29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ttirkiye'ye yeni silah yok • BRÜKSEL (AA) — Hollanda Savunma Bakanı M.Terbeek, Türkiye'ye NATO çerçevesinde verilmesi planlantnış olan NF-5 tipi savaş uçaklannın dışında, başka silah yardımı yapılmasımn düşünülmediğini açıkladı. Bakan, NF-5 uçaklannın öngörülen takvim çerçevesinde teslim edileceğini de söyledi. Hollanda Radyosu Tûrkçe Servisi'nin haberine göre, Bakan Terbeek, parlamentoda "Yeşil Sol" adlı grup tarafından verilen bir soru önergesini yanıtlarken, askeri yardım çerçevesinde tamamıyla ücretsiz olarak verilmesi planlanan 60 uçaktan şimdiye kadar 12'sinin teslim edildiğini kaydetti. Komünistler azınlıkta • PRAG (AA) — Çekoslovakya'da, 40 yılhk baskı yönetiminden sonra hükümette aanbğa düşen komünistler, şimdi de parlamentoda azınlık partisi haline geliyor. Muhalif Sivil Fonım Sözcüsü Peter Pithart tarafından yapılan açıklamada, çeşitli siyasi parti ve gnıplann katıldığı yuvarlak masa görüşmelerinde, komünîstlerin, ocak ayı sonundan önce 350 kişilik parlamentodan 90 ya da 100 uyesini çekmeyi kabul ettiklerini bildirdi. Soydaş rahat nefes aldı • Dış Haberler Servisi — Bulgaristan'da önceki gttn çalışmalannı tamamlayan Sosyal Forum'un Türklere verilen haklardan geri dönülmeyeceği karannı almasıyla ülkcde etnik tansiyonun düştüğü bildiriüyor. Sosyal Fonım, aynca Türklere karşı gösteriler düzenleyen Bulgar milliyetçilere de ödün vererek, etnik sorun konusunda bir parlamento komisyonu olusturulmasını önerdi. Ote yandan eski Devlet Başkanı Todor Jivkov'un yasaklanan karikatürleri ilk kez başkent Sofya'da sergilendi. Aoun'dan ajaıı suçlaması • BEYRUT (AA) — Lübnan'da Hıristiyan kesimin lideri General Michel Aoun, Devlet Başkanı Elias Hrani ile Başbakan Selim Hoss'u sert bir dille eleştirerek iki liderin, Lübnan'ı işgalci Suriye'ye teslim etmek isteyen yabana devletlerin ajanlan olduklarını öne sürdü. Aoun, baskent Beyrut'un Hıristiyan kesimindeki Baabda Başkanlık Sarayı'ndan taraftarlarına hitap ederken, Hrawi ve Hoss'un yerlerini korumak amacında olduklarını belirtti. Çin'de 3 2 kişi idam edildi • HONG KONG (AA) — Çin'in Kanton kentinde, çeşitli suçlardan mahkûm olan 32 kişi idam edildi. Yan resmi Çin Haber Servisi (CNS), idam edileoler arasında katiller, uyuşturucu kaçakçılan ve hırsızlar bulunduğunu bildirdi. Uçak kazası: 23 ölti • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nde, Tümen-Ufa-Volgograd iç hat seferi yapmakta olan Tu-134 tipi bir yolcu uçağırun bir motorunda çıkan yangm yüzünden yaptığı zorunlu inişte, uçakta bulunan 70 kişiden 23'ünün öldüğü, 30*unun da yaralandığı bildirildi. TASS, bugtin öğle saatlerinde meydana gelen kazada, uçağın mürettebatının olağanüstü çabalan sonucu zorunlu inişi yapabilen uçaktaki yaralı yolculara acil yardım ekipleri gönderildiiini duyurdu. RaufDenktaş, Kıbns'ta haksız çözüme karşıuyarıda bulundıu Kıbrıs Beyrut'a döntişebilirLEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkanı Raaf Denktas, Kıbns'ta baskıyla, haksızı haklı göstermekie bir sonuca ulaşılama- yacağını, böyle bir çözümün adayı birkaç ay içinde Beyrut'a çevire- ceğini söyledi. Denktaş, Lefkoşa'da sendika temsilcileriyle görüşürken yaptığı konuşmada, Kıbns sorununun ço- zümunü, Rum yönetimini "Kıb- ns'ın meşru hüküroeti" olarak ta- nımakta ısrar eden devletlerin en- geUediğini bildirdi • _ — _ ~ ~ , , „ .. . Bu çıkmazın, dünyanın tutu- RAUF DENKTAS — dddi nyan OİdUgUIlU d a O g r e n m i Ş OİaUK. munu değiştirmesi ve Kıbns'taki gerçekleri kabul etmesi ile aşıla- rebilir, füolalanıu getirip VasUin bileceğini belirten Rauf Denktaş, ile birlikte Türk tarafının üzerine yüriiyebBirler. Böyle bir dununda, Kıbns Tiırk balkı, gosterecefi top- yekûn direnişle, büyiiklerin küçük oyunlanna gereken cevabı vere- cekttr" dedi. Denktas, büyük devletlerin D e n k t a ş t a n Büyük devletler baskıyı sertleştirebilirler. Filolarını yollayıp, Vasiliu ile birlikte Türk tarafının üzerine yürüyebilirler; îngiltere'den de '1960 Anayasası yürürlüktedir' şeklinde sesler gelmektedir. Böylece Vasiliu'nun hocasınm kim baskıyla her istediklerini elde et- meye alışmış olan büyük devlet- lerin, Kıbns Türk tarafına ağır baskı yapmakta olduklarını kay- detti. Denktas, "Bu baskıyı sertJeşti- Türkiye'yi, Türkiye hükümetleri- ni baskı altına alabilecegini, an- cak Türk halkırun baskıya boyun eğmeyeceğini ve Vasiliu'ya "tuın Kıbns'ın bayragının" verUmeyece- ğini bildirdi. Rum tarafının amacırun fede- rasyon değil, Tüm Kıbns'ı ege- menliğine aimak" olduğumı, "lyi niyet dekJarasvonunu" bu ytizden gündeme getirdiğini anlatan Denktaş şöyle konuştu: "Kıbns Tiirkiine baskı yapma- ya çalışanlar, bu hakkı nereden buluyorlar? İsterlerse, Birlesmis MiHeUer'in gozetiminde bir refe- nuHtaın yapalıın ve Kıbns Tiirk halkına, Ruma gimnip giivenme- difini, arasında Rum isteyip iste- medigini. hatta federasyondan ya- na olup olmadığını soraiım." Denktaş, Vasiliu'nun, 1960 Anayasası'nı tadil ederek bir an- laşma yapmak peşinde olduğunu, şimdi Îngiltere'den de "1960 Ana- yasası yüriın'üktedir*' şeklinde ses- lepgeldiğini hatırlatarak, "Böyle- pe, Vasilin'nun hocasınm kim ol- duğunu da ögrenmiş olduk" de- di. Denktaş, 1963 Anayasası'nın, bizzat Rumlar tarafından ve silah zomyla ortadan kaldınldığım da hatırlattı. ABD Başkanı Bush'un, "Kıb- ns'taki statüko çözüm degildir" şeklindeki sözlerine de değinen Denktaş, "ABD'ye statükoyu ka- bul edip etmedigini kim sordu?" şeklinde konuştu. DUNYADA BUGUN AUSIRMEN L*express'inABD'de DemokratPartiaskeriharcamalarda kısıntı istedi rrash: havunmamız güçlü olıııalı Türkiye, ~ Türkler için çekîm merkezioldu öovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'u öven George Bush, ABD'nin askeri kısıtlamalar yapması için zamanın erken olduğunu söyledi. Bush, değişen dünyada ABD'nin güçlü olması gerektiğini kaydetti. CINCINNATI (AA) — ABD Başkanı Georçe Bush, Demokrat muhalefetin sivil programlann fi- nansmanı için askeri harcamalar- da önemli miktarda kısıntı yapıl- ması yolundaki isteklerini reddetti ve "Böyle bir şey, vasiyetname oknanadan mirası tttketmek an- lamına gelir" dedi. Cincinnati Ticaret Odası'nda konuşan Bush, "Son ayhırda in- sana beyecan veren gelişmelcn ta- nık oldtık. Ancak nasıl altı ay ön- ce bunlan uhmin bile edemediy- sek, bondan altı ay soara neler olacagıaı da bilemeviz" ifadesini kuüandı. ABD'nin Panama'ya gerçekleş- tirdiği askeri müdahaleye de de- ğinen Bush, Demokrat muhalefeti "mirasyedi" olarak niteledi ve "ancak, oıüarm istediği gerçekleş- meyecek, çunkıi ABD, savunma* sını güçlü tulmak zonmda" diye konuştu. ABD Başkanı, Sovyet lideri Mihail Cîorbaçov'un ülkesinde re- form hareketlerini gerçekleştirir- ken, bazı Sovyet cumhuriyetlerin- deki aynlıkçı tutum nedeniyle, "gHCİttklefk " karşılaştığını ve bu nedenle de ABD'nin askeri kısıt- lamalar yapması için zamanın er- ken olduğunu söyledi. Sovyet lideri tarafından gerçek- leştirilen yeniden yapılanma ve açıklık politikalarını desteklediği- ni ifade eden Bush, "Ancak sa- vunmamm bir kcnara bırakacak zaman degildir" dedi. Bush, Doğu Avrupa'daki degi- şikliklerden memnuniyet duydu- ğunu kaydettiği konuşmasında, "Bu degtsen dünyada ABD'nin haarlıkJı olması şarttır. Daha ba- nşçı bir Avnıpa ohçturulmast yo- lundaki degişikliklerden heyecan dnyuyormn. ABD gttçliı olmalı- dır" diye konuştu. BUSH — Büyük kısıntıya karsı. FRANSA De Gaullecülerde kiııılik bunalıım SABETAY VAROL PARİS — Fransız politika ya- şamının temd unsurlanndan "De Gaulkcü Hareket" derin bir bu- nalım yaşıyor. tki eski bakanın, akınun lideri Jacijues Cbirac'ı de- virmek üzere carşamba günü de- nediği "Darbe girisimi" şimdilik bekledikleri kadar etkili olmadı. Parti başkarunı yerinden sökeme- yen darbeciler bu kez oklannı RPR (Cumhuriyet İçin Birlik) Ge- nel Sekreteri Alain Juppe'ye çevir- diler. Bütün dikkatlerin Doğu Av- rupa'daki gelışmeler ve iktidarda- ki Fransız Sosyalist Partisi'nin kongre hazıruklarına toplandığı bir sırada patlak veren "De Gaul- lecü akım" bunahmı kamuoyun- da büyük saşkınlık yarattı. "Cun- huriyet İçin Birlik" örgütünfln sağ ve sol kanat liderterinin Jacques Chirac'a karşı işbirliği yapması, "dogaya aykın irüfak" olarak de- ğerlendirildi. Eski tçişleri Bakanı Charles Pssqua ve eski Çalışma Bakanı Philippe Segoin, sağ eği- limli partiyi De Gaullecü öz kay- naklanna geri döndürme iddiasıy- la ortaya çıkmış bulunuyor. Jacques Chirac Parti tabanının meşru liderliğe mutlak bağlılığı Jacques Chirac'ı "liderliğe veda" etmekten şimdi- yedek kurtarmış görünüyor. An- cak iki kez cumhurbaşkanı seci- mi yitiren ve siyasi planda yeterin- ce sarsılmış olan eski Başbakan Chirac'ın, son "saray darbesi" gi- rişiminden kolayhkla sıynldığı soylenemez. Çünkü kendisine kar- şı kutsal ittifaka giren iki politi- ka adamı hafıfe alınır kişiler de- ğil. özellikle eski tçişleri Bakanı Charles Pasqua, "örgüte egemen adam" olarak tanuuyor. "Dehşet Chirac'ın başkanı olduğuDe Gaullecü Cumhuriyet İçin Birlik Partisi kaynıyor. Parti içinde Chirac'a karşı girişilen "darbe girisimi" başarıh olmaymca, darbeciler bu kez oklarım Genel Sekreter Alain Juppe'ye çevirdiler. Charlie'nin 1975'te De üaullecü akımın "babalannı" saf dışı ede- rek, genç Jacques Chirac'a lider- lik kapısım açan "darbenin beyni olduğu hâlâ belleklerde. İçişleri Bakanlığı yaptığı 1986-88 döne- minde, sol muhalefetin ve öğren- ci gençliğin şimşeklerini üzerinde toplayan, ancak aşırı sağa yakın kesimlerde sempati uyandıran Korsikalı Pasqua, şimdiye kadar omuzlannda taşıdığı Chirac'ın ar- tık "bn işin adamı" olmadığına kanaat getirmiş durumda... Pasqua, sosyalist hükümetin es- ki Kordınasyon Bakanı Chirasd- an Nuechi'nin polisçe aranan özel kalem mudüıüne, 1986'da, resmi istihbarat örgütü kanalıyla pasa- port vererek bir skandala da ne- den olrouştu. Aşırı sağ lider Jean Marie Le Penie "ortak degerier paylaştığını" seçim arifesinde açıklamaktan korkmayan Charles Pasqua tum sivriliğine karşın so- kaktaki Fransuarj sempatisirii top- layan bir kişiliğe sahip. Eski İçiş- leri Bakanı, Jacques Chirac ve ye- ni liderlik çevresinin De Gaulle- cü akımı "burju>-alaştırdıgı" dü- şuncesinde. 17 yaşında General de Gaulle'ün liderliğindeki "Anti - Nazi Direnme HareketT'ne katüan Pasqua, o zamandan beri 'gene- rale sadakatini koruduğunu iddia ediyor. Jacques Chirac \e eski Maliye Bakanı Edouard Balladur ise De GauUe'den çok 1969-74 yü- lannın Cumhurbaşkanı Georges Pompidou'ya bağulıklarıyla tanı- ruyorlar. Buna karşıhk öbür 'komplocu' Philippe Seguin 46 yaşında. De Gaullecü akımın "sol" kanadına mensup. DGM savası ipn Kdn ken insankv: Anayosa degişüdigi Vampİrizm Avrupa İrrsan Haklan Komisyonu hâkjm heyetine ikinci kez ifade vermeyi reddeden DGM Başsavcısı Nusret Demiral için, Anayasa ve iç hukuk değışikliklerı düşünülüyor. Adalet Bakanı Sunguriu: "Adama mehil verirter ve siz de iki şeyden birinı tercih edersiniz..." Ciğerci Yusuf... Kan bankası sahibi İstanbullu Kont Alexander Cepesi... Tûrk ve yabancı vampirler... Rivayetler ve gerçekler... Tıp uzmanlan ve Türkiye'nin tek vampıroloğu, Nokta için kan içen insanları değerlendirdiler. GoriMKOv a Nflzm Hikmet mektubu Nâzım Hikmet'in Moskova'daki evinin müze olması için Türkiye Yazartar Sendikası, Gorbaçov'a mektup yazdı. Mektup metni ile Nâzım'ın hiç yayınlanmamış fotoğrafları Nokta'da. ÜFÜRÜKCÜ PAPAZLAR Kadmların göbekierine duaokuyan cinci hoealardan sonra, ûfürûkçü papaztar da sahnede,.. Mini etekli sosyete kızlarmdan karaçarşaflı ninelere, beden ve ruh hastalanndan cinsel sorunlan olanlara, binlerce kişi Modaftta, BûyükadaHa, Beykoz'da kilkse kapılannda şifa arıyor... Dertülerden Nesibe K. "Oğlumu tutan gâVur ciniymlş, gâvur papazı defeder dediler..." Papaz Komnino: "Bu yöntemlerle çocuksuz kadınlar çocuk sahibi oldulat.." Patrik VekJIİ Nerançuli: "Buniar insanların cahilliğinden yararianryorlat.." Prof. Kılıçbay: "Tbplumsal gerilik, dinin böyle aigıianmasına yol açıyor." SHP'de y6nilıkıciİ6nıı otııgı Kurultaya bir hatta kala yenilikçi sosyal demokrat grubun ağırlığı arttı. İsmail Cem, Ertuğrul Gûnay, Mehmet Moğoltay, Nokta'ya konuştu: "İnönû'nün listesi tatmin etmezse,. ayn bir liste çıkar" Dünyoyı beldeyen "pembe" gelecek Sovyet Ktimatoloji ve Meteoroloji Enstitûsü Başkanı, "sera etkisi"nin dünyaya bolluk getireceğini iddia ediyor. Buna göre atmosferdekı stcaklık artışı. butün dûnyayı bir "cennet bahçesi'ne dönüştürecek. • Y M I bir YÛK mû? Bakan kni Akyol yeni ve fizgin bir üniverslte düzenlemesi için tasansını Nokta'ya açıUadı. • EdranıitİB bâtûn ilceyt birtolrine katan ve kaymakaraın hoparlördM aeıklama yapmatiM yol açan, yedi kadınla bir tipçûnûn aykAtû... • "iyi Aktamlar" programı neden yayından kaldınUı? Yapımcısı Tarcan Gönenç »nlatıyot HAFTALIK HABER DERGİSİ PARİS (Cumhuriyet) — Fran- sız haftabk L'express Dergisi'nin son sayısında başyazar Yves Cu- an tarafından kaleme alınan ya- ada Türkiye'nin, çeşitli ülkeler- de yaşayan ve Türkçe konuşan 120 milyon kişi için "çekim nerkezi" haline gelmeye başladığı belirtiliyor. Yazı Ankara'nın "asagıianmayı kabul etmeyecefi- Dİ ve 'yeni sımr' arayışına girecefini" de Öne sürüyor. Sov- yetler Birliği'nin Asya cumhuıi- yetlerinden, Çin'in Sinkiang eya- letine (Doğu Türkistan), Tahran'- dan Kabil'e kadar birçok ülkenin bu depremi tüm şiddetıyle hisse- deceğini belirten Yves Cuau, bu gelişmelerle Ayasofya'nın ibade- te açılması arasında da ili»ki ku- nıyor. Yves Cuau şöyle diyor: "1980'li yıllann sonnna damga- suu vuraa balklar arasında Türk- çe konuşanlar da var. Sarsub çok deria, ama etkinin yaygınlıgı be- aöz belli degil. Çünku sarsmo ge- çiren, eski Avrupa'nın bir ucnn- dan Mogolistan steplerine kadar uzanan bir alan eski kıta nu de- diniz? Evet. Zin bir yanda Tür- kiye Cumhuriyeti AT'nin kapısı- BI calıyor. Anadolnlu işciler eski Berlin Duvan'nın bu tarafında 2.5 milyonu aşıyoc. Sofya'da 10 binlerce Buigar, Türklere temel nalüannı iade eden kanuiara kar- şı çıkmak içia yüradit. SSCB'de Nahcıvan'da meydana gelen ka- nşıklıklar dinsel olmaktan çok milU karakterde. Gerçi, Soyvet- tran sınınnın her iki tarafındaki Aıeriler Şii meznebine mensup, ama biiyuk Azerbaycan istiyor- lar." L'express, aynca Tahran yöne- timinin Ayetullah Şeriat Medari'- yi evinde göz altında tuttuğunu, Azerilere güven duymadığım, SSCB ile iyi ilişki içinde olduğu- nu vurguluyor. Türban ve Ayasofya Geçenlerde Ankara'da laıklik konusunun taroşıldığı bir topian- tıda Sayın Şener Battal ile birlikteydik. Sayın Bartai, çok haklı bir noktayı vurguladı konuşması sırasında: "Lütfen, taiklik ko- nusunda sizinle aynı görüşte olmayanlan, Atatürk'e karşı çıkmak- la, Atatürk ilkelerini çiğnemekle suçlamayınız. İnsanlar görüş- lerini bir şeyierin arkasına saklanmadan ileri sürmeli." Şener Battal haklıydı. Laiklik ya da İslami akımlar konusu tar- tışılırken bu tür kışkırtıcı kalkanlar ardına saklanmak gerçekien yanlış, haksız ve konuyu saptırıcı davranışlardır. Laiklikten yana olanlar, anti-laik güçlerle tartışırken de bu tür kalkanlar ve tabu- lar ardına saklanmamalıdır. Düşünceyi, karşısındakini suçlarna- dan iteri sûrmek, demokrasinin gereğidir ve btzler bu gereği ye- rine getirmeye çalışıyoruz. Çok doğal olarak da karşı taraftan da aynı biçimde davranmasını istiyoruz. Ama görünen o ki laik- liğe karşı olup gemi azıya almış olanların demokrasinin hiçbir kuralına saygı göstermeye niyetleıi yok._ Nitekım hatta içinde Ankara'da, ODTÜ yönetimine karşı dü- zenlenen "ayetli" türban eylemi sırasında, türbanlı kızlanmız ile onları destekleyen yandaşlan, karşıtlarını "kâfir" olarak nitele- mekie hiçbir sakmca görmemişlerdir. Bu davranışın son derecede tehlikali olduğunu beiirtmeye ge- rek var mı? Kuran'da kâfirlerle ilgili öyle hükümler vardır ki, ge- rektığinde Müslümanların onlara karşı cıhat açmast bile ola- naklıdır. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline dinamit koymak demektir. Yirminci yüzyıl sona ererken, ülkemizin kanlı bir din iç savaşına yönelmesini engellemek istiyorsak bu tür eylemlere ve bu tür suçlamalarla dolu gösterilere göz yummamak gerekir. Acaba türbana karşı çıkanların hepsi, kâfir, yani tanrıtanımaz- lar mıdır? Ben kişisel olarak türban konusunda, tessettûrcü genç kızlaria aynı doğrultuda düşünmeyen birçok ınanmış insanla kar- şılaştım. Şimdi türbana kardeşlerimiz, onlann gerçek inanmışlar olma- dıklarını soyleyebilirler. Ancak laik bir ülkede, kim kimin inanct- nı mihenk taşına vurmak hakkına sahiptir? Kim, kimin gerçek Müslüman olduğunu ya da olmadığını ileri sürecektır? Bu yetki kime hangi sıfatla verilmiştir ve ölçütleri kim saptayacaktır? Demokraside her türlü özgürlükten yanayız. Ama bu özgür- lük ilerde kimileri için "katli vaciptir" fetvalannın verilmesine yol açacak haksız bir baskı aracı haline dönüşürse, buna engel oi- mak gerekir. Tûrbancılar, artık yalnızca görüşlerini savunmakta kalmryor, in- sanlara din yoluyta baskı yapıp bal gibi tabulann ardına gizleni- yorlar. Ve türban gösterileri gerçekte din kurallannı devlet yönetimi- ne egemen kılmak ısteyenlerin siyasal gövde gdsterisine dönû- şüyor. Gerçekte, laik olmayanların siyasal gösteriler yapabilme- leri de demokrasinin gereğtdir ve Tûrkrye'de bunu zaten yapmak- tadırlar. Ancak burada üzerinde durulması gereken nokta, bu gösterilerin, bir görüşün diğerteri üzerine baskı yapmaya yönel- mesidir. Son gûnlerde çok tartışma konusu olan Ayasofya sorunu da bir siyasal gösteriden başka hiçbir şey degildir. Ayasofya'nın iba- dete açılması, herkes kabul eder kı okul sayısı kadar camtye sa- hip olan istanbul'da namaz kılmak için yeterince yer buiunama- masından kaynaklanmıyor. Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya'yı İstanbul'u alır almaz ca- miye çevirmesi ile bugünkü durum arasında hiçbir benzeriik yok. 1453 yılının baharında İstanbul'da bir tane bile cami yoktu. Bu- gün ise cami sayısı binin çok üstünde. Ayasofya'yı yeniden cami haline getirmek, hiçbir zorunluğun sonucu değil, sadece karşı görüşlere ve dinlere tahammül gös- teremeyen bağnazlığıı. ürünü olacaktır. •6ir yandan islam'm geniş hoşgörüsûnden söz etmek, öte yan- dan ise Istanbul'un başkenti olduğu Bizans'ın en görkemli tapı- nağjnı, başka bir dinin ibadet yeri haline çevirmek, o hoşgörû- nûn gerçekle ne denli bağdaştığının en güzel kanıtıdır. Yakında Ayasofya'nın ibadete açılmasına karşı çıkanlar da k*V • firtikle suçlanırsa hiç şaşmayınız. Şerıatçı ideoloji, hem özgürlük istiyor hem de karşıtlanrun öz- gürlûğüne en ufak bir saygı bile göstermiyor. Laıkliği ve özgürlüklerimizi demokrasinin sınırtarı içinde, uya- nık ve amansız bir demokratik siyasal savaşım ile savunma ey- lemindeki en ufak bir savsakJama, Türkiye'yi İran'a çevirecektir. REFİK DURBAŞ GEÇTİ Mİ GEÇEN GÜNLER Şiirler Çıktı ADAM YAYINLARI Eleman Arıyor İstanbul-Genel Müdürlük'te çalıştırılmak üzere: ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ • ODTÜ-BÜ-İTÜ mezunu • İyi derecede İngilizce ve /veya italyanca bilen • 30 yaşını aşmamış ve askeriiğini yapmış • Organizasyon geliştirme ve proje konusunda deneyimli İTHALAT UZMANI • Yüksekokul mezunu ve iyi derecede İngilizce bilen • 30 yaşını aşmamış ve askeriiğini yapmış • İthalat konusunda deneyimli • Bilgisayar kullanabiler. DEPARTMAN SEKRETERİ • Yüksekokul mezunu • İyi derecede ingilizce veya İtalyanca bilen • 30 yaşını aşmamış, deneyimli • PO, teleks ve seri daktilo kullanabilen İzmit'te kurulu fabrikada çalıştırılmak üzere: KİMYA MÜHENDİSİ MAKİNE MÜHENDİSİ • İyi derecede İngilizce ve / veya İtalyanca bilen • 30 yaşını aşmamış ve askeriiğini yapmış • Konusunda 3-5 yıl deneyimli TEKNİK ÖĞRETMEN • Yüksek Teknik Okul (Makine) bölümü mezunu • 30 yaşını aşmamış ve askeriiğini yapmış. İlgilenenlerin, fotoğraflı özgecmişlerini içeren başvuru mektuplarını PK 5 Mecidiyeköy-İSTANBUL adresine gondermeleri rica olunur. IRLELLI TÜRK - PİRELLİ LASTİKLERİ A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle