Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 19 EKÎM 1990
Güney Kore'de öğrenci-polis çatışması Güney
Kore'nin başkenti Seul'de >eni oğretira yılının açılmasıyla bir-
likte üniversitede olaylar patlak verdi. Olaylann nedeni bazı
solcu ögrencilerin, ülkede gösterimi yasaklanan bir Kuzey Kore
filminin gösterimine izin verilmesini islemeleri ve yasağı pro-
testo etmeleriydi. Gösteriier gittikçe yayıldı ve sonunda potis
miıdahale edince iki taraf arasında birçatışmaya dönüştu. Pek
çok oğrencinin polisten dayak yediği ve gözaltına alındığı be-
lirtildi. (Fotoğraf: AFP)
Mc DonaldVın
ikişubesine
bomba
Istanbul Haber Servisi — Mc
Donald's hamburger restoranla-
rının iki ayn şubesinde dün ge-
ce patlama meydana geldi. Her
iki patlamada da ölen ya da ya-
ralanan olmadı.
Mc Donald's'ın Nişantaşı ve
Taksim şubelerine dün gece tah-
rip gücü olmayan patlayıcı mad-
deler atıldı. Patlama sırasında
Mc Donalds'ın Nişantaşı büro-
sunun yan camlanndan bazıla-
n kırıhrken, Taksim şubesinde
hasar meydana gelmedi. Olay-
dan sonra gazeteleri arayan bir
şahıs, olayı THKP-C Devrimci
Savaş Hücreleri Örgütü adına
ABD'nin 6. Filosu'na ait savaş
gemilerinin Istanbul'a girişini
protesto etmek amacıyla gerçek-
İeştirdiklerini söylediler.
ÇAĞDAŞ
GÜVENLtK
KESELERİ—
Tüketiın
mallarında her
turlü yeniliği ilk
olarak ortaya
atan ABD
şirketleri, bu kez
prezervatifler için
ilginç ve degisik
keseler buldular.
Bundan sonra
prezervatifler
kadınlann
küpelerinin içinde
taşınacak. Hatta
para biçimi
kupelerin içine
prezervatifin nasıl
sokulabileceği ya
da küpenin nasıl
açılabiieceğini
anlatmak için
iizerine tarifi de
yazılmış.
(Fotoğraf: AP)
î
Hamileler
karaciğer
yemeyîn
LONDRA (AA) — tngiltere
hükûmeti, A vitamininin anne
kanundaki çocuklar üzerindeki
zehirleyici etkisi nedeniyle hamile
kadınları karaciğer yememeleri
konusunda uyardı.
Hükümetin ust düzey sağhk
yetkilisi Sir Donald Acheson, ha-
mile kadınlara bir tedbir olarak
karaciğer ve karaciğerden yapıl-
mış yiyecekleri yememelerini tav-
siye etti.
Doktorlar, A vitaminin sağhk
için gerekli olduğunu ancak, aşırı
miktarda ahnmasının deri kuru-
masına, başağnlanna ve halsizli-
ğe yol açtığını bildiriyorlar.
Daha önce Finlandiya ve
ABD'de de hamile kadınlar A vi-
taminine karşı uyanlmışlardı.
/L-
JANE FONDA
AEROBİK
TAMTIMI İÇlN
MOSKOVA'DA
— Son yıllarda
açtığı aerobik
salonlan ve bu
konuda yazdığı
kitapla üniine iin
katan sinema
oyuncusu Jane
Fonda,
Moskova'ya gitti.
Aerobiğin
Moskova'da
tanıümını yapan
Jane Fonda'ya
Sovyet kadınları
biiyiik ilgi
gösteriyor.
(Fotoğraf:
Reuter)
HABERLEREN DEVAMI
Analar hesap sorar Once bıılııt sonra su
(Baştarafı 1. Sayfada)
şında. îdam hükümlusü. Dos-
yası kesinleşmiş, onaylanmak
üzere TBMM'de bekleyen "ilk
20"liklerden. Her gün konuşu-
yor çiçekle,"Çiçek sevgiyle
büyür" diyor anne Arkan.
Adını "Yalçın" koymuş.
"Yalçınım bana çok uzak, ama
adıyla yaşıyorum. Her gece
idamla yatıp her sabah idamla
kaikıyonım" diyen Mualla Ar-
kan'ın gözünde o gün bugündür
oğluyla bütünleşmiş bu "ceza-
evi çiçegi." Konuşurken, anla-
tırken ağlıyor sık sık. Bir yan-
dan da bağırıyor:
'"Çiçeğimi kopartmasınlar.
Beni de assınlar..."
Şu anda Gaziantep
Cezaevi'nde bulunan Yalçın Ar-
kan'ın 27 ekimde doğum günü-
nü kutlayacaklar. Mualla Ar-
kan hasretle oğlunu anlatırken
eşi Rauf da sessizce onu izliyor.
Arkan çiftinin beş çocuklan
varmış. Bir kızlan beyin kana-
ması geçirip ölmüş, bir diğeri de
"Izmir'de karakol tanunak"
suçuyla 13 Ocak 1982 günü Is-
tanbul Haydarpaşa'da gözaltı-
na alınmış. Ana baba Arkanlar,
üç ay çocuklarını aramışlar her
yerde. Üç ay sonra bir telgraf
gelmiş. Oğulları Yalçın, "Ben
lzmir Şirinyer Cezaevi'ndeyim"
diye haber göndermiş. Mualla
Arkan o günleri anlatırken,
"Sonradan öğrendik ki Anka-
ra'ya dedesinin yanına gitmek
için Haydarpaşa'da tren bekler-
ken yakalamışlar. 19 gün tstan-
bul Siyasi Şube'de işkence gör-
müş. Daha sonra tzmir'e götür-
müşler. İki ay 10 gün de orada
işkeaceden geçmiş" diyor.
Yalçın Arkan'ın "idam kara-
n 15 giinde verilmiş." 1 Mart
1982'de Izmir'de mahkemeye
çıkartmışlar, 15 mart günü de
"...idamina..." diye biten karar
imzalanmış. Anne Arkan kara-
rı duyduğu anda, "Asamazsı-
nız. Ben daha yeni toprağa kı-
zımı verdim" diye bağırdıktan
sonra bayılmış. Oğlunun ceza-
evinden arkadaşlarınca çizilen
karakalem resmine sarılan Mu-
alla Arkan, idam kararını eleş-
tirirken de "Zaten 12 Eylül'iin
getirdiği yargı, hâkimlerin tek
kelimesi idamdı. Ağızlanna da
o yakışıyordu" diyerek bağın-
yor.
İdam kararı verildiğinde 26
yaşında olan Yalçın Arkan için
maddi durumları hayli kötü
olan ailesi bir avukat tutuyor.
Temyize başvuruyorlar. Ancak
temyiz kararı bozmuyor ve dos-
ya "onaylanmak" üzere
TBMM'ye gidiyor. Ve Arkan
ailesi için "çile dolu", "korku
dolu" günler de başlıyor. Ar-
kan, "Oğlumla gurur duytıyo-
rnm. tşkenceyle ceza yükkdiler
ona" diyerek anlatmaya devam
ediyor:
"Sckiz yıl... Koca sekiz yıl.
Onlar içerde, biz dışarda işken-
ceJerden geçtik. Kira bilebilir
her gün işkenceyle yatıp ber gün
işkenceyle kalkmanın ne demek
olduğunu? Keçeciler bilir mi?
Adalet Bakanı bilir mi? Özal bi-
lir mi? Başbakan bilir mi? Kim
bilebilir? SHP'lisi, DYP'lisi ve
diğerl«ri... Hangisi yaşamıştır
böyle acıyı? OğuHanmızı, kızla-
nmızı göraıek için girtiğimiz gö-
riiş günlerinde coplandık. Açhk
grevlerine yattık, taşlandık.
Yerlerde sürüklendik, küfürler
işittik, yılmadık. Ben sahip çık-
mazsam, analar sahip çıkmaz-
sa kim sahip çıkacak oğullara,
kıziara? Ben taşıdım onu dokuz
ay karnımda, ben... Ben yıka-
dım bezlerini. Ben taşıdım sır-
tımda doktorlara, ben yattım
onia, ben uyandım. Beni de asın
oğlumla biriikte. Yoksa yakanı-
zı bırakmam."
Düşünceli, dalan gözlerle eşi-
ni izleyen ve sürekli yutkunarak
konuşan baba Rauf Arkan,
"Onlardan af dilemiyonız" di-
yerek kesiyor eşinin konuşma-
sını. Sonra "tdamlara karşıyız.
tnsanı yok etmenin, katletme-
nin her türlüsüne karşıyu. Man-
tığımız alamıyor böyle bir şeyi.
Öldürmek kimsenin hakkı degil,
devletin de. Sehpalan idamlar
için kurmasınlar. tnsanlann çı-
kıp konuşması, özgürce konuş-
ması için sehpalar kurulsun
meydanlara..." deyip susuyor.
Anne Mualla Arkan, uç gün
once kalp krizi geçirmiş. Pek
ayağa kalkamıyor o yüzden.
Uzak olduğu için Gaziantep'e
ancak açık görüşlere gidebildi-
ğini belirten Arkan,"Şu Keçeci-
ier'in lafı çıktı çıkalı kendimde
değilim. 7 tonınum var. Biri de-
gilse bir digeri 'Neden astılar
dayımı' diye soracak elbet.
Analar Meclis'in kapısına daya-
nınz bir tek kişiyi asarlarsa. Üç
beş bakanın, milletvekilinin im-
zasıyla oıı asacaklar çiçeğimi?
Her sabah şafakta fırlıyorum
yataktan. Göğsümde bir kor.
Yavruma her görUşte sanlır sa-
nlır öperira. Acaba bir daha gö-
remeyecek raiyim diye. Ben 8
yıldır asdryorum, boğuluyonım,
uykular dar geliyor" diye konu-
şuyor.
Bir de en ağınna giden, 'gö-
rflş günleri' koluna vurduklan
'görülmiiştür' damgası oluyor.
Şüri de var 'Mualla Ana'nın
'idam' üstüne: "Her şafak vak-
ti, acıyla uyanır/Bağrımda ko-
par acı bir feryat Acaba yigidi-
mi yitirdim mi derim/Susun su-
sun, dinle oğul Inulma ki ar-
kamda bıraktığın bir ana de-
gU/Binlerce ana var."
Şirinevler'de Arkanlann evin-
de 'hüziin', 'hasret', 'endişe'
hep birbirine karışmış. "Tek
başıma çıplak ayakla Ankara'
ya yüriir yakalarına yapışırım"
diye bağıran Mualla Arkan'ı eşi
sakinleştirmeye çalışırken, yaş-
lı kadın şöyle kesiyor konuşma-
lan:
"Çocuklannuza birer darağa-
cı hazırlarlarken bizi de unut-
masınlar. Birer sehpa da anala-
ra kursunlar. Hazırlamazlarsa,
bizi sağ korlarsa her yerde ya-
kalanna yaptşırım. Mezara ka-
dar giderim arkalanndan. He-
sap soranz, hesap..."
Türban görüşmesi
perşembeye kaldı
TBMM Genel Kurulu'nda karar yeter sayısı
olan 134 dün de bulunamadı.
ANKARA (Cnmhuriyet Bü-
rosu) — Üniversitelerde türba-
nın serbest bırakılmasına olanak
sağlayan kararname dün de
TBMM Genel Kurulu'nda karar
yeter sayısının bulunamaması
üzerine görüşülemedi. Dinleyi-
ci localannda çok sayıda tür-
banlı kadının bulunduğu dikkat
çekerken, bazı ANAP'lı millet-
vekilleri, birleşimi yöneten
ANAP'h Başkanvekili Halim
Aras'a "dogru saymıyorsun"
diye bağırdılar. Ancak Aras,
"Şimdiye kadar doğnı sayıyor-
dum da şimdi mi yanlış sayıyo-
rum" diyerek bu milletvekille-
rine çıkıştı. Türban kararname-
sinin haftaya perşembe günü
görüşülmesi bekleniyor.
Dün gündem dışı konuşma-
lardan sonra Halim Aras karar-
namenin görüşülmesine geçildi-
ğini belirterek SHP Izmir Mil-
letvekili Turan Beyazıt'ın, ka-
rarname için verdiği değişiklik
önergesini yeniden okuttu. Ya-
pılan oylamada ANAP'lılar ba-
zı DYP'lilerle biriikte "ret" oyu
kuilandılar. önergede "Ataturk
üke ve devrimlerinin ve çagdaş
yaklaşımlann ışığında kadın so-
nınunun çözülmesi gerektiği"
görüşü vurgulanıyordu. Oyları
sayan Aras, karar yeter sayısı
olan 134'ün salonda bulunma-
dığını saptayınca oturuma 10
dakika ara verdi. Verilen ara-
dan sonra önerge yeniden oyla
maya sunuldu. Bu kez de karaı
yeter sayısının olmadığı görü-
îünce Aras TBMM'nin çalışma-
larına salı gününe kadar ara ve-
rildiğini açıkladı.
ANAP'ın muhafazakâr eği-
limli milletvekilleri, yoklama
yapıldığı sırada kuliste oturan
ANAP'hlan genel kurul salonu-
na girmeleri için sık sık uyardı-
lar. Ancak Safa Giray'ın istifa-
sı nedeniyle Mesut Yılmaz ve ar-
kadaşlan kulisten aynlarak oda-
lannda Giray'ın istifasını değer-
lendirdiler. Muhafazakârlann
çabalarına rağmen genel kurul
salonunda çoğunluk sağlanama-
dk
Kararname, kabul ya da red-
dedilene kadar gündemde kala-
cak.
(Baftarafi 1. Sayfada)
mesinden sonra barajlann kuru-
ma noktasına yaklaştığı bugün-
lerde Istanbul'u zor günlerin
beklediğini belirten Ergun Gök-
nel, "1 metreküp fazla su için
her yolu deneyeceğiz. Gerekir-
se kornşu illerden tankerle su ta-
şıma işlemine başlanz. Istanbul-
lunun susuz kalmaması için her
yolu denedik, deneyeceğiz. Bu-
güne kadar yaptığımız milyarlık
projeler bizi buraya kadar getir-
di. Bu da büyük bir aşamadır"
dedi.
50 yılın en kurak günlerinin
yaşandığı İstanbul'da İSKİ
"acil çözüm" olarak öncelikle
3 proje üzerinde durdu. Bunlar-
dan Haliç geçiş projesi, 19 Ha-
ziran 1990'da uygulanmaya
başlandı. Kurumaya başlayan
emektar Terkos Gölü'nü kur-
tarmak amaayla hayata geçiri-
len bu projeye göre Terkos'tan
su alan Beyoğlu yakasma gün-
de 60 bin metreküp ömerli Ba-
raj suyu takviye edildi. 8 milyar
liraya mal olan projeye göre
günde 120 bin aileye su sağlan-
dı. Ikinci "acü tedbir" de Ya-
lova'dan tankerle su taşınmasıy-
dı. 8 ağustosta uygulanmaya
başlayan proje ile günde 30 bin
metreküp suyun Yalova'dan Is-
tanbul'a taşınması sağlanarak
günde 60 bin ailenin su ihtiyacı
karşılandı. Proje ile bugüne ka-
dar tankerle 1 milyon 300 bin
metreküp su taşmdı. Susuzhı-
ğun çözümü için öngörülen kı-
sa vadeli çözümlerin üçüncüsü
olan "yagmur bombası" için
bütün hazırlıklar tamamlandı. 7
ay süreyle uygulamaya konula-
cak proje için ekim ayı başından
itibaren yağmur yüklü bulutla-
rm beklenmesine başlandı. Bu
acil önlemlerin dışında toplam
300 milyar liraük projeyi de ger-
çekleştirmek için girişimlerde
bulunan İSKİ, 1992 yıhna kadar
su sorununu hafifletmeyi plan-
hyor.
Istanbul'un susuzluğu kamu
kuruluşlarını ve diğer kuruluş-
ları hizmetlerin aksaması yö-
nünde rahatsız ediyor. Eğitim
ve sağhk kurumlan ise bu kay-
gıyı en yoğun yaşayanlann ba-
şında geliyor. Suyun biteceğini
düşünmek bile istemediğini an-
latan Istanbul ll Sağhk Müdü-
rü Prof. Dr. Temel Dağoglu,
bütün önlemlerin alındığını, ge-
rekirse önlemlerin arttırılacağı-
aı söyledi. Eğitim başlamadan
önce tüm okullann dezenfekte
edildiğini anımsatan Prof. Da-
ğoğlu, gecekondu bölgelerinde
bit salgınlannm yoğunlaştığı yo-
lunda ihbarlar alınmadığını vur-
gularken, "Tabü olabilir de"
demekle yetindi. Prof. Dağoğ-
lu, susuzluğun had safhaya
ulaşması halinde acil vakaların
dışındaki hastalara müdahale-
nin ertelenebileceğini de bildir-
di.
Bir yılı aşkın süredir kesinti-
lerle susuzluğa alışmaya çalışan
Istanbullular'da "sürekli
susuzlok" paniği görülmeye
başladı. Bir aydan fazla suları-
nın akmaması nedeniyle çeşitli
semtlerde protesto gösterileri
yoğunlaşu. Güvenlik güçlerinin
müdahalesiyle önlenen bu gös-
terilerde Anakent Belediyesi ve
ISKİ'nin yanı sıra hükümet de
suçlandı.
Ne dediler?
Attila Ilhan — Beyoğlu'nu
tamir edeceklerine su getirsinler.
Eski Beyoğhı kopyası diye ga-
rip garip şeyler yapülar. Önce
suyu halletsinler. Suyun bitece-
gine inanmıyorum. Nasıl olsa
bir çare bulunur. Sonbaharda-
yız, yagmur yağar. Yalova'dan
getiriyorisur zaten.
Mehmet Ali Aybar — tstan-
bul şehri suyun ustfinde. Bu tuz-
lu su, ama insanlar tudu suyu
antmanın metotlannı çoktan
keşfetmişler. Şimdiye kadar ts-
tanbul'a bir antma tesisi yapıl-
mamasına ve belediye başkan-
lannın hâlâ işbaşında kalması-
na şaşıyorum.
Celal Yıldınm (Dişhekimleri
Odası Başkanı) — Rezil bir
olay. Açıkcası ne yapacagunı bi-
lemiyorum. İnsan ağzı mikrop-
lann en yogun bulunduğu yer.
Istanbulbarajlarında sondurum
Nüfus-su dengesi
Su her zaman geride
Tarih
boyunca
önemli bir
kent
olmasına
karşın
nüfus-su
dengesi
hep kritik
durumda
olan ve
hiçbir devirde istenilen
düzeyde su dağıtırm
yapılamayan İstanbul'un
su rezervleri sürekli olarak
bugüne dek artan nüfusun
gerisinde kaldı. 1985
yıhnda 5 milyon 750 bin
olan tstanbul nüfusu, 1990
yıhnda İ0 milyona
yükseldi. 5 yılda 4.5
milyon artan Istanbul
nüfusuna su artışı
yetmediği gibi 1985
yılından önce Istanbul
nüfusuna dahil olaniarın
kişi başına tükettikleri su
tniktarını da giderek
azalttı.
Bilim adamları yeni
yatınmlann yapılmasına
rağmen su havzalanna
düşen yağış rejirninin 11
milyonluk İstanbul'a
yetersiz kalacağını
belirtiyorlar.
TERKOS: Kuruma nok-
tasında. Dolu haldeyken 162
milyon 241 bin metreküp su
tutan barajda bugünkü su
miktarı 6 milyon 667 bin met-
reküp. Doluluk oranı yüzde
4.11 olan Terkos barajından
su alan alan Beyoğlu, Şişli,
Beşiktaş, Taksim, Maçka,
Teşvi'kiye, Nişantaşı, Mecidi-
yeköy, Harbiye, Gayrettepe,
Esentepe ve Yıldız en çok su
sıkıntısı çekilen semtler ara-
sında.
BCYtKÇEKMECE:
Geçen yıl hizmete giren bu
barajın 153 milyon 738 bin
metreküp kapasitesi olmasına
karşın bugün 6 milyon 872
bin metreküp su bulunuyor.
Doluluk oranı yüzde 4.47
oranındaki barajdan Büyük-
çekmece, Avalar, Küçükçek-
mece, Yeşilköy, Yeşilyurt,
Bahçelievler, Bakırköy semt-
lerı su alıyor.
OMERLl: İstanbul'un en
önemli su rezervine sahip 267
milyon 592 bin metreküp su
doluluk oranına sahip Ömerli
Barajı'nda bugünkü su oranı
25 milyon 962 bin metreküp.
Doluluk oranı ise yüzde 9.70.
Baraj Üsküdar'dan Gebze'ye
uzanan geniş bir yerleşim böl-
gesine su veriyor.
DARL1K: 1988 sonunda
hizmete giren barajın kapasi-
tesi 113 milyon metreküp. İs-
tanbul'a verilen suyun yüzde
16'sını karşılayan baraj bir
isale hattıyla ömerli Barajı'-
nı besliyor. Barajdaki doluluk
oranı bugün yüzde 2.38.
Ömerli barajıyla aynı semtle-
rin su ihtiyacını karşıhyoruz.
ESKİ VE YE\İ EL-
MALI: Anadolu yakasında
en eski su rezervlerine sa-hip
barajlann kapasitesi 10 mil-
yon 400 bin metreküp. tki ba-
rajda da şu anda 1 milyon 800
bin metreküp su bulunuyor.
Doluluk oranları ise Yeni El-
malı'da yüzde 14.35, Eski El-
mah'da ise yüzde 54.07. Kan-
hca, Çubuklu, Paşabahçe,
Beykoz ve Anadolu Kavağı'-
na su veriyor.
ALtBEVKOY: Su top-
lama kapasitesi 34 milyon 143
bin metreküp olan barajda
bugün 425 bin 400 metreküp
su var. Terkos Gölü'nün su-
yu ile beslenen barajın dolu-
luk oranı yüzde 1.25.
ÖzeUikle dişhekimleri sterilizas-
yona dikkat etmek zorundalar.
Devamlı ellerimizi yıkamak zo-
nındayız. Bu, taşuna suyla ola-
cak bir olay degil. Sarılık, tü-
berküloz gibi hastalıklar bu sa-
yede bir kişiden diğerine geçe-
bilir. O zaman Istanbu'da kor-
kunç derecede bulaşıcı hastalık
meydana gelecek.
Paul McMillan (Reklam
Ajansı Yöneticisi) — Su, mede-
niyettir. Suyun olmaması bir
anlamda medeniyetin sorunu-
dur. her şeyden vazgeçilir, elek-
trikten, diğer teknik hizmetler-
den, ama sudan vazgeçilemez.
11 milyon insan bu dunıma düş-
tüğüne göre hepimiz hatalıyız.
Bu olay bir Avrupa kentinde ol-
saydı iç savaş çıkardı.
Ömer Kavur (Yönetmen) —
Ben 15 kasımda Kastamonu da
olacağım. Orada da sular akı-
yor. Herkesi nasıl etkilerse su-
suzluk beni de o ölçude etkile-
yecek, ama en çok, çekmiş ol-
duğum filmierin yıkanamıyor
olmasına üzülüriim.
Salım Karacam (Hamam tş-
letmecisi) — tstanbul'daki ha-
mamlarda eğer kuyu suyu kay-
nakları olmasa, değil vücut te-
mizligine. el yüz yıkamaya bile
su bulmamız çok zor olur.
Üstün Erdoğan (Restoran Iş-
letmecisi) — Yemek yapmak ve
bulaşık yıkamak için her an su-
ya ihtiyacunız var. Ancak şehir
şebekesinden aldıgımız su çok
yalersiz. Şimdilik depolarla ida-
re ediyonız.
Hayri Sezer (Şoför) — Susuz-
luk yüzünden arabamızı gazlı
bezlerle silip temizliyoruz. Peki
evlerde yemek ve temizlik için
nasıl bir çözüm bulunabilir bile-
miyonım.
Örhan Katırcıoğlu (Gazete
Bayii) — Bu gidişle eski yıllara
bir dönüş yapılacak. Küçük bir
su kabı içinde ihtiyaç eiderile-
cek. Artık biz de Avrupa'da ol-
dugu gibi kâğıtlaıia temizlik ya-
pacağız.
Reyhan Bayer (Öğrenci) —
Yaşanan su sorunu. zorunlu ih-
tiyaçlann giderilmesinde yaşa-
nan sorunların yanı sıra sosyal
ilişkUerin bozulmasına yol açı-
yor. Mutlaka bilinçli ve kalıcı
bir çözüm bulunmalı.
Yüksel Çelik (Pazarlamacı)
— İstanbul'un su kaynakları
kuruduğunda tek çare bu şehri
terketmek olacaktır. Ama nere-
de ve hangi iste çalışarak?
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ
İSTANBUL SUBESİ
CIMARTESİ
BILLŞMALARI
BOLGELERARASI
DENGESİZLİK ve
"DOGU AN'ADOLP
K o s ı i \i ^ v ı
Mustafa SÖNMEZ
1 K )V)MIS \ \/ \h
2 0 H k ı m 1 9 9 0
Cumartesi Sa.ıt 16 (H)
ML'LKIYELILER LOKALI
MuollcmNoc Cad 153'A 80820 Kurucesmi! IST
W lı I57 44Î4 35
RESTAURANT
BAR
Ksznd'mtzi flnyorsanıZ
bulabiljrsiniz
REZEHVASYON 5611650
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN
1 — Kadıkûy Göztepe alt geçkflnde bulunan WC ayiık 200000 TL.
muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya verilecektir.
Geçtci teminatı: 72^00 TL.
ihaleye i?t. tem.: 800O00 TL.
2 — Kartal idealtepe Parkı'nda bulunan WC ayiık 7SOO0 TL. muh.
bed. 1 y«l müddetle kiraya verilecektir.
Geçtci teminatı: 27000 TL.
ihaleye işt. tem : 300^00 TL.
3 — Fatih Samatya Eski tramvay durağında bulunan WC ayiık
IOOJOOO TL. muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya verilecektir
Oeçici teminatı: 36.000 TL.
ihaleye işt. tem.. 400.000 TL.
4 — Beyoğlu Şişhane Yolu 3 no.lu geçitte bulunan WC ayiık
700.000 TL. muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya verilecektir.
Geçtci teminatı: 252.000 TL.
ihaleye işt. tem.: 2500.000 TL.
5 — Usküdar Fethıpaşa Korusu'nda bulunan WC ayiık 150.000
TL. muh. bed. 1 yıl müddettle kiraya verilecektir.
Geçici teminatı: 54.000 TL.
İhaleye işt. tem.: 600.000 TL.
6 — Beşiktaş Yıldız Parkı'nda bulunan WC ayiık 100DOO TL. muh.
bed. 1 yıl müddetle kiraya verilecektir.
Geçici teminatı: 36.000 TL.
İhaieye işt. tem. 400.000 TL.
7 — Eyüp Bayrampaşa Hal Kompleksi A/3 Blok'ta bulunan 7 adet
WC ayiık 21XXX) TL. muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya verile-
cektir.
Geçici teminatı: 75.600 TL.
ihaleye işt. tem.: 840.000 TL.
8 — Eminonü Yenfcami önü yeraltı geçidinde bulunan 9 no.lu dük-
kftn ayiık 4.000XXX> TL. muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya veri-
lecektir.
Geçici teminatı: 1.440.000 TL.
ihaleye işt. teçn.: 16.000.000 TL.
9 — Emınönü Yenicami önü yeraltı geçidinde bulunan 2 no.lu dük-
kân ayiık 4000.000 TL. muh. bed. 1 yıl müddetle kiraya veri-
lecektir.
Geçici teminatı: 1.440.000 TL.
İhaleye işt. tem.: 16.000.000 TL.
10 — Mezbahalar Md.'ne bağlı Duvardibi kesik et muayene istas-
yonunda bulunan 1 adet çay ocağı ayiık 400.000 TL. bed.
1 yıl müddetle kiraya verilecektir.
Geçici teminatı 144.000 TL.
Şartnamesı: Mezbahalar Md. görülebilir.
Diğer ışlerm şartnameleri Emlak Md.'den görülebilir.
Yukarıda yazılı işler 1 Kasım 1990 günü saat 11.00'de Istanbul
Büyükşehir Belediye Encümeni'nde 2886/45. mad. göre Açık Art-
tırma Usulü ile şartnamesi veçhile ayrı ayrı ihale olacaktır.
Ihaletere katılmak isteyenler Geçici Teminat makbuztan veya nek-
tuplan, ihaleye iştirak teminatlan ile şartnamesinde yazılı di^er bet-
gelerle bırlikie yukarıda yazılı gun ve saatte İst. Büyükşehir Bele-
diye Encümeni'nde hazır bulunmaları gerekmektedır.
llan olunur.
adam: Ifeter kî
(Baftarafı 1. Sayfada)
"tSKİ'den izin alırsanız
konnsarum" diyordu. Demek
oluyor ki "657 sayılı bürokrasi"
Brewer'i de Türkleştirmisti.
Kuzey Dakota'daki 1260 hek-
tarlık çıftliğinde buğday yetişti-
ren "yağmur adam" Wilbur
Brewer'in esas mesleği, yağışlar-
la çok ilintili olan çiftçilik...
Kendi topraklanna yağan yağ-
muru V* 15 oranında arttmp
Vo 43^ oranında "doluyu" da
çiftliğinden uzaklaştırmayı ba-
şarmış. Bunun üzerine Brewer,
işi profesyonelliğe dökmüş...
Dakota'da işi büyütüp yağmur
bombasını Utah'ta, California-
da, New Menco'da, Arizona'da
uyguluyor. Brewer'e Amerıkan
bulutları vız gelmeye başlayınca
da Ispanya'ya Hint Adalan'na
açümakla kalmayıp Suudi Ara-
bistan'ı, Ürdiin'ü, Venezüela'yı
yağmura boğuyor.
Gelen yağmur talebine göre
personel sayısını arttıran Bre-
wer'in yaptığı parmak hesabına
göre şu an 16 elemanı var. Bu sa-
yı bazen 40-50'yi buluyor. "Yağ-
mur teUallıgının" zorluğunu ün-
lü Amerikalı çiftçi şoyle sıraiı-
yor: "Ekipmanlan toplamak,
insanlara bu prosesi anlatmak,
kimyasal reaksiyonu açıklayıp
bulutlan kovalamak."
Elektronik donanımlı "Beach
Craft tipi" uçakla bulutlann
arasına girildiğinde, sıcakhk,
bulutun pozisyonu, yönü, kalın-
lığı kaydediliyor. Bu arada bu-
lutta yeterli oranda su bulunu-
yorsa, uçağın kanatları altına
yerleştirilmiş olan gümüş iyo-
dür, piroteknik iticilerle bu
"müstakbel yagmur bulutuna"
tohum gibi serpiliyor. Tohumla-
nan bulutlar yarım saat içersin-
de yeryüzünde meyvelerini veri-
yor. Harcanan gümüş iyodür,
her bir saatlik uçuşta 6 galon çö-
zeltide yaklaşık 400 gram kadar.
Yağış orarunı arttuan bu işlem
için yaklaşık 200 saat uçulması
gerektiğini söyleyen Breuer'e gö-
re İstanbul'a 100 saatlik uçuş ye-
terli. İstanbul'un havasında bek-
lenmedik gelişmeler konusunda
ise "Yeni bir bölgeye gidildiğin-
de her şey beklenmedik olabilir.
Belki daha iyi hedef bölgeleri
seçilebilirdi" ifadesiyle yetinen
Brewer, "yagmurdan kaçar gibi"
Türkiye"den birdenbire neden
aynlıyorsunuz sorusunu, kahka-
ha atarak yanıtlıyor: "Birdenbi-
re aynbnıyorum. Yaklaşık 5 haf-
tadır buradayım. Bir ara Birle-
şik Arap Emiriikleri'ne gidip ay-
nı konuda kontrat imzaladım.
Biz bu işte 30 yılımızı doldur-
duk. tşlem her an yapılabilir. Ye-
ter ki sulu ve soğuk kümülüs bu-
lutlarını yakalayalım."
İstanuul Belediyesi, bu "faizli
yağmur" için ABD'li yağmurcu-
ya 572 bin dolar karşıhğı olan
yaklaşık 1,5 milyar lira
ödeyecek.
POLATLI SULH CEZA MAHKEMESt
Esas No: 1986/3108 Karar No: 1987/899
Ilgi: 3.10.1990 gün ve 2360-15124 sayılı telle
İlgi sayılı telle Sanık Günay Soydal'ın Polatlı Polsan Yoğurt Fabn-
kası'ndaki işyerinde imal edıp sağlığa çok veya az zarar verecek dere-
cede bozuk yoğurtları satmak suretiyle, Gıda Maddeleri Tuzuğünun
59. maddesi gereğince, Polatlı Sulh Ceza Mahkemesi'nden 8.4.1987
gun ve 1986/3108 esas, 1987/899 karar sayılı ilamı ile TC'nin 396,
402/1-2, 72, 647 sayılı kanunun 4. maddeleri ile 32.000 TL. ağır para
cezası ile 3 a> süre ile cürme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinın
tatili ve 7 gun süre ile isyerinin kapatıtmasına karar verıldiği, kararın
kesinleştiği TCK'run 402/1. maddesi gereğince ilan olunur. 5.10.1990
'TUrgut Nereden
Koşuyor' davası
Çölaşan,
80 milyon
tazminat
ödeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
roso) — Gazeteci-yazar Emin
Çölaşan, "Turgut Nereden
Koşuyor" adlı kitabında yaz-
dıkları için, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ve eşi Semra Ozal'a
toplam 80 milyon lira tazminat
ödemeye mahkûm edildi.
Ankara 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi dünkü duruşmada,
Çölaşan'ı, "yayın yoluyla kişi-
lik haklanna saldında bulun-
duğu" gerekçesiyle Özallar'a
5'er milyon lira manevi tazmi-
nat ödemeye mahkûm etti.
Mahkeme aynca, özel hayatla-
rını izinsiz İcitap haline getirip
haksız kazanç sağladığı için,
Çölaşan ve yayıncısı Kemal Ka-
ratekin'in Özallar'a 70 milyon
lira ödemesine karar verdi. 70
milyon liranın, davanın açıldı-
ğı 24 Nisan 1989 tarihinden iti-
baren yüzde 30 faiziyle alınma-
sını kararlaştırdı.
Karan temyiz edeceğini söy-
leyen yazar Emin Çölaşan,
"Turgut Nereden Koşuyor" ki-
tabının öyküsünü anlatan yeni
bir kitaba başladığını belirterek,
"Mahkûm olacağımı biliyor-
dum. Ancak yazılanlann hepsi
doğnı" dedi.
Özallar'ın avukatı Bilgin Ya-
acıoğlu, kararın açıklamasm- '
dan sonra yaptığı acıklamada,
"Bu nevi hareketlerin Türkiye'-
de son bulması en büyük ümi-
dimdir. Sayın Çölaşan güçlU bir
gazetecidir. Bundan sonraki ki-
taplarında kullanacağı lisana
dikkat eder umarun. Buna dik-
kat edilmesi gereklidir" dedi.
Çölaşan ise yaptığı açıklama-
da "Yazdığıraız her şeyin dog-
ru olduğunu mahkemede belge-
lerie ve tanıklarla kanıtladık.
B«lgeler düzmece değildir, U-
nıklarımız yalan söyleyecek
kimseler hiç değildir. Demek ki
bu ortamda bunlar büe yetmi-
yormuş. Özal ailesi ise yazdık-
lanmızın aksini kanıtlayacak bir
tek belge geliremediler, mahke-
meye bir tek tanık bile çıkarma-
dılar. Türk adaletine yine güve-
niyonım. Mahkcmenin bu kara-
n konusundaki son sözü, yüce
Yargıtay hâkimleri söyleyecek-
tir" dedi.
Çölaşan, Yazıcıoğlu'nun uya-
nsı için ise "Kendisine teşekkür
ederim, ama neyi, nasıl yazaca-
ğımıza kendimiz karar veririz"
dedi.
Çölaşan, kitabımn bugünler-
de 50. baskısının yapıldığım,
toplam da 255 bin civannda sat-
tığını belirtti. Şu anda "Turgnt
Nereden Koşuyor" kitabımn
öyküsünü yazdığını, bunun da
basın dünyasında "bomba" gi-
bi patlayacağını belirten Çöla-
şan, bu kitabın da 1991 başın-
da piyasaya çıkacağını bildirdi.
Piyango milyarderi
Salih
Dede öldü
İZMİR (AA) — Milli Piyan-
go'nun 1988 yılı yılbaşı çekili-
şinde 5 milyar liralık rekor ik-
ramiyeyi kazanan ve kamuo-
yunda "Salih Dede" olarak ta-
nınan Salih Gümüşçay öldü.
Dün gece geçirdiği kalp krizi
sonucu, kaldırıldığı İzmir Dev-
let Hastanesi'nde ölen Salih Gü-
müşçay'ın nüfus kayıtlanna gö-
re 81, İcendi ifadesine göre ise %
yaşında olduğu öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Milli
Piyango'dan kazandığı parayı
aldıktan sonra Karaburun'daki
köyunden gelerek İzmir'e yerle-
şen ve bir rahatsızlık nedeniyle
devlet hastanesinde tedavi gör-
düğü sırada kendisine bakan
hemşiresi Birsen Gümüşçay ile
evlenen Salih Dede'nin cenaze-
si, bugün kılınacak cuma nama-
zmdan sonra Narlıdere Mezar-
hğı'nda toprağa verilecek.
Milli Piyango milyarderi Sa-
lih Gümüşçay, İzmir'de çeşitli
hayır işleri gerçekleştirmiş, bir
sağhk ocağı ile bir de "Salih
Dede" adını taşıyan lise yaptır-
mıştı.