19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Türkiye, Seni Seviyorum' • Kültiir Servisi — Federal Almanya'da Mainz Türk Kültür ve Sanat Derneği'nce düzenlenen "Türkiye, Seni Seviyorum" adlı fotoğraf sergisi bugün açıhyor. Sergi daha sonra Almanya'nın Ulm, Stuttgart, Minden, Warkms, Rüsselsheım ve Ruhr bölgesini de dolaşacak. Aralarında dünyaca tanınmış sanatçılann da yer aldığı 39 Türk fotoğrafçısı sergide Türkiye'den görüntüler sunacak. Sergide yapıtları yer alacak fotoğrafçılar şunlar: Selda Uraz, A. Halim Kulaksız, lzzet Keribar, Alberto Modiano, Aramis Kalay, Ibrahim Zaman, Celal E>eniz, Ertan Kavakügil, Hüsnü Gürsel, Cengiz Civa, Isa Çelik, Baytekin Kara, R. Gökhan Yalta, Hakan Kızılcıkoğlu, Emine Kart, Ersin^lok, Ibrahim öğretmen, Mehmet Bayhan, llyas Göçmen, Aclan Uraz, Ayda Uludağ Alpat, Lütfı özgünaydın, Mehmet ÜnaJ, Murat Ertem, Sacit Aker, Nazım Timuroğlu, Nevzat Çakır, Sedat Tosunoğlu, Tahir Ün, Ara Güler (yukanda), Faruk Akbaş, Ali Rıza Akalın, Serdar Bilgiç, Şirin Küçüktabak, Orhan Karaalioğlu, Şemsi Güner, Yusuf Tlıvi, Ayhan Erolgil, Giiltekin Çizgen. Zeybek: fc Muhatabı degilim' • ANKARA (ANKA) — Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Kars bağımsız milletvekili Mahmut Ahnak'ın Yılmaz Güney ile ilgili sorularına yanıt vermedi. Namık Kemal Zeybek, "Yılmaz Güney'in 105 filminin yakıldığına" ilişkin sorunun muhatabının kendisi olmadığını öne sürdü. Zeybek, Mahmut Alınak'ın, Yılmaz Güney'in 105 filminin 12 Eylül döneminden sonra yakılarak irnha edilmesinin sorumlularını açıklaması istemini, "Sorunun muhatabı bakanlığımız değildir" diyerek geri çevirdi. Bakan Zeybek, Alınak'ın "Yılmaz Güney'in filmlerinin televizyon ve sinemalarda gösterilmesine ne zaman başlanacak", "Halkımız Yılmaz Güney'e ne zaman kavuşacak" şeklindeki sorularına da aynı karşıbğı verdi. \a-Ba Oykü Dergisi • Kültür Servisi — İki ayda bir yayımlanan Ya- Ba/Öyku Kültür - Edebiyat dergisinin ocak-şubat sayısında Hasan Hüseyin Korkmazgil'in ilk kez yayımlanan iki şiiri yer ahyor. "Dünya Öykücülerinden Portreler"de ise Ivo Andriç*e yer verilmiş. Ayrıca dergiye bu sayıda yazılarıyla Vecihi Timuroğlu, M. Isa Karaca, A. Kadir Bilgin, Hasan Mercan, İsmet Arslan, Selim S. Pülten, Gülgün G. Arıgümüş, Çetin Boğa, A. thsan Beyhan; şiirleriyle Enver Bulut, Şaban Demir, Mehmet Ercan, ömer Aytekin, Mehmet Tayak, Işılay Özyürek, Halim Şafak, Şahinkaya Dil, Uğur Kaynar, Yunus Yaşar, Ahmet T. Kul öyküleriyle de Ivo Andriç, Özer Eltugay, Zeki Oğuz, Erhan Tığlı, Hasan Eren, Aydın Doğan ve Yaşar Gunenç katkıda bulunuyorlar. Nebahat Erkekli sergisi • Kültür Servisi — Nebahat Erkekli'nin resim sergisi Istanbul Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde açıldı. Sergi yarın sona erecek. Resimlerinde kalabalık insan gruplarına kendine özgü figüratif bir dille yer veren sanatçı 1928'de Ankara'da doğdu. 1971-1972 yıllannda tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nde konuk öğrenci olarak öğrenim gören Erkekli, daha sonra çalışmalarını Erbil Sanat Atölyesi'nde sürdürdü. İlk kişisel sergisini 1977 yılının mart ayında Istanbul'da açan sanatçı 1977 Yarımca Şenliği Resim Yarışması'nda birincilik ödülü kazandı. 'Foto Maraton' yaraşması • BURSA (Cumhuriyet Bürosu) — Bursa Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (BUFSAD), sınırh zaman ve malzeme ile yaratıcı gücü geliştirerek amatör fotoğrafçılara heyecan vermek amacıyla "Foto Maraton" adlı bir fotoğraf yarışması düzenledi. Bursa'nın tarihi ve doğal yapısım içeren 4 ayn konunun jüri tarafından yarışmacılara bildirilerek siyah-beyaz olarak görüntüleri istenecek yarışmaya katılmak isteyenler, 15 bin lira karşılığında BUFSAD'dan 20'şer pozluk 4 makara fılm alacaklar. Yarışmacılar 28 ocak günü saat 10.00'da start alarak kentin çeşitli yerlerinde konularını görüntüleyecekler. Çalışmaları 17.30'da son bulan yarışmacılar, BUFSAD'a gelerek filmlerini teşlim edecekler. Her yarışmacımn, her konudan bir tane olmak üzere en iyi karesi seçilerek 9-13 cm. sepia baskı yapılacak. Seçilen bu fotoğraflar da 31 ocakta dernek sergi salonunda sergilenecek. REFERANSIMIZ ÖĞRENCİLERİttİZDİR. HER SEVIYEDE INGILIZCE KURSLARI Gundtız. akşam ve haftasonu sınıflan. Haftada 6 ders saatı. YOĞUN PROGRAtt \ Haftaiçi hergun sabah Haftada 12 ders saati. CAMBRIDGE FIRST CERTIFICATEve TOEFL KURSLARI Akşam ve haftasonu Haftada 6 ders saatı BUTUN OĞRETMENLER INGİLİZ PROFESYONEL VE DENEYIMLI PiyanistAyşegülSanca 29 ocakta CemalReşitRey Konser Salonu 'nda çalacak Schıımanııla aynı burçtanSanca, resitalindeki bütün yapıtları Schumann'a ayırdı. Şchumann da Sanca da İkizler burcundan. Belki de bu yüzden Sarıca kendini Schumann'a çok yakm hissediyor. Kültür Servisi — Piyanist Ay- şegül Sanca 29 ocak pazartesi gü- nü saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda ayın son kon- serini verecek. Sanatçı, resitalin- de Robert Schamann'm "Viyana Karnavalı", "Ketebekler" ve "Çe- şitleme Biçiminde Senfonik Etütler" adlı yapıtlarım yorum- layacak. — Niçin sırf SchDmann'ın eser- lerini çalıyorsunuz bu konse- rinizde? — Bu salonun sanat yönetme- ni FBiz Alfnin fikriydi. Konserler- de her piyanistin ayn bir besteci- yi yorumlaması düşünülmüştü. Ve sanırım bu uygulama aşağı yuka- rı devam etmekte. Örneğin, bildi- ğim kadanyla şubat ayında Lyu- bov Timofeyeva sadece Chopin çalacak, mart ayında ise Ann Ka- ramürsel. Rahmaninov yorumla- yacak. Bana da Şchumann düştü ve buna çok sevindim. Schu- mann'ı gerçekten çok severim ve kendime yakm hissederim, belki de bunun nedeni Schumann'ın be- nim gibi tkizler burcu olması. HEP PlYANOLAR ARASINDA — Ayşegül Sanca, Cemal Resit Rey Konser Salonu'na almacak piyano- lan seçraek için geçenlerde Hamburg'a gitmişti. Sanca önümüzdeki günlerde de konserler vermek üzere Ma- caristan, Italya, Uzakdoğu ve Kıbns'a gidecek. (Fotoğraf: YıldırÜçok) — Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'na alınan piyanolan seçmek üzere Haraburg'a gjttiginizi biliyo- ruz. Piyano alırken nelere dikkat etmek gerekiyor sizce? — Piyano alırken her şeyden önce konser salonunun akustiği- ne dikkat etmek gerekli. Çalacak olan sanatçıların tuselerini de mümkün olduğu kadar göz önü- ne almak lazım. Bunun yanı sıra pjyanoların karakteri de önemli tabii. Parlak ya da mat, yani do- lu sesli piyanolar var. Sert ya da yumuşak piyanolar var. Bütün bunları değerlendirerek seçim yap- tık. Ve sanınm seçimimiz doğru ve uygundu. — Kendi çalışroalannız için na- sü bir piyano seçersiniz? — Kendi çalıştnam için daha sert, tuşları kolay inmeyen ve mat sesli bir piyanoyu tercih ederim. Bunun nedeni yumuşak, parlak bir piyanoda parçaiann çok daha kolaylıkla çıkarılabilmesi. Oysa sert bir piyano ile çahşıldığında bi- raz daha güçlük çıkması sanırım daha yararlı. Çeşitli konser salon- larında boyle sert bir piyano ile karşılaşıldığında hazırlıklı olmak kolaylık sağlıyor. — Bu konserinizden sonra ne gibi etkinlikleriniz olacak? — Yurtdışında birkaç progra- mım var. Macaristan'a, Uzakdo- ğu'ya, Italya'ya ve daha sonra Kıb- ns'a gideceğim. Aynca yurtiçinde de İzmir'de, Ulvi Cemal Bey'in "Senfoni Konçertanf'ını çalaca- ğım. Bu eseri benim ilk çalışım olacak. — Uzakdoğu'ya daha önce de gitmiştiniz değil mi? — Evet. Uzakdoğu'ya bayılıyo- rum. Bu sefer Singapur, Japonya ve sanırım Malezya da dahil ola- cak turneme. Çin'e de gitmiştim, orada tabii o kadar çok insan var ki izleyici sorunu olmuyor. Kos- koca konser salonlannda aynı re- sital iki defa tekrarlanıyor. Ama Pekin'den ziyade Şanghay çok en- teresan. fngilizlerden kalma bir kültür birikimi var. Zaten Çin'de ilk konservatuvar orada kurul- muş. Genç piyanistlerin çok iyi bir ekolü, muthiş teknikleri var ve Av- nıpa kültürlerine diğer Uzakdo- ğululardan daha yatkınlar. Avrü- pa'daki yanşmalarda da başarıla- nnı göstermeye başladılar. — Tüm dünyayı dolaşıyorsu- nuz. Sizfaı ve diğer Türk müzisyen- lerid verdiği bu uluslararası kon- serierin Türkiye yi tanıtma açısın- dan yaran ne kadar sizce? — Tabii ki önemli. Ama bütün mesele tanıtım. Tanıtımı yeteriıı- ce yapabildiğimize inanmıyorum. Örneğin, UNESCO'nun düzenle- diği Atatürk'un 100. doğum yılı kutlamalan sırasında gerek müzik gerek görsel sanatlar alanında bir- çok güzel etkinlik yapıldı. Ama ne yazık ki tanıtım yetersizdi. Ayn- ca bu tip etkinliklerin kalıa olrna- sına da özen gösterilemiyor. Plak- lar doldurulabilir, kataloglar bas- tırılabilir. Tanıtıma daha profes- yonel bir yaklaşım, Türk sanatçı- lannın ve bu sanatçılann etkinlik- lerinin yurtdışında daha iyi değer- lendirilmelerini sağlayabilir belki. Ressam Saura, yönetmen Saura'yı gölgede bırakıyor Geçimsiz ve dürüst Istanbul Rumelı Cad 92 4.Osmanbey Tel. 147(WS;t-152«271 Ankara SelanıkCad S. Kal 5 KızılavTel. 13S 3094-135 1W1 Antonio Saura, ünlü yönetmen Carlos Saura'nın ağabeyi. Aynı zamanda Tapies'le birlikte, yaşayan en önemli iki Jspanyol ressamından biri. Ressam Saura'run 70 yapıtı Madrid'de sergilendikten sonra Münih ve Toulouse'a doğru yola çıkacak. mekle ünlü.- Tabloları dünyanın dört bir yarunda astronomik fiyat- larla satılıyor ve Antonio Saura bunun sanata yakışmayan bir spe- külasyon olduğunu haykırıyor. Özetle, ressam Saura, kendini beğenmişliğini paraya çevirmeye- cek kadar dürüst, inatçı, özgün, geçimsiz ve değerli bir sanatçı. Andre Breton'un yanında gerçe- küstucüluğu öğrenmiş. Yirmi yaş- larında iyi resim yapabildiği gibi, iyi de bir yazarmış. Daha sonra Breton'un çekirdek dünyası dar gelmiş ve kendi yolunu aramaya başlamış. Yazma yeteneğini oku- ma sabrına aktarıp varlığını yal- nızca resme adarruş. Ama soyut resme. Antonio Saura, çağdaş Ispanyol resminin en önemli gru- bu El Paso'yu kuran ve dağıtan "üstat". Nesnelerin değil, konula- nn (temaların) ressamı olduğunu MİNE G. SAULNtER MADRİD — Böyle aile dostlar başına. Tamamı dört kardeş olan Saura ailesinden ağabey Antonio Saura, Tapies'le birlikte, yaşayan en önemli iki Ispanyol ressamın- dan biri sayılmakta. Öteki kardeş Carlos Saura ise dünyaca ünlü si- nema yönetmeni. Ancak Türkiye 1 de pek tanınmamasına karşın res- sam Antonio'nun ünü, uluslarara- sı sanat çevrelerinde Carlos Sau- ra'yı gölgede bırakıyor. Antonio Saura ve Modernizm, Paris Sorbonne Üniversitesi kur- sulerinde sık rastlanan bir tez ko- nusu. Kübalı karısından vize isti- yorlar diye New York'un en büyük galerisinde sergi açma önerisini geri çevirme lüksune sahip biri. Paris, Venedik, Cenevre müzele- rinin önerilerini de kabul etme- ilert sürüyor. Kendi resminin bi- yografisini ise dört ana döneme ayırmakta: Tanrı donemi, Çokses- lilik, Çarmıh ve Ünlü Ressamla- rın Portreleri... Dünyaca ünlü resim uzmanı, eleştirmen, tarihçi ve emprezaryo Rainer Michad Mason tarafından özenle seçilen 70 Antonio Saura tablosu bugunlerde Madrid'deki Kraliçe Sofya Kültür Merkezi sa- lonlannda ziyarete açıldı. Kraliçe Sofya Kültür Merkezi, Ispanya- nın Pampidou-Beauborg'u biraz. Baron Von Thyssen koleksiyonla- rının on yıl süreli ikametiyle yer- yüzünün en büyük resim müzesi haline gelen Prado Sarayı'na bağlı bir kuruluş oluyor. Antonio Saura'nın 70 parçalık ve biyografik nitelikteki sergisi, mart ayına değin Madrid'de kal- dıktan sonra Münih ve Toulouse kentlerine doğru yola çıkacak. 20. yuzyılı "Olağanüstü bir yuzyıl. Geçmiş bizi korkutrauyor artık. Bugün de gecmişi sıkınti) r a sokmu>or. Bütün sınırlamalan aş- tık. Geçmiş geleceği, gelecek geç- ASTRONOMtK FİYATLARA KARŞI — Antonio Saura'mn tablo- ları dünyanın dört bir yanında astronomik fiyatlara satılıyor. Ama Saura, bunun sanata yakışmayan spekülasyon olduğu goriişünde. mişi aydınlatıyor. Bir Rönesans çağı bu. Yaratıcılık büyük bir atı- lım yaptı" diye tanımlayan Anto- nio Saura, tablolannın yanı sıra resimlediği "Don Kişot" gibi ki- taplarla da ünlu. Sanatçı şu sıra- lar, sevdiği eski Ispanyol ressam- larım anlatan ve bu ressamlann kendi kaleminden soyut portrele- rini içeren bir kitap haarhyor. 62. OSCAR ODULLERI Los Angeles'ta 'Uçuıtmayı Vurmasınlar' kaınpanyası NEW YORK (AA) — 62. Os- car ödüllerine bu yıl "Yabancı Filmler" dalında ilk kez katılan bir Turk filmi olan "Uçurtmayı Vurmasınlar" için Los Angeles 1 ta yoğun bir tanıtım kampanya- sına başlandı ve bu çerçevede "Variety" ile "Hollywood Repoıter" gibi etkin sinema ya- yın organlannda ilanlar yayım- landı. Bu arada yönetmen Tunç Ba- şaran. fılmin yapımcısı ve sanat yönetmeni Jale Başaran ve Turk- film kuruluşunun yöneticisi Vec- di Sayar ile yapılan bazı söyleşi- lere de gazetelerde yer verildi. Bu dalda 37 yabancı filmin aday adayı olduğunu açıklayan Akademi üyelerinin, ttalyan fil- mi "Yeni Cennet Sineması",. Fransız filmi "Camille Claudel", Kanada filmi "Monlrealli !sa" ve Türk filmi "Uçurtmayı Vunnasınlar" adlı fılmlere aday- lık şansı tanıdıklan bildiriliyor. Akademi üyeleri arasından belirlenen 360 kişilik Yabancı Film Komisyonu 37 filmi izle- dikten sonra 5 tanesini, 14 şubat- ta Pscar adayı olarak seçecek ve ikinci aşamaya geçilecek. Oscar'ı kazanan film, öteki dallardaki filmlerle birlikte 26 mart gecesi açıklanacak. İlk kez Türkiye'den Oscar'a aday olan "Uçurtmayı Vurmasınlar" adlı fılmde Nur Sürer ve çocuk oyun- cu Ozan Bilen başrolleri payla- şıyorlar. Dört sanatçının ortak sergisiMaçka Sanat Galerisi'nde Düşünceyî biçime dökünceCanan Beykal, Ayşe Erkmen, Serhat Kiraz ve Füsun Onur çeşitli nesnelerden oluşturduklan işlerini "Göndermeler" adı altında sergiliyorlar. NUR NİRVEN Canan Beykal, Ayşe Erkmen, Serhat Kiraz ve Füsun Onur'un "Göndermeler" adlı ortak sergisi Maçka Sanat Galerisi'nde açıldı. Sergi, sanatçılann daha önce ser- giledikleri işlerine göndermeler yaptığından bir "bellek" işlevi de üstleniyor. Malzemenin seçimi, bi- çimlendirilmesi ve bireysel üslup gibi farklılıklar dışında duşünsel ve mekânsal bağlamda birçok or- tak nokta da içeriyor. Sanatçılar harf ve sayı tampon- lan, ölüm tutanaklan, fotoğraflar, düzey ölçme aleti, gazeteler, sar- kaç, pusula ve cam gibi çeşitli nes- nelerden oluşturduklan işlerini kaidelerin üzerinde sergüiyorlar ve kaidelerin üzeri de bir anlamda sergi mekânı işlevi görüyor. İşler, bir tür kod yerine geçiyor; izleyici, bu kodlarla şifreleri çözü- yor. Örneğin; Serhat Kiraz, Efes'te arkeoloji kazüan sırasında çekilen fotoğraflann serigrafıleri ve düzey ölçme aletiyle görüntü ve gerçek arasındaki dengevi irdelerken, Ca- nan Beykal yer ve zamana gönder- meler yapıyor. Benzer biçimde Fü- sun Onur, resim ve heykel sanatı- nı sorguluyor ve Ayşe Erkmen, gündelik yaşamda başka amaçlar- la oluşturuhnuş, ancak sanat ya- pıtını çağnştıran düzenlemeleri gündeme getiriyor. Beykal, Erkmen, Kiraz ve Onur'un işleri maddi isteme değil, düşunsel isteme yönelik; aynı za- YER VE ZAMANA GONDERMELER — Maçka Sanat Galerisi'n- deki "Göndermeler" sergisine katılan sanatçılardan biri de Canan Beykal. Beykal, yer ve zamana göndermeler yapıyor, nesneleri izle- yici katılımı sağlayacak biçimde duzenliyor.(Muharrem Aydın) manda da iletişime dayalı. "Şifre- lerin çözülmesi" bilgi birikimini, ön bilgilerı gerektiriyor. Bilimde olduğu gibi, sanatta da rastlantı- ların ve ön bilgilerin önemli bir ye- ri var. Örneğin Isaac Newton'm el- manın yere düşmesiyle Yerçekimi Yasası'nı ve Arşimet'in hamamda yıkanırken tasını suya düşürme- siyle suyun yukan kaldırma gücü- nu bulması, rastlantılarla ön bil- giler arasında bağlantı kurulması değil midir? Beykal, Erkmen, Ki- raz ve Onur'un işlerinde de aynı rastlanü-ön bilgi bağlantısı söz konusu. Sanatçılar, düşüncelerini her gün rastlanılan, on bilgi sahi- bi olunan nesneleri biçimlendire- rek iletiyorlar. Kökleri 1917'ye Marcel Duc- hamp'ın, ortaya çıkan yapıttan çok, düşuncelerle ilgılendiğini söy- lediği tarihe kadar giden ve 1960'larda ağırlıklı olarak üzeriıı- de durulan "Düşünce Sanatı", "Bildirişim Sanatı" gibi adlar da verilen "Kavramsal Sanat" günü- müzde hâlâ tartışılan bir konu. Kimin kavramsal sanatçı olduğu, kimin olmadığı sürekli irdeleniyor. Beykal, Erkmen, Kiraz ve Onur da çalışmalarını "Kavramsal Sanat" kategorisine almıyorlar. Beykal, Erkmen, Kiraz ve Onur her nesneyi izleyicinin dikkatini ve zihinsel katılımını gerektirecek bi- çimde düzenliyorlar. Ancak dü- şünceyi eyleme ve biçime aktarma- ları onlann, kavramsal sanat ka- tegorisine girmedikleri yolundaki savlannı doğruluyor. Ka\Tamsal sanatçılann bildirgelerinde kavra- mı ve anlamı plastik formdan üs- tün tuttuklannı, Douglas Hueb- ler'in de "Dünya ilginç nesnelerle dolu; ben daha fazla bir şey ekle- mek istemiyorum. Yalnızca za- manda ve uzayda nesnelerin var- lığına dikkat çekmek istiyorum" dediğini gözardı etmemeliyiz. Başka bir kavramsal sanatçı olan Lawrence VVeiner de hiçbir şey yapmıyor, yalnızca yapabile- ceklerini anlatıyordu. Örneğin; kuma su damlatmaktan söz edi- yor, ancak damlatmıyordu. Beykal, Erkmen, Kiraz ve Onur'un işlerinde düşünceyi en iyi yansıtacak formu aramaları, dü- şünceyi biçimlendirme girişimle- ri onlann kavramsal sanatçı olma- dıklan yolundaki savlannın en iyi kanıtlarından biri. Umarız, bir gun bu işleri "doğru" sınıflandı- tacak bir ad bulunur. Kadıköy'de çok amaçlı kültür merkeziKultür Servisi — Bir süre once'Cadde- bostan'da açılan Kadıköy Belediyesi Kül- tür ve Sanat Merkezi, onumüzdeki günler- de çok amaçlı kültür etkinliklerine kapı- larını açacak. Konferans ve sergi etkinliklerinin başıa- tıldığı Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi- nin (Eski Budak Sineması'nm yeri) yapı- mına Osıtıan Hızlan'ın Kadıköy Belediye Başkanlığı doneminde başlandı. Dr. Cen- giz Özyalçın Kadıköy Belediye Başkanı ol- duktan sonra proje değişikliği ve 850 mil- yon liralık ek maddi kaynakla bitirilen merkez, geçen ekim ayında açıldı. Beş ayn bölmeden oluşan Kadıköy Kül- tür ve Sanat Merkezi tek bir mekân ola- rak kullaruldığı gibi, açılır-kspanır raylı ka- pı sistemi sayesinde aynı anda birden çok amaçlı etkinlikler için de işlevıni surdüre- biliyor. Binada ayrıca 200 kişilik bir kon- ferans odası da bulunuyor. Anma toplah- tılannın yapıldığı, soyleşi ve konferansla- rın duzenlendiği bu bölumde her cumar- tesi günü saat 15.00'te, değişik dallarda uz- man sanatçılar konferanslar veriyorlar. Merkezde şimdiye kadar iki sergi de yer aldı. İlk olarak Kadıköy Galerileri Resim Sergisi, ardından da 7. Uluslararası Sima- vi Karikatür Sergisi'nin sunulduğu kültür merkezinde açılacak sergilerin nasıl kota- rıldığı konusunda kültür merkezinin idari koordinatörü Sabit Ayasbeyoğlu bilgi ve- riyor. Ayasbeyoğlu, mekânın öncelikle yurtdışından kültürel ataşelikler ve ikili an- laşmalar çerçevesinde gelen sergilere ayrı- lacağını söylüyor ve ekliyor: "Ancak >urt- dışında tanınmış ya da kendisini Türkiye^ de kanıtlamış sanatçıların yapıtları da bu mekânda >er alabilecek." Bu arada Kadı- köy Belediyesi Merkez Sanat Galerisi'nin yönetimıni de 1990 güz döneminden itiba- ren Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi üst- lenecek. Müdürlüğünü Ayşen Odabaşoğlu'nun yaptığı Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nin yönetimini Prof.Dr. Bülent Özer, Pröf. Erdinç Bakla, Prof. Devrim Er- bil'den oluşan bir kurul yürütürken, branş danışmanlar 1 da yapılacak etkinliklerle il- gili önerilerde bulunuyorlar. Merkeze re- sim dalında Doç. Bünyamin Özgültekin, heykelde Prof. Haldun Tezonar. müzıkte Prof. Özer Sezgin, mimaride Yük.Mim. Ömer Gürsel, fotoğraf ve sinemada Şahin Kaygun, tiyalroda ise Hamit Akındı danış- manlık yapıyor. Kostantıniyye haberleri • Kültür Servisi — Ayda bir yayımlanan Kostantıniyye adlı derginin 8. sayısı yayımlandı. Istanbul'u çeşitli yönleriyle vermeye çalışan ve kültür yazılarının da ağırlıkta bulunduğu derginin bu sayısında Istanbul'da dikilen dev binalar kapak konusunu oluştumyor. Abidin Dino'nun, Kostantıniyye haberleri okurları için geçen aralık ayında çizdiği bir desenin de sunulduğu dergide Kerim Fersan'ın "Editöre Göre", Hulki Aktunç'un "Çamsızca!" Cahit Kayra'nın "Diojen Ali Bey'i Biliyor musunuz?" Cüneyt Ayral'ın "Buyur Paşam, îstanbul", Nejat Gülen'in "Hilmi Yavuz'a Heykel Seyretme Cezası", Nuran Yavuz*un "tstanbul Okumalan", Hilmi Ya\ıız'un "Anıtlar Üzerine" ve Orhan Duru'nun "Bir Başka Gün" başlıklı yazıları da yer alıyor. İTİPde caz konseri • Kültür Servisi — Simons's Rock of Bard College* in caz grubu tTÜ Taşkışla binasında bugün 20.00'de bir caz konseri verecek. Aralık ve ocakta üç buçuk hafta boyunca Hindistan-Pakistan ve Türkiye'yi kapsayan bir turneye çıkan topluluğu etnomüzikoloji profesörü John Meyers yönetiyor. 12 kişiden oluşan topluluk, daha çok swing ve bebop tarzında parçalan seslendiriyor. Dünya Çocuk Günü • Kültür Servisi — New York'ta 22 nisanda yapılacak Dünya Çocuk Günü kutlamalanna Türkiye'den katılacak temsilciyi, Yapı Kredi Bankası'nın yayımladığı Doğan Kardeş Dergisi'nin seçeceği açıklandı. Birleşmiş Milletler'ce bu yıl dördüncüsü düzenlenen Dünya Çocuk Günü'ne her yıl 120 ülkeden birer çocuğun temsilci olarak katıldığı ve saptanan bir ana konu üzerinde tartışıldığı ve bu yıl da "Daha güzel bir dünya, daha güzel bir gelecek için .neler yapabiliriz" sorusuna cevap aranacağı bildiriliyor. Bugün kadınlarm • Kültür Servisi — İstanbul'da bugUn üç ayn yerde düzenlenen etkinlikte "kadın sorunlan" ele alınıyor. Ayşe Düzkan saat 14.30'da Tünel PTT yanındaki Kadın Kültür Evi'nde "Savaş, Şiddet, Militarizm ve Kadınlar" konulu bir soyleşi yaparken gaizetemiz yazarlanndan Dr. Erdal Atabek 15.00'te Kadıköy Kadın Panosu'nda son kitabı "Kışkırtılmış Erkeklik - Bastınlmış Kadınlık" üzerine konuşacak ve daha çok kadın sorunlarını ele alacak. Kadıköy Gençlik Kitabevi'nde Tanju Cılızoğlu yönetiminde gerçekleşen cumartesi sohbetlerinin bu haftaki konusu da "Kadına Saldın ve Sonuçları." Sohbete psikolog Dr. Nevin Ergin, avukat Ali Turgan, Yeşiller Partisi'nden Turksan Başer Kafaoğlu ve yazar Tulay Ferah katıhyorlar. UGUN • İmza-söyleşi Naim Tirali, Namık Kemal Behramoğlu, Barlas Özankça ve Semih Tiryakioğlu 16.00-19.00 arası Kadıköy Kültür Kitabevi'nde. • Sanatta doğu-batı Yrd. Doç. Dr. Ayla Ersoy'un "Sanatta Doğu - Batı Etkileşimi" konferansı saat 15.00'de Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde. BILSAK'TA BUGÜN 27 Ocak Cumartesi: 14.00 ÇOCUK TİYATROSU: "Karagöz, Hacival Okulda". Geleneksel Karagöz, Kukla Tiyatrosu, Mehmet BAYCAN 16.00 Hayvanların Yasam Haklarmı Koruma Derneği. "Hayvan Koruma Nedir?" 10.00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BtLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK Sıraselviler, Soğancı Sk. N: 7 CIHANGİR 143 28 79-143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle