Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 OCAK 1990
Anayasaya Uygunluk
Denerimiııde...
Ağır sakıncaların, tehdıt edıcı durumların ortaya çıkmasını onlemek
ya da geri donulemeyecek bır duruma duşmemek ıçın gereklı olduğu
olçude yurutmenın durdurulması yoluna gıdılebıhr. Nitekim Alman
Anayasa Mahkemesı, benzer durumlarda geçicı onlemler
ahnabıleceğinı belırtmıştır
Prof. Dr. NECİP BİLGE
Bugunku duzenlemede, Anayasa Vlahkemesı'nın
"ıptal karan" geme vurumedığı ve gerekçesı va
zılmadan vururluğe gıremedığı ıçın (Anv m 153
f 1 5) arada geçen zamanda kanun uvgulanmış ve
ne audir kı bırçok ışlemler geçerlık kazanrnıştır
Bu nedenle >argısal denetım, pratıkte boş bır sere
rnonıye dönuşmuş olmaktadır, uzennde durulma
ya değer konudur
Hukukumuza 1961 Anayasası yla gıren ve 1982
Anayasası'yla da varlığını surduren anavasaya uy
gunluk denetımının ışlevı hukukun ustunluğu ıl
kesını sağlamak ıçın >asama ve yurutme erkırun us-
tun gucunu anayasa duzenı>le sınırlamak ve bu du
zene aykırı davranışları vargısal onlemlerle geçer
sız kılmaktır Bu ışlevın yeterlı ve etkın bıçımde ye
rıne getırılebılmesı, vuksek vargı organının veterlı
hukuksal araçlarla donatılmasına bağlıdır
Yurutmeyi durdurmak gerek
Genel olarak vargı vetkısımn kullanılmasında,
verılecek hukmu guvence altına alacak etkılı araç
lardan bırısı dava sırasında geçicı onlemierın alı
nabılmesı ve ozellıkle yurutmenın durdurulması ka
rarının venlebılmesıdr Bovle bır yetkı bulunmaz
sa, dava kazanılmış olmasına karşın pratık sonuç
sıfır olabılır Böyle bır sonuçla karşılaşılmaması ıçın
adalet ve ıdare vargısında geçıu onlemler alınması
ve vurutmemn durdurulması kararı verılmesı yet
kısı tanınmış bulunmaktadır Genel yargı alanın
da var olan bu yetkının anayasa vargısında da var
olup olmadığı sorunu ıle karşılaşılmaktadır Burada
hemen belırtelım kı 1961 ve 1982 anayasalarında
bu konuda açık bır hukum bulunmadığı gıbı Ana
yasa Mahkemesı nce verılen ıptal kararlarının ge
rıve yurumeveceğı belırtılmış bulunmaktadır Bu
nun anlamı şudur Anavasaya avkırılığı ılerı suru
lerek ıptalı ıstenen bır yasa ya da onun bellı bır huk
mu mahkemece verılecek ıptal karannın Resmı Ga
zete'de yayımlanmasına kadar yururlukte kalır ve
uygulanır Oysa bu uvgulama bazı onemlı sakın-
calar doğurabıhr Bırkaç ornek durumu daha ıyı
avdınlatabılır
Bır suçtan oturu ıdam hukmu gıyen ve suçunun
cezasının verıne getırılmesme ılışkın kanuna karşı
açılan ıptal davası sonuçlanmadan cezanm yerıne
getırılmesı durumunda dava sonunda çıkacak ıp
tal karannın pratık hıçbır değerı olmay, acaktır
Çunku ıdam edılen kışının tekrar yaşama dondu
rulmesı olanaksızdır Ovsa dava sırasında >urut
menın geçıcı olarak durdurulması vetkısının kul
lanılması bo>le gerı donulemeyecek duruma du
şulmesıne engel olacaktır
Başka bır örnek de kamu vararı bulunmayan bır
yasa kuralımn anayasaya avkın olacağı ya da kıyı
şerıdınde ancak kamuva yararlı yapılanmalara ızın
verılebüeceğı ve buna avkın hukumlerın ıptalı ge
rektığı yolundakı Anavasa Mahkemesı kararları
na karşın Boğazıçı'ndekı ozel nıtelıklı kaçak vapı
lara vasallık kazandırmaya yonelık olan 3290 sa
yılı yasarun çıkarılmasıdır Bu da hukuk ustunlu
ğunu hıçe sayan davranış olarak gozukmektedır
Gerçı, bu yasa da Anayasa Mahkemesı'nın
28 6 1989 tarıhlı karanvla ıptal edılrruştır, ama ıptal
tanhıne kadar, daha doğrusu kararın gerekvesının
yavımlanmasına kadar kaçak yapılanmalar surmuş
tur
Lçuncu bır ornek, yasama organı uyelerıvle dı
şarıdan atanan bakanlann Emeklı Sandığı ıle ıigı
Jendırılmelenne ılışkın olan 7 5 1986 gun ve 3824
sayılı yasa ıle aynı nıtelıktekı 3430 sayılı yasanın
ıptalı uzerıne ortaya çıkmıştır Davalar sırasında
bu kanunlar uygulanmış ve mılletvekıllerıyle dışa-
ndan atanan bakanlar, 18 yaşından sonrakı 15 yıllık
surevı borçlanmak suretıyle 33 yaşında, en yuksek
dereceden emeklı olmuşlardır Oysa öbur memur-
lar ancak 50 yaşında ve kıdemlerıne uvan derece-
den emeklı olabılmektedırler (Şımdı yenıden mıl-
letvekıllenyle dışarıdan atanan bakanlara basındakı
deyımıyle kıyak emeklılık tanınması yolundakj one
nnın Meclıs Bütçe Komısyonu'ndan geçtığını he
pımız bılıvoruz )
Yukanda verılen örneklerde ve benzerlerınde
Anayasa Mahkemesı'nın ıptal kararlarına karşın
dava sırasında yurutmeyi durdurma yoluna gıdıl
medığı ıçın ıptal kararlarına karşın sakıncalı ve ka
mu yaranna aykırı durumların doğmasına engel
olunamamutır Anayasa Mahkemesı önune gelmış
olan ıkı olayda yurutmevı durdurma yoluna gıtme
mektekı göruşunu, anavasada ve mahkememn ku-
ruluş ve yargılama usullerı hakkındakı kanunda
açık hukum bulunmadığı gerekçesıne davandırmiş
tır
Anayasa Mahkemesı kararında azınlıkta kalan
uyelerle oğretıde kımı hukukçuların, bızım de ka
tıldığımız olumlu gonışlenn gerekçelen şoyle ozet
lenebılır
1 Yurutmenın durdurulup durdurulmaması ko
nusu bır usul sorunudur Bu sorun, anayasamn 144
maddesının belırttıgı Yargılama Usulu kanunu ıle
duzenlenmış ve yurutmeyı durdurma konusuna de
ğınılmemıştır Bu vasadakı hukumler usulun bu
tun ayrıntılarını kapsayıcı nıtehkte değıldır ve ola
maz da Lygulamada ortava çıkacak boşluklar, ote
kı yargı organlarında olduğu gıbı Anavasa Mah
kemesı nın benzetme (kıvas) yoluvla vereceğı ka
rarlarla yanı ıçtıhatla doldurulmak gerekır Nıte
kım Anayasa Mahkemesı, vazılı hukumler dışın
da, hukukun genel ılkelerının de uygulanabılecek
esaslar olduğunu bırkaç kararında belınmıştır Kal
dı kı anavasanın 1^2 maddesı bovle bır benzetme
yapmava elverışlıdır Gerçekten bu maddenın 1
fıkrasına gore davaya bakmakta olan mahkeme,
uvgulanacak yasa hukmunun anayasava aykırı ol
duğu goruşune vanrsa, Anavasa Mahkemesı'nın
vereceğı karara kadar davayı gerı bırakır kı bu da
bır tur yurutmevı durdurmadır Bu hukum Ana
vasa Mahkemesı nde açıla<.ak ıptal davalarında da
benzetme yoluvla uvgulanması olanaklıdır Nıte
kım Prof Dr Ş Gozubuvuk, yasada açık hukum
bulunmayan durumlarda vurutmevı durdurma ka-
ran verılebıleceğı goruşundedır (1)
2 Yasalarda açık hukum bulunmayan durum-
larda yargıcın hukuk yaratabıleceğı goruşu çagdaş
hukuk sıstemlerınde benımsenmektedır Bu konu
ıle ılgılı olarak Turk MK'nın 1 maddesındekı vet
kının, vanı hakkında vasal hukum va da gelenek
bulunmavan hallerde yargıcın kendı koyacağı ku
rallara gore hukum vermesı vetkiMmn kamu hu
kuku alanında da uygulanabılecegı goruşu Iıargı-
tavca benımsendığı gıbı, anavasamn 138 maddesı
de bu goruşu destekler nıtelıktedır Gerçekten yar
gıç, sadece anavasava veyasalaragoredeğıl, "hu-
kuka uygun olarak vıcdansal kanısına gore" hu
kum venr Buradakı "hukuk" deyımı, yargıcın ya-
sa boşluğunu doldurmak uzere genel ılkeler çerçe-
vesınde yaratacağı kuralları ıçerır
3 Hukuk mantığının gereğı olarak tersıne ozel
bır durum olmadıkça, butunun ıçmde parçanın, ço-
ğun lyinde azın da bulunacağı kabul olunur Buna
gore vabanın tumunu va da kımı hukumlerını ta
mamıvla ıptal edılebılecek olan Anayasa Mahke-
mesı'nın, geçicı bır sure ıçın avnı hukumlerın yu
rurluğunu durdurabılmesı olağan sayılmalı ve mah-
kememn bu konuvu ıçtıhat voluyla çozumleyebıl
mesı doğal karşılanmalıdır
4 Yasalarda boşluk bulunması durumunda, ya
sama organının venı duzenlemelerle bu boşluklan
kendısının dolduracağı aUa gelebıhr Ancak unu
tulmamalıdır kı sıyasal bır erk olan yasama orga
nının bu boşluklan zamamnda algılaması ve gere
ğını hemen venne geDrmesı beklenemez Boşluk za
manında algılansa bıle yenı duzenlemelerın yapıl
ması oldukça uzun zaman alabılır Nıtekım Ana
yasa Mahkemesı nın ıptal ettığı yasaların yerıne \e-
nılerının çıkarılması ıçın anayasamn 153 maddesı
uvarınca verılen sureler ıçınde yenı duzenlemelerın
aylarca hatta vıllarca yapılmadığı gorulmuştur
Kasım 1983 seçımlerı ıle oluşan yasama organının
kendı îçtuzuğunu altı yıldır hazırlamamış olması
da yasama ışlemlerının ne kadar ağır yuruduğunun
yeterlı bır kanıtıdır Oysa yargının onune gelen ış
lerın kısa zamanda çozumlenmesı zorurüudur Çun-
ku gecıken adalet de bır adaletsızlıktır Mahkeme
lerın gerektığınde ıçtıhat yoluyla boşluk doldurma
ları dınamık vaşamın ısterlerını daha çabuk karşı
lama olanağıru sağlar Bu nedenledır kı çağdas hu-
kukta boşluk doldurma olanağı vargıçlara tanın-
mıştır Obur mahkemelere tanınan bu yetkının
Anayasa Mahkemesı'ne tanınmadığı duşunulemez
Bir kanıt daha ve sonuç
Bır noktanın daha belırtılmesınde varar vardır
Anayasa Mahkemesı'nın aynı ya da benzer konu-
lardakı ıptal kararlarına karşın yasama organları
nın e^kı doğrultuda, yanı ıptale mahkûm yenı va-
salar vikardığı da gorulmektedır Basında kıyak ya
da tatlı emeklılık adıvla anılan ve mületvekıllerıne
ayncalıklı haklar tanıyan yasaların bırkaç kez ıp-
tal edılmış olmasına karşın aynı doğrultuda yenı
gırışımlerde bulunulması, bu goruşun açık kanıtı-
dır Imar affıyla ılgılı 3086, 3194 ve 3290 sayılı va-
salarda da durum aynıdır
Bu ornekler Anayasa bır kez ıhlal edılırse ne
olur sankı dıyebılen bır duşunuş bıçımının, hu
kuk duzenını nasıl duzensızlığe donuşturebıleceğı
nı ve anayasaya aykırı ışlem kavramını, nasıl ana
yasavı ıhlal evlemı sınırma kadar getırebıleı.egını
gostermesı açısından çok çok duşundurucudur
Bu munasebetle açıklanması gereken bır nokta
da şudur Anayasa Mahkemesı de öbur yargı or-
ganlan gıbı, bu konudakı vetkılennı gelışıguzel bır
bıçımde kullanamaz Ona kılavuzluk edecek ılke
ler vasalarda ve anavasada belırtılmıştır Mahke
meler bu gıbı durumlarda hakkanıvet ve ınsaf ol-
çulen dışına çıkamayacaklan gıbı kamu duzenı ve
kamu yararı kavramlarını gozden uzak tutamaz-
lar Bu açılardan ağır sakıncaların, tehdıt edıcı du-
rumlann ortaya çıkmasını onlemek ya da gerı do-
nulemeyecek bır duruma duşmemek ıçın gereklı ol-
duğu olçude yurutmenın durdurulması voluna gı-
dılebıhr Nıtekım Alman Anavasa Mahkemesı (s
32), benzer durumlarda geçn-i onlemler alınabıle
ceğını belırtmıştır (2)
Turk Anayasa Mahkemesı'nın vurutmeyı dur
durma konusunu, ozellıkle ıptal edılen hukumle
nn yenıden vasalaştırılmasından sonra açılacak da
valarda venıden değerlendınlmesınde buyuk ya
rar olduğu kanısındavız
(J) Ş Gözubuvuk Idare Vargı s - 31'
(2) Bu konularda bltz Ş GOzubuvuk Idare Yargısı 19"7
!) s
3 P E Ozbudun Turk Anavasa Hukuku 1986 s 404 vd
S Curan Anayasa V argısında V urutmemn Durdurulma
sı (Anayasa Mahkemesı Yavmlarından Anavasa ^argısı
1986) s 143 159
HESAPLAŞMA
BURHAN ARPAD
Kırklı Yıllardan Bu Yana...
Samım Kocagoz dostumun ' Bu da Geçer Yahu' adlı ılgınç
anılar kıtabını okurken 258 sayfada durakladım
Ta 1940 lı yıllardı hıç unutmam Burhan Arpad la Beyoğlu n-
da bır pastanenın camları arkasında oturuyorduk Konuştuk söy-
leştık ve lafın sonunda Burhan Arpad Dur bakalım, yolun da-
ha başındayız demıştı Ben de sevınmıştım "
Samım'ın kısaca dokunduğu yıllar bız yaşta Türk edebıyatçı
lan ıçın gerçekten çok onemlıdır Çokmüş ve parçalanmış eskı
bır konak benzerı ımparatorluk kalıntılarıyla oluşturulmuş genç
Turkıye Cumhurıyetı en parlak donemını yaşıyordu Onuncu yıl,
parlak törenler geçıt resımlerı fener alayları, zafer taklan ve 'Çık-
tık açık alınla dıye başlayan surukleyıcı marşla yenı kutlanmış-
tı Tek bır ınsan dâhı ınsan Mustafa Kemal tek başına başar-
mışt Ne var kı kullandığı malzeme sağlıklı dSğıldı
llk on yıl sonunda olumsuzluklar aksaklıklar gerılemeler bı
rer ıkışer suyun yüzüne çıkmaya başlamıstı Kımı edebıyat eleş-
tırıcılerının 1940 kuşağı dıye tanımladığı akım Turkıye Cumhu
rıyetı toplum yapısında baş gosteren olayların ve bozulmaların
olağan sonucudur 1940 kuşağı buyuk gurultülerle beyanna-
melerle dergılerle ortaya çıkmış değıldır
Eleştırmen Fahır Onger ın Taş. Toprağı Altun' hıkâye kıtabı do-
layısıyla yazdığı bır ınceleme yazısında şu sozler vardır
Olayların kavranmasında belıren bu ayrılık sosyal gerçekçı
akımı benımseyen kuşakla daha oncekıler arasında en buyuk
uçurumu meydana getırmıştır Dahası var eskıler polıtık muca-
dele konularını edebıyatın dışında tutarlardı çoğu Sakıncalı bu-
lurlardı polıtık sorunlara eğılmeyı Bır de polıtık mücadelenın dı-
şında kaldıkları ıçın bu konulara yabancıydılar llkın Sabahattın
Alı sıyasal polısın odasını okurlara gosterdı Bu bır rastlantı de-
ğıldı Polıtık evnmın gelısmelerı ınsanların gunlük yaşamını et-
kılemeye başlamıstı Sabahattm Alı bu konuyu hıkâye turünde
ılk ele alandır Şıırde ondan daha once polıtık mücadelenın ge-
leneğı kurulmuştu Anlatmak ıstedığım hapıshane yaşamının
edebıyatımıza gınşı öeğıt emekçı ve emekçıden yana olaniarla
sıyası polıs arasında olup bıtenlerdır Yanı toplumda tabandan
gelen tarıhsel gehşmeyle bu gelışmeyı onlemeye çalışan guç-
lerın karsılıklı tutum ve davranışlarıdır Burhan Arpad da Bay-
ram Sabahı hıkâyesmde bu konuyu ışlemıştır Çok partılı de-
mokrası duzenıne ılk gecıldığı gunlerde emekçılerden yana ku-
rulmus bır partıye katılan ışçının sorguya çekılme olayını anlatır
bır hıkâyesmde Arpad Kara suratlı herıfın sırıtarak yapıştırdığı
tokadın acısını da daha sonrakı sayısız tokatları da duymadı bı-
le sadece hayatta ılk dayağı burada yedığını duşundu Hem de
evlenıp coluk cocuga karıstıktan sonra1
Suçu olmayan kısıye da
yak atılabıleceğını aklı almıyordu
Gece ve karanlık yuz on basamaklı çatı katı farelı bodrumda
kalmıştır Karşı tepelerı asan guneş Halıç kıyılarına gunduzu
emek karsılığı mutlulukları ve ışıkları getırıyordu
Güçlu tornacı kolları sapasaglamdı Fakat ıç dunyası her ya-
nından daha sağlamdı
Cumhurıyet ın onuncu yılında on beş mılyondu kutlama marş-
larına göre 1995 Turkıyesı nde 65 mılyon ınsan yaşayacağı soy
lenıyor
1
1940 lı yıllarda Turkıye de kultur ve sanatı ve edebıyat
konularını ele alan kıtaplar 1000 3000 arasında basılıyor ve an-
cak 3000 bes yılda tukenıyordu 1990 Turkıyesı nde değerlı bır
kıtap 3000-5000 satılıyor (polıtıka-dedıkodu) kıtapları dısında 10
mılyondan 55 mılyona ulaşmış bır ınsan yığınına, Latın alfabe-
sının getırdığı kolaylık umulanı getırmemıştı Oysa, Çın alfabe-
sının hıç de kolay olmamasına ve Kırıl harflerının guçluğune kar-
şın her ıkı ulkede kıtap baskıları yuksek sayılara ulaşabılıyor De-
mek daha başka etkenler var Alfabelerın kolay ya da guç olma-
sı yetmıyor
Sevgılı arkadaşım Samım Kocagoz yolun yarısını çoktan ar-
kada bıraktık Ama sonuna kadar yolculuktan kacmamalıyız En
son adıma kadar>
Onca yol tukettık bır arpa boyu yol alamadık
Doğal Ka\naklarunızı
Değerlendiremezsek...
Nufusumuz arttıkça, butun doğal kaynaklarımız uzerindeki
baskılar da artıyor. Toprak erozyonu gun geçtikçe
şiddetleniyor, ormanların, otlak alanlarımn ve tarım
alanlarımn verimleri azalıyor. Denizlerimizde ve gollerımizde
eskisı kadar balık uretemiyoruz. Toplu olarak bir darboğaza
doğru gıdiyoruz. Birçok konularda devrim yapmış olan
ulusumuzun, doğal kaynaklardan bilimsel şekilde yararlanma
konulannda da devrim yapmasının zamanı gelmıştir.
Prof. Dr. TAHSİN TOKMANOĞLU
BAŞSAGUGI
Istanbul Buvukşehır Beledıye Başkanı Sayın
Prof Dr Nurettın SOZEVın babası,
RİFAT SÖZEN'in
vefatı nedenıyle SOZEN aılesının acısını paylaşır,
tum yakınıarına başsağlığ' dılerız
Mustafa 4LTINELI LR TMMOB lm,aaı Muheııclı.len Odası
Ist Şb. Başkanı
>acı Ç4NK4Y4 TMMOB Gemı Vluhendıshk Oda»ı Başkanı
Mustafa KRH\N TMMOB Makına Muhendıslerı Odası Ut
ŞU Başkanı
^ucel GURSEL TMMOB Mınıuriar OdaM Utanbul Şubesı
Buhkanı
Erol KOKTlRk TMMOB Harıta Mühendı.lerı Odası İst
Şb. Başkanı
Mehmet TLRGLT Elektrık Muhendı»lerı Odası İst Şh.
Başkanı
30 yıl kadar önce, bır Amenkan bursundan
yararlanarak Amerıka'da buyuk bır bılır"sel
gezı yaptım ve bır unıversıtedekı çalışmalara
katıldım Yaptığım bilimsel gezıde, Kanada'
dan Meksıka'ya kadar çok çeşıtlı yerler gor-
duk ve değışık meteorolojık koşullarda, do-
ğadan, ozellıkle topraktan, daha fazla venm
elde edebılmek ıçın neler yapıldığını yakından
görduk ve uzerınde tartıştık
Doğal dengeyı bozan, toprak verımını bu-
yuk çapta azaltan, erozyon canavarıyla nasıl
savaştıklarını, ayrıntılı olarak anlattılar ve ye-
nnde gösterdJer Yağışlardan sonra derelen de-
netlıyorlar, bır tanesının çamurlu aktığını go-
rürlerse nedenıru araştınyorlar Dereyı çamur-
laşüran toprakların hangı yamaçtan geldığı-
nı buluyorlar Daha sonrakı yağışlarda aym
yamaçtan toprak ınmemesı ıçın alınması ge
reken onlemlerı alıyor, arazı sahıplerıne de
uyanda bulunuyorlar Erozyon, durdurulma
dığı takdırde arazı verımırun devamlı duşece
ğı, en buyuk zararı da arazı sahıplerının gö-
receğı acı örneklerle anlatılıyor Bu volla bı
lınçlendınlen ınsanlar, erozyon çalışmalarına
yardımcı oluyorlar
Örneğın yamaçlardakı tarlalann, yokuş aşa
ğı surulmesı, erozvonu hızlandınr Tarlalar va
tay doğrultuda surulurse, başka bır deyı>le, eş-
yukseltı eğrılenne paralel surulurse, tarlada
kuçuk barajcıklar oluşur ve ıçlerınde yağmur
sularını tutarlar Boylelıkle tarladakı oıtkıler
daha bol suya kavuşur, bıtkılen besle>ecek ın
ce toprak tanelerı de uzaklara gıtmez ve tar
lada kalır
Çok basıt olan bu kuralı uygulamak ıçın
halkla devlet el ele vermış ^alışıyorlar Obur
kuralları açıklamaya, sutunumuz yeterlı değıl
Sadece, tarlalan eşyukseltı eğnlenne paralel
sunne kuralını ulkemızde uvgulavabılsek, ozel-
lıkk dağ koylulenraızın gelırınde. önemlı bır
artış olacaktır
Gezmın sonunda, Anzona çolienm nasıl ve
rımlı hale getırmekte olduklarını ve vok yok-
sul Kızüdenlılerı, nasıl kalkındırdıklanru gos
terdıler Kum çollerını otlaklara (merava) do
nuşturuyorlar, boylelıkle hayvancüık gelışıyor
Hayvan sahıplerının ekonomık durumlan da
duzelıyor 195O'lı yıllarda, ulkemıze gelen
Amenkan etlen, Anzona çollennde vetıştırı
len hayvanlann etlerıydı
Yaptığımız gezı sonunda şu kanıya vardık
Amenka'yı Amenka vapan etkenlerın başın-
da, dogal kaynakların en onemlısı olan top-
raktan, optımal şekilde nasıl vararlanılabıle-
cegını bılmelen ve bu kurallan tam olarak uv-
gulamalandır
Bir Turk garson
Yaptığımız bu buyuk gezıde, gordugumuz
ılgınç çalışmalar yanında, çok ılgınç ınsanlar
da gorduk Bu ılgınç ınsarilardan bın de Pa
sıfık Okyanusu yakınında kuçuk kasabada
garsonluk yapmakta olan bır hukukçumuzdu
1
İstanbul'da hukuk fakultesım bıtırdıkten son
ra, bır sure Orta Anadolu'nun bır ılçesınde
yardımcı hâkım olarak çalışmış. Başta Ada-
let Bakanlığımız olmak uzere, o y ıllardakı ul-
kemız yonetıcılerıne çok kızmış ve Turkıye
1
den ayrılmış Amenka'da da aradığını bula-
mamış, geçımını sağlayabılmek ıçın garsonluk
yapmak zorunda kalmış
Konusmamızda, Turkıye'dekı aksak ışlerden
uzun uzun soz ettı ve en buyuk aksaklıkların
da Adalet BakanlığYnda olduğunu ısrarla söy-
ledı Hukukçumuzun bu goruşune karşı çık-
tım ve bıleşık kaplar kuralı gereğınce, her ta-
rafta yukseklığın yaklaşık olarak aynı olrnası
gerektığını ve aynı olduğunu bddırdım Hu
kukçumuz asla kabul etmedı ve "Amenka'da,
bılgısım arttırmak uzere gelmış çok ınsan var
Bunlann ıçerısınde bır tek Turk hukukçu bu-
lamazsınız, Adalet Bakanlığı kasten gönder-
mez, gıtme olanağı bulana da engel olurlar"
dedı
Konuşmamızın bır sonuca varamayacağını
anlayarak sustum Hukukçumuz ıçını tama-
mıyla boşalttı, ben sonuna kadar dınledım
Gezı sonunda, Washıngton'da Tanm Bakan
lığı'nda, gezının değerlendırmesını yaptık
Amenka'da gorduklerımızden hangılerının
Türkıye'de uygulanması gerektığını ve uygu-
lanabılıp uygulanamayacağını konuştuk kar
şılıklı birçok soru sorduktan sonra ben şu so
ruyu sordum
Nıçın Turkıye'dekı hukukçulara hıç burs
vermıyorsunuz9
Bız ormancı ve zıraatçılar gı
bı, hukukçular da gelse, burada bılgı ve gör
gulerını arttırsalar ıvı olmaz mı9
Amerikalı yetkilinin ilginç \^nıtı
Benım sorumun uzerıne Amerikalı, onun
dekı kalın klasoru karıştırarak şu ılgınç soz
lerı sovledı
"Bır ulkede, çeşıtlı mesleklerdekı ınsan sa-
vılannın, ulke nufusuna oranlannın ne olması
gerektıgı belırlenmıstır. Gelışmış ulkelerde bu
oranlar, kuçuk farklarla bırbınne eşıttır Ge-
lışmekte olan ulkelenn, bu dunya standartla-
nna uj-arak eleraan vetıstırmelen gerekır.
Turkıve eleraan yetı^tırmede, bu standart-
lan dıkkate almanus Olması gerekenden fazla
hukukçu vetıştırmış, uretimı arttıran meslek-
l«re onem \ermeaiis Suraüe artan nufusunuzu
besleyebılmek ıçın uretimı arttıran meslekle-
re çok onem vermenız gerekırken tersını )~ap-
mışsınız Bırbınnızın cebınden geçınmeye da-
yanan mesleklere, geregınden fazla onem ver-
mışsınız
Lretımı artmayan bır ulkede, hukukçu sa-
yısı ne kadar çoğalırsa çogalsın, adalet ger-
çekleşmez. Lretım arttınlarak ınsanlann ge-
çım sıkınüsından kurtulmalan saglanırsa, ada-
let kendılıgınden gerçekleşır Aç ınsan, ne ka-
dar hukuk kuralı oğrenırse ogrcnsın, ekono-
BAŞSAGUGI
Istanbul Bu>ukşehır Beledıve Başkanı Sayın
Prof Dr Nurettın SOZEN'ın babası,
HACIRİMT SÖZEN'in
vefatını uzuntu ıle oğrenmış bulunuyoruz
Kederlı aılesıne başsağlığı, merhuma Allah'tan rahmet dılerız
IGU4Ş-I§tanbuI Caz Dağıtım \ Ş. çalı^anları adına
D<H. Dr Tl \CER ÇtLIK Genel Mudur
ALIŞTIRIVIAU
TÜRKÇE
DİLBİLGİSİ DİL
YETENEĞİ
TESTLERİ
Tahsın Yavaş
1000 lıra (KDV ıçınde)
Çagdaş laymlan Turkocai.1
Cad 39 41 Cağaloglu Istanbul
Odemelı gonderılmez
PENCERE
Ağır Olalım
mık koşullar zorlavınca, adaletten uzaklaşır.
Uikemzde geregınden çok hukukçu var. Bı-
zım hukukçulanmızı ıhtısas ıçın sıze gonder-
memız gerekıvor Hukuk konulannın ulkenız-
de bızdekınden daha ıvı oğrenıldığı ve daha
dennlıklenne ınıldıgı kanısındavız Bu nedenle
ulkenızdekı hukukçulara burs vermeyı ve bn-
ralara getırmeyı duşunmuyoruz."
\etkılının bu sozlen uzerıne, göruştuğum
hukukçu, gözlenmın önüne geldı "Burada ol-
manı ve bu sözlerı duymaru çok ısterdım De-
mek kı Adalet Bakanlığı'nın ba ışte hıçbır rolü
yokmuş Bu sözlen senınle bırlıkte butün a>-
dınlanmızın duymasını ve uzerınde düşünme-
lerını çok ısterdım" dedım
Sonuç
Yukanda anlattığım olayın uzennden 30 yıl-
dan fazla zaman geçtı O tarıhte, doğal kay-
naklarımızdan, bılımın gösterdığı şekilde ya-
rarlanamıvorduk, optımal yararı sağlayamı-
yorduk Bugun yararlandığımızı soyleyebılır
mıvız'' Söyleyebılmeyı ne kadar ısterdım
Unıversıte gırış sınavlarında yuksek puan
tutturanlann buyuk çoğunluğunun tıp fakul
telerını seçtığını goruyoruz Sağhk sonınları
mızın çözulmesını hepımız ıstemekteyız Fa
kat, vatandaslanmız saglık ıçın gereklı harca-
malan vapamazsa, ılacını dahı alabılecek eko-
nomık guce kavusamazsa, doktor da eczacı da
ışsız kalır.
Meslek farkı gozetmeksızın, butun aydın
larımızın, doğal kaynaklardan nasıl yararlan
mak gerektığını vatandaşlanmıza öğretmek
ıçın harekete geçmelerı gerekmektedır Bu ko-
nulara ılgı göstermeyen aydın, kendısını >etış-
tıren ulkesıne ve ulusuna karşı gorevını yap-
mamış olur
Sayın Hıfzı Veldet Velıdedeoğlu hocamız 19
Şubat 1989 gunlu "Kuşlar ve Sıyasal Gurbet-
çıler' başlıklı yazısında şunları soylemektedır
"Kırlenmış denızden besınını sağlavamadığı
ıçın Istanbul'un genlerındekı çopluklerde bes-
lenmeye çalışan, denız kıvısını bırakıp yuksek
apartmanlann baca dıplerınde gecekondu ha
yatı yaşayan martılara acırken, kendı ulkesınde
geçımını sağlayamadığı ıçın gurbetçı olan vok
sul ınsanlarımızı anımsamamak elde değıl
Geçımını sağlayamavan yoksul halktan bır bo-
lumu, başta Almanva olmak uzere, birçok Batı
ulkesıne vayılarak oraların zorlu ve kırlı ışle
rınde kazanç yolu bulmaya çahştı Bu gurbet
çılere onerılen ve verılen ışler sokak supuru
culuğu va da maden ışçılığı gıbı guç, pıs, bır
bakıma tehlıkelı ışlerdır
Turk hukumetlerı bu yurttaşlarımızın, bu
ulkelerdekı durumlannı ıyıleştırmek ıçın, ıvedı
onlemler almadı'
Hocamız acı bır gerçeğı butun çıplaklığı ıle
gozler onune sermıştır, çaresını bulmalıyız
Nufusumuz arttıkça, butun doğal kavnak
larımız uzerindeki baskılar da artıyor Toprak
erozyonu gun geçtikçe şıddetlenıvor, orman-
ların, otlak alanlarının ve tanm alanlannın ve-
rımlen azalıyor Deruzlenmızde ve gölienmız-
de eskisı kadar balık uretemiyoruz Toplu ola
rak bır darboğaza doğru gıdıvoruz Birçok ko-
nularda devrım vapmış olan ulusumuzun, do
ğal kaynaklardan bilimsel şekilde yararlanma
konulannda da devnm yapmasının zamanı
gelmıştir Gırmekte olduğumuz darboğazdan
başka turlu kunulmamıza olanak yoktur Do-
gal kav naklannı bılımın gosterdıgı ş«kılde kul-
lanmajı başarmadan kalkınabılen bır ulke,
dunvamızda bulunmamaktadır Bunun bılın-
:ınde olmalıvız
Azerbaycan bır kıskacın ıçınde Yaşanan kanlı olaylar hepımı-
zın yureğını yakıyor
Duygularımız ortak
Ne var kı Gorbaçov ve Bush un Azerbaycan a yaklaşımı da şu
gunlerde ortak Batı Ermenıstan ın arkasında yığınak oluştur-
du.'haç-hılal çelışkısı gundeme gırdı Bu da yenı bır şey değıl,
Anadolu Turkunun bılmedığı ve yaşamadığı bır sorun da değıl
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Batı nın tutumu neydı?
Batı emperyalızmı bır masal mı7
Hayır
Sorunun tarıhsel koklerı derındedır Ancak Mustafa Kemal ın
Batı emperyalızmıne karşı çıkışı ve Batı uygarlığını benımseme-
sı de bır masal değıl, bu, bızım tarıhımız ve ulusal bılıncımızdır
*
Tarıh baba acımasız bır öğretmendır önumuze ılgınç bır bel-
ge uzatıyor Nedır o belge? Mustafa Kemal Pasa nın 1920 Yılı
Başında Sıyası Durum Muhakemesı Heyet-ı Temsılıye adına ya-
zılıp ılgılı yerlere dağıtılan bu belgede Kafkasya'ya yaklaşım şu-
dur Bızı her taraftan kuşatmış olan emperyalıst devletler Rusya
ıle Turkıye arasında bır "sed" kurarak çemberı kapatmak ıstıyor-
lar Bunu yapabılmek ıçın ya Kafkasyada kurulan Ermenıstan-
Gurcıstan-Azerbaycan mıllı hukumetlerını tanıyarak denetım altı-
na alacaklar ya da kendılerı askerı kuvvet yollayarak seddı oluş-
turacaklar Her ıkı bıçımde Turkıye ıçın tehlıke buyuktur Bu gırı-
şım onlenmezse dort yandan kuşatılan Turkıye'yı kurtarmak ola
naksızlaşır Oyleyse ıvedı onlemler alınmalı gerekırse Bolşevık
lerle anlaşarak bu seddı sılah kuvvetıyle yıkmalı (Anadolu Ihtı-
lalı, S Selek, 1 Cılt sayfa 270)
Gorulduğu gıbı Ataturk un yaklaşımı Turancı değıl, gerçekçı-
üır duygusal değıl, akılcıdır
*
Ataturk, Batı emperyalızmımn Anadolu'ya ılışkın kararını (bır
baska deyışle Sevr ı) yırtarken dıs dengelerı ınceden ınceye he-
sap ettı hem Batı nın ıçındekı çelışkılerden yararlandı hern
1917 nın yarattığı olanakları kullandı 1923 Batı ve Dogu arasın-
da bır denge kurmuştu
Ikıncı Dünya Savaşı ndan sonra bu denge yıkıldı, Turkıye, Ame-
rıkanın gudumüne gırdı
Gudum gun geçtikçe yoğunlaştı bugun Turkıye nın 'ümuğü'
Vaşıngton un parmakları arasındadır ABD ıstedığı an Ankara1
yı soluksuz bırakabılır, Egede Kıbrısta Guneydoğu da koşeye
sıkıstırabılır gırtlağına kadar borca batmış Turkıye ekonomısı-
nın yazgısıyla oyuncak gıbı oynayabılır
Durum boyleyken duşlerımızı Turana doğru koruklemek ıste-
yenlerın bır durup duşünmelerı gerekıyor
Kardeş Azerbaycan ın bağımsızlığı guzel bır amaçtır ama bu
yaklaşım Ermenıstan ın bağımsızlığını da desteklemek anlamı-
na gelır Eğer bu sıyaset gerçekleşırse Turkıye Yunanıstan-
Ermenıstan parantezı arasına gırecektır Her ıkı ulkenın de Ana-
dolu'ya donuk "taleplerı bılınmeyen şeyler değıldır Israıl'ın 'gû-
venlık alanı nda bulunan Turkıye nın konumu ne olacaktır' Ba-
tı'nın gozunde soykırıma uğramış Ermenı ve Israıllı arasında-
kı Turkıye, Yunanıstan ın uçuncu köşesını oluşturduğu Şeytan
Uçgenı' ıçıne duşmeyecek mıdır
9
Bılmem kı bu gıbı soruların yanıtlannı arayan Turk-lslam sen-
tezcılerı var mı? Panıslamızmı ya da Panturkızmı bu gelışmelere
karşı guvence sayanlar duş gormektedırler Turkıye, sınırlan be-
lırsızleşmış bır Ortadoğu da sonucu bılınmeyen savrulmaların tam
ortasındadır olaylara kendı ozvarlığımız açısından ve Anadolu
:
dan bakabılmelıyız
*
Sosyalıst dünyada Gorbaçov la başlayan rûzgârlarda çok bo-
yutlu bır değışım sezılıyor Olayda ozgurluk ozlemlerıyle bırlıkte
karsıdevnm çızgılerı de var Karmaşık bır değışım yaşanıyor ama,
gelışmelerın en olumlu yanı butun dünyada sılahsızlanma ve
barış surecını başlatmasıdır
Turkıye dekı trıbünlerden bu değışıme kapıtalızm-sosyalızm ka-
pışmasının heyecanıyla bakmak ve bır tarafır\ alkışcısı durumu
na düşmek tanhsel yanılgı olur Ulusalük txlıncını.yıtırmedeı>, uy-
garlık ve ınsanlık açılarından olayları değerlendırmek en doğru
yaklaşımdır Kızılordu'nun Azerbaycan a mudahalesını kınamak
yalnız kardeşlık değıl, ınsanlık görevıdır
Akıl çozumu barışçı yolda ararken yüreğımız Azerı kardeş-
lerımızle bırlıkte atıyor
EGİTİMDE 3 7 . YIL
Elektrık tesısal ve Tiontaj uzenne çalışmaMayım FO-
NO «leMrık hursuna
len ezbere yaptığımızı bıraı
dersienyle txlgı ve bec«n
Hamıt Tannsever Işçı ANKARA
başlamadan butun ı
bıkdığıımızı ancak FONO
söytsmelıyım
T C Mıllı Eğıtım Bakanlığı Ozel
açık öğretim kurumu
EVINİZDE KENDI KENDINIZE
İNGİLJZCE-ALMANCA
İLERİ İNGİLİZCE-FRANSIZCA
veya
ELEKTRIK - MUHASEBE
kurslannı ızleyerek, elektrıkte 3 sınıf yetkı belgesı,
dığer kurslarda Mıllı Eğıtım'den tasdıklı dıploma
alabılırsınız
Genıs bılgı ıcın ucretsız brosurumuzu isteymız.
FONO açık öğretim kurumu
Gundoğdû Cad D6 Merter 34016 ISTANBUL
Tel 575 52 12 575 13 52 575 47 98 554 34 16
MÖNAKUS'da
(BODRUM-YALIKAVAK)
25 Haziran-5 Ağustos tarihleri
arasında
• SON 22 DÖNEM •
Sabit fiyat ve 6 eşit taksitle
(11.785.000r TL. ılâ
16.235.000r TL arası)
14'er gunlük devre tatıl
1502 1990 tarıhıne kadar yapılacak
sozleşmelerde vade farkı
uygulanmayacaktır.
Ankara: 126 39 30 - 126 24 60
Bükreş Sokak 8/3 Çankaya
Dr. ZOİ POLtVIU
Klınık Psıkolog-Psıkoterapıst
Randeıu 144 04 47
Takunı, Istıklâl Cıd Me}
elık Sok \o 12-14 Kat ?