19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 1990 HABERLER CUMHURİYET/ll Sinop'ta çocuk şenliği • Eğilim Servisi — Türkiye'deki 42 ilden yaklaşık 700 çocuk, 19-24 nisan tarihlerinde Sinop'ta düzenlenecek "Çocuk Şenliği"nde bir araya gelecek. Sinop Çocuk Kulübü'nce düzenlenecek şenlikte, halk oyunları gösterileri, geziler, paneller, yanşmalar, sergiler düzenlenecek, konserler verilecek. Tıp eğitimine Meclis araştırması • ANKARA (Curahuriyel Bürosu) — Tıp fakültelerindeki eğitim konusunda Meclis araştırması açıldı. SHP Hatay Milletvekili Ali Uyar'ın hazırladığı, "Tıp fakültelerinden mezun olan öğrencilerin gerekli bilgi ve beceriye sahip olmadıkları iddiasını ve bu yetersizliklerin nedenlerini tespit etmek amacıyla Meclis araştırması açılması" önergesi, dün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edildi. AN AP'lı milletvekilleri de önergenin kabulü doğrultusunda oy kullandılar. "Çalışma ziyareti" • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanlığı Sözcûsü Büyükelçi Kaya Toperi, "Cumhurbaşkanı'nın ABD gezısi, bir çalışma ziyareti niteliğinde olmuştur" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın ABDgezisi konusunda bir soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsu Kaya Toperi, gezinin bir çalışma ziyareti niteliğinde olduğunu, özellikle \Vashington ve Nevv York'taki temaslannın ve başta Başkan Bush olmak üzere ABD üst yöneticileri ve BM sekreteri ile görüşmesinin bunun kanıtı olduğunu söyledi. Danıştay, başkanını seçemedi • ANKARA (ANKA) — Danıştay'da başkan seçiminin ikinci etabından da sonuç alınamadı. 25 Ocak günü yapılan 20 tur oylamada olduğu gibi, dün yapılan 20 turda da 4 adaydan, üyelerin salt çoğunluğunun oyunu alan kişi çıkmayınca, seçimler ertelendi. İdamla yargılananlara beraat • tstanbul Haber S«rvisi — Altın, döviz ve uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptıkları ve bu yolla eldeettikleri parayı aklamak için İsviçre'deki Magaryan kardeşlere volladıkları iddialarıyla haklarında idam istemiyle dava açılan 12 kişi beraat etti. İstanbul DGM'de dün yapılan duruşmada hostes Arzu Dalokay, işadamı Osman Asilsoy ile kuyumcular Nazar Altın, Mehmet Veysi Canbaloğlu, Dikran Bahadır Altın, Yaşar Kadir Sönmez, Muammer Jelal Zahâbi, Halil Yıldırım, Hasan Savaş ve Hasan Bozdoğan'ın beraatlanna karar verildi. Ajda Pekkan boşanıyor • İstanbul Haber Servisi — Sanatçı Ajda Pekkan Bars ile işadamı Ali Bars'ın boşanacakları açıklandı. Dün gazetelere avukat Murat Atım tarafından geçilen faks metninde, Ajda Pekkan ve Ali Bars'ın bu konudaki açıklamaları yer aldı. Pekkan, "Ali ile ben dostluğumuzun da bozulmaması için yollarımızı ayırmaya karar verdik. Kendisini dün olduğu gibi bugün de yarın da bir dost, haza bir beyefendi olarak bildim ve bileceğim" dedi. Ali Bars'ın açıklamasında ise "Çeşitli nedenîerden dolayı evliliğimiz yürümedi. Bu nedenle dostça ayrılmaya karar verdik" sözleri yer aldı. Boşanma dilekçesi konusunda bir bilgi verilmedi. Ancak Ajda Pekkah'ın Usküdar Adliyesi'ne boşanma dilekçesi verdiği öğrenildi. Akbank'ın 42.yılı • İstanbul Haber Merkezi — Akbank'ın 42. kuruluş yıldönümü, Atatürk Kültür Merkezi'nde kutlandı. Gecede, Zuhal Olcay "Kücük Bir öykü Bu" adh konseri ile büyük beğeni topladı. Geceye Sakıp Sabancı ve eşi, Hacı Sabancı, Nejat Eczacıbaşı, Ali Koçman'ın yanı sıra birçok yerli ve yabancı misarır katıldı. KlSA KISA • Dogramaa'ya suç duyurusu - Ankara DGM Savcüığı, Öğretim Üyeleri Derneği'mn, YÖK Başkaru Prof. Dr. Ihsan Doğramacı ve 23 YÖK üyesi hakkında "şeriat amaçlı eylemlere ortam hazırlatmak" iddiasını taşıyan suç duyurusunu incelemeye başladı. • Demirag lekrar hastanede - Cumhurbaşkanı Turgut özal'a başbakanlığı döneminde suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ, yaralanan kolunun iedavısi için uçüncu kez Numune Hastanesi'ncgötürüldü. • Ajin DGM'de - Aydının Nazılli üçesinde dinı ayin yaptıkları iddiasıyla gozaltına alınan 5 kişi hakkında takipsizlik karan veren Nazilli Cumhuriyet Savalığı, dosyayı DGM Savcılığı'na gönderdi. • Savcılık iüranıuı rel - Ankara DGM, daha önce salıverilen TBKP'lilerin yenıden tutuklanmalan için savcılığın yaptığı ıtirazı reddetti. • Izmil'te gaz kaçağı - İzmit'in Derince böigesinde dün oğlen saaılerindt bır sanayi kuruluşundan kaynaklandıjı sanılan gaz sızıntısı heyecan yarauı. Üniversitelerdeyeniden yapılanma arayışına Milli Eğitim Bakanı'ndan bakış Akyol: Ithal model bize uymaz SERDAR KIZIK İZMİR — Milli Eğiıım Bakanı Avni Akyol, Ege \e Dokuz Eylul üniversiteleri, rektörleri \e 100'e yakın öğretim görevlisiyle yaptığı toplantıda yüksekoğretimin yeni- den yapılanmasıyla ilgili kararla- nn üniversiteye ve öğretim üyele- rine rağmen alınmayacağını söy- ledi. Akyol, hükümet kanadında hazıriandığı bildirilen tasanyla bir ilgisi olmadığını belirtirken. "l'ni- versitder konusunda benim imza- mın olmadıgı bir yasa hükümet- ten geçerse koltuğumda başka bi- risi oturur" dedi. (Jni\en>ite yöne- timlerinin seçimle belirlenmesini isteyen öğretim üyelerine de Ak- yol, "Demokratik bir yapıdan ya- nayız. Mütevelli be>etleri gibi il- hal malı modeller bünyemize uymaz" diye konuştu. Akyol, öğ- retmenlerin türban, imam hatip li- seleri ve Kuran kurslanyla ilgili so- rulannı yanıtlamadan geçiştirdi. Bakan Akyol, YÖK'ün bir koor- dinasyon kurulu olarak kalması- AKYOL — Güvence verdi. nın uygun olacağını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol, yüksekoğretimin yeniden ya- pılanmasıyla ilgili çalışmalar yap- tıklannı, bu çerçevede üniversite- lerin görüşlerini aldığını belirterek "Tüm üniversilelerin değerlendir- melerini alacağız. Bunu akademik kurullara. öğretim üyesi gruplan- na kadar jndireceğiz. Kararlar üniversiteye ve öğretim üyelerine Y O K . Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri rektörleri ve 100'e yakın öğretim görevlisiyle İzmir'de toplantı yapan Milli Eğitim Bakanı, YÖK'ün bir koordinasyon kurulu olarak kalmasının uygun olacağını belirtti. Istffa ederim Üniversitelerle ilgili kararların üniversiteye ve öğretim üyelerine rağmen alınamayacağını söyleyen Bakan Akyol, "Üniversiteler konusunda benim imzamın olmadıgı bir yasa hükümetten geçerse koltuğumda başka birisi oturur" dedi. rağmen alınmayacak" dedi. Ba- kan Akyol, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Görevlisi Azmi Telefoncu'nun, "Grubunuzda yüksek öğrelimle ilgili yeni yasa tasansı hazırlıklan yapıldıgı ha- berleri geliyor. Bo>le bir se> var mı? Sizin bu konuda etkinliğiniz nedir?" biçimindeki sorusu üze- rine şunları söyledi "Gazetelerde çıkan haberierde- ki tasanyla bir ilgim yok. Üniver- siteler konusunda benim imzamın olmadıgı bir >asa hükümetten ge- çerse o zaman kolluğumda başka birisi oturur... İlhal rnodellerle milli egilim yürütülemez. Mute- velli heyelleri gibi modeller bün- yemize uymaz..." Bazı öğretim Uyelerinin, YÖK'- ün emir komuta içinde bir yapı ge- tirdiğini, üniversitelerin demokra- lik işlerliğe kavuşması gerektiğini, üniversite yönetimlerinin seçimler- le belirlenfhesi zorunluluğunun eğitimin kalitesini düşürdüğünü, bilimsel araştırma sayısının azal- dığını, Türkiye'nin, bir bilim po- litikası bile olmadığını, öğrencinin ortaöğretimden yetersiz geldiğini dile getirdiği toplantıda Bakan Akyol daha sonra şunları söyledi: "Her şey yasalaria çözülmez. Yasa, durumu düzenler, uygulama önemlidir. Ortadğretimde sonın- lar var. Ölçme, değerlendirme sis- lemini değiştirmek gerekiyor, ça- lışmalar yapılıyor. Mesela lise 3 okunmadan öğrenci üniversiteye geliyor lise 2 bilgileriyle. Çünkü li- se 3'te tek amaç üniversiteye ha- znianmak. Bu sistem mutlaka de- ğişmelidir. Yeni mezunlarla üni- versiteye giremeyen 500 bin öğren- ci liseden sonra ne yapacağıru bil- miyor. Biz bir proje başlattık. Bu- nu daha da gelişlirecegiz. Devlet fabrikalannı bu öğrencilere açıyo- nız, iş içinde eğitim olacak, iste- yenler üni\ersile>e yatay geçiş ya- pacak. Öğretim uyelerinin daha iyi koşullara sahip oiması için kal- kınmada öncelikle bölgelerde üc- retlerini arttıracağız. Bu konuda bir kararname hazırlığı var. Öğret- menlige önem veriyoruz." Prof. Or. Oğuz Manas'ın "Mec- lis, üniversitelere bu kadar müda- hale etmemeli, üniversiteler sık sık değişlirilen kanunlarla karşı kar- şıya kalıyor. Sık sık af çıkıyor. Pa- tagonya'da bile bu kadar mudaha- le olmaz" biçimindeki sözleri üze- rine Bakan Akyol, iyi ya da kötü bir otoritenin oiması gerektiğini, bu arada üniversitelerde bir koor- dinasyon kuıuluna gerek duyul- duğunu söyledi. E.Ü. Tıp Fakülte- si'nden Prof. Dr. Alphan Curada üniversitelerde Türk Dili, Atatürk Ilkeleri ve İnkılaplan ve Beden Eğitimi derslerinin gereksiz oldu- ğunu, üniversiteye gelen öğrenci- nin bu anlamda belirli kalıplara oturduğunu, YÖK uyelerinin üni- versitelerle bir ilgisi olmadığını, bu yapıya da "demokrasi" deneme- yeceğini söyledi. Tutuklu bir de kadın olursa' tstanbul Haber Servisi — Bir grup kadın dün saat 11.30 sıralarında Sultanahmet Mehmet Akif Ersoy Parkı'na gelerek Sağmalcılar Ceza evi'ndeki tutuklu kadınların sorunlarını dile getiren bir bildiri okudular. Kendilerini kadınların kurtuluşu için mücadele eden bir grup kadın olarak tanıtan yaklaşık 15 kişi adına konuşan sözcü, cezaevindeki tutuklu kadınlara ilişkin olarak şunları söyledi: "Kadın koğuşunda kapasitenin çok üzerinde tuluklu yaşadıgı için ciddi sağlık sorunlan söz konusudur. Ayrıca yemek, okumak, uyumak, dinlenmek, yazmak, sohbet etmek gibi zorunlu ihli>açlar engellenmektedir. Siyasi tutuklular, kadın olduklan için kötü koguş koşullannda ynşamaya zorlanıyorlar. Devlet kadınları sadece cezaevine hapselmivor, a\nı zamanda kadınlıklannı da hapsediyor." (Fotoğraf: Vedat Yenerer) Gürkan bugün ayrıntılı açıklama yapacak 6 ^ i partf son aşamadaPartinin kuruluşunun, DİSK'in kuruluş tarihi 13 şubata rastlatılmasımn düşünüldüğü öğrenildi. Sol ekibe göre, "SHP ve DSP artık yaşayamaz. Artık SHP yok Baykal var. DSP'de ise sadece Ecevit var." ANKARA (Cumhuriyel Büro- su) — Aydın Giiven Gürkan lider- liğindeki solda yeni partinin ku- ruluş çalışmalan son aşamasma geldi. Partinin kuruluşunun, DİSK'in kuruluş tarihi olan 13 şu- bata rastlatılmasımn düşünüldü- ğü öğrenildi. SHP'den ihraç edi- len ve istifa ederek ayrılan millet- vekillerinin de içinde bulunduğu hareketle ilgili olarak Gürkan, bu- gün bir basın toplantısı düzenle- yecek ve ayrıntılı açıklamalarda bulunacak. Eski HP ve SHP genel baskan- lanndan Aydın Güven Gurkan'ın başını çektiği ekipte 17 milletve- kilinin bulunduğu kaydedilirken, Kemal Anadol ve Kâmil Ateşogul- ları'nın kesin tavırları henüz net- leşmedi. Anadol'un şubat ayı so- nunda İstanbul'da çeşitli sol grup- lann yupacaklan ve sol için bir ka- rara vanlması beklenen toplantı- dan sonra tavrını netleştireceği be- lirtiliyor. Yeni parti için temaslarda bu- lunmakla görevlendirilen milletve- killeri Cüneyt Canver, Fehmi Işık- lar ve Kenao Sönmez dün Anka- ra'da bir toplantı yaptılar. öğre- nildiğine göre toplantıya başta Ankara olmak üzere SHP örgü- tunden çok sayıda üye de katıldı. Toplantıda önceki gün sonuçlanan SHP kurultayuıın bir değerlendir- mesi yapüdı. Edınilen bilgilere gö- re kunıltay sonrasında ayn bir parti kurulması düşüncesinin ne denli haklı olduğu göruşünde bir- leşildi. Toplantıdaki değerlendir- meler şu noktalarda belirginleşti: • SHP ve DSP artık yaşayamaz. Basın ne denli destek verirse ver- sin artık SHP yok. Deniz Baykal var. SHP bitti, Deniz Baykal baş- ladı. DSP'de ise sadece Ecevit var. Başka bir şey yok. • Erdal tnönü artık bir sembol oldu. Partiyi Baykal ele geçirdi. SHP örgütünü, kendilerini sece- cek biçimde örgütlediler. Bu ka- dar ilin, ilçenin görevden aıinma- sı bundandı. Erdal Bey de bu du- rumları biliyor. Bu bizce danışık- lı dovıytur. • Bu kurultaydan birtakım çev- reler birlik, bütünlük ve geniş kad- roların partiye egemen olmasını beklerlerken, bir hizbin, 12 Eylül öncesinden beri yaşamını bugüne dek surukleyen, getirebilen bir hiz- bin damgasını yedi. • Bu durumda soldaki boşluk daha da belirginleşti ve bir siyasi partiye ciddi bir ihtiyaç duyuldu- ğu ortaya çıktı. Gürkan ve arkadaşlarının bir süredir tabanda yaptığı temaslar sonucunda partileşmenin artık ka- çınılmaz olduğu göruşünde birle- şildi. Yeni parti sadece SHP'den küsüp aynlanlara ya da ayTilacak- lara hitap etmeyecek. Onun dışın- da demokrasi mucadelesinde yer almak isteyen herkese kapılannı açacak. SHP'nin merkez partisi haline gelmesinden hoşnutsuzluk duyan, şimdiye değin SHP ve DSP'de görev almamış. çalışma- mış herkes yeni partiye bekleniyor. Yeni partileşme hareketinin ön- cüleri, SHP'ye yeni bir çağn ya- pılması görüşünü paylaşmıyorlar. TBMM'de grup kurma konusunu da ön plana almıyorlar, ancak ha- reketlerinin içinde 17 milletvekili bulunduğunu belirtiyorlar ve TBMM'de olası bir grubun uzak bir ihtimal olmadığını vurgulu- yorlar. Grup, Mehmet Ali Aybar'la ye- ni bir görüşme yapmayacak. Çyıldırsüren işkence davası askeri mahkemede yeniden görülmeye başlandı Ahmet Karlangaç'ın katili aranıyor NİHAT HALICI tşkencede öldürüldüğü Yargı- tay kararlan, raporlar ve tanık polis ifadeleriyle kesinleşen Ah- mel Karlangaç'ın "katil"inin aranmasına 10 yıldır devam edi- liyor. Jstanbul Siyasi Polisi'nde 4 gün sorgulandıktan sonra can ve- ren Karlangaç için açılan davada daha önce hüküm giyen, ancak cezalan Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nda bozulan üç siyasi po- lis memurunun yeniden yargılan- masına dün İstanbul Askeri Mah- kemesi'nin Selimiye'deki duruş- ma salonlarında başlandı. "Işkenceyle ölüm" savıyla ge- lişen olaylar zincirinin başlangıç tarihi2.10.1980'di. 12 Eylül aske- ri darbesinden yaklaşık bir ay sonra şimdi "kimler tarafından öldürüldüğü" kanıtlanmaya çalı- şılan Ahmet Karlangaç, teyzesinin oğlu Mustafa An ile birlikte sor- gulanmak üzere gozaltına alınıp istanbul Siyasi Şube'ye götürül- dü. Karlangaç hakkındaki ilk tu- tanak da "şnbe giriş kapısında" meydana geldiği öne surulen olay- lar gerekçesiyle tutuldu. Tutanak- ta, "Sanıgın üç kez kaçmaya te- şebbüs ettigi, bu sırada çukura düştüğü ve merdivenlerden aşağı yuvarlandığı" öne sürülerek Kar- langaç'ın "kendi kendisini darp ettiği" iddia ediliyordu. Ancak bu tutanakta Karlangaç'ın imzası ile imzalayan polis memurlarımn ad ve sicil numaraları yer almıyordu. Yalnızca kimlere ait olduğu belli olmayan 7 imza ile sanığı gozal- tına alan timlere ait olduğu belir- tilen 858. 824 ve 995 numaraları bulunuyordu. Karlangaç'ın ölümüne kadar uzanan olaylar zinciri dava dos- yalan incelendıginde ilginç bir dizi oluşturuyor. Ahmet Karlangaç hakkındaki ikinci tutanak, şube- ye getirilişinden 4 gün sonra 6 Ekim 1980 günü tutuldu. Karlan- gaç'ı sorgulamak. üzere teslim alan "K Grubu" daha sonra yi- ne bir sorgu birimi olan " B Grubu" timine devretti. K timi, sanığı başka bir olayda gozaltına alınan Baki Altın'la yuzleştirmek için almıştı. Ancak K timinin sor- gusu sırasında "birtakım olaylar olduğu" mahkemeye sunulan 6 Ekim 1980 tarihli tutanakla orta- ya çıkıyordu. Siyasi Şube Müdür Muavini Mete Allan (Sicil No: 34014) ile polis memurları Savaş Demir (6849), Naam Can (6939), Fikret Işınkalar (5353) ve Yaşar Uzun (6963) tarafından imzala- nan bu tutanakta şunlar ya- zıyordu: "6.10.1980 günü saal 10.00 sı- ralarında Ahmet Karlangaç'ın kaldığı odadan birtakım sesler geldi. Gidildiginde şahsın kafası- nı duvariara vuımakta olduğu gö- riildü. Sonra da şahsın anormal bir hali ya da hastalık durumu gö- riılmedi. Şahıs ile konuşularak teskin edildi." Ahmet Kaı langaç'ın K timince "yuzleştirmek" gerekçesiyle sor- guya ahmşından soma düzenle- nen, gene 6.10.1980 tarihli "yiiz- leştirme tutanagı"nda da yalnız- ca öteki sanık Baki Altın'ın im- zası bulunuyordu. Karlangaç'ın imzasına rastlanamıyordu. Bu tu- tanakların tutulduğu gece koma halinde önce Haydarpaşa daha sonra Çapa Tıp Fakültesi hasta- nelerine kaldınlan Ahmet Karlan- gaç yaşamını yitirdi. Ölümünün ardından düzenlenen 16.10.1980 tarihli Cerrahpaşa Tıp Fakultesi'- ne ait raporda "kafasına aldığı bir darbe sonucunda öldüğü" görü- şü yer aldı. 20.5.1980 tarihli Adli Tıp İhtisas Kurumu'nun raporun- da da "İşkence gördüğü kesin" belirlemesi yapılıyordu. Davanın seyri boyunca ilginç gelişmeler yaşandı. Tanık olarak dinlenen B Grubu'na mensup po- lisler, K Grubu'ndaki meslektaş- larını işkence yapmakla suçladı- lar. Mahkeme tutanaklarına ge- çen ifadeler şöyleydi: Erkan Cankut (B Grubu timi polis memuru): "K timinden, Ba- ki Altın ile yüzleştirilmek üzere getirildiginde perişan bir haldey- di. İşkence görmüştü. Sandalye- ye oturtluk. Sonra yere düştü, fe- nalaştı. Hemen hastaneye kaldır- dık." Kemal tşler (B Grubu timinde polis memuru): "Bize geldiğinde çok kötü bir durumdaydı. K ti- minden getirilmişti. Sandalyeye oturur oturmaz yere düştü." Bundan başka Karlangaç'ın ya- kalandığı tarih olan 2.10.1980'i taşıyan bir tutanak da mahkeme- ye sunuldu. Bu tutanak Karlan- gaç'ın imzasını taşıyor ancak ne 3 kez kaçma girişiminden ne de yaralanma ve "kendi kendini darp etmeden" söz ediyordu. Mahkeme ilk kararını 16.5.1985'te açıkladı. îşkenceyle adam öldürmekten tim şefı komi- ser Sebahattin Tür 3 yıl 4 ay, po- lis memurları Aydın Yıldınm 6 yıl 8 ay, Saulmış Köroglu, Haiis Yer- men ve Ahmet Gök ise 1 'er yıl ha- pis cezası hükmü giydiler. Karar- da sanıkların TCK 452/2. ve 243/1. maddeierine muhalefet et- tikleri belirtildi. Sanık avukatlarımn Askeri Yargıtay'da temyize gitmeleri üze- rine Askeri Yargıtay 4. Ceza Da- iresi, "Sorgu timi Sefi Sebahattin Tür'ün de aynı cezayı alması gerektiği" yolunda karar verdi ve mahkemenin kararını bozdu. Mahkeme verdiği kararda sanık- lardan Sabahattin Tür'ün "daha fazla ceza alması gerektiğini, an- cak aleyhte temyiz yoluna gidil- mediği ve aleyhte bozma yasagı- nın bulunması nedeniyle aynı ce- zanın verilmesini" uygun gördü. Bu davanın bir başka ilginç ge- lişmesi ise Askeri Yargıtay Daire- ler Kurulu'nun (AYDK) tim şefi Sebahaltin Tür'ün cezasım bozma gerekçesinde ortaya çıktı. AYDK'ye göre Tür'ün cezalandı- nlmasına gerekçe olarak sunulan Baki Altın'ın tanıklığı; "taraflı olabilirdi". Altın, aynı tim tara- fından sorgulanmasından sonra idam hükmü giymişti. Bu neden- le, "bu tim ve şefine karşı husu- met besle>ebilecegi" gorüşu belir- tilmişti. Ayrıca Sebahattin Tür'- ün o tarihte raporlu oiması da bozma geTekçelerinden sayılıyor- du. Daha sonra raporun alındığı yer olarak belirtilen Bakırkoy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hasta- nesi böyle bir rapor verilmediği- ni açıkladı. Tim şefi de bunu ka- bulleniyor ve "fıtık raporu almak için başvuruda bulunmuştum aslında" diyordu. Tim şeflerinin cezalarının bo- zulmaları üzerine Askeri Yargı- tay'a başvuran Aydın Yıldınm, Saülnuş Köroglu ve Ahmet Gök'- ün yeniden yargılanmasına baş- landı. Duruşmada müdahil avu- katlardan Mine Abalı 9 avukat ta- rafından imzalanan bir dilekçeyi mahkeme heyetine sundu. Dilek- çede soruşturmanın genişletilme- si ve sanıkların mahkûmiyetine karar verilmesi istendi. Sanık po- lisler fotoğraflarının çekilmeme- sini mahkeme heyetinden istedi- ler ancak bu istem "duruşmanın açık oiması" gerekçe gösterilerek reddedildi. Ahmet Karlangaç'ın babası ise polislere duruşma son- rası "jşkenceciler" diye bağırdı. Duruşma 19 şubata ertelendi. BARCLAY • • DüşükKatran-ZevkliIçim MADEIN U.SA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle