Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Sahıbr Cumhurıyet Maıbaacılık ve Ga^etecıtık Turk \nonım Şırketı
adına Nadir Nadi O Genel Yayın Muduru HasaD Omı), Muessese
Muduru Emiae l'şaklıgıl. Yazı Işlcn Muduru. Ok«j Gootnsin, #
Haber Merkezı Muduru Yılçın Bayer, Savfa Duzenı ^önetmenr Aü
Aat, • Ttmsüakr ANKARA: Mantt T»a. İZMİR Hjkmct Çrtmk»>».
Iç Potaka. Cıfai B*feapc D15 Habcrlo- Erpm Balo. Ekononu C o ( b Ikrku. I; Sendıka. Şokna b t n K'otalr C'ttal Uatr.
Egıtnn Gcaoy Ş«yt«n. Habtr Ara$nrma bmet BertM, Yurt Habcrlm Nccdd Dotm, Spor Dançmam \bdıAadk Yaceknu,
D-.-D Yazdar Kcms Ç«fc*»». Arajorma. ŞaUa Alpa;. Düzcltmc AlııMılı Yana. # Koontmaıor Afenet Konfauı, # Mıh tjter
tnt tliM, • Muhasebc BukBI ter • Buıtt-PLanlama Stvji O m n b q e o # a • ReUam Ayjf Toru. • Ek Yiyınlar H*yı
A>rol • Idarc Hwrvm Gunr. • tjloıne Owfcr Çdfc. # Bü#-ls>em s«il lnal. # Persooei. St*ıi Basunaogu.
Basm •* Yoytm. Cumhun>cı MalbraUt w Gazurilık TA$ TUrk Oa» Cad. 39/41 I
34334 Ut PK 246-Uant»! Td S12 03 <M (20 Im), Tdrc 22246 FUL (1) 536 «0 7J #
Buroto- A M » Zıyj Gokjip Bh. Inlulap S. No: 19/4. T* 133 II 4M7, Ttto. 42344 Ffec («) 1»
05 65 • Imfc H Zıyl Hv 1352 SJ/3, Td: 13 ]2 30, ia«. 52359 Fu: (SI) 19 5} <0
# Arftan* tnenü Cad 119 S. No: 1 Kx 1. TM 19 37 52 (4 tmu Ttloı: 62133. Fu. (71) 19 37 S2
TAKVÎM: 23 OCAK 1990 lmsak: 5.46 Guneş: 7.15 öğle: 12.21 İkindi: 14.52 Akşam: 17.16 Yatsı: 18.39
Kuş .
cennetı
avcûarın
işgcdinde
Silifke Kuş Cenneti'ndeki
Pelikan ve Flamingolann,
yöreye gelen avcılar
tarafından vurulduğu
bildiriliyor.
MERSİN (Cumhuriyet Gıiney
İUeri Bürosu) — Yeterli ölçüde
korunmanın sağlanamaması ne-
deniyle "Silifke Kuş Cenneti'nin
avcılann işgaline uğradıgı" be-
lirtiliyor.
Bölgenin belirli yerlerine avın
yasak olduğuna ilişkin uyarı ya-
zıları konulmasına karşın, yöre-
ye gelen avcılann pelikan ve fla-
mingoları vurdukları bildirildi.
Geçen yıl "Kuş Cenneti" olarak
ilan edilen ve koruma altına
alınması kararlaştınlan bölgede,
bugüne kadar herhangi bir ça-
lışmanın yapılmaması ve bilinç-
siz avlanma nedeniyle kuş tür-
lerinin giderek azaldığı vurgu-
landı.
Silifke Belediye Başkanı Fey-
yaz Bilgen, daha çok Hatay'dan
gelen avcılann, Kara Meke ör-
dekleri avlarlarken Su Tavuğu,
Balıkcıl, Pelikan ve Flamingo
kuşlanm da vurduklarını söyle-
di. "Kuş Cenneti'nde adeta bir
katliam yaşandtgını" bildiren
Belediye Başkanı Bilgen, Tarım,
Orman ve Köyişleri Bakanlığı
1
na acil önlem alniası çağnsında
da bulundu.
25 Nisan 1989 tarihinden iti-
baren Tarım, Orman ve Köyiş-
leri Bakanlığı'nca koruma altı-
na alınmasından sonra Kuş Cen-
neti'nin denetim ve kontrolü için
5 kişilik bir muhafaza ekibi
oluşturduklarını söyleyen İçel
Orman Bölge Muduru Ariz Bo-
zatlı, "Muhafaza ekibimiz, böl-
ge>e günde bir kez araçla girip
çıkar. Biz ormaıu da korumak
durumunda olduğumuz için ele-
man yetersizliği yıizıinden böl-
gede sürekli bekçi bırakamıyo-
nız" dedi. Azız Bozatlı, Kuş
Cenneti'nin korunması için Si-
lifke Kaymakamlığı ile jandar-
manın desteğine ihtiyaç duyduk-
lannı da belirtti.
Yeşü çatı
önerîsi
tZMİR (Comhuriyel Ege Bü-
rosu) — Giderek betonlaşan
kentlerde yeşil alan olarak ayn-
labilecek yerlerin azalması üze-
rine uzmanlar artık apartman-
lann çatılarının, dış yüzeyleri-
nin, balkon ve teraslanrun yeşil-
lendirilmesi gerektiğini söyledi-
ler. Ege Üniversitesi Ziraat Fa-
kültesi Peyzaj Mimarlığı Bölü-
mü ofretim üyelerinden Prof. îl-
çin Aslanboga, "Çatı bitkilen-
dirmesi yoluyla kentlerde yeşil
alan yiizeyi genişletilebilir. Kişi-
ler kentin ortasında kendilerine
ait bir doğa bahçesi yaratabilir"
dedi.
Her geçen gün yeni verimli ta-
rım arazilerinin imara açılması,
betonlann kentleri kuşatması ile
yeşil alan miktarları azalırken,
daracık alanlarda "birkaç bank
ve birkaç çeşit bitki" ile oluştu-
rulmaya çahşüan parkların ye-
tersiz olduğu belirtildi. Çatı bah-
çeleri planlaması konusunda bir
çalışma yapan Ege Üniversitesi
Ziraat Fakultesi Peyzaj Mimar-
lığı Bölümu öğretim üyelerinden
Prof. Aslanboga, "Kentlerde ye-
şil alanlara aynlabilen toprak
yttzeyleri daraldıkça, yapı yuzey-
leri, teraslar, balkonlar. çatılar.
bitkileroe yiizeyleri olarak duşıi-
nıilüyor?" dedi.
PROF. NUSRET FİŞEK
Sağhga
yeterli para
ayrılmıyor
ANKARA (A.NKA) — Türki-
ye"deki radyoterapi merkezleri-
nin yetersizliği ve eksiklikleri
hekimlerin tepkisine yol açtı.
Sağlık Bakanlığı'nın işi bir yıl
önce başlattığı, deviet hastane-
lerinin radyoterapi merkederinin
modernizasyonuna ilişkin proje-
yi, bir yıllık süreç içinde sonuç-
landırmayi planladığı öğrenıldı.
Türkiye Atom Enerji Kuru-
mu'nca (TAEK) hazırlanan ve
Türkiye'deki radyoterapi mer-
kezlerinin içinde bulunduğu du-
rumu ortaya koyan raporuyla il-
gili göruşlerini açıklayan Turk
Tabipleri Birliği (TBB) Merkez
Konseyi Başkanı Prof. Nusret
Fişek, "Bunlann ve buna benzer
sorunlann altında j'atan, hukü-
metin sağlık hizmeüerine, yeterli
para ayırmamasıdır" dedi.
Fişek, sa|lık hizmetlerinin bi-
nnci basamağı olan sağlık ocak-
larıylapoliklinik hizmetlerinin
içinde bulunduğu durumun
"ciimle alem tarafından
bilindigini" kaydetti.
Numune Hastanesi Radyote-
rapi ve Onkoloji Uzmanı Dr.
Haluk Nurbaki de göruşlerini
açıklarken, radyoterapi merkez-
lennin en büyük sorununun,
modern aygıtlarla donatılmak
olduğunu söyledi. Dr. Nur-
baki, daha iyi hizmet verilebil-
cıesi için eksikliklerin tamam-
Unması gerektığine işaret etti.
Birdfilmi, 35yaşında ölen saksofon ustası Charlie Parker'ın yaşamını anlatıyor
Ezilenlerin müziğive BîrdBll*d / Yönetmen:
Clint Eastwood / Senaryo:
Joel Oliansky / Görüntü:
Jack N. Green / Müzik:
Lennie Niehaus /
Oyuncular: Forest
Whitaker, Diane Venora,
Michael Zelniker, Samuel
E. Wright, Keith David /
Bir Malpaso (Warner
Bros) yapımı / 2 saat 43
dakika (Fitaş Cep)
ATtLLÂ DORSAY
Bach ve Haendel müziklerinı
kilisede, Mozart ve Çaykovski
kral saraylannda, şatolarda çaiar-
lardı. Caz ise basık tavanlı, siga-
ra dumanlı izbe barlarda gelişti.
Her çağa kendi muziği, her mü-
ziğe kendi ritüeli! Sömürü, ezil-
mişlik, adaletsizlik hep vardı.
Ama ezilmişlerin en ezilmişi olan
siyah ırkın Afrika'dan alıp getir-
diği ve uzak, çok uzak bir kıtada,
Amerika'da biçimlendirdiği caz,
yalnız bu özelliğiyle bile acıyı,
ezilmişliği, huznü anlatmaya en
uygun müzık oldu, çıktı. Bilmiyo-
rum, caza 20. yıızyılın has müzi-
ği, bu yüzyılı en iyi anlatan, sim-
geleyen müzik demek aşın sayılır
mı?
Ama işte "Bird" filminin o bo-
ğucu, "klostrofobik" havası da
cazın bu kendine ozgü nitelikle-
rinden ka>Tiaklanrruyor mu? Çok-
luk gece çekımleri, "karanlık"
sahneler, dumanı (sigara veya
uyuşturucu) neredeyse kendi gen-
zinizde hissettiğiniz loş mekân-
lar... Görüntu yönetmeni Jack N.
Green'in sanki özellikle "contre-
lumiere", yani ışığa karşı çektiği
görüntüler, tümüyle bir "gece fil-
mi", bir yalnızlık, hiizün ve ya-
banabk filmi... Yani cazın ta ken-
disi. llk gönlşumde beni şaşırtan,
giderek iten bu niteliklerin, bir
"caz filmi"ne ne denli yakıştığı-
nı kavramam için, "Bird"ü sanı-
nm ikinci kez izlemem gerekıyor-
muş!..
Evet, bu karanlık ve hüzünlü
filmin içinde dev boyunu, hantal
gövdesini dolaştırıp duran bir iri
kıyım zenci... Gülerken, ağlar-
ken, sever veya kızarken, çok az
mutlu olup çok sık acı çekerken
tanıdığımız Charlie "Bird" Par-
NöTLAR
7 milyon dolarlık film
BİRD, ÖDÜL GETİRDt — Bird filminde Cbariie Parker'ı canlandıran Forest Uhilaktr bu rolüyle
1988'de Cannes'da Altın Palmiye Ödülii'nii kazanmıştı.
• Film adını, ünlü müzik
adamı Charlie Parker'ın takma
adı Yard Bird'den (Avlu Kuşu)
ahyor. Parker'a bu ad caz
kulüplerinin bahçelerinde
oturmayı ve tavukları çok
sevdiği için arkadaşlarınca
verilmişti.
• "Bird"ıi önce Columbia
şirketi çekecekti. Columbia
vazgeçince projeyle VV'arner
ilgilendi. Film yedi milyon
dolara (yaklaşık 16.5 milyar
TL.) maJ oldu.
• Charlie Parker'ı
canlandıran Forest NVhitaker
"Bird"deki oyunuyla 1988
Altın Palmiye (Cannes-En İyi
Erkek Oyuncu) ödülü'nü
kazandı. Whitaker bu filmden
önce "Paranın Rengi".
"Platoon" ve "Günaydın
Vietnam"da rol aldı.
• 1988'de Charlie Parker
adına yönetmen Mark Horaux
tarafından belgesel yönü daha
ağır basan "Bird Now" adlı
başka bir film çekildi.
• "Bird"un senaryosunu
Charlie Parker'ın kansı, eski
balerin Chan Richardson'ın
anıları üzerinde çalışan Joel
Ötianski hazırladı.
• Charlie Parker'ı ilk kez
1946 yılında Oakland Omar
Club'de izleyen Clint Eastwood
filmin muzikal kalitesi için
hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı.
Filmde Parker'ın 12 parçasını
daha önce Parker'la çalışmış
basçı Ray Brown, trompetçi
Red Rodney, piyanist Monty
Alexander, trompetçi Jon
Faddis, davulcu Jobn Gnerin,
basçılar Chuk Berghofer, Ron
Carter ve Chuk Delmino,
saksofoncu Charles
McPherson, piyanistler Waller
Davis ve Barry Harrist,
vibrafoncu Charlie Shoemake
seslendirdiler. "Bird" geçen
yılın Eh tyi Müzik Oscarı'm
kazandı.
• "Bird" için
Manhattan'dakı 52. Cadde
(Swing Street) baştan aşağı o
dönemin yaşantısına
uyduruldu.
• 1930 yıhnda doğan Clint
Eastwood 1971 yılında Play
Misty for Me adlı Fılmle
yönetmenliğe geçti. Bu filmi
sırasıyla High Plains Drifter
(1972), Breezy (1973), The
Eiger Sanction (1975), The
Outla» Josey Wales (1976),
Gaundet (1977), Bronco Billy
(1980), Firefox (1982),
Honkytonk Man (1983),
Sudden Impact (1983), Pale
Rider (1985), Gunny (1986),
Bird (1988) izledi.
ker. Diğer bir deyimle, caz tari-
hınin gelmiş-geçmiş en buyük sak-
sofon ustası... En azından alto-
saksta. Ve birçok caz tarihçisine
göre, yine caz tarihinin en büyük
"emprovizasyoncusu"... Üzerin-
de incelemeler, kitaplar yazılmış.
İşte bunlardan birinden bir alın-
tı: "Onun dunya çapındaki ünii-
ne karşın sınırlı bir başanyla ye-
tinmesi, akıl-dışı davranışlannın
sonucudur. Fantezisi, sürekli ba-
ğımsız olma tutkusu, mesleğini
mahvetti. Tıpkı önune geçemedi-
gi alışkanlıklannın ozel yaşamını
mahvetmesi ve onu bir İanetli sa-
natçı'ya doniıştürmesi gibi...
Ama aslında bu özellikleridir ki,
onu cazın tam bir simgesi haline
getirmistir: Sıradışı, marjinal, hal-
kın içinden gdmiş, ama halkın
yadsıdığı bir kişilik".
"Maço" Clint Eastvtood'u bu
karanlık, karamsar öyküde çeken
ne olmuş? "Kirli Harry"lerin,
"Yasadışı Josey Wales"lerin ya-
ratıcısı, "spagetti-western"in si-
nema dunyasına tanıttığı ve o gün
bugundür hep sert öykulerin sert
kişisi olmayı surdurmüş, perdenin
son starlanndan Clint Easrwo-
od'u? Eastwood, kuçuk yaşların-
da Charlie Parker'ı "bizzat" din-
lediğini ve caza olan sevgisini an-
latıyor bu konuda... Yine de bir
Easrwood figürünü, böylesıne ka-
ramsar ve huzünlu bir filmin, ki-
şiliğini gerilere çekmiş yönetme-
ni olarak bulmak, kuşkusuz bir
surpriz!.. Ama hoş bir sürpriz!..
Eastwood, filmini örneğin "Kı-
nk Hayat" tarzı duygusal bir öz-
yaşamöyküsü biçiminde değil,
olayların kronolojiden çok belle-
ğin karmaşık yollarını izlediği bir
"puzzle" tarzında anlatmış. Par-
ker'ın çeşitli zamanlarda lıasta-
lanması, tedavi görmesi anların-
dan yola çıkarak, geçmişi de an-
ması, anımsaması yoluyla oluştu-
rulan senaryo/fılm, bu açıdan öz-
gür bir yapıda... Filmin/öykünun
"içsel hiizün" diyebileceğimiz
özelliği, müzikle besleniyor. East-
»ood, film için Parker'ın eski,
gerçek ses kayıtlarını kullanmış.
Bunları teknik bir "temizJeme"ye
tabi tutarak yanına gereğinde ye-
ni müzikçileri katarak. Ama de-
mek ki fonda hep duyulan, Par-
ker'ın kendi müziği, kendi icra-
sı...
Bu müziğin yeterince kulla-
rulmamış olması, diğer bir deyim-
le filmin seyirciyi caza ve 'Yard-
bird'ün muziğine yeterince doyu-
ramaması, belki bir temel eksik-
lik. Ama sanırım Eastwood'un
amacı, bu anlamda bir "caz
filmi" yapmak değildi.
'Bird* rolunde Cannes'da ödül
alan Forest VVhilaker'in, kansı
rolünde Diane Venora'mn çok
basanlı olduğu filmde, Parker'ın
yaşamına yakından karışmış
Dizzy Gillespie. Red Rodney gi-
bi müzikçileri de bulacaksıruz. Ve
tam bir"cazn" olmasanız bile,
cazın anlamı, içeriği, özü üzerin-
de yeni düşünceler edineceksiniz.
Uyuşturucu ve alkole teslim etti-
ği, tüm iç organları iflas etmiş be-
deni ölduğunde, cesedi bulan dok-
tor "60 yaşlannda" diye rapor ve-
riyor... Oysa Charlie Parker öl-
düğünde yalnızca 35 yaşındadır.
35 yaşa sığdınlan bunca keder,
acı!.. Ve bunca caz!.. Cazın te-
melde ezilenlerin, yıkılanlann,
hep kaybedenlerin müziği olduğu-
na, hüznün ve anlaşılmazlığın
müziği olduğuna tek baş^na ve
kendi kendisiyle tanıklık etmiyor
mu, Clint Eastwood'un "Bird"
filmi?
uçah 35 yıl oldu
35 YILLIK YAŞAM — Charlie Parker'ın 29 Ağustos 192<Tde baş-
layan hızlı yaşamı 35 yıl sonra 12 Mart 1955'te noktalandı.
SADETTÎN DAVRAN
"Gd, doldur kadehini / Bu ba-
har ateşine ;
Tövbesi dayanmaz
kışın / Zaman kuşu / Bak uçup
gidiyor."
"Kuş" uçah 35 yıl oldu.
Chartie Parker 1955 yılının ilk
günu; New York'ta, yıllar sonra
onunla ilgili en kapsamlı başv-u-
ru kaynaklarından birini yazacak
olan Bob Reisner'a rastladı ve ona
Hayyam'm bu dörtlüğünu okudu.
Iki buçuk ay geçmeden de uçup
gitti. Caz tarihindeki "ölıimün-
den sonra en uzun yaşam" böyle
başladı.
"Ben Charlie Parker, herkes
bana 'Bird' der."
Herkes ona Bird derdi: "Kuş."
Otuz dört >ıllık yaşamı bir aşırı-
lıklar sarmalı idi. Hayyam'ın "za-
man kuşu"ndan da hızlıydı par-
ker. Bütun kurumlara karşıydı.
Duzenle hiç uzlaşmadı. Her şeyi,
zamanın kuşuyla yanşarak tüket-
ti. Müzikte bir uç oluşturdu. Söy-
leyeceklerini, erişilmesi güç bir
hızla söyledi. Caz tarihinin en üs-
lupçu müzisyenlerinden biri idi.
Bulasıcı coşkusu ile yaşamı bo-
yunca bütün sınırlan zorladı. Ca-
zın geleceğini okudu. Yaşamı pa-
hasına.
Charlie Parker, 29 Ağustos
1920'de Kansas City'de (ABD)
doğdu. 12 yaşında Lester Yo-
ung'ı dirüedi. 13 yaşındaki bariton
saksofon ve klarnet çalmayı öğ-
rendi. 15 yaşında profesyonel ol-
du. 16'sında evlendi. 17'sindeba-
ba oldu. Yılın sonuna doğru ba-
bası bıçaklanarak öldürüldü.
19'unda Dizzy Gillespie ile tanış-
tı. New York'ageldi. Monroe's'ta
gecede 40-50 cente çaldı.
Kendi kendisini keşfetmeye bu
sıralarda başladı. 20'sinde Jay
Meshann'in topluğunda ilk kez
plağa dolduruldu. 21'inde Min-
ton's'ta Dizzy Gillespie, Theleni-
ons Monk, Charlie Christian,
Bud Powell, Max Roach, Kenny
Clarke'la birlikte Bebop çaldı.
23'unde Earl Hines topluluğunda
tenordu. Çünkü alto kadrosu do-
luydu. Geraldine Margnerite
Scott'la ikinci kez evlendi. 24 ya-
şında küçük topluluklara ilk plak-
le Club'ta genç Miles'ın da ara-
larında olduğu topluluğu ile çok
alkış aldı. Yılın ortalarında aynı
kentte "Lover Man"ın kaydı sı-
rasında fenalaştı. Camarillo Eya-
let Hastanesi'ne kaldınldı. Yılın
sonunda Los Angeles caz çevre-
lerinde küçuk bir kampanya baş-
latıldı. Parker'a yeni bir saksofon
ve giysiler alınması için 500 dolar
toplandı. 27'sinde "Relaxin" At
Camarillo" yu yaptı. New York'a
dinlenmiş ve sağlıkh olarak dön-
dü. 28 yaşı boyunca Royal Roost
Herkes ona Bird (Kuş) derdi. 35 yıllık yaşamı
bir aşırıhklar sarmalıydı Charlie Parker'ın.
Bütün kurumlara karşıydı. Düzenle hiç
uzlaşamadı. Her şeyi zamanın kuşuyla
yanşarak tüketti. Müzikte bir uç oluşturdu.
Söyleyeceklerini, erişilmesi güç bir hızla
söyledi. Cazın geleceğini okudu, yaşamı
pahasına... 12 mart 1955'te öldü. Ölüm
raporu vermeye gelen doktor, onun
60 yaşlannda olduğunu düşündü.
lannı yaptı. Aynı yıl Billy Eckste-
in'ın 21 kişilik Harikalar Sirki'y-
le turneye çıktı.
25'inde Ben Webster ve Dizzy
Gillespie ile 52'nci Cadde kulüp-
lerinin önünde sigara içmeye çık-
tı. tlk topluluğunu kurdu. Miles
Davis'i yanına aldı. "Bfflie's Boun-
ce", "Now's The Tiroe", "Ko
Ko" çok satıldı. Doris Syndor'la
tanıştı. Hemen âşık oldu. Gilles-
pie ile California'ya çalmaya git-
tiler.
26'sında Los Angeles'ta Fina-
ve Bop City'de iftiharla takdim
edildi. Doris Syndor'la bütün ace-
lesi olanlar gibi Meksika'da evlen-
di.
Doktoru sağlığmın tehlikede ol-
duğunu söyledi. 29'unde Paris
Uluslararası Caz Şenliği'nde çal-
dı. Yıhn sonuna doğru New
York'ta adına kulüp açtılar. Bird-
land. 30'unda en ünlü kansı Chan
Richardson'la evlendi. Isveç'e
turneye gitti. Yeniden Paris'e çağ-
rıldı. St. Germain'de hiç uyuma-
dan üç gün üç gece geçirdi.
31'inde mide ülseri oldu. lyileşti.
Kızı Pree doğdu. 32'sinde, San
Fransisco'da çaldığı "Say When"
kulübünün ne kadar aşağılık bir
yer olduğunu söyledi. Bunu müş-
terilerin önünde söylediği için ko-
vuldu. Oğlu Bird doğdu. 33'ünde
kızı zatürreeden öldü. 34'ünde
tendürdiyot içti. Kurtarüdı.
Birdland'le üç haftalık sözleş-
me imzaladı. Yaylılar filanca ça-
larken o falanca çalmaya bu sıra-
larda başladı. Bellevue Hastane-
si'nde 10 gün yattı. Taburcu edil-
dikten iki hafta sonra ruhsal çö-
küntü tanısıyla yeniden aynı has-
taneye kaldınldı.
4 ve 5 Mart 1955'te Birdland'-
de son cuma ve cumartesi akşanı-
lannı çaldı. 12 martta Stanhope
Oteli'nde arkadaşı Barones Pan-
nanica de Koenigswater'm daire-
sinde öldü. Ölüm raponı verme-
ye gelen Dr. Freyman onun 60
yaşlannda olduğunu düşündü.
Otopsi raporuna "iç kanama yü-
ziınden zatürree" yazdılar.
21 mart günü 138'inci caddede-
ki Abyssinian Baptist Kilisesi'nde
Parker için bir cenaze töreni dü-
zenlendi. Charlie Shavers, John
Gillespie (Dizzy), Louis Bellson,
Lennie Tristano tabutunu taşıdı-
lar. Kilisenin orgcusu "The Last
Chord"u çaldı. Cenazesi Kansas
Ciry'ye gönderildi. 2 nisanda Car-
negie Hall'de anısına büyük bir
"jam-session" yapıldı. 2760 kişi
sabahın dördüne kadar geride ka-
lanları dinledi. Aynı saatlerde
New York metro istasyonlannın
duvarlanna ilk kez bir caz müzis-
yeni için graffiti yazıldı: "Bird Li-
Türkiye'nin
güzellikleri
• ANKARA (AA) —
Ankara Üniversitesi Türkçe
ögTetim Merkezi'nin
(TOMER) Türkiye'yi
tanıtmak amacıyla
düzenlediği "Türkiye'nin
Güzellikleri" konulu 1.
Ulusal Saydam Yarışması
sonuçlandı. Sami Güner,
Ozan Sağdıç, Halim
Kulaksız ve Mehmet
Hengirmen'den oluşan jüri,
yaptığı değerlendirme
sonucu "|{alikarnas, Disko
Bodrum"
;
adh yapıtıyla
Kenan Acar'ın saydamını
birinciliğe değer buldu.
Yanşmada ikinciliği "Blue
Mosque" adlı saydamla
Kadir Kır, UçüncUlüğü de
"Urfa'da Sabah" adlı
çahşmasıyla Tuğrul Çakar
aldı.
Patara
konferansı
• Haber Merkezi — tki
yıldır sürmekte olan antik
Patara kazıları ile ilgili
konferans yarın Kaş
Gazeteciler Cemiyeti'nde
yapüacak. Şimdiye kadar
70 anıtgömüt ve 50 lahitin
sağlam olarak çıkartıldığı,
Noel Baba'nın doğduğu ve
yaşadığı bölge ile ilgili
konferansı kazıyı yürüten
Erzurum AtatUrk
Üniversitesi Klasik
Arkeoloji ve Sanat Tarihi
Bölümu Başkanı Prof.
Fahri Işık verecek. Aynca
bölgede yapılan çalışmalar
sırasında çekilen slaytlar
Türk ve yabancı izleyicikre
gösterilecek.
Kuran kıırsu
yakınması
• ANKARA (UBA) —
Federal Almanya'nın
Aachen Belediye Başkanı
bölgedeki Kuran
kurslanndan şikâyet etti.
Aachen Belediye Başkanı
Dr. Jungen Linden, dün
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Murat
Karayalçın'ı ziyaret etti.
Linden, "Aachen
bölgesinde dini çevrelerin
eğilimlerinin ve Kuran
kurslarının sorun yaratacak
düzeyde olduğunu"
söyledi.
NATO'da görev
devir teslinıi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosn) — NATO
Güneydoğu Avrupa
Müttefık Kara Kuvvetleri
Komutan Yardımcısı
Tümgeneral Thomas P.
Mchugh dün yapılan
törenle görevini Tümgeneral
Claude T. Ivey'e devretti. 2
yılı aşkın bir süredir lzmir
NATO karargâhında görev
yapan Tümgeneral Mchugh,
ABD Savunma Bakanı
Yardımcısf nın Milli
Muhafız ve Ihtiyat
Kuvvetleri'nin harekâta
hazırlık ve eğitiminden
sorumlu yardımcısı olarak
VVashington'a gidiyor.
Hem sııda hem
karada yarışma
• Haber Merkezi —
Federal Almanya'da 1984
yılında başlayan ve Avrupa
ülkelerinin katıldığı
"Marlboro Adventure
Team"e bu yıl Türkiye de
katılacak. Aralannda
basının da bulunduğu
çeşitli yollardan dağıtılacak
kuponlarla başvuran
adaylar değerlendirme
sonucunda önce 50*ye,
sonra 6'ya inecek. A.B.D!de
mayıs ayında yapüacak
seçmelerle Türk takımını
oluşturacak 2 kişi
belirlenecek.
Gurtdtu yonetmelığı günıltuye gıttı
1986 yılında çıkanlan gürültü yönetmeliği hâlâ
uygulanmıyor. Bu konuyla ilgili TSE
standartları, mevzuat hükümleri, işçi sağlığı ve
iş güvenliği tüzüğünde önlemler alınmıyor.
İDİL GÜRSEL
ANKARA — Yüzyıhn en bü-
yük çevre sorunlarından biri ola-
rak kabul edilen gurultuve
karşı 1986 yılında çıkanlan vonet-
melik hâlâ uygulanmıyor. Çıkarı-
lan özel yonetmelikte de en büyük
ceza 50 bin lira.
Ülkemizde uygulamaya geçiri-
lemeyen gurültü yönetmeliği dışın-
da, bu konu\la ilgili TSE stan-
dartları, mevzuat hükümleri, işçi
sağlığı ve ış güvenliği tüzuğu bu-
lunuyor, ama bunlann gereği olan
önlemler alınmıyor.
Uzmanlar yeni yonetmeliğin
fazla bir ceza ongörmemesıne kar-
şın uygulayıcılann olayı ciddiye al-
ması halinde en azından bundan
sonraki yapıların bıraz daha sağ-
bklı olabileceğine dikkat çekiyor-
lar. Yeni yonetmeliğin gürültüye
duyarlı yerlerde ozel yapı malze-
mesi seçimini ongörduğunu belir-
ten ODTU oğretim üyelerinden
Doç.Dr. Raci Bademli, "Turkiye^
de oncelikle konuya sahip çıkan
yok. Belediyelere de sorumluluk
verilmemiş. Ülkemizde akustik
konusunda uzman mimar ya bir
ya iki kişidir" dedi.
ODTÜ öğretim üyesi Prof. İl-
han Tekeli de şehir planlannda yö-
netmelığe uyma koşulu aranma-
dığını vurgulayarak "Bu konu dı-
şarıda çok dikkate alınıyor. Gii-
riiltüyiı emsin diye, ana yollann
etrafına yeşil banllar ve giiriiltü-
yii yansıtıcı perdeler konuyor.
Turkiye'de bunlann uygulaması
yok" şeklınde konuştu.
Türkiye*de gürültuyle ilgili ilk
uygulamanın, klakson yasağıyla
başladığını kaydeden Prof. Teke-
li, ses izolasyonunda standardın
bulunmadığına dikkati çekiyor.
Gürultunün Turkiye'de külturel
boyutunun da olduğuna değinen
Tekeli, "Güriiltii her şeyden önce
Turkiye'de sosyal yaşantının biçi-
minden doğuyor. Bizde korna çal-
rnak. fiyaka anlamma geliyor. Gü-
rültü şehirde yeni kentleşmenin
getirdiği bir sorun" dedi. ODTÜ
tarafından çeşitli endüstriyel işyer-
lerinde yapılan ölçümler şöyle:
"90-120 desibel (db) 3. derece gu-
rultu seviye kapsamına giriyor, bir
üst seviye iç kulakta surekli hasar
ve dengenin bozulmasına yol açı-
yor. Zincir ve iplik fabrikaların-
da güriiltu düzeyi 106.5, dokum
ve emaye fabrikasında 114, kun-
dura fabrikasında 105, gazete ro-
tatif bölümlerinde 100, kereste
fabrikasında 102 desibel gurultü
var."
İşçi Sağlığı ve Iş Güvenliği Tü-
züğü'nün 22. maddesi, "Ağır ve
tehliketi işlerin yapddıgı yerlerde
gürültü derecesi 80 desibeli geç-
meyecektir. Daha çok guniltülü
çalışmayı gerektiren işlerin yapü-
dığı yerlerde gurültü derecesi en
çok 95 desibel olabilir. Ancak bu
durumda işçilere başlık, kulaklık
veya kulak dkaçlan gibi uygun ko-
ruyucu araç ve gereçler
verilecektir" diyor. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetki-
lileri, bu yonetmeliğin "ekonomik
yetersizlikler ve egitimsizlik" ne-
deniyle uygulanamadığını ifade
ediyorlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı İşçi Sağlığı ve tş Güvenli-
ği Enstitüsü tarafından 1987 yılın-
da çay endüstrisi için yapılan bir
çahşmaya göre de işçilerin yüzde
4.5'inde ileri düzeyde olmak üze-
re yüzde 40'ında işitme bozuklu-
ğu olduğu ortaya çıkıyor.
Şehir planalan ve mimarlar gu-
rultünün oncelikle yollann etrafı-
na ağaç kuşaklar yerleştirilmesi-
ni ve ana eksenlerin etrafında se-
si emip yola doğru yansıtan per-
deler yapılmasım öneriyorlar.
Uzmanlar konu hakkındaki gö-
rüşlerini şöyle sıralıyorlar:
• Yaya mekânların yapılması.
okul, hastane gibi yapılann gurül-
tü eksenlerinden uzak yerlere in-
şa edilmesi, binalarda ses izolas-
yonuna standartlar getirilmesi,
çift pencere uygulamasına geçil-
mesi, güriiltii haritalanmn çıkanl-
ması.
• Gürültülü bir makinenin, fab-
rikanın az kullanılan bir yerine
konulması veya daha az işçi çalı-
şan vardiyalarda kullanılması.
• İşyeri planlamalarının gürül-
tüye en az imkân verecek şekilde
düzenlenmesi.
• Makinelerin bakımının yapıl-
ması, binalann içindekı ses dola-
nımının azaltılması.
• İşçilere kulak nkacı. manşon
ve miğferierinin verilmesi.