05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 19 EKİM 1990 Yurda, parmaklıklı kapı • ESKtŞEHİR (Cumhuriyel) — Anadolu Üniversitesi içinde bulunan Yurt-Kur'a bağlı Yunus Emre Erkek Oğrenci Yurdu'nda yatakhaneye giriş yeri olan 1. Blok'a demir pannakhklı kapı konulması, öğrenciler arasında tepkiyle karşılanıyor. Yurt-Kur Müdürü Mehmet Kurt tarafından öğrencileri daha iyi kontrol altında tutmak amacıyla yaptırıldığı öne sürülen demir parmaklıklı kapı, cezaevi görüntüsü veriyor. Öğrenciler psikolojik olarak çok etkilendiklerini belirterek "Yurtlara giriş çıkış saatleri belli, ayrıca yurdun bekçileri var. Neden biz gençler hep parmakhkJar arasında göriilmek isteniyoruz" biçiminde tepkilerini dile getiriyorlar. Prof. Erinfe stıçlama asılsız • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Afrodisias antik kentinde 30 yıldır kazı çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Kenan Erim'in 20 işçiyi sigortasız çalıştırdığı gerekçesiyle yaklaşık 400 milyon lira ödemeye mahkûm oduğu haberinin asılsız oiduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. Erim, Türkiye'de bilimsel çalışma yapmanın güçlüğünü vurgularken "tşçilerin sigortalanması konusuna özen gösterildiğini biliyorum. Sanırım amaç, beni ve burada yapılan çalışmaları yıpratmak. Ben arkeolojiyle mi ilgileneyim sigortacılıkla mı" dedi. Perinçek yargılanıyor • ERZJNCAN (Cumhuriyet) — 20 Şubat 1990 tarihinde Tlınceli'de Sosyalist Parti'nin tertiplediği bir toplantıdaki konuşması nedeniyle bölüculük propagandası yaptığı, halkı suç işlemeye teşvik ettiği savıyla hakkında dava açılan Doğu Perinçek'in duruşmasına Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlandı. Hakkında TCK'nın 142/3 ve 311/1 maddelerine göre cezalandırılması istenen Perinçek, adı geçen suçlama ile ilgili olarak İstanbul 2 Nolu DGM'de yargılandığını ifade eden bir telgrafla mazeret bcyan ederek duruşmaya gelmedi. Mahkeme heyeti, İstanbul 2 Nolu DGM'ye muzekkere yazılarak sanık Perinçek hakkında bu iddianame ile ilgili olarak verilmiş bir mahkûmiyet varsa kararın bir suretini, yargılama devam ediyorsa iddianame ya da takipsizlik kararlarının Erzincan DGM'sine islenmesine karar vererek duruşmayı 13 Kasım 1990 gününe bıraktı. PKK militanları kamyon yaktı • ERZURUM (Cumhuriyet Doğu tlleri Biirosu) — Orman memurlarını üç saat rehin alan 4 PKK'h militan idareye ait bir pikabı yakarak kaçtı. Erzurum Valisi Emrullah Zeybek'in verdiği bilgiye göre bölgede sayılan 7 olan militanlardan üçii daha önceki çatışmalarda öldürüldü. önceki gün öğleden sonra Şenkaya'ya bağlı Akşar bucağının Beşpınar köyii Akyıl mevkiinde orman memurlan Mesut Sarıtaş, Mahmut Şimşik, Ümit Üçyıldız, Enver Ercan ve kamyon şoförü Ferit Analcık'ı üç saat rehin alan militanlar daha sonra Göle tarafındaki ormanlık alana kaçtılar. PKK militanlarının etrafının çevrildiğini bildiren Vali Ze>'bek, "en kısa zamanda" yakalanacaklarını bildirdi. 'Haremlik selamlık' eylem • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ege Üniversitesi'nde "türban" ve "Filistin" olaylannı kınamak amacıyla öğrenciler 'haremlik selamlık" eylem yaptılar. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde toplanan yaklaşık 50 kız öğrenci "türban"ın yasallaşmasını isterlerken, kampus içinde 20 kişilik bir grup da tekbir sesleri getirerek Amerikan ve Israil bayraklannı yaktılar. Bornova'da bulunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde öğle saatlerinde yaklaşık 50 kız öğrenci oturma eylemi yaptılar. Dokuz Eylül Ûniversitesi'nden ve Ege Univeristesi'nden öğrencilerin katıldığı eylemde, dini inançlan nedeniyle örtünen ve yüksek öğrenimlerini yapmak istediklerini belirten öğreniler, bazı öğretim üyelerinin kendilerini giyimleri nedeniyle derse sokmadıklarını söylediler. Hazırlanan tasarı yasalaşırsa birçok idam cezası kaldırılacak Iclanı cezasının kapsamı daralıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — İdam cezasının kapsa- mının daraltılmasına yönelik olarak hazırlanan yasa değişik- liğinin Meclis gündemine geldi- ği öğrenildi. Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı, "Tasan yasalaşırsa birçok idam cezası kaldınlmış olacak" dedi. ANAP hükümetinin idam ceza- sına yaklaşımıyla ilgili "beürsiz" Meclis gündeminde bulunan yasa tasarısında birden fazla müebbet hapsin idama çevrilmesi ile casusluk, siyasi amaçla adam kaçırma, devlet bütünlüğüne yönelik birden fazla örgütü yönetme, 15 yaşından küçük kızın ırzına geçme suçlarına verilen idam cezaları müebbete çevriliyor. tutumu da devam ediyor. Mali- ye Bakanı Adnan Kahveci, ka- muovundaki gelişmeleri izledik- ten sonra açıklama yapacağını belirtirken, Sağhk Bakanı Halil Şrvgn, "Bu tür kooular ayaküs- tü tarbşıimaz" dedi. Eski Mali- ye Bakanı Ekrem Pakdemirli ise idam cezalannın kalkmaması gerektiğini savundu. Kamuoyunda başlayan ve Meclis'e de yansıyan idam cezası tartışması devam ediyor. Akbu- lut'un önceki günkü çelişkili açıklamalanmn ardından hükü- met üyeleri de "net bir tayır" koymamaya özen gösterdiler. Maliye Bakanı Kahveci, kamu- oyundaki tartışmalan izlediğini belirterek, Cumhuriyet'in konu- ya ilişkin sorusuna şu karşıhğı verdi: "Gönlnm idam cezasmdan yana degil. Ama tarüşmalardan sonra daha aynnülı bir açıkla- ma yapabflirim." Kahveci, "ldşisel" görüşünü şu aşamada ayrıntılı olarak be- lirtmek istemediğini, bir süre sonra konuşabileceğini söyledi. Sağhk Bakanı Halil Şıvgın da "Bu siyasi bir konu, ben flgUen- miyorum, onu başkalarına sorun" diye konuştu. Eski Maliye Bakanı, Manisa MilletvekUi Ekrem Pakdemirli ise idam cezasının kalkmaması gerektiğini söyîedi. Pakdemirli, Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler'in Meclis'te bekleyen idam cezalannın infaanı gündeme ge- tirmesi konusunda "Bu, Sayın Keçeciler'in önerisi değil. Ba- kanlar Kurulu'nda göriişülmüş tahmin ederim. O, görüşmenin tortıılannı ifade etmiş. Yetkinin yanhş kullanıhp kullaıulmadığı- na ilişkin tereddütler var. Ondan zaman geçmiş. tcra da tartışmış, bir noktaya gelmiş. Nasıi konu- suldu, bilemiyoruz. Belki hiikü- mttin de eksik tarafı bu. Belki '20 kisiyi öldüreni asalım' de- mişlerdir. Neler konuşulduğunu bilemiyonız" dedi. Pakdemirli, idam cezalannın kaldırılması istekleri aktanldı- ğında da, "Uç degerli gazeteci- yi vurdular, profesörteri vurdu- lar. Şimdi bunlann katilleri ya- kalandığında, 'Sen bir yanlışlık yaptın, sana ömrünün sonuna kadar bakacağız, bakarsın ara- da bir de af çıkar. Çıktığm za- man da bir daha adam öldürürsün' mü diyelim? Ne ya- palım yani, toplumao da kendi- ni koruması lazım. Niye idam cezası kalksın? Birçok iilkede var" görüşünü savundu. Pakde- mirli, idamlann Meclis'in takdir yetkisi dışına çıkarılması gerek- tiğini savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Hâkimin karar verdiği, Yar- gıtay'ın onayladığı konularda benûn fikir beyan etmem doğ- ru degil. Politik olarak karar ve- rilecekse ona da bir kişi karar versin, 450 kişiji buna ortak et- ANAP Milletvekili, eski Sıkıyönetim Askeri Savcısı Faik Tanmcıoğlu: Ölüm cezaları caydıncıERBtL TUŞALP ANKARA — ANAP MilletvekUi, es- ki Sıkıyönetim Askeri Savcısı Faik Ta- nmcıoğlu, "İdam cezalannın asla cay- dıncı olmadığını"söyledi. Tanmcıoğlu "Cesetler iizerinde kimse hesap yapma- sın. Devlet de teröristler de bu hesabı yapmasın" dedi. Cumhuriyet'in somlarını yanıtlayan Tanmcıoğlu, haklannda idam cezası is- tedıği sanıklar için "Bu cezayı isterken bile ölum cezasının caydıncı olup olma- dıgına emin değildim" dedi. idam cezasının "devletin başvurduğu bir şiddet" olduğunu söyleyen Tanmcı- oglu'na yöneltilen sorularla yarutlan şöy- le: — İdam edilmesini istediğiniz bir sa- nıkla mahkemede göz göze geldiniz mi, oeler duydunuz? TARIMC1OGLU — Elbette geldim. Kadir Tandoğan ve Ahmet Saner için ölüm cezası istedim. Yargılama sonun- da iki ceza da infaz edildi. Kadir Tan- doğan'ı hayatım boyunca hiç unutmaya- cağım. Pişmanlığı fayda vermedi. Hak- kında ölüm cezası istediğim gün, bana inanmayan gözlerle baktı. Kadir'in inan- mayan gözlerini hiç unutmadım. ölüm cezasının caydıncı olup olmadığıru, ölüm cezasını isterken bile emin değildim. Kimse cesetler üzerinde hesap yapmasın. Tümü yanhş sonuçlar verdiği gunümüz- de de tarihte de görülmüştür. Bu hesabı devlet de yapmasın teröristler de yapma- sın. Ne Sayın Bahriye Üçok'u öldürmek- le ne de 40 kişiyi asmakla Türkiye'nin so- runlan çözülemez. Asmakla, öldıirmekle sorunlar çözülebilseydi Osmanlının as- "Cesetler üzerine kimse hesap yapmasın, devlet de teröristler de bu hesabı yapmasın" diyen Tanmcıoğlu, idam cezasının devletin bir şiddeti olduğunu söyledi. Hakkında ölüm cezası istediği Kadir Tandoğan'ın pişman olduğunu söylemesine karşın idam edilmesini unutamadığını belirten Tanmcıoğlu, Meclis'in, idam cezalarını onaylama yeri olmadığını vurguladı. tıklanyla, döktüğü kanla, şimdi hiçbir sorunumuz kalmazdı. — Meclis'in idamlar karşısındaki tu- tumunu nasıl karşılıyorsunuz? TARIMCIOGLU — Anayasa Komis- yonu'nda konuyu tartıştık. Benim kişi- sel görüşüm şu: Bir milletvekili olarak, ölüm cezalannın Meclis'te tartışılmasm- dan yana değilim. İdam cezalannın Mec- lis'te onaylanması bizim işimiz olmama- ü. Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın idam- larımn Meclis'te tartışılmaması gerekliy- di. Bir siyasi parti olarak, bir milletve- kili olarak bu konuda ne denilebilir? De- niz bir kahraman mıdır, yoksa bir terö- rist midir tartışmasının yeri burası değildir. Bu tartışma ancak mahkeme- de olur. Çünkü mahkeme kamtlara gö- re konuyu tartışır ve karar verir. Bu ne- denle idamlarla ilgili anayasanın 86. maddesi bana gore yanlıştır. Meclis ben- ce ancak bir konuda karar verebilir, o da af olur. Ancak bir genel af yetkisini kul- lanabilir Meclis yoksa idamlann otoma- tik olarak onay yeri değildir. — Böyle bir karan onaylamak dunı- munda kalırsanız tutumunuz ne olur? TARIMCIOGLU — Ben uygulama- dan gelen bir insan olarak idam dosya- larının Meclis gündeminde bulunması- nı kabul edemem. Hele hele aradan üç yıl beş yıl geçmiş, zimni olarak affa uğ- ramış bir konuda böyle bir şeyi kabul edemem. — tdam cezası istemiş bir hukukçu olarak, bu ceza konusundaki göriişiinüz nedir? TARIMCIOÇLU — İdam cezalan as- la caydıncı değildir. İdam cezası asla is- lahı nefs getirmiyor. Yargılama ne kadar titiz olursa olsun, kanıtlar ne kadar güç- lü olursa olsun, idam, bence bir ceza de- ğildir. Bir şiddettir, devletin şiddetidir. Uuutulmamalıdır ki şiddet şiddet do- ğurur. Anarşi ve terörü bir taraf olarak düşünürseniz, öteki tarafta, idam ceza- sı örneğinde oiduğu gibi devletin şidde- ti vardır. tdam cezalannın kaldırılması konusunda, Meclis'te şu aşamada bir an- layış birliği yoktur. Kısa sürede benim gi- bi düşünenlerin çoğalacağını san- mıyorum. — Niçin? TARIMCIOĞLU — Bunu yaşamak lazım, bir insanı ölüme gönderme pra- tiğini yaşamak lazım. Bunu yaşamadan ölüm cezasının doğruluğunu savunmak kolaydır. Geri dönüşü olmayan, son piş- manlığı fayda vermeyen bir cezadır ölüm cezası. Bu işin geri dönüşü yoktur. Ka- dir Tandoğan, idam sehpasından geri döndürülememiştir. Meclis'in ölüm ce- zası karşısındaki durumu kısaca büyük çelişkiler taşıyor. İki arkadaşımız Sayın Ahmet Türk ve Sayın M.Ali Eren hak- kında, iki milletvekili hakkında ölüm ce- zası istemiyle dava açılabilmiştir. Bu çe- lişkidir. Meclis'in ve toplumun yaşadığı, daha uzun sure yaşayacağı bir çelişkidir. Toplumların adalet düzenlerini de ken- dileri sağladıklan gerçeğini hiç unutma- mamız lazım. Eti senin kemiği benim di- yen, dayak cennetten çıkmadır diyen bir değer yargısının sonuçlannı yaşamakta- yız. — İdam cezalannın tartışılrja ortamı konusunda goruşünüz var mı? TARIMCIOGLU — Konunun, biri tarafından^ündeme getirilmesi bekleni- yor. Sayın Keçeciler'in demeci gibi bir demeç olacak, konu sonra tartışılacak. Bu talihsiz açıklama olmasaydı, biz ida- mı konuşmayacaktık. Ama çok şükür bu Sayın Keçeciler'in şahsi görüşüdür. Ne hukümetin ne de gruptaki çoğunluğun bu düşüncede olmadıklannı biliyorum. menin lüzumu yok. Bence siste- mi değişürmek lazım. Meclis'in bu konuda 'evet' ya da 'hayır' demesi yanlıştır. Bu, uzmanlık işidir. Bir mübeudisUk konusun- da Meclis'in kanşması ne kadar hatalıysa bu da o kadar haUlı- dır. Çoğunluğu hukukçu olma- yan TBMM'nin 'şu idam uygulansm' veya *uygulanmasın' demesi yanlıştır." TCK'da defeişiklik Türk Ceza Yasasfnın 13 ayn maddesinde yer alan idam ceza- larını "müebbet hapis" cezası- na dönuştüren yasa tasansı TBMM gündeminde bekh'yor. Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı, gündemin 6. sırasında bekleyen tasannın yasalaşması haünde birçok idam cezasının kaldırılnuş olacağıru söyledi. Pehlivanlı, tasannın içerdiği cezalarla ilgili olarak ko- misyonda bekleyen idam dosya- sı sayısının 4 olduğunu bildirdi. Pehlivanlı, tasannın yasalaşması haünde, bu idam cezalannın müebbet hapis cezasına dönüş- türüleceğini kaydetti. Turgnt Özal'ın başbakanlığı döneminde TBMM'ye sunulan ve Adalet Komisyonu'nda kabul edilen metin, TCK'daki şu idam cezalannı müebbete dönüş- türüyor: "• Birden fazla müebbet afır bapis cezasına mahkûm olanla- ra uygulanan idam cezası, mü- ebbet hapis cezasına dönüstii- rüİHyor. • Müebbet ağır hapis cezası- nın infazından sonra yeniden ağır bapisle cezalandınlanlanı verilen idam cezası kaldınlarak ikinci müebbet ağır hapis ceza- sının altı aydan az ve iki yıl alü aydan çok olmamak iizere huk- medilecek miktann hiicrede tec- rit edilerek infaz edilmesi hik- mü getiriliyor. • Uyuştunıcu kacakçılıgı ya- pan devlet memurlanna verilea idam cezası, müebbet hapis ce- zasına dönüştürüliiyor. • Siyasi ve sosyal amaçla ya da resmi makamlan bu işi yap- maya mecbur bırakmak amaay- la adam kaçırma, rehin tutma suçlanna verilen idam cezası da müebbet hapis cezasına dönüs- türüliiyor. • Casusluk amacıyla devlet güvenliğine ilişkin belgelerdc sahtekfirlık yapılraası, bundan dolayı ülkenin askeri durumuna tehlikeye sokma hallerinde veri- lea idam cezalan müebbet hap- se çevriliyor. UluslaramsıAf Örgütü'nden Türkiye'ye: Idamda infazcı son Avrııpa ülkesi Dün bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü, örgütün her koşulda idam cezalanmn uygulanmasına karşı olduğunu ve idamı insanlık dışı en aşağılayıcı ceza olarak gördüklerini belirtti. lç Poliüka Servisi — Son günlerde artan terör eylemleri- ne önlem olarak ANAP iktida- nnca dosyalan Meclis'te bekle- yen idamlann onaylanmasının gündeme getirilmesine gösteri- len tepkiler sürüyor. Uluslararası Af örgütü dün bir açıklama yaparak konuyu gündemine alıp incelemeye baş- ladığmı belirtti. Açıklamada örgütün her koşulda idam ceza- lanmn uygulanmasına karşı oi- duğu ve idamı en insanlık dışı, en aşağılayıcı ceza olarak gör- düğü belirtilerek "Türkiye infa- zı gündeme getiren en son Av- nıpa ülkesidir. Orta ve Doğu Avrupa ulkelerinin çoğunun ölüm cezasını kaldırdığı ya da infazlan durdurduğu bir za- manda infazlann gerçekleştiril- mesi, geriye doğru bir dönüş olacakür" denildi. tzmir Barosu Başkanı Sabri Kurt baro adına yaptığı açıkla- mada, "Savaş kırkırtKilanna, son günlerde yeniden gündeme sokulmak istenen idam cezala- nna, laik hukuk düzenine yöne- lik saldın ve cinayetlere tüm üyelerimizle biriikte kesinlikle karşıyız. Yasama organının gi- dcrek fonksiyonunu yitirmesin- den, yetkilerinin sürekli olarak yüriitme organınca kullanüma- sından, ülke kaderini ilgilendi- ren konularda uygulanan gizli- likten büyük kaygı duyuyonız" dedi. Bursa Barosu'na bağlı bir grup avukat da "tdam cezala- rma hayır" kampanyası başlat- ü. İdamlann "devletçe önceden tasariannuş bir cinayet" oldu- ğunu savunan avukatlar, devle- tin terör karşısında acizliği ve yetersizliği üzerine darağaçlan kurmasının yanlış olduğunu bil- dirdiler. Diyarbakır Baro Başkanı Fet- hi Gümüş idam cezasının anti- demokratik bir uygulama oldu- ğunu behrterek böyle bir ceza- nın caydırıcıük etkisinin olma- dığını söyledi. Gümüs, baronun görüşlerini şöyle açıkladı: "Şu anda her ne kadar hükü- met idam cezalannın infazı so- nucunda ülkedeki huzursuzlu- ğun azalacağına inaımorsa da bu düşünce yanlıştır. Zira hu- zursuzluğun temefi düzene ve gi- derek onun şu andaki uygulayı- cılanna dayanmaktadır. Bu an- lamda idam cezası, sonucu de- ğjştinnez. Aynca bizler idam ce- zasına karşıyız." Ankara Hukuk Fakültesi Ce- za Hukuku profesörlerinden Nevzat Toroslu, cezalann kor- kutucu ve dehşet verici olmala- nndan çok caydıncı nitelikte ol- ması gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: "Yıllarca önce işlenmiş bir suçtan dolayı bugün insan as- mak, hiçbir şekilde yeni suçlar içİB önlem olamaz. Bilakis, ka- mu vicdanında acuna ve tepld- lere yol açar. Hukukta böyle bir mantık olamaz. Ne yazık ki bu- gün iktidarda olanlar hâlâ böy- le bir şey düşünebiuyorlar. Dün- yanın hiçbir yerinde yeni işlen- miş veya işlenmesi olası suçlar için eski suçlulan asmazlar." İnsan Hakları Derneği tstan- bul Şube Başkanı Ercan Kanar, iktidann idamlan infaz etmek istemesinin "Mussolini faşizan bukuku"ndan kurtulamadığım gösterdiğini savunarak devletin terörü önlemek maskesi altında "devlet terörünü" gündeme ge- tirdiğini ileri sürdü. Kanar, "Zaten Tuzla olayı, Cibangir baskını, Doğu ve Güne>doğu'- da sık sık yaşanan bir olgu olan devlet terörii, cezaevlerinden tutsak dunımda yaşayanlann başmda 'Damokles'in kılıcı' gi- bi tutuluyor" dedi. İstanbul Dişhekimleri Odası adına Başkan Dr. Cetal Korkut Yıldırım tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: "İnsanlann saglık içersinde yasamlannı sürdurebilmesi için çaba gösteren, uğraş veren biz- ler, insanın insan tarafından öl- dürülmesini kabul etmiyor ve iğrenç bir uygulama olarak gö- riiyoruz. tdam cezası, ceza de- ğil, cinayettir. Hukuk devletin- de cellatlık, intikamcılık ola- maz. Biz sağlıkçılar insanın in- sanı cezalandu-masma her za- man karşı duracağız." Yazar Bilgesu Erenus da ko- nuyla ilgili olarak, "297 candan birine bir zarar gelirse Türkiye'- de çok şey patlar. Böyle bir şe- ye cesaret edeceklerini sanmıyo- rum. Türkiyeli insandan umu- dumu kesmek istemiyonım" derken, Can Yücei, Refik Dnr- baş, Süreyya Berfe, Ramazan Üren, Günseli tnal, Lale Mül- dür, Tank Günersel, Eray Can- berk, Nur Bulum, Turgay- Fi- şekçi, Arif Damar, Tevfik Ak- dağ, Erdal Aiova ve Cevat Ça- pan yaptıklan ortak açıklama- da şunlan söylediler: "tdam cezasının Türkiye'de zaman aşımı içersinde uygulan- ması önerisiyle karşı karşıyayu. Idamla hükümlülerin damdan idama götüriilmesine karşıyız. Böyle bir gidişi durdurmak için bütün uygar ve etkin çevreleri protestoya çağınyoruz. Şiiirin ana görevi yaşamı yaşatmak ol- duğuna göre idamı yaşatmamak da ana görevimizdir." PROFILO'DAN ÜdüKrsatÜçfırsatbirarada sadece Profîlo'da... 21 Ekim'deki kampanyayı mutlaka bekleyin! 2 HDM BMIB'den HİKMET ÇETİNKAYA Oün M.Ç., Bugün A.A. P R O F İ L O Profilo Yeni Kalır İZMİR — 15 yaşındaki lise öğrencisi M.Ç., bugün kaç yaşında, nerede, ne yapıyor? Komünizm suçlusu M.Ç., Karataş Li- sesi'nin duvarına resimler çizmış, okul müdürü de polise başvurarak gözaltı- na alınmasını istemişti iki yıl önce. 15 yaşındaki lise öğrencisi M.Ç., hapis yat- tı çıktı. Günlerce gazeteler küçük M.Ç.'den söz etti, onun yaşamöyküsü- nü yayımladı. Olay iki yıl önce İzmir'de yaşandı. Küçük M.Ç. şimdi büyüdü. Ama oku- muyor, ne yaptığını da kimse bilmiyor- du. Onu tanıyanlar "Almanya'ya gitti" diyoriardı sadece. İki yıl sonra, bu kez Pendik Lisesi 6 edebiyat öğrencisi 16 yaşındaki A.A., on beş gün önce okul duvarına bir slo- gan yazdı: — Savaşa hayır! A.A.'yı okul müdürü Süleyman Yol- cu, polise şikâyet etti. Polis gelip A.A.'yı aldı. Dokuz gün siyasi şubede gözal- tında kalan A.A. çıkarıldığı Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nce tutuklandı. Küçük A.A., şimdi Bayrampaşa Ce- zaevi'nde yatıyor. Suçu Devrimci Sol ör- gütü adına siyasal içerikli pankart as- mak. 16 yaşındaki A.A.'nın anne ve baba- sı gözyaşı döküyor. Gazete haberine göre şöyle diyorlar. — Kızımız poliste işkence görmüş. Cezaevinde bunalım geçiriyor. Onun hayatıyla oynadılar. Bayrampaşa Cezaevi'nde yatan A.A.'nın arkadaşları B.Y., C^\., S.N.Y. de siyasi şubede gözaltında tutuluyor. A.A.'nın avukatı Ünal Acun, DGM'de- ki dosyaya bakmak istiyor. Ortaya çıkan sonuç şaşırtıcı. Avukat Acun şöyle di- yor: — Dosyada hangi suçtan tutuklan- dığı yazılmıyor. İddianameyi neye göre hazırlayacaklarını bilemiyorum... A.A. tutuklu şimdi. Okul duvarına "Savaşa hayır!" yazdığı için demir par- maklıkların ardında. Belki bu sabah erkenden kalktı ka- dınlar koğuşunda. Ranzanın üzerinde otururken düşündü: — Ben neredeyim, niçin buraya gel- dim? 16 yaşındaki bir kız çocuğuydu o. Ba- bası ne iş yapıyordu, okulu bitirince hangi üniversiteye gitmek istiyordu bil- miyoruz... tek bıldiğimiz "savaşa hayır" deme- siydi. Bilinçli miydı bu tümceyi yazarken? Bir televizyon programının etkisinde mi kalmıştı? 'Savaş Rüzgârları' filmini hiç beğenmemiş miydi? Sokaktaki yurtta- şın tepkisini mi göstermek istemişti: — Savaş istemıyoruz... Belki öyle demek istemişti. Lise öğrencisi A.A., "savaşa hayır!" yerine, "savaş istiyoruz" ya da "türban bizim onurumuz" yazsaydı okul müdü- rü ne yapardı acaba? Türkiye, çağdaş hukuk devleti değil midir? Demokrasi sadece TBMNT'de mi işlemektedir? Acaba ne diyor türbanı savunan o ünlü ANAP Milletvekili Bülent Çaparoy- lu bu konuda? A.A. dün sabah demir parmaklıkla- rın arkasında uyandı. Yeni bir gün baş- lıyordu cezaevinde. Saçlarını tarama- dı belki ilk kez. Belki aynaya bakmadı dün sabah. Ölüm cezalannın yeniden gündeme geldiği bir dönemde 16 yaşındaki bir li- se öğrencisi tutuklanıyor. Yaşı küçük oi- duğu için adı soyadı yazılmıyor. Fotoğ- rafının bantlı olarak yayımlanması ge- rekiyor. Ama o çocuk işkence görüyor, tutuklanabiliyor. Ne diyor Başbakan Akbulut: — Türkiye'de demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işliyor... A.A., Bayrampaşa Cezaevi'nde ya- tıyor. Annesi, babası yaşlı gözlerle ça- resiz. A.A.'nın arkadaşları gözaltında. Aileleri perişan. Elimizde bir mektup var. Aydın E Ti- pi Cezaevi'nden, şöyle bitiyor: "Kendi varlıklarını ve geleceklerini, devrimci, demokrat, ilerici ve yurtsever- lerin ortadan kaldırılmasında, etkisiz- leştirilmesinde gören egemen güçlerin, bu komplocu ve imhacı yönelimin önü- nü kesmek, insan hak ve özgürlükle- rinden, demokrasiden yana beyni işle- yen, yüreği atan, 'Ben insanım, insani özelliklere ve insanlık değerlerine ya- pılan saldırıyı, bana yapılmış bir saldı- rı olarak telakki ederim' diyen, ülkemi- zin bütün dürüst, namuslu ve iyi niyet- li insanlarını, bütün demokratik kuru- luşları ve devrimci güçleri, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin mevcut 'hücre sistemi' ile işletmeye açılmasına, Eski- şehir'e sürgün edilmesine ve onlar için özenle hazırlanan yeni komplo ve im- ha hareketine karşı tavır almaya ve her şeye ve herkese rağmen yapılacak ye- ni bir 'ölüm yolculuğu'na ve tutuklu ve hükümlülerin buna karşı geliştirmek zo- • unda kalacakları hakiı ve onurlu dire- nişlerine omuz vermeye çağırıyoruz." Bu sabah da erken uyanacak hiç kuşkusuz 16 yaşındaki A.A.. Ranzanın üzerine oturacak. O küçük demir par- maklı pencereden dışarısını görmek is- teyecek. Belki tutuklu olduğunu hiç düşünme- yecek, inanmayacak...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle