Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 1990 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Devlete Demokrasiyi Götürebilmek.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Ankara Devlet Guvenlık Mahkemesı Baş-
savcısı Nusret Demıral, Avrupa Insan Hak-
ları Komısyonu'na tanıklık etrneyı reddede-
rek, bağlayıcı ıç hukuk nıtelığı taşıyan ve
Turkıye Cumhurıyetı'nın altında ımzası olan
uluslararası bır sozleşmeyı hıçe saymış oldu
Olay şudur
Ikı yıldır hapıste yatmakta olan Türkıye Bır-
leşık Komunıst Partısı (TBKP) lıderlerı Nıhat
Sargın'la Haydar Kutlu, Avrupa Insan Hak-
ları Komısyonu nezdınde bıreysel başvuru
haklarını kullanmışlardır Basvuruda, 16gun
kaldıkları Ankara Emnıyet Mudurluğu'nde ış-
kence gordüklerı one surulmektedır
Insan Hakları Komısyonu, TBKP lıderlerı-
nın bıreysel başvurusunu kabul ederek so-
rusturma başlatmıştır Soruşturmanın bır
parçası olarak Insan Hakları Komısyonu'n-
dan yargıclar, ılkı ekım ayında olmak uze-
re ıkı kez Ankara'ya gelmışlerdır Ancak
DGM Başsavcısı Nusret Demıral her ıkısın-
de de yargıçlara ıfade vermeye yanaşma-
mıstır
Şoyle bır duşunelım
Demokrasılerde zaten komunıstlık dıye bır
suc yoktur Bugun gıderek tarıhe karısma-
ya başlayan komunıst partılerı serbesttır Batı
demokrasılerınde
Bızım demokrasımız ıkıncı sınıf o\duğu ıcın
Turkıye'de ınsanlar hâlâ "komunıstlık"\en
cezaevıne atılabılmektedır Orneğın son ola-
rak pazartesı gunu Izmır'de 29 TBKP'lı goz-
altına alınmıştı Bunlardan 5'ı dun tutuklan-
dı Zonguldak'tan da 30 TBKP'lının gozaltı-
na alındığı haberı geldı
Burada denılebılır kı
— Yasalar uygulanmak ıçın vardır Madem
kı TurkCeza Yasası'nın 141 ve 142 madde-
len yerlı yerınde duruyor, ben de o zaman uy-
gulanm bunları
Ancak yasalar herkes ıçın geçerlıdır Her-
halde Ankara DGM'nın Sayın Başsavcısı
yasalar-ustu değıldır, olamaz
Bu arada şunun altı çızılebılır
Bır savcı böyle bır anlaşmayı uygun bul-
mayabılır Ama o zaman yapacağı tek bır şey
vardır Istıfa edıp gorevınden ayrılmak, ku-
rallara meydan okumak değıl'
Turkıye'nın taraf olduğu uluslararası bır
sozleşmeden kaynaklanan ve ıç hukuk nıte-
lığı taşıyan bağlayıcı bır hukmu hıce sayma
cesaretını kendınde nasıl bulabılmektedır
Başsavcı Demıral'' Devlet ıçınde bır dayana-
ğı mı vardır' Kurallara boylesme meydan
okuyabılen bır savcı karşısında sanıkların du-
rumu ne olacaktır'
Bu soruların karşılığını ozenle değerlendır-
mek gerekıyor
Devletın kendı ıçıne demokrasiyi taşıya-
madan, bu ulkede ınsan hakları ve demok-
rasiyi yerleştırmek duş kurmakla eş anlam
taşır Insan hakları sozleşmelennı devlet ola-
rak ımzalarsınız, ışkenceyı onleme anlaşma-
larını onaylarsınız, bıreysel başvuru hakla-
rını tanırsınız, uluslararası platformlarda bun-
larla övunebılırsınız, ama bunlann tumu kâ-
ğıt ustünde kalmaya mahkûm olur
Ankara DGM Başsavcısı'nın meydan oku-
yuşu bunun çok tıpık bır orneğıdır
Goruldüğu gıbı, yalnızca yasa çıkarmak-
la ne ınsan hakları ne de demokrası ola-
bılıyor
Gaflet Uykusundan Uyanmak...
Danıştay'a hükümet DemiraPa
Dışişleri
tepkisi
(Baştarafı 1. Sayfada)
Mpaslan Pehlıvanlı ve uyeler ta-
rafından tepkıyle karşılandı
Pehlıvanlı, Dınçer'ın Ermenı ta
sarısı benzetmesının son derece
>akışıksız olduğunu, komısyonu
vesayet altında tutucu olarak gör
duğu bu sozlerı beğenmedığını
soyledı Adalet Bakanı Sungurlu
da, bu tasarının Danıştay'da ha
zırlanıp Bakanlar Kurulu'na su
nulduğunu, bu nedenle gostenlen
tepkıyı anlayamadığını belırttı
\NAP Ordu Mılletvekıh İhsan
Nurı Topkaya da, bu sozlere ka
tılmanm mumkun olmadığım ve
temsılcının sozlerını kınadığını
bıldırdı Topkaya, Danıştay'ın
keyfıne gore vasa vapılamayaca
ğını bıldırdı
Tasarının goruşulmesı sırasın-
da, Danıştay'ın anavasada, "ılk
ve son karar mahkemesi" oldu-
gunun belırtıldığıne dıkkat çeken
SHP Tekırdağ Mılletvekıh Guneş
Gurseler ıle SHP Istanbul Mıllet-
vekıh Ali Haydar Erdogan, Da
nıştay 'ın kararlan ıçın temyız >o-
lunun açılmasının, anayasaya ay
kırı olduğunu savundular
Tasarıya gore, Bakanlar Kuru-
lu kararlan Danıştav Genel Ku-
rulu'nda ıncelenemevecek, 1 Da-
ıre'de ıncelenecek Bu değışıklığe
karşı çıkan SHP'lı Erdoğan, Da-
nıştay Yasası'nda yapılan bu de-
ğışıklıkler ıle komısyonda bugun
goruşulecek olan Idarı Y argılama
Lsulu Yasası'ndakı değışıklıkle-
rın, "ozelleştınne, Hafıze OzaJ'-
ın mezannın naklı ve çevre>le ıl-
gılı konulardalu" Bakanlar Kuru-
lu kararlarını karnufle etmek ıçın
yapıldığını ılerı surdu Idarı Yar-
gılama Usulu Yasası'nda yapıla-
cak değışıkiıkle Bakanlar Kurulu
kararlan ıçın yalnızca kışısel çıkar
soz konusu olduğunda Danıştay'a
dava açılabıleceğını ve bunun da
genel kurulda değıl, yalnızca 1
Daıre'de ınceleneceğını kaydeden
Erdoğan, "Bakanlar Kurulu'nun
kararlannı bır yasa ıle ıptal etmek
mumkun olamavacak. Bu karar-
lar ancak uluslararası mahkeme-
lerde dava konusu otabilecek" de
dı Erdoğan, Alıağa Termık Sant-
ralı'nın yapımı gıbı çevreyı ılgılen
dıren bır olayda, kışılerın "genel
çıkariannın ortadan kalkbgı" ge-
rekçesıyle Danıştay'a dava aça-
mayacaklarını soyledı
Komısyonda dun kabul edılen
tasarıya gore, Danıştay'ın karar-
lan ıçın temyız yoluna gıdılebıle-
cek Karan, ılk kararı veren daı-
renın dışında kalan daırelenn uye-
lerınden oluşan bır hevet alacak
ANKARA (ANKA) — Dışışlen
Bakanhğı, TBKP lıderlen Haydar
Kutlu ve Nihat Sargın'ın Avrupa
Insan Hakları Komısyonu'na yap-
tıklan başvuru ıle ılgılı olarak so-
ruşturma vapan komısyon heyetı-
ne ıfade vermeyı reddeden DGM
Başsavcısı Nusret Demiral'ı eleş-
tırdı Dışışlen Sozcusu Murat
Sungar, "Bu davranış ışımizı
kolaylaştırmamakbr" dedı
Dışışlen Sozcusu Murat Sun-
gar, gazetecılenn sorulannı yamt-
larken, DGM Başsavcısı Demıral
1
ın ıfade vermevı reddetmesı konu-
sunda Avrupa Konseyı Jnsan
Hakları Komısyonu'ndan bır tep-
kı gelmedığını bıldırdı Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu'nun Demıral
hakkmda soruşturmanın açılaca-
ğını açıkladığını hatırlatan Murat
Sungar, dığer Turk yetkılılennın
heyet uyelerıne her turlu kolaylı-
ğı gosterdıklennı belırttı
Murat Sungar, bır soru uzerıne
de heyet uyelenne ıfade vermeyı de
reddeden uç polısın ıse sonunda
tutumlarını değıştırerek ıfade ver
meyı kabul ettıklerını bıldırdı
(Baştarafı 2. Sayfada)
seklıvle ve defalarca vazdığımız
gıbı derınlemesıne ıncelendığınde
bır ozgurluk ve ınsan hakkı soru-
nu olmayıp tam tersıne, bır ozgur-
lukten kaçış ve kazanılmış haklar-
dan gonullu olarak vazgeçme, go-
nu|lu kulluğu seçme sorunudur
Unıversıtelerımızde tesetture gı-
ren, tokalaşmavan, erkek hastala-
ra dokunmak ıstemeyen, rektal
termometre uvgulaması vapmavı
reddeden kız oğrencıler, kendıle-
rını ve karşılarmdakını bırer cin-
sel obje ola>-ak algılamayı surdur-
duklerı ıçın kendılerıne de, erkek
lere deguven duvmamakta, ortu-
iere sarınıp saklanmaktadırlar
Kendılerıne guvenen laık ve
çağdaş kafa vapısına sahıp kadın
lar namuslannı 1,5 metrel k bır
bez parçası ıle sınırlamazlar Çun-
ku onlar kendılennı bırer cınsel
obje olarak görüp aşağılamazlar
Onlar, kışılıklerı ıle bu toplumun
eşıt haklara sahıp ve oyle kalma-
yı ısteyen saygın ve onurlu yurttaş
larıdır
Ne >azık kı olavın başlangıcın
dan ben laık ve çağdaş kadınları
mızın haklı tepkılerı hep saptırıl-
mış ve artık apaçık olarak kendı-
nı gosteren tehhkeler gozardı edı
lıp olay, çok basıt bır "başortusu
duşmanlığı" gıbı gosterılmeye ça
lışılmıştır Boylece, temel hak ve
ozgurlukler araç edılerek ne yazık
kı aydınlar arasından da yandaş-
lar kazanılmıştır
Çağdaş ve laık Turk kadınları,
bır dınsel-sıyasal amacın ortusu
olmamak koşuluyla, baş ortmenın
laıkhğe aykırı olmadığının bılın
cındedırler Nıtekım ulkemızde
kırsal kesım kadınlan yuzyıllardır
çarşafsız, peçesız, yanı tesettursuz
dolaşmakta, tarlalarda erkeklerle
bırlıkte çalışmaktadır Onlar kul-
turel bır aiışkanlıkla başortulerı-
nı saçlarının uzerıne atıvermekte-
dırler Unıversıtelerde yapay ola
rak ortaya çıkartılan dınsd unıfor-
ma'lan taşımıvorlar dıye bu ka-
dınlarımıza da "Turban,
namusunuzdur" eleştınsı mı yo-
neltılecektır'' Geleneksel başortu-
su, koy ve kasaba kokenlı mılyon-
larca kadın tarafından takılmak-
tadır Ama hıçbır zaman dınsel-
sıyasal bır araç olarak gorulup
"menzıl-ı maksude ulaştıracak
yolda"'
21
kazanılmış ılk zafer ola-
rak yorumlanmamaktadır Şenat-
vi cephenın gundemı belırlenmış-
tır Turban zafennden sonra 163
maddenın kaldınlması, Ayasof-
va'nın camıleştırılmesı, kamu ku-
ruluşlarında mescıtlerın açılması,
devlet daırelennın tumune teset-
turun gırmesı, açılmak ıçın sıra-
da bekleven 100'e yakın ımam ha-
tıp okulunun açtırılması, turban
gosterılerının ımam hatıp lıselerı-
ne sıçratılması, harp okullarına
ımam hatıp mezunlarının kabul
ettınlmesı, şenat hukukunun ge-
rı getınlmesı, cumhurıyetın "te-
mellennın duruşması
|3)
"nın vapı-
larak bu temellerın sarsılması
açıkça dıle getırdıklen stratejıle-
rıdır
Laıkhğı bır çağdaşlaşma yonte-
mı ve koşulu olarak algılayan genç
vaşlı her çağdaş Turk ınsanının
Ataturk ılke ve devrımlerı konu-
sundakı duvarlılık \e sorumluluk-
larını gosterme zamanı gelmıştır
(1) Zaman Gazeıesı 31 Aralık 1989
(2) Zaman Gazetesı 11 Aralık 1989
(3) Zaman Gazeıes: 21
Aralık 1989
Nol Bu >azı, \OK°un ayıbını cumhu-
nyel umversıtekn rektorlennın gıdere-
cekJennı umnuk tsle>en vt gecen ganler-
de >ıtırdığımız Sa>ın Surrvv* \|ao{lu-
nun Malurk ılke \e dcvnmlen, ozellıkle
de kadın haklan konusunda vaşuıunid
son anına kadar sıırdurdugu onuriu te
>ureklı savaşımı pa>laşan bır ogretım
uveanın, Sureyva \gıogtu'nun ausına
adadıgı bır vazıdır
EVET/HAYIR
OKTA1 AKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
lerını tek tek teshır edıyor Adlarını belırtmeden bu solcu profe-
sorler ıcın yazılanlardan bırkac ornek vereyım Dıcle Unıversı-
tesı'nden atılmıstır Halıl Cın zamanında yardımcı doçentlık ıçın
başvuran adayların en zayıfı olduğu halde sırf Dıyarbakır dan gel-
dığı aşırı solcu ve rektore yakın olduğu ıcın oğretım uyesı ya-
pıldığı 'Fakulte oğrencılerı tarafından polıtburo uyesı dıye ta-
nımlanan ve el radyolarından yaptığı telsızlerle emnıyetın telsız-
lerını dınledığı ıddıa edılen Yard Doc E C nın asırı solcu oğren-
cılerın kadrolasmalarını ve bırbırlerıyie ırtıbatlannı sağladığı', "V
fakultesı rektoru tarafından atanan bu oğretım uyesının aşırı sol-
cu mılıtan yapılı ozellıklerı olduğu', "Ateıst olduğu ve ateızm pro-
pagandası yaptığı aşırı sol orgutlenmeyı organıze ettığı', 'Aşırı
solcu ve devlet aleyhınde faalıyette bulunduğu '
Rektor Halıl Cın Yenı Duşunce' adlı gazetenın suçlamaları-
na gore asırı solcu ları korumasına almış1
Daha ne yapmış9
Mıllıyetçı' oğretım uyelerını başka kentlerde gorevlendırmış
Konya Turk Ocakları Derneğı de Halıl Cın'ın mıllıyetçı oğretım
uyelerını surgune gondermesını sert sekılde kınamış Halıl Cın1
den Konya halkı olarak mıllıyetçı oğretım uyelerı üzerındekı bas-
kıların kaldınlmasını ve surgünlerın derhal durdurulmasım" ıs-
temış
Gazetelerde çıkan haberlerde Halıl Cın haksız yere suçlan-
mış bu asırı sağcı oğretım üyelennın verdığı bılgılere dayanıla-
rak Selçuk Unıversıtesı rektorunün 'hur düşünceye zıncır
vurduğu' yazılmış Bır yandan aşırı solcuları koruduğu ılerı su-
rulen bır kışı ote yandan hur düşünceye zıncır vuran'aşırı sağ-
cı bır kışı1
Ikısı de Halıl Cın1
Nasıl oluyor boyle bır şey1
Konya1
dan aldığım bır mektupta, bırtakım çıkarcı ve düşünce açısın-
dan aşırı sağcı kışılerın Halıl Cın'ı bır yandan sağcı, öte yandan
solcu gostererek yıpratmaya çalıştıkları yazılıyor
Gorulen şudur Sağda da bölunmeler başlamıştır Buna ne
gıbı yorum yapmak gerekır? Çıkar çatışması mı9
Baktılar, anla-
dılar kı soldan gelecek bır tehlıke yok, sol kendı kendını ufala-
makla vakıt geçırıyor Bır araya gelmek, bellı çızgıde anlaşmak,
bırleşmek günden gune olanaksız hale gelmekte Öyleyse sağ-
da en sağlam, en guçlu yerı kapmak gerek
1
Yıllardır Halıl Cın
'sağcı' bır oğretım uyesı olarak bılınırdı Demek onu da beğen-
mıyorlar artık, kendı cıkarlarına uygun bulmuyorlar Ne de olsa
uygar bır sağcı, otobuslerde rtarem selamlık yaptırmadı, değer-
lı oğretım uyelerı arasında sıyasal açıdan onemlı bır ayrım yap-
madı Sağcı-solcu demeden oğretım uyelennı gorevlılennı başka
ıllerde çalışmaya gonderdı Öyleyse o 'solcu'dur, solcuların hız-
metındedır'
Bana Konya'dan mektup yazan guvendığım bır kışı şoyle dı-
yor Bu dergı bır ınsana kotu dıyorsa bılınmelıdır kı, o ınsan bu
memleketın selametı ıçın kavga vermektedır" 'Solcu
1
olarak nı-
telenen bır oğretım uyesı de Rektör Cın ıçın "Selcuk Ünıversı-
tesı'nde tek bır duşuncenın hâkım olmasına tek başına karşı ko-
yan bır kışıdır Bu unıversıte bır mozaıke benzer, bunu bır arada
tutan rektordur Bu kışı gorevden ayrılırsa, bırakın solcuları kendı
cızgılerınde olmayanların başına neler gelecek
1
' dıyor Rektö-
run sağcı - solcu ayrımı yapmadığı ıçın çıkarları bozulan kışı ve
çevrelerın gozunde solcuları koruyan' adam durumuna düşü-
rulduğunu soyluyor
Bu konuda benı ılgılendıren, aşırı mıllıyetçı, bağnaz, tutucu
çevre ve kışıler arasında da bölunmelerın başladığı gerçeğıdır
Bu kavgaların nedenı çıkar böluşmesıdır Halıl Cıne bıle 'solcu,
sol korumacısı' denıldığıne gore gerısını sız duşünun
1
GOZLJEM UĞUR MUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
men bu aşamada partı kurma kararında olmadıkları anla-
şılıyor
Haklılar Bu konulacda bırdenbıre karar almak yanlış ola-
bılır Bu tur kararlarm ahnabılmesı ıçın mılletvekıllerının on-
ce kendı aralarında, sonra seçmenlerı ve yakın çevrelerı ıle
düşunce alışverışlerı yapmalan gerekır
Partı kurmak pek kolay bır ış değıldır Kâğrt uzerınde ço-
zumu kolay gorunen bırçok sorun orgutlenme aşamasında
ıcınden cıkılmaz duğumlere donuşur
Partının ıdeolqısınden tutun da kadrosuna, tuzuk ve prog-
ramına, malı kaynaklarına ve kımın genel başkan ve genel
sekreter olacağına kadar bırçok konu partı onculerını kısır
donguler ıçıne surukler
Solda bugun dört ayrı partı var Bunlar SHP, DSP, SP ıle
"legalıteye çıktığını" açıklayan TBKP'dır
Başturk ve arkadaşlan, SHP yonetımı ıle çatışmıs ve ay-
nlmışlardır Bu grubun Ecevıt'ın DSP'sı ıle de bır yakınlıkla-
rı olmamıştır SHP'den ayrılan mılletvekıllerının SP ıle de bır
ılışkılerı yoktur
SHP'den ayrılan mılletvekıllennın aynı sıyasal eğılımde ol-
dukları da söylenemez Içlerınde Aybar'ın göruşlerı ıle bağ-
daşanlar olduğu gıbı bu goruşlere karşı olanlar da vardır
SHP'den ayrılan mılletvekıllerının arasında sıyasal gpç-
mışlerınde sosyalızm ıle duşunsel yakınlıkları olmayanlara
da rastlanmaktadır
Başturk ve arkadaşlan ıçınde "TKP'lıdır" dıye tantmlana-
cak bır mılletvekıh de yoktur Ancak bu mılletvekıllerının ba-
zıları, "bırteşık partıyı de ıçıne alacak bır yenı olusum" gorü-
şunu savunuyor olabılırler
Bu görüş pek gerçekçı değıldır
Nıcın değıldır'
Hem Aybar hem de Başturk'un sıyasal geçmıştekı sava-
şımları bugun "bırteşık partı" ıle bır çatı altında bır araya gel-
melerını engeller
Pekı nıçın engeller^
Aybar, "guler yuzlu sosyalızm" göruşu ıle Lenınızmı eleş-
tırmış ve Sovyet sıstemının bır "burjuva modeh" olduğunu
ılerı sürmuş, sosyalızmde bağımsızlığın temel koşul oldu-
ğunu savunmuştur
TIP ve TKP de o günlerde Lenınıst modelı savunmuşlar,
Aybar ve çevresını de suçlamışlardı
Işte bunun ıçın engeller
Başturk ve Fehmı Işıklar da DISK'ten "TKP eğılımlılen
tasfıye" etmışler ve sınıf ve kıtle sendıkacılığı anlayışını "ba-
ğımsız sosyalızm" kavramı ıle bırlıkte savunmuşlardır
Bu yuzden Aybar ve Başturk'un bırleşeceklerı noktalar,
bırleşık partının SHP'den ayrılan mılletvekıllerı ıle uzlaşa-
cakları noktalardan çok ama çok daha fazladır
Guçluk şuradadır SHP'den ayrılan mılletvekıllerı, sıyasal
sahneye SHP'ye benzer bır sosyal demokrat partı modelı
ıle mı çıkacaklardır? Yoksa kapıtalıst somuruyu ortadan kal-
dırmayı amaçlayan "bağımsız sosyalıst" bır modelle mı'
Lenınıst model, Doğu Avrupa'da Moskova'ya uyumlu par-
tıler ıle bırlıkte yıkılıyor Batı'dakı sosyal demokrat partıler,
kurulu duzenın "yedek lastıklen" olarak duzenle gun gec-
tıkçe butunleşıyoriar
"Ekonomılenn mılıtanzasyonu" adı verılen model ıle Turkı-
ye de yerleştırılen "arabesk lıberalızm" ve "alaturka
kapıtalızm" ıse gun geçtıkçe emekçı sınıf ve tabakaları yok-
sulluğa surukluyor
Bu koşullarda ozgurlükçû, katılımcı ve bağımsız sosya-
lıst partı modelı ılerısı ıçın daha da onem kazanıyor
SHP'den ayrılan mılletvekıllerı ışte böyle bır yol ayrımının
kılometre taşında karar verecekler
Atacaklan adım boyle bır modelın oluşmasına yarar mı,
yaramaz mı' Boyle bır ıdeolojık seçeneğı benımsıyorlar mı,
benımsemıyorlar mı'
Daha da onemlısı, hangı sınıfsal taban ıle butunleşecek-
ler' Nasıl bır kadro ıle beraberler'
Işlerı zor'
Bu otomobıl otomobılı aşar
Buotomobıl 5kapılıdır
Turkıye'nın çok amaçlı,
kullanım alanı
en genş otomobılıdır
5 kapı, sızın hayatınıza
yepyenı bır boyut açar
Tofaş Kartal L
Tofaş Doğan Lnın
îum nıtelıklenne
ustunluklenne sahıptır
Ve îum Tofaşlar gıbı
paslanmaya çurumeye karşı
Balık avından keklık avına
pıknıklerden yaz taîıllerıne
Kartal L ıle yol alın
Gule gule alın.
gule gule kullanın
TOFA$90"Turkıye'nın otomobıli"