29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 27 OCAK 1990 AZERBAYCAN Muhalefet Gorbi'yiuyardıYüksek Sovyet içindeki muhalif milletvekilleri, Sovyet askerlerinin Azerbaycan'dan bir an önce geri çekilmesini, Yüksek Sovyet'in olağanüstü toplanmasını istediler. SSCB Savunma Bakanı Dmitri Yazov, müdahalenin, Halk Cephesi'ne karşı yapıldığım söyledi. Başkent Bakû ve Azerbaycan'ın Ermenistan'la olan tüm sınırlarında çatışmaların sona erdiği haber veriliyor. Dıs Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Azerbaycan'da giriştiği askeri rnüda- hale, SSCB Yüksek Sovyeti'ndeki muhalif- lerce eleştirildi. Yüksek Sovyet'in rauhalif liderlerı, Azerbaycan olaylarının göruşül- mesi amacıyla Yüksek Sovyet'in olağanüstü toplanmasını istediler. Sovyet Savunma Ba- kanı Dmitri Yazov, Bakû'ya yapılan aske- ri müdahalenin, Halk Cephesi'ne karşı ol- duğunu söyledi. Azerbaycan'ın Nahcivan dahil Ermenistan'la olan tüm sınırlarında ve Bakû'da silahlı çatışmalann sona erdiği belirtiliyor. SSCB'nin parlamentosu niteliğindeki Yüksek Sovyet üyesi muhalif milletvekilleri tarafından dün bir deklarasyon yayımlan- AFP'NtNYORUMU Ankara bocalıyorANKARA (AA) — Fransız haber ajan- sı AFP, Türkiye'de hükümetin, "Halkın Azeriierie dayamsma istegi ile Moskova'- yla iyi Uişkilerin surdurulmesi arasında bocaladığım" öne surdü. Ajansın Ankara kaynaklı yorumunda, Türİc hükümetinin, Azerbaycan'daki du- rumdan gittikçe daha fazla kaygı duydu- ğunu belirtti, ancak bu durumun, "Mos- kova'yla iyi komşulnk ilişkileri ile Azeri- ierie dayanışma isteyen Türk halkının ar- zusunu uzlaştırmak zorunda olan Ankara için ciddi bir siyasai ve diplomatik sorun yaratma tehlikesini taşıdıgına" dikkat çekti. AFP'ye göre Türk hükümeti, dışarıda SSCB'ye ve Ermeni diasporasına, içerde de kamuoyuna karşı izleyeceği politikayla "nazik" bir noktada bulunuyor. Hükümetin, "halktan gelen" baskılarla Azerilere açık desteğini belirtmeye zorlan- dığını kaydeden AFP, Ankara'nın, "Mos- kova'ıun içişlerine kanşmış olmamak için SSCB'deki Tiırkler konusunda hassasiye- tini belirtmekle yetindigi" gonişunu savun- du ve Azeriierie dayanışma içine girerek Er- meni aleyhtarı bir politika izlemekle suç- lanmak da istemediğini iddia etti. AFP, Ankara'nın, Azerbaycan'daki olayların kurbanlanna "insani yardım" önerisinde bulunarak Moskova'ya karşı "iyi niyet" gösterisinde bulunduğu görü- şünü savunarak Ankara'nın bu önerisinin, " Ermeni-Azeri ayrımı yapmadığı için" ka- muoyu tarafından tepkiyle karşılandığını yazdı. N.HELVACI Ayrım yapmayalımANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — tn- san Hakları Derneği Genel Başkanı Nev- zal Heivacı, Azerbaycan olaylan konusun- da, "İnsan haklan sorunlanna, siyasai re- jim veva etnit köken aynmı yapılarak bakılmamalıdır" dedi. Heivacı, dün yap- tığı yazılı açıkJamada, son günlerde Azer- baycan, Romanya ve Panama'da insan haklan ve temel özgürlükler açısından kaygı verici gelişmeler olduğunu bildirdi. Heivacı, "Dıinyanın neresinde olursa ol- sun, hangi gerekçeye dayandırılırsa dayandınlsın" insan hakları ihlallerine kar- şı duyarlı olunması gerektiğini de kaydetti. Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit flse- ver de dün düzenledıği basın toplantısında, Azerbaycan'da yaşanan olayların Malta zir- vesinin ürünleri olduğunu söyledi. Ilsever, "Sovyetkr Birliği'nde zor da olsa birliği ko- nıma senaryosu Azerbaycan'da uygulanı- yor. Bu hareketle biiıiin Sovyel balkına gözdagı veriliyor. Mıidahaleyi şiddeüe kınıyoruz" dedi. Azerbaycan konusunda Türkiye'de iki yüzlü bir tutum izlendiğinı söyleyen İlsever, bugün gözyaşı dökenlerin, Kürtlerin ezilmesini ve Romanya müdaha- lesini alkışladıklarını belirtti. Bu arada, SP İstanbul tl Örgütü dün SSCB'nin Istanbul Başkonsolosluğu önüne siyah çelenk bıra- karak Azerbaycan olaylarını protesto etti. dı. AP'nin haberine göre 134 imzalı dek- larasyonda, Sovyet askerlerinin, bir an önce Azerbaycan'dan çekilmesi istendi. Siyasi gözlemciler, deklarasyonun, "gecikmiş bir islek" özelliği taşıdığını belirtiyorlar. Yük- sek Sovyet üyesi muhalif milletvekillerin- den tarihçi Yııri Afanasyev, Azerbaycan'a asker gönderme kararının, tıpkı Çekoslo- vakya ve Macaristan"da olduğu gibi iktidar organlarına danışılmadan alındığını söyle- di. Deklarasyonda, Yüksek Sovyet'in, Azerbaycan'daki olaylan görüşmek üzere olağanüstü toplanması isteniyor. Muhale- fet liderieri, bu konudaki isteklerini, SSCB Deviet Başkanı Yardımcısı Anatoli Luka- nov'a bildirdiler. Sovyetler Birliği Savunma Bakanı Dmitri Yazov da Bakû'da Sovyet gazetecilere yap- tığı açıklamada, Bakû'ya yapılan askeri müdahalenin. Azerbaycan'da yönetimi ele geçirmeye haarlandığını söylediği Halk Cephesi'ne karşı olduğunu bildirdi. AA'- nın Moskova kaynaklı haberine göre Ya- zov, müdahaleden bir gün önce, Halk Cep- hesi'nin, parti organlannı ve Bakû Sovye- ti'ni çalışamaz hale getirdiğini savundu. SSCB Savunma Bakanı Yazov, Halk Cep- hesi'ne ait bir binada, erden generale ka- dar çeşitli rutbelerdeki askerler için hazır- lanmış üniformalar ele geçirildiğini ve Ba- kû'da yaklaşık 40 bin kişinin ateşli silahla- ra sahip oiduğunun tespit edildiğini de kaydetti. Azerbaycan'daki askeri raüdahale konu- sunda Yüksek Sovyet'te, Deviet Başkanı Mihaıl Gorbaçov'a yönelik eleştiriler sürer- ken ajanslar, Azerbaycan'ın Nahcivan da- hil, Ermenistan'la olan tüm sınırlarında ve başkent Bakû'da silahlı çatışmalann sona erdiğini belirtiyorlar. Azerbaycan ile Ermenistan arasında ka- lan sınır bölgelerinde ve Nahcivan Özerk Cumhuriyeti'nde çatışmalann sona erdiği, Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafından da doğrulanıyor. TASS, Azeri-Ermeni ça- tışmasının başlıea nedeni olan Dağlık Ka- rabağ bölgesinin Garov bölgesinde, çatış- malar sırasında karşılıklı olarak alınan re- hinelerin değiştirildiğini haber verdi. BBC ve AP de Sovyet birliklerinin görevlendi- rilmelerinden on gün sonra tüm Azerbay- can topraklannda silah seslerinin kesildi- ğini bildirdiler. AA, Nahcivan sınıri boyun- ca geçerli olmak üzere önceki gece vanldı- ğı açıklanan ateşkes anlaşmasının uygulan- masını yaygınlastırmak amacıyla yarın ye- ni bir tur görüşme yapılacağını bildirdi. Ajanslar, başkent Bakû'da da durumun giderek normale döndüğünü ve kentte ar- tık silah seslerinin duyulmadığını ve olağa- nüstü durum uygulanmasından sorumlu olan yetkililerin, gerginliğin yavaş yavaş gi- derilmesine çalıştıklarını belirtiyorlar. An- cak AA, Bakû'daki kaynaklara dayanarak verdiği habeıinde Halk Cephesi üzerinde- ki baskılann arttırıldığını haber veriyor. Ajans, Halk Cephesi'ne yakınlıklanyla bi- linen Azatlık ve Azerbaycan adlı gazetele- rin kapatıldıgını, olayın TASS tarafından da doğrulandığını kaydetti. Bu arada Azerbaycan Halk Cephesi Baş- kan Yardımcısı ttibar Memedov'un da ön- ceki gece Moskova'da tutuklandığı haber verildi. AA, Moskova'daki Azerbaycan temsilciliğine önceki gece kimliği bilinme- yen kişilerce iki kez saldın düzenlendiğini, bundan sonra da Memedov'un milis kuv- vetlerince tutuklandığını duyurdu. Sovyet Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Gen- nadi Gerasimov da dün düzenlediği basın toplantısında, Memedov'un tutuklanması- na gerekçe olarak, "halk aleyhtarı eylem- de bulunmayı" gösterdi. Gerasimov, bu de- yimle neyi kastettiğine ise açıklık getirrae- di. BBC ve AP'nin verdiği haberlerden der- lenen bilgilere göre de. Bakû'da dün işyer- leri yavaş yavaş açılmaya başladı. Kentte yavaş bir canlanmanın meydana geldiği bil- dirilirken AA Halk Cephesi Meclis üyesi Abbas Abdullah'ın, "Genel grev bitmedi. Sıkıyönetim yetkililerinin işbaşı çağnları- na halk, askeri birliklerin Bakû'dan çekil- mesini istediklerini ve sokağa çıktıklann- TANKLARIN GÖLGESİNDE TEMİZLİK —Bakû'da silahlı çatışmalann son buldugu bildirilirkcn bir Azeri kaduı, 10 günlük karmaşamn pisliğini süpüriıyor. (Reuter) MESUT YILMAZ SSCB konfederal yapıya gider D,'ışişleri Bakanı Yılmaz, SSCB'deki etnik olayların daha ileriye gideceğine inanmadığını söyledi. Yılmaz, Doğu Avrupa ve SSCB'deki gelişmeler karşısında Türkiye'nin insan haklan ve gelir adaletsizliği konularındaki sorunlarını bir an önce çözümlemesi gerektiğini belirtti. Dış Haberler Servisi — Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, SSCB'deki etnik çatışmala- nn, cumhuriyetlerin daha fazla ozerklik ka- zanmasına ve "SSCB'de konfederal bir ya- pının oltışmasına etki yapacagını" söyledi. Yılmaz, "Etnik çatışmalann, bundan da- ha ileri gideceğine inanmıyonım" dedi. Dı- şişleri Bakanı Yılmaz, Doğu Avrupa ve SSCB'deki gelişmeler karşısında, Türkiye'- nin, insan haklan ve gelir dağılımındaki bo- zukluklar konusunda. bir an önce gereken önlemleri alması gerektiğini belirtti. Yılmaz, dün TÜSİAD'ın 20. genel kuru- lundan sonra verilen geleneksel yemekten önce yaptığı konuşmada, SSCB ve Doğu Avrupa'daki gelişmelerin ardında yatan ne- denler üzerinde durdu. Yılmaz, beklenile- nin aksine, Azerbaycan olaylanna konuş- masında fazla yer ayırmadı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Doğu Avrupa'da ve SSCB'de ortaya çıkan geliş- melerin 194İ - 1985 yılları arasında temellen- diğini kaydederek SSCB Deviet Başkanı Mihail Gorbaçov'un, bu gelışmeleri ruzlan- dıncı etki yaptığını söyledi. Yılmaz, Gor- baçov tarafından uygulamaya konulan pe- restroyka ve glasnost politikalanrun, SSCB ve Doğu Avrupa'da ayrı ayrı yansımalar bulduğuna işaret ederek SSCB'nin Doğu Avrupa'ya göre reformların uygulanması açısından daha şanssız olduğunu belirtti. SSCB'nin reformlann uygulanmasıyla birlikte birçok ekonomik ve politik sorun- la karşı karşıya kaldığını anlatan Yılmaz, bu ulkede yaşanan etnik çatışmalarla ilgili olarak, "Ben bunlann, zaman içinde olsa olsa cumhuriyetlere daha geniş ozerklik sağlayacağını ve sonuçta da SSCB'de kon- federal bir yapının ortaya çıkmasında et- ken olacağını saruyornm. Bunlann, daha fazla ileriye gideceğine inanmıyonım" şek- linde konuştu. Yılmaz, Doğu Avrupa'daki gelişmelere ilişkin olarak da "Avrupa'da da konfede- ral örgütlenme olaeaktır. Bu da benim ki- şisel görüşıimdür. Aynca siyasi gelişmele- rin, Avrupa'da sanılandan daha hızlı, an- cak serbest piyasaya dönük ekonomik ge- lişmelerin de sanılandan daha uzun siire- ceğini söyleyebilirim" dedi. Doğu Avrupa ülkelerinin serbest piyasa ekonomisine yönelmeleri sonucunda, Batı'lı ülkelerce "acı reçeteler" sunulduğunu be- lirten Yılmaz, Doğu Avrupa ülkelerinin bu reçetelerin etkisini azaltmak amacıyla, pa- ket programlar uyguladıklannı söyledi. Yıl- maz, buna örnek olarak da Polonya'yı gös- terdi. Dışişleri Bakanı Yılmaz, yeni Avru- pa'nın hatlarının belli olmadığını, ancak ekonomik anlamda AT ve Doğu Avrupa- nın entegre bir şekilde ayn ayrı ekonomik yapılanmaya gidebileceklenni ileri sürdü. Konuşmasının son bölümünde SSCB ve Doğu Avrupa'daki gelişmeler karşısında Türkiye'nin izleyebileceği politikalan anla- tan Yılmaz, Türkiye'nin yeni "teşhisler" ortaya koyması gerektiğini ifade etti. Dı- şişleri Bakanı Mesut'Yılmaz, "Tiirkiye, in- san hakları konusunda gerekeni vapmalı- dır. Tiirkiye, gelir dağılımının ve bölgesel farkidıklann bu kadar bozuk olduğu bir iil- ke olmamalıdır. Bunlardan kurtulmanın jollannı arayıp bulmaiıyız" diye konuştu. Yılmaz, ortaya çıkan gelişmelerin Türki- ye'nin stratejik önemini azaltacağı yolunda- ki düşüncelere katılmadığını yineleyerek "Türkiye ortaya çıkacak yeni dengeler ve kendisine yönelecek tehditlere karşı cesaretle giderse, o zaman gelişmelerden yararlana- bilir" dedi. da üzerlerine ateş açılmasından korktukla- nnı söylüyorlar" şeklindeki sözlerine yer verdi. AP de Moskova kaynaklı haberinde Ba- kû'da son 24 saat içinde 147 kişinin soka- ğa çıkma yasağını ihlal ve çeşitli suçlardan tutuklandığını belirtti. Ajans, önceki gün ve dün askerlerin hiçbir olayda silah kul- lanmadiklarını da bildirdi. Ajans, Bakû'- da taşıma ve sanayi kesimlerinde grevlerin devam ettiğini, ancak TASS ajansımn, iş- yerlerinin yeniden açılmaya başladığım du- yurduğunu da kaydetti. Ajans, Bakû'da Sovyet askeri müdahalesinden sonra 101 ki- şinin öldüğünü, 170'in üzerinde kişinin de tutuklandığını belirtiyor. Yeni başbakan Azerbaycan'da, Ayaz Niyazioglu Mutta- libov'un komünisl Partisi Genel Sekreter- liği'ne seçiimesi üzerine boşalan başbakan- lık görevine, Hasan Hasanov atandı. AA'nın Bakû'daki kaynaklardan edindi- ğı bilgilere göre Hasan Hasanov, başbakaıı- lık görevinı dün devraldı. ANKARA Çernişev basından yakındı öSCB'nin Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev Azerbaycan'daki duruma ilişkin haberlerin yansıtılmasının 'ihtirasların daha da canlanmasına' yol açabileceği uyarısmda bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kaf- kasya'daki olayiar ile ilgili olarak Ankara ile Moskova arasındaki yoğun diplomatik temaslar sürerken, Sov-vetler Birliği'nin An- kara Büyükelçisi Albert Sergeyeviç Çerni- şev, Türk basını ile bazı diğer çevreleri uya- rarak, "Gergin olan dunımu daha da ger- ginleştirecek ihtirasların köruklenme- mesini" istedi. Büyukelçi Çernişev dün bir basın toplan- tısı düzenleyerek, Kafkasya'daki olaylar hakkında geniş bilgiler verdi. Sovyetler Bir- liği Büyükelçiliği böylece birkaç gün aray- la ikinci basın toplantısını düzenlemiş oldu. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyukelçi Tugay Özçeri, Sovyet Büyükelçisi Çerni- şev'i önceki gün makamına davet ederek, Türk Kızılayı'nın bölgeye yardım gönder- mesine izin verilmesi isteğini tekrarladı. Özçeri aynca, Kıbrıs Rum basınında yer alan ve "Dognı olduğu takdirde Türk Sov- yel Uiskilerinde bomba etkisi yaratacak" bir haber hakkında bilgi istedi, Kıbrıs Rüm Kesimi'nde yayımlanan "Çypnıs Mai!" Gazetesi'nin 21 ocak tarihli sayısında, Sovyetler Birliği'nin, Rum tara- fından Ermenistan'a gönderilecek yardım için bir şilep tahsis ettiği bildiriimişti. Ha- berde aynca, Sovyetler Birliği'nin Güney Kıbrıs'daki Büyükelçisi Fokin'in "Sovyet yönetiminin her zaman Ermenilerin yanın- da yer alacağına ilişkin sözlerine yer veril- mişli." Büyukelçi Tugay Özçeri, Çernişev ile yaptığı görüşmede Türk gazetecilerinin böl- geye gitmeleri için izin verilmesi isteğini yi- neledi. Bu şekilde Moskova'nın, "yanlı ve yanlış haberier yazıldıgına" ilişkin elestiri- lerinin bertaraf edileceğini söyledi. Çernişev, dün düzenlediği basın toplan- tısında, Türk basını dahil, bazı çevrelerde yapılan kirni açıklamalann ihtiraslan can- landıracak vegerginliği artbracak" nitelikte olduğunu savundu. TRT'nin haber bültenlerini eleştiren Çer- nişev buna örnek alarak kendisinin Dışiş- leri Bakanı Mesut Yılmaz'a verdiği ve olay- lar hakkında bilgiler içeren bir belgenin ek- randa yansıtıhş şekline işaret etti. Çernişev metnin okunması sırasında ça- tışmalann ve ölülerin yer aldığı görüntüle- rin verildiğini bildirerek, bunun olumsuz et- ki yaratacak nitelik taşıdığını öne sürdü. Çernişev, Türkiye'den de olmak üzere bölgeye dışandan yapılacak yardım konu- sunun değerlendirildiğini, sözkonusu yar- dımın politik amaçlarla yapılmasına karşı olduklarını da ekledi. DIŞ BASIN TEPKİLER Sovyetler <de kızıl yıldız ve hilalEleştiriler yayılıyor THE 1NDEPEXDE\T Sovyetler Birliği, Endonezya, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'in ardından dünya- nın en kalabalık Müsluman nüfusunu ba- nndıran beşinci ülke. 1979 genel nüfus sa- yımına göre yaklaşık 44 milyonluk bir nü- fusa sahip olan Müslümanlar, şimdi 60-65 milyona ulaşmış olmalılar. 1979'da ülke nü- fusunun yüzde 52.4'ünü oluşturan Ruslar ise yüzde 50.8'e düşerek, Sovyetler Birli- ği'ndeki ezici çoğunluklanru yitirme tehlike- siyle yüz yüze geliyorlar. Bu veriler, oldukça önemli stratejîk so- nuçlara götürüyor bizi. Örneğin Sovyet or- dusundaki her üç askerden biri Müsluman. Dahası, ülkenin pek çok bölgesi, Ruslann ve diğer Avrupalılann terk etmesiyle hızla Müslümanlaşıyor. 1979 nüfus sayımına göre Sovyetler Bir- ligi'nde 37 ayrı Müsluman milliyet bulunu- yor. Bunlann yüzde 80'lik bir çoğunluğu, Türk kökenlilerden oluşuyor ve Azeriler dı- şındaki bütün bu gruplar Sünni mezhebi- ne mensup. Bunlann bazılan Çin, Afganis- tan, İran ve Türkiye sınırlanna yakın böl- gelerde yerleşmiş güçlü topluluklardan olu- şuyor. Sovyetler Birliği, Müsluman dünyası için büyük önem taşıyor. Orta Asya ve Kafkas- ya, yaklaşık bin yıl boyunca, Müsluman kültürünün beşiği oldu. Bu bölgeler, Isla- miyetin gelişiminde Türkiye, İran ve Hin- distan kadar büyük önem taşıdı. 18. ve 19. yüzyıllarda bölge, Rus ordulan ile toprak- İarını korumaya çalışan Kafitasyalılann şid- detli çatışmalanna sahne oldu. Yani Sovyet- ler Birliği'nin yöneticileri olan Ruslar, da- ha önceleri de 'Türk' sorunuyla uğraşmak zorunda kalnuşlardı. Günümüzde ise örgüt- lü Müsluman gruplar Ruslan korkutmak- tadırlar. 1917 yıhndan sonra Sovyetler Birliği'nin yönetiminde Ruslara ciddi bir rakip olabi- lecekleri orta>a çıkmaya başlamıştı. Bu teh- likeyi gören ve iki büyük Müsluman ayak- lanmasıyla karşılaşan Moskova, 1923 yılın- da Müsluman birliğini kırarak modern dev- letler kurmaya çalıştı. Hatta bu 'modern' devletler için yeni bir dil bile yaratıldı. 1928 yılında Muslüman bolgelerdeki Sov- yet birlikleri arttırılmaya başladı. Ardından . 1930'larda Müsluman siyasai elitlerinin kı- rımı geldi. Müslümanlann birliğinin, kül- türünün ve kaderinin yok edilmesi, 'yeni Sovyet insanı'nın yaratılması için gerekli bir adım olarak ortaya kondu. Amaç bu Müs- luman gruplardan Kalinin'in düşlerindeki 'Petrograd'lı bir Rus işçinin ruhuna ve ide- allerine sahip insanlar yaratmaktı. Bu yüz- den son 60 yıldır Müslümanlar, sürekli ola- rak geleneklerine, geleceklerine ve geçmiş- lerine yönelik saldınlarla karşılaştılar. 1945 yıhndan sonra kitlesel göçlere zorlandılar; karşı koyanlar ise sınır dışı edildiler. Müs- luman cumhuriyetlerde şimdi etkin olan milliyetçilik akımları ve etnik çatışmalar, geçmişteki politikaların biı sonucudur. Sovyetler Birliği'ndeki Müslümanlann dış ülkelerdeki Müslümanlarla olan ilişkileri, resmi dinsel kurumlar tarafmdan dikkatle seçilmiş elemanlar yoluyla sağlamr. 60 mil- yonluk Müsluman nüfustan her yıl ancak 20-30 kişi Mekke'ye hacca gidebilir. Sovyet- ler Birligi'nde dinsel etkinlikler, resmi ku- rumlar tarafından sıkı biçimde denetlenir ve resmi kuruluşlar dışında bu etkinlikle- rin gerçekleştirilmesine izin verilmez. Sovyet Müslümanlarının uyanarak yal- nızlıklanndan sıynlmalannda iki olayın bü- yük etkisi oldu: İran İslam devrimi ve Af- ganistan'daki savaş. Afgan mücahitleri, Or- ta Asya'ya sızmayı başaran ilk örgütlü din- sel ve siyasai gruptu. fran ise tslam devri- mini çeşitli dillerde yaptığı radyo ve televiz- yon yayjnlarıyla Sovyetler Birliği'ndeki Müslümanlara du^ruyordu. İran'daki dev- rimin Sovyet Müslümanları tarafından na- sıl yorumlandığı ise oldukça onemli bir nok- tadır: "İran'daki Müsluman isyancılar, ABD'nin desteklediği Şah'ı devinneyi başar- dılar. Öyleyse biz niçin başaramayalım?" Butun bunlann etkisiyle, Müsluman halk, bazı konularda yönetime karşı çıkmaya ve hakkını aramaya başladı. Daha önceleri ka- patılmış olan bazı camiler yeniden açıldı ve dinsel kurumlar yeniden oluşturuldu. Bü- tün Müsluman örgütlerin birinci isteği, din- lerirün gereklerüıi açıkça ve rabatça yerine getirebilmekti. Gorbaçov'un glasnost ve perestroykası- nın henüz Müsluman cumhuriyetlere yete- rince ulaşamamış olması, bu cumhuriyet- lerdeki olaylann bugünkü boyutlara ulaş- masına neden oldu. Genelde liberal ve hoş- görülü olan Türk kökenli tslamiyet, Mos- kova'nın bu cumhuriyetlerde sürdürmekte ısrar ettiği siyasai kontrol var oldukça, ra- dikalleşmeye ve yönetimle uzlaşmaya yanaş- mayacağa benziyor. Ruslann 1920'lerde uygulamaya başladığı 'böl ve yönet' politikası, olumsuz sonuçla- rını şimdi vermeye başladı. Pek çok cum- huriyette kendini göstermeye başlayan ya- bancı düşmanlığı ve milliyetçilik hareketleri, Ruslara karşı büyüyen düşnıanlığın yalnız- ca ilk belirtileri. Daha da büyüyeceğe ve uzun süreceğe benzeyen ayaklanmada Müs- lümanlar, giderek daha saldırgan bir rol oy- nayacaklardır. (18 ocak) • KKTC'de dün düzenlenen "Azerbaycan'a Sovyet askerlerinin müdahalesini Tel'in mitingine 54 kurum ve kuruluşun temsilcileri katıldı. Lefkoşa'daki mitingden sonra BM Genel Sekreterine hitaben yazılmış bir mektup, BM Barış Gücü görevlilerine verildi. • Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Ali Coşkun tarafından dün yayımlanan bir bildiride SSCB'de başlayan demokratikleşme, açıklık politikalanrun Azerbaycan'da girişilen harekâtla onarılmaz bir yara aldığı görüşu savunuldu. • Rumeliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nce yayımlanan bildiride, Sovyet Ordusu'nun Azerbaycan'da Azeri hatka karşı oır kaınaına gırıştıgı belirtilerek, "Gorbaçov'un vakit kaybetmeden Kızılordu'yu Azerbaycan'dan çekmesi gerekir" denildi. • Ege Bölgesi Sanayi Odası dünkü olağan meclis toplantısında konuşan sanayiciler, "Medeni olduğunu iddia eden toplumlar, mazlum insantarı tank paletleri altında ezmektedir. Batı ise her konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standartlıdır" dediler. • Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Azeriierie ilgili olarak söylediği "Onlar Şii biz Sünniyiz" sözlerini protesto için açlık grevine başlayan Veysel Demir'in eylemine, 15 yakını daha katıldı. • Kayseri Kapalı ve yarıaçık cezaevinde Azerbaycan'daki olaylan protesto amacıyla 224 hukümlü tarafından başlatılan açlık grevi dün sona erdi. • Ortadoğu Teknik Üniversitesi Senatosu, Azerbaycan'da meydana gelen olaylann barışçı bir biçimde çözümlenmesi umudunda olduklarını bildirdi. Senato açıklamasında, "Endişe ve üzüntülerimiz, 31 Mart 1918'de Bakû'da katliama uğrayan 10 bin Türkün anısının tazelenmesinden kaynaklanmaktadır" denildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Yonetim Kurulunda Azerbaycan'daki olaylar ve bu olaylann Batı basın ve yayın organlannda yansıtıhş şekli eleştirildi. • Aralarında siyaset, ticaret ve kitle örgütlerinin ianınmış adlaıının da yer aldığı 45 kişi "Azerbaycan'ı Destekleme Millı Komitesi" kurdu. Koıuitenin, diğer bütün kuruluşları da katılmaya davet ettiği ve 3 Şubat 1990 gunü de Türkiye çapında bir miting düzenlemeyi kararlaştırdiğı açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle