiz gerçeklessin diye
degil. Onun için başka çok da-
ha kolay yollar var. Siyaset yap-
mamiMn tek amacı, halkın öz-
lemlerini gerçeklestirmek."
Konuşmasında halkın birta-
kım kalıcı özlemleri olduğuna
dikkati çeken tnönü sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Zaman içinde degişmeyen
geniş bir halk Idtlesinin sahibi
olduğu özJemler var. Biz halka
dayanan siyasetçiler olarak on-
lan gerçeklestirmek için ugraş-
mıyacagız da ne için ugraşaca-
gu. Ve bunlar içm ugraşırken bir
arkadaşun çıkar da bana sert bir
dille cevap verirse ne çıkar? Hiç-
bir sey çıkmaz. Bu özlemler de-
vam ettigi sürece ben bu özlem-
leri düe getirmeye ve buntan ger-
çekleştirmek için her zaman da-
ha degişik yobr aramaya devam
edecegim. Bir yol olmazsa, baş-
ka bir yola dönerim. Çünkü bu
halkın özlemidir. Ben hayabmı
halkın öztemfcrhıe adadım. Do-
layısıyla hiç bir sekilde bana ve-
rtten ters cevaplardan almmıyo-
rum. Yolumun ne oldağnnu bi-
Hyonım. Bu yolda sizinle bcra-
ber Uerlemek de en aziz ama-
cımdır."
Asrın en
(Baştarafı 1. Sayfada)
"tki Almanya'nın birleşmesi
Ue serbest rekabete, hürriyete ve
insan haklanna dayalı demok-
ratik rejimin vatandaşına sagla-
dıgı refahın; devletçi teşebbüse,
tepeden idareye, katı bürokrasi-
ye dayalı bir rejimin vatandaşı-
na dagıtmayı uygun gördügü re-
fahtan kat kat nstün olduğu
meydana çıkmıştır. Degerinin
çok iyi bUinmesi gerektigine
inandığım bu neticeyi almakla
her iki Almanya'nın büyük fe-
ragat, sabır ve siyasi basiret gös-
teren yöneticilerine takdirlerimi
dile getiriyorum. Bir savaş son-
rasının getirdiği sonuçlan, bir
banş süreci içerisinde tashih
ederek büyük bir uzlaşma ve
ahenk içinde herkesce kabul edi-
len bir formüle bağlamak tarih-
te ilk defa vuku buluyor. Bu 50
sene almıştır."
Ecevit: Niye destek
(Baftarafı 1. Sayfada)
toplanan SHP PM'sinin görev
dağıhmını yaptıktan sonra bu
hafta sonundan itibaren yurda
dağılıp örgütleri ziyaret etme
karan aldığı öğrenildi. Bu ara-
da genel merkez yöneticilerinin
yurt gezilerinden sonra MYK
olarak bir "çalışma programı"
hazırlayacakları ve bu ay orta-
lannda toplanacak PM'ye suna-
caklan belirtüdi.
SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü, yeni seçilen parti mecli-
sinin (PM) ilk toplantısında
SHP'nin gündemini "parti içi
egitim, yerel yönetimlerin eşgü-
dümü, gölge kabine, parti üye-
liklerinin düzenlenmesi ve ikti-
dan degiştirmek" olarak açık-
ladı. öte yandan önceki gün iti-
razlar üzerine yeniden yapılan
sayım sonucu Atflla Sav ile Ali
Uyar'ın üyelikleri düşerken,
yerlerine tsmail Cem Ue tstemi-
han Talay, PM'nin yeni Uyeleri
olarak girdiler.
SHP PM, dun yeni uyeleriy-
le toplandı. Ayla Akbal ile üye-
liğe yeni seçildiği itiraz sonucu
belli olan tsmail Cein'in katıl-
madığı toplantının açış konuş-
masını yapan İnönü, kurultay
ile demokrasi içinde her türlü
sorunu çözebileceklerini ortaya
koyduklannı anlattı. Inönu,
PM'yi "uygulamalı iktidar
programı" olarak nitelediği yeni
dönem çahşmalannı gözden ge-
çirmek üzere en geç 10 gün için-
de yeniden loplanmaya cağınr-
ken, iktidan, Körfez krizini ba-
hane göstererek yaptığı zamlar
nedeniyle sert bir biçimde eleş-
tirdi.
İnönü, PM*deki konuşmasın-
da, "uygulamalı iktidar progra-
mı"mn ana hatlannı şu nokta-
larda topladı:
"Parti içi egitimi hemen baş-
latacagız. Bu, Türkiye'de geç-
mişte de uygulanmıştır. tllerden
başlayarak, Uçelere giderek bü-
tün partililere ulasacagız ve par-
ti poiitikalannı, iktidar progra-
mımızı anlatacağız. Üyelerimi-
ze sahip çıkacagız. Üye kimlik
kartlannı düzenli bir şekilde da-
gıtacagız. Yeni üye yazımı da bu
esaslara göre sürecek. Bu çalış-
malan başlattıgı için geçmiş yö-
netime teşekkür ediyorum. Bn
arada her türlü yanlış anlama
ihdmaiine karşı da üyelik itiraz-
lannı ve üye yapümayanlann
dnrumunu da gözden geçirece-
Yerel yönetimlerde, iktidar,
basından beri bize zorluk çıka-
nyor. Yerel yönetim birimimi-
zin daha çok güçlendirilmesi
şarttır. Burada daha çok arka-
daşı görevlendirerek yerel jöne-
timler arasında da bir eşgüdüm
sagiayacağız ve en büyük deste-
gi verecegiz.
Genel merkez ve parlamento
grnbunu en Ueri bir ahenk ve iş
(Baftarafı 1. Sayfada)
mı?" sorusuna yanıt verir-
ken de SHP'yi eleştiren Ecevit,
"Benim devletçUikten kuşkula-
nm, demokrasiyc bağlılıgımla
ortaya çıkü. Ama şn alO oktan
birisinin modası geçti demek
kolay degildir. SHP bunu söy-
leyemiyor" dedim.
Ege Genç tşadamlan Derne-
ği'nce (EGİAD) düzenlenen "böl-
ge toplanüsı"nın dun yapılan il-
kinde davetli konuşmacı olarak
katüan DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit ucakla tzmir'e geldi.
Adnan Menderes Havaalanı'-
nda EGİAD Başkanı Bülent Şe-
nocak tarafından karşılanan
Ecevit toplantının yapıldığı Bü-
yük Efes Oteli'nde Körfez kri-
zi, Türk ekonomisine etkileri,
dünyadaki ekonomik ve siyasal
etkileri, konulannda konuştu.
Egeli genç iş adamları toplan-
tıda Ecevit'in sorulannın bitme-
sinden sonra kendisini soru yağ-
rauruna tuttular. Ali Nail Kübalı
adlı iş adamırun "Artık okun,
devletçUik okunun önemi kalma-
dı mı?" sorusuna Ecevit, şu ya-
nıtı verdi:
"1961'de Doğan Avaoglu Yön
Dergisi'ni çıkartagında kaO dev-
letçi bir bildiri hazırlamıstı. Ben
buna imza atmadım. Devletçilik-
le ilgili kuşkulanm o yıUarda baş-
ladı. Bunun nedenleri de ekono-
mik olmaktan çok, siyasaldı.
DevletçUikten kuşkum, önce de-
mokrasiye baguhğımdan ortaya
çıkü. CHP getenegi içinde bu dü-
şıincelerimi çok açıklıkla dile ge-
tiremedim. Şu altı oktan birinin
modası geçti, demek kolay degil-
dir. SHP bunu söylemiyor. Hiç
kimse program kurultayı yapa-
lım, devletçilik okunu çıkaralım
diyemiyor".
bölümü içinde çalıştırarak göl-
ge kabineyi oluşturacağız. Bun-
dan yanlış anlamalar çıkmasm.
Bu işbolumünde görev alanlar,
iktidara geldigimizde mutlaka
bakan olacak degil. Ancak bu
gölge kabine, iktidann uygnla-
malanna karşı güniük beklenti-
lere cevap verecek ve bizi de ik-
tidara hanr hale getirecektir. Bu
uygulama, başka partilerde
yok. tnanıyorum ki onlar da ile-
ride uygulayacaklar ve bu Türk-
iye'de demokrasi için yeni bir
aşama olacaktır. PM'nin öner-
digi isimleri parlameato grubu-
na da götürerek bunn kısa bir
sürede gerçekleştirmeye çalışa-
cagız."
İnönü, bütün bunlann iktida-
ra gelmek için yetmeyeceğini,
halkın katılımını da sağlamak
gerektiğini vurgulayarak şöyle
dedi:
"Halk bana, 'Parti içi sorun-
ları çözdünüz, peki bizi bu ikti-
dardan ne zaman
kurtaracaksımz' diyor. Halkın
beklentisi bu. Halkımızın bek-
lentisi bu duzeyde ise iktidann
degişmesi için biz onu ortaya
koyacak hareketleri önümüzde-
ki dönemde yapacağız. Bir ta-
raftan işbölümunü en iyi şekil-
de kurarken, öbur taraftan da
halkm iktidan istemedigini açık-
ça ortaya koyacak hareketler
yapacağız. Bu ikili strateji bizi
iktidara götürecek. Bu bekkn-
tileri halkın katıhmıyla doruk
noktasına götürecegiz. Türki-
ye'de demokrasi artık yerleşmiş-
ftr. Halkın katılunı Ue hareket-
ler olursa bundan şu ya da bu
tehlike çıkar diye bir korkuya
kapılmaya gerek yok. Bu stra-
teji, bizi iktidara götürecekür.
Bunu açıkça soylemekten kork-
muyomm. Çunkü açık bir öz-
leme cevap veriyorum."
tnönü'nün konuşmasından
sonra parti meclisinin basına
kapalı bölümünde, gündemin
Uk maddesi olan secimlere geçU-
di. Yapılan oylamada Diyarba-
kır MilletvekUi Hikmet Çetin,
40 oy alarak genel sekreterliğe
seçildi. Bunun dışında MYK
uyeUklerine seçüenler ve aldık-
lan oylar şöyle: Güneş Gürseler
39, Ertuğrul Günay 39, Cevdet
Selvi 39, Hasan Zengin 41,
Mehmet Moğultay 39, Yiğit Gü-
löksüz 38, Türkân Akyol 40,
Seyfi Oktay 40, Vamık Tekin
40, Abdülkadir Ateş 41, Ekrem
Kangal 41, Yüksel Çengel 39,
Tahir Köse 41.
Parti meclisinin basına kapalı
bölümünde, önce kadın sorun-
lan ve irticai faaliyetler konusu
gündeme getirüdi. Ardından da
parti içi af konusu değerlendi-
rildi.
Baykal, İnönü'yü
kutladı
Bu arada SHP eski Genel
Sekreteri Deniz Bavkal, dun Ge-
nel Başkan Erdal Inönü ve yeni
Genel Sekreter Hikmet Çeön'i
odalannda ziyaret ederek kutla-
dı. Baykal, Inönü'ye, "Umnyo-
rum bu kurulUy size kmrnhay
öncesuıde sahip ohmadıgmıı ek
olanaklan, ek fırsatlan getire-
cektir ve getinniştir. Bu fırsat-
lan degerlendirerek temel ama-
cımıza, temel hedefimize daha
hızlı, daha etkin bir biçimde
ulaşma dunımunda olacagu"
dedi.
İnönü, odasında çikolata ik-
ram ettiği Baykal'ın kendisini
kutlamasının, "çok degern" ol-
duğunu belirterek ziyareti, "de-
mokratik bir yanşın sonucuno
herkesin kabul ettigini gösteren
bir örnek olarak" nitelendirdi.
İnönü, "bundan sonra da par-
tiye herkesin katkılarını
beklediklerini" söyledi.
Baykal da her türlü göreve ve
katkıya hazır olduğunu belirtti
ve parti içi demokrasinin kurul-
taym beklediği gibi yaşatıhnası-
nın önemine işaret etti. Baykal,
"Sosyal demokrat hareketin bn*
tünleşmesini ve sosyal demokrat
hareketin iktidara taşınmasını
gerçekleştirecek bir şartı da ku-
rultay koymuş bulunmaktadır.
Bunu da en iyi şekilde kullana-
cagınıza inanıyonım, güveniyo-
rum ve başanlar diliyorum" di-
ye konuştu. Inönu de bu sözler
üzerine, "Teşekkür ederim. Bu
söderiniz benim için çok deger-
U. Kendinize has etkfleyid ve ça-
rpıcı bir şekUde çok güzd aniat-
tınız. Bunlan gerçeklestirecegi-
mize inanıyonım" dedi.
Baykal, daha sonra da Çetin'i
bir süre önce kendi çalıştığı od«-
!
da ziyaret ederek başanlar dile-
di. Çetin de politikaya CHP dö-
neminden geldiğini ve Baykal'-
la zaman zaman yoUan ayn
düşse de aynı ideolojik mücade-
le içinde olduklannı behrtti ve
her zaman katkılanm bekledik-
lerini vurguladı.
HEP cephesinde ne
olnyor?
SHP kurultayından sonra
HEP yetküi organlan üst üste
yaptıklan çeşitli toplantılarda
SHP Genel Başkanı tnönü'nün
"birleşme" çağnsını değerlen-
dirdiler.
öğrenildiğine göre yapılan
değerlendirmeler sonucunda
SHP'ye dönüş konusunda net
bir tavır ortaya konulamadı.
HEP miUetvekiUeri SHP'ye geri
dönmek ve HEP'in varlığını
sürdürme biçiminde 2 ayn gö-
niş sergilediler.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar'ın bu konuda bugün ba-
sına bir açıklama yapması ve
SHP'ye dönüş konusunda bazı
koşullar öne sürmesi bekleni-
yor.
tş adamlanmn Körfez krizi ve
Turkiye'nin uğradığı zararlarla il-
gili sorulannı da yanıtlayan Ece-
vit, Tahsin Erol adlı iş adamı-
nın son sözü alarak "Siz sosyal
demokratlann birleşmesinde uz-
laşmaz bir tutum içinde göste-
riliyorsunuz" demesi üzerine
gülerek, "Bu soru sorulmadan
toplanU bitecek diyordum, şü-
kür sordunuz" yanıtını verdi.
Ecevit iş adamırun sözlerini şöy-
le yanıtladı:
"Sosyal demokratlar elbette
birleşecek. Ama içine kavggdan,
gürültüden girilmeyen bir yapıda
degil. Son kurultayda tam orta-
dan yanlmamn ölesinde, param
parça oimuş bir partide degil. Da-
ha saglıklı yapdı, tutarlı ve ça|-
daş yapıda bir partide birleşme
olabilir."
Ecevit tercihi partilerin değil,
seçmenlerin yapması gerektiğini
de belirterek "Aman bir aa önce
ANAP'tan kurtulahm onun için
en yakındaki dala tntunalım, de-
meyin. O dalın pek de saglam ol-
madığını sosyal demokrat dostla-
nnuz unatmasmlar" şeklinde ko-
nuştu. SHP Genel Başkanı Erdal
Inönü'nün kapatılan partilerin
açılabilmesi için yaptığı girişimle-
re de değinen Ecevit, "İktidara
aday olan bir parti, bir yandan
başka bir partinin destegine, di-
ğer yandan da kapaülmış bir par-
tinin destegue ihtiyaç dnynyorsa
o partide hayatiyet kalmamış
demektir" dedi.
Ecevit gazetecüerin, tnönü'nün
"sosyal demokratiann birlcsme-
sinin benim için bir özlem olaca-
ğını soylemeye devam edecegim"
seklindekı sözlerinin anımsaülma-
sı üzerine de "Dunkü açıklamam-
la kesin tavnmı ortaya koydam"
yanıtını verdi.
SHP'DEN INOTLAR
Anıtkabir özel defteriÜMtT ASLANBAY
ANKARA — Anıtkabir'in
merdivenlerine doğru yöneldi.
Arkasında 40 tane çoğu yeni
parti meclisi üyesi. Erdal Bey,
en yakınındakine döndü ve de-
di ki:
— Şu Anıtkabir özel defteri-
ne bakanlar, bizim partinin ge-
lişim safhalannı da izleyebi-
lirler.
Sabahın erken saatlerinde,
Necatibey Caddesi'ndeki genel
merkez binasına gelen yeni parti
meclisi üyeleri, biraz heyecanlı
görünüyorlar. Çay ocağından,
üye yazımlannm yapıldığı kat-
lara kadar, sekreterler, görevli-
ler "yeni patronlannın" kimler
olacağını tartışıyorlar. Onlar da
heyecanlı.
Bu arada MYK üyelerini be-
lirleyen önerge geliyor. ilk im-
za Ahmet Isvan'dan, sonraki
Necdet Uğur'dan... Parti mec-
lisi üyelerinin önlerine konulu-
yor. Büyük ölçüde beklenen ad-
İardan oluşmuş. Sabahın daha
da erken saatlerinde, yeni Genel
Sekreter Hikmet Çetin, Erdal
Bey ile kısa sayılmayacak bir
görüşme yapmıştı. Erdal Bey'-
in açış konuşması ardından,
parti meclisi hemen secimlere
geçerek yeni yürütme kurulunu
belirledi.
Yürütme kurulu üyeleri neşeli
olduklan kadar, düşünceliydi-
ler. Hemen hepsi gözlerin üzer-
lerine çevrili olduğunu ve bek-
lentilerin kendilerine yöneldiğini
her sözlerinde beUrtiyorlardı.
Erdal Bey, parti meclisi üye-
leriyle toplantıya ara vererek sa-
at 13.00'te Anıtkabir'i topluca
ziyaret etti. Ardından Atatürk
Orman Çiftliği Merkez Lokan-
tası... Tandır kebap, fınnda süt-
laç... Daha sütlaçlara gelinme-
mişti ki Sevinç İnönü yanında 3
arkadaşı Ue birlikte belirdi:
— Afiyet olsun...
dedi ve yanındakUerle başka bir
masaya doğru yöneldi. Erdal
Bey, parti meclisi üyelerine ver-
di karşüığmı:
— Sıkı takipteyiz yahu...
Sağında genel sekreterliğe
kendisinin önerdiği Hikmet Çe-
tin, solunda Necdet Uğur var-
dı. Ertuğrul Günay, biraz daha
uzaklardaydı. Ama, Uk kez "si-
yasi planlama" diye bir birim
kurulmuş ve Günay bunun ba-
şına sorumlu genel sekreter yar-
dımcısı olarak gelmişti. Günay'-
ın "örgütlerden sorumlu" genel
sekreter yardımcılığına gelme-
mesi, buraya Guneş Gürseler'-
in getirilmesi yorumlara yol
açıyordu:
— BeUi ki genel sekreterlik dı-
şında, Inönü'nün önemle üze-
rinde durduğu "iktidar yürüyü-
Şü programı"nda Günay'a hayli
iş düşecekti...
Yemek kısa sürdü. Çiftliğe gi-
dUirken, DSP genel merkezinin
önünden geçildi. Dönerken
de. Seçim otobüsünün hoparlö-
ründen SHP türküsü yayıldı,
güvercinle süslenmiş genel mer-
kez binasına:
— Gel, gel bize gel...
Kızılay'da halkı selamladı,
yeni genel sekreter ile birlikte
Erdal Bey... tki arada bir dere-
de, bir şehir turu atüırken, çok
kısa bir sürede MYK'da Uk top-
lanüsım yaptı. Genel merkeze
gelir gelmez yaklaşık 10 dakika
süren toplantıda, genel sekreter
yardımcılan seçildi.
Haber, katlardan aşağılara
indi. Personel "yeni patronla-
nnı" öğrendi. Bu kez sekreter-
ler kimin hangi odaya yerleşe-
ceğini sormaya başladılar. Ama
onlar da uç aşağı beş yukan bel-
li olmuştu.
Yeni MYK, parti meclisi üye-
leriyle birlikte çalışacak. örne-
ğin, Günay'a sade PM üyesi
Onay Alpago da yardım edecek.
Keza diğer genel sekreter yar-
dımcılarına da PM üyeleri des-
tek olacaklar ve çahşmalan bir-
Ukte götürecekler.
Bu arada "görevsiz*' MYK
üyesi de kalmadı. Her MYK
üyesine belirli ve sınırlan belir-
lenmiş bir görev alanı verildi.
Inönü'nün deyimiyle "berkes
her şeyden sorumlu olmaya-
cak".
SHP, genel merkezi heyecan-
la olduğu kadar, sorumluluğu-
nun ağırlığı Ue başhyor yeni dö-
neme...